MS Excel Nedir? 10+ Kullanım Alanı

Bu makalede excel nedir, nerelerde kullanılır, rakipleri nelerdir gibi sorulara cevap okuyacaksınız.

Excel nedir?

Excel programı, Microsoft firmasının ürettiği bir elektronik tablo programıdır.excel nedir

Excel; veri saklama, hesap yapma, veri görselleştirme gibi sunumu kolaylaştıran bir matematiksel programdır.

Microsoft Excel, kullanıcıların bir elektronik tablodaki verileri biçimlendirmesini, düzenlemesini ve hesaplamasını sağlar.

Yazı için Word, sunum için Powerpoint, mailleşme için Outlook gibi ofis programlarının oluşturduğu Office paketinin içinde satılır.

Veri analistleri ve diğer kullanıcılar, Excel gibi yazılımlar kullanarak verileri düzenleyerek, veriler eklendikçe veya değiştirildikçe bilgilerin daha kolay görüntülenmesini sağlayabilirler. Excel, satır ve sütunlar halinde sıralanmış hücre denilen çok sayıda kutu içerir. Veriler bu hücrelere yerleştirilir.

Excel, Microsoft Office ve Office 365 paketlerinin bir parçasıdır ve Office paketindeki diğer uygulamalarla uyumludur.

Elektronik tablo yazılımı Windows, macOS, Android ve iOS platformları için kullanılabilir.

 

Excel nerelerde kullanılır? Yaygın Excel kullanım durumları

Excel en yaygın olarak iş ortamlarında kullanılır. Örneğin, iş analizi, insan kaynakları yönetimi, operasyon yönetimi ve performans raporlamasında kullanılır.

Excel, verileri düzenlemek ve işlemek ve matematiksel işlevleri çözmek için biçimlendirilmiş geniş bir hücre koleksiyonu kullanır. Kullanıcılar grafik araçları, pivot tablolar ve formüller kullanarak elektronik tablodaki verileri düzenleyebilir. Elektronik tablo uygulaması ayrıca Visual Basic for Applications adı verilen bir makro programlama diline sahiptir.

Kuruluşlar Microsoft Excel’i aşağıdakiler için kullanır:

  1. iş verilerinin toplanması ve doğrulanması
  2. iş analizi
  3. veri girişi ve depolama
  4. veri analizi
  5. performans raporlaması
  6. stratejik analiz
  7. muhasebe ve bütçeleme
  8. idari ve yönetimsel yönetim
  9. hesap yönetimi
  10. proje yönetimi
  11. ofis yönetimi

 

 

Microsoft Exceli kim kullanır?

Finans alanındaki birçok kariyer, çeşitli işlevler için Excel’e güvenir.

Örneğin, yatırım bankacıları finansal modeller oluşturmak ve finansal verileri analiz etmek için Excel’i kullanır. Muhasebeciler, finansal ayrıntıları izlemek ve raporlamak, bütçe ve raporlar oluşturmak için Excel’i kullanır. Finans dışında, neredeyse her sektördeki veri analistleri veri analizi ve görselleştirme için Excel’e güvenir.

Excel’de oluşturabileceğiniz belgeler

Bir Excel elektronik tablosu ile yapabileceğiniz şeyler hiç de az değildir. İşte oluşturabileceğiniz birkaç yaygın belge:

  • Bilanço
  • Bütçeler
  • Takvim
  • Veri raporu
  • Formlar
  • Gelir tablosu
  • Fatura
  • Posta listesi
  • Planlama belgesi
  • Zaman çizelgesi
  • Yapılacaklar listesi

Bu belgelerin tümü iş veya kişisel yaşamınıza uygulanabilir. Excel, düzenli kalmanıza ve önemli bilgileri hesaplamanıza yardımcı olabilecek çok yönlü bir araçtır.

 

Microsoft Excel nasıl kullanılır?

Microsoft Excel’i kullanmak için yazılımı Microsoft’un web sitesinden veya App Store’dan indirmeniz gerekir. Program tek başına yaklaşık 160 dolara veya tam Office 365 paketinin bir parçası olarak aylık yaklaşık 7 dolara satın alınabilir. Birçok bilgisayarda da uygulama önceden yüklenmiş olarak gelmektedir. Excel’in ücretsiz bir web sürümü de mevcuttur.

Uygulamayı açtığınızda, yeni bir çalışma kitabı açabilirsiniz. Bir çalışma kitabındaki boş bir çalışma sayfası aşağıdaki gibi görünür:

Boş bir çalışma kitabı ile bazı temel Excel görevlerini yapmaya başlayabilirsiniz.

Excel temel formüller

Excel’de verilerle çalışmak için kullanabileceğiniz birçok formül vardır. Excel’deki her formül bir eşittir işaretiyle başlar. Bir formül oluşturmadan önce, formülün sonucunun görünmesini istediğiniz hücreye bir eşittir işareti (=) yazmanız gerekir.

Bunlar akılda tutulması gereken bazı temel formüllerdir.

  • Topla: İki veya daha fazla hücrenin değerlerini toplamak için artı (+) işaretini kullanın.
    • Örnek: =A4+D5
  • Çıkartma: İki veya daha fazla hücrenin değerlerini çıkarmak için eksi (-) işaretini kullanın.
    • Örnek: =A4-D5
  • Çarpma: İki veya daha fazla hücrenin değerlerini çarpmak için yıldız işaretini (*) kullanın.
    • Örnek: =A4*D5
  • Bölme: İki veya daha fazla hücrenin değerlerini bölmek için ileri eğik çizgiyi (/) kullanın.
    • Örnek: =A4/D5

Bu eylemleri birleştiren büyük bir formül oluşturmak için parantez kullanabilirsiniz. Örnek: =((A4+C4)/(D5-C5)*3).

 

Excel Grafik ekleme

Excel, verileri görselleştirmek için çok çeşitli grafikler sunar.  Bunlar basit çizgi grafiklerinden kabarcık ve radar grafiklerine kadar uzanır.  Excel’in grafik oluşturmak için iki ana aracı vardır: standart grafikler ve pivot grafikler.

Standart bir grafik, siz onu oluşturduğunuzda nispeten statiktir.  Elektronik tablonuzdaki verileri değiştirdiğinizde, ilgili hücreler yeni güncellemeleri göstermek için grafiği yeniler.  Pivot grafik daha dinamiktir ve hangi sütunların gruplamak istediğiniz bilgileri içerdiğini seçerek veya matematiksel işlemler uygulayarak (toplama, sayma, ortalama, maksimum bulma vb.) verilerinizi çeşitli şekillerde “dilimlemenize ve doğramanıza” olanak tanır..

 

Excel terminolojisi ve bileşenleri

Excel, bileşenleri için yeni kullanıcıların hemen anlayamayabileceği kendi terminolojisine sahiptir. Bu terim ve bileşenlerden bazıları şunlardır:

  • Hücre. Kullanıcı, sütun ve satırın kesişimi olan bir hücreye veri girer.
  • Hücre referansı. Bu, bir hücrenin bulunduğu koordinatlar kümesidir. Satırlar yataydır ve numaralandırılmıştır, sütunlar ise dikeydir ve bir harf atanmıştır.
  • Actif hücre. Bu, o anda seçili olan hücredir ve yeşil bir kutu ile gösterilir.
  • Çalışma kitabı. Bu, bir veya daha fazla çalışma sayfası içeren bir Excel dosyasıdır.
  • Çalışma sayfası. Bunlar bir Çalışma Kitabı içinde yuvalanmış farklı belgelerdir.
  • Çalışma sayfası sekmesi. Bunlar elektronik tablonun sol alt tarafındaki sekmelerdir.
  • Satır ve sütun başlıkları. Bunlar, sütunların ve satırların hemen dışında bulunan numaralandırılmış ve harflendirilmiş hücrelerdir. Bir başlık seçildiğinde tüm satır veya sütun vurgulanır.
  • Formül. Formüller, bir değer üretmek için bir hücre içine yerleştirilebilen matematiksel denklemler, hücre referansları veya fonksiyonlardır. Formüller eşittir “=” işareti ile başlamalıdır.
  • Formül barı. Bu, hücrelere değer veya formül girmek için kullanılan uzun giriş çubuğudur. Çalışma sayfasının üst kısmında, “fx” etiketinin yanında yer alır.
  • Adres barı. Formül çubuğunun solunda bulunan bu çubuk, etkin bir hücrenin sayı ve harf koordinatlarını gösterir.
  • Filtre. Bunlar, bir kullanıcının bir çalışma sayfasındaki hangi satırların görüntüleneceğini seçmek için kullanabileceği kurallardır. Bu seçenek, ana çubuğun sağ üst köşesinde “Sırala ve Filtrele” altında yer alır. Belirli değerlerle eşleşen satırları göstermek için bir otomatik filtre seçeneği seçilebilir.
  • Otomatik doldurma. Bu özellik, kullanıcıların verileri birden fazla hücreye otomatik olarak kopyalamasını sağlar. Bir seride iki veya daha fazla hücre varsa, kullanıcı her iki hücreyi de seçebilir ve hücrelerin geri kalanını otomatik olarak doldurmak için sağ alt köşeyi aşağı sürükleyebilir.
  • Otomatik toplam. Bu özellik, kullanıcıların birden fazla değer eklemesini sağlar. Kullanıcılar eklemek istedikleri hücreleri seçip Alt ve Eşittir tuşlarına basabilirler. Bu özelliği etkinleştirmek için ana sayfanın sağ üst köşesinde, “Doldur “un üstünde ve “Sırala ve Filtrele “nin solunda bir düğme de bulunmaktadır.”
  • Pivot Tablo. Bu veri özetleme aracı verileri otomatik olarak sıralar ve hesaplar. Bu, en soldaki ekle sekmesinin altında bulunur.
  • Pivot Grafik. Bu grafik, PivotTable’a görsel bir yardımcı olarak işlev görür ve verilerin grafik temsillerini sağlar. Ekleme sayfasının ortasının altında, haritaların yanında yer alır.
  • Kaynak Veri. Bu, PivotTable oluşturmak için kullanılan bilgilerdir.

 

Excel ve XLS dosyaları

XLS dosyası, Excel veya diğer elektronik tablo programları tarafından oluşturulabilen bir elektronik tablo dosyasıdır. Dosya türü bir Excel İkili Dosya biçimini temsil eder. Bir XLS dosyası, verileri ikili akışlar olarak depolar – bileşik bir dosya. Dosyadaki akışlar ve alt akışlar, bir Excel çalışma kitabının içeriği ve yapısı hakkında bilgi içerir.

Excel 2007’den sonraki Excel sürümleri, daha açık ve yapılandırılmış bir biçim olduğu için varsayılan olarak XLSX dosyalarını kullanır. Ancak Excel’in sonraki sürümleri XLS dosyalarının oluşturulmasını ve okunmasını desteklemeye devam etmektedir. Çalışma kitabı verileri PDF, TXT, Hypertext markup language, XPS ve XLSX gibi formatlarda da dışa aktarılabilir.

Makro özellikli Excel dosyaları XLSM dosya uzantısını kullanır. Bu durumda makrolar, Excel işlemlerini otomatikleştiren talimat kümeleridir. XLSM dosyaları XLM dosyalarına benzer ancak daha sonraki Microsoft Office yazılımlarında bulunan Açık XML biçimini temel alır.

Excel rakipleri

Excel en tanınmış elektronik tablo programlarından biri olsa da, diğer satıcılar rakip ürünler sunmaktadır. Örnekler aşağıdakileri içerir:

  • Google Sheets. Google E-Tablolar, benzer düzen ve özelliklere sahip Excel’in ücretsiz bir rakibidir. Gmail hesabı olan kullanıcılar Google E-Tablolar’a erişebilir. Google E-Tablolar buluta kaydedilir, yani kullanıcılar elektronik tablolarına her yerden ve çok sayıda cihazdan erişebilir. Ayrıca birden fazla kullanıcı aynı elektronik tablo üzerinde işbirliği yapabilir.
  • Numbers. Apple’ın hesap tablosu programı her Mac ile birlikte ücretsiz olarak gelir ve önceden oluşturulmuş şablonlar, çizelgeler ve grafikler sağlar. Numbers grafik ve çizelgelerde başarılıdır, ancak büyük veri kümelerini Microsoft Excel kadar iyi işleyemez. Numbers ayrıca Apple cihazlarına özeldir. Ancak kullanıcıların elektronik tabloları Excel dosyaları olarak kaydetmelerini sağlar, böylece bir Windows kullanıcısı Excel’de bir Numbers elektronik tablosunu açabilir.
  • Apache OpenOffice Calc. Bu ücretsiz açık kaynaklı elektronik tablo yazılımı, çoklu kullanıcı işbirliği; kullanıcıların kelimeleri kullanarak formül oluşturmasını sağlayan doğal dil formülleri; kurumsal veritabanlarından veri çeken DataPilot ve farklı hücre biçimlendirme seçeneklerini etkinleştiren stil ve biçimlendirme özelliklerine sahiptir. Yazılım Excel’den farklı bir makro programlama dili kullanır ve daha az grafik seçeneğine sahiptir. OpenOffice Calc Windows ve macOS platformlarında çalışır. OpenOffice Calc ayrıca varsayılan olarak Açık Belge Biçimini kullanır ve Microsoft’un XLSX biçimi için yalnızca sınırlı destek sunar.

 

Excel’in geçmişi ve geleceği

Microsoft Excel’i 1985 yılında Microsoft Multiplan adı altında piyasaya sürdü. Microsoft’un elektronik tablo programı o dönemde Lotus Development Corp. tarafından geliştirilen Lotus 1-2-3 de dahil olmak üzere benzer ürünlerle rekabet halindeydi.

Lotus 1-2-3’ün hücre adlarını ve makroları kullanan ilk elektronik tablo olduğu bildirilse de, Multiplan grafiksel bir kullanıcı arayüzü kullandı ve kullanıcıların fare kullanarak işaret edip tıklamasına olanak tanıdı. Multiplan, elektronik tablo verilerini manipüle etmeyi, işlemeyi ve görüntülemeyi kolaylaştırdı.

Başlangıçta Multiplan, Lotus 1-2-3 ile rekabet ederken Microsoft Disk İşletim Sistemi (MS-DOS) sistemlerinde popülerliğini kaybetti. İlk sürümünden iki yıl sonra, 1987’de Microsoft Excel sürüm 2.0’ı tanıttı. 1988 yılına gelindiğinde, artık Windows platformlarında çalışan bu yeni sürüm, Lotus 1-2-3 ve diğer benzer elektronik tablo programlarını geride bırakmaya başladı.

1990 yılında Microsoft, araç çubukları, 3D grafikler, çizim ve anahat oluşturma özellikleri gibi özelliklerle Excel’in 3. sürümünü yayınladı. Sürüm 4 iki yıl sonra geldi ve otomatik doldurma işlevini ekledi. 1993 yılında Excel’in 5. sürümü yayınlandı. Bu sürüm, düzenli görevlerin otomatikleştirilmesini sağlayan Visual Basic for Applications makrolarını içeriyordu.

Excel’in sonraki büyük güncellemelerinden biri 2007’de yayınlanan 12. sürümdü. Bu güncellemede yeni bir Şerit menü sistemi kullanıldı. Geliştirilmiş işlevler arasında SmartArt diyagram seti, adlandırılmış değişkenlerin daha iyi yönetimi ve grafiklerin biçimlendirilmesi için daha fazla esneklik yer alıyordu. Excel, daha yapılandırılmış ve açık XLSX dosyalarını da kullanmaya başladı. 2013 yılında yayınlanan 15. sürüm Power View, Power Pivot ve Flash Fill gibi yeni araçlar içeriyordu. Bu sürüm ayrıca çoklu iş parçacığı özelliklerini de geliştirdi.

Excel’in mevcut sürümü olan sürüm 16, 2019’da piyasaya sürüldü. Microsoft Excel, ortaya çıktığı günden bu yana en yaygın kullanılan iş uygulamalarından biri haline geldi ve genellikle Word, Outlook ve PowerPoint gibi diğer Microsoft uygulamalarıyla birlikte kullanılıyor. Microsoft artık Excel’i farklı sürümler olarak güncellemese de, yeni özellikleri ve güncellemeleri zaman içinde otomatik olarak kullanıma sunmaktadır.

Microsoft Excel tartışmasız en popüler elektronik tablo uygulamalarından biridir ve uzun zamandan beri işletmelerde bir rol oynamıştır. Ancak, diğer güncel elektronik tablo yazılımlarının popülaritesiyle birlikte Excel’in rekabeti artmıştır. Askwonder.com web sitesi, Google E-Tablolar’ı da içeren Google Suite’teki uygulamalar koleksiyonunun her ay 2 milyar kullanıcı tarafından kullanıldığını, Microsoft Excel’in ise aylık 750 milyon ila 1,2 milyar küresel kullanıcıya sahip olduğunu iddia ediyor. Google ve Microsoft, her iki elektronik tablo programının da aylık kullanımını yayınlamadığından, değerleri tahmin etmek zordur.

 

Kaynak

Microsoft destek sitesi

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Formül Kurma Temelleri 101

Excel formül kurmayı bir kez anladığınızda, excel formülleri kolaylaşıverir. Excel formül kurmanın oldukça basit bir yapısı vardır.

Bu makalede excel formül kurmayı ve kurarken kullanabileceğimiz sembolleri öğreneceksiniz.

Excel formül kurarken formülün yapısını ve kullanılan işaretleri anlamanız kavramanızı çok hızlandırır.

Formül, şunların herhangi birini veya tümünü içerebilir: işlevlerbaşvurularişleçler ve sabitler.

 

Formülün bölümleri

Örnek çalışma dosyasını buradan indirebilirsiniz.

Formüle “=” yazarak başlanır ve ardından formülün kurgusu yapılır. Kapatma parantezi ile formül tamamlanır.

1-excel formül kurma bölümleri

1 – 2 – İşleçler: ^ (şapka karakteri) işleci sayıyı bir kuvvete yükseltir ve * (yıldız işareti) işleci sayıları çarpar.

3 – Başvurular: A3, A3 hücresindeki değeri formule ekler.

4 – Sabitler: Formüle doğrudan girilen, 7 gibi sayılar veya metin değerleridir.

5 – İşlevlerPİ() işlevi, pi: 3,142… değerini formüle ekler.

 

Farklı sayfadaki hücre ile formul kurma

Yukarıdaki örnekte, TOPLA işlevi aynı çalışma kitabındaki Sayfa1 adlı çalışma sayfasında A5 hücresinden veri almaktadır.

  1. Sayfa1 adlı çalışma sayfasına gittiğini gösterir.
  2. A5 hücresinden veri alır
  3. Ünlem işareti (!) çalışma sayfası başvurusunu, hücre aralığı başvurusundan ayırır

 

Not: Başvuruda bulunulan çalışma sayfasında boşluklar veya sayılar varsa, çalışma sayfası adını tek tırnak (‘) içine almalısınız; örneğin, =’123′!A1 veya =’Ocak Geliri’!A1.

 

 

 

Formülü görüntüleme

Yazdığınız ve enter’a basarak işleme aldığınız formulü kolayca görüntüleyebilirsiniz. Bunun iki yolu vardır.

1 – Hücreye çift tıklamak

2 – Formül çubuğuna bakmak

Excel formül kurmada “başvuru” kullanımı

Başvuru, çalışma sayfası üzerindeki bir hücre veya bir hücre aralığını tanımlar ve Excel’e formülde kullanmak istediğiniz değerleri nerede araması gerektiğini bildirir.

“:” aralık bildirir.

Aralıklar şu şekilde ifade edilir.

 

Buraya başvurmak içinKullanım
A sütununda ve 10. satırda bulunan hücreA10
A sütununda ve 10. ile 20. satırlar arasında bulunan hücre aralığıA10:A20
15. satırda ve B sütunuyla E sütunu arasında bulunan hücre aralığıB15:E15
5. satırdaki tüm hücreler5:5
5. satırla 10. satır arasında bulunan bütün hücreler5:10
H sütununda bulunan bütün hücrelerH:H
H sütunu ile J sütunu arasında bulunan bütün hücrelerH:J
A sütunu ile E sütunu arasında ve 10. satır ile 20. satır arasında bulunan bütün hücrelerA10:E20

 

Kaynak: Yukarıdaki tablo microsoft destek sayfasından alınmıştır

 

Başvuru çeşitleri

Mutlak, göreli ve karma başvurular arasındaki fark

Göreli başvurular    Bir formüldeki göreli başvurular (örneğin, A1), formülü içeren hücrenin ve başvurunun gösterdiği hücrenin göreli konumuna dayalıdır. Formülü içeren hücrenin konumu değişirse, başvuru da değişir. Formülü bir satır veya sütun üzerinde başka bir konuma kopyalar veya girerseniz, başvuru otomatik olarak ayarlanır.

 

Mutlak başvurular    Bir formüldeki mutlak başvurular (örneğin, $A$1), (F4 ile yapılır) her zaman belirli konumdaki bir hücreye başvuruda bulunur. Formülü içeren hücrenin konumu değişse bile, mutlak başvuru aynı kalır. Formülü bir satır veya sütun üzerinde başka bir konuma kopyalar veya girerseniz, mutlak başvurular yeniden ayarlanmaz.

 

Karma başvurular    Karma başvurular, mutlak bir sütun ve göreli bir satırdan veya mutlak bir satır ve göreli bir sütundan oluşur. Mutlak sütun başvuruları, $A1, $B1, vb. biçimindedir. Mutlak satır başvuruları ise, A$1, B$1, vb. biçimdedir. Formülü içeren hücrenin konumu değişirse, göreli başvuru değişir, ancak mutlak başvuru aynı kalır. Formülü bir satır veya sütun üzerinde başka bir konuma kopyalar veya girerseniz, göreli başvurular otomatik olarak ayarlanır, mutlak başvurular ise ayarlanmaz.

 

Özet olarak

Excel formül kurma oldukça basit bir işlemdir. Yukarıdaki detayları biraz çalıştığınızda kolayca anlayabilecek ve hızlıca formül kurmaya başlayacaksınız. Formül kurgusunun önemli olduğu kadar formülü kurarken kullanacağınız sembolleri anlamak da önemlidir. Sembollerin ne anlama geldiğini anlamanız hem kendi kullanımınız hem de hazır formülleri anlamanıza yarar.

 

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Hataları: En Yaygın 6 Excel Hatası (ve Bunlar Nasıl Düzeltilir)

Bu makalede microsoft sık karşılaşılan excel hatalarının çözümlerini öğreneceksiniz.

Excel hatası görmek işlemlerde bir yanlışlık olduğunu gösterir.

Excel hata uyarısı, formüllerde hatalar yaptığımızda bizi uyaran mesajlardır.

Bir Excel hata mesajı görmek biraz sinir bozucu olabilir, ancak fark edilmeyen ve yanlış sonuçlar veren sessiz hatalardan çok daha iyidir.

Excel hata mesajı gördüğümüzde sinirlenmek yerine, bunun neyin yanlış gittiğini belirlemek için hoş bir ipucu ve bu hatayı nasıl ayıklayacağımızı (veya düzelteceğimizi) bulmak için ilk adım olduğunu düşünün

 

Örneğin,

hücrenizin sol üst köşesinde küçük yeşil bir bayrak görürseniz, muhtemelen o hücrenin yanında bir Hata İzle düğmesi de görürsünüz. Bu, formülünüzde veya o hücrenin içindeki değerde bir hata olduğu anlamına gelir. Simgenin üzerine geldiğinizde veya düğmenin yanındaki oka tıkladığınızda, hatayla başa çıkmak için bir seçenekler listesi görünecektir

 

Excel fonksiyonları hakkındaki anlayışınızı geliştirmek istiyorsanız, Excel hatalarını anlamaya yönelik bu kılavuza göz atalım. Bu makalede, Excel’deki yaygın hataları, ne anlama geldiklerini ve nasıl düzeltileceklerini tartışacağız.

Sık karşılaşılan excel hataları

Örnekleri içeren excel dosyasını indirebilirsiniz.

1 – ###### hatası

Bunlara ister hashtag, ister pound işareti, ister sayı işareti deyin, Excel çalışma sayfanızda bunlardan birkaç tane görmek genellikle Excel’in bir sayıyı görüntülemeye çalıştığını, ancak sütunun sayıyı tam olarak gösteremeyecek kadar dar olduğunu gösterir. Bu kolay bir düzeltmedir.

Olası çözümler:

 

  • En yaygın çözüm; sütunu daha geniş yapmaktır. Bunu Excel’de yapmanın birkaç yolu vardır, ancak en hızlı yol çalışma sayfasının üst kısmındaki sağ sütun kenarlığına çift tıklamaktır. Bu, sütunu otomatik olarak o sütundaki en geniş değerin genişliğine yeniden boyutlandıracaktır.
  • Alternatif olarak, sütunu manuel olarak o hücredeki değerin tamamını görmenizi sağlayacak bir genişliğe sürükleyebilirsiniz.
  • Yukarıdaki yöntemlerden hiçbiri sorununuzu çözmezse belki de değer uyumsuz bir sayı biçiminde kaydedilmiştir. Örneğin, tarih biçiminde kaydedilmiş negatif bir değeriniz mi var? Sütun ne kadar geniş olursa olsun, negatif tarih değerleri geçersiz kabul edildiğinden ###### hatası görüntülenecektir. Bunu düzeltmek için, sonuca ulaşmak için kullanılan değeri veya formülü iki kez kontrol edin veya sayı biçimini Tarih’ten başka bir biçime değiştirin, örneğin Genel

 

 

2 – #SAYI/0! hatası

En azından buradaki hata mesajı güzel ve açık ve tek bir anlama geliyor – bir sayıyı sıfıra bölmeye çalışıyorsunuz. Bu işlem matematiksel olarak imkansız kabul edilir, bu nedenle bölme hatası mesajı verilir.

 

Bazen #SAYI/0! hatası kaçınılmazdır çünkü formülünüzde aslında yanlış olan bir şey yoktur. Formüldeki bölen (payda) o anda boş olan veya sıfır değeri döndüren bir hücreye başvuruyor olabilir. Ya da EĞERORTALAMA formülü söz konusu olduğunda, aralıktaki hücrelerin hiçbiri ölçütü karşılamıyor olabilir. Bu durumda, teknik olarak bir hata söz konusu değildir, ancak sıfıra bölme tanımsız olduğundan Excel sonucu ifade edemez

 

Olası çözümler:

  • Bu hatayı gerçekten düzeltmenin tek yolu, sıfıra bölmeye çalışan formülü kaldırmaktır. Bu şu anlama gelebilir:
    • bölenin (payda) düzeltilmesi veya
    • formülü silme
  • Yukarıdakilerden hiçbiri uygun bir seçenek değilse, EĞERHATA işlevi en iyi çözümdür. EĞERHATA hataları yakalamak ya da daha doğrusu “örtbas etmek” için vardır, böylece çıktı hücresinde görüntülenmezler. EĞERHATA, orijinal formül bir hatayla sonuçlanırsa alternatif bir sonuç döndürmenizi sağlar.

3 – #YOK Hatası

YOK hatası çoğunlukla bir arama fonksiyonu kullanıldığında ortaya çıkar. Bu excel hatası, aradığınız değerin mevcut olmadığını, yani kaynak verilerde bulunamadığını gösterir. Bazen yanlış yerleştirilmiş bir boşluk karakteri kadar basittir.

Örneğin, aşağıdaki örnekte, A9 hücresindeki ürün kodunda düzensiz boşluk vardır, bu nedenle Excel E2 hücresine girilen değeri bulmakta sorun yaşar.

Bazen, #YOK hatası bir biçimlendirme uyuşmazlığının sonucudur. Aşağıdaki örnekte, 6055 Kimlik Numarası kaynak verilerde mevcut olmasına rağmen, A4 hücresindeki değer metin olarak biçimlendirilmişken, E2 hücresindeki arama değeri sayı olarak biçimlendirilmiştir. Excel bunların aynı değer olmadığı sonucuna varır. Bu nedenle arama değeri bulunamaz.

Biçimlendirmeleri farklı olduğundan eşleşmez.

 

 

Olası çözümler:

  • Arama değerinde yazım hataları olup olmadığını kontrol edin.
  • Sayısal değerleri seçin ve biçimi Sayı olarak değiştirin.
  • Kaynak verilerden fazladan boşlukları kaldırmak için KIRP işlevini kullanın.

4 – #SAYI! hatası

Çoğu kişi #SAYI! Excel hatasıyla en az bir kez karşılaşmıştır. #SAYI! hatası genellikle sayı çok büyük veya çok küçük olduğunda ya da hesaplama mümkün olmadığında görüntülenir.

Excel’in barındırabileceği en büyük sayı 10308.

excel hata

Olası çözümler:

  • Formülü, değer geçerli Excel sayıları aralığında olacak şekilde değiştirin.

Dosya > Seçenekler > Formüller’e giderek yineleme hesaplamasını etkinleştirin.

Bu seçenek, FAİZ_ORANI, İÇ_VERİM_ORANI ve AİÇVERİMORANI gibi formülleri kullanırken bir çözüm bulmak için birkaç denemeye izin verecektir

5 – #BAŞV! hatası

Excel’deki #BAŞV! hatası, bir hücreye yapılan başvuru geçersiz olduğunda görüntülenir. Bu genellikle bir formül oluşturulduğunda ve ardından bu formülde başvurulan bir hücre, satır veya sütun silindiğinde olur.

Yukarıdaki örnekte görebileceğiniz gibi, #BAŞV! yalnızca çıktı hücresinde döndürülmekle kalmaz, aynı zamanda formülün içindeki hücre başvurusunun yerini alır ve tam olarak hangi hücreye başvurulduğunu bilmeyi imkansız hale getirir.

Bir formülü göreli başvuruyu geçersiz kılacak bir konuma kopyalayıp yapıştırırsanız da benzer bir ileti döndürülür.

D7 hücresindeki formül yukarıdaki beş satıra başvurduğundan, bu formülün üzerinde en az beş satır bulunmayan bir hücreye kopyalanması #BAŞV! hatasına neden olur.

#BAŞV! hatasının bir başka nedeni de formülün kapalı olan başka bir çalışma kitabına başvurması olabilir.

Olası çözümler:

  • İlk çözüm olarak, son işlemi geri almak için klavyenizde Ctrl+Z tuşlarına (Mac klavyelerde Command+Z) basmayı deneyin. Formülün gerektirdiği bir referansı yanlışlıkla sildiyseniz ve sayfanızı önceki haline geri döndürmek istiyorsanız bu iyi çalışır. Varsayılan olarak, Excel kaydedilmemiş bir çalışma kitabında 100 adede kadar işlemi geri almanıza izin verir.
  • Mutlak hücre referansları veya adlandırılmış aralıklar kullanmak, orijinal referansların kaydırılmamasını sağlar. Mutlak referanslar, sütun adlarının ve satır numaralarının önüne dolar işareti ($) konularak yapılır.

Formülde başvurulan diğer çalışma kitaplarını kontrol edin ve açın.

6 – #DEĞER! hatası

Peki ya Excel’de bir #DEĞER! hatası gördüğünüzde?

  • Bunun en olası nedeni, Excel’in bir sayı beklediği formülde beklenmedik bir karakter bulmasıdır.

  • Bazı formüller için, virgül girerek gerekli bir bağımsız değişkeni atlamaya çalışırsanız #DEĞER! hatası da alırsınız.

  • #DEĞER! hataları, yanlış giriş yöntemini kullanarak bir dizi formülü eklemeye çalıştığınızda da görünür (örneğin, Ctrl+Shift+Enter tuşlarını kullanmadığınızda)

Olası çözümler:

  • Kullanmaya çalıştığınız işlev için sözdizimi kurallarını iki kez kontrol edin.
  • Dizi formülleri, Dinamik Excel öncesi kullanılıyorsa Ctrl+Shift+Enter yöntemi kullanılarak girilmelidir

 

Excel’de hatalar nasıl gizlenir

Seçenek 1 – EĞERHATA işlevini kullanın

Bazen Excel formülünüze matematiksel olmayan bir yanıt almak tamamen kabul edilebilir. Örneğin, belirli veri türleri işlenirken #SAYI/0!, #YOK ve #SAYI! yanıtları beklenebilir. Daha dostça bir yanıt döndürmeyi veya Excel hata iletileri oluşturduğunda alternatif bir hesaplama gerçekleştirmeyi tercih ediyorsanız, EĞERHATA işlevini kullanmak isteyebilirsiniz.

=EĞERHATA(B3/C3,“”)

Yukarıdaki örnekte, B3/C3 formülü #SAYI/0! hatasıyla sonuçlanırdı. Bunun yerine boş bir hücre döndürmek için EĞERHATA kullanıldı.

EĞERHATA işlevi yukarıdaki tüm hatalar için geçerlidir.

Seçenek 2 – Formülü Excel’de değerlendirin

İkinci seçenek, Excel’in hatayı neyin tetiklediğini izlemesini sağlayarak hatayı düzeltme şansı vermektir. Bunun için Formül Denetleme komut grubu vardır.

Özetle

  1. Excel hata iletileri, bir formüldeki veya değerdeki hataları tanımlamak için ipuçları sağlar ve bu da hataları ayıklamaya ve düzeltmeye yardımcı olur.
  2. Yaygın Excel hataları arasında yukarıdaki excel hataları bulunur.
  3. Bu hataları düzeltmek için sütun genişliğini ayarlayabilir, EĞERHATA’yı kullanabilir, biçimlendirme veya sözdizimi hatalarını kontrol edebilir veya Formülü Değerlendir ve Hata Denetimi gibi formül denetim araçlarını kullanabiliriz.
  4. Excel işlevlerini daha iyi anlamanıza yardımcı olabilecek hata mesajlarına dikkat etmek çok önemlidir

 

Ek kaynak:

Microsoft destek sitesi

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel: Düşeyara Formülü Kullanımı Kılavuzu [1 şablon örnek dosya içerir]

Excel düşeyara formülü en çok iki karışık listeyi karşılaştırmak için kullanılır.

Düşeyara formülü o kadar çok kullanırız ki düşünmeden uygularız çoğu zaman.

Excel düşeyara formülü microsoft’un sitesine göre en çok kullanılan 10 formüller arasında.

Bir senaryo üzerinden anlatacağım;

Excel düşeyara formülü amacı nedir?

Bu iki listenin ortak bir sütunu olur ama karşısındaki veriler aynı sırada değildir.

düşeyara formulü

Sütunlardaki hücre sayıları çok fazla olduğu için de elle karşılaştırmak istemezsiniz.

Bu noktada excel düşeyara formülü yardıma koşuyor.

Yukarıdaki iki liste karşılaştırmasında iki soru aklınıza belirebilir.

  • Müşterinin istediği stok miktarı depomda mevcut mu?
  • Müşterinin kendi yazdığı fiyat benim sistemimdeki ile aynı mı? (Bazenmüşteriler eski fiyatı yazarlar)

Bu iki soruyu tek tek ürünleri elle karşılaştırmadan 1 dakikadan az bir sürede cevaplayabiliriz. Düşeyara formülü ile iki liste arasında karşılaştırma yapacağız.

Excel şablon çalışma dosyasını indirin.

Düşeyara formülünün nasıl çalıştığını biraz anlatayım;

Düşeyara formülü kurulumu

Temel kurulum

Aşağıdaki örnekte müşteri talebinin karşısına stokların yeterli olup olmadığını görmek için yan taraftaki stokları getireceğiz.

Basit bir düşeyara formülü kullanalım.

Formül şu şekilde;

=DÜŞEYARA(G3;B:D;3;YANLIŞ)

 

Bu formül G3 Hücresinin emsalini soldaki B:D sütun aralığında arar ve en solda G3 emsalini bulduğunda karşısındaki bu aralıktaki 3. Sütunun içerdiği değeri karşısına getirir.

Formülü kurup enter’a bastığınızda sol sütunlardaki veri sağ taraftaki veri sütunlarına kopyalanır.

Sağ alt köşesine çift tıklatın

Aynı formülü tüm sütuna uygulayacaktır.

Bir de müşterinin istediği fiyatları da sipariş listesine aktaralım.

Yine aynı fomülü yan hücreye uygulayıp tüm sütuna çoğaltacağız.

Bu kez aradığımız veri soldaki emsal sütunların 2 nolu sütunu olduğu için formüle B:C;2 yazıyoruz. Yani B-C sütun aralığının 2 nolu sütununu ara demek istiyoruz.

Karşımıza tüm sütuna uygulanmış tablo çıkıyor.

İş hayatında bu kadar sık kullandığımız bir formülü bazı personel çok çabuk kavrarken bazı excel kullanıcıları ise çok uzun zamanda zor kavrıyor. Düşeyara formülünün kurgusunu iyice anlarsanız, pratiklik süresini kısaltabilirsiniz.

Excel yardımcı olmak adına size 4 veriyi alırken yol gösteren isimleri yazıyor.

Düşeyara formülü şu şekilde kurgulanıyor.

 

=DÜŞEYARA(G3;B:D;3;YANLIŞ)

  • Aranan değer: G3= karşısına bir veri getirmek istediğiniz sütunun ilk hücresi
  • Tablo dizisi: B:D = diğer emsal aldığınız, veri aradığınız sütun aralığı
  • Sütun indis sayısı: 3 = veri aldığınız sütun aralığında aradığınız verinin sütun sayısı
  • [aralık bak] :0 veya YANLIŞ = verilerin tam eşleşmesini istemek

Düşeyara formülü fonksiyon kutusuyla kurulumu

Düşeyara formülünü hücreye doğrudan yazarak da kullanabilirsiniz fakt isterseniz FX butonuna basıp kutucuktan düşeyara yazarak formülü bulun ve tamam’a tıklayın.

 

Düşeyara kutucuğunu şöyle kullanacağız;

Aranan değer: karşısına diğer tablodan rakam getirmek istediğimiz hücre;

Tablo dizisi: Ortak sütun ve karşısına getireceğimiz veri sütununa kadar seçiyoruz

Sütun indis sayısı: veri sütununun kaçıncı sütun olduğu

Aralık bak: 0 veya yanlış yazın. Tam eşleşme demektir.

 

Düşeyara formülü soldan sağa çalışır.

Yani en solda ortak bir sütun olmalıdır. O sütunda eşleşenlerin karşısına diğer sütundan veri çekeceğiz.


Ortak sütunları en sola alıyoruz. Birbiriyle eşleştirmemiz gereken iki sütunun solda olması her zaman önemli çünkü düşeyara formülü soldan sağa çalışıyor. Bazen bilgi işlem departmanı size çok sütunlu veri verir ve emsal almak istediğiniz sütunlar birinde başta birinde ortada olabilir. O sütunları en sola alarak çalışmanız gerekebilir.

Eğer emsal aldığınız ortak sütunu yer değiştirmek isteyebilirsiniz.

Fakat sütunu yer değiştirirseniz formül çalışmaz hale gelir.

F4 ile veri grubu sabitleme

Düşeyara formülünü uygularken iki veri setiniz varsa ve sadece 1 tanesinde arama yapmak istiyorsanız veri alma bölümünü sabitlemelisiniz.

Örneğin klasik düşeyara formülünü kurdunuz ve alt satırlara kopyaladınız. Fakat sadece belli bir bölümde arama yapmak istiyor ve alt verilerde arama yapmak istemiyorsanız klasik, sabitlenmemiş formül kayma yapar ve formül hatalı veri getirir.

Örneğin formül kayma yapması demek alt satırlardan da veri almaya çalışması demektir.

 

Excelde formüllerin doğası böyle. Eğer sütunun tamamı değil bir bölgesinden veri almak isterseniz A6:B12 aralığını yani veri aldığınız alanı tıklayıp F4’e tıklayın. F4 veriye $ işareti getirecektir.

F4 e basmak ve $ işaretini kullanmak veri alınan yeri sabitleyecektir.

Hangi hücreye tıkalrsanız tıklayın tablo dizisi sabit kalacaktır.

Tekrar eden veriler

Düşeyara formülü tablo dizisini tararken aranan değere emsal 2 veya daha fazla veri bulabilir.

Bu durumda düşeyara formülü mekaniği ilk değerin karşısındaki veriyi diğer tabloya taşır.

Pivot tablolarda düşeyara

Normal bir veri aralığının yanına düşeyaradan veri arayarak çekecekseniz yine veri aralığı gibi pivot tablonun olduğu sütunları seçerek düşeyara formülünü çalıştırabilirsiniz.

Farklı sekmelerde düşeyara formülü

Bir veri eşleşmesi yapmak için düşeyara formülünü çalıştırmak istediğinizde ölçü alacağınız diğer tablonun aynı sayfada olmasına gerek yoktur. Farklı bir sekmede yani sayfada olabilir.

Yukarıdaki örnekteki gibi tablo dizini bu makalede indireceğiniz çalışma dosyasındaki 5 nolu sayfadan veri alıyor. Düşeyara formülünün bulunduğu sayfa ise 7 nolu sayfa.

Sekmelerde tablo ismiyle düşeyara

Düşeyara formülünü kurarken tablo dizinini sütunlrdan veya F4 ile seçerek belirlemeyi öğrendik. Şimdi de farklı sekmedeki bir tabloyu hiç görmeden tablo ismiyle düşeyara formülünü kurabiliriz.

Örneğin;

Bir veri aralığını tablo nesnesine dönüştürelim.

Ve adını “ürünkodu” olarak belirleyelim

 

Düşeyara formülünü yazarken daha “ür” yazdığımızda bile excel ürünkodu tablosunu mu demek istedin diye seçenek sunuyor.

Ürün kodu tablo butonuna tıklayıp formüle devam edebilirsiniz.

 

Farklı versiyonlarda düşeyara formülü

Düşeyara formülü tüm sütunu seçtiğinizde iki farklı versiyonun satır sayısı farklı olduğundan çalışmaz ve uyarı verebilir Verileri aynı excel çalışma kitabına toplarsanız çalışmaya devam eder.

İç içe düşeyara formülü

Düşeyara yı başka bir formülle de kulalnabilirsiniz. En bilindik olanı da EĞERHATA formülüdür. Bir eşleşme aradığınızda ve her satıra eşleşme bulamadığınızda excel bu hüçreleri hatalı olarak görüyor ve #YOK  gibi bir hata veriyor. Böyle durumlarda hata mesajı yerine sıfır yazdırabilirsiniz. Çünkü dip toplam alıp ne kadarı eşleştiğini görmek isteyebilirsiniz. Dip toplam almak istediğinizde hata mesajları toplam almanıza izin vermeyecektir.

Düşeyara formülünü kurduktan sonra formülü kapatmadan başına gelip eğerhata verirse 0 yaz şartını koyacağız. Formül şu şekilde olacak

Bu durumda veriyi bulamadığında yerine sıfır yazacak.

İki tablo dizisinde düşeyara formülü kullanımı

Bir eşleşme için bir tabloyu tablo dizisi olarak kullanmayı biliyoruz. Fakat elinizde eşleşme arayacağınız iki tablo varsa ikisini birleştirmeden formülde küçük bir ayar ile iki tabloyu birden tablo dizisi olarak tanımlayabiliriz.

Önce bir tabloyu seçip F4 ile sabitliyoruz ve diğer tabloyu seçmeden önce “:” iki nokta üstüste koyuyoruz ve alttaki tabloyu da seçiyoruz. Bu şekilde iki tabloyu da tablo dizini olarak atamış oluyoruz. Düşeyara formülünün gerisi aynı kurgu.

 

Metin ve sayı formatı

İki tablo dizinini karşılaştıracağımız zaman ikisinin de aynı formatta olması gerekiyor. Biri metin biri sayı olduğunda eşleşme olmuyor.

Formülü yukarıdaki gibi kurgulasak da

Aşağıdaki gibi eşleşme maalesef olmayacaktır.

Ürün kodu sütunu formatı bir tabloda rakam iken diğer tabloda metin olduğundan düşeyara formülü çalışamıyor.

Sağ taraftaki metin biçiminde olan ürün kodu sütununu seçip, sağ tıklayıp hücre biçimlendir dediğimizde bir kutucuk çıkacak.

Metin olan formatı sayıya çevirdiğinizde formül otomatik olarak çalışacak ve eşleşme gerçekleşecek.

Düşeyara formülü yaklaşık arama

Şimdiye kadar hep tam eşleşme uyguladık. Fakat düşeyara formülü belirlediğimiz belli aralıkları da okuyup verinin yanına getirebiliyor. Örneğin;

Düşük , orta ve yüksek aralıkları belirlediniz. Rakamsal aralıklar belirlediiz. Verilen siparişleri de bu aralıklarla eşleştireceksiniz.

Yukarıdaki formülü şu şekilde kuruyoruz.

=DÜŞEYARA(B5;G:H;2;DOĞRU)

  • Aranan değer: B5 (sipariş adeti)
  • Tablo dizisi: G:H (aralıkları yazdığınız yer)
  • Sütun indis sayısı: 2 (düşük , orta , yüksek)
  • Aralık bak: doğru (yaklaşık eşleşme veya 1)

Formül aralıkların isimlerini siparişlerle eşleştirip sipariş rakamlarının yanına getiriyor.

 

Çoklu sütunlarda düşeyara formülü sütun sayısı yardımı

Eğer iki veya üç sütunluysa aradığınız derin kaçıncı sütunda olduğunu bulmak oldukça kolay. Fakat çok sütunlu verilerde elle tek tek saymak hataya sebep olabilir.

Excel size saymayı kolaylaştıran bir ipucu gösterir.

Yukarıdaki tabloda tablo dizisini seçerken sağ üst köşede bilgi kutucuğu çıkıyor. Orada kaçıncı sütuna kadar seçtiğinizi gösteriyor.

 

Çoklu sütunlarda sütun sayısını yazma

Çok sütunlu büyük tablolarda sütunlara önceden sıra numarası verirseniz de saymayı kolaylaştırabilirsiniz.

Formülü kurarken de aşağıdaki gibi satırı sabitleyerek kurarsanız sağa çektiğinizde formül sabit kalacaktır.

=DÜŞEYARA($L3;$B:$I;D$1;0)

 

Dinamik listelerde düşeyara formülü

Bazı dosyalara dinamik bir liste oluşturursunuz ve dinamik liste değiştikçe aşağıdaki ona bağlı veriler de değişsin istersiniz.

Düşeyarayı dinamik kurgulamak için dinamik listedeki veriye F4 ile formülü sabitliyoruz.

Veri değiştikçe düşeyara formülünün aradığı değer aynı kalıyor.

 

Fiyat için kurduğunuz formulü aşağıdaki tedarikçi sütunu için de kuruyorsunuz.

Listeden ürün değiştirdikçe aşağıdaki fiyat ve tedarikçi de değişiyor.

Yatayara formülü kullanımı

Yatayara formülü tabloların eksenlerinin farklı olduğu zamanlarda düşeyara formülü ile aynı mantıkta çalışan bir formüldür. Düşeyara formülü ile sütunlarda arama yaparken yatayara formülü ile satırlarda arama yaparsınız.

Aynı veriye sahip tabloların eksenlerinin değiştiğini düşünün ve yukarıdaki gibi şekillendiğini düşünün.

=YATAYARA(A4;M3:S9;7;YANLIŞ)

İndis formülü kullanımı

İndis (Index) bir tabloda satır ve sütun sayısını girerek kesişimindeki veriyi tespit etmek için kullanılır.

Örneğin; aşağıdaki tabloda ürün #7 nin rengi beyaz hücresini formül ile tespit ediyoruz.

Özellikle büyük satırlı ve sütunlu tablolarda hem sütunu hem de satırı seçip ortak düşen rakamı tespit etmek yerine önünüzdeki hücreye bu veriyi tek formülle getirebiliyorsunuz.

Aşağıdaki örnekte 39 fatura kesilmiş ve 300 ün üzerinde ürün var. Oluşan matris oldukça büyük.

İndis formülünün kurulumu şu şekilde;

=İNDİS(C9:AW329;45;25)

Verinin aranacağı alan : C9:AW329

Satır sayısı: 45

Sütun sayısı: 25

Bu kurulum şu şekilde işliyor;

Seçilen (C9:AW329) aralığındaki 45. Sayır ile 25. Sütunun kesiştiği hücre.

Aynı tabloda başka bir örnek daha yaptım;

Bu formülde de sonunda 1 göreceksiniz. Eğer tabloyla çalışıyorsanız 1 yazsanız da yazmasanız da aynı sonucu veriyor. Fakat iki tablo ile çalışıyorsanız ve 2 yazarsanız, 2 nolu tablodaki aynı şartları sağlayan hücreyi bulur.

İndis formülü + Kaçıncı formülü

İndis formülünün kurgusunda hatırlarsanız kaçıncı satır ve kaçıncı sütun olduğunu bizim yazmamız gerekiyordu. Her defasında büyük tablolarda bu tespitleri yapmak zaman alabiliyor. Kısaltmak için indis formülüne kaçıncı formulü ile destek veriyoruz ve o verinin kaçıncı satırda olduğunu kaçıncı formülünün bulmasını sağlıyoruz.

Örneğin;

Sadece indisi kullansaydık formül şu şekilde olacaktı

=İNDİS(C9:AW329;45;25)

Fakat biz satırları ve sütunları kendimiz aramak istemiyoruz, 45 veya 25 yazmak istemiyoruz. Onun yerine bu metin kaçıncı hücredeyse git onu yaz demek istiyoruz. Bu durumda 45 yerine ve 25 yerine kaçıncı formulünü kullanıyoruz.

Yeni formül şu şekilde oluyor;

=İNDİS(C9:AW329;KAÇINCI(G2;C9:C329;0);KAÇINCI(F3;C8:AW8;0);1)

Açıklaması ise şu şekilde;

KAÇINCI(G2;C9:C329;0)

  • Aranan değer: G2 (İstediğiniz bir hücreyi seçebilirsiniz.
  • Aranan dizi: C9:C329. Kullandığınız veri
  • Eşleştir tür: 0. Tam eşleşme

 

Düşey ara formulü ile indis + kaçıncı formülü kombinasyonu farkları

Düşeyaraindis + kaçıncı
sadece sola doğru çalışırhem sola hem sağa çalışır
araya sütun eklenince bozuluraraya sütun eklenince bozulmaz

 

Özet olarak

Düşey ara formülü excelin en çok kullanılan 10 formülünden biri. Düşeyara uzun listelerde çok büyük bir zahmeti ortadan kaldırıp veriyi doğrudan sizin önünüze getirmesi müthiş bir kolaylık. Düşeyarasız excel düşünülemez. Siz de yukarıdaki örnekleri ve kullanımın her adımını iyice anladığınızda excelde müthiş bir hız kazanacaksınız.

 

Microsoft’un sitesinde düşeyara formülünü inceleyebilirsiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Pivot Tablo Oluşturma Detaylı Kılavuz [1 çalışma şablonu içerir]

Excel pivot tablo büyük verileri özetlemeye yarayan bir rapor yardımcı fonksiyonudur.

Excel Pivot Tablo Nedir?

Pivot Tablo, büyük miktarda veriyi hızlı bir şekilde özetlemenin etkileşimli bir yoludur.

Microsoft’un kendi sitesindeki tanıma göre; “PivotTable, verilerinize ilişkin karşılaştırmaları, kalıpları ve eğilimleri görmek amacıyla verileri hesaplamanıza, özetlemenize ve analiz etmenize yönelik güçlü bir araçtır.”

En güzeli de hiç formül bilmenize gerek yoktur. Sadece sürükle bırak ile pivot tablonuzu kullanabilirsiniz.

Verilerinizi satırlar veya sütunlar halinde düzenleyebilir ve bu düzenler arasında geçiş (veya pivot) yapabilirsiniz. Excel sizin için özetleri otomatik olarak hesaplar ve görüntüler.

Verilerinizin toplamını mı, ortalamasını mı yoksa başka bir özet türünü mü görmek istediğinize siz karar verirsiniz. Bu, büyük, dağınık bir yapboz parçaları kutusunu alıp net bir resim görmek için onları sıralamak gibidir.

Excel Pivot Tablo nasıl oluşturulur?

Kaynak veriyi hazırlayın

Pivot Tablo oluşturmadan önce verilerinizin doğru şekilde ayarlandığından emin olun:

  • Verilerin bir tablo formatında olması gerekir; sütunlar kategoriler olarak kullanılacak ve satırlar işlemler olarak kullanılır.
  • Boş satır veya sütun olmadığından emin olun.
  • Verilerinize ara toplam veya toplam satırlar eklemekten kaçının.
  • Her sütunun benzersiz bir başlığa ihtiyacı vardır ve bu başlıklar her biri bir hücrede olmalıdır.

Bu makalede verilen pivot tablo örneklerini çalışmak için aşağıdan örnek excel dosyasını indirebilirsiniz.

Excel pivot tablo örnek çalışma dosyası indir

Veri Kaynağını Dinamik Tablo Haline Getirme

Pivot tablonun veri kaynağını aralık olarak ayarlarsanız, yeni satırlar eklediğinizde pivot tablo bu yeni sütunları veya satırları otomatik olarak algılamaz. Veri kaynağını değiştirip güncellemeniz gerekir. Pivot Tablonun yeni veri satırları içermesine izin vermek için, orijinal tablonuzu bir Excel Tablosuna dönüştürmeniz ilerideki kullanımlarınızı kolaylaştırır. Bir veri eklediğinizde tabloyu baz alarak pivot tablo kendini günceller.

PivotTable Oluşturmak için verinizi seçin.

  • CTRL + L tuşlarına basarak verileri bir Excel Tablosuna dönüştürün ve Tablo Oluştur iletişim kutusunda Tamam’a tıklayın.
  • Tablo Tasarımı -> Özellikler -> öğesini seçerek tabloya uygun bir ad verin ve varsayılan adı (büyük olasılıkla “Tablo1”) “AylıkSatışlar” gibi daha anlamlı bir adla düzenleyin.

 

NOT: Bu son adım isteğe bağlıdır, ancak tabloları daha kolay takip etmenize yardımcı olacaktır.

Pivot tablo oluşturma

Şimdi Pivot Tablo oluşturmaya gelelim.

Tablo Tasarımı -> Araçlar (grup) -> PivotTable ile Özetleme’yi seçin.

 

Aşağıdaki gibi bir kutucuk çıkacak.

Var olan çalışma sayfasını seçin ve bir hücre seçin. Pivot tablonuz hazır bile.

Klasik veriden Pivot Tablo oluşturun

Bir Pivot Tablo oluşturmak için aşağıdaki adımları uygulayın:

1 – Veri kümenizin parçası olan bir hücreye tıklayın.

2 – Ekle (sekme) -> Tablolar (grup) -> PivotTable’ı seçin.

3- Pivot tablonuzu bu sayfaya mı yoksa yeni bir sayfaya mı ekleyeceğinizi sorduğunda bu sayfada sağı ve aşağısı boş bir hücre seçebilirsiniz.

4- Ortaya şekillendirmeye açık boş bir pivot tablo çıkacak.

Önerilen Pivot Tabloları Kullanma

Nasıl başlayacağınızdan emin değilseniz veya sadece verilerinize bakmak istiyorsanız Excel’de pivot tablo oluşturmanın başka bir yolu daha vardır.

Verilerinize tıklayın, ardından Ekle sekmesi > Tablolar > Önerilen Özet Tablolar’a gidin.

Excel verilerinize bakacak ve çeşitli tablo tasarımları önerecektir. Bu öneriler, verileriniz hakkında sahip olabileceğiniz yaygın soruları ele almayı amaçlamaktadır.

Bu öneriler size tam olarak ihtiyacınız olan tabloyu verebilir. Eğer değilse, hedefinize doğru daha hızlı bir şekilde başlamanıza yardımcı olabilirler.

Önerilen tablolardan hiçbiri işinize yaramazsa, sol alt köşedeki Boş Özet Tablo’yu seçebilirsiniz. Bu, sıfırdan başlamanızı ve alanları kendiniz eklemenizi sağlar.

Pivot tablo alanları

Pivot Tabloya Alan Ekleme

Sol tarafta boş bir Pivot Tablo ve sağ tarafta raporu doldurmak için kullandığımız Alan Listesi adlı bir sürükle-bırak aracı görüyoruz.

 

Pivot Tablo Alan Listesi.

Alan Listesi, kaynak verilerdeki başlıkları temsil eder.

💡 Pivot Tablo ile ilgili Şerit sekmelerini ve Alan Listesini göstermek için imlecinizin Pivot Tablo alanının içinde olması gerekir. Ayrıca PivotTable Analiz sekmesine tıklayıp Göster’e giderek ve Alan Listesi’ni seçerek Alan Listesi’ni gösterebilir veya gizleyebilirsiniz.

Ürünler hakkındaki sorularımızı yanıtlamaya başlamak için:

Alan Listesindeki Kategoriler girişine tıklayın ve basılı tutun ve Satırların içine sürükleyin.

Alan Listesi’nde Satış Yıllık Toplam girişine tıklayın ve basılı tutun ve Değerler’in içine sürükleyin.

Yukarıdaki rapor oluştu bile.

Varsayılan olarak, Pivot Tablo satışları toplar. Saymayı, ortalamayı veya başka bir şey yapmayı tercih ederseniz, rapordaki herhangi bir satış rakamına sağ tıklayın, “Değerleri Özetleme Ölçütü…” seçeneğini belirleyin ve istediğiniz yöntemi seçin.

Bu seçenekler şu şekilde sonuç veriyor

  • Toplam: ayların toplamını verir
  • Say: Kategoriden kaç tane veri olduğunu verir
  • Ortalama: Kategorideki toplamı veren rakamların ortalamasını verir
  • En büyük: Kategori içindeki en büyük değer
  • En küçük: Kategori içindeki en küçük değer

Eğer sağ tıkla menüsünden diğer seçenekleri seçerseniz standart sapma, varyans gibi istatistiksel hesaplamalara da ulaşabilirsiniz.

 

Pivot Tablo Alanlarının kullanımı

Pivot tablonuzun görünümünü değiştirmek için alanlarınızı 4 farklı alana yerleştirebilirsiniz.

Filtreler

Filtreler alanına bir alan eklediğinizde, pivot tablonun sol üst köşesinde bir açılır menü görünür. Bu menü, tabloyu söz konusu alandaki benzersiz kategorilere göre filtrelemenizi sağlar.

Sütunlar

Alanları Sütunlar alanına yerleştirmek dikey sütunlar oluşturur. Bu sütunlar, alandaki benzersiz öğeleri başlıkları olarak kullanır.

Örneğin, kategoriye göre filtreleme yapmadan her kategoriyi kendi sütunu olarak göstermek istiyorsanız, kategori alanını Sütunlar alanına taşıyın. Ardından, her bir kategori için sütun etiketlerini göreceksiniz.

Değerler

Değer alanı, sayılar gibi özetlemek istediğiniz alanlar içindir – miktarları, fiyatları, maaşları düşünün. Özetlemenin varsayılan yolu bunları toplamaktır, ancak bunu değiştirebilirsiniz. Ayrıca ne sıklıkta göründüklerini saymak için buraya metin alanları da ekleyebilirsiniz.

Alan Ayarlarını Özelleştirin

Alan ayarlarını açmak için dişli düğmesine tıklayarak Alan Listesini özelleştirebilirsiniz.

 

Sürükle ve bırak bölgelerinin düzenini değiştirebilir ve ayrıca alan adlarınızı sıralayabilir ve arayabilirsiniz.

Alanlarınızı genellikle verideki sıralamayla kullanırız. Fakat bazen çok fazla olduklarında alfabetik sıralama sizi daha hızlandırabilir. Alanlarınızı A’dan Z’ye sıralayabilirsiniz.

Yan yana bir düzen kullanmak genellikle varsayılan yığılmış kurulumdan daha fazla alan sağlar.

Pivot Tablo Nasıl Yenilenir

Temel veriler değiştiğinde (eklemeler, silmeler veya değişiklikler), değişen verileri yansıtmak için raporu “yenilemeniz” gerekecektir.

Pivot Tablo raporunu yenilemenin birçok yolu vardır.

  • Pivot Tablo raporuna sağ tıklayın ve Yenile’yi seçin.
  • PivotTable Analyze (sekme) -> Data (grup) -> Refresh (Yenile) öğesini seçin.
  • Veri (sekme) -> Sorgular ve Bağlantılar (grup) -> Tümünü Yenile’yi seçin.
  • Kısayolu kullanın: CTRL + ALT + F5

 

Güncelleştirmeyi otomatik ertelemek hızlandırır

Verilerin çok olduğu raporlarda pivot tablo alanlara yenisini eklediğinizde hesaplayarak ekler. Bu da biraz zaman alabilir. Ağır dosyalarda çalıştığınızda ve birden çok alan eklediğinizde hepsini teker teker hesaplaması yerine tüm eklemeleri yaptıktan sonra veri güncellemesini yapmasını isteyebilirsiniz.

Bunun için yan panelde en altta “güncellemeyi ertele” alanına tıklamanız yeterlidir.

Çok Düzeyli Alanlı Rapor Oluşturma

Bir “üst” öğeyi “alt” öğelere bölünmüş olarak gösteren bir rapor hazırlamak istiyorsanız, gerekli alanı başka bir alanla aynı bölgeye koyun.

💡Bölgedeki alanların sırası, hangisinin “üst” ve hangisinin “alt” öğeler olduğuna karar verir.

Sağ taraftaki alanlara kategoriler ve müşterileri alt alta koyarsanız özet tablonuzda da kategori ve müşteriler aynı sırada alt ve üst kategori olurlar.

Sıralamayı alanlarda değiştirirseniz sıralama pivot tabloda da değişir.

Sıralama değiştirmeyi sürükle bırak yöntemiyle yapabilirsiniz. Veya sol tıklayıp aşağı taşı menüsüne tıklayabilirsiniz.

 

Bir Alanı Alan Listesinden Kaldırma

Bir alanı artık Alan Listesi bölgesinde istemediğinize karar verirseniz, alanı ana alan listesine geri sürükleyebilir veya ana listede o alanın adının işaretini kaldırabilirsiniz.

 

Pivot tablo veri kaynağı değiştirme

Bazen excel tablo yerine düz veri kullanabilirsiniz. Ve bazen bu veriye yeni bir sütun eklemek istersiniz.

Eğer en sonuna eklerseniz özet tablonun ilk seçtiğiniz veri kaynağının dışında kalırsa bu sütun özet tabloya dahil olmaz. Veri kaynağı değiştir fonksiyonuyla yeniden veri kaynağını pivot tabloya tanımlamalısınız.

Veri kaynağını değiştir’e tıkladığınızda yeni sütunun veri kaynağında olmadığını göreceksiniz.

Veri kaynağını tekrar belirlediğinizde yeni sütun özel tablonun içine dahil edilecektir.

*Bonus ipucu

Eğer verinizin en dışına yeni bir sütun eklerseniz bu sütunu dahil etmek için tekrar veri kaynağını belirlemek durumundasınız. Fakat verinin içinde araya bir sütun eklerseniz pivot tablo bunu otomatik olarak içeri alır.

 

Pivot tablo temel biçimlendirme

 

Sonuçları Biçimlendirme

Pivot tablodaki sayıların doğru görünmediğini fark edebilirsiniz. Rakamlarınızı para birimi veya yüzde gibi özel bir şekilde göstermek istiyorsanız, herhangi bir satış rakamına sağ tıklayın ve “Sayı Biçimi…” seçeneğini seçin. Bu sizi doğrudan sayı biçimlendirme seçeneklerine götürür.

❗ Menüden “Hücreleri Biçimlendir” seçeneğini SEÇMEYİN. Bu sadece seçtiğiniz hücreleri değiştirir, raporun tamamını değil. “Sayı Biçimi “ni kullanmak, seçtiğiniz stilin yeni veriler eklendikçe uygulanacağı anlamına gelir; bu, “Hücreleri Biçimlendir” ile gerçekleşmez.

Örneğin yukarıdaki tabloda sadece bir hücredeki rakamın sonuna “,00” ekledim. Diğerlerine eklenmedi.

Numara biçimlendirme pratik menüsü

Yukarıdaki gibi alanı seçip sayı biçimini seçip biçimlendirme kutucuğunu açabilirsiniz.

Biraz daha pratiği var.

O da sağ tıklayınca menüdeki numara biçimine tıklamak

Numara biçimlendirme üst menü

Numaraları alt menülere girmeden “para birimi, yüzdelik, ondalık ve virgül sonrası ayarlaması” için üst menüdeki hızlı butonları kullanabilirsiniz.

 

Boş Hücrelere Varsayılan Değerler Ekleme

Boş hücreleri 0 $ veya TBD (“belirlenecek”) gibi varsayılan bir değerle doldurmak için bir pivot tabloyu kolayca özelleştirebilirsiniz. Büyük veri tabloları için, birçok kişi aynı sayfayı incelediğinde bu hücreleri hızlı bir şekilde etiketleyebilmek değerli bir özelliktir.

Pivot tablonuzun boş hücrelerini otomatik olarak biçimlendirmek için tablonuza sağ tıklayın ve PivotTable Seçenekleri’ne tıklayın.

Görüntülenen pencerede, “Boş Hücreler İçin Göster” etiketli kutuyu işaretleyin ve bir hücrenin başka bir değeri olmadığında görüntülenmesini istediğiniz değeri girin.

İçeriğe Göre Otomatik Sütun Yeniden Boyutlandırma

Pivot Tablo, hiçbir verinin görsel olarak kesilmediğinden emin olmak için sütunları otomatik olarak yeniden boyutlandıracaktır.  Bu, Alan Listesindeki alanları yeniden düzenlediğinizde, verileri sıraladığınızda, yenilediğinizde veya benzer bir işlem gerçekleştirdiğinizde işe yarar.

Ancak, sütunlarınızı seçtiğiniz bir boyuta yeniden boyutlandırdıysanız, bir sonraki güncellemede bu boyutları büyük olasılıkla kaybedersiniz.

Bu otomatik sütun yeniden boyutlandırma davranışını devre dışı bırakmak için PivotTable Analiz (sekme) -> PivotTable (grup) -> Seçenekler.

 

PivotTable Seçenekleri iletişim kutusunda, “Güncellemede sütun genişliklerini otomatik ayarla” seçeneğinin işaretini kaldırın.

Pivot tablo kullanımı (temel)

Daralan ve Genişleyen Hiyerarşiler

Alanlar arasında bir üst/alt ilişkisi oluşturmak, her üst düzey öğenin yanına “artı/eksi” düğmeleri ekler.

 

Bu düğmeler, “+” işaretine tıklayarak alt öğeler için ayrıntılı bilgileri göstermenizi ve “-” işaretine tıklayarak bunları gizlemenizi ve yalnızca üst düzey öğelerin özetini görünür bırakmanızı sağlar.

PivotTable Analiz > Göster > +/- Düğmeleri’ne giderek bu düğmeleri açabilir veya kapatabilirsiniz.

Eğer çok kategoriniz var ise ve tek tek açıp kapatmak istemiyorsanız sağ tıklayıp “genişlet/daralt” menüsünden “alanın tamamını genişlet /daralt “ menülerini kullanabilirsiniz.

Bonus – Hiyerarşileri Hızlı aç kapa özelliği

Büyük dosyalarla çalışırken hızlı aç – kapa yapmak için shift tuşuyla + mouse tekerleğini ileri ittirin, çok hızlı açıldığını göreceksiniz.

 

Varsayılan Başlıkları Güncelleme

Otomatik pivot tablo başlıkları bazen hoş değildir. “Satır Etiketleri” ve “Sütun Etiketleri” hiç bilgilendirici değil ve “Toplamı …” eklemeleri oldukça hantaldır.  Sunum amaçları için kesinlikle uygun değildir.

Neyse ki, başlık hücresinin içine tıklayabilir ve daha açıklayıcı bir başlık yazabilirsiniz.

PRO İPUCU: Pivot Tablolar, mevcut bir başlıkla eşleşen bir başlık adlandırmanızdan hoşlanmaz.  Çakışmayı önlemek için özel başlıktan önce veya sonra bir boşluk eklemek basit bir hiledir.

Pivot tablo sıralama ve filtreleme

Pivot Tablo Nasıl Sıralanır

Varsayılan sıralama düzeni satır etiketlerine göre alfabetiktir, ancak rapor okuyucuları genellikle “en iyi performans gösterenler” veya “en az vaka” gibi şeylerle ilgilenir.  Bir toplama değerine sağ tıklayıp Sırala -> En Küçükten En Büyüğe Sırala veya En Büyükten En Küçüğe Sırala’yı seçerek raporu kolayca sıralayabiliriz.

Elle sıralama

Pivot tablonun verdiği sıralama size göre değilse ve küçük değişiklikler yapmak istiyorsanız satırları elle yerinden oynatıp yer değiştirebilirsiniz.

Pivot tablo filtreleme

Satır etiketleri başlığının filtresine tıkladığınızda menü belirir. Bu menüden sıralama yapabileceğiniz gibi “etiket” veya “değer” filtresi kullanabilirsiniz. Bunun yanında sadece bazı müşterilerin performansına bakmak isteyebilirsiniz. Bazı müşterilerin tıkını kaldırabilirsiniz.

Uzun listelerde birçok kez filtreleme

Eğer isimlere göre bir listeniz varsa ve çok uzunsa, arasından da 2 ailenin sipariş adetlerini toplamak istiyorsanız birden çok filtreleme yapabilirsiniz. Soyismi ile aramak ve topluca filtrelemek istediğiniz aile soyadlarının Aksoy, Yıldırım olduğunu varsayın.

Örneğin birini seçip tamam’a basın. İkinciyi seçtiğinizde seçime ekle tıkına basarsanız ilk seçtiğiniz kaybolmaz.

Önce aksoyları seçelim.

Şimdi yıldırım soyadlı kişileri seçelim

 

 

Bu durumda Aksoy ve yıldırım soyadlı kişiler tabloda süzülmüş olacaktır.

Değer ve etiket filtrelemeleri

Pivot tabloda filtrelemeyi etiket ve değer filtreleri olarak da yapabilirsiniz.

  • Etiket filtresi satır etiketlerinin hemen altında yer alan isimlerin içeriğine göre filtreleme yapmak için kullanılır. Örneğin içinde “Mehmet” olanları filtrele diyebilirsiniz.
  • Değer filtresi ise “yıllık satış” sütunundaki verilere göre filtreleme yapmak için kullanılır. Örneğin “50.000 adetin üzerindekileri” filtrele diyebilirsiniz.

 

Dilimleyici ile filtreleme

Filtreleme yerine daha hızlı filtreleme için dilimleyici ekleyebilirsiniz. Pivot tablo analizi menüsünün altında dilimleyiciye tıklayıp dilimleyici kullanabilirsiniz.

Dilimleyici klasik filtreleme ile aynı fonksiyonu görür fakat daha hızlıdır.

Eğer iki kategorinin de filtrelemesini yapmak isterseniz filtrelerden tek tek seçmelisiniz.

Fakat dilimleyici kullandığınızda iki kategoriyi de aynı anda kontrol edebileceğiniz iki ayrı dilimleyici kullanabilirsiniz.

Tek tıkla dilimleyici açma

Pivot tablo alanlarını üst menüden seçip dilimleyici eklemek yerine alan listesinde sağ tıklayarak tek tıkla dilimleyici seçebilirsiniz.

 

Dilimleyici kullanım detaylı kılavuz.

 

Pivot tablo değer gösterimi ve gösterim düzeni

Pivot Tablo Düzenini ve Diğer Ayarları Özelleştirme

Pivot Tablolar için düzinelerce özelleştirilebilir seçenek mevcuttur.  Tasarım sekmesindeki en yaygın kullanılan özelliklerden bazıları şunlardır:

  • Alt toplamları açma/kapatma
  • Genel toplamları açma/kapatma
  • Tablo düzeninin değiştirilmesi
  • Üst düzey satırlar arasına boş satır ekleme/kaldırma
  • Üst düzey etiketleri alt düzey satırlarda tekrarlama
  • Önceden tanımlanmış bir renk şeması uygulama
  • Alternatif satırları/sütunları/başlıkları renklendirme (vurgulama)

Görsel olarak ilginç raporlar oluşturmak için farklı kozmetik özellik kombinasyonlarını denemenizi tavsiye ederim.

NOT: Tasarım sekmesi pivot tabloya özgüdür, yani yalnızca pivot tablo içinde bir hücre seçtiğinizde görünür.

 

Pivot tablo tasarımı

Pivot tablonun görüntüsünü çeşitli şekillerde ayarlayabilirsiniz. Alt toplamlar, genel toplamlar, rapor düzeni ve boş satırların durumunu pivot tablo tasarım menüsünden belirleyebilirsiniz.

Örneğin alt toplamların 3 alt menüsünü de denediğinizde aşağıdaki gibi bir sonuç alıyorsunuz.

Örneğin genel toplamların alt 4 menüsünü denerseniz aşağıdaki görüntü ortaya çıkar.

Örneğin rapor düzeninin alt 3 menüsünü denerseniz aşağıdaki görüntü ortaya çıkar.

Örneğin boş satırların alt 2 menüsünü denerseniz aşağıdaki görüntü ortaya çıkar.

Pivot Tabloda Toplamın Yüzdesi Nasıl Eklenir

Hatırlarsanız, yanıtlanması gereken sorularımızdan biri de her bir müşterinin toplam satışların yüzde kaçını oluşturduğuydu.

Bu yüzdeyi tek bir formül yazmadan birkaç tıklamayla belirleyebiliyoruz.

1 – Yıllık Satış alanını ikinci kez Değerler alanına ekleyin (orijinal girişin altına yerleştirilir).

2 – Yeni eklenen sütundaki değerlerden birine sağ tıklayın ve “Değerleri Farklı Göster” -> “Genel Toplamın %’si” öğesini seçin.

“Değerleri Farklı Göster” listesini incelemek için biraz zaman ayırın.  Orada bulunabilecek matematiksel anlamda bir altın madeni var.

 

3 – Daha sonra sütun başlığını yeniden adlandırmayı unutmayın.

Birkaç örnek inceledim. Aşağıda 5 değer gösteriminin sonuçlarını görebilirsiniz.

 

Birden çok alt toplam gösterimi

Bir müşterinin satış rakamları var ve sadece toplamları değil farklı alt toplamlar da görmek istiyorsunuz.

Excelde pivot tabloya ek alt toplamlar eklemek mümkün.

 

Müşteri ismine sağ tıklayın. Alan ayarlarını seçin.

Beliren kutucuktaki toplam, say, ortalama, mak ve min’e tıklayın

Özet tabloya yeni alt toplamlar gelecek.

Müşterinin toplam satışını, kategori sayısını, ortalamasını, en yüksek kategoriyi ve en düşük kategoriyi tabloya getirmiş oluyorsunuz.

 

Kümülatif toplam gösterimi

Pivot tabloda kümülatif toplam tutar ve yüzdesini gösterebilirsiniz. Örneğin müşteriye göre satışların kümülatif toplamını ve yüzdesini görmek istiyoruz.

Önce yıllık satış alanını değerler bölümüne 2 kez sürükle bırak yapıyoruz. Bu alanların birini toplam birini yüzde olarak değiştireceğiz.

 

Ardından rakama sağ tıklayıp değer gösterimi -> değişen toplam seçiyoruz. Türkçe’ye değişen toplam olarak çevrilse de aslında anlatılmak istenen kümülatif toplamdır.

 

 

Diğer eklediğimiz yıllık satış alanına yine sağ tıklayıp bu sefer değişen % seçiyoruz.

Ortaya çıkan tablo hem toplam hem yüzde olarak kümülatif veri gösteriyor.

 

 

 

Verileri gruplama

Rakamları gruplama

Bir Satır alanında sayıları tek tek listelemek yerine, verilerin kısa bir özetini oluşturmak için bunları gruplayabilirsiniz.

Bu örnekte, orijinal pivot tablo kategorilere göre yıllık satışı göstermektedir. Bu satışın içinde de olan ürünleri göstermektedir.

Sıraları özetlemek için yıllık toplamı biner biner gruplayın. Böylece, yıllık satış rakamları ayrı satırlarda görünmek yerine, 1.000 lik gruplama halinde özetlenecektir.

Sayıları gruplamak için

1 – Pivot tablodaki birim numaralarından birine sağ tıklayın.

2 – Açılır menüde Gruplandır tıklayın

3 – Gruplama iletişim kutusunda, Başlangıç Noktası kutusuna 10.000 girin

4 – Bu örnekte, en yüksek birim sayısı 15.000’dir ve gerekirse daha yüksek bir sayı yazabilirsiniz.

5 – Gruplandırmayı uygulamak için Tamam’a tıklayın

Pivot tabloda, Birimler artık gruplar halinde görünür.

 

 

Tarihleri gruplamak

Müşteri siparişlerini inceliyorsunuz. Sistemdeki rapor size tarihe göre satış adetlerini veriyor olabilir. Yani elinizde günlere göre satış adetleri listesi var. Hem de 2 yıllık. Yani en az 700 satırlık veri olabilir.

Özet tablo çekerek aylara göre veya çeyrek raporu çekeceksiniz.

Çok kolay!

Pivot tablo bu tür tarih listelerini aylara, çeyreklere ve yıllara göre gruplayıp size veriyor.

Önce verilerinizi ekle – > tablo nesnesi menüsünden tabloya çeviriyorsunuz.

 

Her hangi bir hücresine tıklayın ve üst menüden pivot tablo ile özetle menüsünden pivot tablo ekleyin.

 

Boş pivot tablo oluştuğunda yukarıdaki gibi gözükecek.

Tarih alanını satırlar bölümüne alın. Hemen aylar ve çeyreklerin göründüğünü göreceksiniz.

Pivot tablonun alanlarını genişlettiğinizde ise tüm alt verileri görebilirsiniz.

Eğer bu gruplandırma çok fazla alt kolları içeriyor ve bazı alanları kaldırmak isterseniz pivot tabloya sağ tıklayın ve gruplandır alt menüsüne girin.

Örneğin ay detayını görmek istemiyorsanız gruplandırma kutucuğundan ayı kaldırabilirsiniz ve sadece yıl ve çeyrek raporu çekebilirsiniz.

Ortaya aşağıdaki gibi bir tablo çıkacaktır.

 

Alt alan olarak aylar kalkıyor ve sadece yıl ve çeyrek alanlarını görüyorsunuz.

 

Zaman çizelgesi kullanımı

Uzun bir tarih listeniz varsa ve aylık bölümlemeler yapmak isterseniz bu zaman çizelgesiyle mümkün olacaktır.

Pivot tablonuzu seçin. Üst menüden zaman çizelgesini seçin. Ortaya çıkan kutucuktan tarihi tıklayın.

Zaman dilimleyici size ay ay verileri süzmenizi sağlar.

İsterseniz shift e basıp bir aralığı seçebilir veya ortadaki mavi butonu kenarından tutup genişletebilirsiniz.

Pivot tablo görselleştirme

Pivot tablonun stilini değiştirme

Pivot tabloyu tablo olarak biçimlendirebilirsiniz. Bu da menüleri aç – kapa yaparken biçimlendirmenin olduğu gibi kalmasını sağlar.

Eğer her detayı ayrıca biçimlendirmek istiyorsanız en alttaki yeni pivot tablo stilini tıklayın.

Karşınıza bir kutucuk çıkacak.

Pivot tablonun her başlığına ayrıca bir biçimlendirme yapabiliyorsunuz. Biçimlendirmeyi seçtiğinizde tamam diyorsunuz. Ve stil biçimlerinin içine dahil oluyor. Yeni stili tıklayınca pivot tabloya uygulanıyor.

 

Koşullu biçimlendirme detaylı kılavuz.

 

Pivot tablo grafik ekleme

Pivot tablolara normal veriler gibi grafik ekleyebilirsiniz.

Pivot tablonun her hangi bir yerine tıklayıp grafiğinizi seçebilirsiniz.

Pivot tablo güncellendikçe grafik de güncellenecektir.

Pivot chartların üzerinde filtrelemeyi grafiğin üzerinden yapmanızı sağlayan alan düğmeleri bulunur.

 

İsterseniz sunumunuzda bu alan düğmelerini etki bir şekilde kullanabilirsiniz. İsterseniz yukarıdaki butondan seçerek tek tek veya topluca kaldırabilirsiniz.

Pivot grafiklerin özellikleri dilimleyici eklemeye kadar normal veri grafikleriyle aynıdır.

 

Excel grafikler detaylı kılavuz

 

Pivot tablo hesaplanmış alan

 

Pivot tablo hesaplanmış alan

Pivot tablonun veri aldığı dosyada istediğiniz veri yok ise siz pivot tabloda özet üzerinden o veriyi oluşturabilirsiniz. Kendi formüllerinizi kullanabilirsiniz.

Veri dosyasına ek veri sütunu eklemenize gerek kalmaz.

Pivot tablo hesaplanmış alan eklemek için alanlar bölümünden hesaplanmış alana tıklayın.

 

Ortaya bir kutucuk açılacak.

 

Alanınızın ismini üste yazıp alta formülünüzü kurabilirsiniz.

Örneğin;

İlk yarı yıl satış tutarını hesaplamak istiyorsunuz.

Aşağıdaki formülü kurabilirsiniz.

Yeni alan pivot tablo alanlarına eklenecektir.

Pivot tablonuza da eklediğinizde yeni hesaplanmış alanınız hazırdır. Tüm yıl ile yarı yılı yan yana görebilirsiniz.

Diğer örnek

Satış pirimini hesaplamak;

Yıllık satış piriminin 2% olduğunu varsayalım.

Mayıs ayının satış primini hesaplayalım. Mayıs satışı x 2% formülüyle yeni bir hesaplanmış alan oluşturursunuz.

Bu şekilde mayıs satışı ve mayıs primini yan yana görebilirsiniz.

Karışık bir formüllü alan ekleyin.

Örneğin şu şekilde bir formül kurabiliriz.

Sadece satış adeti 5.000 adeti geçmişse 5%lik primi hesaplasın, yoksa prim 2% te kalsın.

Kutucuğa tamam derseniz pivot tablonuza bir sütun daha eklenecek.

Kullandığınız formülleri listelemek

Pivot tablo üzerinde bir çok formül kullanmış olabilirsiniz. Bunların listesini excel ayrı bir sayfada size gösteriyor.

Formül listele menüsüne tıklayın

Ayrı bir sayfada size formül dökümünü verecek.

Hesaplanmış alanı silme               

 

Hesaplanmış alana gelin ve üstteki ok tuşuna basın. Şimdiye kadar oluşturduğunuz tüm hesaplanmış alanları gösterecek. Silmek istediğinizi seçin. Ve sağ taraftaki sil butonuna tıklayın.

Pivot tablo cache silme (hafıza silme)

Pivot tablonun veri aldığı yerde düzenleme yaparsanız ve bir satırı silerseniz veri pivot tablodan silinir ama filtreler bölümünden silinmez. Bu da kafanızı karıştırır ve dosyayı ağırlaştırır.

Örneğin aşağıdaki gibi bir veriniz var.

Tüm satış ekibini listeden çıkaralım

Tabloyu da alttan daraltın.

Pivot tabloyu güncelleyin

Sildiğiniz satış mesleğinin pivot tablodan silindiğini göreceksiniz.

Filtreyi açtığınızda satış mesleğinin hala filtrelerde durduğunu göreceksiniz.

Bunu kaldırmak için pivot tabloya sağ tıklayın ve pivot tablo seçeneklerine tıklayın.

Açılan aşağıdaki kutucukta veri sekmesini seçin.

Alan başına korunacak öğe sayısını otomatikten yoka çevirin.

Pivot tabloyu yenileyin ve filtreye bakın.

Artık satış satırının filtrelerde olmadığını göreceksiniz.

 

Birden çok tablo ile pivot tablo

İki Tablo, Bir Pivot

Hepimiz tek tablolardan veya veri aralıklarından pivot raporlar oluşturabiliriz. Peki ya iki veya daha fazla tabloda bulunan verilerden bir pivot oluşturmanız gerekiyorsa?

Birden fazla tabloyu birbirine bağlamak ve bunlardan pivotlar oluşturmak için Excel’in “Veri Modeli” özelliğini kullanabilirsiniz. Bu teknik, kolaylıkla gelişmiş veri analizi için kapıları açar.

Birden fazla tablodan pivot raporlar oluşturmak için,

1 – Verilerinizi tablo olarak ayarlayın. Veriler aralıklar halindeyse, CTRL+L veya Ekle > Tablo seçeneğini kullanarak bunlardan tablolar oluşturun.

2 – Veri modeli oluşturmak için ilişkiler kurun: Verilerinizin bir tablosunun Satış bilgileri ve diğer tablonun Müşteri bilgileri olduğunu düşünün. Bunları birbirine bağlayabilirsiniz. İlişkiyi kurmak için Veri şeridine gidin ve ilişki düğmesine tıklayın.

3 – Bir pivot tablo ekleyin: Devam edin ve tablolarınızdan herhangi birinden bir pivot tablo ekleyin. Pivot ekle ekranının altındaki “Veri modeline ekle” seçeneğini işaretlediğinizden emin olun.

4 – Birden fazla tablodan pivotlar oluşturun. Artık karmaşık iş raporlarını kolayca oluşturmak için herhangi bir tablodaki alanları bir araya getirebilirsiniz.

Dosya içinde seçtiğiniz diğer tabloları tümü yazan butona tıkladığınızda görebilirsiniz.

Her tablonun yanındaki oklara tıkladığınızda alt kategoriler açılacaktır.

Bu alt kategorileri de alanlara yerleştirip istediğiniz pivot tabloyu kullanabilirsiniz.

 

Özet olarak

Excel pivot tablo büyük verileri özetleyerek ve sürükle-bırak yöntemiyle kullanabileceğiniz hem basit hem büyük işler başaran bir excel fonksiyonudur.

Yukarıdaki birçok özelliğini öğrenirseniz pivot tabloyu çok verimli ve hızlı kullanabilirsiniz.

 

Microsoft’un pivot tablo sayfasından da yararlanabilirsiniz.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Grafikler: Detaylı Kılavuz [25 örnek 1 şablon dosya içerir]

Excel Grafik Nedir?excel grafikler

Excel grafikler ve çizelgeler, verilerdeki değişimlerin grafiksel gösterimleridir.

Excel grafikler bilgileri hızlı ve kolay bir şekilde sunmak için kullanılan pratik görsel araçlardır.

Bir eğilimi veya karşılaştırmayı ortaya çıkarabileceğinden, tablo yerine bir excel grafik kullanılabilir.

 

Neden Excel grafikler kullanıyoruz?

  • Görsel öğeler birçok bilgiyi hızlı ve etkili bir şekilde aktarır.
  • Resimler ve görseller kelimelerden daha etkilidir.
  • Basitçe söylemek gerekirse, excel grafikler bir hikayeyi görsel olarak anlatmanın kolay bir yoludur.
  • Bilgileri, sayıların anlaşılmasını ve yorumlanmasını kolaylaştıracak şekilde özetlerler.

Excel sayıları düzenleme ve hesaplama becerisiyle tanınır, ancak aynı zamanda bu verileri çeşitli grafiklerle analiz etmeye yardımcı olmak için de harikadır.

Excel grafikleriyle, o anda anlatmaya çalıştığımız hikayedeki ekstra “gürültüyü” filtreleyebilir ve önemli veri parçalarına odaklanabiliriz.

Excel Grafik Çeşitleri

Grafiğinizin görüntülemesini istediğiniz sonuçları belirledikten sonra, bu amaca en uygun grafiği seçin. En popüler grafikler sütun, çizgi, pasta ve çubuk grafiklerdir.

 

Excel Pasta Grafik

Excel Pasta grafik, farklı veri öğelerinin oransal olarak birbirleriyle nasıl karşılaştırıldığını görmenizi sağlar.

Örneğin satış adetlerinizin hangi markadan yüzde kaç geldiğini hemen tespit edebilirsiniz. Pasta grafik dilimleri ise payların büyüklüğünü oransal olarak gösterir.

Ya da rakiplerinize kıyasla ne kadar pazar payına sahip olduğunuzu kolayca anlayabilirsiniz.

 

Excel pasta grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Nüfus Piramit Grafiği

Geleneksel excel nüfus piramit grafiği yaş ve cinsiyeti görselleştirir ve demograflar arasında en yaygın olanıdır.

Bunları herhangi bir sıralı değişken (yaş aralıkları, gelir düzeyleri, tamamlanan en yüksek eğitim düzeyi, vb.) x iki kategori (iki konum, iki grup, vb.) için yapabiliriz.

 

 

Excel nüfus piramit hazırlama kılavuzu

 

Excel Histogram Grafiği

Excel histogram grafiği, verilerin gruplu halini gösteren ve gruplara göre desenleri tespit etmeyi kolaylaştıran bir grafiktir.

Histogramlar, en kullanışlı aralıklarda oluşan verileri açıklamak istediğinizde sağlam bir seçenektir. Diyelim ki müşterilerinize ürün alanınızdaki çeşitli yaş demografilerinin satın alma alışkanlıklarını göstermek istiyorsunuz.

Hedef kitlenizin hareket ettiğini, hatta muhtemelen bir aralık yukarı veya aşağı atladığını görebilirsiniz.

 

Excel histogram grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Halka Grafik

Excel Halka grafik, farklı veri öğelerinin oransal olarak birbirleriyle nasıl karşılaştırıldığını görmenizi sağlar.

Örneğin satış adetlerinizin hangi markadan yüzde kaç geldiğini hemen tespit edebilirsiniz.

Ya da bir sürecin ne kadarının tamamlandığını takip etmek için kullanabilirsiniz.

 

 

 

 

Excel süreç halka grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Güneş Işığı Grafik

Excel güneş ışığı grafik, verilerin hiyerarşik bir görünümünü sağlayan ve desenleri tespit etmeyi kolaylaştıran bir veri görselleştirme türüdür.

Excel güneş ışığı grafiğinde her kategori dairesel bir şekilde sunulur.

Her halka hiyerarşideki bir seviyeyi temsil eder ve en yüksek seviye en içteki halkadır. Dış halkalar alt kategorileri gösterir.

 

 

 

Excel güneş ışığı grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Çubuk Grafik

Excel çubuk grafik, verilerin zamanla nasıl trendlerle değiştiğini gösteren grafik türüdür.

Aşağıda göründüğü gibi excel çubuk grafik verilerin renklendirilmiş çubuk görsellerle sunumudur.

Excel çubuk grafik şu ihtiyaçlar için kullanılabilir;

  • Zamanla değişen bir trend
  • Aylık satışlar
  • Haftalık indirilen uygulama sayısı

Excel çubuk grafikler en çok kullanılan ve en çok çeşidi olan grafiklerdendir.

Excel çubuk grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Çizgi Grafik

Excel çizgi grafik zaman içinde bir bakışta trendleri görmek için basit ama etkili bir yoldur. Excel çizgi gafik aynı zamanda bir çok veri serisinin karşılaştırılmasına da yarar.

Excel çizgi grafikte birkaç trendi aynı zamanda karşılaştırabilirsiniz. Yıl içinde aylara göre trend çizgisi çizdiğinizde tatillerin, havanın veya diğer değişkenlerin etkilediği satış rakamlarını tespit edebilirsiniz.

 

 

Excel çizgi grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Bütçe Fiili Bar Grafiği

Excel bütçe fiili bar grafik, verilerin bütçe ve fiili karşılaştırmasını gösterebileceğiniz görsel bir sunum grafiğidir.

Excel bütçe fiili bar grafiğinde ver çubukları iki katman halinde yer alır. Ön katmanda fiili arka katmanda da bütçe hali yer alır.

Çubukların renk farklılıkları birbiriyle karşılaştırma şansı verir.

 

Excel bütçe fiili bar grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Birleşik Grafik

Excel birleşik grafik, birkaç grafiği birleştirebildiğiniz ve farklı anlatımlar oluşturabildiğiniz bir grafik türüdür. Birleşik grafik, tek bir grafikte iki farklı Excel grafik türü kullanır. Aynı konu hakkında iki farklı veri kümesini görüntülemek için kullanılırlar.

Aşağıda göründüğü gibi excel birleşik grafikler, verilerin çeşitli görsellerle sunumudur.

Excel birleşik grafik şu ihtiyaçlar için kullanılabilir;

  • Zamanla değişen bir trend
  • Aylık satışlar
  • Haftalık indirilen uygulama sayısı

Excel birleşik grafikler en çok kullanılan grafiklerdendir.

Excel birleşik grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel Alan Grafiği

Excel alan grafiği, verilerin zamanla nasıl trendlerle değiştiğini gösteren grafik türüdür.

Excel alan grafiği altı renklendirilmiş çizgi grafiğidir.

Çizgi grafiğinin altını renkle doldurduğunuzda daha belirgin bir görsel oluşur.

Excel alan grafiği şu ihtiyaçlar için kullanılabilir;

  • Zamanla değişen bir trend
  • Aylık satışlar
  • Haftalık indirilen uygulama sayısı
  • Kıtalara ve yıllara göre nüfus

Excel alan grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel Ağaç Haritası Grafiği

Excel ağaç haritası grafiği, verilerin hiyerarşik bir görünümünü sağlayan ve desenleri tespit etmeyi kolaylaştıran bir veri görselleştirme türüdür.

Excel ağaç haritasında her bir öğe veya dal dikdörtgen bir şekil ile temsil edilir, daha küçük dikdörtgenler ise alt grupları veya alt dalları temsil eder

 

 

 

Excel ağaç haritası grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel Süreç İlerleme Grafiği 

Yapılan işin ne aşamada olduğunu, işlemlerin ilerlemesinin yüzde kaçlık dilime ulaştığını göstermek istediğinizde 5 dakikada Excel Süreç İlerleme Grafiği hazırlayabilir ve sunumunuza ekleyebilirsiniz.

 

 

 

Excel süreç ilerleme grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel Waterfall Chart Grafik

Üstüste yığılmış hem artışları hem düşüşleri aynı anda gösterebileceğiniz bir grafik türü var.

Waterfall chart = Şelale grafik

Üstüste yığılı verileri ve her müşterinin katkısını göstermek için harika bir yol olan waterfall chart size sunumlarınızda oldukça kolaylık sağlayacak.

Hazırlaması da 3-4 dakika alan kolay bir excel grafiktir.

 

Excel waterfall / şelale chart grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel Donut-Halka Grafik

Excelde verileri görselleştirmek inanılmaz kolaylıklar sağlayabiliyor.

Sürecin ilerlemesinin veya satışın hedef tutturma oranının sevimli bir şekilde gösterilmesinin bir yolu da Excel Donut-Halka Grafik ile sunmak

 

 

 

 

Excel donut halka grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel’de Dünya Haritası Grafiği

Tüm 216 ülkedeki verileri incelemek istediğinizde işler uzayabilir ve analiz günler alabilir.

Excel bu konuda çok güzel bir kolaylık getirdi.

Ülke ülke verilerinizi hazırladığınızda excel o verileri hemen dünya haritası üzerine yerleştiriyor.

Ve 3 tıkla yapabiliyorsunuz.

 

Excel dünya haritası grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel’de Ürün Yaşam Eğrisi

Her ürün doğar (lansman), büyür (satışı artar), olgunlaşır (satışı stabilleşir), ölür (satışı azalır).

Tüm stratejiler eninde sonunda gelip life cycle stratejisine dayanıyor. Her ürün lansmanı yapıldıktan sonra o ürüne bir gün piyasadan silinip gidecek gözüyle bakmak gerek. Fakat lansman, büyüme, olgunluk ve gerileme dönemlerini iyi takip etmemiz bize stok planlamamızda, tanıtım yatırımlarımızda kararlarımızı yönlendirici oluyor. Bu yüzden her ürünün hayat eğrisini gibi takip etmeniz gerekir.

 

Excel ürün yaşam eğrisi grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel’de Pazar Haritası

Pazar haritası (market map) ürünlerin pazarda konumlandırmasını yapıp bize fırsatları rahatça görmemizi sağlayabilir. Bunu yaparken de elle çizim yerine daha milimetrik yapmak için exceli kullanmalıyız.

Üstelik Excel’de pazar haritası yapmak oldukça basit.

 

 

Excel Pazar haritası grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel Kelebek Chart

Kelebek chart genelde iki grubun çeşitli aşamalarda verilerini karşılaştırmak için kullanılır.

Örneğin;

  • 2 satış kanalında Ülkelerin performansları
  • 2 cinsiyetin yaş grubu tercih farkları
  • Ürünlerin maliyet ve satış farkları

 

Excel kelebek chart / grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel Radar Chart

Bazı tablolar birbiriyle ilişkili çok fazla veriyi gösterir.

Örneğin 5 kriterin 5 müşteri tipiyle eşleştirildiği bir tablo düşünün.

O rakamlara bakarak işi içinden çıkmanız biraz zaman alabilir veya hiç olmayabilir.

Rakamlarla örülü karmakarışık matrixlerin içinden çıkmak için onu görselleştirmemiz gerek.

Bunun için üretilmiş bir grafik türü var. Excel radar chart.

Excel radar chart / grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel’de konik chart / ters piramit grafik

Dijital pazarlama alanında çalışanların en çok kullandığı müşteri yolculuğundaki aşamaları ve oranlamayı excel’de konik chart ile anlatabilirsiniz.

Excel’de konik chart hazırlayarak genellikle müşterilerin görüntüleme, tıklama, satınalma sürecindeki oranlamaları gösterebilirsiniz.

 

 

 

Excel konik / ters piramit grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel batarya grafik

Excel batarya grafik tek bir görevin ne kadar tamamlandığını gösterebileceğiniz bir grafiktir.

Sunumlara renk katmak için çeşitli chart örneklerinden biridir. Dashboardınızda kullanabilirsiniz.

Yapımı da hiç tahmin etmeyeceğiniz kadar basit.

 

 

 

 

Excel batarya grafik hazırlama kılavuzu

 

Excel’de pareto chart / pareto analizi

Pareto chart liste halindeki rakamların kümülatif etkisini gösteren chart türüdür.

Diyelim ki 4.000 tane müşteriniz var ve ilk 20%lik bölümü cironuzun 80%lik bölümünü oluşturuyor ve bunu göstermek istiyorsunuz.

Müşteri cirolarını aşağı doğru sıralayın ve kümülatif toplamlarını ve bunların yine kümülatif %liklerini alın, chart haline getirince ne kadar da bu durumun belirgin olduğunu görebileceksiniz.

 

Excel pareto chart / pareto analizi grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel’de fiyat indeksi

 

Fiyatlama yaparken çeşitli nedenlerle piyasadaki ürünlere bakarak fiyat indeksi hazırlanır. Fiyat indeksi hazırlamak excelde çok kolaydır.

 

 

 

 

 

 

Excel fiyat indeksi grafiği hazırlama kılavuzu

 

 

Excel’de Türkiye Haritası

Tüm 81 ildelki verileri incelemek istediğinizde işler uzayabilir ve analiz günler alabilir.

Excel bu konuda çok güzel bir kolaylık getirdi.

İl il verilerinizi hazırladığınızda excel o verileri hemen harita üzerine yerleştiriyor.

Ve bu haritayı 3 tıkla yapabiliyorsunuz.

 

Excel türkiye haritası grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel’de Hız Gösterge Grafiği 

Özellikle bütçe fili karşılaştırmalarında fiilinin hedefin neresinde olduğunu göstermek için hız göstergesi grafiği sık sık kullanılıyor.

 

 

 

 

Excel hız gösterge grafiği hazırlama kılavuzu

 

Excel Grafik Oluşturma ve Biçimlendirme

Şu dört temel adımı uygulayarak istediğiniz basit bir excel grafik oluşturabilirsiniz.

  • Veri girme
  • veri seçme
  • grafik ekleme

Grafiği oluşturduktan sonra Excel grafiklerin geniş biçimlendirme menüsünden yararlanarak grafiğinizi istediğiniz görsel şekle getirebilirsiniz.

Önce grafik eklemeyi okuyacaksınız ardından uzun uzun biçimlendirme metodlarını öğreneceksiniz.

Aşağıdaki düzenlemeleri yapmak için deneme dosyası indirmek için aşağıdaki linke tıkalyabilirsiniz.

Örnek excel grafik çalışma dosyası

1 – Excel’e veri girme

Verilerinizi bir Excel çalışma sayfasına tablo biçiminde girdiniz.

Bu verilerin bazı yönlerini vurgulamak istiyorsunuz.

Bu aşamadaki en önemli görev, verilerinizin geçerliliğini ve doğruluğunu kontrol etmektir.

Buna başlıklar da dahil.

Excel grafikinizin etiketleri bu başlıklardan otomatik olarak oluşturulacak.

2 – Verilerinizi seçin

Verinizin ya tamamını ya da sadece ihtiyacınız olan kısmını seçin.

Kaynak veri olarak kullanılacak hücreleri seçerken, verilerinizin bitişik olmadığı durumlar olabilir.

Unutmayın, Excel vurgulanan her şeyi grafiğinize koyar (veya koymaya çalışır). Bu nedenle, seçimler arasında Kontrol tuşunu basılı tutarak yalnızca ihtiyacınız olanı seçin.

 

3 – Ekle sekmesinden bir grafik seçin.

Ya doğrudan excel grafiğinizi seçebilirsiniz ya da excelin verinize uygun olabilecek önerdiği grafiklerden birini seçebilirsiniz.

Örneğin;

Önerilen Grafikler seçeneğini kullanabilir ve hızlanabilirsiniz.

Excel sizin veri seçiminize bakarak ve verilerinizin önerilen her seçenekle nasıl görüneceğine dair bir önizleme sunarak size seçenek sunar.

Verilerinizle en iyi hangi tür excel grafik seçeneklerinin çalışacağını bilmiyorsanız bu iyi bir başlangıç noktasıdır.

Kullanmak istediğiniz excel grafik türünü seçin.

Bir grafik seçtiğinizde, sağ tarafta bir önizleme ve açıklama görünür.

Tamam’a tıklayın.

Önerilen excel grafik çalışma sayfasına eklenir.

 

Ya da;

Grafik türlerini görüntüleyip arasından seçim yapabilirsiniz.

Kullanılabilir tüm excel grafik türlerini görmek için Grafikler iletişim kutusu başlatıcısına tıklayın.

Grafik Ekle iletişim kutusu görünür ve mevcut tüm grafik türlerini görüntüler.

Seçeceğiniz grafiğin alt tiplerine tıklayın.

Grafik çalışma sayfasında görünür ve Grafik Araçları Şeritte görünür. İstediğinizi seçin.

 

Excel Grafiğiniz hazır. Artık özelleştirme ve güzelleştirme zamanı.

 

Excel grafiklerini biçimlendirme / özelleştirme

Excel Grafiğinizi oluşturduktan sonra grafiğe tıklayın ve beliren “grafik araçları” menülerine gelin.

Excel grafiğinizin tasarımını geliştirmek için şu menüleri kullanabilirsiniz.

  • Grafik öğesi ekle
  • Hızlı düzen
  • Renkleri değiştir
  • Tasarım değiştir
  • Satır sütun değiştir
  • Veri seç
  • Grafik türünü değiştir
  • Grafiği taşı

Biçimlendirme menüsü

Grafik araçları menüsünün altında biçim bölümünde daha çok manüel müdahale yapabileceğiniz fonksiyonlar.

Excel Grafik tasarımı menüsü

Grafik öğesi ekle menüsü

 

Eksenleri Görüntülemek veya Gizlemek:

1- Eksenler’i seçin. Excel, grafiğinizde hem yatay hem de dikey eksenleri görüntülemek için seçili hücre aralığınızdan sütun ve satır başlıklarını otomatik olarak çekecektir (Eksenler altında, Birincil Yatay ve Birincil Dikey öğelerinin yanında bir onay işareti vardır).

2- Excel Grafiğinizdeki görüntü eksenini kaldırmak için bu seçeneklerin işaretini kaldırın.

 

3- Onay işaretleri, etiketler veya sayılar eklemek ya da metin rengini ve boyutunu değiştirmek gibi ek biçimlendirme ve metin seçenekleri içeren bir pencere açmak için Eksenler açılır menüsünden Diğer Eksen Seçenekleri öğesine tıklayın.

Eksen Başlıkları Eklemek İçin:

1- Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve açılır menüden Eksen Başlıkları’na tıklayın. Excel grafiğinize otomatik olarak eksen başlıkları eklemeyecektir; bu nedenle, hem Birincil Yatay hem de Birincil Dikey işaretli değildir.

2- Eksen başlıkları oluşturmak için Birincil Yatay veya Birincil Dikey öğesine tıklayın; grafikte bir metin kutusu görünecektir. Bu örnekte her ikisine de tıkladık. Eksen başlıklarınızı yazın. Bu örnekte,  yatay ve dikey başlıklarını ekledik.

Excel Grafiğinize başlık eklemenin diğer yolu

Grafiğiniz için bir başlık girmenin (veya değiştirmenin) en hızlı yolu Grafik Başlığı yer tutucusuna sağ tıklamak ve menüden Metni Düzenle’yi seçmektir.

İstediğiniz başlığı yazın ve Enter tuşuna basın.

Yer tutucu yoksa, grafiğin sağ üst köşesindeki yeşil Grafik Elemanları artı (+) simgesine tıklayıp Grafik Başlığı onay kutusunu işaretleyerek bir tane ekleyin.

Excel Grafik Başlığını Kaldırmak veya Taşımak İçin:

  • Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve Grafik Başlığı’na tıklayın. Dört seçenek göreceksiniz: Yok, Grafiğin Üstünde, Ortalanmış Yer paylaşımı ve Diğer Başlık Seçenekleri.

  • Grafik başlığını kaldırmak için Yok’a tıklayın.
  • Başlığı grafiğin üstüne yerleştirmek için Grafiğin Üstüne tıklayın. Bir grafik başlığı oluşturursanız, Excel bunu otomatik olarak grafiğin üstüne yerleştirir.
  • Başlığı grafiğin kılavuz çizgileri içine yerleştirmek için Ortalanmış yer paylaşımına tıklayın. Bu seçeneğe dikkat edin: başlığın verilerinizi örtmesini veya grafiğinizi karıştırmasını istemezseniz ayarlama yapın. (aşağıdaki örnekte olduğu gibi).

 

Veri Etiketleri Eklemek İçin:

1 – Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve Veri Etiketleri’ne tıklayın.

Veri etiketleri için altı seçenek vardır: Yok (varsayılan), Orta, İç Uç, İç Taban, Dış Uç ve Diğer Veri Etiketi Başlık Seçenekleri.


2 – Yerleştirme seçeneği, excel grafiğinizde ölçülen her veri noktasına belirli etiketler ekleyecektir.

İstediğiniz seçeneğe tıklayın.

Bu özelleştirme, az miktarda kesin veriniz varsa veya grafiğinizde çok fazla fazladan alan varsa yararlı olabilir.

Ancak kümelenmiş bir sütun grafiği için veri etiketleri eklemek büyük olasılıkla çok dağınık görünecektir.

Örneğin, veri etiketlerini ortalamayı seçmek şu şekilde görünür:

 

Excel grafiğinize Veri Tablosu Eklemek: 

1 – Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve Veri Tablosu’na tıklayın. Önceden biçimlendirilmiş üç seçeneğin yanı sıra Daha Fazla Veri Tablosu Seçeneği’ne tıklayarak bulabileceğiniz genişletilmiş bir menü vardır:

  • Yok, veri tablosunun grafik içinde çoğaltılmadığı varsayılan ayardır.
  • Gösterge Tuşları ile veri aralığını göstermek için veri tablosunu grafiğin altında görüntüler. Renk kodlu gösterge de dahil edilecektir.

Gösterge Yok Tuşları, grafiğin altındaki veri tablosunu da gösterge olmadan görüntüler.

 

Not: Bir veri tablosu eklemeyi seçerseniz, tabloyu yerleştirmek için muhtemelen grafiğinizi daha büyük yapmak isteyeceksiniz. Excel Grafiğinizin köşesine tıklayın ve grafiğinizi yeniden boyutlandırmak için sürükle-bırak özelliğini kullanın.

Hata Çubukları Eklemek:

1- Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve Hata Çubukları’na tıklayın.

Diğer Hata Çubukları Seçeneklerine ek olarak dört seçenek vardır: Yok (varsayılan), Standart Hata, Yüzde ve Standart Sapma.

Hata çubukları eklemek, hatayı izole etmek için farklı standart denklemlere dayalı olarak gösterilen verilerdeki potansiyel hatanın görsel bir temsilini sağlar.

 

2- Örneğin, seçeneklerden Standart Hata’ya tıkladığımızda aşağıdaki resme benzeyen bir grafik elde ederiz.

Kılavuz Çizgileri Eklemek İçin:

1- Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve Izgara Çizgileri’ne tıklayın. Diğer Izgara Çizgisi Seçeneklerine ek olarak dört seçenek vardır: Birincil Majör Yatay, Birincil Majör Dikey, Birincil Minör Yatay ve Birincil Minör Dikey. Bir sütun grafik için Excel varsayılan olarak Birincil Büyük Yatay kılavuz
çizgileri ekleyecektir.

2- Seçeneklere tıklayarak istediğiniz kadar farklı kılavuz çizgisi seçebilirsiniz.

Örneğin, dört kılavuz çizgisi seçeneğine de tıkladığımızda grafiğimiz şu şekilde görünür.

Gösterge Eklemek İçin:  

1- Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve Gösterge’ye tıklayın.

Diğer Gösterge Seçeneklerine ek olarak, gösterge yerleşimi için beş seçenek vardır: Yok, Sağ, Üst, Sol ve Alt.

2- Gösterge yerleşimi grafiğinizin stiline ve formatına bağlı olacaktır.

Excel Grafiğinizde en iyi görünen seçeneği işaretleyin. İşte Sağ gösterge yerleşimini tıkladığımızda grafiğimiz.

Eğilim Çizgisi Eklemek İçin:

1 – Grafik Öğesi Ekle’ye tıklayın ve Trend Çizgisi’ne tıklayın. Diğer Eğilim Çizgisi Seçeneklerine ek olarak beş seçenek vardır: Yok (varsayılan), Doğrusal, Üstel, Doğrusal Tahmin ve Hareketli Ortalama. Veri setiniz için uygun seçeneği işaretleyin. Bu örnekte, Doğrusal’a tıklayacağız.

2 – Zaman içinde beş farklı ürünü karşılaştırdığımız için Excel her bir ürün için bir eğilim çizgisi oluşturur. Ürün A için doğrusal bir eğilim çizgisi oluşturmak için Ürün A’ya tıklayın ve Tamam düğmesine tıklayın.


3 – Grafik şimdi ocak ayının doğrusal ilerlemesini temsil etmek için noktalı bir eğilim çizgisi gösterecektir. Excel’in ayrıca göstergeye “Doğrusal (Ocak)” eklediğine dikkat edin.

4 – Trend çizgisi denklemini grafiğinizde görüntülemek için trend çizgisine çift tıklayın. Ekranınızın sağ tarafında Trend Çizgisini Biçimlendir penceresi açılacaktır. Pencerenin altındaki Denklemi grafikte görüntüle seçeneğinin yanındaki kutuyu tıklayın. Denklem artık grafiğinizde görünür.

Not: Grafiğinizde istediğiniz kadar değişken için ayrı eğilim çizgileri oluşturabilirsiniz.

 

Veri seç

Verilerinizi yeniden seçin

Kategorilerinizin belirli bir sırada görünmesini istiyorsanız,

Tasarım sekmesi > Veri komut grubu > Veri Seç’e gidin.

Veri Kaynağı Seç penceresinden Gösterge Girişleri’nin (Seriler) altına bakın ve sırasını değiştirmek istediğiniz veri serisine tıklayın.

Veri serisini istediğiniz konuma taşımak için Yukarı Taşı veya Aşağı Taşı oklarına tıklayın.

 

 

Satır/Sütun değiştir

Her eksendeki verileri değiştirin

Excel’deki çoğu grafiğin bir X (yatay) ve bir Y (dikey) ekseni vardır. Elbette bu durum pasta grafikler için geçerli değildir.

Varsayılan olarak, Excel kaynak verilerdeki satır ve sütun sayısını karşılaştırır ve büyük olan sayıyı X eksenine yerleştirir. Bu kategoriler için nicel değerler (örneğin, para veya satış hacmi) Y ekseninde çizilir.

Ancak bu her zaman grafiğiniz için en iyi kurulum olmayabilir. Şu grafiğe bir göz atın.

Üç ay boyunca her bir ürünün satışlarının ilerlemesini gösterir, ancak her ay hangi ürünün en çok satıldığını karşılaştırmak istiyorsak çok kullanışlı değildir. Bunun için çözüm, her eksende raporlanan verileri değiştirmektir.

Şu tıklama yolunu tercih edin;

Grafiğe -> Tasarım -> Satır/Sütun Değiştir

Veriler artık aylara göre gruplandırılacak ve her bir öğenin diğerlerine kıyasla nasıl bir performans sergilediği kolayca görülebilecektir.

Hızlı Düzen

1- Araç çubuğundaki ikinci açılır menü, grafiğinizdeki öğelerin (başlıklar, göstergeler, kümeler vb.) düzenini hızlı bir şekilde değiştirmenize olanak tanıyan Hızlı Düzen’dir..


2 – 11 hızlı düzen seçeneği vardır. Bir açıklama için imlecinizi farklı seçeneklerin üzerine getirin ve uygulamak istediğinize tıklayın.

Renkleri Değiştir

Araç çubuğundaki bir sonraki açılır menü Renkleri Değiştir’dir. Simgeye tıklayın ve ihtiyaçlarınıza uygun renk paletini seçin (bu ihtiyaçlar estetik olabilir veya markanızın renklerine ve stiline uygun olabilir).

Stil Değiştir

Küme sütun grafikleri için 14 grafik stili mevcuttur. Excel varsayılan olarak Stil 1’i seçer, ancak grafik görünümünü değiştirmek için diğer stillerden herhangi birini seçebilirsiniz. Diğer seçenekleri görüntülemek için görüntü çubuğunun sağındaki oku kullanın.

 

Excel Grafik türünü değiştirme

1 – Grafik Türünü Değiştir açılır menüsünü tıklayın.

2 – Burada grafik türünüzü Excel’in sunduğu 15 grafik kategorisinden herhangi biriyle değiştirebilirsiniz. Elbette, verilerinizin seçtiğiniz grafik türüne uygun olduğundan emin olun.


3 – Şablon Olarak Kaydet’e tıklayarak grafiğinizi şablon olarak da kaydedebilirsiniz …

4 – Şablonunuza isim verebileceğiniz bir diyalog kutusu açılacaktır. Excel, kolay düzenleme için şablonlarınız için otomatik olarak bir klasör oluşturacaktır. Kaydet düğmesine tıklayın.

 

Grafiği taşıma

 

1 – Toolbarın sağında grafiği taşı ya tıklayıp taşıyabilirsiniz.

2 – Grafiğinizi nereye yerleştireceğinizi seçebileceğiniz bir diyalog kutusu görünür. Bu grafikle yeni bir sayfa oluşturabilir (Yeni sayfa) veya bu grafiği başka bir sayfaya nesne olarak yerleştirebilirsiniz. Tamam düğmesine tıklayın.

Biçimlendirmeyi Değiştirme

1 – Biçim sekmesi renkler, boyut, şekil, dolgu ve hizalama dahil olmak üzere grafikteki tüm öğelerin ve metnin biçimlendirmesini değiştirmenize ve şekil ekleyebilmenize olanak tanır. Biçim sekmesine tıklayın ve kuruluşunuzun markasını (renkler, resimler vb.) yansıtan bir grafik oluşturmak için mevcut kısayolları kullanın.

2 – Araç çubuğunun sol üst tarafındaki açılır menüye tıklayın ve düzenlemekte olduğunuz grafik öğesine tıklayın.

Grafik Silme

Bir grafiği silmek için üzerine tıklamanız ve klavyenizdeki Delete tuşuna basmanız yeterlidir.

 

Özet olarak

Excel grafikler karmaşık verileri görselleştirip daha kolay anlamayı sağlarlar. Renkli, ölçülü şekilli grafikler, yaptığınız sunumu, anlamayı ve anlatmayı kolaylaştırırlar. Excel, bize veri saklama ve veri analizi yanında veriyi görselleştirme ve sunum aracı olarak kullanma imkanı veriyor.

Yukarıdaki grafik çeşitlerini ve biçimlendirme taktiklerini iyi anladığınızda oluşturduğunuz grafiklerin ve sunumların kalitesinin hemen arttığını göreceksiniz. Hemen bugün pratik yapmaya başlayın.

 

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Pasta Grafik Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel Pasta grafik, farklı veri öğelerinin oransal olarak birbirleriyle nasıl karşılaştırıldığını görmenizi sağlar.

Örneğin satış adetlerinizin hangi markadan yüzde kaç geldiğini hemen tespit edebilirsiniz. Pasta grafik dilimleri ise payların büyüklüğünü oransal olarak gösterir.

Ya da rakiplerinize kıyasla ne kadar pazar payına sahip olduğunuzu kolayca anlayabilirsiniz.

Pasta grafik, bu bilgileri görselleştirmek için uygun bir yoldur.

Ayrıca belirli bir hedefe yönelik ilerlemeyi görmek ve iletmek için de harika bir yoldur.

Örneğin, hedefiniz bir ürünü 30 gün boyunca her gün satmaksa, 30 dilimli bir pasta grafiği oluşturabilir ve ürünü sattığınız her gün bir dilimi gölgelendirebilirsiniz.

En iyi kullanım alanı: Değerleri bir bütünün yüzdeleri olarak göstermek ve veri öğelerini orantılı olarak görüntülemek.

Şimdi excel pasta grafik yapımını adım adım okuyacaksınız.

Excel pasta grafik yapımı

Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Markalara göre satış adetlerinin ayrımını hazırladım fakat siz farklı veriler de kullanabilirsiniz.

Verileri seçip grafik ekle menüsünden pasta grafiği seçin. Bu örnekte daha belirgin olması adına hafif eğimli 3-B pasta grafiğini seçtim.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

İsterseniz sağ üst köşedeki butona tıklayıp her dilime veri etiketi ekleyebilirsiniz.

Veri etiketlerini eklediğinizde aşağıdaki görüntü oluşur.


Dilimlere % lik değerleri eklemek isterseniz veri etiketlerinin birinin üzrine sağ tıklayıp “veri etiketlerini biçimlendir”e girin.

Sağ tarafta açılan biçimlendirme menüsünden “yüzde” yazanı tıklayın. Veri etiketlerine % lik bölümler de gelecektir.

Grafik başlığınız da hazır. Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

excel pasta grafik

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

 

Örnek çalışma dosyası

 

 

Özet olarak

Excel pasta grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar.

Yukarıdaki adımları izleyerek excel pasta grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

 

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Nüfus Piramit Grafiği Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Geleneksel excel nüfus piramit grafiği yaş ve cinsiyeti görselleştirir ve demograflar arasında en yaygın olanıdır.

Bunları herhangi bir sıralı değişken (yaş aralıkları, gelir düzeyleri, tamamlanan en yüksek eğitim düzeyi, vb.) x iki kategori (iki konum, iki grup, vb.) için yapabiliriz.

Excel nüfus piramit grafiği oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek excel nüfus piramit grafiği oluşturabilirsiniz.

Excel nüfus piramit grafiği oluşturma


Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir.

Yaşlara göre kadın ve erkek nüfusunun sayısını internetten bulabilirsiniz.

Fakat siz farklı bir veri seti de kullanabilirsiniz.

Verilerin üzerinde ufak bir oynama yapacağız.

Grafik hem sola hem sağa çubuk içerdiğinden bir veri artı bir veri eksi olacak.

Yani bir veriyi eksi olarak değiştirmemiz gerekiyor.

Aşağıdaki gibi bir sütunu -1 ile çarpabilirsiniz.

 

Verilerin hepsini seçip yatay çubuk grafik çıkartıyoruz.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

Veri etiketi eklemek istediğinizde sağ üst köşedeki butona tıklayıp her kutucuğa veri etiketi ekleyebilirsiniz.

Grafik başlığınıza da istediğiniz başlığı yazabilirsiniz.

Aşağıda grafikte istediğimizden biraz eksileri gözüküyor.

Bunlara ayarlama yaptıktan sonra istediğimiz görüntüyü elde edeceğiz.

İstediğimiz işlemler şunlar

  • Kılavuz çizgilerini kaldırmak
  • İki çubuk aynı hizada olmadığından aynı hizaya almak
  • Çizigilerin arasındaki aralıkları azaltıp çubuk kalınlıklarını arttırmak
  • Sol taraftaki eksi rakamları artı göstermek (çünkü onlar aslında artı)

Kılavuz çizgilerini sağ üst köşedeki artı işaretinden kaldırabilirsiniz.

 


Diğer işlemler için önce veri serilerini biçimlendire tıklayıp biçimlendirme penceresini açıyoruz.

Seri çakışmasını 100% yapıyoruz ve boşluk genişliğini 50% ye getiriyoruz.

 

 

Son aşama olarak soldaki eksi değerler kaldı

 

Soldaki eksi rakamların herhangi birine tıklayıp ekseni biçimlendire tıklayın.

Veri etiketlerini biçimlendir kutucuğundan genel biçimini sayıya çeviriyoruz.

Bize 4 seçenek veriyor. 3’ü negatif 1’i pozitif. Bunların biri artı rakam olarak görünen kırmızı rakam.

Biz artı gözükmesini istiyoruz ama kırmızı olmasını istemiyoruz.

Biraz altında da biçim kodu bölümü bulunuyor. Biçim kodundan kırmızı yazan bölümü kaldırıyoruz. Rakamımız böylece hem artı hem siyah gözüküyor.

Artık excel nüfus piramit grafiğiniz hazır

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

 

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel nüfus piramit grafiği görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar.

Yukarıdaki adımları izleyerek excel nüfus piramit grafiğinizi kolayca oluşturabilirsiniz.

 

 

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Histogram Grafiği Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel histogram grafiği, verilerin gruplu halini göstern ve gruplara göre desenleri tespit etmeyi kolaylaştıran bir grafiktir.

Histogramlar, en kullanışlı aralıklarda oluşan verileri açıklamak istediğinizde sağlam bir seçenektir. Diyelim ki müşterilerinize ürün alanınızdaki çeşitli yaş demografilerinin satın alma alışkanlıklarını göstermek istiyorsunuz.

Hedef kitlenizin hareket ettiğini, hatta muhtemelen bir aralık yukarı veya aşağı atladığını görebilirsiniz.

Müşteriniz son 100 yıldır bebek ürünleri satıyorsa, insanlar çocuk sahibi olmak için daha uzun süre bekledikçe ilk kez ebeveyn olan hedef kitlenin yaşlandığını kesinlikle görürsünüz.

Bu durum, pazarlama stratejilerinizi ilk kez çocuk sahibi olan bu yaşlı demografinin ihtiyaç ve sorunlarını karşılayacak şekilde değiştirebilir.

En iyi kullanım alanı: Veriler aralıklar halinde gruplandırıldığında en dikkat çekici ve faydalı olan veri bulgularını göstermek.

Excel histogram grafik oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek histogram grafik oluşturabilirsiniz.

Excel histogram grafik oluşturma


Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Bir firmadaki 24 kişinin yaşlarını gösteriyor. Bu listeye göre yoğunlaşan yaş gruplarını tespit edebilirsiniz.

Verileri seçip grafik ekle menüsünden histogram grafiği seçin.

Histogram grafiğinin ham hali hemen ortaya çıkacak.

İlk etapta tüm verileri sadece üçe bölse de daha detaylı bir analiz için istediğiniz kadar bölümleme yapabilirsiniz.

Alt eksene sağ tıklayın ve ekseni biçimlendire gidin.

Yan tarafta çıkan biçimlendirme panelinde bölme genişliğini 3 olarak ayarlayın.

Bu size her 3 yaş gruplamasına göre kaç kişinin firmada çalıştığını gösterir.

Çubuklara sağ tıklayıp veri etiketi de eklerseniz aşağıdaki grafik oluşuyor.

Bu durumda excel histogram grafiği tamamlamış oluyoruz.

 

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel histogram grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar.

Yukarıdaki adımları izleyerek excel histogram grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Halka Grafik Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel Halka grafik, farklı veri öğelerinin oransal olarak birbirleriyle nasıl karşılaştırıldığını görmenizi sağlar.

Örneğin satış adetlerinizin hangi markadan yüzde kaç geldiğini hemen tespit edebilirsiniz. Halka grafik dilimleri ise payların büyüklüğünü oransal olarak gösterir.

Ya da rakiplerinize kıyasla ne kadar pazar payına sahip olduğunuzu kolayca anlayabilirsiniz.

Halka grafik, bu bilgileri görselleştirmek için uygun bir yoldur.

Ayrıca belirli bir hedefe yönelik ilerlemeyi görmek ve iletmek için de harika bir yoldur.

Örneğin, bir projeniz varsa ne kadarlık kısmının tamamlandığını görebilirsiniz.

Bu makalede süreç ilerlemesini gösteren bir halka grafik hazırlayacağız.

Şimdi excel halka grafik yapımını adım adım okuyacaksınız.

Excel halka grafik yapımı

Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Bir hücre bir sürecin tamamlanma oranını gösteriyor. Bir hücre de kalan kısmını gösteriyor. Kalan kısmı (1-tamamlanma oranı) olarak hesaplayabilirsiniz.

 

Verileri seçip grafik ekle menüsünden halka grafiği seçin. Pasta grafiğinin hemen altında bulabilirsiniz.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

İsterseniz sağ üst köşedeki butona tıklayıp her dilime veri etiketi ekleyebilirsiniz.

Veri etiketlerini eklediğinizde aşağıdaki görüntü oluşur.

 

Grafik başlığınız da hazır. Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

Bu grafiğe daha modern bir tasarım getirmek isterseniz veri etiketlerini silip ortasına kocaman bir yüzde oran yazabilirsiniz.

Bunu şu şekilde yapabiliriz.

Grafiğin ortasına bir metin kutusu ekleyin.

Metin kutusunun çerçevesine tıklayıp “=” yazın ve tamamlanma oranı olan 68%’e eşitleyin.

Daha sonra fontu büyütüp lacivert yapın.

Ardından kalan bölümü gösteren dilime sağ tıklayın, veri noktası biçimlendire tıkalyın. Düz dolgudan yine mavi tonunu seçip biraz şeffaflık vereceğiz. 50% şeffaf olması kalan kısmının hala renk ile dolmadığını hala tamamlanmadığını daha güzel gösterir.

 

 

Artık excel halka grafiğiniz hazır

 

 

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

 

Örnek çalışma dosyası

 

 

Özet olarak

Excel halka grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel halka grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Güneş Işığı Grafik Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel güneş ışığı grafik, verilerin hiyerarşik bir görünümünü sağlayan ve desenleri tespit etmeyi kolaylaştıran bir veri görselleştirme türüdür.

Excel güneş ışığı grafiğinde her kategori dairesel bir şekilde sunulur.

Her halka hiyerarşideki bir seviyeyi temsil eder ve en yüksek seviye en içteki halkadır. Dış halkalar alt kategorileri gösterir.

Excel güneş ışığı grafik oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek excel güneş ışığı grafik oluşturabilirsiniz.

Excel güneş ışığı grafik oluşturma

Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. 4 kişinin ilk 3 aydaki satışını gösteriyor.

Verileri seçip grafik ekle menüsünden ağaç haritası grafiğinin menüsünün altındaki güneş ışığı grafiğini seçin.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

Veri etiketine değer eklemek istediğinizde, bir veri etiketine sağ tıklayıp veri etiketini biçimlendire tıklayın. Sağda açılan pencerede beliren değer boşluğuna tıklayın. İsimlerin yanına değerler eklenecektir.

Veri etiketlerini eklediğinizde aşağıdaki görüntü oluşur.

Eğer rakamlar ve isimler yukarıdaki gibi sığmıyorsa grafiği büyütüp yazıları küçültmeniz gerekebilir.

Gerekli ayarlamayı yaptıktan sonra başlığınızı da kendinize göre yazabilirsiniz.

 

 

Grafik başlığınız da hazır. Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

 

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel güneş ışığı grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel güneş ışığı grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Çubuk Grafik Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel çubuk grafik, verilerin zamanla nasıl trendlerle değiştiğini gösteren grafik türüdür.

Aşağıda göründüğü gibi excel çubuk grafik verilerin renklendirilmiş çubuk görsellerle sunumudur.

Excel çubuk grafik şu ihtiyaçlar için kullanılabilir;

  • Zamanla değişen bir trend
  • Aylık satışlar
  • Haftalık indirilen uygulama sayısı

Excel çubuk grafikler en çok kullanılan ve en çok çeşidi olan grafiklerdendir.

Bu makalede birden çok çeşidini okuyacaksınız.

Excel çubuk grafikte dizilim verinizdeki dizilimle aynıdır.

Excel alan grafik oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek excel alan grafik oluşturabilirsiniz.

Excel çubuk grafik oluşturma

Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Aylık bir veri serisi hazırladım fakat siz farklı bir veri seti de kullanabilirsiniz.

Verileri seçip grafik ekle menüsünden çubuk grafik seçin.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

Yukarıdaki grafik her ay hangi satış adetinin karşılaştırmalı olarak ne kadar sattığını gösteriyor.

Bu çubukları üst üste de koyabilirsiniz.

Yukarıdaki çubuk grafik her ayın toplamını ve satış platformlarının dağılımını da gösterir. Eğer sadece yüzdelik dağılımlarını göstermek istiyorsanız 100% yığılı grafiği de deneyebilirsiniz.

Yukarıdaki grafikte sadece yüzdesel dağılımı görürsünüz.

Daha etkili olduğunu düşünüyorsanız (bence bazen bu görsel yanıltıcı olabiliyor) 3 boyutlu çubukları da kullanabilirsiniz.

 

Aynı grafiğin yatay versiyonu da bulunuyor, bazen yatay da göstermek isteyebilirsiniz.

Yatay çubuk grafikler de sıralamanın önemli olduğu zaman etkili görsel sunabiliyorlar.

Grafik başlığınıza da istediğiniz başlığı yazabilirsiniz.

İsterseniz kendi renklerinizi çubuklara verebilirsiniz. Sağ tıklayıp veri serisini biçimlendir menüsüne tıklayın. Dolgu renklerinden isterseniz tek tek değiştirebilirsiniz.

Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

 

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel çubuk grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel çubuk grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Çizgi Grafik Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel çizgi grafik zaman içinde bir bakışta trendleri görmek için basit ama etkili bir yoldur. Excel çizgi gafik aynı zamanda mir çok veri serisinin karşılaştırılmasına da yarar.

Excel çizgi grafikte birkaç trendi aynı zamanda karşılaştırabilirsiniz. Yıl içinde aylara göre trend çizgisi çizdiğinizde tatillerin, havanın veya diğer değişkenlerin etkilediği satış rakamlarını tespit edebilirsiniz.

Excel çizgi grafik oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek hem tek çizgi hem çok çizgili excel çizgi grafik oluşturabilirsiniz.

Excel çizgi grafik oluşturma


Tek çizgi ve çok çizgili iki çeşit grafik oluşturacağız.

Tek çizgi grafik oluşturma

Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Aylık bir veri serisi hazırladım fakat siz son 10-12 yıllık verileri de kullanabilirsiniz.


Verileri seçip grafik ekle menüsünden çizgi grafiği seçin. Bu örnekte daha belirgin olması adına işaretleri olan çizgi grafiğini seçtim.


Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

 


İsterseniz sadece aylık iniş çıkışlara bakabilirsiniz isterseniz sağ üst köşedeki butona tıklayıp her iniş çıkışa veri etiketi ekleyebilirsiniz.


Veri etiketlerini eklediğinizde aşağıdaki görüntü oluşur.

Çok çizgi grafik oluşturma

Aşağıdaki örnekte yurtiçi satış adeti, yurtdışı satış adeti ve iade adetinin trendlerini izleyeceğiz.

Veriyi şu şekilde oluşturabilirsiniz.

Ardından aynı işlemleri yapacağız. Grafik ekle menüsündne çizgi grafik ekleyeceğiz.

Ortaya çıkan grafik başlığı boş olabilir. İstediğiniz başlığı yazabilir veya bir hücreyle eşleştirebilirsiniz.

 

Grafik başlığınız da hazır. Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

excel çizgi grafik

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel çizgi grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel çizgi grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Bütçe Fiili Bar Grafiği (Karşılaştırma) Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel bütçe fiili bar grafik, verilerin bütçe ve fiili karşılaştırmasını gösterebileceğiniz görsel bir sunum grafiğidir.

Excel bütçe fiili bar grafiğinde ver çubukları iki katman halinde yer alır. Ön katmanda fiili arka katmanda da bütçe hali yer alır.

Çubukların renk farklılıkları birbiriyle karşılaştırma şansı verir.

Excel bütçe fiili bar grafiği oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek excel bütçe fiili bar grafiği oluşturabilir ve karşılaştırmanızı yapabilirsiniz.

 

Excel bütçe fiili bar grafiği oluşturma


Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Aylara göre bütçe, fiili rakamlar, gerçekleşme oranı ve bütçe fiili sütunlarındaki maksimum rakamdan oluşan bir sütun. Bu sütun grafikte veri etiketlerini yukarı çıkarmamız için gerekli olacak.

Aylar-bütçe-fiili sütunlarını seçip grafik ekle menüsünden çizgi grafiği seçin.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor


Bundan sonra turuncu çubuğa tıklayıp veri çubuğunu biçimlendire tıklayın. Sağda bir yan menü açılacak.


Seri seçeneklerine tıklayın ve turuncu çubukları ikincil eksen yapın

Arkada kalan çubukların boşluk genişliğini de 40% yapın

Arkada kalan mavi çubuklar bütçeyi yani ölçüyü temsil ettiği için gri rengine çevirin.

Öndeki turuncu çubukları da istediğiniz mavi bir renge boyayın.

Arkadaki gri çubukların kenarlıklarını içi ile aynı renk yapın, genişlik : 4; uç türü yuvarlak yapın.

Aynı şekilde önde kalan mavi çubukların da kenarlıklarını gövdeyle aynı renk, genişlik: 4 ; ve uç türü : yuvarlak olarak ayarlayın.

Bu ayarlar uçlara yuvarlak köşe havası verecektir.

Grafiğin başlığını da istediğiniz gibi yazın

Şimdiye kadar oluşan grafik aşağıdaki gibi olmalı.

 

Bundan sonra en tepeye gerçekleşme oranı olan %lik rakamları ekleyeceğiz.

Maksimum rakamı yazdığımız sütunu ekleyip onun tepesine ekleyeceğiz.

Veri seçten yeni seri ekle butonuna basın ve maksimum rakamları yazdığınız sütundaki verileri ekleyin. Karşınıza yeni bir biçimlenmemiş sütun çıkacak.


Bu sütunun üstüne veri etiketleri ekleye basıp etiket ekleyeceğiz

O sütundaki verileri otomatik olarak getirecek. Biz bu verileri kullanmayacağız. Amacımız en uzun çubukları oluşturup üzerine istediğimiz verileri eklemek.

Excel grafiğin otomatik eklediği veri etiketlerini istediklerimizle değiştirebiliyoruz.

Veri etiketlerini tıklayın. Etiket seçeneklerinden hücredeki değerleri seçin.

Bu seçenek size istediğiniz veri aralığını veri etiketi olarak kullanmanızı sağlar.

Hücredeki değerlere tıklayın ve ortaya çıkan veri kutucuğuna gerçekleşme oranı sütunundaki verileri seçin.

En son olarak da uzun veri çubuklarını tıklayıp dolgu rengi yoku tıklayın ve şeffaf olmasını sağlayın. Uzun çubuklar veriyi sadece yukarı taşımak için var idi.

Eğer veri etiketlerinin beslendiği sütunları gizlemek isterseniz veri etiketleri kaybolur.

Bunun için grafiğin üzerine gelip veri seçe tıklayın.

Açılan kutucuktan gizli ve boş hücrelere tıklayın.

Gizli satır ve sütunlardaki verileri göstere tıklayın

 

Veeeee. En sonunda bütçe fiili bar grafiğiniz hazır.

excel bütçe fiili bar grafik

 

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel bütçe fiili bar grafiği grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel bütçe fiili bar grafiği kolayca oluşturabilirsiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Birleşik Grafik Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel birleşik grafik, birkaç grafiği birleştirebildiğiniz ve farklı anlatımlar oluşturabildiğiniz bir grafik türüdür. Birleşik grafik, tek bir grafikte iki farklı Excel grafik türü kullanır. Aynı konu hakkında iki farklı veri kümesini görüntülemek için kullanılırlar.

Aşağıda göründüğü gibi excel birleşik grafikler, verilerin çeşitli görsellerle sunumudur.

Excel birleşik grafik şu ihtiyaçlar için kullanılabilir;

  • Zamanla değişen bir trend
  • Aylık satışlar
  • Haftalık indirilen uygulama sayısı

Excel birleşik grafikler en çok kullanılan grafiklerdendir.

Bu makalede birden çok çeşidini okuyacaksınız.

Excel birleşik grafikte dizilim verinizdeki dizilimle aynıdır.

Excel alan grafik oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek excel alan grafik oluşturabilirsiniz.

Excel birleşik grafik oluşturma

Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Aylık bir veri serisi hazırladım fakat siz farklı bir veri seti de kullanabilirsiniz.

Verileri seçip grafik ekle menüsünden birleşik grafik seçin.

Ortaya aşağıdaki ilk kutucuk çıkıyor.

Yüzdelik olarak ifade edeceğiniz gerçekleşme oranını ikincil eksen olarak işaretleyin. Tamam’a tıklayın.

Sağ tarafta yüzdelik cetvel bulunurken sol tarafta adet verisi bulunmaktadır.

Grafik başlığınızı da değiştirince excel birleşik grafiğiniz hazır olacaktır.

 

excel birleşik grafik

Aynı grafiğin yatay versiyonu da bulunuyor, bazen yatay da göstermek isteyebilirsiniz.

 

Yatay excel birleşik grafikler de sıralamanın önemli olduğu zaman etkili görsel sunabiliyorlar.

Grafik başlığınıza da istediğiniz başlığı yazabilirsiniz.

İsterseniz kendi renklerinizi çubuklara verebilirsiniz. Sağ tıklayıp veri serisini biçimlendir menüsüne tıklayın. Dolgu renklerinden isterseniz tek tek değiştirebilirsiniz.

Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

 

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel birleşik grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel birleşik grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Alan Grafiği Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel alan grafiği, verilerin zamanla nasıl trendlerle değiştiğini gösteren grafik türüdür.

Aşağıda göründüğü gibi excel alan grafiği altı renklendirilmiş çizgi grafiğidir.

Çizgi grafiğinin altını renkle doldurduğunuzda daha belirgin bir görsel oluşur.

Excel alan grafiği şu ihtiyaçlar için kullanılabilir;

  • Zamanla değişen bir trend
  • Aylık satışlar
  • Haftalık indirilen uygulama sayısı
  • Kıtalara ve yıllara göre nüfus

Bu ihtiyaçlar için alan grafiğinin kullanılma sebebi renklerin anlamayı kolaylaştırması olabilir. Örneğin aşağıda alan grafiği, çizgi grafiği ve çubuk grafiğinin yan yana duruşunu görebilirsiniz.

Aslında excel alan grafiği ve diğerleri aşağı yukarı aynı şeyi anlatır.

 

Excel alan grafiğinde dizilim verinizdeki dizilimle aynıdır.

Excel alan grafik oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek excel alan grafik oluşturabilirsiniz.

Excel alan grafik oluşturma

 

Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Aylık bir veri serisi hazırladım fakat siz farklı bir veri seti de kullanabilirsiniz.

Verileri seçip grafik ekle menüsünden alan grafiği seçin.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

Veri etiketi eklemek istediğinizde sağ üst köşedeki butona tıklayıp her kutucuğa veri etiketi ekleyebilirsiniz.

Veri etiketlerini eklediğinizde aşağıdaki görüntü oluşur.

Grafik başlığınıza da istediğiniz başlığı yazabilirsiniz.

Eğer renkler çok güçlü ve baskın geliyorsa renlerin üzerine tıklayıp veri serisini biçimlendir menüsüne gelin.


Kendinize istediğiniz rengi seçip şeffaflığını 50% yapabilirsiniz.

Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel alan grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel alan grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Ağaç Haritası Grafiği Nasıl Yapılır? (1 şablon dosya içerir)

Excel ağaç haritası grafiği, verilerin hiyerarşik bir görünümünü sağlayan ve desenleri tespit etmeyi kolaylaştıran bir veri görselleştirme türüdür.

Excel ağaç haritasında her bir öğe veya dal dikdörtgen bir şekil ile temsil edilir, daha küçük dikdörtgenler ise alt grupları veya alt dalları temsil eder

Excel ağaç haritasında dizilim genelde büyükten küçüğe doğru olur.

Excel ağaç haritası grafik oluşturmak çok basit bir işlemdir.

Aşağıdaki adımları izleyerek excel ağaç haritası grafik oluşturabilirsiniz.

Excel ağaç haritası grafik oluşturma


Önce veriniz oluşturun. Aşağıdaki veri serisi bir örnek olabilir. Aylık bir veri serisi hazırladım fakat siz farklı bir veri seti de kullanabilirsiniz.

Verileri seçip grafik ekle menüsünden çizgi grafiği seçin.

Ortaya aşağıdaki ilk grafik çıkıyor

Veri etiketi eklemek istediğinizde sağ üst köşedeki butona tıklayıp her kutucuğa veri etiketi ekleyebilirsiniz.

Veri etiketlerini eklediğinizde aşağıdaki görüntü oluşur.

Grafik başlığınıza da istediğiniz başlığı yazabilirsiniz.

Grafik başlığınız da hazır. Bu durumda grafiği tamamlamış oluyoruz.

 

 

Excel çalışma şablon dosyasını indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirip pratik yapabilirsiniz.

Örnek çalışma dosyası

 

Özet olarak

Excel ağaç haritası grafikleri görselleştirmeyi ve karmaşık verileri anlamanızı sağlar. Yukarıdaki adımları izleyerek excel ağaç haritası grafikleri kolayca oluşturabilirsiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Koşullu Biçimlendirme Kullanım Kılavuzu [20 örnek ve şablon içerir]

Bu makalede excel koşullu biçimlendirme kullanımını ve örneklerini okuyacaksınız.

Koşullu biçimlendirme hücreleri belli koşula göre topluca biçimlendirme aracıdır.

Koşullu biçimlendirme, aynı zamanda excel’de bulunan bir veri görselleştirme aracıdır.

Bunu, renkleri veya diğer araçları (simgeler, çubuklar gibi) kullanarak bizimle ilgili hücreleri veya aralıkları vurgulamak ve farklılaştırmak için kullanırız.

Koşullu Biçimlendirme Ne işe yarar?

Koşullu biçimlendirme Excel kullanıcıları için çok çeşitli olanaklar sunar.

İlk ve en önemli işlevi, dikkati en önemli veri noktalarına yönlendirmektir.

Ya da bizim için en önemli olanları kurallarla belirleyebiliriz.

Bu veri noktaları son teslim tarihleri, mükemmel satış sonuçları ya da yüksek risk taşıyan görevler olabilir.

Koşullu Biçimlendirmenin Temelleri

Excel koşula bağlı biçimlendirmeyi iki çeşit yapabilirsiniz.

  • Hazır şablonlar
  • Kendi kurallarınız

Önceden Tanımlanmış Koşullar (yerleşik ön ayarlar): Bu seçenek yeni başlayanların ilgisini çekebilir. Excel’de birçok yerleşik kural ve koşul mevcuttur.

Koşullu biçimlendirmenizi hızlıca yapmanız için hazır şablonlar eklemiştir.

  • İlk 10
  • Büyüktür
  • Küçüktür
  • Eşittir
  • ortalamanın üstünde
  • ortalamanın altında vb.

Bu koşullar en çok kullanılan koşullardır. Eğer bu koşulların dışında bir ihtiyacınız var ise formül kullanarak kendi koşulunuzu oluşturabilir ve hücreleri biçimlendirebilirsiniz.

Formüller ise şöyle çalışır; Her bir koşullu biçimlendirme kuralı basit bir mantığa dayanır.

Eğer “X” kriteri doğruysa, “Y” kuralını uygulayın.

Basit bir örnek görelim:

  • “X” kriterleri; “Satış fiyatı 50$’dan fazla olanlar.”
  • “Y” kriteri, geçerli tüm hücrelerin kırmızı renkte olması.
  • Formülü uyguladığınızda satış fiyatının 50 $’dan fazla olduğu her hücre kırmızı renkte olacaktır.

Koşullu biçimlendirme hazır şablonlar

1- Renk ölçekleri uygulama örneği

Hazır şablonların kullanımı oldukça basittir. Önce bir tane örnekle başlayalım.

Önceden ayarlanmış koşullu biçimlendirmeyi kullanmak için:

  • Koşullu biçimlendirme kuralı için istediğiniz hücreleri seçin.
  • Koşullu Biçimlendirme komutuna tıklayın. Bir açılır menü görünecektir.
  • Fareyi istediğiniz ön ayarın üzerine getirin, ardından görüntülenen menüden bir ön ayar stili seçin.

Koşullu biçimlendirme seçilen hücrelere uygulanacaktır.

excel koşullu biçimlendirme ısı haritası

 

Yukarıda gördüğünüz en basit ısı haritasıdır.

Örnek excel dosyasını indir (Satış ekibi ısı haritası)

 

2- Hücre vurgulama kuralları;

Koşullu biçimlendirme verilerinize vurgulama kuralları uygulamanıza olanak tanır. Vurgulama kuralları, yerine getirildiği takdirde hücreyi belirli bir renkle vurgulayan koşullardır

Örneğin;

  • belirli bir $ tutarının üzerindeyse yeşil, altındaysa kırmızı
  • “___ içeren Metin”
  • “Yinelenen Değerler”
  • “…’den büyük” gibi çok sayıda koşul için vurgulama kuralları oluşturabilirsiniz.

 

3- İlk/son kuralları

Ardından, belirli koşullara bağlı olarak hücrelerin alt veya üst aralığını vurgulamanıza olanak tanıyan Üst/Alt kurallarımız vardır. Bu biçimlendirmeyi, üst %10, alt %10, ortalamanın üstü gibi ölçütlere dayalı olarak bir hücre aralığı için ayarlayabilirsiniz.

4- Veri çubukları

Ayrıca, veri çubukları ve renk ölçekleri, verilerinizi görsel bir çubuk veya renk ölçeği ile göstermenize olanak tanıyan diğer önceden ayarlanmış koşullu biçimlendirme özellikleridir. Her durumda, çubuğun uzunluğu veya çubuğun rengi, biçimlendirme aralığındaki diğer hücrelere kıyasla hücrenin değerini temsil eder.

5- Simge kümeleri

Son olarak, Koşullu Biçimlendirme bize simge setleri de sağlar. Verilerdeki değerlere dikkat çekmek için belirli simgeler veya göstergeler ayarlayabiliriz.

 

Excel koşullu biçimlendirme hazır şablonlar ile örnek uygulamalar

 

1. Kuralları kullanarak Hücreleri Vurgulama (miktar 200’den büyükse)

Kalıpları ve eğilimleri koşullu biçimlendirme ile vurgulamak için Hücreleri Vurgula Kuralları işlevlerine tıklayın. Ölçütlerinizi karşılayan hücreleri tanımlamak kolay olacaktır. Bu, hücreler ve aralıklar için temel bir renk biçimlendirme yöntemidir.

Kural kullanmak istediğiniz aralığı seçin ve vurgulama kurallarını uygulayın.

Örneğimizde, miktarı 200 birimden fazla olan tüm ürünleri vurgulayacağız. Örneğin, ‘D5: D17’ aralığını seçin.

Şeridin Giriş sekmesinde -> Koşullu Biçimlendirme > Hücre Kurallarını Vurgula -> Büyüktür seçin.

Şimdi, bir iletişim kutusu görünecektir. Soldaki kutuya 200 girin. Yani, 200 girerseniz, değer 200’den büyük olduğunda bir şey olacaktır. Ama ne olacak? Tetikleyiciyi sağ kutuda tanımlayacaksınız.

 

Örnek excel dosyasını indir (Ürün kodu)

 

2. Bir sayıdan büyük veya küçük olan hücreleri biçimlendirme

Bu örnekte, 75’ten büyük bir test puanı içeren tüm hücreleri biçimlendirmek istiyorum.

  • Test puanlarını içeren hücre aralığını seçin
  • Ana Sayfa sekmesine tıklayın
  • Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın
  • Hücre Kurallarını Vurgula’ya tıklayın
  • Büyüktür’e tıklayın
  • 75 sayısını girin
  • Bir biçimlendirme seçeneği belirleyin
  • Tamam’a tıklayın Excel, 75 veya üzeri test puanı içeren tüm hücreleri biçimlendirecektir.

Hücrelerin hangi değere göre biçimlendirileceğini girin

Aynı yöntemi, Hücreleri Vurgula Kuralları açılır menüsünden Küçüktür menüsünü seçerek belirli bir sayıdan daha düşük test puanlarını bulmak için de kullanabilirsiniz.

Örnek excel dosyasını indir (Ders notları)

 

3. Metin içeren hücreleri biçimlendirme

Hücreler, içlerinde bulunan metne göre biçimlendirilebilir.

Örneğin, bu aralıkta, C sütununda ‘Beatles’ sözcüğünü içeren tüm hücreleri biçimlendirmek istiyorum.

  • B sütununu seçin
  • Ana Sayfa sekmesine tıklayın
  • Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın
  • Hücre Kurallarını Vurgula’ya tıklayın
  • İçeren Metne Tıklayın
  • ‘Beatles’ metnini girin
  • Bir biçimlendirme seçeneği belirleyin
  • Tamam’a tıklayın

 

Bir aralıktaki belirli tarihleri ve yinelenen değerleri bulmak için aynı yöntemi kullanabilirsiniz.

Örnek excel dosyasını indir (Sanatçı ve türler)

 

4. Metin içeren hücreleri vurgulama

C sütununda tüm “M tiplerini” arıyorsanız, ekranı saatlerce taramak zorunda değilsiniz. Bunun yerine, koşullu biçimlendirmenin tüm kirli işleri yapmasına ve ölçütleri kolayca ve otomatik olarak vurgulamasına izin verebilirsiniz.

Metin içeren aralığı seçin. Bu örnekte, C5:C17 aralığını, yani tüm ‘Ürün Adı’nı seçeceksiniz.

Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın, fareyi Hücreleri Vurgula Kuralları’nın üzerine getirin ve “İçerdiği Metin..” seçin.

Metin kutusuna “Tip M” girin. Ardından, açılır menüyü kullanarak koyu sarı metinle sarı dolgu rengini seçin ve ardından Tamam’a tıklayın.

 

5. Yalnızca en üst veya en alt sıradaki değerleri biçimlendirin

Belirlediğiniz ölçütlere göre bir hücre aralığındaki en yüksek ve en düşük değerleri bulabilirsiniz. Bu örnekte, hangi öğrencilerin tarih alanında ilk %10’da yer aldığını bulmak istiyorum.

  • Tarih sütununu seçin
  • Giriş sekmesine tıklayın
  • Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın
  • Üst/Alt Kurallar’a tıklayın
  • İlk %10’u Tıklayın
  • Gerekirse yüzdeyi ayarlamak için kaydırma oklarını kullanın
  • Tamam’a tıklayın

 

Hücreleri listede belirtilenlerden farklı renkler kullanarak biçimlendirmek için Özel Biçim’e tıklayın.

 

Hücrelerin biçimlendirilmesi gereken % Yüzde değerini girin. Tercih ettiğiniz biçimlendirme stiliyle devam edin.

Aynı yöntemi alttaki %10’u, üstteki/alttaki öğeleri ve ortalamanın üstünde veya altında olanları biçimlendirmek için de kullanabilirsiniz.

6. Veri çubuklarını kullanarak hücreleri biçimlendirme

Veri çubukları, hücrelerdeki değerleri diğer değerlere göre görselleştirmenize yardımcı olur. Veri çubuğunun uzunluğu hücredeki değeri temsil eder. Çubuk ne kadar uzunsa, değer o kadar yüksektir.

  • Bir hücre aralığı seçin
  • Ana Sayfa sekmesine tıklayın
  • Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın
  • Veri Çubuklarına Tıklayın

 

Bu örnekte, Matematik ve Fizik sütunlarına Degrade Dolgu, İngilizce ve Tarih sütunlarına ise Düz Dolgu uyguladım.

Veri Çubukları bölümünün altında Degrade dolgu veya Düz Dolgu seçeneklerinden birini seçin

 

7. Renk ölçeklerini kullanarak hücreleri biçimlendirme

Renk ölçekleri, verilerin nasıl dağıldığını anlamanıza yardımcı olan görsel kılavuzlardır. Isı haritası gibi, renk ölçekleri de verilerdeki varyasyonları görselleştirmenize yardımcı olur. Bir veri aralığına iki renkli ölçekler veya üç renkli ölçekler uygulayabilirsiniz ve her hücredeki değer, seçtiğiniz renk ölçeğine bağlı olarak iki veya üç renkle temsil edilir.

  • Bir hücre aralığı seçin
  • Ana Sayfa sekmesine tıklayın
  • Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın
  • Renk Ölçekleri’ne tıklayın

Bu örnekte iki renkli bir ölçek kullandım. Yüksek değerler sarı, düşük değerler ise yeşil renktedir.

Renk Ölçekleri bölümü altında görüntülemek istediğiniz renk ölçeği türünü seçin

 

8. Simge kümesi kullanarak hücreleri biçimlendirme

Simge kümeleri, verileri üç ila beş kategoride gruplamak veya sınıflandırmak için kullanılır. Her simgenin bir değer aralığını temsil ettiği bir hücre aralığındaki değerleri görselleştirmeyi kolaylaştırırlar.

Örneğin, bir hücre aralığına uygulamak için 3 simgeli bir set seçerseniz, Excel seçili hücrelerdeki değerlere bakar ve 67. ve 33. yüzdelik dilimleri hesaplar. Ardından, değerin hangi 3’lük dilime düştüğüne bağlı olarak uygun bir simge atar.

  • Bir hücre aralığı seçin
  • Ana Sayfa sekmesine tıklayın
  • Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın
  • Simge Setlerini Tıklayın

Bu örnekte, ‘3 Trafik Işığı’ simge setini seçtim. Excel

  • kırmızı trafik ışığını en düşük üçte birlik dilime giren değerlere,
  • turuncu trafik ışığını orta üçte birlik dilime giren değerlere ve
  • yeşil trafik ışığını en yüksek üçte birlik dilime giren değerlere atadı.

Simge setleri bölümünde görüntülenecek simge seti türünü seçin ve koşulları ayarlamaya devam edin.

Koşullu Biçimlendirme ve Formüller

Bu bölümde koşullu biçimlendirmede özel formüller kullanmayı okuyacaksınız.

Formüller Excel koşullu biçimlendirme ile kullanılabilir. Biçimlendirme ölçütlerini belirtmek için mantıksal bir formül kullanabilir ve kendi koşullu biçimlendirme kuralınızı oluşturabilirsiniz.

Tüm örnekler birkaç basit adıma dayanmaktadır:

  • Biçimi uygulamak istediğiniz aralığı seçin
  • ‘Yeni Kural’ ekleyin
  • Formülü girin
  • Biçim stilini seçin
  • ‘Tamam’a ve ardından ‘Uygula’ya tıklayın.

Hepsi bu kadar.

Aşağıda bir örnek üzerinden şunları öğreneceksiniz

  • formülle koşullu biçimlendirme kuralı koymayı
  • kuralı revize etmeyi
  • iki kural üst üste koymayı
  • kuralları silmeyi

 

Koşullu biçimlendirme formül kurma, düzenleme ve silme örneği;

A- Koşullu biçimlendirme formül kurma

Bu örnekte, seçilen aralıkta tek bir değer içeren tüm hücreleri bulmak ve bu hücreleri mor arka plan dolgusu ve beyaz yazı tipiyle biçimlendirmek için bir formül içeren bir kural oluşturdum. Parantez içindeki hücre başvurusu (C7) TEKMİ işlevi için tek bağımsız değişkendir. Kullanılan hücre referansı her zaman seçilen veri kümesindeki en üst sol hücre olmalıdır.

Biçimlendirmenin gerçekleşmesi gereken formül tabanını girin.

Veri kümesindeki tüm tek sayılar artık biçimlendirilmiştir.

Formül Tabanlı Koşullu Biçimlendirmenin Sonucu şöyledir;

B- Koşullu Biçimlendirme Kuralını Değiştirmek için iki kez oluşturmayın

Bir koşullu biçimlendirme kuralı oluşturduktan sonra, bunu değiştirmek isteyebilirsiniz.

Örneğin, örnekte, ilk 5 tutarı vurgulamak için bir Üst/Alt kuralı oluşturulmuştu. Şimdi, bu Üst/Alt kuralını değiştirmek ve yalnızca ilk 3 tutarı vurgulamak istiyoruz.

Mevcut bir Üst/Alt kuralını veya başka bir tür koşullu biçimlendirme kuralını değiştirmek istiyorsanız, açılır menüdeki Koşullu Biçimlendirme seçenekleri listesinden seçeneği tekrar seçmeyin.

  • Bu seçeneği tekrar seçmek mevcut kuralı değiştirmek yerine YENİ bir kural oluşturacaktır.
  • Sonuçta tek bir doğru kural yerine birbiriyle çelişen iki kural elde edersiniz

Bir koşullu biçimlendirme kuralını başarıyla değiştirmek için aşağıdaki adımları izleyin. Bu adımlar, Koşullu Biçimlendirme Kuralları Yöneticisi’nde mevcut kuralın nasıl bulunacağını ve orada nasıl değiştirileceğini gösterir.

C- Koşullu biçimlendirme kuralını düzenleme

Bu bölüm size koşullu biçimlendirme kurallarını nasıl yöneteceğinizi gösterecektir. Koşullu biçimlendirme kuralları yöneticisini kullanarak seçili kuralı değiştirebilirsiniz. Bu kurallardan bazılarını daha sonra düzenlemek veya silmek istiyorsanız bu işlevi kullanın.

Bu işleve Giriş Sekmesi ve Koşullu Biçimlendirme düğmesi kullanılarak erişilebilir. Ardından açılır listeden Kuralları Yönet’i seçin.

Varsayılan olarak, bir iletişim kutusu görürsünüz:

Varsayılan olarak, “Biçimlendirme kurallarını göster:” seçeneği “Geçerli Seçim” olarak ayarlanmıştır.

  • Ardından, asıl Çalışma Sayfasına uyguladığınız koşullu biçimlendirme kurallarını görüntülemek için açılır listeden “Bu Çalışma Sayfası” seçeneğini belirleyin.
  • Üst-alt kurallarını kullanın ve listeden değiştirmek istediğiniz kuralı seçin.
  • Ardından, bir kuralı düzenlemek için değiştirmek istediğiniz kurala tıklayın.
  • Toplam değer sütunundaki ilk 10 değeri vurgulamak istiyoruz. Şu anda, ilk beş vurgulanmıştır.
  • İlk 5 satırına tıklayın! Excel seçilen satırları mavi ile vurgular.
  • Ardından, Kuralı Düzenle’ye tıklayın. Kuralın verilen koşullarını değiştirebileceğiniz bir iletişim kutusu açılır; sayı alanına 10 yazın.
  • Son olarak, Tamam’a tıklayın.

  • Kuralları Yönet kutusuna geri döneceğiz. Değişiklikleri kaydetmek için Tamam’a tıklayın.

 

D- Koşullu biçimlendirme kuralını silme

Bazen excel dosyanız çok fazla koşullu biçimlendirme kuralına boğulmuş gibi görünür. Bunun nedeni Çok sayıda benzersiz kuralınız varsa, yavaş hesaplamaların nedeni bu olabilir. Bu durumda, sayfadaki bazı kuralları ortadan kaldırmalısınız.

İpucu: Excel, kuralları silmek için hızlı bir yol sağlar.

Giriş sekmesindeki Koşullu Biçimlendirme düğmesine tıklayın ve kuralları temizle’yi seçin.

Ancak bir çalışma sayfasındaki tüm kuralları silmek istemeyebilirsiniz!

Bu durumda, Sütun B’deki (Adları) kuralları silmek istiyoruz. ‘C4:F15’ aralığını seçin.

Bir kuralı düzgün bir şekilde silmek için, ‘Kuralları Yönet’ kutusunu seçin ve kaldırmak istediğiniz koşullu biçimlendirme kuralına tıklayın.

Kuralı silmek için Tamam’a tıklayın.

 

TÜM Kuralları Silme

Seçili hücrelerden veya sayfanın tamamından tüm koşullu biçimlendirme kurallarını kaldırmak istiyorsanız aşağıdaki adımları izleyin.

  • TÜM kuralları silmek istediğiniz hücreleri seçin
  • Veya etkin sayfadaki tüm kuralları silmek istiyorsanız, çalışma sayfasındaki herhangi bir hücreyi seçin
  • Excel Şeridi’nde Giriş sekmesine tıklayın
  • Stiller grubunda, Koşullu Biçimlendirme komutunu tıklatın
  • Ardından, seçenekler listesinin alt kısmına yakın bir yerde Kuralları Temizle’ye tıklayın
  • Seçeneklerden birine tıklayın:
  • Seçili Hücrelerdeki Kuralları Temizle
  • VEYA, Kuralları Tüm Sayfadan Temizle

UYARI: Kurallar hiçbir doğrulama mesajı olmadan derhal silinecektir.

İpucu: Kuralları temizleme konusunda fikrinizi değiştirirseniz, başka bir şey yapmadan önce “Geri Al” komutunu (Ctrl+Z) kullanabilirsiniz.

 

Değerleri karşılaştırmak için formüller (sayılar ve metin)

Bildiğiniz gibi Microsoft Excel, hücreleri belirttiğiniz değerden büyük, küçük veya eşit değerlerle biçimlendirmek için kullanıma hazır birkaç kural sağlar (Koşullu Biçimlendirme >Hücreleri Vurgula Kuralları).

Ancak, bir hücrenin başka bir sütundaki değerine bağlı olarak belirli sütunları veya tüm satırları koşullu olarak biçimlendirmek istiyorsanız bu kurallar çalışmaz. Bu durumda, benzer formüller kullanırsınız:

ConditionFormula example
Eşittir=$B2=10
Eşit değildir=$B2<>10
Büyüktür=$B2>10
Büyük eşittir=$B2>=10
Küçüktür=$B2<10
Küçük eşittir=$B2<=10
Arasında=AND($B2>5, $B2<10)

 

Koşullu biçimlendirme ile uygulama örnekleri

9. Tek rakamları tespit etmek

Dört kolay adımda formül tabanlı bir koşullu biçimlendirme kuralı oluşturabilirsiniz:

  1. Biçimlendirmek istediğiniz hücreleri seçin.

  1. Bir koşullu biçimlendirme kuralı oluşturun ve Formül seçeneğini belirleyin

  1. DOĞRU veya YANLIŞ döndüren bir formül girin. Tekmi formülü girin

  1. Biçimlendirme seçeneklerini ayarlayın ve kuralı kaydedin.

Tekmi işlevi yalnızca tek sayıları bulur ve işaretler:

 

 

Örnek excel dosyasını indir (Tek sayılar)

 

10. Bir aralıktaki değerleri vurgulama

Daha iyi analiz edebilmek için genellikle odağımızı küçük bir aralığa daraltmak isteriz. Mağaza girişleri örneğine bakalım. Girişlerin 145 ila 160 arasında olduğu tüm günleri vurgulamak istiyorsanız, aşağıdaki gibi yerleşik arasında kuralını kullanabilirsiniz:

  • Girişler sütununu seçin
  • Koşullu Biçimlendirme > Hücre kurallarını vurgula > Arasında… seçeneğine gidin.
  • Aralığı yazın ya da değerleri içeren hücreleri işaret edin.
  • Tamamlandı.

Veya bunu şu şekilde de yapabilirsiniz,

Koşullu biçimlendirme -> Yeni kural – > Yalnızca şunu içereni biçimlendir

Örnek excel dosyasını indir (Mağaza girişler)

 

11. Zaman içindeki değişiklikleri zarif simgelerle görselleştirin

Değişen verileri işaretlemek için tarihlere göre mağaza müşteri girişlerini inceliyoruz.

Mağaza girişleri örneğimize bakalım.  Eğilimi şu şekilde görmek istiyoruz:

12. İki listede eşleşen / eksik öğeleri vurgulayın

Her gün milyonlarca insan “Bu iki listede hangi öğeler ortak?” diye soruyor ve sonra çoğu listeleri karşılaştırmak için birkaç dakika (veya saat) harcıyor. Ancak bu soruyu sadece beş saniye içinde cevaplayabilirsiniz. Çok basit ve zarif.

 

  • İlk listeyi seçin.
  • CTRL tuşunu basılı tutun ve ikinci listeyi seçin. Bu, her iki listeyi de vurgular.
  • Ana Sayfa > Koşullu Biçimlendirme > Hücre vurgulama kuralları > Yinelenen değerler e gidin
  • İşte, her iki listede hangi değerlerin ortak olduğunu anında görebilirsiniz.

Örnek excel dosyasını indir (Basketbol takımı-futbol takımı)

 

 

13. Geçmiş son tarihleri vurgulamak için Koşullu Biçimlendirme nasıl kullanılır?

 

Örnekte “vadesi geçmiş tarihleri” belirlemek için bir formül uygulayacağız.

Formül, tarihler arasındaki farkın belirli bir gün sayısını aşıp aşmadığını kontrol edecektir. Renk kodlu bir tablo oluşturmak için, her aralık için üç koşullu biçimlendirme kuralı kullanın.

E4:E9 aralığındaki hücreleri seçin ve formülleri uygulayın.

  1. =(E4-D4)<5 fark 5 günden az ise,
  2. =(E4-D4)<15 fark 5 gün ile 15 gün arasındaysa
  3. =(E4-D4)>=20 iki tarih arasındaki fark 20’den büyük veya eşitse

 

Önemli: Kural 1 ve kural 2 için “doğruysa durdur” onay kutusunu kullanmanız gerekir.

 

Örnek excel dosyasını indir (Tarih farkları)

 

14. İki koşula bağlı biçimlendirme

Bu listede en az 3 yatak odası olan ancak 3.000.000 TL’nin altında olan mülkleri bulmak için VE işlevine dayalı bir formül kullanabilirsiniz:

=VE($C5<3000000;$D5>=3)

 

Dolar işaretleri ($) C ve D sütunlarına yapılan referansı kilitler ve VE işlevi her iki koşulun da DOĞRU olduğundan emin olmak için kullanılır. VE fonksiyonunun DOĞRU değerini döndürdüğü satırlarda koşullu biçimlendirme

Örnek excel dosyasını indir (Üç odalı evler)

 

15. Hücre boşsa koşullu biçim nasıl kullanılır?

 

Aşağıdaki örnekte, bir veya daha fazla sütundaki değerler boş olduğunda bir sütundaki değerleri vurgulamak istiyoruz.

Boş veya boş hücreleri test etmek için YADA ve EBOŞSA işlevlerine dayalı temel bir formül kullanılır. Örneğin, B4:E12 aralığında karşılık gelen bir satırdaki herhangi bir hücre boşsa, YADA işlevi doğru değerini döndürür.

Böylece, formül çalışır ve F sütunundaki hücre açık mavi kullanılarak vurgulanır.

Koşullu biçimlendirme formülünü kullanın:

=YADA(EBOŞSA($B4);EBOŞSA($C4);EBOŞSA($D4);EBOŞSA($E4))

 

Örnek excel dosyasını indir (Hücre boşsa)

 

16. Önümüzdeki 30 gün içindeki tarihleri vurgulamak

Önümüzdeki 30 gün içinde gerçekleşecek tarihleri vurgulamak için,

(1) tarihlerin gelecekte olduğundan ve

(2) tarihlerin bugünden itibaren 30 gün veya daha az olduğundan emin olan bir formüle ihtiyacımız var.

Bunu yapmanın bir yolu, VE işlevini ŞİMDİ işleviyle birlikte aşağıdaki gibi kullanmaktır:

=VE(B4>ŞİMDİ();B4<=(ŞİMDİ()+30))

 

Makaleyi hazırladığım tarih 27 Mart 2024 olduğundan, koşullu biçimlendirme tarihleri aşağıdaki gibi vurgular:

ŞİMDİ işlevi geçerli tarih ve saati döndürür.

Örnek excel dosyasını indir (Sonraki 30 gün)

 

17. En yüksek değeri içeren satırı vurgulamak

Örneğin, belirtilen bir sütunda maksimum değeri içeren satırı vurgulamak için MAX Fonksiyonunu kullanabilirsiniz.

=$D4=MAK($D:$D)

Şimdi, yalnızca Sütun D’deki maksimum değere sahip satır vurgulanır.

Örnek excel dosyasını indir (Bölge ve renkler)

 

 

18. Tüm satırı biçimlendirmek (hücre toplamlarına göre)

Yukarıdaki tabloda gördüğünüz gibi 5 çalışan için aylık satış rakamlarını kaydettiğinizi ve toplam satış rakamları 100.000 $’dan fazla olan her satırı vurgulamak istediğinizi düşünün.

Bu örnekte, satırdaki değerlerin toplamına bağlı olarak her satırın tamamına Excel Koşullu Biçimlendirme uygulamak istiyoruz.

Başlangıçta biçimlendirilecek satırları seçmemiz gerekir. Yukarıdaki tabloda, 2 – 6. satırlardaki tüm hücreler seçili olmasına rağmen A2 hücresinin etkin hücre olduğuna dikkat edin.

A2 etkin hücre olduğu için, Koşullu Biçimlendirme menüsüne girilen formül A2 hücresine uygulanır.

 

Örnek excel tablo için, toplamı 100 veya daha fazla olan satırları vurgulamak için formül şöyledir:

=TOPLA($B2:$F2)>100

Yukarıdaki Excel Koşullu Biçimlendirme tanımının sonuçlarını sağdaki örnek excel tabloda görebilirsiniz.

Gerektiği gibi, toplamları 100’ü aşan satırlar yeşil renkte biçimlendirilmiştir.

 

Örnek excel dosyasını indir (Satışlar ve aylar)

 

 

19. Bir hücrenin değerine bağlı olarak tüm satırı vurgulama

Bir hücrenin değerine bağlı olarak tüm satırı vurgulayan bir Excel koşullu biçimlendirme kuralı oluşturabilirsiniz. Özellikle büyük bir veri kümeniz varsa, belirli bir hücre yerine tüm satır vurgulandığında önemli verileri görselleştirmek çok daha kolaydır.

  1. B4:F26 aralığını seçin
  2. Koşullu Biçimlendirme’ye tıklayın
  3. Yeni Kural’a tıklayın
  4. Formül kullan öğesini seçin
  5. Şu formülü yazın : =$E4=”Emre Çelik”
  6. Biçimlendir’e tıklayın
  7. İstediğiniz biçimlendirme stilini seçin
  8. Tamam’a tıklayın

 

Bu örnekte, “Emre Çelik” adını içeren tüm satırları vurgulayan bir kural oluşturdum.

Aradığım metin dizesini içeren sütundaki ilk hücre olduğu için $E4 hücre başvurusu kullanıldı. Bu formülü aşağıya kopyaladığınızda, satır numarası (4) kilitlenmez ancak sütun harfi (E) kilitlenir.

Oluşan sonuç şu şekilde;

 

Örnek excel dosyasını indir (Sıra ve isimler)

 

20-Tarihi geçenleri işaretleme

Excel koşullu biçimlendirmesini, süresi dolan poliçeleri vurgulamak için kullanabilirsiniz. Bu örnekte, son tarihler B2:B7 hücrelerine girilmiştir.

Geçmiş son kullanma tarihlerine yönelik koşullu biçimlendirmeyi ayarlamak için aşağıdaki adımları izleyin

1.B2:B7 hücrelerini seçin

2.Şeridin Giriş sekmesinde Koşullu Biçimlendirme’yi ve ardından Yeni Kural’ı tıklatın

3.Hangi Hücrelerin Biçimlendirileceğini Belirlemek için Formül Kullan’a tıklayın

4.Formül için, süresi dolan tarihleri bulmak üzere Bugün işlevini kullanın:

=B2<BUGÜN()

5.Biçimlendir düğmesine tıklayın.

6.Biçimlendirme seçeneklerini seçin (bu örnekte kırmızı dolgu rengi), Tamam’a tıklayın

7.Tamam’a tıklayın

 

Örnek excel dosya indir (tarihi geçenleri işaretleme)

 

21-Piyango rakamlarını eşleştir

Bir piyangoda çekilen bilet numaralarını veya 3 veya daha fazla kazanan numaraya sahip biletleri vurgulamak için Excel koşullu biçimlendirmesini kullanabilirsiniz.

Bu örnekte bilet numaraları C6:H9 hücrelerine, çekilen numaralar ise C3:H3 hücrelerine girilmiştir.

Bir bilet hücresinin değeri, çekilen numaraların bulunduğu hücrelerde bulunursa, bilet numarası hücresi mavi renkte vurgulanacaktır.

Kazanan numaraları vurgulamak için:

 

  1. C6:H9 hücrelerini seçin
  2. Şeridin Giriş sekmesinde Koşullu Biçimlendirme’yi ve ardından Yeni Kural’ı tıklatın
  3. Hangi Hücrelerin Biçimlendirileceğini Belirlemek için Formül Kullan’a tıklayın
  4. Formül için CountIf işlevini kullanın:

=EĞERSAY($C$3:$H$3;C6)>=1

  1. Biçimlendir düğmesine tıklayın.
  2. Biçimlendirme seçeneklerini seçin (bu örnekte mavi dolgu), Tamam’a tıklayın
  3. Tamam’a tıklayın

 

Kazanan biletleri vurgulamak için:

  1. B6:B9 hücrelerini seçin
  2. Şeridin Giriş sekmesinde Koşullu Biçimlendirme’yi ve ardından Yeni Kural’ı tıklatın
  3. Hangi Hücrelerin Biçimlendirileceğini Belirlemek için Formül Kullan’a tıklayın
  4. Formül için Topla ve Eğersay işlevlerini kullanın:

=Topla(Eğersay($C6:$H6;$C$3:$H$3))>=3

  1. Biçimlendir düğmesine tıklayın.
  2. Biçimlendirme seçeneklerini seçin (bu örnekte yeşil dolgu), Tamam’a tıklayın
  3. Tamam’a tıklayın

 

Örnek excel dosya indir (piyango rakamlarını tespit et)

 

22-Formül içeren hücreleri renklendir

Formül içeren hücreleri vurgulamak için Excel koşullu biçimlendirmesini kullanın. Bu örnekte, A2:B8 hücrelerinde değerler ve C2:C8 ve A9:C9 hücrelerinde toplamlar vardır.

  1. Biçimlendirmeyi istediğiniz tüm hücreleri seçin — A2:C9 aralığı
  1. Şeridin Giriş sekmesinde Koşullu Biçimlendirme’yi ve ardından Yeni Kural’ı tıklatın
  2. Hangi Hücrelerin Biçimlendirileceğini Belirlemek için Formül Kullan’a tıklayın
  3. Formül için şunu girin: =EFORMÜLSE(A2)
  4. Biçimlendir düğmesine tıklayın.
  5. Vurgulama için bir yazı tipi rengi seçin.
  6. Tamam’a tıklayın, Tamam’a tıklayın

 

Örnek excel dosya indir (formül içeren hücreler)

 

23-Arama kutusuna yazdıklarınızı vurgulayın

Geçerli iki basamaklı kodlar içeren bir ölçüt listesi gibi, çalışma sayfasındaki farklı bir listeden değerler içeren hücreleri vurgulamak için Excel koşullu biçimlendirmesini kullanın.

Bu ekran görüntüsünde, C sütunundaki bir liste 3 koda sahiptir: AA, BB ve CC. A sütununda, bir koşullu biçimlendirme kuralı sayesinde bu kodlara sahip hücreler yeşil renge dönüştürülür.

  1. Vurgulamak istediğiniz öğelerin bir listesini oluşturun. Öğeler koşullu biçimlendirmeden farklı bir sayfadaysa, listeyi adlandırın.
  2. A2:A7 aralığını seçin
  3. Şeridin Giriş sekmesinde Koşullu Biçimlendirme’yi ve ardından Yeni Kural’ı tıklatın
  4. Hangi Hücrelerin Biçimlendirileceğini Belirlemek için Formül Kullan’a tıklayın

o NOT: Excel 2003’te, Biçim->Koşullu Biçimlendirme’yi seçin

o Ardından, ilk açılır menüden Formül Şudur’u seçin

  1. Formül için şunu girin

=Eğersay($C$2:$C$4;A2)

  1. Biçimlendir düğmesine tıklayın.
  2. Vurgulama için bir yazı tipi rengi seçin.
  3. Tamam’a tıklayın, Tamam’a tıklayın

 

Örnek excel dosya indir (Arama kutusuna yazdıklarınızı vurgulama)

 

24-Tamamlanan işlerin üstünü çizin

Üzerinde çalışmanız gereken görevlerin bir listesi varsa, tamamlanan öğelerin üzerini çizmek için koşullu biçimlendirmeyi kullanın. Bu örnekte, tamamlanan görevler “Bitti” sütununda bir X ile işaretlenmiştir.

Listede, tamamlanan öğelerin üzerini çizmek ve yazı tipini açık griye dönüştürmek için koşullu bir biçimlendirme vardır. Bu, hala bitirilmesi gereken görevlere odaklanmayı kolaylaştırır.

Bu koşullu biçimlendirmeyi ayarlamak için aşağıdaki adımları izleyin:

  1. A2:C4 hücrelerini seçin
  2. Şeridin Giriş sekmesinde Koşullu Biçimlendirme’yi ve ardından Yeni Kural’ı tıklatın
  3. Hangi Hücrelerin Biçimlendirileceğini Belirlemek için Formül Kullan’a tıklayın
  4. Formül için =$C2<>”” girin.

o Her hücrede formül, o satırdaki C sütununun boş olup olmadığını kontrol eder

  1. Hücreleri Biçimlendir iletişim kutusunu açmak için Biçimlendir düğmesine tıklayın.
  2. Yazı Tipi sekmesinde Üstü Çizili’yi seçin ve renk olarak açık griyi seçin
  1. Tamam’a tıklayın, Tamam’a tıklayın

Koşullu biçimlendirme kuralını ayarladıktan sonra, “Bitti” sütununa herhangi bir şey yazarsanız öğenin üzeri çizilecektir.

 

Örnek excel dosya indir (tamamlanan işlerin üstünü çizme)

 

 

Excel’de Koşullu Biçimlendirmede Uzmanlaşmak için İleri Düzey Kılavuz

Excel’de koşullu biçimlendirme yalnızca hücreleri vurgulamakla ilgili değildir; veri analizi ve sunumunun yeni bir boyutunun kilidini açmakla ilgilidir. Daha derin işlevlerini anlayarak ve diğer Excel özellikleriyle entegre ederek, kullanıcılar verilerine ilişkin benzersiz içgörüler elde edebilir.

 

Gelişmiş Koşullu Biçimlendirme Teknikleri

  1. Veri Görselleştirme Geliştirmeleri: Temel renk kodlamasının ötesinde, koşullu biçimlendirme, verilerinizin görsel özetlerini sağlayan ve hızlı analiz ve karşılaştırmaya olanak tanıyan veri çubukları, renk ölçekleri ve simge setleri oluşturmak için kullanılabilir.
  2. Formül Güdümlü Biçimlendirme: Koşullu biçimlendirme kuralları içinde Excel formüllerinden yararlanarak karmaşık kriterleri ve senaryoları ele alabilirsiniz. Bu, yinelenenleri vurgulamayı, veri eğilimlerini görselleştirmeyi ve hatta proje yönetimi için Gantt grafikleri oluşturmayı içerir.
  3. Dinamik Aralıklar ve Koşullu Biçimlendirme: Koşullu biçimlendirme ile adlandırılmış aralıklar veya dinamik aralık formülleri kullanmak, biçimlendirme kurallarınızın değişen veri boyutlarına uyum sağlamasını sağlayarak elektronik tablolarınızın ölçeklenebilirliğini ve esnekliğini artırabilir.

Koşullu Biçimlendirmenin Stratejik Uygulamaları

  1. Risk Yönetimi ve Hata Tanımlama: Verilerinizdeki aykırı değerleri, hataları veya anormallikleri vurgulamak için koşullu biçimlendirmeyi kullanın. Bu özellikle finansal analiz, kalite kontrol ve hassasiyet ve doğruluk gerektiren tüm alanlarda kullanışlıdır.
  2. Proje Takibi ve Yönetimi: Koşullu biçimlendirme, proje zaman çizelgelerini, durumunu (örn. tamamlandı, devam ediyor, ertelendi) ve önceliklerini görsel olarak temsil edebilir, bu da onu proje yöneticileri ve ekipleri için paha biçilmez bir araç haline getirir.
  3. Gösterge Tablosu ve Rapor Geliştirme: Dinamik, etkileşimli ve görsel olarak ilgi çekici veri sunumları oluşturmak için Excel panolarına ve raporlarına koşullu biçimlendirme ekleyin. Bu, önemli metrikleri ve eğilimleri vurgulayarak karar verme sürecini önemli ölçüde geliştirebilir.

Koşullu Biçimlendirmeyi Excel Özellikleriyle Bütünleştirme

  1. PivotTable’lar: Önemli veri noktalarını vurgulamak, farklı kategorilerdeki performansı karşılaştırmak veya veri eğilimlerini doğrudan özetlenmiş verilerinizin içinde görselleştirmek için PivotTable’larda koşullu biçimlendirme uygulayın.
  2. Excel Tabloları: Excel Tabloları ile birlikte koşullu biçimlendirmeden yararlanmak yalnızca görsel çekiciliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda tablolar genişledikçe veya daraldıkça tutarlılığı da korur.
  3. Excel Grafikleri: Grafikler için doğrudan geçerli olmasa da, grafik oluşturmak için kullanılan veriler, önemli noktaları, eğilimleri veya aykırı değerleri vurgulamak için koşullu olarak biçimlendirilebilir ve dolaylı olarak grafik görselleştirmesini geliştirir.

 

Koşullu Biçimlendirme için Optimizasyon İpuçları

  1. Performansı Yönetme: Özellikle büyük veri kümeleri üzerindeki karmaşık formüllerde koşullu biçimlendirmenin aşırı kullanımı Excel’in performansını etkileyebilir. Kurallarınızı düzenli olarak gözden geçirip düzenleyin ve çok büyük veri kümeleri için alternatif yöntemleri değerlendirin.
  2. Kural Yönetimi: Bir çalışma sayfasında uygulanan tüm kurallara genel bir bakış sağlamak için Koşullu Biçimlendirme Kuralları Yöneticisi’ni kullanın. Bu, kural önceliğini yönetmek, mevcut kuralları düzenlemek veya beklenmedik biçimlendirme sonuçlarını gidermek için çok önemlidir.
  3. Benzersiz Senaryolar için Özel Formüller: Koşullu biçimlendirme için özel formüller oluşturmaktan çekinmeyin. İster tek bir hücrenin değerine bağlı olarak tüm satırları vurgulamak ister farklı sayfalarda birbirine bağlı koşullu biçimler oluşturmak olsun, özel formüller sınırsız olanaklar sunar.

 

Geleneksel Kullanımların Ötesini Keşfetmek

  1. Etkileşimli Öğeler: Kullanıcı girdisine göre dinamik olarak güncellenen etkileşimli raporlar ve gösterge tabloları oluşturmak için koşullu biçimlendirmeyi Excel’in form denetimleriyle (örn. açılır listeler, kaydırıcılar) birleştirin.
  2. Excel İşlevleri ile Entegrasyon: DOLAYLI, TOPLA.ÇARPIM ve DİZİ formülleri gibi gelişmiş Excel işlevleri, koşullu biçimlendirmenin yeteneklerini önemli ölçüde genişleterek son derece spesifik ve dinamik biçimlendirme kuralları sağlar.
  3. Görsel Proje Çizelgeleri: Doğrudan Excel içinde Gantt grafiği işlevselliğini taklit ederek proje programlarının, zaman çizelgelerinin ve bağımlılıkların görsel temsillerini oluşturmak için koşullu biçimlendirmeyi kullanın.

Çeşitli örnekler için şu linki deneyebilirsiniz;

https://www.contextures.com/xlcondformat03.html 

Özet olarak

Excel kullanıcısı olarak siz, bu gelişmiş strateji ve teknikleri benimseyerek veri analizi ve sunumuna yaklaşımlarınızı dönüştürebilirsiniz.

Koşullu biçimlendirme, tam olarak kullanıldığında içgörüleri aydınlatabilen, üretkenliği artırabilen ve bilinçli karar verme sürecini yönlendirebilen güçlü bir araçtır.

İster iş analizi, ister proje yönetimi ya da sadece bilgi düzenlemek için veri yönetiyor olun, koşullu biçimlendirmede ustalaşmak Excel’in tüm potansiyelinden yararlanmak için bir adımdır.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Kısayollar: En çok kullanılan 80+ kısayol [Kategorilere Ayrılmış]

Excel kısayollar yani klavye kısayolu, belirli bir komutu çalıştırmak için aynı anda basılması gereken bir tuş veya tuş grubudur.excel kısayol

Excel klavye kısayolları, kullanıcıların fareyi kullanmak için sürekli ellerini kaldırmalarını önleyerek üretkenliklerini artırmalarına yardımcı oldukları zamandan tasarruf sağladıkları için yaygın olarak kullanılmaktadır.

Çoğu durumda, excel kısayolları Ctrl, Alt ve Shift tuşlarının kullanılmasını içerir.

Bir klavye kısayolu birkaç tuşun kombinasyonunu ifade edebileceğinden, terminolojisinde, örneğin birkaç tuşa aynı anda basılması gerektiğini belirtmek için + sembolünün kullanıldığını fark edeceksiniz,

Ctrl+C

Bu klavye kısayolu, Ctrl tuşuna basmamız ve bırakmadan C tuşuna basmamız gerektiğini gösterir. “+” sembolü, + tuşuna basmamız gerektiğini göstermez, ancak her iki tuşa aynı anda basılı tutmamızı hatırlatmak için bulunur. Aşağıda, basılan tuşların türüne veya işlevlerine göre düzenlenmiş Excel kısayollarının listesini bulacaksınız.

Excel kısayollar : En sık kullanılanlar listesi

Sayfa içinde gezinme excel kısayolları

KısayolAçıklama
Ok tuşlarıHücrelerde gezinme
Ctrl + Arrow KeysVeri bölgesinin en ucuna gitme
HomeBir satırın başına gitme
Ctrl + HomeÇalışma sayfasının başına gitme.
Ctrl + EndÇalışma sayfasının sonuna gitme
Page Up/DownYukarı/aşağı kaydırma
Alt + Page Up/DownSola/sağa kaydırma
F5Belirli bir hücreye gitme
Alt + TabAçık Excel pencereleri arasında geçiş yapma
Ctrl + GGit iletişim kutusunu açma

 

Tek tuş excel kısayollar

TuşFonksiyon
AltMenü çubuğunu etkinleştirir
Page DownSayfa içinde bir ekran aşağı kaydırır
EnterBir hücre girişini tamamlar ve aşağıda bulunan hücreyi seçer
EscBir hücrenin girişini iptal eder. Ayrıca görüntülenen tüm iletişim kutularını kapatır
Space  (Uzun tuş)İletişim kutusu içindeki bir onay kutusunu etkinleştirir veya devre dışı bırakır
EndGeçerli aralıktaki son hücreye gitmek için ok tuşlarını kullanmanızı sağlar
HomeSatırın başına hareket eder
Page UpSayfa içinde bir ekran yukarı taşıma
Backspace  (Geri silme tuşu)Bir hücrenin içeriğini siler ve Düzenleme Moduna girer
DeleteBir hücrenin içeriğini siler
TabBir hücre girişini tamamlar ve sağdaki hücreyi seçer
Ok tuşlarıBasılan yön tuşuna göre üst, alt, sol veya sağ hücreyi seçer

 

Temel kısayollar

 

KısayolAçıklama
Ctrl + CSeçilen verileri kopyalamak
Ctrl + Vİçeriği panodan yapıştırmakk
Ctrl + ZSon eylemi geri almakk
Ctrl +XSeçilen verileri kesmek
Ctrl+ FBul sekmesi seçiliyken bul ve değiştir özelliğini görüntülemek
Ctrl + HDeğiştir sekmesi seçiliyken bul ve değiştir özelliğini görüntülemek
Ctrl + AEtkin hücre tablonun içindeyken tabloyu seçme
F1Yardım’ı açmak
Ctrl + YSon eylemi yeniden yapmak
F4Son eylemi tekrarlamak
Ctrl + Alt + VÖzel yapıştır iletişim kutusunu görüntülemek
Ctrl+ Shift + F4Önceki eşleşmeyi bul
Shift +F4Sonraki eşleşmeyi bul
F11Yeni bir sayfaya grafik ekleme
Atl + (Aşağı Ok)Filtreyi Etkinleştir
Ctrl + LTablo Oluştur
Shift + SpaceTablo satırını seçin
Ctrl + SpaceTablo sütununu seçin
Atl + CDilimleyici Filtresini Temizle
F7Yazım Denetimi Çalıştır
Ctrl + DNesneyi çoğalt, Formül, Metin
AltIzgaraya yasla
Shift + F10Sağ tıklama menüsünü göster
Alt SpaceEkran kontrol menüsü

 

 

Seçim için excel kısayollar

 

KısayolAçıklama
Shift + SpaceTüm satırı seçme
Ctrl + SpaceTüm sütunu seçme
Ctrl + ATümünü seçin
Shift + ClickSeçimi Genişlet
Ctrl + ClickBitişik olmayan hücreleri seçime ekleme
Ctrl + Alt + Right Side arrowBitişik olmayan seçimler arasında sağa git
Ctrl + Alt + Left side arrowBitişik olmayan seçimler arasında sola gitme
Shift +F8‘Seçime ekle’ modunu açıp kapatın
Esc‘Seçime ekle’ modundan çıkın

 

Veri girme kısayolları

 

KısayolAçıklama
F2Etkin hücreyi düzenleme
EnterVeri girme ve aşağı kaydırma
F4Son işlemi tekrarlama
Ctrl + DYukarıdaki hücreden aşağıya doğru doldurma
Ctrl + RSeçimden adlar oluşturma
Ctrl + EnterVeri girme ve aynı hücrede kalma
Shift + EnterVerileri girme ve yukarı taşıma
Shift +TabVeri girme ve sola hareket etme
TabVerileri girme ve sağa kaydırma
Ctrl + KKöprü ekleme
Ctrl + ;Geçerli tarihi girme
Ctrl + ‘Formülü yukarıdaki hücreden kopyalama
Alt + Arrow downOtomatik Tamamlama listesini görüntüleme
Alt + EnterHücre içinde yeni bir satır başlatma
Ctrl + Shift + “;”Saat ekleme
Ctrl + Shift + “+”Tarih ekleme
Ctrl + Shift + :Geçerli saati ekleme
Ctrl + Shift + F3Seçimden adlar oluşturma
Ctrl +Shift + “Yukarıdaki hücreden değer kopyalama

 

Fonksiyon tuşları

 

TuşFonksiyon
F1Excel Yardımını Gösterme
F2Etkin hücre için düzenleme moduna girme
F3Tanımlanmış bir ad varsa Adı Yapıştır iletişim kutusunu görüntüler
F4Son eylemi tekrarlar.
F5Şuraya Git iletişim kutusunu görüntüler
F6Bölünmüş bir kitapta paneller arasında geçiş yapmanızı sağlar
F7Yazım Denetimi iletişim kutusunu görüntüler
F8Seçilen aralığı ok tuşlarını kullanarak büyütmenizi sağlayan Seçimi Genişlet modunu etkinleştirir
F9Açık çalışma kitaplarının tüm sayfaları için formüllerin sonucunu hesaplar
F10Menü çubuğunu etkinleştirir
F11Seçili hücre aralığıyla bir grafik sayfası oluşturur
F12Farklı Kaydet iletişim kutusunu görüntüler

 

 

Çalışma kitabı kısayolları

 

TuşFonksiyon
Ctrl + NYeni Çalışma Kitabı.
Ctrl + OÇalışma Kitabını Aç.
Ctrl + SKaydet.
Ctrl + PYazdır.
Ctrl + TabAçık çalışma kitapları arasında geçiş yapın.
Ctrl + FBul.
Ctrl + HDeğiştir.
Ctrl + WÇalışma Kitabını Kapat.
F12Farklı Kaydet iletişim kutusu.
Alt + F4Excel’i kapatın.

 

Özet olarak

Excel kısa yollar, klavyeyi daha etkin kullanarak zaman kazanmak için bilmeniz gereken pratik tuş kombinasyonları. Eğer yukarıdaki kısayolları öğrendiğinizde siz de mouse u  olabildiğince az kullanıp klavyeyi daha fazla kullanacak ve yaptığınız işlemlerde hız kızanacaksınız.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Tablo Nedir? Kullanmanız için 18 Sebep

Bu makalede excel tablonun ne olduğunu ve avantajlarını okuyacaksınız

Excel tablosu, içeriğini çalışma sayfası verilerinin geri kalanından bağımsız olarak yönetmenize olanak tanıyan adlandırılmış bir nesnedir.

Tablolar Excel 2007’de Excel 2003 Liste özelliğinin geliştirilmiş bir sürümü olarak sunulmuştur ve Excel 2010’dan 365’e kadar tüm sonraki sürümlerde mevcuttur.

Excel tabloları, hesaplanan sütunlar, toplam satır, otomatik filtre ve sıralama seçenekleri, bir tablonun otomatik olarak genişletilmesi ve daha fazlası gibi verileri etkili bir şekilde analiz etmek ve yönetmek için bir dizi özellik sağlar.

Tipik olarak, bir tablo bir dizi satır ve sütuna girilen ilgili verileri içerir, ancak tek bir satır ve/veya sütundan da oluşabilir. Aşağıdaki ekran görüntüsü, normal bir aralık ile bir tablo arasındaki farkı göstermektedir:

excel tablo

Excel tabloların kullanışlı özellikleri

1- Excel’de tablo hazırlamak çok kolaydır

Bazen insanlar bir çalışma sayfasına ilgili verileri girdiklerinde, o hücre aralığını tabloya dönüştürmek için, bunu açıkça bu şekilde biçimlendirmeniz gerekir. Excel’de çoğu zaman olduğu gibi, aynı şeyi yapmanın birden fazla yolu vardır.

Excel’de tablo oluşturmanın 2 yolu

Excel’de tablo eklemek için, verilerinizi satırlar ve sütunlar halinde düzenleyin, veri kümenizdeki herhangi bir hücreye tıklayın ve aşağıdakilerden herhangi birini yapın:

1- Ekle sekmesinde, Tablolar grubunda Tablo’ya tıklayın. Bu, varsayılan stile sahip bir tablo ekleyecektir.

2- Giriş sekmesinde, Stiller grubunda Tablo Olarak Biçimlendir’i tıklatın ve önceden tanımlanmış tablo stillerinden birini seçin.

Daha önce de belirtildiği gibi, Excel tabloları normal veri aralıklarına göre bir dizi avantaj sunar. Öyleyse, neden artık sadece bir düğme tıklaması uzağınızda olan güçlü özelliklerden yararlanmıyorsunuz?

2-Sıralama ve filtreleme seçenekleri

Bir çalışma sayfasındaki verileri sıralamak ve filtrelemek için genellikle birkaç adım gerekir. Tablolarda, filtre okları başlık satırına otomatik olarak eklenir ve çeşitli metin ve sayı filtreleri kullanmanıza, artan veya azalan sırada, renge göre sıralamanıza veya özel bir sıralama düzeni oluşturmanıza olanak tanır.

Verilerinizi filtrelemeyi veya sıralamayı planlamıyorsanız, Tasarım sekmesi > Tablo Stili Seçenekleri grubuna gidip Filtre Düğmesi kutusunun işaretini kaldırarak filtre oklarını kolayca gizleyebilirsiniz.

Veya Shift+Ctrl+L kısayolunu kullanarak filtre oklarını gizleme ve gösterme arasında geçiş yapabilirsiniz.

3- Tablo başlıkları sürekli görünür kalır

Büyük bir veri kümesiyle çalışırken karşılaşılan hayal kırıklıklarından biri, tabloyu aşağı kaydırdıkça tablo başlıklarının kaybolmasıdır. Tablolar bu sorunu akıllıca bir şekilde çözer. Sütun başlıkları tablonun üst kısmından aşağı kaydırıldığında, Excel çalışma sayfası sütunlarını sessizce tablo başlıklarıyla değiştirir.

4- Kolay biçimlendirme (Excel tablo stilleri)

Yeni oluşturulan bir tablo zaten bantlı satırlar, kenarlıklar, gölgelendirme vb. ile biçimlendirilmiştir. Varsayılan tablo biçimini beğenmezseniz, Tasarım sekmesindeki Tablo Stilleri galerisinde bulunan 50’den fazla önceden tanımlanmış stil arasından seçim yaparak kolayca değiştirebilirsiniz.

Tablo stillerini değiştirmenin yanı sıra, Tasarım sekmesi aşağıdaki tablo öğelerini açmanıza veya kapatmanıza olanak tanır:

 

  • Başlık satırı – tablo verilerini kaydırdığınızda görünür kalan sütun başlıklarını görüntüler.
  • Toplam satırı – tablonun sonuna, önceden tanımlanmış bir dizi işlev arasından seçim yapabileceğiniz bir toplam satırı ekler.
  • Bantlı satırlar ve bantlı sütunlar – alternatif satır veya sütun renkleri görüntüler.
  • İlk sütun ve son sütun – tablonun ilk ve son sütunu için özel biçimlendirme görüntüler.
  • Filtre düğmesi – başlık satırındaki filtre oklarını gösterir veya gizler.
  • Aşağıdaki ekran görüntüsü varsayılan Tablo Stili Seçeneklerini göstermektedir:

Tablo Stilleri ipuçları:

 

  • Tasarım sekmesi çalışma kitabınızdan kaybolduysa, tablonuzdaki herhangi bir hücreye tıkladığınızda tekrar görünecektir.
  • Bir çalışma kitabında belirli bir stili varsayılan tablo stili olarak ayarlamak için, Excel Tablo Stilleri galerisinde o stile sağ tıklayın ve Varsayılan Olarak Ayarla’yı seçin.
  • Tablo biçimlendirmesini kaldırmak için, Tasarım sekmesinde, Tablo Stilleri grubunda, sağ alt köşedeki Daha Fazla düğmesini tıklatın ve ardından tablo stili minik resimlerinin altındaki Temizle’yi tıklatın. Tüm ayrıntılar için Excel’de tablo biçimlendirmesini temizleme konusuna bakın.

5- Yeni verileri dahil etmek için otomatik tablo genişletme

Genellikle, bir çalışma sayfasına daha fazla satır veya sütun eklemek, daha fazla biçimlendirme ve yeniden biçimlendirme anlamına gelir. Verilerinizi bir tabloda düzenlediyseniz öyle değildir! Bir tablonun yanına herhangi bir şey yazdığınızda, Excel tabloya yeni bir girdi eklemek istediğinizi varsayar ve tabloyu bu girdiyi içerecek şekilde genişletir.

Yukarıdaki ekran görüntüsünde görebileceğiniz gibi, tablo biçimlendirmesi yeni eklenen satır ve sütun için ayarlanır ve alternatif satır gölgelendirmesi (bantlı satırlar) yerinde tutulur. Ancak genişletilen yalnızca tablo biçimlendirmesi değildir, tablo işlevleri ve formüller de yeni verilere uygulanır!

Başka bir deyişle, Excel’de bir tablo çizdiğinizde, bu tablo doğası gereği “dinamik bir tablodur” ve dinamik olarak adlandırılmış bir aralık gibi yeni değerleri barındırmak için otomatik olarak genişler.

Tablo genişletme işlemini geri almak için Hızlı Erişim Araç Çubuğu’ndaki Geri Al düğmesine tıklayın veya en son değişiklikleri geri almak için genellikle yaptığınız gibi Ctrl+Z tuşlarına basın.

6- Hızlı toplamlar (toplam satır)

Tablonuzdaki verileri hızlı bir şekilde toplamak için, tablonun sonundaki toplamlar satırını görüntüleyin ve ardından açılır listeden gerekli işlevi seçin.

Tablonuza bir toplam satırı eklemek için, tablodaki herhangi bir hücreye sağ tıklayın, Tablo’nun üzerine gelin ve Toplamlar Satırı’na tıklayın.

Ya da Tasarım sekmesi > Tablo Stili Seçenekleri grubuna gidin ve Toplam Satırı kutusunu seçin:

Her iki durumda da toplam satırı tablonuzun sonunda görünür. Her bir toplam satır hücresi için istediğiniz işlevi seçersiniz ve ilgili formül hücreye otomatik olarak girilir:

 

Toplam Sıra ipuçları:

Excel tablo işlevleri, açılır listedeki işlevlerle sınırlı değildir. Açılır listedeki Diğer İşlevler’e tıklayarak veya doğrudan hücreye bir formül girerek herhangi bir toplam satırı hücresine istediğiniz işlevi girebilirsiniz.

Toplam satırı, yalnızca görünür hücrelerdeki değerleri hesaplayan ve gizli (filtrelenmiş) hücreleri dışarıda bırakan ALTTOPLAM işlevini ekler. Görünen ve görünmeyen satırlardaki verileri toplamak istiyorsanız, TOPLA, SAY, ORTALAMA vb. gibi ilgili bir formülü manuel olarak girin.

 

7- Formülleri otomatik doldurur

Excel tablosunun bir diğer büyük avantajı da tek bir hücreye formül girerek tüm sütunu hesaplamanıza olanak sağlamasıdır.

Örneğin, örnek tablomuzda hesaplanan bir sütun oluşturmak için E2 hücresine bir Ortalama formülü girin:

Enter tuşuna tıkladığınız anda formül hemen sütundaki diğer hücrelere kopyalanır ve tablodaki her satır için uygun şekilde ayarlanır:

 

8- Kolay anlaşılır tablo formülleri (yapılandırılmış referanslar)

Tabloların tartışılmaz bir avantajı, normal hücre adresleri yerine tablo ve sütun adlarını kullanan yapılandırılmış referanslarla dinamik ve okunması kolay formüller oluşturma yeteneğidir.

Örneğin, bu formül Satış sütunu ve sütun1 arasına kadar olan sütunlardaki tüm değerlerin ortalamasını bulur.

Yapılandırılmış referansların güzelliği, ilk olarak, özel sözdizimini öğrenmenize gerek kalmadan Excel tarafından otomatik olarak oluşturulmaları ve ikinci olarak, bir tabloya veri eklendiğinde veya çıkarıldığında otomatik olarak ayarlanmalarıdır, böylece referansları manuel olarak güncellemek konusunda endişelenmenize gerek kalmaz.

 

9- Tek tıkla veri seçimi

Bir tablodaki hücreleri ve aralıkları normalde yaptığınız gibi fare ile seçebilirsiniz. Ayrıca bir tıklamayla tablo satırlarını ve sütunlarını da seçebilirsiniz.

10- Dinamik grafikler

Bir tabloya dayalı bir grafik oluşturduğunuzda, tablo verilerini düzenlediğinizde grafik otomatik olarak güncellenir.

Tabloya yeni bir satır veya sütun eklendiğinde, grafik yeni verileri almak için dinamik olarak genişler. Tablodaki bazı verileri sildiğinizde, Excel bunları hemen grafikten kaldırır.

Bir grafik kaynak aralığının otomatik olarak ayarlanması, sık sık genişleyen veya daralan veri kümeleriyle çalışırken son derece kullanışlı bir özelliktir.

11- Yalnızca tabloyu yazdırma

Sadece tabloyu yazdırmak ve çalışma sayfasındaki diğer öğeleri dışarıda bırakmak istiyorsanız, tablonuzdaki herhangi bir satışı seçin ve Ctrl+P tuşlarına basın veya Dosya > Yazdır’a tıklayın. Seçili Tabloyu Yazdır seçeneği, herhangi bir yazdırma ayarı yapmanıza gerek kalmadan otomatik olarak seçilecektir:

12- Aralık formatına çevirmesi kolaydır.

Tablo verilerini veya tablo biçimlendirmesini kaybetmeden bir tabloyu kaldırmak istiyorsanız, Tasarım sekmesi > Araçlar grubuna gidin ve Aralığa Dönüştür’e tıklayın.

Ya da tablo içinde herhangi bir yere sağ tıklayın ve Tablo > Aralığa Dönüştür’ü seçin.

 

Bu, bir tabloyu siler ancak tüm verileri ve biçimleri olduğu gibi tutar. Excel ayrıca tablo formülleriyle ilgilenecek ve yapılandırılmış referansları normal hücre referanslarına dönüştürecektir.

 

13- Satır ve sütun eklemek kolaydır

Bildiğiniz gibi, bir tabloya yeni bir satır veya sütun eklemenin en kolay yolu, tablonun hemen altındaki herhangi bir hücreye herhangi bir değer yazmak veya tablonun sağındaki herhangi bir hücreye bir şey yazmaktır.

Toplamlar satırı kapalıysa, tablonun sağ alt hücresini seçip Sekme tuşuna basarak (Microsoft Word tablolarıyla çalışırken yaptığınız gibi) yeni bir satır ekleyebilirsiniz.

Bir tablonun içine yeni bir satır veya sütun eklemek için Giriş sekmesi > Hücreler grubundaki Ekle seçeneklerini kullanın. Ya da üzerine satır eklemek istediğiniz hücreye sağ tıklayın ve ardından Ekle > Yukarıdaki Tablo Satırları’na tıklayın; yeni bir sütun eklemek için Soldaki Tablo Sütunları’na tıklayın.

Satırları veya sütunları silmek için, kaldırmak istediğiniz satır veya sütundaki herhangi bir hücreye sağ tıklayın, Sil’i seçin ve ardından Tablo Satırları veya Tablo Sütunları’nı seçin. Ya da Giriş sekmesinde, Hücreler grubunda Sil’in yanındaki oka tıklayın ve gerekli seçeneği belirleyin:

14- Dilimleyici eklemek kolaydır

Excel 2010’da, yalnızca pivot tablolar için dilimleyiciler oluşturmak mümkündür. Daha yeni sürümlerde, dilimleyiciler tablo verilerini filtrelemek için de kullanılabilir.

Excel tablonuza bir dilimleyici eklemek için aşağıdakileri yapmanız yeterlidir:

  • Tasarım sekmesi > Araçlar grubuna gidin ve Dilimleyici Ekle düğmesine tıklayın.
  • Dilimleyici Ekle iletişim kutusunda, dilimleyici oluşturmak istediğiniz sütunların kutularını işaretleyin.
  • Tamam düğmesine tıklayın.

Sonuç olarak, çalışma sayfanızda bir veya daha fazla dilimleyici görünür ve tablonuzda göstermek istediğiniz öğelere tıklamanız yeterlidir.

15-Tabloya isim verebilirsiniz

Excel’de bir tablo oluşturduğunuzda, tabloya Tablo 1, Tablo 2 vb. gibi varsayılan bir ad verilir. Birçok durumda varsayılan adlar iyidir, ancak bazen tablonuza daha anlamlı bir ad vermek isteyebilirsiniz, örneğin tablo formüllerinin daha kolay anlaşılmasını sağlamak için. Tablo adını değiştirmek olabildiğince kolaydır.

Bir Excel tablosunu yeniden adlandırmak için:

  • Tablo içinde herhangi bir hücre seçin.
  • Tasarım sekmesinde, Özellikler grubunda, Tablo Adı kutusuna yeni bir ad yazın.
  • Enter tuşuna basın.

 

Hepsi bu kadar.

16- Tablodan yinelenenleri kolayca kaldırabilirsiniz

Bu, Excel tablolarının birçok kişinin tamamen farkında olmadığı bir başka harika özelliğidir. Tablonuzdaki yinelenen satırları silmek için aşağıdakileri yapmanız yeterlidir:

  • Tasarım sekmesi > Araçlar grubuna gidin ve Yinelemeleri Kaldır’a tıklayın.
  • Yinelemeleri Kaldır iletişim kutusunda, yinelemeler içerebilecek sütunları seçin.
  • Tamam’a tıklayın.

İpucu. Saklanması gereken verileri yanlışlıkla kaldırdıysanız, silinen kayıtları geri yüklemek için Geri Al düğmesine tıklayın veya Ctrl+Z tuşlarına basın.

 

17- Hızlıca sütun yeri değiştirme

Tablolar, sürükle ve bırak yöntemiyle verileri yeniden düzenlemeyi çok daha kolay hale getirir. Bir tablo satırını veya sütununu seçtikten sonra, yeni bir konuma sürüklemeniz yeterlidir. Excel, verilerin üzerine yazma konusunda şikayet etmeden seçimi sessizce yeni konuma ekleyecektir.

 

Not: tüm satırı veya sütunu seçmelisiniz. Sütunlar için buna başlık da dahildir.

 

18- Pivot tablo ile kullanılabilir

Bir pivot tablo için kaynak olarak bir tablo kullandığınızda, pivot tablo verilerdeki değişikliklerle otomatik olarak güncel kalacaktır. Bunun nasıl çalıştığını görmek için aşağıdaki videoyu izleyin.

 

Özet olarak

Excel tablo nesnesi verilerinizi derli toplu tutmak, kolay işlem yapmak, dinamik grafikler ve dilimleyiciler eklemek için harika bir kolaylaştırıcı. Verileriniz uzunsa excel tablo olarak biçimlemeniz yukarı da okuduğunuz birçok avantajı size getirecek.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Dashboard Tasarımını Geliştirmek için 20+ Teknik

Excel dashboard tasarımı verinizin en ideal şekilde sunmanız için gereklidir.

 

Excel dashboard, iş performansınız için en önemli bilgileri ve ölçümleri özetleyen ve görüntüleyen tek bir sayfa sunumdur.

Verileri görselleştirmenize ve analiz etmenize yardımcı olabilir ve sonuçlarınızı izlemenizi, ölçmenizi ve iyileştirmenizi kolaylaştırabilir.

 

Excel dashboard hazırlarken tasarım çok önemlidir.

 

Veriler, rakamlar, semboller, grafikler hepsi dashboardun öğesidir ve nezih bir dashboard tasarımı kullanmazsanız tüm öğeler birbirine çok hızlı karışır ve okuyucu ayırt edemeyebilir.

 

Bir Excel dashboard tasarımı oluştururken, temel bilgileri net bir şekilde gösterdiğinizden ve önemli verileri vurguladığınızdan emin olun.

 

Bu makalede etkili ve nezih bir excel dashboard tasarımını hazırlamanıza yardımcı olacak bilgiler bulacaksınız.

Önce nasıl bir dashboard tipi seçmeniz gerektiğini belirleyin. Dashboard seçenekleri şu şekildedir;

Ayrıntı düzeyine göre dashboard

  1. Stratejik dashboard: Üst düzey iş ölçümleri ve uzun zaman aralıkları içerir (örneğin, son 12 aydaki finansal performans) – c-suite ve yönetici liderlik için en uygunudur.
  2. Taktiksel dashboard: Belirli bir ekip için ayrıntılı iş metriklerini içerir. (örneğin, dijital pazarlama harcamaları panosu). En çok bir ekip lideri veya yöneticisi için uygundur.
  3. Operasyonel dashboard: Belirli bir iş sorunu için ayrıntılı ayrıntılar içerir (örn. müşteri hizmetleri bilet panosu). Sahadaki analistler için en uygunudur.

 

Kullanım durumuna göre dashboard

  1. Keşif amaçlı dashboard: Tartışma veya daha fazla analiz için sorular oluşturmak üzere bir veri kümesini keşfetmek için kullanılır. Genellikle keşifsel veri analizi için kullanılır.
  2. Açıklayıcı dashboard: Önemli sonuçları veya içgörüleri görüntülemek için kullanılır. Genellikle bir veri hikayesinin veya sunumun parçası olarak kullanılır.

 

Excel dashboard tasarımı hazırlama

 

1- Dashboard tasarımınızda görsel hiyerarşiyi kullanın

 

Görsel hiyerarşi dashboard tasarımındaki tüm öğelerin yerleşiminin izleyiciyi düşünmeye zorlamadan, kompozisyonun akışına göre göz takibi yapmasını sağlamaktır.

 

Görsel hiyerarşi objeleri önemliden önemsize doğru vurgulama çalışmasıdır.

 

İlk bakmasını istediğimiz yer en önemli yer olabilir. Tüm dashboard tasarımınızı görsel hiyerarşiye göre yaparsanız okuyucunun mesajınızı hızlıca almasını sağlayabilirsiniz.

 

Bir bölümü boyutu, ağırlığı, boşluğu, pozisyonu, rengi veya font stili ile oynayarak daha önemli hale getirebilirsiniz. Tasarımınızı bir üst seviyeye taşımanız için görsel hiyerarşiyi kullanmalısınız.

Buna ek olarak;

– Bilgileri önemine ve istenen görüntüleme sırasına göre yerleştirin
– Verileri anlamlı gruplara ayırın
– En önemli veriler öne çıkarılmalıdır
– Karşılaştırılması gereken veriler birbirine yakın olmalıdır

 

2- Görünüm ayarlarıyla ekranı sadeleştirin

Raporunuzu paylaşma zamanı geldiğinde görüntü kirliliğini azalttığınızdan emin olun::

  • Dosya sekmesi > Seçenekler > Gelişmiş > Bu çalışma kitabı için görüntüleme seçenekleri aracılığıyla sayfa sekmelerini gizleyin; ‘Sayfa sekmelerini göster’ seçimini kaldırın
  • Şeridin görünüm sekmesinden kılavuz çizgilerini, başlıkları (sütun ve satır etiketleri) ve formül çubuğunu kapatın

Bu ayarlar (Formül çubuğu hariç) dosya için korunur, bu nedenle dosyayı paylaştığınızda, kılavuz çizgileri, sütun ve satır etiketleri gizlenmiş olarak Tam Ekran Modunda açılır.

 

3- İnsan gözü beyaz boşluk sever, tasarımda ferah boşluklar bırakın

 

Kullanıcı dostu bir excel dashboard tasarımı oluşturmak için bir numaralı ipucumuz başlıklar, görseller ve çerçeveler arasında yeterli boşluk bırakmaktır. Sayfanızdaki öğeler arasında biraz boşluk bırakmak, kullanıcılarınızın bilgileri nasıl işlediği ve sindirdiği konusunda büyük bir fark yaratacaktır.

Beyaz alan, raporunuzda farklı alanlar oluşturarak okuyucuların içeriği daha iyi anlamasına yardımcı olur.

“Beyaz alanın etkili kullanımının içeriğin anlaşılmasını yüzde 20’ye kadar artırdığı gösterilmiştir.”

Grafik ve tabloları hizalayarak beyaz alan oluşturabilirsiniz ve görseller arasında yeterli boşluk bırakırsanız, grafiklerinizde kenarlıklara bile ihtiyacınız olmaz.

 

4- Bilgiyi kutucuklarla ayırın

Bilgilerinizi arka plan dikdörtgenleriyle çerçevelemek, okunması kolay bir dashboard sağlamanın en basit yollarından biridir. Ayrıca dilimleyicileriniz gibi öğeleri bir arada gruplamak için de kullanışlı bir araçtır.

Ek olarak;

                 Dashboardınızı kaydırma olmadan tek bir ekran olarak hazırlayın

Ekranınızı tek bir ekranla sınırlandırın – ayrı ekranlarda gezinmek ve kaydırma yapmayın. Gerekirse birden fazla sekme kullanın, kullanıcıların gerektiğinde daha fazla ayrıntı elde etmek için ilgili raporlara ve gösterge tablolarına gitmesini sağlayın

5- Objeleri dengeli yerleştirin

Dağınık yerleştirdiğiniz objelerin takibi zorlaşır ve göz tırmalar. Daha dengeli yerleştirin. Objeleri hizalayın.


Excel dosyanızda çizim araçları – > şekil biçimi bölümüne gelin ve objelerinizi seçtikten sonra hizala menüsünü kullanın.

 

6- Basit ve temiz bir arka fon tasarımı hazırlayın

Bir dashboard, temel bilgilerin basitleştirilmiş bir özetini göstermelidir – her şeyi küçük bir alana dahil etmeye çalışmayın.

Karmaşık dashboard tasarımı


Bu dashboard grafikler ve tablolarla doludur ve sonuç olarak hiçbir şey öne çıkmaz.

Sade dashboard tasarımı


Bu dashboard, en üstte önemli noktalar ve gerekirse ayrıntılı verileri görüntülemek için bir düğme ile temel verileri gösterir.

 

 

7- Açılır menüler kullanın

Veri Girişi bölümlerinde, kullanıcıyı mümkün olduğunca Açılır Menüleri kullanmaya teşvik etmek, veri temizliği açısından büyük avantaj sağlar. Bu, özellikle girilen veriler Ayarlar bölümü gibi ortak bir alanda önceden belirlenmişse geçerlidir. Aksi takdirde, örneğin kullanıcı adlarının girildiği bir tablo düşünün.

Her kullanıcının adını her seferinde manuel olarak girmesi gerekiyorsa, fazladan boşluklar, yazım hataları veya soyadlarının veya baş harflerinin tutarsız kullanımı gibi farklılıklar olabilir. Sonunda, bu verileri birleştirmeye çalıştığınızda, bu farklılıklar farklı veri girişleri olarak algılanır ve pivot tablolar gibi analizlerde büyük sorunlara neden olur.

8- Interaktif kontroller kullanın

Dinamik bir dashboard tasarımı için basit etkileşim kontrolleri ekleyin, böylece kullanıcılar odağı değiştirebilir. Kontroller açıkça etiketlenmeli ve kullanımı kolay olmalıdır.

Aşağıdaki dashboardta birkaç grafik ve sağ üstte önemli noktalar var, ancak görünümü ayarlamanın bir yolu yok.

İnteraktif kontroller olarak şunları kullanabilirsiniz;

  • Seçenek düğmeleri
  • onay kutuları
  • kaydırma çubukları
  • açılır listeler
  • dilimleyiciler

Dashboard verilerini hızlı ve kolay bir şekilde filtrelemek için Excel zaman çizelgelerini ve dilimleyicilerini de kullanabilirsiniz.

 

9- Veri sıralama ile odaklanabilir temiz veri elde edin

Verileri önem sırasına göre sıralayarak hedef kitleniz üzerindeki bilişsel yükü azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.

Verilere bağlı olarak bu artan veya azalan sırada olabilir. Alternatif olarak, bir noktaya veya zaman dilimine dikkat çekmek için renk kullanabilirsiniz.

10- Odaklanacak verileri vurgulayın

Excel çalışma kitabınızdaki dashboard’un neyi göstermek için tasarlandığını bilin

  • Hangi anahtar bilgiler vurgulanmalıdır?
  • Hangi rakamlar en önemli?
  • Hangi iç görüler iletilmelidir?

Odağı net olmayan dashboard

Bu dashboard, temel performans göstergelerine (KPI’lar) net bir şekilde odaklanmıyor. Birkaç grafik var, ancak bu görselleştirmelerdeki hiçbir şey anahtar bilgi olarak vurgulanmıyor.

 

Odağı olan dashboard

Bu bilgileri vurgulamak ve dashboarda odaklanmak için sol üst tarafa önemli verileri ekleyin.

Bu gözden geçirilmiş genel bakış, verilerinizdeki bir eğilimi tespit etmenize yardımcı olabilir, böylece zamanınızı ve diğer kaynaklarınızı nereye yatırmanız gerektiğini ölçebilirsiniz

 

11- Başlıkları vurgulayın

Kontrol panelinizde görüntülenen KPI’ları bir bakışta göstermek için başlıklara güçlü bir kontrast ekleyin.

Başlıktaki zıtlık: Actual Revenue VS. Budget

Değişen tablo satırlarında ince bir kontrast, onları görsel olarak ayırarak okunabilirliği artırır.

12- En fazla 2 farklı font kullanın

Dashboard tasarımınız için tutarlı bir dizi standart yazı tipi ve boyuta sahip olduğunuzdan emin olun.

Bu dünyada çok az şey, dashboardunuzdaki görsellerinizdeki farklı yazı tipleri kullanmak kadar gözleri rahatsız eder. Eksenler, veri etiketleri ve başlıklar için aynı yazı tipini kullanmak zorunda değilsiniz, ancak aynı metin seçeneklerinde tutarlılığı koruduğunuz sürece kesinlikle en fazla 2 yazı tipi kullanmanızı öneririz.

 

13- Ikon kullanımı tasarıma uygun olmalı

 

Excel Dashboard tasarımında simgelerin kullanımı önemlidir. Özellikle çok sayıda menü düğmesi veya tıklanabilir öğe olduğunda, kolay görsel tanıma için düğmelerin yanına küçük simgeler eklenebilir. Bu, kullanıcıların görsel olarak ilişkilendirmelerine ve nereye gitmeleri gerektiğini daha kolay anlamalarına yardımcı olur.

 

Örneğin, finansal modellerimizde birçok bölüm var, bu nedenle her bölüm için sadece metin kullanmak yeterli değil. Ayrıca küçük simgeler de eklememiz gerekiyor

 

14- Font kullanımı tasarıma uygun olmalı

 

Yazı tiplerinin kullanımı önemlidir. Steve Jobs’un Apple’ı kurarken yazı tipleri konusunda çok titiz davrandığını duymuş olabilirsiniz. Yazı tipleri güzel olduğunda, genel görünümü büyük ölçüde geliştirdiklerini fark etti. Bu nedenle Apple, bilgisayarlarında estetik açıdan daha hoş yazı tipleri kullanmaya başladı.

 

Dürüst olmak gerekirse, bir dashboard tasarımının veya kullanıcı arayüzünün neden diğerinden daha iyi göründüğünü hemen anlayamıyorsanız, ancak biri daha çekici görünüyorsa, bunun nedeni muhtemelen yazı tipleridir.

 

15- Şekillere efekt verin

Burada, Excel’deki bir varlığın veya şeklin görsel efektlerinden bahsediyoruz.

Örneğin, görsel efektler derken neyi kastediyoruz? Gölge gibi.

Excel’de bu, düğmelerinize derinlik hissi verir. Şekiller için kullanılan farklı efektler kendi menüleri altında bulunabilir.

 

> Şekil Biçimi > Şekil Efektleri’ne gidin ve güzel şekiller oluşturmak için Ön Ayar, Gölge, Yansıma ve diğer ayarlarla oynayın:


Örneğin:

Ancak, mevcut küresel eğilimin daha çok düz tasarıma doğru olduğunu unutmayın. Çok kabarık, ağır gölgeli veya 3D görünümlü görseller artık çekici bulunmamakta ve hatta eski moda görünebilmektedir. Ayrıca, en boy oranını korumak için resimlerinizi bir resim boyutu değiştirici ile yeniden boyutlandırabilirsiniz.

Bu nedenle, gölge veya boyut kullanımı konusunda dikkatli olun. Özellikle bir şeyi vurgulamanız gerekmedikçe düz tasarıma sadık kalın, bu durumda farklı ön ayar özellikleri kullanabilirsiniz. Ancak bunu birçok menü öğesi veya varlık için kullanırsanız, çekici olmayan bir görünüme neden olabilir.

 

16- Basit bir renklendirme kullanın

Dashboard tasarımınızda renk kullanımını sınırlandırdığınızdan emin olun.

Farklı renkler kullanmak istiyorsanız aynı rengin daha açık ve daha koyu tonlarını kullanmaya çalışın veya uyumlu renkler seçin.

Uyumlu bir renk paleti seçmenize yardımcı olacak coolors.co, canva.com veya colormind.io gibi birkaç kullanışlı araç mevcuttur. Ayrıca, genellikle pozitif veya negatif değerleri belirtmek için kullanıldıklarından, temel renk olarak kırmızı veya yeşilden kaçınmaya çalışın.

 

17- Parlak olmayan renkler kullanın

Kontrol panelinde sakin renkler ve birkaç önemli öğeyi vurgulamak için daha parlak veya daha koyu renkler kullanın.

Kötü örnek;

Bu panodaki renkler gözlerinizi acıtıyor ve neyin önemli olduğunu anlatmaya yardımcı olmuyor.

Olumlu örnek

Revize edilen dashboardta, temel bilgileri vurgulamak için sessiz renkler ve daha güçlü renkler az miktarda kullanılıyor.

 

18- Akıllıca renklendirme kullanın

Renk belki de elimizdeki en güçlü raporlama aracıdır çünkü çok hızlı ve net bir şekilde aktarılabilir. Bunu şu amaçlarla kullanabiliriz:

  • Önemli bir metriğe veya veri noktasına dikkat çekin. Kalın renkler, açık tonlara göre daha fazla vurgu yapar.
  • Ortak bir yönleri olduğunu göstermek için veri noktalarını ve alanları aynı renkleri kullanarak birbirine bağlayın. Aynı şekilde, yanıltıcı olabileceğinden farklı veri türleri için aynı renkleri kullanmayın.
  • Birçok şeyde olduğu gibi, azı karar çoğu zarar. Raporlarınızda en fazla 3 farklı renk kullanmak iyi bir kuraldır. Farklılaştırmak için bir rengin tonlarını kullanabilirsiniz.
  • Renk görme yetersizliği olan kişileri de göz önünde bulundurmalısınız – aşağıdaki bağlantılarda yer alan kaynaklara bakın.

Color Brewer: Renk körü için güvenli, baskı dostu veya fotokopi için güvenli sıralı, farklı ve kalitatif renkleri seçmek için.

Coblis Color Blindness Simulator: Renk görme bozukluğu olan okuyucuların kullandığınız renkleri nasıl gördüğünü görmek için yararlı bir simülatör.

 

19- Extra büyük grafikleri küçültün

Grafikler genellikle olması gerekenden daha büyüktür ve dashboard tasarımınızı bozarlar. Bir grafikte asıl önemli olan tek tek değerler değil örüntüdür ve bu çok küçük bir grafikte bile görülebilir.

 

 

20- Grafik Çöplüğünden Kaçının

Grafik çöplüğü dashboard tasarımında en sık karşılaştığım sorunlardan biri. Edward Tufte tarafından ortaya atılan bu terim, grafiklerdeki verileri anlamak için gerekli olmayan veya izleyicinin dikkatini bilgiden uzaklaştıran tüm görsel unsurları ifade eder. Şimdi Tufte bu katı tanıma uymayan her şeyi kaldırmanızı isterdi, ancak bence izleyicinin dikkatini çeken tasarım öğelerini kullanmak ile gereksiz süslemeler ve yinelenen bilgiler arasında bir denge var.

Gördüğüm sık tekrarlanan bilgiler şunlardır:

  • Grafikte yalnızca bir seri olduğu için gerekli olmayan lejantlar
  • Veri etiketlerinin de bulunduğu sayısal eksenler
  • Grafik başlığının verileri zaten açıkladığı eksen başlıkları
  • Veri etiketlerinin de bulunduğu ızgara çizgileri
  • Arka plan renkleri
  • Degrade, desen ve doku dolguları
  • Gölge ve parıltı efektleri
  • 3D grafikler
  • Kalın başlıklar ve etiketler

 

21- Grafikleri sade tasarımlı kullanın, hepsi bir aradayken birbirine giriyorlar

Dashboard grafiklerini açık ve basit tutun, böylece bilgileri hızlı bir şekilde iletirler. Arka plan renklerini, gereksiz kılavuz çizgilerini ve resimleri kaldırın.

Kötü örnek

Pasta grafikler nadiren iyi gözükür ve verileri bozan 3 boyutlu grafik türü efektlerden kaçının.

 

İyi örnek

Bu grafikler basit renk şemaları ve beyaz arka planlar kullanır, böylece veriler öne çıkar ve okunması kolaydır. Gösterdiği veriler için doğru grafik türünü veya birleşik grafiği seçtiğinizden emin olun.

Çubuk grafikte ürün adları solda, yatay metin halinde, toplam miktarlar ise sağda, çubuğun dışında yer almaktadır.

Sütun grafiği bölgesel satışları yan yana gösterir ve hata çubukları her bir veri noktası için daha fazla bilgi verir

Çubuk grafik ve çizgi grafik kombinasyonu, iki sayı kümesini açık ve öz bir şekilde gösterir

dashboardta net grafikler

 

 

22- Rakamları yuvarlayın

Rakamları gösterirken aşırı kesin olmamaya çalışın. Yalnızca çok daha büyük değişiklikleri önemserken dönüşüm oranınızı 3 ondalık basamağa kadar veya gelirinizi en yakın kuruşa kadar göstermek, önemli olanın dikkatini dağıtır. Ayrıca, çok fazla ayrıntı vermek pireyi deve yapabilir. 3.848.305,93 $ yerine 3,8 milyon $ kullanın

 

23-Verileri bir yere bağlayın

Her sayı için bağlam sağlayın

(örneğin, neye kıyasla? Bu iyi mi kötü mü? Ne kadar iyi ya da kötü? Doğru yolda mıyız? Geçmişte yaptığımızdan daha mı iyiyiz, yoksa tahmin ettiğimizden daha mı kötüyüz?)

Varsa, hedef değeri, hedefe kıyasla farkı, herhangi bir projeksiyonu, herhangi bir tahmini vb. gösterin.

Bir sayının iyi mi kötü mü olduğunu anlamak için izleyicilerinizin bağlama ihtiyacı vardır.

Örneğin, bugün 42 yeni potansiyel müşterinin sıra dışı olduğunu bilebilirler mi?
Bunu yapmanın en kolay yollarından biri geçmiş verileri dahil etmektir.

Aynı metriği bir önceki gün için de ekleyebilir, hatta metriğin daha uzun bir süre boyunca nasıl seyrettiğini gösteren bir çizgi veya sütun grafiği de ekleyebilirsiniz.

Başka bir teknik de ortalama veya önceki en yüksek ve en düşük değerleri dahil etmektir.

Bir hedef doğrultusunda çalışıyorsanız, hedefin yanı sıra mevcut ilerlemenizi de ekleyin.

Ayrıca, sorunları tespit etmeyi kolaylaştırmak için bir metrik belirli bir eşiğin üstünde veya altında olduğunda uyarılar ekleyebilirsiniz.

 

Özet olarak

Excel dashboard tasarımı sunum yaparken kolay anlaşılması, okuyucunun gözü kolay ayırması için oldukça kritiktir. Yukarıdaki tavsiyeleri inceleyin ve adım adım kendi dashboardunuza uygulayın. Ne kadar çok olumlu yönde değişeceğini göreceksiniz.

Sizin de kullandığınız bir yöntem varsa yorumlarda paylaşın.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Dilimleyici / Slicer Kullanım Kılavuzu (1 şablon dosya içerir)

Excel dilimleyici bir Excel Tablosunun, Pivot Tablonun ve grafiklerin seçilen kısımlarını görsel olarak bölümlere ayırmanın tatlı bir yoludur.

Dashboardlar oluşturmak için yaygın olarak kullanılırlar.

Filtrelere alternatif olarak kullanılabilirler, ancak daha da iyidirler.

Çünkü bir raporun belirli bölümlerinde detaya inmek için kullanılabilirler ve hatta birden fazla tabloya bağlanabilirler.

Bir dilimleyici, tek bir tıklamayla, yalnızca görmek istediğiniz değişkenleri görüntülemek için birkaç raporu özetlemenize yardımcı olabilir.

*Not: Dilimleyicileri normal verinize değil tabloya çevirerek kullanabilirsiniz. Verinin hepsini seçip Ekle-> Tablo seçerek tabloya çevirin. “Tablom üst bilgi satırı içeriyor” mesajıyla sizi uyaran kutuyu işaretleyin. Bu kutuyu işaretlediğinizde, tablo filtreleri olan başlıklarla oluşturulur.

Aşağıdaki tablodaki verileri özetleyen bir pivot tabloya bir tane ekleyelim ve dilimleyicileri bu kadar harika yapan şeyin ne olduğunu görelim.

Pivot tablo verileri güzel bir şekilde düzenler, ancak yine de çok fazla bilgi vardır ve bu da istediğimiz verileri bulup çıkarmayı zorlaştırabilir.

Dilimleyici veriyi hızlı süzmek konusunda inanılmaz faydalıdır.

Filtrelerin açılmış halidir. Sadece tıklayarak filtreleyebilirsiniz.

Excel dilimleyici özellikleri

1- Pivot tabloya excel dilimleyici ekleme

Tablo içinde herhangi bir hücreye tıklayın.

Ekle > Dilimleyici’ye gidin.

Filtreleyebilmek istediğiniz kategoriyi veya kategorileri seçin.

Tamam’a tıklayın.

Excel dilimleyiciler, dilimleyici filtreleri uygulandığında pivot tablodaki güncellemelerin hemen görülebileceği bir konuma yerleştirilmelidir. Dilimleyicileri taşımak veya yeniden boyutlandırmak için tutma çubuklarını kullanabilirsiniz.

 

2- Excel Dilimleyici bileşenleri

İlk olarak, dilimleyicilerle çalışırken neler görebileceğinizi gözden geçireceğiz.

excel dilimleyici

 

  • Başlık: Dilimleyici üstbilgisi, görüntülenecek veya gizlenecek değerleri içeren pivot tablo alanını gösterir.
  • Çoklu Seçim düğmesi (Excel 2016 ve sonrası): Aynı anda birden fazla öğe seçmek için bu düğmeyi tıklatın. Önceki sürümlerde, bir dilimleyici içinde birden fazla öğe seçerken Ctrl tuşunu basılı tutun.
  • Filtreyi Temizle düğmesi: Rapordan tüm filtreleri kaldırmak için tıklayın. Gri renkte olduğunda, bu hiçbir filtrenin uygulanmadığı anlamına gelir.
  • Kaydırma Çubuğu: Bu, yukarı veya aşağı kaydırılarak görülebilecek daha fazla öğe olduğunu gösterir.
  • Tutamaç Çubukları: Bu sekiz tutamaç, herhangi bir grafik nesnesinde yaptığınız gibi dilimleyiciyi yeniden boyutlandırmanıza veya sürükleyip bırakmanıza olanak tanır.

 

3- Excel dilimleyici nasıl kullanılır

Bu tablodaki verileri filtrelemek üzere bir dilimleyici kullanmak için, öncelikle bunların varsayılan durumunda tablodaki verilerin filtrelenmemiş bir biçimde görüntülendiğini hatırlamamız gerekir.

Dilimleyicilerin bizim için çalışmaya başlamasını sağlamak için, tablo görüntüsünü anında nasıl değiştirdiğini görmek üzere dilimleyicideki herhangi bir öğeye tıklayabiliriz.

Örneğin, 2023 yılı için her iki kutudaki ürünlerin satışlarını görmek için “Yıl” dilimleyicisinde “2023 “e tıklamamız yeterli olacaktır.

Bu, diğer yılların seçimini kaldıracak ve pivot tabloyu yalnızca o yıla ait filmleri gösterecek şekilde güncelleyecektir.

 

 

İkinci bir kriter koymak için kategori dilimleyicisinde mavi kutulu ya basabilirsiniz. Bu durumda hem mavi kutulu hem 2023 filtresi açık olacak.

 

4- Çoklu Seçim

Bir dilimleyici içinde birden fazla öğe seçmek için Çoklu Seçim düğmesine tıklayın, ardından görüntülemek istediğiniz öğeleri seçin.

 

Çoklu Seçim düğmesi bastığınızda, Ctrl düğmesi gibi davranır ve zaten seçili olanlara ek olarak herhangi bir öğeyi seçmenize olanak tanır. Seçili bir öğeye tıklandığında seçim kaldırılır. Tekli seçime geri dönmek için Çoklu Seçim düğmesine tekrar tıklayarak serbest bırakın.

5- Dilimleyici silmek

Bir dilimleyiciyi silmek için:

  • Dört yönlü bir ok görünene kadar üzerine gelin.
  • Dilimleyicinin üzerine tıklayın ve klavyenizdeki Delete tuşuna basın.

Dilimleyici, gitti!

6- Tek bir dilimleyici ile birden fazla pivot tabloyu filtreleme

Şimdiye kadar dilimleyicileri muhtemelen biraz sevdiniz, ancak bir sonraki örneği gördüğünüzde onlara bayılacaksınız. Birden fazla pivot tablonun görüntülenmesini kontrol etmek için tek bir dilimleyici kullanabilirsiniz…bekleyin…. birden fazla pivot tablo.

 

Evet, bu doğru. Dilimleyici denetiminize başka bir pivot tabloyu nasıl bağlayacağınızı aşağıda okuyacaksınız:

 

Her pivot tablonun aynı kaynak veriler kullanılarak oluşturulduğundan emin olun. Aksi takdirde çalışmayacaktır.

İlk pivot tablo için dilimleyiciyi her zamanki gibi ayarlayın.

Dilimleyiciye tıklayın ve ardından Dilimleyici sekmesinden “Rapor Bağlantıları “na gidin.

Bu dilimleyiciye bağlanmasını istediğiniz raporları seçin ve ardından Tamam’a tıklayın.

 

 

Artık dilimleyici öğelerine her tıkladığınızda, bu dilimleyiciye bağlı tüm pivot tablolar seçiminizi yansıtacak şekilde filtrelenecektir.

 

 

Bu özellik aynı zamanda dilimleyicileri gösterge tablosu öğelerinin etkileşimini artırmak için mükemmel bir araç haline getirir.

 

7- Pivot Tabloyu kilitleyin ancak dilimleyiciyi kilitlemeyin

İzleyicilerinizin pivot tablonuzu bozmadan ekranla oynayabilmesini istiyorsanız, aşağıdakileri yaparak pivot tabloyu kilitleyebilir ancak dilimleyiciyi kilitlemeyebilirsiniz:

 

  • Dilimleyiciye sağ tıklayın
  • Menüden Boyut ve Özellikler… öğelerini seçin.
  • Dilimleyiciyi Biçimlendir bölmesinde Özellikler’i seçin ve ardından “Kilitli” onay kutusundaki işareti kaldırın.
  • Şeritte, Gözden Geçir > Sayfayı Koru’ya gidin
  • Sayfayı Koru iletişim kutusunda, “Kilitli hücreleri seç” seçeneğinin işaretini kaldırın
  • “PivotTable ve PivotChart Kullan” seçeneğini işaretleyin.
  • Bir parola girin (isteğe bağlı) ve Tamam’a tıklayın. (Parolayı unutursanız çalışma kitabının kilidini açamazsınız).

 

 

Kullanıcılar artık dilimleyici içindeki düğmelere tıklayarak verilerin belirli bölümlerine ilişkin içgörüler elde edebilecek, ancak pivot tablonun düzenini değiştiremeyecek. Bir çalışma sayfasındaki belirli aralıkları korumaya yönelik diğer seçenekler hakkında daha fazla bilgi edinin.

 

8- Dilimleyiciyi sabitle

Dilimleyici normal koşullarda hareket ettirilebilir ve düzenleme yapılabilir durumdadır. Fakat artık yerinden oynamasın ve sabitlensin isterseniz şu adımları izleyin

1-Sağ tıklayıp boyut ve konuma tıklayın.

2- Konum ve düzen bölümüne gelin.

3-Yeniden boyutlandırmayı ve taşımayı devre dışı bırak kutusuna tıklayın.

 

9- Dikey dilimleyiciyi yataya çevirme

Dilimleyici ilk etapta dikey listeli gelir.  Siz yatay çevirmek isterseniz şu adımları takip edin;

1-Sağ tıklayıp boyut ve konuma tıklayın.

2- Konum ve düzen bölümüne gelin.

3-Sütun sayısı kutucuğunu dilimleyicideki satır sayısı kadar yazın.

 

 

Ortaya şu görüntü çıkabilir.

 

Köşelerindeki noktalardan sağa veya sola doğru çekerek yazıların tam görünmesini sağlayabilirsiniz.

 

10- Başlığı kaldırma

Sol üst köşedeki dilimleyici isminin gözükmesini istemiyorsanız sağ tıklayıp dilimleyici ayarlarına gidin veya üst bardan da dilimleyici ayarlarına gidebilirsiniz.

 

Aşağıdaki gibi bir menü çıkacak. Bu kutucukta başlığı görüntüle kutusunun tıkını kaldırın.

 

 

Başlık artık gözükmeyecek

 

11- Dilimleyici boyutunu veya konumunu ayarlama

Bazen dashboardlarda dilimleyicinin konumunu ince ayarlamak isteyebilirsiniz. Böyle durumlarda elle hareket ettirmek ve hassas davranmak biraz uğraştırıcı olabilir. Konum ve düzen bölümünde dilimleyiciyi bir yere yerleştirdikten sonra milim milim oynatarak doğru yere oturtabilirsiniz.

 

12- Dilimleyici düğme ayarları

Dilimleyicinin düğmelerinin yukarında şağı basıklığı veya soldan sağa daraltması işlemi yapabilirsiniz. Okunaklı olana kadar sola veya yukarı oynatabilirsiniz. Aşağıda 3 versiyon göreceksiniz. İlki yukarıdan basık sonuncusu sağdan sıkışmış durumda. Ortadaki okunabilir durumda. Bu ayarları düzen menüsünden yapabilirsiniz.

 

13- Dilimleyicileri hizalama

Bir dilimleyiciyi taşımak yeterince kolaydır – dört yönlü bir ok görünene kadar üzerine gelin, ardından tıklayın ve yeni konuma sürükleyin. Ya da Kopyala ve Yapıştır komutlarını kullanın.

 

Birden fazla dilimleyiciyi aynı anda taşımak için Ctrl tuşunu basılı tutarak hepsini seçin. Dört yönlü oku almak için üzerine gelin, ardından sürükleyin ve bırakın.

 

Birkaç dilimleyicinin birbiriyle hizalanmasını istiyorsanız, Ctrl tuşunu kullanarak hepsini seçin ve ardından Dilimleyici > Hizala’ya gidin. Ardından açılır menüden hizalama seçeneğini belirleyin.

 

14-Dilimleyici stilleri

Excel dilimleyicinin renk temasını dilimleyici tema galerisinden seçerek değiştirebilirsiniz.

15-Kendi dilimleyici biçimini oluştur

1- Aşağıdakileri yaparak Excel dilimleyici biçimlendirme stillerini daha da özelleştirebilirsiniz:

2 – Yeni Dilimleyici Stili penceresinden yeni stiliniz için bir ad seçebilirsiniz.

 

3- Aşağıda, bir dilimleyici öğesi seçin ve ardından yeni dilimleyici stiliniz uygulandığında bu öğenin nasıl görüneceğini kontrol etmek için Biçimlendir düğmesine tıklayın. İstediğiniz kadar öğeyi biçimlendirebilirsiniz. Dilimleyici stili oluşturulmadan önce pencerede bir Önizleme gösterilecektir.

 

 

4 – Tamam’a tıkladığınızda yeni stil galerinin en üstünde görünecektir.

 

İlk bakışta bazı dilimleyici öğeleri kafa karıştırıcı gelebilir, ancak aşağıdaki görselin size bazı ipuçları vereceğini umuyorum:

  • “Verili” öğeler, pivot tablodaki bazı verilerle ilişkili dilimleyici öğeleridir.
  • “Veri Yok” öğeleri, pivot tabloda veri bulunmayan dilimleyici öğeleridir (örneğin, dilimleyici oluşturulduktan sonra veriler kaynak tablodan kaldırılmıştır).

*Bonus

  • Harika bir dilimleyici tasarımı oluşturmak istiyor ancak nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, mükemmel bir dilimleyici fikrinize en yakın dahili stili seçin, sağ tıklayın ve Çoğalt’ı seçin. Şimdi, bu dilimleyici stilinin ayrı ayrı öğelerini istediğiniz gibi özelleştirebilir ve farklı bir adla kaydedebilirsiniz.
  • Özel stiller çalışma kitabı düzeyinde kaydedildiğinden, yeni çalışma kitaplarında kullanılamazlar. Bu sınırlamanın üstesinden gelmek için, özel dilimleyici stillerinizin bulunduğu çalışma kitabını bir Excel Şablonu (*.xltx dosyası) olarak kaydedin. Bu şablonu temel alarak yeni bir çalışma kitabı oluşturduğunuzda, özel dilimleyici stilleriniz orada olacaktır.

 

16- Grafik üzerinde dilimleyici kullanımı

Verinizi hazırladınız, Özet tablo çıkardınız ve ondan grafik çıkardınız ise dilimleyiciyi grafiğin üzerine sürükleyin.

Farkettiğiniz üzere dilimleyicinin başlığı ve çerçevesini kaldırmamız gerekiyor ki zeminle bütünleşebilrsin.

Stillerden seçtiğiniz stile gelip çerçeveyi kaldırın.

17- Mevcut bir stilden yeni bir stil oluşturma

Alternatif olarak, mevcut bir dilimleyici stilini çoğaltarak ve ardından kopyayı değiştirerek yeni bir dilimleyici stili oluşturabilirsiniz.

  • Yeni stiliniz için temel olarak kullanacağınız mevcut stile sağ tıklayın
  • “Çoğalt… “a tıklayın
  • Dilim Stilini Değiştir penceresinde, yeni stil için bir ad girin ve değiştirmek istediğiniz öğeleri biçimlendirin.
  • Tamam’a tıklayın.

 

18- Excel dilimleyiciler vs PivotTable filtreleri

Temel olarak, dilimleyiciler ve pivot tablo filtreleri aynı şeyi yapar – bazı verileri gösterir ve diğerlerini gizler. Ve her yöntemin güçlü ve zayıf yönleri vardır:

  • Pivot tablo filtreleri biraz zordur. Dilimleyicilerle, bir pivot tabloyu filtrelemek bir düğmeye tıklamak kadar basittir.
  • Filtreler tek bir pivot tabloya bağlıdır, dilimleyiciler birden fazla pivot tabloya ve pivot grafiğe bağlanabilir.
  • Filtreler sütunlara ve satırlara kilitlenir. Dilimleyiciler yüzen nesnelerdir ve herhangi bir yere taşınabilir. Örneğin, pivot grafiğinizin yanına veya hatta grafik alanının içine bir dilimleyici koyabilir ve grafik içeriğinin bir düğmeye tıklandığında gerçek zamanlı olarak güncellenmesini sağlayabilirsiniz.
  • Pivot tablo filtreleri dokunmatik ekranlarda çok iyi çalışmayabilir. Dilimleyiciler, bu özelliğin tam olarak desteklenmediği Excel mobil (Android ve iOS dahil) hariç, birçok dokunmatik ekran ortamında harika performans gösterir.
  • Pivot tablo rapor filtreleri kompakttır, dilimleyiciler daha fazla çalışma sayfası alanı kaplar.

 

Özetle

Excel dilimleyiciler excel tablo ve pivot tabloları çok pratik şekilde filtrelemeye yarayan excelin kullanışlı bir fonksiyonudur. Yukarıdaki adımları takip ederek hem excel dilimleyicinizi oluşturabilir, istediğiniz şekli verebilir, birden çok tabloyu aynı anda bağlayıp filtreleyebilirsiniz.

Yukarıda gördüğünüz verileri kulalnarak alıştırma yapmak isterseniz aşağıdaki linkten örnek excel dosyasını indirebilirsiniz.

Excel dilimleyici örnek veri dosyası

 

Kaynak

https://www.goskills.com/Excel/Resources/pivot-table-slicer

https://www.wallstreetmojo.com/slicers-in-excel/

https://www.ablebits.com/office-addins-blog/excel-slicer-pivot-table-chart/

https://www.simplilearn.com/tutorials/excel-tutorial/slicers-in-excel

 

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Süreç İlerleme Grafiği Hazırlama (1 Şablon İçerir)

Bu makalede Excel Süreç İlerleme Grafiği hazırlama aşamalarını okuyacaksınız.

Yapılan işin ne aşamada olduğunu, işlemlerin ilerlemesinin yüzde kaçlık dilime ulaştığını göstermek istediğinizde 5 dakikada Excel Süreç İlerleme Grafiği hazırlayabilir ve sunumunuza ekleyebilirsiniz.

Süreç ilerleme grafiği hazırlamak hem kolay hem de sunumunuza görsellik katacaktır.

Excel Süreç İlerleme Grafiği hazırlama

Önce verimizi hazırlayalım. Süreç isimlerini altalta dizelim ve yanlarına gerçekleşen % ve kalan yüzdeyi yazalım. Kalan yüzdeyi =(1-gerçekleşen) olarak formül kullanabilirsiniz.

Ardından 100% yığılmış çubuk grafiğini seçin.

Göreceksiniz ki süreç grafiği şekil almaya başladı bile.

Bundan sonra kalan yüzde kısım olan tüm turuncuları açık mavi yapıp 50% şeffaf olarak ayarlayacağız

Ortaya şu şekilde bir grafik çıkacak.

Grafik öğelerinden eksenler hariç diğerlerini çıkarın.

Koyu mavi çubuklara sağ tıklayıp veri etiketleri ekleye tıklayın.

Önce siyah font çıkacak. Beyaza çevirin

Ardından koyu mavi çubuklara tıklayıp biçime gelin, tema stillerinden yoğun efekt, mavi, vurgu 1e tıklayın.

Bu efekt biraz kabarık etki verir.

Süreçlerin yazılı olduğu sol bölümde çizgilere dayalı ince bir ana hat çizgi kaldı.

Onu kaldırmak için sol eksene tıklayın, menüdeki biçim bölümünden şekil ana hattı yok işaretleyin.

En alttaki % likleri de gösteren alt ekseni de manuel olarak silin.

İşte bitti bile.

Excel süreç ilerleme grafiğiniz artık hazır!

 

 

Özet olarak

 

Yukarıdaki aşamaları tamamlayarak Excel Süreç İlerleme Grafiğini kolayca hazırlayabilirsiniz ve sunumlarınızda kullanabilirsiniz.

yukarıda gördüğünüz verileri indirmek ve üzerinde çalışmak veya şablon olarak kullanmak isterseniz aşağıdaki linkten dosyayı indirebilirsiniz.

Süreç İlerleme Grafiği excel örnek dosya

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel’de Organizasyon Şeması Nasıl yapılır? (1 excel şablon içerir)

Bu makalede Excel’de Organizasyon Şeması hazırlamayı öğreneceksiniz.

Excel hiyerarşik Organizasyon şeması için hazır şablonlar sunuyor.

Excel’de smart art nesnelerin içinde hiyerarşik organizasyon şemasını kolayca bulabilirsiniz.

Haydi hemen başlayalım

Excel’de organizasyon şeması hazırlama

Önce isim listesini hazırlayın

 

Ardından smart art obje açıyorsunuz

Sonra sağ tıklayıp metin bölmesini göstere tıklayın. Size metin bölmesi açılacak. Kopyaladığınız isimleri bu metin bölmesine yapıştırın

Hiyerarşiyi belirlemek için alt kadroları “tab” tuşuna tıklayın. Biraz sağa hareket edecekler. Bu tıklama ile bir alt kadroyu belirlemiş olacaksınız. İki alt kadronuz varsa iki kez “tab” tuşuna tıklayın. Fazlalıkları da silin.

excel'de organizasyon şeması

İşte hazırlandı bile!

Özet olarak

Organizasyon şeması hazırlamak için metin kutularına ihtiyacınız artık bulunmuyor. Excel’de organizasyon şeması hazırlamak için smart art nesneleri size hızlıca şemanızı hazırlamanıza yardımcı olacaktır.

Yukarıdaki excel dosyasını indirip alıştırma yapmak isterseniz aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.

Excel’de Organizasyon Şeması örnek dosya

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Waterfall Chart Grafik Hazırlama (1 excel şablon içerir)

Bu makalede Excel Waterfall Chart hazırlamayı okuyacaksınız.

Üstüste yığılmı hem artışları hem düşüşleri aynı anda gösterebileceğiniz bir grafik türü var.

Waterfall chart = Şelale grafik

Üstüste yığılı verileri ve her müşterinin katkısını göstermek için harika bir yol olan waterfall chart size sunumlarınızda oldukça kolaylık sağlayacak.

Hazırlaması da 3-4 dakika alan kolay bir excel grafiktir.

Hemen hazırlamaya başlayalım.

Excel waterfall chart

Önce verileri hazırlıyoruz. Bu veri ülkelere göre düz satış verileri olabilir.

 

Şu tıklama yolunu izliyoruz. Ekle sekmesi -> grafikler ->  şelale

 

Grafiğin başlığını Verideki başlıkla eşleştiriyoruz.

excel waterfall chart

 

Özet olarak

Yukarıdaki aşamaları izleyerek siz de kendinize excel waterfall chart grafik hazırlayabilirsiniz.

Üzerinde çalışmak ve bitmiş halini görmek isterseniz örnek şablonu aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.

Excel waterfall chart grafik örnek dosya

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel Donut-Halka Grafik Hazırlama (1 excel şablon içerir)

Bu makalede Excel Donut-Halka Grafik hazırlamayı öğreneceksiniz.

Excelde verileri görselleştirmek inanılmaz kolaylıklar sağlayabiliyor.

Sürecin ilerlemesinin veya satışın hedef tutturma oranının sevimli bir şekilde gösterilmesinin bir yolu da Excel Donut-Halka Grafik ile sunmak

Farklı bir hazırlanışı var ama kolay. hemen başlayalım.

Excel Donut-Halka Grafik hazırlama

Önce iki rakamlı verimizi hazırlıyoruz.

1- gerçekleşen oran yüzdesi

2-kalan oran yüzdesi (“1-gerçekleşen ” formülünü kullanırsanız dinamik yapı oluşur)

Boş bir hücreye tıklayıp boş bir donut grafik açıyoruz

Sağ tıklayıp veri seç menüsünü açıyoruz.

Seriler bölümünden ekle düğmesine basıyoruz.

Kutucukta alt tarafa 25 adet “1” yazıyoruz. hepsinin arasında “;” olmalı.

Bunun sonunda 25e bölünmüş bir donut grafik çıkacak.

Ardından veri serisini biçimlendirme menüsüne tıklayın. Ayrılmış halka oranını 5% verin. Bu oran parçaların biraz ayrılmasını sağlayacak.

 

Ardından veri serilerini biçimlendirmeye gelip tek renk belirleyin. Örnek: yeşil

Arada grafik öğelerinden grafik başlığı ve göstergeleri silin.

Bundan sonraki aşama veri seçmek. Yani bu grafiğin üzerinde ikinci bir halka belirecek.

Amacımız bu iki donut grafiği üstüste bindirip şeffaflaştırmak.

Adımlar şöyle;

Grafik türünü değiştire tıklıyoruz

Seri 2 grafiği seçiyoruz.

Ortaya üstüste binmiş iki grafik çıkıyor

 

Mavi kısmı 60%lık gerçeklerşmiş kısım idi. yani bu tarafı tamamen şeffaf olmalı ki altındaki grafik gözüksün.

Sadece maviyi seçip veri serisi biçimlendir menüsünden dolgu yok seçiyoruz.

Kalan turuncu bölüm için de açık renk yeşil seçip 40% şeffaf seçeceğiz.

Ortaya çıkan görüntü şu şekilde;

Ortaya da metin kutucuğu ekleyeceğiz ve içini “gerçekleşen veri” ye bağlayacağız.

Özet olarak

Süreçlerin ve hedef -fiili karşılaştırmalarının sevimli bir şekilde gösterilmesi için parçalı excel donut-halka grafiki deneyebilirsiniz.

Yukarıdaki aşamaları takip ederek kolayca excel donut-halka grafikinizi hazırlayabilirsiniz.

Alıştırma yapmak için yukarıdaki verileri ve grafiği indirmek isterseniz aşağıdaki linke tıklayın

Excel donut-halka grafik hazırlama örnek dosyası

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel’de Dünya Haritası Grafiği (1 excel şablon içerir)

Bu makalede Excel’de Dünya haritası grafiği hazırlamayı öğreneceksiniz.

Rapor okumak, rakamları yorumlamak bazen kaosun içinde gibi hissettirebiliyor.

Çünkü çok fazla incelenecek rapor çok fazla yorumlanacak rakam olabiliyor.

Bu yüzden her zor okuduğum raporu görselleştirmeye çalışıyorum.

Bir de tüm 216 ülkedeki verileri incelemek istediğinizde işler uzayabilir ve analiz günler alabilir.

Excel bu konuda çok güzel bir kolaylık getirdi.

Ülke ülke verilerinizi hazırladığınızda excel o verileri hemen dünya haritası üzerine yerleştiriyor.

Ve 3 tıkla yapabiliyorsunuz.

Haydi hemen başlayalım!

Excel’de Dünya Haritasi Grafiği Hazırlama

Önce linear yani doğrusal bir liste halinde ülkelere göre satış rakamlarını ve bir sayfaya alıyoruz.

Şu tıklama yolunu izliyoruz

Ekle -> Grafikler -> haritalar

 

Harita tek tıklamayla ortaya çıkacak

Veri etiketleri ekle bölümünden ülkelere verilerini ekleyebilirsiniz.

Eğer renklerini değiştirmek isterseniz renkler bölümündeki renk setlerini kullanabilirsiniz.

Başlık bölümünü de değiştirip istediğiniz grafiğe ulaşabilirsiniz.

Renkleri istediğiniz renge gelene kadar değiştirebilirsiniz.

 

Örnek çalışma excel dosyasını indirebilirsiniz

 

 

Özet olarak

Excel’de dünya haritası grafiği çıkarmak çok kolaylaştı.

Verinizi hazırladığınızda dünya haritası çıkarmak neredeyse sadece 3 tıklama.

 

 

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel’de Ürün Yaşam Eğrisi Oluşturma (1 şablon içerir)

Bu makalede excel’de ürün yaşam eğrisinin nasıl yapıldığını okuyacaksınız

Ürün yaşam eğrisi nedir? (Kısaca)

Her ürün doğar (lansman), büyür (satışı artar), olgunlaşır (satışı stabilleşir), ölür (satışı azalır).

Tüm stratejiler eninde sonunda gelip life cycle stratejisine dayanıyor. Her ürün lansmanı yapıldıktan sonra o ürüne bir gün piyasadan silinip gidecek gözüyle bakmak gerek. Fakat lansman, büyüme, olgunluk ve gerileme dönemlerini iyi takip etmemiz bize stok planlamamızda, tanıtım yatırımlarımızda kararlarımızı yönlendirici oluyor. Bu yüzden her ürünün hayat eğrisini gibi takip etmeniz gerekir.

Verilerinizi en eskiden bugüne toplayıp yanyana dizin ve ürün yaşam eğrisini çıkarın. Bu makalede tüm ürünlerinizin ürün yaşam eğrilerini aynı excel sayfasında topluca takip edebilmeyi göreceksiniz.

Excel’de ürün yaşam eğrisi hazırlama

Excel’de ürün yaşam eğrisi listenizin genel görüntüsü ham haliyle aşağıdaki gibi olacak.

 

excel'de ürün yaşam eğrisi

Önce IT’ci arkadaşınıza SQL den size aşağıdaki gibi satış rakamlarının yanyana aylık dizilmiş halini online veri halinde çekmesini istemelisiniz ki veri güncellenebilir olsun.

 

Ardından şu yolu izleyerek boş bir grafik açıyoruz.

Ekle sekmesi -> Grafikler -> Çubuk grafik

 

Açılan boş grafiğe sağ tıklayıp veri seç bölümüne tıklayın

Açılan kutucuktan “ekle” butonuna tıklayıp ilk verinizi ekleyin

Ekleye tıklayınca karşınıza daha da küçük bir kutucuk çıkacak. Bu kutucukta iki boşluk olacak. Bu boşlukların biri seri adı diğeri seri değerleri.

Seri adı bölümüne tıklayıp ilk ürünün adına tıklayın

Seri değerleri bölümüne tıklayıp yıllara göre satış değerlerini seçin

Yılların ismini alt sıraya getirmek için ise sağ taraftaki “düzenle” butonuna tıklayın.

Ortaya çıkan kutucukta seri adı ve seri değerleri boşlukları çıkacak.

Ana başlığı üste yıllar serisini ise alt boşluğa yerleştirin

İlk ürünün yılları gösteren satış grafiği ortaya çıktı

Mavi gözüken çubukların birinin üzerine tıklayın

Çubuğun üzerinde sağ tıklayın ve “eğilim çizgisi ekle”ye tıklayın

Açılan sağ menüden polinoma tıklayıp hemen sağındaki menüden 3 sayı değerini belirleyin

 

Bu süreci tüm ürünler için yapın.

Chartları yanyana getirdiğinizde size ürünlerin hepsinin gidişatını gösteren hayat eğrisi sayfası kendiliğinden oluşacaktır.

excel'de ürün yaşam eğrisi

Sonuç olarak

Excel’de ürün yaşam eğrisi grafiği oluşturmayı tamamladık. Tüm ürünleri aynı sayfada görebilecek ve stratejinizi bu dosyanızdan belirleyebileceksiniz.

Verileri kullanmak ve bu dosya üzerinde çalışmak isterseniz aşağıdaki linkten excel dosyasını indirebilirsiniz.

Ürün yaşam eğrisi excel dosyası

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

İleri Excel Formülleri: Ustalaşmak İsteyenlere 220+ İleri Excel Formülü ve İngilizcesi [Örnekli]

İleri Excel Formülleri çok yaygın olarak kullanılmayan formüllerdir.

Bir yandan da ileri excel formülleri çok güçlü hesaplamalar yapabilirler.

İleri excel formulleri verileri çoğaltmak, belirli kriterlere göre filtrelemek, koşullu formüller vb. gibi mevcut bir veri kümesinden belirli verileri almak için kullanılırlar.

Bu ileri excel formülleri raporlar oluşturmak, gösterge tabloları oluşturmak vb. için kullanılır.

Excel’in ana uygulaması verileri depolamanıza ve korumanıza yardımcı olmak olsa da, ileri Excel formulleri fazla manuel müdahaleye gerek kalmadan verimli bir şekilde verilerinizi anlamanıza, zor hesaplamalar yapmanıza ve hatta otomatik kararlar almanıza yardımcı olur.

Şirketler çoğunlukla, en karmaşık görevleri bir saniyede çözmelerine yardımcı olan ileri excel formüller ve işlevler nedeniyle Excel’i seçerler.

Bir işletmeniz varsa, bütçeler, satış raporları, bilançolar, editoryal takvimler ve çok daha fazlasını hazırlamak için ileri excel formüllerini kullanabilirsiniz.

Öte yandan, bu formülleri; giderleri takip etmek, günlük görevleri planlamak, borç ödemelerini yönetmek gibi kişisel amaçlar için de kullanabilirsiniz.

Bu Excel formülleri daha hızlı ve daha doğru sonuçlar vererek size zaman kazandırabilir, ancak yalnızca bunları nasıl doğru kullanacağınızı biliyorsanız. Bu nedenle, Excel’deki yaygın gelişmiş işlevleri ve bunları ne zaman ve nasıl kullanacağınızı bilmeniz önemlidir.

İleri Excel becerilerinizi bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, işte bu makalede size ihtiyacınız olan başlangıcı sağlayacak ileri excel formüllerinin listesini bulacaksınız.

İleri excel formülleri

*Not: Formül  örnekleri microsoftun sitesinden alınmıştır

FormülİngilizcesiKategoriFormül yazılışıFormül açıklamasıAçıklama
BİLGİINFOBilgi=BİlGİ(“numfile”)Açık durumdaki çalışma kitaplarında kaç sayfa olduğunu gösteren bir sayıGeçerli işletim ortamı hakkında bilgi verir
ÇİFTMİISEVENBilgi=ÇİFTMİ(5)5’in çift olup olmadığını test eder.Sayı çiftse, DOĞRU verir
EMANTIKSALSAISLOGICALBilgi=EMANTIKSALSA(“DOĞRU”)DOĞRU’nun mantıksal bir değer olup olmadığını denetlerDeğer, mantıksal bir değerse, DOĞRU verir
EMETİNDEĞİLSEISNONTEXTBilgi=EMETİNDEĞİLSE(A2)Değer boş bir hücreye başvuruyorsa bu işlev DOĞRU verirDeğer, metin değilse, DOĞRU verir
EREFSEISREFBilgi=EREFSE(G8)G8’in geçerli bir başvuru olup olmadığını denetlerDeğer bir başvuruysa, DOĞRU verir
ESAYIYSAISNUMBERBilgi=ESAYIYSA(A5) A5 hücresindeki 330,92’nin sayı olup olmadığını denetler.Değer, bir sayıysa, DOĞRU verir
EYOKSAISNABilgi=EYOKSA(A6)A6 hücresindeki #YOK değerinin #YOK hatası olup olmadığını denetler.Değer, #YOK hata değeriyse, DOĞRU verir
HATA.TİPİERROR.TYPEBilgi=HATA.TİPİ(A2)#BOŞ! Hata(1) sayısı.Hata türüne ilişkin bir sayı verir
HÜCRECELLBilgi=EĞER(HÜCRE(“tür”,A1)=”v”,A1*2,0)A1 hücresi sayısal değer içeriyorsa A1*2 hesaplamasını yapar; A1 hücresi metin içeriyorsa veya boşsa 0 değerini verir.Bir hücrenin biçimlendirmesi, konumu ya da içeriği hakkında bilgi verir
TÜRTYPEBilgi=TÜR(A2)A2’deki değerin türünü verir. Metin türü 2 ile belirtilir.Bir değerin veri türünü belirten bir sayı verir
YOKSAYNABilgi=YOKSAY( )#YOK hata değerini verir.#YOK hata değerini verir
AMORDEGRCAMORDEGRCFinansal=AMORDEGRC(A2;A3;A4;A5;A6;A7;A8)Birinci dönem amortismanıYıpranma katsayısı kullanarak her hesap döneminin değer kaybını (amortisman) verir
AMORLINCAMORLINCFinansal=AMORLINC(A2;A3;A4;A5;A6;A7;A7)Birinci dönem amortismanıHer hesap dönemi içindeki yıpranmayı verir
ANA_PARA_ÖDEMESİPPMTFinansal=ANA_PARA_ÖDEMESİ(A2/12, 1, A3*12, A4)Borcun 1. ayı için ana para ödemesiVerilen bir süre için bir yatırımın anaparasına dayanan ödemeyi verir
AZALANBAKİYEDBFinansal=AZALANBAKİYE(A2;A3;A4;1;7) Yalnızca 7 ayın hesaba katılmasıyla birinci yıldaki yıpranmaBir malın belirtilen bir süre içindeki yıpranmasını, sabit azalan bakiye yöntemini kullanarak verir
ÇİFTAZALANBAKİYEDDBFinansal=ÇİFTAZALANBAKİYE(A2;A3;A4*365;1)Çift azalan bakiye yöntemi kullanıldığında ilk gündeki yıpranma. Varsayılan faktör 2 olur.Bir malın belirtilen bir süre içindeki yıpranmasını, çift azalan bakiye yöntemi ya da sizin belirttiğiniz başka bir yöntemi kullanarak verir
D_İÇ_VERİM_ORANIMIRRFinansal=D_İÇ_VERİM_ORANI(A2:A7, A8, A9)Yatırımın beş yıl sonraki değiştirilmiş iç verim oranıPozitif ve negatif para akışlarının farklı oranlarda finanse edildiği durumlarda, iç verim oranını verir
DASLNFinansal=DA(A2, A3, A4)Her yıl için amortisman payı.Varlığın belirli bir dönem için doğrusal amortismanını verir
DEĞERPRICEFinansal=DEĞER(A2,A3,A4,A5,A6,A7,A8)A2:A8 hücrelerinde belirtilen bağımsız değişkenlere sahip bononun fiyatı.Dönemsel faizi ödenen menkul değerin 100 TL’lik nominal değerinin fiyatını verir
DEĞERİNDPRICEDISCFinansal=DEĞERİND(A2,A3,A4,A5,A6)A2:A6 hücrelerinde belirtilen bağımsız değişkenlere sahip bononun fiyatı.İndirimli tahvilin 100 TL’lik nominal değerinin fiyatını verir
DEĞERVADEPRICEMATFinansal=DEĞERVADE(A2,A3,A4,A5,A6,A7)A2:A7 hücrelerinde belirtilen bağımsız değişkenlere göre bononun fiyatı.Vadesinde faiz ödenen bir tahvilin 100 TL’lik nominal değerinin fiyatını verir
ETKİNEFFECTFinansal=ETKİN(A2;A3)Koşulları taşıyan efektif faiz oranıEfektif yıllık faiz oranını verir
FAİZ_ORANIRATEFinansal=FAİZ_ORANI(A2*12, A3, A4)A2:A4’te bağımsız değişken olarak girilen koşullara göre kredinin aylık faiz oranı.Bir yıllık dönem başına düşen faiz oranını verir
FAİZORANIINTRATEFinansal=FAİZORANI(A2,A3,A4,A5,A6)Bononun koşullarına göre indirim oranı (0,05768 veya %5,77)Tam olarak yatırım yapılmış bir tahvilin faiz oranını verir
FAİZTUTARIIPMTFinansal=FAİZTUTARI(A2, 3, A4, A5)Aynı koşullara göre olan ve ödemelerin yıllık olarak yapıldığı borç için geçen yıl ödenmesi gereken faiz.Bir yatırımın verilen bir süre için faiz ödemesini verir
GDPROGRAMGDPROGRAMFinansal=GDPROGRAM(1;{0,09;0,11;0,1})%9, %11 ve %10 bileşik faiz oranlarıyla 1’in gelecekteki değeri.Bir seri birleşik faiz oranı uyguladıktan sonra, bir başlangıçtaki anaparanın gelecekteki değerini verir
GERÇEKFAİZACCRINTFinansal=GERÇEKFAİZ(A2;A3;A4;A5;A6;A7;A8)Koşullara sahip bir hazine bonosu için tahakkuk eden faizDönemsel faiz ödeyen hisse senedine ilişkin tahakkuk eden faizi getirir
GERÇEKFAİZVACCRINTMFinansal=GERÇEKFAİZV(A2;A3;A4;A5;A6)Koşullara göre tahakkuk eden faizVadesinde ödeme yapan bir tahvilin tahakkuk etmiş faizini verir
GETİRİRECEİVEDFinansal=GETİRİ(A2,A3,A4,A5,A6)A2:A6’daki koşullara göre bir bono için vade tarihinde alınacak olan toplam miktar.Tam olarak yatırılmış bir tahvilin vadesinin bitiminde alınan miktarı verir
HTAHEŞTBILLEQFinansal=HTAHEŞ(A2,A3,A4)A2, A3 ve A4’teki koşullara göre hazine bonosu için bono eşdeğer verimi (0,09415 veya %9,42).Bir Hazine bonosunun bono eşdeğeri ödemesini verir
HTAHÖDEMETBILLYIELDFinansal=HTAHÖDEME(A2,A3,A4)A2, A3 ve A4’teki koşullara göre Hazine bonosunun getirisi (0,0914 veya %9,14).Bir Hazine bonosunun ödemesini verir
ISPMTISPMTFinansal=ISPMT(oran, dönem, taksit_sayısı, bd)Bir kredinin (veya yatırımın) belirtilen dönemi için ödenen (veya alınan) faizi, hatta ana para ödemeleriyle hesaplar.Yatırımın belirli bir dönemi boyunca ödenen faizi hesaplar.
İNDİRİMDISCFinansal=İNDİRİM(A2;A3;A4;A5;A6)Koşullara göre bir bono için bono indirim oranıBir tahvilin indirim oranını verir
KUPONGÜNCOUPDAYSFinansal=KUPONGÜN(A2;A3;A4;A5)Koşullara göre bir bono için kupon dönemindeki düzenleme tarihini içeren günlerin sayısıKupon süresindeki, gün sayısını, alış tarihini de içermek üzere, verir
KUPONGÜNBDCOUPDAYBSFinansal=KUPONGÜNBD(A2;A3;A4;A5)Koşullara göre bir bono için kupon döneminin başlangıcından düzenlenme tarihine kadar olan günlerin sayısıKupon süresinin başlangıcından alış tarihine kadar olan süredeki gün sayısını verir
KUPONGÜNDSKCOUPDAYSNCFinansal=KUPONGÜNDSK(A2;A3;A4;A5)Koşullara göre bir bono için düzenleme tarihinden sonraki kupon tarihine kadar olan günlerin sayısıAlış tarihinden bir sonraki kupon tarihine kadar olan gün sayısını verir
KUPONGÜNÖKTCOUPPCDFinansal=KUPONGÜNÖKT(A2;A3;A4;A5)Şartları taşıyan bir bono için düzenleme tarihinden önceki kupon tarihiAlış tarihinden bir önceki kupon tarihini verir
KUPONGÜNSKTCOUPNCDFinansal=KUPONGÜNSKT(A2;A3;A4;A5)Koşulları taşıyan bir bono için düzenleme tarihinden sonraki kupon tarihiAlış tarihinden bir sonraki kupon tarihini verir
KUPONSAYICOUPNUMFinansal=KUPONSAYI(A2;A3;A4;A5)Koşullara göre bono için kupon ödemesi sayısıAlış tarihiyle vade tarihi arasında ödenecek kuponların sayısını verir
LİRAKESDOLLARFRFinansal=LİRAKES(1,125;16)1,125 ondalık sayısını 1 ve 2/16 olarak okunan bir sayıya dönüştürür.Ondalık sayı olarak tanımlanmış lira fiyatını, kesir olarak tanımlanmış lira fiyatına dönüştürür
LİRAONDOLLARDEFinansal=LİRAON(1,02;16)1 ve 2/16 olarak gösterilen 1,02’yi ondalık sayıya dönüştürür (1,125). Kesir değeri 16 olduğundan, fiyat 1/16 TL’lik bir duyarlığa sahiptir.Kesir olarak tanımlanmış lira fiyatını, ondalık sayı olarak tanımlanmış lira fiyatına dönüştürür
MSÜREMDURATIONFinansal=MSÜRE(A2,A3,A4,A5,A6,A7)A2:A5’te belirtilen koşulları taşıyan bono için değiştirilmiş süreVarsayılan par değeri 100 TL olan bir tahvil için Macauley değiştirilmiş süreyi verir
NOMİNALNOMINALFinansal=NOMİNAL(A2,A3)Koşullara göre nominal faiz oranıYıllık nominal faiz oranını verir
ÖDEMEYIELDFinansal=ÖDEME(A2,A3,A4,A5,A6,A7,A8)Koşullara göre bir bononun ödemesi (0,065 veya %6,5)Belirli aralıklarla faiz ödeyen bir tahvilin ödemesini verir
ÖDEMEİNDYIELDDISCFinansal=ÖDEMEİND(A2,A3,A4,A5,A6)Koşullarla bononun ödemesi (0,052823 veya %5,28)Hazine bonosu gibi indirimli bir tahvilin yıllık ödemesini verir
ÖDEMEVADEYIELDMATFinansal=ÖDEMEVADE(A2,A3,A4,A5,A6,A7)Koşullarla bononun ödemesi (0,060954 veya %6,10)Vadesinin bitiminde faiz ödeyen bir tahvilin yıllık ödemesini verir
SÜREDURATIONFinansal=SÜRE(A2;A3;A4;A5;A6;A7)Koşullara göre bir bononun sürekliliğiBelli aralıklarla faiz ödemesi yapan bir tahvilin yıllık süresini verir
TAKSİT_SAYISINPERFinansal=TAKSİT_SAYISI(A2/12, A3, A4, A5, 1)Koşullara göre yatırım dönemleriBir yatırımın dönem sayısını verir
TEKSDEĞERODDLPRICEFinansal=TEKSDEĞER(A2, A3, A4, A5, A6, A7, A8, A9)A2:A10 hücrelerinde işlev bağımsız değişkeni olarak bulunan koşullara göre bir bono için, tek (kısa veya uzun) son kupon dönemine sahip bir menkul değerin 100 TL değer başına fiyatı.Son dönemi tek olan bir tahvilin 100 TL’lik nominal değerinin fiyatını verir
TEKSÖDEMEODDLYIELDFinansal=TEKSÖDEME(A2, A3, A4, A5, A6, A7, A8, A9)A2:A10 hücrelerinde işlevin bağımsız değişkeni olarak bulunan koşullara göre bir bono için tek sayılı (kısa veya uzun) son dönemi olan bir tahvilin getirisi. Sonuç 0,04519 veya %4,52 olur.Son dönemi tek olan bir tahvilin ödemesini verir
TEKYDEĞERODDFPRICEFinansal=TEKYDEĞER(A2, A3, A4, A5, A6, A7, A8, A9, A10)A2:A10 hücrelerinde işlevin bağımsız değişkeni olarak bulunan koşullara göre bir bono için, tek (kısa veya uzun) son kupon dönemine sahip bir menkul değerin 100 TL nominal değer başına fiyatı.İlk dönemi tek olan bir tahvilin 100 TL’lik nominal değerinin fiyatını verir
TEKYÖDEMEODDFYIELDFinansal=TEKYÖDEME(A2, A3, A4, A5, A6, A7, A8, A9, A10)A2:A10 hücrelerinde işlevin bağımsız değişkeni olarak bulunan koşullara göre bir bono için tek sayılı (kısa veya uzun) ilk dönemi olan bir tahvilin getirisi. Sonuç (0,0772 veya %7,72) olurİlk dönemi tek olan bir tahvilin ödemesini verir
YATSYDFinansal=YAT(A2,A3,A4,1)İlk yıl için yıllık amortisman payıBir malın belirtilen bir dönem için toplam kullanım ömrü içindeki yıpranmasını verir
BASIKLIKKURTİstatistiksel=BASIKLIK(A2:A11)Verilen veri kümesinin basıklığıBir veri kümesinin basıklığını verir
BETADAĞBETADISTİstatistiksel=BETADAĞ(A2;A3;A4;A5;A6)Parametreler için kümülatif beta olasılık yoğunluğu işleviBeta birikimli dağılım fonksiyonunu verir
BETATERSBETAINVİstatistiksel=BETATERS(A2;A3;A4;A5;A6)Parametreler için kümülatif beta olasılık yoğunluğu işlevinin tersiBelirli bir beta dağılımı için birikimli dağılım fonksiyonunun tersini verir
BİNOMDAĞBINOMDISTİstatistiksel=BİNOMDAĞ(A2;A3;A4;YANLIŞ)10 denemenin tam 6’sının başarılı olma olasılığıTek terimli binom dağılımı olasılığını verir
BÜYÜKLARGEİstatistiksel=BÜYÜK(A2:B6;3)Sayıların içinde 3’üncü en büyük sayıVeri kümesinde k sırasındaki en büyük değeri verir
BÜYÜMEGROWTHİstatistiksel=BÜYÜME(B2:B7;A2:A7)Üstel bir eğilim boyunca değerler verir
ÇARPIKLIKSKEWİstatistiksel=ÇARPIKLIK(A2:A11)A2:A11’deki veri kümesinin bir dağılımın çarpıklığıBir dağılımın çarpıklığını verir
DOTLINESTİstatistiksel=DOT(A2:A5,B2:B5,,YANLIŞ)Doğrusal bir eğilimin parametrelerini verir
EĞİLİMTRENDİstatistiksel=EĞİLİM(D48:D55;E48:E55;F48:F55)Doğrusal bir eğilim boyunca değerler verir
EĞİMSLOPEİstatistiksel=EĞİM(A3:A9,B3:B9)A3:A9 ve B3:B9’daki veri noktaları boyunca doğrusal regresyon çizgisinin eğimiDoğrusal çakışma çizgisinin eğimini verir
FDAĞFDISTİstatistiksel=FDAĞ(A2;A3;A4)A2, A3 ve A4’teki terimler için f olasılık dağılımıF olasılık dağılımını verir
FISHERFISHERİstatistiksel=FISHER(0,75)0,75’te Fisher dönüşümüFisher dönüşümünü verir
FISHERTERSFISHERINVİstatistiksel=FISHERTERS(0,972955)0,972955’te Fisher dönüşümünün tersiFisher dönüşümünün tersini verir
FTERSFINVİstatistiksel=FTERS(A2;A3;A4)Koşullara göre F olasılık dağılımının tersiF olasılık dağılımının tersini verir
FTESTFTESTİstatistiksel=FTEST(A2:A6;B2:B6)Veri kümeleri için F-testF-test’in sonucunu verir
GAMADAĞGAMMADISTİstatistiksel=GAMADAĞ(A2;A3;A4;DOĞRU)DOĞRU kümülatif bağımsız değişkenli, A2, A3, A4 hücrelerinde x, alfa ve beta değerlerini kullanan kümülatif bağımsız değişken.Gama dağılımını verir
GAMALNGAMMALNİstatistiksel=GAMALN(4)4’te gama işlevinin doğal logaritmasıGama işlevinin (Γ(x)) doğal logaritmasını verir
GAMATERSGAMMAINVİstatistiksel=GAMATERS(A2;A3;A4)Olasılık, alfa ve beta bağımsız değişkenlerinin A2, A3, ve A4’te gama kümülatif dağılımının tersiGama kümülatif dağılımının tersini verir
GÜVENİRLİKCONFIDENCEİstatistiksel=GÜVENİRLİK(A2,A3,A4)Bir popülasyon ortalaması için güvenirlik aralığıBir popülasyon ortalaması için güvenirlik aralığını verir
HARORTHARMEANİstatistiksel=HARORT(A2:A8)A2:A8’deki veri kümesinin harmonik ortalamasıHarmonik ortayı verir
HİPERGEOMDAĞHYPGEOMDISTİstatistiksel=HİPERGEOMDAĞ(A2,A3,A4,A5)A2, A3, A4 ve A5 hücrelerindeki örnek ve popülasyonun Hipergeometrik dağılımı.Hipergeometrik dağılımı verir
KESMENOKTASIINTERCEPTİstatistiksel=KESMENOKTASI(A2:A6, B2:B6)x-değerleri ve y-değerleri kullanılarak, bir çizginin y-eksenini keseceği noktaDoğrusal çakıştırma çizgisinin kesişme noktasını verir
KIRPORTALAMATRIMMEANİstatistiksel=KIRPORTALAMA(A2:A12,0.2)Yüzde 20 hesaplamanın dışında tutularak A2:A12 içindeki veri kümesinin içinin ortalaması.Bir veri kümesinin içinin ortalamasını verir
KİKAREDAĞCHIDISTİstatistiksel=KİKAREDAĞ(A2,A3)A2 and A3’te belirtilen bağımsız değişkenler için kikare dağılımının tek kuyruklu olasılığıKikare dağılımın tek kuyruklu olasılığını verir
KİKARETERSCHIINVİstatistiksel=KİKARETERS(A2;A3)Kikare dağılımın tek kuyruklu olasılığının tersiKikare dağılımın tek kuyruklu olasılığının tersini verir
KİKARETESTCHITESTİstatistiksel=KİKARETEST(A2:B4;A6:B8)Veriler için X2 istatistiği 2 serbestlik derecesiyle 16,16957’dirBağımsızlık sınamalarını verir
KORELASYONCORRELİstatistiksel=KORELASYON(D73:D77;E73:E77)İki veri kümesi arasındaki bağlantı katsayısını verir
KOVARYANSCOVARİstatistiksel=KOVARYANS(A2:A6;B2:B6)Her veri noktası çifti için sapmaların çarpımlarının ortalamasına karşılık gelir.Eşleştirilmiş sapmaların ortalaması olan kovaryansı verir
KRİTİKBİNOMCRITBINOMİstatistiksel=KRİTİKBİNOM(A2;A3;A4)Kümülatif binom dağılımın bir ölçüt değerinden büyük veya eşit olduğu en küçük değerBirikimli binom dağılımının bir ölçüt değerinden küçük veya ölçüt değerine eşit olduğu en küçük değeri verir
KÜÇÜKSMALLİstatistiksel=KÜÇÜK(A2:A10,4)Birinci sütundaki 4. en küçük sayı (4)Veri kümesinde k sırasındaki en küçük değeri verir
LOGNORMDAĞLOGNORMDISTİstatistiksel=LOGNORMDAĞ(A2,A3,A4)Koşullara göre 4’te kümülatif logaritmik normal dağılımBirikimli lognormal dağılımını verir
LOGTERSLOGINVİstatistiksel=LOGTERS(A2, A3, A4)A2, A3 ve A4’teki bağımsız değişkenler kullanılarak logaritmik normal dağılım işlevinin tersiBir logaritmik normal kümülatif dağılımının tersini verir
MAKAMAXAİstatistiksel=MAKA(A2:A6)A2:A6 aralığındaki en büyük sayıyı. DOĞRU değeri 1 olarak değerlendirildiğinden, en büyüktürSayılar, metinler ve mantıksal değerler de içinde olmak üzere, bağımsız değişken listesindeki en büyük değeri verir
MİNAMINAİstatistiksel=MİNA(A2:A6)A2:A6 aralığındaki sayıların en küçüğü. YANLIŞ değerini 0 olarak değerlendirildiğinden, en küçüktürBir bağımsız değişkenler listesindeki, sayılar, metin ve mantıksal değerleri de içermek üzere, en küçük değeri verir
NEGBİNOMDAĞNEGBINOMDISTİstatistiksel=NEGBİNOMDAĞ(A2,A3,A4)Koşullara göre negatif binom dağılımıNegatif binom dağılımını verir
NORMDAĞNORMDISTİstatistiksel=NORMDAĞ(A2,A3,A4,DOĞRU)Koşullara göre kümülatif dağılım işleviNormal birikimli dağılımı verir
NORMSDAĞNORMSDISTİstatistiksel=NORMSDAĞ(1,333333)1,333333’de normal kümülatif dağılım işleviStandart normal birikimli dağılımı verir
NORMSTERSNORMSINVİstatistiksel=NORMSTERS(0,9088)0,9088 olasılığıyla standart normal kümülatif dağılımın tersiStandart normal birikimli dağılımın tersini verir
NORMTERSNORMINVİstatistiksel=NORMTERS(A2,A3,A4)Koşullara göre normal kümülatif dağılımının tersiNormal kümülatif dağılımın tersini verir
OLASILIKPROBİstatistiksel=OLASILIK(A3:A6,B3:B6,2)x’in 2 olması olasılığı.Bir aralıktaki değerlerin iki sınır arasında olması olasılığını verir
ORTALAMAAAVERAGEAİstatistiksel=ORTALAMAA(A2:A5;A7)Sayıların ve boş hücrenin ortalamasıBağımsız değişkenlerinin, sayılar, metin ve mantıksal değerleri içermek üzere ortalamasını verir
ORTSAPAVEDEVİstatistiksel=ORTSAP(A2:A8)1,020408Veri noktalarının ortalamalarından mutlak sapmalarının ortalamasını verir
PEARSONPEARSONİstatistiksel=PEARSON(A3:A7,B3:B7)Veri kümeleri için Pearson çarpım moment korelasyon katsayısı (0,699379)Pearson çarpım moment korelasyon katsayısını verir
PERMÜTASYONPERMUTİstatistiksel=PERMÜTASYON(A2,A3)A2:A3’te belirtilen bağımsız değişkenler için olası permütasyonlarVerilen sayıda nesne için permütasyon sayısını verir
POISSONPOISSONİstatistiksel=POISSON(A2,A3,DOĞRU)Koşullara göre kümülatif Poisson olasılığı (0,124652)Poisson dağılımını verir
RKARERSQİstatistiksel=RKARE(A3:A9, B3:B9)A3:A9 ve B3:B9’daki veri noktaları boyunca Pearson çarpım momenti korelasyon katsayısının karesiPearson çarpım moment korelasyon katsayısının karesini verir
SAPKAREDEVSQİstatistiksel=SAPKARE(A2:A8)Verilerin, örnek ortalamalarının üstündeki sapma karelerinin toplamıSapmaların karelerinin toplamını verir
SIKLIKFREQUENCYİstatistiksel=SIKLIK(D93:D98;E93:E98)Değerlerin bir değer aralığında kaç kez yinelendiğini hesaplarBir sıklık dağılımını, dikey bir dizi olarak verir
STANDARTLAŞTIRMASTANDARDIZEİstatistiksel=STANDARTLAŞTIRMA(A2,A3,A4)Aritmetik ortalama olarak 40 ve standart sapma olarak 1,5 kullanılarak 42’nin normalleştirilmiş değeriNormalleştirilmiş bir değer verir
STDSAPMAASTDEVAİstatistiksel=STDSAPMAA(A3:A12)Tüm aletler için dayanıklılık standart sapması (27,46391572)Standart sapmayı sayılar, metin ve mantıksal değerleri içermek üzere, bir örneğe dayanarak tahmin eder
STDSAPMASASTDEVPAİstatistiksel=STDSAPMASA(A3:A12)Yalnızca 10 aletin üretildiği varsayıldığında, dayanıklılığın standart sapması (26,05455814)Standart sapmayı sayılar, metin ve mantıksal değerleri içermek üzere, tüm popülasyona dayanarak hesaplar
STHYXSTEYXİstatistiksel=STHYX(A3:A9,B3:B9)Regresyondaki her x için tahmini y değerinin standart hatası (3,305719)Regresyondaki her x için tahmini y değerinin standart hatasını verir
TAHMİNFORECASTİstatistiksel=TAHMİN(30,A2:A6,B2:B6)30’un bir x değeri verili olduğunda, y için bir değer tahmin ederDoğrusal eğilim boyunca bir değer verir
TDAĞTDISTİstatistiksel=TDAĞ(A2,A3,2)İki kuyruklu t dağılımı (0,054644930 veya yüzde 5,46)Student t-dağılımını verir
TTERSTINVİstatistiksel=TTERS(A2,A3)A2 ve A3’teki bağımsız değişkenlere dayalı olarak Öğrencinin t dağılımının t değeriStudent t-dağılımının tersini verir
TTESTTTESTİstatistiksel=TTEST(A2:A10,B2:B10,2,1)İki uçlu dağılım içeren Öğrencinin eşleştirilmiş t-Testiyle ilişkili olasılık. A2:A10 ve B2:B10’daki değerleri kullanırStudent t-test’le ilişkilendirilmiş olasılığı verir
ÜSTELDAĞEXPONDISTİstatistiksel=ÜSTELDAĞ(A2;A3;DOĞRU)Kümülatif üstel dağılım işleviÜstel dağılımı verir
VARVARİstatistiksel=VAR(A2:A11)Test edilen aletlerin kırılmaya karşı dayanıklılıklarının varyansıVaryansı, bir örneğe bağlı olarak tahmin eder
VARAVARAİstatistiksel=VARA(A2:A11)Test edilen araçların kırılmaya karşı dayanıklılığının varyansını tahmin eder. VARA bir popülasyon örneğini var sayarVaryansı sayılar, metin ve mantıksal değerleri içermek üzere, bir örneğe dayanarak tahmin eder
VARSVARPİstatistiksel=VARS(A2:A11)Yalnızca 10 alet üretildiği varsayılarak (bütün popülasyon), tüm aletlerin kırılmaya karşı dayanıklılığının varyansıVaryansı tüm popülasyona dayanarak hesaplar
VARSAVARPAİstatistiksel=VARSA(A2:A11)Yalnızca 10 alet üretildiği varsayılarak (bütün popülasyon), tüm aletlerin kırılmaya karşı dayanıklılığının varyansıVaryansı sayılar, metin ve mantıksal değerleri içermek üzere, tüm popülasyona dayanarak hesaplar
WEIBULLWEIBULLİstatistiksel=WEIBULL(A2,A3,A4,DOĞRU)Koşullar için Weibull kümülatif dağılım işleviVaryansı sayılar, metin ve mantıksal değerleri içermek üzere, tüm popülasyona dayanarak hesaplar
YÜZDERANKPERCENTRANKİstatistiksel=YÜZDERANK(A2:A11,2)A2:A11 aralığındaki 2 yüzde değeriBir veri kümesindeki bir değerin yüzdelik sırasını verir
ZTESTZTESTİstatistiksel=ZTEST(A2:A11,4)Veri kümesinin, hipotez olarak alınan 4 (0,090574) popülasyon ortalamasında, z-testinin tek kuyruklu olasılık değeriZ-testinin tek kuyruklu olasılık değerini hesaplar
ACOSACOSMatematik=ACOS(-0,5)Radyan cinsinden -0,5’in arkkosinüsü, 2*pi/3Bir sayının arkkosinüsünü verir
ACOSHACOSHMatematik=ACOSH(1)1’in ters hiperbolik kosinüsüBir sayının ters hiperbolik kosinüsünü verir
ASİNASINMatematik=ASİN(-0,5)Radyan cinsinden -0,5’in arksinüsü, -pi/6Bir sayının arksinüsünü verir
ASİNHASINHMatematik=ASİNH(-2,5)-2,5’in ters hiperbolik sinüsüBir sayının ters hiperbolik sinüsünü verir
ATANATANMatematik=ATAN(1)Radyan cinsinden 1’in arktanjantı, pi/4Bir sayının arktanjantını verir
ATAN2ATAN2Matematik=ATAN2(1, 1)Radyan cinsinden nokta 1,1’in arktanjantı, pi/4 (0,785398)Arktanjantı, x- ve y- koordinatlarından verir
ATANHATANHMatematik=ATANH(0,76159416)0,76159416’nın ters hiperbolik tanjantıBir sayının ters hiperbolik tanjantını verir
COSCOSMatematik=COS(1,047)1,047 radyanın kosinüsüBir sayının kosinüsünü verir
COSHCOSHMatematik=COSH(4)4’ün hiperbolik kosinüsüBir sayının hiperbolik kosinüsünü verir
ÇARPINIMFACTMatematik=FAKTÖR(5)5’in faktöriyeli veya 1*2*3*4*5Bir sayının faktörünü verir
ÇOKTERİMLİMULTINOMIALMatematik=ÇOKTERİMLİ(2, 3, 4)2,3 ve 4’ün toplamının faktöriyelinin (362880) 2,3 ve 4 faktöriyellerinin çarpımına (288) oranıSayılar kümesinin çok terimlisini verir
DÇARPMMULTMatematik=DÇARP(D12:D12;E12:E12)İki dizinin matris çarpımını verir
DERECEDEGREESMatematik=DERECE(Pİ())Pi radyan dereceleriRadyanları dereceye dönüştürür
DETERMİNANTMDETERMMatematik=DETERMİNANT(A2:D5)Verilen matrisin determinantıDizinin matris determinantını verir
DİZEY_TERSMINVERSEMatematik=DİZEY_TERS(D11:D25)Bir dizinin matris tersini verir
İŞARETSIGNMatematik=İŞARET(10)Pozitif sayının işareti 1Bir sayının işaretini verir
KAREKÖKSQRTMatematik=KAREKÖK(16)16’nın kareköküPozitif bir karekök verir
KAREKÖKPİSQRTPIMatematik=KAREKÖKPİ(2)2 * pi’nin karekökü(* Pi sayısının) kare kökünü verir
KOMBİNASYONCOMBINMatematik=KOMBİNASYON(8;2)8 adaydan oluşturulabilen iki kişilik olası ekiplerVerilen sayıda öğenin kombinasyon sayısını verir
KUVVETPOWERMatematik=KUVVET(4,5/4)4 üssü 5/4Bir üsse yükseltilmiş sayının sonucunu verir
LNLNMatematik=LN(86)86’nın doğal logaritmasıBir sayının doğal logaritmasını verir
LOGLOGMatematik=LOG(8, 2)Taban 2 olduğunda 8’in logaritması. 3 olan sonuç, tabanın eşit 8’e yükseltilmesi için gereken üs değeridirBir sayının, belirtilen bir tabandaki logaritmasını verir
LOG10LOG10Matematik=LOG10(86)86’nın 10 tabanlı logaritmasıdır. 1,9345 olan sonuç, 10 tabanını 86’ya yükseltmek için gereken üs değeridirBir sayının 10 tabanında logaritmasını verir
MUTLAKABSMatematik=MUTLAK(2)2’nin mutlak değeriBir sayının mutlak değerini verir
OBEBGCDMatematik=OBEB(5, 2)5 ve 2’nin en büyük ortak böleniEn büyük ortak böleni verir
OKEKLCMMatematik=OKEK(5, 2)5 ve 2’nin en küçük ortak katıEn küçük ortak katı verir
PIMatematik=Pİ()/2Pi’nin 2’ye bölümünü verir.Pi değerini verir
RADYANRADIANSMatematik=RADYAN(270)Radyan olarak 270 derece (4,712389 veya 3π/2 radyan)Dereceleri radyanlara dönüştürür
ROMENROMANMatematik=ROMEN(499,0)499 için klasik Romen rakamı stili (CDXCIX)Arap rakamlarını metin biçimiyle Romen rakamlarına çevirir
SERİTOPLASERIESSUMMatematik=SERİTOPLA(A3,0,2,A4:A7)Pi/4 radyanın veya 45 derecenin kosinüsüne yaklaştırmaBir üs serisinin toplamını, formüle bağlı olarak verir
SİNSINMatematik=SİN(Pİ()/2)Pi/2 radyan sinüsüVerilen bir açının sinüsünü verir
SİNHSINHMatematik=2,868*SİNH(0,0342*1,03)1,03 saniyeden daha düşük bir sonuç elde etme olasılığıBir sayının hiperbolik sinüsünü verir
TANTANMatematik=TAN(0,785)0,785 radyanın tanjantı (0,99920)Bir sayının tanjantını verir
TANHTANHMatematik=TANH(-2)-2’nin hiperbolik tanjantı (-0,96403)Bir sayının hiperbolik tanjantını verir
TOPKARESUMSQMatematik=TOPKARE(3, 4)3 ve 4’ün karelerinin toplamı (25)Bağımsız değişkenlerin karelerinin toplamını verir
TOPX2AY2SUMX2PY2Matematik=TOPX2AY2(A3:A9,B3:B9)Verilen iki dizinin karelerinin toplamının toplamıİki dizide karşılık gelen değerlerin karelerinin toplamını verir
TOPX2EY2SUMX2MY2Matematik=TOPX2EY2(A2:A8,B2:B8)Verilen iki dizinin karelerinin farkının toplamıİki dizideki ilişkili değerlerin farkının toplamını verir
TOPXEY2SUMXMY2Matematik=TOPXEY2(A3:A9,B3:B9)Verilen iki dizinin farkı karelerinin toplamıİki dizide karşılık gelen değer farkı karelerinin toplamını verir
ÜSEXPMatematik=ÜS(2)Doğal logaritma tabanı e üssü 2e’yi, verilen bir sayının üssüne yükseltilmiş olarak verir
DAMGACHARMetin=DAMGA(65)Bilgisayarınızın karakter 65 gösterdiği karakter kümesi görüntülerKod sayısıyla belirtilen karakteri verir
KODCODEMetin=KOD(“A”)A için sayısal kodu görüntülerBir metin dizesindeki ilk karakter için sayısal bir kod verir
LİRADOLLARMetin=LİRA(A2;1)A2 deki rakamı virgülden sonra 1 basamak sağında TL işaretiyle görüntülerBir sayıyı TL (Türk Lirası) para birimi biçimini kullanarak metne dönüştürür
MTMetin=M(A2)İlk değer metin olduğundan metin verir, sayı ise boş verirBağımsız değerlerini metne dönüştürür
SAYIDÜZENLEFIXEDMetin=SAYIDÜZENLE(A2, 1)A2’deki sayıyı ondalık virgülünün bir basamak sağına yuvarlarBir sayıyı, sabit sayıda ondalıkla, metin olarak biçimlendirir
TEMİZCLEANMetin=TEMİZ(A2)A2 hücresindeki metin dizesinden yazdırılamayan DAMGA(9) ve DAMGA(10) karakterlerini kaldırır.Metindeki bütün yazdırılamaz karakterleri kaldırır
BESINIRGESTEPMühendislik=BESINIR(5, 4)5’ten büyük veya adım değeri 4’e eşit olup olmadığını denetlerBir sayının eşik değerinden büyük olup olmadığını sınar
BESSELIBESSELIMühendislik=BESSELI(1,5;1)1,5 değerinin 1 sıralı değiştirilmiş Bessel işleviDeğiştirilmiş Bessel işlevi In(x)’i verir
BESSELJBESSELJMühendislik=BESSELJ(1,9; 2)1,9 değerinin 2 sıralı Bessel işleviBessel işlevi Jn(x)’i verir
BESSELKBESSELKMühendislik=BESSELK(1,5, 1)1,5 değerinin 1 sıralı değiştirilmiş Bessel işleviDeğiştirilmiş Bessel işlevi Kn(x)’i verir
BESSELYBESSELYMühendislik=BESSELY(2,5, 1)2,5 değerinin 1 sıralı Weber Bessel işleviBessel işlevi Yn(x)’i verir
BIN2DECBIN2DECMühendislik=BIN2DEC(1100100)İkilik tabandaki 1100100 sayısını onluk tabana dönüştürürİkili bir sayıyı, ondalık sayıya dönüştürür
BIN2HEXBIN2HEXMühendislik=BIN2HEX(11111011, 4)İkilik tabandaki 11111011 sayısını 4 karakterli onaltılık tabana dönüştürürİkili bir sayıyı, onaltılıya dönüştürür
BIN2OCTBIN2OCTMühendislik=BIN2OCT(1001, 3)İkilik tabandaki 1001 sayısını 3 karakterli sekizlik tabana dönüştürürİkili bir sayıyı, sekizliye dönüştürür
ÇEVİRCONVERTMühendislik=ÇEVİR(1; “lbm”; “kg”)1 libre kütleyi kilograma dönüştürür.Bir sayıyı, bir ölçüm sisteminden bir başka ölçüm sistemine dönüştürür
ÇİFTFAKTÖRFACTDOUBLEMühendislik=ÇİFTFAKTÖR(6)6’nın çift faktöriyeli. Çift sayı olan 6 için çift faktöriyel 6*4*2’ye eşdeğerdirBir sayının çift çarpımını verir
DEC2BINDEC2BINMühendislik=DEC2BIN(9, 4)Ondalık 9 sayısını 4 karakterli ikilik tabana dönüştürürOndalık bir sayıyı, ikiliye dönüştürür
DEC2HEXDEC2HEXMühendislik=DEC2HEX(100, 4)100 ondalık değerini 4 karakterli onaltılık tabana dönüştürür (başında iki sıfır ile “doldurulmalıdır”)Ondalık bir sayıyı, onaltılıya dönüştürür
DEC2OCTDEC2OCTMühendislik=DEC2OCT(58, 3)Ondalık 58 sayısını sekizlik tabana dönüştürürOndalık bir sayıyı sekizliğe dönüştürür
DELTADELTAMühendislik=DELTA(5, 4)5’in 4’e eşit olup olmadığını denetlerİki değerin eşit olup olmadığını sınar
HATAİŞLEVERFMühendislik=HATAİŞLEV(0,745)0 ve 0,74500 arasında tamamlanan hata işleviHata işlevini verir
HEX2BINHEX2BINMühendislik=HEX2BIN(“F”;8)Onaltılı F’yi 8 karakterlik (baştaki 4 sıfır “dolgudur”) ikiliye dönüştürürOnaltılı bir sayıyı ikiliye dönüştürür
HEX2DECHEX2DECMühendislik=HEX2DEC(“A5”)Onaltılı A5’i ondalığa dönüştürürOnaltılı bir sayıyı ondalığa dönüştürür
HEX2OCTHEX2OCTMühendislik=HEX2OCT(“F”, 3)Onaltılı F’yi 3 karakterlik sekizliye dönüştürür (baştaki 0 “dolgudur”)Onaltılı bir sayıyı sekizliğe dönüştürür
KARMAŞIKCOMPLEXMühendislik=KARMAŞIK(3;4)Reel ve sanal katsayıları 3 ve 4 olan karmaşık sayıGerçek ve sanal katsayıları, karmaşık sayıya dönüştürür
OCT2BINOCT2BINMühendislik=OCT2BIN(3, 3)Sekizli 3’ü 3 karakterli ikiliğe dönüştürürSekizli bir sayıyı ikiliye dönüştürür
OCT2DECOCT2DECMühendislik=OCT2DEC(54)Sekizli 54’ü onluk biçime dönüştürür.Sekizli bir sayıyı ondalığa dönüştürür
OCT2HEXOCT2OCTMühendislik=OCT2HEX(100, 4)Sekizli 100 sayısını 4 karakterli onaltılı biçime çevirirSekizli bir sayıyı onaltılıya dönüştürür
SANALIMAGINARYMühendislik=SANAL(“0-j”)0-j karmaşık sayısının sanal katsayısıKarmaşık bir sayının sanal katsayısını verir
SANBAĞ_DEĞİŞKENIMARGUMENTMühendislik=SANBAĞ_DEĞİŞKEN(“3+4i”)3+4i’nin radyan cinsinden teta bağımsız değişkeniRadyanlarla belirtilen bir açı olan teta bağımsız değişkenini verir
SANBÖLIMDIVMühendislik=SANBÖL(“-238+240i”,”10+24i”)Formüldeki iki karmaşık sayının bölümüİki karmaşık sayının bölümünü verir
SANCOSIMCOSMühendislik=SANCOS(“1+i”)1+i’nin kosinüsüKarmaşık bir sayının kosinüsünü verir
SANÇARPIMPRODUCTMühendislik=SANÇARP(“3+4i”;”5-3i”)İki karmaşık sayının çarpımıKarmaşık sayıların çarpımını verir
SANÇIKARIMSUBMühendislik=SANÇIKAR(“3+4i”;”5-3i”)İki karmaşık sayının toplamıKarmaşık sayıların toplamını verir
SANEŞLENEKIMCONJUGATEMühendislik=SANEŞLENEK(“3+4i”)3+4i’nin karmaşık eşleniğiKarmaşık bir sayının karmaşık eşleniğini verir
SANGERÇEKIMREALMühendislik=SANGERÇEK(“6-9i”)6-9i’nin gerçek katsayısıKarmaşık bir sayının, gerçek katsayısını verir
SANKAREKÖKIMSQRTMühendislik=SANKAREKÖK(“1+i”)1+i’nin kareköküKarmaşık bir sayının karekökünü verir
SANKUVVETIMPOWERMühendislik=SANKUVVET(“2+3i”,3)2+3i üssü 3 (-46 + 9i)Karmaşık bir sayıyı, bir tamsayı üssüne yükseltilmiş olarak verir
SANLNIMLNMühendislik=SANLN(“3+4i”)3+4i’nin doğal logaritmasıKarmaşık bir sayının doğal logaritmasını verir
SANLOG10IMLOG10Mühendislik=SANLOG10(“3+4i”)3+4i’nin logaritması (10 tabanlı)Karmaşık bir sayının, 10 tabanında logaritmasını verir
SANLOG2IMLOG2Mühendislik=SANLOG2(“3+4i”)3+4i’nin 2 tabanındaki logaritmasıKarmaşık bir sayının 2 tabanında logaritmasını verir
SANMUTLAKIMABSMühendislik=SANMUTLAK(“5+12i”)5+12i mutlak değeriKarmaşık bir sayının mutlak değerini (modül) verir
SANSINIMSINMühendislik=SANSIN(“4+3i”)4+3i karmaşık sayısının sinüsünü verirKarmaşık bir sayının sinüsünü verir
SANTOPLAIMSUMMühendislik=SANTOPLA(“13+4i”,”5+3i”)Formüldeki iki karmaşık sayı arasındaki fark.İki karmaşık sayının farkını verir
SANÜSIMEXPMühendislik=SANÜS(“1+i”)1+i karmaşık sayısının üsteliKarmaşık bir sayının üssünü verir
TÜMHATAİŞLEVERFCMühendislik=TÜMHATAİŞLEV(1)1’in tamamlayıcı HATAİŞLEV işleviTümleyici hata işlevini verir
GÜNDAYTarih ve Saat=GÜN(A2)A2 hücresindeki tarihin günü (15)Seri numarasını, ayın bir gününe dönüştürür
GÜN360DAYS360Tarih ve Saat=GÜN360(A3;A4)360 günlük yıl temelinde, 30.01.2011 ile 01.02.2011 tarihleri arasındaki gün sayısıİki tarih arasındaki gün sayısını, 360 günlük yılı esas alarak hesaplar
HAFTASAYWEEKNUMTarih ve Saat=HAFTASAY(A2,2)09.032012 tarihinin yer aldığı yılda, Pazartesi ile başlayan (ikinci bağımsız değişken, 2) haftaya dayalı olarak yılın hafta numarasıDizisel değerini, haftanın yıl içinde bulunduğu konumu sayısal olarak gösteren sayıya dönüştürür
İŞGÜNÜWORKDAYTarih ve Saat=İŞGÜNÜ(A2,A3)Başlangıç tarihinden itibaren 151 işgünü (30.04.2009)Belirtilen sayıda çalışma günü öncesinin ya da sonrasının tarihinin seri numarasını verir
SERİAYEDTETarih ve Saat=SERİAY(A2;1)A2’deki tarihten bir ay sonra gelen, ayın son gününün tarihiBelirtilen sayıda ay önce veya sonraki ayın son gününün seri numarasını verir
TAMİŞGÜNÜNETWORKDAYSTarih ve Saat=TAMİŞGÜNÜ(A2,A3)Başlangıç (01.10.2012) ve bitiş (01.03.2013) tarihleri arasındaki iş günlerinin sayısıİki tarih arasındaki tam çalışma günlerinin sayısını verir
YILYEARTarih ve Saat=YIL(A3)A3 hücresindeki tarihin yılı (2008)Bir seri numarasını yıla dönüştürür
YILORANYEARFRACTarih ve Saat=YILORAN(A2,A3)Taban bağımsız değişkeni atlanarak, yılın 01.01.2012 ila 30.07.2012 arasındaki kesimiBaşlangıç_tarihi ve bitiş_tarihi arasındaki tam günleri gösteren yıl kesrini verir
ZAMANTIMETarih ve Saat=ZAMAN(A2,B2,C2)Satır 2’de belirtilen zaman için günün ondalık kısmıBelirli bir zamanın seri numarasını verir
ZAMANSAYISITIMEVALUETarih ve Saat=ZAMANSAYISI(“2:24 AM”)Yalnızca belirtilen saatle birlikte günün ondalık bölümüMetin biçimindeki zamanı seri numarasına dönüştürür
VALDGETVeritabanı=VAL(A5:E11, “Verim”, A1:A3)Birden çok kayıt ölçütü karşıladığından #SAYI! hata değeri verirVeritabanından, belirtilen ölçütlerle eşleşen tek bir rapor çıkarır
VSEÇÇARPDPRODUCTVeritabanı=VSEÇÇARP(A5:E11, “Verim”, A1:F3)Yüksekliği 10 ve 16 feet arasında olan elma ağaçlarının ve tüm armut ağaçlarının verimine karşılık gelen ürünKayıtların belli bir alanında bulunan, bir veritabanındaki ölçütlerle eşleşen değerleri çarpar
VSEÇMAKDMAXVeritabanı=VSEÇMAK(A5:E11, “Kar”, A1:F3)Yüksekliği 10 ve 16 arasında olan elma ağaçlarından elde edilen maksimum kar.Seçili veritabanı girişlerinin en yüksek değerini verir
VSEÇMİNDMINVeritabanı=VSEÇMİN(A5:E11, “Kar”, A1:F3)Yüksekliği 10 ve 16 feet arasında olan elma ağaçlarının veya tüm armut ağaçlarından elde edilen minimum kar.Seçili veritabanı girişlerinin en düşük değerini verir
VSEÇORTDAVERAGEVeritabanı=VSEÇORT(A4:E10;”Verim”;A1:B2)Yüksekliği 10’un üzerinde olan elma ağaçlarının ortalama verimiSeçili veritabanı girdilerinin ortalamasını verir
VSEÇSAYDCOUNTVeritabanı=VSEÇSAY(A5:E11, “Yaş”, A1:F2)Yüksekliği 10 ve 16 arasında olan elma ağaçlarını bulur ve bu kayıtlardaki Yaş alanlarının kaç tanesinin sayı içerdiğini sayarVeritabanında sayı içeren hücre sayısını hesaplar
VSEÇSAYDOLUDCOUNTAVeritabanı=VSEÇSAYDOLU(A4:E10, “Kar”, A1:F2)A sütununda “Elma” bulunan ve yüksekliği >10 ile <16 olan satırları sayar (1). Bu üç koşula uyan tek satır 8. satırdır.Veritabanındaki boş olmayan hücreleri sayar
VSEÇSTDSAPMADSTDEVVeritabanı=VSEÇSTDSAPMA(A5:E11;”Verim”;A1:A3)A5:E11’deki veriler, toplam meyve bahçesi popülasyonunun yalnızca bir örneğiyse, elma ve armut ağaçlarının veriminin tahmini standart sapmasıSeçili veritabanı girişlerinden oluşan bir örneğe dayanarak, standart sapmayı tahmin eder
VSEÇSTDSAPMASDSTDEVPVeritabanı=VSEÇSTDSAPMAS(A5:E11, “Verim”, A1:A3)Veritabanındaki veriler tüm popülasyonu temsil ediyorsa, elma ve armut ağaçlarından sağlanan verimin gerçek standart sapmasıStandart sapmayı, seçili veritabanı girişlerinin tüm popülasyonunu esas alarak hesaplar
VSEÇTOPLADSUMVeritabanı=VSEÇTOPLA(A4:E10,”Kar”,A1:A2)Elma ağaçlarından elde edilen toplam kar (satır 5, 8 ve 10)Kayıtların alan sütununda bulunan, ölçütle eşleşen sayıları toplar
VSEÇVARDVARVeritabanı=VSEÇVAR(A4:E10, “Verim”, A1:A3)Veritabanındaki veriler toplam meyve bahçesi popülasyonunun yalnızca bir örneğiyse, elma ve armut ağaçlarının veriminin tahmini sapmasıSeçili veritabanı girişlerinden oluşan bir örneği esas alarak farkı tahmin eder
VSEÇVARSDVARPVeritabanı=VSEÇVARS(A4:E10, “Verim”, A1:A3)Veritabanındaki veriler tüm meyve bahçesi popülasyonunu temsil ediyorsa, elma ve armut ağaçlarının veriminin gerçek sapmasıSeçili veritabanı girişlerinin tüm popülasyonunu esas alarak farkı hesaplar

 

Yukarıdaki ileri excel formülleri tabloyu indirmek isterseniz aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.

İleri Excel formülleri-224 excel formülü

 

Siz en çok hangisini kullanıyorsunuz?

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Excel formülleri: En Sık kullanılan 100 Excel formülü ve İngilizcesi

Bu makalede MS excel formüllerinin en çok kullanılan 100 tanesini inceleyeceğiz.

Microsoft Excel, verilerle çalışmak için başvurulan bir araçtır. MS Excel şirketin kalbi gibidir.

MS excel İş ortamında en çok kullanılan programdır.

Büyük popülaritesi göz önüne alındığında, Excel’i kullanmayan muhtemelen bir avuç insan vardır. Excel, günümüzde sektörlerde yaygın olarak kullanılan, raporlar oluşturmak ve hesaplama yapmak için hazırlanmış bir yazılımdır.

Excelin en çarpıcı özelliklerinden biri meşhur excel formülleridir. Excelde 400+ üzerinde formül bulunur. 400+ formülün hepsi günlük hayatta sık sık kullanılmayabilir. MS excel Finansal, istatistiksel, trigonometri gibi bir çok teknik alanda excel formülleri sunuyor. En sık kullanılan 100 excel formülüne odaklanır ve öğrenirseniz excel, hayatınıza çok hızlı şekilde girer.

 

Excel formülü nedir?

Microsoft Excel formülü, bir hücre aralığındaki değerler üzerinde işlem yapan bir ifadedir. Bu excel formülleri, hata olsa bile bir sonuç gösterir. Excel formülleri toplama, çıkarma, çarpma ve bölme gibi hesaplamalar yapmanızı sağlar.

Bunlara ek olarak, excel’de bir hücre aralığı için ortalamaları bulabilir ve yüzdeleri hesaplayabilir, tarih ve saat değerlerini değiştirebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz.

Excel formülleri sayesinde basit 4 işlemden 10.000 satırlık tabloların karşılaştırması ve iç içe hesaplaması gibi karmakarışık işlemleri yapabilirsiniz.

Excel formülü nasıl yazılır;

  • Bir hücre seçin.
  • Eşittir işareti girmek için hücreyi tıklatın ve = yazın.
  • Formülü yazın
  • Formülün mantıksal verilerini girin
  • Enter tuşuna basın.

Bir excel formülü şu şekilde görünebilir;

=DÜŞEYARA(A4;B5:F100;3;YANLIŞ)

veya

=EĞER(A3>2;”İYİ”;”KÖTÜ”)

En sık kullanılan 100 excel formülü

Veri kümesi üzerinde ne tür bir işlem yapmak istediğinize bağlı olarak çok sayıda Excel formülü ve işlevi vardır.

Matematiksel işlemler, karakter-metin fonksiyonları, tarih ve zaman ve arama kategorilerindeki excel formüllerini inceleyeceğiz.

Şimdi bilmeniz gereken en iyi 100 Excel formülüne bakalım. Bu makalede, 100 Excel formülünü işlemlerine göre kategorize ettik.

Microsoftun belirlediği en sık kullanılan 10 excel formülü ile başlayacağız, ardından diğer sık kullanılan 90 excel formülünü inceleyeceğiz.

En sık kullanılan 10 Excel formülü

KategoriExcel FormülüExcel Formülü İngilizcesiAçıklamaÖrnek Excel Formül yazımıÖrnek Excel Formül açıklama
Arama ve BaşvuruARALOOKUPBir vektördeki veya dizideki değerleri arar=ARA(C2;D2:D6;E2:E6)c2 hücresi içerisindeki yazılan değeri, d sütununda d2:d6 arasındaki hücrelerde arar. Bulursa e sütununda e2:e6 arasında karşılık gelen satırdaki değeri bulur ve yazar. Değer yoksa/boşsa yazar.
Arama ve BaşvuruDÜŞEYARAVLOOKUPBir dizinin ilk sütununa bakar ve bir hücrenin değerini vermek için satır boyunca hareket eder=DÜŞEYARA(A4;B5:F100;3;YANLIŞ)a4 hücresi içerisindeki yazılan değeri, b sütununda b5:b100 arasındaki hücrelerde yukarıdan aşağıya doğru arar. Bulursa b sütununda itibaren üçüncü sütun olan d sütununda d5:d100 arasında karşılık gelen satırdaki değeri bulur ve yazar. Değer yoksa/boşsa yazar.
Arama ve BaşvuruELEMANCHOOSEDeğerler listesinden bir değer seçer=ELEMAN(4;B2;B3;B4;B5)
Arama ve BaşvuruİNDİSINDEXBaşvurudan veya diziden bir değer seçmek için, bir dizin kullanır=İNDİS(A2:B3,2,2)Aralıktaki ikinci satırın ve ikinci sütunun kesişimindeki değer A2:B3.
Arama ve BaşvuruKAÇINCIMATCHBir başvurudaki veya dizideki değerleri arar=KAÇINCI(39,B2:B5,1)Tam eşleştirme olmadığından, B2:B5 aralığında aranan değerin altındaki değerin (38) konumunu verir.
MantıksalEĞERIFGerçekleştirilecek bir mantıksal sınama belirtir=EĞER(A3>2;”İYİ”;”KÖTÜ”)A3 hücresindeki sayı 2 den büyükse İYİ
değilse KÖTÜ yazar.
Matematik ve TrigonometriTOPLASUMBağımsız değişkenlerini toplar=TOPLA(A2:A10)A2′den A10′a kadar olan tüm hücrelerin değerlerini toplar.
MetinBULFINDBu formül, BO1 hücresinde bulunan metindeki “e” harfinin konumunu bulur.=BUL(“e”, BO1)
Tarih ve SaatGÜNSAYDAYSİki tarih arasındaki gün sayısını verir=GÜNSAY(A2;A3)A2’deki bitiş tarihi ve A3’teki başlangıç tarihi arasındaki gün sayısını (364) bulur.
Tarih ve SaatTARİHDATEBelirli bir tarihin seri numarasını verir=TARİH(C2,A2,B2)

 

En sık kullanılan 100 Excel formülü (11-100 arası)

KategoriExcel FormülüExcel Formülü İngilizcesiAçıklamaÖrnek Excel Formül yazımıÖrnek Excel Formül açıklama
Arama ve BaşvuruADRESADDRESSBir başvuruyu, çalışma sayfasındaki tek bir hücreye metin olarak verir=ADRES(2;3;2;YANLIŞ)
Arama ve BaşvuruALANSAYAREASBir başvurudaki alan sayısını verir=ALANSAY(B2:D4)
Arama ve BaşvuruDEVRİK_DÖNÜŞÜMTRANSPOSEBir dizinin devrik dönüşümünü verir=DEVRİK.DÖNÜŞÜM(A1:B4)Dikey bir hücre aralığını yatay aralığa (veya tersine) dönüştürür.
Arama ve BaşvuruDOLAYLIINDIRECTMetin değeriyle belirtilen bir başvuru verir=DOLAYLI(A3)
Arama ve BaşvuruKAYDIROFFSETVerilen bir başvurudan, bir başvuru kaydırmayı verir=KAYDIR(D3,3,-2,1,1)
Arama ve BaşvuruKÖPRÜHYPERLINKBir ağ sunucusunda, bir intranette ya da Internet’te depolanan bir belgeyi açan bir kısayol ya da atlama oluşturur=HYPERLINK(“http://ornek.microsoft.com/Yıllık Rapor.docx]ÜçAylıkKar”, “Üç Aylık Kar Raporu”)
Arama ve BaşvuruÖZETVERİALGETPIVOTDATABir Özet Tablo raporunda saklanan verileri verir=ÖZETVERİAL(“Satış”,A3)
Arama ve BaşvuruSATIRROWBir başvurunun satır sayısını verir=SATIR(C10)
Arama ve BaşvuruSATIRSAYROWSBir başvurudaki satırların sayısını verir=SATIRSAY(A5:A55)A5 ila A55 arasında kaç satır varsa sayar.
Arama ve BaşvuruSÜTUNCOLUMNBir başvurunun sütun sayısını verir=SÜTUN(D10)Örneğin, =SÜTUN(D10) formülü 4 döndürür çünkü D sütunu dördüncü sütundur.
Arama ve BaşvuruSÜTUNSAYCOLUMNSBir başvurudaki sütunların sayısını verir=SÜTUNSAY(A1:H1)a1 ila h1 arasında kaç sütün varsa sayar. Formül =SÜTUNSAY(A:H) şeklinde de yazılabilir.
Arama ve BaşvuruYATAYARAHLOOKUPBir dizinin en üst satırına bakar ve belirtilen hücrenin değerini verir=YATAYARA(B3;B4:D13;6;YANLIŞ)b3 hücresinde yazan değeri, b4:d4 arasındaki yatay hücrelerde arar. Bulduğunda bu hücre bir olmak şartıyla hücreden aşağıya doğru altıncı hücredeki değeri bulur ve yazar. Değer yoksa/boşsa yazar.
BilgiEBOŞSAISBLANKDeğer boşsa, DOĞRU verir=EBOŞSA(A2)A2 hücresinin boş olup olmadığını denetler
BilgiEĞERHATAISERRFormül hata değerlendiriyorsa belirttiğiniz değeri döndürür; aksi taktirde formül sonucunu döndürür=EĞERHATA(H94>0;0)
BilgiEHATALIYSAISERRORDeğer, herhangi bir hata değeriyse, DOĞRU verir=EHATALIYSA(A4)A4 hücresindeki #BAŞV! değerinin hata değeri olup olmadığını denetler.
BilgiEMETİNSEISTEXTDeğer bir metinse DOĞRU verir=EMETİNSE(A3)
FinansalAİÇVERİMORANIXIRRDönemsel olması gerekmeyen bir para akışları programı için, iç verim oranını verir=AİÇVERİMORANI(A3:A7, B3:B7, 0.1)
FinansalANBDXNPVDönemsel olması gerekmeyen bir para akışları programı için, bugünkü net değeri verir=ANBD(.09, A2:A6, B2:B6)
FinansalBDPVBir yatırımın bugünkü değerini verir=BD(A3/12, 12*A4, A2, , 0)
FinansalDABVDBBir malın amortismanını, belirlenmiş ya da kısmi bir dönem için, bir azalan bakiye yöntemi kullanarak verir=DAB(A2, A3, A4*365, 0, 1)
FinansalDEVRESEL_ÖDEMEPMTBir yıllık dönemsel ödemeyi verir=DEVRESEL_ÖDEME(A2/12,A3,A4)
FinansalGDFVBir yatırımın gelecekteki değerini verir=GD(A2/12;A3;A4;A5;A6)
FinansalİÇ_VERİM_ORANIIRRBir para akışı serisi için, iç verim oranını verir=İÇ_VERİM_ORANI(A2:A6)
FinansalNBDNPVBir yatırımın bugünkü net değerini, bir dönemsel para akışları serisine ve bir indirim oranına bağlı olarak verir=NBD(A2, A3, A4, A5, A6)
FinansalTOPANAPARACUMPRINCİki dönem arasında bir borç üzerine ödenen birikimli anaparayı verir=TOPANAPARA(A2/12;A3*12;A4;13;24;0)Ödemelerin ikinci yılında, 13. dönemden 24. döneme kadar ödenen toplam anapara
FinansalTOPÖDENENFAİZCUMIMPTİki dönem arasında ödenen kümülatif faizi verir=TOPÖDENENFAİZ(A2/12;A3*12;A4;13;24;0)
İstatistikselBAĞ_DEĞ_DOLU_SAYCOUNTABağımsız değişkenler listesinde kaç tane değer bulunduğunu sayar=BAĞ_DEĞ_DOLU_SAY(F44:F50)f44 ila f50 arasındaki rakam yada metin olsun dolu tüm hücrelerin sayısını bulur.
İstatistikselBAĞ_DEĞ_SAYCOUNTBağımsız değişkenler listesinde kaç tane sayı bulunduğunu sayar=BAĞ_DEĞ_SAY(N12:N18)
İstatistikselBOŞLUKSAYCOUNTBLANKAralıktaki boş hücre sayısını hesaplar=BOŞLUKSAY(F38:H49)f38 den h49 arasındaki hücrelerden kaç tanesinin boş olduğunu sayar.
İstatistikselDÖRTTEBİRLİKQUARTILEVeri kümesinin dörtte birliğini verir=DÖRTTEBİRLİK(A2:A9,1)Veri kümesinin dörtte birini verir. Dörttebirlikler genellikle, popülasyonları gruplara bölmek için satışlarda ve araştırma verilerinde kullanılır.
İstatistikselEĞERSAYCOUNTIFVerilen ölçütlere uyan bir aralık içindeki boş olmayan hücreleri sayar=EĞERSAY(F38:H49;”>0″)f38 den h49 arasındaki hücrelerden kaç
tanesinde sıfırdan büyük sayı olduğunu bulur.
İstatistikselENÇOK_OLANMODEVeri kümesindeki en sık rastlanan değeri verir=ENÇOK_OLAN(A2:A20)
İstatistikselGEOORTGEOMEANGeometrik ortayı verir.=GEOORT(F20:F24)
İstatistikselMAKMAXBir bağımsız değişkenler listesindeki en büyük değeri verir=MAK(E23:G25)e23 ila g25 arasındaki en büyük sayıyı bulur ve yazar.
İstatistikselMİNMINBir bağımsız değişkenler listesindeki en küçük değeri verir=min(E23:G25)e23 ila g25 arasındaki en küçük sayıyı bulur ve yazar.
İstatistikselORTALAMAAVERAGEBağımsız değişkenlerinin ortalamasını verir=ORTALAMA(A2:A20)Dolu hücrelerdeki rakamları toplar. Dolu hücre sayısına böler. Sıfır rakamı ile negatif sayıları dikkate alır. Boş
hücreleri dikkate almaz.
İstatistikselORTANCAMEDIANBelirtilen sayıların orta değerini verir=ORTANCA(A2:A6)A2:A6 aralığındaki 5 sayının ortancası. 5 değer olduğundan üçüncü olan ortancadır.
İstatistikselRANKRANKSayılar listesinde bir sayının düzeyini verir=RANK(A3,A2:A6,1)
İstatistikselSTDSAPMASTDEVBir örneğe dayanarak standart sapmayı tahmin eder=STDSAPMA(A3:A12)
İstatistikselSTDSAPMASSTDEVPStandart sapmayı tüm popülasyona bağlı olarak hesaplar=STDSAPMAS(A3:A12)
İstatistikselYÜZDEBİRLİKPERCENTILEBir aralık içerisinde bulunan değerlerin k sırasındaki frekans toplamını verir=YÜZDEBİRLİK(dizi,k)
MantıksalDEĞİLNOTBağımsız değişkeninin mantığını tersine çevirir=DEĞİL(A2>100)
MantıksalVEANDBütün bağımsız değişkenleri DOĞRU ise, DOĞRU verir=VE(A2>1,A2<100)
MantıksalYADAORBağımsız değişkenlerden herhangi birisi DOĞRU ise, DOĞRU verir=YADA(A2>1,A2<100)
MantıksalYANLIŞFALSEYANLIŞ mantıksal değerini verir=YANLIŞ()
MantıksalDOĞRUTRUEDOĞRU mantıksal değerini verir=DOĞRU()
Matematik ve TrigonometriALTTOPLAMSUBTOTALListedeki ya da veritabanındaki bir alt toplamı verir=ALTTOPLAM(1,A2:A5)İlk bağımsız değişken olarak 1 kullanılarak, A2:A5 hücrelerinin alt toplamının ortalaması.
Matematik ve TrigonometriAŞAĞIYUVARLAROUNDDOWNBir sayıyı, daha küçük sayıya, sıfıra yakınsayarak yuvarlar=aşağıyuvarla(C7;2)Formüldeki 2 rakamı, ondalık basamak sayısını ifade eder. Örnek: 150,999 ise 150,99 olarak yazar.
Matematik ve TrigonometriBÖLÜMQUOTIENTBölme işleminin tamsayı kısmını verir=225/15Bir sabit rakamı bir başka sabit rakama
böler.
Matematik ve TrigonometriÇARPIMPRODUCTBağımsız değişkenlerini çarpar=35*45
Matematik ve TrigonometriÇıkarmaİki sayıyı birbirinden çıkarır, farkını bulur.=200-25
Matematik ve TrigonometriÇİFTEVENBir sayıyı, en yakın daha büyük çift tamsayıya yuvarlar=çift(E2)Üst ilk çift sayıya yuvarlar. Örnek 1,2 ise
2 olarak yazar.
Matematik ve TrigonometriETOPLASUMIFVerilen ölçütle belirlenen hücreleri toplar=ETOPLA(D2:D5;”>0″)D2 ila D3 arasındaki değerlerden yalnızca sıfır rakamından büyük olanları toplar.
Matematik ve TrigonometriKYUVARLAMROUNDİstenen kata yuvarlanmış bir sayı verir=KYUVARLA(10, 3)10’u 3’ün en yakın katına yuvarlar.
Matematik ve TrigonometriMODMODBölmeden kalanı verir=MOD(E5;F5)Bir sayının diğer bir sayıya bölünmesi sonucu kalanı verir. Formülde e5 bölünen, f5 bölendir. Örnek: 10 rakamının 3 rakamına bölünmesinde kalan 1 dir.
Matematik ve TrigonometriNSATTRUNCBir sayının, tamsayı durumuna gelecek şekilde, fazlalıklarını atar=NSAT(E5;E7)Bir sayının ondalık kısmını istenilen düzeyde kaldırarak tamsayıya yuvarlar. Örnek: e5 10,55555 ise, e7 ondalık basamak sayısı olup 2 olursa sonuç olarak 10,55 yazar.
Matematik ve TrigonometriRASTGELEARADARANDBETWEENBelirttiğiniz sayılar arasında rastgele bir sayı verir=RASTGELEARADA(1,100)1 ve 100 arasında rastgele bir sayı (değişkenlik gösterir)
Matematik ve TrigonometriS_SAYI_ÜRETRAND0 ile 1 arasında rastgele bir sayı verir=S_SAYI_ÜRET()0’dan büyük veya ona eşit ve 1’den küçük rastgele bir sayı
Matematik ve TrigonometriTABANAYUVARLAFLOORBir sayıyı, daha küçük sayıya, sıfıra yakınsayarak yuvarlar=TABANAYUVARLA(3,7;2)3,7’yi 2’nin en yakın katına aşağı yuvarlar.
Matematik ve TrigonometriTAMSAYIINTBir sayıyı aşağıya doğru en yakın tamsayıya yuvarlar=TAMSAYI(D3)Tüm kesirleri atarak tam sayı kısmını rakam olarak yazar.
Matematik ve TrigonometriTAVANAYUVARLACEILINGBir sayıyı, en yakın tamsayıya ya da en yakın katına yuvarlar=tavanayuvarla(C7;5)c7 hücresindeki sayıyı, 5 tam sayısı yada katlarına yuvarlar. Örnek: Değer 1,25 ise 5 olarak yazar. 8,00 ise 10
olarak yazar.
Matematik ve TrigonometriTEKODDBir sayıyı en yakın daha büyük tek sayıya yuvarlar=TEK(E2)En yakın üst tek tamsayıya yuvarlar.
Örnek 1,2 ise 3 olarak yazar.
Matematik ve TrigonometriTOPLA.ÇARPIMSUMPRODUCTİlişkili dizi bileşenlerinin çarpımlarının toplamını verir=TOPLA.ÇARPIM(dizi1, [dizi2], [dizi3], …)TOPLA.ÇARPIM işlevi, karşılık gelen aralıkların veya dizilerin ürünlerinin toplamını döndürür. Varsayılan işlem çarpma işlemidir, ancak toplama, çıkarma ve bölme de mümkündür.
Matematik ve TrigonometriYUKARIYUVARLAROUNDUPSayıyı daha büyük sayıya, sıfırdan uzaklaşarak yuvarlar=yukarıyuvarla(C7;2)Formüldeki 2 rakamı, ondalık basamak
sayısını ifade eder. Örnek: 13,551 ise 13,56 olarak yazar.
Matematik ve TrigonometriYUVARLAROUNDBir sayıyı, belirtilen basamak sayısına yuvarlar=yuvarla(C7;2)Formüldeki 2 rakamı, ondalık basamak sayısını ifade eder. Örnek: 13,551 ise 13,56 olarak yazar. 13,555 ise 13,56
olarak yazar.
MetinBİRLEŞTİRCONCATENATEPek çok metin öğesini bir metin öğesi olarak birleştirir=BİRLEŞTİR(A25;” “;F25)A25 hücresindeki değer ile F25 hücresindeki metni birleştirir. Arasına bir karakter boşluk koyar. Boşluk çift tırnak içinde gösterilmelidir.
MetinBÜYÜKHARFUPPERMetni büyük harfe çevirir=BÜYÜKHARF(D1)D1 hücresindeki metni büyük harflerle
yazar.
MetinDEĞİŞTİRREPLACEBu formül, BQ1 hücresindeki metnin 3. konumundan başlayarak 2 karakteri “xyz” metniyle değiştirir.=DEĞİŞTİR(BQ1, 3, 2, “xyz”)
MetinKIRPTRIMMetindeki boşlukları kaldırır=KIRP(O36)O36 hüçresindeki gereksiz boşluk karakterleri temizler
MetinKÜÇÜKHARFLOWERMetni küçük harfe çevirir=KÜÇÜKHARF(B19)Büyük alfabe harfleriyle yazılmış metni küçük alfabe harflerine çevirir.
MetinMBULSEARCHN41 hücresinde yazdığınız metnin bulunduğu ilk karakterin sırasını gösterir.=MBUL(“sayı”;N41;1)N41 hücresinde yazdığınız metnin bulunduğu ilk karakterin sırasını gösterir.
MetinMETNEÇEVİRTEXTSayıyı biçimlendirir ve metne dönüştürür=METNEÇEVİR(E55;”0.0,00″)e55 hücresindeki sayıyı metne çevirir. Birleştirme formülü uygulamalarında sağdaki sıfır değerleri sayı formatında iken ortadan kalkmaktadır. Örnek: 25,40 sayısı 25,4 olmaktadır. Metne çevirip birleştirme formülünde kullanırsak 25,40 metin formatlı sayı değişmemektedir.
MetinÖZDEŞEXACTİki metin değerinin özdeş olup olmadığını anlamak için, değerleri denetler=ÖZDEŞ(A2;B2)
MetinPARÇAALMIDe49 hücresinde yazan yazının soldan birinci elemanından itibaren dört adet harfi al anlamına  gelir.  Örnek:  e49  hücresinin içerisinde  DENİZLİ yazıyorsa DENİ yazacaktır. Formül; =PARÇAAL(E49;2;4) şeklinde olsaydı ENİZ  yazacaktı.=PARÇAAL(E49;1;4)
MetinSAĞDANRIGHTb45 hücresinde yazan değerin sağdan 3 tanesini al demektir. Örnek:  b45 hücresinde  AHMET  yazılı olsa  buraya MET yazacaktır.=SAĞDAN(B45;3)
MetinSAYIYAÇEVİRVALUEMetin bağımsız değişkenini sayıya dönüştürür=SAYIYAÇEVİR(E44)
MetinSOLDANLEFTb45  hücresinde  yazan  yazının  soldan  3 tanesini al demektir. Örnek: b45 hücresinde  AHMET  yazılı olsa  buraya AHM yazacaktır.=SOLDAN(B45;3)
MetinUZUNLUKLENA8 hücresindeki metnin kaç karakterden
oluştuğunu bulur.
=UZUNLUK(A8)
MetinYAZIM.DÜZENİPROPERBir metin değerinin her bir sözcüğünün ilk harfini büyük harfe çevirir=YAZIM.DÜZENİ(d20)Baş harfleri büyük diğer harfleri küçük yazar. ALİ BİZE GELDİ. yi Ali Bize Geldi. Şeklinde yazar.
MetinYERİNEKOYSUBSTITUTEBir metin dizesinde, eski metnin yerine yeni metin koyar=YERİNEKOY(BN1, “Apple”, “Orange”)Bu formül BN1 hücresindeki “Apple” metnini “Orange” metni ile değiştirir.
MetinYİNELEREPTMetni belirtilen sayıda yineler=YİNELE(“-“,10)10 kez tire (-) işareti görüntüler.
Tarih ve SaatAYMONTHBir seri numarasını aya dönüştürür=AY(A2)
Tarih ve SaatBUGÜNTODAYBu günün tarihini 10.05.2013 şeklinde tarih formatlı olarak yazar.=bugün()
Tarih ve SaatDAKİKAMINUTEBir seri numarasını dakikaya dönüştürür=DAKİKA(E29)
Tarih ve SaatHAFTANINGÜNÜWEEKDAYBir seri numarasını, haftanın gününe dönüştürür=HAFTANINGÜNÜ(E27;2)Formüldeki e27 tarihi ifade eder. 2 ise haftanın Pazartesi günü ile başladığını ifade etmektedir. 1olsaydı haftanın Pazar günü başladığını ifade edecekti. Bu duruma göre formül sonucunda 1 yazarsa gün Pazartesi, 2 yazarsa Salı anlamına gelir…
Tarih ve SaatSAATHOURBir seri numarasını saate dönüştürür=SAAT(E30)
Tarih ve SaatSANİYESECONDBir seri numarasını saniyeye dönüştürür=SANİYE(E31)
Tarih ve SaatSERİTARİHEOMONTHBaşlangıç tarihinden itibaren, belirtilen ay sayısından önce veya sonraki tarihin seri numarasını verir=SERİTARİH(A2;2)
Tarih ve SaatŞİMDİNOWGeçerli tarihin ve saatin seri numarasını verir=ŞİMDİ()
Tarih ve SaatTARİHSAYISIDATEVALUEMetin biçimindeki bir tarihi seri numarasına dönüştürür=TARİHSAYISI(“1/1/2008”)

 

Excel dosyalarını aşağıdaki dosyalardan indirebilirsiniz.

En sık kullanılan temel 100 excel formülü excel dosyası indir

İleri düzey excel formülleri excel dosyası indir

 

Sonuç olarak

Excel, veri analizi ve raporlama için gerçekten güçlü bir elektronik tablo uygulamasıdır. Excel bilgisi birçok kariyeri şekillendirmede oldukça etkilidir. Bu makaleyi okuduktan sonra, görevlerinizi daha iyi ve daha hızlı gerçekleştirmenize yardımcı olacak önemli Excel formüllerini öğrenmiş olacaksınız.. Sayısal, metin, veri-zaman ve gelişmiş Excel formülleri ve fonksiyonlarını inceledik. Hepsini hayatınıza kattığınızda iş yapışınızda gözle görülür ivmelenme ve hatta zıplama yaşayacaksınız.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

NARSİST NEDİR? NARSİSTLERİ TANIMANIZ İÇİN 78 KRİTİK GERÇEK

“Hep kendinden bahsediyor”

“Hiç duygularımı anlamıyor”

“Hiç eleştiriye gelemiyor”

“Havalı ama içi boş”

“Sürekli eleştiriyor”

“İlişkimiz çok hızlı başladı, sonra kötüleşti ve şimdi bırakamıyorum” gibi tespitleri yaptığınız arkadaşınız oldu mu?

Belki de narsist bir arkadaşınız var ve kendinize bile itiraf edemediğiniz özgüveninizi ve enerjinizi emen biriyle aynı ortamdasınız.

Narsistlik tedavisi olsa da çok ciddi bir hastalıktır. Kendinizi uzak tutmanız gerekir. Arkadaşınızın narsist olduğunu tespit etmeniz için narsistlerin özelliklerini iyi bilmelisiniz.

Narsist kişilik nedir?

Sigmund Freud’a göre narsizm “ dış dünyadan soyutlanan libidonun yani cinsel enerjinin egoya yani kişinin kendisine yönlendirilmesi durumudur.

Yani bir narsist tüm cinsel gücünü kendi imajına ve statüye harcayıp ilişkilerini kısa tutar. Bir narsistin ortalama ilişki süresi 4 ay derler.

Derin utanç ve terkedilme duygularını kapatmak için onlar yok gibi davranırlar. Duygularını kapattığından empati de yapamaz. Duygusuz hayat onlara zayıflık getirir

Harvard Tıp Okulu’ndan Psikolog Craig Malkin’e göre, “ Yanında başka biri varken duygularıyla hareket etmek durumunda kalmak narsistler için başarısızlıktır. Çünkü o zaman arkadaşları, ailesi veya eşleri tarafından duygusal olarak etkilenilebilecek biri olarak algılanabilirler.” diyor.

 

Narsistler kendilerini başka taraflarda güçlü tutmaya çalışırlar.

Narsistler;

  • Kendine âşıktırlar.
  • Oldukça zekidirler.
  • Oyunu kuralına göre oynar.
  • Nabza göre şerbet verir.
  • İnsanları iyi gözlemleyip zayıf noktalarından vurur.
  • Enerji vampiridirler. Sizi tüketirler.
  • Kendileri asla psikoloğa gitmez, narsistlerin hasta ettikleri psikoloğa gider.
  • Erkeklerde yaygın gibi gözükür ama kadınlarda da çok yaygındır.
  • Narsist anneler kızlarına zulüm edip kendine bağımlı hale getirebilir.

 

Bir narsist tanıyorsanız, …kaçıııınnnn…

Narsistleri çeşitleri

Psikologlara göre narsistliğin iki çeşidi var:

  • Dışa dönük narsist: Agresif, sesi çok çıkan tiplerdir.
  • İçe dönük narsist: Daha içe kapanık, daha hassas, korunmasız, sinsi ve endişeli kişilerdir.

Her iki çeşit narsistin de ortak özellikleri kibir, ukalalık ve diğerlerini saymayıp sadece kendine odaklanmalarıdır.

Narsislerin farklı ortamlarda özellikleri

Narsist ebeveyn özellikleri

1- Gaslighting uygularlar. Gaslighting narsistlerin en çok kullandığı manüpülasyon aracıdır. Çok dikkatli olun. Kendinizi geliştirmenizi ve mutlu olmanızı engelleyecek şeyler yaparlar. Sevdiğiniz eşyayı saklamak, yaptığınız şeyi küçümsemek, laf sokmak bunlardan bazılarıdır. Gaslighting (1940) filmini izlerseniz diyaloglardan çok daha kolay anlayabilirsiniz. Gaslightinge uğradığınızı şuradan anlayabilirsiniz;

  • Sürekli bir kontrol altında tutma isteği yaşarlar.
  • Erişemedikleri bir hedef olduklarında veya bir sır sakladıklarında uygularlar.
  • İstemedikleri duygularını tetikleyecek insanları kendinden uzak tutmak için kullanırlar.
  • Size uyguladığı gaslightingi dışarıdan biri çözebilir diye sizi dışarıdan biriyle görüştürmek istemez.
  • Kendilerini ve sınırları koruyabilmek için inanılmaz bilgi toplarlar, kendilerini yetiştirirler.
  • Amacı sizin düşünmenize fırsat vermemek.
  • Her suçlamada sizi hazırlıksız yakalarlar. Siz de gelecek hayatınızda sürekli bir şeylere hazırlıksız yakalanma korkusu yaşarsınız.
  • Size ne kadar katlanacağını sorguladığını söyler dururlar.
  • Küçük küçük gaslightinglerden edindiğiniz izlenim her an başınıza daha büyüğü gelebilir hissidir.
  • Yaptığınız her şeyin yanlış olduğunu düşünürsünüz.
  • Karşı taraf nefes aldığınız için bile sizi suçlar hale gelmiştir.
  • Kendi başınıza karar alırsanız karşı tarafın kızmasından korkarsınız.
  • Ufacık kararlarda bile gaslightingciden onay almaya çalışırsınız.
  • Verdiğiniz tepkilerin doğru mu yanlış mı olup olmadığını bilemezsiniz.
  • Bir şeylerin yanlış olduğunu bilirsiniz ama neyin yanlış olduğunu bilemezsiniz.
  • Bir şey ters gittiğinde kendi suçunuz olduğunu düşünürsünüz.
  • Siz haklı olsanız bile aman o haklı olsun da benim rahatım bozulmasın diye veya uzatmamak için tepki vermezsiniz.
  • Ufacık şeylerde bile karşı taraf kızmasın diye yalan söylersiniz. Yeter ki tepki vermesin.
  • Öncekine göre daha endişeli ve özgüvensiz hissedersiniz.
  • Önceden bildiğiniz kişi değilsinizdir.
  • Hayat enerjiniz sönmüş, karamsar mutsuz bir hale gelmişsinizdir.
  • Siz daha çok özür dileyen taraf olursunuz.

 

Gaslighting örnekleri;

Siz ufak bir eleştiride bulunsanız hemen ayağa kalkar ve aşırı tepki verir, siz de kendinizden şüphe edersiniz. Örneğin;

  • Sizi aşağılarlar, mesela “şişmansın” derler, siz “beni üzüyorsun” dersiniz, o da “özür dilerim” demez, “seni düşünmemi bile istemiyorsun, ne kadar aptalsın” der. Sizi aşağılayarak bastırmak isterler. Siz de sizi düşündüğünüze bir şekilde kendinizi ikna edersiniz. O ilişkiden çıkmak istemediğiniz için buna maruz kalmayı istersiniz.
  • Sizin kendinizden şüphe ettirmek için başka insanları referans olarak kullanırlar. Mesela siz bir şeyden sitem edersiniz. O da şöyle tepki verir. “Annenle konuştuk o da seni sevmiyor” veya “Geçende arkadaşınla konuştuk o da senin sorunlu bir tip olduğunu düşünüyor” gibi.
  • Başka bir örnek; narsist insan size aşırı tepki verir, bağırır çağırır ama 2-3 dakika sonra sanki hiçbir şey yokmuş gibi konuşmaya sakin devam eder. Siz de ne olduğunu anlamazsınız.
  • Kendinizden şüphe etmeye başladığınız için kendi başınıza karar vermekte zorlanırsınız. Sizi gaslightinge uğratan kişinin iznine başvurmak zorunda hissedersiniz. İçe kapanırsınız, sosyalleşmek ve kendinizi anlatmak istemeyebilirsiniz.

2- Sizden daha iyi bildiğini mutlaka hissettirir. Hep kendisi hakkında konuşur ve sizi pek diyaloga dahil etmez. Kendi fikirlerinizin ve hislerinizin

Mother Scolding A Disrespectful Child

duyulduğundan emin olmazsınız. Bir şey söylediğinizde ve narsist bunu onaylamazsa yorumlarınız ya düzeltilir, ya dinlenmez veya reddedilir.

“Babamın en favori görüşü şuydu; “ama…” “aslında…” veya “senin yaptığından daha iyisi var….” Her zaman daha fazla bildiğini hissettirirdi.

― Anonim

3- Erkek çocuktan annesini kıskanır. Erkek çocuk annesine sürekli ilgiliyse narsist bir baba anneden çocuğu uzak tutmaya çalışabilir veya anne çocuk ilişkisinden tamamen kendini uzak tutabilir.

4- Narsistik babalar çocuklarını şu şekilde hissettirir; Yardımsız, korkmuş, aşağılanmış, güçsüzlükten delirmiş.

5- Çocuklar ya narsist olurlar ya bağımlı olurlar. Aldıkları mesaj bir şekilde yetersiz oldukları ve babasının isteklerini yerine getiremedikleridir. Annesi tarafından sevilmiş olsa da sevilmeye değer olmadığını düşünürler.

Ben şunu keşfettim. Narsist ve bağımlı zinciri aileden çocuğa geçer. Eğer bu zincir kırılmazsa nesiller boyu devam edebilir.

 

Franz Kafka’nın “Babaya Mektup” kitabına bakarsanız narsist bir babayı tarif edecek çok temiz cümleler bulabilirsiniz. Bazılarını aşağıya aldım;

6- Hep babanız iyiymiş de siz kötüymüşsünüz gibi gelir. Sizi iyi davranmaktan başka hiçbir suçu yokmuş gibi sizi ayıplarlar.

 

7- İyi davransa bile inanmazsınız. Bir gün iyi davranmasını beklersiniz. Size arkadaşça bir söz ile sadece elinizi tutarak ya da güzel bir bakışla yaklaşsaydı sizden istediğiniz her şeyi alabilirdi.

 

8- İhtiyacınız olan duygusal yakınlığı size vermez. Hâlbuki ihtiyacım olan şey; biraz cesaret, biraz güler yüz, geleceğinizi aydınlatmaya yetecek kadar yardımdır.

 

9- Kendinizi zayıf hissettirir. Kendiniz çelimsiz bir zavallı gibi hissedersiniz, sadece babanızın karşısında değil bütün dünyanın karşısında da öyle hissedersiniz çünkü sizin için her şeyin ölçütü babanızdır. Size söylediği her söz bir çocuk olarak sizin için neredeyse Tanrı’nın bir emri gibidir.

 

10- Sürekli suçlar. “Bu çocuğu ikna etmeye çalışmak mümkün değil, her şeye karşı çıkar o,” der hep ama ilk karşı çıkan hiçbir zaman olmaz.

 

11- Sizin deneyimlerinize önem vermez. Tecrübeye dayanarak söylenen her söz babanızı daha da sinirlendirir, asla fikrini değiştirmez.

 

12- Sizin bir şeye karar vermenizi istemez. Karar verme yetinize hep yukarıdan bakar.

 

13- Çok konuşmanızı istemez. Çok erken yaşlardan itibaren konuşmanızı yasaklamış gibi konuşmaktan fikir beyan etmekten vazgeçersiniz.

 

14- Sizi hep savunmasız bırakır. Babanız bir an olsun bile düşünmeden eleştirilerde bulunur, kimse için üzülmez; ne söylerken ne de sonrasında. İnsanları kendine karşı tek kelimeyle savunmasız bırakır.

 

15- Onu hatırlatan her şeyden kaçarsınız. Bütün yetiştirilme tarzınızın bir sonraki sonucu ise size babanızı uzaktan yakından hatırlatan her şeyden arkanızı döndüğünüz gibi kaçmanızdır.

 

16- Hiçbir şekilde itirazda bulunamazsınız. Çünkü onun onaylamadığı ya da onun tarafından ileri sürülmeyen bir konuda seninle sakin bir şekilde tartışmanın imkânı yoktu

 

17- Yanında rahat konuşamazsınız. O varken -alışkın olduğun bir ortamdayken mükemmel bir konuşmacı olabilir- siz kekeleyip saçmalarsınız ve bu sizi daha da sinirlendirir. Zamanla onun varlığında doğru düzgün düşünüp konuşamamaya başlarsınız. Konuşma yeteneğinizi kaybedersiniz.

 

18- Aynı işyerinde çalışmak istemezsiniz. Çalışsanız bile dükkândan artık neredeyse korkar hale gelirsiniz ve dükkân sizin için ilgi çekici bir yer olmaktan çıkmıştır.

 

19- Size izin verirken bile rahatsız eder. Size “Ne istiyorsan onu yap; bana göre bu senin tercihin; yeteri kadar olgunlaştın artık; sana tavsiye verecek değilim” der, ve bunların hepsini öyle berbat, alttan alta öyle öfkeli bir ses tonuyla söyleyip suçlar gibi konuşur ki o gür sesin çocukluğunuzda tüylerinizi diken diken eder.

 

Narsistler ilişkinin başındayken

20- Flörtün ilk aşamasında sizi aşk bombardımanına tutarlar. Bu evrede narsist size bolca övgüler

yağdırıp, sizi güzel hediyeler ile şımartıp sevildiğinizi ve onaylandığınızı hissettirir. Herhangi bir ilişkiye göre flört dönemi çok yoğun yaşanır.

21- Narsisistik, bir şey yapmaksızın kendini sevemediğini düşünür. Kendisine saygı duyamadığı için, kendisini sevebilmek ve saygı duyabilmek adına, durmadan bir şeyler yapma ihtiyacı duyar.

22- Sonrasında ilişkinin seyri birden değişir. Narsistik kişi ile ilişkiniz yavaş yavaş bir cehenneme dönse bile, hala bu ilk evrenin verdiği umut insanı ilişkide tutar. İnsanlar buna alışmışlık diyebilir ama değildir. Onun ilgisini çekmek için bir şeyler yapmanız gerektiğine inanmaya başlarsınız. Çünkü onu kaybetmeye başladığınıza dair garip sinyaller verir.

23- Duygusal hiçbir şey konuşmazlar. Herhangi bir duygu hissetmek, kontrolü kaybettikleri hissini yarattığından herhangi bir şekilde duyguları harekete geçtiğinde konuyu değiştirmeyi tercih ederler.

24- Özel hayatınızı merak eder. Size özel olan şeyleri en ince ayrıntısına kadar öğrenmek ister. Mesela sosyal medya şifrelerinizi isteyebilir. Vermezseniz bir şey gizlediğinizi düşündüğünü söyler. O da şifresini verir ama verdiği hesabın sahte olup olmadığını kontrol edin.

 

25- Tüm sosyal medya geçmişinizi izler. Emailinizde bulunan her şeyi tek tek okur, her bir emaili ve onları yazan kişileri mercek altına alır. Facebook sayfanızdan size sormadan yakışıklı bulduğu ya da sizi samimi bulduğu kişileri siler. Her türlü kuşku verici email ve kişilerle ilgili olarak sizi sorguya tutar.

 

Narsistler partner seçerken

26- Narsistler nasıl seveceklerini bilmezler, sevgiyi almak için nasıl manipüle edeceklerini bilirler.

 

27- Onu beğenecek övecek kişileri seçerler. ve onların duygularını kontrol altına almaya çalışırlar. Onu övmesi için kesinlikle hükmedebileceği ve sözünün geçeceği birini seçerler. Sonra da onlardan sıkılırlar.

28- Narsist kadınların ve erkeklerin arkadaş seçimi farklıdır. Narsist kadınlar genelde yüksek statüye sahip erkek arkadaşlar edinirler ve bu sayede değerli hissederler.

29- Narsist erkekler, istikrarlı ilişkilerden kaçarlar. Çoğunlukla evli insanları tercih etmeleri de bu yüzdendir. Sosyal hayatta evli olduğu halde biri ile aşk yaşayanları o da kabul etmez. Hatta kendi karısı böyle bir şey yapacak olsa, gözünü kırpmadan onu dışlar, eleştirir ve hatta extrem durumlarda öldürebilir bile.

30- Aldatmaya meyillidirler. Psikologlara göre narsistler, eşlerinin kendilerine bağlılığından emin olduktan sonra aldatmaya meyillidir. Ortalama narsistle bir ilişki 4 ay sürer. Ayrıca kendilerinin pek tercih etmediği cinsle ilişkilere başkalarını ikna etmeye de bayılırlar.

31- Mükemmel insanı ararlar. Narsistler genellikle şöyle düşünür: “Mükemmel birini bulmalıyım. Belki onların mükemmelliği bana da yansır ve ben de muhteşem olurum,”. Veya “benim arkadaşlarım şu bu konumlarda, ben onların arkadaşıyım, biz onlarla aynı denkteyiz”. Ardından hayatlarına giren kişilerin mükemmel olmadığını fark ettiklerinde hayal kırıklığına uğrar ve uzaklaşırlar.

Narsistlerle ilişki ilerlediğinde

32- Narsistlerle duygusal sağlıklı ilişki yürütemezsiniz. Siz kendi kırgınlıklarınızı, acılarını paylaşmak istedikçe narsist sizi dinlemez hatta küçümser. Dolayısıyla ilişkiyi daha sağlıklı hale getirmek için sarf ettiğiniz tüm çabalar boşa çıkar.

 

33- Her şeye karışırlar. Elinizi, ayağınızı koyduğunuz yere, giydiğiniz kıyafete, ayakkabıya, saçınızın şekline ve arkadaş seçiminize karışır. İlişkinin belli bir noktasından sonra, sanki bir şeyler ciddiye binmiş gibi sizi kısıtlamaya başlar. Siz “ah erkegim beni kıskanıyor” diye hayaller kurarsınız ama amacı sizin daha iyi olmanızı istememesidir.

34- Aptal ve gereksiz kıskançlıklar içindedir. Kronik olarak aldattığı, sürekli başka ilişki arayışları içinde olduğu için sizin de aynısını yaptığınızı düşünür.

35- Onu dinlemezsen anlatmayı keser. Sohbet ederken ilginin dağıldığını ve bir an dışarı baktığını düşün. Narsistler zaten zor iletişim kurarlar. Kurdukları iletişimin zayıfladığında ise sanki koptuğunuzu düşünüp tekrar kendinizi vermenizi isterler.

36- Sizin özgürleşmenize tahammülleri yoktur. Özgürce davranmanıza, karar almanıza tahammülleri yoktur. Onun çizdiği alanın dışına çıkmanız onlar için tehdittir. Çıkmamanız için mücadele verirler, çıkınca da terkedildiklerini anlar ve sanki hiçbir şey yokmuş gibi sessizliğe gömülürler. Mesela bir kitap aldınız ve kendinizi geliştirmek mi istiyorsunuz. O kitabı bir süre bulamayabilirsiniz. Saklamış olabilir.

 

37- Yüz bulduğu an, sizi acımasızca eleştirmeye başlar. Sakın yüz vermeyin sürekli güçlü olduğunuzu kendinize özel bir hayatınız olduğunu hissettirin.

38- Açık seçik ve küfürlü konuşabilirler. Şaka değil, narsistler daha agresif ve dik konuşabilirler. Küfür kelimelerini kullanabilirler. Tansiyonun arttığı zamanlarda narsistler her şeyi gücü devam ettirmek için söyler.

39- Eleştiriye tamamen kapalıdırlar. Onlar için beğenilmeme ya da reddedilme gibi bir durum söz konusu olamaz.

40- Narsistlerin çoğu mükemmelliyetçidir. Sizin ya da başkalarının yaptığı hiçbir şey yeterli değildir ve takdiri hak etmez. Kolay kolay beğenmezler, heyecanlanmazlar. Her şeyin mükemmel olmasını beklerler ama mükemmelin sınırı olmadığından her defasında biraz daha fazlasını düşünerek mutlu olamazlar. Sizi de aşırı rahat olmakla suçlar ve eleştirirler. Yani beraber bir iş yapmak mutsuzluktur.

41- Kendini haklı çıkartmak adına sürekli zig-zaglar çizerek konuşur. Yenileceğini düşündüğü andan itibaren kendinizi ciddi bir psikolojik savaşın içinde bulursunuz. Bu insanların yaşam felsefesi “en iyi savunma, saldırıdır!” Haksızlığı gün yüzüne çıktığında saldırıya geçerek hakaretler yağdırır.

42- Patolojik seviyede yalancıdır. Durumu ne kurtarıyorsa onu söylerler. Eleştirilmemek için her türlü kıvırmayı yaparlar. Aynı soruyu iki kez sorun. Farklı cevap veriyorsa belli bir aradan sonra üçüncüye de sorun. Yine farklı cevap veriyorsa ikisi yalan biri doğru diye düşünmeyin, muhtemelen üçü de yalan.

43- Duygusal konular açıldığında birden sessizleşebilirler. Duygularını tam ifade edemedikleri için iyi iletişim kuramazlar. Siz de ağzından cımbızla laf almaya çalışırsınız. O da duygusunu ifade edemediği ve bunda zorlandığı için üzerinde baskı hisseder, kendini saldırılmış ve zorlanmış hisseder. Kendini korumak için sessiz kalır. Kendini tekrar güvende hissedene kadar sessizliğini bozmaz. Ya da tehlikeyi üzerinden atmak için geri agresif tutumda bulunabilir.

44- Ona davrandığınız gibi size davranır. Duygularını dinleyip samimi cevap veremeyeceği için ne cevap vereceğini genelde bilmez. Bir sonraki adımda ne yapacağını bilemez ve genelde donar. O yüzden en güvenlisi sizi taklit etmektir. Neden öyle davrandığını sorduğunda sizin öyle davrandığınızı söyler. Mesela sizi aradığında 2 saat sonra geri dönerseniz bir sonrakinde o da görse bile cevap vermez, 2 saat bekleyip öyle cevap verir.

45-Zihnini okumanı beklerler. İletişimini kurmadıkları kafasının içindeki düşünceleri göremediğin, duyamadığın için bir güzel de seni azarlarlar. Bir diğer gaslighting tekniğidir. Yarım yamalak ve eksik söyleyip tamamını anlamanızı beklerler.

46- Daima kendi sorunları ön plandadır. Başkalarının ne yaşadığıyla kesinlikle ilgilenmezler. Bu yüzden onlarla sorunlarınızı paylaşmanız yersizdir.

 

47- Sadece kendi planlarını yapabilirler. Başkasını hayatlarına alamadıkları gibi başkasının planlarına da dahil olmazlar. Aslında sevgiliniz narsist ise sizi hayatına hiç almamıştır. Siz yokmuşsunuz gibidir.

48- Kendi planını yapar. Sizin ona uymanızı bekler. Sizin planınıza uymak onun için bir kayıp ve alt plandaki birine yardım etmek gibidir. Sizi aslında içten içe küçümser bile. O yüzden sizin planınıza dahil olmaz.

49- Başkasıyla çok güzel bir aşk yaşadığını düşünmenizi ister. Çok eskilerden birine ciddi bir aşkla bağlı olduğunun düşünülmesini ister; ilişkinizde sorun olsa nasıl olsa o en iyi aşkı daha önce yaşamıştır. Bu anıya sığınıp kendisinin büyük aşklara layık olduğunu düşünmenizi ister. Eğer ilişki yürümüyorsa sizin yüzünüzdendir. Kanıt olarak da o daha önce büyük aşk yaşamıştır. Bitiş sebebi de asla kendisi değildir.

50- Sizin duygunuzu anlayamazlar. Empati kurma becerisinden yoksun davranırlar. Karşı taraf kendi kırgınlıklarını, acılarını paylaşmak istedikçe narsist tarafından reddedilirler. Dolayısıyla ilişkiyi daha sağlıklı hale getirmek için sarfedilen tüm çabalar boşa çıkar, hiçbir zaman karşı tarafın istekleri, ihtiyaçları karşılanmaz.

Narsistler ayrıldıklarında

51- Sahte gözyaşları dökerler. Siz ayrıldığınızda özür dilemeleri, pişman olduklarını söylemeleri, daha iyi olacağına söz vermeleri ama pek de çabalamamaları narsistler için çok yaygındır. Bu onlar için değişimin başlangıcı değil sizi sömürmeleri için tekrar kanca takmaya çalışmaları içindir. Kelimeler önemli değildir. Söyleyerek insanlar değişmez. Davranışlarını 1-2 hafta gözlemleyin. Gerçekten pişmansa, davranışlarının iç sebeplerini sorgulamaya başlamışlarsa ve değişmeye çabalıyorsa biraz süre verin. Bu iyileşme süreci aslında uzun bir süreçtir. Değişmiyorlarsa canınız acısa da uzaklaşın. Çünkü ilişkide yine rahata ererlerse aynı döngüye dönecekler.

52- Sizi suçlar. Bir şeyler ters gitse narsistler tüm suçu başkasının üstüne atar. “Zaten her şey senin suçundu” deyiverir ve hiç gözünü bile kırpmaz. Bu yüzden ilk başlarda sizi aşk bombardımanına tutar ve sonrasında bozulan her şey için sizi suçlar. Aşk bombardımanı ilerideki sizi suçlamaları için zemin oluşturur. Bir gecede siz narsistin hayatında en kötü insan haline gelirsiniz.

53-  “Zaten ben bitirecektim” derler. Siz terk ettiğinizde zaten ben de bitirmeyi düşünüyordum deyip sizi delirtebilirler. Ona zarar geleceğine size zarar gelsin, sizin canınız acısın derler. Bu kancaya düşmeyin, sizi anlaması için uğraşmayın. Tekrar kontrolüne girmeye başlarsınız.

54- Hemen birini bulur ve sizin gözünüze sokar. Narsistlerin hemen birini bulması çok yaptıkları bariz bir göstergeleridir. Diyelim ki kafede ayrıldınız, eve gidene kadar randevu sitelerine girmiştir bile. Hemen birini bulur ve sizin gözünüze sokar. Birini seven bir insan gerçekten bunu asla yapamaz. Ama narsist yapar. Bu da sizin için çok can yakıcıdır.

55- Damarınıza basmayı iyi bilir. Narsist sizi iyi gözlemlemiştir. Nerenize kancayı atıp sizi kızdıracağını çoktan gözlemlemiş ve belirlemiştir. Mesela sizi aramaması sizin hoşlanmadığınız bir şeyse o bunu yıllarca yapabilir. Terkedilme korkunuz mu var, hemen iyileştirin.

56- Hakkınızda söylenti çıkarır. Narsistler için herkesin gözü önünde ilişkisinin bitmesi zor bir durumdur. Çevreyi taraf tutmaya iterler. Ayrılmanızın arkasındaki sebebi çevrenize sizden önce anlatmaya başlar.

57- İhtiyaç olduğunda tekrar sizi ararlar. Narsistler güçlü ve özgür gözükmeye çalışırlar fakat çok ihtiyaç halindedirler. Ayrılsanız bile sizden gelip aracınızı tamir etmenizi, işle ilgili yardım etmenizi, bir şey alırken fikir vermenizi isterler.

58- Sizi cezalandırırlar. Narsist ayrılmak istediğinde sizin için önemli noktalarda size zorluk çıkarır. Size ödemesi varsa keser, eşyalarınızı size vermek istemeyebilir. O yüzden ayrılmadan önce tüm hazırlıkları yapın. Sessizce terk edin.

Narsistler iş hayatında

59- Herkesin onu kıskandığını ve izlediğini sanır. Ortamda ihtiyacı olmasa bile arada tuvalete gidip yolda giderken insanların onu izlediğini düşünebilir. (Gerçek hikaye)

60- Övgü ve iltifattan beslenirler. Bunlara ulaşmak içinse çok çalışırlar genelde başarılı insanlardır.

61- Kendi çıkarları için, insanları kullanabilirler. Çünkü her şey ve herkes onlara hizmet etmelidir.

62- Her şeyi sadece kendi istedikleri biçimlerinde görürler. Kendi fikirlerini desteklemek için çok araştırırlar ve gayet tutarlı nedenler bulabilirler.

63- Ya onlardan yanasınızdır ya da onlara karşısınızdır. Onlara karşıysanız ve duymak istemedikleri şeyleri söylerseniz, dikleşebilirler.

64- Emirler yağdıracakları meslekleri seçer. Gözleri hep müdürlüktedir. Daha aşağısı kurtarmaz. Birine emir verip onu ezerek tatmin olurlar.

65- Çok kuralcıdırlar hiç esnek değildirler. Esnek olamadıkları için kurallara sığınırlar. Duruma özel, durumu kurtaracak fikirler üretemedikleri için kuralları uygulamak onlar için kurtarıcıdır. En azından kurallar kabul görmüştür. Kuralları uygularlarsa eleştirilmeyeceklerini düşünürler. Ama esnek olamazlar. Çoğunlukla esnek olmayı gerektirmeyen meslekler seçerler.

66- Kontrollü olmalıyım derler. Herkes işini zamanında düzgün yapmalı. Hata yapmamalıyım. Eleştirilmeye fırsat vermemeliyim. Hiç kimse de hata yapmamalı. Kurallar aynen uygulanmalı. Eksiklikler, hatalar, yetersizlikler en temel korkularıdır.

67- Aşırı derecede eleştirel ve cezalandırıcı tutumlara sahiptirler. Hem kendilerine hem de başkalarına fazlasıyla yüklenirler. Hem kendi performanslarını hem de başkalarının performanslarını değerlendirmekle meşgul olurlar. Standardı yakalayamama korkusu nedeniyle yoğun kaygı ve endişe yaşarlar, başarısızlıkla karşılaştıklarında depresyona girerler.

68- Biri hakkında iyi bir şey söylendiğinde kendisini huzursuz hissederler. Başka birinin iyi ve başarılı olması, kendi yetersizlik duygularını tetiklediği için rahatsızlık yaratır. Buradaki korku, geride kalma, unutulma ve önemini yitirme korkusudur. Acilen, övülen, takdir edilen kişilerin küçümsenmesi çabasına girişirler.

69- Onları biri övmezse övüldüğünün hayalini kurarlar. Bütün insanları etkileyecek, herkesin hayranlığını kazanacak ve çok tanınmış, tapılan bir insan olmalarını sağlayacak şeyler yaptıkları, çeşitli hayaller kurarlar. Kendilerini Nobel ödülü almış, konuşma yaparken, dünyanın en zeki, en yakışıklı insanı seçilmiş, bütün dünyayı kurtaracak bir kahramanlığı gerçekleştirmiş olarak hayal ederler. Bu hayallere, gerçekmiş gibi inanır ve kendilerini değersiz hissetmekten kurtulurlar.

 

 

Narsistlerin zayıf noktaları

70- Duygularını yaşayanlardan nefret ederler. Aslında narsistler de küçükken normal insanlardı. Aileleri onları utanç ve suçluluk hisleriyle büyüttü. Duygularına kendilerini kapattılar ve narsistleştiler. Onlar da duygularını kanlı canlı yaşamak istiyorlar. Yaşayan insanları kıskanırlar. Siz duygularınızı yaşamaya devam edin.

71- Başkalarına odaklanamazlar. Başkasını dinlemek, ona odaklanmak çok zorlandıkları bir şeydir. Özellikle karşısındaki kişide ufacık da olsa kendinden bir şey bulduysa, narsistler kendisiyle iletişim kuramadığı için onunla da kuramaz. Ona odaklanmasını söyleyin, “beni dinle, bende misin” diye sorun. “En son ne dedim” deyin. Bir çoğu zaman dinlememiş olacaktır.

72- Kavga etmezse can bulamaz. Narsistleri delirten şeylerden biri kontrolü kaybetmeleri ve kavganın olmaması. Tartışmaya girmişseniz, devam ettirmeniz ona sadece güç verir. Tartışmayı devam ettirmeyin. Haksız olduklarını düşünmezler ve asla özür dilemezler.

 

Narsistlerden korunmanız için

73- Söylediklerinin gerçekliğini kontrol edin. Narsistler gözünü kırpmadan yalan söyleyebilirler. Sürekli kontrol edin ve laflarını takip edin. Doğruluğunu kontrol edin.

74- Uzak durun. Bütün hayatınız boyunca sizi deli sanan bir akıl hastasıyla uğraşmak istemiyorsanız, kendinizi terkedilmiş, itilmiş, kaybolmuş, yaşarken ölmüş hissetmek istemiyorsanız, narsistlerden uzak durun!

75- Arkadaşlarınızı uzaklaştırmayın. Sizi kendinize bağlı kılmak için sizden arkadaşlarınızı uzaklaştırmaya çalışıyor olabilir. Eğer narsistle uzun süreli bir ilişki yaşamışsanız, belki de ilişkinin sonunda hayatınızda sadece o kalmış bile olabilir. Ondan ayrıldığınız takdirde tamamen yapayalnız kalmaktan korkabilirsiniz. Korkmayın. Eski arkadaşlarınızla aranızı hep iyi tutun.

76- Kendinizi suçlu hissetmeyin. Birçok insan bir narsistle yaşadığı ilişki sonrası, esas narsistin kendisi olduğuna inanabilir. Psikologlar der ki “bize asıl hastalar değil de hastaların hasta ettikleri sağlıklı kişiler gelir.” Tüm bunlar sonucu ilişkide yaşananları hak ettiğinizi düşünüyor ve kendinizi suçlu hissediyor olabilirsiniz. Hissetmeyin!

77- Grupta öne çıkın. Narsistler diğer insanların öne çıkmasını istemezler. Siz grupta neşeli ve öne çıkan bir tipseniz bu narsistin canını çok yakacaktır. Başkasının ilgi merkezi olmasını kaldıramazlar. Hatta insanlar size ilgi göstermezse kişisel saldırı olarak alırlar.

78- Kendi ihtiyaçlarınıza öncelik verin. Narsistler kendinin nerede bittiğini ve başkasının nerede başladığını bilmezler. Bilinçaltında başkalarını kendilerinin “uzantısı” olarak görürler. İnsanları kendilerinin hizmetinde olarak görürler. Bu da tüm ihtiyaçlarını insanların ihtiyaçlarından öne koymalarına sebep olur. Hatta kendi çocuklarının bile. Başkalarını nasıl kullandıklarının farkına bile varmazlar, rahatsız olmazlar, normal görürler. Bu bitmez. Siz kendi ihtiyaçlarınızı öne koyun.

 

Sonuç olarak

 

Eğer bir narsistin yanında zaman geçirirseniz kendinizi güvensiz, kafası karışık ve delirmiş gibi gösterir. Narsistlerle ne kadar zaman geçirirseniz o kadar kötüleşir. Sizin hakkınızda ne kadar çok öğrenirlerse o kadar sizi manupüle edecek malzeme üretir.

Kazanmaya çalışmayın, zekanızı ispatlamaya çalışmayın. Narsistlerden değişmesini istemeyin. Size sahte bir ümit verir ve sizi oyalar.

Sizi alttan alta yönlendiren korkularınızdan ve bağımlılıklarınızdan kurtulun. Kendinize ve başkasına olan güveninizi arttırın.

Duygusal olgunluğunuzu arttırın. Duygusal olgunluk ve olgun olmama halinin karşılaştırmasını aşağıda inceleyin. Siz duygusal açıdan olgun taraf olun.

 

Duygusal olgun olmamaDuygusal olgunluk
  • Reaktif (Hayat size olur)
  • Duygusuz davranır
  • Alışkanlıklarla yaşarlar
  • Korku ve yoklukla yaşar
  • Motive olmak zorunda
  • Alır (kendi odaklı)
  • Güvenlik ve koruma arar
  • Başarısızlık, reddedilmeden sakınır
  • Başkalarından ayırır
  • Geçmişte ve gelecekte yaşar
  • Proaktif (Seçenekleri ben seçerim)
  • Duygularına göre davranır
  • Vizyon ve amaçla yaşar
  • Aşk ve bollukla yaşar
  • Motive olmayı “seçer”
  • Verir (çevre odaklı)
  • Konfor alanından çıkar
  • Büyüme arar
  • Başkasını sever
  • Anda yaşar

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Ebru Sanatı: Yeni Başlayanlar için 18 Temel Bilgi (Resimli örnek içerir)

 

 

1- Ebru sanatı nedir?

Ebru sanatı kitre adında çok hafif kıvamlı bir sıvının üzerine ebru boyalarını serpmek ve yüzen boyalara şekil verme ve bir kağıda aktarma sanatıdır.

Ebru sanatında; kitre dediğimiz sıvının üzerinde hazırladığınız sanatı kağıda aktardığınızda görsel sabitlenmiş olur.

En çok kullanılan aktarma yüzeyi kağıt olduğu için hep kağıda aktarıldığı gibi bir izlenim oluşabilir fakat gözenekli olan bir çok yüzey kullanılarak hazırladığınız çalışma çeşitli yüzeylere aktarılabilir.

 

 

2- Ebru sanatını kısa tarihi

Ebru sanatı oldukça geleneksel, Osmanlı sanatı gibi düşünülse de Osmanlı’nın yeni kurulduğu 13. Yüzyılda Türkistan’da ve Semerkant’ta kullanılan bir sanat idi.

Ebru sanatı orta Asya’da çıkıp Osmanlı’da da çok yaygınlaşmış, ardından Avrupa’ya kadar dağılmış. Avrupa’da da sevilen bir sanat haline gelmiş. Avrupa’da “Türk kağıdı” olarak isim almış.

Selçuklu’lar döneminde resmi belgeler, evlenme sözleşmeleri, kira sözleşmeleri, önemli anlaşmalar ebrulu kağıtlara yazılarak evrak üzerinde tahrifat yapılması önlenmiştir.

Aynı fikir Osmanlıda da devam etmiş, önemli evraklar ebrulu kağıtlara yazılmıştır. Ufacık bir tahrifat bile hemen kendini belli ettiği için ebrulu zemin özel evraklarda sahteciliğe karşı bir koruma gibiymiş.

En eski ebru eseri olarak bilinen eser 1447 tarihli ve Topkapı sarayında sergileniyor.

Ebru sanatı tarihini araştırmak isterseniz şuraya güzel bir kaynak bırakıyorum.

3- Türk ünlü ebru sanatçıları

Türkiye’de ebru sanatına gönül vermiş çok usta insan bulunmaktadır.

17-18. yüzyıllar

  • Şebek efendi
  • Hatip efendi
  • Şeyh sadık efendi
  1. yüzyılda
  • Hazerfan Edhem Efendi
  • Nafiz efendi
  • Sami efendi
  • Aziz efendi
  1. yüzyıl
  • Necmeddin Okyay
  • Abdülkadir Kadri Efendi
  • Bekir Efendi
  • Sami Okyay
  • Sacid Okyay
  • Mustafa Düzgünman

  1. yüzyıl

Günümüzde bu sanatı devam ettiren ustalar arasında

  • Niyazi Sayın
  • Fuad Başar
  • Alparslan Babaoğlu
  • Timuçin Tanaslan
  • Feridun Özgören
  • Hikmet Barutçugil

Güncel tüm ustaları görmek için turkiyeninustaları.org sitesindeki listeyi inceleyebilirsiniz.

 

Ebru sanatı malzemelerini hazırlama

4- Ebru boyası çeşitleri

Geleneksel ebru boyası: Renkler daha toprak renkli ve yumuşak tonlardadır. Görüntü daha doygundur. Malzemelerin eskiden beri gelen yöntemlerle hazrılanması, uzun bir hazırlık sürecine sebep oluyor.

Su bazlı yeni nesil ebru boyası: Kırtasiyelerde boyası ve kitresi hazır halde satılan daha canlı hafif şeffaf renklerdedir. Hazırlanma gerektirmez. Su bazlı olduğu için kokusuzdur.

5- Geleneksel ebrunun hazırlık aşaması

Geleneksel ebru sanatı birçok malzemenin saatler süren hazırlık aşamasından sonra yapılabiliyordu. Halen daha aynı uzun hazırlık yöntemleri kullanılarak ebru yapan ebru sanatına gönül vermiş ustalar bulunuyor.

En eski geleneksel ebru sanatında sıvı kitre ve boyalar ayrı ayrı hazırlanıyordu. Bazı üstadlar boyaları kendi hazırlamaya devam ediyorlar. Boya hazırlama şu şekilde ilerliyor;

  • toprak boya eziliyor ve macun kıvamına getiriliyor
  • öd ilave ediliyor
  • 15 gün dinlenmeye bırakılıyor
  • 15 gün sonunda boya sulandırılıyor

Boya hazırlama süreçlerinin çok uzun olması geleneksel ebru sanatından insanları biraz uzaklaştırıyor olabilir.

Firmalar bu süreci kolaylaştırmak için bir süredir hazır şişelenmiş geleneksel ebru boyaları satıyorlar.

Bu hazır boyalar işi oldukça kısaltıyor. Buna rağmen bazı ebru aşıkları kendi boyalarını hala kendileri hazırlıyor.

Eğer geleneksel ebru ile uğraşmak ve zaman kazanmak istiyorsanız boyayı hazır alıp kitreyi kendiniz hazırlayabilirsiniz.

Kitre hazırlamak ise şu şekilde ilerliyor;

  • Toz kitre ile sıvı kitre hazırlanır
  • Tülbentten geçirilerek temizlenir
  • Temiz karışım tekneye dökülür

6- Su bazlı kitre ile pratik ebru sanatı

Fakat biliyoruz ki bu uzun zamanları insanlar emekli olmadan ayıramıyor. Herkes daha kısa ve pratik çözümler arıyor. Geleneksel ebru sanatına gönül vermişseniz kendi kitrenizi ve kendi boyanızı yapabilirsiniz. Fakat öküz ödü gibi ara maddeler evin içinde muazzam koku yaparlar. Ebru sanatını herkesin evine sokmayı amaçlayan ve hatta çocuklara öğretmek amacında olan AR&GE’ciler su bazlı ebru boyalarını ürettiler. Renkleri geleneksel boyalar gibi soft değil ve daha canlı. Bu renkler çocukların ve hobi sahibi insanların daha da ilgisini çekiyor.

7- Su bazlı ebru boyası hazırlanması

Firmadan hazır geliyor, hazırlığa ihtiyaç bulunmuyor. Renkleri birbiriyle karıştırabiliyorsunuz. Mavi ile sarıyı karıştırınca yeşil oluşuyor. Ama suyla karıştırılmıyor. Boyanın formu bozuluyor.  Şişeden çıkardığınız gibi kullanıyorsunuz.

8- Toz kitre ile su bazlı kitre hazırlanması

Büyük hacimde kitreye ihtiyacınız olduğunda toz kitre alıp 1 litre ılık suya 5 gr toz kitre katıyorsunuz, 20 dk boyunca karıştırıp 12 saat dinlenmeye bırakıyorsunuz, kullanmadan önce tülbetten süzüyorsunuz. Su bazlı ve kokusuz ebru kitreniz hazırlanıyor. Ne kadar kolay değil mi? Toplu kullanımlar için oldukça düşük maliyetli.

9- Su bazlı hazır ebru kitresi

Tamamen hazırdır, dök ve kullan formdadır.

Ebru sanatını her eve sokmayı sağlayan, her çocuğa sevdiren, her öğretmene kolaylık sağlayan hazır ebru kitresi ebru teknesine hemen dökülüp kullanılacak likid formda şişelenmiş ve piyasada satılıyor.

Ebru ile bir süre ilgilendiniz ve ardından tüm seti kaldırmak istiyorsunuz. Bu durumda hazır sıvı ebru kitresini şişesine geri boşaltabilir ve daha sonra tekrar kullanabilirsiniz.

Kullandığınız tekne fırça gibi malzemeleri de suyla yıkayabiliyorsunuz. Çünkü herşey su bazlı.

Konsantre kitre ise şu şekilde hazırlanıyor. 1 şişe konsantre kitreye 2 şişe su ekliyorsunuz. Toplamda 3 litrelik bir karışım oluyor. Tabii ki elinizle 1-2 dakika tüm karışım eşitlenene kadar karıştırıyorsunuz.

10- Ebru için kağıt seçimi

Ebru likid bir kitre üzerinde yapıldığını ve kağıt da bu sıvının üzerine konulduğunu hatırlayın. İnce kağıtlar sıvı ile bileşince halk tabiriyle marullaşma olması kaçınılmaz.

Kağıdın düz kalması için 110 veya 120 gr beyaz kağıt kullanılması daha iyi verim verir.

Piyasada ebru kağıdı olarak kullanılan kırık beyaz ve dokulu kağıtlar bulabilirsiniz. Bu kağıtlar da zemin renginden ve dokusundan dolayı deseninize güzel bir etki verecektir.

Ebru sanatını nasıl yaparız

11- Ebru boyama nasıl yapılır

Ebru sanatı hızlıca şu şekildedir.

  • Kitreyi tekneye döküyorsunuz.
  • Fırçayla üzerine boya serpiştiriyorsunuz.
  • Çubuklarla şekil veriyorsunuz.
  • Kağıdı üzerine koyup 1-2 saniye bekledikten sonra kağıdı tekneden sıyırarak çıkarıyorsunuz.
  • Kağıdı kurumaya bırakıyorsunuz.

Oldu bitti.

12- Ebru boyalarına şekil verme

Ebru sanatınızı icra ederken kitreyi dökmek, kağıdı koyup desen transfer olduktan sonra kağıdı geri almak ve kurutmak herhangi bir zorluğu olmayan işlemler. Desen tasarlama kısmı ise yaratıcılığa oldukça açık ve denedikçe elinizin alıştığı bir işlem. Asıl ebru sanatı dediğimiz bölüm belki de burası.

Fırça ile çeşitli renkleri zemine atın. Elinize “biz” aracını alın ve kitre üzerine serpiştirdiğiniz boyalara şekil vermeye başlayın. Bu şekil verme işlemi çeşitli şekillerde oluyor ve birçoğunun ismi var.

  • Boyayı serpiştirince ilk oluşan desene battal ebru deniyor.
  • Açık renkleri serpiştirirseniz hafif ebru
  • Biz ile ileri geri desenler yapınca gel-git ebru
  • Gel-git deseni üzerine “S”ler çizince şal ebrusu
  • Battal deseni üzerine tarakla desenler yaparsanız taraklı ebru
  • Battal deseni üzerine çeşitli ebatlarda spiraller çizilince bülbül yuvası
  • Battal deseni üzerine kalp veya yonca yaparsanız hatip ebru
  • Battal deseni üzerine lale gibi çiçek yaparsanız çiçekli ebru
  • Bir ebru deseni üzerine ikinci ebruyu yaparsanız çift baskılı ebru
  • Kağıdın bir bölümünü maskeleyip diğer tarafına ebru yaparsanız akkase ebru deniyor.

Desen oluşturma kısmında temel desenler var olsa da yaratıcılığınızı kullanarak etkileyici birçok desen üretebilirsiniz.

*Bonus* Serptiğiniz boyalar kitrenin üzerinde bir süre durur fakat çok uzun süre tutarsanız yavaş yavaş kitrenin içine çökmeye başlarlar. Desen çalışmanızı çok uzun tutmamakta fayda var. Eğer boya çökmüşse kitreyi hala kullanabilirsiniz. Boya artık yüzeyde değildir.

13- Ebrunun kağıda geçirilmesi

Kitre üzerinde deseninizi hazırladığınızda artık kağıda geçirme zamanı geldi.

Kağıdı desenin üzerine yerleştiriyoruz. 1-2 saniye içinde hemen kağıda transfer oluyor.

Kağıdı teknenin kenarına sıyırarak alıyorsunuz ve deseniniz artık kağıda aktarılmış durumda.

Desen tamamen kağıda geçtikten sonra kitre üzerinde artık boya kalmaz.

Çok az kalıntı kaldığı bazen olabilir, o kalıntı boyaları da ikinci bir kağıt koyup yüzeyden kağıda emdirebilir ve yüzeyi temizleyebilirsiniz.

Her desen sadece 1 kağıt için kulanılabilir.

*Bonus* Kağıdı tekneden sıyırarak her çıkardığınızda teknenin kenarında da boya kalıntıları olabilir. Bir peçete ile orayı da temizlemeniz gerekir.

14- Kağıdı kurutma

Sıvı kitrenin üzerinden alınan kağıt ıslandığı için kuruması gerekecektir. Çeşitli şekillerde kurutabilirsiniz.

Mandalla asabilir, kurutma tezgahına koyabilir, yere serebilirsiniz.

Kağıt kuruduğunda hala kıvrıksa ılık bir ütüyle tersten ütüleyebilirsiniz.

15- Hazır ebru setlerinin içeriği

Piyasada geleneksel ebru setleri haricinde herkesin kullanabileceği su bazlı ebru setleri bulunuyor. Su bazlı olması demek kokusuz ve evde, kapalı alanda, okulda, çocuklarla etkinlik olarak kullanabilirsiniz demek.

Su bazlı ebru setlerini içeriği genelde şu şekilde;

  • Tekne
  • kağıt
  • kitre
  • ebru boyası
  • fırça
  • biz (şekillendirici iğne)

Yeni nesil su bazlı ebru setleri doğrudan dök ve kullan kitre barındırıyor. Setin en pratik bölümü kitrenin bu kadar kolay kullanımı olmasıdır.

16- Desenleri hazırlama

Desenler aynı zamanda özgündür ve bir kez yapılabilir. Bu bakımdan her ebru deseni kopyalanamayacak özgün bir sanat eseri olarak düşünülür.

Birçok deseni birazdan inceleyeceksiniz.

Örneğin battal ebrusunda, ebru sanatkarının boyaları serpmek dışında tekneye müdahalesi mümkün değildir. Ortaya çıkan şekillere uymak zorundadır.

İstanbultarihi.ist sitesinde şu şekilde ifade edilmiş (cümleyi olduğu gibi aktarıyorum)

Bu sebeple ebruculuk, küllî ve cüzî iradenin izahı için arif kişilerce müşahhas (somut) bir hadise olarak kabul edilmiş; boyaları serpmek cüzî iradeye, tekne sathındaki -önceden meçhul- görüntü de küllî iradeye benzetilmiştir.

Bazı kaynaklarda boya serpmeyi cüzi irade oluşan şeklin özgünlüğünü külli iadeye benzetirler.

 

17- Pratik Ebru desen çeşitleri

 

Battal ebru: Ebrunun en basit halidir. Kitre üzerine fırça ile boya serpme sonucu oluşan desendir.

 

 

 

 

Hafif Ebru: Genellikle üzerine yazı yazmak için kullanılan dolayısıyla açık renkli ebrulardır. Daha çok hattatlar tercih eder.

 

 

 

 

Gel-Git Ebru: Battal ebru yapıldıktan sonra bir biz yardımıyla teknenin kenarına paralel olarak desenin çizilmesiyle oluşur. Bu çizgi aralıkları istenen genişlikte olabilir.

 

 

 

 

Şal Ebrusu: Battal deseni üzerine gelgit deseni uygulandıktan sonra biz yardımıyla “S”ler çizilmesiyle elde edilir.

 

 

 

 

Taraklı Ebru: Battal deseni üzerine çeşitli ebatlardaki taraklarla yapılan desenlerdir. 5 cmlik , 10 cmlik , 35 cm lik veya buket ebru tarağı kullanılabilir.

 

 

 

 

Bülbül Yuvası Ebru: Genellikle küçük taneli battal deseni üzerine biz yardımıyla çeşitli ebatlarda spiraller çizilerek yapılır.

 

 

 

 

Hatip Ebrusu: Herhangi bir ebru türü ile zemin yapıldıktan sonra bir biz yardımıyla çeşitli renklerdeki boyaların iç içe damlatılmasıyla, çapları 4 cm geçmeyen eşit aralıklı daireler oluşturulur. Daha sonra bu daireler biz kullanılarak desenleme yapılır.

 

 

 

 

Çiçekli Ebru: Zemine herhangi bir ebru deseni yapılır. Bu zeminlerin üzerine bir biz yardımı ile damlatılan boyaların şekillendirilmesiyle yaprak ve çiçek desenleri oluşturulur. Bu türde bugüne kadar lale, karanfil, sümbül, menekşe ve papatya sıkça kullanılmıştır.

 

Çiçekli ebru örnek 1- Lale

 

 

Çiçekli ebru örnek 2

 

 

 

Çift Baskılı Ebru: Ebrulanmış kağıdı kuruduktan sonra başka bir desenle ebrulayarak elde edilir. Yeni nesil ebru boyaları yarı şeffaf olduğu için etkili bir görsel efekt oluşturabilirsiniz.

 

 

 

 

Akkase Ebru: Kağıdın bir kısmına ebru deseni çıkmasını istemediğinizde maskeleme sıvısını o bölgeye sürüyorsunuz ve kağıdı desenin üzerine koyuyorsunuz. Maskeleme sıvısı ile kapatılan yerler boya almadığından şablon çıkartıldığında ebrumuzda açık renkli bir yazı ya da şekil görülür.

 

 

 

 

18- Ebru desenin uygulandığı diğer yüzeyler

Su bazlı Ebru boyası cilalı yüzeyler hariç hemen hemen her yüzeyde tutunur. Yüzeyin gözenekli olması önemlidir. Çok özenekli yüzeyler çok emici olacağından renkleri softlaştırsa da az gözenekli zeminler size harika ebrulu objeler üretmeniz için imkan sağlar.

Şunu çok gözlemliyorum. Ebru sanatı bir çok insanın “ben yapamam” diye çekindiği bir sanat.

Tuval veya kağıt üzerine akrilik resim yapmaktan biraz farklı olduğundan size biraz farklı ve zor geliyor olabilir. Halbuki çok kolay.

Yeni teknolojiyle ürünler öyle kolay kullanılıyor ki, sadece fikre ihtiyacınız var, gerisi pratik.

Su bazlı ebru boyasının desenini hazırladıktan sonra size proje fikri verecek bir çok ebrulu ürünü aşağıda inceleyin, mutlaka size ilham olacak bir fikir bulup hayatınıza katacaksınız.

Örneğin;


Kitap kapağı

 

 

 

 

 

 

 

 

Kitap kenarlığı

 

 

 

 

Kitap ayıracı

 

 

 

 

Kurşun kalem

 

 

 

Ham bez kalemlik

 

 

 

 

Bardak altlığı

 

 

 

 

 

Hediye kutusu

 

 

 

 

 

Mum boyama

 

 

 

 

Yuvarlak duvar süsü

 

 

 

 

 

 

 

Çerçeveli tablo

 

 

 

 

 

 

Taş boyama

 

 

 

 

 

Yelpaze

 

 

 

 

 

Mini saksı

 

 

 

 

Kuru yaprak

 

 

 

 

 

 

 

Beyaz tüy

 

 

 

 

 

Ceket mendili

 

 

 

 

 

 

Küpe yapımı

 

 

 

Bez ayakkabı

 

 

 

 

 

Şapka

 

 

 

Kaynak

https://istanbultarihi.ist/269-istanbulda-ebru-sanati

https://ebrusanat2016.wordpress.com/portfolio/ebru-cesitleri/

https://ebrulen.blogspot.com/p/ebru-cesitleri.html

https://dokusu.com/ebru-sanati-teknikleri/

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

En Küçük Çocuk Sendromunun 84 Gerçeği

Sizin de ailenizdeki en küçük çocuk fazla isyankar mı?

Ara ara öfke patlaması yaşıyor mu?

Kötü arkadaşlar?

Hiçbir şey yapmak istemiyor ve zorla mı harekete geçiriyorsunuz?

Ya da her şeye çok mu fazla yardımcı?

Finansal başarısızlık mı yaşıyorlar?

Peki bağımlılıklar?

Bunların hepsinin tek sebebi yok ama bunları ailenin en küçük çocukta görüyorsanız, bunların sebebinin en küçük çocuk sendromu olabileceğinin bu yazıda farkına varacaksınız.

Genelde kötü duyguların yaşadığımız belli olaylar veya travmalar sonrası ortaya çıkacağını düşünürüz. Fakat “doğum sırasının” hayat stratejisine ve haliyle davranışlara etkisi olduğunu ben de yeni öğrendim. Fıtrat zannedilen huylar aslında doğum sırası ile küçük yaşta belirlediğiniz hayat stratejileriniz olabilir.

Bu benim de yaşadığım ilginç bir farkındalıktı, o yüzden sizinle paylaşmak istiyorum

 

“Bireyin tutumlarının ve davranış stillerinin belirlenmesinde de psikolojik

doğum sırası etkilidir (Manaster, 1977).”

 

Aşağıda okuyacaklarınız, ailedeki en küçük çocukların maruz kaldığı tavırlardan dolayı sizi de şaşırtacak ve “en küçük çocuk sendromu”nu anlamanıza yardımcı olacak. Biraz çocukluğunuza dönün ve hatırlayın. Belki bazılarını siz de yaşadınız.

*Not: Aşağıdakilerden hepsini birebir sizin ailenizde yaşamamış olabilirsiniz. Geniş bir araştırma sonucu oluştuğu için olabildiğince kapsamlı hazırladım. Sadece yaşadıklarınızı alın.

En küçük çocuk sendromunun 84 gerçeği

Küçümsenmeye alışmışlardır

1. Ailede lafınız hiç geçmez, hep küçüksünüzdür.

Ne kadar büyürseniz büyüyün, aileniz en küçük çocuklarını hiyerarşide hep en altta görürler. En küçük çocuk olarak siz onların hep bebeğisinizdir. (Parents.com)

 

Siz 45 yaşında profesör olsanız bile söylediklerinizde hep bir eksik ararlar. Size “hep eksik düşünüyorsun, hiç büyük gibi etraflıca düşünmüyorsun” fikrini küçük yaşta aşılarlar ve siz de ömrünüz boyunca o şekilde davranırsınız.

Bu küçüklükten beri her gün size işlenen mini travmacıklardır. Siz de kendinizi daha fazlasına maruz kalmamak için duygularınızı sıklıkla kapatırsınız. Sessizleşirsiniz.

2. En küçük çocuklar sıklıkla küçümsenip şaka yapılır. Benim de irrite olduğum bir şeydir. Büyük kardeşle ciddi bir iş konuşulabilirken en küçük çocuklar küçümseyici şakalara maruz kalırlar. İçten içe dalga geçilir. Ve siz deküçük çocuk olarak bir şey diyemezsiniz. Şakalara malzeme olursunuz. (huffingtonpost)

 

“ Ciddiye alınmamak, ilerleyen yıllarda küçük kardeşlerde okul ve iş yaşamında fark edilmek için aşırı çaba harcamaya zorluyor. (hthayat)”

3. Küçük çocuklara bir şeyi organize etme izni vermezler. Mesela şu masayı kur dediklerinde bile küçük çocuk iş yaparken “bu çocuk küçük, aklı yetmez, kesin bir şeyi eksik bırakır, yardımcı olalım” ya da sizin sevimliliğinizisevip “çocuğa yardım edeyim de hoşuna gitsin” gibi çeşitli fikirlerle büyükler hemen sormadan yardıma gelirler. Küçük çocuğun yerine işin neredeyse yarısını yaparlar.

Küçük çocuk burada işi yapan değil yardımcı veya asistan rolüne düşer. Bir sonraki görevde ise nasılsa büyükler yapacak diye işe girişmek istemez.

 

“Küçük çocuklar çok az aile işi yapmak isteyip daha çok kaytarmaya meyillidir. Veya diğer aile üyeleri bir işi becerebilmek için çok küçük olduğunu düşünürler. (Leman)”

Küçük çocuklar işi yaparken bile tedirgindirler ve her an bırakacakmış gibi elinin ucuyla tutarlar. Hiçbir işi sımsıkı tutmazlar. Çünkü hiçbir iş onlara bırakılmamıştır. Kendini geri çekmekten vücudunu ve kaslarını etkin kullanamaz hale de gelebilir. İrade yerine dürtüler devreye girer. Dürtüsel çocuklarda da elini ayağını kontrol edemeyip oraya buraya çarpma gibi sakarlıklar da görülebilir. Sakarlık el ayak koordinasyonunda anlık bozulmalardır.

Sakar eylemler bastırılmış içeriğin bastırmadan kurtulup yüzeye yaklaştığı durumlardır. (bursapsikiyatri.com)

Bonus*

Dürtüsel çocuklarda el ve bacak titremesi gibi belirtiler de görülürmüş.

Küçük çocuk bir işi tek başına yapabileceğine hiçbir zaman inandırılmadığı gibi liderlik ve sorumluluk alma becerisi de törpülenir. Her şeyde özgüveni kırılan, hep asistanlığa itilen, her olayda küçük olduğu için bir şey yaptırılmak istenmeyen, her şeyi yanlış veya eksik yapma ihtimali var olduğu hissettirilen öfkeli ve isyankar bir çocuk büyür.

“Küçük çocuklar aile içinde ona hep yardım edildiği için, önemli bir işi kendi başına yapması, bir kararı kendi başına alması gerektiğinde kendine güvenemeyip bocalayabiliyor. (theguardian)”

4. Küçük çocuklar sürekli bir şeyleri yanlış yapıyorum hissi yaşar. En küçük çocuklar pek ciddiye alınmadıkları, söyledikleri fikirler hep burun kıvrıldığı ve küçümsendiği için her fikrini sorgularlar ve nerede yanlış yaptıklarını bile bilmeden içine kapanırlar. Fikirlerini pek söylemezler. Daha sessizdirler.

Küçümsenmek hiç kimsenin hoşuna gitmez. Ciddiye alınmadıkları için sinirlenirler. “Beni de ciddiye alın, ben de önemliyim” mesajını bir türlü büyüklere geçirememiştir. İçlerinde kaynayan konuşma ihtiyacını arada öfke patlamalarıyla gösterirler ama o da durumu daha kötü yapar. İyice gözden düşerler. Daha çok içlerine kapanırlar.

 

“Küçük kardeşlerin genel tavrı “Ben size göstereceğim”dir. (Kevin Leman, PhD)”

 

 

5. Kimsenin sahiplenmediği enerji küçük çocukta kalır. Bu biraz şakalara kurban edilmekle aynıdır. Ailenin günah keçisi gibidir. Herkesin ifade etmek istemediği bir duygu yaşandığında, mesela TV’de bir filmin korkunç bir sahnesinde küçük çocuk muhtemelen ilk tepkiyi verir ve korkar. Fakat diğer bireyler yaşla birlikte daha kontrollü olduklarından tepkileri daha yavaştır. Daha geç tepki verirler.

Küçük çocuk korktuktan sonra artık onlar tepkilerini göstermez. Korkusunu belli eden küçük kardeşle de –bazen- dalga geçerler, sanki sadece o korkmuş ve diğerleri korkmamış ve kendilerini duygularına hakim olgun insanlarmış gibi hissettirirler. Bunun küçük çocukta üç etkisi vardır;

 

1) Yine duygusal ve doğal verdiğim tepkiler yeterince olgun karşılanmadı ve bana gülündü.

2) doğal tepki vermem yüzleri güldürüyor ama bunun altında 2 şey var, “sevimliyim” ve “olgun değilim”

Küçük çocuk duygularını yetişkinler gibi kontrol edemediğini bu şekilde olaylarla tekrar tekrar hisseder. Küçük çocuktan beklenenin kontrollü olmak yerine yüzleri güldürmek için natürel olmak olduğunu düşünerek büyür. “Olgun ve bir yetişkin gibi değilim” zarar verici bir fikirken “sevimliyim” fikri daha olumludur o yüzden sevimli olabildiği zamanları çoğaltırlar.

“Küçük çocuklar ailenin en eğlencelisidirler. Ailenin ilgisini çekmek için daha fazla eğlenceli olmak isterler. (insider.com)”

6. Küçük çocuklar saf olarak görülür. En küçük çocuklar ara ara “sen safsın seni kandırırlar” veya benzeri cümleler duymuşlardır. Bunun bir sebebi ilgi çekmek için her türlü palyaçoluğu sonunu düşünmeden yapmaya hazır olduklarından ve sonunda sosyal olumsuz tepkilerden “nerede ne yapacağını bilmeyen” birisi olduğu tepkisi aldığından olabilir.

Bunun diğer bir sebebi de, aşağılk kompleksine çabuk kapılan küçük çocuk kendi değerinden sürekli emin olamaz. Dürtüselleşebilir. Bu da kendinden güç almak yerine başkasından güç almaya ve başkasının dediklerine daha çok kulak asmalarına neden olur. Kişisel sınırları daha zayıftır ve başkalarının dediklerine daha kolay ikna olurlar. Bu ilerde ilişkilerde bağımlı davranışlara sebep olacaktır.

7Küçük çocuklar saf konumuna düşmekten çok korkar. Bazen tanımadığı insanlara bile çabucak inanırlar. Biri gel dediğinde çabuk kanıp gidebilirler. Bir arkadaşı onun eşyasını alsa ve getirmese geri istemeyebilir, sorgulamayabilir. Her kesin kendileri gibi natürel ve iyi niyetli olduğunu düşünebilirler.

Birinin dediğini kabul ettiğinde sonradan dalga geçilme, kandırılma ve saf yerine konulma durumunu en az birkaç defa yaşamıştır ve kendini savunmamıştır. İnsanlara güveni kırıktır. Ondan daha iyi düşünebilecek daha olgun insanların yanına gitmek istememesi ve düşük profillerin yanında daha rahat etmesi bu yüzden olabilir.

Küçük çocuklar pek görülmezler

8. Küçük çocukların fikri ve itirazları pek dinlenmez. Tartışmalara 1-0 yenik başlarsınız. Zaten küçüksünüz ve fikrinizin dinlenmeyeceğini düşünürsünüz. Siz bir fikrinizi söylerken size hemen “şunun lafı bitsin de muhabbete dönelim” diye bakarlar. Gerektiğinde sustururlar. Konuşmaya hakkın yokmuş gibi gelir. Arada öylesine konuşmuşsun gibi hissedersin. Ne dese tutmaz inancı büyüyünce de devam eder. Halbuki ailenin küçük çocuğu olarak değil de tecrübe ve donanımına göre değerlendirilmelisinizdir.

 

“Küçük çocuklarda “Ne yapsam önemli değil” inancı baskıdır. (Kevin Leman, PhD)”

 

 

9. Büyüklerle kavga edemezsiniz. Tüm vücutlar sizden büyüktür. Her türlü ezilirsiniz. O yüzden sözcükleri kullanmayı öğrenirsiniz. Zihninizi geliştirmek ve olgun fikirler üretmeye zorlarlar. Bu bir bakıma iyidir çünkü çok okuma ve çok çalışmaya yönlendirilirsiniz. İyi bir konuşmacı veya yazar olmaya itilirsiniz.

Sullowayın dediğine göre;

İlk doğanlar daha büyük olduğu için, fiziksel agresyon veya gözdağı vermeye daha yatkın olurlar. Daha az uzlaşmacı olurlar. Bu yüzden küçük kardeşlerine daha patroncu ve baskın olurlar. Küçük çocuklar da kendilerini ifade etmenin farklı yollarını ararlar. Daha düşük güç stratejilerini kullanırlar. Sızlanma veya ağlama, rica, mizah, tatlı dil, sosyal becerilerini kullanırlar ve zorlandıklarında ise anne-babasından yardım isterler. (Frank J. Sulloway)

 

“Büyük kardeşinize yumruk atamadığınız zaman, sevimli olarak onu etkisiz hale getirebilirsiniz, veya sezgilerinizi geliştirirsiniz.(Jeffrey Kluger)”

 

10. Cool şeyler yapmanıza izin verilmez. (Bazı ailelerde geçerlidir.) Örneğin ergenlikte herkesin yaptığı gibi küpe takmak veya saks mavisi tişört giymek istediğinizde size buna hakkınız yokmuş gibi veya bunun için yeterince büyümediğinizi düşündürtebilirler. Halbuki içinizden gelmiştir. Ama size layık görmezler. Eleştiriler ilk başta büyük kardeşlerden bile gelebilir.

11. Küçük çocuklara yeni alınmaz, büyüklerin eskilerini kullanırlar. Küçük çocuklar eskileri giymeye alıştırırlar. Bunun iki yönü vardır. İyi yönü; ne alacağına karar vermek için büyük kardeşlerinkileri deneyip kafasında netleştirme fırsatı yakalar. (onedio)

Kötü yanı ise hep içlerinde yeniye karşı özlem vardır. Bazı küçük çocuklar aileye destek oluyorum övgüsünü almak için eskileri talep eder ve artık yeni bir şey isteyemez duruma bile gelebilirler. (Bu sadece bazı aileler için geçerlidir.) İlginçtir ama bazı kişiler en küçük çocukların ikinci el araba alma eğilimi daha fazladır diyorlar. (eksisozluk).

Başka bir gözlem de; ailenin tasarrufuna katkıda bulunma davranışı çok sık olduğunda, aileye ait olmak ve ailesinin sevgisini kazanmak için sıkıntısını üstlenmek isterler, bu durumda çocukta kıtlık bilinci bile oluşabilir.

Aşağılık kompleksini yoğun yaşarlar

12. Çocukluğunuzun çoğunluğunda ailedeki en zayıf sizsinizdir. Herkesin sizden daha büyük olduğu ve daha iyi düşündüğünü iddia ettiği bir ortamda küçük çocuk olarak daha ne hissedebilirsiniz ki.

Büyük kardeşleriniz tarafından alay edilerek sataşılırsınız. Onlara cevap verdiğinizde veya ışıkları söndürmediğinizde bile korku yaşarsınız. (insider.com)

Herkes size tavsiye verebilecek durumda ve siz hayır diyemiyorsunuz.

13. Küçük çocuklar aşağılık kompleksine yatkındırlar. Adler’in dediğine göre küçük çocuklar sürekli aşağılık hissiyatı yaşamaya yatkındırlar veya yaşarlar. Yan görselde gördüğünüz gibi aşağılık kompleksinin ana belirtileri şunlar;

  • İlgi arama
  • Sosyal ortamlardan geri çekilme
  • Aşırı hassasiyet
  • Evreni suçlamak
  • Hata yapma korkusu

Ailede herkes onu ikinci plana attığından kendini bir türlü kanıtlayamamanın öfkesini derinlerde tutar. Aşağılık kompleksine çabuk kapılan küçük çocuk ya kendine kapanır ya da sürekli kendilerini kanıtlamaya çalışırlar. Bir türlü büyüyemediğini düşünür.

Bu kendini kanıtlayamamışlık hissi tüm hayatını sarar ve tüm hayatını kendini kanıtlamak için çabalar. Hemen hemen her durumda aşağılık kompleksine çabuk girerler.

Aşağılık kompleksindeki küçük çocuk hep üstün olmaya çalışır yoksa öfkelenebilir. Eleştiriyi asla kabul etmez ve olumlu bir eleştiriyi bile kişisel saldırı olarak algılarlar. Üstüne üstlük karşısındakini eleştirir, onun zayıf yanlarını bulur, karşısındakini suçlama, kontrol etme ve zarar verme eğilimindedirler. Karşı tarafı güvensiz yapmaya çalışırlar. Davranışları kaba gözükebilir. Çevreleriyle ilişkileri bozulur ve toplumdan uzaklaşırlar.

14. Küçük çocuklar çevresinden daha etik yaşadığını göstermek ister. O kadar iyi olmak ister ki, sadece kendisini güçlü tutmak ister ve diğerlerini daha aşağı pozisyonda tutmaya çalışır. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

15. Bir şeyin ondan önce bilinmesini istemez. Bir şey ondan önce söylendiğinde sanki daha öncesinden onu biliyormuş gibi gözükmeyi sever. “Ben zaten biliyordum” deyip kendinden emin bir tavır oluşturmaya çalışır. Küçük çocukların aşağılık kompleksine çabuk kapıldığını biliyoruz. Kendinden daha çok bilen veya büyük insanların olduğu ortamlarda bunu daha çok yaşarlar. O yüzden böyle ortamlara da girmek istemezler.

Onların planlarına dahil olamama korkusu yaşıyor olabilirsiniz. Bu durum küçükken ki aile ortamı ile aynıdır. En küçük çocuk olup önemsenmediği bir duruma düşmekten ömrü boyunca çekinecektir. “Niye sen söylemedin”, “yapamicaksın galiba sen” gibi sözler duymak sinirlerini zıplatır çünkü bu sözler onu aşağılık kompleksine sokar ve dışarıda kalmışlık hissi verir.

İlgi çekme manyaklarıdır

16. Sevilmek küçük çocukların en temel istekleridir. İnsanları memnun etmeye çalışırlar. Eleştiriye hassastırlar. Sürekli beğenilmek ana dürtüleridir. Nasıl kabul edileceklerini hep düşünürler ve aksiyon alırlar. Bu fikirler kişilik değerlerinin tek ölçüsüdür. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

17. Küçük çocuklar bir şey istediklerinde hemen olsun isterler. Bunun birkaç sebebi olabilir. 1) Dürtüsellik küçük çocuklarda sadece sonucu düşünmeye ve süreci pas geçmeye yönlendiriyor. 2) İstedikleri şeyi hemen ele geçirip onu göstererek övgü toplamak için kullanmak ister. Hemen her şeyin sonunu çabucak görmek isterler. Süreci kaldıracak sabrı gösteremezler.

Birçoğu zaman süreci ilerletecek bilgiyi toplamak ve kendilerini yetiştirmekten de kendilerini uzak tutarlar. Bir çeşit sorumluluk almak ve büyümeyi reddetmektir. Bu da birçoğu işte küçük çocukların başarısız olmalarına sebep olur.

En kötüsü de birazcık ilgi alsalar bu onlara uzun süre yeter. Mesela bir ebeynden ufacık bil ilgi görse bir hafta bu ilgi onlara yeter. Bu da o haftayı keyifle geçirmelerine yeter. Bu bir hafta küçük çocuğun gevşemesine, birşey yapmamasına sebp olabilir.

Sabır küçük çocukların imtihanı gibidir.

Eğer hemen ona kendi çabalarıyla üretemiyor veya erişemiyorsa onu birinden almak isterler. O kadar bencil ve gözü kör davranabilirler ki insanların ona istediklerini vermeleri gerektiğine bile inanabilirler. Bazen arkadaşlarını bile harcayabilirler.

“Büyümeyi reddedenler çevresindekilerin onların ihtiyaçlarını sürekli karşılamak zorundaymış gibi hareken eden ve bu olmadığında da sinirlenen kişilerdir. Çevresindekileri “benim yanımda olun, bana zaman ayırın” diye uzandırırlar. (Bilinçaltı oyununu boz-Abdullah Canıtez)”

18. Bir şey sorulduğunda hemen cevap vermek isterler. Bu onların saçma sapan, yalan yanlış cevap vermesine sebep olabilir. Dışarıda kalma ve aileye dahil olamama korkusu küçük çocukların ana korkusudur. Bir şeyi cevapsız bırakmaları, onların fikir sahibi olmadıklarını gösterir diye korkarlar. Her şeye hemen cevap vermek ve konuşulan konuya dâhil olmak isterler.

Bu anlık tepkiler dürtüsel olmanın da sonucudur. Dürtüsel çocuklar;

  • Yanıt vermeye engel olamazlar
  • Akıllarına ilk geleni yaparlar
  • Ortamın uygunluğunu anlamadan söz almadan konuşabilir, bağırabilir ve gülebilir.
  • Söz kesebilirler, olaylara aşırı tepki verebilirler.

19. Çok soru sorarlar. Sorarken amaç büyüklerin düşündüğü gibi onun da konulara ilgili olduğunu göstermek, düşünce sürecine katkı sağladığını hissettirmek, “beni de sayın ben de sizin gibi büyüğümü kanıtlamak istiyorum, bak ben de doğru sorular soruyorum”dur. Fakat mutlaka büyüklerin düşündüğü kadar etraflıca düşünemediği için reddedileceğini düşünüp fikir beyan etmez sadece soru sorar.

Bu sadece ergenlik döneminde olup yetişkinlikte bilgi edinip yorum yapabildikçe geçen bir huy olabilir.  Aileye ve kararlara katılmak ister. Sürekli “sen küçüksün karışma” bakışlarını kırmak isterler.

20. Küçük çocuklar her şeye yardım ederek dikkat çekmeye çalışır. “Ben her şeye koşturuyorum, her kese yardım ediyorum, bana herkesin ihtiyacı var” izlenimi verirler. Hatta “bunu başkası yapmıyor bir tek ben yapıyorum” imajı verirler.

Kimsenin dokunmadığı alanlar, birçok kişinin yapmak istemediği terk ettiği işleri bile küçük çocuklar üstlenirler. Bunlar onun çalışma ve kendini gösterme alanlarıdır. Bu alanlar küçük çocuğa onay ve övgü garantisi veya fırsatı verebilir. Temel güdülerinden biri olan sevilmek, onay almak ve “Aferin”i kapmak için çalışırlar.

21. Planlarını paylaşmaz, birden ortaya çıkarlar. İnsanların onu öveceği bir şeyi gizlice yaparlar ve sonradan ben yaptım diye ortaya çıkıverirler. Hatta anlatırken mütevazi duruş sergilerler. “Benim için bunlar normal, daha fazlası da var” imajı verirler. Alacağı övgüyü arttırırlar. Hatta kendisi de anlatmaz, önce fark edilmesini bekler. Fark edilmeme ve ilgi çekmeme ihtimaline karşılık hep mütevazi ve kendinden emin tavrını sürdürür.

22. Kurnazlığının övülmesini severler. Kurnazlık biraz içinde sessizce bekleyip gözlemleyip beklenmedik bir zeka beklentisi göstererek istediğini elde etmektir. Bu zeka insanları şaşırtır ve yüzlerini gülümsetir. Övgü almış sayarlar. Küçükken kurnazlığın övüldüğü ailelerde bu daha çok görülür.

23. Küçük çocuklar ilgi manyaklarıdır. Herkesin onu sevdiğini düşünürler. Herkesin onu kıskandığını, bayıldığını, başkasıyla arkadaşlık etse onu diğerlerinin kıskanacaklarını, kaçırdıklarını düşüneceklerini düşünür. (Ergenlikte fazlayken yaşla birlikte azalır) Halbuki yalnızlığa boğulup bir an önce arkadaş bulmak için çıtayı düşüren küçük kardeşlerin her kesin onu kıskandığını düşünmeleri sadece buna ihtiyaç duymasındandır, gerçekte öyle olduğundan değildir.

Çünkü aslında ilginçtir ki küçük çocuklar övülmeyi çok sevseler de iltifatları alamazlar.

“Kişilik ve bağlanma stillerinin incelendiği bir araştırmada küçük çocukların büyük çocuklara göre daha kıskanç olduğu tespit edilmiş. (Buunk, 1997)”

24. Sürekli onlara nazar değdiğini düşünürler. Çok ilgi çektiğinin kanıtı olarak “nazar değdi” cümlesini bazen kullanırlar. Bunu kanıtlamak için kızlar kısa elbise giymeyi marifet sanarlar. Çünkü herkes onu izliyordur. Herkes kıskanır ve nazar değdirir. İçinde “ufak” bir narsizma barındırır.

25. Kendilerini asil görmek isterler, göremediklerinde çabuk kurban rolüne düşerler. İnsanların acımasını veya sempatisini kazanmak için asillik ve kendine acıma duygusu içinde masumca veya aktif bir şekilde zarar yapma eğiliminde çok olurlar. Ölümleri bile haklı ve asil olmalı. Acı duyduklarında ise bu diğerlerinin haksız davranışlarından dolayıdır. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

Manipulasyon yapmaya alışmışlardır

26. Küçük çocukların birçoğu maniplatordür ve insanları kontrol etmeyi severler. İnsanları manipüle ederek hedeflerine ulaşmayı severler. İnsanların onlar için bir şey yapmasını sevgi göstergesi olarak da algılayabilirler ama onlar için bir şey yapıldığını da düşünmek isterler. Bunu da diğer arkadaşlarına anlatmak onlar için büyük bir zevktir.

“Bir araştırmaya göre; en küçük çocuklar amaçlarına ulaşmak için pasif, manipülatif yolları, cazibe, ikna, şikayet ve hatta suçluluk duygusunu kullanabilirler. (Stewart et al., 2001)

“Başka bir araştırmaya göre küçük çocuklar cazibe ve diğerlerini memnun etme becerilerini aile içinde önem kazanmak için kullanabilirler. Gfroerer et al. (2003)

Bonus*

            “Bazen manipülasyonu defans mekanizması olarak kullanırlar. Kendi düşük özgüveni, yetersizlikleri, yargılanma korkusu, suçlanma korkusundan kaçmak için başkalarını suçlayarak kontrol etmek isteyebilirler. (goodtheraphy.org)”

           “Eğer kibar bir insansanız ve insanlara yardım etmek istiyorsanız manipülatörler sizi kullanabilirler, fakat ihtiyacınız olduğunda size yardım etmezler. (Psych2go)”

           “Kontrolcü insanlar size insanların önünde adi şakalar yapabilir veya eleştirebilir. (healthline.com)”

27. Küçük çocuklar başkasına iş yaptırmayı severler. Başkasını kontrol etmenin birkaç çıkarımı olabilir.

  • Kendi küçük çocuk olduğu için hep bir aşağılık kompleksi barındırırlar ve bunu tetiklemeyecek bir ortam yaratmak isterler.
  • Karşı taraf üzerinde etkisi olduğunu düşünmelerini sağlar
  • Başkasına söz geçirebildiğini kanıtlar
  • İnsanların onlara yardım ederek sevdiklerini veya ilgi gösterdiklerini hissettirir
  • Asil olduklarını düşündürür
  • Kendileri yaparlarsa hata ihtimali vardır, başkasına yaptırıp asilliklerini bozmazlar
  • Tavsiyelere tepkili olduğu için eleştiri riskine girmezler
  • Biri benim için şunu yaptı diyerek çevresine göstermek için malzeme toplarlar
  • Kendini gösterebileceği bir şey değilse zaman harcamak istemezler.

28. Küçük çocuk bir şey istediğinde savunmak zorunda kalmak istemez. Hemen kabul görsün de beni uğraştırmasın derler. Aslında kabul görmeyeceğinden korkuyor olabilirler. Yeterince etraflıca düşünmemiş olmalarından korkup, “sen bilemezsin çekil kenara” denmesinden korktuğu için hemen bu korkuların üstünü örtmeye çalışır. Önerisi hızlıca onaydan geçsin isterler.

29. İyi ya da kötü bir şeye sebep olduklarında kendilerini başarılı hissederler. Küçük çocuğun en büyük motivasyonu bir işe yaramak, bir şeyleri tetiklemek, bir şeylerin onun yüzünden olmasıdır. O artık bir şeydir. İnsanları kavgaya bile sürüklese içten içe bir şeyin sebebi insan olarak bilinmek ister. Olumlu ya da olumsuz olması önemli değildir. Bir şekilde sonradan haklı çıkarmaya çalışır. Ama çoğu zaman tepki çeker. Bence bu nokta birçok küçük çocuğun düştüğü hatadır.

“Amaç dikkat çekmek olduğunda ilginin pozitif veya negatif olması önemli değildir. (aconsciousrethink.com)”

30. Bazen küçük çocuklar yapabileceklerinden daha fazla sorumluluk alırlar. Manipülasyon özelliğidir. Çok iş alıp diğerlerinden daha fazla iş yaptığını gösterip sonra yapmayanları suçlamak isterler. Kendilerini kurban gibi göstermeyi severler. Bu şekilde küçük çocuk bazen puan toplayacağını düşünebilir.

31. Küçük çocuklar her şeye karşı çıkarlar. Hataları çabuk yakalama becerisi gelişmiştir. Tüm programlara ve başkalarının ihtiyaçlarına kendini karşı hissederler. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

32. Küçük çocuklar kontrolcüdürler. Hayatı kontrol etmeye çalışırlar veya hayatın onu kontrol etmesinden korkarlar. Sürprizleri sevmezler, kendiliğindenlik kontrol edilir. Duygular çoğunlukla maskelenir ve diğerlerinden saklanır. Entellektüellik, haklı olma ve zerafet en önemli değerleridir. Doğru zamanda doğru şeyi söylemek en önem verdiği şeydir. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

33. Küçük çocuklar için haklı olmak çok önemlidir. Hata yapmaktan çok kaçınırlar. Eğer hata yaparlarsa diğerlerinin ondan daha yanlış olduğunu düşünerek rasyonalize ederler. Küçük çocuk için haklı olmak bir takıntı haline gelir. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

34. Küçük çocuklar duygularını gizlerler. Mantıklı düşünmenin hayatın her problemini çözeceğini düşünürler. Duygularını genelde rasyonalize, zihinleştirme yaparlar. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

Büyük kardeşlerlerle arasında bir rekabet oluşur.

Büyük kardeşler daha çok sayılır

35. Küçük çocuklar büyük kardeşlerin daha çok sayıldığını düşünürler. En küçük çocuklardan beklentinin az olması, sevimli çocuk muamelesi yapılması, büyük çocuklara gösterilen ciddiyeti en küçük çocuğa ailenin göstermemesi, içten içe ciddiye alınmama öfkesini doğurur.

36. Büyük kardeşleri daha zeki, hızlı düşünen ve tecrübeli görürler. Bir bakıma bu asla aşamayacakları bir duvar olarak düşündüklerinden tecrübe, alfalık, donanım, zeka gibi konularda yarışmayı görünürde bırakırlar. Ama içten içe hırslıdırlar. Bunun için büyük kardeşin bir şey yapmasına bile gerek yoktur, küçük kardeşin penceresinden görünen odur.

“Küçük çocuklar büyük kardeşlerini daha büyük, hızlı ve daha zeki görürler. (Sulloway)”

37. Standartları büyük kardeşin başarıları belirler. Büyük kardeşin başarısı ailenin ilk belirlediği standart gibidir. Küçük kardeşten aynı başarı beklenir. Küçük kardeşe o başarıyı isteyip istemediği bile sorulmaz. Büyük kardeşi size kriter gösterirler. Büyük kardeşle yarışmaya zorlarlar. Sizin içinizde hiçe sayılmanın verdiği enerjisel direnç oluşur. Büyük kardeşle yarışmayı reddedip kendinizi gösterecek başka yollar ararsınız. Kardeşler arasındaki bu rekabeti aile her gün bilmeden tetikler.

38. Büyük kardeşlere yeni bir şey öğretirken ki heyecanı aile en küçük çocukta yaşamaz. Büyük kardeşe gösterdikleri öğretme sabrını küçük kardeşe göstermezler. Sizden büyük kardeşiniz gibi hemen yapmanız beklenir ve onunla karşılaştırılırsınız. Kendinizi daha hızlı öğrenmeye zorlarsınız. Hemen öğrenemediğiniz için yapamıyor ve beceriksiz hissedebilirsiniz.

“Küçük çocukların yaptıkları hiçbir şey orijinal değildir. Büyük kardeşler zaten okumaya, yürümeye, bisiklet kullanmaya başladı bile. Bu yüzden anne baba küçük çocukların başarılarından heyecan duymaz ve hatta “niye bu çocuk daha hızlı öğrenmiyor” diye merak ederler (Dr. Leman)”

“Yapılan bir araştırmada ebeveynler ilk doğan çocuklarla küçük kardeşlere göre daha fazla yüz yüze iletişim kuruyorlar. Keller and Zach (2002)

“Yapılan başka bir araştırmada ebeveynler ilk doğan çocukla daha fazla beraber zaman geçirdikleri, daha fazla yardımcı oldukları, daha fazla korudukları, besledikleri, onay verdikleri, özdeşleştikleri ve daha fazla duygusal yakınlık kurdukları tespit edilmiştir. Mendelson and Gottlieb (1994)”

Bu araştırmadan küçük çocukların anne-babayla daha az zaman geçirdikleri, daha az yardım aldıkları, daha az korunduklarını hissettikleri, daha az onaylandıkları, daha az özdeşleştikleri ve en önemlisi daha az yakınlık kurdukları sonucunu çıkarıyoruz.

39. Ailesinin ilgisini küçük çocuk yalnız başına çekemez.

“Bir araştırmaya göre kardeşlerin arasında anne-babanın sevgisini, iyiliğini ve ilgisini çekmek için doğal biyolojik bir dürtüye sahiptirler. (Frank J. Sulloway)”

Her ne kadar anne babanın ilgisini küçük çocuklar çekmeye çalışsa da anne babayla doğrudan muhatap olmazlar. Her konuda önce büyük kardeşler vardır. Her defasında hiyerarşide en altta olmak can sıkıcıdır. Anne babayla doğrudan iletişim kuramayan küçük çocukların bağ kurma becerisi de bu yüzden biraz kırıktır. Bu biraz devreciliktir ve bunu kabul etmeyen bir tarafları hep vardır.

40. Kötü olaylar küçük çocuktan önce büyük kardeşlere söylenir. En küçük çocuklar ciddi konuları konuşmaya layık görülmezler. Bu durum varsa büyük kardeşe söylenir. Çünkü büyük kardeş ciddi olayları kaldırabilecek kadar büyümüştür. Bu da küçük çocukların yufka yürekli ve yeterli olgunlaşmaya gelmediği hissiyatını yaşatır. Küçük çocuklar hep büyük kardeşin gölgesinde büyür. Bir türlü büyüdüğünü kanıtlayamamışlık hissi yaşar.

41. Büyük kardeşin ebeveynden daha fazla etkisi vardır. Büyük kardeşler ebeveynlerle arasındaki engel gibidir. Büyük kardeş bir şeyi ilk bilen olduğu için küçük çocuğu eleştirebilir ve yol gösterebilir. Büyük kardeşin sırf akıl verme pozisyonunu korumak için akıl vermeye çalıştığını küçük çocuk içten içe bilir. Bunu büyük kardeşin de bildiğini bilir ama pozisyonunu korumak için yaptığını itiraf etmeyeceğini bildiğinden sinirlenir.

 

 

Büyük kardeşler küçük çocuklara vekil ebeveynlik yaparak anne babanın ilgisini kazanmaya çabasındadır. Büyük çocuklar bu yüzden anne-baba destekli, işine bağlı ve otoriteye saygılıdır. (Frank J. Sulloway)

 

 

Küçük çocuklar da büyük kardeşin ebeveynliği yerine ailenin boş zamanlarını kollarlar.

42. Küçük çocuklar kendilerini isyankar yaparak ayrıştırırlar. Aile beklentileri büyük kardeş üzerinden şekillendiği için zaten yol almış birini örnek göstermek en küçük çocuk için kabul edilemez. Ailenin ilgisini kazanmak için çabalamada geç kalmışlık hissi yaşar. En küçük çocuk bu kıyası reddeder ve rekabete girmez. Rekabetin olmadığı başka alanlarda kendini geliştirmeye yönelir.

“Büyük çocukların başarısına ulaşamazsa küçük çocuk başarısızlıklarına bahaneler bularak kendini savunmaya çalışabilir.” (Alfred Adler)

 

 

43. Küçük çocuklar izin almak için uğraşmaz. İhtiyaçları olmasa bile alınmış izinleri kullanırlar. Büyük kardeş dışarı çıktığında küçük çocuk de çıkmak ister. “Sen neden dışarı gidiyorsun” diye sorulduğunda büyük kardeşe izin verilmesi normalken ben niye sorgulanıyorum diye öfkelenirler. Bunun onun da hakkı olduğunu kanıtlamak için büyük kardeşin aldığı hakkı kullanıp daha da genişletmeye çalışır. Bu şekilde sorgulanmaması gerektiğini anlatmaya çalışır.

Ailesine beni de sayacaksınız öfkesiyle olabildiğince sınırları genişletmeye çalışır. Bu her sınırı genişletmeye çalışma tüm yaşamlarına yayılabilir ve sürekli sınır genişletmeye çalışan isyankar bir insan ortaya çıkar. Çünkü küçük olduğu için bazı şeylere hakkı olmadığı inancıyla boğuşur. Bu da hırslı, rekabetçi olmalarına sebep olabilir.

Rekabet ederler

44. Sürekli hareket halindedirler. (Kabuğunu kıranlar için geçerlidir) Küçük çocuklar hırslı ve sürekli bir şey başarma çabasındalardır. Olabildiğince az mola verirler. Her gün ne kadar yol aldığını düşünürler. Hayat küçük çocuklar için müthiş bir yarıştır. Hedeflere kolay ulaşamazlar ve kendilerine öfke seviyeleri artar.

Günlük hayatta da öfke patlamaları şeklinde kendilerini gösterirler. Bir kişi şunu demiş; “Nereye gittiğimi bilmiyorum ama sürekli ayağım gaz pedalında.” (Aile diziminde pozisyonların önemi)

“Adler’in gözlemlerine göre en küçük çocuklar büyük kardeşleriyle sürekli bir yarış halindedirler. Sonuç olarak kendileri ve çevresindekileri için çok yüksek standartlar ve beklentiler koyarlar. (Adler, 1929)”

“Başka bir araştırmaya göre; en küçük çocuk ve tek çocuklar makul olmayan hedefler koyduklarından daha çok psikiyatrik problemler yaşarlar. (Carballo et al., 2013; Gnilka et al., 2012; Rice & Van Arsdale, 2010)”

“Başka bir araştırmaya göre; makul olmayan yüksek hedefler koyduklarında da bir şekilde başarısızlığa uğradıklarını düşünürler. Bu da küçük çocukları hayal kırıklığı, düşük özgüven, depresyon, başarısızlıkları için kendilerine öfke ve yüksek stres seviyesine maruz bırakır. (Gnilka et al., 2012; Rice & Van Arsdale, 2010).”

“Başka bir araştırmaya göre; makul olmayan hedefler koyan küçük çocuklar daha fazla mental sağlık sorunları ve duygusal durum bozuklukları yaşarlar. (Carballo et al., 2013)”

“Başka bir araştırmaya göre; makul olmayan hedef koyma diğer çocuklara göre daha çok alkol kullanımı ve psikiyatrik sorunlara yol açıyor. (Eckstein, 2000)”

45. Hayatını büyük kardeşini geçmeye veya kanıtlamaya odaklanmış hissederler. En küçük çocuklar büyük kardeşleri müzmin rakip olarak görürler. Onlarla içten içe bir yarış halindedirler. Hatta İstanbullu gelin dizisinde bu konu bir sahnede işlenmiştir. 49. Bölümde Anneleri küçük kardeşe “sen yarışmaktan önünü görmedin” diyerek eski anıları depreştirmişti.

46. Bazen de sizi büyük kardeşe örnek gösterirler. Büyük kardeş yanlış bir şey yaptığında sizden örnek olmak adına o davranışın doğrusunu beklerler. Siz de hemen cevap vermek istersiniz. Birçoğu zaman büyük kardeşin yaptığı yanlışın doğrusunu bilemeyebilirsiniz. Ama söz sahibi olma fırsatını da kaçırmak istemezsiniz. Bir şey söylersiniz ve bunu haklı çıkartmaya çalışırsınız. Yoksa büyük kardeşin “o da bilemedi” demesinden korkarsınız. Alttan alta büyük kardeşi düzelten biri olmak ona karşı suçlu ve mahcup hissettirir ve korkutur.

47. İkinci adam olma eğilimi gösterirler. Büyük kardeşin yol göstermesine mecburmuş gibi sürüklenirler ve içten içe bunu kabul etmezler. Büyüdüklerinde de yol gösterenlere hep biraz tepkilidirler. Hep kendi fikirlerini kafada bir gün uygulamak üzere oluştururlar.

Büyük kardeşle zaman geçirirken büyük kardeşin açtığı güvenli alan sayesinde küçük çocuklar kendi fikirlerini oluştururlar. Fikirlerini gizleyip sonradan gizlice yerine getirirler. Küçük kardeşlerin her zaman gizlediği bir parçası vardır.

En küçük çocuklardan “kirli çıkı” çok çıkar.

Birden başarıyı ortaya çıkarıp şaşırtmayı severler. Güvenli ortamda fikir oluşturma kolaylığını yalnız başına kaldıklarında bulamadıklarından kendi güvenli alanlarını oluşturmak zorunda kalırlar ki bu da onları sonradan en çok zorlayan şeylerden biridir. Güvenli alanın bitmemesini ve birinin onu korumasını isterler.

Büyük kardeşler haksızlığa uğrarlar

48. Büyük çocuklar ilk suçlanır, küçük çocuklar korunur. Bir tartışma olduğunda en küçük çocuklar genelde sorun çıkaran olarak ilk akla gelenler değildir. Kesin büyük çocuk çıkarmıştır. İlk fırçayı büyük çocuk yer. Her kardeş kavgasında küçük çocuk hep masum görülmüş hatta sevilmiştir, korunmaya çalışılır.

Haliyle küçük çocuk masumiyetini hep korumaya veya öyle gözükmeye çabalar. Suçlu olduğunda bile masum gibi gözükmeye ve rol yapmaya kendini alıştırır.

49. Küçük çocukların hayat stratejilerinden biri masum maskesini hep aktif tutmaktır. Masumiyeti sevimlilikte bulur. Sevimli gözükünce kavgacı gözükmeyeceğini ve korunacağını anlamıştır. Doğada da hayvanlar arasında sevimlilikle tehlike savuşturmak yaygındır.

Tehlike altındaki bazı hayvanlar da saldırıya uğrama ihtimaline karşı yere yatıp çocuksu ve sevimli davranarak “ ben tehlikesizim” imajı verdiği ve tehlikeyi savuşturduğu bilinir. Küçük çocuk suçlanmaktan hep bu şekilde kurtulur.

50. Tüm suçu büyük kardeşe atabilir. Kendisi hiç kabahatli değilmiş gibi kendi kabahatli olduğunda bile suçu büyük kardeşlere yıkmayı öğrenir. İçten içe vicdan yapsa da kendi pozisyonunu korumak için büyük kardeşini ateşe atabilir. Kendini haklı çıkarmak için zaten küçük çocuk olduklarını ve önemsenmediğini öne sürer.

Manüpüle etmede küçüklükten itibaren her gün ustalaşır. Yaptığı yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak için yetişkinlik hayatında duygularını saklayan ve gerektiğinde yalan söylemekten çekinmeyen manüpülatöre dönüşebilirler.

“Küçük kardeşler her türlü hikayeyi kendi avantajlarına çevirebilirler.” (huffpost.com)

Küçük çocuk aslında içten içe vicdan yapar

51. Büyük kardeşlere karşı ince bir mahcubiyet hissederler. Büyük kardeşler ilk izin yollarını açan, ilk yanlışı yapan, ilk tokadı yiyenlerdir. Küçük çocuk da yanlışlara bakıp büyük kardeş sayesinde doğruları veya kabul gören şeyleri yaparlar. Fakat bunları büyük kardeşlerin acılarıyla öğrenir. Onlara borçludurlar. Belki de küçük kardeşlerin ikinci adam olmaya yatkın olmaları büyük kardeşlerine vicdan borcu ödemektir. Bunu asla söylemezler.

“Küçük çocuklar büyük çocukların başarı veya başarısızlıklarını gözlemleyerek öğrenirler. (huffpost.com)”

52. Büyük kardeşle aynı şeyi istemekten çekinirler. Büyük kardeşin bir şey istediğinde yediği azardan sonra küçük çocuk artık aynı şeyi isteyemez hale gelirler ve isteklerini bastırırlar. Büyük kardeşin “sen de aynı şeyi istiyordun ama azarı ben yedim” demesinden çekinirler. Kendi isteklerini bastırmalarına sebep olur.

Belki de küçük çocuğun gerçek duygularını ve isteklerini ilk bastırmaları bu zamanlarda başlar. Küçük çocuk vicdan borcunu ödemek için ikinci adam olmaya razı hale gelir.

53. İçten içe en küçük çocuklar büyük kardeşlerine karşı borçludurlar. Bu borçluluk başarılarını gizleme, büyük kardeşin önüne geçmeme eğilimi göstermelerine sebep bile olabilir. Onları başarı konusunda geçerlerse hem onlardan faydalanmış hem de onları kullanmış hissederler. Küçük çocuklar büyük kardeşlerle hem rekabet etmek hem onları geçmemek arasında kalırlar.

Vicdan borcunu çok başarılı olmayarak veya onları geçmeyerek ödemeye çalışırlar. Veya başarının kendisinin isteyerek değil de çevresel şartların iyi olması, şans veya fırsatlar sayesinde olduğunu kendini ve çevresini ikna etmeye çalışırlar ki gerçek sebebi onların çabası olmasın, şans olsun.

Aileye bağımlı gibidirler

54. Küçük çocuklar ailelerine daha fazla bağımlıdırlar. Dışarıdan bağlılık gibi gözükse de bağımlılık olduğunu da gözlemleyebilirsiniz. Diğer çocuklar ailenin işlerinden ve yaşlılıklarında bakımından uzaklaşsalar da küçük çocuklar uzaklaşmaz. Bunun birkaç sebebi olabilir.

  • Büyümeyi reddettiği için hayatın gerçeklerine, sorumluluk almaya ve ciddiyetine henüz hazır değildir ve aileden bir türlü çıkmak istemezler.
  • Dış dünyadaki başarısızlığını aile yanında durarak gizlemek ve koruma bulmak isterler.
  • Büyük kardeşlerin kendi yönlerini bulmakta daha iyi yetişip kendi hayatlarını kurmaları ve gitmelerine karşın en küçük çocukların kendi yönlerini çizememiş olmaları bir sebep olabilir. Büyük kardeşlerine göre başarıda geri kalmaktansa ailenin yanında durmak bir çeşit kendini avutma çabası olabilir. (yön çizme duyguları zayıftır)
  • Büyükler gidince ailede kimse kalmadığı için son kalan olarak küçük çocuk da terk ederse aileyi yalnız bırakacağını düşünüp vicdan yapıp gitmek istemeyebilirler.
  • Aileden ve büyük kardeşlerden büyürken iyilik gördükleri için bunları ailenin yanında kalarak geri ödeme çabası olabilir. (Aile dizimi kurucusu Bert Hellinger)
  • Anne babadan daha az söz geçen anneyi koruma çabası.(küçük çocuklar anneye daha bağlıdırlar)
  • Küçükken büyük kardeşlerin önceliğinden dolayı bulamadıkları önceliği yaşama fırsatı bulmaları
  • Manipülatör özelliklerinden dolayı kardeşlerinin ilgisiz ama onların aileye ilgili olduklarını gösterip kardeşlerini suçlu hissettirmek istemeleri (aslında büyük kardeşlerinin ilgisizliğinden memnundur.)
  • Ailenin, küçük çocuklarını küçümseyip aşağılık kompleksine sokması küçük çocukların aileyi gözünde büyütmelerine yol açar, bu da onları aileye bağımlı yapar.

55. Küçükler ve büyükler gruplaşırlar. Ebeveynlerden [anne ve küçük çocuk] gruplaşırken, [baba ile büyük kardeşler] ayrıca gruplaşırlar. Bu gruplaşma baba ve büyük kardeşlerin dış dünyaya, anne ve en küçük çocuğun ev içine daha fazla yönelmesine yol açar. Küçük çocukların anne yakınlığı buradan geliyor olabilir.

56. En küçük çocuklar anneyle daha yakındır. Bazı durumlarda küçük çocuk anneye daha bağlıdır ve ailede anneyi en çok korumak isteyen kişidir. En küçük çocuklar ev işlerine daha yatkın ve anneye yardımcıdır. Anne küçük kardeşin kalesi gibidir. Kendi yalnızlaştırılmışlığını annenin masumiyeti yanında daha risksiz yaşar.

Annenin elinden alındığı zamanlar küçük çocuk için bir yıkım gibidir. Annesini koruyamadığı zamanlar onun için işkence gibidir. En küçük çocuklarda “birçoğu şeyi annem için yaptım” lafını duyabilirsiniz.

“Küçük çocuk aileden çok fazla koruma alır. Özellikle bu anneden çok gelir. Son çocuk olduğundan finalin bir sembolü gibidir. (Sulloway, 2007)”

57. Aileye daha uyumlu olmaya çalışabilirler. Eğer büyük kardeşler anne-babayı uğraştırmışlarsa küçük çocuklar daha uyumlu olarak ailenin ilgisini kazanmaya çalışır. Anne-babalar söz dinleyen, uyumlu çocuklara daha fazla tolerans gösterirler. Bu çocuk anneye karşı daha hassas ve korumacıdır. Hatta bazen anneye kızan kişilere siper olur.

Anne de bu çocuğun kendinden uzaklaşmasına ve bireyselleşmesine duygusal olarak izin vermez. Bu tip çocuklar büyüdüklerinde kendi hayatlarını kurmakta ve bağımsızlaşmakta zorlanır. (zaferdergisi)

“Ortanca ve küçük çocuklar büyük kardeşlerinden sürekli gördüğü emirler ve rekabet yüzünden sıkı liderliğe düşük toleransı vardır. Büyük çocukların rekabetçiliğine karşı küçük çocuklar ailede barış yapıcı rolüne girerler. (Adler, 1929)”

Bencillik yaparlar

58. Küçük çocuklar daha bencildirler, sorumluluk becerileri çok gelişmemiştir. Büyük çocuklar en küçük çocuklara bakmak, göz kulak olmak gibi görevler aldıklarından sorumluluk bilinci geliştirirler. En küçük çocukların küçüklerine bakmak veya göz kulak olma gibi bir görevleri olmadığından sorumluluk alma becerileri gelişmez.

Küçük çocuklar sürekli kendilerine hizmet edilecek, işleri kolaylaştırılacak gözüyle bakarlar. Hatta bunun insanların görevi olduğunu düşünecek kadar ileri giden bencilleşmeler yaşayabilirler. Bağımlı ana kuzusu tipleri oluşmaya başlar.

59. Küçük çocuklar hep kendine bir şey yapılsın isterler. Ailedeki tüm büyükler küçük kardeşe hizmet etmeye alışmışlardır. Bu onu tembelleştirir. Ama bu hizmetin kesilmesini de hiç istemez. Büyümeyi reddederler. Kendilerinin yapamadıklarını başkası yardım etsin isterler. Daha dürtüsel olan küçük çocuklarda bu hal iş ve ilişki hayatına da yansır.

“Dürtüsel tipler, kariyerleriyle ilgili adım atmazlar veya çabuk vazgeçerler. Sevdikleri kişiler onlar sorumluluk almadıkları için ilişkiyi kesebilirler. Organize olamaz ve plan yapamazlar. Parasal denetimleri yoktur. Öfke patlamalarıyla çevresindekileri uzaklaştırırlar. Dürtüsel kişilik planlı, programlı, titiz birine aşık olup çekilir. (Abdullah canıtez-Haz Bağımlılığı)”

60. Hoşgörü geliştirmekte zorlanırlar. Bu da yine şımarıklık ve bencilliğin bir sonucu.

“Ne yaparsa, ne söylerse hoş karşılanmasını beklerler, ancak çevresindekilerin en ufak hatalarına tahammül edemezler. (hthayat)”

61. En iyisi olmaya çalışırlar. En iyisi olmak da bir takıntıdır. Eğer en iyisi olmayacaksam en kötüsü olurum diye düşünme eğilimindedirler. (Aile diziminde pozisyonların önemi)

62. Başkalarının ona fikir vermeleri sinir bozucu gelir. Fikir almaya veya dayatmalara karşı alerji geliştirirler. Kendilerini esaret içine girmiş gibi hissederler. Başkalarının hızlı düşündüğü ya da ondan önce karar verildiği ve ona dayatıldığı durumlarda ya anlık bir direnç geliştirip itiraz edebilir, ya da pasif agresif bir davranışla kaçabilir.

Bu tavır dürtüselliğin getirdiği engellenme korkusunun bir sonucu da olabilir.

Örneğin aile içinde “hadi şuraya gidiyoruz” deseler orada istediğini yapamayacağını düşünür ve kendi kendini engeller, sabote eder. Gitmemek için uyur, erteler, unutur, başka işlere bakar.

Kendi kontrolünde olmayan dayatmaları sevmezler. Engellenmiş hissederler. Herkesten önce ve önde olmak isteyebilir.

Engellendiklerinde canları çok yandıklarından “ileride çok iyi bir pozisyonda olayım ki engellenmek zorunda kalmayayım inancı” bu yaşlarda gelişir. (iyihissetmek)

Ya da bazı durumlarda B planı olarak destekçi ve yardımcı pozisyonuna geçerler ve kendilerini unutturmaya çalışırlar. Beklenti içine girilmemesini sağlamak isterler.

Eğer bunu olumluya çevirebilen olursa, daha fazla övgü için daha fazla çalışmak ve başarıların altını doldurmaya çalışanlar da olabilir. Bu gerçek anlamda bireyi güçlendirebilir.

İradeleri zayıftır

63. En küçük çocuklar yönsüz ve çoğunlukla amaçsızdır. Birçoğu küçük çocuk kendine amaç edinmeyi bırakmıştır. Bunun birkaç sebebi olabilir;

  • Küçükken büyük kardeşlere tepki göstererek yollarını bulmuşlardır
  • Büyükken etki-tepki yapacağı birini bulamamıştır, kendi sesini bastırmıştır
  • Ne söylese saçmalayacağını pot kıracağını eleştirileceğini düşündüğü için yön çizme cesareti göstermezler, söylenen şeyleri yapmak daha kolay gelir
  • Ne yöne gitse orası onun yönü değil gibi gelir
  • Yanlış yaparlarsa asilliklerine zarar gelir. (asillik küçük kardeşler için temel egolardan biridir)

64. Birinden güç almaya ihtiyaç duyar. Hayata, yetişkin olabileceğine, dürtüselliğine, insanların tepkisine güvenemediği için yetişkin gibi davranamayacağını düşündüğünden birinin gölgesinde olma güdüsü taşır. Biri olmadan harekete geçemeyen küçük çocuklar çoktur. Hayat korkusu baskındır. Bunun yanında aşağılık kompleksindeki küçük çocuklar kendi kendine öğrenmekte zorluk yaşarlar ve çabuk vazgeçerler. Başkasının desteğine ihtiyaç duyarlar.

“Bir araştırmaya göre erkek küçük çocukların ablaları kendilerini daha güçlü bulurken, abilerin küçük kız kardeşleri kendilerini daha zayıf bulmuşlar. (Todd, Friedman and Steele 1993)”

65. Çabuk vazgeçmeye meyillidir. Küçük çocuklar daha çok alkış için yaşarlar. Birinin görmediği bir şeyi yapmak istemezler. Kendi isteklerinden ziyade övgü ve göstermek için yaşadıklarından kimsenin bakmadığı bir şeyle ilgilenseler boşuna zaman geçirmiş gibi hissederler. Eğer kendi kendilerine bir amaç yaratamazlarsa bırakırlar ve hiç bir şey yapmazlar. Her şeyde kolayca amaç bulamazlar. Ya kendini gösterebileceği, ya hırs yapıp kendini kanıtlayacağı bir alan olmalıdır.

Sorumluluk almak istemezler

66. Sorumluluk almak istemezler. Bunun birkaç sebebi olabilir.

  • Küçükken daha küçük kardeşleri olmadığından herhangi bir sorumluluk almamıştır. Bencil yetişir. Birine iş yapmayı kolay hazmedemez. Yaptığı işten ona da bir şey kalmalıdır.
  • Küçüklüğün rahatlığını büyüdüklerinde büyümeyi reddederek devam ettirebileceklerini düşünürler
  • Aile beklentisi azdır. Ne yapsam kabul edilir fikri oluşur.
  • Kendilerini küçük ve beceriksiz görürler.
  • Sorumluluk başarısızlık riski getirir.
  • Kendi hallerine itilip kendi yalnızlığıyla meşgul olurken birden verilen sorumlulukları artık kolayca kabul etmezler.
  • Bazı durumlarda “küçükken büyüklerin sohbetlerinin arasına sokmadınız şimdi ben girmiyorum” tribi yaşayabilirler.
  • İlginçtir ama başarı korkusu da oldukça yaygın, küçük çocuklar başarı korkusu da yaşarlar.

67. Bir şeyi kolayca sahiplenmek istemez. Daha çok sahiplenilmek ve tembellik yapmak ister. Tembellik yapmak varken niye sahipleneyim ki? Sahiplenmek sorumluluk almak demektir. Biri onu sahiplenmek isterse o da karşılığında sahiplenmek zorunda kalacaktır. Küçük kardeşler sorumluluk sevmezler. Daha kendini harekete geçiremiyorken başkasını nasıl yönlendirsin.

İlişkileri güçlü değildir

68. Duygusal zekaları biraz daha zayıftır, kolay empati geliştiremezler. Duygusal zeka, kendi duygularına ve dürtülerine hakimiyet, duygu durum kontrolü, empati yeteneği, içsel motivasyon, hayat amaçlarını temsil eder. Küçük çocuklar daha dürtüsel, duygularını çok kontrol edemeyen, hayat amacı bulma konusunda yönsüz kişiler olduğundan duygusal zekalarını geliştirmek için ayrıca çalışmalıdırlar.

“Araştırmalara göre küçük çocuklar daha fazla duygusal problem yaşıyorlar. (Abdel-Khalek, 2002; Carballo et al., 2013)”

Bonus*

Bazı araştırmalar küçük çocukların IQ’larının da geç geliştiğini gösteriyor.

“Bir araştırmaya göre büyük çocuklar anne babadan daha fazla entelektüel bilgi ve yetişkin dili öğrendiğini belirtiyor. Küçük çocuklar daha karmaşık veriler alıyorlar. Bu da büyük çocukların IQ’sunun daha fazla gelişmesine neden oluyor. (Damian &Roberts 2015; Rohrer et al., 2015)”

“Norveç’te çeşitli sosyo-ekonomik ailelerde yapılan araştırmaya göre küçük çocukların daha düşük IQ’ya sahip oldukları gözlemlenmiş. (Kristensen & Bjerkedal, 2007)”

“Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre de ebeveynlerinden daha fazla kelime duyan büyük kardeşlerin küçük çocuklara göre IQ’su daha yüksek çıkmış. (Damian & Roberts 2015)”

69. İlişkilerde liderlik becerisi geliştirmesi zordur. İlişkilerde söyleneni yapmaya ve hizmet vermeye daha eğilimli olduğundan harekete geçemez. Erkekler için bu çok daha zordur. Erkekler başı çeken olmak zorunda olduğundan ikinci adam olamazlar. Küçük çocuk olan erkeklerin iç mücadelesi daha fazladır.

Bonus*

Büyük çocuk-büyük çocuk evlilikleri veya küçük çocuk – küçük çocuk evlilikleri çevrenizde görmüşsünüzdür. Fakat bu evlilikler benzer benzeri çeker evlilikleri olabilir. Bu psikolog Leman tarafından çok desteklenmiyor.

“Bir gözleme göre, iki küçük çocuk evliliği iyi sonuç vermeyebilir. Küçük çocuklar işleri doğru delege edemeyebilirler. Bu durumda iki taraf da işleri birbirinden beklerler. Daha iyi evlilik, farklı doğum sırasına sahip kişilerle daha iyi olabilir. (Leman, 2000)”

70. Küçük çocuk sevgilisi varken kendini kanıtlamış hisseder. İnsanların kabul gördüğü sevgili sahibi olmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak gibi dürtüleri takip ederler. Kendilerini kanıtlayamamış, aşağılık kompleksine çabuk düşen, “ben size göstereceğim” zihniyetine sahip küçük kardeşler için bunlar kendini kanıtlama noktalarıdır.

Fakat bunların da bozulmasını istemeyeceği için kontrol edebileceği düşük profil sevgilileri tercih ederler. Küçük çocukların kurdukları ailede daha kontrolcü olduğunu fark edebilirsiniz.

“Küçük çocukların olmak istedikleri kişi ile oldukları kişi arasında çok fark vardır.”

71. Sevgilisiyle veya arkadaşıyla övünmeyi çok sever. Elinde dursun diye de ya kontrol eder ya da istediği her şeyi yapar. Her şeyi yapsa da sonunda sevgilisi partnerinin ilgisinden sıkılabilir ve “sen benim her istediğimi yapıyorsun” deyip bırakıp gidebilir. Bu büyük yıkım getirebilir.

72. Küçük çocuklar ilişkilerde kontrolcüdür. En küçük çocukların kontrol edebileceği partnerler seçtiğine şahit olmuşsunuzdur.

Kontrol ihtiyacı Adler’in dediği gibi aşağılık kompleksine çabuk kapılan küçük çocuklarda sıklıkla görülür. Kontrol etmenin altında biraz ilişki bağımlılığı korkusu da olabilir. Çünkü bilir ki bağımlılığa yatkın küçük çocuklar ileride ilişkide bağımlılık noktasına gelecekler. İleride zarar görmemek için kendini bırakacağı ve bağımlı olacağı ve terkedilmeyeceği ilişkiyi garantilemek isterler. O yüzden kontrol edeceği kişileri hayatlarında tercih ederler.

Bunun birkaç sebebi daha olabilir;

  • Duygusal açıdan güvenli ilişkileri tercih eder (singsaver.com)
  • Kavga etmek yerine desteklendiğini hissettiği ilişkileri seçer.
  • Karşı çıkılmasından hoşlanmazlar.
  • Bencil yetiştiğinden alma verme dengesini kurmakta zorlanır. “Benim”” duygusu gelişirken “vermem” duygusu da gelişiyor. (familybusinessmagazine)
  • İlişkiler konusunda hiçbir zaman iyi olmadığını bilir. Başkası ilişkisinde mutlu göründüğünde kıskançlık ve melankoli yaşayabilirler.
  • Partnerinin ona baskı ve otorite kurmasından korkar.
  • Tembelliğini ve hiçbir şey istemeyen tarafını tetikleyecek veya zora sokacak birini istemez.
  • Kendisi yapmayıp ona iş yaptırabileceği birini ister.
  • Bağımlılıklara kolay düştüğü için partnerine de bağımlı olmaya yatkındır. Biraz severse bağımlı olma ihtimali olduğundan kendini ilişkide duygularına bırakmaktan çekinir. Kendi duygularını kontrol ettiği kadar partnerini de kontrol eder. Çünkü kontrolcüdür.
  • Duygusal olgun bir kişiyle sevgili olduğunda kontrol edileceğini bilir o yüzden sevgilisini kontrol edebilecekleri düşük profil birinden seçer. Beraber yükselelim duygusunu yaşamazlar. Çünkü takım ruhu yoktur.
  • Manipülatörler ilişkilerde duygusal ve klasik birbirini tanıma süreçlerini çabuk geçerler. Kendisiyle ilgili en kötü huyları bile daha her şey yeniyken paylaşabilirler. Kontrolün bu bilgilerle karşıya geçtiğini düşünüp, sizi özel hissettirmeye çalışırlar ki siz de hassasiyetlerinizi söyleyin. Bunları ileride size karşı kullanabilirler. (healthline.com)
  • Manipülatörler karşı tarafı eleştirmeye yatkındırlar. İlişkilerde de eleştirel olup sizi kontrol etme çabasına girebilir. Ya da sizi en başından kontrol edebileceğini düşünmüş olabilir. Sizi değersizleştirip kendi özgüvensizliklerini gizlemeye çalışıyor olabilir. (healthline.com)

Bonus*

İlişkide bağımlı olmaya yatkındırlar. İlişki bağımlısı yine onay ihtiyacından gelir. Christina Lope ilişki bağımlılığını şu şekilde açıklıyor.

Öz değeri düşük kişiler, kendi değerinden uzaklaşmışlardır ve başkalarının onu överek değerli hissettirmesine mecbur kalmışlardır. Başkalarının ona ihtiyaç duymasını, övmesini, değerli hissettirmesini ister. Bu yüzden yardım edeceği ve bu yardıma ihtiyaç duyacağı kişileri çevresinde tutmak ister.

Başkası ona ihtiyaç duymadığında ise çok strese girer ve çok öfkelenirler. Ben onlar için her şeyi yaptım hala beni bırakıyorlar diye kızarlar. Aslında bu kişiler kendilerine öfkelidir. Çünkü yaptıklarını karşı tarafın talep edip etmediğini bile sorgulamazlar.

Bir şekilde çevresindekilere bağımlıdır ve kontrolü onlara vermiştir. Kendi kişisel gücü dışarı bağlanmıştır. Çeresindekiler için her şeyi yaparlar. Haliyle kontrolü verdiği insanlardan terkedilmekten çok korkarlar. Bu da onları güçsüzleştirir ve anksiyete ve strese sürüklerler. Terkedilme korkusu bağımlı kişiliğin temel korkularından biridir. Haliyle kontrolü verdiği insanları da kontrol etmek isterler. (Christina Lope)

 

73. Küçük çocuk ilişkilerinde bile tepkiseldir. Bir ilişkiye başka bir kişinin ilgisini kazanmak için bile girebilir. Kıskandırmak, herkesin onun arkasından koştuğunu düşünmek için, ondan hoşlanan biri varsa hemen başka bir ilişkiye başlaması diğerinden aldığı gazla orantılıdır.

74. Sevgilisi olduğunda onlardan bir şeyler isterler. Küçük çocuklar alma verme dengesinde alma tarafındalardır. Sevgililerinden hediye alırlar ve başkalarına bunları keyifle gösterirler. Bu hediyeler onların sevgilisi olduğuna dair kanıtlarıdır. Hatta ara ara hediye almak başkasına sevgilim var gösterisini canlı tutar.

Küçük kardeşlerden sevgiliniz varsa onları sürekli övgü ve hediyelerle beslemeniz gerek. Fakat bu da alma verme dengesini bozar. Onların sürekli aldığı sizin sürekli verdiğiniz bir ilişkiye döner. Dikkat edin.

75. Küçük çocuk sevgilisi olduğunda başkasını da baş göz etmeye çalışır. Sevgilisi olduğunda özgüveni artar. Kendini kanıtlama çabası çok olan küçük çocuk için ilişki sahibi olmak kendini kanıtlama noktalarından biridir. Ben ilişki konusunda çok iyiyim imajı vermeye çalışır.

Küçük çocuk çok kolay aşağılık kompleksine girdiği için bu imaja ihtiyaç duyar. Sevgilisi olmadığında kendini kanıtlayamamış hissederse kendisine acındığını düşünebilir. Bu korkuyu dışarı yöneltir. İnsanlara sevgili bulmaya yardımcı olmak ister. Aslında amacı yardımcı olmak değildir. Kendinin ilişkiler konusunda çok iyi olduğunu düşünülmesini istemesidir. Sevgilisinin arkasında artık güvendedir. Ya da artık kontrol edebildiği bir sevgilisi vardır.

Artık ilgi çektiğini, onu beğenenlerin olduğunu başkasına da hissettirmek ister. Ne kadar iyi durumdasın desinler ve ona imrensinler ister. “İlişkiyi elimde tutuyorum bunu herkes görsün, başkasına bile yardım ederim. Bu konuda çok iyiyim.” Halbuki bir çok küçük çocuk ilişkilerde (fantasy bond) yani hayali ilişki kurarlar. Kontrolcüdürler ve hiçbir zaman duygusal ilişkiyi tam anlamıyla yaşayamazlar.

76. Küçük çocuk için evlenmek hem iyidir hem kötüdür. Kötüdür çünkü evlendikten sonra artık kendini yeni ilişkilerle dikkat çekiyor olduğunu gösteremez ve tek kişiye ve onun ilgisine bağlı kalır. İyidir çünkü “ben gençliğimi, çapkınlığımı, cinselliğimi çok yaşadım, artık duruldum” izlenimi verir. Evlenmek gençliğinde çok ilgi çektiğini bunun ona yettiğini, kendini kanıtladığını gösterir. O hep ilgi çekmiştir.

Bunun yanında aşağılık kompleksi ve bağımlılıklara çabuk kapılan küçük çocuk çevresinde yardım edebileceği, övgü alacağı, kontrol edebileceği biri veya sevgilisi olmadığında kendini ciddi boşlukta hissedebilir. Bu da onu sevgilisi olmayınca boşluğa ve depresyona sürüklenen biri haline getirebilir. Kontrol edebileceği biriyle evlilik küçük çocuk için bir kurtuluş bile olabilir.

77. Kimseye yürümediklerini insanların ona hep yürüdüklerini düşündürmeye çalışırlar. İnsanların yanında sevgilisini aramaz, mesaj atar, sevgilisinin onu aramasını sağlar ve arandığını ve ilgi gördüğünü düşündürmek isterler. Bununla da “sevgilin seni hep arıyor” havası vermeye çalışır. Önce onu ararlar, o kimseyi aramaz. Hep o talep görür, merak edilir, o aranır. Bunun altında ilişkide ilgi çeken tarafın kendi olduğunu düşündürmeye çalışmaları yatar.

Küçük çocuk ilgi kesildiğinde ise bunu kabullenemez. Yıllarca terkeden sevgiliyi unutamaz. Hazmedemez. Küçük çocuk kontrolcü olduğundan elinin altında tutmak için kontrol edebileceği sevgili bulur. Profiller düşük olur ama önemli değildir. Kendini kanıtlama çabasıdır. İlgi manyağı birinin terkedilmeye hazmı yoktur. Hemen sevgili bularak bu ilgiyi sabitlemeye çalışır.

78. Küçük çocukların daha fazla kötü arkadaşları olur. Bunu çevrenizde çok görmüşsünüzdür. Küçük çocuklar biraz savrulurlar. Hayatlarını kontrol edememeye başlarlar. Daha dürtüsel davranırlar. Bunun birkaç sebebi olabilir.

  • Kendini aileye dahil edilmemiş, saf ve beceriksiz gören küçük çocuklar kendilerine olgun ve kaliteli arkadaşlara layık görmez.
  • Adler’e göre aşağılık kompleksi geliştirmiş kişiler başkasının onu sevmediğini, değerli bulmadığını düşünür. Sürekli kendini başkalarıyla karşılaştırır bu da olumsuz önyargılara dönüşür. Sürekli kendilerini ispatlamaya çalışırlar
  • Dürtüsel tiplerin bazısı 2. sınıf biri olduğuna inanarak tersine giderek ve ben özel biriyim diyerek diğerlerinden farklılığını hissettirmeye çalışır. (Abdullah Canıtez-Haz bağımlılığı)
  • Küçük çocukların bağ kurma becerisi biraz kırılmıştır.
  • Kendini kolay kabul edecek, sorgulamayacak ve başına buyruk davranacak birinin yanında daha rahat hissederler.
  • Dürtüsellik çok düşünmeden hızlıca davranmayı gerektirir. Başına buyruk davranan arkadaşlarının yanında dürtülerini kontrol etmek ve düşünmek zorunda kalmayacaktır.
  • Size yakın birinin size sevdiğini göstermek için kendinizi kötü duruma sokuyor olabilirsiniz. Ki gelsinler ve sizle ilgilensinler. (aconsciousrethink.com)
  • Dürtüsel çocuklar engellenmeyi sevmezler. Bir bakıma engellenme fobisi oluştururlar. İstediği zaman istediği şey olsun isterler. Engellenmeye karşı alerjilidirler. İsyankar ve asi davranarak engellenmeyi savuşturmaya çalışırlar. Yeterince özgür değilim deyip dürtüsel olmaya yönelebilirler.
  • Kötü olduğunu düşündüğü şeyleri yaparak ya da yapma denilen şeyi daha çok yaparak özgürlük kazandıklarını düşünürler. (iyi hissetmek)
  • Dürtüsel çocuklar tehlikeyi küçümser veya yok sayarlar. Kendine veya başkasına zarar verici davranışlarda bulunabilirler.
  • Kendini tekrarlayan davranışların içinde yer alabilirler. Finansal açıdan zor durumda olsalar bile sonuçlarını düşünmeden patolojik kumar oynama, yeme bozuklukları gibi davranışlarda bulunabilirler.

 

“Çocuklukta kötü alışkanlıklara sahip arkadaş çevresinin onayını almaya çalışmak, sapkın davranışlar sergileyen arkadaş çevresi edinmek dürtüsel tiplerin davranışlarındandır. (Abdullah Canıtez-Haz bağımlılığı)”

Kötü arkadaşların onayını almak için oyuncaklarını eşyalarını verebilir ve geri istemeyebilir. Onların onayını aldığını onlar tarafından kabul gördüğünü düşünebilir. Fakat küçük çocukların kötü arkadaşlara sahip oldukları ailesi tarafından fark edildiklerinde durum daha da kötüleşir. Küçük çocuk daha fazla eleştirilir. Sosyal ortamlardan dışlandığını düşünerek hayal dünyasına kaçar, daha da yalnızlaşır. Yani “yalnızlık” küçük çocukların göbek adı olmaya başlamıştır.

İş hayatında güçlü değildirler. Ya da çok hırslıdırlar

79. Lider olmaktan çekinirler, memur olmak daha kolaydır. Memur olmak verilen işi yapmaktır. Birinin ona iş verip sonra övmesidir. Liderlik insan önüne hazırlıksız çıkma riskini de getirir. Liderlik başarısızlık riskidir. Bu riske girmek istemezler. Statü veya güçle ilgilenme cesaretini de göstermezler.

Aşağılık kompleksine sahip küçük çocuklar dürtüsel olarak yanlış bir şey söylemekten korkar, kendi fikrini savunmada çekingendir. Bu yüzden rekabete girmeyip geri planda durarak daha rahat hisseder.

Diğer sebep ise değişimin ve buna adaptasyon gereken iş yerlerinde değişime uyum gösteremedikleri zaman yetersizlik hissi yaşarlar.

“Düşük özgüvenli insanlar risk almazlar. Yeni şeyler denemezler ve birçok fırsat kaçırırlar. (Dr. Flowers)”

Bir yandan da başkasının başarısını kıskanırlar.

Bonus*

Küçük çocuklarda yukarıda da bahsettiğim başarı korkusu oldukça yaygın olabilir. İnsan başarıdan korkar mı demeyin, literatürde de başarı korkusu var ve oldukça yaygın. Bir çoğu insan başarılı olduğunda enerjik olarak başarısını sabote eder ve ya işi bozulur ya da elindeki bereket azalabilir. Elindeki işi sonuna kadar getirip nokta koyamaz, başarının sınırına gelir ama bir türlü başaramaz, işler tersine döner. Yaptığı şeylerden ziyade yapacağı şeyler hakkında konuşur. Başarı korkusu insanı aylık maaşa, para için çabalamaya, inişli çıkışlı hayata bağımlı yapar. İnsan şunlardan dolayı başarıdan korkar;

  • Başarı sorumluluk gerektirir
  • Daha fazlasının beklentisini doğuruyor
  • Başarının getirdiği bilinmezliği kaldırabilecek miyim?
  • Başarısız olmak başarılı olmaktan kolaydır, “azıcık aşım kaygısız başım” deyip çekilirim kenara.
  • Gelen eleştirileri karşılayabilecek miyim?
  • Başarıyı sürdürebilecek miyim? Hızlı gelen para hızlı gider mi?
  • Kazandığımı saçma sapan harcar mıyım? Harcayıp eski halime döner miyim?
  • Eski halime döneceksem hiç büyümeyeyim
  • Başarı elde ettiğimde kontrolümüzü ve kimliğimizi kaybeder miyim?
  • Geride birilerini bırakmak zorunda kalır mıyım?
  • Ailem, arkadaşlarım, eski dostlarla aram bozulur mu, onlardan uzaklaşır mıyım?
  • Bana gıpta edip, nazar edip başarımı bozarlar mı?
  • Bunu başardığımda diğer başarısızlıklar aklıma gelir mi?
  • Bir sonraki adımda başarısızlık beni bulur mu?
  • Başarıyı hak ediyor muyum?
  • Beraberinde sosyallik getirecek ve ben buna hazır mıyım?
  • Başarırken karşıma çıkan şeyler bana keyif verecek mi?
  • Başardığımda tam olarak neyi başaracağım?
  • Başarmak istediğim şeyi gerçekten başarmak istiyor muyum?
  • Bir şeyi başarırken çözmem gereken daha fazla şeyim var çözmem gereken diğer şeylere haksızlık ediyor muyum?

80. Küçük çocuklar otoriteyle çatışırlar emir almaktan hoşlanmazlar. Dürtüsel kişilerde de sık rastlanır. Otoriteyle çatışırlar. İnsanların iş vermesini sevmezler. Kendilerine bir engel olarak düşünürler. Birçoğu işte dikiş tutturamazlar. Soranlara da kendi işlerini yapacaklarını söylerler. Bu sadece baskıları savuşturmak içindir. Evde ailesinin yanında oturup yıllarca çalışma hayatına girmemiş bir sürü küçük çocuklar görebilirsiniz.

“Dürtüsel tiplerin dayanıksız ve güçsüz bir kişilik oluşturuyorlar, zorluklardan ürken bir yapısı vardır ve sürekli kaygıdan kaçmak için kendini oyalarlar. Sosyal medya ve bilgisayar oyunlarına düşkünlük yaşarlar. Sıkıntıların sebeplerini de dış dünyaya bağlayıp başkalarını suçlarlar. (Abdullah Canıtez-Haz Bağımlılığı)”

Bir türlü büyüyüp sorumluluk alamazlar. Gerekli liderlik becerisini oluşturamazlar, işe bir türlü girişemezler. Kendi işlerini kuracakları da yoktur aslında. Kurdukları bir şekilde son bulur. Yeterli hazırlıkları olmadığında asillikleri zarar görmesin diye harekete geçmezler.

Hâlbuki bir yeteneğiniz varsa hemen işe başlayabilirsiniz. Yeteneğinizi geliştirip büyük başarılara imza atabilirsiniz. Çünkü küçük çocuklar aynı zamanda çok rekabetçidirler. Kabuğunu kıranlardan çok fazla girişimci çıkar. Tembellik ve rekabetçilik arasında gidip gelirler.

81. Küçük çocukların para ile sorunları daha çok olur. En küçük çocukların para ile ilgili sorunları olur. Dürtüsel harcamalara kendilerini kaptırabilirler.

“Dürtüsel tiplerin parasal denetimleri yoktur. (Abdullah Canıtez-Haz bağımlılığı)”

Parasını elinde tutamayan birçok küçük çocuk vardır. Birkaç sebebi olabilir.

  • En küçük çocuklar daha sosyal olurlar ve ve kendini göstermek için dikkatsizce harcarlar.
  • Aileler küçük çocukları çok disipline etmeyip bebek olarak görme taraftarıdır. Bu şımarıklık geri teper ve biriktirmekten ziyade harcayan bireyler oluşur. (Yahoo health article)
  • Küçükken hep kollandığı için finansal beceri çok geliştirmez. Küçük çocuklar uzun vadeli hedefler yerine hızlı sonuçlara çekilirler. (Business insider)
  • Para ve ciddi işler büyüklerin işi ve ben haketmiyorum inancına sahip olabilirler.
  • Şımarır ve bağımlılıklara sarabilirim (küçük çocuklarda bağımlılık yatkınlığı vardır)
  • Ailesi tasarruf yapıyorsa ailesinin kültürünü küçük çocuklar daha fazla sahiplenirler.

Başka bir teori de şu: Bazı bireyler başarılı olduğunda ailesinden uzaklaşacağını, artık ailesinin sevgisini alamayacağını düşünüyor olabilir. Sevgi ve başarı arasında kalıp sevgiyi tercih edip harekete geçemiyor da olabilir. Kendini belli bir sınırda bırakıyor ve büyümüyor olabilir. Ya da harekete geçse bile içinde suçluluk duygusu hissettiği için elini attığını hiç başaramıyor. (Tuna Tüner)

Küçük çocukların aile bağlılığını bildiğimiz için buna yorabilirsiniz.

82. Kabuğunu kırmış küçük çocuklar iş hayatında çok başarılı olurlar. İş hayatında daha fazla risk alırlar ve daha çok girişimciliğe adım atarlar. (stylist.co.uk)

          “İki çeşit küçük çocuk vardır; (1) diğer aile bireylerinden çok daha başarılı olan ve (2) Yeterli özgüveni geliştiremediği için ailenin diğer bireylerinden sakınan ve cevap vermekten kaçınan şanssız küçük çocuk. (simplypsychology.org)”

Küçüklerin gizli yetenekleri vardır

83. Spiritüel açıdan şanslılar. Eğer olumluya çevirebilirsek küçük çocukların yalnızlaşması kendilerini keşfetmesi için büyük bir şans ve zaman tanıyor. En küçük çocukların sanatsal becerilerinin daha çok olduğunu bunun da yalnızlık gerektirdiğini söylerler. Doğduğumuz aileyi ve doğum sırasını bizim hayat amacımız doğrultusunda seçtiğimize göre, belki de keşfedeceğimiz çok yeteneklerimiz var diyebiliriz.

 

Sonuç olarak

Ailenin en küçük çocuğu olmak her gün yara alarak büyümektir. Her gün küçümsenmek, her gün fasulyeden sayılmak, her söylediğine burun kıvrılmak ve sonunda aşağılık kompleksi, öfke, kendini aileye dahil hissetmemek ve kendini kanıtlama çabasıdır.

Küçük çocuk olmak bazen içinden hiç çıkmayacağınız bir lanet gibi gelir insana. Az irade ve sorumluluk, dürtülmeye ihtiyaç, başkasından iş emri alamama, manipülasyon sonucu sosyal becerilerin zarar görmesi ve sonunda kötü arkadaşlıklar ve kötü alışkanlıklara sebebiyet verir.

Birçoğu aile küçük çocukların neden böyle olduğunu bile bilmez. Fıtratı böyle deyip geri çekilirler.

Küçük çocuklar sadece fıtratlarından dolayı öfke patlamaları yaşayan, kontrol edebileceği eşler çeken, isyankar insanlar değillerdir. Küçük kardeşler zamanla “oluşurlar.”

Küçük çocuklar geliştirdikleri aşağılık kompleksi sonunda kendi yeteneklerini görmeyen, farkına varamayan, kendini yetersiz hisseden, yapabileceği işleri bile ön yargılarından dolayı yapamayan, bunun için de evreni ve dışarı suçlayan özgüvensiz bireyler olurlar. Bunu yaşayanlar gerçekte büyük bir yanılgının içindedirler. Küçük çocuklar çok yetenekli ve keşfedilmemiş cevherler bile olabilirler. Fakat doğru ebeveynliklere ihtiyaç duyarlar.

Küçük çocuklarınızın iyi ebeveynliğinize ihtiyaçları var

84. Küçük çocuklara ebeveynlik yaparken şunlara dikkat edin.

  • Aile kararlarına katılmalarını sağlayın ve onu ciddiye aldığınızı hissettirin. Dışarı çıktığınızda nereye gitmek istediğini sorun ve istediği yere gidin. Önce sorup sonra beğenmemezlik yapmayın.
  • Büyük kardeşlerine gösterdiğiniz sabrı küçük çocuğa da gösterin
  • Küçük çocuğa sorumluluk verin. Ve başardığında yüz ifadeniz büyük kardeşlere gösterdiğiniz gibi olsun. Büyük kardeşe arkadaşınız gibi küçük kardeşe bebek gibi davranmayın. Farkına verin ki aralarında birkaç yaş fark var.
  • Küçük çocuklara verdiğiniz işi sorgulamayın. Yapabileceğini bilin.
  • Küçük çocuklar yaramazlık yaptıklarında büyük çocuğa verdiğiniz tepkiyi verin, üstünü örtmeyin. Küçük çocukların empati yapmasını öğrenmesi gerek.
  • Küçük çocukların anne babanın ilgisi için savaşmasına sebep olmayın. Küçük çocuklar bu ilgiyi çekebilmek için zararlı davranışlara yönelebiliyor. Büyük kardeşle okul hakkında konuşurken küçük çocuğa da aynı süreyi verin.
  • Küçük çocukların başarılarını büyük çocuklarınkiyle karşılaştırmayın.
  • Büyük çocuklara gösterdiğiniz disiplini küçük çocuklara da gösterin.
  • Küçük çocuklar ilgi çekebilmek için zararlı yollara gidebilir, eğer yalan söylediğini düşünüyorsanız hemen inanmayın ve sorgulayın. Bu onun doğruları söyleyerek yaşamasına alıştırmak için ideal bir yoldur. İlerideki manipülasyonlarını da kırarsınız.
  • Küçük çocuklara ve fikirlerine zaman ayırın. Zamanla olgunlaşacaklar. Birçoğu anne baba küçük çocuğa yeteri inancı veremediklerinden küçük çocuklar da öfke patlamaları yaşıyor. Küçük çocukların tek derdi onlara inanan, fikirlerini dinleyen, küçücük yüreğini anlayan anne babaların olması. (allprodad.com)
  • Küçük çocukları her şeye dahil edin.( Meri Wallace)

 

Yukarıda okuduklarınız, en küçük çocuğun ailede maruz kaldığı pozisyondan kaynaklandığını anlamanız için yardımcı bir kaynaktır. Anlayışınızı geliştirmesi niyetiyle…

 

Kaynak:

  1. http://spectrum.troy.edu/kness/Adler Handouts/Characteristics of Positions Within Family Constellation.pdf
  2. http://www.abdullahcanitez.com/haz-bagimliligi-olusturdugu-kisilikler/
  3. http://www.sulloway.org/BirthOrder-Sulloway-1999a.pdf
  4. https://alfredadler.edu/sites/default/files/Gustafson MP 2010.pdf
  5. https://hthayat.haberturk.com/yazarlar/perihan-ozcan-chocardelle/1075137-en-kucuk-cocuk-psikolojisi
  6. https://ir.lib.uwo.ca/cgi/viewcontent.cgi?article=1014&context=brescia_psych_uht
  7. https://onedio.com/haber/en-kucuk-cocugun-en-yaratici-birey-olmasinin-10-mutlak-sebebi-520890
  8. https://www.allprodad.com/5-common-mistakes-dads-make-raising-youngest-child/
  9. https://www.businessinsider.com/how-birth-order-affects-the-way-you-spend-money-2015-11
  10. https://www.businessinsider.com/sibling-effect-jeffrey-kluger-2011-9?op=1#our-siblings-help-us-lay-down-the-base-of-our-interpersonal-skills-3
  11. https://www.familybusinessmagazine.com/sibling-behavior-decoded
  12. https://www.huffpost.com/entry/16-signs-youre-the-youngest- child_n_5633b4e2e4b06317991244b1
  13. https://www.insider.com/things-youngest-siblings-know-2018-4#youre-always-scared-of-getting-attacked-3
  14. https://www.insider.com/things-youngest-siblings-know-2018-4#youre-the-most-fun-2
  15. https://www.mckendree.edu/academics/scholars/issue1/schilling.htm
  16. https://www.parents.com/baby/development/sibling-issues/how-birth-order-shapes-personality/
  17. https://www.parents.com/baby/development/social/birth-order-and-personality/
  18. https://www.parents.com/parenting/better-parenting/style/10-tips-for-parenting-lastborn-children/
  19. https://www.simplypsychology.org/alfred-adler.html#:~:text=Youngest%20Child,the%20rest%20of%20their%20family.
  20. https://www.singsaver.com.sg/blog/birth-order-affect-income-in-singapore
  21. https://www.stylist.co.uk/long-reads/eldest-youngest-middle-child-psychology-which-is-best/430192
  22. https://www.surekligelisim.com.tr/makaledetay.php?id=114
  23. https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2009/mar/08/birth-order-identity
  24. https://www.yahoo.com/health/what-being-an-oldest-middle-or-youngest-child-115877654632.html
  25. https://www.youtube.com/watch?v=at4RZe5ZyWU&t=612s
  26. https://www.youtube.com/watch?v=xX1HzEG62fo
  27. https://www.zaferdergisi.com/makale/11903-evin-gunah-kecisi-miyim.html
Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Fuara Katılım Kılavuzu: Fuarlara Hazırlanırken Yapmanız Gereken 112 Hayati Hazırlık

Bu makalede yurtiçi ve yurtdışı fuarlara katılım sürecini anlatan bir fuar hazırlanma ve katılım kılavuzu okuyacaksınız.

Fuar nedir

1-Fuar nedir?

  • Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl tahmini 13.000 ticari fuar düzenlenmektedir.fuar genel görünüm
  • Firmaların bütçelerinin 31,6% sı fuarlara ayrılıyor.
  • Ticari fuarlar marka bilinirliğini %76 oranında artırmaktadır.
  • Tüketicilerin %74’ünün bir ürünü bir fuarda gördükten sonra satın alma olasılığı daha yüksektir.

Binlerce fuar düzenleniyor, büyük bütçeler ayrılıyor, marka bilinirliğini çok arttırıyor ve tüketicilerde büyük etki bırakıyor.

Peki nedir bu kadar önemli olan bu fuarlarda?

Wikipedia açıklamasına göre;

Fuar, ticareti geliştirmek amacıyla belli bir süre için kurulan pazar. Alıcı ve satıcıların bir araya gelerek iş anlaşmaları yaptıkları bu pazarlar genellikle aynı yerlerde ve düzenli aralıklarla, her yıl aynı tarihte birkaç haftalığına kurulurlar. Bu sergiler tek bir iş koluna ya da belirli bir iş kolunun tek bir dalını konu alabileceği gibi her tür ürünü ve hizmeti de kapsayabilir.

Uluslararası ticarette büyük önemi olan fuarlar 21. yüzyılda daha da önemli hâle gelmiştir. Avrupa’da olsun Asya’da olsun dünyanın çeşitli yerlerinde her yıl düzenlenen bu pazarlar, binlerce satıcı ve alıcıyı bir araya getirerek büyük bir alışveriş potansiyeli yaratmaktadır.

2-Fuarlar, stand açan katılımcılara ne fayda sunar?

Şirketler genellikle dağınık bir coğrafyadadırlar ve hepsinin showroomu yoktur. Varsa da toptan bir ürün satın almak isterseniz tüm firmaları gezmelisiniz. Organize sanayide bile olsalar tüm sektör bir sanayide bulunmuyor. Çarşı gezer gibi büyük firmaları kısa sürede gezmeniz pek mümkün değil.

Bu noktada fuarlar inanılmaz fayda sağlıyor.

  • Aynı sektörden firmalar tüm ürünlerini sergileyebilecekleri bir nevi dükkan-mağaza açıyor.
  • Tüm ürünlerini sergileme şansı buluyor.
  • Yeni firmalar kendini ve ürünlerini duyurmak için harika bir alan buluyor.
  • Eski firmalar imaj tazeliyor.
  • Yeni ürünler tanıtılıyor
  • Farkedilmemiş ürünler tanıtılıyor
  • Müşterilere eğitim veriliyor
  • Sipariş alınıyor
  • Müşterilerden doğrudan feedback alınıyor.
  • Pazar araştırması yapılıyor
  • Yüz yüze insani görüşmelerle güven tazeleniyor.
  • Diğer ülkelerdeki gelişmeler takip ediliyor

3-Katılımcı firmaların beklentileri

Fuarların bir çok faydası var. Her firmanın da beklentisi farklı olabilir. Araştırmalarda bazı beklentiler öne çıkıyor.

Almanya’da yapılan bir ankete göre katılımcıların %83’ü öncelikli fuara katılım amaçlarını yeni müşteriler edinmek ve mevcut müşterilerle iyi ilişkiler geliştirmek olarak ifade etmiştir.

 

 

4-Ziyaretçilere göre fuar ne fayda sağlar?

Almanya’da fuar ziyaretçilerinin fuara katılım amaçlarına ilişkin olarak yapılmış bir çalışma çerçevesinde ziyaretçilerin fuar katılımlarında öncelikli amacın bilgi edinmek olduğu ifade edilmektedir.

 

 

5-Sadece küçük firmalar mı fuarlara katılmalı?

Şirketlerin büyüklüğü ne olursa olsun katılmalılar. Fuarlarda bilgi edinmek, satış yapmak ya da yeni ilişkiler kurmak adına pek çok fırsat sunar. Büyük firmalar fuarlarda sektörde varlığını hissettirmek, yeni bağlantılar yapmak veya sadece imaj için bile katılabilirler. Hata yeni ürünlerini tanıtmak için de stand kurabilirler. Google ve ebay hala fuarlarda stand kuruyorlar.

6-Fuar eski bir konsept

Fuar eski bir konsept. Nerdeyse 4.000 yıl öncesine kadar dayanıyor. Fuarcılık ile ilgili bazı veriler şöyle;

  • Tabii ki zamanın en favori bölgelerinden mezapotamyada fuarlar oldukça aktifti.
  • Orta çağda avrupada her yıl fuar konseptli ticari aktiviteler yapılırdı.
  • Fransada 629 yılında yapılan Foire de Saint Denis fuarı bazı kaynaklarca dünya fuarcılık tarihinin başlangıcı kabul edilmiş.
  • Modern dünyada 1851 de Londradaki fuara Osmanlı da katılmıştır.
  • Türkiye’de ise 1923 te 1. İzmir iktisat kongresi ile başlangıç yapıldı.
  • 1980 lerden sonra yurtdışı teşviklerinin artmasıyla çok sayıda firma ihracata da yönelmiştir.

7-Otellerde düzenlenen satış etkinlikleri nedir?

Çok reklamı yapılmasa da sektör içinde bilinen satış etkinliğidir. Oldukça hareketli olabilirler. Genelde iki çeşit olur;

  • Üretici veya ithalatçının düzenlediği ve toptancıyı ve perakendeciyi çağırdığı
  • Toptancıların düzenlediği ve perakendeciyi çağırdığı

Fuar genelde şöyle organize oluyor;

  • bir üretici veya bir dağıtıcı şirket tarafından,
  • bir otelin büyük bir salonunda,
  • sektörün fuar döneminde,
  • yaklaşık 4-7 gün süre ile düzenlenen,
  • düzenleyici şirketin müşterilerini davet ettiği,
  • ürünlerin masalarda veya stantlarda sergilendiği,
  • sezonluk veya yıllık siparişlerin alındığı,
  • yıllık bağlantıların gerçekleştiği,
  • doğrudan satışların gerçekleştiği ticari etkinlikler.

 

İşleyiş genelde şu şekilde: Toptancılar bölge bölge perakendeci müşterilerini antalyadaki en az 5 yıldızlı otellerde tatile çağırıp bir yandan da sipariş verebilecekleri tüm marka sahiplerinin standının olduğu salonu oluşturuyorlar. Tatilde sipariş salonuna da uğramalarını, sipariş vermelerini istiyorlar ki bazılarının da belli meblağı şart koştuğunu dahi biliyoruz.

Otelde düzenlenen satış etkinliklerinin faydaları şu şekilde görülüyor;

8-Otellerde düzenlenen satış etkinliklerinde seyahat promosyonu sıklıkla kullanılır

Normal şartlarda önce sipariş alıp sonra seyahate yollamak marka tarafı için en doğal yoldur. İkisini aynı anda gerçekleştirmek cesur bir yol bana göre. Burdaki masraf riskini de toptancı üzerinden atıyor. Toptancılar marka sahiplerinden asıl masrafın büyük bölümünü belki daha fazlasını önceden alıyor. Yani otelde konaklama 100 Euro iken onlar 1.500 Euro veriyorlar ve gelen perakendeci müşterinin de konaklamasını karşılamış oluyor.

9-Otellerde düzenlenen Satış Etkinlikleri tam teşhir için büyük şanstır.

Satıcı satış noktası ziyaretlerinde tüm ürünleri yanında taşıyamaz. Ama toptancı fuarlarında kurulan standta hiçbir zaman tamamını yanında taşıyamayacağı tüm ürünleri eforsuz şekilde sergileyebilir.

10-Otellerde düzenlenen Satış Etkinlikleri masrafları müşteri ziyaret masrafıyla aşağı yukarı aynıdır. 

 

Sürekli  değişik bölgelerde perakendeci gezen satıcının yaptığı masraflarla aynı kapıya çıkar. Satıcı için de kolaydır bu, masraf yapıp müşterinin ayağına gideceğine aynı masrafa müşteri onun ayağına geliyor, daha güzeli var mı? Hem de 5 yıldızlı otelde konaklayarak.

Günboyu araç kullanma yok, bilmediğin yerde yemek  yemek yok, sıcak altında yolculuk yapmak yok, klimalı salonda sektör arkadaşlarıyla sohbet ederek, 5 yıldızlı otel konforunda konaklayarak tüm malı sergileyerek ve müşterinin ayağına gitmeden ayağına gelen müşteriye satış yapmak. 10 numara değilmi?

 

Fuar Seçme

11-Fuar katılım amacının belirlenmesi

Fuara çeşitli amaçlar için katılabilirsiniz.

  • sipariş almak
  • imajınızı korumak
  • tanıtım yapmak
  • belli bir bölgeye açılmak

Örneğin uluslararası bir firmanın uluslararası bir fuara katılıp “xxx ülkelerde distribütör arıyoruz” diye fuar standına yazı astığını biliyorum. Yani sadece o bölgeden gelecek müşteri adaylarıyla ilgileniyorlar.

12-Fuar çeşitleri

Fuar kurulurken sergilenecek ürünlere göre iki çeşit organize ediliyor;

  • Genel fuarlar (tüm sektörlerin katıldığı)
  • İhtisas fuarları (sektöre özgü)

Genel Fuar Nedir?

Her sektörden şirketlerinin stand açtıkları, belli bir ülkeye özgü olabilen (Türk ürünleri fuarı vb.) karışık sektörler fuarıdır. Türk ürünlerini görmeye gelen ticaret firmaları gelebilir. Temel ihtiyaç malzemeleri sektörleri bu genel fuarlarda çok iş yapabilir.

 

İhtisas Fuarı Nedir?

Belirli bir sektörde faal olan veya belirli bir sektöre hitap eden şirketlerinin stand açtıkları, ürünlerini hizmetlerini tanıttıkları anlattıkları, müşteri adayları ile tanışmaya çalıştıkları, sipariş almaya çalıştıkları fuarlar.

13-Katılım tipi (bireysel / kollektif)

Yurt dışında fuara katılmak için iki yöntem deneyebilirsiniz.

  • Bireysel katılım
  • Milli katılım

İki katılım türünün de faydaları ve zararları bulunuyor. İsminden de anlaşılacağı gibi bireysel katılımda tüm tanıtım kendinize aitken milli katılımda devletin de ek desteğini alıyorsunuz.

Milli katılımda bir alan tamamen Türkiye’den giden firmalara ait oluyor.  Bağlı olduğunuz derneğiniz size bilgi aktaracaktır.

Milli katılımın faydaları şöyle;

  • Toplu alan alımında indirim alırsınız
  • Toplu konaklamada indirim alırsınız
  • Ürün toplu nakliyesinde indirim alırsınız
  • Toplu iletişim yapılır

Dezavantajları ise;

  • Firmalar kendi kimliğini kaybediyorlar
  • Bağımsız hareket kabiliyetini kaybediyorlar
  • Milli katılımların hazırlık aşaması uzun sürüyor

 

14-Fuar listeleri

Ticaret bakanlığı her yıl destek kapsamına alınan yurtdışı fuarların listesini yayınlıyor.

Listeyi siteisnden indirebiliyorsunuz. Sektöre göre filtreleyebiliyorsunuz.

Bunun dışında fuar takip sitesi de fuarların listesini veriyor.

Messe firmasının uzun fuar listesi de ihtiyacınızı karşılayabilir

 

15-Fuar organizasyon firmasıyla iletişime geçilmeli

Fuarı organize eden firma (messe, namta vb) gibi büyük firmaların bazılarının Türkiye’de ofisleri olabilir. Bazıları ise sadece merkezden yani olduğu ülkeden katılım başvurusu alıyorlar. Türkiye’de ofisi olmayan fuar için yurtdışıyla iletişime geçmelisiniz. Bu durumda ingilizce bilen bir personele ihtiyacınız bulunur.

 

 

 

16-Ziyaretçi profilinin belirlenmesi

Çoğunlukla bir sektöre girdiğinizde o sektörün ihtisas fuarları bilinir. Ama siz sıfırdan başlıyorsanız belirlediğiniz fuarların ziyaretçi profillerini fuar firmasından isteyebilirsiniz. Ziyaretçi profili sizin aradığınız profil ise bu fuar sizin için etkili bir fuar olabilir. Fuar firmasından şunları isteyebilirsiniz;

  • Fuara katılan firmaların profili ve sayısı
  • Uluslar arası katılımcıların ve ziyaretçilerin sayısı

 

Bir araştırmaya göre; katılımcıların yarısından fazlası hedef kitlelerine en çok küçük fuarlarda ulaşabildiklerini söylüyor. Ticari fuarlar için daha büyük olmanın her zaman daha iyi olmadığı ortaya çıktı.

AIRC tarafından yapılan bir araştırmada katılımcıların üçte biri en fazla başarıyı ulusal fuarlarda elde ettiklerini söylerken, %53’ü en fazla başarıyı bölgesel fuarlarda elde ettiklerini belirtmiştir.

Genellikle daha büyük fuarlara katılıyor ve ideal potansiyel müşterilerinizi bulmakta zorlanıyorsanız, daha küçük fuarları düşünmek faydalı olabilir.

 

 

Fuar alanı belirleme

17-Fuar alanı için erken hareket edin

Bazı fuarların erken indirimleri vardır. Erkenden, nerdeyse 11 ay öncesinden anlaşma yapabilirsiniz. Alan seçmekte geç kalırsanız istediğiniz alanı almakta şansınızı yitirebilirsiniz. Erken harekete geçerseniz amacınıza uygun bir alan belirleyip kiralayabilirsiniz.

18-Stand alanı seçerken dikkate alacaklarınız

Stand alanının hangisini alacağınızı belirlemeniz için öncesinden birden çok unsuru dikkate almalısınız. Bunların hepsini beraber inceleyeceğiz.

Fuar alanı belirlerken şunlara bakmalısınız,

  • Standın şekli (ada, köşe, L köşe, çift taraflı vb.) Amacınıza göre stand tasarımınız kabaca belli olmalı. Standın şekli de kendiliğinden belirecektir.
  • Hall numarası (salon) Bazı salonlar bazı sektörlere ayrılıyor. Siz de orada olmak isteyebilirsiniz. (hammaddeciler, üretim makinecileri, sarf malzemeciler vb.)
  • Salonda verimli yerleri (hall plan) (giriş, sağ taraf, kalabalığa yakın yerler vb.)

19-Hall seçerken firmaları inceleyin

Fuar alanı ve hall belirlerken kayıt yaptırmış firmaların listesine bakabilirsiniz. Daha çok sizin sektörünüze daha yakın firmalarla bir arada olmalısınız. Sizin bölüme sizin ürün grubunuzla ilgilenen kişiler gelecektir. Doğru salonda olmak gelen müşterilerin sizin standınızda daha fazla zaman geçirmesini sağlayabilir. Örneğin bir salonda bitmiş ürün sergileyenler toplaşmışken diğer salonda hammaddeciler toplanmış olabilir. Siz çalışma alanınıza göre doğru salonda olmanız müşteri sayınızı arttırabilir.

20-Fuar standı alan tipleri

Stand tasarımınız ve amacınız kabaca belliyse tasarıma göre alan kiralamanız en doğrusu. Örneğin her tarafı açık mı olmalı yoksa arkanızda duvar mı olmalı? Tasarımınız size seçeceğiniz stand tipini de gösterecektir.

5 ana stand şekli vardır. Bunların bazı avantaj ve dezavantajları vardır. Hepsine tek tek bakalım;

  • 1 cepheli stand: 1 açık alanı vardır, 3 cephe duvar vardır. Duvara asacak çok şeyiniz varsa duvarlı stand işinizi görebilir. Düşük maliyetlidir.
  • 2 cepheli düz stand: Tek cepheliye göre iki taraftan giriş çıkışı olan standtır.
  • 2 cepheli köşe stand: Koridorda 4 yönden de gelen insanlara kolayca gözüken avantajlı bir standtır. Maliyeti biraz daha yüksektir.
  • 3 cepheli stand: Adaların ucundaki tek duvarlı alandır. 3 koridordan gelenler de standınızı görebilirler.
  • L stand: İki farklı ön cephesi vardır, koridorun sonunda olduğundan iki koridordan da görülebilir.
  • 4 cepheli stand (ada): Her cephesi açık, tüm yürüyenlerin görebileceği bir standtır. Duvar olmadığından logonuzu duvara koyamazsınız. Tasarım duvarsız yapılmalıdır.

21-Standın salondaki yerini amacınıza göre seçin (yerleşim planı)

Fuar yerleşim planı, fuar firmasının hazırladığı, alan satıldıkça güncellenen yerleşim planıdır. Yerleşim planında bir çok detay bulunur. Örneğin;

  • fuara giriş-çıkış kapıları
  • dinlenme ve toplantı alanları
  • konferans salonları
  • kafe ve restoranlar

22-Salonda en verimli yerler

Stand yeri seçerken en verimli noktayı belirlemelisiniz. En etkili ve verimli noktayı belirlemek için şunları dikkate alabilirsiniz.

23-Giriş sizin dostunuz değildir

Fuarın hemen girişinde yer alan bir stant, fuarın her katılımcısı önünden geçeceği için size en fazla görüntülenmeyi sağlayabilir. Ancak bu durumda, standınızın önünden geçen katılımcıların sayısının artması, bir sohbet başlatma şansınızı artırmaz.

Çünkü;

Giriş, en fazla trafik akışının olduğu alandır. Ancak, kalabalık ve kaotik olmasıyla ünlüdür. Bu alandaki trafik akışı nedeniyle, katılımcılar ürün veya hizmetiniz hakkında daha fazla bilgi almak için standınızda durmayı rahatsız edici bulabilir. Kalabalık arkadan akarken ziyaretçi standınızda durmak istemeyebilir. Girişteki amaçları, etrafa göz atmaya başlamadan önce en kısa sürede daha sessiz bir yere gitmektir.

Trafiğin yoğun olduğu bir alan ile tamamen sıkışık bir alan arasında ince bir çizgi vardır.

24-Yine de girişe yakın olun

Giriş sizin dostunuz değildir, ancak girişe yakın bir yer çok daha iyi bir konumdur.

Katılımcılar fuar alanına girdikten sonra rahatlama şansı bulacak ve fuarı keşfetmeye başlamaya hazır olacaklardır.

Standınız girişe yakınsa, standınız görecekleri ilk yer olabilir ve bu onların dikkatini çekmek isteyeceğiniz zamandır çünkü katılımlarının enerjik olarak en yüksek olduğu zamandır.

Ayrıca çok uzakta olmak da istemezsiniz çünkü girişten ne kadar uzakta olursanız katılımcıların ilgisi o kadar az olacaktır. Fuarda ne kadar çok zaman geçirirlerse, o kadar az etkileşime geçeceklerdir.

 

25-Köşeler ve kesişim yerleri trafik alır

Bir başka harika stant yeri de kavşaklardır. Bunlar, katılımcıların dikkatini çekmek ve bir sohbet başlatmak için size birden fazla fırsat sunan çoklu trafik akışının olduğu alanlardır.

Sonuçlarınızı en üst düzeye çıkarmak için, açık stantlar burada çok iyi performans gösterecektir, çünkü katılımcıların bir darboğaza yol açabilecek tek bir girişe sahip olmak yerine standınızla birden fazla açıdan etkileşime girmesine izin verirler.

26-Sol veya sağ ülkeye göre değişiyor

Fuar salonunun sol tarafında mı yoksa sağ tarafında mı bir standınız olsun istiyorsunuz? Bu, bir stant yeri seçerken en çok göz ardı edilen faktörlerden biridir.

Araştırmalar, sürücünün solda olduğu ülkelerdeki fuar katılımcılarının fuar salonunun sağ tarafından başladığını göstermiştir.

Öte yandan, sürücülerin sağda olduğu ülkelerde soldan başlama olasılığı daha yüksektir. Avustralya’da örneğin en iyi seçenek soldan başlamaktır, Türkiye’de ise sağdan başlamak.

Sonuç olarak, standınızı onların başlama olasılığının daha yüksek olduğu bir alana yerleştirmek, fuardaki diğer stantlar karşısında size büyük bir rekabet avantajı sağlar. Unutmayın, fuar salonunun diğer ucunda olmak istemezsiniz çünkü fuarda ne kadar uzun süre kalırlarsa o kadar az etkileşimde olurlar.

27-Kafe ve dinlenme alanlarına yakın olun

Bir kafeye ve tuvaletlere yakın olmak da standınız için harika konumlardır çünkü bu alanların etrafında her zaman katılımcılar olacaktır.

Bu alanlar yalnızca çok fazla trafik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yüksek etkileşimli katılımcılarla birçok fırsat da sunar. Karnı aç olan katılımcılar en az katılım gösterirken, yeni “karnını doyurmuş” katılımcılar daha fazla katılım gösterir.

 

28-Seminer ve eğitimlere yakın olun

Birçok fuarda seminerler düzenlenir veya ilgili fuar alanındaki belirli bir tema üzerine okumalar yapılır. Bu toplantılar genellikle doğrudan fuar alanına bağlı bir konferans salonunda yapılır.

Birçok katılımcı böyle bir seminere katılmak istediği için bu fuarları ziyaret etmeyi planlar.

Bu konferans salonunun etrafındaki alan, trafik oluşturduğundan fuar standınız için ideal olabilir. Fuar standınızın potansiyel katılımcıları stant alanınıza çekeceğinden emin olabilirsiniz.

 

Fuara katılım bütçesi yapma

 

29-Fuar katılım bütçesi kalemleri

ABD li firmalar pazarlama bütçelerinin 30%undan fazlasını fuar harcamalarına ayırıyor. ABD’de 13.000 tane de fuar oluyor.

Fuarlar büyük bütçelerin ayrıldığı bir tanıtım aracıdır. Bütçesini de iyi yönetirseniz harcamalarınızı verimli şekilde yönetebilirsiniz.

Bütçe kalemlerini önceden belirlersek fuara hazırlıklı davranabiliriz.

Katılmayı düşündüğünüz, katılmayı planladığınız veya katılmaya karar verdiğiniz fuarın bütçesini hazırlarken, aşağıdaki 9 başlığı takip edebilirsiniz.

  1. Alan kirası
  2. Stand kurulum
  3. Fuardan önce davet giderleri
  4. Ürün ve promosyon
  5. Basılı medya giderleri
  6. Lojistik hizmetleri
  7. Personel seyahat ve konaklama
  8. Fuar alanında etkinlik
  9. Fuar sonrası takip giderleri

 

1- Alan Kirası

Fuar standı iki ana aşamadan oluşur. Önce alanı kiralarsınız, üzerine mobilya yerleştirirsiniz. Alan kiralama mobilyasız yapılır. Kiralama m2 ölçüsüyle yapılır. 1 m2 fiyatı 200 Euro ise 20 m2 kiralamak isterseniz 20 x 200 euro = 4.000 euro ile alan kiralarsınız.

Yurtdışı fuarlarında bu maliyete temizlik, dijital medya paketi, elektrik bağlatma gibi giderleri otomatik ekliyor olabilir.

Örneğin: 5.500 Euro

Fuar alanı fiyatlaması

Fuar fiyatına tabii ki bakmak gerek ve diğer fuar fiyatlarıyla karşılaştırmak ve hatta pazarlık yapmak gerekir. Genelde fuar firmaları fiyatlarını çok değiştirmez. Fiyatlama katıldığınız iki ayrı fuarda farklı olabilir. Bu normal. Fuarın tarihi, yapıldığı yer, büyüklüğü ve çektiği müşteri adayı sayısı fiyatı etkiler.

Yurtdışından müşteri çeken bir fuar yurtdışı reklam maliyetlerini de fiyatın içine eklemek zorunda. Fuar firmasının reklam gücü, getirdiği müşteri adayları fuar firmasının iddialı fiyat yazmasına sebep olabilir. Fuar firmasının bu gücü aslında sizin de doğrudan müşteri bulma becerinizi olumlu etkiler.

Fuarista.com dan aldığım bir örneği aktarmak istiyorum. İllere ve ülkelere göre fiyatlar şu şekilde değişebilir;

(Örnektir)

  • İstanbul: 1.000 tl/m2
  • Ankara : 800 tl/m2
  • Antalya: 400 tl/m2
  • Almanya 220 Euro/m2
  • Dubai: 500 USD/m2

2- Stand kurulum

Bazı firmalar stand alanına kurulu stand verse de çoğunlukla alan ve stand kurulumu iki ayrı maliyettir. Hazır paket stand da kullanabilirsiniz ama tüm firmalar aynı olmasın ve biz farklı olalım diye firmalar özel tasarım yaptırmak isteyebiliyorlar. Her iki durumda da stand kurulumu büyük bir maliyet kalemidir.

Örneğin: 6.000 Euro

3- Fuardan Önce Davet Giderleri

Fuardan önce fuarcı firmanın reklamlarına işi bırakmayıp kendi müşterinizi de çağırmak belki de iyi bir kurulum yapmak kadar önemli olabilir. Sadece toplu email bile atmanız bir toplu email gönderim maliyetidir. Küçük de olsa bir maliyet kalemidir.

Örneğin: 300 Euro

4- Ürün ve promosyon

Demosu yapılacak ürünlerin prototipinin hazırlanması, ambalajlanması, ürünün kendi maliyeti de diğer bir maliyet kalemidir. Buna ek olarak defter, şapka, t-shirt gibi promosyonlar da diğer maliyet kalemidir.

Örneğin: 300 Euro

5- Basılı medya giderleri

Şirket içinde hazırlığını yapabileceğiniz için en kolay çözülen iştir. Bunlar katalog, kartvizit, broşür basımı gibi giderlerdir.

Örneğin: 1.000 Euro

 

6- Lojistik Hizmetleri

Tüm hazırladıklarınızı fabrikanızdan fuar alanına taşıma maliyetidir. Fuar alanında indirip stand alanına götürmenin maliyeti ayrı olacaktır.

Örneğin: 600 Euro

7- Personel Seyahat, Konaklama

Siz ve ekibinizin fuar şehrine ulaşımı, fuar şehrinde konaklaması, fuar şehrinde şehir içi ulaşımı, yemekleri bu bütçe kalemini oluşturur.

Örneğin: 6.000 Euro

 

8- Fuarda Etkinlik Giderleri

Fuar standınızda dikkat çekmek için yaptığınız aktiviteler, çağırdığınız sanatçı veya influencerlar, yevmiyeli hostesler, gelen müşterilerinizi akşam yemeğine götürmek gibi maliyetlerdir.

Örneğin: 1.200 Euro

 

9- Fuar Sonrası ziyaretler ve takip giderleri

Fuar sonrası kartvizitleri özellikle yurtdışı ise arama maliyeti, yurtdışı firmaların ofislerini ziyaret etmek, başka ülkede konaklama ve uçak maliyetleri veya ofisinizde ağırlamak, akşam yemeğine çıkarmak gibi maliyetlerdir.

Örneğin: 3.000 Euro

 

Özet bütçe şu şekilde şekillenebilir;

Alan kirası5.500 Euro
Stand kurulum6.000 Euro
Fuardan önce davet giderleri300 Euro
Ürün ve promosyon300 Euro
Basılı medya giderleri1.000 Euro
Lojistik hizmetleri600 Euro
Personel seyahat ve konaklama6.000 Euro
Fuar alanında etkinlik1.200 Euro
Fuar sonrası takip giderleri3.000 Euro

 

Grafik olarak göstermek istediğimizde tablo şu şekilde;

 

Fuar stand tasarımı

30-Stand tasarımı neden önemli

Fuara katılma kararını onayladınız, alanınızı seçtiniz, sözleşmeyi imzaladınız. Bundan sonrası kiraladığınız alana stand tasarımı hazırlamak.

Ticari fuar müşteri adaylarını dönüştürmek geleneksel müşteri adaylarından daha az maliyetlidir. Fuar katılımının maliyet ve faydalarını tartarken, Fuar Endüstrisi Araştırma Merkezi’nin bu gerçeğini göz önünde bulundurun.

CEIR’e göre, bir fuarda potansiyel bir müşteri ile yüz yüze görüşmenin ortalama maliyeti 142 dolardır. Bu rakam, potansiyel müşterinin ofisinde yapılan bir toplantının 259 dolarlık fiyat etiketinden çok daha azdır. Bu nedenle, ticari fuar sergi alanınızı toplantı dostu olacak şekilde tasarlamanız çok önemlidir.

Fuar alanınıza kapalı bir toplantı alanı inşa etmek, fuar satış ekibinizin herhangi bir fuardan en iyi şekilde yararlanmasına yardımcı olabilir.

 

31-Fuar standını iki çeşit temin edebilirsiniz.

Geçmiş tecrübelerimden birinde boş alan alıp tüm hazırlıkları yapmıştık ama stand kurulumu yapmamıştık. Hazır paket standlar bu konuda hızır gibi yetişiyor. Hemen fuar firmasının hazır standlarından kurdurarak fuarımızı tamamladık. Büyük bir krizdi ama hazır standların önemini o gün anladım.

Fuar standı iki çeşit olabiliyor;

  • Hazır paket stand (fuar firması temin eder) (Video örnek)
  • Özel tasarım standlar (kendiniz ajans bulup yaptırıp hazırlatıyorsunuz)

32-Hazır fuar standları pratiktir

Fuar idaresince verilen hazır stantlar çoğunlukla şunları içerir; yan ve arka duvarlar, kilitli kabin, firma ismi tabela, zemin kaplaması, masa, sandalye, ışıklandırma ve elektrik bağlantısından oluşur.

Ek malzeme ihtiyacınız varsa fuar firmasının sunduğu kiralık mobilya listesinden seçebilir ve hazır paketinizi biraz daha kullanışlı ve zengin hale getirebilirsiniz.

Hazır fuar standları para ve zaman tasarrufu sağlar. Özellikle ilk defa katılanlar ve fuar için düşük bütçe ayıranlara uygundur.

Fuar idaresi karmaşıktan basite birçok stand alternatifleri sunabilmektedir. Hazır stantlar prefabrik yapılmaktadır. Metal çıtalar ve plastikten yapılmış duvarlar kullanılır. Eğer dizayn ve imaja önem veriyorsanız, standı kendi isteklerinize uygun yaptırabilirsiniz.

Stand tasarımı ihtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde olmalı. Ürünü sadece rafta mı sergileyeceksiniz yoksa demo masası gerekli mi belirlemelisiniz mesela.

Stand tasarımında gerekli olabilecek öğeler şunlar olabilir;

  • Masa sandalye
  • Hostes masası
  • Işıklandırma
  • Buzdolabı
  • Elektrik bağlantısı
  • Su sebili
  • Stand temizliği
  • Çöp kovası
  • Kapalı kabin
  • Sigorta
  • Fuar giriş kartı
  • Temizlik malzemeleri
  • İkram malzemeleri

 

33-Özel stand için stand yapımcısı bir firma ile anlaşın

Stand tasarımcı ve yapımcı firma seçerken bazı kriterlerinizin olması önemlidir. Örneğin;

  • İyi iletişim kurduğunuz
  • hızına güvendiğiniz
  • Ekibi ek mesaiye uygun olmalı. (Stand kurulum süresi sınırlıdır. Stand yapımcı firma stand kurulurken ek mesai yaptırması gerekebilir, bu durumda kurulumun ne kadar sürede olması gerektiğini de mutlaka söylemelisiniz.)
  • Modüler stand hazırlayabilmesi (Atölyesinde kesim, boyama, cilalama, alçılama, zımparalama gibi işlemleri yapacak ve fuar alanında sadece logo gibi parçaları birleştirecek bir sistemleri olmalı.)

34-Stand kurulum sürelerini öğrenin

Fuar firması 4-5 günlük fuar için standın kurulumu ve sökümü için size 3-4 günlük süre verebilir. Bu süreleri fuar firmasından öğrenip tasarımcı ve üretimci firmanıza söyleyin. Bu süre içinde kurulabilecek bir tasarım hazırlamalarını belirtin. Daha fazla zaman istediğinizde ya salonlar müsait olmayabilir ya da ek ücret isteyebilir.

35-Fuar tasarımı brief (iş tanımı) nasıl verilir?

Fuar standının içinde bulunacak objeleri önce kendiniz belirlemeniz gerek. Tasarımcı firmaya ilk çizimi yaptırıp üzerine 15 tane revize yaptıramazsınız.

Bunun bir kaç sebebi olur;

  • Belli revize hakkı verebilirler. Ek revizeler ücretli olabilir.
  • Sürekli revizeler kafa karışıklığı oluşturur ve istediğiniz noktadan da uzaklaşmanıza sebep olabilir.
  • Tasarım ekibinde müthiş bir bıkkıntı oluşturur. Emek ziyanı oluşturur.

Ne istediğinizi tam bilirseniz hem herkesin aklı karışmaz hem de stand şirketleri tam istediğinizi çok hızlı şekilde gönderir.

 

36-Ne Zaman Görüşmeye Başlamamız Gerek?

Önceki tecrübelerimden öğrendiğim üzere fuar firmasının hazır paketleri son güne kadar kuruluyor. Son 1 ay kala bile çizim yaptırıp kurulum yaptırabiliyorsunuz.

Özel tasarım standlarda ise brief verme, çizim yapma, üretim, nakliye gibi işlemlerin zamanında olması için son 3 ay kala tasarım firmasıyla çalışmaya başlamanız iyi olabilir. 1-3 hafta çizimler çalışır ve üretim süreci başlar. Kurulum günleri başladığında üretici firmanın yetiştiremedik gibi bir telaşıyla bu planla karşılaşmazsınız.

37-Fuar standı firmasını nereden bulabiliriz?

Piyasada 200 ün üzerinde tasarımcı firma buluyor. Yani mutlaka talebinizi karşılayacak bir firma ile iş yapma fırsatı yakalayabilirsiniz.

Firmaları iki yolla bulabilirsiniz.

Yerli fuar ise

Uluslararası fuar ise

 

38-Standımızda Ne Sergileyeceğiz?

Bir sonraki önemli soru da standımızda ne sergileyeceğimiz. Aslında brief verirken neler sergileyeceğinizi bilmeniz fuar stand tasarımının ana başlangıç noktasıdır. Ürünlere göre tasarım şekillenir.

Örneğin;

  • Boya sektöründeyseniz hem boyayı hem de o boyayla boyanmış yaratıcı bir örnek getirebilirsiniz.
  • Vinç sergileyecekseniz fuar alanının dışında alan alabilir ve minimalist tasarım geliştirebilirsiniz.
  • Kıyafet satıyor ve yeni katalogunuzu sergileyecekseniz canlı manken veya cansız manken üzerinde sergileyebilirsiniz.
  • Sanayi makinesi için geniş alana ve minimalist bir tasarıma ihtiyaç olacaktır
  • Fidanlık veya sera malzemeleri satıyorsanız konsept yapıp sembolik bir sera kurabilirsiniz. Stand tasarımınız bunun çevresinde şekillenebilir.
  • Otomotiv gibi hacimli ürünler için geniş alana ve minimalist tasarıma ihtiyaç olabilir.
  • İnşaat fuarında mermer blok sergileyecekseniz mermerlerin duruşu için platform ve birkaç uygulama çevresinde fuar tasarımı şekillenebilir.
  • Lüks kalemler satıyorsanız camlı bir kutu veya özel bir stand içinde sergileyebilirsiniz.
  • Gıda ürünlerinde tadım standı en bilinen tekniktir. İkram edecekseniz ikram saatleri ve standın düzenini belirlemelisiniz.

Ürün ve onun sergilenme şekli tüm stand tasarımına şekil verecek temel bilgilerdir. Bu bilgilerle standımızın şekli değişir. Önce sergileyecek ürünleri ve sergileme şekillerini belirlerseniz stand tasarımı çoğu zaman kendiliğinden şekil alacaktır.

39-Ürünleri nasıl sergileyeceğiz

Ürünü teşhir etmek için kendini götürmeniz oldukça iyi etki bırakır ama şunları da götürebilirsiniz.

Götüreceğiniz ürünleri şunlar olabilir;

  • Ürünün kendisi
  • Ürünün maketi
  • Ürünün resmi
  • Ürünün tv’de gösterilecek videosu
  • Ürünün posteri
  • Ürünün roll-up versiyonu

Ürünün kendisini götürmek birçoğu zaman daha iyi etki bırakır. Fakat bazen orijinal ürün getirmezsiniz. Bunun birkaç sebebi olabilir;

  • hafif olsun diye duvara asmak için
  • prototipinin tamamlanmaması
  • ürünün büyük ve standın küçük olması

40-Işıklı bir ortam olsun

Soğuk ve ulaşılamaz bir stant böyle görünür:

 

  • Koyu, donuk renkler
  • Düşük aydınlatma
  • Küçük giriş
  • Mutsuz görünen fuar personeli

 

Potansiyel müşterileri uzaklaştırmanın bir yolu da fuar standınızı ışıksız ve karanlık hale

getirmektir. Işıksız ortam, standınızda hoş karşılanmadıkları hissini verir. Neyin karanlık neyin çok parlak olduğu arasında iyi bir denge kurmak önemlidir.

Yeni bir ürün veya ürün serisini tanıtıyorsanız, bu ürünleri vurgulamak için spot ışıkları kullanın, böylece potansiyel müşteriler onları gerçekten görebilir. Spot ışıkları sayesinde, bunların en yeni ürünleriniz olduğunu da hemen anlayacaklardır

 

Ürünlerin resimlerinin arka ışıklandırmasının da oldukça etkisi yüksektir.

41-Özgün şekiller ve malzemelerle farklı olun

Diğer katılımcılar tarafından yaygın olarak kullanılmayan benzersiz şekiller ve malzemeler kullanmak da kalabalığın arasından sıyrılmanın bir başka yoludur. Örneğin, çoğu katılımcı daire şeklinde bir asma tabela kullanıyorsa, roket şeklinde bir asma tabela tercih edin.

İşte öne çıkmak için benzersiz malzemeler kullanan fuar standı örneği.

42-Fuar standınızda ikram ve yemek servisini planlayın

Fuarda ekibin yemeği, suyu, çayı ve misafir ikramlarını temin etmeniz kritiktir. Ülkemiz insanı maalesef çaysız yapamıyor. Yemekten sonra birkaç defa çay içmek isteyecekler. Çayı ve kahveyi hazır tutmalısınız. Tabi su ısıtıcısı da gerekli.

Ekibinizin yemeğini;

  • dışarıda hazırlayıp fuar alanına sokabilirsiniz
  • fuar alanına dışarıdan sipariş edebilirsiniz veya
  • fuar alanındaki restaurantlardan temin edebilirsiniz.

 

*Bonus* Tasarım fikirleri

Fuar standında çok temel olmasına rağmen etkili bir şekilde kullanılmayan unsurlar var.

*Not: Blazer Sales youtube kanalındaki Trade show exhibits videosundan aldığım örnekleri aşağıda göreceksiniz. Videonun tamamını izlemek için video linkine tıklayabilirsiniz.

Örneğin;

Firma ismi;

Bazı firmalar firma ismini çok küçük veya masa önüne koyuyor ve kalabalıktan gözükmüyor. Firma ismi veya marka büyük ve farkedilir şekilde kullanılmalı

Örnek 1

Örnek 2

 

 

Işıklandırma

Birçok firmanın önemsemediği diğer konu iyi ışıklandırma. Standın iyi ışıklandırması ile karanlık olması arasındaki farkı şu resimlerden görebiliriz.

Işıklı örnek


Karanlık örnek

Firmanın ne sunduğu/sloganı

Bu da tüm dünyadaki fuarlarda tasarımda ara ara atlanan bir unsur. Standa ve ürünlere baktığınızda firmanın ne iş yaptığını ve fuarda neyi satışa sunduğunu anlamak son derece önemlidir. Aksi takdirde ziyaretçinin hafızasında hiç bir şey kalmayacaktır. Firmanın standına bakıp bilmece çözmeye çalışmadan standın hangi ürünleri önerdiğini veya firmanın amacının ne olduğunu açık ve spesifik şekilde yazması gerekir. Spesifik dememin amacı fazla jenerik bir slogan gördüğünüzde hiçbir şey anlamayabilirsiniz.

Örneğin;

“Osman LTD -Hizmette kalite”

Halbuki firma kocaman logosuyla sloganıyla okunur olmalı.

Güçlü örnek

Zayıf örnek

En etkili örnek

En etki örneklerden biri olan aşağıdaki standta hem firma ismi, sloganı, görselleri, ışıklandırması, ürün demosu ile harika bir örnek

Nakliye

43-Nakliyede kullanılacak arabaların plakalarını kaydettirin

Fuar alanına ürünleri ve standları götürecek araçların otoparka sorunsuz girmesi için fuar firmasına araç plakalarını bildirmeniz gerekir.

Fuar firması örneğin Tüyap, katılımcıya özel sitesinde alan açıyor. Kullanıcı adı ve şifre veriyor. Sizin bilgilerinizi dolduruyorsunuz.

Hem kendi firmanızdan kullanılacak sarf malzemeleri hem de standı götüreceğiniz için iki ayrı araç bilgisini fuarcı firmaya vermeniz gerekecektir.

Bu iki nakliyeyi teke indirmek ve ikisinin de aynı anda gitmesini sağlamak için ürün kolilerini stand yapım firmasına yollayıp tek nakliye yapılmasını sağlayabilirsiniz. Bazı firmalar bunun yerine iki kargo yapmayı tercih edebiliyorlar.

44-Sarf malzeme listesini oluşturun

Sergileyeceğiniz ürünlerin listesini oluşturup kolilediniz. Fakat fuar alanında kurulurken ve sökülürken ve hatta fuar sırasında kullanılacak sarf malzemelerin listesini oluşturun ve sergilenecek ürünlerin yanına ek bir koli olarak ekleyin. Bu ara malzemeler öyle kritik olabilir ki küçücük bir malzemenin eksikliği size ciddi baş ağrısı yaratabilri.

  • dağıtacağınız numuneler
  • kataloglar
  • kolileri açmak için maket bıçağı
  • bantlamak için koli bandı
  • bayraklar
  • rolluplar
  • ikramlıklarınız
  • sarf malzemeleriniz
  • içecek (4 günlük)
  • Su sebili
  • Su ısıtıcısı
  • Kağıt peçete
  • Plastik tabak
  • İkramlık tatlı

Vb.

45-Stand nakliyesi

Standı iki yerden yaptırabilirsiniz;

  • Fuar firmasından hazır paket kiralama
  • Özel tasarım stand

Fuar firmasından aldığınız hazır paketler hemen orada kurulur. Nakliye gerektirmez. Kiralıktır. Depolama gerektirmez.

Özel tasarım stand yaptırdığınızda ise tasarımcı ve yapımcı firmanın fuar alanına getirip montajını yapması gerekir. Anlaşmanız tasarım + üretim + montaj şeklinde olmalıdır.

Eğer birkaç yıl kullanmayı düşündüğünüz bir stand yaptırmışsanız, kiralamak yerine satın alıp bir depoda depolayabilirsiniz. Fuar başka ülkedeyse standı ülkemizde yaptırıp oraya nakletmenin maliyetiyle orada yerel bir firmaya yaptırmanın maliyetini karşılaştırmanız gerekir.

Bazı Türklerin yoğun olduğu ülkelerde (örneğin: Almanya) bazı firmaların iki ülkede de bağlantısı oluyor. Örneğin siz İstanbul’daki firma ile görüşüyorsunuz ama üretim ve nakliye Almanya’daki fuar alanına oluyor. Böyle iki ülkede ofisi olan firmalar daha hızlı çözüm üretebilir.

46-Ürün nakliyesi

Ürün ve gerekli yan malzeme listesi oluşturdunuz. Ürünleri kolilediniz ve şimdi hemen kargoya vereceksiniz ve gidecek diye düşünebilirsiniz.

Evet! Yurtiçinde bunu yapabilirsiniz. Fakat başka ülkeye kargo yapacaksanız gümrük işlemleri sizi biraz oyalayabilir. Nakliyeci sizden MSDS yani teknik doküman isteyebilir. Gümrükte bekleyebilir veya hızlıca geçebilir ki çoğu zaman yanıcı – patlayıcı ürün olmazsa gümrükten pürüzsüz geçebiliyor.

Ürün nakliyesini 3 çeşit yapabilirsiniz.

  • Kendi valizinizde götürebilirsiniz
  • ülkedeki müşterinize yollayıp fuar alanına getirmesini rica edebilirsiniz.
  • Fuar alanına bırakabilecek bir nakliye firması bulabilirsiniz.

Eğer teşhir ürünleriniz küçükse ve azsa giderken yanınızda valizin içinde bile götürebilirsiniz. Ek bagaj almak düşük bir maliyetle ürün götürmenizi sağlayabilir.

Eğer başka bir ülkede fuara katılıyorsanız ve orada müşteriniz varsa; teşhir ettiğiniz ürünleri müşterinize bırakmayı düşünüyorsanız, önce onun deposuna yollayıp fuar alanına onun getirmesini de isteyebilirsiniz.

Nakliye firmalarının başka ülkedeki fuara nakliye yaparken “fuar tarifesi” dedikleri bir hizmetleri var. Siz fuar ismini ve stand ve hall nosunu söylüyorsunuz o standa ürün kolilerinizi bırakıyorlar.

*Not: 23 kg üstü koliler insan tarafından kolay taşınamadığından nakliyeci firmalar koli kayboldu diye size bildiri verebiliyor. Arabadan arabaya aktarmak bile en az iki kişi gerektirdiğinden büyük koli taşımayı kamyoncular istemiyor. Amazonun da böyle 23 kg sınırı bulunuyor. Amazon da deposuna 23 kg dan ağır koli almıyor. Siz koli hazırlarken 23 kg den az olduğundan emin olun.

Fuar öncesi tanıtım

47-Fuar öncesi tanıtım önemlidir.

Yerel piyasada yaygın bir şekilde fuar öncesi tanıtımın önemi daha keşfedilmiş değil gibi gözüküyor. Sadece fuarda stand açıp, promosyon hazırlayarak fuara katılmak firmalara yeterli gibi geliyor. Fuara ziyaretçiyi fuar firmasının davet edeceğini düşünüyorlar. Fuara katıldıklarını duyurmaya pek ihtiyaç duymuyorlar.

Halbuki fuar lideri şirketler genellikle fuar öncesi duyuru yaparlar. Standları daha fazla ziyaretçi alır, kalabalık kalabalığı çeker, kartopu etkisiyle yeni müşteri adayları standı dolaşır.

48-Müşterilerimize haber vermek standa katılmak kadar önemlidir.

Ziyaretçilerin önemli bir kısmı (%56) bir ticaret fuarına katılmak için 400 km fazla yol kat etmeye hazırdır.

Fuar başlı başına oldukça rekabetçi bir ortamdır. Kısa bir zaman için büyük rakamlar ödersiniz ve maksimum verimlilikte geçirmek istersiniz. Çok fazla müşteri adayıyla iletişim kurmak istersiniz. Bu yüzden fuara gelmeden önce müşteri adaylarınıza e-mail atın.

49-Fuar öncesi davetiye e-maili gönderin

Görüşmeyi istediğiniz firmaların email listesine tanıtım veya davetiye emaili gönderin.

Fuar firması zaten bir çok yerde reklam yapacaktır ve müşteri adaylarını çekecektir. Fakat fuar firmasının çağırdığı kişilere ek olarak siz de istediğiniz belirlediğiniz müşteri grubuna haber verin.

50-Fuar öncesi e-mail ve sosyal medyayı kullanabilirsiniz.

Önemli müşterilere ve potansiyel müşterilere fuar öncesi gönderilen e-postalar, stant trafiğini artırmanın açık ara en etkili yolu olarak kabul edilmektedir. Ticari fuar pazarlamacılarının yaklaşık dörtte üçü e-postayı en iyi fuar öncesi pazarlama aracı olarak görüyor.

Katılımcıların %46’sının etkili olarak nitelendirdiği sosyal medya pazarlaması fuar öncesi tanıtımlar için büyürken, e-posta hala kazanan konumunda.

Fuar öncesi planlama yaparken, stant katılımını artırmanıza ve potansiyel müşterilerinizin gelen kutusunda öne çıkmanıza yardımcı olacak güçlü bir e-posta pazarlama stratejisi geliştirmeye odaklanmanız önemlidir.

Sosyal medyada ise pazarlamacıların fuar öncesi pazarlama için en çok tercih ettiği mecra Facebook oldu.

51-Yeni e-mail listesi nasıl oluştururuz?

Dünyada hiç tanımadığınız ama sizin ile aynı sektörde çalışan ve bu fuara gelecek bir çok firma olabilir. Peki bu hiç tanımadığınız firmaları nasıl buluruz? Devlet başka ülkelerdeki aynı sektördeki firmaların iletişim bilgileri hakkında yardımcı oluyor. Müsavire danışın diye bir site kurulmuş ve firma listesini talep ediyorsunuz. Size belli bir süre sonra cevap veriyorlar.

52-Fuar katılımcı listesine email gönderin.

Fuara katılan veya katılmış firmaların katalogta veya websitesinde isimlerini ve iletişim bilgilerini bulabilirsiniz. Bu firmalara fuarda yer aldığınıza dair email yollayabilirsiniz.

53-Müsaviredanışın.com nasıl kullanılır?

Devletin musaviredanisin diye bir yardımcı sitesi var. Hedef ürününüzü belirliyorsunuz. GTİP ini belirliyorsunuz. Müsavire danışın sitesinden ilgili ülkeyi bulup email atıyorsunuz. Emailde ürününüzün gtip kodunu söyleyerek o kodtan ithalat yapmış firmaların listesini talep ediyorsunuz. Sizin ürününüzle aynı tarife kodundan ithalat yapmış başka firma varsa onların listesine ulaşabiliyor.

Veya;

Sizin sektörünüzde faaliyet gösteren firmaların listesini hazırlayıp size gönderebiliyor.

Bu hizmet devletimizin ihracatı arttırmak için yaptığı bir hizmet. Bu çok etkili bir veritabanı olabilir, istediğinizi karşılamayabilir de. Çünkü size gönderilen veritabanı olabildiğince güncel oluyor ama son 1-2 dün içinde güncellenmiş olmayabiliyor. Haliyle bazı firmalara erişemiyorsunuz.

Ulaşmak istediğiniz firmaları google’dan da arattırabilir, veritabanınızı biraz daha geliştirebilirsiniz.

54-Etkili posta ve e-posta için çeşitli ipuçları

Veritabanını oluşturdunuz. Şimdi de e-mail içeriği oluşturmakta.

Müşterilere genelde kuru kuru “şu standtayız, gelin” gibi bir email yollarsanız etkisiz bir davet yapmış olursunuz. Daha etkili olmak için emailin içeriğini beraber zenginleştireceğiz.

Aslında göndereceğiniz tüm e-postalar için bir şablonunuz olması kolaylaştırır.

Şablon demek herkese aynı e-maili göndereceksiniz demek değil tabii ki. Tüm e-maillerde ortak olabilecek öğeleri içeren bir e-mail şablonundan bahsediyorum.

Örneğin;

  • Firma logosu
  • Katalog linki
  • Firma adresi
  • Google harita linki
  • Firma website linki
  • KVKK metni
  • Abonelikten çıkma linki
  • Teşekkür metni
  • Firma telefon nosu
  • Fuarın adı ve şehri
  • Fuar saatleri
  • Hol ve stand numarası
  • Geçmiş fuarlardan örnek bir fotoğraf
  • Fuarda yapacağınız etkinlikten örnek
  • Fuar standında bulacağı farklı herşey (yeni ürünler, yeni kampanyalar vb)
  • Fuara özel fiyatlar

 

Bunların dışında kalan email alanlarında yolladığınız kişiye göre metni kişiselleştirebilirsiniz.

Örneğin şunları ekleyebilirsiniz;

  • İsmini
  • Geçen yıl beraber çektirdiğiniz fotoğraf (varsa)
  • Kişiye özel randevu saati
  • Kişiye ayrılmış davetiye kodu (fuar firmasının verdiği ziyaretçi kodu)

 

55-Konu satırı emaili açıp açmamayı belirler

Yolladığınız email okunmadan önce konu yazısını beğenmesi gerekir. Konu satırı beğenilmeyen email açılmadan silinir. Konu satırında bazı kelimeler insanlarda bıkkınlık oluşturduğu için insanların bilinçaltında tepkiye yol açıyor.

Konu satırına iyi örnekler ve kötü örnekler var. İyi örneklerde daha çok konu satırında email metnini özetleriz, çarpıcı bir veri koyarız, spesifik kampanyaları bile yazabiliriz. Örneğin;

  • Osman LTD. yeni ürünlerler Tüyap Mermer Fuarında (Hall 2-C70)
  • Osman LTD. Fuara Özel +10% iskonto Tüyap Mermer Fuarı (Hall 2-C70)
  • Osman LTD. “Yeni Yozgat Mermeri” Tüyap Mermer Fuarında (Hall 2-C70)
  • Osman LTD. Tüyap Mermer Fuarına özel 5 günlük indirimler (Hall 2-C70)

*Not: bu metinlerin gmailde ilk 70 karakteri okunuyor, 70 karaktere en önemli bölümü sığdırmaya gayret edin.

Konu satırına kötü örnek ise çok kısa ve çok klasik örnekler olabilir

  • Fuara bekliyoruz, fuar davetiyesi, fuarda buluşalım gibi. Bunları kullanmamaya gayret edin.

 

56-Davet emaili örneği (Türkçe)

*

Konu satırı: Messe Trade Show 2024-Hall-10-A56’da yeni ürün atölyesini deneyimleyin

Merhaba John.

Osman A.Ş.’nin Messe Trade Show’da 10-A65 numaralı salonda bir standı olacağını duyurmaktan heyecan duyuyoruz.

Özellikle 4 gün boyunca deneyimli eğitmenimiz eşliğinde gerçekleştireceğimiz yeni ürün demosu için heyecanlıyız.

Bu yıl şunları sergileyeceğiz:

      • Fuar boyunca canlı demolar ile çığır açan yeni bir ürün. Ürünün terapi etkisini arıyorsanız kaçırmayın.
      • Demo oturumlarında oluşturulan ücretsiz hediyeler.
      • Tüm sorularınızı yanıtlamaya hazır olağanüstü sergi ekibimiz.

Etkinlikten önce ek ürün bilgisi isterseniz lütfen bildirin.

Ziyaretinizi dört gözle bekliyoruz!

Saygılarımla,

Murtaza Haydar

Osman A.Ş.

İstanbul

 

57-Davet emaili (İngilizce)

Subject line: Experience new product workshop at Messe Trade Show 2024-Hall-10-A56

Hello John

We are thrilled to announce that Osman A.S. will have a booth at Messe Trade Show in hall 10-A65.

In particular we are excited about new product demo will be held for 4 days with our experienced instructor.

This year, we’re showcasing:

      • A groundbreaking new product with live demos throughout the show. Don’t miss out if you’re looking for therapy effect of product.
      • Free objects created in demo sessions.
      • Our exceptional exhibit team, ready to address all your inquiries.

Let me know if you’d like additional product information before the event.

We’re looking forward to your visit!

Warm regards,

Murtaza Haydar

Osman A.S.

Istanbul

 

58-E-posta gönderdikten sonra

E-posta gönderdikten sonra telefonla yapacağınız bir görüşme etkinliğinizi artırır. Telefon görüşmesini ticari ve teknik bilgisi iyi birinin yapması gerekir. Telefonla emailden sonra aramak ciddiyetinizi ve samimiyetinizi gösterir.

 

Ekip oluşturma

59-Ekibin motivasyonu müşteriyi çeker

Bir araştırmaya göre; katılımcıların %85’ine göre, fuara getirilen personelin performansı bir katılımcının başarısını önemli ölçüde etkilemektedir.

Standınıza gelen misafirin, sandınızda güzel bir enerji hissetmesi, etrafındaki herkesin dinç ve yardımsever, sorun dinlemeye, çözüm üretmeye meyilli bir tavırla ilgilendiklerini görmeleri çok dikkat çekici olabilir.

Sıcak bir karşılama, samimi ve güler yüzle söylenen “hoş geldiniz”, samimi bir tokalaşma bazen 4 güzel model kızdan daha önemli etki bırakabilir.

Bir araştırmaya göre fuar katılımcılarının %74’üne göre, katılımcılarla etkileşime geçmek sergilenen ürünleri/hizmetleri satın alma olasılıklarını artırmaktadır.

Davet ettiğiniz ve etmeseniz de rastgele gelen tüm misafirlerinizi yüksek bir ilgi ile ağırlayın. Her türlü talebe cevap verin.

Dostluğunuzu, muhabbetinizi cabuk geliştirin. Ekipçe yaydığınız pozitif enerji ile standınızı bir çekim noktası haline getirin.

 

 

60-Ekiple toplantı yapın

Fuar açılmadan ön hazırlık için tüm ekiple konuşun, beklentilerinizi anlatın, ürünü tanıtma yöntemlerini, standın tasarımdaki öğelerini nasıl kullanacağını anlatın.

61-Takım gibi giyinin

Las Vegas Nevada Üniversitesi tarafından çalışan üniformaları üzerine yapılan bir araştırma, üniformaların marka bilinirliğini ve müşteri memnuniyetini önemli ölçüde artırdığını ortaya koymuştur. Üniformalarınızın öne çıkmasını ve markaya uygun olmasını sağlamalısınız. Sırf dikkat çekmek için değil de markanızı iyi temsil eden renklerde kıyafet giymelisiniz.

62-Presentabl olmalısınız

Standa durmak yorucu olmaktadır. Bu nedenle fuarın hemen öncesinde ve fuar sırasında eğlenmek iyi bir fikir değildir. Geceleri yeterince dinlenip uyumak gerekir.

  • İnsanların en çok baktıkları yerler ayakkabı ve saçtır, ayakkabınız temiz, saçınız taranmış olsun.
  • Her zaman katılımcı kimlik kartını taşıyın.
  • Sabah tüm ekip iyi kahvaltı yapmalıdır. Enerji için önemlidir.
  • Sürekli ayakta durulacağı için rahat ayakkabı seçmelisiniz, yorgunluğunuz yüzünüze yansısın.
  • Fuar konuşma üzerine olduğundan nefes temizliği önemlidir. Kötü koku müşteriyi kaçırır.
  • Öğlen sarımsaklı yemek yemeyin, sigara içmeyin.
  • Sürekli atıştırmayın ya da dişinizi fırçalayın.
  • Yeterince su için, susuzluk nefesi kötüleştirir.
  • Stand alanını temiz ve düzenli tutun.

 

63-Personel Yemeğini Planlayın

Personel öğlen yemeği olmadığında veya geciktiğinde ölmez, dayanır ama enerjisi çok düşer bu da yüzlerine yansır. Belli saatlerde ziyaretçiler de çoğunlukla yemeğe giderler. Stand sakinleşir. Hazır ziyaretçi akını sakinlemişken siz de öğlen yemeğine oturun. Enerji verici gıdalar almanız günü kolay geçirmenizi sağlayabilir.

64-Satış elemanlarınız üst yönetimden daha iyi stant görevlisi olur.

Üst düzey yöneticilerin standınız için en iyi yüzler olduğunu düşünebilirsiniz, ancak istatistikler farklı söylüyor. Fuar pazarlamacılarının %59’u en iyi stant görevlilerinin satış elemanları olduğunu belirtmiştir. Sadece %29’u üst düzey yönetim cevabını vermiştir.

Bizce istatistikler kendini anlatıyor. Fuar serginizi üst düzey yöneticileriniz veya diğer yöneticileriniz yönetiyorsa, onları satış personeliyle de desteklediğinizden emin olun.

65-Kadronuzu ürününüze göre belirleyin

Standınızda yönetici ve satışcı tabii ki olmalı. Bunun yanında fuar ekibi seçerken ürününüz teknik bir ürünse AR&GE’den biri de olsa müşterilerin sorularını cevaplamanız daha kolay olabilir.

Bazı müşteriler ürünün teknik detayını veya değişik senaryolarda kullanımında nasıl bir sonuç vereceğini de merak ediyor. Bu tür kullanım sorularına satış ekibi çabuk cevap veremeyebilir. Ürünün kullanımından da anlayan bir kişi standınızda daha fazla müşteri yakalamanıza yardımcı olacaktır.

66-Yurtdışı fuarlarda dil bilen biri olmalı

Yurt dışı fuarlarında temsil edilen ülkenin ve ürünün tanıtılmasında stant personellerinin rolü çok büyüktür.

Fuar personellerinin ürüne son derece hâkim olan, ürünü çok iyi tanıtabilen yetkin kişiler olması gerekir. Sadece ürün bilen değil dil bilen kişilerin de standta olması gerekir.

Örneğin, stand alanında size yardımcı olacak kadroya eklemek isteyebilecekleriniz;

  • Şirket içinden teknik kadro (teknik ürünler için gerekli olabilir)
  • Şirket içinden pazarlama, satışçı ve idari kadro
  • Yerel dili bilen tercüman
  • Servis için hostes

Fuar alanında servis hostesi ve tercüman, fuarın olduğu ülkeden bir ajans yardımıyla anlaşılabilir.

 

Seyahat ve konaklama

67-Fuar takvimini oluşturun

Ziyaret amacınız fuar öncesi eğitim veya müşteri ziyareti olabilir. Fuar takviminizi çıkarırsanız seyahat tarihleriniz kendiliğinden şekillenecektir.

Örnek bir fuar takvimi;

 

68-Vize alımı

Fuar yurtiçinde olduğunda hiçbir evrak işlemine gerek yok fakat fuar yurtdışında olduğu zaman fuar ülkesine vize almanız gerekecek. Fuar için gideceğiniz için ticari vizeye başvurabilirsiniz. Yurt dışı fuarına katılacak personelin vize alması için vize evraklarının içinde fuar alanı faturasını da göreceksiniz.

Önce fuar anlaşmasını imzalayıp alan faturasını alıp vize evrakları içine eklemeniz gerekecek.

Firma evraklarını hazırlayıp ekibin vizesini alabilir. Alan kirasının faturasını kestirdiğiniz an vize ajansı ile iletişime geçin. Bazı dönemler vize yoğunluğu oluyor, o yüzden işlemlere erken başlamanızda fayda var.

Hıristiyan ülkelerde noel tatilleri de 1 hafta işleri aksatabiliyor. Ne kadar erken o kadar iyidir. Fakat avrupa vizesine başvuru için çok da erken başvuramıyorsunuz. Siz fuar faturasını aldığınızda turizm ajansınıza sorun.

 

69-Uçak bileti alımı

Fuar alanına gitmeyi planlamak için fuar süresince ve öncesinde başka planınız var mı diye takviminize bakmalısınız. Örneğin şu sebepler uçak bileti ve tabii ki otel tarihlerini değiştirir.

  • Bazı fuarlarda fuar öncesi seminer, eğitim, demo gibi etkinlikler oluyor.
  • Fuarın bir veya iki gün öncesinde kurulum alanında da olmanız gerekebilir.
  • Fuardan sonra da anlaştığınız ve randevulaştığınız firmaların fabrikalarını veya ofislerini ziyaret etmek isteyebilirsiniz.
  • Yurtdışı seyahatlerde saat farkını da hesaplamalısınız. Otelin check-in saatlerine uygun bir uçuş planlamalısınız.

Fuardan sonra 2 veya 3 gün buna ayırmak isterseniz uçak biletinin saatini buna göre ayarlamalısınız.

 

 

70-Otel rezervasyonu

Otel rezervasyonu da takviminizin doğrudan etkilediği bir unsur olacak. Eğer tamamen aynı şehirde duracaksanız aynı otelde konaklayabilirsiniz. Ama firma ziyareti için başka bir şehre gitmek planınızda varsafirmanın olduğu şehirdeki bir otele transfer olmak isteyebilirisiniz.

 

 

Otelinizi seçerken de sadece otelin maliyetine bakmayın. Ulaşım kolaylığı da önemlidir. Birkaç opsiyon gözünüze çarpacaktır.

  • Fuar alanına çok yakın ama pahalı
  • Fuar alanına çok uzak ama ucuz
  • Fuar alanına giden trene çok yakın orta fiyatlı

Doğrudan fuar alanına yakın oteller pahalı gelebilir. Ucuz hotel bakayım derken şehir dışına da gitmemek gerek. Vereceğiniz taksi ücreti çok daha fazla olabilir. Otelin tren istasyonlarına yakınlığı da büyük avantaj sunabilir.

Ülkeden ülkeye, şehirden şehire değişir ama, havalimanından otele ve dönüşte otelden fuar alanına olan seyahatlerinizi de zamanı ile birlikte dikkatlice planlamanız sizi gereksiz risk ve sıkıntılardan korur.

 

Fuar standına ziyaretçi çekme

 

71-Kalabalık ve sakin standlar

Fuarların tüm standlarını gezdiğinizde göreceksiniz ki bazı firmaların standları çekici olmamalarına rağmen az ziyaretçi alırlar bazıları küçük ve basit diyebileceğiniz tasarımdadır ama içi kalabalıktır. Firma satışçısıyla görüşmeniz zordur.

Aradaki ziyaretçi farkı birden çok sebep olabilir.

Her zaman en büyük stand en çok iş yapan stand olmayabilir. Firma büyük bir stand yatırımı yapıp kalabalık bir kadroyla istediğini alamayabilir.

Basit tasarımlı standa 300 kişi girerken büyük ve gösterişli standa 200 kişi girebilir.

Basit tasarımlı standa gelen 300 kişinin 50 si gerçek müşteri olabilecekken gösterişli standa gelen 200 kişinin sadece 12 tanesi gerçek müşteri olabilir. Firmalar bu pozisyonlara düşebiliyor.

Fuar sırasında ziyaretçi çekmek için birden çok yöntem bulunuyor. Önce fuara gelen herkesin istediğiniz kişiler olmayabileceklerini kabul edelim. Bazı gözlemlere göre 5 tip fuar ziyaretçisi var.

  • alıcı değil bakıcı
  • bedavacılar
  • bilgi toplayıcılar
  • casuslar
  • gerçek alıcılar

Bize sadece bakan, bilgi veya numune toplayan kişiler değil gerçek alıcılara nasıl ulaşacağız? Gerçek alıcıları nasıl tanıyacağız?

 

72- 5 Tip fuar ziyaretçisi

 

 

1- Alıcı değil bakıcılar

 

Bu insanlar sizin perakende satıştaki vitrin müşterilerinize eşdeğerdir. Çoğu zaman, bu alıcı değil bakıcılar sadece sohbet etmek ve bir sonraki standtan önce zaman öldürmek isterler.

Alıcı değil bakıcılar ayrıca interaktif özelliklere sahip gösterişli stantlara da ilgi duyarlar. Elleri ceplerinde standınızda rahatça dolaşırken bu alıcı değil bakıcılardan birini kolayca fark edebilirsiniz.

Bir alıcı değil bakıcıların özellikleri:

 

  • Hedef müşteri kişiliklerinizle eşleşmezler
  • Çözmeleri gereken belirli bir sorunları yoktur
  • İhtiyaçları acil değildir
  • Bütçeleri yoktur

 

2- Bedavacılar

 

Bedavacılar bedavaya bayılır ve bedava olduğu sürece verilen herşeyden istedikleri kadar toplarlar – promosyon kalemleri, bez çantalar, broşürler, aklınıza ne gelirse.

 

Bedava olduğu sürece alırlar. Birden fazla markanın ve standın promosyon ürünleriyle dolu bir çanta ile kolayca tespit edilebilirler.

 

Her ne kadar zaman zaman şirketinize ve sunduklarınıza ilgi gösterseler de, bunu yalnızca personelinizden ücretsiz ürünler toplamak için yaparlar. Böyle bir durumda yapılması gereken, bu kişilerin gerçek bir müşteri adayı mı yoksa beleşçi mi olduğuna karar verebileceğiniz bir noktaya hızlıca ulaşmaktır.

İşte bedavacı ile gerçek müşteri adayını ayırt etmek için sorulacak üç hızlı soru:

  • Fuara bir çözüm aramak için mi katılıyorlar?
  • Akıllarında bir bütçe var mı?
  • Kilit karar verici onlar mı?

 

3- Bilgi toplayıcılar

 

Toplayıcıların fuar sırasında bir hedefi vardır ve bu da toplayabildikleri kadar çok bilgi toplamaktır. Sektör hakkında bilgi edinmek ve sektördeki en son teknolojiyi takip etmek için oradadırlar.

 

Toplayıcı gelecekte bir alıcıya dönüşebilir ancak fuar sırasında aktif olarak bir çözüm arayışında değillerdir.

 

Toplayıcılar gelecekte potansiyel müşteriler olabilirler, bu yüzden onların bilgilerini CRM’inizde saklayın ve o zaman geldiğinde hazır olun.

 

Sadece fuara özel cazip bir teklif sunarak bir toplayıcıyı müşteriye dönüştürme şansınız olabilir.

 

  1. Casus

 

Bu, diğer stanttaki “diğer adam”. Fuarın nasıl gittiği hakkında sohbet etmek için gelişigüzel bir şekilde standınıza uğrayacaktır. Daha sonra şirketinizin ürün ve hizmetleri hakkında sorular sorabilir veya üretim maliyetleri, tedarikçiler vb. gibi tipik bir potansiyel müşterinin sormayacağı sorular sorabilirler.

Sektörle ilgili bilgi paylaşımında bir sakınca olmamakla birlikte, şirketinizle ilgili gizli bilgileri ifşa etmemeye dikkat edin.

  1. Gerçek alıcılar

 

Gerçek alıcılar, standınızı ziyaret etmesini istediğiniz kişilerdir. Bu insanların standınızı ziyaret etmelerinin 1 numaralı nedeni ürünlerinizi satın almaktır. Alıcılar fuarla ilgili hedeflerini çok iyi bilirler. Kuruluşlarında şu anda yaşadıkları sorunu çözecek belirli bir çözüm arıyorlar.

Bir Alıcıyı diğerlerinden ayırmak için basit bir ipucu, Alıcının BANT’a sahip olmasıdır – Bütçe, Yetki, İhtiyaç ve Zaman.

Alıcı, ürün ve hizmetleriniz ve ihtiyaçlarını nasıl çözebileceğiniz hakkında çok spesifik sorular soracaktır. Alıcı ayrıca, takip etmeniz ve kendisine daha fazla ayrıntı göndermeniz için size bilgilerini vermeye de açıktır.

73- Ziyaretçinin motivasyonunu anlayın

Fuara gelen müşterinin motivasyonunu önceden tahmin etmek sizin hazırlıklı olmanızı sağlar.  Cevaplarınız hazır olursa potansiyel müşteriyi satın alan müşteriye çevirirsiniz.

Müşterilerin motivasyonları farklı olabilir ama genelde “ciddi” ziyaretçilerin fuara gelme motivasyonları şunlar olabilir;

  • yeni çıkan ürünleri görmek
  • yeni teknolojileri tanımak
  • işine nasıl fayda sağlayacağını anlamak, ilham almak
  • aradığı ürünleri bulmak
  • şirketleri tanımak

 

74-Fuar Kataloğu

Fuarlarda fuar firmasının hazırladığı bir fuar kataloğu yayımlanır. Bu katalogda katılımcı şirketler hakkında çeşitli bilgiler bulunuyor. Bu bilgileri katılımcı şirketler yani biz hazırlayıp yolluyoruz.

Bu katalogta firmanızı, metin ve resimlerle iyi anlatmanız gereklidir. Çünkü bu kataloglar, potansiyel müşteriler tarafından alınıp fuar sonrasında da kullanılır. Ayrıca bu kataloglarda bütçe ayırırsanız daha büyük alan satın alabilirsiniz. Yani tam veya yarım sayfa reklam verebilirsiniz.

 

Hazırladığınız metin ve resimler hem websitesinde hem de katılımcı listesi kitapçığında yayınlanıyor.

Örneğin;

 

75-Koridor ve Salon Reklamları

Fuar firmasının reklam bölgesi olarak ayırdığı bölümlere, koridor ve toplantı salonlarına reklam vermek, o anda fuar alanını gezmekte olan ziyaretçileri standa yönlendirme konusunda etkili olabilir.

Reklam 1

Reklam 2

Reklam 3

Reklam 4

Reklam 5

Reklam 6

Reklam 7

Reklam 8

Reklam 9

76-Sektörel derginize reklam

Katıldığınız fuar prestijli fuar ise ve ihtisas yani sektörel fuar ise muhtemelen sizin bağlı olduğunuz derneğin de orada bir standı olacaktır.

Sektörel dergi başka ülkede olduğu için ingilizce dergi basıp fuar alanında dağıtacaktır. Siz de ingilizce reklam hazırlayıp o dağıtılan derginin içinde olabilirsiniz. Bu derginin ulaştığı yerlere siz de ulaşabilirsiniz.

 

77-Stand içi tanıtım

Ziyaretçinin müşteriye dönmesi için ürünü doğru şekilde anlaması gerekir. Ürünlerinizi doğru tanıtmanız fuarın verimliliğini doğrudan etkiler.

Ürünü tanıtmak için birçok yöntem bulunuyor. Örneğin şunları yapabilirsiniz;

  • Ürünü rafta sergilemek
  • Basılı ürün katalogu
  • Karekod (websitesi, sosyal medya, katalog)
  • Firma hikayesi
  • Referans satışları
  • Dijital kataloga giden karekodlu kartvizit
  • Ürün poster veya roll-up banner
  • Ürünü anlatabilen teknik veya satış kadrosu
  • Ürün kullanım demosu
  • Fuardaki ortak demo alanı

 

Örnek 1

Örnek 2

 

78-Teknik ürünse standın en önünde demo yapın.

Bazı ürünler rafa koyunca anlaşılmayabilir. Yeni bir ürün olabilir. Ürünün kullanımını göstermeniz gerekebilir. Bu tür ürünlerde demoya ihtiyaç duyulabilir.

Standın en önünde bir masa koyup veya ürüne göre demo alanı oluşturup ürüne demo yapabilirsiniz. Bu tür demolar için ürünün demosunu yapacak teknik kişiyi de standta hazır tutmalısınız.

Demoyu etkili yaparsanız izlemeye gelen birkaç kişi daha fazla kalabalık çeker. Kısa sürede büyük bir kalabalık oluşur. Kalabalığı en iyi çeken şey kalabalıktır. Bu etkili demoyu gün boyu devam ettirebilirseniz gün boyu kalabalığı kendinize çekmiş olursunuz.

79-Fuar firmasının sponsorluklarına katılabilirsiniz.

Fuar firması organizasyonunun içinde birden çok promosyon yapar ve bunların her biri reklam alanlarıdır. Fuar firması bunlara sponsor olmanız için fırsat verir. Fuar alanına giren kişilere markanızı duyurmak için bu sponsorlukları değerlendirebilirsiniz.

  • Yaka kartı
  • Yaka ipi
  • Reklam panoları
  • Fuar alanı haritaları
  • Site bannerı
  • Basılı diğer reklam malzemelerinde reklam alanı
  • Alanda reklam panoları

 

80-Promosyon malzemesi dağıtımı

Bir araştırmaya göre katılımcıların yarısından fazlası (%52) eşantiyon veya ücretsiz hediyeler sunan fuarlardan etkilenmektedir.

Fuarlarda bir dönem çok fazla promosyon malzemesi dağıtıldı. Bardak, şemsiye, usb bellek gibi. Fakat bunların tam yerine ulaşmadığını ve tabiri caizse çarçur olduğunu farkeden birçok firma promosyon dağıtmayı bıraktılar. USB içinde katalog vermek istediğinizde katalog için değil de usb için ziyaretçiler promosyonu alıyorlar. Bu da anlaşılabilir bir şey. Çok elzem değilse promosyon dağıtmayı önceliğiniz yapmasanız faydalı olabilir.

81-Fuar stadınızda müzik

Müzik de fuar alanında dikkat çeken aktivitelerden biri. Fuar standınıza bir müzik grubu çağırırsanız ve size 1-2 saatlik konser verirse ortamı canlandırabilir.

Bu müzik ekibinin çok tanıdık bile olmasına gerek yok, ama iyi ve etkili çalmaları iyi olur.

Bir sergide bir arkadaşımız Kadıköy’deki sokak çalgıcılarını dinleyip çok iyi çalan bir grubu sergisine çağırmıştı. Oldukça neşe katmıştı.

Peki toplanan kalabalıktan sipariş çıkar mı sizce? Bunu asla bilemeyiz. Sizin standınızın orada olduğunun farkedilmesi için etkili bir aktivite olabilir.

 

82-Güzel Modeller yerine AR&GE müdürü

Fuar alanında dikkat çekici sanatçılar, mankenler, güzel hostesler standa kalabalık toplayabilir. Kalabalık daha fazla kalabalığı çeker. Bu kulağa iyi geliyor. Fakat ürününüz için bu iyi mi?

Amacınız daha fazla kalabalık mı yoksa nokta atış müşteri bulmak mı?

Her kalabalıktan alıcı müşteri çıkmayabilir.

 

İki senaryo düşünelim;

  • Senaryo 1: (Model ön planda) Alımlı modeller standınıza dikkat çekti, kalabalık topladı, insanlar onlarla beraber fotoğraf çekti, sohbet ettiler, biraz anlattıklarını dinlediler ve kalabalık dağıldı. Ara ara gün içinde bu kalabalık toplaşıp dağılıyor.
  • Senaryo 2: (Ürün ve AR&GE ön planda) Bir satınalmacı standınıza geldi ve ürünle ilgili bilgi sordu. Sattığınız hammaddeyi veya ara maddeyi kendi ürününde kullanacak. Standta satış ekibi ve yönetim olduğundan ürünle ilgili teknik bir detayı satış ekibi cevaplayamadı. Ar-Ge müdürü geldi ve cevapladı, ziyaretçiyi müşteriye çevirdi.

Senaryo 1’de, ziyaretçiler modellere takılı kalıp ürünü incelemeyi unutmuşlar,  modeller ürünün önüne geçmiş. Bu durum TV reklamlarında da bazen olabiliyor. Çok ünlü biri reklam filminde ürünün önüne geçebiliyor. Bu durumda ürünün önüne de modeller geçmiş oluyor. Bu durum firmaya zarar verir.

Karşılaşılan diğer bir durum da modellere iş vermeyip boş bıraktığınızda tüm gün boyunca ayakta durmaktan sıkılıp sürekli mola talep etmeye başlarlar. Modellere hem kendilerini oyalamaları için hem de iş yükünü azaltmaları için şuna benzer işler verebilirsiniz;

  • Karşılama
  • Standın içinde yönlendirme
  • İçecek servisi
  • Randevu notu almak
  • Ürünleri temel özellikleriyle tanıtmak

 

Peki asıl amacımız ürünün ön planda olduğu senaryo 2’yi nasıl yakalayacağız?

Eğer ürünümüz teknik bir ürünse (hırdavat, elektronik, kimyasal, inşaat vb.) teknik özelliklerinden anlayan bir kişi mutlaka standta bulunmalı.

Güzel modeller ürünün önüne geçtiğinden önceliğiniz güzel modeller değil teknik bilgi sahibi kişiler olmalı.

83-Basılı katalog yerine dijital kataloga dönün.

Önceki nesiller küçük bir valiz alıp katalogları toplayıp ofislerine getirirdi. Artık fuarlarda özellikle yeni nesil artık basılı katalog taşımıyor. Basıl herhangi bir şey bile taşımak istemiyor.

Zorla eline katalog tutuşturduğunuz potansiyel müşterinizin biraz sonra ilerde katalogu bir yere bırakıp yürümeye devam ettiğini görebiliyorsunuz. Bazıları kenarda kaldırıma otururken altına koyuyor. Pazarlamanın 2 ay çalışıp topladığı verilerle tasarımcının 1 ay baskıya hazırladığı o katalog çöpe gidiyor. Sadece emek değil baskısı en az 1.000 adet olduğundan size 2.000 USD-3.000 USD ye mal olan bir gider de çöpe gidiyor.

1.000 adet basılı kataloğun hepsini de fuarda dağıtamayacağınıza göre bir kısmı da diğer fuarlara kalıyor.

Basılı katalog büyük masraftır.

Onun yerine şunları yapabilirsiniz;

  • PDF katalogu emaille yollama
  • PDF katalogu USB bellek ile verme
  • Websitesine katalog yükleyip email ile link verme
  • Kartvizit arkasına karekod koyma

 

84-TV’de tanıtıcı video oynatın

Bir resim bin kelimeye, bir video bir milyon kelimeye bedeldir.

Bir video, potansiyel müşterilerinize sürekli olarak sunum yapan başka bir stant personeli gibidir.

Bu, tüm stant personeliniz mevcut potansiyel müşterilerle ilgilenmekle meşgulse, potansiyel müşterilerin beklerken önce videoyu izleyebileceği anlamına gelir.

Bazı potansiyel müşteriler de şirketinizin kendileri için neler yapabileceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için önce bir video izlemeyi tercih eder.

Bir videonun özellikle sadece bir fuar için kullanılması gerekmez. Videolarla ilgili en iyi şeylerden biri, web sitenizde, Facebook’ta, YouTube’da ve gelecekteki pazarlama kampanyalarında kullanılabilmeleridir.

Ancak, 10 dakika uzunluğunda bir video oluşturmayın. Hiç kimse orada durup 10 dakikalık bir video izlemez. Video, potansiyel müşteriye ilk 30 saniye içinde “onlar için ne olduğunu” söylemezse, giderler.

 

Görüşme

85-Müşteri veya müşteri adaylarınızla görüşme randevusu alın

Fuar alanlarında ciddi bir dinamiklik ve hareket farkedersiniz. Fuar zaten 4-5 günlük bir süreye sıkıştığı için o kısa süreyi çok iyi değerlendirmek gerekir. Müşteriler veya potansiyel müşterilerle görüşmeleri iyi planlamalısınız. Görüşmelerinizi 30 veya 60 dk da bir yapabilirsiniz. Karşılıklı firmadan saat teyidi aldıktan sonra görüşme takviminiz oluşacaktır.

86-Ziyaretçinin fuara kolay girmesini sağlayın

Fuarların çoğu ücretli girişlidir. Fakat fuar firması size online davetiyeler verir. Bu davetiyelerle siz müşteri adaylarınızı fuar alanına ücretsiz ve kolayca sokabilirsiniz. Süreç şu şekilde işleyebilir.

  • Fuarcı firma size müşterilerinize dağıtmak için örneğin 50 tane davetiye kodu verir.
  • Siz bu davetiye kodunu müşteriye verirsiniz.
  • Müşteri kapıda girerken ücretsiz davetiye kodunu görevliye verir.
  • Görevli ona yaka kartını verir.
  • *Fuar firmasının websitesinden kodu girerek yaka kartını pdf olarak oluşturabilir ve cep telefonunun ekranından barkodu oluşturarak da girebilir. Bu sıra beklemeden hızlıca giriş yapmasını sağlar.

*Not: Fuar firmasının uygulama şekilleri birbirinden biraz farklılık gösterebilir.

 

87-Fuarlarda Misafirlerinizi ağırlayın

Fuara katılan şirketlerin, fuar süresi boyunca yürüteceği en önemli çalışmalardan bir tanesi de, standa gelen konukların ağırlanması ve en iyi şekilde misafir edilmesidir. İyi ağırlama firmayı iyi gösterir ve müşteri ilişkilerinin geliştirilmesi bakımından da önem taşır.

Şirketin önem sırası ve bütçesine göre değişiklik gösterse de ağırlama şunları kapsayabilir;

  • Hafif yiyecek ve içecek ikramı
  • Ürün numunesi
  • Küçük hediyelik eşyalar
  • Rahat sandalye ve masa
  • Konaklama gideri karşılanması (bütçe uygunsa)
  • Yemeğe çıkarılması

88-İkramları küçük porsiyonlarda tutun

Önemli olan iş konuşmak. Sürekli bir şeyler atıştıran, ağzı dolu biriyle iş konuşmak zor olacaktır. Küçük bir bardak içecek ve az porsiyon atıştırmalık masada bulunmalı. Atıştırmalığı fazla koyarsanız gelen ziyaretçi sizin standınızda gereğinden fazla durup bir sonraki görüşmenizin saatini kaydırmanıza sebep olabilir. Görüşmenin 20-30 dk süreceğini düşünürseniz küçük porsiyon her şekilde olumludur.

89-Görüşmelerde yanınıza alacağınız diğer yardımcı materyaller

Fuara ister ziyaretçi ister katılımcı olarak gidin aldığınız notlar ve kartvizitler fuarın ana amacıdır ve en önemli hazinedir. İkili görüşmelerde veya heyet görüşmelerinde şunları yanınızda bulundurmalısınız.

  • Kartvizit
  • Görüşme defteri (1-2 tane A5 veya A6 boyut olabilir)
  • Zımba (kartvizitleri defterin sayfalarına zımbalamak için)
  • Zımba teli (yedeklemek için)
  • Tükenmez kalem
  • Küçük bir tekerlekli çanta (fuar alanında gezerken topladığınız kataloglar için)
  • Firmanızın mini veya tam katalogu
  • Tablet pc (ürün katalogu, broşür, ürün resmi gibi dökümanların dijital versiyonlarını göstermek için)

90-Herşeyi not alın, sonra unutuluyor

Fuar yoğunluğunda standa bir çok kişinin geleceği düşünüldüğünde yapılan tüm görüşmelerin akılda kalmayacağı kesindir. Tüm konuşmalarınızı not almalısınız. Bir görüşmede kartvizit alıp defterinize zımbalayıp geçmeyin, mutlaka not alın. Çünkü kartvizitlere bakarak fuar sonrasında pek bir şey hatırlanmıyor.

91-Kartvizit çok önemli

Fuarlarda müşteri adaylarının çoğu hala eski moda kartvizitlerle yakalanıyor.

EXHIBITOR dergisi tarafından yapılan bir ankette, ticari fuar pazarlamacılarının çoğunluğu ticari fuarlarda iletişim bilgilerini yakalamak için kartvizit topladıklarını söyledi. Akıllı cihaz uygulamalarının büyümesi göz önüne alındığında bu şaşırtıcı.

92-Fuarda ürünün tekniğinden anlayan birini yanınızda bulundurun

Fuarda çok güzel bir stand hazırladınız ve tüm satış ekibiniz standta hazır bekliyor. Ziyaretçiler gelip gelip gidiyor. Biraz da yüzleri memnuniyetsiz mi gözüküyor sanki?

Neden olabilir?

Bir sebebi şu olabilir.

Sattığınız ürünün satış koşullarını, fiyatını, stoğunu iyi bilen geniş bir satış ekibi var ama ürünle ilgili teknik bir soruyu cevaplayabilecek insan yok.

Örneğin mürekkep satıyorsunuz ama “şu model inkjet makinede kullandığımda ne kadar sürede kurur” sorusunun cevabını verecek kimse bulunmuyor.

Asıl ürünü alacak satınalmacının soracağı sorulara hazırlıklı olmayan satış ekibi yerine bir teknik uzman çok yardımcı olur.

93-Fuar alanının dışında toplantı alanı bulun

Bazen fuar alanının karışıklığında konuşmak yerine sessiz bir odada uzun uzun konuşmak istediğiniz konular olabilir. Uzun uzun dediysem herkese 30 dk ayırdığınız bir fuarda 1 saat görüşme yapmak isteyebileceğiniz müşteri adayı olabilir. Toplantıyı fuar standının dışına taşıyabilirsiniz.

Örneğin;

  • Toplantı salonu kiralayabilir
  • Otelde görüşebilir
  • Akşam yemeğinde görüşebilirsiniz.

 

94-Toplantı salonları kiralayabilirsiniz.

Fuarlarda toplantıyı sakin bir yerde yapmak için toplantı odası arayanlara fuar firması toplantı salonu kiralayabiliyor. Fuar alanından biraz uzaklaşmak için toplantı salonu kiralama fikrini düşünebilirsiniz.

Toplantı salonları yine fuar salonunun yakınında olup içinde yiyecek ve içecek ikramları olan yerlerdir. Fuar firmasının tarifesine göre saatlik veya günlük kiralayabilirsiniz.

 

 

 

95-Misafirinizi akşam yemeğine götürün

Bazı özel misafirleriniz olabilir. Onlarla daha iyi ilişkiler geliştirmek isteyebilirsiniz. Onunla daha iyi zaman geçirmek için fuar alanının dışında da görüşmek, akşam yemeğine götürmek isteyebilirsiniz. Önceden o civardaki restorantları araştırmanız size hızlı karar almanızı sağlar. Yemekte hem dinlenirsiniz hem uzun uzun görüşme yapabilirsiniz. Gittiğiniz ülkede Türk restorantı varsa oraya götürmek isteyebilirsiniz.

 

96-Fuar sonrası için randevulaşın

Tam müşterinizi buldunuz. Sizin iyi bir müşteri olabileceğini düşündüğünüz kişiyi bulduğunuzu düşünüyorsanız mutlaka fuar sonrası için randevulaşın.

  • Ofisine gidin
  • fuar bitiminde dışarıda görüşün
  • kendi fabrikanıza davet edin
  • somut gün ve saat belirleyin

Mutlaka randevulaşın, telefon numarasını alın.

97-Fuar akşamları standlardaki veya dışarıdaki etkinliklere katılın

Bazı firmalar size mal satıyor olabilir. Aynı fuardasınızdır. Ve o akşam kokteyli yapmıştır. Katılın! Orada farklı firmalar ile bağlantıya geçebilirsiniz. Nereden ne çıkacağı belli olmaz. Bazı firmalar fuar alanı dışında alan kiralayıp yemek veriyor olabilir. Biz daha önce katılmıştık ve taa avustralyadan bağlantı kurup ürün satmıştık. Fuar zamanı her etkinliğe katılmanızda fayda vardır.

98- İş – Network Etkinliklerine katılın

Fuarlarda asıl amaç fuar standında ürünün yanında yapılan görüşmelermiş gibi gözükebilir.

Fakat fuar alanında veya farklı yerlerde fuar firmasının veya katılımcı firmalardan birinin düzenleneceği kendi sektörünüzden çeşitli firma yetkilileriyle buluşabileceğiniz tanışma ve ağ kurma toplantıları olur. Bu tür network toplantıları çeşitli insanlarla tanışmanızı da sağlayabilir.

Farklı isimler verilebilir.

  • Satın alma heyeti
  • Roof top toplantısı
  • Resmi alım heyeti
  • Buyers meeting

Bu tip organizasyonlar ya ücretsizdir ya da cüzi bir ücretlidir.

Bazı etkinliklerde bir satın alma taahhüdünde bulunmanız durumunda sizin, etkinliğe katılım, konaklama hatta bazı etkinliklerde seyahat masraflarınızı da karşılayabiliyorlar.

Tüyapın düzenlediği bir satın alım heyeti şeyle idi;

Fuar alanına yakın bir odaya masalar konulmuş ve satınalım yapmak isteyen çeşitli ülkelerden firmaların yetkililerine birer masa tahsis etmişlerdi

Fuar bitiminde söküm

99-Söküm

Her fuar için önceden belirlenen stand kurma ve sökme tarihlerine ve saatlerine titizlikle uyulmalıdır. Fuarın son gününde resmi kapanış saatinden önce standdaki ürünleri boşaltmak ve stand dekorasyonunu sökmek kurallara uymak açısından önemlidir. Bu kurallara uymayan katılımcı firmalar cezai yaptırımlarla karşılaşabilirler.

Söküm işlemi genelde şu şekilde sıralanır;

  • Fuarın kapanış günü genellikle akşam 18:00’den önce, beklenmeden ürünler toplanır ve stand boşaltılır.
  • Fuar bittiği gün 20:00 den önce arabanız otoparka bile giremeyebilir. Yük taşınmaya izin vermeyebilirler.
  • Standların sökülmesi genellikle fuarın son gününden sonraki günlerde gerçekleşir.
  • Fuar alanında söküm işlemi genellikle 1-2 gün sürebilir.

 

Söküm saatinde ise herkesin sorumluluk alanına düşen görevleri hızlıca yerine getirmesi ve standın 1-2 saat içinde boşaltılması önemlidir.

Ürünleri toplama işleminde planlı olmak zaman kazandırır ve karışıklığı ortadan kaldırır. Fuar bitim saatinden sonraki 2-3 saat, fuar stand personeli için kritiktir. Bu süre zarfında, herkesin hangi ürünleri hangi kolilere paketleyeceği önceden planlanmalıdır. Ürünleri raflara dizerken kolilerini atmayıp saklamanız önemli. Artık lazım olacak.

Fuar için planlı bir hazırlık sürecinde, söküm aşamasının belki de en kısa süreli aşama olduğunu unutmamak önemlidir.

Söküm aşamasında, ürünlerin paketlenmesine ve geri gönderim hazırlığına özel bir dikkat gösterilmelidir.

Fuar lojistik şirketi ve stand yapım şirketi ile çıkış planını iyi organize etmek, kritik ürünlerin fuar sandıklarına düzgün bir şekilde yerleştirilmesini sağlamak, bir personelinizin fuar alanını terk etmeden önce kontrol etmesini sağlamak gereklidir.

100-Söküm dışı işlemler

Fuar etkinliğinin sona ermesiyle birlikte, fuarla ilgili yapılması gerekenler bitmez. Fuar bitiminde ilk olarak yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir:

  • Fuar alanına götürülen ürünlerin sayımının yapılması
  • Fuar süresince alınan hizmetlerin (elektrik, tesisat, marangoz vb.) ücretlerinin ödenip ödenmediğinin kontrol edilmesi,
  • Telefon, su, elektrik gibi kullanılan hizmetlerin kesilmesi,
  • Ürünlerin dönüş için nakliyeye hazır hale getirilmesi,
  • Organizatör şirket ile gerekli görüşmelerin yapılması ve evrakların doldurulması.

 

Fuar sonrası müşterilerle iletişim

101-Fuardan sonrası çok önemlidir

İlk iletişimin kurulduğu yer olsa da asıl iş fuar sonrası bitiriliyor. “Fuar sonrası süreci” fuar planının içinde olması gereken en önemli bölümlerdendir. Fuardan sonra belki de aylar sürebilecek bir ikna sürecine giriliyor.

Fuardan verim almak için sadece fuar öncesi ve fuar süresince değil, fuardan sonrasını da kapsayacak bir çalışmayı planlamamız gerekir.

102-Fuar sonrası ekibe izin verin

Fuar; küçük bir alanda çok fazla elektrikli cihazın bulunduğu, uğultulu, sürekli ayakta durulan 4-5 günlük bir süreç. Öncesinde de yoğun bir hazırlığı oluyor ve ekip çok fazla yoruluyor. Fuardan sonra iki gün izin verin herkes evinde dinlenip işlerini halletsin. Geri geldiklerinde enerjik gelebilirler. Yoksa jetlag olmuş gibi uzun süre yorgunluğunu atlatamayabilirler.

103-Fuar dönüşü tüm kartvizitleri veritabanınıza işleyin

Kaydedeceğiniz karvizitler fuarın en önemli verisidir. Sisteminize işleyin. Düzenleyin ve emaillerini bir liste halinde email programınıza yükleyin. Kartvizitleri ve notlar aldığınız defteri iyice inceleyin. Her müşteri farklı bir talepte bulunmuş olabilir. Biri sadece 1 ürünün numunesini istemiş olabilirken diğeri tüm kataloğu istemiş olabilir.

104-Fuardan sonra email yollayın

Fuardan sonra ne zaman email yollayacağız?

Hemen! Hiç beklemeden

Asıl iş fuardan sonra başlıyor.

Fuardan sonra aldığınız kartvizitlere email yollamak gerekir. İlk önce ziyaret ettiği için teşekkür emaili yollamalısınız. Sonra satış emailleri yollayabilirsiniz. Bir email listesi oluşturup topluca göndermek sık karşılaşılan bir yoldur ama kişiye özel email yollarsanız çok şık durur.

105-Fuarda görüştüklerinize kendinizi hatırlatın

Fuar sonrası email yollayacaksınız. Fakat sadece isimden ve yazınızdan sizi hatırlamayabilir. Gelen ziyaretçi fuar alanında 50 firma varsa en az 20 tanesini ziyaret ediyor. Sizi farklı olarak hatırlayabilmesi için yolladığınız emaile en az 1 fotoğraf çektirin ve onu koyun. Eğer beraber fotonuz yoksa standın resmini koyun ki emailin kimden geldiğini anlaması kolay olsun.

106-Fuardan sonra yazacağınız emailin içeriği

Fuardan sonra teşekkür, hatırlatma ve satış sözleşmesine giden yolu açan bir email atmanız gerekir.

Fuar sonrası süreci yaşamak için fuarı yaşadık bir bakıma. Fuar sonrası süreci satışa götürmek bir nevi tüm yaptığınız masraf ve eforu onurlandırmak demektir.

Teşekkür emailinin içinde herkese gönderirken kullanabileceğiniz ortak veriler ve kişiye göre özelleştirebileceğiniz bir bölüm olmalı

Kişiye göre özelleştireceğiniz bölümde şunlar olabilir. (defterinize aldığınız notlar sizi yönlendirecektir)

  • Kişinin ismi
  • Beraber çekilmiş fotoğraf
  • Talep ettiği katalog, fiyat istesi, ürün MSDS’i, ürünlerin website linki

Konu satırında şunlar olabilir

  • Fuar siparişinize size özel +4% iskonto
  • Tüyap Mermer Fuarındaki ürün MSDS talebiniz

Konu satırında aşağıdaki başlıklar klasik kalıyor ve soğuk duruyor. Daha etkili ve spesifikler daha fazla etki oluşturuyor;

  • Teşekkür yazısı
  • Fuara geldiğiniz için teşekkürler vb.

E-mail girişte şu cümleler daha profesyonel gözükebilir

  • Geçen hafta Messe Trade Show’a katılımınız için içten teşekkürlerimi ifade etmek için bir dakikanızı ayırmak istedim.
  • Geçen hafta Messe Trade Show’da bize katılmanız harikaydı ve katılımınız için size şahsen teşekkür etmek istedim.

İngilizcesi;

  • I wanted to take a moment to express my sincere gratitude for your attendance at Messe Trade Show last week.
  • It was wonderful to have you join us at Messe Trade Show last week, and I wanted to personally thank you for your participation.

107-Örnek teşekkür e-maili

*

Merhaba Müşteri adı,

Geçen hafta Messe fuarında standıma uğrayıp sohbet ettiğiniz ve şirketimizle ilgilendiğiniz için teşekkür ederim. Sizinle tanışmak çok güzeldi.

Akrilik duvar boyasını sizinle tartışmak güzeldi ve başka sorularınızı yanıtlamak için bazı dijital kaynaklar göndermenin yararlı olabileceğini düşündüm

      • Akrilik duvar boyası MSDS (Link)
      • Duvar boyası kataloğu (Link)

Sorularınızı yanıtlamak ve sonraki adımlar hakkında sohbet etmek için sizinle hızlı bir zoom görüşmesi ayarlamayı çok isterim.

Önümüzdeki hafta 10 Şubat’ta 15 dakikalık bir zoom görüşmesi için boş zamanınız var mı?

Standımızı hatırlaman için aşağıdaki fotoğrafı da gönderiyorum

Teşekkür ederim,

Bi sorunuz olduğunda iletişime geçmekten çekinmeyin

Osman Osmanoğlu

 

*

İngilizcesi;

*

Hello Customer name,

Thanks for stopping by my booth for a chat and interest in our company at Messe trade show  last week. It was so nice to meet you.

It was nice to discuss acrylic wall paint with you, and I thought it might be helpful to send along some digital resources to answer any further questions

      • Acrylic wall paint MSDS (Link)
      • Wall paint catalogue (Link)

I would love to set up a quick zoom call with you to answer any questions and chat about the next steps.

Do you have any free time on 10th February next week for a 15-minute zoom call?

I am also sending you the photo below to remind you of our stand

Thank you,

Please don’t hesitate to contact us when you need

Osman Osmanoğlu

*

 

108-E-mail attıktan sonra kişiyi hemen arayın

E-maili attık. Şimdi ne yapacağız? Aramasını mı bekleyeceğiz?

Hayır, biz arayacağız. Hem de hemen!

Standınıza gelen müşteri sizi aramayacak, hiç beklemeyin. Sıcağı sıcağına hemen iletişime geçin.

Fuarda yüzyüze görüştükten sonra kuru bir email atmak etkisiz kalabilir.  En sıcak, en samimisi telefon edip hal hatır sormaktır. Sesinizi de hatırlasın. Canlı canlı karşısında durduğunu bilsin. Yazıya göre ses daha iyi etki yapar. Mümkünse zoom toplantısı yapın. Gerekirse, müşteri müsaitse, sektörünüz, işiniz uygunsa hemen standınızda sizi ziyarete gidene bir iadeyi ziyarete gitmek çok makbul olabilir.

109-Kendi ofisinize – fabrikanıza davet edin

Fuarda tanıştıklarınızdan güçlü adayları fabrikanızı gezmek ve üretim hattını görmek için iş yerinize davet edin, hemen gün belirlemeye çalışın. İş yeriniz biraz da göz doldurucu büyüklükte ise daha etkili bir izlenim bırakırsınız ve sipariş almanız kolaylaşır.

110-Fuar sonrası ofis – fabrika gezileri yapın

Fuar alanında görüşmek her zaman yetmeyebilir. Fuardan sonra sözleştiğiniz firmalarla ofislerinde buluşmanın yollarına bakmalısınız. Bu harika bir gelişme olabilir. Ofis ziyareti görüşmelerin daha ciddiye bindiğini de gösterir. Fuardan sonra hemen iş yeri ziyareti canlı canlı iş fırsatı oluşturmanızı sağlayabilir.

Küçük bir ihracat ülkesine gittiyseniz fuardan sonra zaman kaldıysa satış noktalarına gidip katalog bırakıp fuara davet edebilirsiniz.

Örneğin Irak’ta Erbilde fuara katıldınız. Fuardan bir kişi öğleden sonra çıkıp toptancıların olduğu bölgeye çıkıp perakende veya toptancıları ziyaret edebilir ve katalogunu ve davetiyesini bırakabilir. Makedonya’nın başkenti Üsküpte bir fuara katıldınızsa ve fuar alanından çıkabilecek bir kişi varsa merkezdeki perakende noktalarını gezebilir ve fuara davet edebilir, katalog bırakabilir.

Fuardan sonra fuar ülkesini veya bazen yan ülkeyi ziyaret etme şansınız her zaman olmayabilir. Ama şans verirseniz hatta yanınızda bir tercümanla fuardan sonra gezerseniz yerel dağıtıcı bulma şansınız artar.

111-Fuar sonrası 6 kez iletişime geçin

 

Exhibitor Magazine’e göre, bir görüşme yapan katılımcı başına ortalama maliyet 276 $’dır. Şirketinizle bir görüşme yapan bu katılımcılar aslında bir müşteri adayıdır. Potansiyel müşteri başına 280 dolara yakın bir ödeme yapıyorsanız, bu potansiyel müşterinin etkili bir şekilde beslenmesi ve potansiyel müşteriden müşteriye dönüşmesi için üzerinde çalışılması gerekir.

 

Çoğu şirketin fuar sonrası stratejisi şuna benziyor:

 

Müşteri adayına bir e-posta göndermek ve anlaşmayı kazanmayı ummak. Cevap vermezse, kayıp olarak işaretlemek.

 

  • Satış elemanlarının %50’si ilk temastan sonra pes eder.
  • 65’i ikinci temastan sonra vazgeçer.
  • 80’i üçüncü temastan sonra vazgeçer.
  • 90’ı dördüncü temastan sonra pes eder.
  • Beşinci temastan sonra, büyük olasılıkla ayakta kalan son kişi ve potansiyel müşterinizin zihninde hala en üstte olan tek kişi sizsiniz.

 

Deneyimli bir satış temsilcisi, yeni müşteri adaylarının çoğu zaman ilk denemelerinde telefona cevap vermediğini bilir. Aslında, ilk denemede iletişime geçme olasılığınız %48’dir. Ancak yeni başlayanları profesyonellerden ayıran şey şudur: 3. denemede temas kurma olasılığınız %81’e, 6. denemede ise %93’e yükselir.

 

  • Yeni başlayanlar “Eğer gerçekten ilgilenselerdi, ilk seferinde cevap verirlerdi ya da beni geri ararlardı” diyor.
  • Tecrübeliler ise şöyle der “İlk denemede temas kurma olasılığı %50’den azdır. Ne kadar çok takip edersem, temas kurma olasılığım o kadar artar.”

 

Elbette bu, bir hafta içinde altı kez takip etmeniz gerektiği anlamına gelmez.

Çoğu satış temsilcisinin düştüğü yer burasıdır.

 

Ne kadar çok arama yaparlarsa, aslında tam tersini yapmaları gerekirken bir sonraki aramayı yapma olasılıkları düşer.

 

İyi haber şu ki, satış temsilcilerinin çoğu ilk denemeden sonra pes ediyor. Bu size anlaşmayı kazanma konusunda büyük bir avantaj sağlar. Çünkü herkes temas kurmayı bıraktığında ve geriye bir tek siz kaldığınızda, bu durum anlaşmayı kapatma olasılığınızı büyük ölçüde artırır.

112-Devlet teşvikleri

Ülkemiz devlet teşvikleri konusunda birçok ülkeden çok daha fazla ihracat desteği veriyor.

Aşama aşama ilerlediğinizde

  • piyasa ziyareti
  • depo kiralama
  • bir müşteri bulup raf kirası ödemesi
  • yaptığınız reklam
  • fuar harcamaları

gibi yaptığınız satışın her aşamasında devlet desteği alabiliyorsunuz. Tek şart var, tüm kurallara uyacak şekilde evrakları hazırlamanız gerekiyor. Ek evrak isterlerse de hemen temin etmeniz gerekiyor. Bazı yıllar şartlar değişiyor ve bunu takip eden bir ajansla çalışmanız kendinizi güncel tutmanıza yardımcı olur.

  • Önce fuarın desteklenip desteklenmediğine bakmalısınız.
  • Fuar desteklenmiyorsa fuardan 3 ay önce başvurup desteklenen fuarlar listesine eklenmesini talep edebilirsiniz.
  • Yurtdışı fuar teşviği şartları bazen güncelleme alsa da 2024 yılında fuar öncesi bildirim yapmanıza gerek bulunmuyor.
  • Fuar bittikten sonra 3 ay içinde evrakları tamamlayıp e-devlet üzerinden başvuru yapabiliyorsunuz.
  • Devlet teşviği metrekare üzerinden yaptığından alan kirası faturası, ödendi dekontu, fuar resimleri gibi evrakların olduğu listeyi ajansınız size gönderecektir.
  • Ticaret Bakanlığı tarafından destek kapsamındaki yurtdışı fuara katılım sağlamanız durumunda yılda mikro firmalarda 10, makro firmalarda 5 fuara kadar destek müracaat talebinde başvuru yapabiliyoruz.
  • Yurtdışı fuar özelinde ilgili fuar, prestijli fuarlar listesinde ise prestijli olarak da 2 kez destek talebinde bulunabiliyoruz.
  • Aynı fuar için en fazla 10 defa destek alınabilir.
  • Fuar idaresinin kestiği fatura firma ünvanınız adına kesilmeli. Faturada kaç m2 alan kiralandığı yazılmalı.
  • Tüm ödemeler banka kanalıyla yapılmalıdır. Fuara katılım sağlayan firma tarafından ödemeler yapılmalı (işlemler sonrası beyan edilecek evraklarda banka kanalıyla yapıldığını gösteren banka dekont asılları yada ödemeler kredi kartı ile yapıldıysa kredi kartı ekstresi banka onaylı ekstre asılları ilgili birime sunulmaktadır, ödemeler şirket kredi kartı veya işverenin kredi kartı ile de yapılabilir)
  • Çek ile yapılan ödemelerde çekin bir örneği ile çek bedelinin ilgili hesaptan çıktığına dair banka onaylı hesap ekstresinin veya ödeme dekontunun ibrazı zorunlu olup; hesap ekstresinde çekin ilgili hesaptan çıktığı tarih ödeme tarihi olarak esas alınır. Müşteri çeki veya cirolu çek ile yapılan ödemeler destek kapsamında kabul edilmez.
  • Fuar bitmeden fuardan ayrılmamalısınız.
  • Fuarda müstakil bir standı başka bir katılımcı ile paylaşmak suretiyle katılımcı fuar desteğinden sağlanamaz.
  • İngilizce haricindeki yabancı dillerde düzenlenen harcama/ödeme belgelerinin ve sözleşmelerin yeminli tercüman tarafından Türkçe tercümelerinin yapılması gerekmektedir.
  • Fuarda yabancı markaların ismi, logosu sergilendiği takdirde fuar desteğinden katılımcı faydalanamaz.
  • Firma kep adresi ve elektronik imza fuar destek müracaat dönemi güncel olmalı.
  • Müracaat sonrası incelemenin ardından bakanlığın talep etmesi durumunda benzer evrak ve bilgiler istenebilir.

 

FUAR DESTEKLERİ İLE İLGİLİ GEREKLİ EVRAKLAR

1. imza sirküleri (Tüm sayfalar)

2. Kapasite Raporu renkli fotokopi (Güncel ve geçerliliğinin müracaat dönemi devam etmesi gerekir yada fuardan önce kapasite raporu için müracaat edilmesi gerekir)

3. Katılımcının fuara katıldığını ve metrekare bilgisini gösterir belgenin/faturanın aslı veya örneği (Katılımcı adına kesilmiş ve metrekare bilgisini gösterir yer kirası faturası) (Milli katılım gerçekleştirilen fuarlar için bu madde ile ilgili belge ibrazı aranmamaktadır.)

4. İlgili fatura için ödemelerin yapıldığını gösterir banka onaylı ödeme belgesi yada kredi kartı ekstresi

* İlgili banka kaşe imzalı.
* Swift mesajlarının da banka onaylı aslı olması gerekmektedir.

5. Müracaat yılına ilişkin İhracatçı Birliği üyelik aidat makbuzu örneği veya Birlik internet sitesi www.immib.org.tr adresinde “Online işlemler” bölümünden vergi numarası ile yapılan sorgulama çıktısı,

6. Dosya işlem bedelinin (30TL) ödendiğini gösteren ödeme makbuzu, İnternet bankacılığı üzerinden alınan dosya işlem bedeline ilişkin dekonta banka onayı yaptırılmasına  gerek bulunmamaktadır.)

7. Fuarın genel kataloğu. Tüm firmaların isimlerinin geçtiği katalog. (kataloğun ilk sayfası son sayfası ve firma ünvanınızın isminin geçtiği sayfa yeterli)

8. Fuarda standınızın farklı açılardan çekilmiş fotoğrafı 5-10 adet görüntü yeterli.

9. Fuar için yurtdışında giden firma yetkili/çalışan için uçak bileti görüntüsü, konaklama faturası bize iletebilirsiniz.

Sonuç olarak

Fuarlar ortalama 4 gün yani 36 sat süren, her saatin çok önemli olduğu ticari etkinliklerdir. Fuarları iyi değerlendirirseniz çok verim alabilir ve müşteri edinme maliyetinizi çok düşürebilirsiniz. Fuarlara öncesinde iyi hazırlanıp, 4 günü en verimli şekilde geçirip fuar sonrasında doğru hamleler yaparak müşteri ağınızı ve aldığınız siparişleri büyütebilirsiniz.

Fuarın seçimi, hazırlığı, nakliyesi, müşteri çekme, reklam, söküm, devlet teşvikleri, müşteri ziyaretleri gibi birçok aşama hakkında yukarıda tecrübeyle sabit ve araştırma destekli bilgiler okudunuz.

Bu aşamaları verimli şekilde geçirirseniz fuarınızdan aldığınız verimin de artacağını göreceksiniz.

Sizin de uyguladığınız taktikler varsa lütfen yorumlar kısmında ekleyin

 

Kaynak

https://www.expomarketing.com/blog/

https://www.tradeshowlabs.com/blog

https://www.fuarista.com/category/fuarkatilimcisinatavsiyeler/

https://tr.messefrankfurt.com/turkey/tr/fuarlara-hazirlik.html

https://www.mncpa.org/about/market-to-cpas/events/articles/tradeshow-exhibitor-tips/

https://tradefest.io/en/blog

https://www.youtube.com/watch?v=iUwcMIrVgjQ

https://cdn2.hubspot.net/hubfs/2247797/Trade%20Show%20Checklist.pdf

https://www.freeman.com/resources/

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

İngilizce 100 Dış Ticaret Kelimesi (İthalat-İhracat)

Bu makalede ingilizce dış ticaret kelimelerini okuyacaksınız.

 

Türkiye’de dış ticaret ile uğraşan firma sayısının 100.000’i geçtiğini biliyor muydunuz?

Türkiye’nin dış ticaretteki hareketliliği zaman geçtikçe artıyor ve dış ticarette çalışan kalifiye kişi sayısı da git gide artıyor.

Başka ülkelerdeki firmalarla iletişim kurarken dış ticarette global olarak kullanılan kelimelere de hakim olmamız gerekiyor.

Bu makalede ingilizce dış ticaret kelimelerini okuyacaksınız.

Kelimelerden önce incoterms yani teslim şekillerini harika bir şekilde özetleyen aşağıdaki tabloyu da mutlaka inceleyin

 

Kaynak: https://www.mouseandbear.com/resources/glossary-of-terms.htm

 

İngilizce dış ticaret kelimeleri

KategoriKelimeAnlamı
AnlaşmaAll RiskBu, en kapsamlı nakliye sigortası türüdür ve dış nedenlerden kaynaklanan tüm fiziksel kayıp veya hasara karşı koruma sağlar.
AnlaşmaArbitrationBir anlaşmazlığın ya da şikayetin mahkeme sistemi dışında, tarafsız bir üçüncü tarafa ya da heyete bağlayıcı olabilecek ya da olamayacak bir karar için sunulması yoluyla çözülmesi süreci.
AnlaşmaBid BondBir ihracatçı yabancı bir sözleşme için teklif verirken, teklif teminatı, teklifin başarılı olması halinde ihracatçının sözleşmeyi alacağını garanti eder. Sözleşmeyi reddeden bir ihracatçı, teminat miktarına eşit bir ceza ödemek zorundadır.
AnlaşmaCo-marketingBir ücret veya satış yüzdesi temelinde yürütülen ortak pazarlama, mevcut dağıtım ağlarından ve bir ortağın yerel pazarlar hakkındaki bilgisinden yararlanmanın etkili bir yoludur.
AnlaşmaConsignmentMalın alıcıya veya distribütöre teslim edilmesi ve bu distribütörün malı satmayı kabul etmesi ve ancak bundan sonra Kanadalı ihracatçıya ödeme yapması. Satıcı, satılana kadar malların mülkiyetini elinde tutar, ancak aynı zamanda tüm mali yükü ve riski de taşır.
AnlaşmaContractYasaların uygulayacağı yazılı veya sözlü bir anlaşma.
AnlaşmaCo-productionBu düzenleme, malların ortak üretimini içermekte ve firmaların kendi becerilerini ve kaynaklarını optimize etmelerine ve ölçek ekonomilerinden yararlanmalarına olanak sağlamaktadır.
AnlaşmaCross-licensingBu ortaklık biçiminde, her bir firma diğerine ürün veya hizmet lisansı verir. Şirketlerin ürün veya uzmanlıklarını paylaşmaları için nispeten basit bir yoldur.
AnlaşmaCross-manufacturingBu, şirketlerin birbirlerinin ürünlerini üretmeyi kabul ettikleri bir çapraz lisanslama şeklidir. Ortak pazarlama veya ortak tanıtım anlaşmalarıyla da birleştirilebilir.
AnlaşmaDocumentary Credit (sight and term)Görüldüğünde ödeme çağrısı yapan bir akreditif, ihracatçının görüldüğünde, yani akreditifi bankaya ibraz ettiğinde ödeme alma hakkına sahip olduğu anlamına gelir. Vadeli bir belgesel kredi, ödemelerin 30, 60 veya 90 günlük vadelerde veya belirli bir ileri tarihte yapılmasına izin verebilir.
AnlaşmaFranchiseBu daha spesifik bir lisanslama şeklidir. Franchise, bir dizi üretim veya hizmet sunumu sürecini, yerleşik iş sistemleri veya ticari markalarla birlikte kullanma ve bunların kullanımını sözleşmeye dayalı bir anlaşma ile kontrol etme hakkı verilir.
AnlaşmaIntellectual PropertyTelif hakkı, patent ve ticari markalarla korunan yeni fikirler, icatlar, tasarımlar, yazılar, filmler ve benzerlerini ifade etmek için kullanılan toplu bir terim.
AnlaşmaLicensingGenellikle bir ortaklık biçimi olarak görülmese de, lisanslama ortaklıklara yol açabilir. Lisans düzenlemelerinde, bir firma ürün veya hizmetlerinin kullanım haklarını satar ancak bazı kontrolleri elinde tutar.
AnlaşmaQuotationİhracatçının malları belirli bir fiyattan ve belirli koşullar altında satmak için yaptığı bir teklif.
AnlaşmaTrademarkŞirketlerin belirli bir üründe sahip olduğu iyi niyeti veya müşteri tanınırlığını yansıtan bir kelime, logo, şekil veya tasarım ya da yazı türü.
EvrakAWB: Air WaybillHava konşimentosu (AWB), uluslararası bir kurye tarafından gönderilen mallara eşlik eden, gönderi hakkında ayrıntılı bilgi sağlayan ve izlenmesine olanak tanıyan bir belgedir. Sevkiyata dahil olan her bir tarafın bunu belgeleyebilmesi için faturanın birden fazla kopyası vardır.
EvrakBill of Lading (Ocean or Airway)Taşıyıcı veya nakliyeci tarafından mal sahibi ile hazırlanan bir sözleşme. Yabancı alıcının malları teslim alabilmesi için bu belgeye ihtiyacı vardır.
EvrakBOM:  Bill of MaterialsMalzeme listesi veya ürün yapısı, bir ürünü üretmek için gereken hammaddelerin, alt montajların, ara montajların, alt bileşenlerin, parçaların ve her birinin miktarlarının bir listesidir.
EvrakCertificate of OriginÜrünün üretildiği ülkeyi (yani menşeini) onaylayan bir belge. Yaygın bir ihracat belgesi olan menşe belgesi, birçok yabancı pazara ihracat yaparken gereklidir. Kanada yapımı malların Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında tercihli tarife uygulamasına hak kazanması için kullanılmalıdır.
EvrakCI: Commercial InvoiceDış ticarette kullanıldığında, ticari fatura bir gümrük belgesidir. Bir ürünü uluslararası sınırların ötesine ihraç eden kişi veya kurum tarafından sağlanan bir gümrük beyannamesi olarak kullanılır.
EvrakCOC: Certificate of ConformityUygunluk Sertifikası, örneğin C.O.C. SASO. Uygunluk Sertifikası veya CoC, dünya çapında birçok ülkeye yapılan ihracatların Gümrük işlemleri için gerekli olan zorunlu bir belgedir. Onay veya Uygunluk Belgesi, asgari bir dizi düzenleyici, teknik ve güvenlik gerekliliklerini karşılayan bir ürüne verilir.
EvrakConsular Invoiceİhracatçı ülkedeki yabancı bir konsolos tarafından verilen ve satın alınan malları tanımlayan bir beyan. Bazı yabancı hükümetler Kanadalı ihracatçıların önce Kanada’daki konsolosluklarından konsolosluk faturası almalarını şart koşar. Genellikle bir ücret tahsil edilir.
EvrakCopyrightEdebi, sanatsal, dramatik ve müzikal eserlerin ve ses kayıtlarının yazarlarına ve yaratıcılarına sağlanan koruma.
EvrakCustoms DeclarationGeleneksel olarak ihraç edilen mallara eşlik eden ve malların niteliği, değeri, alıcısı ve nihai varış yeri gibi bilgileri içeren belge. İstatistiksel amaçlar için gerekli olan bu belge, uygun izin kapsamında ihraç edilen tüm kontrollü mallara eşlik eder.
EvrakCustoms InvoiceMalların değerinin belgesel kanıtını sağlayarak ithalatçı ülkede malları gümrükten geçirmek için kullanılan bir belge. Bazı durumlarda, ticari fatura bu amaçla kullanılabilir.
EvrakDGN: Dangerous Goods NoteTehlikeli Mal Notu (DGN), taşıyıcılara, alıcı makamlara ve nakliyecilere bir sevkiyatın içeriği hakkında bilgi veren ve tehlikeli olarak kabul edilebilecek malları açıklayan bir taşıma belgesidir.
EvrakDock ReceiptTaşıyıcının rıhtımında veya depo tesislerinde bir sevkiyatın alındığını onaylamak için bir okyanus taşıyıcısı tarafından düzenlenen makbuz.
EvrakDocument of TitleTaşıyıcının konşimentosu gibi malların mülkiyetine hak kazanıldığına dair kanıt sağlayan bir belge.
EvrakDraft (Bill of Exchange)Bir taraftan (keşideci) diğerine (muhatap) yazılı, koşulsuz ödeme emri. Muhatabı, keşideciye belirtilen bir tutarı ödemeye yönlendirir. Vadesiz bir poliçe derhal ödeme yapılmasını gerektirir. Vadeli poliçe belirli bir süre içinde ödeme yapılmasını gerektirir.
EvrakInsurance CertificateMallar için kayıp veya hasara karşı sigorta yapıldığına dair kanıt sağlamak amacıyla ihracatçı veya nakliye firması tarafından hazırlanan belge.
EvrakLoC: Letter of CreditBelgesel akreditif, banker ticari kredisi olarak da bilinen akreditif, uluslararası ticarette, sözleşme taraflarınca üstlenilen riski tahsis ederek bir garanti ile aynı ekonomik işlevi yerine getirmek için kullanılan bir ödeme mekanizmasıdır.
EvrakPacking Listİhracatçı tarafından hazırlanan ve yabancı müşteriye gönderilecek malların miktarını ve türünü gösteren belge.
EvrakPL:  Pallet List or Packing ListPaketleme listesi, bir paketin içeriği hakkında ayrıntılar içeren bir belgedir. Paketleme listesi, nakliye acentelerine, devlet yetkililerine ve müşterilere paketin içeriğini bildirmeyi amaçlamaktadır. Bu ayrıntılar, bu tarafların her birinin paketi uygun şekilde ele almasına yardımcı olur.
EvrakPro Forma InvoiceMalların gönderilmesinden önce ihracatçı tarafından hazırlanan ve alıcıya gönderilecek malları, bunların değerini ve diğer temel özellikleri bildiren fatura.
EvrakWarehouse ReceiptTanınmış bir depoya yatırılan malları tanımlayan bir makbuz. Pazarlığa tabi olmayan bir depo makbuzu, yatırılan malların kime teslim edileceğini veya serbest bırakılacağını belirtir. Kıymetli bir makbuz, malların makbuzun hamiline bırakılacağını belirtir.
KurumAgentÜrününüzü hedef pazarda satmaya çalışan yabancı bir temsilci. Temsilci malların mülkiyetini almaz ve bunlar için hiçbir sorumluluk üstlenmez. Acentelere komisyon esasına göre ödeme yapılır.
KurumAnti-dumping Dutyİthalatçı bir ülke tarafından, yerli üreticilere önemli ölçüde zarar verdiği tespit edilen dampingin fiyat etkisini dengelemek için uygulanan özel bir vergi.
KurumArea Control ListHerhangi bir ihracatın (insani yardım malzemeleri hariç) ihracat izni gerektirdiği ülkelerin listesi.
KurumConfirming HouseYabancı bir ülkede bulunan, yabancı bir alıcının acentesi olarak hareket eden ve Kanadalı ihracatçılara teyit edilmiş siparişler veren bir şirket. İhracatçılara ödeme garantisi verirler.
KurumDumpingİthal edilen bir malın ihracatçı ülkede satıldığı fiyattan daha düşük bir fiyata satılması. Damping, piyasaları bozduğunda ve ithalatçı ülkedeki rekabetçi ürünlerin üreticilerine zarar verdiğinde dava edilebilir bir ticaret uygulaması olarak kabul edilir. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nın VI. Maddesi, dampingli mallara karşı ihraç fiyatı ile normal değeri arasındaki fark kadar özel anti-damping vergisi uygulanmasına izin vermektedir.
KurumExport QuotasÖrneğin, yerli üreticileri ve tüketicileri etkilenen malların geçici kıtlığından korumak veya dünya pazarlarında fiyatlarını artırmak için tasarlanmış belirli ihracatların değeri veya hacmi üzerinde ihracatçı bir ülke tarafından uygulanan özel kısıtlamalar veya tavanlar.
KurumFactoring Houseİhracat alacaklarını indirimli olarak satın alan bir şirket.
KurumFTA: Free Trade Agreementİki veya daha fazla ülke arasında, mal ve hizmet ticaretinin ortak sınırlar boyunca gümrük tarifeleri veya engeller olmaksızın yapılabileceği, ancak (ortak bir pazarın aksine) sermaye veya işgücünün serbestçe hareket edemeyeceği bir serbest ticaret alanı oluşturmak için yapılan anlaşma (FTAA veya NAFTA gibi). Üye ülkeler genellikle üye olmayan ülkelerle ticarette tek tip bir tarife (ortak dış tarife olarak adlandırılır) uygular
KurumFTR: Foreign Trade RegulationsTicari düzenleme, haksız rekabet yöntemleri ve haksız veya aldatıcı ticari eylemler veya uygulamaların devlet tarafından düzenlenmesini içeren, genellikle antitröst ile paranteze alınan (“antitröst ve ticari düzenleme yasası” ifadesinde olduğu gibi) bir hukuk alanıdır.
KurumFTZ: Foreign Trade ZoneDış ticaret bölgesi tanımı: yabancı malların ithalat vergilerine tabi olmaksızın derhal trans-sevkiyat için boşaltılabileceği veya depolanabileceği, yeniden paketlenebileceği, tasnif edilebileceği, karıştırılabileceği veya başka bir şekilde manipüle edilebileceği bir giriş limanına (bir liman veya havaalanı gibi) bitişik izole edilmiş polisli bir alan.
KurumHS: Harmonized SystemUyumlaştırılmış Tarife İsimlendirme Sistemi olarak da bilinen Uyumlaştırılmış Emtia Tanımlama ve Kodlama Sistemi, ticareti yapılan ürünleri sınıflandırmak için uluslararası düzeyde standartlaştırılmış bir isim ve numara sistemidir.
KurumHTS: Harmonized Tariff ScheduleHS veya HTS kodu, Armonize Sistem veya Armonize Tarife Cetveli anlamına gelir. Dünya Gümrük Örgütü (WCO) tarafından geliştirilen bu kodlar, uluslararası ticareti yapılan malları sınıflandırmak ve tanımlamak için kullanılır.
KurumIATA: International Air Transport AssociationUluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, dünya havayolu şirketlerinin oluşturduğu bir ticaret birliğidir. Başta büyük taşıyıcılar olmak üzere 117 ülkeyi temsil eden 290 havayolundan oluşan IATA’nın üye havayolları, toplam Mevcut Koltuk Mili hava trafiğinin yaklaşık %82’sini taşımaktadır.
KurumIOR: Importer of RecordKayıtlı ithalatçı (IOR), birçok hükümet tarafından resmi olarak bir hedef ülkeye ithal edilen malın sahibi veya alıcısı olarak belirtilir.
KurumJoint Ventureİki veya daha fazla ana firma tarafından işbirliği içinde kurulan bağımsız bir işletme. Bu tür bir ortaklık genellikle yabancı mülkiyete ilişkin kısıtlamalardan kaçınmak ve ortak ürün geliştirme, üretim ve pazarlama gerektiren uzun vadeli düzenlemeler için kullanılır.
KurumPOA: Power of AttorneyVekaletname (POA) , özel işler, iş veya diğer bazı yasal konularda bir başkasını temsil etmek veya onun adına hareket etmek için verilen yazılı bir yetkidir. Diğerine hareket etme yetkisi veren kişi asil, hibe eden veya (yetkiyi) bağışlayan kişidir. Harekete geçme yetkisi verilen kişi temsilci veya bazı örf ve adet hukuku yargı alanlarında vekildir.
KurumSTA: Strategic Trade AuthorizationDevam etmekte olan İhracat Kontrol Reformunun bir parçası da lisans istisnası olan Stratejik Ticaret Yetkisidir (STA). Bu tür bir ABD Hükümeti yetkisi, kontrol altındaki bir ürünün işleme özel bir lisans olmadan tanımlanmış koşullar altında ihraç edilmesine izin verir.
KurumSubsidyBir hükümet tarafından mal üreticilerine, genellikle rekabetçi konumlarını güçlendirmek için verilen ekonomik fayda. Sübvansiyon doğrudan (örneğin nakit hibe) veya dolaylı (örneğin bir devlet kurumu tarafından garanti edilen düşük faizli ihracat kredileri) olabilir.
KurumSurcharge or SurtaxGenellikle bir korunma önlemi olarak kullanılan, mevcut tarifeye ek olarak ithalata uygulanan bir tarife veya vergi.
KurumTariffBir gümrük bölgesinden diğerine nakledilen mallardan alınan vergi (veya harç). Gümrük vergileri ithal edilen malların fiyatlarını yükselterek ithalatçı ülke pazarında daha az rekabetçi hale getirir. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında, NAFTA menşeli olarak nitelendirilen mallar ve Kanada’dan Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika’ya giden hizmetler üzerindeki vergilerin çoğu kaldırılmıştır.
KurumTrading HouseBaşka şirketler tarafından üretilen veya sağlanan malların ihracatı ve ithalatı konusunda uzmanlaşmış bir şirket.
TeslimCash in Advance (Advance Payment)Yabancı bir müşteri, yerli bir ihracatçıya, ihracatçının ürün(ler)ini fiilen teslim almadan önce ödeme yapar. Bu, ihracatçı açısından en az riskli ödeme şeklidir.
TeslimCFR: Cost and FreightMaliyet ve Navlun belirtilen varış limanında ödenir. Satıcı, malların belirtilen varış limanına kadar taşınması için ödeme yapar. Mallar İhracat ülkesinde gemiye yüklendiğinde risk alıcıya geçer.
TeslimCIF: Cost, Insurance, and Freight.Bu, alıcının mallar ana taşıma için gemiye bindiğinde tüm riski üstlendiği, ancak navlun belirtilen varış limanına ulaşana kadar masrafları üstlenmediği anlamına gelen bir Incoterm’i ifade eder. CIF sadece okyanus veya iç su yolu taşımacılığı için geçerlidir. Genellikle dökme yük, büyük boyutlu veya aşırı kilolu gönderiler için kullanılır.
TeslimCIP: Carriage and Insurance Paid ToTaşıma ve Sigorta Ödemesi (CIP), bir satıcının malları üzerinde anlaşılan bir yerde satıcı tarafından atanan bir tarafa teslim etmek için navlun ve sigorta ödemesi yapmasıdır.
TeslimCost and Freight (C&F)İhracatçı, malları belirtilen varış yerine ulaştırmak için gerekli masrafları ve navlunu öder. Mallar limanda yüklendikten sonra kayıp veya hasar riski alıcı tarafından üstlenilir.
TeslimCounter-tradeMalların karşılıklı olarak satılması veya takas edilmesi anlamına gelen genel bir ifade. Çok taraflı işlemler de söz konusu olabilir.
TeslimCPT (Carriage Paid To)Bir CPT işleminde satıcı, alıcı ve satıcı tarafından karşılıklı olarak kararlaştırılan bir yerde malları bir taşıyıcıya veya satıcı tarafından tayin edilen başka bir kişiye teslim eder ve satıcı, malların belirlenen varış yerine taşınması için navlun ücretlerini öder.
TeslimDAP (Delivered at Place)Yerinde Teslim, satıcının, mallar alıcının emrine verildiğinde, gelen taşıma aracında, belirtilen varış yerinde boşaltılmaya hazır olarak teslim ettiği anlamına gelir. Satıcı, malların belirtilen yere getirilmesiyle ilgili tüm riskleri üstlenir.
TeslimDAT (Delivered at Terminal)Yeni Terim – Tüm taşıma modları için kullanılabilir. Satıcı, mallar gelen taşıma aracından indirildikten sonra, belirtilen limanda veya varış yerinde belirtilen bir terminalde alıcının emrine verildiğinde teslim eder.
TeslimDDP (Delivered Duty Paid)Gümrük vergisi ödenmiş olarak teslim, satıcının mallar ithal edildiği ülkede belirtilen yerde hazır bulundurulduğunda teslim yükümlülüğünü yerine getirdiği anlamına gelir. Satıcı, malların ithal edilmek üzere gümrüklenmiş olarak teslim edilmesine ilişkin vergi, resim ve diğer masraflar da dahil olmak üzere risk ve masrafları üstlenmelidir.
TeslimDelivered at Frontierİhracatçının/satıcının yükümlülükleri, mallar sınıra ulaştığında, ancak satış sözleşmesinde adı geçen ithalatçı ülkenin “gümrük sınırına” ulaşmadan önce yerine getirilir. Bu ifade genellikle mallar karayolu veya demiryolu ile taşındığında kullanılır.
TeslimDelivered Ex Quayİhracatçı/satıcı malları satış sözleşmesinde belirtilen varış yerindeki rıhtım veya iskelede alıcıya sunar. Kullanılan iki tür rıhtım çıkış sözleşmesi vardır: satıcının malları ithalat için gümrükten çekme yükümlülüğünü üstlendiği rıhtım çıkış vergisi ödenmiş ve alıcının sorumluluğu üstlendiği alıcı hesabına rıhtım çıkış vergileri.
TeslimDelivered Ex Shipİhracatçı/satıcı, malları sözleşmede öngörülen yerde gemide alıcıya hazır bulundurmalıdır. Malların bu noktaya kadar getirilmesine ilişkin tüm sorumluluk/maliyet satıcıya aittir.
TeslimEx FactoryFiyat tekliflerinde kullanılan, malların ihracatçının yükleme rıhtımındaki fiyatına atıfta bulunan bir ifade.
TeslimEx Works (EXW)Teklif edilen fiyat sadece çıkış noktasında geçerlidir ve satıcı malları belirlenen tarihte veya süre içinde belirtilen yerde alıcının emrine vermeyi kabul eder. Diğer tüm masraflar alıcının hesabına aittir.
TeslimFCA (Free Carrier)Serbest Taşıyıcı (menşe yeri belirtilmiş) Satıcı, ihracat için gümrüklenmiş malları belirtilen bir yerde (muhtemelen satıcının kendi tesisleri dahil) teslim eder. Mallar alıcı tarafından tayin edilen bir taşıyıcıya veya alıcı tarafından tayin edilen başka bir tarafa teslim edilebilir.
TeslimFF:  Freight ForwarderGemi işletmeyen ortak taşıyıcı (NVOCC) olarak da bilinen nakliye komisyoncusu, nakliyeci veya nakliye acentesi, malları üreticiden veya imalatçıdan bir pazara, müşteriye veya nihai dağıtım noktasına ulaştırmak için bireyler veya şirketler için sevkiyatları organize eden bir kişi veya şirkettir
TeslimFOB (Free on Board)Gemide Teslim, satıcının mallar belirtilen sevkiyat limanında geminin küpeştesini geçtiğinde teslim yükümlülüğünü yerine getirdiği anlamına gelir. Bu, alıcının o noktadan itibaren malların kaybolması veya hasar görmesine ilişkin tüm masraf ve riskleri üstlenmesi gerektiği anlamına gelir.
TeslimFree Alongside Ship (FAS)Satıcı mallar için, malların limanda bir geminin yanında teslim edilmesine ilişkin ücretleri de içeren bir fiyat teklif eder. Satıcı boşaltma ve iskele masraflarını üstlenir, yükleme, okyanus taşımacılığı ve sigorta alıcıya bırakılır.
TeslimFree Carrier (named port)Çok modlu taşımacılık da dahil olmak üzere modern taşımacılığın gerekliliklerini kabul eden bu ilke, mallar belirtilen limanda taşıyıcının gözetimine teslim edildiğinde ihracatçının yükümlülüklerinin yerine getirilmesi dışında, Gemide Ücretsiz’e (aşağıya bakınız) benzer. Kayıp/hasar riski geminin küpeştesinde değil, bu esnada alıcıya devredilir. Taşıyıcı, malları karayolu, denizyolu, havayolu, demiryolu veya bunların bir kombinasyonu ile taşımak için sözleşme yapılan herhangi bir kişi olabilir.
TeslimFree of Particular Average (FPA)Bu tür nakliye sigortası en dar teminat türünü sağlar – geminin batması, yanması veya karaya oturması durumunda denizde meydana gelen toplam kayıplar ve kısmi kayıplar teminat kapsamındadır.
TeslimFree on Board Airport (FOB Airport)Sıradan FOB ifadesiyle aynı ilkelere dayanarak, satıcının yükümlülüğü, malların belirtilen kalkış havaalanında hava taşıyıcısına teslim edilmesiyle yerine getirilir ve bu noktada kayıp veya hasar riski alıcıya devredilir.
TeslimFree on Rail and Free on Truck (FOR/FOT)Yine, malların demiryolu veya karayolu ile taşınması dışında, normal FOB durumunda olduğu gibi aynı ilkeler geçerlidir.
TeslimIncotermsBazı Incoterms’lerin 2020 yılında geçerliliğini yitireceğini ve yenilerinin yürürlüğe gireceğini unutmayın.
TeslimLanded Costİhraç edilen ürünün limandaki veya dış pazara giriş noktasındaki maliyeti, ancak yabancı tarifeler, vergiler, yerel paketleme/montaj maliyetleri ve yerel distribütörlerin marjları eklenmeden önceki maliyeti. Sevkiyattan önce yapılan ürün değişiklikleri kara maliyetine dahil edilir.
TeslimOpen Accountİhracatçı ödemeyi almadan önce malların yabancı alıcıya sevk edildiği bir düzenleme.
Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Youtube telif hakkı yememek için 5+ çözüm yolu

Bu makalede youtube telif hakkı yememek için alacağınız önlemleri okuyacaksınız.youtube telif

Youtube videosunun çok kolay telif hakkına takılabileceğini ve kanalınıza zarar verebileceğini biliyor muydunuz?

Youtube telife takılmak ne demek?

Youtube’a yüklediğiniz video içeriğinizde telife tabi olan bir içeriği youtube tespit ediyor. Bu videonun telife tabi olduğunu söyleyip bazı kısıtlamalar getiriyor.

Youtube telif nasıl tespit ediliyor?

Dijital ortam çok göz önünde olduğu için telifli kullanımı tespit etmesi de o kadar kolay. Hem de tespit için tek tek içerik gezmiyorlar, bunu dijital robotlarla yapıyorlar. Telifli bir müzik varsa yükledikten hemen kısa bir süre sonra youtube’tan uyarı geliyor.

Peki videonuz youtube telife takılırsa ne olur?

Özenle hazırlayarak yüklediğiniz videonuz youtube telife takılırsa;

  • Videonuzdan para kazanamazsınız
  • Videonuz silinebilir
  • Telif cezası ödemek durumunda kalabilirsiniz
  • 3 ihtardan sonra kanalınız kapanabilir
  • Tüm geliriniz telif sahibine geçebilir

Ne tür eserler telif hakkına tabidir?

  • TV şovları, filmler ve çevrimiçi videolar
  • Ses kayıtları ve besteler
  • Dersler, makaleler, kitaplar
  • Resimler, posterler ve reklamlar
  • Video oyunları ve yazılımları
  • Tiyatro oyunları ve müzikaller gibi eserler

 

YouTube telif hakkı nasıl çalışır?

Youtube sadece telif hakları yasalarını uygular. Bir içerik paylaşım platformu olarak YouTube, tüm içerik oluşturma endüstrisini kapsayan telif hakkı yasalarını uygular.

Videolarınızdan birine telif hakkı talebinde bulunma kararını veren YouTube değildir; YouTube yalnızca başkalarına ait materyalleri izinsiz kullanmanızı engeller.

Content ID nedir?

Kendi eserini Content ID’ye bir sanatçı kaydetmişse artık o içerik telif hakkına tabidir, siz kullanamazsınız. Bu süreci tüm platformda çalıştırmak için YouTube, Content ID adı verilen bir sistem kullanıyor.

Content ID YouTube’a yüklenen her videonun sesini tarar. Bir videonun müziğinin herhangi bir kısmı Content ID veritabanına kayıtlı ses dosyalarıyla eşleşirse, otomatik olarak bir telif hakkı uyarısı oluşur. Bu bir uyarıdır, ihtar değildir.

Content ID nasıl çalışır?

Şimdi konuyu biraz daha açalım ve Content ID teknolojisinin pratikte nasıl çalıştığına daha yakından bakalım.

İçerik oluşturucular şarkılarını veya videolarını Content ID’ye kaydettirir ve söz konusu fikri mülkiyetin telif hakkı sahibi olurlar

Süreç şu şekilde işliyor;

  • en sevdiğiniz şarkıcı-söz yazarlarından biri Don’t Infringe Me No More adında bir şarkı yarattı;
  • bu şarkıyı Content ID’ye kaydettirdi
  • şarkı Content ID veritabanında yer aldı
  • Şarkıyı videonuzda kullanmak istediniz
  • Content ID sizin şarkıyı kullandığınızı buldu
  • Youtube telif uyarısı veya ihtar aldınız

 

Bu istediğiniz bir şey değil – sonuçlarına bir göz atalım.

 

YouTube telif hakkı politikalarını ihlal ederseniz ne olur?

Diyelim ki tüm tavsiyeleri göz ardı etmeyi seçtiniz ve telif hakkıyla korunan müziği sahibinden izin almadan kullandınız. Bu kullanım kendi kendinize şarkı söylemeniz, ıslık çalmanız, ortamda çalınan şarkı bile olabilir. En çok ses ve müzik telifi hakkı ile karşılaşabilirsiniz.

Telif hakkı sahibi, çalışmalarını yasa dışı olarak kullandığınızı öğrendiğinde, muhtemelen içeriğinize karşı bir telif hakkı talebinde bulunacaktır. Bu durum videonuzun başına aşağıdaki şeylerin gelmesine neden olabilir.

 

  • İçeriğinizi paraya çevirememe – Telif hakkı sahibi, müziklerini izinsiz kullandığınızı öğrenirse, videonuzdan para kazanma ve sizin yerinize elde ettiği tüm gelirleri talep etme hakkına sahiptir. Size ihtar yollamaz, dava açmaz, sizin videonuz trafik gördükçe o para kazanır. 10 saniyelik bir bölüm bile tüm gelirin telif sahibine aktarılmasını sağlar.
  • İçeriğinizin o bölümünü sessize alma – Telif hakkı sahibi içeriğinizden para kazanmamayı seçerse, izinsiz bir ses dosyası veya şarkı kullanıyorsanız üç seçeneğiniz var.
  • Şarkının olduğu segmenti kırpmak, (youtube studio ile kırpabiliyorsunuz)
  • şarkıyı değiştirmek (youtube kütüphaneden ses alabilirsiniz)
  • görüntü devam ederken şarkının sesini kapatmak. (sessiz bir görüntü)
  • İtiraz edebilirsiniz

Telife konu olan bölgeyi çıkardığınızda videonuzdan para kazanmaya devam edebilirsiniz.

 

Fakat ses, başarılı YouTube videolarının en önemli yönlerinden biridir, bu nedenle içeriğinizde hiç ses olmaması görüntüleme sayılarında ciddi bir düşüşe neden olabilir.

 

  • Hiç bir şey yapmaması – Telif hakkı sahibi, başka bir işlem yapmadan içeriğinizin izleyici istatistiklerini izlemeyi seçebilir. Bu kulağa çok kötü gelmese de, telif hakkı ihlali iddialarının en az olası sonucu olduğundan, bunun sizin başınıza gelmesine güvenmeyin.
  • İçeriğinizi engelleme – Telif hakkı sahibinin içeriğinize karşı alabileceği en kalıcı önlem, içeriğinizi tamamen engellemektir. Bu, içeriğinizin YouTube’da kullanılamayacağı anlamına gelir ve tüm kanalınızın cezalandırılmasına yol açabilir. Bir videoyu planlamak, çekmek, düzenlemek ve yüklemek için harcadığınız tüm sıkı çalışmayı hayal edin. Kesinlikle kaçınmak isteyeceğiniz bir şey, değil mi?

 

YouTube’da telif hakkı ihtarları nedir?

Telif hakkına sahip olduğunu düşünen bir sanat eseri sahibi sizin videonuza ihtar yollatabillir. Bu durumda neler olur?

  • Videonuz yayından kaldırılır
  • Kanalınız ilk ihtarını alır.
  • 3 ihtarda aynı adsense hesabına bağlı tüm kanallar kapatılır.

Peki biz ne yapabiliriz?

  • Hiçbir şey yapmayıp 90 gün bekleyebilir ve ihtarın kalkmasını bekleyebiliriz. Bu süre telif hakkı okulu videosunu izleyip testleri çözdükten sonra başlıyor.
  • Karşı tarafla iletişime geçip geri çekmesini isteyebilirsiniz.
  • Karşıya bildirim gönderebilirsiniz. Videonuzun yanlışlıkla kaldırıldığını ve aslında telif hakkı kurallarını ihlal etmediğinizi düşünüyorsanız, bir karşı bildirim gönderebilir ve ihtara itiraz edebilirsiniz.

 

Telif hakkı ihtarlarının hak taleplerinden farkı nedir?

Bir YouTube telif hakkı talebinin, ihtara göre daha az ciddi sonuçları vardır. Bir hak talebinde, kullandığınız materyalin sahibinin bunu kendisine ait olarak işaretlediğine dair bir bildirim alırsınız.

 

Ancak, bir YouTube telif hakkı ihtarının daha ciddi sonuçları vardır.

 

Bir telif hakkı sahibi, YouTube’un materyallerini yasa dışı olarak kullanan bir videoyu kaldırmasını talep ettiğinde ihtar alırsınız.

Üç YouTube telif hakkı ihtarı alırsanız, hesabınız feshedilebilir. İhtarlarla ilgili kötü bir sicil kaydı, içerikten para kazanma ve platformdaki belirli özellikleri kullanma yeteneğinizi azaltarak kanalınızı da olumsuz etkileyebilir.

 

Telif hakkı taleplerinden ve ihtarlardan kaçınmanın yanlış yolları nelerdir? (Bunları yapmayın!)

Ne yazık ki, yüce Content ID’yi kandırmaya çalışmak nadiren başarılı olur.

İhlalden geçici olarak kurtulsanız bile, YouTube’un algoritmaları sürekli olarak daha gelişmiş hale geliyor ve eninde sonunda yakalanmanız kaçınılmaz. Bir kaç ay sonra bile ihtar alabilirsiniz.

 

İşte bazı kişilerin YouTube’da telif hakkından nasıl kaçınılacağına dair önerdiği, pek de sağlıklı olmayan bazı yaygın stratejiler.

 

  1. “Bu şarkı üzerinde hiçbir hak iddia etmiyorum” yazmak.

Bir YouTube İçerik Üreticisinin kaç kez kullandıkları şarkının haklarına sahip olmadıklarını söylediğini gördünüz? Hem de çok. Kaç kez işe yaradı? Sıfır.

Telif hakkıyla korunan materyali kullanırken içerik sahiplerine atıfta bulunmak da işe yaramaz.

  1. Parçanın sadece bir bölümünü çalmak

Bu sadece aptalca bir iş. Parçanın ‘sadece iki saniyesini çalmayı’ düşünüyorsanız, çünkü sözde bunun bir talebi tetiklemeyeceğini düşünüyorsanız, ateşle oynuyorsunuz demektir. Peki ne için, gerçekten? Tüm videonuzun 2 saniyelik ses için şeytanlaştırılmasına değer mi?

  1. Müziğin hızını/perdesini değiştirme

Herkesin ve annelerinin amatör müzik yapımcıları haline geldiği bu günlerde, telif hakkıyla korunan bir şarkıyı biraz farklı ses çıkaracak şekilde değiştirebilecek birini bulmakta zorlanmayacaksınız. Buradaki fikir, siz sesi biraz değiştirdikten sonra Content ID’nin sesi tanıyamayacağıdır.

Örneğin videolarınızı hızlandırıp renkleriyle oynayarak telife takılmayı engelleyebileceğinizi anlatıldığı da oluyor. Fakat ilk etapta telif taramasını geçseniz de ileride yakalanmayacağınızın garantisi bulunmuyor. Bunun üç kötü yanı var;

  • İlk olarak, bir İçerik Oluşturucu olarak, diğer içerik oluşturucuların haklarını açıkça göz ardı ediyorsunuz. Telif hakkı yasasının farkında olmamanız bir şeydir, ancak telif hakkı ihlalini bu kadar açık bir şekilde yapmak başka bir şeydir.
  • İkinci olarak, sesi çarpıtmak kaliteyi bozabilir ve izleyicilerinizin deneyimini mahvedebilir, bu da içeriğinizi tekrar izleme olasılıklarının daha düşük olduğu ve beğenmeye veya abone olmaya daha az istekli olabilecekleri anlamına gelir.
  • Üçüncü olarak, daha önce de söylediğimiz gibi, İçerik Kimliği gittikçe daha iyi hale geliyor. YouTube bu hilelerin farkında ve bu tür kullanımları yakalamak için algoritmasını sürekli geliştiriyor. Yeni algoritmalar genellikle orijinal şarkıların değiştirilmiş versiyonlarını tanıyabiliyor. Eğer şu anda bundan kurtulduysanız, fark edilmeniz an meselesidir.

 

Özetle;

Yukarıdaki üç yöntem, telif hakkı ihlalinden kaçınma amacı taşısa da, muhtemelen içerik sahipleri tarafından yasal işlem başlatılmasıyla sonuçlanacaktır. YouTube’da bir telif hakkı talebinden nasıl kaçınacağınızı bilmek istiyorsanız,

cevap basit:

ya hiç kullanmayın ya da gerçekten izin alın.

Gerçek anlaşmayı kullanmak için izin almanın aslında o kadar da zor olmadığını biliyor musunuz? Telif hakkı almazsınız ve bundan sadece iki saniyeden çok daha fazlasını elde edersiniz. Nasıl olduğunu öğrenmek için okumaya devam edin!

 

 

YouTube telif hakkına takılmaktan nasıl kurtuluruz

Videolarınızı renklendirebileceğiniz çok sayıda müzik var; sadece doğru kullandığınızdan emin olmanız gerekiyor.

Peki, hem telif hakkı ihlalinden kaçınmak hem de harika içerikler oluşturmak istiyorsanız YouTube’da hangi müzikleri kullanabilirsiniz? YouTube için uygun olan birkaç farklı müzik türü vardır.

 

  1. Tarihsel yol, geçici çözüm: stok müzik

Telifsiz müzik veya ‘stok müzik’ kavramını daha önce duymuş olabilirsiniz. Bu, yıllar boyunca YouTube’da en yaygın kullanılan müziktir.

Telifli müzik kullanımı youtube ın en çabuk yakaladığı kullanım türü. Videonuzda telifli müzik varsa çok çabuk yakalanabilir ve videonuz engellenebilir. Bu hatalı kullanım sizi mahkemeye kadar götürebilir. Bazı sanatçılar da var ki şarkılarını ücretsiz sunuyorlar, tek şartla. Videonuzun altına benim sitemin linkini verin diyorlar. Müzik konusu youtube ta hassas bir konu olduğu için ücretsiz bir müzik kullanmanız çok önemlidir.

Youtube ses kitaplığı size telif sorunu olmadan kullanabileceğiniz sesler sunuyor. Daha fazlasını da arıyorsanız pixabay ve mixkit de oldukça geniş bir arşive sahip.

Örneğin;

YouTube Ses Kitaplığı

https://pixabay.com/tr/music/

https://mixkit.co/

 

 

Ne yazık ki, bu parçalar genellikle bulacağınız ‘iyi’ telifsiz parçaların çoğu aşırı kullanılıyor. Dolayısıyla, telif hakkı ihlallerinden kaçınacak olsanız da YouTube videonuz potansiyeline ulaşamayabilir. Stok müzik yalnızca videonuzun arka planında en azından bir tür müzik kullanmanıza olanak tanıyan geçici bir çözüm olabilir.

  1. Yalnızca kendi oluşturduğunuz içeriği kullanın

Telif hakkı ihlali ve grevlerden kaçınmanın bir başka yolu da YouTube’da yalnızca kendi içeriğinizi kullanmaktır. Yalnızca kendi oluşturduğunuz müzik ve videoları kullanırsanız, telif hakkı sahibi siz olacağınız için telif hakkı talepleri konusunda endişelenmenize gerek kalmayacaktır. Bununla birlikte, videolarınızın arka planında kullanmak üzere kendi müziğinizi yazıp kaydedecek becerilere, ekipmana ve zamana sahip olup olmadığınıza ve videonun tamamını kendiniz oluşturup oluşturmadığınıza bağlıdır.

 

  1. ‘Adil kullanım’ politikasına sadık kalın

“Adil kullanım” terimini duymuş olabilirsiniz ve içeriğinizde istediğiniz parçaları kullanmak için ücretsiz biletiniz gibidir. Adil kullanım, başka videodan bir parça eklemenize ve bir telif talebi almamanıza izin verebilir. Her zaman telif riski vardır. Ama açıklaması kolaydır.

Genellikle, telif hakkıyla korunan içeriği kar amacı gütmeyen eğitim amaçlı kullanıyorsanız adil kullanım geçerlidir, ancak o zaman bile, kullandığınız içeriğe, ne kadarını kullandığınıza ve videonuzun sahip olabileceği etkiye bağlıdır. Her zaman telif riski vardır.

Dolayısıyla, her adil kullanım vakası farklı değerlendirilir ve bir kişi için adil kullanım olarak değerlendirilebilecek bir durum bir başkası için adil kullanım olarak değerlendirilmeyebilir. Çeşitli ülkelerde adil kullanımı mahkemeler kabul etmiyor.

Youtube’un kendi videosunu buradan izleyebilirsiniz.

Eğitim amaçlı, eleştiri ve yorumlama amaçlıysa başka videoyu çok küçük parçalar halinde (2-5 saniye) kullanabilirsiniz. Üzerine yorum ekleyip katma değer katıyorsanız adil kullanımdan faydalanabilirsiniz.

Bu konuda çok güzel bir inceleme videosu var, onu izleyebilirsiniz.

 

 

  1. Creative commons videolar kullanın

Youtube bazı içerikleri tekrar kullanmanıza imkan veriyor. Arama yaptıktan sonra filtreleme bölümünden creative commons seçerseniz tekrar kullanabileceğiniz ve telif yemeyeceğiniz videoları göreceksiniz. Her ne kadar bu videolar creative commons olarak işaretlenmiş de olsa içinde geçen müziklere dikkat edin. Bazı büyük firmalar creative commonsu kullanmanıza izin verip, telif atmıyorlar ama para kazanmanızı da engelliyorlar.

Video sahibine mesaj atmak ve ondan izin almak en iyisi.

  1. Stok video kullanın

Videonuzun içinde creative commons kullansanızda youtube bu görüntüyü tespit edip telifli içerik uyarısı verebiliyor. Siz bu riske girmek istemiyorsanız stok video veya stok fotoğraf kullanabilirsiniz.

Ücretsiz stok fotoğraf siteleri;

https://www.vecteezy.com/

https://www.stockvault.net/

https://pixabay.com/tr/

Ücretsiz stok video siteleri;

https://www.pexels.com/tr-tr/videos/

https://mixkit.co/

https://www.freepik.com

https://www.videvo.net/

https://www.videezy.com/

https://dronestock.com/

https://mazwai.com/

https://coverr.co/

https://dareful.com/

 

 

Nelerden para kazanılabileceğine ilişkin örnekler:

  • Videolarınız için aynı intro ve outro, ancak içeriğinizin büyük kısmı farklı
  • Her videonun özellikle öne çıkardığınız konunun nitelikleri hakkında konuştuğu benzer içerikler
  • Nasıl bağlantılı olduklarını açıkladığınız benzer nesnelerin birlikte düzenlenmiş kısa klipleri
  • Eleştirel bir inceleme için klip kullanma
  • Diyaloğu yeniden yazdığınız ve seslendirmeyi değiştirdiğiniz bir filmden bir sahne
  • Bir rakibin başarılı olmak için yaptığı hareketleri açıkladığınız bir spor turnuvasının tekrarları
  • Orijinal video hakkında yorum yaptığınız tepki videoları
  • Hikaye veya yorum eklediğiniz diğer içerik oluşturucuların düzenlenmiş görüntüleri
  • Kütüphanemizdeki bir şarkıya orijinal içerik veya diğer videolardan orijinal ses veya video segmenti eklediğiniz Shorts’ta remikslenmiş içerik

 

Para kazanmaya izin verilmeyen şeylere örnekler

 

  • Web sitelerinden veya haber akışlarından alınan metinler gibi, orijinal olarak oluşturmadığınız diğer materyallerin yalnızca okumalarını içeren içerik
  • Perdeyi veya hızı değiştirmek için değiştirilmiş, ancak orijinaliyle aynı olan şarkılar
  • Benzer tekrarlayan içerikler veya düşük eğitim değeri, yorum veya anlatı içeren akılsız içerikler
  • Şablonlanmış, seri üretilmiş veya programlı olarak oluşturulmuş içerik
  • Anlatım, yorum veya eğitim değeri çok az olan veya hiç olmayan görüntü slayt gösterileri veya kayan metinler
  • En sevdiğiniz diziden çok az veya hiç anlatı olmadan bir araya getirilmiş anların klipleri
  • Diğer sosyal medya sitelerinden derlediğiniz kısa videolar
  • Farklı sanatçılardan şarkı koleksiyonları (izinleri olsa bile)
  • Diğer içerik oluşturucular tarafından birçok kez yüklenen içerik
  • Başkalarının içeriğinin tanıtımı (izniniz olsa bile)

 

Sık sorulan sorular

YouTube neden müziğin telif hakkını alıyor?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, YouTube'un kendisi müzik telif hakkına sahip değildir; sanatçıların kendi şarkıları için sahip oldukları telif hakkını uygular. Eğer bunu yapmasalardı, sanatçılar ve plak şirketleri YouTube ve Google'ın peşine düşerlerdi. Tıpkı YouTube İçerik Üreticilerinin, oluşturdukları içeriği bir başkası kullanmak istediğinde ödeme talep etmesi gibi, müzik sanatçıları da birileri çalışmalarını kullandığında tazminat almak ister. Daha fazla bilgi için YouTube Müzik Politikalarına ilişkin bu başlangıç kılavuzuna göz atın.

YouTube'da telif hakkı ihlalini önlemek için ne yapabilirsiniz?

YouTube'da telif hakkı kurallarını ihlal etmekten kaçınmanın birkaç yolu vardır. Bunlardan başlıcaları ve en etkili olanları şunlardır: • Lickd gibi bir lisanslama hizmeti sağlayıcısından popüler müzikleri kullanmak için izin alın! • Kendi müziğinizi yapın ve kullanın • Telifsiz müziği deneyin

Telif hakkı ihtarı ne kadar sürer?

YouTube telif hakkı ihtarları 90 gün sonra sona erer. Bu sürenin sonunda silineceklerdir.

YouTube'da bir telif hakkı talebini nasıl çözersiniz?

İçeriğinize karşı yapılan telif hakkı taleplerini çözme konusunda 3 seçeneğiniz vardır. Bunlar şunlardır: • Süresinin dolmasını ve 90 günlük bir sürenin ardından silinmesini bekleyin. • Telif hakkı sahibiyle iletişime geçin ve içeriğinize yönelik iddiayı geri çekmelerini isteyin. • Haksız yere yapıldığını düşünüyorsanız, orijinal talebe karşı bir karşı bildirim gönderin.

YouTube'da 3 telif hakkı ihtarı alırsanız ne olur?

3 telif hakkı ihtarı alırsanız, hesabınız ve onunla ilişkili tüm kanallar sonlandırılacaktır. Bu, oluşturulan kanallardaki tüm videoların kaldırılacağı ve yeni kanalların oluşturulamayacağı anlamına gelir.

Video açıklamalarıma feragatnameler koyarak telif hakkı taleplerinden kaçınabilir miyim?

Kısacası, hayır, YouTube'daki telif hakkı taleplerini yalnızca videolarınızın açıklama bölümüne bir feragatname koyarak önleyemezsiniz. Hem sizin hem de kanalınızın ihlal iddialarına karşı korunduğundan emin olmak için, videolarınızda kullandığınız şarkının veya ses dosyasının sahibinden yeterli izni almanız veya yalnızca telifsiz müzik kullanmanız gerekir.

 

Kaynak

https://lickd.co/blog/music-licensing/avoid-copyright-youtube

https://elmalma.com/blog/youtube-telif-haklari-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey/

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Etkili CV nasıl yazılır? (24 usta tekniği)

Bu makalede etkili CV hazırlama tekniklerini okuyacaksınız.

CV nedir?

CV hazırlamak sizi kariyerinizde bir adım öne taşımanız için gereklidir.

Açılımı curriculum vitae (“yaşam seyri” anlamına gelen Latince bir ifade) olan CV, iş başvurusu yaparken kullanılan bir belgedir. Eğitiminizi, becerilerinizi ve ilgili iş deneyiminizi özetlemenizi sağlayarak yeteneklerinizi potansiyel işverenlere başarılı bir şekilde satmanıza olanak tanır. Özgeçmişinizin yanı sıra işverenler sizden bir ön yazı da isteyebilir.

ABD ve Kanada gibi diğer ülkelerde özgeçmişler résumés olarak bilinir. Bu belgeler daha kısa olma eğilimindedir ve belirli bir biçimlendirme kuralına uymaz.

Etkili CV hazırlama yöntemleri

Bir CV ne kadar uzun olmalıdır?

Birleşik Krallık’ta standart bir CV A4’ün iki yüzünden daha uzun olmamalıdır. İlham almak için kronolojik CV örneğimize bir göz atın.

Bununla birlikte, tek kural herkese uymaz. Örneğin, okuldan yeni mezun olmuş veya çok az deneyimi olan bir kişinin A4’ün yalnızca bir yüzünü kullanması gerekebilir. Çok sık kullanılmasa da, üst düzey görevlerde bulunanlar veya son beş ila on yıl içinde çok fazla deneyim kazanmış veya birden fazla işte çalışmış kişiler için üç sayfalık bir CV gerekebilir. Örneğin, bazı tıbbi veya akademik CV’ler deneyiminize bağlı olarak daha uzun olabilir. Özgeçmişinizi kısa tutmak önemli olmakla birlikte, deneyiminizi eksik satmaktan da kaçınmalısınız.

CV yazarken sadece eğitim ve deneyiminizin ana noktalarına yer vererek yerden tasarruf edin. İlgili bilgilere bağlı kalın ve ön yazınızda söylediklerinizi tekrarlamayın. CV’nizi düzenlemekte zorlanıyorsanız, kendinize belirli bilgilerin sizi satıp satmadığını sorun. Eğer satmıyorsa çıkarın. Başvurduğunuz işle ilgili değilse silin ve on yıl öncesine ait eski bir detaysa özetleyin.

CV me ne eklemeliyim

  1. İletişim bilgileri (Contact) Tam adınızı, ev adresinizi, cep telefonu numaranızı ve e-posta adresinizi ekleyin. Doğum tarihiniz önemsizdir ve bir oyunculuk veya modellik işi için başvurmuyorsanız fotoğraf eklemenize gerek yoktur. Profesyonel bir ağ profiliniz, web siteniz veya çevrimiçi portföyünüz varsa, iletişim bilgileriniz içinde buna bağlantı verin.
  2. Profil özeti (Profile) Özgeçmiş profili, temel niteliklerinizi vurgulayan ve kalabalığın arasından sıyrılmanıza yardımcı olan kısa bir ifadedir. Genellikle CV’nin başında yer alır ve kariyer hedeflerinizi ifade ederken birkaç ilgili başarı ve beceriyi öne çıkarır. İyi bir CV profili, ön yazınız işe özgü olacağından, başvurduğunuz sektöre odaklanır. CV’niz için kişisel bir ifadenin nasıl yazılacağını keşfedin.
  3. Eğitim (Education) Mesleki nitelikler de dahil olmak üzere önceki tüm eğitimleri listeleyin ve tarih atın. En yenisini ilk sıraya yerleştirin. Yeterlilik türünü/notlarını ve tarihlerini ekleyin. Yalnızca ilgili olduğu durumlarda belirli modüllerden bahsedin.
  4. İş deneyimi (Work experience) İş deneyiminizi ters tarih sırasına göre listeleyin ve bahsettiğiniz her şeyin başvurduğunuz işle ilgili olduğundan emin olun. İş unvanınızı, şirketin adını, kuruluşta ne kadar süre çalıştığınızı ve temel sorumluluklarınızı ekleyin. Çok sayıda ilgili iş deneyiminiz varsa, bu bölüm eğitimden önce gelmelidir.
  5. Beceri ve başarılar (Skills and achievements) Burada bildiğiniz yabancı dillerden ve yetkin bir şekilde kullanabildiğiniz programlardan bahsedin. Listelediğiniz beceriler işle ilgili olmalıdır. Mülakatta iddialarınızı desteklemeniz gerekeceğinden, yeteneklerinizi abartmayın. İşe özgü çok sayıda beceriniz varsa becerilere dayalı bir CV hazırlamalısınız.
  6. İlgi alanları (Interests) ‘Sosyalleşmek’, ‘sinemaya gitmek’ ve ‘kitap okumak’ işe alım uzmanının dikkatini çekmeyecektir. Ancak, ilgili ilgi alanları kim olduğunuza dair daha eksiksiz bir resim sunmanın yanı sıra mülakatta konuşacak bir şeyler de sağlayabilir. Gazeteci olmak istiyorsanız kendi blogunuzu veya topluluk bültenlerinizi yazmanız, satış işine girmek istiyorsanız bir drama grubunun parçası olmanız ve çevreci bir iş istiyorsanız iklim değişikliği aktivizmine dahil olmanız buna örnek olarak verilebilir. İlgili herhangi bir hobiniz veya ilgi alanınız yoksa bu bölümü boş bırakın.
  7. Referanslar (References) Bu aşamada referansların isimlerini vermenize gerek yoktur. ‘Referanslar talep üzerine temin edilebilir’ diyebilirsiniz, ancak çoğu işveren bunun böyle olduğunu varsayacaktır, bu nedenle yer sıkıntısı çekiyorsanız bunu atlayın.

CV formatı nasıl olmalı

Özgeçmişinizin düzeni de başarısı üzerinde etkilidir. CV’nizi hazırlarken aşağıdaki ipuçlarını aklınızda bulundurun:

  1. Belgeye ‘özgeçmiş’ veya ‘CV’ gibi isimler vermekten kaçının. Yer israfına neden olur. Bunun yerine adınızın başlık olarak kullanılmasına izin verin.
  2. Bölüm başlıkları özgeçmişinizi bölmek için iyi bir yoldur. Büyük (yazı tipi boyutu 14 veya 16) ve kalın yaparak öne çıkmalarını sağlayın.
  3. Comic Sans gibi yazı tiplerinden kaçının. Arial, Calibri veya Times New Roman gibi profesyonel, net ve okunması kolay bir yazı tipi seçin. Potansiyel işverenlerin CV’nizi okuyabilmesini sağlamak için 10 ila 12 arasında bir yazı tipi boyutu kullanın. Tüm yazı tiplerinin ve yazı tipi boyutlarının baştan sona tutarlı olduğundan emin olun.
  4. Her şeyi ters kronolojik sırayla listeleyin. Böylece işe alım uzmanı önce iş geçmişinizi ve en son başarılarınızı görür.
  5. Madde işaretleri kullanarak kısa ve öz tutun. Bu tür bir CV düzeni, potansiyel işverenlerin CV’nizi gözden geçirmesini ve önemli bilgileri ilk önce hızlıca seçmesini sağlar.
  6. Kenar boşluklarınızı iki kez kontrol edin – CV’nizin etrafında beyaz boşluk olması okunmasını kolaylaştıracak ve daha az dağınık görünmesini sağlayacaktır. Tüm kenar boşluklarının 2,5 santimetre olmasını hedefleyin. Daha fazlasını sığdırmak için bunları küçültmeye kalkışmayın.
  7. Kaydederken belgeye isim verin – Sadece ‘Belge 1’ olarak kaydetmeyin. Belgenin başlığının profesyonel olduğundan ve sizi tanımladığından emin olun, örneğin ‘Joe-Smith-CV’.
  8. PDF dosya uzantısı ile kaydedin – Bu, herhangi bir makinede açılıp okunabilmesini sağlar. Tabii ki iş ilanında aksi belirtilmediği sürece (örneğin, özgeçmişinizi ve ön yazınızı Word belgesi olarak sunmanız istenebilir).

İyi bir CV nasıl yazılır

  1. İyi bir CV’de yazım veya dilbilgisi hatası bulunmaz. Yazım denetleyicisi kullanın ve ikinci bir çift gözün belgeyi kontrol etmesini sağlayın.
  2. ‘Takım oyuncusu’, ‘çalışkan’ ve ‘çok görevli’ gibi genel, fazla kullanılan ifadelerden kaçının. Bunun yerine, tüm bu becerileri gösteren gerçek hayattan örnekler verin.
  3. Özgeçmişinizi uyarlayın. Şirketin web sitesine ve sosyal medya hesaplarına bakın, yakın zamanda yerel basında bahsedilip bahsedilmediğine bakın ve CV’nizin role ve işverene yönelik olduğundan emin olmak için iş ilanını kullanın.
  4. Koşullarınız için doğru CV türünü oluşturun. Kronolojik, becerilere dayalı veya akademik CV’nin sizin için uygun olup olmadığına karar verin.
  5. E-posta adresinizin profesyonel göründüğünden emin olun. Kişisel adresiniz uygun değilse profesyonel kullanım için yeni bir hesap oluşturun.
  6. CV’nizde veya iş başvurunuzda yalan söylemeyin veya abartmayın. Sadece potansiyel bir işverene dürüst olmadığınızı göstermekle kalmazsınız, aynı zamanda ciddi sonuçları da olabilir. Örneğin, derece notunuzu değiştirmek derece sahtekarlığı olarak sınıflandırılır.
  7. Özgeçmişinizi çevrimiçi olarak yayınlıyorsanız, dolandırıcıların hedefi olabileceğiniz için ev adresinizi eklemeyin.
  8. İşveren aksini belirtmediği sürece her zaman bir ön yazı ekleyin. Bu, başvurunuzu kişiselleştirmenizi sağlayacaktır. Özgeçmişinizin belirli bir bölümüne dikkat çekebilir, bir engelinizi açıklayabilir veya iş geçmişinizdeki boşlukları netleştirebilirsiniz.
  9. Mümkün olduğunca aktif fiiller kullanın. Örneğin, kendinizi inisiyatif sahibi bir kişi olarak göstermek için ‘yarattım’, ‘analiz ettim’ ve ‘tasarladım’ gibi kelimeler kullanın.

 

İngilizce metinler nasıl yazılmalı

Aktif fiiller CV yazımında oldukça geniş bir yere sahip.

Şunu hayal edin:

Yoğun bir İK yöneticisisiniz ve her gün yüzlerce, hatta binlerce özgeçmiş okuyorsunuz.

Ve her biri birbirine benziyor.

  • “Responsible for”
  • “Critical Thinker”
  • “Team Player”

Bu kelimeleri hemen hemen her özgeçmişte görmek zorundasınız.

Oldukça sıkıcı değil mi?

İşte burada aksiyon sözcükleri devreye girer. Sorumluluklarınızı ve başarılarınızı gerçekten öne çıkarırlar!

Kötü örnek

  • Responsible for managing company X’s Instagram account.
  • Responsible for connecting with influencers in the niche.


İyi örnek

  • Managed company X’s Instagram account.
  • Connected with popular influencers in the niche.

 

Değişik durumlarda aksiyon fiilleri

Eğer bir takımın parçasıysanız

AidedFostered
EnabledInspired
EncouragedSupported
FacilitatedCollaborated

 

Örneğin

“Made a $6M merger through collaboration with an international team.”

 

Bir takıma supervisorluk yaptıysanız;

GuidedMotivated
EvaluatedRegulated
InstructedTaught
Mentored

 

Örneğin

“Mentored 5 startup founders in the last 2 years.”

 

Bir hedefe ulaştığınızda:

AchievedCoordinated
AttainedDeveloped
StrengthenedManaged
InitiatedOrchestrated

 

Örneğin

“Coordinated data integrity within the company’s applicant tracking system.”

“Strengthened the sales and service culture through coaching and guidance.”

 

Bir sorun çözümüne farklı bir açıdan yaklaştığınızda:

ImplementedImproved
RecommendedStreamlined
OverhauledPrioritized

Örneğin

“Improved and tuned networking equipment and overall computer network.”

 

Diğer insanlarla çalıştığınızda;

MotivatedDelegated
SupervisedChaired

 

Örneğin

“Supervised and motivated a team of 5+ sales associates.”

 

Şirketin yenilik yapmasına veya yeni bir şey başlatmasına yardımcı olduğunuzda:

ConceptualizedIntroduced
DesignedInitiated
DevisedLaunched
DeterminedOriginated
DraftedSpearheaded
Formulated

 

Örneğin;

“Designed a new feature on a mobile equation solving app.”

 

Yerleşik bir fikir üzerinde çalıştığınızda:

AdaptedIntegrated
AppliedModified
BuiltPatched
CondensedPiloted
CustomizedShaped
FashionedRevitalized

 

Örneğin;

“Built the company sales processes ground-up.”

 

Bitmiş bir projeyi tanıttığınızda:

DisplayedPerformed
ModeledPioneered
Launched

 

Örneğin;

“Launched an e-commerce website to take the company business online.”

 

Veri, istatistik veya sayılarla çalıştığınızda:

AuditedEstimated
BudgetedInventoried
CalculatedProgrammed
ConvertedProjected
CraftedRecorded
DocumentedVerified

 

Örneğin;

“Calculated monthly and quarterly investment forecasts.”

 

Hataları ve yanlışları düzelttiğinizde:

DebuggedLessened
DiagnosedReconciled
EstablishedRemodeled
FixedRebuilt
RectifiedUpgraded
Corrected

 

Örneğin;

“Debugged internal operating system issues, reducing company cost by 15%”

 

Şirket süreçlerinin sorunsuz bir şekilde akmasını sağladığınızda:

ConservedRefined
MaintainedSimplified
OperatedStandardized
Regulated

 

Örneğin;

“Maintained design production under an extremely tight budget.”

 

Bir etkinliği hazırladığınızda veya hazırlanmasına yardımcı olduğunuzda:

Assembled
Conducted
Organized

 

Örneğin;

“Organized meetings and handled all correspondence for the Scranton branch.”

 

Yeni bir fikri analiz ettiğinizde:

ExperimentedProbed
DetectedSearched
DiscoveredSurveyed
MeasuredStudied
Mapped

 

Örneğin;

“Surveyed and documented weekly performance reports on a new marketing strategy.”

 

Mevcut uygulamaları ve fikirleri analiz ettiğinizde:

AnalyzedInvestigated
AssessedQuantified
ClarifiedReviewed
CheckedTested
ExaminedTracked
ExploredConvert
valuated

 

Örneğin;

“Converted data into actionable insight, boosting revenue by 5%”

 

Bir sorunun çözümüne katkıda bulunduğunuzda:

 

CritiquedInvented
DiagnosedProved
IdentifiedSolved

 

Örneğin;

“Provided an extraordinary customer service experience, solved customer issues and upsold other products or services.”

 

Başkalarını sözlerinizle desteklediğinizde:

AdvisedFielded
AnsweredGuided
ClarifiedIntervened
MotivatedReferred
CollaboratedResolved

 

Örneğin;

“Motivated co-workers by rewarding positive behavior, encouraging optimism and stimulating teamwork.”

 

Eylemlerinizle başkalarını desteklediğinizde:

AidedProvided
AssistedVolunteered
Contributed

 

Örneğin;

“Volunteered in 3 non-profit social organizations.”

 

Başkalarına öğrettiğinizde:

 

CoachedEducated
CounseledInformed
Demonstrated

 

Örneğin;

“Consulted 5 startups that became successful scaleups in Europe and together received investments of over €28 million.”

 

Bir projeye liderlik ettiğinizde kullanabileceğiniz eylem fiilleri

Bir projenin veya girişimin başından sonuna kadar sorumluluğunu üstlendiyseniz, “led” ifadesini atlayın ve bunun yerine:

 

AdministeredOperated
ArrangedOrchestrated
ChairedOrganized
CoordinatedOversaw
DelegatedPlanned
DirectedProduced
ExecutedProgrammed
HeadedSpearheaded
Managed

 

Bir projeyi öngördüğünüz ve hayata geçirdiğiniz zaman için aksiyon fiilleri;

 

BuiltFormulated
ChartedFounded
CreatedImplemented
DesignedIncorporated
DevelopedInitiated
DevisedInstituted
EngineeredIntroduced
EstablishedLaunched
FormalizedPioneered
FormedProposed

 

Verimliliği, üretkenliği, kârı, satışları, geliri veya müşteri memnuniyetini artırdığınız veya

maliyetleri veya harcanan zamanı azalttığınız durumlar için aksiyon fiilleri

Çalışmanızın şirketin rakamlarını bir şekilde artırdığını gösterebilirseniz, etkilemeniz kaçınılmazdır. Bu durumlarda şunları göz önünde bulundurun:

AcceleratedFurtheredDelivered
AchievedGainedEnhanced
AdvancedGeneratedExpanded
AmplifiedImprovedExpedited
BoostedIncreasedReduced
CapitalizedLiftedSaved
ConservedMaximizedStimulated
ConsolidatedOutpacedSustained
DecreasedReconciledYielded

 

Bir şeyi değiştirdiğiniz veya geliştirdiğiniz zaman için eylem fiilleri

Departmanınızın faturalama sistemini Taş Devri’nden çıkarıp 21. yüzyıla getirdiniz mi? Ofisinizde yaptığınız inanılmaz değişikliklerden şu sözlerle bahsedin:

 

 

CentralizedRefinedModified
ClarifiedRefocusedOverhauled
ConvertedRehabilitatedRedesigned
CustomizedRemodeledTransformed
DigitizedReorganizedUpdated
IntegratedReplacedUpgraded
MergedRestructuredRevitalized
ModernizedRevampedSimplified
StandardizedStreamlinedStrengthened

 

Bir ekibi yönettiğinizde kullanabileceğiniz eylem fiilleri

 

“Yönetmek” özgeçmişinizde bir yere sahip olsa da (özellikle anahtar kelime ise), “Bir ekibi yönetti…” veya “Çalışanları yönetti…” gibi ifadeler sadece iş görevlerinizi tekrarlamaktır. Bunun yerine, aşağıdaki gibi terimlerle ne kadar ilham verici bir lider olduğunuzu gösterebilirsiniz:

 

AlignedMobilizedGuided
CultivatedMotivatedHired
DirectedRecruitedMentored
EnabledShapedTrained
FacilitatedSupervisedUnified
FosteredTaughtUnited

 

Ortaklar, finansman, kaynaklar veya müşteriler getirdiğinizde kullanacağınız eylem fiilleri

Harika bir yeni ortak, sponsor, finansman kaynağı veya müşteriden “sorumlu” oldunuz mu?:

 

AcquiredPartnered
ClosedPitched
ForgedSecured
NavigatedSigned
NegotiatedSourced
Upsold

 

Müşterileri desteklediğiniz zamanlar için eylem fiilleri

Çünkü telefonları takip etmek, soruları yanıtlamak veya müşteri hizmetleri sunmak gerçekten müşterilere danışmanlık yaptığınız ve onların ihtiyaçlarını karşıladığınız anlamına gelir:

 

AdvisedFielded
AdvocatedInformed
CoachedRecommended
ConsultedResolved
Educated

 

Araştırma veya analiz yaptığınız zamanlar için eylem fiilleri

İşiniz araştırma, analiz veya gerçekleri bulmayı içeriyor muydu? Laf kalabalığınızı bu kelimelerle karıştırın:

 

AnalyzedExploredProjected
AssembledForecastedQualified
AssessedIdentifiedQuantified
AuditedInterpretedReported
CalculatedInterviewedSurveyed
CompiledInvestigatedTested
DiscoveredMappedTracked
EvaluatedMeasuredVisualized
ExaminedModeled

 

İletişim kurduğunuz zamanlar için eylem fiilleri

Yazmak, konuşmak, lobicilik yapmak veya başka bir şekilde iletişim kurmak işinizin bir parçası mıydı? Ne kadar zorlayıcı olduğunuzu aşağıdaki gibi kelimelerle açıklayabilirsiniz:

 

AuthoredCounseledOutlined
BriefedCritiquedPersuaded
CampaignedDefinedPresented
CoauthoredDocumentedPromoted
ComposedDraftedPublicized
ConveyedEditedReviewed
ConvincedIllustratedWrote
CorrespondedLobbied

 

Hedeflerinize ulaştınız mı? Çok sevilen bir departman ödülü mü kazandınız? Bunu özgeçmişinize aşağıdaki gibi kelimelerle eklemeyi unutmayın:

 

DispatchedFinishedScreened
CompletedInspectedScrutinized
DemonstratedItemizedShowcased
EarnedMonitoredSucceeded
EnforcedOutperformedSurpassed
EnsuredOvercameTargeted
ExceededReachedVerified

 

Sonuç olarak

CV (özgeçmiş) yazmak kolay gibi gözükse de küçük dokunuşlarla daha profesyonel gözükebilirsiniz. Bazı alelacele yaptığınız şeyler ise sizi profesyonellikten uzaklaştırır ve cv nizin kenara atılmasına sebep olabilir. Yukarıdaki tavsiyelere göre cv nizi hemen bugün düzeltin ve farkedilmeye başladığınızı göreceksiniz.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

İngilizce Phonics (Yanyana gelen harf) okunuşları (3 çeşit) [diagraph, triagraph, quadgraphs]

İngilizce phonics iki, üç veya dört harf bir araya gelince nasıl okunacağını anlatır.

Phonics 2 harf, 3 harf, 4 harf okunuşu olarak incelenir.

Diagraf: (ch) gibi iki harfle temsil edilen ve bu harflerin temsil ettiğinden tamamen farklı bir ses çıkaran benzersiz bir sestir. Örneğin, cheese kelimesindeki “ch” harfi “c” ya da “h” sesi çıkarmaz. “Ch” bunun yerine ayrı olarak öğrenilmesi gereken kendine özgü bir ses çıkarır.

Trigraflar: digraflara benzer, ancak iki harfle temsil edilmek yerine bir trigraf (tch) gibi üç harfle temsil edilir. Trigraflara en iyi örnek “watch” kelimesindeki tch harfidir.

Quadraph: (ough) gibi dört harften oluşan tek bir sestir. Dört harfli bir grapheme olmasına rağmen, bu harfler bir araya getirildiğinde tekil bir fonetik ses üretirler.

Fonetik dil nedir?

Yazıldığı gibi okunan dillerdir. Türkçe, ispanyolca, Almanca büyük oranda fonetik dildir. İngilizce ve fransızca fonetik olmaktan uzaktır.

Kelimeler yazıldığı gibi okunur, telafuz edilmeyen harf yok gibidir.

Dillerde her harf bir sesi temsil eder. Her sesi biliyorsanız yazılan kelimeyi doğrudan okuyabilirsiniz.

Fonetik olmayan dillerde ise bazı harfler kelimenin başında veya sonunda yer aldığında farklı ses çıkarabilir. İki ya da üç harf yan yana geldiğinde ses bambaşka bir yere gidebilir. Bu harf kombinasyonlarını da bilmeniz gerekiyor.

Örneğin ingilizce’de şununla karşılaşabilirsiniz.

  • C : s veya k
  • Ch = ç veya k
  • Tch = ç

İngilizce öğrenen öğrencilerin bu gramer terimlerini bilmelerine gerek yoktur. Ancak, bu harfleri okuyabilmeleri ve doğru sesleri çıkarabilmeleri gerekir. Bu kılavuz, yaygın kalıplar, kelime listeleri ve örnekler aracılığıyla karışımlarda, digraflarda ve trigraflarda ustalaşmanıza yardımcı olacak, böylece İngilizce akıcılığına bir adım daha yaklaşabileceksiniz.

Phonics çeşitleri

Digraph Examples

Sessiz harf diagraphları

CH: Bazen ç olarak okunur. Örneğin; check (çek) kontrol, chin (çin) çene, chief (çi:f) şef. Chair, chat, Cheese, Chin, Check, Cheek, Chair, Chain, Champion, Challenge, Chance, Change, Channel, Chant, Chase, Chat, Cheer, Cheetah, Chew, Chest, Chicken, Child, Chimp, China, Chocolate, Choice, Chop, Choose

CH: Bazen k olarak okunur. Örneğin; chemist (kemist) kimyager, chemical (kemikıl) kimyasal, cholera (kolera) kolera.

 

OkunuşÖrnek kelime
chçchair, chat, Cheese, Chin, Check, Cheek, Chair, Chain, Champion, Challenge, Chance, Change, Channel, Chant, Chase, Chat, Cheer, Cheetah, Chew, Chest, Chicken, Child, Chimp, China, Chocolate, Choice, Chop, Choose
kchemist (kemist), chemical (kemikıl), cholera (kolera)
ckktick, pluck
knnknow, knock
phfphone, phonics
Scsscience
ShşShoe, Shin, Shape, Share, Show, Shut, Shout, Shoulder, Shot, Should, Shop, Shoot, Shirt, Ship, Shiny, Shell, Shelf, Sheep, She, Shark, Shake, Shadow
ssschess, class
ThtfThank, Thumb, thunder, Thursday, Thousand, Though, Those, This, These, That, Third, Thirsty, Think, They, Thick, Thief, Their, Them, Then, There, Their, They’re, The
WhvWhite, Whale, When, Where, What, Why, Whistle, While, Wheel
wrrwrench, wreck

 

Sesli harf diagraphları

OkunuşuÖrnek kelime
aieyrain, pain, train, nail
auaaunt
oaugust, author
eaeweapon, weather
ileaf, peace, tea, read, beach, lead
öpearl, learn
eeiifeet, teeth, cheek, cheese, sleep, bee
ieifield, chief, achieve, shield, piece
aylie, pie
oaooboat, toad, coach, road
oeogoee, toe
ooodoor
ubook, too, good, Wood, soon, moon, food
ouacouple, double, touch
aucount, hour, house
ofour, court, pour
usoup, tour
owovsnow, know
ueüıfuel, glue
uiufruit, bruise

 

Double letter digraphs

2 farklı digraf türü vardır: heterojen digraflar ve homojen digraflar. Heterojen digraflar 2 farklı harften oluşurken, homojen digraflar aynı harfin 2 örneğini içerir. Homojen digraflar genellikle ‘çift harfli digraflar’ olarak adlandırılır.

Çift harfli digraflar çok yaygındır ve bir dizi farklı sesi belirtmek için kullanılır. Örneğin, sözcüklerde uzun sesli harfleri ifade etmek için genellikle 2 sesli harfle birlikte kullanılırlar.

Heterojen diagraf örnekleri;Homojen diagraf örnekleri:
chaircook
luckboom
thinkmoon
Earthfeet
whalebeet
writingpeek
theirsheet
readbuzz
toefluff
recruitbell
argueconfess

 

 

Split digraphs

Bölünmüş digraflar, harfler kelimelerde doğrudan yan yana olmadığı için fonetik öğrenen çocuklar için kafa karıştırıcı bir konu olabilir. En basit haliyle, bölünmüş digraf, aynı sesi çıkaran ancak kelime içinde ayrılmış 2 harften oluşan bir settir.

Bölünmüş digraf, sesli harfin sesini çarpıtmak ve değiştirmek için ilk sesli harften sonra bir ‘e’ harfi kullanır. Örneğin, ‘hug’ kelimesini ‘huge’ kelimesine ve ‘sit’ kelimesini ‘site’ kelimesine dönüştürür. İlk sesli harften sonra ‘e’ eklenmesi, kelimenin sesini kısa, sert bir sesten daha uzun, yumuşak bir sese değiştirir.

İngilizcede 5 split digraph vardır.

a-ee-ei-eo-eu-e
cakeswedepipezoneprune
tameeveningtimephonecube
makethemeslimecometube
fakedeleteripealonecommune
capecompetetikedronejune
flametheseshinemoleflute
gaveconcretebridehosehuge
amazeknifeposetune
lakedrove

 

Trigraph Examples

İngilizcede bulunan en yaygın trigrafların bir listesidir. Size kolaylık sağlamak için, bu listeyi başlangıç trigraf örnekleri ve orta / son trigraf örneklerine göre sıraladık..

Beginning Trigraph Examples

TriagraphOkunuşuKelime örnek
Ghtyteight, weight
SchskSchool, Schedule
ScrskrScreen, Scrapbook, Scratch, Scream
ShrşShrink, Shred, Shrimp, Shrug
SprsprSpring, Spread, Sprint, Spray
SqusukuSquare, Squid, Squirrel, Squish, Squirt
StrstrStrength, Strong, Straight, Strawberry, Stretch, Street
Tchçmatch, bitch
ThrthrThroat, Through, Three

 

Ending and Mid-Trigraph List

TriagraphOkunuşuKelime örnek
aireirHair, Fair
areeirDare, Share, Care, Bare, Rare
dgecEdge, Fridge, Fudge, Judge
eariırTear, Fear, Beard, Ear, Dear
eeriirDeer, Cheer, Career
ighayLight, High, Bright, Flight, Fight, Lightning, Right, Tonight
oreorCore, More, Adore, Shore, Score, Store, Chore, Bored
tchçCatch, Pitch, Patch, Itch
ureurSure, Cure, Pure

 

Quadgraph Examples

İngilizcede bulunan en yaygın trigrafların bir listesidir. Size kolaylık sağlamak için, bu listeyi başlangıç trigraf örnekleri ve orta / son trigraf örneklerine göre sıraladık.

QuadraphOkunuşuKelime örnek
oughavfcough, bough, through
aughaflaugh, naught
eigheyeight, neigh, weigh

 

Sonu ‘Tion’ ile Biten Kelimeler

İngilizcede sonu ‘tion’ ile biten çok fazla kelime vardır. Bu yüzden ‘tion’ okunuşunu bildiğinizde neredeyse çoğu kelimenin okunuşunu da biliyorsunuz demektir. Sonu ‘tion’ ile biten kelimelerin hepsi ‘şın’ diye biter. Örnek;

QuadraphOkunuşuKelime örnek
tionşınAttention, situation

 

Final Thoughts

Karışımlar, digraflar ve trigraflar başkalarına İngilizce öğreten kişiler için önemli gramer parçalarıdır. Çok benzer fikirler olmalarına rağmen, bu üç gramer noktasını birbirinden benzersiz kılan küçük farklılıklar vardır. Öğrencinize bu kalıpları öğretmeye başlamadan önce, ilgili temel kavramları anladığınızdan emin olun. Öğretmeye başladığınızda, bu kalıpları tek tek uygulayın ve sık sık gözden geçirin. Şu anda uzun bir yol gibi görünebilir, ancak bu İngilizce temellerini uygulamak çocuğunuzun kısa sürede akıcı bir İngilizce konuşmacısı olmasına yardımcı olacaktır. İyi şanslar ve pratik yapmaya devam edin.

Kaynak

https://www.twinkl.com.tr/teaching-wiki/digraph

https://www.twinkl.com.tr/teaching-wiki/trigraph

https://www.enchantedlearning.com/consonantblends/index.shtml

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

İngilizce Haber Okumak İçin 5 İpucu

Bu makalede ingilizce haberleri okurken gerekli olabilecek bazı bilgileri okuyacaksınız.

Haberleri tüketmek için saatler harcıyoruz. Tek bir tuşa basarak binlerce habere telefonlarımızdan ulaşabiliyoruz. Ve şu anda dünyada bu kadar çok şey olurken, bu son dakika haber güncellemelerinden kaçınmak zor olabilir.

 

Öyleyse neden bunu kendi yararınıza kullanıp biraz İngilizce pratiği yapmayasınız?

Haberleri İngilizce okumak için pek çok neden var. Sizi güncel olaylarla güncel tutar. Çeşitli ilginç konularda günlük kelimeleri öğrenmenize yardımcı olur. Hatta okuma hızınızı geliştirmenize bile yardımcı olabilir. Bazı çok özel gramer yapılarını öğreneceğinizden bahsetmiyorum bile.

 

Öyleyse ne yapıyorsanız bırakın. Haber uyarılarınızı açın. Ve İngilizce haber okumak için bu hızlı ipuçlarını takip edin!

İngilizce haber okuma ipuçları

 

  1. Manşetlere bir göz atın

 

Başlıklar küçük dozlarda İngilizce öğrenmek için harika bir yol olabilir. Normalde sınırlı sayıda kelimeden oluşurlar ve genellikle geniş zamanda yazılmış güçlü, basit eylem fiilleri içerirler. İşte The Mirror’dan bir örnek. Kısa ve hızlı fiillerin kullanımına bir göz atın warns ve vows:

Taken from The Mirror, 21st January 2021

 

Başlıklar genellikle a, an veya the gibi artikeller, because gibi bağlantı sözcükleri veya is veya was gibi yardımcı fiiller gibi önemsiz dilbilgisi sözcüklerini atlar. Ayrıca ilk harf her zaman büyük yazılır. BBC’nin bu başlığına bir göz atın:

Taken from BBC News, 27th January 2021

Temsilciler Meclisi’ndeki “of representatives” kelimesini nasıl atladıklarını görüyor musunuz? Ayrıca, normalde geçmiş zaman ya da şimdiki zaman kipinde olması gereken “delivers” kelimesini şimdiki zaman kipinde yazmışlar.

Başlıklar genellikle mizah ya da The Guardian’daki gibi bir kelime oyunu içerir.

Taken from The Guardian January 2021

Tacı almak, kazanmak demenin başka bir yoludur. Bu anlam oyunu Prenses Diana ve Kristen Stewart’ın filmdeki rolü oynamadaki başarısıyla ilgilidir.

Ayrıca okuyucunun dikkatini çekmek için duygusal kelimeler de kullanıyor. Doe-eyed, bir doe (dişi bir geyik) gibi büyük masum gözleri olan biri anlamına gelir.

Başlıklardan elde edebileceğiniz pek çok yeni dil var. Bir dahaki sefere haber uygulamanızda gezinirken ya da bir gazete bayisinin önünden geçerken durun ve gerçek mesajı anlamaya çalışın.

 

Anlamadığınız kelimeler varsa, size yardımcı olması için WordReference veya Google Translate gibi bir çeviri uygulaması kullanın!

 

  1. Edilgen zamanlara dikkat edin

 

Başlıklar ve ana gövde haber makaleleri bazen edilgen çatı kullanır. Neden mi? Çünkü hikayenin nesnesini ana odak noktası haline getirir.

Etken çatı bize kimin ne yaptığını söyler. Edilgen çatı (be + participle) bize ne olduğunu söyler ancak genellikle kim olduğunu gizler. Ancak başlıklar biraz farklıdır, çünkü genellikle Be fiilinin çekimini kullanmadan edilgen çatıyı kullanırlar.

Bu iki cümleyi karşılaştırın:

 

  • Police arrested protesters at a UK nuclear power plant. (active)
  • Protesters arrested at a UK nuclear power plant. (passive)

 

İlk cümlede ana odak noktası polis, ikinci cümlede ise protestoculardır. Bu örnekte, okuyucu için tutuklamaları polisin yaptığı açıktır, bu nedenle onları başlığa dahil etmeye gerek yoktur.

Gazeteciler edilgen çatı kullanabilir çünkü:

 

– Eylemi kimin gerçekleştirdiği bellidir. Örneğin: “Bilim insanları Nobel Ödülünü abartılı bir törenle aldı.” Bu durumda Nobel Ödülü komitesinin ödülü verdiği açıktır.

– Bazen eylemi kimin gerçekleştirdiği bilinmez. Örneğin: “Dünyanın en büyük elması müzeden çalındı.”

– Bazen de olay ya da eylem, onu gerçekleştiren kişilerden daha önemli olduğu içindir. Örneğin: “Mars’ta yaşam keşfedildi”.

 

  1. İlginizi çeken haberleri seçin

 

İster spor bölümü, ister acılı teyze ya da moda ve güzellik olsun, okumaktan keyif aldığınız konuları seçin. Sıkıcı bulduğunuz bir şeyi okumanın hiçbir anlamı yoktur. İlginizi çeken bir başlık bulana kadar başlıkları tarayın. Makaleyi okumaya başlayın ve sıkıcı bulursanız bir sonrakine geçin.

Bir başka ipucu da kendi dilinizde zaten aşina olduğunuz bir hikaye bulmaktır. Bu, anlamayı çok daha kolaylaştıracak ve yeni kelimelerle karşılaştığınızda boşlukları doldurmanıza yardımcı olacaktır.

The Local, El País ve Catalonia Today İngilizce yerel haberler sunmaktadır. Sabah kahvenizi içerken bunları kendi dilinizde okuyun. Daha sonra işe gidip gelirken İngilizce olarak tekrar okuyun.

Yine de ne okuduğunuza dikkat edin! Dışarıda çok sayıda sahte haber var. Başka bir dilde okumak bunların fark edilmesini zorlaştırabilir. Bu yüzden haber kaynaklarınızı her zaman kontrol etmenizi öneririz.

 

  1. Yeni kelimeleri not edin

 

İngilizce haberleri okuduğunuzda, birçok yeni ifade ve kelime bulacaksınız. Öğrendiğiniz her şeyi kaydedebilmek için elinizin altında bir kalem ve kağıt bulundurmak iyi bir fikirdir.

Alternatif olarak, telefonunuzdaki notlar bölümünde bir kayıt tutun. Haberlerinizi finans haberleri, spor, ünlü dedikoduları ve politika gibi kelime setlerinde bir araya getiren kategoriler oluşturun. Daha sonra ezberlemek için her kelimeyi beş kez yüksek sesle söyleme alıştırması yapın.

 

  1. Sizin için doğru seviyedeki haberleri okuyun

Anlaması sizin için çok zor olmayan haberleri seçtiğinizden emin olun. Birçok insan The Guardian’ı sever, ancak ana dili İngilizce olanlar için bile oldukça zorlayıcı olabilir.

The Guardian, BBC News veya The New York Times gibi gazeteleri sadece uzun süredir İngilizce öğreniyorsanız okumaya çalışın. Aksi takdirde, özellikle İngilizce öğrenenler için haber kaynakları ile başlayın.

İyi örnekler arasında The News in Levels ve E-News sayılabilir. Her ikisi de dillerini farklı zorluk seviyelerine göre derecelendirir. Yararlı bulabileceğiniz anahtar kelimeleri vurgularlar. Ve E-News, okurken dinleme becerilerini geliştirmek için sesli bir seçeneğe sahiptir.

Dil öğrenenlere yönelik diğer eğlenceli haber kaynakları The Times in Plain English, Breaking News English ve BBC’nin Lingohack’idir.

Lingohack’in plastiği spor kıyafetine dönüştürmekle ilgili bu videosuna göz atın. Transkripti web sitelerinden indirebilir ve dinlerken birlikte okuyabilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=e-0EZ-YKffs&t=47s

 

 

Dil Öğrenenler için Sözlük

Makalede geçen aşağıdaki kelimeleri inceleyin ve daha önce bilmediğiniz yeni kelimeleri yazın.

Key

Breaking newsSon Dakika Haberleri
Current affairsGüncel olaylar
In small dosesküçük miktarlarda.
Play on sth.bir kelimenin birden fazla anlama gelecek şekilde kullanılması.
Newsstand Gazete bayii
Agony aunt bir gazetede başkalarına tavsiyelerde bulunan bir kişi.
Dullsıkıcı
Local newsYerel Haberler
Fake newsSahte haberler
To spotfark etmek
fact-checkbir yazıdaki tüm gerçekleri kontrol etmek.

 

 

Kaynak: https://oxfordhousebcn.com/en/5-tips-for-reading-the-news-in-english/

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Participle clauses (cümlecik) nedir? (38 cümle örneği)

Participle clause (cümlecik) konuşma İngilizcesinde çok yaygın değildir; ancak yazılı İngilizcede pek çok örnek bulabilirsiniz, belki de participle clause (cümlecik) çok kullanışlı olabildiği içindir. Koşul, sebep, neden, sonuç veya zamanı tam zarf cümleciklerine benzer bir şekilde, sadece daha az kelimeyle ifade etmemizi sağlarlar.

Örneğin:

After she had finished the exam, she felt very happy. (time)Sınavı bitirdikten sonra kendini çok mutlu hissetti. (zaman)
Having finished the exam, she felt very happy.Sınavı bitirdiğinde kendini çok mutlu hissetti.

Participle clauseların birkaç çeşidi bulunur.

Participle clause çeşitleri

-ing participle clauses

Bu en yaygın participle clause (cümlecik)lerden biridir. Şimdiki zamana veya geçmişe atıfta bulunmak için -ing participle clause (cümlecik)lerini kullanabiliriz

 

As she was such a great singer, she didn’t have problems to find a job.Çok iyi bir şarkıcı olduğu için iş bulmakta zorlanmadı.
Being such a great singer, she didn’t have problems to find a job.Çok iyi bir şarkıcı olduğu için iş bulmakta zorlanmadı.
When I talk to you I always feel better.Seninle konuştuğumda kendimi hep daha iyi hissediyorum.
Talking to you I always feel better.Seninle konuşurken hep daha iyi hissediyorum.
Because I was walking quickly, I soon caught up with him.Hızlı yürüdüğüm için kısa sürede ona yetiştim.
Walking quickly I soon caught up with him.Hızlı yürüdüğüm için kısa sürede ona yetiştim.

 

Having + past participle clauses

Perfect -ing participle clause (cümlecik)ini kullanarak bir eylemin diğerinden önce olduğunu vurgulayabilirsiniz. Bu tümceler genellikle ikinci bir eylemin nedenini ifade etmek için kullanılır.

Having lost all the games, he felt depressed.Bütün maçları kaybedince morali bozuldu.
Not having eaten for hours, I was desperate to find a restaurant.Saatlerdir bir şey yemediğim için çaresizce bir restoran arıyordum.

 

having been + past participle: Since-clause (sebep) alternatif olarak şu pasif yapı kullanılabilir:

Having been unemployed for a so long, he felt he would never find a job. (=Since he had been…)Uzun süredir işsiz olduğu için asla bir iş bulamayacağını düşünüyordu.
Having been offered a promotion, she decided to stay in the company. (=Since she had been…)Terfi teklifi aldıktan sonra şirkette kalmaya karar verdi.

 

Participle clause (cümlecik)leri edat veya bağlaçları da takip edebilir: after, before, instead of, without, when, while, vb. Edatların ya da bağlaçların participle clause (cümlecik)lerinden (özellikle -ing ortaç tümcelerinden) önce kullanılması oldukça yaygındır:

 

Remember to take your bags when leaving the bus.Otobüsten inerken çantalarınızı almayı unutmayın.
Instead of listening to me, Tom left the room.Tom beni dinlemek yerine odadan çıktı.
After having lost many games, he felt depressed.Birçok oyunu kaybettikten sonra depresyona girmişti.
I visited her after talking with her mother.Annesiyle konuştuktan sonra onu ziyaret ettim.
People often use their phones while driving.İnsanlar araba kullanırken sık sık telefonlarını kullanırlar.

 

Past participle clauses (-ed/third column)

Geçmiş zaman tümceleri genellikle edilgen çatıda bir fiil içeren bir tümcenin yerini alır.

Found in a litter bin, the briefcase contained classified information. (=The briefcase was found.)Bir çöp kutusunda bulunan evrak çantası gizli bilgiler içeriyordu. (=Evrak çantası bulundu.)
Impressed by the painting, John praised the artist. (=He was impressed by the painting.)Resimden etkilenen John, ressamı övdü.
Founded 20 years ago, the company has received many awards. (=The company was founded 20 years ago.)20 yıl önce kurulan şirket birçok ödül aldı.
Located in the city centre, the bar is very popular among tourists. (=The bar is located in the city centre)Şehir merkezinde bulunan bar turistler arasında çok popüler.

 

Bu participle clause (cümlecik)lerinin genellikle bir ilgi tümcesi ile değiştirilebileceğini unutmayın:

 

The briefcase, which was found in a litter bin, contained classified information.Bir çöp kutusunda bulunan evrak çantasında gizli bilgiler vardı.
John, who was impressed by the painting, praised the artist.Resimden etkilenen John, ressamı övdü.
The company, which was founded 20 years ago, has received many awards.Bundan 20 yıl önce kurulan şirket birçok ödül aldı.
The bar, which is located in the city centre, is very popular among touristsŞehir merkezinde bulunan bar, turistler arasında çok popüler

 

Dikkat: Yaygın hata konusunda dikkatli olun!

Her zaman participle clause (cümlecik)indeki fiilin öznesi ile ana cümledeki fiilin öznesinin aynı olduğundan emin olmalısınız. İki farklı özne kullanmak, öğrencilerin participle tümceleri kullanmaya çalışırken yaptıkları en yaygın hatadır.

If you mix it with soda, the cocktail tastes even better. (The subject of mix is you, and the subject of tastes is the cocktail.)Eğer soda ile karıştırırsanız, kokteylin tadı daha da güzel olur. (Karışımın öznesi sizsiniz ve tadın öznesi de kokteyldir).

 

 

Bağlaç ve edatlardan sonra participle clause (cümlecik)

Ayrıca, özellikle -ing’li participle clause (cümlecik)lerinin, beforeafterinstead ofonsincewhenwhile and in spite of gibi bağlaçları ve edatları takip etmesi yaygındır.

Before cooking, you should wash your hands.Yemek pişirmeden önce ellerinizi yıkamalısınız.
Instead of complaining about it, they should try doing something positive.Bu konuda şikayet etmek yerine, olumlu bir şeyler yapmayı denemeliler.
On arriving at the hotel, he went to get changed.Otele vardığında üstünü değiştirmeye gitti.
While packing her things, she thought about the last two years.Eşyalarını toplarken son iki yılı düşündü.
In spite of having read the instructions twice, I still couldn’t understand how to use it.Talimatları iki kez okumama rağmen, nasıl kullanacağımı hala anlayamadım.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

İngilizce Marka telafuzları (50+ örnek)

Bu makalede en sık yanlış telafuz edilen 50 marka telafuzunu okuyacaksınız.marka telafuz

Yiyeceklerden ülkelere kadar farklı kategorilerde marka telafuzlarını okuyacaksınız.

Bazı marka isimlerini telaffuz etmek diğerlerine göre daha kolaydır.

Çoğumuz muhtemelen bir noktada bir marka ismini yanlış telaffuz etmişizdir.

İngilizce fonetik bir dil olduğundan bazen aldatıcıdır, çünkü yüksek sesle söyleyene kadar her şey kafanızda doğru görünür. Ve komik bakışlar alırsınız.

Bunun bir çözümü var ve o da kelimeleri kendiniz bilmek.

Marka telafuzları

1AdobeUh-doe-bee
2AdidasAdd-dee-dass
3AllianzAli-ahntz
4AmazonAma-zun
5AsusA-seuss
6AudiO-dee
7AvedaAh-vay-da
8Badgley MischkaBadge-lee meesh-kah
9BalenciagaBah-len-see-ah-gah
10BalmainBal-mah
11BenettonBene-tawn
12BMWBee-em-vee (the real German pronunciation)
13BuickByue-ik
14Burberrybur-bur-ree
15BvlgariBuhl-guh-ree
16ChevroletShev-ro-ley
17ChopardShop-arr
18Christian DiorKris-tyah dyohr
19Christian LoubotinKris-tyah loo-boo-tan
20Del MonteDel mon-tay
21Dolce & GabbanaDol-chey and gab-ana
22Ermenegildo ZegnaEr-men-a-geel-do zane-ya
23GivenchyJhee-von-shee
24GodivaGo-dee-vuh
25GucciGoo-chi
26GuerlainGer-lah
27HermesAir-mez
28HoegaardenHoo-garden
29HuaweiWah-way
30HublotOo-blow
31HyundaiHun-day
32IkeaIh-kee-ah
33Jean Paul GaultierZhon paul go-tee-ay
34LamborghiniLambor-gee-nee
35LanciaLan-cha
36LanvinLanh-vahn
37LaphroiagLa-froyg
38Louis VuittonLoo-ee we-taahn
39Mercedes-BenzMur-say-dees-bens
40MieleMeal-uh
41Miu MiuMew mew
42Mont BlancMon-blank
43MoschinoMos-key-no
44NikeNigh-key
45NutellaNew-tell-uh
46PeugeotPoo-zho
47PiagetPee-ah-jay
48Pierre CardinPee-air car-dohn
49PorschePorshaa
50RenaultRe-no
51Salvatore FerragamoSal-vah-tor-re fer-ra-gah-moh
52SamsungSam-song
53SchwarzkopfShwartz-kof
54SegaSee-ga
55Shu UemuraShoe-oo eh-moo-rah
56SrirachaSee-rotch-ah
57Stella ArtoisSteh-la arr-twa
58Tag HeuerTag-hoy-yer
59VersaceVur-sah-chay (italyan)
60VolkswagenFoaks-vaa-gun
61Yves Saint LaurentEve-sanh la-rahn
62ZaraDzah-rah
Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Linkedinde Güven Oluşturmak İçin 7 Yol

Bu makalede linkedinde güven oluşturma yollarını okuyacaksınız.

Linkedin profiliniz sizin online özgeçmişiniz. Sizin iş hayatınızla ilgili bilgilere ulaşmak isteyen için herkese açık, pratik ve hızlı bir seçenek.

Güçlü ve becerileri iyi anlatan bir Linkedin profili değişik profesyonellerle iletişim haline geçmeyi ve yeni bağlantılar kurmayı sağlar.

Sosyal medyada uzun süreli başarı için marka ve isim tutarlılığı oldukça kritiktir. Kullandığınız ismin çeşitli sosyal medyalarda da kullanılabilir olduğundan emin olun.

Namechk gibi pratik araçlar kullanarak bir dakika içinde bu bilgiye ulaşabilirsiniz.

Linkedin’de güven oluşturmak ve profilinizi belli bir kalitede tutmak ve çevrenizi genişletmek için yapabileceğiniz birçok teknik var. Bu teknikleri herkes uygulayabilir. Linkedin profilinizi güçlendirecek, sizi etkili bir isim haline getirecek işte o teknikler;

Linkedinde güven oluşturma teknikleri

Doğru profil resmi seçin

Birçok insan buluşacakları veya buluştukları insanın online araştırmasını yapar. LinkedIn profiliniz bir google araştırmasında sizin hakkınızda çıkacak en önemli araştırma sonucudur. Kendi becerilerinizi yansıtacak bir profil resmi seçin. Yüzünüz de fotoğrafın 40% ile 60% arasında olsun.

linkedinde güven oluşturmak

Başlığınızda, iş tanımınızda ve özet kapak yazınızda ticari anahtar kelime kullanın

LinkedIn dünyadaki becerili kişilerle iletişime geçmek için en büyük platform. Fakat insanlar size yine de google araştırmasından ulaşırlar. LinkedIn’deki profilinizin gözükmesi yine de profilinzdeki anahtar kelimelere bağlıdır.

Ana başlık alanında kullandığınız anahtar kelimeler Linkedindeki diğer profesyoneller arasından google araştırmasında öne çıkmanızı sağlayacak en önemli etkiyi yaratır.

Örneğin çok klasik bir görev tanımınız varsa “Genel Müdür Yardımcısı”, bunu daha spesifik hale getirebilirsiniz. Mesela “Genel Müdür Yard. – Sosyal Medya ve İletişim”

Yine Linkedin profilinizin çok önemli alanlardan biri de önyazı. Anahtar kelime bakımından zengin ve kısa cümleler yazın. Başarılarınızı anlatın.

Bazı çok sık kullanılan kelimeleri sınırlayın veya hiç kullanmayın. Örneğin; yaratıcı, başarılı, girişken, ılımlı, veri, hırslı, liderlik, stratejik, kararlı gibi.Bu kelimeler sizin yazınıza fayda sağlamadığı gibi bazen zarar da verebilir.

İyi yayınlarınızı, displaylerinizi ve makalelerinizi ekleyin.

Özgün içerik sizin etkili olabilmeniz için en önemli varlıktır. Linkedin profilinize zaten herkesin yaptığı gibi klasik içeriğinizi oluşturdunuz. Bunun yanına yaptığınız displayleri, yayınlanan röportajları ve makalelerinizi ekleyin.

Birinden önermesini ve yorum yapmasını isteyin

İnsanlar tavsiyelere inanırlar. Spesifik bir konu üzerinde detaylı bir tavsiye yazısı diğer alternatiflerin içinde en etkilisidir. LinkedIn recommendations yani tavsiyeler bölümü profilinize sosyal kanıt eklemek gibidir.

Profilinizdeki tavsiyeyi yazan üst yöneticilerden ise veya doğrudan çalıştığınız kişilerden ise profilinize ekstra ağırlık katar.

Bir tavsiye istediğinizde sayfanın sağ üst köşesine gidin ve Privacy and settings bölümüne tıklayın. Sonra Manage Your Recommendations bölümüne tıklayın.

Her bir pozisyon ve proje için üst düzey birini belirleyin. O konuyla ilgili tavsiye yazısı talebi gönderin. Konuyla ilgili ve spesifik olmasını da isteyin. Gerekirse talep gönderdiğiniz kişiye projenin detaylarını hatırlamasına yardımcı olun.

LinkedIn endorsement özelliği tavsiye yazısı kadar etkili olmasa da sayfanızda bulunduğunda sayfanıza katkı sağlar.

Profil sayfanızı başkasının gözünden görün

Her zaman insanlar profilinizi nasıl görüyorsa siz de o ekrandan bakın. Edit Profile ‘a tıklayın ve profilinizi pdf olarak kaydedin. Bu pdf dosyasından özeti, başlık ve açıklamalar gibi bölümlerin doğruluğunu ve tamlığını kontrol edebilirsiniz.

Bildirimleri düzenleyin-editleyin

Profilinizde her düzenleme yaptığınızda bağlantılarınız sizden bildirim alırlar. Bu yüzden değişiklik yapmadan önce bildirimleri kapatın. Privacy and Settings bölümünün altındaki manage bölümüne tıklayın. Sharing Profile Edits bölümünde No’yu işaretleyin.

Profilinizi revize ettikten sonra tekrar bildirimleri açın. Değişimleri ve güncellemeleri ağınızdakilerin görmesi etkili bir isim olma yoldunda önemlidir.

Mevcut bağlantılarınızı davet edin

İnsanlar birçoğu zaman kişinin etkili isim olup olmadığını Lİnkedin profilindeki networkun büyüklüğüyle ölçerler. Birçok tanıdığınız işi zaten Linkedindedir. Networkünüze eklemek için onları davet edin. Elle kendiniz arayabilir veya email adreslerinden topluca arama yapabilirsiniz.

Bunun için My Network bölümüne gidin, Add Contacts seçin, kontaklarınızı içe aktarmak için e-posta adresinizi girin.

Kontaklarınızı içe aktardığınızda topluca gözükecekler.

 

Potansiyel kontakları davet edin

Günlük işlem yaptıklarınız sizi her ay networkünüzü büyütmede çok ileriye götürür.

My Network bölümüne tıklayın ve Connections bölümüne gelin. Linkedin size doğrudan tanıdığınız veya tanımadığınız potansiyel kişileri önerecektir.

Aynı zamanda “People You May Know” sayfasına da My Networks bölümünden erişebilirsiniz.

Kartını aldığınız kişileri linkedinden ekleyin

LinkedIn dışarıda networking eventlerinde tanıştığınız kişilerle iletişiminizi devam ettirmek için kullanılabilir. Linkedin profilinize birini eklemek kartlaşmak olarak da düşünülebilir. Kartını aldığınız kişiyi Linkedinden de ekleyin.

Hatta Linkedin cep telefonu uygulaması varsa hemen orada sıcağı sıcağına davet de gönderebilirsiniz.

 

Tanıştırmalarını isteyin

Linkedinin güçlü yanlarından biri de “How you are connected” özelliği. İkinci derece tanıdıklara ulaşabilmek için birinci derece bağlantılarınızdan sizi tanıştırmaları için rica edebilirsiniz.

Birincil bağlantılarınızdan tanıştırmalarını istediğinizde bir mesaj gönderin ve amacınızı ve hedefinizi açık açık belirtin.

 

Günlük güncelleme paylaşın

Günlük güncelleme paylaşmak Linkedin içerik statejisi başlatmak için en kolay yöntemdir.

Kendi alanınızda bir güncel bilgi paylaşmak için başkasının bir makalesinin linkini paylaşın ve üzerine kendi yorumunuzu da yazabilirsiniz. Günde bir güncelleme paylaşmaya çalışın. Fakat frekansa göre süreklilik ve kalite daha önemlidir. Eğer günlük güncelleme paylaşmak sizin için uygun değilse size göre bir frekans belirleyin ve hep onu devam ettirin.

Günlük güncellemeleri devamlı olmasını sağlamak için ise Hootsuite veya Buffer gibi bir program kullanabilirsiniz. Bu programlar sizin postlarınızı dakik paylaşmanızı sağlar.

LinkedIn sizin paylaşımlarınızı bağlantılarınızın haber kaynağına yani anasayfasında gösterir. Bağlantılarınız sizin postunuza yanıt verme veya yorum yapma fırsatı bulur.

Ayda bir makale paylaşın

Linkedin Publisherda bir yazı paylaşmak ciddi fark yaratır. Tüm bağlantılarınıza sizin bir yazı paylaştığınızın bildirimi gider. Bu da daha fazla kişinin sizin makalenizi görmesi ihtimalini oluşturur.

Kendi alanınızdaki etkili isimlerin kullandıkları etiketleri ve dersleri araştırmak için zaman harcayın. Onları kendi içeriğinize eklemeyi deneyin.

LinkedIn içerikleri Pulse özelliği ile tanıtabilirsiniz. Eğer makaleniz çok görüntüleme ve paylaşım alırsa Lİnkedin onu önerilen içerikler bölümünde gösterir ve hiç tanımadığınız kişiler sizin networkunuze ulaşır.
Ayda en az bir makale paylaşın. 2 veya 4 makale aslında daha iyidir.Aynı güncellemelerdeki gibi kendinize uygun bir frekans seçip onu tutarlı şekilde uygulayın.

 

Linkedine uygun içerik bulun

Linkedine göre üyeler en çok ticari araştırma sonuçlarını okumaktan hoşlanıyorlar. Bu yüzden, etkili bir isim olmak istiyorsanız popüler ticari konularda kendi iç görülerinizi veya araştırma bilgilerinizi yazmak amacınız olmalı.

İçeriğinizin iyi araştırılmış olduğu belli olmalı, liste postlar daha çok popüler o yüzden formatınızı maddeli liste şeklinde hazırlayın. Ortalama bir linkedin postu 800-900 kelime alışkanlığı var. Not: Aşırı kısa makaleler ve fazla reklam içeren yazılar kalitenize zarar verebilir.

 

Gruplara katılın

LinkedIn size 50 farklı gruba katılmanıza izin veriyor. Grupları seçerken sizin tutkularınıza, iş hayatınıza ve ilgi alanlarınıza uygunluğunu inceleyin.

Grupları araştırırken spesifik anahtar kelimeler seçin ve arattırın.

Grupları seçerken grup üyelerinin sayısına, aktivite sayılarına ve tabii ki tartışma kalitelerine bakın. Seçtiğiniz konu ile ilgili 2 veya 3 takım seçin. Kendinizi tanıtın. Tartışmaara katılın. Varlığınızı gruba hissettirin.

Kendinizi tanıtmaya çalışmayın. Sadece kendi postunuzu paylaşmak gruptan tepkiye ve soğumaya sebep olabilir.

Tavsiye yazı: Sosyal medya makaleleri

Sonuç olarak

LinkedIn etkili bir isim olmak ve fikir lideri haline gelmek için inanılmaz uygun bir ortam. Fakat etkili bir isim haline gelmek kısa sürmeyebilir. Kendi networkunuzu genişletmek zaman ve enerji isteyebilir.

Sonuçlarınıza ulaşabilmek için kendinize ulaşılabilir hedefler ve aşamalar belirleyin.

Yukarıda okuduğunuz teknikleri hayatınıza adım adım ekleyin. Sonuçlarını almaya kısa sürede başlayacaksınız. Etkiniz genişleyecek, profiliniz ve networkunuz büyüyecek ve güven vereceksiniz.

 

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Mobil uyumlu e-posta pazarlama yapmanız için 14 pratik tüyo [Resimli]

Bir araştırmaya göre insanların 65%’inin e-postalarını cep telefonundan veya tabletten okuduğunumobil uyumlu e-posta biliyor muydunuz?

Bu demektir ki ziyaretçilerinize mobil uyumlu e-posta hazırlamazsanız insanların yarısından fazlasına okutamayacaksınız.

Site sahibi olarak yapacağınız en önemli hamlelerden biri de mobil uyumlu e-posta stratejisi geliştirmektir.

Yapmanız gereken e-postaları sadece açtırıp okutmak değil, aynı zamanda okuyucu e-postayı açtığında bilgisayardaki ve cep telefonundaki deneyimini de benzer yaşatmalısınız. Mobil cihaz kullanımı masaüstü bilgisayar kullanımını 2014 te geçti.

Büyük ekran deneyimini mobil cihazlarda da devam ettirmemiz gerekiyor.

Bunun nasıl olacağını biliyor musunuz?

Mobil uyumlu e-posta yollayarak.

Bu makalede nasıl mobil uyumlu e-posta hazırlarsınız, özel tüyolar bulacaksınız.

Mobil uyumlu e-posta pazarlama teknikleri

  1. Kısa konu başlıkları hazırlayın

Mobil araçların bir şeyi göstermek için kullandığı alan oldukça azdır. Birçok insan gelen e-postanın tüm başlık metnini görüntüleyemiyor.

E-postadaki başyazı blog postunuzdaki başlığa çok benzer. Kısaltmak ve okuyucuyla iletişime geçebilecek bir fırsat kaçırmak istemezsiniz.

Çözüm; emailinizin mobil uyumlu e-posta olması için başlık bölümünü ya 40 karakterde tutup kısa tutmalısınız, ya da başlığın ilk 40 karakterinde en önemli kelimelerinizi kullanmalısınız.

Başlığa iyi çalışın, kısa ve çekici bir başlık yazın.

Başlık bir e-postanın en önemli parçasıdır. İnsanlar başlığa göre gerisini okuyup okumayacaklarına karar verirler. Niş kitlenizi iyi tanıyın. Başlığınızı niş kitlenizin ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre yazın.

Ne demiş üstad;

Başlığınızı yazdığınızda, bir dolarınızdan 80 centinizi harcamışsınız demektir.

David Ogilvy

  1. Başlık sonrası ön metni mobil uyumlu e-posta için düzenleyin

Başlık sonrası metin çoğu zaman ihmal edilir. Boş bırakılır. Halbuki mobil uyumlu e-posta hazırlarken mutlaka başlık sonrası metni düzenleyin. İnsanlar e-postalarını okurken ön metinlerden de konuyu anlasın. E-postanın açılmasını sadece başlığın gücüne bırakmamış olursunuz.

Ön metin uzunluğu servis sağlayıcılarına göre değişebilir. İdeal uzunluğu birkaç cihazda deneyerek kendinize göre bulun ve onu kullanın.

  1. İçeriğinizi öz ve kısa tutun.

Mobil uyumlu e-posta yazdığınızda kısa ve öz tutmanız önemlidir. Maddeli liste, kısa paragraflar kullanın ki okuyucu almasını istediğiniz aksiyonu çabucak anlasın.


İçeriği kısa ve öz tutmak aynı zamanda aksiyon butonunun e-posta ilk açıldığında da görülmesini sağlar.

E-posta ilk açıldığında aksiyon butonunun görülmesi e-postaları açıp göz gezdirip kapatan ziyaretçiler için çok yararlıdır.

  1. Aksiyon butonunu ortaya ve merkeze koyun.

Meşgul insanlar ve seyahat halinde olanlar için mobil uyumlu e-postanızda konuya hızla girip aksiyon butonunu hemen önlerine çıkarmak isteyebilirsiniz.

Mobil uyumlu e-posta oluşturabilmek için aksiyon butonunu e-postanın ortasına koyun. Maksimum tıklanma için aksiyon butonunu 44 x 44 piksele ayarlayın. Bu büyüklük mobil uyumlu e-posta için ideal bir büyüklüktür.

  1. Akılda kalıcı bir aksiyon butonu kullanın

Aksiyon butonunuz okuyucularınıza bir şey yapmayı söylemelidir. Genelde o “bir şey” bir butona tıklamak olur. Gerideki süreç okuyucuyu istediğiniz yere götürür.

Aksiyon butonunuz mobil cihaz ekranlarında görülecek kadar büyük olmalıdır. Aksiyon butonu Mouse değil parmak ile basılacağından yeterince büyük olmazsa okuyucu birkaç denemeden sonra sitenizi terk eder.

Birçok aksiyon butonuna tıklayacak insanı da kaçırmış olabilirsiniz. Butonunuz en az 400 piksel kare büyüklüğünde olmalı.

  1. Aksiyon butonunu resim yapmayın

Bazı kullanıcılar gelen e-postadaki resimlere sadece güvenli veya önceden onay verdiği kaynaklardan geldiğinde açıyor.

Eğer sizin de e-postanızdaki aksiyon butonu resim ise ve alıcı sadece belli kaynaklardan gelen e-postalardaki resimleri görüntülüyorsa sizinkini görüntülemeyecektir.

Mobil uyumlu e-posta oluştururken ortaya koyduğunuz o kadar çaba boşa gidecek, müşteri olabilecek bir okuyucuyu istediğiniz aksiyon butonunuza yönlendirememiş olacaksınız. Okuyucular resimleri gördüğü zaman tıklanma oranınız artacaktır.

  1. Büyük font kullanın

10 piksel fontun bilgisayar ekranından okuması biraz zor olduğundan, daha küçük ekranlarda daha da zor gözükür. Birçok insan o kadar küçük yazıyı görünce okuyamayacağını düşünüp e-postayı siliverir.

Büyük font kullanın.

14’ten büyük 22px e kadar font kullanmanız e-postanızı mobil uyumlu e-posta yapar ve cep telefonlarınızda daha okunabilir hale getirir. Daha büyük bile kullanabilirsiniz.

  1. E-postanızı 600 pikselden daha dar yapın

Birçok mobil araçlar mobil uyumlu e-postaları sorunsuz gösterebiliyorken bazıları gösteremeyebiliyor.

E-postanız 600 pikselden daha geniş ise kullanıcı e-postanızı görüntülemekte sorun yaşayacaktır. E-posta şablonundaki genişlik ayarını 600 piksel yaparak bu sonuca ulaşabilirsiniz. Yani yatay değil dikey düşünün.

  1. Tek sütunlu tema kullanın

Mobil araçların ekranlarında çoklu sütunlar daha çok sıkışmış ve daralmış gibi gözükür. Bu yüzden tek sütunlu bir tasarım kullanın.

Kullanıcı böylece daha kolay sayfa üzerinde gezinebilecek. Tek sütunlu e-posta, birden çok araçla uyumlu olacağından birden çok müşterinin çeşitli ekranlarında da görüntülenirken sorun yaşamayacaksınız.

Ayrıca tek sütunlu tasarım tasarımınızı basitleştirir ve önemli içeriğinizi ortaya çıkarır.

  1. Küçük resimler kullanın

Daha küçük resimler kullanmak yüklenme süresini azaltır. Birçok mobil araç ana merkezler dışında 3G veya daha yavaş internet kullanıyor. Bu yüzden daha küçük imajlar kullanmak yüklenmenin zor olduğu durumlarda bile çabuk yüklenmesini sağlar.

Aynı görseli kullanarak mobil araçlarda kalite düşürerek diğer ekranlarda resmi kendi kalitesinde yüklenmesini sağlayabilirsiniz. Bunu kodlama (responsive coding) ile çözebilirsiniz.

Diğer bir yöntem ise resmin kendisini küçülterek yüklemektir. Sayfa ve e-posta yüklenmesini böylece hızlandırabilirsiniz.

  1. Her mesajın düz metin halini e-postada bulundurun

Gönderdiğiniz HTML e-postanın içindeki yazılan yazıların düz metin halini de e-postada barındırın.

Bazı okuyucular epostaları HTML desteklemeyen cihazlarda göremeyebilir. Bu da e-postadan aksiyon alabilecek bir müşteriyi kaçırmak demektir.

  1. Menü bar kullanmayın, tıklanabilecek az buton kullanın.

Daha önce de dediğim gibi parmaklar çok ince enstrumanlar değiller. Menüler küçük olursa kullanması zor olur.

Menü bar kullanmayın.

Bu bir e-posta, bir websitesi değil. Yani geleneksel bir menü bar kullanma gerektirmez. E-postalardaki sadece temel olan linkler ve resimlere odaklanın.

  1. Linkleri üst üste koymayın

Fazla link küçük butonların yarattığı sorunla aynı sorunu yaşatır. Basması zordur. Mesela şu örneğe bakın:

Google
Yahoo
Bing

Eğer bir yazının içinde üst üste linkler koymuşsanız yanlışlıkla biri yerine diğerinin basılması daha kolay olur. Bu şekilde mobil uyumlu e-posta oluşturamazsınız.

Bir e-postada birden çok linkin olması doğal, fakat birbirine çok yakın olmamalılar. Birbirinden resim, beyaz boşluk veya başka bir metinle ayrılması daha iyidir.

  1. Birden çok cihazda mobil uyumlu e-posta olup olmadığını deneyin

Birden çok cihazı almak veya birilerinden istemenize gerek yok. E-postayı birden çok cihazdaki görünümünü denemek için Litmus diye bir hafta deneme süresi veren bir programla test edebilirsiniz.

Hazırladığınız e-postayı HTML olarak yüklüyorsunuz 30 çeşit e-posta müşterisinde deniyor ve ekran görüntülerini sizinle paylaşıyorlar.

Sadece birkaç dakika içinde test sonucunu veriyor. Deneyebilirsiniz. Test sonucuna göre herhangi görsel bir değişim gerekiyorsa değiştirin.

Sonuç olarak;

Okuyucunun deneyimi ilk önceliğiniz olmalı!

Diğer tüm cihazlarda e-postanızın nasıl gözüktüğünü, mobil uyumlu e-posta olup olmadığını merak ediyor olabilirsiniz. Samsung’ta iyi gözüküyor diye iphone’da da iyi gözükecek demek değildir.

Bazı simulatorler tüm cihazlarda nasıl gözüktüğünü gösteriyor. O simulatorleri deneyebilirsiniz. Mobil uyumlu e-posta hazırlamak için gerekli tüyoların hepsini tek tek dikkate alın ve uygulayın. Bu tüyolar yolladığınız e-postayı mobil uyumlu e-posta haline getirmek için size çok yardımcı olacak.

E-postanızı mobil uyumlu hale getirmek için siz neler yapıyorsunuz? Peki sizin tecrübeleriniz neler?

Lütfen yorum bölümünde yazın.

 

Tavsiye yazı: E-posta pazarlama makaleleri

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Hashtag Kullanarak Trafiğinizi Arttırmanız İçin 15 Yöntem

Instagramda hashtag kullanarak trafik çekmek mi istiyorsunuz?

Bu makalede pazarlama amaçlarınıza ulaşmak için instagramda hashtagleri nasıl daha etkili kullanabileceğinizi okuyacaksınız.

Hashtagler instagramın ana parçalarından biridir. Size birçok konuda fayda sağlar.

  • Erişiminizi genişletir
  • Yeni kullanıcılara ulaşırsınız
  • Kullanıcı postlarını takip etmeyi sağlar
  • Bir tartışma başlatırsınız
  • Doğru hashtag etkileşimi arttırır

Instagramda etkileşimi arttırmak ve takipçi arttırmak için hashtagleri doğru kullanmanızın birçok yolu keşfedildi. Hashtagleri doğru kullanarak hiç ulaşmadığınız kişilere de ulaşabilir büyük bir topluluğa sahip bir sayfa oluşturabilirsiniz.

En çok kullanılan hashtagler çok kişi tarafından takip ediliyor. O yüksek takipçili hashtaglerden başlayabilirsiniz. Kendi işletme alanınızdaki kişilerin sık kullandıkları hashtagleri keşfedin ve postlarınızda daha fazla kullanmaya başlayın.

Bunun birçok yöntemi var. İşte o yöntemler;

İnstagramda etkili hashtag kullanma yöntemleri

#1: Yerel bilinirlik oluşturmak için birden çok lokasyon hashtagi kullanın

Bu teknik diğer tekniklerden çok daha fazla takipçinizi arttırır. Eğer yerel bir işletmeyseniz, yerel bazlı hashtagler kullanmak topluluğunuzla iletişime geçmek için harika bir yoldur. İnsanlar kendi bölgesindeki markaları desteklemeyi severler. İnsanlar yerel etkinliklere de katılmayı severler. Yerel hashtagler kullanmak daha önce erişmediğiniz kişilere de ulaşmanızı sağlıyor.

hashtag kullan

Mesela Atlantada bir yerel mağaza iseniz şunlar gibi hashtagler kullanabilirsiniz;

  • #iloveatlanta
  • #atlanta
  • #atlantashopping
  • #atlantadessert
  • #atlantalocal
  • #atlantaevent
  • #atlantahalloween

Son 3 hashtagi her tür yerel bazlı etkinliklerde kullanın. Kullandığınız hashtagleri çeşitlendirerek daha farklı insanlara da ulaşıyor olacaksınız.

#2: Hızlıca etki oluşturması için eğlenceli hashtagler seçin

Eğer markanıza uyarsa, birkaç eğlenceli hashtag paylaşın. Kullanıcı çekmek, etkileşimi arttırmak ve markanıza daha fazla kimlik eklemek için hashtagleri eğlenceli hazırlayabilirsiniz. Bazı eğlenceli hashtagleri çok fazla kişi araştırmıyor olabilir fakat hashtag listenize eklemek extra hareket getirecektir. Bu taktik aynı zamanda insanların takip etmek isteyeceği markanıza somut bir görüntü verir.

Aşağıdaki örnekte çeşitli hashtagler kullanılıyor. #treatyoselfand #wewonttell gibi..

Bazı durumlarda eğlenceli hashtagleri en başa yazabilirsiniz. İnsanların onları okumasını istiyorsanız işe yarar. Diğer hashtagler de sadece erişim amaçlı orada durur.

Eğer küçük bir butik işletiyorsanız şu hashtagleri kullanabilirsiniz. #kimdemişalışverişiyigelmezdiye #yalansöylemişler #evetiyigelir. Biraz farklı bir bakış açısı gibi gelebilir fakat işe yarıyor.

#3: Kampanyalarınızda markalı hashtagler kullanın

Kendi hashtaginizin olması daha fazla dönüşüm oranı yaşatabilir ve konuşmaları ve yorumları takip etmek için faydalı olabilir. Sizin markanızın hashtagi ile devam eden postları sizin platformunuzun dışında bile olsa takip edebilirsiniz.

Bir ürünün bir şekilde kullanılmasını istiyorsanız onunla ilgili bir hashtag bulun ve onu yaygınlaştırın. Hatta ürettiklerinizle hangi tür içerikler oluşturabilirlerse o fikirleri siz baştan verin.

İçeriklerin tiplerini de siz yönlendirebilirsiniz.

RTrend ve potansiyel hashtagleri araştırın.

Birçok marka ve online pazarlama yöneticileri anahtar kelime araştırmasının önemini iyi bilirler. Sitenizin anahtar kelime araştırması gibi hashtagler de doğru kullanıldığında sizin kolay bulunmanızı sağlar.

Bir posta birden çok hashtag kullanmak daha fazla erişim getirecektir. Ana hashtag ve ilgili hashtagleri üretebilmeniz için Hashtagify gibi araçlar kullanabilirsiniz. Araştırdığınız hashtagin toplam popüleritesini gösteriyor.

Bunun yanında size zaman kazandıracak ilgili hashtagleri de bulabilirsiniz.

Sonuç olarak;

Doğru hashtagi seçmek instagramdaki erişiminizi ve etkileşiminizi çok değiştirebilir. O yüzden instagramda hashtag kullanımı görmezden geleceğiniz bir şey değildir. Çeşitli stratejileri test etmek için zaman ayırın. Hangi strateji daha iyiyse onunla devam edin. Hashtag takip fonksiyonu ile instagramda eskisine göre daha fazla ilgi oluşuyor.

 

İnstagramda hashtag kullanımı ile ilgili sizin kullandığınız teknikler neler? Yorumlar bölümüne siz de bir tane ekleyin!

 

Tavsiye yazı: Sosyal medya makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Düşük Bütçeyle Ev Stüdyosu Kurmanızın 3 Yolu

Bu makalede düşük bütçeyle ev studyosu kumanın yöntemlerini okuyacaksınız.

Takipçilerinize kaliteli videolar üretmek istiyorsunuz ve doğru ekipmanları kullanmak istiyorsunuz.

Şunu bilin ki çok yüksek kalite fotograf makinesi ve diğer ekipmanlara gerek olmayacak.

Bu makalede kendinize nasıl ucuz veya bedava bir ev foto çekim seti kurabiliriz onu göreceğiz.

Düşük bütçeyle ev stüdyosu kurma teknikleri

#1: Doğru fotoğraf makinesini seçin

Fotoğraf makinesi ekipmanları pahalı olabilir. Bu yüzden video yapımına başlamaya en büyük engeldir. O yüzden ilk bununla başlayacağız. İşte size birkaç video çekim aracı;

Ücretsiz

En son çıkan akıllı telefonların kameraları süper çekiyor. Son çıkan telefonların kamerası size kalite açısından yeterli olabilir.

Akıllı telefon aynı zamanda seyahat halindeyken de çekim yapmaya müsaittir. Diğer ekipmanları da tamamlayıp çekime başlayabilirsiniz.

ev studyo

Akıllı telefon kamerasıyla kayıt yaparken kullanacağınız birkaç pratik bilgi;

  • Çekim yaparken kamera lensine bakın. Eğer çekim yaparken ekrandaki kendinize bakarsanız doğrudan kullanıcılara bakmıyorsunuz demektir.
  • Kameranızı yatay tutun. Portre gibi dik tutmayın.
  • Kamerayı göz hizasından hafif birazcık yukarda tutun. Çok aşağıda tutup sizin çenenizi izleyicilerin izlemesine sebep olmayın. Ya da çok yukarda tutarsanız da aşağı bakıyormuş hissi verir. Biraz göz hizasının yukarsında olması göze en kolay gelendir.

Kaydettiğiniz videolar telefonunuzda çok yer kaplayacaktır. Arada bilgisayarınıza aktarmak isteyebilirsiniz. Dropbox sizin için kolay bir seçenek olabilir. Eğer mac kullanıyorsanız AirDrop da kolay ve pratik kullanım sunuyor.

Akıllı telefonunuza alternatif olarak tablet bilgisayar veya bilgisayarınızdaki web kamerasını kullanabilirsiniz. İdeal kayıt çözünürlüğü 1920 x 1080 dir. Bunu yakalayabileceğiniz tüm cihazlar olabilir.

Düşük bütçeli

Küçük bütçeler için Logitech C920 Webcam ($99) bir opsiyon olabilir. HD görüntü kaydedebiliyorsunuz. USB bağlantısı var. Tripod için mekanizması bulunuyor. Fakat bunu yolda kullanamazsınız çünkü çalışması için bilgisayara usb ile bağlı olması gerekir. Bilgisayarınızı yanınızda götürebilirseniz çözücü bir opsiyon olabilir.

Logitech Kamera settings uygulamasını indirin ve tüm ayarlarını yapın.

Daha büyük bütçe

Eğer oyuna ciddi giriş yapmak isterseniz dijital SLR makinelere yönelin. Örneğin  Nikon D3300($449) veya Canon Rebel T5 ($399). Yeni çıkan aynasız teknolojileri de deneyebilirsiniz. Bazı vloggerlar bu kameraları kullanıyorlar ve yüksek kalite video üretiyorlar.

#2: Fotoğraf makinesini sabitlemek için tripod alın

Kameranızı seçtikten sonra çekim yaparken sabitlemek için bir tripod alın. Doğru tripod seçtiğiniz kameraya göre değişir.

Ücretsiz

Eğer tripod için bir bütçeniz yoksa kameranızı sabitleyebileceğiniz bir raf ya da mobilya bulun ve üzerine sabitleyin. Bir kitap yığını da aynı işi görebilir. Eğer Logitech C920 Webcam kullanıyorsanız bilgisayarınızın üzerine sabitlenebilir ki bu da doğru bir yüksekliktir.

Düşük bütçeli

Joby GorillaPods düşük bütçeliler için harika esnek bir çözüm sunuyor. $10 dan başlayan ve yukarı doğru giden fiyatları var. Daha pahalı olanlar da DSLR ve İpad gibi daha büyük ağırlıkları taşıyabiliyor. Uzun olanlar daha çok çep telefonları için kullanılıyor.


Cep telefonu ve kameralar için diğer bir seçenek de KCOOL Octopus Style Portable and Adjustable Tripod Stand Holder ($12).

Daha büyük bütçe

Eğer boyunuz kadar yükseğe çıkabilen tripod arıyorsanız InnerTeck 70-inch Kamera tripod/monopod with carry bag ($45) düşünmeye değer. Ya da internette uzun tripod arattırıp seçenekleri değerlendirebilirsiniz.

#3: En iyi ışıklandırma şartlarını oluşturun

İyi ışıklandırma videolarınız için kritiktir. Bunu daha fazla vurgulamaya gerek yok. Kendinizi profesyonel göstermek istemiyorsanız hatta çirkin göstermek istiyorsanız videonun ışığını güçsüz bırakın. Işıklandırma seçenekleri olarak şunları değerlendirebilirsiniz.

Ücretsiz

Güneş! Evet doğal ışık en iyi ışık formudur. Mümkünse doğal ışığı en çok alabileceğiniz yerlerde kayıt yapın. Yanına ek ışıklar koyabilirsiniz. Ama aklınızda tutun, eğer ışık parlak değilse ışık sarımsı bir gölge bırakır.

Düşük bütçeli

Eğer az bir bütçeniz varsa LimoStudio Photography White Photo Umbrella Light Işıklandırma Kit ($29) değerlendirebilirsiniz. Birçok işinizi görebilir.

Daha büyük bütçe

Halka ışıklar herşeyi güzel gösterebilir. Bütçe ayırmak istediğinizde şunu düşünebilirsiniz: Diva Ring Light Nova 18″ Original Photo/Video Fluorescent ($199) ve 6′ Light Stand ($39).

#4: Kaliteli bir mikrofona yatırım yapın

Genel anlamda daha pahalı bir mikrofon daha iyi kalitelidir. Fakat bazı bedava seçenekler var.  Bunun yanında eğer videonuza yatırım yapmak isterseniz iyi bir mikrofona yatırım yapın. Zayıf kalite bir ses affetmez.

Ücretsiz

Eğer cep telefonunuzu ses kaydı için kullanıyorsanız cep telefonunuza yakın durarak ve sessiz ve rüzgârsız bir odada kayıt yaparak sesin iyi kalite olmasını sağlayabilirsiniz. Daha zorlayıcı şartlarda cep telefonu mikrofonları size yetmez hale gelebilir.

Düşük bütçeli

Mütevazi bir model arıyorsanız Rode smartLav+ Lavalier Mikrofon for iPhone and Smartphones ($79) düşünebilirsiniz. Ceptelefonuna bağlayarak yüksek kalite ses kaydı yapabilirsiniz. Özellikle dışmekanda ve arka fonda gürültü olan bir yerde çekim yapıyorsanız kurtarıcınız olacaktır. Eğer splitter alırsanız röportajlar için aynı kanaldan iki mikrofon kullanabilirsiniz.

Daha büyük bütçe

Blue Yeti USB mikrofon ($129) birçok vlogger ve podcast üreticilerinin kullandığı mikrofondur.  Eğer biraz yatırım yapmak isterseniz bunu opsiyon olarak düşünebilirsiniz.

Aklınızda tutun; blue yeti mikrofon çok hassastır o yüzden her türlü ince sesi bile alır. Bunu azaltmak için şu sete bakabilirsiniz. bundle that includes the mic, desktop arm stand, and pop filter ($159).

#5: Profesyonel görünümlü bir arka zemin oluşturun

Hoş bir arkafon sahnenize ve genel havasına etki eder. Eğlenceli ve arkadaşçıl mıdır diye insanlar ilk izlenimi alırlar. Ya da kurumsal veya profesyonel mi diye?Ya da amatör mü? Doğru kurguyu yapmak çok önemlidir.

Ücretsiz

En ucuz arkafon elinizde ne varsa onu kullanmaktır. Bir kitaplık en basit çözümdür. Bazı vloggerlar arka fo,nda bir kitaplık, ödüller ve biraz eğlence katmak için bazı emoji balonları kullanıyorlar. İşte bu kadar, özel bir şey yok. Gayet iyi gözüküyor ve hiçbir maliyeti yok.

Düşük bütçeli

Hoş bir arka fon bulmak eğer evde çalışıyorsanız biraz zor olabilir. Böyle durumlarda kendinize arka fon oluşturabilirsiniz veya biraz yatırım yapıp Slow Dolphin Fabric Video Studio Backdrop Kit ($58) gibi bir şey alabilirsiniz. Arka fon size daha profesyonel bir görüntü oluşturur.

Daha büyük bütçe

Daha büyük bütçeler için büyük boy pop-up banner kullanabilirsiniz. Üzerine logonuzu yerleştirebilirsiniz. Arka fon için gayet kullanılabilir. Bu tür banner fiyatları oldukça değişken. Malzeme kalitesi, baskısı değiştirebiliyor. 250 TL İle 500 TL arasında değişebilir.

#6: Video montaj programı seçin

Çeşitli fiyatlara birçok video montaj programı seçeneği bulabilirsiniz. HitFilm bunlardan biri. Video montaj programlarının ücretsizinden en pahalısına bir listeyi aşağıda bulacaksınız.

iMovie

Sadece mac için kullanılabilir. iMovie (ücretsiz) Kullanımı kolaydır ve birçok faydaı özellikle beraber gelir. Yeni başlayanlar için idealdir.

iMovie is an excellent video editing option for beginners.

Windows Movie Maker

Windows Movie Maker (ücretsiz) oldukça temel ve kullanımı kolay ve önceden windowsla beraber gelirdi. Son versiyonlarında artık devam etmiyor.

HitFilm

HitFilm oldukça iyi bir seçenek. Film yapımcıları için bir çok seçenek sunuyor.

Fakat ücretsiz versiyonu daha çok yeni başlayanlar için uygun. iMovie’den daha fazla özelliği var ve kullanımı daha kolay. Ücretsiz versiyonunu almak için hitfilm hakkında bir tweet veya post atmanızı istiyorlar.

TechSmith Camtasia

Camtasia ($199) kullanımı basit bir program. Ekran kaydı yapabilirsiniz. Windows ve mac versiyonlarını bulabilirsiniz.

Apple Final Cut Pro

Final Cut Pro ($299) mac kullanıcıları için Apple’ın iMovie’den yükseltilmiş versiyonudur. Güçlü, kullanışlı, ve kullanımı kolaydır.

Adobe Premier Pro

Adobe Premiere Pro ($19.99/month) hem mac hem Windows için versiyonları bulunuyor. Eğer çok video üretiyorsanız aylık küçük bir maliyete iyi bir seçenek olabilir. Listedeki en çok yönlü seçenektir. Eğer yeni başlıyorsanız istediğinizden fazla şey veriyor olabilir.

Yukarıda okuduğunuz alternatifleri karşılaştıran bir site var ve bu programları karşılaştırıp kendinize en uyanı tespit edebilirsiniz.

#7: Grafik tasarım programı seçin

Aynı zamanda video simgesi ve youtube kanal tasarımları yapmak için bir grafik programına ihtiyacınız olacak. Canva çeşitli boyları, kılavuzları, şablonalrı olan bir program. Ücretsiz bir programdır. Bazı ücretli grafikleri de bulunuyor.

Canva Youtube kanalı da dahil çeşitli sosyal medya şablonları sunuyor.

 

Eğer ücretsiz resim indirebileceğiniz siteler arıyorsanız şu siteleri deneyin. UnsplashLibreStockGratisographyPixabay, or Pexels.

Sonuç olarak;

Şimdi de tüm önerileri ücretsiz, düşük bütçeli ve büyük bütçeli olarak özetleyelim.

Ücretsiz: $0

Kamera: Akıllı telefon
Tripod: Bir raf
Işıklandırma: Doğal güneş ışığı
Mikrofon: Akıllı telefon
Arka fon: Boş duvar
Montaj programı: HitFilm
Tasarım programı: Canva ve ücretsiz fotoğraf siteleri

Küçük Toplam Bütçe Opsiyonu 1: $178 Setup + $4.50/aylık

Kamera: Akıllı telefon
Tripod: KCOOL Octopus Style Portable veAyarlanabilir Tripod Stand – $12
Işıklandırma: LimoStudio Photography beyaz fotoğraf şemsiyesi Light Işıklandırma Kit – $29
Mikrofon: Rode smartLav+ Lavalier – $79
Arka fon: Slow Dolphin Fabric Video Studio Backdrop Kit – $58
Montaj programı: HitFilm
Tasarım programı: Canva ve ücretsiz fotoğraf siteleri

Küçük Toplam Bütçe Opsiyonu 2: $315 Setup + $4.50/ aylık

Kamera: Logitech C920 Webcam – $99
Tripod: Bilgisayar ekranının üzeri.
Işıklandırma: LimoStudio Photography beyaz fotoğraf şemsiyesi Light Işıklandırma Kit – $29
Mikrofon: Blue Yeti USB Mikrofon – $129
Arka fon: Slow Dolphin Fabric Video Studio Backdrop Kit – $58
Montaj programı: HitFilm
Tasarım programı: Canva ve ücretsiz fotoğraf siteleri

Daha büyük bütçe: $949 Setup + $38.99/ aylık

Kamera: Nikon D3300 – $449
Tripod: InnerTeck 70-Inch Professional Kamera Tripod – $45
Işıklandırma: Diva Ring Light ve Stand – $238
Mikrofon: Blue Yeti USB Mikrofon kol standlı ve pop filtreli– $159
Arka fon: Slow Dolphin Fabric Video Studio Backdrop Kit – $58
Montaj programı: Adobe Premier Pro – $19.99/aylık
Tasarım programı: Canva ve ücretsiz fotoğraf siteleri

Hatırlayın ki bu seçenekler sonsuz, elinizde ne varsa onları karıştırıp da kullanabilirsiniz. Ayrıca bazı parçaların ikinci el fiyatlarını da incelemeniz iyi olabilir. Herşey yeni olmak zorunda değil.

Siz hangi cihazı kullanıyorsunuz? Bu listeye siz de bir ekleme yapın. Yorumlara yazın.

 

Tavsiye yazı: Sosyal medya makaleleri

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Pinterest İle Siteye Trafik Çekmenizin 35 Hızlı Yöntemi

Pinterest fotoğrafların ve infografiklerin çok paylaşıldığı bir resim paylaşma sitesi.pinterest ile siteye trafik

Muazzam bir potansiyeli bulunuyor.

Biraz kızların daha çok kullandığı sosyal network gibi izlenim var.

Fakat pinterest ben dahil çok kişinin takip ettiği harika içerik üreten blog yazarları ile dolu.

Girişimciler ve firmaların birçoğu pinteresti etkili şekilde kullanıyor. Sektörünüz ne olursa olsun pinterest ile siteye trafik çekmelisiniz.

Pinterest ile ilgili şu bilgilere şaşıracaksınız;

  • İnsanların 88%i pinledikleri şeyi satın alıyor.
  • Pinterest 100 milyona yakın kullanıcıya sahip
  • Pinlerin 80%i repin yani tekrar pin, retweet gibi.
  • Ortalama bir tweete göre bir resim pinterestte 100 kat daha fazla paylaşılıyor.
  • Her bir resim 2 sayfa ziyareti ve 6 sayfa görüntülenmesini sağlayabilir.
  • Bir pinin ömrü 1 haftadır. Karşılaştıracak olursak twitterda bir tweet 24 saat facebookta bir post 90 dakika.

 

Peki pinterest ile siteye trafik çekmek için neler yapmalıyız?

 

Pinterest ile siteye trafik çekmeniz için süper pratik yöntemler

 

  1. Kendi orijinal içeriğinizi oluşturun.

Pinlenen resimlerin 80%i repin olduğunu biliyor muydunuz? [Kaynak: RJMetrics] Yani başkasının pinlerini kaydediyorsanız pek bir yere varamazsınız. Pinterest ile siteye trafik çekmeniz için kendi içeriklerinizi oluşturmalısınız.

Yazdığınız postu liste halinde yazmışsanız liste başlıklarını infografik olarak hazırlayabilirsiniz. Kendi değerli içeriklerinizi oluşturmayı öğrendiğinizde blogunuza daha fazla trafik almaya başlayacaksınız.

  1. Daha fazla öğretici içerik oluşturun.

Bilgi içeren pinlerin çok tıklandığını biliyoruz. Aslında öğretici pinler diğerlerine göre 42% daha fazla tıklanıyor. [Kaynak: Pinerly] İnsanlar öğrenmeyi seviyor. Aynı zamanda insanlar faydalı bilgiyi depolamak ve paylaşmak isterler. Siz de “Nasıl yapılır…”? veya “…nedir?” gibi öğretici içeriklerinizi görselleştirip pinterestte paylaşın.

  1. Trend olan konulara odaklanın.

Trend olan yazılar ve görselleri takip edin ve pinterestte paylaşın. Trend olan konuları içeren pinler diğerlerine göre 94% daha fazla tıklama alıyor. Kaynak: Pinerly] Trend konuları paylaştığınızda pinterest ile siteye trafik çekme oranınız artar.

  1. Anahtar kelime önemlidir.

Anahtar kelimeler okuyucuların sizi bulması için çok önemlidir. Blog postunuzla ilgili uzun kuyruk, cümle şeklinde anahtar kelimeler kullanmak çok ziyaretçinizin ve arama motorunun sizi kolay bulmasını sağlıyor.

Hatta anahtar kelimeleri bulmak için pinteresti de kullanabilirsiniz. Pinterestten bulduğunuz anahtar kelimelerle blogunuzun trafiğini arttırabilirsiniz.

  1. Blog niş kitlesini belirleyin, değiştirmeyin

B2C bloglar pinterestte daha iyi iş çıkarıyorlar. Perakende müşterileri görsel deneyimi yüksek olduğundan pinterest görselliği yüksek olmasından dolayı niş müşteri kitlesi olanlar için pinterest muazzam bir etki yaşatabilir.

Ürünlerin gerçek fotoğraflarını yükleyebilirsiniz. Ziyaretçiler sizin markanızın ürünlerini görüp beğendikten sonra sonunda sizin blogunuzu ziyaret ederler siz de pinterest ile siteye trafik çekmeyi sağlarsınız.

  1. İlgili kişileri takip edin

Kendi kitlenizi belirledikten sonra sizin konunuzla ilgili pinleri panosunda toplayan kişileri takip edin. Bu sizin yayınladığınız pinleri onlara haber vermeniz için çok etkilidir.

  1. En iyi blog postlarını pinleyin

Her blog postunuzu pinlemek zorunda değilsiniz. En iyi yazılarınızı pinlerseniz daha iyi sonuç alırsınız. En iyi postlar daha hızlı pinlenir ve daha çok paylaşılır. Böylece iyi postlarınızla pinterest ile siteye trafik çekebilirsiniz.

  1. Pinterest Group Board özelliğini kullanın

Gruplar doğrudan trafik getirmez. Uzun vadeli bir yatırımdır. Süreç uzun olabilir fakat blog yazarları grup boardlarını fikir liderliği pozisyonunu kurmak, etkili bir network kurmak için kullanılır. Örneğin arabalarla ilgili yazı yazıyorsanız araçlarla ilgili bir pinboarda katılın, kozmetikçiyseniz güzellikle ilgili bir pinboarda katılın.

  1. Mobil deneyime göre optimize edin

Mobil araçların ekranları küçüktür. Ziyaretçiler bu linklere tıklamak istemezler. Çünkü linklenmiş alanı diğer kısımlardan ayıramayabiliyorlar. Bu yüzden mobil webde referans linkler daha az etkilidir. Pinterest ile siteye trafik çekmek için mobil uyumlu bir tema kullanın. Görsel ve metin oranını 50-50 yapın.

  1. Yarışma yapın.

Jetsetter gibi bir gezi sitesi pinterest üzerinde bir yarışma yapmış ve trafiklerinin 150% arttırdığını görmüşler. [Kaynak: Mashable] Siz de pinterest ile siteye trafik çekmek için yarışma düzenleyebilirsiniz. İnsanların sizin sitenizi tanıtın pinlerinizi paylaşmasını sağlayın. Kazanan en çok görüntülenmeyi sağlayacak sağlayan olmalı.

Örneğin, çok takipçisi olmalı, pinleri çok repin yapılıyor olmalı. Yarışmada kural insanların sizin blogunuzdan veya panonuzdan resmi repin yapması gerekir. Yarışma yaparken yaratıcı olun ve içeriğiniz değerli olsun. Uygulama kullanın. Gleam.io, Wishpond veya Woobox gibi uygulamalar yarışmalarınızı organize edebilir.

  1. Pin görselini doğru seçin.

Pinleyeceğiniz postunuzdaki görsel yapacağınız en etkili karar. İyi bir görsel insanları paylaşmaya itebilir. Doğru veya yanlış yoktur. Daha çok paylaşılan vardır. Dikkat çekici olmalı.

  1. Blog post resimlerini tekrar kullanın.

Önceden kullandığınız resimleri tekrar kullanabilirsiniz fakat biri resmi paylaştığında anlamsız hale gelebilir. Bu yüzden resmin üzerine konuyla ilgili başlık ya da kısa özet yazın.

  1. Pin açıklamasını yazın

Pin açıklaması yani resmin altında yer alan ve resimle ilgili ek bilgi getiren metin kısmını yazın. Her zaman pin açıklamasını yazın. Blogundan pinlendiği zaman resmin altında açıklama çıkmaktadır. Fakat her pinterest kullanıcısı açıklamayı silip kendi açıklamasını yazabilir.

Siz 500 karaktere kadar yazabilirsiniz, fakat kısası iyidir. Hashtag eklemeyi de unutmayın. Burada sizin bilgileriniz olursa pinterest ile siteye trafik çekebilirsiniz. İnsanlar tıklar ve sizin sitenize gelirler.

  1. Başlıklarınıza “aksiyon butonu” dahil edin.

Aksiyon çağrısı içermesi etkileşimi (repin, yorum, beğen) 80% arttırıyor. [Kaynak: Pinerly] “Buraya tıkla” veya “yorum yap” veya “bunu repin et” gibi aksiyon çağrılarını mutlaka kullanın. İnsanların tahmin etmesini beklemeyin, onlara söyleyin! Pinterest ile siteye trafik çekmek için mutlaka aksiyon linklerine tıklamalarını söyleyin. Yoksa tıklamazlar!

  1. Pin It Button’unu Blog Post’unuza ekleyin

Pin It butonunu blogunuzda resimlerin üzerine ekleyin. Bunun için eklenti kullanabilrisiniz. Blog ziyaretçilerinizin pinterestte resmi kolayca paylaşmasını sağlar. Sosyal medya paylaşım butonlarından farklı olarak pin it butonunu her posta eklemelisiniz. Biraz ekstra iş gibi görülebilir. Her resmi paylaşıldığında sizin blogunuzda getirecek şekilde ayarlayın.

16. Zengin pinler özelliğini kullanın

Rich Pinler pinin içinde extra bilgi barındıran pinlerdir. Müşteriniz ürünlerinizin stoğunu ve fiyatını anlık gösteren pinlerden faydalanabilir.

Daha gerçekçi verileri kullanarak pinterest ile siteye trafik çekebilirsiniz. Diğer avantajı da fiyat bildirimidir. Eğer ürünün fiyatını düşürürseniz, ürün resmini pinlemiş müşterinize bildirim olarak gider.

17. Zekice pinleyin

Çok pinlemek yerine kaliteli ve niş kitlenizle ilgili resimleri pinleyin. Yeni ürünleri pinleyin, sık sık etkileşimde bulunun ve sürekli canlı tutun. Kendi niş alanınızda en çok pinlenen resim tiplerini bulun. Resimlerinizi pinlenebilecek şekilde hazırlayın.

  1. Doğru zamanda post edin.

Ziyaretçilerinizle eş zamanlı pinleyin ve etkileşime geçin. Öğleden sonra 2-4 saatleri ve akşam 8-11 saatleri arası en iyi pinleme saatleridir.

19. Kanaat önderlerinin gücünü kullanın

Pinterestte etkili isimlerle işbirliği yapın. Onlara incelemeleri ve tanıtmaları için bir ürün veya hizmetinizi verin. Kendi hesaplarında paylaşmalarını sağlayın.

Birçok marka yeni ziyaretçilere misafir pinleyicilerin kendi hesaplarında board oluşturmalarına davet ederek ulaşıyor. Birçoğu zaman pinleyiciler bunun için ödeme talep ederler. Önerdiğiniz bedava ürün de yetebilir.

20. Topluluğunuzla etkileşim halinde olun

Topluluğunuzdan etkileşimi arttırmak için yardım isteyin. Group Board herkese açık hale getirilebilir. Grup boardlarındaki katılımcılar sizin marka elçiniz olur ve sizin yerinize içerik oluşturmaya başlarlar. Başka grup boardlara katkı sağlayarak sizin markanızın görünürlüğünü de arttırabilirsiniz.

  1. Profil isminize anahtar kelime ekleyebilirsiniz.

Uzmanlık alanınızda arattırılmak istiyorsanız profilinize birkaç anahtar kelime ekleyin. (Girişimci + marka danışmanı+Blog yazarı) vb.

 

  1. Boardlarınızı en önemli pinleri önce göstermesi için ayarlayın.

İnsanlar meşguller. Eğer boardlarında ilk gördükleri yeterince çekici gelmezse diğer pinleri görmek için sayfayı aşağı indirmeyecektir. Bu yüzden en iyi pinleri en üstte tutun.

 

  1. Board başlığı ve açıklamaları SEO uyumlu hazırlayın.

 

Pinteresti büyük bir arama motoru olarak düşünün. Arama motorları nasıl çalışır? Anahtar kelimelerle. Martha Stewart Living örneğini inceleyin. Her board ilgili ve spesifik anahtar kelimelerle etiketlenmiş. Anahtar kelimeleri de uzun kuyruk dedikleri tam veya yarı cümle şeklinde yazsanız daha iyi sonuç alabilirsiniz.

 

  1. İstikrarlı pinleyin.

Blog mantığında ve sosyal medya tanıtımlarında bahsettiğim gibi haftada bir mutlaka bir yazı paylaşın. Hiç üretemiyorsanız başka ustaların resimlerini pinleyin veya eski yazılarınızdan birini pinleyin.

  1. Pinterestte paylaşacağınız resimleri gizleyebilirsiniz.

Blog yazınızın içinde pinterestte yayınlayacağınız uzun resimler garip durabiliyor. Bu yüzden o resimleri wordpresste gizleyebilirsiniz. Gizledikten sonra sadece siz gördüğünüzden resmi pinterestte paylaşın fakat blogunuza gelen ziyaretçi onu göremez. Şu post size nasıl yapılacağını gösterecek.

  1. Eski pinlerinizi daha iyi tanımlarla ve resimlerle güncelleyin.

Önceden pinlediğiniz ama açıklamalarını yetersiz bulduğunuz resimleriniz varsa onların açıklamalarını bu posttaki bilgiler ışığında tekrar güncelleyin. Eski postlarınızı birkaç defa pinleyebilirsiniz. Bu şekilde pinterest ile siteye trafik çekme oranınızı arttırabilirsiniz.

27. Sitenizi doğrulayın.

Sitenizi doğrulatmak sitenin size ait olduğunu ve hesabın gerçek ve size ait olduğunu gösterir. Güvenilirlik açısından önemlidir ve sizin siteniz olduğunu anladıklarında insanlar tıklamaya daha meyilli olacaklardır.

Sitenizi doğrulamak aynı zamanda pinterestin ücretsiz analiz aracını da size açar. Sitenizi doğruladığınızda sitenin linkinin yanında bir tik işareti olur. Bu ziyaretçiye güven verir ve tıklattırır.

28. Pin açıklamasına URL ekleyin.

Pinterest otomatik olarak görsellerinize link ekliyor. Fakat ziyaretçi önce pine tıklaması gerekiyor. Açılmasını bekleyip açılan pine tıklaması gerekiyor.

Bu süreci açıklamaya link ekleyerek kısaltabilirsiniz. Ziyaretçi resminizi görür açıklamayı okur ve linke tıklar. Pinterest ile siteye trafik çekmenin ilk adımı link koymaktır. Kısa linkler bazen spam olarak algılanabileceğinden uzun versiyonlarını kullanın.

29. Board Kategorileri ekleyin

Daha fazla insanın pinlerinizi görmesi ve pinterest ile siteye trafik çekmenin basit bir yöntemi. Kategori eklediğinizde pinleriniz sadece sizi takip edenlerin duvarında gözükmeyecek, aynı zamanda aynı kategorideki boardlarda da gözükecek. Sizi takip etmeyen insanlar bile o kategorideki pinleri tararken sizin pinlerinizi görebilecekler.

Bu da pinlerinize daha fazla görünürlük sağlayacak. Ve de pinterest ile siteye trafik çekeceksiniz.

30. Popüler grup boardlarına katkıda bulunun.

Pinterest ile siteye trafik çekmenin diğer yolu da popüler panolara katkıda bulunmaktır. Bu panoların sadık takipçisi olduğundan muazzam trafik elde edebilirsiniz.

31. Blog linkinizi resimlere ekleyin.

Paylaştığınız resimler üzerinde sitenizin linki olursa daha fazla pinterest ile siteye trafik çekersiniz. Resmin tek başına kullanıldığı durumlarda çok önemlidir. Resim üzerindeki adresi görüp sizin blogunuza ziyaretçi gelecektir.

32. İş hesabı açın

Pinleme çabanızın sonucunu daha iyi almak için ücretsiz iş hesabı açın. Olan hesabınızı iş hesabına çevirin. Pinterestin analiz araçlarına da bu şekilde ulaşabileceksiniz.

  1. Re-pin almak için resimlerinizi optimize edin

 

Pintereste koyduğunuz resimlerin repin olup olmaması resme çok bağlı. Resminizi ne kadar optimize ederseniz o kadar çok yayılır. İşte birkaç optimizasyon tüyosu:

  • Kırmızımsı veya turuncumsu resimler mavilere göre daha fazla repin alıyorlar
  • Birkaç dominant renge sahip resimler 325% daha fazla pinleniyor.
  • Orta ışıktaki resimler karanlıklara göre 20 kat daha fazla repin ediliyor.
  • 50% rengi doygunlaştırılmış resimler çok doygunlaştırılmışlara göre 10 kat daha fazla repin ediliyor.
  • Çok uzun resimlere göre oranı 2:3 veya 4:5 olan resimler 60% daha fazla repin alıyorlar.
  • Arka fonu az olanlar yani 10%dan az olanlar 40%dan daha fazla olanlara göre 2-4 kat daha fazla repin alıyorlar. Arka fonu çok olmamalı.
  • Yumuşak dokulu resimler kaba dokulu resimlerden 17 kat daha fazla repin alır.
  • Infografikler muazzam repin alıyorlar.
  • İçinde yüz olmayan resimler olanlara göre 23% daha fazla repin alırlar.

 

  1. Diğer panolara ve pinlere yorum yapın.

Diğer pin hesaplarıyla irtbatta olmanın en güzel yoludur. Bu yüzden düzenli olarak diğer kullanıcılarla etkileşim halinde olun.

  1. Video Pinleyin!

Pinterestin video pinlemek için özel bir yeri var fakat pek fazla kullanılmıyor. Siz kendinizi farklı göstermek için kullanabilirsiniz. Tüm youtube videolarını pinlemek çok kolay. Video pinleyerek pinterest ile siteye trafik çebekilirsiniz.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma teknikleri

 

Sonuç olarak;

Pinterest yeni blog okuyucularınıza ulaşmak için harika bir ortam. Birçok pazarlamacı pinteresti içerik pazarlama planlarına koymayı es geçiyor. Pinterest onların düşündüklerinden çok daha iyi potansiyel sunuyor.

 

Pinterest blogunu ve işini büyütmek isteyen herkesin kullanabileceği ve iyi bir trafik çekeceği çok etkili bir araç. Pinteresti es geçmek ciddi bir kayıptır. Pinterest ile siteye trafik çekebilir ve sitenizi büyütebilirsiniz.

Yukarıda okuduğunuz yöntemleri uygulayın ve trafiğinizin arttığını göreceksiniz. Sırayla hepsini hayata geçirin. Çok faydasını göreceksiniz.

 

Şimdi sıra sizde;

Sizin de bildiğiniz yöntemler varsa yorumlar bölümünden paylaşın!

 

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Facebookta beğeni ve paylaşım arttırmak için 12 yol

“Nasıl daha fazla facebookta beğeni ve paylaşım alırım?”

İşi ve blog yazılarının paylaşımı ve tanıtımı için facebook kullanan herkesin aklındaki soru aynı

Facebookta aktif olmasanız da okuyucularınız halen sizin yazılarınızı paylaşıyor olabilir. Bu da size ek trafik kazandırır.

Internette olan firmaların hepsinin de facebookta daha fazla beğeni ve paylaşım almaya ihtiyaçları vardır.

Faceookta yazılarınızın her paylaşımında yazınız paylaşanın tüm arkadaşlarına ulaşır.

Bu size birçok trafik elde etmenizi sağlar. Hatta daha fazla müşteri kazanmanıza da sağlar.

Peki neden birçok sosyal ağ varken facebooka odaklanalım?

En basit nedeni facebookun en büyük sosyal ağ olup halen daha halen büyüyor olması

Bunun yanında facebook herkesin inanılmaz içerik tükettiği yer halinde. Yani içerik üreticisi olarak facebookta bulunmak içerik tüketenlerle aynı yerde olmak demektir. İçeriğinizin tanıtımı için tüketicilerle doğru yerdesiniz. Daha fazla beğeni ve paylaşım size daha fazla üye ve trafik getirecek.

Facebookta beğeni ve paylaşım arttırmak için yöntemler

  1. Sen kelimesini kullanın.

Sosyal ağlar tamamen kullanıcıya has alanlardır.

Herkes arkadaşlarına kim olduğunu anlatan kendi profilini oluşturuyor.

İnsanlar iletişimde oldukları veya olmak istedikleri insanlara kendi tecrübelerini anlatmak ve onlarınkini görmek için profillerini oluşturuyorlar.

Bazı bakış açısına göre sosyal medya insanların kendilerine odaklanması için tasarlanmış bir platform.

Bunun önemli olmasının sebebi kullanıcıların kendilerine odaklı yazılara eğilim gösterdiklerini anlamanız gerektiğidir.

İdealinde bu kullanıcıları etiketleyip bildirim yollamak anlamına gelirdi.

Açıkcası birçok firma için bu mümkün gözükmüyor.

Basitçe; “sen” ve “senin” kelimelerini çokca kullanın.

Sen kelimesini kullanmak birinin ismini kullanmak gibidir. Okuyucunun dikkat vermesini sağlar.

Bu aynı zamanda blog içeriği için genel anlamda da geçerlidir.

Mümkün oldukça “sen” kelimesini başlıklarınızda ve içeriğinizde kullanın.

  1. Aksiyon çağrıları sitenizde veya facebookta işe yarıyor

Aksiyon çağrısı butonları okuyucunun istenen yönde aksiyon alması için inanılmaz derecede etkilidirler. Neredeyse tüm durumlarda kullanılabilinir.

Karşılama sayfası dönüşüm oranına geldiğinde en önemli faktördür.

Facebookta bir post girdiğinizde ne ararsınız? Öncelikle beğeniler ve paylaşmalar beklersiniz. Belki de yorumlar.

Bir de kullanıcının penceresinden bakın.

Diyelim ki posta tıkladılar ve içeriği sevdiler.

Peki sonra? Her ne kadar içeriğinizin paylaşılmasını isteseniz de birçok okuyucu bunu yapmayacaktır.

Fakat beğendilerse paylaşmalarını isterseniz onları yönlendirmeniz artık netleşmiş olur.  Ve beğendiklerinde bir çok okuyucu paylaşmayı isteyecektir.

Dan Zarrella ilginç bir araştırma yapmış. Aksiyon butonlarını değişik sosyal networklerde incelemiş.

Önce twitter’a bakmış.

En çok retweet alan postlar 6 ayrı sık kullanılan kelime öbeğini içeriyormuş.

Her biri bir aksiyon çağrısı olmuş ya da aksiyon çağrısının bir parçası olmuş.

Lütfen retweet edin yazmak yazmamaya göre retwwetleri iki katına çıkarıyor.

Daha önemlisi Facebook postlarını da incelemiş.

İçinde “lütfen paylaşın”daki gibi paylaş kelimesi geçen postlar geçmeyenlere göre iki katı paylaşım almışlar.

Bir diğer ilginç bulgu da “paylaş” kelimesi içeren postlar neredeyse 2 katı beğenme almış.

Çıkardığımız ders basit;

Eğer bir postun ekstra paylaşım almasını istiyorsanız sadece “lütfen bu postu paylaşın” ifadesini koyun.

  1. Trend konularda yazmak için hızlı olun

Daha fazla beğeni ve paylaşım almanın birçok yolu hep içeriğinizi mevcut okuyucuya daha çekici hale getirmek üzerine kuruludur.

Bunu yapmanın yolu ise trend konulara yönelmektir.

Bu konuları newsfeed bölümünde sağ üst köşeden takip edebilirsiniz.

Trend konulara bakan kullanıcılar bir şeyi ilk bilmeyi önemseyenlerdir.

Arkadaşlarına “ben biliyorum, takip ediyorum” mesajı vermek için bu tür postları beğenir ve paylaşırlar.

Kullanıcı bu linklere tıklarsa, trend postlarla alakalı tüm ilgili diğer postları görürler.

Sonuçlar yüksek etkileşimli postları önceliğe alır. Yani, kullanıcının tıkladığı ilk trend post çok beğeni, paylaşım ve yorum almış olacaktır.

  1. Sosyal rekabeti azaltın

Birçok site için en büyük sosyal networkleri önceliklendirmek mantıklıdır.

Birçok siteden trafik almaya çalışmaktan ziyade sadece 2 veya 3 tane sosyal network sitesi seçin, içinde facebook da olsun.

İlk başta hepsini koymak isteyebilirsiniz fakat zamanla azaltın ve 2-3 taneye indirin.

Birçok sayfada paylaşmak yerine seçenekleri sınırlayarak en çok nerede paylaşılacağını belirlemiş olursunuz.

Bu gerçekten önemlidir çünkü her paylaşım birçok trafik getirme potansiyeline sahiptir.

Bu durumda 50 tane facebook paylaşımı almak 5 ayrı networkte 10 tane paylaşım almaktan daha iyidir.

Seçenekleri sınırlamak bazı araştırmalarda seçimi kolaylaştırmasından dolayı 1.000%’e kadar seçimi arttırıyor.

İnsanlar çok fazla seçenekte kafası karışır.  Eğer 6-8 butonunuz varsa okuyucunun hangi ağda paylaşacağını karar vermesi için zaman geçer ve okuyucu vazgeçebilir.

  1. Daha paylaşılabilir içerik hazırlayarak daha fazla kişiye ulaşın

Eğer facebookta aktifseniz “EdgeRank”’i anlıyor olmalısınız.

EdgeRank Facebook’un kullanıcının ne göreceğini belirleyen algoritma.

Eğer postunuz yüksek EdgeRank’e sahipse sayfanızı beğenen kişilerden çoğu görecek demektir.

Eğer postunuz düşük EdgeRank’e sahipse daha az kişi görecektir.

Orjinalde EdgeRank’iniz 3 ana faktöre bağlıdır;

  1. İlişki – içerik üreticisi ve kullanıcı arasındaki ilişki düzeyi
  2. Ağırlık– oluşturduğunuz post tipine göre oluşan bir rakam
  3. Sönüm – ne sıklıkla post ettiğiniz

Facebook şimdi EdgeRank terimini kullanmıyor. Fakat birçok pazarlamacı halen daha alışkanlıktan dolayı kullanıyor.

Facebook terimin algoritması çok geliştiği için kullanmayı bıraktı.

Bu 3 faktör önemli olmasına rağmen diğer şeyler de önemli.

Bunlardan biri de etkileşim geçmişiniz;

Temel olarak eğer postlarınız çok etkileşim almışsa (beğeni, paylaş ve yorum) facebook algoritması sizin kullanıcıların sevdiği postlar ürettiğinizi düşünür.

Haliyle bu EdgeRank’inizi arttırır. Daha sonra yayacağınız postların daha geniş erişimi olur.

EdgeRank’inizi nasıl arttırırsınız: Bir kez EdgeRank’i anlarsanız gelecek postlarınızın EdgeRank’ini arttırmak için postunua ince ayar yapabilirsiniz.

Eğer blog içeriğinize sadece linkler paylaşırsanız erişiminiz birçoğu zaman iyi olmayacaktır çünkü blog içeriğiniz çok paylaşılabilir değildir.

Yapabileceğiniz şey yüksek oranda paylaşım, beğeni ve yorum alan paylaşılabilir post yüklemek.

Bu sizin gelecek postlarınızın EdgeRankini de yükseltir. Daha fazla takipçinize postlarınızı gösterir. Bunun sonucunda blog içeriğinizi paylaştığınızda daha fazla trafik, paylaşım ve beğeni alırsınız.

  1. Bir konuya odaklanın

İnsanlar diğer insanların onu görmesini istediğini şekillendirmek için bir şeyler paylaşır.

Eğer bir hayvan sever gibi görünmek istiyorsanız hayvan barınakları için gönüllülük anlatan postlar paylaşırsınız.

Eğer super bir pazarlamacı olduğunuzu anlatmak isterseniz markamuduru.com postları paylaşırsınız değil mi?

Eğer postlarınız çok paylaşılsın istiyorsanız bir şeye yoğunlaşmalıdır.

Bunun için bir spectrum vardır.

Örneğin “İçerik pazarlamanın 11 tüyosu” isimli bir post paylaşırsa, o kişi pazarlamaya olan ilgisini arkadaşlarına gösteriyordur.

Fakat bu herhangi bir şey demek değildir.

Pazarlama hakkında bir şeyler bilen bir arkadaşı paylaşanın bir uzman olduğunu düşünmez.

İnsanlar bir konuya sadece ilgileniyor gözükmek istemez. O konunun hayatlarının büyük bir bölümünü alıyor diye düşündürtmek ister.

Mesela tartışmalı bir konuyu belirleyin ve tarafınızı belirten post yükleyin ya da paylaşın. Sizin ne tarafta olduğunuz sizi de anlatır.

Örneğin Amerikada sosyal sigortanın geleceği tartışmalı bir konu.

Bernie Sanders konuyla ilgili bir post ve link paylaştı.

Yaşlıların iyiliğini önemsediğini arkadaşlarına göstermek isteyen insanlar bunu çok paylaştı.

Aynı zamanda politik olarak aktik kişiler de bunu paylaştılar.

Hepsini toparlamak gerekirse, bu post 1.000’in üzerinde paylaşım ve 6.200 beğeniyi ilk gün dolmadan aldı.

İnsanlar kendilerini yansıtan ve diğer insanlara kim olduğunu gösteren postları paylaşmayı severler.

  1. Verileri inceleyin, ne işe yarıyor bulun

Bu bir çok taktiğin en zor yanları işe yarar hale getirmek için biraz bilgi ve pratik gerektirir.

Her ne kadar bu taktikleri hemen deneseniz bile birkaç post sonra beğeniler ve paylaşımlar artmaya başlayacaktır.

Ne kadar yaparsanız o kadar arkasındaki prensipleri anlarsınız.

Fakat bu dahil tüm taktikler öyle değildir.

İdeal senaryo ziyaretçiye iş bırakmamak. Bunun için data ve analizleri bilmek gerek.

Yapmanız gereken en az birkaç haftada bir postlarınızın nasıl sonuç verdiğini inceleyin.

Tüm beğeni, paylaşım hatta yorum sayısını basit bir Excel listesinde tutuabilirsiniz.

Fakat bunları bir kategoriye koymanız gerekecektir.

Yukarıdaki kategoriler başlangıçta biraz geniş olabilir. 100 posta geldiğinizde kategorilerde daha spesifik olabilirsiniz.

Örneğin sadece “yazma” demek yerine alt kategorilere bölebilirsiniz.

  • Daha iyi yazmak
  • Daha hızlı yazmak
  • Yazm araçları
  • Düzenleme

Bunu yapmanın amacı hangi tip postlar daha fazla beğeni ve paylaşım alıyor bulmak içindir.

Yeterli büyüklükte veriye ulaştığınızda (en azından her kategoride 20 post) beğeni ve paylaşımların ortalamasını hesaplayabilirsiniz.

Bunlar temsili rakamlar. (gerçek rakam değiller)

Buradaki ana fikir şu; sosyal medya hakkında daha fazla yazmak ve girişimcilik ve yazım hakkında daha az yazmak gerektiği çıkarılabilir.

Rakamlar gösteriyor ki sosyal medya postları çok daha fazla etkileşim almışlar, bunun yanında girişimcilik ile ilgili postlar o kadar almamış.

Basitçe daha fazla beğeni ve paylaşım alan yazılar yazarsam ortalama etkileşimim daha fazla olur.

Ayrıca bu bu EdgeRank’a de katkısı olur. İleriki postlarda daha da fazla beğeni ve paylaşım alırsınız.

  1. Paylaşılacak içerik hazırlayın

Facebookta insanların psot paylaşımlarının diğer bir sebebi de bir konuda çevresini uyandırmak ve farkındalık yaratmak içindir.

Takipçileriniz için önemli bir konuya değinen post üretmek, hatta içine aksiyon çağrısı koysanız, normalden daha fazla paylaşım sağlar.

Aynı zamanda yine EdgeRankinizi de geliştiri ve bu da daha fazla trafik, paylaşım ve beğeniye dönüür.

Bir örnek üzerinden gidelim;

Bir topluluk ihtiyaç sahibi evcil hayvan sahiplerine gıda toplamak için kampanya başlatıyor.

Bu hareket için herkesin hislenmesi anlaşılır. Bırakın gerçek evcil hayvan sahipleri, gönüllüler ve aktivistler sayfayı tyakip etsinler.

Facebookta bir post yayınlıyorlar, açıklama daha iyi yazılabilirdi belki ama ona rağmen 300 beğeni ve 75 paylaşım alıyor.

Bu alandaki en iyi konular bağış konularıdır. Takipçileriniz yardım etmek için siz üstünüze düşeni yapıyor olduğunuzu hissederler ve onlar da üzerlerine düşenleri yapmak için en azından paylaşırlar.

Eğer belli bir pazarlama niş alanındaysanız bunun uygulaması biraz zor olabilir.

Fakat, birçok diğer nişlerde, Google News’e gidip kendi nişinizdeki bağış etkinliklerini araştırabilirsiniz.

Bu konulardaki postlar çok fazla etkileşim alırlar ve hayvan alanındaki işletmeler içinde oldukça faydalı olabilir.

  1. Bazı post çeşitleri diğerlerinden daha fazla paylaşılır

Facebook üzerinde yapılan bir araştırmaya göre bazı tip içeriklerin daha fazla paylaşıldığı bulunmuş.

Bazıları daha çok öne çıkıyor.

Öncelikle status postları diğer türlere göre daha yüksek oranda yorum alıyor. Eğer facebookta daha fazla yorum almak istiyorsanız link, foto ve videoya karşılık daha ilginç status güncellemesi paylaşın.

Aslında düşününce doğru.

Durum güncellemelerini genelde düzenli kullanıcılar tarafından arkadaşları görsün diye konur.

Eğer facebook sayfanız varsa da işe yarar. Michael Hyatt arasıra tartışma tetiklemek için sorular sorar.

Örneğin bunda 35 yorum var;

Diğer önemli konu da videoların diğer post tiplerinden çok daha fazla paylaşım alıyor.

Paylaşımlar beğenilere göre daha verimli olduğu düşünülür. Çünkü paylaşımlar içeriğinizin etkili bir desteklenmesidir. Çoğunlukla daha fazla trafik ve postun etkileşimine götürür.

Basit; postunuzun daha fazla paylaşılmasını istiyorsanız içeriğinize daha fazla video ekleyin.

facebookta beğeni ve paylaşım

İdealinde, kendi videonuzu kendini yaratın, böylce içeriğin görüntülenmesinin de faydasını görürsünüz.

Fakat her zaman kendi niş alanınızla ilgili popüler videoları takipçilerinizin seveceğini düşünüyorsanız post edebilirsiniz.

Sonunda kendi spesifik işletmeniz için bunu test etmeniz gerekir.

Video bazı alanlarda çok işe yararken bazılarında da pek işe yaramayabiliyor.

En iyisi takipçileirnizin tepkisini ölçmek için bir test yapmak ve video içeriğini beğenip beğenmediklerini belirlemek. Eğer seviyorlarsa kendi videonuzu yapmaya başlayın.

  1. Her postu paylaşım için optimize edin

SEO ve sosyal optimizasyonun ortak birkaç noktası vardır.

Bir bileşeni meta etiketlerin kullanılıyor olması. Fakat değişik tür meta etiketi kullanılıyor.

Sosyal networklerle beraber, facebook dahil sosyal networklerde optimal şekilde formata uydurmak için belli og (Open graph) meta etiketleri içeriğinize ekleyin. Basittir ama iyi sonuç verir.

Neye benziyor?: Eğer içeriğinize hiç meta etiket eklemezseniz, biri sizin sitenize link verdiğinde facebook elinden geleni yapacaktır.

Bazen çok işe yararken, bazen de sadece başlığı ve girişi bulabilir. Ve sizin linkiniz şöyle durabilir;

Oldukça etkisiz gözüküyor. Diğer iyi biçimli postların arasından sıyrılıp çıkamayacaktır. Size ek trafik vermeye pek meyilli olmayacaktır.

Fakat bir kez doğru meta etiketlerini kullandığınızda facebook nereden başlığınızı, tanımınızı ve imajlarınız alacağını bilir. Linki kim paylaşırsa paylaşsın istediğiniz gibi görüneceğinden emin olursunuz.

Etiketlerinizi ayarlayın: Birçok ayarlayabileceğiniz OG etiketleri bulunuyor. Fakat daha çok sosyal networkler veriyi sadece birkaç ana olanlardan alırlar.

Zaman kazanmak için bunlara odaklanmak daha mantıklı gelecektir.

  1. og:başlık –Facebookta gözüken başlık. Birçoğu zaman postla aynıdır.

Örneğin: <meta property=”og:title” content=”Sosyal medyada başatılı olmanın 10 yolu”/>

  1. og:tip –İçeriğinizin tipini belirleyin. Bu yolla, Facebook onun video mu, post mu veya lokal sonuçlar mı olduğunu bilir. Bir çok tip var, şu listeden seçebilirsiniz Örneğin: <meta property=”og:type” content=”article”/>
  2. og:görsel –Öne çıkan resmin adres linki.

Örneğin: <meta property=”og:image” content=”https://www.markamuduru.com/wp-content/uploads/2013/02/markamuduru.png”/>

Not: Birden çok görsel etiketi yapabilirsiniz. Eğer yaparsanız facebook ve diğer networkler kullanıcılar için en iyi boyutu alabilirler.

  1. og:url – Postunuzun orijinal adresi.

Örneğin: <meta property=”og:url” content=”http://www. markamuduru.com/2015/05/11/bir-ayda-10000-takipçi-kazanmanın-10-yolu /”/>

  1. og:tanım – Birçok sosyal networkte başlığın altında görünen tanım

Örneğin: <meta property=”og:description” content=”  Bu ay sizin ayınız olsun ve siz de blogunuza 10.000 takipçi kazandırın”/>

Her nekadar bu etiketleri manuel de düzenleseniz, bunu yapmanın en kolay yolu Yoast’s WordPress SEO plugin kurmaktır. Her bir postu düzenlediğinizde eklentiye inip uygun yerlere en önemli etiketleri ekleyebilirsiniz.

  1. Resimlerinizin üzerine paylaşım butonlarını gömün

Bu değişim 1 dakikadan daha az sürer fakat tüm içeriğinizden düzenli şekilde daha çok paylaşım almanıza yardımcı olur.

Facebookta veya diğer büyük networklerde içeriğinizi paylaşan okuyucularla olan sorun şu ki, okuyucular sadece linki post ediyorlar.

Az önce okuduğunuz etiketleri oluşturarak yanlış gözükmesini engelleyebilirsiniz.

Fakat çözülmesi gereken bir diğer konu daha var:

Bazı okuyucular sadece fotoğrafları paylaşmak istiyorlar.

Tüm büyük sosyal networkler görsel çalışıyor. Resimler okuyucudan en çok ilgiyi görendir. Birçok okuyucu beğeni, yorum ve tekrar paylaşım almak için paylaşacak iyi resim ararlar.

Bir sitede iyi bir resim bulduklarında, birçoğu bir kopyasını kaydetmek ister ve sonra sosyal networklere gidip resmi yüklerler…acı bir durum!…

Ve bileceğiniz üzere insanlar tembeldir.

Bunun da yanında insanlar link ve tanımda karışıklık yaşarlar.

Facebook üzerinden resimleri kolayca paylaşmak için SumoMe image sharer plugin eklentisini kullanabilirsiniz.

Hangi sosyal networkü seçerseniz seçin sitenizdeki her resme paylaşım butonu ekler;

Şimdi kullanıcılar sadece facebook butonuna tıklamaları yeterlidir. Ve resmi facebookta paylaşmak üzere tüm bilgileri doğruca doldurulmuş şekilde paylaşıma hazır şekilde açar.

  1. Emaillerinize sosyal butonlar ekleyin

Daha fazla beğeni ve paylaşım almak için diğer bir diğer taktik ise email üyelerinizden bunu istemeniz.

Bu insanlar sizin içeriklerinizi beğenen ve yaymaya en çok hevesli olanlardır.

İdealinde, şunu söyleyen bir linkiniz olmalı:

Bu postu facebookta paylaşmak için tıklayın

Bunu yapmak için, nasıl bir kanca metin isterseniz onu yazın, fakat adresi şöyle yapın:

http://www.facebook.com/sharer/sharer.php?u={ADRESİNİZ}

Örneğin; markamuduru ana sayfası şu şekilde olacaktı;

https://www.facebook.com/sharer/sharer.php?u=http%3A//markamuduru.com

Bu size biraz karışık gelebilir. Bu yüzden bedava link oluşturucu eklentisini kurabilirsiniz. Adresinizi sadece facebook alanına yapıştırın:

Araç size kullanmanız için bir link verecek.

Üyeler ona tıkladığında, şunun şunun gibi gibi bir şey görecekler:

Eğer meta etiketleriniz ayarlanmışsa, postlarınız paylaşıldığında güzel gözüktüğünden emin olabilirsiniz.

Sonuç olarak;

Facebookta daha fazla beğeni ve paylaşım almak önemlidir. Niş bir alanda çalışan siteler veya bloglar için muazzam bir trafik kaynağıdır.

Biraz önce kolayca uygulayabileceğiniz taktikleri gördük.

Hepsini aynı anda denemenize gerek yok. Her defasında birkaçını devreye soksanız daha iyi olabilir. Sonuçları görürsünüz ve stratejinizi optimize edersiniz.

Zamanla tüm taktikleri devreye almış olursunuz. Zamanla sizin her zaman olan beğeni ve paylaşımlarınız da iki katından daha fazlaya çıkacaktır.

Sizin bir sorunuz, kendi kullandığınız taktikler veya eklemek istedikleriniz varsa yorumlar bölümüne yazın.

 

Tavsiye yazı: WordPress blog ipuçları makaleleri

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Youtube ile siteye trafik çekmenizin 29 hızlı yolu

Bu makalede youtube ile siteye trafik çekme yöntemlerini okuyacaksınız.

YouTube tanıtım, eğlence, eğitim amaçlı kullanılan video platformudur.

youtube ile siteye trafik çekme yolları

  • Youtube dünyanın en büyük 2. arama motorudur.
  • Youtube aylık 22 milyar kez ziyaret ediliyor.
  • Ortalama oturum süresi de 40 dakikanın az altında.
  • Youtube’ta her gün 500 milyon saat video izleniyor.

İnsanlar youtube’ı çok seviyor.

 

 

Ne demiş usta;

Youtube bir maden ve en yakın arkadaşınız.

Tiffany Hwang

Sürpriz olan taraf ne biliyor musunuz? Küçük işletmelerin sadece 9%’u youtube’ı pazarlama amaçlı kullanıyor. Halbuki youtube tanıtım için bir altın madeni. Youtube ile siteye trafik çekebilirsiniz. Özellikle genç kesim çok etkileşim halinde.

  • Gençliğin Youtube starlarına duygusal bağlılığı geleneksel ünlülerden 7x kat daha güçlü. (Variety, 2015)
  • Genç kesim arasında YouTube starları geleneksel starlardan 17x kat daha etkileşimi yüksek ve 11x kat daha olağandışı olarak algılanıyor. (Variety, 2015)

Gördüğünüz gibi takipçi kitle zaten orada ve geleneksel medyaya göre youtube daha etkili. Sadece takipçilerin ilgisini çekip youtube ile siteye trafik çekeceksiniz.

Hemen şimdi blogunuz için resmi bir youtube kanalı açın. Youtube ile siteye trafik çekmek; markalaşmak ve websitenizin daha geniş kitlelere ulaşmanızı sağlar.

Youtube’tan bloga gömdüğünüz bir video, bloğunuzda;

  • Akılda kalıcılığı arttırır
  • İçeriği zenginleştirir
  • Sayfada kalma süresini uzatır
  • hemen çıkma oranı düşer.
  • Videonuzda kendinizin aktör olması sizin de uzmanlık alanınızdaki inanılırlığınız artar.

Youtube ile siteye trafik çekmek uzun süreli bir yatırımdır. Zamanınızı boşa geçirmemelisiniz. Doğru çalışırsanız markanızı büyütebilirsiniz.

Ne demiş üstad

“İnsanlar youtube’ın kolay olduğunu düşünür, halbuki değildir. Youtube’ta 6 senedir kanalım var. En zor yıllar ilk 3-4 seneydi. İnsanların sürekli kanalınıza gelmesi için sürekli içerik koymak zorundaydım. Her bir gün çalışıp markamı büyütmeye çalıştım. “

KSI

Burada youtube videolarından kendi blogunuza muazzam trafik çekmek için pratik tüyolar bulacaksınız.

 

İşte o youtube ile siteye trafik çekmenin pratik yolları

İçerik

Videonuzu profesyonelce hazırlayın.

Youtube ile siteye trafik çekmenizin ilk adımı olarak video hazırlamayı ciddiye aldığınızı göstermeniz, hissettirmeniz gerek. Video edit programlarını kullanmayı öğrenin. Hatta mümkünse son rötüşları yapmak için bir profesyoneli çağırabilirsiniz. Video editlemek için AVS video editörünü veya Adobe premiere kullanabilirsiniz.

Hem öğretici hem eğlenceli içerik hazırlayın

 

Youtube ile siteye trafik çekmenin ikinci en önemli adımı da videonuz ile izleyiciye bir değer katmalısınız. Hazırladığınız video izleyiciyi;

  • Öğretmeli
  • Eğitmeli
  • Eğlendirmeli
  • İlgisini çekmeli
  • Etkileşime sokmalı.

İzleyici içeriğinizi keşfettiğinde daha fazlası için kanalınıza abone olurlar.

Ses kalitesini yüksek hazırlayın

Youtube ile siteye trafik çekmenin üçüncü en önemli adımı da ses kalitesinin iyi olmasıdır. İnsanlar görüntünün kötülüğüne bir yere kadar katlanabilirler ama ses olmayan veya kalitesi bozuk bir videoyu insanlara kabul ettiremezsiniz. Ses kalitesinin yüksek olduğundan emin olun. İyi bir mikrofon kullanın. Yaptığınız videoya göre ses kalitesini arttıracak aletler kullanabilirsiniz.

Ortalama filtreli mikrofon kullanabilirsiniz. Örneğin;

 

 

Trust 21672 Madell Masaüstü Mikrofon

 

 

Trust 20378 Mico USB Mikrofon

 

 

 

MAONO AU-100 Profesyonel Youtuber Yaka Mikrofonu

 

 

 

Trust 22656 Mantis GXT 232 Streaming Mikrofon

 

 

 

Çözünürlüğü olabildiğince yüksek tutun.

Video hazırlarken zayıf ses gibi düşük çözünürlüklü videolar da işi çöpe atmanıza sebep olabilir. Videonun çözünürlüğünü olabildiğince yüksek tutun.

Video süresini 5 dakikadan az hazırlayın.

Ortalama dikkat süresi genelde azaldığından video içeriğinizi doğru uzunlukta yüklemek daha önemli hale geldi.

Youtube için bu süre 5 dakikadan az. Aslında HubSpot bir araştırmasına göre etkileşimi en yüksek videolar 2 dakikalık videolar.

İnsanların çok fazla zamanı olmadığından konuştuğunuz konu hakkında izleyicilerin dikkatini dağıtmadan yeterli bilgiyi bu süre içinde vermelisiniz.

 

Kanalınızda daha uzun süre durmaları için aynı konunun detaylı ve uzun halini yükleyip detay arayan kişilere uzun videoyu önerebilirsiniz. Pratik halini ana hatlarıyla öğrenmek isteyen kişilere yönelik de 5 dk’dan kısa video önerebilirsiniz.

Misafir Youtuber kullanın

 

Blog yazarkenki misafir yazarlığa benzer şekilde misafir youtuberlar, sektör ustaları, çok takipçili youtuberlar videonuzda gözüktüğünde görüntülenmenizi arttırır. Böyle videolarla da youtube ile siteye trafik çekme gücünüz artar. Influencer pazarlama gibi sektörünüze farklı ve özgün bir bakış getirebilirsiniz.

Viral video hazırlayın

Videolarınızı ne kadar çok siteye yayabilirseniz youtube ile siteye trafik çekme şansınızı arttırırsınız. Bunu yapmanın bir yolu; youtube’ta videoyu yayınladıktan sonra videonun web-log’una gömülmüş haliyle bir blog postu oluşturmanız. Eğer blogunuz yoksa blog nasıl açılır konusunu araştırın ve pürüzsüz şekilde kurun.

Başlıkta video kelimesini kullanın.

Arama motorlarında daha kolay bulunsun diye başlığa video yazın. İnsanlar video arattırdığında video yazarak aratıyor, bu yüzden arama motorunda daha fazla bulunması için başlığa video yazın.

Açıklayıcı ve anahtar kelime yoğun bir başlık ve açıklama belirleyin

Başlık ve açıklama hem arama motorunda bulunmak hem de içeriği doğru anlatmak için çok önemlidir. Başlığı ve açıklamayı SEOya uygun seçin. Anahtar kelime yoğun bir başlık ve açıklama ile hem içeriği okuyucuya anlatacak hem de arama algoritmasına uygun olduğundan daha fazla trafik çekeceksiniz. Videonuza daha fazla trafik çekmek demek youtube ile siteye daha fazla trafik çekmek demektir.

Doğru anahtar kelimeyi bulmak için normal SEO metodlarını kullanabilirsiniz. Trends, keyword planner gibi araçları kullanabilirsiniz.

Etiket kullanın

Etiketler sizin videonuzun ne hakkında oduğunu ve içeriği hakkında algoritmaya bilgi verir.

Jenerik hazırlayın.

Videonuzun başına veya sonuna kısa bir jenerik açılış veya kapanış videosu eklemeniz izleyicinin sizi kolayca tanımasını sağlar. Müzikli, görsel efektli bir açılış daha çok akılda kalıcı olur. Sitenizden de bahsedin ve açıklamadaki linke yönlendirin.

Küçük görseli optimize edin

Videonun başlık ve açıklamasının yanında bulunan küçük resmi optimize ederek daha fazla kişiye tıklatabilirsiniz. Bu küçük resim sizin arama sonuçlarında, önerilen videolar bölümünde ve sosyal medya paylaşımlarında gözükür. Mümkünse yakın çekim insan yüzü kullanın. Kullandığınız fontlar okunabilir olsun.

Video sonuna bitiş ekranı tasarlayın

 

Bitiş ekranları video bittikten sonra izleyenleri yönlendirebileceğiniz herşeyi koyabileceğiniz ekranlardır.

Videoyu izleyip seven kişilere video ile ilgili diğer bilgileri vermek için fırsattır. Kanalınız, diğer playlistler, ilgili videolar ve websiteniz gibi bilgileri bitiş videosuna koyabilirsiniz ve site linki sayesinde youtube ile siteye trafik çekebilirsiniz.

Video sonu eklemek için şu yolu izleyin;

Video Manager -> edit -> End Screens & Annotations.

Cards ekleyin

Videoların belli yerlerinde bir yere link verip konuşmayı destekleyebilirsiniz. Bunu cards fonksiyonu ile yapabilirsiniz. Cards’ı şunlar için kullanıyorlar.

  • Başka bir videoya yönlendirmek
  • Daha fazla kanal abonesi edinmek
  • Bağış yapmak
  • Sitenize trafik göndermek
  • Anket bildirimi yapmak

Oyuncuların isimlerini yazın.

Videonuzda görünen insanların isim listesini yapın ve videonun sonunda veya bazı durumlarda başında verin. Açıklamada sosyal hesaplarının linklerini de verin. Sitenizin linkini de koyun ki diğer linklere tıklarken sitenizin linkine de tıklarlar ve youtube ile siteye trafik çekmiş olursunuz.

Kendiniz olun.

Hatırlayın ki youtubetaki hiçbir video mükemmel değildir, ta ki profesyonel bir editör bulana kadar. Viral olan videolarda ajans etkisi farkedilirse birden yapaylık hissi verebilir. O yüzden youtube ile siteye trafik çekmek için önce videonuzda doğal olun, kendiniz olun, bu tip videolar daha çok ilgi çeker, siteye de daha çok trafik çekersiniz.

Senaryoyu önceden yazın.

Her ne kadar spontan videolar eğlenceli olsa da videonun vizyonunu bir süre sonra kaybediyorlar. Önceden planlı yapılan videolar daha başarılı gözükür.

Canlı webcam videoları yükleyin.

Video çekebileceğiniz bir yerde webcaminiz olsun. Webcam ile çektiğiniz videoları youtube üzerinden paylaşın. İnsanları canlı videoya dâhil edin. Daha fazla takipçi kazanmanızı sağlar. Site linkini de koyarsanız youtube ile siteye trafik çekmeyi başarırsınız.

Seri video çekin.

Seriler halinde çekilen videolar ziyaretçileri daha fazla takılıp kalmalarına ve takip etmelerini sağlar. Seriler halinde çekiyorsanız da yayınlama zamanlarına sadık kalın. Yani bir konuyu 5 videoda anlatacaksınız. Her bir videonun adına 1’den 5’e kadar numara verin. Her birini de aynı gün yayınlayın. Örneğin ilk Salı video 1 yayınlayın, diğer Salı video 2 yayınlayın.

Konuşmaktan çok aksiyon halinde olun.

İnsanlar sizi sadece oturup ve konuşmanızı izlemek istemezler. Eğlenceli ve ilginç görüntüler yakalayın ve aksiyon halindeyken videonuzu kaydedin.

Mesela bir şeyin nasıl yapıldığını izlemek isterlerse izleyiciye yapım aşamalarını gösterin. Bu şekilde izleyiciler merak ederler sitenizi ziyaret etmek isteyenler olur ve youtube ile siteye daha fazla trafik
çekersiniz.

Logonuzu videoya gömün.

Kendi hazırladığınız logoyu hem websitenize hem videonun bir yerlerine mutlaka gömün. Logonuzu videonun başında ve sonunda kullanabilirsiniz. Logonuzu videoya sadece text olarak, logo şekliyle beraber veya tüm video boyunca linkini kullanabilirsiniz. Sitenizi merak edenler tıklayıp sitenize giderler.

Logonuzu videoya eklemek için youtube destek sayfasından yararlanabilirsiniz.

Paylaşım&tanıtım

Sosyal ağlarda paylaşın.

Normal bir blog postu gibi youtube videonuzun da sosyal ağlarda paylaşmak youtube ile siteye trafik çekmeniz için önemlidir. Tüm sosyal medya sitelerini kullanın; Twitter, Google plus, Facebook, instagram vb.

Diğer video paylaşım sitelerini de kullanın.

Her video paylaşım sitesinin bir izleyici kitlesi vardır. İlla ki her şey youtube değildir. Dailymotion, Vimeo, Google plus kullanın ve daha geniş bir kitleye ulaşın.

Olumsuz yorumları ciddiye almayın.

Trolleri beslerseniz bu onları daha fazlasını yapmaları için tetikler. Siz de daha sonra pişman olacağınız bir söz sarfetmenize yol açabilir. Yorumların bazılarına izin vermeyebilirsiniz. Olumlu yorumlara da teşekkür edin.

Reklam verin

Youtube’ta ilk 5 sn sonra atlanabilir video reklamları sizin için çok faydalı olabilir. Bu reklamlarla youtube ile siteye trafik çekebilirsiniz.

Aslında bir araştırmaya göre yeni müşterilerin 43%’ü youtube reklamlarını görüp alışveriş yapıyor.

3 tip reklam kullanabilirsiniz;

  • TrueView yayında reklamlar
  • True-View Discover Reklamlar
  • Bumper reklamlar

Renkleri sitenizin renkleriyle uyumlu hazırlayın.

Sitenizin ve youtube videosunun arka fon renkleri mümkünse aynı renkte olsun. İzleyicinin renklerden sitenizi kolay tanımasını sağlarsınız. Renkleri olabildiğince tek familya halinde tutun.

Uzman olduğunuz konuya sadık kalın.

Alanınızdan çok uzaklaşmayın google’ın ve diğer arama motorlarının belli bir konuya odaklanmış sayfaları daha çok ciddiye aldığını hatırlayın. Alanınızdan uzaklaşırsanız sadık takipçilerinizi de kaybedersiniz. Yotube ile siteye trafik çekmeniz için videonuzu izlettikten sonra insanlara uzmanlığınızı hissettirmelisiniz.

Niş kitlenize yakın durun

 

Kendinizi bir uzman gibi videolarınızda anlatmanız önemlidir. Fakat bir yandan da online ortamdaki topluluklarda da aktif olmanız youtube ile siteye trafik çekmeniz için önemlidir. Diğer sektör duayenlerinin videolarına yorum yapın. Video bazı temel bilgileri vermemişse onları yorumlar bölümüne yazın. Kendinize link verin.

İnsanlara olabildiğince çok yardımcı olursanız izleyicilerden mutlaka olumlu karşılık alacaksınız. Youtube ile siteye trafik çekebilir, daha fazla abone ve daha fazla video görüntüleme alırsınız.

İzleyicilerden yorum isteyin.

Birçoğu izleyiciye eğer sormazsanız yorum yapmazlar. Siz yorum isteyin. Yorum sayısında artış olacak göreceksiniz.

İnsanlara sitenizi ziyaret etmelerini söyleyin.

 

Biliyorum basit gözüküyor. Bu makaledeki en basit strateji budur.

Fakat çok basit diye basite almayın.

İnsanlara sitenizi ziyaret etmelerini söyleyin.

Çünkü insanlar söylemezseniz yapmazlar. Söylerseniz yaparlar.

İlginç olan bunu birçok insan kullanmıyor.

Yapılan bir araştırmaya göre insanların 87%’si, onlardan istenseydi referans verebileceklerini söylemişler.

Aynı konsept youtube videoları için de geçerlidir. İnsanlardan sitenize gitmelerini isterseniz trafiğinizin ne kadar artacağına şaşırabilirsiniz.

Sonuç olarak;

Youtube en büyük video paylaşım sitesi olduğundan youtube ile siteye trafik çekmeniz bir yandan çok kolay bir yandan çok zordur. Öncelikle bir hesap açın.

Çektiğiniz videoları çeşitli kitlelere vimeo, dailymotion gibi sitelerle ulaştırsanız da youtube ile daha iyi sonuç alırsınız.

Youtube üzerinde bir profil açın, içeriklerinizi yükleyin ve yukarıdaki taktikleri uygulayın, çok geniş kitlelere ulaşacaksınız.

Sizin de bu taktiklere ekleyeceğiniz kullandıklarınız varsa lütfen yorumlar bölümünden paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

 

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Takip Etmeniz Gereken 15 Facebook Performans Ölçüsü

Bu makalede ölçüm yapabilmeniz için kullanabileceğiniz facebook performans ölçüm metriklerini okuyacaksınız.

Facebook bize birçok performans ölçüsü veriyor.

Buna en çok yakınlaşabilense twitter.

Alacağınız facebook performans ölçüleri bilgileri sizin postlarınızın

  • İzleyicisi
  • Demografisi
  • Lokasyonu
  • Cinsiyeti
  • yaş aralığı ve
  • hatta kampanya ve reklam takip etmek sistemi oldukça iyi çalışıyor.

Tüm bu facebook performans ölçülerine sahip olmak iyiyken, işletmenizde verimli kullanabilmeniz için verilerin ne işe yaradığını iyice anlamanız gerekir.

Bu makalede bir markanın takip etmesi gereken facebook performans ölçülerini okuyacaksınız.

Facebook performans ölçüm metrikleri

  1. Etkileşim

Etkileşim insanların sizin postunuz üzerinde aldığı aksiyon sayısıdır. Bu bir linke tıklamak, bir post paylaşmak, bir reaksiyon göstermek veya yorum bırakmak olabilir.

Nerede bulurum?

Etkileşimi takip etmenin birkaç yolu var bunlardan biri Facebook Insights.

Diğer opsiyon Facebook Analytics tools. Sayfaların ve postların ne kadar etkileşim aldığını gösteriyorlar.

Etkileşimi neden ölçmelisiniz?

Etkileşim takip etmeniz gereken en önemli facebook performans ölçülerinden biridir. Etkileşim insanların postunuzu sevdiğine işarettir. Aynı zamanda etkileşim postunuzun daha fazla kişiye ulaşmasını da sağlar.

Bildiğiniz gibi, Facebook algoritması takipçilerinizin haber kaynaklarında nerede çıkacağını belirliyor. Algoritmanın amacı kullanıcıların en çok ilgilendiği postları karşısına çıkarmak.

Eğer bir postunuz çok fazla etkileşim alıyorsa bu sinyal facebook’a gidiyor ve facebook bu postu popüler olarak görüp daha fazla kişiye gösteriyor.

  1. Erişim / Reach

Facebook üzerinde bir postunuzun göründüğü kişi sayısıdır. Önemli bir facebook performans ölçüsüdür. Bu rakam organik veya reklamlı çalışma sonucu da olabilir.

Bildiğiniz gibi facebook algoritmasını değiştirdi. Bu yüzden birçok marka içeriklerinin görüntülenmesinin çok azaldığını hatta bazılarıın  2.6% ya kadar düştüğünü bazı raporlar söylüyor.

Yani her ne kadar çok büyük bir takipçi sayısına bile ulaşsanız, hepsi sizin postunuzu görecek değiller. İşte burada erişim konusu açılıyor.

Nerede Bulunur?

Yerişimi Insights sayfasına giderek inceleyebilirsiniz.

Eğer daha fazlasını istiyorsanız Erişim/Reach üzerine tıklayabilirsiniz.

Erişimi neden ölçmelisiniz?

Her ne kadar markaların Facebook organik erişimi yıllar içinde düşse de ölçmeyi bırakmamalısınız. Hatta sürekli ölçmeniz gereken bir facebook performans ölçüsüdür.

Daha önce de okuduğunuz gibi 2,6% seviyesi ortalama olmaya başladı. Fakat yine de daha fazla kişiye ulaşan markalar var. Facebook reklamlar da sizin daha fazla kişiye ulaşmanızı sağlar.

  1. Gösterim / Impressions

Erişim postunuzun kaç kişiye ulaştığını söylerken gösterim postun kaç kez gösterildiğini gösteren facebook performans ölçüsüdür. Bir kullanıcının birkaç kez görüntülemesi de olası olduğundan gösterim sayısı da önemlidir.

Nerede bulurum?

Facebook Insights bölümünde post sekmesine gidip reach menüsüne tıklayın ve menüden gösterimi seçin.

Sprout da Facebook Analytics ile detaylı bilgi veriyor.

Gösterimleri neden ölçmelisiniz?

Postun viral doğasını gözlemlemeye yardımcı olan bir facebook performans ölçüsüdür. Bir kişi kendi zaman tünelinde postu görebilir, ardından bir arkadaşı paylaştığında onun paylaştığını da görür ve iki kez gösterim oluşur.

İnsanların aksiyon alması için birkaç kez görmesi gerekiyor. Çünkü facebook çok fazla içeriğe boğulmuş durumda.

Hatta pazarlamada 7 kuralına göre bir müşterinin aksiyon alması için reklamı 7 kez görmesi gerekiyor. Her ne kadar 7 kuralı 1930larda geliştirilmişse de günümüz dijital çağında halen geçerli.

  1. Facebook referans trafiği / Referral Traffic

Facebook referans trafiği sitenizin facebooktan aldığı trafiği gösteren bir facebook performans ölçüsüdür. Postlarınızdaki linklerinize tıklamalar, başkalarının paylaşımlarındaki tıklamaları da içerir.

Nerede bulurum?

Google Analytics te şu menüde bulabilirsiniz. Acquisition>Social > Network Referral.

Referans trafiğini Neden ölçmelisiniz?

Facebooktaki topluluğunuzu içerik ürettiğiniz ve yayınladığınız websitesine yönlendirirseniz istediğiniz aksiyonu aldırmış ve site trafiğini arttırmış olacaksınız.

Facebooktaki postlarınızın işe yarayıp site trafiğinizi arttırıp arttırmadığını anlamak için kullanacağınız facebook performans ölçüsü referans trafiğidir.

Trafiğin yüksek olması görselin, başlığın ve açıklamanın yeterince ilgi çekici olduğunu gösterir.

Eğer referans trafiğinin düştüğünü gözlemliyorsanız sebepleri şunlar olabilir;

  • Takipçileriniz paylaştığınız içeriği beğenmiyor olabilir.
  • Daha az erişim alıyorsunuzdur.
  • Başlık ve açıklamalar dikkat çekici gelmiyor.

Sebep ne olursa olsun referans trafikteki düşüş websitenizin trafiğini etkiler. Düşmeye başladığında tedbir alıp çözüm üretip yeniden arttırmaya çalışın.

  1. Sayfa beğeni ve takipleri

Sayfa beğenileri facebookta sizi takip eden insan sayısıdır. İnsanlar sizin postlarınızı kendi haber kaynaklarında görmek için sayfanıza abone olurlar.

Nerede bulurum?

Sayfanın en başında takipçi sayısını doğrudan görebilirsiniz.

Eğer bu facebook performans ölçüsünü daha derin incelemek isterseniz istatistikler bölümünden zamana göre beğenme trendlerini, beğenmekten vazgeçmeleri ve organiz ve reklamlı beğenme ayrımını görebilirsiniz.

Facebook aynı zamanda sayfa beğenmelerinin nerede olduğunu da gösterir.

Sayfa beğenilerini neden ölçmelisiniz?

Sayfa beğenileri biraz gösteriş ölçüsü olarak kullanılır. Sadece sayfaya kaç kişi topladığınızı gösteren facebook performans ölçüsüdür.

Etkileşim, yorum, erişim gibi verilerin bir garantisi değildir. Yani çok takipçili bir sayfanın postları düşük sayıda yorum alırken az takipçili bir sayfanın postları çok yorum alabilir.

Sayfa beğenisi sizin takipçilerinizin çokluğunu gösteren bir facebook performans ölçüsüdür. Zaman içinde takipçi sayısı genelde büyür. Eğer büyümüyorsa iki sebep olabilir;

  • Yeni takipçiler kazanırken eski takipçileri de kaybediyor olabilirsiniz.
  • Yeni insanlar sizi takip etmiyor.

Hangisinin sizin başınıza geldiğini az önce okuduğunuz facebook performans ölçüsünden öğrenebilirsiniz.

  1. Video hafızası /Retention

Eğer 10 dakikalık videolar yüklüyorsanız ve insanlar sadece 30 saniyesini izliyorlarsa videonun süresini kısaltmayı düşünebilirsiniz.

İnsanların videonun ne kadarlık bir bölümünü izlediğini sayfa İstatistikleri bölümünden Post detaylarına giderek öğrenebilirsiniz.

İnsanların çoğunlukla nerede bıraktığını ve kaç tane tekil izleyici olduğunu size facebook gösterebiliyor.

  1. Video etkileşimi

Diğer facebook post çeşitleri gibi videolar için de etkileşim çok önemli facebook performans ölçüsüdür.

Beğeni, yorum ve paylaşım dışında video için bir metrik daha var o da “oynatmak için tıkla”.

“Oynatmak için tıkla” facebook performans ölçüsü videoyu kaber kaynağında kişinin otomatik oynatma yerine kaç kez tıklayıp izlediklerini gösterir.

Videoları sadece post edip bırakmayın. Facebook performans ölçülerine bakın ve insanların içeriğinizle etkileşip etkileşmediğini gözlemleyin.

  1. Tıklama oranı / CTR

Tıklama oranı (CTR) reklamınızı görüp karşılama sayfanıza gitmek için reklama tıklayan kişilerin oranını gösteren facebook performans ölçüsüdür. Wordstream verilerine göre facebook reklamlarına tıklama oranı tüm sektörlerde ortalama 0,9%.

Düşük bir CTR insanların sizin reklamınızı görüp tıklamadığını gösterir. Eğer CTRniz ortalamanın altındaysa reklam metninizi izleyici kitlenize daha uygun bir başlık ve görsel ile değiştirmeyi düşünün. Bu facebook performans ölçüsünü takip etmek önemlidir çünkü bu metrik doğrudan reklam ilgililik puanını etkiler.

Eğer facebook sizin reklamınızı gösteriyor ve CTRsi düşük kalıyorsa reklamın hedef kitlesine uygun olmadığını düşünür ve daha fazla tıklama başına ücret ödersiniz ve sonuç verimsiz olur. Bu yüzden bu facebook performans ölçüsünü takip edin.

  1. Gösterim ve tıklama başına maliyet / CPC & CPM

Facebook reklamları ödeme şekliniz için birkaç seçenek sunuyor. En çok tercih edilen iki tanesi şunlar;

  • CPM: 1.000 gösterim karşılığı ödeme
  • CPC: tıklama başına ödeme. (En çok tercih edilen) Tüm sektörler ortalaması $1,72’dir.

İster CPC ister CPM reklam ödemesi kullanın, bu facebook performans ölçüsünü takip etmeyi alışkanlık haline getirin. Çünkü bazı durumlarda birim fiyat çıkabilir ve bütçenizi zorlayabilir.

Fiyat arttığında içeriğinizde revizelere gitmek durumunda kalabilirsiniz. Her ne kadar facebook diğer platformlara göre (AdWords, Twitter veya LinkedIn) daha ucuz olmasına rağmen kötü yönetilen reklamlarla paranızı boşa harcayabilirsiniz.

  1. Aksiyon başına maliyet / CPA

Eğer belli bir amaca odaklanmışsanız, ziyaretçilere belli bir aksiyonu aldırmak istiyorsanız, tıklama veya görüntüleme takibi yeterli değilse, o istediğiniz aksiyonu aldırdıkça ödeme yapabilirsiniz.

Mesela bir uygulama indirmek, abone olmak veya bir şey satınalmak gibi bir aksiyon karşılığında ödeme yaparsınız. Bu facebook metriki ile kampanyalarınızdan geri dönüşleri ölçebilirsiniz. Tüm sektörlerde aksiyon başı ödeme (CPA) ortalaması $18.68.

  1. Reklam frekansı / Ad Frequency

Bazı pazarlama müdürleri tarafında önemsenmese de çok önemli bir facebook performans ölçüsüdür. Reklam frekansı insanların reklamları kaç kez gördüğünü gösteren facebook performans ölçüsüdür.

Daha önce okuduğunuz pazarlamada 7 kuralını hatırlarsınız. Bir kişinin bir reklamı 7 kez gördükten sonra aksiyon alıyor. Reklam aynı formatta sunulmuş olmak zorunda değil.

Eğer bir kişi aynı reklamı bir markadan defalarca görmeye devam ederse reklam etkisini yitirir diye düşünülür. Aslında AdEspressonun araştırmasına göre reklam sıklığı arttıkça CPC artıyor ve CTR düşüyor.

Bunun olmasını engellemek için, reklam frekansınıza dikkat edin. Eğer bir kişi bir markadan aynı reklamı haftada iki defadan fazla görüyorsa üzerine çalışmak gerekir.

Reklam frekansını azaltmanın en kolay yolu reklamın birkaç veryasyonunu hazırlamaktır.

Tanıtım yazı: Sosyal medya içerikleri

Sonuç olarak;

Facebook performans ölçülerinizi bugün takip etmeye başlayın

Yukarıda gördüğünüz facebook performans ölçülerini takip ederek kampanyalarınızı daha detaylı planlayabilirsiniz.

Yukarıdaki facebook performans ölçülerinin hepsini inceleyin ve markanıza en çok hangisi faydalıysa onu takip edin.

Şimdi sıra sizde,

Siz kendi markanız için hangisini takip ediyorsunuz? Yorumlar bölümünden paylaşın

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Çok Katılımlı Bir Facebook Fotoğraf Yarışması İçin 10 Tavsiye

Fotoğraf yarışmalarının cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla birkaç yıldan beri popülerliği arttı. Özellikle facebook fotoğraf yarışmalarını daha fazla görür olduk.

Fakat sadece fotoğraf yarışması yapmak yetmez, yaptığınız fotoğraf yarışmasının mobil uyumlu olmasına da dikkat etmelisiniz.

Fotoğraf yarışması yapmak için kullanabileceğiniz seçeneklerden biri Heyo. Heyo’nun yarışma uygulamaları tamamen mobil uyumludur.  Ve Heyo’nun editörü de tamamen görseldir. Bu da bir kampanya oluşturmayı eğlenceli hale getirir.

En iyisi de, kredi kartı gerektirmeden bedava deneme sunuyorlar.

 

Sosyal medyada fotoğraf yüksek sayıda paylaşılan hızlı hareket eden bir medya haline geldi.

Önceden fotoğraflar albümlerde sıkışık kalmıştı, şimdi daha çok insan önüne çıkıyor. Önceden daha pahalı fotoğraf makineleri gerektiriyordu. Şimdi cep telefonları yetiyor. Fotoğrafları basmak bir süreç gerektiriyordu ve pahalıydı.

Şimdi ise cebimizdeki telefondan her yere yakaladığımız anı gösteriyoruz. Çektiğimiz fotoğraf facebookta, instagramda, twitterda vb. Bu yüzden facebookta fotoğraf yarışmaları güçlü bir pazarlama taktiği haline geldi.

Çok katılımlı bir facebook fotoğraf yarışması için tavsiyeler

Bu makalede facebookta nasıl fotoğraf yarışması düzenleyeceğinizi, düzenlerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini okuyacaksınız.

#1. Amacınıza uygun fotoğraf yarışması oluşturun

Facebook fotoğraf yarışmaları yürütebileceğiniz en viral potansiyelli ve etkileşimi yüksek kampanyadır. Takipçiler oylayarak veya yükleyerek katılım sağlayabilirler. Kendi postlarını arkadaşlarına aktif şekilde tanıttıklarından sizin markanızı ve kampanyanızı da tanıtırlar.

 

Fakat fotoğraf yarışmaları fotoğraf çekme, aktarım, yükleme, bilgi formu doldurma gibi işlemler fazla olduğundan basit yarışmalarda topladığınız eposta adresini toplayamayabilirsiniz.

Eğer olabildiğince çok fazla abone veya eposta toplamak, takipçi kazanmak istiyorsanız basit yarışmalar ve küçük oyunlar çok daha etkili olurlar.

 

Eğer birebir pazarlaanızı öne çıkarmak istiyorsanız ve marka deneyiminizi daha fazla arttırmak istiyorsanız fotoğraf yarışması size yardımcı bir araç olacaktır. Daha az eposta toplayacaksınız, fakat daha ilgili yeni marka elçileri edineceksiniz.

#2. Fotoğraf yarışması teması takipçilerinize uysun

Eğer takipçileriniz sanatçılar, fotoğrafçılar, spor sevdalıları, gezginler, scrap book tasarımcılarıysa fotoğraf yarışması için ideal bir tabana sahipsiniz. Eğer bu tabana sahip değilseniz bile yaratıcı genç kitle enfes içerikler üretebilir. Örneğin Fransa’da playstation Fransa 500.000. takipçisini kutlamak için takipçilerine playstation logosu yarışması yaptı. Takipçilerin ürettikleri başarılı sonuçlar oldukça etkileyiciydi.

Yaratıcı fikirlerin yanında bazı kitle (Avukat, cerrah, borsacı vb.) katılmada hevessiz kalabilir. Onları tetiklemeniz gerekebilir.

Bunun yanında sigorta gibi sektörlerde etkileşim üretebileceğiniz bir fotoğraf yarışma tipi bulunmayabilir. Bu yüzden yaratıcı bir fotoğraf yarışması fikri için takipçilerinize sorabilirsiniz.

#3. Ödüllerinizi olumlu seçin

Markanızla ilgili ürünleri hediye olarak seçin.  Belki herkes bir tablet veya tatil kazanmak isteyebilir. Fakat markanızı hatırlatmayan hediyeler hafızalardan da kısa bir süre sonra silinebilir.

Düzgün bir hediye ödül avcılarını harekete geçirir. Bazı ödül avcıları postlarınızı saklayabilir veya sayfanızı kampanya bitene kadar beğenmekten vazgeçer. Bu da sizin sıralamanızı olumsuz etkiler. Daha az kişi sizin içeriğinizi görür.

Ödül sizin müşterinizi veya potansiyel müşterinizi çekmeli. Sebepsiz yere sadece ödül için yarışmaya katılan kişiler olacaksa, ödülü değiştirin.

Örneğin; Lord & Taylor bir bayan moda mağazası sitesindeki bazı aksesuarları hediye ediyor.

 

Aynı şekilde bir havayolu firması müşterisine mil hediye edebilir.

Eğer tur şirketiyseniz bir müşterinize bir resort tatili hediye edebilirsiniz.

Tablet satıyorsanız özel bir kulaklık hediye edebilirsiniz.

Doğru hediyeyi seçmek fırsatçıları ve hile yapacakları engeller. Belki biraz katılımcınız azalır ama ileride müşteriniz olacak kişileri kazanırsınız.

#4. Aksiyon çağrılarınızı 3 kez kontrol edin

Ziyaretçiler onlardan ne yapmalarını istediğinizi bilemezler. Onlara söylemelisiniz. Eğer sayfanızı beğenmelerini istiyorsanız bunu onlara söylemelisiniz. Bir yere tıklamaları veya bir form doldurmaları gerekiyorsa onlara söyleyin. Bolca görsel kullanarak anlatın.

Webte birçok insan metin okumaz.

 

Eğer sayfaya girmelerini istiyorsanız bir beğen tuşu koyup onu tıklamalarını yönlendirebilirsiniz.

 

 

Görseli güçlü aksiyon çağrıları her zaman daha iyi bir fikirdir.

 

#5. Mobil kullanıcılarını unutmayın (Kullanıcıların yarısı mobilden gelir.)

Facebookta  1.1 milyar insan var, ve bunların 750 milyonu mobilde aktif kullanıcı. Bu neredeyse 70%!

Eğer mobil kullanıcılar sadece arkadaşlarının storylerini kontrol edip hiç fotoğraf yarışması uygulamasını kullanmayacağını düşünüyorsanız, tekrar düşünün. Bazı gözlemlere göre insanların 40%’ı mobil uygulamadaki yarışma reklamı mobil cihazında önüne çıktığında giriyorlar.

Yarışma uygulamanızın mobil linkini vermesi gerekir. Kampanyanıza standard link katılım için kullanılmaz.

 

#6. Fotoğraf yarışması kampanyanızı tanıtın

Yarışma içeriklerini ve şartlarını hazırladınız. Şimdi tanıtmaya geldi. Sayfanızda yarışmanızı tanıttığınızda facebook ilgilenmeyebilecek kişilere göstermiyor. İlgilenmeyecek kişileri kendine göre bir algoritmayla seçiyor. Sizin yarışmanız sayfadaki herkese gitmiyor olabilir. Bu yüzden reklam vermeniz gerekiyor. Reklam sizin yarışma duyurunuzun ulaşmadığı kişilere de ve hatta daha fazlasına da ulaşmasını sağlar. Facebook reklamları kullanarak daha fazla kişiye yarışmanızı ulaştırabilirsiniz. Katılımı ilgili kişilerle sınırlı tutmak için facebook reklamlarını kurgularken hedef kitle seçiminde ilgili kişilere filtreleme yapın. Bu filtreye göre reklamlar gösterilir. Herkese gösterilmez. İstediğiniz, ürününüzle ilgilenebilecek kişiler yarışmanıza katılır.

 

 

#7. Sadece alınan oya göre ödül vermeyin

Kazananı seçmenin birkaç yolu olabilir. Rastgele çekilişle de seçilebilir, jüri eşliğinde de veya en çok oylayanı kazandırabilirsiniz. En ideal formül en çok oy alan 10 taneden jürinin seçimi olabilir.

#8. Günlük girişleri sınırlayan bir uygulama kullanın.

Hilekar insanlar takım halinde çalışım birbirlerinin yerine de oy kullanırlar. Günlük girişleri sınırlamak bu tür bir hileyi engelleyecektir. Örneğin aşağıdaki ekranda da gördüğünüz gibi bir uygulamada günlük oy sayısını sınırlayabiliyorsunuz.

 

#9. Uygulamanız katılımcıları IP adresinden tespit etsin.

Eğer aynı IP adresinden birçok oy geliyorsa muhtemelen sahte facebook hesabından geliyordur. Sahte bir hesap sizin yarışmanızı spamlıyordur. Kullandığınız yarışma uygulaması bu tür sahte hesapları IP adresinden tespit edip engelleyebilmelidir.

#10. Katılımcıları kolayca banlayabilmelisiniz.

Bir kez sahte hesap tespit edildiğinde onun bıraktığı her gişrişi silebilmeli ve sahte hesabı yasaklayabilmelisiniz.

#11. Sahte hesaplara karşı yasaklama kurallarınız çok açık olsun.

Kimlerin kazanacağı ve kimlerin diskalifiye edileceği gibi konuların kuralları çok açık ve net olmalı. Eğer bazı kişileri yasaklayacaksanız, yarışma şartları bu aksiyonu neden aldığınızı bilmeliler.

#12. Karekod kullanın

Blogunuzda, websitenizde veya reklam yaptığınız bir yerde facebook yarışmanızın karekodunu bulundurun. İnsanlar birçoğu zaman tek tıkla erişebilecek kadar basit olmasını ister. Karekod ile insanlar doğrudan yarışmaya gidebilsin.

 

 

Not: QR kodlar ve kısaltılmış linkler satış noktalarında da asılı olursa trafik artışını daha da beslersiniz.

 

Tavsye yazı: Sosyal medya makaleleri

 

Sonuç olarak;

Facebookta yarışma düzenlemek işletmeler için sosyal sayfalarını hareketlendirici faydası olan bir etkinliktir. Siz de sayfanızı büyütmek istiyorsanız yarışma düzenleyin.

Fotoğraf da herkesin kolay oluşturabileceği bir içerik olduğundan katılım için içerik üretek kullanıcı için oldukça kolay olacaktır. Fakat facebookta fotoğraf yarışması yaparken dikkat etmeniz gereken detayları iyi düzenlerseniz facebook fotoğraf yarısması sizi daha profesyonel ve güçlü bir marka olarak gösterir.

Yukarıda facebook fotoğraf yarışması yaparken dikkat etmeniz gereken tavsiyeleri okudunuz.

Sizin tecrübe ettiğiniz bir şey varsa yorumlar bölümünden paylaşın!

 

 

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Facebook 360 Fotoğrafları Markanız İçin Kullanmanın 6 Yolu

Facebook 360 fotoğraf sizin facebook sayfanızda takipçilerinizin fotoğraflarınızı 360 derece deneyimlemesini sağlayan bir programdır.

Bu makalede facebook 360’ın markanız veya işletmeniz için nasıl kullanıldığını keşfedeceksiniz.

Facebook 360 fotoğraf Nedir?

Normal fotoğraflardan hariç, Facebook 360 photos size bir ortamın 3D görüntüsünü oluşturmanızı sağlar. Panoramik görüntü alır gibi fotoğraf çekersiniz ve facebook 360 bunu birleştirir. Aşağıda karşılaştırabileceğiniz iki örnek var. Biri normal fotoğraf diğeri 360 fotoğraf.

.facebook 360 (7)

360 fotoğrafta fark edeceğiniz şey 360 fotoğrafın düz olmadığıdır. Daha davet edicidir. İnsanı içine çekiyor ve dışarıdan bakan biri değil de sanki deneyimin bir parçası gibi görmenizi sağlıyor.

Peki 360 fotoğrafları markanız ve işletmeniz için nasıl kullanırınız?

Facebook 360 fotoğraf kullanma yöntemleri

#1: Ayak trafiği oluşturmak için mağazanızı veya özel ürünlerinizi çekip yükleyin.

Mağazanızın sınırlı saatleri mi var. Belki mağazanızı yeni açtınız ve insanlar mağazanızı deneyimleyemediler. İlgi ve etkileşimi arttırmak için mağazanızın müşteri perspektifinden 360 fotoğraf paylaşın.

Örneğin Thomann International müzik mağazası Premium gitar seçeneklerini 360 fotoğraf ile potansiyel müşterilerine gösteriyor.

.

Siz de mağazanızda görsel etkisi olan ürünlerinizi ve raflarını potansiyel müşterilere ulaştırmak için 360 fotoğraf çekip yayınlayabilirsiniz.

Mağazanızda 360 fotoğraf çekmeden önce raflarınızın düzgünce organize edildiğini ve stoktaki ürünlerin düzgünce dizildiğinden emin olun. İlk izlenimler fark yaratır.

Eğer gün içinde mağazanız meşgulse 360 fotoğrafınızı mağazanızı açmadan veya henüz kapamadan çekebilirsiniz. Birçok müşterinin etrafta geziniyorken 360 fotoğraf çekmeniz zayıf kalite 360 fotoğrafın ortaya çıkmasına sebep olur.

#2: Canlı eventleri desteklemek için gerçek zamanlı deneyim yükleyin.

Markanız veya işletmeniz için event organize ediyor musunuz? Facebook 360 fotoğraf çekip event fotoğrafı veya kamera arkası fotoğreafı paylaşın.

Mesela Chicago Open Air Festival Facebook 360 photos kullanarak takipçilerine 360 derece 360 derece konser görüntüsü gösterdi.

Bu kadar büyük olmasa da siz de eventlerinizi 360 fotoğraf çekip facebookta yayınlayıp takipçilerin herşeyi 360 derece görmelerini sağlayabilirsiniz.

360 fotoğraf paylaşarak takipçilerinize eventin deneyimini yaşatabilirsiniz.

#3: Kendi lokasyonunuza yönlendirmek için meşhur simgelerini paylaşın.

Müşterileriniz size yerinizin nerede olduğunu sık sık soruyorlar mı? Birçoğu zaman insanlara firmalar yanlarındaki kolay tanınır başka bir mağazadan tarif ediyorlar, mesela Starbucks’ın yanında.

Müşterilerinize yardımcı olmak için mağazanızın ön cephesinden bir 360 fotoğraf çekin. İnsanların mağazanızın neye benzediğini anlamalarını sağlarsanız sizi daha kolay bulurlar. Sonra bunu tabii ki facebookta paylaşın.

İşte bir örnek; BonnieBurrito

Bir sonraki yerinizi soran müşteriye de facebook 360 photos linki yollayabilirsiniz.

#4: Bilet satım yerini bilgilendirmek için gösterin

Eğer bir conser tanıtımcısıysanız veya bir spor takımı için çalışıyorsanız facebook 360 photos özelliğini yerinizi belli etmek ve oturduğunuz alanı belirtmek için kullanabilirsiniz. Bu 360 fotoğrafla insanlar bilet aldıklarında koltuklarının neye benzeyeceğini önceden görme şansı bulurlar.

Spor takımları, conserler, performans gösterileri için Facebook 360 photos kullanarak alacağınız biletin bakış açısını gösteriyorlar. Müşteriler de ne bekleyeceğini bilerek geliyorlar. Kimseye sürpriz olmuyor.

 

#5: Lansman öncesi heyecan yaratmak için ipucu niteliğinde görsel kullanın

Yeni bir ürün mü piyasaya sürüyorsunuz? Müşterilerinizle enerji seviyesini lansman öncesi yüksek tutmak için önceden kısa bir görüntü paylaşmayı düşündünüz mü? Ben-Hurüreticisi Facebook 360 photos kullanarak öncesinden chariotrace fotoğrafını paylaşıyor.

#6: Takipçilerinizi de özgün bir arşiv oluşturmak için 360 derece fotoğraflarını paylaşmalarını isteyin.

Eğer kendi facebook 360 fotoğrafınızı oluşturmakta zorluk çekiyorsanız sizin işletmenizin 360 fotoğrafını çekip yüklemelerini müşterilerinizden isteyebilirsiniz.

Özel bir #hashtag oluşturun ve fanlarınıza 360 fotoğraf yüklerken bu hashtagi kullanmalarını isteyin.

Fanlarınız kendi 360 fotoğraflarını paylaştıkça siz de kendi hashtaginizi arattırarak kendi işletmenizle ilgili çekilmiş 360 fotoğrafları bulabilirsiniz. Sonra da kendi sayfanızda paylaşırsınız.

Sonuç olarak

Yuakrıdaki fikirler size facebook 360 fotoğrafları nasıl kullanacağınız hakında yeni fikirler umarım doğurmuştur.

Örneğin eğer turizmdeyseniz turistlerin gezeceği noktaların 360 fotoğrafını yükleyerek daha fazla heyecan yaratabilirsiniz. Bunlardan daha fazlasını düşünün ve çok eğlenceli ve çekici olabilecek facebook 360 fırsatını daha etkili kullanın. İşletmenizi ve markanızı daha çekici hale getirecektir.

Yukarıda facebook 360 photosun nasıl kullanılacağı ile ilgili birçok fikir okudunuz. Bu fikirler tabi ki çoğaltılabilir. Peki sizin facebook 360 photos uygulamasını kullandığınız bir yer var mı? Siz de bir fikitr yorumlar bölümünden paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Sosyal medya makeleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Instagram Postlarınızın Beğeni Sayısını Arttırmak İçin 20 Teknik

Bu makaede instagram beğeni sayısını arttırma tekniklerini okuyacaksınız.

Instagram toplam 500 milyon kullanıcıya sahip olduğunu biliyor muydunuz?beğeni sayısını arttır

300 milyonun üzerinde kullanıcı günlük kullanıyor.

Dahası da var, günde 40 milyar like atılıyor.

İşletme olarak tüm bu gürültüyü basitleştirmek ve hakim olmak çok zor.

Bu iyi içerik üretebilen markalar için büyük bir fırsattır.

Peki markanız nasıl beğeni sayısını arttırır?

Cevap basit, takipçi kitlenizle etkileşim içine girin.

Ne kadar etkileşim içine girerseniz o kadar çok beğeni sayısını arttırırsınız.

Aynı zamanda instagram beğeni sayısı sizin markanızla takipçilerin duygusal bağ kurmasını sağlıyor.

Küçük bir hareket gibi gözükebilir fakat instagram beğeni sayısı bütün pazarlama stratejiniz üzerinde büyük etkisi olabilir. Instagram beğeni sayısı sadece takpçilerinizle bağ kurmakla kalmaz bir çeşit geri bildirimdir.

Daha fazla beğeni arttırmak demek içeriklerinizi doğru üretiyorsunuz demektir.

İçeriklerinizle etkileşim haline geçen takipçilerinize daha çekici bir imaj hazırlamak ve beğeni sayısını arttırmak için aşağıdaki taktikleri kullanın.

İnstagram beğeni sayısını arttırma teknikleri

  1. Tüm profilinizi doldurun

Profilinizde boş bir yer kalmasın.

Her bilgiyi doldurun.

Kalan bir boşluk bilerek doldurulmamış gibi gözükür. Birçoğu insan profillerini açıyor fakat geri kalan bilgileri daha sonra doldurmak üzere bırakıyorlar. Ama profil bilgilerini doldurmayı unutursanız daha sonra geri dönmeyi unutmanız çok olasıdır.

Eğer instagram profil açıklamanız kısaysa, bir konuyu atlıyorsanız bunlar farkedilir. Ve eksik doldurulmuş profil sayfanın resmi olmadığını düşündürür. İnsanlar resmi hesapları daha fazla takip ederler.

Instagram postlarınızın beğeni sayısını arttırmanız için profilinizi tam doldurun.

  1. İstikrarlı bir takviminiz olsun.

Sosyal networklerde ne zaman post çıkacağınızla ilgili sayısız araştırma yapılıyor.

CoSchedule ‘ın yaptığı bir araştırmada instagram kullanıcılar pazartesi ve Perşembe günleri gece 02:00 sabah 08:00 ve öğleden sonra 17:00 da en çok aktifler. Postların beğeni sayısını arttırmanız için bu saatlerde aktif olmanız önemlidir.

Birçoğu marka ortalama günde 1,5 post çıkıyor. Tabi bu sizin daha fazla post çıkmayacağınız anlamına gelmez. Fakat bunu yaparsanız bir amaç için yapın. Sadece içerik üretmiş olmak için üretmeyin.

Post yüklerken hep aynı saatte veya haftanın hep aynı günlerinde yükleyeceksiniz diye bir kural bulunmuyor.

Post yükleme sıklığı markaya ve içeriğe göre değişebilir. Fakat yükleme sıklığını herkesle aynı tutmasanız da belli bir tutarlılığı takip edin. Bu sizin sadık takipçiler oluşturmanıza yardımcı olur.

  1. Beğeni sayısını arttırmak için güçlü başlıklar ve aksiyon çağrısı kullanın

Instagram tamamen medya üzerine kurulu. Bu yüzden bazen fotoğrafın açıklamasını yazmayı gözden kaçırabilirsiniz.

İyi bir açıklama yazmak, beğeni sayısını arttırmak, takipçileri harekete geçirmek için iyi bir fotoğraf çekmek kadar önemlidir.

Fotoğrafınızı en iyi açıklamayla post ettiğinizden emin olun. Ve hep aklınızda tutun ki; açıklamasında “beğen” veya “yorum yap” yazan fotoğraflar 89% daha fazla beğeni ve 2,194% daha fazla yorum alıyorlar. Bazen sadece beğenmelerini istemek beğeni sayısını arttırmak için en kolay yoldur.

 

Diğer bir yol da açıklamada belli kişileri @mentionlamaktır. Bununla 56% daha fazla etkileşim alırsınız.

  1. Lokasyon ekleyin

Daha fazla beğeni sayısını arttırmak istediğinizde @mentionlamak tek yol değildir. 2014’te yapılan bir araştırma bir lokasyonla etiketlenmiş postların 79% daha fazla etkileşim aldığı bulunmuş.

Instagram içeriğinize lokasyon eklemek beğeni sayısını arttırdığı gibi çok da kolaydır. Fakat birçok marka bunu yapmıyor.

Bir çalışmaya göre 6.075 posttan sadece 307 tanesi lokasyon etiketliydi. Eğer yerel bir işletmeyseniz lokasyonunuzu etiketlemek beğeni sayısını arttırmak için çok etkili bir strateji olacaktır.

Kendi lokasyonuna yakın yerlerde etiketlenmiş instagram postu arayan kişilerin arama sonuçlarında çıkabilirsiniz. Bu da beğeni sayısını arttırmanıza yardımcı olur.

  1. Hashtagleri bolca kullanın

Hashtagler tüm sosyal platformlarda içeriğinizin görüntülenmesinin artması için çok önemli ve etkili bir araç. Hashtagli resimler hashtag olmayanlara göre daha fazla beğeni alıyor.

Postunuzu hashtaglerle doldurmamalısınız. Bu sizi spam gösterebilir. Çok her zaman iyi değildir.

 

Her ne kadar bir postta 30 hashtag kadar kullanabiliyor olsanız da hepsini kullanmayın.

Track Maven’ın araştırmasına göre 1.000’den az takipçisi olan hesapların postlarına 11 hashtag eklemesi en çok etkileşimi almalarını sağlamış. 1.000’den fazla takipçisi olanlar için ise 5 tane ideal rakam gibi gözüküyor.

Mutlaka kendi markanızın hashtagini yazmak istersiniz. Beğeni sayısını arttırmak için bazı popüler hashtagleri de kullanın.

  1. Instagram Filtrelerinizi dikkatlice kullanın

Canva’nın bir araştırmasına göre Clarendon tüm dünyada en çok kullanılan instagram filtresiymiş.

Clarendon rengi canlandırma ve vurgulama için kullanılan çok amaçlı bir filtredir. Görüntülemeyi ve beğeni sayısını arttırmak için canlılık kritik bir filtre. Aslında karanlık fotoğraflara göre canlandırılmış fotoğraflar 592% daha fazla beğeni almış.

Bu demek değildir ki her fotoğraf bir filtreden geçmeli. Canlandırma filtrelerinin beğeni sayısını arttırmada etkisi olup olmadığını deneyerek öğrenin.

Ayrıca mavi tonlara sahip fotoğraflar kırmızı ve pembelere göre 24% daha fazla beğeni aldı.

Tabii ki bu fotoğraflarınızda hiç kırmızı veya pembe olmayacak demek değildir. Fakat editlerken aklınızda tutun.

  1. Spotlight paylaşın

Bu sayfa sizin instagram sayfanız ve tabiiki kendi ürünlerinizi vurgulayacaksınız. Fakat müşterilerinizle spotlight paylaşabilirsiniz.

Pazarlama stratejinize kullanıcının oluşturduğu içerikleri eklemek oldukça faydalıdır.

Taze içerik verir, müşterilerinizi tanımanızı sağlar ve potansiyel müşterileriniz tarafından daha olumlu karşılanır. Çünkü zaten tatmin olmuş bir müşteriden deneyim paylaşılıyor.

Sizin instagram postlarınıza markalı hashtagler eklemek için harika bir fırsattır.

Takipçi kitlenizi sizin belirlediğiniz hashtag ile paylaşmalarını destekleyin, teşvik edin. Ardından da en beğendiğinizi storyde paylaşın ve tabii ki sahibine teşekkür edin.

Paylaşmak için kullanıcı tarafından oluşturulmuş içerik arıyorsanız içinde insan yüzü olan resimleri tercih edin. İçinde yüz barındıran instagram fotoğrafları olmayanlara göre 38% beğeni sayısını arttırmış.

  1. Eğlenin, sıkıcı olmayın kuralını uygulayın

Sosyal medyada her zaman eğlenin sıkıcı olmayın tavsiyesiyle karşılaşırsınız.

Tam somut bir tavsiye olmasa da diğerlerinden daha az önemli değildir. Eğer içerikleriniz zorlamaysa bunu takipçileriniz anlar, fotoğraflarınız sıkıcıysa takipçileriniz yine anlar ve takibi bırakırlar, beğeni sayısını arttıramazsınız.

Markanızı özgün yapan nedir? Ürün veya markanızı daha çekici kulan nedir? Ürünlerinizin az bilinen ama kullanıcılarının bilmekten keyif alabileceği bilgiler nelerdir?

 

Takipçilerinize instagramdan sorabileceğiniz ve etkileşim yaratabileceğiniz sorular hazırlayın. Eğer sürekli aynı içerikler paylaşıyorsanız farklı içerikler üretmeyi deneyebilirsiniz.

  1. En iyilerden öğrenin

Kendinize iyi etkileşim alan instagram sayfalarını kaydedin ve onları takip edin.

Etkileşimi yüksek postların özelliklerini anlamaya çalışın ve kendi postlarınızda uygulamaya çalışın.

Tüm instagram hesapları aynı takipçi kitlesine sahip değil bu yüzden her sayfa sizin için yönlendirici olmayabilir. Bu yüzden benzer takipçi kitlelerinin toplandığı sayfaları takip edin.

  1. İzleyin, ölçün ve adapte edin

Instagram etkileşimi tek bir taktiğe bağlı değildir, birçok taktiğin kombinasyonudur. Hangi taktiğin işe yarayıp hangisinin beğeni sayısını arttıracağını bilmek daha hızlı hareket etmenizi sağlar.

Bunun için instagram istatistikler sayfasını ziyaret edin. Post performansı, yorum takibi, hashtag kullanımı, toplam beğeni sayısı gibi tüm grafikleri inceleyin.

11. Renkler beğeni sayısını arttırmada etkili

30 milyon üzerinde fotoğrafın incelendiği bir yarışmada dominant renk olarak mavi kullanımı beğeni sayısını arttırmada 24% daha etkiliymiş.

12. Başka hesaplarla ortak post çıkın

Beğeni sayısını arttırmanın diğer tekniği de ortak post çıkmak. İnstagramda diğer hesaplar kısmen rakip olsa da arkadaşlık kurduğunuzda ve ortak bir çalışma yaptığınızda bu ortaklık sizin postunuzun beğeni sayısı arttıracaktır.

13. Kaliteli fotoğraflar çekim

 

Instagram aşırı şekilde görsel bir platform. İnstagramda beğeni sayısını arttırmanın en önemli tekniklerinden biri de kaliteli fotoğraf çekmektir.

İnstagram kullanıcıları yayıncılardan yüksek kalite fotoğraf bekliyor ve kalitesiz fotoğrafları elemede oldukça acımasızlar. Kaliteli bir fotoğraf sizin için ilk izlenim sebebi bile olabiliyor.

 

Sonuç olarak;

Instagram çok büyüyen bir sosyal platform. Takipçi sayısı her ne kadar önemli olsa da beğeni sayısını arttırmak çok daha fazla satış getirebilir. Takipçilerinizin daha fazla sizle etkileşime girmesi ve postlarınızın beğeni sayısını arttırmanız için birçok yol bulabilirsiniz.

Postlarınızın beğeni sayısını arttırmak için filtre uygulamadan hashtage, düzenli post etmekten profil yazılarına yukarıda birçok konuyu okuyabilirsiniz. Yukarıdaki teknikler beğeni sayısını arttırmanıza yardımcı olacaktır.

Siz hangi teknikleri kullanıyorsunuz? Yorumlar bölümünden paylaşın.

Tavsiye yazı: Sosyal medya makaleleri

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Udemy Kurs Videosu Çekmek İsteyenlere Altın Değerinde 72 Tavsiye

Bu makalede udemy kurs videosu çekmek için tavsiyeler okuyacaksınız

Kendi bilgeliğinizi milyonlarla paylaşmak artık uzak bir hayal değil.

İnternet ve video eğitim siteleri sayesinde bilginizi binlerce kişiye kısa sürede ulaştırabilirsiniz.

Peki etkili ve satış yapan eğitim videolarımızı nasıl hazırlayacağız?

Birazdan okuyacaklarınız tekniklerle online eğitim becerinizi geliştirecek ve eğitim kalitenizi arttıracaksınız.

İyi bir eğitim videosu için pahalı kamera aksamlarına gerek yok. Basit bir ekran kaydedici yaılımla eğitim hayatınıza başlayabilirsiniz.

Aşağıdaki teknikleri de hayatınıza katarak kalitenizle beraber gelirinizi de arttırabilirsiniz.

Udemy kurs videosu hazırlama tavsiyeleri

Kursunuzu tasarlarken

  1. Hedef kitleyi belirleyip doğru içerik seçin

Öğrenci kitlesinin kim olduğunu belirlerseniz birçok problemi çözebilirsiniz. Örneğin öğrencinize nasıl yaklaşacağınızı bilebilirsiniz. İlgilerini çeken diğer kursları da kolay tespit edebilirsiniz. Eğer geniş bir kitleye ulaşacaksanız alanınızda bilinecek her şeyi bilmeniz gerektiği su götürmez bir gerçek.

  1. Aşama aşama anlatacaklarınızı iyi tasarlayın

Bilgiyi nasıl aktaracağınızı çok iyi tasarlayın. İnsanlar dağınık anlatanlara çok tepki gösteriyor. Bilgi aktarım tasarımı çok kritik

  1. Mükemmel olmanıza gerek yok

İşin ustası olmanıza gerek yok. Öğrencilerin birçoğu çok başında ve sizin biraz fazla olan bilginiz bile işe yarayabilir. Mükemmel olmayı beklemeden eğitim kursu hazırlayabilirsiniz.

  1. Kursları yarım yüklemeyin

Birazını yükleyeyim gerisini sonra yüklerim demeyin. Evet bunu yapan var. Kursu satın alan öğrenci kursun tamamlanmış ve başlığı ile içeriği uyumlu bir kurs olarak düşünüyor. Bazı eğitmenler “yapabildiğim kadarını yapayım daha sonra adım adım eklerim “gibi bir mantıkla yarım yani bitmemiş kurslar açıyor. İnsanların düşük puan vermesine sebep oluyor. Yarım eğitim yüklemeyin.

  1. İçerik planı hazırlayın

Eğitiminizi tanıtırken birçok bilgi yazacaksınız ama herkes eğitimin alt başlıklarına ve içeriğine bakacak. Kaydetmeye başlamadan çok daha önce tüm anlatacaklarınızı, konseptinizi yazmalısınız. Konsepti formule ettiğinizde tüm konuyu kapsayacak kaç video çekmeniz gerektiğini belirleyebileceksiniz.

  1. Uzun eğitimler hazırlayın

Kısa eğitimlere verdikleri paranın değip değmediğini insanlar çok düşünüyor normal olarak. Bunu youtube’ta da bulabilirm diyor. Youtube’ta bulamayacağı uzun eğitimler hazırlayın.

  1. Aşırı temel bilgiler yeterli gelmiyor

İnsanlar çok fazla temel bilginin olduğu kurslara soğuk bakıyorlar. Tatmin edici olmadıklarından olumsuz yorum yapıyorlar ve puanınızı düşürüyorlar. Eğitimlerinizde sadece temel bilgilere yer vermeyin. Ya da başlığına temel düzey olduğunu mutlaka yazın ve fiyatını düşük tutun.

 

 

  1. İyi bildiğiniz şeyleri koyun

Ne kadar az yaygın da olsa bildiğinizi kursa çevirin. Yükleyin. Satılıyor. Yeterki anlatırken ki tutkunuzu öğrenciler görsün, sizi alanında usta ilan edip söylediklerinize inanacaklar.

  1. Konudaki detaylara hakim olun.

Bazı insanlar konuyu yarım bildiği haliyle geleceklerdir. Ama sizin farklı detaylar sunmanız insanların hoşuna gidecek ve bir öğrenmeden bu kursu bitirmemiş olacaklardır. “Biraz biliyordum, bu kursla bilgimin üzerine ekledim” dedirtmeniz gerek.

  1. Eğitimin hem yeni başlayan seviyesini hem ileri seviyesini ayrı ayrı hazırlayın

Yeni başlayanlar seviyesinde olan bir eğitimin mutlaka beğenmeyip yetersiz bulup daha iyisini isteyenler olacaktır. Onlara “bu eğitimin başlangıç düzeyinde olanlar için olduğunu” ve “isterseniz mega paketi satın alabilirsiniz” gibi bir cevap verebilirsiniz. Ya da mega paketi almak isteyip içeriğinin çok fazla dolu olduğundan şikayetçi olan da olacak. Onlara da temel paketi önerebilirsiniz.

  1. İçeriğiniz zengin olsun

Online eğitim işinde insanlar içeriği zengin kurslara daha fazla meyil ediyorlar. Mesela 50 derslik ve 10 saat uzunluğundaki bir kurs her türlü 2 saatlik gibi daha kısa bir eğitimden daha iyidir. Zengin içerik sizi o konuda usta da gösterir.

Udemy’de çok bilinmeseniz de bu zengin içerik sizi bir adım öne çıkarır. Online ortamda kısa videolar oldukça yaygın fakat Udemy biraz farklı. İnsanlar birşeyi hızlıca ve baştan sona öğrenmek istiyorlar.

İçeriği zengin, alt kırılımları açık ve yeterince uzun olursa çok daha fazla kişiye hitap edersiniz. Öğrenciniz çok olur.

  1. Sadece yazı değil görsellerle destekleyin

Eğitimin bir kısmı ppt sunumu olabilir. Fakat ppt sunumunda sadece yazılar kullanırsanız insanlara bu sıkıcı geliyor. Grafiklerle resimlerle bunu destekleyin.

  1. Kaynaklar kullanın

Sunumunuzun pdf halini, checklistler, audio, şablonları indirilebilir kaynak olarak eğitim setinize ekleyin.

  1. Quizler ekleyin

Öğrencilerin bilgilerini tazelemesi ve kendinin öğrenip öğrenmediğini test etmesi için quizler faydalı olabilir.

  1. Pratik örneklerle besleyin, sadece teorik kalmayın

Gerçek hayat örneklerini görmeden insanlar eğitimlerden tatmin olmuyor. Sadece teorik bilgi her yerde olduğundan eğitiminize uygulamalar da mutlaka ekleyin. Her etkili eğitim yaklaşımı başlangıçta bilgi verip ardından örnekle pekiştirme üzerine kurulur. Anlattığınız bilgiyi örneklendirmek bilginin doğruluğunu da teyit etmiş olur. Eğitim videonuzda hem teorik hem pratik bilgiler verin. Teorik kısım bir sorun ve çözümünü anlatmalı, pratik kısım ise uygulamayı göstermeli.

  1. Terimleri de tanıtın

Eğitiminiz teknik olabilir. Terimlere yeni başlayanların yanında bazı ustalar da tam hakim olmayabilir. Terim diye kabul edilebilecek kelimeleri mutlaka ne demek olduğunu videonun başında kısaca anlatın.

  1. Açılış ve kapanış ekleyin

Her video mutlaka açılış ve kapanış içermeli.

  • Açılış: videonun ne hakkında olduğu
  • Kapanış: videonun özeti ve eğitimden öğrencinin ne kazandığı

 

  1. Bir videoda sadece gerektiği kadar bilgi verin

Eğitimin bir kısmı öğrencinin dikkatini ayakta tutmaktır. Hatta bu sıkıcı konularda ön plana bile geçebilir. Bu yüzden her videoda yeteri kadar bilgi vermelisiniz. Video parçalarında az bilgi vererek öğrenciye zihnine yerleştirmede daha fazla zaman veriyor olursunuz.

  1. Kısa videolarla daha fazla etkileşim alın

Genel bir hata, videoları çok uzun yapmaktır. Genel kanı 1-2 dakika uzunluğunda videolar çekmektir. Fakat 1-2 dakikada anlatmak için bazı konular karmaşık olabilir. Konu karmaşıksa aynı konuyu birkaç küçük videoya bölmek daha iyi sonuç verebilir.

Video uzunluğu öğrenmek için oldukça önemlidir. Kısa videolar derin bilgi ihtiyacı olanlar için faydalı olmazken 50 dakikalık uzun videolar da takibi zor olacaktır.

E-öğrenmede mükemmel video süresi yok fakat genel geçer bilgiler şunlar;

  • 1–3 dakika: sosyal medya için
  • 2–5 dakika: sunum, fragman, özetler için
  • 6–10 dakika: kılavuz ve eğitim videoları için
  • 20 dakikaya kadar derin içerikler için

Bu sürelerin konuya ve kişiye göre farklılık göstermesi normal. Fakat öğrencinin sabrını ve odaklanmasını tanırsanız kendi uzunluğunu belirleyebilirsiniz. Kısa videolarda bir konuyu anlatmayı bitiremezken uzun videolarda da dinleyicinin ilgisini sabit tutamayabilirsiniz.

  1. Kendi başarılarınızdan az bahsedin

Kendini ve yaptığı işleri fazlaca tanıtma özellikle piyasadan gelmiş eğitmenlerin yaptıkları bir şey. Bu durum öğrencilerin çok fazla gözüne batıyor. Kendinizden bahsetmek iyi ama ayarında bırakın.

 

Anlatım tarzı

  1. Konuşma metninizi hazırlayın

Birçok insan herhangi bir ön hazırlık yapmadan doğrudan çekime başlıyor. Fakat bu hem kendi çekim süresini hem de öğrencilerin anlama zamanını arttırıyor. Öğrenci tam anlayamayabiliyor, ana noktalar kaçabiliyor ve mesaj karşı tarafa tam gitmeyebiliyor. Metninizi hazırlayın. Metni olduğu gibi okumanıza gerek yok. Ama içeriği kafanızda toplamaya yardımcı olacaktır.

  1. İlk başta az bulunur bir bilgiyle başlayın

Sadece eğitimin 10%unu izleyip eğitimin gidişatının iyi olup olmadığına karar veren çok insan olabiliyor. Öğrenciler kursa başlar başlamaz bir bilgi öğrenerek başlasın. Bu şekilde insanları canlı tutabilirsiniz. Birkaç video izleyip hala bir şey öğrenmemişse veya sadece teorik kalmışssanız insanlar çabuk sıkılabilir. Uzun teorik başlangıçlar insanları sıkıyor ve eğitimi bırakmasına sebep oluyor.

  1. Slaytlardan okuma yapmayın

İnsanlara sıkıcı geliyor. Canlı ve enerjik olarak bilgiyi aktarmanız gerekir. Ses tonunuz sakin ve yumuşak olsa da okuma yapmak farklıdır. Birçok kez konuşulmuştur fakat powerpoint dosyası üzerinden sakin bir sesle eğitim vermek oldukça sıkıcıdır. Öğrencileri canlı tutamazsınız. Hatta sadece tek bir kişinin sesi yerine bir arkadaşınıza arada size ikinci ses olarak yardım etmesini isteyebilirsiniz.

  1. Ses tonunuz arada inişli çıkışlı olsun

Tekdüze ses tonu insanların uykusunu getirecektir. Sıkıcı olmayın ve sesinizi canlı tutun. Arada sesinizi yükseltin bu şekilde dinleyeni de canlandırmaya yardımcı olursunuz.

  1. Sadece anlatmayın aynı zamanda görselleştirin.

Bu anlayış tüm eğitimlerde geçerlidir. Kullandığınız araçları akıllıca kullanıp görsellerle zenginleştirin. Yani anlattığınız bilgiyi görselleştirin. Öğrenci dersi dinlerken sadece yüzünüzü görmemeli, görsel zekasına da hitap etmelisiniz. Zihninde canlandırması daha kolay olur. Örneğin bir programın nasıl kullanılacağını anlatıyorsanız ekran kaydı alarak ekranı nasıl kullanacaklarını anlatmalısınız.

  1. Çok hızlı anlatmayın

Hız treninde hissettirmeyin öğrenciyi. İnsanlar anlamaya geliyor. Yavaş ve egzersizlerle anlatın. Bir bilgiyi hazmettirmeden diğerine hızlıca geçmeyin.

  1. Herkesin bildiği bilgileri hızlı geçin

Sosyal medyada hesap nasıl açılır, instagrama video nasıl yüklenir gibi bilgileri uzun uzadıya anlatmanıza gerek yok. Herkesin instagramda hesap açma ve fotograf yükleme bilgisi olduğunu tahmin edebilirsiniz.

  1. Aksanınız çok düzgün olmalı.

Büyük oranda Türkiye’den öğrencileriniz olacak ama Azerbaycan, Almanya, Kıbrıs, İngilteredeki Türkler de eğitiminizi alabilir. Aksanınız oldukça düzgün ve herkesin anlayabileceği İstanbul Türkçesi olması size her türlü avantaj sağlayacaktır. Kelimeleri yutmadan, dogru vurgularla ve temiz bir aksanla konuşun.

  1. Akıcı anlatın

Eğitim dinlerken eğitmenin tutuk olması; ya anlatma becerisinden ya da hazırlıksız olmasından geliyor. Hazırlıklı olun konuşma metni yazın ve iyice sindirin. Asla tutuk olmayın. Konuşmanız akıcı olsun.

  1. Konudan konuya atlamayın

Bir konuya başlayın ve devam edip o konuyu makul bir noktaya kadar anlatın. Ek konulara atıfta bulunabilirsiniz ama bunları çok kısa kesin ki ana konudan kopmayın. Konudan konuya atlamak çok dikkat dağıtıcıdır.

  1. Öğrencinin kafasında soru işareti bırakmadan ilerleyin

Konu konuyu açıyor ve herşeyi aynı anda anlatamayabilirsiniz. Birşeyden bahsettiyseniz ne işe yaradığını kısa da olsa bir açıklama yapmalısınız. Öğrenciler öğrenmeye gelip “kafamda deli sorular” modunda ayrılmamalı.

  1. Bunu sonra anlatacağım demeyin

İnsanlar bir konu açıldığında kısa da olsa bilgi sahibi olmak isterler. Bunu sonraki derste anlatacağım şunu daha sonra detaylı işleyeceğim deyip anlatmadığınızda kafalar daha da karışıyor. En çok karşılaşılan şikayetlerden biri de bu.

  1. Bir şey yiyip içmeyin

Evet bunu yapanlar var. Bir şey içecekseniz içtiğiniz bölümleri montajda çıkarabiliriniz. İnsanlar para verip sizin çay içmenizi beklemek istemiyor.

  1. Öğretmeye bakın. Para kazanmaya değil

Öğretmek tutkunuzu ve samimiyetinizi öğrenciler anlamalı. İşinizi kaliteli yaparsanız para arkasından gelecektir.

 

Kayda başlamadan önce

  1. Video kalitenizi yüksek tutun

Udemynin önerdiği kalite özellikleri şu şekilde;

  • Çözünürlük en az: 720p HD
  • Çözünürlük: 1920×1080 veya daha fazlası
  • Minimum çözünürlük: 1280×720
  • Aspect ratio: 16:9
  • Resim yerleşimi : Landscape (portre değil)
  • Audio codec: AAC veya PCM

Videolarınızı kaydederken yukarıdaki özelliklere uyun çünkü daha sonra montajda düzeltirken videonun kalitesinden ödün vermek durumunda kalabilirsiniz.

  1. Ses kalitesi en önemli faktördür, iyi mikrofon kullanın

Video eğitimler büyük oranda anlatıma dayalıdır. Bir çoğunda öğrenci ekrandaki gösterilenlere bakıp sesi dinleyerek eğitimini alır. Ekranda kendinizi göstermek istemeyebilirsiniz. Yüzünüzü de göstermeyebilirsiniz. Ama ses hep en önemli faktör olarak kalacak. Kaliteli bir mikrofon alın. En iyisi olmak zorunda değil. Ama laptopunuzun mikrofonunu kullanmayın.

Çok yönlü mikrofonlar odadaki sesi ve yankıyı bile alabilir. Yaka mikrofonları oldukça iş görüyor.

  1. Tüm videolarda ses aynı düzeyde olsun

Öğrenci bir ses düzeyini ayarlayıp her videoyu izlemeli. Bir videoda yükek bir videoda düşük olmamalı. Aynı ortamda aynı cihazlarla kaydınızı alın.

 

  1. Arka fondan seslerin gelmediğine emin olun.

Kaydınızı en sessiz zamanda alın. Camlarınızı dışarıdan ses gelmeyecek şekilde yalıtım yapın. Ev içinde eşyalardan veya diğer kişilerden ses gelmediğine emin olun.

 

 

  1. Videonuzu enerjinizi yüksekken kaydedin

Video ve ses kalitesi için yorgun olduğunuzda veya modunuz düşük olduğunda bu videodan hemen anlaşılır.

  1. Anlatımızının provasını yapın.

İçerik düzgün ve bilgi tasarımı harika bileolsa anlatım becerileriniz eksikse insanlar kursu kolayca terk edebilir. Kendinizi anlatma konusunda geliştirin

  1. Önce prova yapın.

Provasız eğitim veren eğitmenler hemen farkediliyor. Dökümanlarınız hazır olmalı İnsanların zamanlarını harcamamalısınız. Prova yapın ve herşeyiniz hazır olsun.

  1. Temiz bir video çekim için bilgisayarınızı temizleyin

Bilgisayar ekranınızda gözüken herşeyin kaydolacağını düşünün. Ekran kaydına başlamadan önce masaüstünüzü temizleyin. Özel datanızı ekrandan çıkarın. Video montajda daha sonrasında kişisel bilgilerinizi gizlemeye çalışacağınıza en başta hiç göstermeyin.

  1. Basit bir arka fon kullanın

Birçok “nasıl yapılır” videosu için karışık bir arka fon ihtiyacınız yok. Hatta elinizdeki detayla görsel olarak karışmaması için arka fonu sade ve tek renk tutun.

 

  1. Beyaz arka fondan uzak durun

Açık renkli arka fon fazla parlama yaptığından uzun süreli videolarda göz yoruyor. Bu yüzden beyaz arka fon yerine daha yumuşak renkler kullanabilirsiniz.

 

  1. Işıklandırmanızı profesyonelce kurun

Kameranız iyi olmasa da iyi bir ışıkla kameranızın çekim kalitesini muazzam arttırabilirsiniz. Işık sistemini kendi yüzünüzü de gösterecekseniz profesyonelce kurmalısınız. En yaygın kabul görmüş 3 nokta ışıklandırma sistemi. Ön cepheden 45 derece açıyla gelen ışığa destek olarak diğer yandan küçük bir gölge kırma ışığı kullanın. Arkaya düşen gölge için ise arka duvarı aydınlatacak bir ışık kullanın. Amaç ışığın düzgün dağılması.

 

  1. Telefonunuzu webcam olarak kullanıyorsanız bildirimleri kapatın veya uçak moduna alın

Bir bildirim sesinin montaja karışması tüm videoyu veya o bölümü yeniden çekmenize sebep olabilir.

47. Yüzünüzü gösterin

Eğitimde insan olmadığı zaman insani canlılık eksik kalabiliyor. Eğitimlerde kamera önünde utangaç bile olsanız mutlaka arada yüzünüzü gösterin. Eğitimin bir robottan değil de insan sesinden dinlenildiğini öğrenci hissetmeli. Göz kontağı kurmak ve gülümsemeniz eğitime artı puan katacaktır. Stanford Universitesinde yapılan bir araştırmada iki çeşit video eğitim gösterilmiş ve katılımcılar insan yüzü gözüken video eğitimi tercih etmişler.

  1. Introda gözükün

Videolarda gözükmek istemeyebilirsiniz. Utangaç olabilirsiniz. Ama en azından introda kendinizi gösterin. İnsanlar sizi tanımak isteyecekler.

  1. Kameraya bir kişi gibi göz kontağı kurun

Göz kontağı her zaman önemli. Karşınızda biri varmış gibi konuşun. Kameranın objektifine bakarsanız izleyici kendisine bakıyormuş gibi hisseder. Bu da kamera üzerinden göz kontağı kurmada etkindir.

 

Montaj yaparken

  1. Fonksiyonel bir video montaj programı seçin

Seçtiğiniz video montaj programı, ses ayarlama, video kısaltma, efekt ve geçiş ekleme gibi fonksiyonları barındırmalı. Bu özellikler sunumunuzda faydalı olacak. Aynı zamanda bedava programların bazı kısıtlamaları olabileceği için kaliteli ve profesyonel bir video oluşturmanıza olanak sağlamayabilir. Filmora birçok kişinin işini görebileceği gibi premiere pro da daha kaliteli içerikler için faydalıdır.

  1. Önemsiz kısımları hızlandırın

Eğitimlerde zaman önemli. Eğitim süresinde bir süreci anlatırken bilgisayar upload veya download hızından dolayı gecikebilecek bir işlem varsa bunu öğrenciye söyleyerek hızlandırın veya arayı kesin.

  1. Önemli noktalara zoom yapın

Eğitimlerde karışık ekranlar gösteriyor olabilirsiniz. Mouse takibi zor olabilir veya yazılar küçük olabilir. Özellikle mobil kullanıcılar için ekrandaki küçük detayları gösterebilmek için o bölgeye arada zoom yapabilirsiniz.

  1. Geçişler ekleyin

Bir ekrandan doğrudan diğer ekrana atlamak komforsuz gözükebilir. Ekranın değiştiğini algılamak zor olabilir. İki ekran arasında birden atlama olmaması için bir geçiş eklerseniz ekran daha zevkli ve profesyonel gözükür.

  1. Metin kutularıyla görseli zenginleştirin

Video eğitimin üzerine bazı noktalara vurgu yapmak için metin kutucukları veya ok gibi işaretleyiciler, baloncuklar kullanabilirsiniz. Hem eğitimi zenginleştirir, hem renk katmış hem de belli noktalara görsel dikkat eçkmiş olursunuz. Sıkıcılığı giderdikleri iççin çok tercih ediliyor.

 

Yayınladıktan sonra

  1. Güncellemeler yapın

Öğrenciler özenildiğini düşünür. Arada bilgilerin güncellenmesi konuyu takip eden hoca anlamına gelir.

  1. Sorulara cevap verin

Gelen sorulara cevap vermediğinizde öğrenci kızabiliyor ve puanınızı indirebiliyor. Cevapsız sorular sizin ratinginizi de etkiler. Sorulara mutlaka cevap verin.

  1. Yorumlara cevap verin.

Aynı şey yorumlar için de geçerli. Kötü yorum yapan öğrencinin mutlaka gönlünü alın iyi yorumlara da teşekkür edin.

  1. Verdiğiniz linklerin güncelliğini kontrol edin

İndirilebilir pdf veya word koyduysanız ve içinde linkler varsa onların güncelliğini kontrol edin. Kırık link içeren dosyaları indirip 404 sayfası ile karşılaşmak kimse istemez.

 

Online kursunuzu tanıtırken

  1. Kurs ismini SEO uyumlu bulun

En büyük trafik kaynağınız SEO olacaktır. Öğrenciler kursları arama barından araştıracaklar. Sizde başlığınızda öğrencilerin araştırdığı kelimeleri kullanın ki eğitiminizi kolay bulsunlar. Eğer bir süre kursunuz satılmazsa başlığındaki anahtar kelimeleri değiştirin. Sebebi anahtar kelime olabilir.

  1. Açıklama bölümünde anahtar kelime kullanın

Video açıklama bölümünde anahtar kelime bulundurmak daha iyi arama sonucunu garantiler. Eğitiminizle ilgili anahtar kelimeyi udemy içinden veya googledan araştırın ve açıklama bölümünde kullanın.

  1. Açıklamayı okunabilir hazırlayın

Her yazı gibi açıklama bölümü de uzun olabilir. Okunması kolay olmayan açıklama yazıları doğrudan atlanabilir. Açıklama yazınızı yazarken küçük paragraflara ayırın. Yazıların bazılarını bold ve italik yapın. Okunması kolay bir yazı haline çevirin.

  1. Açıklamalara sosyal proof ekleyin.

Yapılmış olumlu yorumları oraya taşıyın. Aldığınız her yorum önemlidir. Bu yorumlar sizin kursunuzun güvenilirliğini besleyen yazılardır. Güzel ve kısa yorumları açıklamalar bölümüne taşıyın. Açıklamalar bölümünü zenginleştirirsiniz.

  1. Satılma ve yorum sayısına odaklanın

Udemyde 1 kişinin 5 puan vermesi ile 1.000 kişinin ortalama 4 vermesi arasında çok fark var. Çok satılan kurslar arama sonuçlarında listenin yukarısında bulunuyor. Daha fazla satılmasına odaklanın. Bedava kuponlar verebilirsiniz. İnsanlardan yorum yapmasını isteyin.

  1. Bedava kurs vermeyin.

İnsanlar bedava kurslara karşı daha acımasız yorumlar yapabiliyor. Para verdikten sonra eğitmeni daha önemli görüp daha olumlu yorum yapıyorlar.

  1. İlk kursunuz çok önemli

Yorumlar sadece o kursa özel değil, tüm profilinizi etkiler. Doğru yerden başlamalısınız. İyi bildiğiniz ve anlatabildiğiniz kurstan başlayın. İlk kursunuz iyi değilse tekar toparlamanız zaman alabilir. İyiyle başlarsanız başarı yolunuzu açmış olabilirsiniz.

  1. İlgili bir blog post yazın

Videonuzu tanıtmanın bir yolu da blogunuza eğitimle ilgili bir post yazmaktır. Blog postunuzda okuyucularınıza link vererek eğitiminize yönlendirebilirsiniz.

  1. Bloğunuzda eğitim satın al sayfası açın

Birden fazla eğitim hazırladıysanız hepsiyle ilgili blog post hazırlayıp email abonelerinize yollayabilirsiniz. Fakat sitenize gelen ama email abonesi olmayan bir çok kişi olacak. Menünüze eğitim satın al sayfası hazırlayıp eklerseniz tüm eğitimleri tek bir yerde gösterebilirsiniz.

  1. Blogunuzda bannerda tanıtabilirsiniz.

Kendi veya arkadaşınızın blogunda üst banner veya yan bannerlarda tanıtabilirsiniz. Trafiği çok olan bilindik bir siteye reklam da verebilirsiniz.

  1. Facebook veya linkedin gruplarında tanıtın

İlgili facebook veya linkedin gruplarına üyeyseniz, diğer üyelere kursunuzu tanıtabilirsiniz.

  1. Kurs linkini çevrenize dağıtın

Udemy her kursa özel bir link veriyor. Bu linke tıklayarak gelen öğrenci olduğunda daha fazla kazancınız oluyor. O linki hem blog postunuzda, hem eğitim satın al sayfanızda hem de başka yere vereceğiniz banner reklamında kullanabilirsiniz.

  1. Kupon kodu üretip dağıtın

Kursunuza indirim tanımlayıp o indirimi kupon koduyla dağıtabilirsiniz. İndirim hem insanların dikkatini çeker hem de tanıtım yapmış olursunuz. Kupon yayınlama sitelerine de bu kuponları yükleyebilirsiniz.

  1. Kendi linkinizle satın

Udemy kendi platformunda arama sonucu veya kendi reklamlarıyla satarsa gelirin sadece 37%’sini size veriyor, fakat size verdiği linkle gelen müşterinin harcadığının 97%’sini veriyor. O yüzden eğitim linkinizi her tarafa yayın.

 

Sonuç olarak

Eğitim videosu hazırlarken teknik olarak mikrofon, bilgisayar, ışık sistemi, webcam, video montaj programı gibi donanım ve yazılımlara ihtiyaç duyarsınız. Bunlara herkes sahip olabilir.

Bunun yanında sunum becerisi ve içeriğiniz sizi zirveye taşır. Asıl etki yaratacak olan sizin içeriğiniz ve bunu sunum şeklinizdir.

Anlatırken hem sunumunuza hem teknolojiyi kullanma biçiminize katkıda bulunması için yukarıdaki tüyoları okuyup hayatınıza katın.

Eğitim videolarınıza katkısı olduğunu göreceksiniz.

Şimdi sıra sizde;

Sizin dikkat ettiğiniz bir yöntem varsa yorumlar bölümünde lütfen paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Blog yazarak para kazanma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Adsense Alternatifleri: Yüksek Kazandıran 15 Adsense Alternatifi

Google adsense alternatifi mi arıyorsunuz?

Sorun değil!

Bir sebeple adsense ile çalışamayanlar için birçok seçenek sizin için dışarıda bekliyor.

Hemde adsense’ten çok daha fazla kazandırıyor.

Bazı paraya çevirme alternatifi arayanların ortak senaryolarını düşünün;

Adsense alternatif bakma sebepleri

Adsense alternatifi aramak için birçok sebep bulabilirsiniz. En önemlisi beklenmedik hesap sorunları ve gelir düşüşleri. Bazı diğer sebepler şunlar olabilir;

  • Google AdSense birçok siteyi yeterince içerik olmadığından reddediyor.
  • Sitenizi adsense’e kaydettirmek eskisi kadar kolay değil.
  • Bir sürü blogger kendisinin adsense’in yasakladığını ve sebebini anlamadığını söylüyor.
  • Google AdSense siteleri sürekli gözlemliyor ve çok fazla kuralı var. Bir kere kuralların birini delerseniz sadece siteyi yasaklamaz sizi de yasaklarlar ve bir daha adsense hesabı açmanıza izin vermez.
  • Eğer kendi sitenizdeki reklamlara tıklarsanız belki ömürlük yasaklanabilirsiniz.
  • Bazen google adsense kullanabilmek için sitenizi tamamen yeniden tasarlamalısınız.

Reklam tipleri

Adsense alternatifi reklamlara yönelmek istediğinizde kullanacağınız reklam tiplerine kısaca bakalım;

Odaklı metin reklamları: Metin bazlı reklamlardır ve çoğunlukla gruplarda bulunur. Sitenin içeriklerine uyumludurlar.

Metin-içi: İstediğiniz bir metnin üzerine geldiğinizde popup çıkan reklamlardır. Display: Display reklamlar imaj, başlık, gövde metni ve ziyaretçinin ilgisini çekecek diğer unsurları içerir. Boyutları sayfanın 1/8inden tamamına kadar değişebilir.

Banner: En tipik reklamlardır. İmaj ve resim içerir. Sayfanın en üst kısmında, yanında altında olabilir.

Adsense Alternatif Reklam Networkleri

Google adsense alternatifi olacak en iyi reklam networklerini bu yazıda bulacaksınız. Hepsini inceleyin ve birine şans verin. Kendi sitenizle uyumlu bir network bulacaksınız.

  1. Media.Net

Media.Net bize Yahoo! Bing networküne ulaşma özelliğini verir. Onlar dünyanın en büyük reklam networleridir ve Forbes, ELLE, Reuters, ve Good Housekeeping gibi yayıncılarla çalışırlar. Yani anlayacağınız güçlü bir adsense alternatifidir.

Media.Net yayıncılara çeşitli reklam tipleri önerirler. Fakat her sayfada her bir reklam tipinin bir tanesinin görünmesini sağlarlar.

Uygulanabilir ana reklam stil ise içerik reklamları. Bunlar ihtiyacınıza göre içeriğinize uygun çeşitli boylarda içerikte reklam bloklarıdır.

Diğer uygulanabilir reklam tipi ise arama hedefleme reklamlarıdır. Bu reklamlar içerik reklam blokları ile aynıdır fakat sadece arama motoru trafiğinde gösterilir.

Media.Net aynı zamanda yayıncılarına web bar ve mobil reklam sunar.

Şu an için en yakın adsense alternatifi olarak düşünülebilir. Fakat firma hesapları durdurup bloklayabiliyor ve sebebini söylemiyor. Bu yüzden kurallarını iyi okuyun ve dikkatlice kuralları uygulayın.

Muhtemel blokaj; Media.Net reklamını koymak istediğiniz her siteyi onaylamaları gerekiyor.

  1. Adsterra

Adsterra ayna coğrafik odaklı 10 milyar gösterim yapan en hızlı büyüyen adsense alternatifi Premium adsense alternatifi reklam networküdür. Firma web ve mobil için çeşitli popüler formatlarda reklam formları sunarlar.

Adsterra ayda 50.000 reklam gösterimi olan siteler için belki de AdSense’e mükemmel bir alternatif olarak düşünebiliriz. Her tür nişe çalışan her websiteyle çalışıyor ve her ülkeden çeşitli reklamlarla çalışıyorlar.

Yayıncılar iki haftada bir zamanında ödeme alırlar. Genel bilindik ödeme sistemlerini kullanırlar. Bunun yanında Adsterra API ile kişisel hesap yönetimi ve gerçek zamanlı istatistikler sunuyorlar.

  1. Ad Maven

Geçmiş yıllarda Ad Maven kendini en iyi adsense alternatifi olarak sundu. Yayıncılarına geniş bir para kazanma metodu serisi sunuyor; banner, popunder, lightbox, ara reklam, slider reklam gibi. Günde 500 milyon tam sayfa reklam gösterimi hizmeti veriyor.

Birkez kaydolunca hemen onaylanır ve Ad Maven’ın kullanıcı dostu platformuna erişimi alırsınız. Ad Maven sizin websitenizin tipini belirler ve üyeye dönebilecek kişilere reklamlarınızı gösterirler. Bu şekilde gelirlerinizi daha iyi arttırırsınız.

  1. Chitika

Chitika 350.000 yayıncısı olan adsense alternatifi bir online reklam ağıdır. Ayda yaklaşık 4 milyar hedefli reklam hizmeti veriyor. Chitika ile beraber partner olarak çalıştığı Yahoo!, SuperMedia ve HomeAdvisor ile kendi ağını güçlendirmiş durumda.

Chitika reklamları arama odaklı olduğundan arama motorundan çok trafik alan siteler daha fazla sonuç alıyorlar. Arama motorunun dışından gelen ziyaretçilere ise genel hatlarıyla sitenizin başlığı ve anahtar kelimelerine göre ayarlanmış jenerik reklamlar gösterilir. Eğer trafiğinizin büyük bir bölümü linklerden geliyorsa belki de diğer alternatifleri deneyebilirsiniz.

Firma sitenin reklam alanını daha iyi kullanmak için organik olmayan ziyaretçiler için alternatif reklamlar kullanmaya da izin veriyor.

Ayımcı ödemeleri en az $10 olmak üzere PayPal üzerinden yapılıyor.

Chitika piyasadaki affiliate (gelir ortaklığı) programı sahibi olan ender reklam netwotklerinden biridir. Bu da size ek gelir getirebilir.

  1. Adversal

Adversal harika bir adsense alternatifidir. Eğer sayfanız aylık 50,000 sayfa gösterimi alıyorsanız kullanabilirsiniz. Hızlı onay veriyorlar fakat başvurmadan önce gereksinimlerini sitenizin karşıladığından emin olun.

Yayıncılara firma çeşitli boylarda ve tipte banner sunuyorlar. Altta açılan reklamlar (Pop-under) ve küçük ara reklamlar (ministitial) ayrıca yayıncı için kullanımdadır.

Şu an için en az ödeme $20. PayPal opsiyonu da bulunuyor.

Adversal de affiliate program sunan nadir reklam networklerinden biri olarak biniyor.

Aylık en az 50.000 sayfa görüntülemesi almayan sitelerin kaydına onay vermiyorlar.

  1. Infolinks

Infolinks reklam networku 125.000 siteye hizmet veren bir adsense alternatifidir. Daha çok büyük oranda metin içeren sitelerde en çok işe yarıyor.

Sayfanızda en iyi hangi reklam gösterilmesi gerektiğini belirlemek için infolinks sayfanızı indexler. Websitesinde kullanmak için yayımcıya birçok reklam tipi sunuyor.

Firmanın sunduğu ana reklam tipi metin içi reklam linkidir. Özel kelimeler seçilip altı çift çizgiyle veya noktalı çizgiye çizilir ve link verilir. Okuyucu tekerleği çevirip kelimenin üzerinden geçerse kelimeyle ilgili içerik bir pop-up şeklinde reklam gösterilir. Bu reklam tipi biraz spam gibi gözükebilir çünkü yanlışlıkla Mouse ucunu üzerinden geçerseniz de açılacaktır. Bunun yanında bir sayfada limit koymaya olanak veriyor.

Aynı zamanda related tags dedikleri bir reklam blogu bulunuyor. Bunlar adsense yatay link bloklarına görüntüde çok benzer.

Infolinks aynı zamanda sayfanın altında arama aracı bulunuyor.

Infolinks aynı zamanda içeriğinin zayıf olduğunu düşündüğü siteleri onaylamayabiliyor.

  1. Clicksor

Clicksor, yayıncılarına tıklanabilen metinlerden hedefli banner reklamları gibi sitenizde sunmak için çeşitli reklam formları sunan bir adsense alternatifidir.

Sitenizde ziyaretçilere gösterilen tüm reklamlar içerik duyarlıdır. Bu şekilde sitenize gelen ziyaretçiler tıklamaya eğilimli oldukları reklamları görürler.

Ödemeleri haftalık PayPal veya çek ile yapılıyor. En az ödeme eşiği ise $50.

Clicksor aynı zamanda 10% komisyon verdiği affiliate (gelir ortaklığı) programı sunuyor.

Dikkat: Kabul edecekleri siteler hakkında titiz davranabiliyor, Amerika, kanada veya İngiltere harici ülkelerden birçoğu siteyi kabul etmeyebiliyorlar.

  1. RevenueHits

RevenueHits birçok çeşit reklam tipi öneriyor; banner, pop-under, sliders, top ve footer tip bannerlar, buttonlars, ve ara reklamlar (interstitial).

Hem bağlama uygun hem coğrafik hedefli reklamlar sunuyorlar. Firma performans bazlı bir reklam ağıdır. Daha çok CPA ağıdır, pek CPC veya CPM ağı değildir. Yani sitenize gelen ziyaretçiler reklama tıklamaktan ziyade belli bir aksiyon butonuna tıklarsa ödeme alacağınızı anlamalısınız.

RevenueHits ödemeleri ise havale, PayPal ve Payoneer yoluyla oluyor. En az ödeme ise $50.

İçerik olmayan sayfalara reklam yerleştirmeye izin vermiyorlar.

  1. BidVertiser

BidVertiser hem dönüşüme hem tıklamaya ödeme yapan bir adsense alternatifidir. Bu da sitenizden daha fazla para kazanmanızı sağlar.

Metin reklamları, banner reklamları, mobil reklamları ve slider reklamlar da sunuluyor.

Firma yayıncılar için sitenizin hissiyatına ve görüntüsüne uydurmanız için reklam oluşturma fonksiyonu sunuyor.

Ödemeleri aylık çekle, havale ve PayPal ile yapılıyor. En az ödeme eşiği ise $10.

BidVertiser’ın bir dezavantajı ise reklamveren ihale sistemini kullanırlar. Her reklamcı hangi sitelerde reklamlarının göstermesini istiyorsa reklam yerleştirme teklifi verir. Bu da reklamcıların sizi BidVertiser networkünde bulması zaman alabilir.

  1. Intellilinks

Intellilinks yılık ücret karşılığı reklamcılara basit metin linki satmanıza olanak sağlayan bir adsense alternatifidir. Ne kadar trafiğniz varsa ve ne kadar iyi arama motoru sıralamanız varsa o kadar yüksek aylık ücret belirleyebilirsiniz.

Eğer iyi sıralaması olan bir siteniz varsa ve iyi bir trafik alıyorsa bu reklam ağıyla yakından ilgilenin.

WordPress ile uyumlu olması adına eklenti ve kurulumu kolay script sunuyor. Bu eklenti ve script sitenize metin linki ekleme sürecini otomatize eder.

Satılan linkler içeriğin içine yerleştirilebilir veya yanbara ilgili linkler gibi eklenebilir.

Site ziyaretçileriniz size ödeme yapılması için tıklamak zorunda değiller.

Ödemeler aylık bazda PayPal üzerinden yapılıyor.

  1. PopAds

PopAds daha çok pop-alt (pop-under) alanında uzmanlaşmış bir adsense alternatifidir.

Önerilerine göre günde 1000 tekil ziyaretçi alan bir site günde $4.00 kazanabilir.

Reklamcılardan en az teklifi belirleyebilirsiniz. Ziyaretçilere pop-under reklamlarının ne sıklıkta gösterileceğini belirleyebilirsiniz.

PopAds’in çok güzel özelliklerinden biri ise PopAds’ten ödemenizi istediğiniz zaman isteyebiliyor olmanız. Eğer günde $5 kazanıyorsanız bile özemenzi günlük bazda isteyebilirsiniz.

PopAds üzerinden bir hesap açmak ve sitenin onayını almak çok kolaydır.

  1. PopMyAds

PopMyAds reklam networkü pop-under reklama odaklı bir adsense alternatifidir. Tüm ülkelerden trafik ve yayınlayıcı kabül eder.

Site bir saatten az sürede yani çok çabuk onay veriyor.

Yetişkin siteleri de kabul eden nadir reklam networklerinden biridir.

En az ödemesi $5’dır ve PayPal ve Payza yoluyla ödenebilir. Havale ödeme isterseniz iletişime geçebilirsiniz. Tüm ödemeler 1 ila 7 gün arasında yapılıyor. PayPal ve Payza ödemeleri genelde 1 iş gününde yapılıyor.

  1. PropellerAds Media

PropellerAds daha çok pop-under reklamlar üzerine odaklanmış olsa da aynı zamanda banner reklamlar, üstüne tıkla reklamları ve banner içi video reklamları da sunan bir adsense alternatifidir. Aynı zamanda slider, sponsorlu linkler ve yayıncılar için diğer reklam formatları sunuyorlar.

Eğer siteniz şu nişlerde ise gözden geçirmek isteyebilirsiniz; oyunlar, eğlence, sinema, randevu, finans, yazılım ve bahis.

  1. Vibrant Media

Vibrant Media birçok popüler sitede görebileceğiniz çok yaygın bir reklam networküdür. Yaygın bir adsense alternatifidir.

Birçok kalifiye reklam vereni vardır ve yayıncılara yüksek CPC oranları vardır.

Küçük bir uyarı; firma kabul edeceği siteler hakkında oldukça seçicidirler. Başvurduğunuz siteniz yüksek kalite olmalı ve aylık 500,000 sayfa görüntülenmesine sahip olmalıdır.

Vibrant firması sayfaları anahtar kelimeler ve kelime grupları için aratan IntelliTXT teknolojisini kullanırlar. Bunların sonra altını çizer ve kullanıcı üzerine fareyi getirince küçük bir popup açılması için gerekli küçük bir kod ekler.

Bu popup reklamlar interaktiftir ve birçok tıklama çekerler.

Vibrant aynı zamanda resim içi gibi diğer reklam tiplerini de sunuyor.

Bunun yanında site onayı biraz zordur. Eğer onların minimum kriterlerini karşılarsanız içine dâhil olmak için harika bir networke sahipler.

  1. VigLink

VigLink sitenizdeki mevcut anahtar kelimeleri ve mevcut linkleri affiliate (gelir ortaklığı) linkine otomatik olarak çevirerek blogunuzdan para kazanmanıza yardımcı olur.

VigLink yaklaşık 32,000 üzerinde affiliate (gelir ortaklığı) firmalarıyla çalışır ve Viglink tarafından çevrilen linklerden kazanılan gelirlerin 25% ile 50% arasında ödeme yaparlar.

Mevcut durumda 3 çeşit para kazanma teknolojisi sunarlar.

VigLink Convert hizmeti sizin birçok normal ürünlere olan linkinizi alır ve size komisyon kazandıracak linklere çevirirler. Tabiiki bu ziyaretçinin ürünü sizin linkten tıklayarak alırsa geçerlidir.

VigLink Insert sitenizdeki anahtar kelimeleri alır ve affiliate (gelir ortaklığı) linklerine çevirir. Bu özellik özellikle birçok ürünü inceliyorsa oldukça çok faydası olur.

Üçüncü teknoloji ise VigLink Anywhere. Bu teknoloji linkleri Twitter, Facebook, email vb. üzerinden paylaşmayı sağlar.

Onay almak kolaydır ve hesap aktivasyonu hızlıdır.

Diğer reklam networkleriyle çalışmadığınız zaman bile denemeye değer adsense alternatifi bir networktür.

A’dan Z’ye WordPress ve İnternet Sitesinden Para Kazanmak

WordPress ile hayalinizdeki; blog, haber, kurumsal veya e-ticaret sitelerini gerçeğe dönüştürebilirsiniz.

Udemy.com’dan satın al

 

Tavsiye yazı: Blog yazarak para kazanma makaleleri

Sonuç olarak;

Google adsense kullanımı size uymayabilir, farklı alternatifler kullanmak isteyebilirsiniz. Birçok blogger adsense alternatifi reklam networkleri kullanıyor.

Birçok alternatifin arasından kadar da veremiyor olabilirsiniz. Bu durumda yukarıda okuduğunuz en güvenilir ve kazandıran adsense alternatifi reklam networkleri listesi sizin işinize çok arayacaktır.

Tüm özelliklerini karşılaştırın ve size en çok kazandıracağını düşündüğünüz networkü seçin. İlla adsense’te yıllar geçirmek zorunda değilsiniz.

Sizin de bildiğiniz reklam networkü var mı? Varsa bize önerin, yorumlar bölümünde paylaşın.

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Sitenizde / Blogunuzda Ziyaretçi Sadakatini Kazanmanızın 49 Temel Yolu

Bu makalede sitenizde veya blogunuzda ziyaretçi sadakatini nasıl sağlayacağınızı okuyacaksınız.

 

Her 60 saniyede 1.500+ blog postu yazıldığını biliyor muydunuz?

İnternette milyarlarca blog yazısı var. İnanılmaz bilgi üretimi yaşanıyor.

Googleda araştırma yapanların 77%’si blog makalesi okuyor.

Fakat insanların temelde aradığı bir şey var, güven!

Milyrlarca makalenin içinden haliyle insanlar hangisine inanacağına emin olamıyor veya çabuk benimseyemiyor.

Bu bilgi kirliliği Harward Business Review’e göre Amerika ekonomisini yılda 20 milyar dolar kayba uğratıyor.

Ziyaretçilerin güvenecek alanında uzman kişilere ihtiyaçları var.

Siz de uzmanlığınıza güveniyorsunuz.

Blogunuzda uzmanlığınızı gösteriyorsunuz.

Ziyaretçiler, arkadaşlarınız veya iş arkadaşlarınız sizin tavsiyenize güveniyor.

Fakat online göstergeler aynı sonucu vermiyor olabilir.

Online ortamda ziyaretçinin güven ve sadakatini kazanmanız için daha çok çabaya ihtiyacınız olabilir.

Böyle bir piyasada ziyaretçi sadakati ve güveni kazanmak için kaliteli içerik hazırlamalı, iyi araştırma yapmalı, yayınlamadan önce iyice üzerine çalışmalısınız. Bu şekilde diğerlerinden ayrışıp kendinizi gösterebilirsiniz.

Sadece bunlar yeterli değil!

Güvenilir, inanılır, işinin ehli olduğunuzu daha fazla göstermelisiniz.

Online ortamda aktif bir şekilde ziyaretçi sadakati ve güveni oluşturmak zorundasınız.

Peki nasıl?

Online ziyaretçinizin güvenini geliştirmek için 3 ana faktör vardır:

  1. Paylaşmaya değer otorite sayılabilecek içerik üretmek (iyi içerik)
  2. Ziyaretçileriniz ile iyi bir iletişim geliştirmek (iyi etkileşim)
  3. Profesyonel bir web sitesi (iyi sunum)

İyi içerik, iyi sunum, iyi etkileşim konusunu daha detaylandırıp kendinizi geliştirmeniz için aşağıdaki yöntemleri uygulayın, ziyaretçi sadakati ve güveninin arttığını göreceksiniz.

Ziyaretçi sadakati kazanmanız için yollar

Site tasarımınız güven vermeli

  1. Profesyonel bir website tasarlayın.

Siteniz profesyonel gözüksün. Başarısız etkisiz bir tasarım sizi amatör ve özensiz gösterir. Ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmanız için arka planda profesyonelce çalışan bir altyapı olduğunu ziyaretçiye gösterin.

  1. Blogunuzu kolay gezinebilir hale getirin.

Ne zaman bir blogu ziyaret etsem, ilgili diğer makaleleri okur sayfalarda gezinirim. Ama bu sayfalar arası gezinme kolaysa yaptığım bir şeydir. Muhtemelen siz de aynısını yapıyorsunuz.

Sayfaları birbirine bağlamak yani blogtaki ilgili sayfaların birbirine link vermekle okuyucunun sayfada daha fazla kalmasını, blogunuzu daha fazla keşfetmesini, tekrar tekrar daha fazla sitenize gelmesini sağlarsınız. Yani ziyaretçi sadakati kazanırsınız.

  1. Yüksek kalite resimler kullanın.

Kaliteli ve ücretsiz resimleri edinebileceğiniz birçok site var, onları tarayın ve resimlerinizi kaliteli ve içeriğinizle uyumlu olanlarından seçin.

  1. Kendi domaininizi alın.

Blogspot veya wordpress domainleri kullanmak işinizi amatörce yaptığınızı ve ilgilenmediğinizi gösterir.

sitedi.wordpress.com yerine

www.siteadi.com kullanın

  1. Bilinen bir host kullanın.

Sitenin açılması, hızlı olması, hata vermemesi sizin başarılı ve güvenilir olmanızı desteklemez. İyi bir host kullanın. Turhost yerli ve güvenilir bir hosting firması.

  1. Sayfa ve postlarınızı optimize edin.

Sayfaları iyi organize edilmemiş kitapları okumak ister miyiz? Tabii ki hayır. Aynı şey blog ve websitesi için de geçerli.

Blog postlarınızın okuyucular için;

  • Menüleri çok dallandırıp budaklandırmayın. İçinde gezinmesi kolay olsun.
  • Sayfa üzerinde hareket etmesi rahat olsun
  • Kullanıcı dostu bir tasarımınız olsun

Ziyaretçi sadakati oluşturmanızın ilk adımlarından biri de blogunuzun kolay okunması ve gezinebilir olmasıdır. Okuyucularınızın olumlu bir deneyim yaşamasını sağlayın.

  1. Sitenizin teması mobil uyumlu olsun.

Sitenizin nasıl gözüktüğü yeterli değil, her cihazda da düzgün gözükmeli. Mobil cihazlardan internete girme oranı bilgisayardan internete girme oranını geçti. Temanız mobil uyumlu olursa ziyaretçiler daha fazla sitenizde kalır ve sitenizde daha olumlu bir deneyim yaşarlar.

  1. Zamansız bir logo tasarlayın.

Logo sitenize bir kişilik katar. Özensiz bir logo kişisel markanıza ne kadar ilgisiz olduğunuza işarettir. Kaliteli bir logo tasarımı yaptığınız işe eğildiğinizi gösterir. Bu çabanın görülmesi de ziyaretçi sadakati ve güvenini kazanmanız için oldukça önemlidir.

Eğitim önerisi;

Logo Tasarımının Temelleri ve Illustrator CC Örnek Uygulama

Kaynak: Udemy / Tür: Video eğitim / Dil: Türkçe / Öğretici: Mehmet Emin Aykut / Süre: 1,5 saat video / Bitirme sertifikası: Var

Açıklama: Logo tasarımının temellerini öğrenin ve örnek uygulamayla öğrendiklerinizi pratiğe dökün.

Udemy’den satın al

 

  1. Profesyonel bir vesikalık resim kullanın.

Tatilde çekindiğiniz resmi koymayın. Kaliteli ve şık fotoğraflar kullanın.

  1. Güven sembolleri kullanın.

Güvenlik duvarları, uzmanlık rozetleri, sertifikalar belgeler ziyaretçi sadakat ve güvenini kazanmanız için katkı sağlar.

  1. SSL sertifikası kullanın (HTTPS)

SSL sertifikası kullanımı kaliteli sitelerde çok yaygın. SSL sertifikası olan siteler de bu yüzden kaliteli gözüküyor. SSL sertifikası güvenlik için kullanılıyor ve domain isminin başı;

  • SSL kullananlarda https:// olarak başlıyor.
  • SSL kullanmayanlarda http:// ile başlar, yani “s” olmadan.

Genel kanı SSL olmayan sitelerin güvensiz olduğu yönünde. SSL’i olan siteler ise dışarıdan bir güvenlik ajansıyla korunduğunu gösteriyor. Ziyaretçi sadakati için önce sistem güvenliği vermelisiniz. Siz de SSL sertifikanızı hosting firmasından edinebilirsiniz.

  1. Hizmet verilen müşterileri ekleyin.

Şimdiye kadar hizmet verdiğiniz müşteri adetini ve isimlerini yazmanız ziyaretçi sadakati kazanmanız için inanılmaz önemlidir. Bu aynı zamanda sektörde var olduğunuzu da gösterir.

Hizmet verdiğiniz marka veya firmaların logolarını da sitenize koyduğunuzdan emin olun. Müşterinizin logosu ne kadar bilindik olursa ziyaret eden kişiler sitenizin güvenilir olduğunu düşünürler.

  1. Ziyaretçilerinizin yorumlarını sitenizde yayınlayın.

Ziyaretçilerin tecrübelerini diğer ziyaretçiler de görürse sizin ziyaretçinin güven ve sadakatini kazanmanız daha da kolaylaşır. Bırakın başkaları sizin bilinirliğinizi arttırsın.

Bu konuda güzel örnekler var.

Örneğin; Ziyaretçi yorumları eklentisini sayfalarına koyan Express Watches firması satışlarını 58,49% arttırmış.

Email abonesi toplayın

  1. Email listesi oluşturmaya başlayın.

Email ile iletişim kurmak sosyal medyadakine göre daha samimidir. Mailchimp ile e-posta listenizi oluşturabilirsiniz. Email toplama formlarını da mailmunch ile oluşturabilirsiniz. İkisi de ücretsizdir.

  1. Blog üzerinden topladığınız e-postalara bülten gönderin.

2014’teki bir araştırma e-posta pazarlamanın müşteri kazanımı açısından facebook ve twitterdan 40 kat daha etkili olduğunu gösterdi. Siz de bu avantajı kullanıp okuyucularınızdan e-posta toplatın ve onlara bülten gönderin.

Bültenler sizinle ziyaretçiniz arasında iletişimi güçlendirir. Büyük bir e-posta listesi oluşturursanız bir süre sonra sadık müşteri kitlesi oluşturursunuz.

Ne demiş üstad

Sizin teklifinizi isteyen küçük bir abone listesi, ilgilenmeyen büyük bir listeden daha iyidir.

Ramsay Leimenstoll

 

 

Sosyalleşin

  1. Misafir yazı yazın.

Büyük bir kitleye uzmanlığınızı anlatmak ve ulaşmak için en hızlı yoldur. Başka bir blog yazarının kendi bloğunda sizin yazınızı kabul etmesi de ayrıca ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmanıza yardımcı olur.

  1. Bir topluluk oluşturun.

İnsanlar bir gruba veya topluluğa ait olmayı isterler. Bir topluluk oluşturun ve insanları onun içine dahil edin. Özellikle facebook group kullanımı çok yaygındır.

Mutlaka facebook group kullanın. Bir kez ziyaretçinin sadakatini kazanırsanız takipçileriniz sizin fikirlerinizi kendiliğinden yaymak isteyecekler.

 

  1. Sadakat programı oluşturun.

Sadık ziyaretçileri ödüllendirmek için sadakat programları oluşturun. Sadakat programları genellikle e-ticaret sitelerinde iskontolar, bedava kargolar veya özel hediyeler gerektirir.

Bloglarda ise özel içerikler, ücretsiz e-kitaplar, düzenli bülten ve yeni içerikler vb. ziyaretçi sadakatinizi destekler.

  1. Ziyaretçilerinizle ilişkiler inşa edin.

Sorular sorun. Soruları cevaplayın ve teşekkür edin. İlişki geliştirmek yeni ilişkilerin de kapısını açar. Diğer insanların da ilişki halinde olduğunu görmek ziyaretçi sadakatini kazanmanıza yardımcı olur.

Bir araştırmada katılanların 62%’si “sorularımı dinleyen ve çözüm üreten markaları seviyorum” demiş.

  1. Ziyaretçilerinizle etkileşim içinde olun.

Eğer kendinize odaklı olursanız kimse size güvenmez. Kendinize odaklanmayın. Etkileşim içinde olun.

Sosyal medya kanalı güven oluşturmak için büyük fırsat sunuyor. Postlarınızı sosyal medyada paylaşın ve tüm yorumlara cevap verin. Hiçbir şeyi cevapsız bırakmayın.

  1. Uzmanlarla röportaj yapın.

Röportajlar değerli içerik yaratmanızı kolaylaştırır ve ilgilisi çoktur. Ustalarla röportaj yaparsanız oluşturduğunuz içerik sayesinde ziyaretçi sadakatini ve güvenini de kazanabilirsiniz.

  1. Mütevazı bir iletişim dili geliştirin.

Mütevazılık iletişimi kolaylaştırır. İnsanlar çok dik duran insanlarla kolay iletişime geçemezler. Tanıyamazlar. Haliyle de güvenemezler. Ziyaretçi sadakatini kazanmanız için mütevazi dille konuşun, her şey çok farkedecek.

  1. Sadık ziyaretçilerinize onları takip ettiğinizi gösterin.

Eğer sadık ziyaretçilerinizden biri facebook tan yorum yazarsa veya sizi anlatan bir instagram postu yayınlarsa siz de onu takip ettiğinizi göstermek için postunu beğenin, storyde yayınlayın. Hatta haftanın takipçisi olarak birini yayınlayabilirsiniz.

  1. Bir platforma abone olmadan önce iyice gözlemleyin.

Bir platforma veya foruma girmeden veya yorum yapmadan önce o platformun kültürünü iyice anlayın. Aykırı veya alakasız olursanız ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmanız biraz daha zorlaşır.

  1. Blogunuzda başkalarını da tanıtın.

Bir şey beklediğinizden değil sadece yaptıkları veya söyledikleri bir şeyi sevdiğinizden dolayı insanlara yer verin. Kendi başına çalışan gizemli insan değil de sosyal bir blog yazarı olmanız ziyaretçi sadakatini kazanmanızda faydalı olacaktır.

  1. Değerli yorumlar yapın.

Tartışmalara katkı yapın. Değişik forumlarda kaliteli yorumlar yapmak sizin uzmanlığınızı gösterir. Bu da ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmanıza yardımcı olur.

  1. Yorumlara cevap verin.

Tüm yapılan yorumlara cevap vermelisiniz ve cevapları zekice ve okuyucuya gerçekten yardımcı şekilde vermelisiniz.

Asla okuyucularınıza kaba davranmayın. Olumsuz yorumlara ters tepki vermeyin, zekice cevap verin, zekânızı gösterin.

Eğer popüler bir blogsanız fanlarınızdan emailler ve biraz eleştiri alabilirsiniz. Bu emaillere kesinlikle cevap verin. Bu emaillere cevap vermekle ilginç şekilde ziyaretçi sadakatini arttırıyor.

  1. İletişim bilgilerinizi yayınlayın.

İletişim sizin insan olduğunuzu gösterir. İletişimde olmak, istedikleri zaman orada bulabileceklerini bilmeleri sayesinde ziyaretçi sadakatini kolayca kazanabilirsiniz.

  1. Şeffaf olun.

İşinizin ilgi alanını net şekilde açıklayın. İnsanlara kandırıldığı hissini vermemiş olursunuz. Ziyaretçi sadakatini kazanmak için şeffaf olun.

  1. Hatanız düzeltildiğinde özür dilemeyi bilin.

Hatalı bir içerik yazdığınızda veya içeriğinizde bir hata bulduklarında ziyaretçiden özür dileyin ve ona düzeltme için teşekkür edin.

  1. Para iade garantisi verin.

Sattığınız bir şey varsa kesinlikle para iadesi garantisi verin. Bu sizin özgüveninizi gösterir. Bir şey satın alırken ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmanız daha fazla satış yapacaksınız demektir.

Yayınlama süresine dikkat edin.

  1. Düzenli ve istikrarlı içerik yayınlayın!

Blogunuzu düzenli güncellemeniz sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanız için neredeyse en önemli faktör. Çünkü birçok arama motoru düzenli aralıklarla güncellenmeyen siteleri listelerinde arka sıralara atarlar.

Blog postunuza tarih atabilirsiniz ki bu da okuyucuların sizin blogunuza düzenli içerik yüklendiğini anlamasını sağlar. Çok seyrek güncellenmeyen bloglar eninde sonunda google sıralamasında arka sıralara düşüp kaybolmaya eğilimlidir. Bu da sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanızı engeller. Hatta ziyaretçi sadakatini bile kaybedebilirsiniz.

Çok çalışıyor veya meşgul olduğunuzdan dolayı düzenli güncelleme yapamıyor olabilirsiniz. Fakat sitenizi güncellemek her gün yazı yazmak veya içerik üretmek demek değildir.

Niş bir blogunuz varsa sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmak için haftada 1-2 içerik üretmek sizin için oldukça yeterli olacaktır.

  1. Canlı yayınları saatinde açın.

Gerçek zaman etkileşiminden daha iyisi yoktur. Eğitim verebilecekseniz canlı yayın yapın. Sizi canlı canlı görsünler. Ziyaretçi sadakatini ve güvenini sizi canlı canlı gördüklerinde daha kolay kazanırsınız.

 

İçerik kalitesini yüksek tutun

  1. Orijinal içerik üretin.

Taklitçi kimseleri kimse sevmez. Özgün içerikler sizin ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmanız ve fark edilmeniz için en önemli adımlardandır.

Orijinal ve güçlü bir içeriğin öğeleri şunlardır;

  • Kaynak linkleri olan kanıtlarla desteklenmiştir.
  • Görsel ve illüstrasyonlarla desteklenmiştir.
  • Kişisel görüş ve tecrübeniz eklenmiştir.
  • İncelediğiniz konu hakkında olabildiğince geniş kapsamlı hazırlanmıştır.

Ne demiş üstad

Marka sadakatinizin gücü içeriğinizin insanları nasıl hissettirdiğiyle başlar.

Jay Samit

 

  1. Faydalı içerik üretin.

Çok faydalı içerikler üretmelisiniz. Mihenk taşı olabilecek içerikler üretin. Uzmanlığınızı gösteren içerikler üretin. Ziyaretçiye fayda sunarsanız ziyaretçi sadakatini ve güvenini de kolay kazanırsınız.

  1. Okuyuculara faydalı şeyler sunun

Okuyucuların faydalanabileceği e-kitap, yarışmalar, indirimler hazırlayın. Eğer yarışma gibi bir etkinlik organize ediyorsanız bunu blogunuzda vurgulayın ki okuyucular fark etsin.

İnsanların sadık ziyaretçiye dönüşmesinin bir sebebi de sizin sunduğunuz bedava içerikler ve diğer faydalar olabilir.

  1. Yazım hatası yapmayın.

Dilbilgisi hataları basit gibi gözükse de okuyan biri için inanılmaz güven kırıcı olabilir. Kelime ve harf hataları sizin güveninizi etkiler, her kelimeyi www.tdk.gov.tr den kontrol edebilirsiniz.

 

İnkılap yayınevinin imla klavuzu

Bazı yazım kurallarını biliyor olabilirsiniz. Ama tüm yazım kurallarını bilmeniz gerekir. Eğer elinizin altında bulunsun istiyorsanız bir imla kılavuzu edinin.

www.dr.com.tr’den satın al

 

Anlatım dilinizi özgün tutun

  1. Kendinize özgü anlatım biçimi geliştirin.

Kendiniz hakkında özgün olanı bulup farkında olun. O içeriği okuduğunda sizin yazdığınızı anlasın. Her zaman tanınan bir anlatış tarzınız olsun. Sizi kolay tanıması ziyaretçi sadakatini ve güvenini geliştirir.

  1. Odaklandığınız bir fikriniz olsun.

Konulara yaklaşımınız ve fikir üretme tarzınız olsun. Bir fikrin peşinden gidin. Bazı insanları fikrin dışında bırakmayı göze alın. Bu sizi diğerlerine yakınlaştırır.

  1. Jargon veya metafor kullanmayın, bilinen bir dil kullanın.

Sektör jargonu veya metaforlar insanları yazıdan soğutabilir. Ziyaretçinin kullandığı dili kullanarak kendinize daha fazla bağlarsınız, ziyaretçi sadakatini arttırırsınız.

  1. Alıntılarla anlatımınızı destekleyin.

Sadece kendi fikrinizi anlatmanız bazı noktalarda yetmeyebilir.

Ziyaretçilerinize bilgi aldığınız insanları söyleyin. Onların da aynı fikirde olduklarını gösterirseniz ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmayı kolaylaştırırsınız.

Alıntılar aynı zamanda inandırıcılığı arttırır. Alıntılar bir yandan da bir konuyu özetleyecek kadar öz bir cümle de olabilir.

Ne demiş üstad;

Bilgenin bilgeliği, yılların tecrübesi özlü sözle korunur.

Isaac D’Israeli

 

 

  1. Sürekli satış yapmaya çalışıyor izlenimi vermeyin.

Sürekli satış için ürün göstermek ziyaretçilerin size yoğurdum ekşi demeyen satışçı gibi bakmasına sebep olabilir. Bu da ziyaretçi sadakatini ve güvenini kazanmanızı engeller.

Öğretmek satış kazanmak için çok daha iyi bir yoldur.

Güven inşa etmek için insanların sizin samimi olduğunuzdan emin olmaları gerekir.

Ne demiş üstad

Güveni parayla alamazsınız. Fakat zamanla ve yavaşça ücretsiz bir şekilde inşa edersiniz.
Jeffrey Gitomer

  1. Makalelerinizi interaktif hazırlayın.

Kaliteli makale yazmak önemlidir fakat okuyucularınıza da tartışılacak bir şeyler sormanız önemlidir. Okuyucularınıza konuyla ilgili sorular sorabilir, görüşlerini alabilir, eleştirmelerini isteyebilir ve geri bildirim isteyebilirsiniz.

Her zaman makalelerinizi okuyucularınızla iletişim halindeymiş gibi yazın. Okuyuculara sizin yazınızı okurken sıkıcı bir kitap okuyor gibi hissettirmeyin. Bu şekilde sadık ziyaretçi kitlesi oluşturabilirsiniz.

Bunlar sizin okuyucunuzla etkileşim halinde olmanızı sağlar. Oluşturduğunuz bu samimiyet ve yakınlıkla da sadık ziyaretçi oluşturabilirsiniz. Okuyucularınızla etkileşim halinde olun.

 

Sonuç olarak

Ne demiş üstad

Güven kazanmanın ödülü büyük bir şeydir; sadakat!

Sally Hogshead

 

Güven kazanmak için öncelikle kendi alanınızda uzmanlık geliştirmelisiniz. Önce kendinize güvenin. Sınırlarınızı da bilin.

Yapabileceğinizden fazlasını söz vermeyin. Kendi içinizde tutarlı olun. Görünür olun. Zengin gibi ödüllendirileceksiniz.

Güvenilir ve yardımcı olun ve sadık ziyaretçiler listesi oluşturun. Beklentileri aşın ve online işinizin büyümesini bekleyin.

Haydi! Özgüvenli olun. Samimi bir şekilde ilgili olduğunuzu gösterin.

Güven inşa etmek için bugün ne yapabilirsiniz? Siz neler yapıyorsunuz? Yorumlar bölümünden bir tane de sizin paylaşmanızı bekliyorum.

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Blogunuza sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanız için 13 temel teknik

Düzenli bir trafiğiniz var mı?blog sadık ziyaretçi kitlesi oluştur

 

Peki ya bloğunuzu tekrar tekrar ziyaret eden sadık ziyaretçileriniz var mı?

 

Eğer şimdiye kadar fark etmediyseniz sadık ziyaretçilerinizi belirleyip onlara yatırım yapın.

 

Çünkü sosyal medyadan, arama motorlarından veya herhangi bir başka kaynaktan gelen trafiği tekrar almanız önemlidir.

 

Bir kez gelen ziyaretçinin tekrar gelmesini sağlamanız bloğun trafiği için çok önemlidir.

 

Blogunuzun sadık ziyaretçisi olursa düzenli trafik kazanırsınız.

 

Kendi niş alanınızda sadık ziyaretçilerinizden bir kitle oluşturursanız bloğunuzun trafiğini kemikleştirirsiniz.

 

Okuyucuların tekrar blogunuzu ziyaret etmesini sağlamak ve sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanız için en önemli faktör, özgün, faydalı ve kaliteli içeriktir.

 

Bir okuyucu kaliteli içerik sayesinde blogunuzda kendine faydalı bilgi buluyorsa tekrar tekrar ziyaret edebilir ve sizin sadık ziyaretçiniz olurlar.

 

Bu makalede bloğunuza sadık ziyaretçi kitlesinin nasıl oluşturulacağı üzerine teknikler ve usta görüşleri okuyacaksınız.

 

Sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanız için yöntemler

 

  1. Düzenli ve istikrarlı içerik yayınlayın!

 

Blogunuzu düzenli güncellemeniz sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanız için neredeyse en önemli faktör. Çünkü birçok arama motoru düzenli aralıklarla güncellenmeyen siteleri listelerinde arka sıralara atarlar.

 

Blog postunuza tarih atabilirsiniz ki bu da okuyucuların sizin blogunuza düzenli içerik yüklendiğini anlamasını sağlar. Çok seyrek güncellenen bloglar eninde sonunda google sıralamasında arka sıralara düşüp kaybolmaya eğilimlidir. Bu da sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanızı engeller.

 

Çok çalışıyor veya meşgul olduğunuzdan dolayı düzenli güncelleme yapamıyor olabilirsiniz. Fakat sitenizi güncellemek her gün yazı yazmak veya içerik üretmek demek değildir.

 

Niş bir blogunuz varsa sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmak için haftada 1-2 içerik üretmek sizin için oldukça yeterli olacaktır.

 

  1. Özgün ve orijinal kalın.

 

Blogunuzun içeriği orijinal, yeni ve özgün olmalı. Düzenli okuyucularınız sizin niş alanınızda yeni çıkan ürünler hakkındaki yorumlarınızı ve son gelişen haberlerdeki bilginizi almak isteyeceklerdir.

 

Blog postu yazarkenki inceliklere dikkat ederek okuyucularınızı bilgi ve görüşünüz konusunda tatmin edin. Bu sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmak için gerekli bir adım.  Aynı zamanda arama motorları da orijinal içerikli sitenize aramaları yönlendirecektir.

 

Ne demiş üstad

Marka sadakatinizin gücü ürününüzün insanları nasıl hissettirdiğiyle başlar.

Jay Samit

 

 

 

 

  1. Sayfa ve postlarınızı optimize edin.

 

Sayfaları iyi organize edilmemiş kitapları okumak ister miyiz? Tabii ki hayır. Aynı şey blog ve websitesi için de geçerli.

 

Blog postlarınızın okuyucular için;

  • okuması ve içinde gezinmesi süper kolay olsun.
  • menüleri çok dallandırıp budaklandırmayın. İçinde gezinmesi kolay olsun.
  • Anahtar kelimeleri düzgün şekilde kullanın.
  • sayfa üzerinde hareket etmesi rahat olsun
  • kullanıcı dostu bir tasarımınız olsun

 

Sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmanızın ilk adımlarından biri de blogunuzun kolay okunması ve gezinebilir olmasıdır. Okuyucularınızın olumlu bir deneyim yaşamasını sağlayın.

 

  1. Blogunuzun teması mobil uyumlu olsun.

Blogunuzun nasıl gözüktüğü yeterli değil, her cihazda da düzgün gözükmeli. Mobil cihazlardan internete girme oranı bilgisayardan internete girme oranını geçti. Temanız mobil uyumlu olursa ziyaretçiler daha fazla bloğunuzda kalır ve bloğunuzda daha olumlu bir deneyim
yaşarlar.

 

  1. Blog üzerinden e-posta toplayın ve bülten gönderin.

 

2014’teki bir araştırma e-posta pazarlamanın müşteri kazanımı açısından facebook ve twitterdan 40 kat daha etkili olduğunu gösterdi. Siz de bu avantajı kullanıp okuyucularınızdan e-posta toplatın ve onlara bülten gönderin.

 

Bültenler sizinle ziyaretçiniz arasında iletişimi güçlendirir. Büyük bir e-posta listesi oluşturursanız bir süre sonra sadık müşteri kitlesi oluşturursunuz.

Ne demiş üstad

Sizin teklifinizi isteyen küçük bir abone listesi, ilgilenmeyen büyük bir listeden daha iyidir.

Ramsay Leimenstoll

 

 

 

 

  1. Makalelerinizi interaktif hazırlayın.

 

Kaliteli makale yazmak önemlidir fakat okuyucularınıza da tartışılacak bir şeyler sormanız önemlidir. Okuyucularınıza konuyla ilgili sorular sorabilir, görüşlerini alabilir, eleştirmelerini isteyebilir ve geri bildirim isteyebilirsiniz.

 

Bunlar sizin okuyucunuzla etkileşim halinde olmanızı sağlar. Oluşturduğunuz bu samimiyet ve yakınlıkla da sadık ziyaretçi oluşturabilirsiniz. Okuyucularınızla etkileşim halinde olun.

 

Her zaman makalelerinizi okuyucularınızla iletişim halindeymiş gibi yazın. Okuyuculara sizin yazınızı okurken sıkıcı bir kitap okuyor gibi hissettirmeyin. Bu şekilde sadık ziyaretçi kitlesi oluşturabilirsiniz.

 

  1. Yorumlara cevap verin.

 

Tüm yapılan yorumlara cevap vermelisiniz ve cevapları zekice ve okuyucuya gerçekten yardımcı şekilde vermelisiniz. Asla okuyucularınıza kaba davranmayın. Olumsuz yorumlara ters tepki vermeyin, zekice cevap verin, zekânızı gösterin.

 

Eğer popüler bir blogsanız fanlarınızdan emailler ve biraz eleştiri alabilirsiniz. Bu emaillere kesinlikle cevap verin. Bu emaillere cevap vermekle ilginç şekilde okuyucuları sadık ziyaretçi haline dönüştüreceksiniz.

 

  1. Blogunuzu kolay gezinebilir hale getirin.

 

Ne zaman bir blogu ziyaret etsem, ilgili diğer makaleleri okur sayfalarda gezinirim. Ama bu sayfalar arası gezinme kolaysa yaptığım bir şeydir. Muhtemelen siz de aynısını yapıyorsunuz.

 

Sayfaları birbirine bağlamak yani blogtaki ilgili sayfaların birbirine link vermekle okuyucunun sayfada daha fazla kalmasını, blogunuzu daha fazla keşfetmesini, tekrar tekrar daha fazla sitenize gelmesini sağlarsınız. Yeni bir sadık ziyaretçi kazanırsınız.

 

Mesela sayfa sonlarına ilgili makaleler eklentisi eklerseniz de yazınızı okuyan birinin ilgili diğer makaleleri daha rahat ve görsel olarak daha çekici olarak görmelerini sağlarsınız.

 

  1. Okuyuculara faydalı şeyler sunun

 

İnsanların sadık ziyaretçiye dönüşmesinin bir sebebi de sizin sunduğunuz bedava e-kitap, yarışmalar, indirimler gibi faydalar olabilir. Eğer yarışma gibi bir etkinlik organize ediyorsanız bunu blogunuzda vurgulayın ki okuyucular fark etsin.

 

  1. Tekrar ziyaret etmeleri için sosyal sayfalarda seçenekler verin.

 

Okuyucularınız sizin blogunuzdan faydalı bilgi alabileceklerine inandıklarında blogunuzu tekrar tekrar ziyaret ederler. Fakat adresinizi unutmak sık karşılaşılan şeydir. Bazen blogunuzu isteseler de tekrar bulamayabilirler. Okuyucularınıza RSS feed, facebook, twitter gibi yeni post yayınladığınızda görebilecekleri farklı takip seçenekleri sunun.

 

  1. Sadakat programı oluşturun.

Sadık ziyaretçileri ödüllendirmek için sadakat programları oluşturun. Sadakat programları genellikle e-ticaret sitelerinde iskontolar, bedava kargolar veya özel hediyeler gerektirir. Bloglarda ise özel içerikler, ücretsiz e-kitaplar, düzenli bülten ve yeni içerikler vb. olabilir.

  1. Blogunuzda sadık ziyaretçilerinizden oluşan topluluk kurun

Bu yöntem okuyucularınızın etkileşim içinde olmasını sağlayan bir tekniktir. Kurduğunuz topluluk aynı niş kitleye mensup insanlardan oluşmalı. Toplulukta herkes kendini özel hissetmeli. Topluluk yeni içerikleri ilk alan kişiler olmalı.

13. Sadık ziyaretçilerinize onları takip ettiğinizi gösterin.

Eğer sadık ziyaretçilerinizden biri facebook tan yorum yazarsa veya sizi anlatan bir instagram postu yayınlarsa siz de onu takip ettiğinizi göstermek için postunu beğenin, storyde yayınlayın. Hatta haftanın takipçisi olarak birini yayınlayabilirsiniz.

 

Eğitim önerisi;

Kapsamlı WordPress Eğitimi: Sıfırdan İnternet Sitesi Yapın

Kaynak: Udemy / Tür: Video eğitim / Dil: Türkçe / Öğretici: Video Eğitim / Süre: 5,5 saat video / Bitirme sertifikası: Var

Açıklama: Hayalinizdeki internet sitesini başından sonuna uygulamalar üzerinden WordPress öğrenerek gerçeğe dönüştürün!

Udemy’den satın al

 

Sonuç olarak;

Düzenli ve yükselen trafik oluşturmak için sadık ziyaretçi kitlesi oluşturmak bloğunuz için kritiktir. Kendi uzmanlık alanınızda niş bir kitle oluşturmak istediğinizde onlara yakın durun, tanıyın ve etkileşime girmelerini sağlayın. Bu şekilde sadık ziyaretçi kitlesi oluşturabilirsiniz. Yukarıdaki yöntemler sizin bloğunuza ziyaretçilerin tekrar gelmesini sağlamak için kullanabileceğiniz stratejilerdir. Bunları hayatınıza katın, sadık ziyaretçilerinizin arttığını gözlemleyeceksiniz.

Siz de ziyaretçinizin bir daha gelmesi için çabaladınız mı? Hangi yöntemleri kullandınız? Siz de izlediğiniz stratejileri yorumlar bölümünden paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Misafir yazarlık hataları: Hemen bırakmanız gereken 18 basit hata

Bu makalede sık yapılan misafir yazarlık hatalarını okuyacaksınız.

Misafir yazarlık başka blogta yazı yayınlamaktır.

misafir yazarlık hataları

Misafir yazar olarak yayınladığınız yazıdan kendi sayfanıza link verip backlink kazanabilirsiniz.

Aynı zamanda iletişim kurduğunuz tüm blog yazarları sizin için networktür.

Misafir yazarlık yaptığınız siteler bizim backlink kazanmamız için önemlidir. Bir yandan da misafir yazar olarak yazacağımız sitenin kalitesini iyice anlamalı ve bizim alanımızda olmalı. Bu alacağımız backlinkin kalitesini arttırır.

Fakat misafir yazarlık iyi yapılmadığında tamamen etkisiz olur. Hatta yaptığınız misafir yazarlık hataları markanıza zarar bile verir.

Yaptığınız misafir yazarlık hatalarını hemen bırakıp daha etkili bir misafir yazarlık yapmalısınız. Misafir yazarlık hatalarını bırakırsanız aldığınız backlinklerin çok daha etkisini görürsünüz.

Bu makalede kaçınmanız gereken misafir yazarlık hatalarını bulacaksınız.

Misafir yazarlık hataları

  1. Fazla resmi yazmayın

 

Yazılarınızda samimi bir dil kullanın. Bazı blog yazarlarının yaptığı misafir yazarlık hatası yazıya şu şekilde başlamaktır;

  • “Sayın Bay/Bayan” veya
  • “İlgili kişiye/birime”

muhtemelen blog yazarı silecektir.

 

Neden? Çünkü blog sahipleri misafir yazarlarının siteleriyle aşina olmalarını ve ana fikirlerini bilmelerini isterler. Bu deneyimi bir ilişki/iletişim olarak düşünmek isterler.

 

Hakkımda sayfasını okumak için zaman ayırın

Okuyucu kitlesini anlayın.

Samimi bir dille yazın.

 

  1. Aynı yazıyı birçok bloga yapıştırmayın.

O yazı sadece bir blogta olsun. Bazı blog yazarlarının yaptığı bir misafir yazarlık hatasıdır. Aynı yazı birkaç yerde olursa Google nazarında ilk yayınlanandan sonrası çalıntı yazı olarak gözükür.

 

  1. Post kurallarını araştırmadan yazmayın.

Bir siteye yazdığınız misafir yazının katkısı olmasını istiyorsanız ve post kurallarını bulamadıysanız, arayın ve o bilgiye mutlaka ulaşmaya çalışın. Basit bir misafir yazarlık hatasıdır ama kuralları önceden bilmeniz size çok zaman kazandırır. Eğer sitede zaten var olan kuralları site sahibine sorarsanız kafasını karıştırabilirsiniz. Siteyi tanımadığınızı düşündürebilirsiniz.

 

  1. Blog Kurallarına uymamazlık yapmayın

Blog sahibi kuraları post etmediyse bile mutlaka elinde vardır. Bulamadığınızdan eminseniz isteyin, aldığınızda da dikkatlice okuyun. Bu kuralları istememek de birçok blog yazarının atladığı misafir yazarlık hatasıdır.

 

Halbuki bazı bloggerlar blog sahibine fikir bile sorarlar. Bazı kelimeleri dâhil etmeniz gerekebilir. Yazmaya başlamadan önce kesinlikle blog sahibinin sizden istediklerini yaptığınızdan emin olun.

Örneğin; format tercihi, kelime sayısı, doküman yükleme formatı, (.doc, .pdf, etc.), link sayısı, Media büyüklüğü vb.

 

  1. Blogtaki içeriklerle ilgisiz içerik yüklemeyin

Bir el becerisi blogu neden araç sigortası postu istesin ki? Birçok başarısız blog yazarının yaptığı misafir yazarlık hatasıdır.

 

Her blogun uzman olduğu kategorisi vardır, bu kategori içinde yazı üretin. Blog sahibinin ve sizin zamanınızı boşa tüketmeyin. İlgili içerik yazın.

 

  1. Benzer içerik yüklemeyin

Ziyaretçiler aynı ya da benzer içerik okumak istemez. Sakın bu misafir yazarlık hatasına düşmeyin. Arşivi tarayın ve tekrar niteliğinde post yüklemeyin. Yazdığınız yazı özgün olmalı.

 

  1. Çok genel içerik yüklemeyin

Bir çok blog okuyucu çok genel ve özellikle bir soruya cevap vermeyen yazılar okumak istemez. Yazdığınız yazı bir soruna çare olmalı.

 

Okuyucunun acı noktasını bulup ona çare önerisinde bulunmalısınız. Buzdağının sadece tepesine dokunup geri çekilmek de bir misafir yazarlık hatasıdır. Konuyu derinlemesine inceleyin, kaliteli spesifik içerik yayınlayın.

 

  1. Fazla terim veya jargon kullanmayın

Bir konuda uzman olabilirsiniz. Fakat bilgili olmanız okuyucunun da aynı seviyede olduğunu göstermez. Bu misafir yazarlık hatasına siz de düşmeyin. Zor konuları bile basitleştirerek yazın. Ustalık Einstein’ın dediği gibi basitleştirmekte.

 

Örneğin büyük İngiliz yazar George Orwell yazarlara şu tavsiyeleri veriyor;

  • Asla metafor, mecaz gibi şeyler kullanmayın.
  • Kısa bir kelime veya cümlenin yapabildiğini uzun bir kelime veya cümleyle yapmaya çalışmayın.
  • Mümkünse kısa anlatın. Her zaman.
  • Yabancı bir deyim, bilimsel bir kelime endüstriyel bir jargon asla kullanmayın.
  • Günlük kelimelerle anlatın.

 

  1. Doğrudan okuyucuya hitap etmemek.

Bir diyalogun içindeymişçesine yazın. Bir kullanım kılavuzu gibi değil. İnsanlar sıkıcı yazıları çabuk terk eder.

 

  1. Blog sahibinin revizelerine direnmeyin

Blog sahibi sizin yazınızda düzeltmeler yapıyorsa şaşırmayın. İsminiz misafir yazar listesinde, o yüzden kalitenize blog sahibinin katkıda bulunmasına izin verin. İkinci bir göz düzeltmeler için iyidir.

 

Birçoğu zaman küçük düzeltmeler yaparlar, büyük değişimleri size sorarlar. Blog sahibiyle ters düşmeyin. Blog sahibiyle ters düşmek gereksiz bir misafir yazarlık hatasıdır. Çünkü ona iyi gelmeyen okuyucuya da iyi gelmeyecektir.

 

  1. Misafir yazınızı isimsiz paylaşmayın.

Bir isminiz var ve hiçbir yere yazmadıysanız kimse bir yerde bulamıyor olabilir. İsimsiz bir yazı paylaşmayın. Hatta daha da kötüsü, yanlış isimle yazı paylaştınız ise hemen doğru ismi yazın. Kimin yazı yazdığını okuyucular bilmek isteyeceklerdir. İsimsiz olması kritik bir misafir yazarlık hatasıdır çünkü yazının sorumluluğunu almadığınızı gösterir bu da uyduruk bir yazıymış gibi gözükmesine sebep olur. Misafir yazınızın altına isminizi yazın.

 

  1. Zayıf dilbilgisi kullanmayın

Konuyu güzel anlattığınızı düşünelim. Ama yine de bir konu daha var dikkat etmeniz gereken; dilbilgisi. Yazdığınız yazılar dilbilgisi kurallarına uygun olmalıdır.

 

Dilbilgisi hataları olan bir yazı okuyucunun bilinçli ya da bilinçsiz sıkılmasına, siteyi terk etmesine yol açar. İçeriğiniz ne kadar güçlü olursa olsun, yapılan dilbilgisi hataları yazının profesyonelce hazırlanmadığını düşündürür. Okuyucu içeriğe olan inancını da yitirir. Dilbilgisini iyi kullanın.

İnkılap yayınevinin imla klavuzu

Bazı yazım kurallarını biliyor olabilirsiniz. Ama tüm yazım kurallarını bilmeniz gerekir. Eğer elinizin altında bulunsun istiyorsanız bir imla kılavuzu edinin.

www.dr.com.tr’den satın al

 

 

  1. Yorumlara cevap vermemezlik yapmayın.

Misafir yazarlığın amacı yeni bir okuyucu kitlesine ulaşmak ve onları sizin blogunuza getirmektir. Backlinkler ikincil öneme sahiptir. Misafir posta yorumlar yazılmışsa şanslısınız, siz de karşılık verin.

 

Yorumlara cevap vermek yazarın canlılığı ve gerçekliğine işarettir ve inandırıcıdır. Yorumlara cevap vermemek büyük bir misafir yazarlık hatası olduğu gibi sizin aleyhinize de çalışır.

Ne demiş usta,

Misafir yazarlığın en güzel yanlarından biri sayesinde tanıştığınız insanlardır. Bu ilişki yorumlarda veya blog sahibiyle de olabilir.

Leo Widrich

 

  1. Misafir yazıyı sosyal medyada paylaşmamak

Başkası, kendi blogunda size yazı yazmaya izin veriyorsa ek trafik getireceğinize inandığı içindir. Siz de bu trafiğe katkıda bulunmalı ve yazılarınızı sosyal medyada paylaşmalısınız. Facebook, twitter, instagram, pinterestte trafik almanın yollarını da bilmeniz trafiğinize katkı sağlar.

 

  1. Uzmanlığınızın dışında yazmayın

Eğer daha önce yapmadıysanız, o konuda yazı yazmayın. Blog hakkında blog yazan meta blog yazarları ve internet pazarlamacıları bunu yapıyor bazen. Duyduğunuz şeyi tekrar etmek yerine tecrübelerinizden yazın. Örneğin misafir yazarlık yapmıyorsanız misafir yazarlık hakkında post yazmayı tecrübe kazandıktan sonraya erteleyebilirsiniz.

 

  1. Kendi bloğunuzda hakkımda yazısının olmaması

Yapılan araştırmaya göre inandırıcılığın 55%’i kim olduğundan gelir. Kim olduğunuzu iyi anlatmak ve işin uzmanı olduğunuz hakkında inandırmalısınız.

 

İyi bir hakkımda yazısı yazmalı ve blogunuza gelen ziyaretçilere hazırlıklı olmalısınız. Çünkü yeni gördükleri blogun hakkımda yazısını okuyucular çok okumak isterler. Önce yazın, sonra yüksek sesle okuyun veya arkadaşınıza okuyun ve yorum isteyin.

 

  1. İyi postları kendine saklamak

Birçok kişi iyi yazılarını kendine saklayıp etkisiz yazıları misafir yazı olarak başka bloglara ayırıyor. Neredeyse en yaygın misafir yazarlık hatasıdır.

 

Başka bloga yazdığını misafir postunuzu bir çeşit özgeçmiş gibi düşünün. O yazıda sizin kalitenizi birçok kişi anlayacak ve sizi tanıyacak.

 

Oradan alacağınız backlinkler sizin google’da üst sıralara çıkaracak puanınızı arttıracak.

 

Misafir postunuza daha fazla zaman ayırın. Misafir post sizin referansınızdır. Blog yazarlıkta bu bilinçte olan kişiler misafir yazıya neredeyse 10x katı çaba sarf ederler. Siz de öyle yapın. Misafir yazıyı çok önemseyin.

 

Ne demiş üstad

Eğer misafir yazınız çok beğeni, yorum ve paylaşım alırsa blog sahibi sizin bir sonraki yazınızı da almayı düşünür. Hatta bu başarılı yazıyı başka blog sahiplerine de referans olarak gösterebilirsiniz.

Neil Patel

 

  1. Kendi bloğunuza az veya çok link vermek

Bazen misafir yazarlar misafir yazılarının içine çok fazla kendi sayfalarına link gönderiyorlar. Bazıları da hiç link koymuyor. İkisi de yapmamanız gereken misafir yazarlık hatasıdır. Misafir yazarlığının amaçlarından biri backlink kazanmaktır. Siz link vermezseniz bloğunuzu bulamazlar. Anchor textinize iyi SEOsu yapılmış anahtar kelimeler kullanarak link verin ama çok link vereyim de çok backlink alayım diye düşünmeyin. Hem çirkin gözükür hem de blog sahipleri bunu pek kabul etmezler.

 

Eğitim önerisi;

Yeni Başlayanlar için SEO Eğitimi! – SEO ‘ nun Temelleri

Yeni Başlayanlar İçin Basit Anlatım + Güncel SEO Teknikleri + SEO Uzmanı Olmak İçin Temel Bİlgiler+ Google Algoritması

Udemy.com’dan satınal

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

 

Sonuç olarak;

Misafir yazarlık sizin bir nevi tanıtım yazınızdır, özgeçmişinizdir. Referans noktanızdır. Size backlink kazandırır. Blog dünyasında networkünüzü geliştirmenizi sağlar.

 

Misafir yazınız sizin ne kadar araştırmacı ne kadar ciddi bir yazar olduğunu göstermeniz için bir fırsattır. Bunu iyi kullanın ve misafir yazarlığı iyi bir fırsat olarak görüp postunuzu muazzam önemseyerek hazırlayın.

 

Yukarıda misafir yazınızı hazırlarken düşebileceğiniz misafir yazarlık hatalarını okudunuz. Bu misafir yazarlık hatalarının hangilerini yaptığınızı tespit edin ve dönüştürün. Bu hatalara düşmezseniz yaptığınız misafir yazarlığınızın faydasının arttığını göreceksiniz.

Bu hatalar gibi sizin de karşılaştığınız ve düzelttiğiniz birçok öğretici hata olabilir.

 

Sizin karşılaştığınız ve hata olarak gördüğünüz tecrübeler nedir? Lütfen yorumlar bölümünde paylaşın.

 

 

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Cornerstone içerik nedir, yazarken kullanmanız gereken 6 yazma tekniği [Detaylı anlatım]

Bu makalede blog yazarlarının önemsediği cornerstone içerik nedir ve yazma yöntemlerini okuyacaksınız.

  • Gelen trafiği sitenizde tutmak ister misiniz?
  • Ziyaretçi deneyimi oluşturmak?
  • Blogunuzun SEO sunun gelişmesini sağlamak?
  • Arama sonuçlarında yukarılara çıkmak?
  • Sitenize daha fazla ziyaretçi gelmesini sağlamak?

 

Bunların hepsine güçlü, iyi tasarlanmış bir cornerstone içerik yardımcı olur.

Blog yazarları bunların hepsini ister.

Eğer hala iyi yazılmış ve tasarlanmış bir cornerstone içerik sahibi değilseniz hemen bugün başlayın ve markanıza getireceği faydaları bekleyin.

Cornerstone içerik nedir?

Cornerstone içerik bazı belli arama terimlerinde öne çıkarmak istediğiniz sayfa ya da postlardır. Diğer ilgili postları da bu cornerstone içerik çevresinde uzun kuyruk arama terimlerine uygun planlarsınız ve ilgili postlardan cornerstone içerike link verirsiniz.

Örneğin arama terimleri şöyle olur;

cornerstone içerik arama terimi:

  • “ev satmak”

cornerstone içerik çevresindeki diğer postlar

  • “göl evi satmak”
  • “indirimli ev satmak”
  • “sahibinden ev satmak”

 

 

Cornerstone içerik çevresindeki postlarda MUTLAKA cornerstone içeriğe link verilir. Ana sayfadan da cornerstone içeriklere mutlaka link verilir.

Cornerstone içerik sitenizde en çok okutmak istediğiniz posttur.

Cornerstone içerikler bloğunuzun ziyaretçiye ne sunduğunu gösterir.

Sizin gurur kaynağınızdır. Sitenizin içeriğini ziyaretçinin anlamakta yardım alabileceği yazılarınız bir cornerstone içerik olabilir. Buna özel bir sayfa da hazırlayabilir ziyaretçileri yönlendirebilirsiniz. Örneğin;

Cornerstone içerik insana websitesi ve üzerine çalıştığınız en önemli konuyla ilgili bilgi verebilmelidir.

Bir diğer sebep de sitenizdeki en iyi içerik olmasıdır. İyi bir izlenim bırakmalısınız.

Ne demiş üstad;

“Siteler arama sonuçlarında sıralanmaz. Sayfalar sıralanır. Eğer bir anahtar kelime ile sıralamaya girmek istiyorsanız o anahtar kelime ile hangi sayfanın sıralamaya gireceğine karar verin.”

Joost de Valk, Yoast.com

 

Blogunuzda kaç tane Cornerstone içerik olmalı?

Kesin bir rakamı olmamakla beraber 4-5 tane olması önemlidir deniyor. İyi araştırılmış, açık ve bilgilendirici olmalı. Alanınıza göre daha fazla cornerstone içerik ihtiyacınız olabilir. Blogunuzu büyüttükçe cornerstone içerikler üretebilirsiniz.

Hangi içerik cornerstone içerik nasıl anlayacağız?

Bunu anlamak için sitenizi açın, sizin sitenizde ana işinizden haberi olmayan ama sizin niş alanınızdan bir kişi gözüyle bakmaya çalışın. Uzman olmadığınızı düşünün. İlk hangi sayfalara bakardınız? Nasıl bir bilgi arıyorsunuz?

Yeni okuyucunun ilk geldiğinde bulmaya çalıştığı içerik cornerstone içeriktir. Sitenizin önerebileceği en temel ve önemli bilgidir.

Bazı siteler bir başlangıç noktası sağlamak için “kılavuz” veya “buradan başla” gibi sayfalar veya kategoriler açıyorlar.

 

Cornerstone içerik neden önemlidir?

Birçok açıdan önemlidir. Örneğin;

  • ziyaretçilerin sitenizin faydalı olup olmadığını anlamasına yardımcı olur.
  • yazdığınız alandaki tüm postlara erişimde bir merkez olarak görev yapar.
  • Sizin niş alanınızdaki en önemli konunun önemli bir özetini teşkil eder.

 

Cornerstone içerik nasıl fayda sağlar?

Cornerstone içerik birçok faydası vardır. Örneğin,

  • niş kitlenizi bulmanızı sağlar
  • sizin inanılırlığınızı ve güvenilirliğinizi arttırır.
  • ziyaretçileri sayfada tutar ve tekrar gelmelerini sağlar.
  • sizin alanda uzmanlığınızı ve otorite gözükmenizi sağlar.

 

 

Cornerstone içerik ve linkleme yapısı

Sitenizdeki içerikleri sıraladığınızı düşünün. En üstte ana sayfa ve en önemsizi en aşağıda. Bu listede cornerstone içerik en üstte ana sayfaya yakın ve ana sayfadan link alan bir yerlerde olmalıdır.

Başka postlarda cornerstone içerikten bahsederken cornerstone içeriklere link verin. Google tarayıcılarının bu sayfaların daha önemli olduğunu düşündürür.

Mesela pazarlama ile ilgili bir cornerstone içerik yazıyorsanız ona şu içeriklerden link verebilirsiniz. “öğrenciler için pazarlama” veya “etkin bir pazarlama stratejisi için tüyolar”

Cornerstone içerik ziyaretçi etkileşimini nasıl etkiler?

Nielsen araştırmasına göre insanların büyük bölümü siteyi ilk 30 saniye içinde terk ediyorlar. 30 saniyeden sonra terk edişler çok daha azalıyor ve yavaşlıyor.

Sorularına cevap arayan insanlar sitenize girdiklerinde cornerstone içeriklere kolay ulaşabilmeli ve araştırma yapmak zorunda kalmamalı. Sitenizi faydalı bulursa hem tekrar gelir hem de arkadaşlarına tavsiye ederler.

Yani ziyaretçileri 30 saniye sitede tutabilirseniz sitede tutmaya devam edebilirsiniz. İlgili ve güçlü yazılar olan cornerstone içerikleri ana sayfada göstermek daha fazla kişiyi de sitenizde tutmaya yardımcı olur.

Cornerstone içerik nasıl yazılır?

Yeni gelenlere kılavuz olacak şekilde cornerstone içerik oluşturmak önemli bir beceridir. Bu cornerstone içeriklerin gücü sitenize trafik sağlamak ve sizin otorite gözükmesini sağlamaktır. O yüzden sunduğunuz her şeyin iyi araştırılmış olması gerekiyor.

Cornerstone içerik yazmadan önce iyi araştırma yapmak önemlidir. Kendi niş alanınızı iyi bilin ve iyi çalışılmış bir cornerstone içerik oluşturun.

Ne demiş üstad

“Sektörünüzle ilgili bir şey yapacaksanız dışarı çıkıp sektörünüzle ilgili daha fazla şey öğrenmelisiniz.”

Rand Fishkin, Moz

İyi ve etkili bir cornerstone içerik oluşturmak için size faydalı olabilecek şu tüyoları benimseyin.

En iyi Cornerstone içerik için teknikler;

  1. Kullanacağınız anahtar kelimeyi belirleyin. İçeriğinizi de hedeflediğiniz anahtar kelimeye en iyi cevabı verecek şekilde oluşturun.
  2. Meta etiket ve meta açıklamanızda anahtar kelime kullanın. Google arama sonuçlarında meta etiket ve meta açıklamalar gözükür. Dikkat çekici olduğundan emin olun.
  3. Rekabeti önemseyin. Eğer rakiplerinizin güçlü cornerstone içerikleri yoksa cornerstone içerik sayesinde ziyaretçilerin tekrar gelmesinde sizin şansınız daha fazla olur. Rakiplerinizde güçlü içerikler varsa siz de kendinizi farklılaştırabilirsiniz.
  4. Ziyaretçilerinizin dikkatini çekin. Ziyaretçi dikkatini önerdiğiniz değere çekmek için iyi bir hikâye veya bir avantaj kullanabilirsiniz.
  5. Maddeli liste yazı formatını benimseyin ve alt başlıklarla içeriğinizi bölün.
  6. Konunuzu anlatırken daha kolay anlaşılması için video, resim ve diğer medyayı kullanın.

 

Cornerstone içerik nasıl sunulur?

Bir karşılama sayfası website ziyaretçilerine sunum için en sık kullanılan yoldur. En iyi içeriklerinize insanların hemen ulaşabilmesi için bir yol haritası oluşturur. Cornerstone içerikleri bulmak kolay olmalı. Ziyaretçiler ararken zorluk yaşamamalılar. Eğer iki cornerstone içerik birbirine bağlıysa birinden diğerine de geçmenin bir yolunu oluşturun.

Cornerstone içeriğe aksiyon çağrısı nasıl eklenir?

Cornerstone içerik sahibi olmanın sebeplerinden biri ziyaretçi etkileşimini arttırmak olduğundan içeriklerinize düzgün aksiyon çağrıları ekleyin.

Bu aksiyon çağrısı insanlara ürün ve hizmetlerinizi nasıl değerlendireceği konusunda yardımcı olmalıdır.

Bazı siteler cornerstone içerik sisteminin yani makale kümelerinin içerik pazarlamanın geleceği olarak görüyorlar.

Bu konuda kısa video önerim (ingilizce);

https://www.youtube.com/watch?v=xOGxyw9DSa8

 

Eğitim önerileri;

Sıfırdan Profesyonel Düzeye WordPress Blog Sitesi Açma – Profesonel Blog Yazarlığı Yaparak Kazanç Eğitimi / Web Tasarım

 

 

Kitap önerileri

Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık /Ray Bradbury

Ray Bradbury, Mars’tan getirdiği parçaların üzerinde bulunan garip simgeleri bu sefer bizler için çözümlüyor.
Yazın hayatı boyunca moral bozucu ve keyif verici birçok uçuk kategoriyi bir araya getirme becerisiyle bizleri karşılayan Bradbury, ” canavarlar, iskeletler, sirkler, karnavallar, dinazorlar ve Mars ” arasındaki bağlantıları nasıl kurduğuna ilişkin ipuçlarını, herkesi aynı kuşku tüneline bindirerek anlatıyor. Her gün en az bin sözcük yazamadığımız bir yaşamdan en fazla ne bekleyebiliriz ki ?
(Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

Adım Adım Yaratıcı Yazarlık /Can Akkiriş

Yaratıcı yazarlık tekniklerini öğrenerek bir hikaye oluşturmak konusunda gereksiniminiz olan tüm bilgileri topluca bu kitapta bulacaksınız. Bölümleri okuyup çalıştıkça yaratıcı yazarlığa doğru adım adım ilerleyeceksiniz. Bu kitapta yazılan her şeyi yüz yüze yapılan atölye çalışmalarında da uygulayarak çok başarılı sonuçlar aldığımı, bunun kitapla kendi kendine çalışanlar için de geçerli olduğunu bilmenizi isterim.

(Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

 

Tavsiye yazı: Blok içerik oluşturma makaleleri

Sonuç olarak;

Cornerstone içerik ziyaretçilere websitenize bir giriş noktası sağlar ve ilk defa gelen ziyaretçileri tutmaya yardımcı olur. Sizin sahip olduğunuz bilgiyi gösterir ve ziyaretçilerin güvenini kazanmanızı sağlar.

Güçlü cornerstone içerikler hazırlayın ve güzel bir sunumla sunun. Sıfırdan başlamanıza gerek yok, eski postlarınızı düzenleyip iyileştirerek cornerstone içerik olarak sunabilirsiniz.

Cornerstone içerikler sizin sitenizin ve abone sayınızın büyümesine yardımcı olacak önemli içeriklerdir. Cornerstone içerik hazırlarken harcadığınız sürenin size eninde sonunda geri dönüşü olacak.

Şimdi sıra sizde;

Siz cornerstone içerikleri nasıl kullanıyorsunuz?

Cornerstone içeriklerle ilgili katkılarınızı yorumlar bölümünden yazın.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Bloga Reklam Almanın Zararları [13 Sebep]

Bu makalede blogunuza reklam almanın zararlarını okuyacaksınız.

Birçoğu bloggerın hayalidir değil mi?reklam almanın zararları

Blog yönetim panelinizi açarsınız, bir sürü bildirim.

İçlerinden biri de “Yeni bir ödeme aldınız”

Dün gece siz uyurken bir sürü TL kazandınız.

Nasıl kazandınız? Tabii ki bloga reklam alma sayesinde!

Sayfanızda bekleyen reklamlar yani bloga reklam alma size halen para kazandırmaya devam ediyor.

Peki şimdi kendinizi bir şoka hazırlayın …

Ciddi bloggerlar için neden bloga reklam alma sakıncalı bir strateji?

Sürpriz bir şey öğrenmek ister misiniz?

Birçok blogger, bir wordpress kurup, yanbara reklam alıp, birkaç trafik numarası öğrenip, geriye yaslanıp paranın akmasını bekleyeceklerini düşünüyor.

 

Ama gerçekte bu iş öyle yürümez.

Çok fazla blogger zamanını hayal ettikleri kadar para kazanamayacakları bir strateji için zamanlarını ziyan ederler.

Bu makalede bloga reklam almanın ve para kazanmaya çalışmanın sizin zamanınızı alıp oyalayan bir şey olduğunu gösteren şaşırtıcı sebebleri okuyacaksınız.

Bloga reklam almanın zararları

  1. Bloga reklam almak size çok az kazandırır

Blogunuzdan hemen para kazanmak mı istiyorsunuz. Bloga reklam almakla bunu başaracağınızı mı düşünüyorsunuz?

 

Hayal kırıklığına uğramadan vazgeçin. Reklam vererek para kazanmak çok uzun zaman alıp yavaş yavaş ve az biriken bir kazanç yöntemidir. Trafiğiniz ne kadar yüksek olursa olsun kazandığınız rakam hayal ettiğiniz kadar olmayabilir.

 

Blogunuzdaki birçok reklam Google AdSense tarafından oluşturulur.

Google Adsenseten kazanacağınız parayı birçok faktör etkiler.

 

  • blogunuzun uzmanlık alanı
  • gösterdiğiniz reklam
  • trafiğiniz ve trafiğin ne kadarı tıkladığı etkilidir.

 

Reklam tıklanma oranı sektöre göre değişse de ortalama 0,1% dir.

 

Örneğin reklamınıza biri tıklarsa kazanacağınız para $0,50. Yani reklama bin kişide 1 kişi tıklıyorsa, günlük trafiğiniz 1.000 ise günlük $0,50 kazanabilirsiniz.

Eğer günde 1.000 kişi blogunuza geliyorsa $0,50 den çok daha fazlası yapabilirsiniz.

Yani bloga reklam almakla para kazanabilmek için tonlarca trafiğiniz olmalı. Yoksa kazancınız tahmininizden çok daha azında kalır.

  1. Bloga reklam almak okuyucuların dikkatini dağıtıyor!

Blogger olarak sürekli ziyaretçinizin dikkatini içerikte tutmaya çalışıyorsunuz.

Ve bu kolay değildir. Postlarınıza mükemmel girişler yazmak için kaç kez değiştirdiğinizi düşünün. Okuyucunun dikkatini yazınızda tutmak için açık, net, kolay okunur, değerli bilgiler vermeye çalışıyorsunuz. Yazının sonunu iyi bitirip aksiyon butonunuza tıklamalarını sağlamaya çalışırsınız.

 

Yani okuyucunuzun dikkatini postunuza çekmek için çok çaba sarf edersiniz.

Fakat bloga reklam alma bunun aksine çalışır. Reklam dikkati içerikten alıp kendine vermeye çalışır.

Yani reklam okuyucuların dikkatini sizin içeriğinizden alıp kendine çekmeye çalışan bir faktör. Sizin uğraşlarınızı boşa çıkaran bir araç.

  1. Blog reklamları dönüşüm oranını baltalar!

Zeki bloggerlar okuyucular ne yaptırmak istediklerini iyi bilirler.

Okuduğu yazıyı paylaşmak, email listesine abone olmak veya ilgili başka bir blogu okumak olabilir.

 

Bunu da yazının sonuna açık ve kolay anlaşılır bir aksiyon butonu koyarak sağlayabilirler.

Fakat problem şu ki, blog reklamları da aynı zamanda bir aksiyon butonudur.

Ve bir ziyaretçi Google’ın aksiyon çağrısına tıklıyorsa bu demektir ki sizinkini es geçiyordur.

Bloga reklam almakla, okuyuculara başka bir seçenek de sunuyorsunuz. Bu da dönüşüm oranınızı olumsuz etkiler.

  1. Bloga reklam almak blog amacınızı baltalar

 

Blog amacınız nedir?

Birçok blogger bir dinleyici kitlesi oluşturmak ister. Bunu yapmanın da en iyi yolu okuyucuya değer katan içerik üretmektir.

 

Fakat bloga reklam almak okuyucularınıza bir değer katmadığından blog amacınızı baltalar hale gelir.

Aslında birçok ziyaretçi reklamları sevimsiz ve sitenin değerini düşüren araçlar olarak görürler.

Diğer dezavantajı da reklama tıkladığında okuyucu sizin sitenizden çıkıp başka siteye giderler.

Eğer reklamlar başarılıysa okuyucuyu başka bir siteye götürüp sizin sitenizi terk etmeye sebep olur.

Bir yandan okuyucuyu sitenizde tutmak istiyorsunuz diğer yandan para kazanmak istiyorsunuz, ama reklam bunun aksine çalışıyor. O yüzden amacınızdan şaşmamalısınız.

  1. Bloga reklam almak sizi kalitesiz gösterir

Bir ziyaretçi blogunuza geldiğinde ve reklamları gördüğünde ilk hissedeceği şey sizin bir şeyler satmaya çalıştığınızdır.

Size bir şey satmaya çalışan biriyle buluşsanız ona güvenmezdiniz değil mi? İşte ziyaretçilerin de yaşadığı his bu.

Sevseniz de sevmeseniz de bloga reklam almak bir satış yapmaktır.

Blogunuzda reklam gören ziyaretçi ilk etki olarak daha az güvenecek. Popüler bir blog olma yolunda ilerlemek istiyorsanız bloga reklam almak size biraz ters etki yaratabilir. Güven kaybederseniz topluluğunuzdaki etkinizi kaybedersiniz. Okuyucular önerilerinizi daha az önemseyebilirler.

  1. Bloga reklam almak sizi başkasına çalışmaya iter.

Bloggerlar bir nevi girişimcidirler.

Sonuçta kendiniz için bir şey inşa ediyorsunuz. Kendi kendinizin patronusunuz. Kontrol sizde değil mi?

Eğer reklamınız varsa sizde değil maalesef.

Reklamlar yayınlanmaya başladığında Google Adsense sizin patronunuz haline gelir. Tıklama başına ödemenizi sevmediniz mi? Artış isteyemezsiniz.

Düzenli ödeme mi istiyorsunuz? O kadar hızlı değil, ödemeniz bir minimuma ulaşana kadar bekler.

Eğer kurallarına uymazsan bu patron tüm kazançlarını siler atar.

Her ne kadar kendi patronunuzsunuz gibi düşünseniz de blog reklamları sizi başkasının merhametine bırakır.

  1. Bloga reklam almak sizin için de dikkat dağıtıcıdır.

Reklamları açıp para saymayı hayal etmeyin.

 

Blogunuza post üretmenin dışında reklamlardan daha fazla kazanmak için reklamları test etmek için zaman harcamalısınız.

 

İzlemeli takip etmeli hatta istediğiniz gibi gitmiyorsa A/B testi yapmalısınız.

 

Yani reklamı ayarlamak için de zaman harcayacaksınız. Bu da sizin için bir dikkat kaybı oluşturacak.

 

Yani blog postu üretmeye ayıracağınız zamanın bir kısmını part-time reklam yöneticisi olarak harcayacaksınız.

Yani bloga reklam almak sizi daha fazla içerik üretmekten de alıyor.

  1. Bloga reklam almak itibarınıza da zarar verebilir.

Birçok firma ve ürün reklamı piyasada bulunuyor.  Kimse hepsine tıklamıyor. Kendinizi düşünün. Bazılarına hiç tıklamazsınız.

Peki okuyucularınız blogunuzdayken karşılarına bir reklam çıksa ne düşünürler? Bu reklamı sizin önerdiğinizi düşünürler. Sonuçta sizin blogunuz.

 

Blogger olarak internette çok dolaşırsınız ve reklamların google tarafından seçildiğini ve blog sahibinin etkisi olmadığını bilirsiniz. Fakat birçok insan bunu bilmez.

Blog reklamlarınızda belki de sizin hiç sevmediğiniz kimseye önermeyeceğiniz bir firma veya ürün var olabilir.

Bu durum sizin itibarınıza da olumsuz etki oluşturabilir.

  1. Blog reklamları blogunuzu çirkin ve amatör gösterir.

 

İlk izlenim ilk görünüşe göre oluşuyor.

Bu blogunuz için de aynı. Ziyaretçileriniz blogunuza ilk girdiğinde kalıp kalmamaya kararı çok kısa sürede veriyorlar. İlk izlenim de sizin tasarımınızın çok belirlediği bir şey.

Yani çekici bir siteye sahip olmalısınız. İnsanların  94%’ü kötü tasarımlı bir siteye güvenmediklerini belirtiyorlar.

 

Bloga reklam almak blog tasarımınızı kirletir.

Reklamları site tasarımınıza uygun seçin.

  1. Blog reklamları sitenizi yavaşlatabilir.

Eğer siteniz birkaç saniye içinde yüklenmezse birçok ziyaretçinin ayrıldığını biliyor muydunuz?

Evet, sitenizi birçok faktör yavaşlatabilir. Eklentiler, resimler ve tabiî ki de reklamlar.

Evet reklamlar sitenizi yavaşlatabilir.

Blogunuzdan hemen çıkmaları için insanlara başka bir sebep daha vermeyin.

 Sonuç olarak;

Sanırım bu yazıdan sonra bloga reklam almanın para kazanmak için çok da verimli olmadığını, faydadan çok zararı olduğunu, bu yüzden kötü bir fikir olduğunu düşünmeye başlamışsınızdır.

Eğer ciddi bir bloggersanız blogtan para kazanmanın reklam dışı yollarını denemelisiniz.

Blogunuza çok çalışıyorsunuz, bu yüzden ödülü hak ediyorsunuz.

Bu yüzden paraya çevirmeye uğraşıyorsunuz.

Fakat kimse reklamın bunun için bir çözüm olduğunu düşündüğünüz için sizi suçlamaz, çünkü bu genel bir kanıdır.

Fakat umarım çok da iyi bir yöntem olmadığını anlamanıza yardımcı olmuşumdur.

Siz bloga reklam almakla yanlış yaptığınızı düşündünüz mü? Siz de tecrübelerinizi yorumlar bölümünden yazın.

 

Tavsiye yazı: Blog yazarak para kazanma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Blogunuzun Para Kazanmamasının 26 Sebebi

Bu makalede blogunuzdan para kazanamama sebeplerini okuyacaksınız.

Bloğunuzu kurdunuz,blog para kazanamama

birkaç ay beklediniz,

hiçbir şey olmadı.

Ziyaretçiler gelip gidiyor.

Eminim yorum yapılsın, paylaşımlar ve beğenmeler olsun, yeni aboneler gelsin istiyorsunuz.

Aslında bunların hiçbirini istemiyorsunuz. Tek istediğiniz tüm bunların hepsinin günün sonunda paraya dönüşmesini istiyorsunuz.

Evet, trafik iyidir, ziyaretçi etkileşimi de. Eğer bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen blogunuzdan para kazanmaya çalışıyor fakat para kazanmama sorunuyla karşı karşıyasınız.

Üzülmeyin, blog yazarlarının 99%’ı para kazanamıyor Siz de çoğunluktan birisiniz. Sevinin ki muhtemel sebeplerini ve çözüm yollarını bu makalede inceleyeceğiz.

Çoğunlukla ziyaretçiyi aboneye dönüştürmeyi tek bir olay olarak görürüz. Aslında o bir olay zinciridir.

Eğer online bir işiniz var ise birden çok dönüşüm olmak zorunda;

  • Bir yabancısizin bir mesajınızı görerek size gelmesi ilk adımıdır. Buna trafik diyoruz.
  • Sizinle etkileşime geçmeli. Sayfanızı beğenmek veya email listenize kaydolmak gibi.
  • Bu etkileşim sonrasında sizden bir şey alan bir müşteriye dönüşmeli.
  • Müşteri ise daha sonra sizden daha fazla ve sürekli bir şey alan veya reklamlarınıza tıklayan devamlı müşteri haline dönmeli.

Bu tüm süreç dönüşümler zinciridir.

Uzun bir süreç gibi gelebilir, öyle de. Blogunuzdan para kazanmanın yolu bu zincire sahip olmaktır.

Birçok blog bu zincire sahip olmayabilir. Siz de bu zincire sahip değilseniz siz de çoğunlukta kalan bloglardan birisiniz.

Blogunuzdan para kazanmak için bu dönüşüm zincirine sahip olmalısınız. Sahip olmayı engelleyen ve sizin para kazanmamanıza sebep olan birçok sebep olabilir.

Bu makalede blogunuzdan para kazanmamanıza sebep olan faktörleri okuyacaksınız.

Blogunuzdan para kazanmamanızın sebepleri

Problem #1: Trafiğiniz yeterli değil

Birçok blog yazarı için en büyük problem bloga gelen okuyucuların aboneye dönüşmemeleri.  Diğer bir deyişle gerçekten trafik olmaması.

Eğer trafik yoksa ne kadar optimize ederseniz edin boşa çalışıyorsunuz demektir. Çünkü kimse içeriğinizden faydalanmıyor. Markanızın veya işletmenizin ilk amacı sitenize trafik elde etmeniz olmalı. Bunun olmamasının birkaç sebebi şunlar olabilir;

  1. İçeriği hazırlayıp ve insanları bekliyor olabilirsiniz.

Evet, içerik kraldır fakat iyi bir pazarlama olmadan kral tek başına yalnız kalabilir. Efsanevi bir içeriğinizin olması önemlidir. Sadece kayıtlı üyelerinizle viral hale gelmeyebilir. Trafik elde etmek için yaymaya çalışmalısınız.

  1. Sadece takipçilerinize tweet attınız.

Eğer Guy Kawasaki iseniz ve 400.000 takipçiniz varsa tüm pazarlamanızı bu takipçi listesi üzerinden yapabilirsiniz. Fakat o kadar takipçisi olmayanlar için tanıtım şart. Diğer blog yazarlarıyla iletişimde olun, misafir yazılar yazın. Beraber viral kampanyalar düzenleyin.

  1. Yanlış yerde pazarlama yapıyorsunuz.

Bize çok trafik getireceğini söyleyen süper tekliflere eğilimli olabiliriz. Başkasının başardığını örnek gösteriyor olabilir. Bunlar gerçek olabilir. Problem şu ki size yardım edecek kişilerin elindeki veri sizin hedef kitleyle çoğunlukla uyuşmaz.

Data genelde karmaşık ve oradan buradan alınmıştır. Eğer yanlış yerde pazarlıyorsanız, okuyucu sizi bulamaz. Tabii doğru yerde pazarlamanız için hedef kitlenizi bilmelisiniz.

  1. Belli bir hedef kitleniz yok olabilir.

Eğer hedef kitlenizi bilmiyorsanız pazarlayamazsınız da. Genel bir fikrinizin olması da pazarlama için yeterli değildir. Daha spesifik ve daha konuya odaklı olmalısınız.

  1. Yanlış aksiyon istiyor olabilirsiniz.

Eğer sizi daha önce duymadılarsa ziyaretçilere satın alma teklifinde bulunmayın. İkna edici olamazsınız. Gönderdiğiniz her mesajın amacı ziyaretçiye istediğiniz aksiyonu aldırmaktır.

Eğer ilk ziyaret ise ilk amacınız sayfanızı tekrar ziyaret etmesini sağlamak, sonra email adresini bırakmak, sonda satışa yönlendirmek olmalıdır. Fakat ziyaretçi yeni ise satış kokan bir hareket yapmayın.

  1. İlgi alanlarına kanca atamıyorsunuzdur.

Başlıklar çok önemlidir. Blog postlarınız için, teaser linkleriniz, reklamlarınızın hepsi ziyaretçiye kancayı atmalıdır.  İyi başlık yazmalısınız. Sloganlarınız iyi olmalı.

  1. Spam etkisi yaratmışsınızdır.

Abonelerinize çok fazla email veya bülten yollamışsanız yol aldığınız tanıtım emailleri spam klasörüne de düşüyor olabilir.

  1. Rakiplerinizle iyi geçinmiyorsunuzdur.

Blogunuzun son gününe kadar rakiplerinizle iyi geçinmelisiniz. Onlardan öğrenebilir, işi ve iş alanınızı beraber geliştirebilirsiniz. Onları kendi blogunuzun tanıtım kanalı olarak görün. Takipçilerinizi çalacak diye korkmayın, kendinizi sevdirirseniz aynı kişi iki tarafı da takip edecektir.

 

  1. Yalnız takılıyorsunuz.

Herhangi bir topluluğa veya gruba üye olmamışsanız, kimseyle networkünüzü geliştirmemişseniz çevre edinemezsiniz. İçeriğinizi yaymak için çevre edinmeniz gerekir, yalnızları oynamayın.

Problem #2: Eskimolara buz satmaya çalışıyorsunuzdur

İkinci para kazanmama problemi sebebi de ziyaretçilerin sayfaya gelip hemen çıkmaları, üye olmamaları, müşteri olmamaları tekrar gelmemeleridir. Sadece trafiğiniz vardır. Diğer bir deyişle kuru trafik sahibisiniz. Bunun da sebepleri var tabii ki. Bunun muhtemel sebepleri ve bunlarla ilgili yapabilecekleriniz;

  1. Herşey sizden bahsediyor olabilir.

Tüm içerikleriniz sizin haberleriniz, sizin ürünleriniz sizin firma bilgileriniz. Ve daha fazla insanın neden kayıt olmadığını biliyor musunuz? İçerik kısmını bir kenara bırakın şimdilik, müşterilerinizi düşünün. Onların problemleri neler? Onların neye ihtiyaçları var? İşte bunlar sizin yazı konularınız olmalı.

  1. Blogunuz berbat gözüküyor.

Eğer düzgün, kolay gezinilir, kullanıcı dostu bir tasarımınız yoksa etkileşiminiz de zayıflayacaktır. İyi bir tema bulun ve onu kullanın.

  1. “Benim de olsun” türü içerikleriniz vardır.

Eğer herkesin bildiği genel ve yavan yazılar yazıyorsanız, herkesin zaten yazdığı içeriklerse sizin sitenize bir daha ziyaretçi gelmeyebilir. Bu da tekrar trafiğin oluşmasını engelleyebilir. Çünkü onları etkileyememişsinizdir.

  1. Okuyucuları içeri çekmiyorsunuz.

İnsanları kendi yazılarınızı okutmaya başladınız, fakat dikkatleri dağılıyor ve bir zaman sonra tamamen bitiyor. İnsanları içeri çekmeniz gerek. Etkileşimi arttırmanız gerek. Bölüm bölüm ilerleyip istediğiniz aksiyona yani üye olmaya yönlendirilin.

  1. Açıkça anlatmıyor olabilirsiniz.

Evet, insanlara onların yapmasını istediklerinizi açıkça söyleyin. Eğer email listenize kaydolmalarını istiyorsanız kaydol deyin. Kayıt formunun yanına bu kelimeleri yazın, post sonlarına bu bilgileri ekleyin.

  1. Optimize etmemişsinizdir.

Ne kadar iyi olursanız olun, her şeyi iyi yapmış olun, her zaman gelişmek için fırsat vardır. A/B testlerini kullanın.

Problem #3: “Sadece bedava numune, teşekkürler”

Bazen trafiğiniz olur, üyeleriniz vardır ama para kazanmama sorununuz vardır. Üye olmasının da size faydası şu an için olmayabilir.

Bu çok da kötü değildir. Bir noktaya kadar gelmişsiniz. En azından trafiğiniz ve üyeleriniz var. Fakat para kazanmamayla karşılaştıysanız sonu olmayan bir projeye sürekli emek ve zaman harcıyor olabilirsiniz.

İyi haber şu; eğer üyeleriniz varsa bir şekilde para kazanmanın yolunu bulursunuz. Üyelerin neden almadığını ve bunu nasıl düzeltebileceğinizin sebepleri şunlar olabilir;

  1. İhtiyaç olan bir şey satmıyorsunuzdur.

Para kazanmamanızın sebebi alanında bir uzman olarak müşterilerinizin sorunlarının ne olduğunu bilmiyor olmanız olabilir. Hemen çözülmesi gereken sorun değil de onun temelinde yatan problemi anlıyorsunuzdur.

Sorun şu ki onlar bunu bilmiyor. O yüzden sizden çözüm bulabileceklerini bilmiyorlar. İstedikleri şeyin sizde olduğunu onlara söyleyin.

  1. Yanlış formattadır.

Belki teklif ettiğinizi seviyorlar ama formatını sevmemiş olabilirler. Para kazanmamanızın sebebi bu da olabilir.

Yani bir insan kaç tane e-kitap satın alabilir? Değişik bir format deneyin. Ses kaydı, video, sanal bir konferans, canlı workshop veya infografik.

  1. Doğru fiyat olmayabilir.

Belki ürününüz çok iyi ama fiyatı kalite fiyat orantısını bulmamış. Çok para isterseniz satamazsınız az isterseniz güven veremezsiniz. Alıcının bütçesine uymak zorunda değil, para kazanmamanızın sebebi ürün ve fiyatın denk düşmemesi olabilir.

  1. Ürün veya hizmetiniz pahalıdır.

Ürünün fiyatını hak ettiğini kanıtlayın. Eğer gerçekten pahalıysa, iskonto önerin, bir yarışma veya promosyon düzenleyin ve hatta bedava numune verin.

  1. Acele ettirmiyorsunuzdur.

Okuyucu “Niye bugün almalı, yarın alsak ne olur?” diye düşünüyor olabilir. Para kazanmama sebebiniz bu olabilir. Okuyucuya şimdi hemen aksiyon almak için bir sebep verin.

Bu sıkıştırma, acele hissiyatının gerçekçi olduğundan da emin olun. Örneğin belli tarihten sonra fiyat yükselecek diyebilirsiniz. Ya da ilk 50 kişiye özel fiyat diyebilirsiniz.

  1. Sosyal kanıt olmayabilir.

Kimse ilk satın alan olmak için can atmaz J Başka insanların da aldığını, görmek isterler. Okuyucular birbirinden tetiklenirler. O yüzden ürününüzü satın alan veya sadece üye olan kişilerin listesini yenilere gösterip cesaretlendirmek çok faydalıdır.

  1. Garanti yoktur.

Para iade garantisi satın alırken güven verir. Bu sizin de ürününüze ne kadar güvendiğinizi gösterir. Bu yüzden bir garanti önermelisiniz.

Problem #4: Tek bir kez yeterli gelmeyebilir.

Eğer şimdiye kadarki her şeyi yapmışsanız muhtemelen doğru yoldasınız. Trafik elde etmişsiniz, üyeleriniz var ve hatta satış da yapıyorsunuz.

Fakat müşterileriniz tekrar müşteriye dönüşmüyor. Yani devamlı para kazanmama sorununu yaşıyorsunuz.

Bu demektir ki her zaman yeni müşteri bulmaya çalışacaksınız. Sürekli yeni müşteri bulmaktansa müşteri sadakati daha ucuz ve daha az zahmetlidir. Müşteri sadakati yaratmalısınız.

Müşterilerin sizden tekrar almamasının sebebi ve çözüm yollarını bir inceleyelim:

  1. Ürün tesliminde sorun olmuştur.

Ürünü teslim etmemiş olmanız büyük bir problemdir. Eğer bir söz veriyorsanız yerine getirmelisiniz. Ürününüzü teslim etmek sözünüzü yerine getirmemek markanızı ve işletmenizin itibarını inanılmaz sarsar. Tüm teslimat aksamalarını da hemen varsa düzeltin.

  1. Satacak başka bir şeyiniz yoktur.

Bu da para kazanmamada daha yaygın bir problemdir. Uzun süreler uğraşarak ürünü hazırladınız, sundunuz, sattınız ve satacak bir şey kalmadı. Bu düzeltilmesi gereken bir şeydir. Müşterilerin sizden isteyebilecekleri başka neler olabilir?

Hâlihazırda sattığınız ürüne bir ek olabilir, yepyeni bir ürün olabilir. Hatırlayın ki sizden daha önce bir şey satın almış biri sizden tekrar başka bir şey alması ihtimali 8 kat daha fazladır.

  1. İletişim kurmuyorsunuzdur.

Bu kötü bir para kazanmama sebebidir ama düzeltilmesi kolay bir şeydir. Mutlu müşterileriniz var ve satacak başka ürünleriniz de varsa ama siz ilk satıştan sonra iletişim halinde değilseniz büyük fırsat kaçırıyorsunuzdur.

Bu istediklerimize aykırı bir durumdur. Ürün sattıktan sonra iletişimi kesmeyin, satıp kaçtı gibi gözükmeyin. Hem feedback aldıkça yeni geliştireceğiniz ürünü bu feedbacklere göre tasarlayabilirsiniz. Bunu anketler ve araştırmalarla yapabilirsiniz.

  1. Tekrar satış için teşvik etmiyorsunuzdur.

Evet, insanlara tekrar satış için de teşvik etmelisiniz. Periyodik olan mevcut müşterilerinize yeni ürünlerle ilgili iletişime geçin ve tekrar satınalmayı hatırlatın. Müşterilerinize özel fırsat da sunabilirsiniz.

Eğitim önerisi;

A’dan Z’ye WordPress ve İnternet Sitesinden Para Kazanmak

WordPress ile hayalinizdeki; blog, haber, kurumsal veya e-ticaret sitelerini gerçeğe dönüştürebilirsiniz.

Udemy.com’dan satın al

 

Sonuç olarak;

Saatlerinizi harcadığınız ve içerik oluşturduğunuz bloğunuzdan para kazanmak hakkınız. Sizin ürettiğiniz içerikten birileri fayda görüyor sonuçta. Sizin de bu emekten para kazanmak hakkınız.

Nihayetinde içerik üretmek yoğun araştırma ve bilgi ile oluyor. Bu bilgi seviyesinde olmayan birçok insan çok para kazanabiliyor. Sizin blog yazarı olarak daha fazla kazanmanız gerek.

Blog yazarak para kazanmama sorunu ile siz de karşılaşabilirsiniz. Yukarıda bahsettiklerim sizin de blogtan para kazanmama sebepleriniz olabilir.

Emek verdiğiniz bilgi dolu blogunuzdan para kazanmanız için yukarıda bahsettiğim hatalardan sıyrılıp önünüzü açabilirsiniz. Hepsini aynı anda denemek zorunda değilsiniz. Teker teker deneyip sonuçlarını gördükçe çalışmanızı optimize edin.

Benim bildiğim blogtan para kazanmama hataları bunlardı. Sizin de bildiğiniz veya fark ettiğiniz varsa mutlaka yorumlar bölümünden yazın.

 

Tavsiye yazı: Blog yazarak para kazanma makaleleri

Kaynak

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Para Kazanmak İçin Blogunuza Yatırım Yapmanız Gereken 7 Unsur

Blogunuza yatırım yapıyorsunuz ve blogunuzdan para kazanıyorsunuz. Süper!blogunuza yatırım

Fakat belli bir noktada tıkandınız mı?

Daha fazla ilerlemiyor mu?

O zaman zamanı gelmiş.

Daha fazla para kazanmak için blogunuza yatırım yapıp para harcamalısınız.

 

Blogunuza yatırım yapmaya başladığınızda geri dönüşünü de alacaksınız. Göreceksiniz ki “para parayı çeker”.

 

Hepimiz biliyoruz ki blog yazarlığı kazançlı bir meslek veya iş dalı olabilir. Fakat büyümesini beslemek için blogunuza yatırım yapmıyorsanız blogun bir iş olduğuna inanmamışsınız.

 

Blog başlatmak için küçük bir yatırım yeterli. Fakat blogunuzu bir sonraki aşamaya çıkartmak isterseniz blogunuza daha fazla zaman para ve işgücü yatırımı yapmalısınız. Yani para kazanmak için blogunuza yatırım yapmalısınız.

 

Eğer siz de blogunuzu bir sonraki aşamaya taşımak isteyen blog yazarıysanız işte size hayallerinizi gerçekleştirmeye yardımcı birkaç fikir.

Blogunuza yatırım yapmak için para harcayacağınız yerler

  1. Blogunuzun teması ve tasarımı

Blogunuza yatırım yapmak isteyenler için ilk yerlerden biri blogunuzun teması ve tasarımı. Kesinlikle ullanıcı dostu ve mobil uyumlu olmalı. Okuyucuyu daha fazla site üzerinde tutmaya yönelik olmalı.

Blog tasarımı her zaman en önemli etkileme aracı olmuştur. Blogunuzun temasını seçerken olabildiğince çok temayı tarayın. WordPress kullanıyorsanız işiniz çok daha kolay çünkü çok fazla tema seçeneğiniz var.

Bedava olan temalar genelde kısıtlı oluyor. Fakat ücretli temalar birçok fonksiyonu yerine getirebilmeyi sağlıyor. Temada kod hatası olduğunda düzeltme desteği firmalardan alabiliyorsunuz.

Temanın belli aralıklarla güncellemeleri geliyor. Birçoğu da $50‘ın altında ve çok pahalı değil. Ben newsnow kullanıyorum.

Hatta ücretsiz temalar birçok blog sahibi tarafından kullanıldığından temaların pişti olması da rahatsız edebilir.

Fakat ücretli temaları çok daha az kişi kullanıyor. Temanızın size özel olmasını istiyorsanız ücretli temalardan birini alıp blogunuza yatırım yapın.

Tabi illa ki temayı olduğu gibi kullanmazsınız. Widget denilen araçlarla temanın kullanımını kendi anlayışınıza göre düzenlersiniz. İlla ücretli tema da almak zorunda değilsiniz.

WordPressten blogunuzu kurup temanızı dışarıdan bir website tasarımcısına tasarlatabilirsiniz. Para kazanmak için paranızı temaya veya web tasarımcıya harcayabilirsiniz.

  1. Markanız ve logonuz

Blogunuza yatırım yaparken para harcayacağınız olmazsa olmazlardan biri de logo tasarımı. Markaların en kolay tarafı hatırlanabilir olması. Bir logosunun olması ve bir sloganın olması hatırlanacak bir şeyin olması işi hep kolaylaştırır.

Sizin de bu unsurları kolay hatırlanabilir halde hazırlamanız işinizi kolaylaştırır. İyi bir tema seçimi de markanızın bir bölümü olabilir. Kolay hatırlanabilirliğine katkıda bulunması size faydalı olacaktır.

Profesyonel gözükmesi adına logo tasarımı için gerekli noktalara dikkat edecek bir profesyonel tasarımcı bulabilirsiniz. Armut.com’da ucuza tasarlayanlar bulunuyor. Gönül rahatlığıyla para kazanmak için blogunuza yatırım yapabileceğiniz öğelerden biri de logonuz olmalı.

Sadece logo değil, profesyonel tasarımcı size logo tasarlar, youtube page arka fonunu, facebook kapak fotoğrafını ve twitter arka fonunu logoya uyumlu hazırlar ve siz profesyonel logo kullanmış olursunuz ve her yerde bunu kullanarak oldukça profesyonel gözükürsünüz.

  1. Arama motoru optimizasyonu

Blogunuza yatırım yapacağınız kritik olduğu bir alan daha. Bloğunuzun bel kemiği bir alan.

İçeriğiniz ne kadar iyi olursa olsun, sizi aradıklarında arama motoru üzerinden bulmaları için okuyucuların kullandıkları kelimeleri yazınızın içinde bulundurun. Yani yazınızın arama motoru optimizasyonunu iyi yapmalısınız. Bu sizin yazınızın arama motorlarında daha çok görünmesini sağlar.

Eğer teknik bir yanınız hiç yoksa SEO’dan anlayan birinden destek alabilirsiniz. SEO sadece yazınızın içeriği ile ilgili değildir, wordpressin permalink yapısı da pek SEO uyumlu değildir. Oradan başlayabilirsiniz. Yani permalinklerin anahtar kelimeleri içermesi gerekir. Önce permalinkleri düzenleyin.

SEO’nuzu yaptığınızda blogunuz arama motoru sıralamalarında çok daha yukarı çıkacaktır. Eğer bir girişimciyseniz kesinlikle zaman ayırıp ve daha fazla para kazanmak için para harcayıp SEO öğrenmeniz gerekir. SEO’yu kendiniz öğrenip her daim hayatınızda uygulayabilir hale getirin.

  1. Kaliteli yazarlar kiralayın

Bir şekilde freelance sitelere gittiğinizde, sizin için araştırma yapıp içerik hazırlayacak birçok insan bulabilirsiniz. Fakat en iyi yazılar sizin niş alanınızda özelleşmiş deneyimli kişilerden çıkar.

Biraz tecrübeye sahip alanınızda iyi içerik çıkarabilecek yazarlara yatırım yapmak gerekli ve buna değer bir yatırım. İyi yazarlarla çalışırsanız blogunuza muazzam fayda sağlayacaksınız. Bundan emin olun.

  1. Trafiğinizi kaldırabilecek iyi bir hosting kiralayın

Şimdiye kadar blogunuzun büyümesi için gerekli katkıları yaptınız. Şimdi de sıra trafiğinizi korumak ve devam ettirmeye geldi. İyi, güvenilir bir hosting firması size yüksek trafik olduğu zamanlarda sitenin zorlanmayacağını garanti edecektir.

Yaptığım araştırmalara göre hosting firmanızın Türkçe yazı yazdığınızdan Türkiye’de olması gerekir. Ben yaptığım araştırmalar sonrası natro ve turhostun iyi ve büyük hostingler olduğunu öğrendim ve turhosttan hostingimi aldım. Trafiği de seçtiğim hosting paketinde sınırsız olarak seçtim. İyi bir hosting seçerek blogunuza yatırım yapabilirsiniz.

  1. Rahat çalışabilecek bir ofis (opsiyonel)

Blogunuzu büyüttüğünüz zaman ve full time çalışmaya başladıysanız artık kendinize rahat çalışabileceğiniz bir ofis bulma zamanı gelmiştir.

Oluşturduğunuz ofiste dikkat dağıtıcı bir şey olmamalı ve çalışma veriminizi arttırmaya yönelik olmalı. Tabi evde de bir çalışma ortamı kurabiliyorsanız bir odayı ofis haline getirebiliyorsanız o da iş görür.

İyi bir ofis size zamanında çalışmaya başlamanızı ve blogunuza profesyonel dokunuşlar yapmanızı sağlar.

  1. Takımınızı büyütün

Profesyonel bir blog yazarı olmak eğlenceli olabilir fakat bunu tek başınıza yapamazsınız. Blogunuz için bir ekip oluşturmak önemli ve güçlü bir faktördür.

Düşünsenize yazılarınızı elden geçirecek bir editör, proofreader olması ve yazılarınızı onlar bitirse, kreatif çalışmayı yapan bir tasarımcı olsa, bir SEO uzmanı sizin arama motoru optimizasyonu yapsa iyi olmaz mı?

Bütün bunlar iş ciddiye bindiğinde ve bir sonraki seviyeye geçmek istediğinizde gerekli olan şeyler. Eğer ekip kurup yönetemeyeceğinizi düşünüyorsanız, freelance çalışan, part-time sizle çalışabilecek, sanal ortamdan yardım edebilecek birçok insan bulabilirsiniz. Bu da ilk başlarda sizin işinizi görecektir.

Bu alanlar sizin blogunuzun büyümesini sağlamak için blogunuza yatırımı yapabileceğiniz alanlardır. Bunların ardından büyüme sağladıktan sonra blogunuza yatırım yapacak daha fazla fırsatlar bulabilirsiniz.

 

Sonuç olarak;

Para parayı çeker fikri hep kendini ispatlamıştır. Siz de daha fazla para kazanmak için blogunuza yatırım yapıp para harcamalısınız ve blogunuzun bazı özelliklerini geliştirmelisiniz.

Yukarıdaki tüyolar size blogunuza yatırım yapabileceğiniz alanlarla ilgili yardımcı olacak, önünüzü açacak tüyolar.

Sizin de bu tüyolara eklemek istediğiniz sizin taktikleriniz varsa lütfen yorumlar bölümünden ekleyin.

 

Tavsiye yazı: Blog yazarak para kazanma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Etkili Bir İçerik Pazarlama Yapmanız İçin 15 Tüyo [Araştırmalar İçerir]

Bu makalede etkili bir içerik pazarlama yapmanız için yöntemler okuyacaksınız.

İnsanların 84%’ü markalardan şunları bekliyor;içerik pazarlama

  • eğlenceli içerik üretmesini
  • hikayeler anlatmasını
  • çözüm üretmesini
  • event ve deneyim fırsatı oluşturmasını.

(Meaningful Brands, 2017)

İçerik üretimi markalardan beklenenler arasında en üst sıralarda. Fakat birçok firma buna halen uyanmadı.

İçerik pazarlama markaların online ortamda varlığını sürdürmesi için en önemli fırsatı, en önemli aracıdır. Fırsatı yakalayamayan markalar çok geride kalıyorlar.

İçerik pazarlama nedir?

En basitiyle içerik pazarlama ziyaretçinin etkileşimini arttırıp karlı müşteriye çevirmek için online içerik üretmek ve tanıtmaktır.

İçerik pazarlamanın kökünde ise firmanızın blogu bulunuyor. Sitenize trafik çekmek istiyorsanız blogunuzu kuvvetli tutmalısınız.

Neden içerik pazarlama?

  • Müşterilerin 70%i firmayı reklamlar yerine makalelerden öğrenmeyi tercih ediyor.
  • Müşterilerin 78%’i özelleştirilmiş içerik üreten firmanın iletişim kurmaya çalıştığına yorumluyor.
  • Müşterilerin 68%i ilgilendikleri bir markanın içeriklerini okumayı seviyor.
  • İlgi çekici içerikler insanların sosyal medyada markayı takip etmesi için ilk 3 sebepten biri.
    (kaynak)

 

Bir araştırmaya göre markaların içeriklerini yayarken harcadıkları bütçenin en önemli 3 amacı;

  • Yeni ziyaretçileri çekmek
  • Organik trafiğe ek destek
  • Niş bir takipçiye ulaşmak

Başarlı içerik pazarlama nasıl yapılır?

Aslında içerik üretmek uzaktan basitmiş gibi gelebilir. Aslında karmaşık, dikkate gerektiren ve bazen birazcık da zor olabilen bir bir süreçtir.

Gerçekte birçok firma içerik pazarlamada başarılı değil. Bir araştırmaya göre başarısızlık oranı 66%. Başka bir araştırmaya göre içerik pazarlamada başarı oranı sadece 30%.

Content marketing institute’un (içerik pazarlama enstitüsü) yaptığı bir araştırmaya göre firmaların 62%’si çabalarını başarılı buluyor.

Yeterince para ve zaman yatırımı yapmadığınızda ortaya etkisiz haberler, zayıf blog yazıları, SEOsu yapılmamış yazılar, başarısız içerikler çıkarabiliyorsunuz.

İster bireysel site veya blog sahibi olun ister girişimci ister kurumsal yönetici, her içerik arkasında bir strateji gerektirir.

İçerik pazarlamada başarıya ulaşabilmek için gerekli teknikleri dikkate almalısınız.

Peki, nedir bu teknikler?

Bu makalede içerik pazarlamada başarıya ulaşabilmek için gerekli detayları ve usta görüşlerini okuyacaksınız.

 

Sizi başarıya götürecek içerik pazarlama detayları

  1. Okuyucunuzu iyi anlayın

 

Odaklandığınız niş kitlenin alışkanlıklarını ve eğilimlerini iyi anlayın. İçeriklerinizle onları iyi anladığınızı göstermelisiniz. Kendini anlayan içerikleri insanlar daha çok paylaşır.

 

Ne görmek ve okumak istiyorlarsa aynı paralelde içerik üretmelisiniz.

 

Araştırma yapmak işinizin dönüm noktası olabilir. Niş kitlenizin etkileşim içine girecekleri içerikler üretin ve etkileşim türlerini takip edin.

 

Blogunuzdaki analytics’in verdiği bilgileri takip edip fikir alabilirsiniz.

 

Ne demiş üstad;

 

Harika bir bloğa sahip olamaya çalışmayın, okuyucularınız için harika bir blog üretmeye odaklanın.

 Brian Clark

 

 

  1. Profesyonellerle çalışın

 

Birçok firma için içerik pazarlama yarı zamanlı bir görev gibidir ya da stajyerler yapar. Hâlbuki markalar anlamalı ki içerik pazarlaması ücretli tecrübeli profesyonellerle çalışıldığında başarıya ulaşır.

 

Bazı noktalarda çöplüğe dönüşen internetin içinden ancak tecrübeli ve kaliteli profesyonellerle çıkarız. İçerik pazarlaması piramidindeki az bulunan ve yüksek efor gerektiren kaliteli içeriklere de profesyonellerle ulaşabilirsiniz.

  1. Özellikten ziyade faydalara odaklanın

 

Eski reklamcı kuralıdır, özelliğe değil faydaya odaklanın derler. Çok karmaşık yazılım fonksiyonları hariç tüm içerik pazarlama sürecinde de bu çok işlevseldir.

 

Büyük düşünmek için bir fırsattır. Müşterinin sizin ürününüzden alacağı faydayı ona söyleyin.

 

Ne demiş üstad;

İçerik pazarlama ilk randevu gibidir. Tüm yaptığınız kendiniz hakkında konuşmak olursa ikinci bir buluşma olmaz.

David Beebe

 

 

  1. Topluluk oluşturun

 

İçerik pazarlaması markanızın hikayesini tüm dünyaya anlatmak için mükemmel bir fırsattır.

 

Marka hikaye anlatıcılığı işletmenizin kendine bir yüz ve kimlik eklemesi için fırsattır. Bu şekilde insanlar sizle iletişim kurmak için bir bağlantı noktası bulurlar.

 

Sosyal medyada belirlediğiniz hashtaglerle de işletmenizi daha kişiselleştirip etkinliklerle topluluk oluşturun. Bu topluluklar sizin ileride koyu destekçiniz olacaklar.

 

  1. Başlıklar herşeydir, başlıklara çok dikkatli çalışın

 

Yazdığınız yazı yaptığınız işin temelidir. İçerik ne kadar iyiyse o kadar trafik yakalarsınız. Fakat her trafik iyi bir başlıkla başlar. Başlık içeriği vezir de eder rezil de eder.

 

Milyonlarca içerik üretiliyor ve bunların hepsini insanların taraması mümkün değildir. Öncelikle okuyucu başlığa bakar ve okuyup okumayacağını belirler. Başlığınızı iyi seçin.

 

  1. Zamanla modası geçmeyen yazılar yazın

 

Online içerikler 2’ye ayrılır, güncel ve zamansız.

 

Güncel konularda yazmak kısa süreli trafikte ani çıkış getirir. Bunun yanında zamansız yazılar zaman içinde gitgide artan bir trafik getirir. Bu tür yazılar insanların devam eden ihtiyaçlarına karşılık verirler.

 

Trend bir bilgiye dayanmaktansa zamansız yazılar blogunuza yarın da trafik getirir yarından sonra da.

 

  1. Sosyal medyada etkileşim içinde olun

 

Büyük firmaların sosyal medyada yaptığı en büyük yanlışlardan biri ise takipçileriyle etkileşim içine girmemeleridir.

 

Hangi sosyal medyada olursanız olun, okuyucular sadece post girmenizi beklemiyor, aynı zamanda takip de etmenizi istiyor.

 

İnsanlarla sosyal medyada etkileşim içinde olun. En azından iyi yorum yapanlara teşekkür edin.

 

  1. Okuyucunun beklentisiyle içeriğiniz örtüşmeli

 

Tanıtım içeriği önemlidir. Ürününüzü tanıtmadan satamazsınız. Fakat okuyucular kendini çok fazla tanıtan markaların sayfalarından yavaş yavaş ayrılmaya başlarlar.

 

Tanıtıma fazla odaklanmayın. Onun yerine değer üretin. Yani okuyucu ne okumak istiyor, ne görmek istiyorsa sizin içeriğiniz ile okuyucu beklentisi örtüşmeli.

 

Eğer kendinizi değerli içerik ile kanıtlarsanız okuyucu size daha fazla dönecektir.

 

  1. Infografikler hazırlayın.

 

  • Infografikler normal bir blog postundan 42.4% daha fazla paylaşılıyor.
  • Bunun yanında 129% daha az yorum alıyorlar.
  • Bazı araştırmalarda görülmüş ki, infografik e-bülten yollandığında emaillerden 28.3% daha az trafik alınıyor.
  • Bunun yanında infografikler normal blog postlarına göre 37.5% daha fazla backlink alıyor.
  • Aynı zamanda infografikler 35.1% daha fazla trafik alıyor.

 

İnfografikler uzun vadede daha fazla trafik getiririyor.

 

  1. İnsanlar istatistik severler, istatistik koyun.

 

Yapılan gözlemlerden edinilen bilgiye göre veri ve istatistik içeren blog postları içermeyenlere göre 149% daha fazla sosyal paylaşım ve 283% daha fazla backlink alıyor.

 

İstatistik ve veri içermesi blog postunun kalitesini arttırır. Hatta bu istatistiği görselleştiren chartları da blog postunuza eklerseniz daha fazla ilgi çekecektir.

  1. Markaysanız içeriklerinizi dışarıdan temin etmek de işe yarayabilir.

Firmaların içerik pazarlamaya yatırım yapmaktan alıkoyan şeylerden biri diğer pazarlama çalışmalarından feragat etmek gerektiğini düşünmeleridir.

Firmalar ekiplerinin blog postu hazırlayıp onları tanıtmaları gerektiğini düşünüyorlar. Bunun da zaten iş yükü fazla olan kişiler için zor olabileceğini düşünüyorlar. Ekipte de blog yazarı yoksa iyi içerikler çıkmayacaktır.

İçerik pazarlaması deneyen firmalar da blogun etkili olmadığını düşünüyorlar. Bu yüzden içerik pazarlamasını dışarıdan temin etmek için 2 sebep vardır;

  • İçerik stratejisini uygulamak için insan gücü yok
  • İçerik stratejisini uygulamak ve geliştirmek için uzmanlığınız yok

Eğer ekibinizde içerik pazarlaması yapacak yoksa dışarıdan bu niş alanınızda uzman kişilerden destek almak gayet mantıklı olacaktır.

Hubspot araştırmasına göre blog tutan markalar blog tutmayanlara göre daha fazla müşteri topluyor.

  1. İyi pazarlama basit olmalıdır.

Bazen başarılı bloglar kullanıp onların bu başarıya gizli bir formülle ulaştığını düşünebilirsiniz.

Aslında gerçekte başarı doğru kişilerle kurulmuş doğru ilişkilerle gelir.

Birçoğu durumda gizli bir formül bulunmuyor. Yeni içeriğinizi basit bir email şablon ile bildirebilir, haber verebilirsiniz.

Site tasarımınızı basit tutabilir formları basit tutabilirsiniz.

Basit stratejiler genelde iyi sonuç verirler.

Tutarlı bir şekilde uygulayın ve gerektiğinde daha da basitleştirip daha kolay sindirilebilir, anlaşılabilir hale getirin. Aradığınız sonuçları almaya başlayacaksınız.

Ne demiş üstad;

En iyi pazarlama, pazarlama gibi hissettirmez

Tom Fishburne

 

  1. Harika bir içerik tanıtım olmadan işe yaramaz. Tanıtım yapın.

Başarılı içerik pazarlamasının kafanıza kazımanız gereken en önemli gerekliliği ise tanıtımdır.

Bunun istisnası geniş bir kitleniz varsa ve kitleniz yani okuyucularınız sizin içeriğinizi yayıyorsa belki de ek tanıtıma gerek olmayabilir.

Eğer içeriklerinizi paylaşacak geniş bir kitleniz yoksa çeşitli yollarla tanıtım yapmalısınız. Backlink almalı misafir yazarlık yapmalısınız.

  1. Kanaat önderleri inanılmaz iyi sonuçlar yaratabilirler.

Temelde 2 çeşit başarılı blog vardır.

  • Azimli blog. Tüm tanıtımını kendileri yaparlar. Okuyucularını kendileri bulurlar. Tüm bunlar sonucunda başarılı olurlar fakat bu çok uzun sürebilir.
  • Kendiliğinden populer bloglar. Bu bloglar diğer popüler blogların sevdiği bloglar.

Birkez nüfuzlu kişileri ikna ederseniz sizin blogunuzun popüler olması için çok fayda sağlarlar.

Nüfuzlu kişiler uzun süreli ve kaliteli trafik getirir.

Eğer yeterince kanaat önderlerine yakın olursanız sizi istediğiniz yere taşırlar. İnsanlar marka yerine yakın çevresinin ve nüfuzlu kişilerin dediklerini daha inandırıcı buluyorlar.

  1. Çeşitli tip içerikle daha fazla kişiye ulaşabilirsiniz.

Şimdiye kadar içerik pazarlamadaki normal postlardan bahsettik. Her ne kadar üretilen içeriklerin çoğu standart olsa da siz daha farklı birçok çeşit içerik üretebilirsiniz.

Bazı mesajlar için standart blog postundan daha farklı içerik formlarında daha iyi sonuç verir. En basitinden infografikler size çok fayda sağlayacaklar. Sosyal medya içeriği, vaka çalışmaları, bültenler, videolar, fotoğraflar gibi formatlarda içerik üretebilirsiniz.

Content marketing institute’ün yaptığı bir araştırmaya göre içerik pazarlama taktik kullanımı şu şekilde;

Video önerisi:

Webrazziden içerik pazarlama konuşmasını izleyin.

https://www.youtube.com/watch?v=MYyULvX-HH8

Eğitim videosu önerisi;

A-Z™ İçerik Pazarlama Eğitimi

Kaynak: Udemy / Tür: Video eğitim / Dil: Türkçe / Öğretici: Barış Özhan/  Süre: 44 dak video / Bitirme sertifikası: Var

Açıklama: İşinizi büyütmek için içerik pazarlamacılığına hakim olun: içerik oluşturma, strateji, metin yazarlığı SEO uyumlu makale

Udemy’den satın al

 

Kitap Önerisi;

Herkes Yazabilir / Ann handley

Herkes Yazabilir, herkese, ama özellikle pazarlama alanında çalışanlara yönelik. Kısmen bir yazı rehberi, kısmen etik yayıncılıkla ilgili bir elkitabı, kısmen de yazı kaslarınızı güçlendirmenize yarayacak bir eğitmen. İçerik kralsa, pazarlama iletişiminin kraliçesi de Ann Handley ve bu konuda şaşmaz bir formülü var: Kaliteli içerik: fayda x ilham x empati. Herkes Yazabilir’in izinden giderseniz hem sağlam bir içerik hem de pazarlama evrenini boğan gürültünün arasından seçilebilen unutulmaz bir ses yaratacaksınız. Eğlenmeye ve daha iyi yazmaya hazır mısınız? (Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

İşte Bu Fikir Tutar/ Chip Heath-Dan Heath

  • Sadelik: Fikrinizi anlamsız bir slogana çevirmeden, onun özünü nasıl ifade edebilirsiniz?
  • Şaşırtıcılık: İnsanların dikkatini nasıl ele geçirecek ve nasıl elinizde tutacaksınız?
  • Somutluk: İnsanların fikrinizi anlamasını ve uzun zaman sonra bile hatırlamasını nasıl kolaylaştırırsınız?
  • İnandırıcılık: İnsanların fikrinize inanmasını nasıl sağlarsınız?
  • Duygusallık: İnsanların fikrinizi benimsemesini nasıl sağlarsınız?
  • Öyküler: İnsanların fikrinizi hayata geçirmesini nasıl sağlarsınız?

(Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

 

Sonuç olarak;

 

Güçlü bir içerik oluşturmak değerli olmaya devam edecek.

Google veya Yandex ne kadar algoritma değiştirse de içerik pazarlamanın gücü değişmeyecek. Markaların en güçlü silahlarından olmaya devam edecek.

Siz de içerik pazarlamaya zamanında yatırımınızı yapın.

İçerik pazarlamaya her zaman önem verin. Yukarıdaki tüyolar da içerik pazarlamasınızı en iyi şekilde güçlendirmek için size yardımcı olacak.

Şimdi sıra sizde;

Sizin kendinize göre içerik pazarlama teknikleriniz var mı?

Siz de yorumlar bölümüne bir tane teknik de siz ekleyin.

 

 

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

GIF yapmanız için 5 program. [En kolayları]

Bu makalede gif yapma programlarını tanıyacaksınız.

Başkasının blogunu okurken dikkatinizi en çok ne çekiyor?gif yapma

 

Hareketli ve renkli şeyler değil mi? Görsel ve videolar içeriğe dinlendirici aralar veriyor ve renk katıyor.

Peki blog postunuza animasyonlu hareketli resimler (gif) eklemeye ne dersiniz?

Gif nedir?

Animasyonlu GIF birkaç resimden oluşan ve kısa video etkisi veren bir formattır. Animasyonlu GIF sayfa açıldığında otomatik olarak oynamaya başlar. Okuyucunun herhangi bir tıklamasına gerek kalmadan harekete başladığı için okuyucunun dikkatini kolayca çeker.

Bu animasyonlar oluşturulması gif programlarıyla oldukça kolay ve hızlıdır.

Bu postta web siteniz için animasyonlu GIF yapmak istediğinizde kullanabileceğiniz gif programlarını okuyacaksınız.

Gif yapma programları

  1. LICEcap

LICEcap

Ücretsiz indirilebilir bir gif programıdır. Ekranınızdaki görüntüleri kaydedip animasyonlu GIF olarak kaydetmenize olanak verir. Gif programının kullanımı çok basittir ve ortaya çıkan sonuçlar oldukça etkilidir.

 

Gif programını ilk indirdiğinizde ve başlattığınızda biraz karışık gözükebilir çünkü boş bir kutu gibi gözükür.

 

Görünen boş alan LICEcap programının görüntüyü alacağı alanın çerçevesi. Bu demek oluyor ki ekranın boyutuyla oynayıp istediğiniz alanı kaydedeceğinizden emin olabilirsiniz.

  • Pause ile kaydı durdurup daha sonra devam ettirilebilirsiniz.
  • Saniyede kare sayısı kaydederken seçilebiliyor.
  • Tabii daha kaliteli GIF ler daha yüksek boyutlu olur ve o da websitenizin yüklenme süresini yavaşlatır.

 

  1. Gifmaker.me

 

Giffysnap birkaç tane fotoğraf yükleyip bunları GIF haline getirebileceğiniz bir websitesi. Kullanımı ücretsizdir ve kaydolmak bile gerektirmez.

Siteye yükleyeceğiniz resimleri yüksek boyutlu olmayacak şekilde hazırlayın. Sırasını belirleyin ve yükleyin. Herhangi bir gif programı indirmeden websitesi ile GIF oluşturabilirsiniz.

Oluşturduğunuz GIFi indirip kendi sitenize yükleyebilirsiniz. Çok hızlı ve pratik bir araç.

  1. Ezgif

LICEcap ve Giffy snap programları pratik ve ücretsiz iki harika gif programı. İkisiyle de kolayca siteniz veya blogunuz için animasyonlu GIF oluşturabilirsiniz. Fakat daha ileri özellikli program arıyorsanız Ezgif size yardımcı olabilir.

Ezgif ile GIF leri birçok yolla editleyebilirsiniz. Örneğin;

  • GIFin boyutunu değiştirebilirsiniz
  • Kesebilirsiniz
  • Video yükleyip GIF yapabilirsiniz.
  • Renklerini azaltarak boyutunu azaltabilirsiniz.
  • Renk filtreleri uygulayabilirsiniz.
  • Görselin yönünü değiştirebilirsiniz.
  • Hızını değiştirebilirsiniz.
  • GIF üzerine metin ekleyebilirsiniz.
  • GIFi tek tek karelere dönüştürüp kare kare editleyebilirsiniz, sırasını değiştirebilir veya bazı kareleri silebilirsiniz.

 

Tüm bu özelliklere erişmek için Ezgif websitesine gidin ve hangi fonksiyonu istiyorsanız sayfanın üstündeki araç barından seçin.

  1. Recordit

Recordit hem mac hem Windows için indirilebilir bir gif programı.

 

LICEcap gibi bilgisayarın ekranında olanları kaydediyor fakat gif oluşturup indirmek yerine kendi sitesine yükleyip size link veriyor.

 

Recordit bilgisayarınıza indirdiğinizde sağ alt köşede ikon belirir. Ona tıklayınca da dikey ve yatay çizgiler belirir. O çizgilerle ekranın neresini kaydedeceğinizi belirlersiniz. Kayıt butonuna tıklarsınız ve kayda başlayabilirsiniz. Bittiğinde de size link verir.

 

  1. Free gif maker

Free gif maker ücretsiz indirebileceğiniz bir gif programıdır. Videodan gife çevirebilirsiniz. Kullanımı basit bir gif programıdır.

Kullanımını izlemek için örnek videosunu izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=dmEJRaQiy3Y

 

Tavsiye yazı: Blok içerik oluşturma makaleleri

Sonuç olarak;

GIF yapmak ve blogunuza yüklemek blog postunuza ziyaretçilerin dikkatini çekecek ve bir hareketlilik katacak. Hem küçük boyut olması, hem kolay oluşturulabilir olmasından dolayı videoya nazaran GIF kullanmak daha hızlı bir çözümdür.

GIF yapmak gif programları ile oldukça kolay. Yukarıdaki programları kullanarak blogunuz için animasyonlu GIF hazırlayabilirsiniz.

Şimdi sıra sizde;

Sizin kullandığınız GIF programları neler?

Siz de çok beğendiğiniz bir gif programını yorumlar bölümünde paylaşın

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

E-Kitap Satışınızı Arttırmak İçin 10 Tavsiye (E-Book)

Amerikada e-kitap satışının akıllı telefon oyun uygulamalarını geçeceğini ve 8 milyar $ seviyesine

e-kitap satış

geleceğini biliyor muydunuz?

E-kitap ve bilgi ürünleri pazarı gitgide büyüyor ve aşağı düşüş sinyali hiç vermiyor.

Eğer bir blogunuz ve sadık okuyucunuz varsa, bilginizi paketlemek ve takipçilerinize satmak yani e-kitap satışı size büyük para kazandırır.

Binlerce blogger, serbest çalışan, alanında uzman kişi e-kitap satışından para kazanıyor.

Siz de satabilirsiniz. En iyi e-kitap satışından diğerlerini ayıran ise e-kitap satış stratejisidir. Eğer hâlihazırda kaliteli e-kitabınız varsa, başarılı bir e-kitap satışı için aşağıdaki teknikleri uyguladığınızdan emin olun.

Bu makalede başarılı bir e-kitap satışı nasıl yapma yöntemlerini okuyacaksınız.

E-kitap satış arttırma tüyoları

  1. E-kitap konusu çevresinde bir facebook grubu kurun

E-kitabınız veya diğer her tür bilgi ürününüz takipçilerinizin yaşadığı probleme bir çözüm olmalıdır. Fakat birçoğu bir probleme sahip olduklarının bile farkına varmazlar. Bu yüzden ne kadar çekici bir teklifiniz bile olsa takipçilerinize çekici gelmeyebilir.

Bu yüzden takipçilerinizin problemlerine yönelik bir facebook grubu kurmak çok etkilidir. Aynı problemle yüzleşen insanları aynı platformda bir araya getirmenize yardımcı olur. Bu platform birbirleriyle de iletişim haline geçmelerine yardımcı olur.

Bu size birkaç yolla yardımcı olur.

  • Problem hakkında bilinirlik oluşturursunuz.
  • Problem ile ilgili tartışmaları ve muhtemel çözümleri teşvik eder.
  • Gruptan çıkacak fikirlerden e-kitabınız için yeni içerikler üretebilirsiniz.
  • Bu problemi çözmedeki uzmanlığınızı göstererek kendinizi markalaştırırsınız.
  • Aynı problemle baş eden diğer arkadaşlarını da mevcut üyeler gruba davet ederler.

Bilmiyor olabilirsiniz diye belirteyim, her ay 1 milyardan fazla insan facebook grup kullanıyor. Facebookun en aktif kullanılan özelliklerinden biri gruplarıdır.

Facebook grup oluşturmak, sahip olmak, yönetmek ve düzenli olarak değer katmak sizi “uzman” konumuna getirir ve kendinize sadık fan kitlesi oluşturursunuz. Grubu da kolaylıkla herkesin katılmak isteyeceği yüksek değerli bir topluluğa çevirebilirsiniz.

Bunu da e-kitap lansmanında kullanabilirsiniz.

Facebook grubunu e-kitap satışlarını arttırmak için kullanabileceğiniz başka yaratıcı bir yol daha var. Onu da bu postta ileride göreceksiniz.

  1. Facebookta tab ekleyin

Facebookta birsayfa veya grup açtınız ve tanıtıyorsunuz. Siteye doğrudan ulaşabilecekleri link içeren facebook tabı ekleyin. Ardından sayfanın facebook içinde reklamını facebook ads kullanarak yapın.

  1. Kolay ve hatırlanabilir satınalma deneyimi sunun

Blogunuzda kolay hatırlanır ve kullanıcı dostu bir satınalma deneyimi yaşatırsanız abone dönüşümü ve e-kitap satışlarınız belirgin şekilde artar. Bu yüzden asla e-kitap satışındaki satınalım sürecinin değerini önemsiz görmeyin.

Araştırmalara göre zayıf kullanıcı deneyimi yüzünden satınalma sürecinde insanların 69%’u sepeti terk ediyor.

Özellikle ürününüz hakkında detaylar, küçük bir görsel ürününüz hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar.

Ve en önemlisi de; müşteri satınalırken doldurması gereken alanların sayısını minimumda tutun. Bu en önemli dönüşüm azaltıcıdır.

Herşeyi yeniden keşfetmemek için, Selz gibi denenmiş ve test edilmiş dijital ürün satış uygulaması kullanabilirsiniz. Selz kullanarak insanların PayPal, Master Card ve Visa kullanarak ödeme yapıp satınalabilecekleri, blogunuza gömülebilir ürün araçları oluşturabilirsiniz.

Aynı program hiçbir yere yönlendirme vermeden tek sayfada ödeme alan kısa bir ödeme ekranına sahip. Oldukça pratik.

Bunlar e-kitap satışınızda büyük etki yaratacak küçük şeyler.

  1. Değerli bir e-kitap satış paketi sunun

Hepimiz harcadığımız paranın daha fazla getirisi olmasını isteriz değil mi? Ne kadar çok şey alırsak o kadar iyidir.

Müşteriniz de aynı şeyi düşünür.

Örneğin aşağıdakilerden hangisini 47 TL den alırdınız?

  • İyi araştırılmış ve uygulamaya uygun yüksek kaliteli PDF e-Kitap
  • İyi araştırılmış ve uygulamaya uygun yüksek kaliteli PDF e-Kitap artı birden çok çalışma kağıdı, şablon, video röportaj ve ücretsiz danışma araması

Hangisi daha iyi gözüküyor? Tabii ki ikinci olan.

İşte ambalajın yaptığı şey budur. Ürününüzün algılanan değerini arttırır veya azaltır.

Sunduğunuz paketiniz ana ürününüzü tamamlayan herhangi bir şey içerebilir.

Bazı pazarlamacılar hazırladıkları e-kitap satış paketini mevcut müşterilere yukarı satış yapmak için de kullanırlar. Bu da satış ağınızı genişletmenizi sağlar.

  1. Smart Retargeting ile kayıp satışları kapatın

Facebookun size daha önce gezdiğiniz websitelerdeki ürünlerle ilgili reklamları gösterdiğini fark etmişsinizdir. Aynısı google ads’te de geçerli.

Eğer bir ürün sitesini gezerseniz ve bir şey almadan çıkarsanız facebook ve google size aynı ürünün reklamını gösterir.

Buna tekrar hedefleme diyoruz. Bu daha çok muhtemel kaybolmuş satışları tekrar toparlamak için etkili bir yoldur.

Source: eConsultancy

Araştırmalar gösteriyor ki daha önce sepette ürün terk etmiş bir kişi yeniden reklam gösterimi yapıldığında 55% daha fazla harcamaya eğilimliler.

Müşterilerinizi tekrar hedeflemenin birçok yolu var. Fakat facebook’un tekrar hedeflemesi bloggerlar ve e-kitap satışı yapanlar için oldukça etkililer.

Tekrar hedefleme modern günlerin pazarlamacılarının gizli silahı. Avantajınıza kullanıp daha fazla e-kitap satışı yapabilirsiniz.

  1. Sektördeki diğer ustaların sizi önermesini sağlayın

Tüm başarılı girişimcilerin aynı fikirde olduğu bir şey var; çevre = sermaye

Ne kadar güçlü ve etkili bağlantılarınız varsa o kadar fazla e-kitap satış yapma fırsatı yakalarsınız.

Bu durum blogger ve dijital ürün satanlar için de aynı.

Hiç tavsiye edilmeyen bir ürüne göre sektörde otorite birinin tavsiyesi olduğunda bir ürün 10x katı daha fazla satar.

Bu hayatın gerçeği.

Fakat iyi haberler var. Network kurmak, çevre genişletmek düşündüğünüz kadar zor değil.

Bu uzun ve devam edecek bir süreç ve ilişki kurmaya yatırım yapmalısınız. Nüfuzlu kişilerle iletişimde olmalısınız.

Eğer sektörünüzde ünlü birini tanımıyorsanız yapabileceğiniz şeyler şunlar olabilir;

  • Takipçileri olan arkadaşlarınıza ulaşın.
  • Onlara e-kitabınızı ücretsiz teklif edin. Yanında nelere çözüm oluyor ve ne öneriyor hakkında bir özet de sunabilirsiniz.
  • Fikirlerini dinlemelerini istediğinizi belirtin.
  • Okuyup okumadıklarını birkaç gün sonra kontrol edin.
  • Eğer okudularsa fikirlerini sorun.
  • Onların işini kısa bir kullanıcı deneyimi yazısı yazarak kolaylaştırın.
  • Yazdığınız yazıyı sayfanızda kullanmak için isteyin ve kullanın.

Bu biraz zaman kaybettirici bir çalışmadır ama e-kitap satışlarınızda büyük etkisi olabilir. Ne kadar tavsiye alırsa, ürününüz o kadar güvenilir hale gelir.

  1. 30 günlük para iade garantisi verin

Kim para harcarken garanti sevmez ki?

Araştırmalar göstermiş ki dijital ürünlere 30 günlük para garantisi vermek satışları 8-10% arası arttırıyor. Eğer ürün de söylediğiniz ile aynı ise para iadesi isteyenlerin oranı oldukça düşük.

Belki biraz para iadesi isteyen olabilir ama e-kitap satış artışı iadeden çok daha fazla olacaktır.

  1. Ürün lansmanı öncesi heyecan yaratın.

Dijital bir ürün piyasaya sürmek ardında çok çalışma gerektirir. Başarılı lansmanlar da şans eseri olmaz.

Akıllı marka müdürleri asla dijital bir ürünü belli bir stratejisi olmadan piyasaya sürmezler. Ürünleriyle ilgili heyecan ve beklenti oluştururlar ve insanları içine dahil ederler.

Ürününüzü heyecan ve beklenti yaratarak çok daha fazla satabilirsiniz.

Bunun için yapabileceğiniz birkaç tüyo;

  • Abonelerinize eposta yollayın.
  • Facebookta ürününüzün çözdüğü problemi anlatın.
  • Birkaç gün bilinirlik yaratmaya çalışın ve fırsat maliyetini vurgulayın.
  • Bir probleme çözüm olarak bir ürün piyasaya süreceğinizi anlatın.
  • Kitabın kapağını açıklayın.
  • Lansman öncesi özel iskonto önerin
  • Blog postlarınızda, epostalarınızda ve misafir yazılarınızda e-kitabınızdan bahsedin.
  • Piyasaya çıkma tarihini bildirin.
  • Ürününüzü almayan kişiler için daha fazla tüyo verdiğiniz bir webinar hazırlayın. Neler kaçırdıklarını anlamalarını sağlayın.

Bunların dışında ürününüzle ilgili heyecan oluşturmak için birçok fikir bulabilirsiniz.  Burda ana amaç insanlarda bir beklenti oluşturmak.

Beklentiyle e-kitabınızı aldığında kendilerini ayrıcalıklı hissedecektir.

 

Sıfırdan E-Kitap Nasıl Yapılır ve Hazırlanır? /Mustafa Akyüz

Bilindiği gibi kitap yazmak bunu kağıt olarak bastırmak baya zor bir istir. Ben size yazdığınız kitapları nasıl e kitap yaparsınız nasıl para kazanırsınız bunu öğretmek istiyorum.

Udemy.com’dan satınal

 

Sonuç olarak

E-kitap yazarak para kazanabilirsiniz. Fakat sadece yazmak yetmez. E-kitap yazmak ve satışa sunmak işin sadece bir kısmıdır. Zor kısmıdır. Daha da kolay kısmı ise e-kitap satışının maksimum noktaya ulaşacağı doğru ortamı oluşturmaktır.

Maalesef birçok blogger sadece ilk bölüme yani sadece e-kitap yazmaya odaklanıyor. Zor olan kısmını yapıyorlar ama kolay kısmını bırakıyorlar. Siz öyle yapmayın.

Yukarıda e-kitap satışlarını nasıl maksimuma çıkarabileceğinizi okudunuz. Bu teknikleri kullanarak e-kitap satışınızı arttırabilirsiniz. Tüm teknikleri uygulayın, olumlu sonuç almaya başlayacaksınız.

E-kitap satışını arttırmak için sizin kullandığınız teknikler var mı? Yorumlar bölümünden paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Blog yazarak para kazanma makaleleri

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

İyi Bir Giriş Bölümü Yazmanız İçin Gerekli 10+ Teknik [20+ Örnek İçerir]

İnsanların blog yazılarına tıkladıktan sonra devamını okuyup okumayacağına karar verme süresi 8giriş bölümü saniyeye kadar düştü.

(Kaynak: Time dergisi)

Giriş bölümünün ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Sadece 8 saniye. Eyvah!

Bunun meali şu;

İlk 8 saniyede okuyucuyu yazıya çekmelisiniz.

İlgisini çekmezse 9. saniye bırakıp gidiyor.

Saatlerce araştırıp veya yılların birikimiyle hazırladığınız yazıya insanların 8 saniyede burun kıvırması ne kadar kötü değil mi?

Blog postunu hazırlarken harcadığımız zaman her geçen yıl artıyor. Her yıl daha fazla emek harcıyoruz.

Emeğimize değsin istiyoruz.

İnsanlar blog yazınızı iyice okusun, demek istediğinizi anlasın, beğensin, yorum yazsın, çevresine yaysın istiyorsunuz. 100’lerce ve 1.000’lerce kişi okusun, çok sevsin istiyorsunuz, değil mi?

Yapabilirsiniz.

Okuyucuyu yazıyı okutabilirsiniz.

Kilit “giriş bölümünde”.

Giriş bölümü o ilk 8 saniyede bir kanca atabilirse okuyucu okumaya devam ediyor.

Giriş bölümünde iyi bir kanca olur ve okuyucuyu yazının içine sürüklerseniz yazınızı okutabilirsiniz.

Peki nasıl?

Okuyucuyu içine çeken giriş bölümünü nasıl hazırlarsınız? Kolay mı?

Evet, kolay.

Giriş bölümü hazırlamak geliştirilebilir bir beceridir. Ama yoğunlaşmanıza ve pratik yapmanıza gerek vardır.

Giriş bölümü nedir?

Giriş bölümü blog yazınızın ilk 100-120 kelimesidir.

Makalenize iyi bir giriş bölümü hazırlamanız makalenizin başarısı için çok kritiktir. Çünkü iyi bir giriş bölümü ile yazınızın okunması ya da okunmaması için dönüm noktasıdır.

Birçok insan giriş bölümüne göre makaleyi okuyup okumayacağına karar verir. Makalenin giriş bölümü sıkıcıysa “makalenin kendisi de sıkıcıdır” deyip sayfa terk eder.

Birçoğu insan makaleye gelip aşağı doğru inmiyor bile. Bazıları sadece fotolara bakıyor. Birçoğu da bir yarısını okuyup diğer yarısını okumuyor.

Giriş bölümü yazının kalitesine ikna etmek için çok önemli bir araç.

Yıllarca yüzlerce makale yazdım. En zor bölümünün giriş bölümü olduğunu bilirim. Eğer giriş bölümünü yazarsanız gerisi çorap söküğü gibi gelir.

Zaman içinde iyi giriş yazmayı birçok yabancı kaynaktan öğrenerek geliştirdim ve bir dolu şey öğrendim. Bu yazıda size örneklerle beraber iyi giriş yazma hakkında bildiklerimi anlatacağım.

İyi bir giriş bölümü yazmanız için gerekli teknikler

 

  1. Bir çözüm sözü verin.

 

Tüm iyi blog postları bir probleme çözüm getirirler. Örneğin bu blog postunu daha iyi giriş bölümü yazma sorunu yaşayan insanlar için hazırladım.

Fakat bu yeterli değil.

Ayrıca çözümüme söz de vermeliyim.

 

Tekrar hatırlayın, online okuyucuların çözümü sizin uzun yazınızda bulabilecek mi diye tüm blog postunu okumak için zamanları yok. Çözüm sözünü önceden görmek istiyorlar.

 

Bu postta olduğu gibi soruna çözüm önerisini giriş bölümünde yazarak başlayabilirsiniz veya doğrudan ve kısa da yazabilirsiniz.

Örnek;

 “Blog postlarının giriş bölümünü güçlendirerek daha fazla okuyucuyu çekmek mi istiyorsunuz? İşte size iyi bir giriş bölümüyle nasıl okuyucu çekeceğinizle ilgili 15 ipucu”

 

2. Az bilinen veya çarpıcı bir istatistikle başlayın.

 

Şok edici, sürprizli, alışılmadık, muhalif bir giriş bölümü yazın. İnsanlar istatistikleri severler, özellikle kanıtlayabiliyorsanız daha çok bayılırlar. İnsanlar her gün birçok makale ile karşılaşıyorlar ki birçoğu pratik değil ve kullanışsız bilgiler içeriyor. O yüzden insanlar giriş bölümünde kanıtlanabilir bilgi bulduklarında makalenin içine doğru ilerlerler.

Örnek;

  • Amerikan yetişkinlerinin 33,8%’i obez olarak yaşıyorlar. 2015 yılında bu oran yıl içinde 20% arttı.

Yukarıdaki örneğe bakarak yetişkinlerdeki obezite oranının yüksek olduğunu ve giderek arttığını görüyorsunuz ve bunun sebebini merak ediyorsunuz. İnsanlar istatistiklere dayanamaz.

 

3. Duygusal bir soru sorarak başlayın.

 

Giriş bölümünde konunun doğrudan kalbine gidin – okuyucularınız hangisinden etkileniyorsa acı, üzüntü, kalp ağrısı vb. Ve onlara sizin de orada bulunduğunuzu giriş bölümünde anlatın.

Örnek;

  • İçten içe yazılarınızın eski tarz düz yazılar olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Bazen okuduğunuz online makalelerden çok daha iyi yazdığınızı düşünüyorsunuz. Bazen de düz, sıkıcı, gereksiz olduğunu düşünüyorsunuz. Kimse sizi övmüyor, kimse iyi yazdığınızı söylemiyor, kimse size ödeme yapmıyor.

Belki de bu işi bırakmalısınız. Birçok yazar böyle hissetmiştir. Hatta en iyi yazarlar bile. Ben de hissettim, emin olun. Fakat yazmayı bırakmadım. Onun yerine şunu denedim. …” vb

 

  1. Eğlenceli veya sürprizli bir kişisel hikaye veya anekdot ile başlayın.

Giriş bölümünde hayatınızdan bir kesit paylaşmak her zaman okuyucuları çeker. Ve aynı zamanda soyut bir gerçeklikle somut bir şeyi karşılaştırmak – duygusal acı ve fiziksel acı gibi – okuyucuların konunuza dâhil olmasını, kendilerinden bir şeyler bulmasını kolaylaştırır.

Örnek 1;

  • Bisiklet sürmesini asla unutmazsınız değil mi? Hayır. Bir bisiklet satın aldıktan bir ay sonra direksiyonun üzerinden uçtum, hem de bir değil iki defa. Ve dizlerimin acısının geçmesi 1 yılı buldu.

Yazar tıkanması da az önceki hikâye gibi fiziksel değil ama duygusal açıdan kötüdür. Yaralanan diz veya yırtık bağlar gibi olmasa da tavırlarımız ve yaklaşımımız acının ne kadar kötü olabileceğini ve nasıl iyileşeceğimizi belirler.

İşte burada 10 başarılı yazarın yazar tıkanmasıyla nasıl mücadele ettiğinin tüyolarını göreceksiniz. Sizin için iyileştirici bir ilaçları yok. Fakat tıkanıklığa farklı bakmanızı sağlayacaklar.

Örnek 2;

  • 27 temmuz gecesiydi. Rüzgar çatıyı çıtırdatıyordu. İnanılmaz bir havaydı. Yazı yazmaya çalışıyordum. Sesler dikkat dağıtıcıydı. Dikkatim dağılmasın diye birçok yöntem denedim, keşfettim.

5. Konuyla ilgili bir alıntıyla başlayın.

Makaleye başlamadan önce giriş bölümünde yana yatık bir yazıyla –çoğunlukla bir resimle- bir alıntı paylaşabilirsiniz. Alıntılar makaleye ayrı bir hava katar. Tavsiyem çok kullanılanları kullanmayın, bir süre sonra etkisini yitiriyor. Doğrudan bir başlangıcın parçası olmayabilir fakat iyi ve zarif bir açılıştır. Bizden önce yaşanmış ve çıkarılmış derslerden herkes etkilenir.

Örnek 1;

Mark Twain’in dediği gibi “İlerlemenin sırrı başlamaktır.”  Yazarlığa başlayanların da yapması gereken budur.

 

Örnek 2;

  • Hayalini kurduğunuz yazar haline nasıl geldiklerini merak edebilirsiniz. Sırları nelerdir? 19. Yüzyılda yaşamış meşhur yazarın şu sözünü hatırlayın; “İlerlemenin sırrı başlamaktır.”

Örnek 3;

  • Bir seferde 10.000 defa yumruk denemesi yapan adamdan korkmam, ama bir yumruğu 10.000 defa deneyenden korkarım– Bruce Lee

 

6. Okuyucu sorusuyla başlayın.

Okuyucuların sordukları sorular blog makale konusu olarak mükemmel bir kaynaktır ve giriş bölümünü yazmayı kolaylaştırırlar.

 

Örnek 1;

  • Geçen hafta bir okuyucu bana şu emaili yollamış ve emalini halka açık kullanmama izin vermiş.

“Ailem, özellikle annem, yazar olmamı istemiyor. Üniversite okuyorum. Mühendis olacağım. Bu benim hep hayalimdi ama küçüklükten beri yazıyorum. Yazarlık kursuna gittikten sonra şimdi anlıyorum ki yazarlık alanına geçmek istiyorum. Fakt annem çok korkuyor. Eğitimimi onlar ödedikleri için onların baskısını hissediyorum. Hem mühendis hem yazar nasıl olabilirim? Aileme ve kendime aynı anda nasıl saygılı olurum. Hiçbir öneriniz var mı?”

 

  1. Konuyla ilgili soruyla başlayın.

Birçok yazarın favori giriş bölümü bir soruyla başlayandır. Okuduğumuz yazıya cevabı düşünmek insan doğasındandır.

Eğer giriş bölümünde sorduğunuz soruya cevap niteliğinde bir makaleniz varsa okuyucular okumaya devam edecektir.

Blog yazınıza giriş bölümünde soruyla başlayarak insanların merakını cezb ederek okuyucunun yazıyı sonuna kadar okumasını sağlıyorsunuz. Bir soru tamamlanmamış bir dinamiktir.

Örnek 1;

  • Yazarların 80%’i makalelerinde giriş bölümünü kullanmakta başarısız oluyorlar. Giriş bölümünüzü iyi kullanmak okuyucuların makalenizi sonuna kadar okumasını 400% kadar arttırdığını biliyor muydunuz?

Örnek 2;

  • Bu size hiç oldu mu? Bir makaleyi yazmak için saatler harcadınız. En iyi fikirleri bulmak için beyin patlattınız. Yazınızı bitirip yayınladınız, fakat kimse okumadı.

8. Sonuçla başlayın.

 

Gazeteci gibi yazın. En önemli bilgileri en başta giriş bölümünde yazın. Ters piramit tekniğini kullanın. Çok da uzatmadan 3 paragrafta giriş bölümünü bitirin. Stradiji danışman ajans da pratik yazı hazırlama teknikleri yazısında giriş bölümünde anafikri vermeyi ve 3 paragrafta bitirmeyi öneriyor.

Sona sakladığınız sırları en başta giriş bölümünde söylemek belki ters gelebilir. Fakat blog okuyan insanlar çok hızlı hareket ediyor ve okuyacağı makalenin tamamının işine yarayıp yaramadığını en baştan bilmek istiyor. Makalenin ana fikrini en başta giriş bölümünde verin. Bu iki şey yapar.

1) okuyucuya yazının nereye gittiğini söyler.

2) Sizin o noktaya nasıl ulaştığınızı merak ettirir.

Örnek;

  • 8 haftalık bir fitness çalışması yaptım ve 12 kg vermeyi başardım. Bunu beklemiyordum. Hocamın söylediği taktikleri uyguladım. Vücudum hakkında çok ilginç bilgiler öğrendim. Size onları anlatacağım.

 

9. Okuyucunun acı noktasına dokunun.

 

Okuyucu kendi can sıkıntılarını yazınızda bulursa kendini evde hisseder. Ve blogunuz güzel ve arkadaşçıl bir buluşma noktası olur. Bunun bir yolu doğrudan okuyucuya giriş bölümünde dokunabilmek, hitap edebilmektir.

Örnek 1;

  • Yazı yazmada kendinizi güvensiz, endişeli ve şüpheli hissediyor musunuz?

 

Örnek 2;

 

  • Diğer insanlara göre daha fazla sıkıntılı durumla mı karşılaşıyorsunuz? Sanki çevrenizdeki diğer insanlar sizden daha kolay yaşıyorlar gibi mi geliyor? Kendinize üzülüyor ve “ne de sürekli benim başıma geliyor” mu diyorsunuz.

 

 10. Gizemli bir giriş yapın.

 

Giriş bölümünde gizem yaratıp ana bölümde gizemi aydınlatın. Bu stratejiyi kullanırsanız başlık, giriş bölümü ve gövde arasına bir köprü kuruyorsunuz demektir. Burada kilit nokta okuyucuların daha sonra bulacağı bilgiyi giriş bölümünde biraz çıtlatmaktır.

Örnek 1;

  • Bir psikiyatristim. Bu duvarlar arasında duyduğum hikâyelerden kitap olur. Fakat hikâyelerden biri var ki uykumu kaçırıyor. Bu hikâye beynimi uzun süre çok fena kilitledi. Bu yazdıklarım algılamakta zorluk çektiğim bölümü olacak.

11-İtirafta bulunarak başlayın.

Bir itiraf hemen bizi içine çeker. Bakalım ne itiraf edecek diye bekleriz. Aynı zamanda okuyucuyu sizin dünyanıza çekmeniz için akıllıca yoludur.

Örnek 1;

  • Bir itirafım var; Zamanında dibe batmış iş adamlarının hakkında okumaya bayılırım… (Derek Halpern)

Örnek 2

  • En kötü kâbusumu size söyleyeyim mi? (Jon Morrow)

Örnek 3

  • Şunu itiraf edeyim; bir inbound pazarlamacı olmadan önce, google spamlerden ayda $50,000 kazanıyordum. (Jeff Deutsch)

12-Okuyucunun aklındakini anlamaya çalışın.

Bu teknik biraz zorlayabilir. Fakat bir kanca olarak giriş bölümünde çok iyi iş yapar, fakat okuyucuların zihnine doğrudan girer.

Örnek 1;

  • Sinir bozucu değil mi? İçeriğinize durmadan çalışıyorsunuz ama kimse okumuyor (Imran Esmail)

Örnek 2;

  • İnsana haksızca geliyor değil mi? Birkaç ay önce daha ilk yazısını yazmış ve yüzlerce trafik ve paylaşım alıyor. (Will Hoekenga)

Örnek 3;

  • Hadi itiraf et. Bir e-kitap yazmayı sen de istedin hatta kapağını da kafanda tasarladın. (Ali Luke)

13. Kısa cümleler ile başlayın

Bir bloğa gittiniz ve kendinizi boğulmuş hissttiniz mi?

Giriş çok fazla metin ile dolu, kendinizi okula geri dönmüş hissediyorsunuz ve gözlerinizi yordu.

Büyük paragraflar yerine kısa, vurucu cümleler kullanın.

Hepimiz kısa süreli algıya sahibiz. Kısa cümleler kendimizi boğmadan hızlıca okumamızı sağlar.

Bu tür kısa cümleler gözü aşağı doğru da çeker.

Write to Done

  1. İtalik ve bold kullanın

Girişteki bazı cümlecikleri ve kelimeleri italik ya da bold yaparsanız okuyucunun dikkatini çekebilirsiniz. Yazıya görsel bir etki verirsiniz.

Robbie Richards

  1. Öne çıkan görseli giriş paragrafına koyup satır karakterlerini azaltın

Ustaların blog postlarının sağ üst köşede bir resimle başladığını farkettiniz mi?

Sebebini biliyor musunuz?

Girişte görseller çok etkilidir ve hemen dikkati çekerler.

Başka bir sebebi daha var. Satırdaki karakter sayısını azaltmak.

Sağ üst köşeye bir fotoğraf koymak satırları kısaltır. Cümleleri kısaltmak zorunda değilsiniz ama satırdaki karakterler aşağı iner.

Bir araştırmaya göre girişte kısa satırlar daha kolay algılanacığını, daha az karışık olduğunu, daha hızlı ve kolay okunacağının imajını verir.

Eğer girişte resme karşıysanız başka bir yol daha var. Font boyutunu büyütebilirsiniz.

Smashing Magazine gibi siteler bunu çok yapar.

*  Bonus

Bir hikaye ile başlayın

Başlık insanları yazıya tıklattırır. Giriş ise yazının okumaya devam etmesi için bir kanca sağlar.

Alex Turnbull ve Groove HQ ekibi en iyi girişi bulmak için araştırma yaptı. Hikaye anlatmanın 300% yani x3 kat daha fazla okuyucu çekmiş. Okuyucular yazının aşağısına kadar ulaşmışlar.

Blog postunuza bir kişisel hikaye ile giriş yapın. Kişisel bir anekdot veya şeffaf bir anınızı paylaşabilirsiniz.

 

 

Kitap önerisi:

Herkes Yazabilir / Ann handley

Herkes Yazabilir, herkese, ama özellikle pazarlama alanında çalışanlara yönelik. Kısmen bir yazı rehberi, kısmen etik yayıncılıkla ilgili bir elkitabı, kısmen de yazı kaslarınızı güçlendirmenize yarayacak bir eğitmen. İçerik kralsa, pazarlama iletişiminin kraliçesi de Ann Handley ve bu konuda şaşmaz bir formülü var: Kaliteli içerik: fayda x ilham x empati. Herkes Yazabilir’in izinden giderseniz hem sağlam bir içerik hem de pazarlama evrenini boğan gürültünün arasından seçilebilen unutulmaz bir ses yaratacaksınız. Eğlenmeye ve daha iyi yazmaya hazır mısınız? (Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

 

Sonuç olarak;

İyi bir giriş bölümü blog yazınızın okunup okunmamasında kritik rol oynar. Blog yazılarının neredeyse 60%’ı bir giriş bölümüne sahip değil.

Bunu bir fırsat olarak değerlendirin. Yani iyi bir giriş bölümü yazmayı geliştirirseniz öne çıkarsınız.

İyi bir giriş bölümü yazmayı öğrenmek de blog yazarları için geliştirilmesi gereken bir beceridir. Bu beceriyi geliştirmek zor değil.

Yazarak geliştirebilirsiniz. Fakat teknik de kullanmalısınız.

Yukarıdaki teknikleri size veya yazınıza uyanları uygulayın. Blog yazınızın trafiği değişecek göreceksiniz.

Şimdi sıra sizde;

Sizin de iyi bir giriş bölümü yazmak için kullandığınız sırlarınız nelerdir? Sizce iyi bir giriş bölümü yazmak için ne yapmalı?

Siz de yorumlar bölümüne dikkat edilecek bir tüyo ekleyin.

 

Tavsiye yazı: Blok içerik oluşturma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Gazetecilerin Haber Yazma Tekniklerinden Blog Yazılarınıza Alabileceğiniz 10 Tarihi Haber yazma Tekniği

Gazetecilerin amacı yaptıkları haberleri okutmak izletmek.haber yazma teknik

Bu yüzden haber yazma teknikleri çok önemli.

Blog yazarları da aynı hedefi taşıyor.

Yazdıklarını okutmak!

Milyonlarca blog yazarı yazılarını okutmak için yıllardır yeni teknikler geliştiriyor. Fakat bloggerlık tarihi gazeteciliğe göre nispeten daha yeni.

Gazetecilik tabii ki haber yazma tekniklerini geliştirme açısından blog yazarlarından çok daha tecrübeli.

E tabi; ilk gazete “Oxford Gazette” 1665’te çıkmış. Yani 400 yıl önce. İlk blog ise 1994’te links.net olarak çıkmış.

İlk Türkçe gazete ise 1831 yılında Takvim-i Vakayi gazetesiydi. O zamandan beri gazeteciler kendilerini ülkemizde de çok geliştirdiler. Artık oturmuş ve etkili yöntemleri var.

Özetle 400 yıl boyunca gazeteciler yazdıklarını okutmak için milyonlarca haber üzerine deneme yaparak yıllar içinde çeşitli haber yazma teknikleri geliştirdiler.

Bu yüzden blog yazarları gazetecilerin yüzyıllara dayanan haber yazma tekniklerinden çok şey öğrenebilir, öğrenmeli de.

Sonuçta iki tarafın da tüm çabası yazdıklarını okutmak.

Blogger olarak yazma tekniklerimizi geliştirmek zorundayız çünkü o kadar zamanı ayırıp hiçbir trafik almazsak zamanımızı çöpe atmış oluruz.

Yazılarının okunmamasını hiçbir blogger istemez.

Benim de yazdıktan sonra hiç okunmamış yazılarım vardı. Gözüme batıyordu. Bunun için aklıma şu geldi;

İçeriklerini okutmak için kurumsal yapılar kurmuş, yıllarını haber yazma tekniklerini geliştirmeye adamış gazetecilik mesleği var. Onların haber yazma tekniklerini kullanabilirim. En çok kullanılan yazma tekniklerini iyice araştırdım ve bulup öğrendim. Artık ilk baştaki acemiliğime göre daha iyi yazıyorum. Trafiğim arttı.

Anladım ki;

Gazeteciler yazı okutmayı biliyorlar.

Size öğrendiklerimi şimdi anlatacağım.

Bu makalede blog yazarlarına yardımcı gazeteci ipuçları, haber ve yazı yazma teknikleri, usta görüşleri okuyacaksınız.

Blog yazarlarının gazetecilerin haber yazma tekniklerinden öğrenebileceği o enfes tüyolar

1. Başlık haber yazma tekniklerinin en önemlisidir.

Kısa, öz ve inandırıcı tutun. Birçoğu insan yazınızı başlığına göre değerlendirecek. İçeriğini okuyan az kişi de makalenizi paylaşacak.

Sadece başlık okuyan kişiler pareto kuralına göre 80%, içeriği de okuyan kişiler ise 20%’dir.

Ne demiş üstat;

  • İyi bir başlık ile bu oranı değiştirip başlığa bakıp içeriği okuyacak kişilerin oranını 20%’den 60%-70%’lere çıkabilirsiniz.
  • Bunun yanında insanların büyük çoğunluğu liste içerik başlıklarını tercih ediyor.
  • Başlıklardaki tekli sayılar çiftlere göre daha çok tercih ediliyor.
  • Nasıl yapılır konseptli başlıklar en çok tercih edilen 3. Başlık tipi.
  • Başlıkta ideal kelime sayısı 8.

Haber başlığının nasıl yazıldığı ile ilgili haber spikeri Kübra Ulutaş’ın kısa ve basit anlatımını izleyin;

https://www.youtube.com/watch?v=Nh5QSo8YWuY

 

2. Görsellerin doğru seçimi yazma tekniklerinin en önemlilerindendir.

Birçok blog yazarı bloglarının trafiklerinin birçoğunu sosyal medyadan alırsınız. Facebook, Twitter, Pinterest vb. sitelerde paylaştığınız postların görsellerini olabildiğince paylaşılabilir nitelikte seçmelisiniz.

Online ortamda bedava görsel bulabileceğiniz ücretsiz fotoğraf sitesi vardır. (freepik.com gibi)Biraz ücretli sitelere de bakabilirsiniz. Bazen 1 TL ödeyerek aldığınız bazı fotoğraflarla postunuzu 10x kat güzelleştirebilirsiniz. Bu yüzden fotoğrafa önem verin.

3. İyi bir hikâye iyi bir kanca gerektirir.

Birçok okuyucu yazınızın ilk birkaç cümlesine bakarak yargılayacaklar ve tamamını okuyup okumamaya karar verecek.

Haber yazma teknikleri becerinizi kullanacağınız başlıktan sonra en önemli alandır. Güçlü bir kanca ile okuyucunun etkileşimini arttırırsınız ve yazınızın tamamını okuyup okumayacağınızı belirlersiniz. İyi bir hikâye ile okuyucuyu yakalayabilirsiniz.

Genç Yazarlar İçin Hikaye Anlatıcılığı Kılavuzu / Celil Oker

Olay örgüsü, karakter yaratmak, çatışma, diyalog ve üslup gibi kurmacanın temel öğelerinin örneklerle anlatıldığı kitapta hikâye anlatma sanatının incelikleri gösteriliyor, işin püf noktalarını ve bu alanda sık yapılan yanlışlara dikkat çekiliyor. Genç Yazarlar İçin Hikâye Anlatıcılığı Kılavuzu, anlatacak bir hikâyesi olan genç yazar adayları için çok değerli bir kılavuz.

Dr.com.tr’den satın al!

 

4. Öz ve sade yazın.

Yayınlamada, kısa bir yayın süresi içine birçok bilgi sığdırmaya çalışırsınız. Basılı yayında belli bir kelime sınırınız olur. Ama değer katmayan hiçbir tek kelimeye yer yoktur.

Sık kullanılan haber yazma tekniklerinden biri de edilgen cümle yapısını kullanmamak ve gereksiz kelimeleri kaldırmaktır.

Bunlar yazınızın akışını iyileştirir ve okumayı kolaylaştırır. Blog yazılarında da edilgen cümle yapısı ve gereksiz kelimeleri kullanmayın.

5. İmlaya kesinlikle dikkat edin.

İmla haber yazma tekniklerinin bel kemiğidir. Başlıktan son cümleye kadar imla kurallarına dikkat edin.

Nasıl yazacağınızdan emin değil misiniz? www.tdk.gov.tr’ye bakıp doğrusunu öğrenin. “Her şey” mi “her şey” mi yazacağınızı bilemediyseniz hiç beklemeyin TDK’dan kontrol edin.

Profesyoneller de böyle yapıyor. Yazınızı profesyonelce yazın ve imla kurallarına dikkat edin.

 

İmla (Yazım) Kılavuzu

Elinizin altında bulunmasını istiyorsanız bir imla kılavuzu alabilirsiniz.

Örneğin;

İnkılap yayınevinin imla klavuzunu D&R’dan alabilirsiniz.

www.dr.com.tr’den satın al

 

6. Araştırma yapın.

İnternet üzerinde araştırma yapmak kütüphanede araştırma yapmaktan inanılmaz kolay.

Bir makale bulmak kütüphanede bazen çok zor olabilir. Ama internet üzerinden erişim metrobüste giderken cep telefonunuzdan erişebilecek kadar yakın.

Başlığınızın daha önce kullanılıp kullanılmadığına bakın. İlgili başka makalelere bakıp bakış açınızın onlardan farklı olduğundan emin olun.

Yazma tekniklerinizi araştırma yaparken gördüklerinizle de çok geliştirirsiniz.

7. Etik vezir de eder rezil de eder, etik olun.

Bazı gazetecilerin gerçek olmayan haberlerden dolayı, bazı blog yazarlarının çalıntı yazıdan dolayı kariyerleri zarar görebilir. Yazma tekniklerinizi geliştirirken etik temelli olmasına dikkat edin.

Blog yazarı olarak;

  • Bir yerden bilgi aldıysanız bilginin kaynağını mutlaka belirtin.
  • Başlıklarınız yalan olmasın.
  • Sırf tıklama alabilmek için çekici ama içi boş haber yapmayın.
  • Başkasının fotoğrafının üzerine kendi isminizi yazıp yeniden post etmeyin.

Her zaman etik olmalısınız.

8. Okuyucuyu daha fazla ister halde bırakın.

İyi bir kapanış yazıda çok önemlidir.

Yazar olarak okuyucuyu sizinle beraber bir yolculuğa davet ediyorsunuz. Aynı şekilde kapanış sizin okuyucuyu nerede bıraktığınızı da belirler. Makalenizin son cümlesi okuyucuyu bir şeyler hissetmesine sebep olmalı.

Okuyucuya kancayı attıktan sonra okuyucunun daha fazla okumasına sebep olmalısınız. Hatta makalenizin paylaşılmasını sağlamalısınız.

Ne demiş üstad;

 

9. Dış kaynaklara link verin.

 

Verdiğiniz linkler okuyucularınızın sizin bilgiyi nereden bulduğunuzu öğrenmeleri için önemlidir.

Aynı zamanda arama motoru optimizasyonu için de önemlidir. Bunun yanında kaynaklarınızı onore etmek için de faydalıdır.

Eğer bilgiler 100% sizin değilse kaynaklarınıza link verin.

 

10. Fazla jargon kullanmayın.

Haber yazma tekniklerinin önemli bir parçası da herkesin anlamayacağı jargonu kullanmamaktır.

Fazla jargon başkalarının yazılarınızı kolayca anlamasını zorlaştırır. Teknik terim çok kullanmayın. Okuyucunuzla ortak dil kullanın.

 

Medya derneğinin youtube kanalında anlatan Eyüp Can’ın haber yazma teknikleri videosunu izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=Lm7UvtxXALY

 

Buradaki tüyolar blog yazarlarını gazetecilerden esinlenebileceği fikirlerdir. Gazetecilikle ilgili daha ilginç ve teknik bilgiler almak için Cihan Şahin’in blogunu takip edebilirsiniz. Haber yazma teknikleriyle ilgili yazısıyla da başlayabilirsiniz.

 

Kitap Önerisi;

Herkes Yazabilir / Ann handley

Herkes Yazabilir, herkese, ama özellikle pazarlama alanında çalışanlara yönelik. Kısmen bir yazı rehberi, kısmen etik yayıncılıkla ilgili bir elkitabı, kısmen de yazı kaslarınızı güçlendirmenize yarayacak bir eğitmen. İçerik kralsa, pazarlama iletişiminin kraliçesi de Ann Handley ve bu konuda şaşmaz bir formülü var: Kaliteli içerik: fayda x ilham x empati. Herkes Yazabilir’in izinden giderseniz hem sağlam bir içerik hem de pazarlama evrenini boğan gürültünün arasından seçilebilen unutulmaz bir ses yaratacaksınız. Eğlenmeye ve daha iyi yazmaya hazır mısınız? (Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

 

Sonuç olarak;

Gazeteci de blog yazarları da yazdıkları yazının okunmasını ister.

Fakat gazeteciler yazılarının okunması için yüzyıllardır haber yazma tekniklerini çok geliştirdiler. Bloggerlar çok daha yeni.

Blog yazarı olarak yazdıklarınızı okutmak için gazetecilerin haber yazma tekniklerini kullanmalısınız.

Bu makalede blog yazarlarının yazdıkları yazıları her gün okutturan gazetecilerden ilginç tüyolardan bahsettim.

Şimdi sıra sizde;

Sizin blog yazarı olarak gazetecilerden öğrendiğiniz nedir?

Siz de yorumlar bölümüne bir tüyo ekleyin.

 

Kaynak:

Daha fazla kaynak isterseniz;

Haber yazma teknikleri ile ilgili bir kitap okumak isterseniz Anadolu Üniversitesi yayını olan 2 profesör 1 Doçent 1 yar. doçentin hazırladığı “Haber Yazma Teknikleri” kitabını okuyabilirsiniz.

 

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Okuyucularınızla Blog Topluluğu Oluşturmanız İçin 10 Yöntem

Blog topluluğu blogunuzun çevresinde oluşan niş bir kitledir.blog topluluğu

Oluşturacağınız blog topluluğundaki herkesin amacı aynıdır.

Bir sonraki üreteceğiniz niş içeriği okumak.

Blog topluluğu oluşturmaya başladıysanız artık bir sorumluluğunuz var.

Artık içerik üretmek için içerik üretemezsiniz. Herkes sizi takip ediyor. Yavaş yavaş bir blog topluluğunuz oluşuyor. Blog topluluğunun en en önemli faydası sizi daha fazla yaymalarıdır. Sizin içeriklerinizi paylaşırlar, çevrenizde sizin uzmanlığınıza inanan bir topluluk oluşur. Onlar size inanır ve yazdıklarınızı dikkatlice okurlar.

Daha fazla trafik ve fikirlerinizin yayılması için sizin de bir blog topluluğu oluşturmanız gerek. Blog topluluğunuz olmadan görünürlüğünüzün artması çok kolay değildir.

Eğer blog topluluğunuzla etkili bir iletişim kurarsanız çok daha etkili bir blog üretmiş olursunuz. İnsanlar aynı zamanda bir topluluğun parçası da olmak isterler. Siz de blog içeriği üreterek belli bir niş kitleye hitap ediyorsunuz ve kendiliğinden o niş kitleyi bir araya topluyorsunuz.

Bunu daha düzenli yapın ve okuyucularınızdan onların bir parçası olmayı isteyecekleri bir komunite, topluluk kurun. Bu topluluk aynı zamanda herkesin uzmanlığını paylaştığı bir ortam da olabilir.

Blog topluluğunu nasıl kurarsınız?

Bu yazıda okuyucularınızla daha derin iletişim kurup bir blog topluluğu oluşturmak ve okuyucularınızı blogunuza daha fazla getirmek için yolları göreceksiniz.

1) Yorum yapmaya davet edin

İnsanlar sizinle daha çok soru sorduğunuzda etkileşime geçme eğilimindedir. Yazının sonunda sadece “Lütfen yorum bırakın” demeyin, okuyucuya yazı sonunda ilgili sorular sorun.

Konuya katkı yapmalarını isteyin. Blog yorumları almak blog topluluğu oluşturmanın ilk adımıdır.

2) Yorumlarına cevap geldiğinde bildirim gönderin

Okuyucuların yorumlarına cevap verdiğinde onların bundan haberi olması için bildirim gönderen bir araç kullanın.

  • Disqus gibi yorum araçlarında bu var.
  • Reply me ise biraz eski wordpress eklentisi, yine işinize yarayacaktır.
  • Comment Luv Premium eklentisi yanıtlama bildirimi özelliği vardır.

3) Yorum yapanın bloguna yorum yazın

Sizin blogunuza yorum yapan başka blog yazarları varsa siz de bu iyiliğin karşılığı olarak onun bloguna yorum yazın. Ve onların yazılarını sosyal medyada yayınlayın. Hatta onlara blog topluluğu oluşturma konusunda yardımcı olun.

Okuyucularınızla iletişim kurmanın online dünyada ne kadar faydalı olduğunu ve networkünüzü nasıl geliştirdiğinizi, blog topluluğunuzu ne kadar büyüttüğünü şaşkınlıkla göreceksiniz.

4) Sosyal medya paylaşım butonlarını koyun

Blogunuzdaki her sayfada çıkacak şekilde kenardan görünen sosyal medya bağlantı kur eklentisi kurun. Yapılan araştırmalarda en etkili olan türü solda dikey logoların dizildiği sosyal medya butonlar serisi olmuş.

Birçoğu blog yazarı sayfa yanlarında facebook beğen kutuları kullanırlar. Fakat sizin topluluğunuz daha çok twitterda takılıyorsa o butonların içinde mutlaka twitter butonunu bulundurun.

Hakkımda sayfanıza tüm profil linklerinizi koyun.

5) Diğer bloggerların içeriğini sosyal medyada paylaşın

Yazılarınızı sosyal medyada kim paylaşıyorsa onları görebilirsiniz. O paylaşanlarla iletişimde olun. Eğer varsa diye profillerinden bloglarını bulmaya çalışın ve yorum yapıp paylaşın.

Sizin içeriğinizi paylaşan ve sizden bahseden insanlara bir şekilde teşekkür etmelisiniz.

6) Okuyucularınız için bir forum veya grup oluşturun

Okuyucularınızın görüşlerini paylaşabileceği bir grup ya da forum kurmayı düşünebilirsiniz. Böyle bir ortamda okuyucularınızla gerçekten daha derin etkileşim içine girebilir ve blog topluluğunuzu genişletebilirsiniz.

Örneğin bu gruplar linkedin üzerinde veya facebook üzerinde olabilir. Grup kurmayı destekleyen her türlü sosyal medya sitesinden blog topluluğu oluşturmakta çok fayda görürsünüz.

7) Postlarınızda onlardan bahsedin veya link verin

Blogunuza post yazdığınızda bazı okuyucularınıza veya bloglarına link vermeyi veya onlardan bahsetmeyi deneyin.

Siz okuyucunuzun bloguna link verdiğinizde sitenizin gönderdiği pingten sizin onlara link verdiğinizi anlayacaklar. Okuyucunuza backlink avantajı vermiş olacaksınız. Bu da dost kazanmanıza ve blog topluluğunuzu büyütmenize yardımcı olacak.

İnteraktif olup ve okuyuculardan gelen sorulara cevap vererek blog topluluğunuzu kurmayı kolaylaştırırsınız.

8) İyi yazarları misafir yazar olarak blogunuza davet edin.

Blog topluluğunuza yeni insanlar katmanın bir yolu da blogunuzda onlara misafir yazarlık vermektir. Misafir yazarlık blog yazarlarını birbirine daha fazla yakınlaştırır. Siz de onların blogunda yazmayı deneyebilirsiniz.

9) İnsani olup hatalarınızı da itiraf edin

Gerçek bilgileri, istatistikleri, rakamları severiz. Fakat her şey insanla başlar insanla biter. Biraz kendinizden bahsedin ve postlarınıza kişiliğinizden katın. Ailenizden veya evcil hayvanlarınızdan bahsedin.

Hatta bazen hatalarınızdan ve başarısızlıklarınızdan da bahsedebilirsiniz. Bunlar sizi daha insani yapar. İletişiminizi derinleştirir.

10) İçerik kraldır, kaliteli içerik üretin

Sonuçta, eğer içeriğiniz değerliyse, bir şeyler öğretiyorsa, fikir üretmeye faydalıysa, ufuk açıyorsa, dönüp dolaşıp içeriğinizi incelemeye gelecekler.

İçeriğinizi iyi hazırlayın, bol araştırmalı, gerçekliği ve aynı zamanda samimiyeti yüksek olan yazılar yazın.

Okuyucunuzu iyi anlayın onunla empati kurun.

 

Ne demiş üstad

Empati bir topluluk kurmak ve aksiyon almak için başlangıç noktasıdır.

Max Carver

 

11) Online ortamda düzenli buluşun

Online blog topluluğu geliştirmenin en iyi yollarından biri twitter chat. Belli bir hashtag kullanarak düzenli tartışmalar oluşturun.

Eğitim önerisi;

Mustafa Coşkun ile Profesyonel Blog Sitesi Kurma ve Blog Yazarlığı ile Kazanç Eğitimi

Sıfırdan Profesyonel Düzeye WordPress Blog Sitesi Açma – Profesonel Blog Yazarlığı Yaparak Kazanç Eğitimi / Web Tasarım

Udemy’den satın al

Sonuç olarak;

Siz nasıl topluluk oluşturuyorsunuz?

Burada birçok bloggerın uyguladığı blog topluluğu oluşturma fikirlerini anlattım. Bu teknikleri uygularsanız sizin de blog topluluğunuzun büyümesine hız katmasını sağlayacaksınız.

Biliyorum ki sizin de süper fikirleriniz var.

Blog topluluğu oluşturmak için sizin fikirleriniz neler? Yorumlar bölümünden paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

 

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Blog Açmadan Önce Keşke Bilseydim Diyebileceğiniz 29 Kritik Hata [Kapsamlı Rehber]

Blog açmadan önce hep aklımda şu vardı;blog açmadan önce

“Blog açıcam, bir süre sonra çok popüler olacağım, blogum çok tutacak, benim özel alanım olacak, her şey kolayca yürüyecek gidecek.”

Ama olmadı.
Bazı yazılara hiç trafik almadım bile. Aboneler artmadı. Yorum bile yapılmadı.

Emeklerim boşa gitmiş gibiydi. Gece gündüz çalışmıştım, aylarca zamanı boşa geçirmiş gibiydim.

Blog açmadan önce iyi blog nasıl yazılır hakkında az bilgiye sahiptim ve bu yüzden blog açmadan önce yazı tarzı ve altyapıyla ilgili bilmediğim şeyler, bir süre sonra karşıma hep pürüz olarak çıktı.

– “Dur! sakin ol. Herşeyin bir çaresi var.” dedim kendi kendime.

Blog yazmayla ilgili sıkı bir araştırma yaptım. Aslında bunu blog açmadan önce yapmalıydım. Öğrendiğim şeylerin birçoğu kritik bilgilerdi ve hepsinin her yazıda olması gerekiyordu. Keşke bilseydim dediğim herşeyi iyice benimseyerek 100’lerce yazıyı geriye dönük revize ettim. Haftalarca sürdü. Ama beklediğim görüntü oluştu.

Üzüldüğüm şey şuydu; zamanımı verimsiz geçirmiştim, birçoğu şeyi eksik yapmıştım.

Siz de tecrübe kazandıkça bu pişmanlığı yaşayabilirsiniz. Aylarınızı boşa geçirebilirsiniz. Pişmanlık yaşamayın. Blog açmadan önce bunları keşke bilseydim dememek için bu yazıdaki tüyoları okuyun.

Bu yazıda blog açmadan önce bilmeniz gereken zamanı boşa geçirmenizi engelleyen temel ipuçları ve alanında uzmanların yorumlarını okuyacaksınız.

İlk blog yazmaya başlamadan önce bilmeniz gereken ne varsa bu yazıda onları iyice öğrenerek, bilerek blog yazarlığı hayatınıza başlayın ve öyle devam edin.

Blog açmadan önce bilmeniz gerekenler

  1. Sosyal olmak zorundasın. 

Blog açmadan önce arama motorundan bir sürü trafik gelecek sanabilirsiniz. Blogunuz yeni ise google üzerinden trafik almanız biraz zordur.

Bazı yazılarınızı google’da sıralamaya sokmanız aylar veya yıllar alabilir. Peki kısa sürede nasıl trafik alırsınız?

Sosyal medyadan.

Twitter, FacebookPinterest ve instagram bunlara güzel örneklerdir. Bunlar üzerinden çok fazla trafik alabilirsiniz.

Biraz bütçe ayırabilirseniz sosyal medyada reklam yatırımı da yapabilirsiniz. Aynı zamanda facebook ve diğer sosyal medya sayfalarından profil açıp topluluklara katılmak ağınızı geliştirmenizi sağlar.

İnsanlarla arkadaş olun, hikâyelerinizi paylaşın, iletişimde olun. Sosyal medyada çeşitlendirmek zorundasınız. Çünkü bazı sitelerin bir zaman sonra popülerliğini yitirdiğini göreceksiniz. O yüzden tek bir siteye odaklanmayın, site popülerliğini yitirince emekleriniz de boşa gidebilir.

Riski dağıtıyor olsanız dahi mutlaka sosyal medyada olun.

Ne demiş üstad;

  1. İstikrarlı post girme büyüme için kilittir.

İstikrarlılık trafiğinizi doğrudan etkiler. Bazen haftada 1 bazen haftada 2 bazen ayda 1 yazarsanız trafiğinizi olumsuz yönde etkilersiniz.

Blog postu girişinizi ayda 4 taneden ayda 1’e indirirseniz trafiğinizi 30.000’den 20.000’e inmesine sebep olabilirsiniz. Aynı trafik rakamlarına tekrar ulaşmak isterseniz 2-3 ay boyunca daha sıklıkla post girmeniz gerekebilir.

Blog açmadan önce istediğim zaman post girebilirim diye düşünüyordum. Ama öyle değilmiş. Buradan anlaşılıyor ki blog postlarınızı istikrarlı bir şekilde girmelisiniz.

  1. İçerik kalitenizden ödün vermeyin.

Online yapılanlar hep olduğu yerde kalır. 2014’te yazdığınız bir yazıyı biri 2018’de keşfedip size bir yorum yazabilir. Blog yazmaya ilk başladığınızda ayda ortalama bir içerikle başlayabilirsiniz. Trafik almak için yeterlidir. Sosyal medyada tanıtmak için de yeterlidir.

Fakat zamanla elde ettiğiniz bu trafik sizi tembelleştirir ve içerik kalitenizi düşürürseniz, trafiğiniz gitgide azalmaya, sosyal medyada mesajlar almaya başlarsınız.

Bu mesajlarda ve hatta e-postalarda “çok bozduğunuz” dan bahsederler. Daha da kötüsü sizin blogunuzun kalitesinin düştüğünü başka blog yazarları yazarsa işler daha da kötüleşebilir. Markanız sizin her şeyinizdir.

Az önce okuduklarınızı kendinize yapmayın. Yazdığınız her şeyin bir ustalık eseri düzeyinde olması için çalışın. Çünkü o içerik siz uyurken bile okunuyor. Hep orada duruyor.

  1. Herşey e-posta listesi oluşturmaktır, abone kazanın.

Birçoğu zaman duymuşsunuzdur en iyi trafik kaynaklarından biri epostalardır. Blog açmadan önce benim de hiç aklıma gelmeyecek bir konuydu.

Ama gerçekte trafiğin birçoğunu epostalardan alırsınız, neredeyse yorumların 50%’sini eposta üyeleri yapıyor.

Eposta üyelerinin sosyal medyada içeriğinizi paylaşma oranı neredeyse 4 kat fazladır. E-postalari toplayın.

5.Trafiği kazanmak kolaydır ama tutmak zordur.

İlk yazılarınız trafik almaya başladığında sevinirsiniz. Fakat bunun sürekli böyle duracağından emin olmayın. Birçok sebeple trafik kaybedebilirsiniz.

Trafiği tekrar kazanmak kaybetme süresinden daha uzun sürecektir. Trafiği sürdürmek için birçok şey yapabilirsiniz. Mesela;

  • Anket yapın– İsteklerini öğrenin ve onlara istedikleri bilgiyi verin. Anket için Surveymonkey kullanabilirsiniz.
  • Topluluk oluşturun.–Okuyucuların bir şeyler hissetmesini başarabilirseniz daha fazla geri gelmeye meyilli olurlar. Yorumlar bölümünü geliştirin ve her gelen epostae cevap verin.
  • Eposta toplayın– Daha önce belirttiğim gibi eposta toplamalısınız. Okuyucuların tekrar geri gelmesi için eposta toplamalısınız.

 

  1. Yeni içerik pazarlama metodları takip edin.

Her zaman içerik pazarlama ile ilgili yeni bir metod bulunacaktır. Başkası kullanmadan siz kullanın. Bu yeni metodla içeriklerinizi güçlendirin.

Blogunuz ne hakkında olursa olsun her zaman sıkıcı konuları eğlenceli hale getirebilirsiniz. Biraz yaratıcılığınızı zorlamanız gerekecek.

Sıcak bir gündem varsa havası sönene kadar ondan bahsedin. Örneğin şu sıralar infografikler moda olduğundan içeriklerinizi infografiklere çevirebilirsiniz. Örneğin quizler ve karikatürler çok popüler olduğu zaman içeriklerinizde bunları kullanın.

Eğer sıcak bir içerik fikri bulduysanız trendi geçene kadar sürekli onu besleyin.

 

  1. İçerik uzunluğu trafiği etkiler, uzun içerik hazırlayın.

Uzun ve detaylı içerikler hazırlamaya başladığınızda anlayacaksınız ki uzun ve detaylı içerikler trafiğinizi arttırmanızı sağlayacak.

Google veya sosyal siteleri kandırmak için değil okuyuculara faydalı olacak içerikler üretirseniz google da bunu ödüllendiriyor.

Google sıralamalarına bakarsanız ilk çıkan siteler genelde 2.000 kelimenin üzerinde içeriklerdir. Bu gösteriyor ki google içeriği kral olarak görüyor. Tabii ki kaliteli içerik olması gerekiyor.

Yazınızı boş bilgiyle doldurmayın, faydalı bilgiler sunun.

  1. Yazılarınızı iletişim kurarcasına yazın.

İnsanlar sohbeti derse tercih ediyorlar. Bu yüzden arkadaşlarla sohbet ederken uyuya kalmıyoruz. Ama okulda bu sıkça olur.

Pek fazla sohbet havasında yazmaya alışık olmayabilirsiniz. Fakat sohbet havasında yazdıkça sayfada kalma süresinin artacağından ve tıklanmanın ve paylaşımın artacağından emin olun.

İçeriğinizi sohbet havasına sokmak için birkaç tüyo;

  • “Ben” ve “sen” kelimelerini kullanmak-Bu iki kelime sohbette yaygın kullanılır. Onları kullanarak okuyucularınıza değil okuyucularınızla konuşuyor olacaksınız.
  • Satırlara ara verin– Paragraflarınızı çok uzun kullanmayın. Sadece yazıyı okumayı zorlaştırmaz, yazınızı daha çok ders görüntüsüne sokar.
  • Kelimeleri yatık yazın– Soru sorduğunuzda veya bir soruyu cevapladığınızda, bir alıntı yaptığınızda harflerin yatık versiyonunu kullanın. Bu farklılık sıkıcı bir yazı olmasını da engelleyecektir.
  • Çok resmi olmayın– Sohbetler arkadaşçadır ve resmi değildirler. Yazılarınızı bir kompozisyon gibi yazmayın.

 Ne demiş ustad;

  1. Tasarım pazarlamadır.

Tasarımınız iyi olmalıdır. İnce ayarlar yaparak tasarımınız iyi ayarlamalısınız. Ortalama değil iyi olmalısınız.

Para gelen sayfalara, kayıt olunan sayfalara, trafiği arttıran yola erişimi çok kolay hale getirin.

Fontunuzun büyüklüğü, tipografiniz ve hatta boşluklarınızın bile tasarımın bir parçası olduğunu hep hatırlayın. Bu unsurlara dikkat ederek yazılarınızın kolay okunmasını sağlayın. Blog açmadan önce bunlara iyi karar verin.

  1. Sadece istatistiklere bakmayın, insanların beşeri yönünü önemseyin.

İlk blog yazmaya başladığınızda kaç kişinin blogunuzu ziyaret ettiği ve kaç kişiyi üyeye çevirebildiğinizi önemsersiniz. Okuyucuların insani özelliğini ikinci planda bırakabilirsiniz. Ama şu etkenler daha önemli;

  • Yorum sayısı– bir yorum bırakıldığında cevaplamalı, insanlara yardım etmelisiniz.
  • Eposta sayısı– yorum gibi epostale gelen sorulara da cevap vermeli insanlara yardım etmelisiniz.

Para kazanmaya devam edeceksiniz. Fakat paranızı insanlara yardım ederek kazanacaksınız. Para kazanmak insanlara yardım etmenizin bir yan etkisi olacak. Sadece trafiğe ve dönüşüm oranlarına odaklanmayın, insanları önemseyin.

Ne demiş üstad;

  1. Haberler hakkında blog yazmayın. 

Kendi alanınızda birçok haber sitesi vardır eminim. Haberleri yazarak günlük trafiğinizi arttırabilirsiniz fakat bu kaliteli trafik değildir.

Aboneler kayıtlarından çabuk vazgeçerler. Kalıcı değildir. Sadece gündemi takip ettiğiniz sürece trafiğiniz olur.

Şahsen blog açmadan önce haberlerin trafiğinin çok kaliteli olduğunu düşünürdüm, ama değiller.

  1. Blog açmadan önce bir niş belirleyin. 

Blogunuz sizin uzmanlığınızı da göstermeli. Bir alan belirleyip o alanda uzmanlığınızı göstermelisiniz.

Sitenize girdiklerinde insanlar sitenizin ne hakkında olduğunu kolay anlamalılar. Blog açmadan önce aklınızda bir niş yoksa kesinlikle kafanızda netleştirin.

  1. Büyük bir niş belirleyin. 

Blog açmadan önce belirlediğiniz niş alan sizin uzman olduğunuz bir alan olabilir fakat küçük olabilir. Bu size bir zaman sonra okuyucularınız için içerik üretme hevesinizi alır. O yüzden büyük bir niş belirlemelisiniz.

  1. Blog açmadan önce tutkulu olduğunuz konuya odaklanın. 

Tutkunuz sizi sürekli yazmaya iter. Ve bu kullandığınız dile bile yansır. Okuyucularınız bunu hisseder. Okuyucularınız sizin tutkunuzu hissederse daha sadık hale gelirler ve okuyucu kitleniz büyür.

Blog açmadan önce en tutkulu olduğunuz konuyu belirleyin. Yazarken de bunu yansıtın.

Tutkulu olun.

  1. Kendinizi tüketmeyin. 

İlk başlarda günde bir iki post yazmaya çalışıyor olabilirsiniz. Bu sizi fark etmeden tüketir. Blog yazarlığı işiniz olabilir ama sizi de boğmamalı. Post yazarken eğlenmelisiniz de.

  1. Para kazanın. 

Para kazanmakta bir şey yok. Eğer birilerine faydanız dokunuyorsa ödülünü de almalısınız.

Reklamlar, danışmanlık anlaşmaları gibi para kazanma noktalarını önceden belirleyin ve hazırlanın. Blog açmadan önce blog yazarak para kazanma çabalarının başında ben de çekinmiştim. Ama gereksiz olduğunu gördüm. Kaç saat çaba gösterip içerik hazırlıyorsan karşılığını almalısın.

Ne demiş üstad:

  1. Tasarım basit ve kullanışlı olmalıdır. 

Tasarımınız çok iyi olsun diye çalışıyor olabilirsiniz. Sayfa tasarımı bir miktar önemli olsa da binlerce TL para akıtmanıza gerek yok.

Birçok meşhur bloga baktığınızda göreceksiniz ki efsanevi denecek tasarımlara sahip değiller. Mesela https://www.quicksprout.com/blog/

Basit ve kullanışlı olması yeterlidir.

Örneğin benim blog açmadan önce kafamda renkli hareketli bir websitesi havasında bir görüntü vardı. Fakat tasarımın sadece olması okuyucu açısından daha az yorucu olacaktır.

  1. Her yoruma cevap verin. 

Yorumlara cevap vermemek büyük hatadır. Yorum diyalogu ve sohbeti beraberinde getirir.

Cevapsız kalan yorumlar yüzünden yorum yazan ziyaretçiler ilişkilerini sizinle zayıflatabilirler.

  1. Diğer blog yazarlarıyla iletişim halinde olun.

Blogunuzun popüler olmasını istiyorsanız çevre edinmelisiniz. Diğer blog yazarlarıyla tanışmalısınız.

Blogunuzun popüler olmasının en kolay yollarından biri başka blog yazarlarının sizin blogunuz ve sizin hakkında yazı yazmasıdır.

  1. Blog açmadan önce doğru blog platformunu ve hostingini seçin. 

Blog açmadan önce vereceğiniz önemli kararlardan biridir. Blogspot veya wordpress mi kullanacağınıza karar vermeniz önemli bir süreç.

Sade bir tasarım isterseniz blogspotun çok tema seçeneği yok. Fakat wordpress daha fazla fonksiyon sağlıyor. Çok fazla tema seçeneği bulabilirsiniz.

Kötü bir hosting ise yavaşlık, teknik destek gibi konularda sizi yorabilir. Ben turhost üzerinde wordpress kullanıyorum. WordPressinizi turhostta doğrudan kurabiliyorsunuz.

  1. Hikâyenizi anlatın. 

İnsanların sizi tanımalarına izin verin. Hayat hikâyenizden bahsedin. Blog açmadan önce anlatacağınız hikayeniz kafanızda net olsun.

Şeffaflık iyidir. İyi ve esprili hazırlanmış bir hakkımda sayfası size sıcaklık anlamında çok şey kazandırabilir.

  1. Başarınızdan böbürlenmeyin. 

Başarıları hakkında kim yazmak istemez ki? Ama böbürlenmeyi kimse gözden kaçırmaz. Ve kimse sizin böbürlenmenizi istemez.

Eğer blog dünyasında olmak istiyorsanız mütevazı kalın.

  1. Yol almak için aceleci olmayın.

Google sayfalarında indexlenmek, trafik almak, twitterda takipçi kazanmak, sosyal medya profilleri oluşturmak, adsense hesabının aktif olması bile çok zaman alıyor. Hemen beklemeyin.

Bir saat için istatistikleri 20 kez kontrol etmek işe yaramıyor. Blog açmadan önce hedefleriniz yüksek olabilir ama sonrasında aceleci olmayın.

  1. Google iyi içeriği tanımada güçlü değil.

Google içerikleri indexlemede can sıkıcı olabiliyor. Saatlerce yapılan araştırma sonucu ürettiğiniz içeriği günlerce listesine almazken 10 dakikada yazıldığı belli yazılar ilk sıralarda yer alabiliyor.

Canınız sıkmayın. Blog açmadan önce buna hazırlıklı olun.

  1. Bazen hiç yazmak istemeyeceksiniz, bloğunuzu boş bırakmayın.

Bazen yazar bloğu denilen hiç yazmak istememe noktasına geleceksiniz. Bu size zaman kaybettirebilir.

Bir yazarınız olsun ve sizin blogunuzda yazı yazmaya devam etsin. Blogu boş bırakmayın.

  1. Sürprizler bekleyin

1-2 yıl içinde bile google veya ziyaretçilerden kaynaklı iyi veya kötü birçok sürpriz yaşayabilirsiniz. Uğraştığınız yazılar indekslenmeyebilir, blogunuz hacklenebilir, en iyi bloglar listesine girip çok para kazanabilirsiniz.

  1. Daha fazla yazmak her zaman iyi değildir.

Daha fazla içerik üretmek ortalama trafiğinizi arttırabilir fakat içerik kalitenizi etkileyebilir. İçerik kalitenizi etkileyecek her şeyden sakının.

3 orta kalite içerik üretmek yerine 1 kaliteli içerik üretin. Daha fazla trafik alırsınız.

  1. Sadece içerik oluşturmak yetmez tanıtın, yayın.

Saatlerce uğraştınız içerik oluşturdunuz. Bazen bu içerik haftayı bulabilir. Ve sonunda “YAYINLA”ya bastınız. Kimse okumadı. Köşede bir toz olarak kaldı. Gün yüzüne çıkmadı.

Peki ne yapacaksınız?

Tanıtmanız gerek. Yani sadece içerik oluşturmak yetmez, onu yaymanız tanıtmanız gerek. Hem de hiç vakit kaybetmeden.

  1. Blog açmadan önce ve sonra öğrenmeyi hiç bırakmayın.

Blog yazarlığının ana beslenme kaynağıdır sürekli öğrenmek. Büyümemiz ve gelişmemiz için gereklidir. Her gün ama her gün yeni şeyler öğrenin. Blogunuzu bu şekilde güncel tutabilirsiniz.

*Bonus

Video eğitim önerilerim

Fikret Kozak’tan WordPress İnternet Sitesi Kurmak: Blog, E-Ticaret, Kurumsal (Video eğitim)

  Kod bilmeye gerek yok! WordPress ile istediğiniz türde siteyi nasıl yapacağınızı öğrenin. Takıldığınız yerde bize sorun

Mustafa Coşkun ile Profesyonel Blog Sitesi Kurma ve Blog Yazarlığı ile Kazanç Eğitimi

Sıfırdan Profesyonel Düzeye WordPress Blog Sitesi Açma – Profesonel Blog Yazarlığı Yaparak Kazanç Eğitimi / Web Tasarım
 Udemy’den satın al

 

Sonuç olarak;

Blog yazmak heves ve azim işi. Blog açmadan önce bu hevesi taşımanız çok önemli. Heves edip başladıktan sonra da sabır ve azimle içerik üretmeye devam etmelisiniz.

Sonuç görmek; bıkmadan devam etmeyi gerektirir. Bu süreçte yapılan bir sürü yanlış olacak. Bu yanlışlara herkes düştü ve tecrübe edindi.

Eğer vakit kazanmak istiyorsanız ve “böyle olmuyormuş” diyeceğiniz deneyimlere boşuna girmek istemiyorsanız başkalarının yanlışlarından da öğrenmelisiniz.

Bu yazıda ilerde pişman olunabilecek hataları, blog açmadan önce bilmeniz gerekenleri gördünüz. Bu hataları ve çözüm önerilerini hayatınıza adım adım katın ve sabredin.

Gelişmeyi hiç bırakmayın. İnanılmaz sonuçlar sizi bekliyor.

 Şimdi sıra sizde;

Sizin blog açmadan önce keşke bilseydim dediğiniz şeyler neler?

Siz de yorumlar bölümüne dikkat edilecek bir tüyo ekleyin.

 

Tavsiye yazı: Blok içerik oluşturma makaleleri

Kaynak:

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Blog postunuzda çekici bir sonuç bölümü yazmanız için 15 süper teknik [#9 önemli]

Saatlerce uğraşıp bir makale yazdın ve yayınladın. Oley!sonuç bölümü

Peki etkili bir sonuç bölümü yazdın mı?

Yapma!

Sonuç bölümüne özen göstermedin değil mi?

Eğer bloğunuza gelen ziyaretçi sonuç bölümünü okuyor ve eğer,

  • sayfayı kapatıp gidiyorsa,
  • abone olmuyorsa
  • yorum yapmıyorsa
  • yazıyı paylaşmıyorsa
  • başka post okumuyorsa

sebebi nedir biliyor musunuz?

İyi bir sonuç bölümü yazamamışsınızdır.

Sonuç bölümü bir blog yazısının ziyaretçiyle etkileşmesi için en kritik yeridir.

Güçlü bir sonuç bölümü size

  • üye kazandırmada
  • sosyal paylaşımda
  • yorum yapmada
  • ilgili postlara yönlendirmede
  • markanızı okuyucunun hafızasına kazımada

 

düşündüğünüzden çok daha fazla yardım eder.

En iyi blog yazıları en güçlü sonuç bölümüne sahip olanlardandır.

Eğer bunlardan biri düşükse yazılarınızın sonuç bölümlerini geliştirin ve yazıyı okuduktan sonra ziyaretçi istediğiniz linklere tıklamasını sağlayın.

Makale yazmanız saatlerinizi alıyor. Bilgi çoğaldıkça blog yazılarımız daha detaylı oluyor ve hazırlamak için daha fazla zaman harcıyoruz.

Yıllar içinde bu süre arttı. Bu kadar emek verdiğimiz içeriğin ilgi görmemesi çok üzücü değil mi?

Birçok bloggerın sonuç bölümü ihmal ettiği bir bölümdür.

Ben de iyi bir sonuç bölümünün getirebilecekleri fırsatları uzun süre kaçırdım.

Hiç sonuç bölümü yazmadığım blog yazılarım vardı. Neil Patel gibi ustaların fikirlerini okudum. Geç de olsa bir blog yazısındaki önemini fark edip 100’lerce yazıma sonuç bölümü ekledim ve 100’lerce sonuç bölümü yazarken bir sürü fikir ve bilgi edindim.

Sonuç bölümü yazmak bir işten ziyade sanat gibidir.

Bu makalede çekici bir sonuç bölümü yazmak için lazım olacak teknikler ve usta görüşlerini okuyacaksınız.

Peki, vurucu bir sonuç bölümü nasıl yazarsınız? Şanslısınız ki çok karışık değil.

 

Etkili bir sonuç bölümü yazmanız için teknikler

1. Sonuç bölümünde tüm yazıyı özetleyin.

Sonuç bölümü yazmak için en genel yoldur. Yazdığınız yazıyı kısaltarak tekrar yazar ve önemli noktaları vurgularsınız.

Sonuç bölümünde özet yapmanın faydası şu, birçok okuyucu makalenin orta bölümüne tam konsantre olmayabilir. Sonuç bölümünde özetleme yapmanız, hızlıca konuyu anlamak isteyenlerin işini kolaylaştırır.

Sonuç bölümü toparlayıcı olmalıdır. Enago’nun dediği gibi bütünlük hissi vermelidir. Hatta bu olmazsa olmazlardandır.

*Not: Özetleme becerilerinizi gazetelerin ilk sayfasını okuyarak geliştirebilirsiniz. İlk paragraf çok güzel örnektir.

2. Sonuç bölümünde soru sorun.

İnsanları soru sormaktan daha çok düşünmeye iten nedir?

Sonuç bölümünde bir soru yazın ve okuyucuyu az önce okuduğu şeyi hatırlamaya zorlayın. Blog yazınızın sonuç bölümünde soru sormak okuyucuları yorum yapmaya da itiyor.

Örneğin;

  • “Peki, siz ne düşünüyorsunuz?”
  • “Siz iyi bir sonuç bölümü için ne gibi taktikler kullanıyorsunuz?”
  • “Siz de aynı şeyi gözlemliyor musunuz?”
  • “Siz bunlardan farklı neler yapıyorsunuz?”

soruları yorumları arttırmaya yardımcı olurlar.

Sorduğunuz soruyu blog yazınızla ilgili olduğuna emin olun. Bazı blog yazarları sonuç bölümünde iki soru birden soruyorlar bence 1 soru yeterli. Hangisini cevaplayacak ki?

 

3. Güçlü bir aksiyona çağrı kullanın.

Basitçe, iyi hazırlanmış bir aksiyon çağrısı okuyucuları istediğiniz aksiyonu almaya iter.

Birçoğu zaman okuyucular onlara yapmalarını istediğiniz şeyleri söylemenizi bekliyorlar.

Örneğin;

  • üye olmalarını istiyorsanız üyelik için link verin
  • yorum bölümüne yorum bırakmalarını isteyin
  • sosyal medyada paylaşmalarını isteyin.
  • Veya istediğiniz bir sayfaya yönlendirin.

4. Alıntı kullanın.

Blog yazıları ustalardan bir alıntı ile paylaşıldığında daha inandırıcı hale geliyor. Blog yazınıza koyduğunuzda alıntıyı sonuç bölümünde de yazın. Aynı alıntı olmak zorunda değil. Konuyla ilgili güçlü bir alıntı olabilir.

Etkili alıntılar okuyucunun aklında çok uzun süre kalırlar.

Alıntıyı okuduktan sonra hakkında düşünürler, paylaşırlar ve hayatlarına dahil etmeye çalışırlar. Sonuç bölümünde alıntı paylaşmak çok etkilidir.

BrainyQuote İngilizce alıntılar için hazırlanmış bir site. Kategoriye göre arattırabilirsiniz.

 

5. Paylaşmasını isteyin.

 

Sonuç bölümünde ve sonrasında yazınızı sosyal ağlarda paylaşmalarını isteyin.

 

Paylaşım butonlarını sonuç bölümünden hemen sonraya ekleyin. Okuyucular okumayı bitirdikten sonra hemen paylaşırlar.

 

6. Önemli bilgileri vurgulayın.

Eğer blog yazınızda önemli gördüğünüz noktalar varsa sonuç böümünde tekrar vurgulayın.

Blog yazınızdaki tüyoları uygularken de dikkat etmeleri gereken bir şey varsa sonuç bölümünde vurgulayın.

7. “Sonuç olarak” başlığını atın.

Özellikle bu madde, en basit gözüken ama en önemli maddedir.

Örneğin;

Listeli içerik okuyorsunuz diyelim. Tüm maddeleri okudunuz. Son yazılan maddenin açıklamasından sonra sonuç bölümünün gelmesini bekliyorsunuz.

 

Aa göremiyorsunuz. Sonuç bölümünün nereden başladığını anlayamıyorsunuz. Acaba son maddenin son paragrafı diye gördüğünüz yazı sonuç bölümü mü yoksa son madde mi?

 

Bu karışıklığa okuyucuyu düşürmemek için sonuç bölümünün başlığına “sonuç olarak” gibi bir açıklama yazın.

 

8. Kısa tutun.

Okuyucular sonuç bölümüne geldiğinde tüm yazıyı toparlayan bir bölüm görmeyi beklerler.

Tüm açıklamaları yukarıda yaptığınızdan blog yazınızın sonuç bölümü kısa ve öz olmalıdır ve yeni bir bilgi içermemelidir. Bir iki paragrafa bölebilirsiniz.

9. Resim koymayın.

Blog yazınızın tümünde birçok resim kullanıyorsunuz. Tüm konuyu bu resimler vasıtasıyla zaten açıklıyorsunuz.

Sonuç bölümünde de bir özet yapıyorsunuz yani yeni bir bilgi vermiyorsunuz. Aynı resmi sonuç bölümünde tekrar kullanmanıza gerek yok.

10. “E yani..?” ya da “ Peki ya sonra..?” sorularını cevaplayın.

Okuyucu yazınızı okuduğunda bir şeye cevap bulmalı. Kafasındakiler yarıda kalmamalı. Peki, bundan sonra ne olacak dediğinde bir cevap bulmalı. Siz o cevabı önceden verin.

11. İlgili başka içeriye kesinlikle link verin.

Pazarlama amaçlı içerik üretmemizin ana sebeplerinden biri ürettiğimiz ürün ve servisleri doğru takipçiye ulaştırmaktır. Konuyla ilgili bir okuyucu aynı konuyla ilgili daha fazla içeriğe veya ilgili hizmet veya ürüne ulaşmak isteyecektir.

İlgili olabilecek içeriklerin linklerini sonuç bölümünde verin.

12. Tartışmaya cesaretlendirin.

Çünkü etkileşim tartışmadadır, doğru değil mi?

Okuyucularınızı tartışmaya cesaretlendimenizin faydaları vardır.

  • İçeriğinizi daha fazla paylaşmaya meyilli olurlar
  • Daha fazla yorum yaparlar.
  • Uzmanlığınızı göstermek için ortam oluşturur.

13. Sonuç bölümünde bir sürprizle yazınızı bitirin.

Okuyucunun aklında kalmak için sürpriz bir sonla bitirin. Sürprizler hep akılda kalıcıdır. Sonuç bölümündeki sürprizi okuyan ziyaretçi, yüzündeki şaşırma ifadesi ile blog yazınızı hep hatırlayacak hatta paylaşacak, bundan emin olun.

Her zaman büyük sürprizler olmak zorunda değil, küçük bonus tüyo veya ücretsiz kaynak da işe yarar.

14. Basit bir dil kullanın

Okuyucuyu sonuç bölümüne kadar getirdiniz, son yanlış hamlelerle kaybetmeyin. Karmaşık bir dil kullanarak kafa karıştırmayın. Sakin ve basit bir dil kullanın ve tüm sonuç bölümünüzü kolay anlasınlar.

15. Bir çözüm üretin

Eğer makaleniz bir probleme odaklanıyorsa okuyucuyu iyi bir çözüme yönlendirin. Politik ve sosyolojik konularda daha çok işe yarayabilir.

 

Bonus*

 

Kitap önerileri

Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık /Ray Bradbury

Ray Bradbury, Mars’tan getirdiği parçaların üzerinde bulunan garip simgeleri bu sefer bizler için çözümlüyor.
Yazın hayatı boyunca moral bozucu ve keyif verici birçok uçuk kategoriyi bir araya getirme becerisiyle bizleri karşılayan Bradbury, ” canavarlar, iskeletler, sirkler, karnavallar, dinazorlar ve Mars ” arasındaki bağlantıları nasıl kurduğuna ilişkin ipuçlarını, herkesi aynı kuşku tüneline bindirerek anlatıyor. Her gün en az bin sözcük yazamadığımız bir yaşamdan en fazla ne bekleyebiliriz ki ?
(Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

Adım Adım Yaratıcı Yazarlık /Can Akkiriş

Yaratıcı yazarlık tekniklerini öğrenerek bir hikaye oluşturmak konusunda gereksiniminiz olan tüm bilgileri topluca bu kitapta bulacaksınız. Bölümleri okuyup çalıştıkça yaratıcı yazarlığa doğru adım adım ilerleyeceksiniz. Bu kitapta yazılan her şeyi yüz yüze yapılan atölye çalışmalarında da uygulayarak çok başarılı sonuçlar aldığımı, bunun kitapla kendi kendine çalışanlar için de geçerli olduğunu bilmenizi isterim.

(Tanıtım Bülteninden)

www.dr.com.tr’den satın al

 

Sonuç olarak;

Blog yazılarınızda sonuç bölümü muazzam önem taşıyor. Okuyucunun aklına markanızı kazımak için büyük fırsat. Son izlenim için önemli bir yer. Zayıf bir sonuç bölümü makalenizi zayıflatır.

Bu yüzden basit sade, sürprizli, resimsiz yani iyi bir sonuç bölümü yazmalısınız.

Blog yazınıza daha iyi bir sonuç bölümü nasıl yazılır konusunda teknikler okudunuz. Tüyoların size ve makalenize uyanlarını hayatınıza katın ve pratik yapın. Önce yazın, sonra bozun, tekrar bozup tekrar yazın.

Pratik yapmak sizi iyi bir sonuç bölümü yazarı yapacak. Ve üyelik, paylaşım gibi konularda sıçrama yaşayacağınıza emin olun.

Şimdi sıra sizde;

Sizin iyi bir sonuç bölümü yazarken dikkat ettiğiniz nokta nedir?

Siz de yorumlar bölümüne bir teknik ekleyin.

 

Tavsiye yazı: Blok içerik oluşturma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Permalink değiştirme: Trafik ve seo kaybetmeden 3 adımda permalink değiştirme

Bu makalede trafik kaybetmeden permalink değişimini okuyacaksınız.permalink değiş

Permalink blogunuzdaki postların url adres tipleridir.

Birkez google indexledikten sonra permalink değiştirmek blogunuzun trafiğini ve SEOsunu olumsuz etkiler.

Blogunuzdaki sayfalar arası linklerin ve size gelen linklerin de kırık link haline dönüşmesine sebep olur.

Çünkü her blog postunun URL adresi farklıdır.  Bu yüzden permalink değiştirmek ciddi bir karardır. Permalink değiştirme işini zarar görmeden yapmanız gerekir.

En optimize permalink yapısını kurmak ve bundan faydalanmak için iyi planı yapmanıza bu yazı yardımcı olacak. Ve 404 hatalarını almamak için sayfa yönlendirmelerini yapmayı da öğreneceksiniz.

Permalinkler önceden belirlenmiş yapılardan biri seçilerek belirlenir.

Bu makalede permalinklerin ne olduğunu, permalink değiştirme sebeplerini, nasıl değiştirileceğini ve değiştirdikten sonra hata vermesini engellemenin yollarını okuyacaksınız.

 

Permalink nedir?

Permalink sitenizin domain adının post ile ilgili kısmıdır. Mesela; www.siteniz.com/ilgili-yazı sitesindeki domain www.siteniz.com’dur. Permalink ise /ilgili-yazı kısmıdır.

Permalinkleri değiştirmesini doğru kurgularsanız birçok amaca hizmet ederler;

  • İçeriğe bakmadan kullanıcılar içerikle ilgili fikir edinebilirler.
  • Arama motorları postun konusunu permalinkten anlamaya çalışır.
  • İçeriğe tekrar gelmek için kullanıcılara ve arama motorlarına kalıcı bir adres sağlar.
  • İçeriğe özgüdür ve her şeyin düzenli olmasını sağlar.

 

Permalinks değiştirmek için wordpress dashboardta Settings > Permalinks tıklayın. İlk ayar size uymuyorsa içeriğinizin başlığını gösterecek olanla değiştirilebilir. Bu yapı okuyucu ve arama motorunun postunuzu daha kolay anlaması için oldukça faydalıdır.

 

Birçoğu insan ilk blog açtıklarında değiştiriyorlar. Siz de ilk açtığınızda istediğiniz yapıyı değiştirebilirsiniz. Fakat daha sonradan permalink değiştirmek isteseniz karşılaşabileceğiniz olumsuzluklara karşı tedbir almak için okumaya devam edin.

 

Neden permalink değiştirmeniz gerekir?

 

Permalink yapısı arama motoru ile kullanıcının size ulaşması için çok kritiktir. Permalink değiştirmek çok basittir. Fakat permalink değiştirmek dışında olumsuz sonuçlarını da engellemek için tedbirli olmanız gerekiyor. Önce permalink değiştirme nedenlerini öğrenmemiz gerek.

Bazı sebepler şunlar:

 

  • WordPressin eski versiyonunu kullanıyorsanız post ID’sini içerir. Bu permalink yapısı postunuz açısından faydasız ve SEO açısından değersizdir.
  • Sitenizi değişik bir yöne alıyorsunuz ve bu değişimi yansıtacak bir yapıya güncellemek istiyorsunuz. Mesela; daha haber-odaklı bir içeriğe yöneliyorsanız permalinkinizde tarihi eklemek isteyebilirsiniz.
  • Birçok insan yatırım olarak oturmuş siteleri satın alırlar. Siz de böyle bir site almış olabilirsiniz. Yeniden markalaşmak için stratejinize göre permalink değiştirmek isteyebilirsiniz.

 

Eğer permalink yapısı içerik tarzınıza ve markanıza uyuyorsa, permalink değiştirmek bir baş ağrısı olabilir. Fakat yine de permalink değiştirmek isterseniz güvenli bir şekilde permalink değiştirmenin yollarını bilirseniz SEO’nuz olumsuz etkilenmez.

Permalink yapısı nasıl güvenli şekilde değiştirilir?

Permalink değiştirmeden önce sitenizin yedeğini almanız önemlidir.

 

Eğer değiştirmeye hazırsanız birkaç adımdan geçeceksiniz. İşte o adımlar;

Step 1: Yeni permalink yapısına karar verin

 

Önce permalink yapısında ne olması gerektiğini içerik tipinize bakarak belirlemelisiniz. Örneğin güncel haberler yayınlayacaksanız tarihli olabilir veya içerik odaklıysanız içeriğin ismi yer alabilir.

Bu çok önemli bir karardır çünkü bu link yapısını uzun süre kullanacaksınız. Birçoğu durumda post adı yapısı SEO’ya oldukça faydalıdır. Kullanabilirsiniz.

 

Step 2: WordPresste permalink değiştirme

 

Permalink yapısını belirledikten sonra wordpress dashboarda gidin, Settings > Permalinks menüsünden seçiminizi yapın. Aşağıdaki ekran görüntüsünde post name işaretledim, en çok kullanılandır.

Seçiminizi yaptıktan sonra “save” butonuna basın. Permalinkleriniz güncellendi. Bu işlem daha önce yayınladığınız tüm içeriklerin URL’lerini yeni yapıyla güncelleyecek.

Eğer manuel bir link girdiyseniz onları güncellemeniz gerekecek.

Fakat şimdi size tüm link veren diğer sitelerin linkleri kırık link haline geldi. Arama motorları indekslediği içeriklerin yerini bulamayacak.

Step 3: Kırık linkleri 301 yönlendirmelerle düzeltin

 

Az önce de dediğimiz gibi permalink değiştirmek işin kolay yanı.

Şimdi ise ortaya çıkan sorunlarda baş edeceksiniz. Hem kendi sitenizden hem başka sitelerden eski içeriklerinize verilen linkler kırık link oldu. Diğer bir etkisi de arama motorlarının indekslediği tüm içerikler hata verecek.

Buna basit bir çözüm var. Sitenize 301 yönlendirme kurmak.

301 yönlendirme sitenize eski permalink yapısındaki URL yi kullanarak gelen tarayıcıya içeriğin nerede olduğunu söyler. Aynı zamanda arama motoruna bunun kalıcı değişim olduğunu söyler. Aynı zamanda 404 sayfanızı özelleştirmek isteyebilirsiniz.

Önceden tüm bu 301 yönlendirmeleri elle web serverinizdeki .htaccess dosyasına eklemek zorundaydınız. Şimdi ise wordpress eklentisi ile bunu hızlıca çözebiliyorsunuz.

 

301 yönlendirme eklentisini nasıl kullanırsınız?

 

En kolay yollardan biri Simple 301 Redirects eklentisini kullanmak. Eklentiyi kurup aktive ettikte sonra dashboard alanındaki settings bölümüne yeni bir menü ekliyor.

301 yönlendirmenin settings bölümünde iki boşluk göreceksiniz. Biri istek diğer hedef. İstek bölümüne eski permalink yapısını hedefe de yeni permalink yapısını gireceksiniz. İkisini de yazdıktan sonra kaydete basın. Bu işlem eski linke gelen trafiği yeni trafiğe yönlendirecektir.

 

Yönlendirme eklentisi nasıl kullanılır?

Diğer çok kullanılan ücretsiz yönlendirme eklentisi Redirection.

Redirection eklentisini kullanmak için önce kurun sonra Tools > Redirections tıklayın. Eski permalinkinizi Source URL alanına girin. Yeni permalinki de Target URL alanına girin ve kaydete basın.

Step 4: Arama motoru linklerini yeni yapıya değiştirmek (yeniden indexleme)

 

Yukarıda okuduğunuz gibi arama motorları sizin permalink değiştirme işleminizden sonra içeriklerinize ulaşamayacaklar. Fakat arama motorları küçük programcıklarla siteleri sürekli dolaşır ve yenilikler varsa kendilerini güncellerler.

Sitenizde permalink değiştirme olduktan sonra Google tekrar sitenizi tarayacak ve indekslemeye zaman içinde başlayacaktır. Yani bir süre sonra siteniz Google arama sonuçlarında görülmeye başlanacaktır.

Ama bunun yanında bu sürece yardımcı olmak için XML Sitemap hazırlayıp sonradan arama motorlarına sitenizi manuel yani elle tekrar indeksleme yaptırabilirsiniz.

Eğitim önerisi;

Yeni Başlayanlar için SEO Eğitimi! – SEO ‘ nun Temelleri

Yeni Başlayanlar İçin Basit Anlatım + Güncel SEO Teknikleri + SEO Uzmanı Olmak İçin Temel Bilgiler+ Google Algoritması

Udemy.com’dan satınal

 

 

Sonuç olarak

 

Her zaman yeni bir site açarken sonradan permalink değiştirme yerine permalinkleri en başta belirlemek en iyisidir. Fakat siteniz yayınlandıktan sonra bile permalink değiştirmek isteyebilirsiniz.

Eğer kendinizi bu durumda buluyorsanız sitenize zarar vermemek için kendinize dikkatli bir plan hazırlamalısınız.

Her ne kadar güvenli bir şekilde değiştirseniz de mutlaka SEOnuz kısa vadede etkilenebilir. Fakat SEO uyumlu bir permalink yapısına geçtiyseniz uzun vadede çok daha faydalı sonuçlar alacaksınız.

 

Permalink yapınızı belirleyin ve ona sadık kalın.

 

Sizin permalink değiştirme planlarınız ve tecrübeleriniz neler? Yorumlar bölümünden paylaşın.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

18 Site İçi SEO Tekniği / Site Üzeri SEO [Ücretsiz kontrol listesi]

Bu makalede site içi seo teknikerini okuyacaksınız.site içi seo

Google’ın her yıl algoritmasını 500-600 kez güncellediğini biliyor muydunuz?

Algoritma güncellemelerinin hepsinin tek amacı var;

“Google ziyaretçilere istediklerini tam anlamıyla vermek ve kullanıcıların sizin sayfanızı ziyaret ettiklerinde mutlu ayrılmalarını istiyor.”

 

Bu sebeple Google sitenizin kullanıcılar için doğru bir site olduğundan emin olmak istiyor. Belli algoritmalara göre sitenizi taraması için botlarını gönderiyor.

 

Google’ın sitenize botlarını yolladığında sayfalarınızı daha iyi tarayıp anladığından emin olmanız için ve sıralamada üst sıralara çıkmanız için içeriğiniz ve sayfa yapınız optimize olmalı. Bunun için “site içi SEO” yapmalısınız.

 

Site içi SEO nedir?

Site içi SEO tüm sitenin site haritası, URL yapısı, içeriklerin başlıkları, anahtar kelime yerleşimi, içerik kalitesi, ziyaretçi etkileşimi gibi faktörleri sitenizde Google algoritmasına göre optimize etmek demektir.

Ne demiş üstad;

“Harika bir içerik ve SEO çalışmaları bir siteyi başarılı yapmak için el ele çalışırlar”

Shivali Sarawagi

 

Bu makalede site içi SEO’yu etkili kurgulamanız için yöntemler bulacaksınız. Bu yöntemler sizin arama trafiğinizi arttıracak, sıralamanızı yükseltecek.

 

Site içi seo teknikleri;

 

1. Site hızınızı yüksek tutun.

Google sayfa yüklenme süresini çok önemsiyor. Çünkü;

  • Bir araştırmaya göre okuyucuların 47%’si websitenizin 2 saniye içinde yüklenmesini istiyor.
  • Amerikanların yarısından biraz fazlası da yavaş yüklenen bir siteden alışveriş yapmıyorlar.
  • Bir araştırmaya göre bir saniyelik bir gecikme dönüşüm oranlarını 7% düşürüyor.

 

Şu anki sitenizin yüklenme hızını Google’s page speed tool veya Pingdom’s hız testi ile ölçebilirsiniz. Hatta rakiplerinizin de site hızlarını ölçebilirsiniz.  Bunun için WhichLoadsFaster.info.yu kullanabilirsiniz.

 

Eğer site hızınız istediğiniz gibi değilse site hızını arttırmak için birçok yol var.

Site içi SEO için site hızını optimize etme yöntemleri;

 

  1. Cache eklentilerini kullanın Örneğin Super Cache, WP-Rocket, W3 Total Cache.
  2. Düşük boyutlu resimler kullanın.
  3. Hızlı bir wordpress tema kullanın.
  4. Yanbardan gereksiz eklentileri kaldırın
  5. CDN kullanın.
  6. Hızlı bir hosting hizmeti kullanın

 

 

2. Kaliteli içerik oluşturun, bu olmazsa olmaz

HubSpot içerik pazarlama raporuna göre insanların 75%’i firmaları makaleler yoluyla buluyor.

İçerik, markanın içerik pazarlamasının ve site içi SEO’sunun ana kemiğidir. Muhtemelen şunu duydunuz;

“içerik kraldır.”

Trafiği çeken tamamen içeriğin kendisidir. Trafik yaratacak içerik oluşturun.

Trafik oluşturan içeriklerin ortak özellikleri şunlardır;

  • Pratiktir, kullanışlıdır ve değerlidir.
  • Okuması ilgi çekicidir.
  • Derindir ve iyi yazılmıştır.
  • Kullanıcıya yöneliktir.
  • Bir problem çözer
  • Paylaşması kolaydır
  • Anahtar kelime bakımından optimize edilmiştir.

 

Bir araştırmaya göre kötü bir deneyimi unutması için tüketicinin 12 olumlu deneyime ihtiyacı var. Okuyucunun iyi deneyimi için içeriğinizi okuyucuya göre optimize edin. Tasarımda okuyucu deneyimi için çok önemlidir.

 

3. İyi araştırılmış, spesifik konulu içerikler hazırlayın.

Jenerik içerik dönemi artık geçti. Özgün ve spesifik içerikler üretmek gerekiyor.

 

Ne demiş üstad

“İçeriğinizde özgün bir değer sunmanız gerekiyor.”

Rand Fishkin

 

İçeriğinizin yüksek kalite olması için iyi bir araştırma yapmalısınız ve yazabileceğiniz en iyi yazıyı yazmalısınız.

 

4. Uzun içerik yazın.

Backlinko’nun yaptığı araştırmalar sonucunda içerikte “uzunluk güçtür” sonucuna varmışlar. Yani daha uzun içerikler google’da daha yukarılarda görünüyor.

İçeriğiniz yüksek kalite olabilir, paylaştığınız bilgi değerli olabilir. Ama bloğunuza arama sonuçlarında bir ivme vermek istiyorsanız ve site içi SEO’nuzu güçlü tutmanız için içeriğinizin uzunluğunu arttırmalısınız.

 

300-500 kelime uzunluğundaki postlar –infografik kullanmıyorsanız- artık çok güçlü etki yapmıyor. Onun yerine 2.000 veya daha fazla kelimelik derinlikli içerikler üretin.

5. Belli periyodlarla içerik yayınlayın.

 

Bir sayfadaki taze içerik sayısı sitenin sıralamasını etkiler. Google taze bilgiyi çok ciddiye alıyor.

 

Hatta tazeliğin bir sıralama algoritma faktörü olduğunu ve arama sonuçlarının 35%ini etkilediğini kendisi duyurdu.

 

Google’ın sıralamasında etkili olması için sürekli taze içerik hazırlayın ve yayınlayın.

 

6. Dışarı link verin

İlgili olabilecek başka Türkçe kaynakları bulun ve yazının içindeki bir bölüm için dışarıya referans verin.

Ana konu için dışarı link vermeyin.

Dışarı verdiğiniz linkleri takip ederek Google sizin yazdığınız konuyu daha iyi anlayabilir.

 

7. Sayfalar arası linkleme yapın

Sayfalar arası linkleme site içi SEO’nun kilit hareketlerinden biridir.

  • Sayfanıza gelen kişiler diğer yazıları da okurlar.
  • Sitede kalma süresi uzar.
  • Uzun süre ziyaret edilen siteleri Google daha çok sever.

Her postta 2-5 tane mutlaka kullanın. Daha fazla kullanmak link kirliliğine sebep olur ve kötü görüntü oluşturur. Olabildiğince göze yeterli geldiği kadar sayfalar arası link kullanın.

Sayfalar arası linklemeyi en iyi wikipedia yapıyor. Anchor textlerini de anahtar kelimelerden seçiyor. Wikipedianın başarı sebeplerinden biri de budur.

8. Kırık linklerinizi hemen düzeltin.

 

Arama robotları sitenize geldiğinde o kadar zekice de davranmıyor. Eğer linkiniz kırık ise robot onun gerçekten gitmesi gereken yeri bilmez. Orada kalır. Ve tahmin edin sonuç;

“Linklemeye ilgi gösterilmediğinden zayıf performanslı site”

 

Site içi SEO hiçbir zaman “kur ayarla ve unut” şeklinde çalışmadı. Sürekli öğrenme süreci devam edecek.

 

İç sayfalarda linkleme yapmanız ve linklerin kırık olmaması sitenin taranması için önemlidir. Arama motoru robotları linkeleri takip ederler. Kırık linkleri size haber vermesi için broken link checker eklentisini kullanabilirsiniz. Ücretsizdir.

 

9. URL yapınızı SEO uyumlu hazırlayın

URL – Universal Resource Locator – yani evrensel kaynak bulucu sizin içeriğinizin web sitenizdeki adresidir. URL sizin website isminiz + içeriğin kısa adı olarak kullanılır.

 

Yani www.siteniz.com/içerik-kısa-adı  şeklinde kullanılır. URL sizin site içi SEO’nuz için önemli bir uygulamadır.

  • Eski postların URLsini değiştirmeyin, bu size kırık link olarak geri döner. Çünkü sayfanız artık erişilemez hale gelir.
  • Blog sayfası URL’leri bilgi ve anlamlı deneyim sunmak içindir. Bu yüzden URL‘lerde rakamlar veya IP adresleri kullanmıyoruz.
  • URL lerde konuyla ilgili bilgi veren kelimeler kullanırsanız urlyi hatırlaması da çok kolay olur.
  • Uzun kelimeler kullanmayın, insanlar bazen doğrudan linkten giriyorlar, hatırlaması kolay olmalı.
  • URL’lerdeki kelimelerin arasına alt çizgi yerine orta çizgi koyun. Google alt çizgiyi ayıraç olarak görmüyor ve kelimeleri birleştiriyor. Yani “_” yerine “-“ kullanın.
  • URL deki karakter sayısını kısa tutun. Ne kadar kısa o kadar iyidir.
  • URL’yi uzun tuttuğunuzda da içeriğiniz ne kadar iyi olursa olsun sıralamada sonlara doğru gidebilirsiniz.

 

10. Başlığa her zaman anahtar kelime yerleştirin.

Başlık etiketi en önemli site içi SEO faktörüdür. Başlık etiketinde doğru anahtar kelime kullanıp üst sıralara çıkan siteler oldu. Google algoritması sayfanın ne amaçlı olduğunu anlamak için başlık etiketine çok fazla önem veriyor.

Sadece anahtar kelimenin başlık etiketinde geçmesi de yetmez, başlığı da çok iyi yazmalısınız. İyi bir başlık yazmak istediğinizde başlığın kolay anlaşılır, basit ve spesifik olması gerektiğine dikkat edin.

 

11. Blog post başlığınıza anahtar kelime ile başlayın.

Site içi SEO faktörlerinin en önemlisi başlıktır. Başlıkta anahtar kelime mutlaka kullanmalısınız. Fakat onun yanında anahtar kelimeyi de başlığın başına yerleştirin. Daha üst sıralarda çıkarsınız.

Tüyo: Hep en başa anahtar kelime koymak zorunda değilsiniz ama ne kadar başa yakın o kadar çok trafik alırsınız.

 

12. Blog postunuzun ilk 100 kelimesinde anahtar kelime kullanın.

Anahtar kelimenizi yazınızın ilk 100-150 kelimesinde bulundurmalısınız. Konunun ne olduğunu o anahtar kelimeleri kullanarak anlatmalısınız. Belki de bunu doğal olarak yapıyorsunuz.

 

Fakat birçok insan makalelerin girişlerinde uzun ön açıklamalar ve cümleler kullanıyor. Anahtar kelime kullanımını da sonraya bırakıyorlar.

Makalenin girişinde anahtar kelime kullanmak sadece okuyucular değil google’ın da anlamasını sağlar.

 

13. Başlıklarınız için H1 etiketini kullanın

H1 tagleri başlık için tasarlanmıştır. Bu yüzden başlığınız için H1 tagini kullanın. Fakat yazınızı daha fazla optimize etmek için H2, H3 ve H4 alt başlıklarına da anahtar kelime doldurmayın.

H taglerinin amacı google’a yazının okunabilirliğinin nasıl yapılandığını anlatmak için kullanılıyor. Örneğin başlık blog makalesinin en hakkında olduğunu anlatırken alt başlıklar konuyu daha detaylandırıyor.

 

14. Görselleri optimize edin.

a) Görselleri anlamlı isimlendirin. Resim dosyası makineden çıktığında DCIM321.jpeg ismiyle çıkar. Siz o ismi insanların anlayacağı bir şeye çevirin. Mesela “seo-strateji-şablonu”. Mümkünse anahtar kelimeleri kullanın.

b) Resmin üzerinde yazı kullanın. Mümkün olduğu durumlarda resmin üzerinde yazı kullanın. Resimlerdeki yazılar gövde metnine göre çok daha fazla okunuyor.

c) Alt metini de anlaşılır yapın. Alt metni resim açılana kadar yerinde gözüken metindir. Google’ın da resim hakkında bilgi alması için gereklidir. WordPresste görseli yüklerken alt metin için yer gözüküyor, oraya yazabilirsiniz.

 

15. Görselleri, videoları, gifleri yazıya iyi serpiştirin.

 

Metin bir yere kadar ilgi çeker. Bir yerde sıkıcılaşmaya başlayabilir. Metni görsellerle ve videolarla zenginleştirin. Görseller anlamayı kolaylaştırabilir, müşterinin ilgisini çekebilirsiniz.

Çeşitli diagramlar, grafikler, resimlerle hemen çıkma oranını da azaltabilirsiniz, hatta video ile sayfada durma süresini de arttırabilirsiniz.

Aynı zamanda site içi SEO faydası da var. Google’ın aradığı kullanıcı etkileşimini arttırabilirsiniz.

 

16. Mobil uyumlu site hazırlayın

Google Panda güncellemesi çıkınca birçok site ciddiye almadı. Mobil uyumlu olmaları gerekiyordu ama harekete geçmediler. Ve sonuçta kaybettiler. Mesela Ebay sıralamanın 80%’ini kaybetti. Bu büyük bir kayıptı.

 

Hâlbuki mobil cihazlarla erişim çok yaygınlaştı. Büyük postansiyeller oluşturdu. Mobil yaygınlaşmasından sonra kurulan mobil uyumlu siteler başarıyı yakaladılar ve arama sonuçlarında üst sıralara yerleştiler. Siz de hazırlıklı olun ve mobil uyumlu site hazırlayın.

 

Hazırladığınız sitenin de mobil uyumlu olup olmadığını test etmek için Google mobil uyumluluk test aracını kullanabilirsiniz.

 

17. Eş anlamlı anahtar kelimeleri de kullanın.

Blog yazınızın tamamının içinde anahtar kelimeleri kullanmalısınız. Aynı zamanda anahtar kelimenin çeşitli varyasyonlarını da kullanın. Buna LSI (Latent semantic indexing) deniyor. Yani anahtar kelimenin eşanlamlıları veya yakın varyasyonlarını Google içeriği daha iyi anlamak için kullanıyor.

Mesela müzik grubu The Rolling Stones hakkında yazıyorsanız yazının içinde “Rolling Stones” bolca kullanın, ama yakın varyasyonları olan “rock n roll”, “Mick Jagger” ve “Keith Richards” gibi kelimeleri de kullanın.

18. Kolay okunan bir font seçin.

Kullandığınız font çok mu küçük? Okuması çok mu zor?

İnanın bu faktör SEO’da bildiğinizden daha fazla rol oynuyor. Yazınızın kolay okunduğundan emin olun yoksa yüksek bir hemen çıkma oranı yaşarsınız.

Site içi SEO Kontrol Listesi

Arama motorlarında daha yüksek sıralamaya geçmek için site içi SEO kontrol listesi.

Bunları yapın

  • Başlıkta anahtar kelime kullanın.
  • Permalinkte anahtar kelime kullanın.
  • İlk paragrafta anahtar kelime kullanın.
  • Görsel alt metinde anahtar kelime kullanın.
  • LSI Anahtar kelimeleri başlıkta kullanın.
  • LSI Anahtar kelimeleri H2 veya H3’te kullanın.
  • Anahtar kelime oranını 2% lerde tutun
  • Anahtar kelimeleri uzun kuyruklu kullanın.

Diğer:

  • Görsel ekle (video, slides, infographics).
  • Minimum 1000 kelime yazın.
  • Görselleri yüklemeden optimize edin.
  • Sayfa yükleme hızını optimize edin.
  • İlgili makalelere sayfalar arası link verin.
  • Yüksek kalite sitelere harici link verin.
  • Hemen çıkma oranını azaltmak için ilgili birkaç makale daha yazın.

Bunları yapmayın:

  • Birden fazla H1 tagi kullanmayın. Makale başlığı H1.
  • Anahtar kelimeleri aşırı doldurmayın.
  • Eğer zamansız bir yazı yazıyorsanız yazıdan tarihleri çıkartın.
  • Uzun yazı iyidir. Ama gereksiz uzatmayın.
  • Makalenin sonunda okuyuculara aksiyon almalarını isteyin.

Site içi SEO kontrol listesi infografiği;

 

Yukarıdaki infografiği indirebilirsiniz.

 

Eğitim önerisi;

   Yeni Başlayanlar için SEO Eğitimi! – SEO ‘ nun Temelleri

Yeni Başlayanlar İçin Basit Anlatım + Güncel SEO Teknikleri + SEO Uzmanı Olmak İçin Temel Bilgiler+ Google Algoritması

Udemy.com’dan satınal

 

 

Sonuç olarak;

Yukarıda okuduğunuz gibi site içi SEO’nun gerçek amacı ziyaretçileri sayfa üzerinde gezinirken eğitmek, ilham vermek ve doğru yönlendirmektir.

Her zaman google’ın webmaster tools ve analytics’lerini çalışın, çünkü onlar size ziyaretçilerinizin gerçekten sitenizden ne istediğini söyler.

Yukarıdaki site içi SEO tekniklerini stratejilerinizin içine dahil edin. Fark yarattığınızı göreceksiniz.

Siz bu teknikleri kullandınız mı? Ya da farklı bir yöntem mi kullanıyorsunuz? Tecrübeleriniz neler? Yorumlara yazın.

Tavsiye yazı

Blog trafik arttırma teknikleri

Kaynak

https://www.reliablesoft.net/5-on-page-seo-techniques-thatll-boost-your-rankings-checklist-included/

http://onlineincometeacher.com/traffic/on-page-seo-techniques/

https://www.shoutmeloud.com/on-page-seo.html

https://www.omnicoreagency.com/on-page-seo/

https://alejandrorioja.com/blog/on-page-seo/

https://www.digitalgyd.com/on-page-seo-techniques/

https://backlinko.com/on-page-seo

https://www.soravjain.com/on-page-seo-techniques-strategies

https://thebloggingjob.com/16-on-page-seo-techniques-and-strategies-2019/

https://justcreative.com/2013/12/26/21-on-page-seo-techniques-tips2014/

https://www.business2community.com/seo/18-seo-experts-reveal-page-seo-techniques-01913863

https://moz.com/blog/on-page-seo-changes-case-study

searchenginewatch

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

15 E-ticaret SEO Teknikleri

E-ticaret seo’su e-ticaret sitelerinde trafiği arttırmak için kullanıır.

E-ticaret sitelerinde bir blogtan çok daha fazla sayfa vardır.

 

Birçok ürün sayfası, ürün varyasyonları, karmaşık filtreleme sistemleri, zamanı dolmuş ürünler gibi birçok konular sebebiyle e-ticaret SEO stratejisine daha farklı bakmalıyız.

Sadece anahtar kelimeleri bulmak ve siteyi onlarla doldurmak e-ticaret SEO’sunda yeterince işe yaramıyor. E-ticaret SEO’su için sitenizi optimize etmek zaman alabilir.

Bu makalede e-ticaret SEO’su için gerekli teknikleri okuyacaksınız.

E-ticaret SEO teknikleri;

1- Sitenizin adres başlangıcı HTTPS olmalı

E-ticaret Seo’nun en önemli adımı güvenlik! Her ne kadar bu tüm sitelerin optimizasyonu için gerekli olsa da özellikle e-ticaret sitelerinde https olması önemlidir.

İnsanlar kişisel detaylarını ve ödeme bilgilerini paylaşırken güvenliğin iyi olması konusunda hassas davranırlar.

Hem SSL sertifikanızın doğru uygulandığından emin olun ve kullandığınız güvenlik araçlarını gösterin ve anlatın.

Logolarını kullanın. Bu sizin belli standartlarda güvenliğinizi olduğunu gösterir ve haliyle daha da güven vericidir.

2- E-ticaret SEO’nun önemli bir bölümü de kategori sayfalarını optimize etmektir.

Sitenizin güvenliğini sağladıktan sonra tüm o önemli kategori sayfalarını optimize etmeye odaklanmak gerekir.

Kategori sayfaları e-ticaret SEO’nun önemli bir parçasıdır. Bu sayfalara trafik yaratacak en önemli anahtar kelimeleri belirlemek gerekir. Çünkü bu sayfalar en önemli trafik kaynaklarıdır.

Kategori sayfaları genelde zayıf içerikten dolayı zayıf kalırlar. Yazılan metin, ürünü göstermeye çalışmaktan genelde kenarda kalır. Bu yaklaşım e-ticaret SEO’nuza zarar verir. Kategoriyi tanımlamak için kategoriyi tanımlayan en az bir paragraf hazırlamanız gerekir.

Kategori sayfalarının sıralamasının daha da artması için link inşası kampanyası hazırlayın.

Kategori sayfaları ürünlerinize ulaşmada bir kapı görevi gördüğünden, e-ticaret SEO’nuzu  optimize etme sürecinde kategorilere öncelik vermek olumlu sonuçlar getirecektir.

3- Ürün sayfalarını optimize edin

Ürün sayfaları optimizasyonu çaba ve dikkat gerektirebilir. Kategori sayfalarına uğraştığınız gibi ürün sayfalarına da uğraşmalısınız. E-ticaret SEO’sunun belkide en önemli adımıdır.

Fakat tonlarca ürün sayfası olabilir. Zayıf içerik, çifte içerik ve meta datası olmayan sayfalar gibi birçok uğraşılacak sayfa karşınıza çıkabilir.

Ürün açıklamaları doğru bir başlangıç yeridir. Her ürün için özgün bir ürün açıklaması yazın. Üreticiden gelen açıklamayı kopyala – yapıştır yapma eğiliminiz olabilir. Fakat bu sitenizde çifte içerik sorununu doğurur. Bu da e-ticaret SEO’sunu çok olumsuz etki eder.

E-ticaret SEO’nuzu güçlü tutmak için ürün açıklamalarını özgün ve açıklayıcı yazmanız önemlidir. İlginç, içine çeken ve markanızın personasıyla uyumlu açıklama yazın.

Bir format hazırlayarak ürün açıklaması hızınızı arttırabilirsiniz. Hem de tutarlılık sağlayabilirsiniz.

Mesela bu format şunları içerebilir;

  • Başlık
  • Kısa açıklama
  • Maddeli ürün açıklama listesi
  • Kod
  • Barkod
  • Ölçüler

Kullanıcılardan ilham almayı, ürün incelemelerini ve sosyal medyada dönen yorumları dahil edebilirsiniz.

“Ücretsiz kargo”, “şimdi satın al”, “indirim”, “fiyat düştü” veya “yeni” gibi göz alıcı kelime ve kelime öbekleri de ekleyebilirsiniz.

4- Ürün çeşitleri

En çok insanların tıkandıkları konulardan biri de varyasyonlu ürünlerin sergileme şeklidir. Yani bir ürünün değişik tarzları, boyları, renkleri, modelleri olabilir.

Eğer bu değişik opsiyonların her biri için ayrı ürün sayfası açacaksanız o zaman da mükerrer içerik ve anahtar kelime kanibalizasyonu sorunu ortaya çıkacak.

Peki çözümü nedir? En iyi yaklaşım kullanıcıların ürün varyasyonlarını seçerken sistemin URL’sinin değişmemesidir.

Eğer ürünün varyasyonlarının özellikle ayrı ayrı gözükmesi sizin için kritikse varyasyonlar ayrı sayfalarda sergilenebilir.

5- Satınalmaya yönlendiren anahtar kelimeleri

Bu postta anahtar kelime araştırmasından uzun uzun bahsetmeyeceğim. Kısaca satın almaya yönlendirici anahtar kelimeleri bolca kullanın. Örneğin; “….ürününü SATIN AL”

Bu tür kelimeleri arama motoruna yazan insanlar satış piramidinde genelde en alttadır ve çok daha fazla satışa dönüşme ihtimali vardır.

Hatırlayın; e-ticaret SEO sadece trafik çekmek değildir, aynı zamanda abone dönüşümü ve gelir arttırmadır.

6-Görseller

E-ticaret SEO’sunun bel kemiklerinden biri de görsel optimizasyonu.

İnsanlar görsel yaratıklarız. Gördüğümüz şeyleri daha kolay algılıyor, anlamlandırıyor ve hatırlıyoruz. Bu yüzden kullandığınız görsel potansiyel müşterileri çekmek için yeterince çekici olduğundan emin olun.

Görsellerin boyutları çok büyük olmasın çünkü sitenin yüklenme hızını olumsuz etkiler.

Ek olarak görsel araştırmayı da unutmayın. Görsellerin açıklamalarını da özenle hazırlayın.

7-Filtrelere dikkat edin

Birçok sitede kullanıcıların aradıkları ürünü bulmaları için filtreleme sistemleri bulunuyor. Her ne kadar bunlar kullanıcılar için süper kolaylık olsa da bazı filtreleme sistemleri her tür arama sonucu için yeni ve özgün bir URL oluşturuyor.

Bunun kötü yanı nedir? Bir sitenin binlerce indekslenmiş sayfası olabilir. Bunlardan bazılarının veya hepsinin çifte içerik sorunu da olabilir. Sonuç olarak bu siteyi bu içerikler Google gözünde içerik çöplüğüne çevirir.

 

Google Search Console’u kontrol ederek sitenizden kaç sayfanızın indekslendiğini inceleyin. Eğer sayısı çok fazla ise en iyi çözüm noindex, follow parametreleriyle beraber filtrelere meta robot etiketi eklemektir. Bu durum zamanla sayfaların indexten düşmesine sebep olur.

8- Zamanı bitmiş ve stoğu bitmiş ürünler

E-ticaret SEO’sunun ana konularından biri de stok hareketi çok olan yani çok gelen ve giden ürünlerdir. Siteden stokları bitmiş ürünleri azaltmanın bir anlamı yoktur. Çünkü bu aynı zamanda sitenin değerli trafiğini de azaltır.

Onun yerine ürün sayfasını canlı bırakın. Fakat mutlaka stokta olmadığını, stoğa girince haber vereceğinizi bildirin. Tabii ki stoğa girince haber ver butonu da eklemeyi unutmayın. O sayfaya gelince de benzer alternatiflerini önerin.

Eğer bir ürün üretimden kaldırıldıysa ve artık satılmayacaksa sayfayı kaldırmanız daha doğrudur. Fakat sayfayı yönlendirmeyi unutmayın! 301 yönlendirme kurarak ürünün daha yeni bir versiyonuna, ilgili bir ürüne veya ilgili bir kategoriye yönlendirin.

9- Site yapılanmasını optimize edin

Site içinde gezinmeyi kolay anlaşılır ve pürüzsüz hazırlamak sadece kullanıcı deneyimi için gerekli değil aynı zamanda Google robotlarının sitenizi taramasına yardımcı olmak için gereklidir. Ürünlerin hepsi kategori sayfalarına ve kategori sayfaları da anasayfaya bağlı olmalıdır. Hiçbir ürün boşta kalmamalıdır.

Blog içeriklerinizden ürün sayfalarına link verin, bu hem Google tarafından daha kolay indexlenmesini sağlar hem de ziyaretçilerin çok daha kolay bulmasını sağlar. Bu şekilde e-ticaret SEO’nuzu güçlendirebilirsiniz.

Breadcrumbs e-ticaret SEO’sunda önemli bir eklentidir. Kullanıcıların yolunun her adımının tıklanabilir olmasını sağlar. Kullanıcıların ana kategoriye tekrar geri dönebilmesini sağlar. Aynı zamanda Google arama sonuçlarında da gözükür, kullanıcılara site yapısı hakkında fikir verir.

10- URL lere özen gösterin

Geniş e-ticaret sitelerinde URLler komplex hale çok kolay gelirler. Onları temiz ve kolay anlaşılır tutun. Alfabe dışında karakter olmasın ve anlaşılsın.

Küçük harf kullanın. Kısa ve anlaşılır hazırlayın.

11-Ürün sayfaları için şema oluşturun

Arama sonuçlarında görünürlüğü arttırmak için ürün sayfalarında şema kullanmak oldukça kritiktir. Daha iyi sonuçlar demek daha fazla tıklama demektir.

Ürün sayfalarına ekleyebileceğiniz iki tip şema vardır: ürün şeması ve inceleme şeması

Her bir ürün sayfası aynı şablonu kullanmalıdır. Bu şekilde tutarlı bir sayfa oturuşu oluşturmuş olursunuz. Bu demektir ki mikrodata kullanarak şablona şemalar ekleyebilirsiniz. Haliyle şema da her ürün sayfası için tekrar üretilir.

Structured Data Testing Tool kullanarak şemanızı düzenli olarak test edin., eğer yeniyseniz Google’s Markup Helper kullanabilirsiniz.

12-Takip edin

Her tür SEO stratejisi gibi e-ticaret Seo’nuzu yaparken sonuçları sürekli takip edip analiz etmelisiniz. Bu özellikle e-ticaret siteleri için ölçek ve sürekli değişen ürünler yüzünden çok daha fazla önemli.

Kırık linkleri ve hata sayfalarını düzenleyin.

Neyin çalışıp neyin çalışmadığını test edin.

Önemli anahtar kelimeleri ve kelime öbeklerini not edin ve saklayın.

Anahtar kelime, ürün tanımı, format ve görsel olsun, en iyi sonuçlar için kararsız kaldığınız her şeyde A/B testi uygulayın.

Büyük çaplı sitelerin e-ticaret SEO’su yapmak çok zaman harcayıcı bir konu. Bu yüzden birçok e-ticaret sitesinde olması gereken düzeyde optimizasyon yapılmıyor. Bu da sizin e-ticaret siteniz için iyi bir optimizasyon ile rakiplerinizin önüne geçebileceğinizi gösterir.

Küçük değişimler büyük sonuçlar oluşturur.

13. URL yapısı e-ticaret SEO’sunun en önemli öğelerindendir.

URL içinde mutlaka ürünle ilgili anahtar kelime geçirmelisiniz. Google tarama yaparken URL’nizi de tarayıp buradan bilgi almaya ve sayfanızı tanımaya çalışıyor.

Google’a yardımcı olun ve URL ninizin ürünle ilgili anahtar kelime içerdiğinden emin olun.

14. Site mimariniz kolay anlaşılır olsun

Google sitenizi gelip taradığında kategorilerden, ürün sayfalarından, her şeyden bilgi edinmeye çalışır. Sizin de hem google için hem kullanıcıların kolay gezinmesi için site mimarinizi kolay ve anlaşılır hazırlamanız e-ticaret SEO’nuz için önemlidir.

e-ticaret seo

15. Site haritanızı search console’a yükleyin

Site haritası google’ın sitenizi hızlıca indexlemesi için önemli bir araçtır. Site haritası yeni sayfalar yeni ürünler ekledikçe güncellenecektir. Güncel halini google’a bildirin.

Wired SEO’nun hazırladığı özet bir ürün sayfası örneği infografiğini inceleyin.

Sonuç olarak

E-ticaret SEO uygulamaları bloglara göre daha farklı işliyor. E-ticaret sitelerinde düz yazı çok olmadığından e-ticaret SEO’sunda dikkat etmeniz gereken ürün sayfaları, kategori sayfaları gibi bir çok değişken var. Bunlara aynı anda başarılı bir şekilde çalışırsanız, SEO uyumu başarılı olursa sitenizin de geliri artar.

E-ticaret siteniz için yukarıdaki e-ticaret SEO tekniklerini uygulayın, başarınızın ve gelirinizin arttığını göreceksiniz.

Sizin de siteniz için uyguladığınız bir e-ticaret SEO’su tekniğiniz var mı?

Yorumlar bölümüne yazın.

Tavsiye yazı:

Blog ve site trafik arttırma teknikleri

Kaynak

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Firma Sitenize Kurumsal Blog Eklemenizin 15 Faydası

Bu makalede firma sitenize kurumsal blog eklemenizin faydalarını okuyacaksınız.kurumsal blog

Sitenizin trafiğini arttırmak mı istiyorsunuz?

Sitenizin trafiğinin yavaşladığını mı düşünüyorsunuz?

Site trafiği belli bir noktaya geldiğinde daha fazla artmaz.

Uzun ve kısa vadede trafiğinizi arttıracak şey sitenize kurumsal blog yazmaktır.

Kurumsal blog nedir?

Kurumsal blog firmaların ürün veya hizmetleriyle ilgili bir kurumsal blog tutmasıdır. Kurumsal blog yazmanın bir işletmeye faydası, müşterileriyle etkileşim halinde olmayı sağlamasıdır. İletişim için en dinamik en değerli yoldur.

Kurumsal blog yazmanın faydalarını anlamak için yapılan araştırmaların bazılarıyla iziletişim kurumsal blog konulu postta karşılaştım. İlginçler! Mesela;

  • İnsanların 81%’i kurumsal blogların tavsiyelerine güveniyorlar.
  • Müşterilerin 60%’ı kurum ile ilgili içerik okuduğunda, kuruma olan ilgisinin arttığını belirtiyor.

Eğer kurumsal blog yazmıyorsanız, şimdi tam zamanı, başlayın. Eğer sebep arıyorsanız size ilham olabilecek kurumsal blog yazmanın faydalarını aşağıda bulacaksınız.

Bu makalede kurumsal blog yazmanın faydaları nelerdir ve çeşitli görüşleri okuyacaksınız.

Kurumsal blog tutmanın faydaları

1) Kurumsal blog sitenize trafik çekmek için faydalıdır

Sitenize trafik çekmenin en güzel yolu arama motorlarının yakalayabileceği içeriklerinizin olmasıdır.

İnsanların sizin websitenizi bulma yollarını düşünün;

  • Ziyaretçileriniz doğrudan adres çubuğuna isminizi yazarlar ve size ulaşırlar. Fakat bunlar zaten sizin okuyucularınızdır. Sizi her zaman bulabilirler. Kim olduğunuzu bilirler. Bu sizin trafiğinizi arttırmada çok faydalı değildir.
  • Bir email listesi satın alıp (sakın almayın!) birçok kişiye ulaşabilirsiniz. Listenin içinde kimin olduğunu bilemezsiniz ve bu listede sizin hedef kitlenizden hiçbir birey olmayabilir de. Olmadığı gibi email yolladığınız adresiniz spame düşmeye başlar bundan sonra gönderdiğiniz emailler de işe yaramayabilir.

Peki, nasıl trafik elde edeceksiniz? Kısaca şu şekilde; kurumsal blog yazarak, sosyal medya aracılığıyla ve arama motoruyla.

Websitenizde kaç tane sayfa olduğunu düşünün, mesela 1.000 değildir. Bu sayfaları ne kadar sürede bir güncelliyorsunuz? Muhtemelen çok sık değil. Mesela hakkımızda sayfasını ne kadar zamanda bir güncelleyebiliyorsunuz.

Yani siteniz olduğu yerden giderek artan bir trafik elde edemez. Onu canlı tutmalısınız.

İşte kurumsal blog yazmak sizin websitenize trafik sağlama konusunda mükemmel bir çözüm olacaktır.

Kurumsal blogunuzun her postunu yazdığınızda, bu websitenize indexlenen bir sayfa daha ekliyorsunuz. Bu da websitenizin arama motorlarında daha fazla sıralamaya girmesi demek.

2) Kurumsal blog sosyal medya sayfalarınızı hareketlendirir.

Kurumsal blog yazmak sizin sosyal medyada daha fazla keşfedilmenizi de sağlar. Kurumsal blogunuza her post yazdığınızda, insanların sosyal medyada paylaşabilecekleri bir içerik yaratmış oluyorsunuz. -Twitter, LinkedIn, Facebook, Pinterest – .

İnsanlarının neredeyse yarısının “sosyal medya sayesinde yeni markaları tanıdım” dediğini düşünürsek sosyal medya sayesinde yeni müşterilere ulaştıracaksınız.

Kurumsal blogunuza içerik üretmek sosyal medya varlığınızın devamını sağlar. Sosyal medya uzmanınıza yeni post fikri üretmesini isteyeceğinize kurumsal blogunuzun içeriklerini paylaşabilirsiniz. Çok daha etkili olacaktır.

Yani kurumsal blog yazmanın faydası; websitenize yeni trafik oluşmasına yardımcı olmaktır, bunu da arama motoru ve sosyal medya ile yakından çalışarak yapar.

 

3) Bu trafiği satışa çevirmeye yardımcı olur.

Websitenize kurumsal blogunuzdan gelen trafiğiniz var. Bu trafik sizin için bir kıymet. Artık iş bu trafiği üyeliğe ve satışa çevirmede. B2B ve B2C sitelere blogların trafik etkisi şu şekilde;

Nasıl kurumsal blogunuzun her postu indekslenmiş başka bir sayfa ise, bu post aynı zamanda üyeliğe çevirmek için de önemli bir fırsattır. Yol basit; Sadece üyelik kazanmaya yönelik aksiyon butonu ekleyin.

Çoğunlukla, bu aksiyon çağrıları bedava e-kitap, bülten, bedava rapor, bedava webinar, bedava numune linkine gider. Bu bedavalar temel olarak insanların bilgilerini verebilecekleri bedavalardır.

Trafikten satışa giden sürecin nasıl oluştuğunu şöyle anlatabiliriz:

  • Ziyaretçi kurumsal blogunuza gelir.
  • Ziyaretçi bedava bir teklif içeren aksiyon butonunu görür.
  • Ziyaretçi aksiyon butonuna tıklar ve karşılama sayfasına gider. Bu karşılama sayfasında ziyaretçi bilgilerini gireceği bir form görür.
  • Ziyaretçi formu doldurur. Bilgileri yollar ve bedava teklifi alır.

Tüm kurumsal blog postlarınızın sonunda aksiyon butonları olmalıdır. Mutlaka koyun.

Not: Tüm blog ziyaretçileri üyeye dönecek değildir. Olabilir. Hiç kimse ziyaretçilerin 100%’ünü üyeye çeviremez.

Kurumsal blogunuzu yazın, aksiyon butonunuzu koyun, tanıtımınızı yapın. Kendinize hedefler koyun. Sürekli A/B testi yaparak analizlerinizi izleyin.

4) Uzmanlığınızı göstermeye yardımcı olur.

En iyi marka kurumsal blogları ziyaretçilerinin veya üyelerinin genel sorularını yanıtlar.

Eğer hedef ziyaretçilerinize yardımcı olacak içerikleri devamlı şekilde üretirseniz, onların gözünde bir otorite olursunuz. Bu özellikle satış ve hizmet profesyonelleri için kullanışlı bir araçtır.

Kafası karışmış üyelerinize aydınlatıcı bilgiler içeren eğitici blog yazıları yollamanın etkisini düşünün. Veya bir kurumsal blog içeriğiyle kaç tane üyeye satış yapabileceğini düşünün.

Otorite inşa etmek ölçülebilir olmayabilir. Kurumsal blogunuzun trafik ve üye sayısı gibi somut ölçüler değildir. Fakat oldukça güçlü bir etkisi vardır.

Otoriteyi doğrudan ölçemeseniz de kurumsal blog sayesinde oluşan fırsatları, satışınızdaki değişiklikleri inceleyin. Çünkü günün sonunda kurumsal blogunuzda ne kadar çok postunuz var olduğu önemli.

Kurumsal blog postlarının ne kadar satış fırsatı oluşturduğunu düşünün.

  • Müşterileriniz sizin firmanız tarafından yazılan kurumsal blog postları aracılığıyla onların genel sorularına bilgi ulaştırırsanız size daha fazla güvenir ve satışını yaptığınız ürünleri almaya daha eğilimli olur. Hatta sizden her şeyi almaya doğru yönlenirler.
  • Sizin kurumsal blog postlarınızı okuyan müşterileriniz sizin sattığınız ürünleri daha bilgili şekilde satın almaya gelirler. Sattığınız dükkâna, mağazaya veya nerede satıyorsanız oraya bilinçli gelmesi, satış ekibinizle bilinçli iletişim kurması satışı daha da kolaylaştırır.
  • Derin açıklama veya döküman gerektiren müşteri sorularına satış yöneticisi kurumsal blogunuzun eski post arşivinden bulup hemen cevap verebilir. Müşteriye cevap verme süresini kısaltır. Satış yöneticisi gerekli cevapları ve dökümanları tekrar hazırlamak zorunda kalmaz. Müşteriniz için ihtiyacı olan kaynağı online oluşturmuş olursunuz ve satış süreciniz hızlanır.

5) Uzun vadeli sonuçları oluşturur.

Neyin havalı gözükeceğini biliyorsunuzdur. Eğer şunlar trafiğinizi arttırdıysa ve üye sayınızı genişlettiyse;

  • İbiza’ya uçak bileti
  • Spor klubü üyeliği

İyi haber, kurumsal blogunuz alışmaya başlamış, blogun getirdiği şey bu. Büyük oranda arama motoru sayesinde yapar. Yani;

Diyelim ki oturdunuz ve bugün bir post yazdınız. Bugün 100 kişi görüntüledi 10 kişi üye oldu. Yarın 50 görüntülenme ve 5 üye. Ertesi gün kimse gelmedi ve trafik bitti.

Bazı kişiler sosyal medyada görüp bazıları email ile sizin içeriğinize ulaştı.

İki-üç günde 150 görüntüleme ve 15 üye kazanmış olsanız da google artık yazıyı veya içeriği indexlemeye başladığından daha fazla kişi içeriğinizi görüntülemeye başlayacak.

Önünüzdeki haftalar, aylar ve hatta yıllarca sizin yazınız google’da listelenecek.

İlk başta görüntülendi ve bitti gibi gözükse de aslında blog içerikleri şöyle sonuç verir;

Siz kendi sporunuzda, tatilde veya ofiste başka bir iş yaparken görüntülenmeniz devam edecek. Daha dün emek verdiğiniz içerik bugün yüzlerce veya binlerce görüntülenme ve üye kazanımına dönüşecek.

Aslında şimdi aldığınız trafiğin 70%i şimdi değil eskiden yazdığınız içeriklerden gelir.  Aynı şey üyeler için de geçerli. Birçok üye geçmişte yazılan yazıları görüp üye olurlar.

Bazen yıllar önce yazılmış yazıları görüp üye olurlar. Tabi her post aylar sonra üye kazandırmayabilir. Bunların oranı 10% gibi bile olabilir.

Bunlar kurumsal blogların ölçülebilir olduğunu gösteriyor. Hemen sonuçlar görmeseniz bile, zamanla ek yatırım gerektirmeden öngörüleblir trafik ve üye kazanımı edineceksiniz.

Bu da hem şimdi hem gelecek için çok önemlidir.

Ne demiş üstad;

Başarılı bir blog yazma tek seferlik bir trafik fırlaması değildir. Zamanla sadakat oluşturmaktır.

David Aston – “Sanal ortamda nasıl para yapılır” Yazarı

 

Kurumsal bloglarının ikincil faydaları

Firmaların kurumsal blog yayınlamalarının ana faydalarının dışında alacakları dolaylı faydaları da vardır.

Örneğin; Büyük kampanyaların önceden testini blog üzerinden yapabilirsiniz. Büyük kampanyaların denemelerini herhangi bir para ve zaman yatırımı yapmadan testini yapabilirsiniz.

Aynı zamanda hedef kitlemizi daha iyi anlamak için kurumsal blog kullanabilirsiniz.

Pazarlamacıların PR, event, ürün lansmanı ve benzeri iletişimlerini sürdürmeleri için kurumsal bloglar oldukça iyi bir platformlardır.

Neden markanızın kurumsal blogu olmalı? İşte size birkaç sebep daha;

  1. Kullanımı basit ve maliyetsizdir.
  2. İstediğiniz zaman güncelleme yapabilirsiniz.
  3. Doğrudan, aktif ve interaktif iletişim kanalınızdır.
  4. SEO’nuzu besler. Arama motoru kaliteli içerikleri sever.
  5. Hazır temalarınız var. Profesyonel tasarımcı olmanıza gerek yok.
  6. Kurumsal blog sahibi markaların online müşterisi 60% artıyor. (Hubspot araştırması)
  7. İçerik pazarlama çalışmalarınızın temelidir.
  8. Firmanıza bir ses kanalı olur. İstediğiniz mesajı hızlıca ulaştırırsınız.
  9. Enerjik tutar. Sektörünüz hakkında sürekli araştırma halinde tutar.
  10. Uzmanlarınızla röportajlar yapılır. Bedava PR yaratır.

 

Bunlar dışında daha farklı faydalarını da okumak isterseniz onedio’dan veya  comtr nin sitesinden okuyabilirsiniz. Comtr firması İzmirli bir firmaymış. Ben de gezinirken buldum. Aynı zamanda site kurumsal blog kurulumu konusunda da yardımcı oluyormuş.

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma teknikleri

Sonuç olarak;

İşletmelerin kurumsal blog sahibi olması sitelerine trafiği arttıracak ve müşterileriyle etkileşim halinde olacakları en iyi araçlardan biridir.

Arama motorları metinden çalışır ve sitenizde konunuzla ilgili ne kadar kaliteli yazı varsa o kadar trafik alırsınız. Bu da etkileşime döner ardından satışa döner.

Kurumsal blog yazmak firmalar için işlerini büyütmek için online ortamda yapabilecekleri en iyi şeylerden biri.

Bu yazıda işletmenizin neden kurumsal blog sahibi olması gerektiği ile ilgili ilham verici sebepleri aktardım.

Şimdi sıra sizde;

Sizin bildiğiniz kurumsal blog yazmanın faydaları nelerdir?

Siz de yorumlar bölümüne bir sebep ekleyin.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Anti SEO nedir? Anti SEO Atağını Çözmenin 7 Yolu

Anti SEO nedir?anti seo

Anti SEO; websitenizin google’da sıralamasını düşürmek için yapılan veya kendiliğinden oluşan tüm işlemlerdir. Anti SEO ve Google bowling benzer işlemlerdir.

İş şöyle yürüyor;

Google’da üst sıralardaysanız ve üst sıraya çıkmak isteyen biri daha fazla çalışmak yerine sizi aşağıya indirmeye çalışıyor olabilir. Yaptığı anti SEO atakları sonrasında bir zaman sonra google cezası alabilirsiniz ve sıralama kaybedersiniz ve toparlaması haftalar alabilir.

Bir örnek,

Anti SEOyu kim yapar?

Bilemeyiz. İlk akla gelen sektör devleri veya rakipler değil, zevk için sitelere saldıran hackerlar da yapabilir.

Siteniz hacklendi mi sorusu için isithacked aracını kullanabilirsiniz.

Anti SEO işlemleri bilgi gerektirdiği için herkes yapmaz. Çok yapılan bir şey de değildir. Fakat bazen kendiliğinden gelen kötü bir link de Anti SEO ya sebep olabilir ya da besleyebilir. Siz yine de kendinizi korumalısınız. Bunun dışında şunlar da Anti SEO yu besler.

  • Kötü sitelerden link sağlama
  • Birden aşırı ve kötü backlink yollama
  • Aşırı sosyal medya paylaşımları
  • Sitenize izinsiz içerik yerleştirip link vermek
  • txt dosyasına müdahale edip sitenizi indexten çıkarma
  • Sitenizde yinelenen içeriklerin olması

 

Anti SEO saldırı türleri

 1. Link tarlaları: Birbirine link vermek için oluşturulmuş zincir siteler. Normalde SEOnuza faydalı olabilir. Fakat alakasız bir siteden birçok spam link gelirse size karşı anti SEO yapıldığını anlamayıp google sizin kendinize backlink yollamaya çalıştığınızı düşünür ve size google cezası verir. Bu tür atakları search console’dan tespit edip disavow aracıyla google’a bildirmelisiniz.

2. Anti SEO olarak içerik çoğaltma/çalma. Başka birileri sitenizin bir içeriğini çok fazla çoğaltıp yayınlıyorsa google sorumluyu doğrudan bulamayacağı için o içeriği cezalandırıp indexten çıkartıyordu. İçeriğinizin çalınması sitenizin trafiğini düşürür.

Aslında google içeriği ilk çıkaranı bilir ve siz ilk çıkardığınızda çalan kişiye trafik göndermekten ziyade onu indexten çıkarabilir bile. Google algoritmaları artık çok akıllı ve anti SEO’yu tespit edebiliyor.

Fakat bazı siteler sizin içeriğinizi indexlenmeden çalıyorlar. Bu sitenize gerçekten zarar verebiliyor. Copyscape aracılığıyla bunları tespit edebilirsiniz.

3. Anti SEO olarak bilinçli telif hakkı şikayetleri. Bir kişi içeriklerinden resim, video, doküman gibi telifli bir içeriğin kendisine ait olduğunu söyleyerek sitenizi incelemesini isterse, google sitenizi kısa süreliğine indexten çıkarır ve size trafik kaybettirir. Bir tür hızlı giden arabayı devirden düşürmek gibi.

4. Alt sıradaki sitelere aşırı tıklama. Bu tıklamalar diğer siteleri yukarı çıkaracağı için sizi aşağı doğru iter ve sıralama kaybettirir. Artık google otomatik programlarla yapılan sıradışı tıklamaları tanıdığı için size zarar vermesini engelliyor. Bu yüzden bunu yapmak isteyenler elle tıklayarak bu işlemi yapıyorlar.

5. Sitenize çok girip çıkıp, hemen çıkma oranını yükseltmek. Arama hacmi düşük anahtar kelimeleri seçmiş sitelerde manuel bile yapılarak etkisi görülebilen bir Anti SEO tekniğidir.

6. Siteye virüs bulaştırmak. Sitenize erişimi olan biri sitenize virüs, trojan gibi dosyalar koyarak Anti SEO saldırısınız gerçekleştirebilir.

Güvenlik açıklarınız varsa kesinlikle kapatmalısınız.

Search console, google alert gibi araçlar sizi böyle durumlarda uyarırlar.

7. Site trafiğinizi kendi sitesine yönlendirme. İçeriğinizi ve trafiğinizi beğenen biri bir şekilde sızıp sizin bir ya da birkaç linkinizin trafiğini kendine yönlendirebilir. İllegal bir anti SEO hareketidir ve suç duyurusunda bulunabilirsiniz.

 

Anti SEO ataklarından korunma yöntemleri

1. Anti SEO atağına uğramamak için sitenize gelen backlinleri düzenli kontrol edin

Search console’da links bölümünde sitenize verilen linkleri görebilirsiniz. Bu siteleri kontrol edin ve zararlı olabilecekleri tespit edin.

SEO Spyglass ile de zararlı linkleri tespit edip disavow aracı ile reddebilirsiniz.

Semrush backlink aracı da backlinkleri incelemenize yarar.

2. Google uyarılarını açın

Search console’da sağ üst köşedeki menüden email bildirimlerini açın. Herhangi bir durumda google size uyarı emaili yollayacaktır.

Google aşağıdaki durumlarda size email gönderebilir:

  • Sitenize saldırı varsa
  • Sayfanızdan biri dizine eklenmemişse
  • Hosting ile bağlantı sorununda
  • Google manuel ceza aldıysanız

 

3. Link reddetme araçlarını kullanın

En bilinen araç google disavow aracıdır. Bu araca backlink istemediğiniz siteleri engellemesini söyleyebilirsiniz.

Önce verdiği backlinki sevmediğiniz siteleri belirleyin ve csv listesi yapın. Disavow aracını açın. Disavow aracına yükleyin ve “disavow links” butonuna basın. Google artık backlinkleri takip etmeyecek.

4. İçeriklerinizin özgünlük kontrolünü yapın

Sitenize yüklediğiniz içerikleri başkası kopyaladıysa google’ın kafası karışıp sitenizi cezalandırabilir. Sitenizin içeriklerinin özgünlüğünden emin olmak ve varsa kopyalarını tespit etmek için Plagiarism checker aracını kullanabilirsiniz.

5. Sitenizde güvenlik önlemlerini arttırın

Sitenize kimsenin sızmaması, spam dosyalar yüklememesi, admin panele kimsenin ulaşmaması gibi tedbirleri all in one wp security gibi eklentilerle sağlayabilirsiniz ve anti SEO atağına karşı korunabilirsiniz.

Girişte captcha kullanımı, iki faktorlu doğrulama, güçlü bir şifre, düzenli yedekleme gibi tedbirler size fayda sağlayacaktır.

6. Site audit araçlarını kullanın.

Site denetim araçları website auditor veya semrush site audit aracını yukarıda bahsettiğimiz gibi sizin trafiğinizi kendine çeviren kişilerin tespiti için kullanabilirsiniz.

7. Google cezalarını kontrol edin

Google search console’a girin.

Security ve manual actions bölümünde manual bir ceza alıp almadığınızı manual actionstan öğrenebilirsiniz. Güvenlik sorunu olup olmadığını ise Security issuestan öğrenebilirsiniz.

Eğitim önerisi;

Yeni Başlayanlar için SEO Eğitimi! – SEO ‘ nun Temelleri

Yeni Başlayanlar İçin Basit Anlatım + Güncel SEO Teknikleri + SEO Uzmanı Olmak İçin Temel Bİlgiler+ Google Algoritması

Udemy.com’dan satınal

 

 

Sonuç olarak

Anti SEO atağı hiç kimsenin istemediği ama sıralama kaybettiren kötü amaçlı ve hatta yasal olmayan bir çalışmadır.

Anti SEO yapıldığında sitemiz haksız yere sıralama kaybedebilir. Bu da emeklerimizin karşılığını alamamıza sebep olur.

Sitemizi Anti SEOdan korumak için ara ara yukarıdaki tedbirleri alıp kontroller yapmalıyız. Bu kontroller sitemizin trafiğini korumamıza yardımcı olacak.

Sizin karşılaştığınız bir Anti SEO tecrübesi var mı?

Tecrübelerinizi ve yorumlarınızı yorumlar bölümünden lütfen bize ulaştırın.

 

Tavsiye yazı

Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Twitter ile siteye trafik çekmenizin 34 hızlı yolu

Bu makalede twitter ile siteye trafik çekmenin yöntemlerini okuyacaksınıztwitter ile siteye trafik çek

Her gün 500 milyon tweet atıldığını biliyor muydunuz?

 

Peki tweetlerle etkileşimin 92%’si linke tıklamakla yapıldığını biliyor muydunuz?

 

Yani twitterdan blog postunuzun linkini paylaşarak twitter ile siteye trafik artışı sağlayabilirsiniz.

 

Twitter sizin için büyük bir trafik kaynağı olabilir.

 

Zaten twitter kullanıyorsanız blogunuzun trafiğinin bir kısmını twitterdan alıyor da olabilirsiniz.

 

Twitterdan gelen bu trafiği de arttırabiliriz.

 

İşinizin alanı ne olursa olsun mutlaka hızlıca iş kolunuzla ilgilenen birileri mutlaka bulunur.

Twitterda çok çeşit insan var.

 

İnsanlar twitterı sosyal sebeplerle daha çok kullanıyorlar. Yani öğlen ne yediğini paylaşan birçok insan var.

 

Ne demiş üstad;

“Twitter bize sosyal problemleri öğrenmek ve tartışmak için harika bir platform sunuyor. Biz onun yerine Justin Bieber’ı takip ediyoruz.”

Lauren Leto

 

Ama siz işinizi büyütmek için kullanmak istiyorsanız twitterı yemek fotosu paylaşarak değil daha verimli kullanmalısınız.

 

Twitterı iyi kullanılırsanız twitter ile siteye trafik çekebilirsiniz. Kendi blogunuzun hedef kitlesine kolayca ulaşabileceğiniz niş alanınıza odaklanabileceğiniz bir mecra twitter.

 

Bu yazıda twitter ile siteye trafik çekmenin ne kadar kolay olabileceğini iyice anlayacaksınız.

 

Twitter ile siteye trafik çekmenizin yolları

 

Takipçiler

1. Blog postunuzda bahsettiğiniz kişiyi twitterda etiketleyin.

Blog postunuzda bahsettiğiniz, öne çıkardığınız veya alıntyı yaptığınız kişiyi bilgilendirmenizin en hızlı yolu onları etiketlemektir.

Influencerlardan bahsettiğim zaman onlara email atabilirsiniz, fakat onları etiketleyerek twitter ile siteye trafik çekmeyi başarabilirsiniz. Kendilerinden bahsedildiklerini anladıklarında içeriği çok severse takipçileriyle de paylaşabilirler. Bu da size ek trafik demektir.

  1. Niş alanınızda uzman Twitter kullanıcılarını takip edin

 

İçerik hazırladığınız niş alanda ve sizin konunuzla ilgilenen insanları bulup onları takip edin. Bu yüzden tweet akışınızı en az 80% mümkünse tamamını alanınızla ilgili tweetlerle doldurun.

 

  1. Kanaat önderlerinin sizin için yazmasını sağlayın

İkna edebiliyorsanız bir kanaat önderinin sizin hakkınızda yazması onların da takipçi listesindeki kişilere de ulaşmanızı sağlar. Kendi alanınızda güçlü olduğunuza inandığınız içeriklerin kendi alanınızdaki bir kanaat önderinin bahsetmesi, sizin alanınızda birçok kişiyi size çekecektir.

  1. Retweeter kişileri takip edin

Kendi okuyucu kitleniz arasında popüler blogları ziyaret edin. Retweet yapılmış postları bulun ve retweet butonundaki rakamlara tıklayın. Burada size retweet yapanların listesini göreceksiniz.

Bu insanları takip edin. Bir kez retweet eden insanlar tekrar tekrar retweet etmeye meyillidirler. Onları takip edin, onlardan bahsetmenin fırsatlarını kollayın. Bloglarını ziyaret edin, kaliteli postları retweet edin. Onlar sizi takip ederler ve postlarınızı retweet etmeye başlarlar.

  1. Sadece insanları takip etmeyin, listeleri takip edin.

İnsanları takip etmek haber kaynağınızda 500 tweet varken zor olabilir. Bu yüzden listeleri takip edin. Haber kaynağınız daha az tweetle daha takip edilebilir hale gelecektir.

  1. Sektörel twitter chatlerine katılın.

Twitter chat denilen topluluk moderatorlerinin liderliğinde, belli bir zamanda yapılan ve tek bir hashtag çevresinde toplanan tartışmadır. Bunlara güzel bir soru sorarak veya bilgi paylaşarak katılabilirsiniz. Hatta kendinizinkini bile oluşturabilirsiniz.

Eğer sektörünüzde aktif chat yapılmıyorsa, kanaat önderlerine bu fikirle yaklaşın ve moderator olmalarını isteyin. Bu sizi daha otoriter bir pozisyona koyar ve daha fazla takipçi kazanmanızı sağlar.

  1. Sizi takip edenlerden daha fazla kişiyi takip etmeyin.

 

Eğer sizi takip edenden daha fazla kişiyi takip ederseniz bu biraz kötü izlenim oluşturabiliyor. Bu yüzden önce insanları takip edip onların da takip etmesini sağlayıp daha sonra takibi bırakabilirsiniz.

 

  1. Ürünlerinizden bedava numune verin

Nüfuzlu kişilerle çalışmak blogunuzun okuyucu listesini geliştirmek için fantastik bir yoldur. Onlara güzel bir ürün hediyesinizden vermenizle onları daha fazla tetikleyebilirsiniz.

  1. Takipçilere her zaman yardımcı olun.

Eğer okuyucunuz sizin içeriğinizi retweet ediyorsa siz de onların içeriklerini retweet edin. Bunu da istikrarlı ve düzenli bir şekilde yapın ki sizin istikrarlı bir yardımcı okuyucu olduğunuzu düşündürsün.

 

İçerik

 

  1. Harika başlıklar yazın

 

Twitter kullanıcıları aktivite akışını iyi konulara göre tarıyorlar. Merak uyandıran güzel bir başlık okuyucuları canlandırır ve ziyaret kazanırsınız. Başlıklar her zaman posttan çok okunan öğedir. Başlıklara gereken önemi verin.

 

  1. Postlarınızı 120 karakter olarak ayarlayın

 

Tam limitiniz maksimum 140 karakter fakat siz kendinizi 120ye ayarlayın ki retweet yapanlar sizin tweetlerinize kendi editoryallarını eklemek için alan bulabilsinler.

 

  1. Tweetlerinizde dinleyicinin dilini kullanın

Her paylaşımınız takipçilerinizin işine yaramalı ve paylaşılabilir olmalı. Kullandığınız dil de kullanıcının okumaya alışık olduğu dil ile yazılmalı. Kullanılan dil okuyucuya cazip gelmesi için de önemlidir. İyi yazılmış bir içerik daha iyi trafik getirir.

  1. Uzmanlığınızı hissettiren içerikler yayınlayın

Konunuzu iyi araştırın, kendi uzmanlık alanınızda güçlü olduğunuza işaret yazılar ve içerikler hazırlayın. Sade, yalın, harika, uzlaştırıcı, faydalı, ilgili ve paylaşımcı kelimeleri takipçilerinizin sizin hakkınızda hissederlerse blogunuzda takılır ve paylaşım butonuna tıklayıp içeriğinizi twitterda paylaşırlar. Bu yüzden kendi alanınızdaki ustalığınızı hissettirin.

  1. Metin içeren resim yükleyerek karakter limitinizi arttırın.

Bu teknik twitter’ın sınırlı karakterle yayın yaptığı sürece işe yarayacaktır. Anlatacağınızı sığdıramıyorsanız resim üzerini de bir alan olarak kullanın.

  1. Markanızın rengine göre twitter profil sayfanızı eşleştirin.

İlk ayarı twitter mavisi olduğundan markanızın rengiyle uyuşmayabilir. Zemin rengini markanıza uygun renkle değiştirirseniz akılda kalıcılığı ve kolay tanınırlığı daha kolay olur.

  1. Profilinizde site linkiniz olsun.

Twitter ile siteye trafik çekmenin en önemli adımı da twitter hesabınızın bio kısmında sitenizin linki olmasıdır. Hesabınızı ziyaret edenler daha fazla içerik için sitenize gitmek isteyecekler.

Sitenizin linki bionuzda bulunmalı ki hesaba gelen sitenize doğrudan tıklayarak gidebilsinler. İsterseniz bionuza instagram linki website kısmına site linki de koyabilirsiniz.

  1. Açık ve net aksiyon çağrısı kullanın

Twitter hesabınızın birincil amacı nedir?

  • Blog trafiğini arttırmak?
  • E-posta abonesi kazanmak
  • Daha fazla sosyal paylaşım kazanmak
  • Daha fazla satış yapmak

Twitter pazarlaması amacınıza sadık kalın. Spesifik bir amaç belirleyin ve onun üzerine gidin.

  1. Paylaşılabilir görsel kullanın

Twitter ilk başladığında sadece metindi. Görsel yayınlamaya başlayınca insanlar etkileşimde ciddi bir fark hissettiler. Yani retweetler, favoriye eklemeler, bahsetmeler, paylaşımlar arttı.

Buffer bazı araştırmalar yaptı ve görsel içeren tweetlerle ilgili ulaştığı sonuç şu şekilde;

  • 89% daha fazla favoriye eklendi
  • 18% daha fazla tıklandı
  • 150% daha fazla retweetledi

Bu demek değildir ki her tweet bir görsel içermelidir. Fakat görselleri iyi kullanırsanız twitter ile siteye trafik çekebilirsiniz.

 

Hashtag

 

  1. Hashtaglerin içinde doğru anahtar kelimeleri kullanın

Güçlü ve uygun bir hashtag kullanmak istiyorsanız gerekli anahtar kelimeleri hashtagin içinde kullanın. Haliyle yeni kullanıcılar da sizi bulabilir. Bir tweette ikiden fazla hashtag kullanmayın.

  1. İlgili hashtagler kullanın.

 

Hashtagler # ile başlayan kelimelerdir. Hashtagler herkes tarafından oluşturulabilir. Fakat bazıları çok geniş çevrelerce kullanılabilir.

 

Örneğin #blogyazısı ile paylaştığınız bir tweeti yine #blogyazısı arattıran bir kişi sizin tweetinize ulaşabilir. Kendi niş alanınızda çok kullanılan hashtagleri bulun ve tweetlerinizde o hashtagleri kullanın.

 

Kendi tweetiniz için doğru hashtagleri bulmanız için şu 3 aracı kullanabilirsiniz.

  1. https://www.hashtags.org/
  2. http://twubs.com/
  3. https://tagdef.com/

 

  1. İçeriğe zarar verecek hashtagler kullanmayın

Bazı anahtar kelimeler tweetinizi kullanışsız ve ulaşılamaz bir hale getirebilir. Örneğin asla #ile, #hashtag, #spam gibi kelimeler kullanmayın. Bunlar sizi koskoca bir okyanusta kaybolmanıza sebep olabilir. Daha fazla trafik başarısı için daha özel kelimeler kullanın.

  1. Twitter Search özelliğini kullanın

Twitter arama motoru kullandığınız anahtar kelimeleri stoktaki tweetlerin arasında aramak için harika bir araçtır. Twitter postları, twitter takipçileri, insanları arama ve kelimeleri arama konusunda tecrübe etmek için güçlü bir araçtır. Bu aracı doğru anahtar kelimeleri kullanarak trafik kazanmak için gerekli pazarlama aksiyonunu belirlemek için kullanın.

 

  1. @mention kullanın

Bu özelliği ise bir tweeti doğrudan bir müşteriye veya belirli bir müşteriye göndermek istediğinizde kullanabilirsiniz. Bu durumda doğrudan hedefinizdeki kişinin Twitter id’sini (@) işaretinden sonra kullanabilirsiniz. Aralarında boşluk olmasın. Ya da hedef kişinin sayfasına gidip tekerlek fonksiyonundan alabilirsiniz.

Zamanlama

  1. Günlük tweet atmayı hep hatırlayın

Tweetlerinizi günlük yayınlayın ve platformda aktif olduğunuzu gösterin. Eğer yeni bir blog postunuz yoksa sorun değil eski postlarınızdan bazılarını çeşitli tweetlerle paylaşın. Veya video, görsel veya başkalarının bloglarından postlar paylaşın.

Bu paylaşımlar sizin güvenilirlik imajınızı büyütür ve blogunuza düzenli trafik almanızı sağlar.

  1. Doğru zamanda tweet atın

Twitterdan trafik sağlamak adına en stratejik yaklaşımlardandır. Tweetlemeye, retweetlemeye doğru zamanda eğilin. Kendi niş kitlenizin uyanık olduğu zamanları takip edin, denemeler yapın ve tweet atmanın en etkili olacağı zamanları belirleyin. Doğru zamanda tweet atmak doğru trafiği blogunuza yönlendirecektir. Genel bir örnek şu şekilde olabilir;

Paylaşım

 

  1. Twitter butonunu blogunuza koyun

 

İnsanların kolayca bulabileceği ve linkini paylaşabileceği bir yere koyun. Bazı okuyucular email ile kaydolmak isterken bazıları RSS kullanır bazıları ise twitterdan takip etmek ister. Sizin twitterdan takip etmek isteyenlerin işini kolaylaştırın ve twitter butonunuzu blogunuza koyun.

 

  1. Postunuzu 2-3 defa paylaşın

 

Postlarınızı paylaştıktan sonra tanıtımını yapın. Fakat sadece bir kez paylaşıp bırakmayın. Postunuzu birkaç kez paylaştığınızda ulaşamadığınız kişilere ulaşabilirsiniz.

 

Çoğu firma Twitterdaki ve facebooktaki paylaşım sıklığını aynı görüyor.

 

Halbuki değil!

 

Twitter daha sık paylaşıma tolere edebiliyor.

 

Aslında bazı araştırmalara göre 15 dk’da bir tweet 30 dk’da bir tweete göre daha fazla etkileşim alıyor. 15dk’da bir atılan tweet etkileşimi 89%’a kadar çıkmış.

 

  1. Eski postunuzu tekrar paylaşımını otomatikleştirin

 

Eski postlarınızı her defasında arayıp belirlemek uzun iş olabilir. Bu iş sıkıcıdır. Bir kez tekrar paylaşacağınız eski postları belirleyin.

 

WordPress plugin: Revive Old Post veya Edgar’s auto-fill feature,

 

  1. Su.pr kullanın

 

Stumbleupon link kısaltıcı blog postunuzu okuyucuların stumble uponda paylaşmasını kolaylaştırır ve daha fazla kişiye ulaşabilirsiniz. Su.pr adresini ziyaret edin, blog post linkinizi koyun ve kısaltılmış su.pr linkinizi edinin.

Bu linki de tanıtım tweetlerinizde kullanın. Bu kısaltılmış linke tıklayan okuyucular sizin blog postunuza gider. Blogunuzun baş kısmında Stumbleupon toolbar görürler. Kolayca Stumbleupon butonuna tıklayabilir ve stumbleupon takipçileriyle sizin blog postunuzu paylaşabilirler.

 

  1. Link kısaltıcı kullanın

 

Link kısaltıcılar uzun blog post linkinizi kısa bir URL ye çevirirler. Bu kısaltma size karakter sayısı kazandırır. bit.ly gibi kısaltıcılar ayrıca beraberinde kendi analitik raporlarını da getirirler.

 

Birçok 3. Parti twitter yazılımları linkinizi otomatik olarak kendi metodlarına göre kısaltırlar. Tweetdeck t.co kullanırken Hootsuite ow.ly kullanır.

 

  1. Twitter reklamları kullanın

 

Hesabınızı biraz yaymak için reklama para yatırın ve twitter reklamlarını kullanın. Twitter reklamları sizin tweetlerinizin doğru kişilere ulaşmasını sağlayacaktır.

 

Hatta Twitter coğrafi hedefleme özelliği ile belli bölgedeki müşterilere odaklanabilirsiniz. Lokasyonun yanında ilgi alanları, davranış tipleri, konuşulan dil ve cinsiyet gibi daha farklı filtreler de koyabilirsiniz.

 

  1. Twitter hesabınızı müşteri desteği için kullanın.

Telefon kullanmadan en hızlı doğrudan iletişim metodlarından biridir. Genç kesim özellikle online insanlarla iletişime geçmeyi tercih ediyor. Twitter müşteri desteği için de özellikle genç kesimin tercih ettiği bir yoldur, siz de kullanın.

  1. Yarışma düzenleyin.

Basit “retweet ve girmek için takip et” tarzı yarışmalar çok yeni takipçi getirme potansiyeline sahiptir. Birçoğu da sadece yarışma için takip etse de listeden geri çıkmayacaktır. Daha sonrasında sizin içeriklerinize tıklar, retweet ederler.

34. Sürekli dikkat çekmek için bir tweeti sabitleyin.

Bir tweeti sabitlediğinizde hesabınıza gelen bir kişi istediğiniz postu hep ilk görür. Bir makaleyi çok okutmak istiyorsanız twitter hesabınızın tweeti sabitleyin. Sabitlenmiş tweet size 5x kat trafik getirebilir.

Image via Buffer

Arada çeşitli tweetleri sabitleyin. Bir tweet çok trafik getirmezken diğeri çok getirebilir. Arada deneyip sabitlediğiniz tweetlerin performansını ölçün.

Bir tweeti sabitlemek için “more” noktalarına tıklayın, ve “Pin to your profile page.” Seçeneğini seçin.

 

Sonuç olarak;

 

Bu yazıda twitterdan blogunuza trafik çekmenin birçok yolundan bahsettim.

Bu yazıdaki twitter ile siteye trafik çekme yolları sizin ufkunuzu genişletmekte faydalı olacak.

Bu tekniklerin belki bazılarını uyguluyorsunuz belki hiçbirini. Bunların hepsini beğendiğiniz sırayla uygulayıp istediğiniz kadarını hayatınıza katın.

Yukarıdaki teknikleri twitter kullanırken uygulayın ve trafiğin arttığını farkedeceksiniz.

Sizin kullandığınız teknikleriniz neler? Sizin kullandığınız farklı fikirler varsa lütfen yorumlar bölümünde paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Anchor text nedir? 5 anchor text optimizasyon yöntemi

Anchor text nedir?anchor text

Bloglarda veya sitelerde altı çizili şekilde vurgulanmış tıklanabilir bazı kelimeler görürsünüz.

Onlar anchor text’tir yani kanca metin.

Anchor texte tıklayınca başka bir siteye veya sitenizde başka bir sayfaya gider.

Anchor text başka bir siteye verilen tavsiye/ tanıtım/reklam linkidir.

Ana anchor text kategorileri

Anchor textin çeşitli kategorileri şunlar;

  • Markalı (örneğin markamuduru)— marka ismini içeren link
  • Doğrudan URL (örneğin https://markamuduru.com/)— sitenizin doğrudan linki
  • Website ismi (örneğin com)— site isminiz URLsi “siteniz.com” şeklinde yazımı
  • Sayfa başlığı (örneğin Marka müdürünün görev tanımı nedir?)— bir sayfaya başlığıyla link verme
  • Tam eşleşen anahtar kelimeler (örneğin Ürün müdürünün görev tanımı)— hedefli anahtar kelimeler üzeri link
  • LSI Anahtar kelimeler — (örneğin ürün müdürü, marka müdürü, şirket yönetimi, ekip yönetimi) belli bir anahtar kelimeli anchor textler
  • Metinsiz— üzerinde link olan bir görsel
  • Jenerik (örneğin Buraya tıkla, Daha fazla oku, Bunu dene)

 

Kendi sitenizdeki başka bir yazı için kullandığınızda “internal anchor text” yani “dâhili kanca metin” deniyor.

 

Dahili anchor text’in SEO faydası

Google ve diğer arama motorları ilgili içerikleri bulmak için bir algoritma kullanıyor. Bunu yaparken kullandıkları bir yol da bir yazıya veya içeriğe verilen kaliteli ve ilgili linkleri saymak. Siz de dahili bir link vererek google’a “burada kaliteli bir içerik var” mesajı veriyorsunuz.

Harici link verirken ilgili olmasına dikkat edin;

Eğer gıda ürünleri üzerine bir sayfa iseniz ve araç tamiri için açılmış bir sayfaya link veriyorsanız doğrudan ilgili bir referans olmuş sayılmazsınız.

Google anchor texti önemsiyor.

Google kullandığınız anchor textlerde anahtar kelimelerin olmasını eskisine göre daha fazla önemsiyor.

Önceden dahili anchor textinizi çok fazla optimize edip google tarafından birden tanınmanızı sağlayabilirdiniz. Fakat artık bu çok zorlaştı. Google artık çok fazla anahtar kelime ile yazılmış anchor textlere şüpheli yaklaşıyor.

Anchor textleri doğru optimize etmeniz çok önemlidir.

Dahili anchor textlerinizi zayıf ve ilgisiz linkleme yaparsanız google tarafından işaretlenebilir ve ceza alabilirsiniz. Trafiğiniz birden düşebilir.

Bu makalede anchor textleri optimize etme tekniklerini okuyacaksınız.

 

Dahili anchor textinizi optimize etme yolları;

 

1. Anchor textinizi doğal tutun.

Google’a göre sitenin linkler ve ilgili anchor textler dahil her parçasında kullanıcılara gerçek değer sunmalıdır. Linkleri sadece okuyucuların onları görmeyi beklediği yerlere koymalısınız. Bu şekilde okuyuculara ilgili olabilecek bir yazıyı okumalarına da vesile olabilirsiniz.

Google algoritması yıllar içinde sürekli geliştiği için artık anahtar kelime bazlı anchor textleriniz defalarca aynı sayfada kullanamazsınız. Bu size Google cezası olarak geri döner.

Ne demiş üstad;

“Doğal linkler oluşturmayı seviyorum. Çünkü Google böyle istiyor. Algoritmayı daha zeki yapmaya günlerini adamış mühendislerden daha zeki olamazsınız. O yüzden Google’ın radarından çıkın ve yüksek kalite içerik üretmeye odaklanın, ceza almayın.”

Neil Patel

 

2. Anchor textinizi doğru oranlarda dağıtın

Doğru oran hep tartışılsa da şunlar tartışılmaz olanlardır;

  • Tam anahtar kelimenin olduğu anchor textleri doldurmayın.
  • Markalı ve site isimli anchor textlere güvenin.
  • Blog postunun başlığını içeren anchor textleri çok sık kullanmayın.

O zaman doğru oran nedir?

En güvenli cevap “Duruma göre değişir” olmasına rağmen bazı öneriler mevcut. Birkaç araştırmaya göre, altın formül şu;

  • 50% — Markalı anchor text
  • 15% — Websiteismi.com
  • 10-20% — Sadece URL
  • 10-15% — Blog postu başlığı
  • 1-5% — Jenerik anchor text
  • 1-5% — Tam anahtar kelime eşleşmeli
  • Diğer

Ama öncesinde niş alanınızda ve rakipleriniz arasında ciddi bir araştırma yapın.

3. Anchor textlerinizi kullanıcıların ilgi gösterdikleri yerlere yerleştirin

Bu biraz psikolojik temelli yöntem.

Birçok insan sayfaları gerçekte okumaz ve tarar, Genelde ilk birkaç paragraf okur, başlıkları, ara başlıkları ve görsellere bakarlar.

İnsanlar görsellere daha fazla bakıyorlar. Bu yüzden anchor textinizi tıklanma sayısını arttırmak için bu sıcak noktalara koymalısınız.

Buna çok da takılmayın siz yine de. Eğer insanlar somut, çekici, açıklayıcı ve kıymetli olabilecek linkleri inceler ve severlerse ziyaretçiler her türlü tıklarlar.

 

4. Anchor textleriniz açıklayıcı olsun

 

Google’s SEO Başlangıç Kılavuzu der ki; anchor textleriniz açıklayıcı ve jenerik olmalı. “Buraya tıkla” veya “Sayfa” gibi genel kelimeleri anchor text olarak kullanmaktan kaçının.

Anchor text oluştururken her zaman açıklayıcı kelimeler kullanın ve doğrudan kelimeler kullanın. Böylece okuyucularınız linke tıkladıklarında neyle karşılaşacaklarını bilirler.

Örneğin sakınmamız gereken jenerik ve açıklaması olmayan anchor textler;

“Evlilik günümüz çok güzeldi. Fotoğraflar için şuraya, şuraya ve şuraya tıklayın.

 

Örneğin şu daha güzel bir örnek.  İnsanların linke tıkladığı zaman gittiği sayfada neler bulacağını bilebilir.

“Evlilik günümüz çok güzeldi. Açılış dansı, halay ve pasta kesimi fotoğraflarına bakın.”

 

Açıklayıcı anchor textlerin kullanıcı deneyimlerini nasıl arttrdığını anlayabiliyorsunuz değil mi?

Çok büyük fark yaratabilirsiniz. Wikipedia açıklayıcı anchor textin kralıdır. Bu site açıklayıcı anchor textleri herkesten farklı kullanır.

5. Anchor text içeriği okurken bilgi vermeli

 

Kullanıcı anchor textinizin neyi ifade ettiğini ve nereye götüreceğini anlamak için tüm paragrafı okumaz.

Bunun gerçeği insanlar yazıda faydalı kaynak olabilecek bir şey bulmak için sayfayı tararlar. İnsanların en çok dikkatini çeken şey de anchor textler.

Eğer bir kullanıcı örneğin yeni çıkmış bir Pinterest eBook için link arıyorsa şu şekilde bir anchor text kulanırsanız iyi bir deneyim olabilir;

 

“ Pinterest sosyal medyaya hızlı girdi ve trafik ve müşteri çekmenin ana kaynaklarından biri haline geldi. Pinteresti siz de iyi kullanırsanız başarınızı arttırabilirsiniz. Daha etkin kullanmanız için 10 adımlı basit kılavuz yeni çıktı. Pinterest ebook buradan indir.

 

Eğer cümlenin içinde etkili gözükmesini isterseniz anchor textinizi şöyle de kullanabilirsiniz.

 

“ Pinterest sosyal medyaya hızlı girdi ve trafik ve müşteri çekmenin ana kaynaklarından biri haline geldi. Pinteresti siz de iyi kullanırsanız başarınızı arttırabilirsiniz. Daha etkin kullanmanız için 10 adımlı basit kılavuz yeni çıktı. Pinterest ebook buradan indir. “

 

İlk örnekte insanlar cümlenin sonuna geldiğinde “buradan indir”in ne anlama geldiğini anlamak için geri dönmek zorunda.

İkinci örnekte tüm kullanıcılar anchor textin ne anlama geldiğini daha kolay anlıyor.

 

6. Anchor textlerde fiiller yerine isimlere link verin

Yüklem yani fiillere link vermeyin. Yüklemler daha çok soyut ve belirsiz olduklarından okuyucular her zaman linke tıkladığında nerelere gideceğine anlamasına faydalı olacaktır.

Fiile Örnek:

“Bu filmi sevdim. Önce batman adamı yendi. Sonra catwoman kurtarmaya geldi. Ve sonunda okyanusa nazır bir cafede öğle yemeği yediler.”

 

Diğer bir taraftan somut bir isme link koymak okuyucuların kafasında canlandırmasını sağlar. Zihinlerinde görsel imge yaratmalarına yardımcı olur. İsme link koyarsanız okuyucular linke tıkladıklarında neyle karşılaşacaklarını daha kolay anlarlar.

 

İsme Örnek:

 

“Bu filmi sevdim. Önce Batman adamı yendi. Sonra catwoman kurtarmaya geldi. Ve sonunda okyanusa nazır bir cafede öğle yemeği yediler.”

 

 7. Anahtar kelimeleri doldurmayın, kararında kullanın

Dahili anchor textinizi çok fazla anahtar kelimeyle doldurmak olumlu sonuç vermez. Basit ve sade olmasına dikkat edin.

Anchor textin cümle içinde akışa uygun olduğundan emin olun.

 

8. Aynı anahtar kelimeyi aynı yazı içinde birçok kez kullanmayın, çeşitlendirin.

 

Dahili anchor textiniz için tek bir anahtar kelime ve uzun anahtar kelime öbeklerini beraber kullanabilirsiniz. Yukarıda okuduğunuz gibi eğer aynı anchor text kullanılarak birçok link verirseniz Google bundan şüphe duyuyor. Ek olarak içeriğin çeşitli anahtar kelimelerle ve kelime öbekleriyle ilgili olduğunu göstererek trafiği de arttırır.

Örnek: 20 dakikada dünya çapında bir spor salonu websitesi hazırla!

Örnek: Güçlü bir online varlığın spor salonu üyeliğini ne kadar arttıracağını biliyor musunuz?

 

İlk örnekte kullandığınız “spor salonu websitesi” kelimesini defalarca kullanmayın. Onun yerine çekirdek anahtar kelimeyi çeşitli uzantılarla kullanın.

 

9. İçeriğinizle ilgili diğer içeriklere link verin, ilgisizlere değil

 

Dâhili linklemeye gelince içerik ile ilgili ve alakalı olması oldukça kritiktir.

Kendinizden düşünün, ilgili olacağını düşündüğünüz bir linke tıkladınız, alakasız başka bir siteye gittiniz. Ne yaparsınız? Şimşek hızıyla kapatırsınız değil mi?

Aynı alakasız linklemeyi sizde yaparsanız kötü bir kullanıcı deneyimi sunmuş olursunuz. Arama motorları insanların siteyle ne kadar etkileşim içine girdiklerini bir kriter olarak alır. Etkileşimin kaliteli olduğundan emin olmalısınız. Bu yüzden ilgili içeriklere link vermeniz gerekir.

10. Çok fazla link vermeyin

 

Daha önce hiç aynı cümle içinde birden fazla anchor texti olan bir siteye denk geldiniz mi? İtici değil mi?

 

Çok fazla anchor text kullanmamalısınız. İyi içeriklere link vermek iyidir fakat okuyucuyu da düşünün. Aynı cümle içinde birden çok linkin olduğu bir sitede rahat edemez ve olumlu bir kullanıcı deneyimi yaşamazsınız. Bu tür siteleri de Google da pek sevmiyor.

 

Daha olumlu bir deneyim için ardı ardına anchor text kullanmayın. Daha seyrek anchor text kullanın.

 

*Bonus

 

Link açıklaması baloncuğunu kullanın

 

Dâhili anchor text linki hazırlarken link açıklamasını da kullanın. Açıklama baloncuğu anchor text’in üzerine geldiğinizde belirir ve ziyaretçi linkin neyle ilgili olduğunun bilgisini verir.

Bu kullanıcı deneyimine ek olarak aynı zamanda linkin ne hakkında olduğunu arama motorlarına da söylediğinden SEO faydası da bulunur.

Eğitim önerisi;

Yeni Başlayanlar için SEO Eğitimi! – SEO ‘ nun Temelleri

Yeni Başlayanlar İçin Basit Anlatım + Güncel SEO Teknikleri + SEO Uzmanı Olmak İçin Temel Bİlgiler+ Google Algoritması

Udemy.com’dan satınal

 

Sonuç olarak

Dahili anchor text iyilik için kullanılabilir. Kullanıcı için daha iyi bir deneyim sağlarken size de SEO faydası sağlar. Fakat anchor textleri sadece kullanıcının daha fazla etkileşmesi için kullanın.

Spam gibi çok fazla dahili anchor text kullanmanız sizin spam gibi algılanmanıza sebep olabilir.

Yukarıda anchor textlerin nasıl optimize edileceği ile ilgili önemli bilgiler okudunuz. Bu teknikleri anchor textleri yazarken kullanın, trafiğinizdeki farkı kısa bir süre sonra göreceksiniz. Biraz da sabır gerek tabi.

 

Ne demiş üstad

“SEO sonuçları görmeden önce aynı bir ağacın çaba, sabır ve zaman gerektirir.”

Dr. Chris Dayagdag

 

Sizin de anchor text yazarken kullandığınız yöntemler var mı? Yorumlar bölümünden paylaşın.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

https://www.semrush.com/blog/what-is-anchor-text-and-how-can-i-optimize-it/

https://searchenginewatch.com/2017/12/22/best-practices-for-anchor-text-optimization-in-2018/

https://elite-strategies.com/learn-seo/on-page-seo/anchor-text-optimization/

https://moz.com/learn/seo/anchor-text

https://www.gotchseo.com/anchor-text/

https://diggitymarketing.com/anchor-text-optimization/

https://neilpatel.com/blog/anchor-text/

https://www.poweredbysearch.com/blog/7-types-of-anchor-text-you-can-use-to-avoid-a-google-flag/

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

13 Büyük Google algoritma güncellemesi [Açıklamalı]

Son 15 yılda tanıtılan sayısız google algoritma güncellemesinden SEO’yu sonsuza kadar değiştirenleri okuyacaksınız.

Google algoritma güncellemesini yılda birkaç bin kez güncellemeyi iddia ediyor. Çoğu durumda, Google algoritma güncellemeleri fark edilemeyecek kadar küçük. Ancak, arada bir, Google o kadar temel bir değişiklik getiriyor ki, SEO yapma şeklimizi sonsuza dek bozuyor.

Bu yazıda, en kritik 15 google algoritma güncellemesi okuyacağız. Bu güncellemelerin neden sunulduğunu, SEO stratejilerimizde ne gibi ayarlamalar yapmamız gerektiğini inceleyeceğiz.

Ancak başlamadan önce, bir google algoritma güncellemesinden hiç etkilenip etkilenmediğinizi görelim. Tek yapmanız gereken Rank Tracker’ı başlatmak, Google Analytics hesabınızla senkronize etmek ve Organik Trafik’e geçmek.

google algoritma güncelleme

Belirli google algoritma güncellemelerinin sitenizin trafik değişiklikleriyle uyuşup uyuşmadığını görmek için farenizi grafikteki kısa çizgilerin üzerine getirmeniz yeterlidir.

Google algoritma güncellemeleri

1996 – BackRub

Stanford Üniversitesi öğrencileri Larry Page ve Sergey Brin, backlinkleri analiz eden bir arama motoru olan “BackRub” adını verdikleri bir araştırma projesi üzerinde çalışmaya başladılar.

WordStream (2017), “sayfaları alıntı gösterimini kullanarak sıraladığını, yani başka bir sitede bir web sitesinden herhangi bir söz edilmesinin, söz konusu siteye verilen bir oy olarak sayılacağını vurguladı.

Bir web sitesinin “yetkisi” veya güvenilirliği, o siteye kaç kişinin bağlantı verdiğinden ve bağlantı veren sitelerin ne kadar güvenilir olduğundan gelir.”

Bunun şimdiye kadar oluşturulan ilk arama motoru olduğu göz önüne alındığında, sonunda “Google” adıyla gelene kadar daha da geliştirdiler. 1998’de Google, ilk finansmanını aldığı için resmi olarak piyasaya sürüldü.

 

2011 – Panda

 

Panda, ilk büyük Google algoritma güncellemesi olarak kabul edilir. Amacı, bir web sitesinin ziyaretçinin aradığı şey hakkında geçerli bilgiler sunup sunmadığını belirlemek ve yalnızca arama motorlarında sıralama yapmak amacıyla oluşturulmuş düşük kaliteli sitelerle mücadele etmekti (Hallebeek, 2020).

En çok olumsuz etkilenenler, Google’ın yönergelerini ihlal ettikleri için içerik çiftlikleri ve kazıyıcı sitelerdi; Google arama sonuçlarının %12’si etkilendi. Hallebeek (2020),

“Site sahipleri artık düşük kaliteli sayfalarla dolu bir site oluşturmaktan kurtulamayacakları için Panda güncellemesinin SEO yapma şeklimizi kalıcı olarak etkilediğini” bildirdi

2012 – Penguin

Bir yıl sonra, yapay bağlantıları caydırmak için başka bir Google çekirdek algoritma güncellemesi oluşturuldu.

Yoast (2015), “Google Penguin, web sitelerine bağlantılar satın alarak veya başka bir şekilde “doğal olmayan bir şekilde” edinerek Google ile oyun oynamaya çalışan siteleri arama sonuçlarından kaldırmayı amaçladığını” beyan etmiştir.

Bir kez ihlal edildiğinde, Google, bağlantının daha düşük bir sıralamaya sahip olmasına neden olan negatif bir değer yerleştirir.

Bu güncellemeyle, web sitelerinin %3.1’i, bağlantı metinlerinin aşırı optimizasyonundan kaynaklanan siyah şapka bağlantı oluşturma nedeniyle etkilendi (Lincoln, 2018).

2013 – Hummingbird

WordStream (2017), Hummingbird’ün “sadece dilin kendisinden ziyade bir sorgunun arkasındaki amacı ayrıştırma yeteneğine sahip ilk arama algoritması” olduğunu bildirdi.

Bu temel algoritma güncellemesinin, arama sorgularını daha iyi anlaması amaçlandı.

Sonuç olarak, daha alakalı semantik arama sonuçlarına yol açtı. Bu, kavramların ve “varlıkların” eşleştirilmesini sağladığı için “bilgi grafiği” olarak bilinen Google’ın bilgi tabanının doğruluğunu önemli ölçüde artırdı.

 

2013 – Pigeon

 

Pigeon, web algoritmalarına daha yakın, daha alakalı ve doğru yerel arama sonuçları sağlamak için oluşturulmuş bir algoritma güncellemesidir.

Bu aynı zamanda mesafeye ve konuma dayalı olarak doğru ve iyileştirilmiş sıralama sağlar, yani ziyaretçinin konumuna göre kişiselleştirilir.

2014 – HTTP/SSL

HTTP, “Güvenli Köprü Metni Aktarım Protokolü” anlamına gelir. Adından yola çıkarak, bu algoritma güncellemesi, web sitesi ile kullanıcı arasındaki bağlantıyı güvence altına aldığı için HTTPS’yi etkin bir şekilde kullanmanın önemini vurgulamak için Google tarafından üretildi.

Bu güncelleme esas olarak başkalarının verilere erişmesini veya web sitesini taklit etmesini engeller.

Site şifreleme, bir sitenin güvenliğini artırabilmesi, performansını artırabilmesi, arama sıralamalarını iyileştirebilmesi ve tarayıcıda “güvenli” olarak işaretleyebilmesi nedeniyle SEO’da önemli bir rol oynar.

Basit bir ifadeyle, Shepherd (2019), “kullanıcıların, kişisel verilerinin ve bilgilerinin gizli kalacağını düşündükleri bir web sitesine tıklamayı tercih edecekleri varsayılabilir.

Üstün bir kullanıcı deneyimi, müşteriyi elde tutmanın anahtarı olduğundan, tek başına bu neden bile web sitenizi HTTPS’ye geçirmek için yeterli gerekçe sağlar.”

2015 – Mobile

Bu algoritma güncellemesi, Google platformunu önemli ölçüde etkileyeceği varsayımı nedeniyle başlangıçta “Mobilegeddon” olarak adlandırıldı.

Bu yıl boyunca Google, arama sonuçlarının çoğunun cep telefonlarından geldiğini gözlemledi ve bu da bu güncellemeye yol açtı.

Bu, mobil uyumlu bir kullanıcı deneyimi sağladı; arama sonuçlarında daha yüksek bir sıralamaya sahip oldukları göz önüne alındığında, mobil uyumlu siteler için en iyi sonucu verdi.

Ayrıca, bunu 2018’de mobil kullanıcıların artması nedeniyle başka bir Mobil Hız güncellemesi izledi. Sıralama faktörü, mobil site yükleme hızına bağlı olarak hala etkileniyordu.

2015 – RankBrain

RankBrain, en belirgin öneme sahip olan bir algoritma güncellemesidir. Amacı, anlamlı arama sonuçları sağlamak için benzer anlamlara sahip kelimeleri tahmin etmek ve bulmaktır.

En iyi eşleşen sonuçları belirlemek için geçmiş aramalarla ilgilenir. Bu güncelleme, içeriğin kalitesine ve sonuçların alaka düzeyine öncelik vermesi nedeniyle sıralamalara fazla önem vermiyor.

2016 – Possum

Bu algoritma güncellemesinin amacı, yerel arama sonuçlarını iyileştirmek ve gereksiz olan spam sonuçlarından kurtulmaktır.

Williams’a (2019) göre “Google tek bir konumdan yalnızca bir veya iki sonuç göstermeye başladığından, paylaşılan bir ofis alanı gibi aynı adresi paylaşan kuruluşlar yerel sonuçlardan filtreleniyordu” (paragraf 3).

Bu, özellikle tanınmayan işletmeler için, kullanıcının konumuna bağlı olarak daha yüksek bir sıralamaya sahip olacağı için bir avantaj olarak kabul edilir.

2018 – Medic

 

Bu geniş çekirdek algoritma güncellemesi, çevrimiçi olarak yetki ve yeterliliğin tanımlanmasını iyileştirmek için üretildi.

Bu, kaliteli içeriğin arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer almasını garantilemek için algoritmanın sıralama faktörlerine dayalı olarak yapıldı.

Bu güncellemenin amacı diğerleri kadar açık olmasa da, Hallebeek (2020), “sonuçları arayanların amacına daha iyi uydurmak için bir girişim olabileceğini veya belki de kullanıcıların refahını (Google’ın karar verdiğinden) korumayı amaçladığını öne sürdü. itibarsız bilgiydi” (paragraf 18).

2019 – Bert

Bu algoritma güncellemesi, “on aramadan birini etkileyecek”, “son beş yılın en büyük değişikliği” olarak algılandı.

Amacı, ilgili arama sonuçlarını sunmak için arama girişlerini bağlamsallaştırmaktı. Arkasındaki bağlamı belirlemek için her kelimeden önce ve sonra gelen kelimeleri analiz ederek çalışır.

Bu algoritma güncellemesi, her kelimenin anlamına bağlanmadan yalnızca anlamına odaklanmak yerine, Google’ın kullanım kolaylığını artırmada kesinlikle büyük bir faktör oynadı.

2020 – January 2020 Core Update

Bu temel algoritma güncellemesine, muhtemelen sunduğu geniş çaplı değişiklikler nedeniyle herhangi bir terim verilmedi.

Bandt (2020), “bu güncellemenin, hangi sitelerin diğerlerinden daha alakalı ve bilgilendirici içeriğe sahip olduğunu belirlemek için bir yeniden değerlendirme olduğunu ve bu sitelere destek verdiğini” açıkladı (paragraf 6).

Takip eden aşağıdaki güncellemeler bu güncellemeye benzerdi; bilgilerin alaka düzeyine ve doğruluğuna dayalı olarak geliştirilmiş sıralama.

 

2021 – June 2021 Core Update

Bu ayın başlarında kullanıma sunulan bu uygulamanın ilk yarısı, mobil uyumluluk, güvenli tarama, HTTPS/SSL, araya giren geçiş reklamları, yükleme hızı (LCP), etkileşim (FID) ve görsel kararlılık (CLS) gibi faktörler iyileştirilecektir.

Google’a göre, “Bu faktörleri optimize etmek, web’i tüm web tarayıcıları ve yüzeylerindeki kullanıcılar için daha keyifli hale getirir ve sitelerin mobil cihazlarda kullanıcı beklentilerine göre gelişmesine yardımcı olur.

Kullanıcılar daha fazla etkileşime girdikçe ve daha az sürtüşmeyle işlem yapabildikçe bunun web’deki ticari başarıya katkıda bulunacağına inanıyoruz” (paragraf 5).

Bu güncelleme ortalama kullanıcılar için çok açık olmasa da, kaliteli bir sayfa deneyimi sunmak için yeni stratejiler üretmeleri gerektiğini düşünen SEO uzmanları üzerinde kesinlikle bir etki yaratacaktır.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Mobil Reklam Gelirinizi Arttırmanın 10 Yolu

Bu makalede mobil reklam geliri arttırma yöntemlerini okuyacaksınız.

Website veya blog sahibi olarak mobil optimizasyonunu önemsemek en önemli şeylerden biri haline geldi.

Fark ederseniz arama motorlarından blogunuza gelen insanların geldiği yerler listesinde mobil kanalınmobil reklam geliri oranı git gide yükselmeye başladı.

Bu yüzden mobil reklam gelirinizi arttırmak için mobil aramalara ve görüntülenmelere sitenizi uyumlu hale getirmezseniz sadece okuyucular sizi cezalandırmaz, arama motorları da cezalandırır.

Siteler mobil reklam gelirini arttırmak için sadece mobil araçlarda görünmekle kalmamalı ayrıca mobil araçlarda reklam gösterimlerini de uyumlu hale getirmeli.

Mobil araçlara hem sayfa gösterimi hem reklam gösterimlerinin uyumlu olması mobil reklam gelirini arttırmak için önemli. Buna ulaşmak aslında gayet kolay.

Mobil reklam gelirinizi arttırmak için teknikler;

1. Mobil reklam gelirinizi arttırmak için birçok reklam ağını kullanın

Mobil reklam ağlarının büyük çoğunluğu oranları yakalayacakları üzerine 100% garanti vermiyor. Sadece bir ağ ile çalışmak gösterimlerin tamamlanmamasına ve potansiyel mobil reklam gelirinin kaybolmasına da sebep olabilir.

Kaç tane reklam networkü kullanmalıyız?

Genel inanış mobil reklam gelirinizi arttırmak için reklamlarınızı göstereceğiniz 4-5 ağ kullanmaktır.  Bu süreçte büyük değişiklikler yapmadan gösterim oranını arttırarak, çeşitli reklamlar göstererek mobil reklam gelirlerinizi arttırabilirsiniz. Mobil reklamlar zayıf performansları pek sevmezler. Daha değersiz bir trafikle kalırsınız. Tekliflerin oranı düşebilir.

Reklam ağlarını değerlendirmek ve izlemek sizin mobil reklam gelirlerinizin dalgalanmasından korur.

Birkaç mobil reklam ağı :

2. Coğrafyaya odaklanmayı etkinleştirin

Sitenizin ziyaretçilerin ülkenizden ve 72 milletten geliyor olabilir. Bazı reklam ağları belli bölgelere odaklanır.

Sadece daha fazla mobil gelirinizi arttırmakla kalmazsınız, çok daha odaklı bir niş kitleye reklamlarınızı gösteriyor olabilirsiniz.

Eğer bazı ülkelerden çok daha fazla okuyan oluyorsa, coğrafya odaklı reklam ağlarını kullanmanız mobil reklam gelirinizi arttıma noktasında çok iyi sonuçlar verecektir. Zaten kullandığınız reklam ağı performans verilerinize göre sizin bölgenizi seçmenize yardımcı olacaktır.

3. Gösterim frekansını ayarlayın

Reklam ağlarının hepsi eşit değildir. Eğer yüksek trafikli bir siteniz varsa, o süreçte reklam geliri kaybetmeden reklam ağlarını denemeniz zordur. Zayıf performanslı reklam ağları sizin gelirinizin düşmesine sebep olurlar. Fakat bu test reklam ağının nasıl çalıştığını görmek için yapılmalıdır.

Bu noktada frekans sınırlama devreye giriyor.

Gösterim sıklığı sınırlama reklamınızın aynı kişiye kaç kez gösterileceğini sınırlayan bir özelliktir. Frekans bir süre içinde tekil kullanıcının sizin reklamınızı kaç defa gördüğüdür.

Reklam gösterim sıklığını ayarlamak bir reklam ağını para kaybetmeden test etmenin yoludur.

Reklam test etmenize sistematik bir yaklaşımda bulunmak uzun zaman ve sabır gerektirir. Şunlar size yardımcı olabilir;

  • Ziyaret ve gelirlerin yüksek olduğu saatleri belirleyin
  • Yeni reklamları zirve saatlerde gösterin ve performansını test edin.
  • Reklamları uzun süre test etmek için en az 1 haftadan fazla test edin.
  • Gösterim sıklığının sınırlarını belirleyin ve test edin.

Reklam gösterim sıklığını sınırlama özelliği size mobil reklam geliri kaybetmeden test etmenize olanak sağlar. Eğer reklam performansı iyiyse gösterim sınırlamasını sonra kaldırırsınız.

4. Reklam yenilemeyi ayarlayın

Mobil dünyada sayfayı yenilemeden reklamları yeniden yüklemek popüler bir optimizasyon yöntemidir. Buradaki tüyo doğru bir yenileme oranı belirlemektir. Öyle ki kullanıcılar;

  • Reklamı görsünler.
  • Reklama tıklamak için bir fırsatları olsun

Birçok usta reklam yenilemesini 2 dakikada 1 yapmayı öneriyor. Bu sürenin reklama tıklamak için yeterli bir süre olduğu düşünülüyor. Az içerikli bir siteniz varsa rakamları ayarlayıp mobil reklam gelirinizi arttırabileceğiniz en iyi zamanlamayı bulmak için test edebilirsiniz.

Reklamları otomatik yenilemek okuyucunun önüne daha fazla teklif koymayı sağlar.

Bunu uygulayacağınız zaman kullandığınız reklam ağı reklam otomatik yenilenmesini desteklediğinden emin olun. Örneğin Google AdSense sadece kullanıcı isterse reklam yenilenme konusunda katı kurallara sahip.

5. Reklam birimlerini tekrarlatın

Bir araştırmaya göre bir kullanıcıya sadece bir reklam göstermenin sonunda kullanıcı reklama sıcak bakmaya ve olumlu özdeşleştirme yaptığını anlamışlar.

Bu yayımcı için ne anlama gelir? Eğer bir ziyaretçi bir reklamı görürse onu bilinçaltı düzeyde olumlu bir anlamla özdeşleştiriyor.

Reklam daha çok göründükçe, kullanıcı reklamı olumlu bir anlamla özdeşleştirir. Reklama tıklamayan ziyaretçiler gelecekte tıklayabilirler çünkü okuyucuların ilgisi reklamı her gördüklerinde artacaktır. Bu da mobil reklam gelirinizin artması demektir.

Bu aslında banner reklamlar için zekice bir çözüm.

Aynı reklam birimini tekrar ettirerek, reklamın görünürlülüğünü arttırırsınız ve eğer kullanıcının ilgisini çekerse tıklamaya daha meyilli olurlar.

6. Reklam boylarını daha iyi performans için ayarlayın

Tablet ve akıllı telefonların ekranları çok değişkenlik gösteriyor. Bu değişkenlikler yayımcıların websitelerine koymak için çok farklı reklam çeşitlerini test edip koymalarına sebep oldu.

Fakat en iyi hangi reklam performansı iyi?

Bir araştırma yapılarak mobil reklam boylarından en yüksek performanslı olanı incelenmiş.

En çok performans gösteren ölçüler şunlar çıkmış;

  • Akıllı telefonlar: Mini-lider panosu (320×50 ve 300×50) ve orta dikdörtgen (300×250) en iyi sonuç verenler.
  • TabletlerLider panosu portresi (768 x 90), liderpanosu manzara (1024 x 90) ve yarım sayfa (300×600) en iyi sonuç verenler.

Diğer ilginç bir veri de tabletlerin telefonlara göre 2,7 kat daha yüksek dönüşüm oranı bulunmuş. Eğer tabletlerden çok trafiğiniz varsa bu bilgiyi tabletler için birim boylarını optimize ederek mobil reklam gelirinizi arttırmak için kullanabilirsiniz.

Bunun yanında kendi reklam birimlerinizi mutlaka test edin.

7. Kanca veya Arayer Reklamları deneyin

Geleneksel banner reklamlar sitenizde gösterebileceğiniz tek reklam türü değildir. Yeni reklam formatları reklam körlüğünü minimize etmenizi sağlar, ve genelde yeni tarz reklamlar genelde daha yüksek mobil reklam geliri elde etmenizi sağlar.

Mobil reklam gelirinizi arttırmak için denemeniz gereken 2 reklam türü şunlardır;

  • Mobil kanca reklamları
  • Arayer Reklamları

Mobil kanca reklamlar normalde görünen ekranın alt tarafına yerleştirilmiş veya iliştirilmiş küçük lider panosu reklamlarıdır. Kullanıcı sayfayı indirdikçe sayfanın altında gözükür, görünürlüğü arttırır.

Google mobil kanca reklamlar için en iyi çalışanlardan biriydi fakat şimdi benzer reklam ağları benzer reklam tiplerini sunuyorlar.

Arayer reklamlar da mobil yayıncılar arasında oldukça popüler reklamlardır. Kaçırması imkânsızdır. Bu reklamlar okuyucunun tüm ekranını kaplar. Reklam körlüğünü elimine eder. Üye dönüşümünü arttırır. Her okuyucu bu tür reklama reaksiyon vermese de CPM si oldukça yüksek olabiliyor, örneğin ortalama 4TL-15TL.

Eğer okuyucularınız mevcut reklamlara reaksiyon vermiyorsa kanca reklam ve Arayer reklamları deneyin.

8. A/B Testi yapın

Kendi sitelerinin belli bir dönem için istatistiksel analizini yapmak yayıncılara mobil reklam gelirlerini arttırma fırsatını verir. A/B testi sayesinde mobil reklam gelirinizi arttırmak için çeşitli reklam boylarını, tiplerini ve hatta renklerini deneme şansınız olur.

A/B testleri küçük değişimleri bile test etmeye olanak sağlar.

Kullanabileceğiniz basit testler;

  • Görsel ve metin reklamları performansı.
  • Reklam yerleştirme ve konumlama.
  • Reklam boyu performansı.
  • Renk şeması farklılıkları.

A/B testi doğru olması için çok fazla veriye ihtiyaç duyar.

Doğru ve faydalı sonucu almak için birkaç saatlik değil birkaç günlük denemeler yapmak gerekir. Kullanıcı davranışı ve trafik dalgalanmaları kısa süreli denemelerde kafa karışıklığı yaşatabilir.

9. Makine öğrenme optimizasyonu

Zekice şablonlar ve makine öğrenmesi gelirinizi optimize etmek için bilgisayarlık yollardır. Bu daha çok 3. Partiler tarafından yapılır. Bunun yaptığı şey;

  • Siteniz için doğru seçim bulmak için çeşitli reklam birimlerini test edin.
  • Alınan veriye göre reklam birim boyunu ve yerleşimini otomatik olarak ayarlamak.
  • CTR yi optimize etmek için reklam performansını otomatik olarak ayarlamak için sürekli izleyin.

Zamanla, makine öğrenme veya zekice şablonlar mobil reklam gelirinizi arttırmak üzere trafiğinizi arttıracaktır. Ve düşük performanslı reklamları eleyecektir.

10. Native reklamları uygulayın

Mobil reklam gelirleri gitgide daha az getiriyor çünkü okuyucular git gide daha fazla reklam körlüğü yaşıyorlar. Tabii ki, ekrana bir arayer reklamı veya sayfanın altına kendini yapıştıran “yapışkan” reklam koyabilirsiniz. Fakat bu her zaman sitenizin kullanıcı deneyimini düşürür.

Gelirini düşünen bir site sahibi olarak biraz kafa karıştırıcı olabilir.

Bu noktada Doğal (native) reklamları da kullanabilirsiniz.

Son zamanlarda fark ettiyseniz facebook ana sayfasında sizin bir arkadaşınızın postu gibi gözüken reklamlar vardır. Sitenin tasarımıyla kaynaşmıştır. Bu tam doğal (native) reklamlardır.

Şimdiye kadar doğal (native) reklamlar diğer banner ve diğer reklamlardan daha fazla performans gösteriyor.

Deneyebileceğiniz doğal (native) reklamlar 3 tiptir,

  • Akış dâhilinde: Bu sadece belli site tiplerinde kullanılır. Bunların iyi bir örneği facebooktaki sponsorlu hikayeler veya twitterdaki sponsorlu tweetler olabilir.
  • Activiteyle tetikli: Kullanıcı belli bir aksiyonu yaparsa bir reklam gösterimi alırlar.
  • Markalı içerik: Bir marka tarafından oluşturulmuş ve dağıtılmış içeriktir.

Doğal (native) reklamlar uygulaması biraz daha zordur çünkü sitenizin formuna uymalılar ve en doğru şekilde çalışması için siteye göre ince ayar gerekebilir.

Doğal (native) reklamları optimize ederek performansını daha fazla arttırabilirsiniz. Bir de şu doğal (native) reklam ağlarını  deneyin.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

 

Sonuç olarak;

Mobil mecra her geçen gün büyüyen bir alan olduğundan reklam vermek için erken davranmalıyız. Mobil cihazların ekranları daha küçük olduğundan reklam tipleri ve kullanılacak taktikler daha farklılaşabiliyor.

Yukarıdaki taktikler mobil reklam gelirinizi arttırmak için çok işe yarayacaktır adım adım hayatınıza katın.

Şimdi sıra sizde;

Sizin de mobil mecrada reklam verme taktiğiniz varsa lütfen yorumlar bölümünde siz de ekleyin.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Blog Post Yayınlamadan Önce Atlamamanız Gereken 14 Kritik Kontrol

Blog postunuzu hazırladınız ve yayınlayacaksınız!blog post yayınlamadan önce Peki yayınlamadan önce son kontrolleri yaptınız mı?

Blog postunuzu yayınlamadan önce başlıktan etiketlere birçok kontrol yapmanız blog postunuzun daha kaliteli ve daha bulunur olmasını sağlar.

 

Bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen blog yazarısınızdır.

Bilirsiniz ki blog yazarları birden çok şapka takarlar.

  • İçerik üreticisi
  • Pazarlamacı
  • SEO uzmanı
  • editör gibi.

Şimdiye kadar belki de birçok makale yazarak bunu kanıtladınız. Makalenizin ve emeğinizin daha iyi yerlerde olmasını istiyorsanız mutlaka en iyi haline getirmelisiniz.

Yayınla butonuna basmak için acele etmeyin.

Birkaç dakika ayırın ve son kontrollerinizi yapın.

Bu makalede son kontroller için bir kontrol listesi hazırladım.

Blog postu yayınlamadan önce kaçırdığınız bir şey olmadığından emin olmak için bu kontrol listesini takip edin.

 

Blog post yayınlamadan önce kontrol listesi

  1. Odaklandığınız anahtar kelimeyi (focus keyword) belirleyin 

Yazdığınız makaleyi arayanların akıllarına ilk gelen temel anahtar kelimeyi belirleyin. Bu anahtar kelime ya da kelime grubu makalenizi özetleyen de bir anahtar kelime olmalı. Anahtar kelimenizi blog postunuza homozen olarak 2%-5% arası olacak şekilde yayınlamadan önce yerleştirdiğinizden emin olun.

  1. Başlığınız araştırmaya uygun ve tıklanabilir olmalı

Başlığınız hem içeriği özetleyen, hem de çekici olmalı. Eğer içeriğiniz süper hazırlanmışsa bile başlığınız çekici değilse insanlar tıklayıp okumayacaklardır.

Diğer rakiplerinizi incelemeden önce kendi içeriğinizi iyice özetlediğine inandığınız bir başlık seçin.

  • Anahtar kelime içinde mutlaka geçmeli.
  • 65-70 karakterden sonrasını arama motorları kestiği için ilk 65 karakterde kilit kelimeleri mutlaka içerdiğinden emin olun.
  • Rakam kullanın.

Blog başlığı en önemli parçalardan biridir. Blog postunuzu yayınlamadan önce başlığı iyice çalıştığınızdan emin olun.

  1. Permalinkleri (URL) kısa tutun.

Postunuzu yayınlamadan önce wordpress kendi bir url oluşturur. Bu url yi kendinize göre revize etmelisiniz.

Çok uzun url’ ler daha az tıklanıyor. En çok tıklanan url’ ler kısa olanlar olduğunda 3-4 kelime ile özetleyin. URL de anahtar kelime içermeli.

Örneğin;

Default URL:  

  • com/blog-postu-yayınlamadan-önce-yapmanız-gerekenler-listesi 

Kısaltılmış URL:

  • com /blog-post-yayın-öncesi-kontrol-listesi

Yapabilirseniz daha kısasını da yapabilirsiniz.

Değişimi hemen başlığın altındaki edit butonuna tıklayarak yapacaksınız.

URL’nin slug bölümünü yayınlamadan önce düzenlemeniz yazının SEO’su açısından çok önemlidir.

  1. İçeriği küçük parçalara ayırın

Hiç kimse yazı duvarlarını okumak istemez. Yazınızı 3 cümlelik paragraflara bölerseniz insanların okuması daha da kolaylaşır.

Birçok insan tarayarak okuyor. Yani hepsini okumuyor. Hatta paragrafların ilk cümlelerini okuyor.

Paragrafların ilk cümlelerini o paragrafın özeti gibi hazırlarsanız tüm içeriği daha kolay anlar ve dikkatini çeken paragrafları okur. Makalenin uzun olduğunu da düşünürsek paragrafları numaralandırmak da okuyucunun takibini kolaylaştırır.

Ara başlıklar (subheading) atın

Ara başlıkları H1,H2 ve H3 formatında kullanırsanız makalenizin SEOsunu güçlendirirsiniz. Google bu alt başlıkları seviyor.

Editörde paragraph yazan yere tıkladığınızda H1,H2 ve H3 ü seçebilirsiniz.

Blog postunuzu yayınlamadan önce yazınızı sindirilebilir ve okunabilir küçük parçalara ayırdığınızdan emin olun.

  1. Aksiyon butonu ekleyin

Blog postunuzun birçoğu zaman amacı aksiyon butonuna (CTA) tıklatmaktır. Aksiyon butonu makaleyi okuduktan sonra okuyucunun ne yapmasını istiyorsanız ona verdiğiniz linktir.

Şu yönlendirmeleri kullanabilirsiniz.

  • Yorum yap
  • Alışveriş yap
  • İşbirliği linkine tıkla
  • Dökümanı indir
  • Diğer makalemi oku vb.

 

  1. Dahili ve harici linkleme yapın

Dahili linkleme daha önce yazdığınız diğer yazılara link verip okuyucuyu daha fazla site üzerinde tutmak içindir.

Harici linkleme de önemli gördüğünüz, alanında otorite diğer sitelere link vermektir. Arama motorlarının bunu önemsediğini biliyoruz. Bu linklerin tamamen konuyla yakından ilgili olması çok önemlidir.

Dahili linkleme yaparken kelime veya kelime öbeğini seçip link ver butonuna tıklayın. Yayında olan makalelerden birini seçin ve onaylayın.

  1. Yeni linkler yeni sekmede açılsın.

Verdiğiniz linklere tıkladığında yeni sayfayı yeni sekmede görmesini sağlayın. Bu şekilde sizin içeriğiniz okuyucu için hala açık olur. Bu da sizin sayfa üzerinde durma süresini arttırarak arama motoruna kaliteli ve uzun uzun okunan içerik imajı verir.

Link verirken ufak bir tıklama yeri var. Burayı tıklayarak yeni sayfada açılmasını sağlayabilirsiniz.

  1. Affiliate (işbirliği) linkleri ekleyin

Her makalenize işbirliği linkleri ekleyebilirsiniz. Konuyla ilgili kitap, eğitim videosu gibi satılabilir ürünlere işbirliği linki verin.

İnsanlar her zaman bir şey satın almak isterler. Siz konunuzda uzmansanız ve bir şey önerirseniz onu daha çok almak isterler.

Eğer bir hobi yaptıysanız kullandığınız malzemelere link verebilirsiniz. Bir araştırma yazısıysa bir kitap linki verebilirsiniz. Bir yemek tarifi verdiyseniz kullandığınız mutfak aletlerine link verebilirsiniz. Hayal gücünüzü açık tutun.

  1. Her 300 kelimede 1 görsel kullanın

Görsel kullanımı yazıya nefes aldıran bir tekniktir. İnsanlar fazla yazıda sıkılır boğulurlar. Araya görsel serpiştirmek hayal etmeyi de kolaylaştırır ve konuyu daha iyi anlamayı sağlar.

  1. Resimlere ALT metin ekleyin.

ALT metin resminizi tanımlamada kullanılır. Blog postunuzu yayınlamadan önce SEO çalışmalarının arasınna almanız gereken en önemli çalışmalardan biridir.

Arama motorları da bu yazıyı kullanarak resmi bulurlar. Resim arama yazı aramadan sonra en çok kullanılan 2. arama fonksiyonudur. Blogunuza trafik almanın diğer yolu da resimleri optimize etmektir.

  1. Öne çıkan görsel belirleyin

Ana sayfada veya arama sonucu listelerde makalenizin görseli, başlığı ve metni gösterilir. Bu görseli belirlemek elinizde.

Öne çıkan görseli ister makale içinde kullandığınız görsellerden birinden seçebilirsiniz isterseniz bambaşka bir görsel yükleyebilirsiniz.

  1. Paylaşma butonlarını ekleyin

Sosyal paylaşım butonlarını her makaleden sonra tek tek ekleyebilirsiniz ama bu eski bir yöntem.

Eklentilerle her makalenin altına otomatik gelmesini sağlayabilirsiniz. Bir kişinin makalenizi paylaşması size sosyal platformlardan birçok backlink getirecektir.

Google backlink sevdiği için tavsiye edilen makalenizi daha üst sıralara taşıyacaktır.

  1. Kategori ve etiketleri belirleyin.

Yazılarınızın düştüğü kategorileri belirleyip o kategoriyi tıklayın. Yoksa yazınız “uncategorized” olarak çıkar.

Kategorilerden arayan okurlar sizin makalenize ulaşamazlar. Etiketler de yazıyı daha iyi anlatan anahtar kelimeler gibidir.

Kategori ve etiketler Google tarafından indexlenir ve SEO ya çok etkisi vardır.

  1. Kaynaklarınızı yazın

Makalenin sonunda kaynakları belirtmeniz makalenizi iyi araştırılmış iyi çalışılmış bir makale olarak görünmesini sağlar.

Blog postunuzu yayınlamadan önce makalenizin en altına yararlandığınız kaynakların linklerini mutlaka ekleyin.

  1. Son kontrol okumasını (proofreading) yapın.

İyi yazılmış ve araştırılmış bir makaleyi imla hataları acemi gösterebilir. Makalenizi imla, noktalama, dilbilgisi hatalarından ve devrik cümlelerden arındırın. Hatasız yazılar kaliteli gözükür.

Yazınızın son kontrollerini yapın ve öyle yayınlayın.

Son kontrolleri makaleyi yazdıktan bir süre sonra kafanız sakinken yapsanız daha iyi sonuç alabilirsiniz.

Makaleye çok alışıksanız ve defalardır okuyorsanız bazı şeyler size ilk başta doğru gelebilir. Sakin bir zihinle yaparsanız daha iyi sonuç alırsınız.

Ne demiş üstad;

Yazdığım şiirin son kontrollerini yaparken sabah bir yerdeki virgülü kaldırmıştım. Öğleden sonra virgülü geri koydum.

Oscar Wilde

 

Sonuç olarak

Yukarıda uzun uğraşlar sonucu hazırladığınız blog makalenizi yayınlamadan önce son kontrol listesini okudunuz.

En başta da dediğim gibi ufak tefek eksiklikler emeğinizin değerini düşürebilir. Bu tuzağa düşmemek için siz de makalenizin son kontrollerini yapın ve öyle yayınlayın.

 

Tavsiye yazı: Blok içerik oluşturma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Satış Arttırmanız İçin 15 Mobil Pazarlama Tekniği [İstatistik Destekli]

Dünyada 5 milyar insanın mobil cihaz sahibi olduğunu biliyor musunuz?mobil pazarlama

Mobil dünya sadece gelecek değil aynı zamanda iş modellerini de değiştirdi.

Mobil pazarlama büyük bir sektör haline geldi.

Mobil cihazlar tüm dünyada ana iletişim aracı haline geliyor.

Dünyadaki nüfusun da 50%si mobil telefon sahibi.

Bu yüzden mobil pazarlama hem online işletmeler hem de mağazalar için kritiktir.

Mobil pazarlama mobil cihaz kullananlara özel pazarlama ve erişim çalışmalarıdır.

 

Tüm dünyada büyük bir hızla büyüyor. Arama motorlarında arama reklamlarında mobil cihaz payı 2013’te 22,1% iken 2017’de 59,6% ya yükseldi.

 

Bu da mobil pazarlamayı markanızı büyütmek için önemli bir taktik haline sokuyor.

Bu makalede daha fazla satış için mobil pazarlama yapma yöntemlerini okuyacaksınız.

 

Birazdan okuyacağınız taktikleri mobil pazarlama stratejilerinizin içine dahil edin.

 

Satış arttırıcı mobil pazarlama teknikleri

 

1. Mobil pazarlama için öncelikle sitenizi mobil uyumlu yapın

Ad60’a göre tüm dijital trafiğin 8%i mobil cihazlardan geliyor. Mobil e-ticaret de büyüyor.

Bu yüzden mobil pazarlama kampanyasına başladığınızda ilk yapmanız gereken sitenizi mobil uyumlu hale getirmeniz olmalı.

Menüler ve sayfalar cep telefonundaki sitenize girecek kişilerin kolayca kullanabileceği şekilde tasarlanmalı.

Bunun için mobil uyumlu tema kullanmalısınız. Eğer bütçe ayırmayacaksanız ücretsiz temalar bulabilirsiniz.

Temanızı değiştirmek istemiyorsanız sitenizi mobil uyumlu yapmak için WPtouch mobile eklentisini kullanabilirsiniz.

Sitenin mobil uyumlu olup olmadığını çalışıp çalışmadığını test etmek için MobileTest.me kullanabilirsiniz.

2. Mobil pazarlama için mobil uyumlu içerik oluşturun

Hareket halindeki mobil kullanıcılar için içerik üretin. Mobil cihazların ekranları çok küçük olduğundan ve bilgisayar ekranı gibi sayfadan sayfaya kolay geçişler olmadığından birçok mobil kullanıcı sitenize gelme sebebi neyse o işini görüp gidecektir.

Uzun süre durup hakkımda sayfasına bakayım gibi düşünceleri genelde mobil kullanıcılarda bulunmuyor.

 

Mobil uyumlu içerik en önemli parçalarından biri yine başlıklar.

Bilgisayar ekranı gibi uzun başlıklar kullanamayabilirsiniz. Mobil içeriklerinizin başlıklarını kısa ve etkili kullanın.

Örneğin;

  • Bilgisayar: Az ya da sıfır parayla evden iş nasıl kurarsınız?
  • Mobil: Parasız evden iş nasıl başlatılır?

Arama motorlarına göre optimize edin

Mobil kullanıcı davranışı da daha farklı. Search Engine Watch’un gösterdiğine göre mobil kullanıcılar arama yaparken daha spesifik kelimeler kullanıyorlar. Bir ürün ararken onun modelini ve markasını da yazıyorlar.

Siz de içeriğinizi mobil kullanıcılar için optimize ederseniz içerik üretirken spesifik kelimeler kullanın.

 

Örneğin

 

Genel: En iyi fotoğraf makinesi incelemeleri

Spesifik: En iyi Canon Powershot SX520 incelemesi

 

3. Markanızı mobil reklamlarla kullanıcılarına götürün

Markalar mobili ihmal edemez ve tabii ki bloggerlar, yazılım geliştiriciler, iş sahipleri de aynı şekilde.  Markanızı daha da genişletmek isterseniz sosyal medyada ve diğer kanallarda mobil reklam dönmenizdir.

 

Bir vaka çalışmasında tabletteki tıklanmak oranı (0.59%) iken bilgisayarda (0.23%) ortaya çıkmış. Mobilde reklam iki katı etkili olmuş.

İyi bir mobil pazarlama reklamı için kullanıcınızı iyi tanımalısınız. Niş bir kitleniz varsa tanımlamak çok daha kolay olur.

 

İnsanların sizi bulmaları için de mobil SEO yapın.

4. Google My Business kullanarak yerel müşteriye ulaşın

Mobil kullanıcılar sıklıkla yerel bilgiye ihtiyaç duyarlar. Eğer bu bilgiyi ulaştırmak istiyorsanız yerel haritada işletmenizi işaretleyin. Küçük bir detay olsa da mobil pazarlamanızın bir parçasıdır. Google bunu Google My Business ile kolaylaştırıyor.


Bir kez listelendiniz mi tüm arama motoru sonuçlarında yükselmeyi hissedeceksiniz.

Başlatmak kolaydır. Bir Google hesabı açın. Giriş yapın. Aşamalar tahmin ettiğinizden çok daha kolaydır.

 

5. Mobil pazarlama olarak metin mesajı kullanın

Ihumanmedia araştırmasına göre akıllı telefon kullanıcılarını 58%’i her bir saatte telefonlarını kontrol ediyorlar. Telefonlarını kolay ulaşabilecekleri yerde tutuyorlar.

Mobil pazarlama kampanyalarınızda etkileşim ve dönüşüm oranlarınızı arttırmak için neler yapabilirsiniz?

Yukarıda okuduğunuz gibi mobil reklam işe yarıyor. Kullanıcıların gelen mesajlarına girmelisiniz. Yatırımdan olumlu dönüş almanın ve mobil pazarlamada kalabalıktan sıyrılmanın tek yolu budur.

İnsanların bir araştırmaya göre 41%’i  telefonlarını konuşmak yerine SMS atmak için kullanıyor. Haliyle sms pazarlama markalar için çok önemlidir. EZtexting gibi bir program deneyin. Ücretsizdir ve isterseniz güncelleyebilirsiniz.

 

Mobil metin mesajlarının bazı avantajları şunlardır;

  • Takip edilebilir platformdur. Kimin mesajlarınızı açtığını, hangi linklere tıkladığını ve kimlerin mesajları hiç açmadığını takip edebilirsiniz.
  • Interaktiftir:Alıcılardan hemen cevapla tuşuyla cevap alabilirsiniz.
  • Anında iletilir: Mobil pazarlama hızlıdır. Gönder’e bastığınızda mesaj hemen iletilir. Bir kampanya hazırlayıp mesaj atarsanız 5 dakika içinde yüzlerce gösterim ve tıklama alabilirsiniz.

 

6. Sitenizi kolay gezinebilir hazırlayın

Gezinme deneyimi dönüşüm oranını arttırmak için düzeltilebilecek 6 unsurdan biridir.  Menünüz, footer bar ve diğer bölümler kolay gezinebilir olmalı. Mobil uyumlu olmalı.

WPtouch eklentisini kurarak işinizi kolaylaştırabilirsiniz. Mobil pazarlamada önemli şeylerden biri de şudur; “her bir menünüz ayrı olmalı ve üstüste binmemeli”.

Aksiyon butonlarınız ve linkleriniz mobil cihazlarla uyumlu olmalı. Şu iki siteyi kıyaslayalım; Copyblogger ve FitnessExpertAwards. İlk site oldukça uyumlu olduğunu görebilirsiniz.

Mobil uyumlu site oluşturmanın kuralları sabit değildir. Yani sonuç almanız için denemeler yapmalısınız. Bir sayfa elementini denemek için A/B testleri uygulayın.

İlgili şu makaleyi okuyabilirsiniz. 50 Split Testing Ideas

 

7. Kişisel bir dokunuş ekleyin

Bazı SEOcular kullanıcıları önemsemeyerek anahtar kelimeleri doldururlar, anchor metini fazla optimize ederler. Google bunları artık algoritmasından çıkardı.

 

Bunun yerine okuyucularla duygusal bağ kurmak ve değer üretmek daha olumlu sonuç verir. Bunun en iyi yolu mobil pazarlamayı kişiselleştirebilirsiniz.

 

Not: Mobil kullanıcılarınız için pazarlamanızı kişiselleştirmek kendiniz hakkında ve başarılarınız hakkında konuşmak değildir. Kişisel bir seviyede iletişime geçiyorsunuz, kendinizi kullanıcının yerine koyuyorsunuz ve sorularını cevaplıyorsunuz.

 

Peki pazarlamanızı nasıl kişiselleştirebilirsiniz? Şu mobil pazarlamanızı kişiselleştirme tüyolarını inceleyin;

 

Kişisel müşteri ihtiyaçlarını belirleyin: Social Triggers sitesi tüketicilerin ihtiyaçlarını nasıl anlayacaklarını biliyorlar. Abone olunca bir hoş geldin mesajı alıyorlar.

Burada kendini tanıtacağınız, ne yaptığınızı anlatacağınız yerdir.  Okuyuculara da nelerle karşılaştıklarını sorabilirsiniz.

Okuyucularınızı anladığınızda onların ihtiyaçlarını karşılayacak işler üretebilirsiniz.

Size bir soru geliyorsa “nasıl olsa bir soru geldi” diye düşünmeyin. Bir kişi size soru sorduysa binlerce kişinin aynı derdi var olabilir.

Size “daha fazla instagram trafiği istiyorum” diye soran bir mesaj aldıysanız hemen içerik üretmeye başlayın bile.

Hikâye paylaşın: Artık etkililiğine daha fazla inanılıyor. Mobil kullanıcılar onları harekete geçirecek duygusal hikâyelere bayılırlar.

 

Econsultancy vaka çalışması listesinde de görebileceğiniz gibi; WaterAid yürüttüğü “big dig” kampanyasıyla hikâye anlatımı yöntemiyle nasıl £2.5 milyon topladığını anlatıyor.

Fotoğraf kullanın: Mobil kullanıcılar küçük ekranda yazı okumayı çok istemeyebilirler. Etkileşimi yüksek olması için fotoğraf paylaşın.

Hubspotun bir araştırmasına göre, facebookta fotoğraflar diğer post tiplerine göre daha fazla etkileşim alıyorlar.

Infografik, video, grafik gibi görsel içerikler sosyal medya ve mobil platformlarda markanızı güçlendirir.

Karakter yaratın: Mobil pazarlamada karakter yaratmak markanızın kalabalıkta öne çıkmasına yardımcı olur.

Zac Johnson kendi maskotunu oluşturmuş. Karakter onu gelir ortaklığı sektöründe rekabetçi olarak hatırlanmak üzere konumlanmasında çok faydası olmuştur.

8. Hızlı erişim için karekod kullanın

Mobil pazarlamayı bir sonraki seviyeye çıkarmak istiyorsanız o zaman karekod kullanmalısınız. Artık birçoğu ülkede çok trend. QR demek “quick response” yani hızlı cevap veren demektir.

QR kod oluşturmak için Kaywa kullanabilirsiniz.

Kayıt olmak: Kaywa’nın sitesini ziyaret edin. Aşağıdaki boşluğa kendi sitenizin linkini girin. ‘Dynamic’ seçip ‘Sign Up & Generate.’e tıklayın. Önce kayıt olun;

Sonra linkinizi aşağıdaki gölüme yapıştırın ve generate’e tıklayın.

Aşağıdaki linki de sitenizde QR kod oluşturmak için kullanacaksınız.

Aldığınız kodu html editöre yapıştırın.

Artık kullanıcılar QR kodu kullanarak sitenize erişebilirler.

9. Mobil pazarlama için mobil uygulama oluşturun

Mobil uygulamalar daha çok cep telefonlarında çalışırlar. Uygulamaları Google Play Store veya Apple Store dan indirebiliyorsunuz.

Bir mobil uygulamanızın olması satışlarınızı ve abone sayılarınızı arttırabilir. Mobil uygulama eğer yazılımcı değilseniz dışarı yaptıracağınız bir iştir.

Web yazılımcılar yapıyorlar. Kendinize bir web yazılımcı bulabilirsiniz.

 

10. Sosyal etkileşimi teşvik edin

Sosyal medya etkileşimi daha çok mobil cihazlardan geliyor. Bu yüzden mobil pazarlama stratejinizin içine sosyal medya çalışmalarını dahil etmelisiniz.

Tüm platformlarda da olabilirsiniz fakat hedef kitlenizin hangisine daha çok eğilimi varsa ona eğilin.

Facebook etkileşimde (71%) ile diğer networkleri geride bırakmış.

Bu istatistikler diyor ki blogger ve içerik pazarlamacıları sürekli facebookta içeriklerini tanıtmalıdır.

Jeff Bullas Cadbury’nin devasa çikolatası facebookta viral odu ve markaya 40.000 yeni kişi daha kazandırdı.

Eğer fiziksel ürün satıyorsanız ürünlerin güzel fotolarını paylaşmanız gerekit.

11. Bilgisayarları dikkate almaya devam edin

Mobil pazarlama yaparken mobil cihazları dikkate almak gerekirken aynı zamanda bilgisayarlar için de optimize etmeniz gerekir.

Daha önce okuduğunuz gibi mobil kullanıcılar online aramalarında daha spesifik oluyorlar. Bir fotoğraf makinesi arattırdıklarında marka ve modelini de arattırıyorlar.

Bir bilgisayar internet kullanıcısı ise çeşitli marka ve modelleri öğrenmeden önce en iyi fotoğraf makinesini öğrenmek ister.

Bilgisayar kullanıcısı daha çok şöyle arattırır: “yeni başlayanlar için en iyi fotoğraf makineleri”

Mobil pazarlamacı olarak sadece mobil kullanıcıların isteklerine odaklanmayın.

 

Hedef kitleniz aynı zamanda bilgisayar da kullanıyor.

 

İki cihaz için de optimize edin. Bu şekilde daha kazançlı çıkarsınız.

 

12. Uygulamalar için gerçek zamanlı takibi aktif edin

Etkili bir mobil pazarlama iyi bir takibe dayalıdır. Mobil uygulamalarınız için de gerçek zamanlı takip önemlidir. Neler olduğunu anlık görük anlık müdahale edebilirisiniz.

MobileAppTracking size gerçek zamanlı analiz için veri üretmenize, doğru anahtar kelimeleri bulmanıza ve dönüşüm oranlarını büyütmenize yardımcı olur.

13. Çok kanallı kampanya kullanın

Mobile Marketer araştırmalarına göre kullanıcı etkileşimini arttırmak için birçok mobil pazarlama metodlarını beraberce kullanmalısınız. Sadece bir tanesini seçmek zorunda değilsiniz, hepsini seçmelisiniz.

 

Mobil pazarlama için çoklu kanallı kampanyalar her taraftan erişime izin verir. Örneğin mobil uygulamalar, sosyal networkler, whatsapp, mobil reklam gibi..

Tüketiciler çok kanallı yaşıyorlar, sizin pazarlamanız da birbirine uymalı.

Blog yazmak da satış, müşteri ve abone arttırma için kanıtlanmış bir yoldur. Mobil pazarlama için de işe yaramaktadır.

14. Mobil pazarlamayı işletmenizin kalbi haline getirin

Mobil pazarlamadan en iyi şekilde yararlanmak için mobil pazarlamayı stratejinizin merkezi yapın. Mesajların gönderimi hızı ve güvenilirdir. Hem de wordpress, GetResponse, Infusionsoft and Crazy Egg gibi araç ve uygulamalarla kolay entegrasyona uyumludur.

 

Mobil yanıt oranı eposta pazarlamaya göre 5 kat daha fazladır.

Mobil cihazlar zamanımızın 80%’inde erişim halindedir.

 

Mobil pazarlama ve reklam bu yüzden oldukça etkilidir. Mobil pazarlamayı işletmenizin stratejisinin temeline koyabilirsiniz.

 

15. Mobil uyumlu emailler gönderin.

Email pazarlama tüm boydaki firmalar için en etkili pazarlama yöntemidir. Hangi yaş gurubu olursa olsun herkes emaillerine günde bir kez olsun baıyor. Aıllı telefon kullanımıyla bu oran her geçen gün artıyor. Siz de emaillerinizi mobil uyumlu hale getirin yani basit, kısa ve küçük ekrana sığacak şekilde hazırlayın.

 

 Tavsiye yazı: Mobil pazarlama makaleleri

Sonuç olarak

Tüm istatistiklerden ve trendlerden anlaşılıyor ki mobil pazarlama geleceğin gerçeği olacak.

 

Faydalı içerikler oluşturun ve paylaşın. Mobil pazarlamayı daha daha iyi marka konumlandırması için kullanın. Online işletmenize daha fazla müşteriyi mobil pazarlamayla çekebilirsiniz.

Yukarıda okuduğunuz yöntemleri stratejilerinizin içine dahil edin. Daha başarılı sonuçlar aldığınızı gözlemleyeceksiniz.

Sizin kullandığınız mobil pazarlama yöntemi var mı? Yorumlar bölümünden yazın.

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Kolay okunan blog yazısı yazmanız için 10 yazı tasarım tekniği [Resimli açıklamalı]

“Ortalama bir sitede kullanıcılar ortalama bir ziyarette yazının en fazla 28%ini ortalama 20%sini okuyor.” — Jakob Nielson, Nielson Norman Group

 

İnsanlar okumuyor diyoruz fakat yazarlar da bence kolay okunan yazılar yazamıyor. Yazının tasarımıkolay okunan insanların okuması için çok kritik.

 

Kolay okunan yazı yazmak demek;

  • gözü rahatsız etmeyen
  • beyaz alanlarla ferahlatılmış
  • paragraflara bölünmüş
  • kolay takip yapılan
  • okuyucunun ürkmeden içine girebildiği yazı demektir.

 

Bunun sonucu olarak kolay okunan bir yazı gördüğünde okuyucu;

  • tüm yazıyı okur
  • sayfada uzun süre geçirir
  • blogunuza abone olur
  • sosyal mecralarda paylaşır
  • bilinirliğinize katkı sağlar

 

Ama kimse uzun uzun okumuyor, paylaşmıyor, yorum yapmıyor. Bu işte bir terslik var demez misiniz?

 

Diyelim ki okuyucu başlığı beğenip tıkladı, özene bezene hazırladığınız içeriğe geldi, içerikten sıkılıp bıraktı. Okuyucu yazının içine dalamadı. Böyle bir durumda benim ilk aklıma şu gelir;

 

kolay okunan bir yazı yazmadınız.

 

Birçok okuyucu yazınıza gelip çabucak çıkıyorsa google sizin yazınızı bir sonraki kişilere göstermez. Hâlbuki ön sıralarda çıkmak istiyorsanız insanların sayfada vakit geçirmesi gerek.

 

Peki, okuyucunun sıkılmamasını nasıl sağlayacaksınız? Her satırını tek tek yazdığınız yazınızın tamamını okutmaya nasıl ikna edeceksiniz.

 

Herşeyden önce yazının kolay okunan bir yazı olması şart! Peki yazınızın kolay okunmasını sağlayan şey nedir?

 

…taranabilir içerik olmasıdır!..

 

“Bir araştırmaya göre insanların 79%’u okumadan ziyade tarayarak yazının üzerinden geçiyor.”

İnsanlar web sayfalarını detaylarını okumaktan ziyade tarıyorlar. Bu gerçeklikle kavga etmek yerine onu kabul edelim.

 

Yazı kolay taranırsa kolay okunan bir yazı olur, detaylıca okuyan veya okumayan herkes yazının sonunu getirir, sayfada uzun süre geçirir.

Peki, yazının kolay taranmasını nasıl sağlarız?

 

Bu makalede yazının kolay okunması nasıl sağlanır, yazı nasıl taranabilir hale getirilir hakkında süper teknikler okuyacaksınız.

 

Öncelikle webde kolay okunan yazı yazmak için bazı okulda öğrendiğimiz kompozisyon şekil şartlarını unutun.

 

 

Kolay okunan bir yazı için biraz dikkatlice çalışmak gerekir.

 

Ne demiş üstad;

 

 

İçeriğinizi daha okuyucu dostu yapacağız.

 

 

Peki nasıl?

 

Şimdi okuyacağınız yazı tasarım tekniklerini uygulayın. Yazınızı büyük gri bir yazı duvarından okuyucuyu etkileşime sokan bir içerik haline yani kolay okunan bir yazı haline getirin.

 

Kolay okunan blog yazısı hazırlamak için süper teknikler

 

  1. Ürkütücü yazı duvarları kullanmayın.

Ara boşluklar ve paragrafların olmadığı kolay okunmayan yazıları çekici gösteremezsiniz.

Eğer içeriğiniz okuması zor ve karmaşık gözüküyorsa kolay okunan bir yazı değilse insanlar sayfadan çabucak çıkıp gidebilir.

Gerçekte kimse siteye güvenmezse içindekileri okumaz. İlk başta insanlar kısaca bir tarayıp işe yarayacak bir şey var mı diye bakıyorlar.

Eğer blok halinde ve gözlere dinlenmeye izin vermeyen yazıları görüyorsak kimse durmuyor, sayfanızı terk ediyor.

Bu yüzden yazılarınızı gözle tarayanlar için uyumlu hale getirin.

 

  1. Liste kullanın

Liste kullanmak sayfadaki yazının formatını kolay okunan bir yazı haline getirir.

Liste kullanmak içeriğinizi daha sofistike ve çekici gösterir. Okuyuculara nefes alacak alan bırakır ve gözlerine dinlenmek için alan oluşturur.

İnsanların liste yazılara çok çekimi olduğunu hepimiz biliyoruz, bunu kullanın. Liste yazılar ile;

  • Okuyucuların direnemediği bir çekicilik oluşturur.
  • Birden çok noktayı kolay taranabilir bir yol ile sunarsınız.
  • Yazınız diğerlerinden farklı gözükür ve okuyucular için görsel molalar oluşur.

  1. Alt başlıklar kullanın.

Sayfada gezintiyi ve bilgiyi, içeriği taramayı daha kolay hale getirdiği ve yazının genelinin daha kolay okunan bir yazı haline getirdiği için ara başlıklar kullanmalısınız.

Okuyucu aradığı bilgiyi daha kolay bulduğu için alt başlıklar çok işe yarar.

Kolay okunan bir blog yazısı için liste halinde yazmanızı öneririm ve liste formatındaki yazının her maddesinin başlığı olsun ve onu bold yapın ki okuyucu hangi maddenin detayını okuyacağına karar versin ve o parçayı daha detaylı okusun.

  1. Paragraflarınızı kısa tutun.

Gazetecilerin makalelerini küçük küçük birçok yazıya böldüğünü fark ettiniz mi? Çünkü kısa paragraflar okuyucunun bilgiyi hızlı hazmetmesini sağlar ve haberi daha kolay okunan bir hale getiriyor.

Ayrıca yazıyı kısa paragraflara bölmek yazının bulunduğu sayfada birçok beyaz alan oluşmasını sağlar, bu da karışık gözükmemesini sağlar.

Okuyuculara beyaz alanlar nefes aldırır. Bir paragrafta 3 cümle yeterlidir.

Paragraflardaki beyaz boşluk algılamayı 20% arttırıyor.

Bunun yanında ilk 3 paragraf çok önemli. O paragraflarda okuyucuyu yazının içine doğru çekmelisiniz.

Paragraf sırasıParagrafa bakan okuyucu oranı
181%
271%
363%
432%

 

  1. Her 300 kelimede 1 yüksek kalite görsel kullanın.

Her zaman görseller kullanmak eğlencelidir. İçeriğin içinde okuyucuları eğlendirip daha ilgili hale getirmek için görsel kullanmak çok önemlidir. Görselin kaliteli olması ise kritiktir.

Birçok insan görsel öğrenicidir. Bir görsel bir makalenin yaptığı işi yapabilir. Görselleri iyi seçilmiş ve yüksek kaliteli kullanın. Kullanabilecekleriniz;

  • Resim
  • İnfografik
  • Slideshow
  • Grafikler
  • Karikatür
  • video vb.

 

  1. Okunabilir font kullanın.

Evet fontlar önemlidir. Yazının görünüşünü ve hissini etkiler. Kolay okunan bir yazı için kullandığınız fontun tipi, rengi, boyutu ve tutarlılığı düşündüğünüzden çok daha fazla etkiliyor olabilir. O yüzden;

  • Kolay okunan fontlar kullanın. Genelde kullanılan fontlar; Arial, Verdana, Georgia, Times New Roman, Trebuchet MS. Lütfen Comic Sans MSkullanmayın. Yazı yoğun bir içeriğiniz varsa tırnaklı fontlar da uzun okumlarda sıkıcı olabiliyor. Tırnaksız font kullanın.

  • Dekoratif font tipi kullanmaktan sakının.
  • Font büyüklüğünüzü nokta birimiyle (PT) ayarlamayın. Noktalar browserlar ve platformlar arasında tutarsız şekil alabiliyor. Onun yerine pixel (px), ems (em) veya yüzde (%) kullanın.
  • Başlıklar için gövde yazısından daha büyük fontlar seçin.
  • Çok fazla büyük harf kullanmaktan çekinin.
  • Sıkışık fontların okunması zordur. Daha kolay okunan fontlar seçin.
  • Font stili, boyu ve boşluklarıyla tutarlı olun.
  • 2 den fazla çeşit font kullanmayın.
  • Zeminden kolay ayrılan font rengi seçin.

  • 12 fonttan aşağı kullanmayın. Okuyucularınız yaşlı ise daha büyük fontlar da kullanabilirsiniz. Kolay okunan yazının önemli unsuru büyük fonttur. Örneğin;

Usertesting.com’dan alınmıştır

  1. Görsel hiyerarşi kullanın.

Görsel hiyerarşi websitenizde ayarlaması hassas bir tekniktir.

Sayfanız için bu gücü kullandığınızda kolay okunan bir yazı elde edebilirsiniz ve yazının kolay anlaşılmasını sağlarsınız. Verdiğiniz bilgilerin tamamını okuması için okuyucuyu güzelce yönlendirirsiniz.

İyi kullanılmadığında okuyucu sitenizin organize olmamış ve gezinmesi zor olduğunu düşünür.

*Hem görsel hiyerarşi hem de tipografide daha fazla bilgi almak için sherpablog tipografi sayfasını okuyabilirsiniz.

 

  1. Resimlerde caps kullanın.

Araştırmalar gösteriyor ki alt yazılı resimler sayfalarda en çok kullanılan içerik türüdür.

Güçlü bir resim ile derin etkili bir başlığı eşleştirmeye çalışın. 1-2 cümle uzunluğunda olmalı. Tüm makalenin içine okuyucuyu çekmek için yeterli olacaktır.

 

  1. Önemli bilgileri daha vurgulayın.

İçeriğinizde önemli yerleri bold font kullanarak vurgulayın.

Okuyucunuz tüm yazıyı tarayıp önemli olabilecek bölümleri aradan seçip çıkarır.

Herşeyi vurgulamayın. Onun yerine okuyucunun taradığında gerekli bilgileri ana noktaları bulmasını sağlarsınız.

 

  1. Komplex konuları birkaç makaleye bölün.

Eğer komplex bir konuyu incelemek istiyorsanız konuyu birkaç makaleye bölmeyi düşünün.

Tüm karmaşayı tek bir makalede vermek yazının karışıklığından dolayı kolay okunmasını engeller. Birkaç makaleye bölmek okuyucunun daha sonra tekrar gelmesini sağlar hatta trafik tekrarı oluşturmaya yardımcı olur. Hem de içeriği parça parça sindire sindire okumalarını sağlar.

 

Eğitim videosu önerisi:

Yaratıcı Yazarlık Eğitimi: İçindeki Yazarı Ortaya Çıkar

Yeni başlayanlar ve tecrübeliler için yaratıcı yazarlık kursu.

Ücretsiz

 

Sıfırdan Profesyonel Düzeye WordPress Blog Sitesi Açma – Profesonel Blog Yazarlığı Yaparak Kazanç Eğitimi / Web Tasarım

 

WordPresste bir blog yazısı düzenlemeyle ilgili örnek bir video olarak wordpress okulu kanalının 8 dk’lık şu videosunu izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=1jsJ-Vj6MFU

Usta Neil Patel’in (ingilizce) önerilerini dinlemek için;

https://www.youtube.com/watch?time_continue=9&v=ygiAqYJq8No

 

Tavsiye yazı: Blok içerik oluşturma makaleleri

 

Sonuç olarak;

Kolay okunan bir yazı hem yazar hem okuyucu için oldukça önemlidir. Çekici olmayan bir yazı okuyucunun yazıyı hızlıca terketmesine sebep olabilir.

Bu yüzden yazılar çekici olmalı ve okuyucuyu içine çekmelidir. Bunun yanında bol beyaz alan kullanılmış, paragraflarla, numaralarla bold yazılarla beslenmiş yazılar okuyucu içine çeker ve sayfada kalmasını sağlar.

Az önce okuduğunuz teknikler size kolay okunan bir yazı için neler yapmak gerektiğini anlatıyor. Bu teknikleri hayatınıza katın, tatmin edici sonuçlar alacaksınız.

Şimdi sıra sizde;

Sizin de kolay okunan yazı yazmak için kullandığınız teknikler neler?

Siz de yorumlar bölümüne bir teknik ekleyin.

 

Kaynak;

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Local SEO Kılavuzu [Yerel İşletmeler için 10 Teknik]

Tüketicilerin 64%’ünün local işyerlerini bulmak için google ve yerel listeleri kullandığını biliyorlocal seo muydunuz?

Ve arayan tüketcilerin 72%’sinin 8 km çevrede buldukları yerel işletmeyi 24 saat içinde ziyaret ettiklerini?

Local SEO yüz yüze hizmet veren firmaların arama sonuçlarındaki görünürlüğünü arttırma çalışmalarıdır.

Örneğin; bir kişi mobil cihazından “italyan restorantı” arattırdığında local sonuçlar ile karşılaşır. Google en yakındaki restaurantları gösterir.

Bu firmalar belli bir coğrafik alana hizmet verirler. Örneğin;

  • Market
  • Kebapçı
  • Dişçi
  • Elektirikçi
  • Anahtarcı
  • Tesisatçı
  • Çilingir
  • Su bayileri

Bright Local’daki bir araştırmaya göre arama sonuçlarının 46%’i local aramalar. Yani local SEO yapmadığınızda ciddi bir miktarda trafik kaybedebilirsiniz.

Aynı zamanda local SEO’nun website trafiğinden daha öte faydası da müşteri sayısının artması, mağaza içi trafiğin de artması demektir.

Ulusal SEO google ulusal arama sonuçlarında üstlere çıkmayı sağlarken local SEO belli bölgede sıralamada ve google maps’te üstlere çıkmayı sağlar.

Bu sıralamayı belirlerken google 3 local SEO faktörünü kullanıyor.

Local SEO’da google’ın arama sıralaması faktörleri

Alaka düzeyi: En önemli faktör. Arama kelimelerini en iyi karşılayan işletme en üstte gözüküyor. O saatte açık olan işletmeleri üstlere çıkarıyor.

Mesafe: Arayanın konumuna veya belirlediği konumuna en yakın işletmeleri gösterir.

İşletme bilinirliği: İşletmenizin çok yorum alması, websitenizin trafiğinin olması gibi faktörler etkiler.

İşletmeniz için gereken dijital dönüşümü çok geçmeden tamamlamalısınız. Peki bunu nasıl başaracaksınız? İşte tam burada karşınıza çıkacak olan sihirli kelime “SEO” ile!

 

Local SEO yaparken kullanacağınız altın değerinde teknikler

 

Google My Business hesabınızı açın ve hazırlayın

Local SEO yapmanızın ve yerel arama sonuçlarında üst sıralara çıkmanın en önemli adımlarından biri google my business hesabınızı optimize etmektir.

Google my business hesabınızı aktive ettikten sonra bilgileriniz google yerel arama sonuçlarında, google search knowledge panelde ve google maps’te gözükür.

local seo

 

Google’da business profilinizi optimize ederken şunlara dikkat edin;

  • Profilinizi oluşturun ve mülk sahipliğini doğrulayın
  • Doğru ve güncel bilgiler temin edin.
  • Logo, çalışma saatleri, ödeme yöntemleri, ürün ve hizmetleriniz ve bol resim ekleyin.

İşletme bilginizi daha iyi görünürlük için güncelleyin

Arama sonuçlarında işletmenizin görünmediğini tespit edebilirsiniz. İşletmenizin local aramalarda daha fazla gözükmesi için işletme bilgilerinizin doğru, tam, etkileşime açık olmasına dikkat edin.

Local sonuçlar alaka, uzaklık ve bilinirlikle ilgilidir. Hepsinin kombinasyonu en iyi sonucu verir.

Google algoritması en önce alaka düzeyine göre karar veriyor. Örneğin aramayla çok alakalı bir sonucu uzakta olmasına rağmen gösterebilir. Yani 8 km uzakta ama çok alakalısınız, 3 km yakında alaka düzeyi daha düşük bir işletme de var. 8 km uzakta olsa da alaka düzeyi daha yüksek olduğu için sizin işletmeniz arama sonuçlarında daha yukarıda gösterilir.

İşletme profilinizi tam olarak doldurun:

  • Fiziksel adres
  • Telefon numarası
  • Kategori
  • Özellikler

Bu bilgilerin doğru olduğundan emin olun. Yanlış bir telefon numarası, imla hatası google’ın kafasını karıştırır. Hangi bilginin doğru olduğundan emin olmazsa bilgiyi hiç göstermeyebilir.

Lokasyonunuzu doğrulayın

İşletme lokasyonunuzu doğruladığınızda google arama sonuçlarında ve haritalarda daha kolay gözükürsünüz.

Adresinizi yazdığınızda google pinin doğru yeri gösterdiğinizden emin olun.

Çalışma saatlerinizi doğru güncelleyin

Çalışma saatlerinizi hatasız yazın ve değiştiğinde mutlaka güncelleyin. Normal günlerde, tatillerde ve eventlerde açılış ve kapanış saatlerinizi ziyaretçileriniz görsünler. Doğru saatler ziyaretçiye evden çıkmak için plan yapmalarını sağlar. Mağazanıza geldiklerinde dükkânınızın açık olmasını isterler.

Fotoğraf ekleyin

Ürün ve hizmetlerinizi göstermek ve işletmenizin hikayesini anlatmak için işletme profilinize mutlaka fotoğraf ekleyin. Doğru ve çekici fotoğraflar ziyaretçilere aradıklarını bulmayı kolaylaştırır.

Mümkün olduğunca her detay için ayrı bir fotoğraf yükleyin. Bir restaurantsanız dışından, içinden, menü, masa, sandalye, çalışan ekip, manzara, bahçe vb. ne varsa fotoğraflayın ve yükleyin.

Varsa ödüllerinizi ve sertifikalarınızı da yükleyin

Bazı işletmeler turistlerin de uğradığı işlek caddelerde olabilir. Turistler tripadvisor sitesini kullanıyor. Bu site iyi hizmet veren işletmelere kapısına asabileceği rozet veriyor. Sizin de aldığınız bir rozet,bir sertifika, bir ödül varsa mutla fotoğraflar bölümüne ve sitenize ekleyin.

Yorumlara cevap verin, mutlu müşterilerden yorum isteyin

İşletmenizle ilgili yapılan yorumlara mutlaka cevap verin. Yorumlara cevap verdiğinizde müşteriye değer verdiğinizi ve canlı bir işletme olduğunuzu gösterirsiniz. Bu da daha fazla ziyaretçinin işletmenizi ziyaret etmesini sağlar.

Kaliteli ve pozitif yorumlar işletmenizin görünürlüğünü ve beğenisini arttırır. Negatif yorumlar ise local SEO’nuza zarar verebilir.

İnsanların büyük çoğunluğu online yorumları okuduktan sonra işletmenize gelip gelmemeye karar veriyor. Yani mutlu bir müşteri diğer mutlu müşteriyi getiriyor.

Moz’un bir araştırmasına göre online yorumlar en önemli 3. Local SEO etkeni.

Müşteri yorumları için nasıl link oluşturabileceğinizi yazın.

BrightLocal’ın bir araştırmasına göre müşterilerin 85%’i online yorumlara güveniyor.

Image from Yola

Müşterilerinizi yorum yapmaya teşvik etmek için bazı öneriler;

  • Satıştan sonra müşterinize yorum yapmasını rica edin
  • Satıştan sonra yorum yapmasını istediğiniz bir email veya SMS gönderin.
  • Yapılmış yorumlara profesyonel şekilde cevap verin.

Yerel müşterileri tanımak için bölge raporlarını inceleyin

Yerel ve yakın çevre müşterilerinizin eğitim durumu, gelir durumunu inceleyin ve yapacağınız yatırımların yönünü belirleyebilirsiniz.

Zingat bölge bölge insanların bölge raporunu yayınlıyor. Ücretsiz üye olup bölge raporlarına ulaşabilirsiniz.

Ürün veya hizmetiniz için websitesi hazırlayın

Tüm ürünlerinizi ziyaretçilerinizin görebileceği bir websitesi hazırlayın. Tüm ürünleri veya lokasyonları tek bir sayfaya gömmektense her ürün veya lokasyon için ayrı bir sayfa açmak daha doğru olabilir.

  • com/bagcilar
  • com/bayrampasa
  • com/kadikoy

 

Arama motorları te bir sayfada ürünlerini toplayan sitelerin marka gücünün daha düştüğünü düşünmeye eğilimlidir.

Örneğin; birkaç lokasyonda işiniz varsa her bir lokasyon için ayrı sayfa açmanız daha iyi arama sonucu verir.

Dişçiyseniz Bağcılar Diş Hastanesi, Şişli Diş Hastanesi, Kadıköy Diş Hastanesi olarak 3 sayfa açmanız daha etkili olacaktır.

Google maps kodunu sitenizin hakkımda sayfasına ekleyin.

Sitenizi ziyaret eden kişiler yerinizi sitenizden teyit etmek isteyebilirler. Google haritaya kaydolduktan sonra size embed kodunu verecek.

Onu alıp hakkımda sayfanıza eklemeniz yeterlidir.

Site içi SEO yapın

Site içi SEO sitenizde daha fazla gezinmeyi sağlar. Bu da ziyaretçinin sitede durma süresini arttırır. Sitede uzun süre ziyaretçinin durması google faktörlerinden biridir ve sizi üst sıralara taşımada yardımcı olur.

Düzenli olarak içerik üretin

Düzenli blog yazmak size şunları sağlar;

  1. Sitenizin aktif bir şekilde ilgilenildiğini google ve ziyaretçilere söyler
  2. Backlink almanızı sağlar

Sadece blog yazmak için blog yazmayın. İçeriklerin sayıca fazla olması yerine kalitesini ön plana alın.

Bir çok küçük işletme için ayda 1 veya 2 post paylaşmak yerlidir.

 

Websitenizi mobil için optimize edin

Local SEO yaparken en önemli detaylardan biri de sitenizin mobil araçlara optimize edilmiş olmasıdır. Mobil cihazlardan erişim artarken masaüstü cihazlardan erişim azalmaktadır.

Bir araştırmaya göre mobil sonuç veren google aramalarının 75%’i mağaza ziyareti ile son buluyor.

Bunu başarmanız için şunları deneyebilirsiniz;

  • Websitenizin hızlı yüklendiğinden emin olun
  • Okunması kolay büyük fontlar kullanın

Mobil uyumlu site tasarımını hazırlarken en önemli yardımcınız mobil uyumlu bir tema kullanmanız. Yazılarınızın büyük olması ve bir birine yakın linklerin ve butonları olmaması. Google 2021 algoritma güncellemesiyle bunlar daha da önemli hale geldi.

Local etkinlik ve haberlerle ilgili içerikler üretin

Yerel müşterilerinizin ilgisini çekmek için yerel içerikler yayınlayın.

Örneğin:

  • Yerel haberler, hikayeler, aktiviteler ve eventlerle ilgili blog postları yazabilirsiniz.
  • Yerel bağışlar ve sponsorluklarla ilgili işletmenizin desteğini gösteren videolar yayınlayabilirsiniz.
  • Lokasyon odaklı yüksek kalite içerikli websiteleri oluşturabilirsiniz.

 

Image from Keenan Constance

Local anahtar kelimeler seçin

 

Kullandığınız anahtar kelimeler yerel müşterilerinize hitap etmelidir. Google trends ve google keyword planner anahtar kelimelerinizi seçmenize yardımcı olacaktır. Popüler arama kelimelerini bulup sitenizde ve işletme profilinizde kullanabilirsiniz.

Örneğin kadıköyde bir cafe işletiyorsunuz. İnsanlar araştırırken cafe değil kafe olarak araştırdığında daha çok sonuç çıktığını görüp anahtar kelimenizi bu yönde değiştirebilirsiniz.

Local gazetelere haber yollayın

Yerel gazeteler haber içerik ararlar ve bulduklarını değerlendirirler. Sizin de haber niteliğinde bir içeriğiniz olduğunda yerel gazetelere yollayın.

 

Yerel dizinlere kaydolun

Sitenizi internet üzerinde olabildiğince çok yere kaydedin. Aşağıdaki firmalara kaydolabilirsiniz.

İşletme adınız, adresiniz ve telefon numaranızı bu dizinlere kaydetmeniz görünürlüğünüzü ve local SEO’nuzu arttırır.

Image from ProgrammableWeb

İşletmenizin şu temel bilgilerini mutlaka yazın:

  • İşletme adı
  • Adres ve telefon numarası
  • Website linki
  • İşletmenizi anlatan küçük bir yazı

Sosyal medya hesapları açın

Sosyal medyahesaplarında menünüz, ürün ve hizmetlerinizi tanıtın. Ziyaretçi toplayıp profilinizden link verip backlink kazanabilir sitenizin trafiğini arttırabilirsiniz.

 

Google haritalara kaydolun

İnsanların yakın yerdeki bakkal, pastene, eczane gibi yerleri ararken haritaları kullandığını biliyoruz. Haritalara kaydolmak işletmenizin görünürlüğünü arttırır.

 

Sesli aramalar için optimize edin

Voice search her geçen yıl büyüyor. Haliyle local SEO yaparken insanların ararken hangi kelimeleri kullandığını tahmin veya tespit edip sitenizi optimize etmelisiniz.

Temelde, müşterileriniz sesli arama yaparken daha çok uzun kuyruklu anahtar kelime kullanırlar. Sohbet eder gibi konuşurlar. Bu yüzden kendi içeriklerinizi uzun kuyruklu anahtar kelimelere göre optimize etmelisiniz.

 

Backlink kazanın ve link sinyallerine odaklanın

Moz’un bir araştırmasına göre link sinyalleri birinci ve ikinci en önemli local SEO faktörü olduğu görülmüş. Link sinyalleri sitenize olan backlinkler.

Local SEO’nuzu arttırmak için link almanız önemli, hatta adetide önemli.

Yüksek kalite backlink almak için bazı tüyolar;

  • Yüksek kalite içerik üretin ki backlink alma şansınızı arttırın
  • Yüksek domain otoritesi olan sitelere misafir yazarlık yapın
  • Local influencerlar ile etkileşim haline geçin ve backlink vermelerini isteyin.

Sonuç olarak

Local SEO: Her zamankinden daha önemli

SEO çok hızlı değişiyor. Google’ın ne zaman yeni bir algoritma değişimini duyuracağını bilemeyebilirsiniz.

Arama sonuçlarındaki kriterler her google algoritmasında değişiyor. Yeni SEO faktörlerine adapte olmak için bu algoritma değişimlerini takip etmek gerekir. Bu değişimlere adapte olmak sizi google sıralamasında ön plana çıkaracaktır.

Local SEO da genel SEO’nun bir parçası ve önemli bir bölümü. Çünkü yerel işletmeler sayıca çok fazla ve hepsinin bilgisine tüketicinin ihtiyacı var. Google’ın da yerel işletmelerin bilgisine ihtiyacı var ki ziyaretçiye istediği bilgiyi verebilsin.

Siz de Local SEO yaparken yukarıdaki teknikleri uygulayın. Zamanla google arama sonuçlarında daha fazla gözükmeye başladığınızı göreceksiniz.

Şimdi sıra sizde;

Sizin local SEO’nuzu geliştirmek için yaptıklarınız neler? Yorumlar bölümünden siz de katkıda bulunun.

 

Tavsiye yazı:

Blog trafik arttırma tüyoları

 

Kaynak

https://brainchildstudios.com/blog/local-seo/10-ways-to-optimize-your-website-for-local-seo/

https://www.seoptimer.com/blog/local-seo/

https://www.revlocal.com/resources/library/blog/organic-seo-v-local-seo-whats-the-difference

https://neilpatel.com/blog/definitive-guide-local-seo/

https://yoast.com/what-is-local-seo/

https://www.simplilearn.com/unconventional-local-seo-tips-article

https://pro.regiondo.com/local-seo-experience-business/

https://www.brightlocal.com/learn/what-is-local-seo/

https://blog.hubspot.com/marketing/local-seo

https://www.searchenginejournal.com/local-seo/

https://ahrefs.com/blog/local-seo/

https://backlinko.com/local-seo-guide

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

E-ticaret Sitesi Sepeti Terketme Oranını Azaltmanız İçin 20 Yöntem

Ortalama sepeti terk etme oranının 70% olduğunu biliyor muydunuz?sepeti terk

Online alışveriş sitenizde sepeti terk etme oranını azaltmak ve onları siparişe çevirmek ister misiniz?

Müşteriler şu aşamalardan geçiyorlar,

  • ürünü araştırıyor
  • tüm incelemeleri okuyor
  • fiyat karşılaştırması yapıyor
  • bir ürün seçiyor
  • sepete ekliyor
  • satın alıyor/ terk ediyor

Tüm site tasarımını bu süreci pürüzsüz hale getirmek için yapıyoruz. Bu sürecin sonuna kritik bir şey oluyor. Müşteri sepeti terk etme eğilimine giriyor.

Ürünleri satın alacakken müşteri sepeti terk ediyorsa bir satışı ucundan kaçırmış oluyoruz.

İyi haber ise çok büyük işlemlere gerek duymadan sepeti terk etme oranını azaltmanın kanıtlanmış yolları var.  Bu postta sepeti terk etme oranını azaltmak için teknikler okuyacaksınız.

Sepeti terk etme oranını azaltmak için teknikler

1. Çıkmaya meyledenlere Pop-up gösterin

Eğer hiç çıkış meyledenlere pop-up göstermediyseniz dönüşüm oranlarınızı arttırmak için bu çok iyi bir fırsattır.

Exit-intent popups her türlü sayfaya, alışveriş sepetine, ödeme sayfasına ve sayfayı kapatmak üzere olan kullanıcının önüne pop-up çıkartabilirsiniz.

Beliren pop-up mesajı ziyaretçiyi teklifle daha fazla ilgilenmesini veya daha fazla bilgi vermeyi teklif eder.

Örneğin, ziyaretçiniz sayfanızı bırakmaya yöneliyorsa aşağıdaki gibi bir kupon gösterebilirsiniz.

(Image via Gleam.)

Benzer bir pop-up kullanmak istiyorsanız OptinMonster kullanarak website ziyaretçilerini abonelere ve müşterilere çevirebilirsiniz.

OptinMonster’s exit-intent teknolojisi ile ziyaretçinin ilgilendiği ürün veya içeriğe göre kişiye özel farklı mesajlar gösterebilirsiniz.

Eğer bir alışveriş sitesi iseniz ve ziyaretçi yine de alışverişi tamamlamadan sepeti bıraktı ise onlara email ile sepette bekleyen ürünlerin listesini yollayabilirsiniz.

2. Sürpriz masraflar çıkarmayın

Siparişlere bedava kargo vermek istemiyor olsanız da, halen kargo bedeli yüzünden sepeti terk eden kişileri de müşteri haline çevirebilirsiniz. Bu oran bildiğiniz gibi oldukça yüksek.

İnsanların 44%’ü önceden masraflar belirtilmediği için siteyi ve sepeti terk ediyor..

Business insider da aynı datayı veriyor. Sepeti terk etmenin ana sebebi başta belirtilmeyen maliyetler.

Bütün bunlar aslında bize müşterilerin sürpriz sevmediğini gösteriyor. Sürprizleri elemek için ek ücretleri alışverişin başından beri bilmesini sağlayın.

Peki hacme ve ağırlığa göre maliyetler değiştiğine göre nasıl hesaplanır?

Burada hesap makinasına ihtiyacınız olacak. Ürün sayfasına bir buton eklersiniz, müşteriler sepete gitmeden tahmini kargoyu hesaplayabilirler.

Bunu yapmanın birçok yolu vaar. WooCommerce kullanıyorsanız WooCommerce Shipping Calculator On Product Page gibi bir eklenti kurabilirsiniz.

 

Eğer Shopify kullanıyorsanız kargo bedeli hesaplayan özelliği içine gömülü olan bir tema kullanabilirsiniz. Veya her temaya kargo bedeli hesaplayıcısı ekleyebilirsiniz.

3. Sepeti görünür kılın

Sepet, terk edenlerin 24%’ü seçtikleri ürünleri daha sonrası için saklamak istiyor.

Eğer onların tekrar geri gelmelerini isterseniz, sepetin düzgün ve açık gözüktüğünden emin olun. Aksi halde gözden ırak olursa hatırlaması da zor olur.

Bu sayfanın sağ köşesine bir ikon yerleştimek kadar kolay olabilir. Üzerine basınca genişler ve ürünleri gösterir.

Örneğin amazonun sepet ikonu bu şekilde tasarlanmış. Hatta sepetin içindeki adetleri de gösteriyor. Yani köşedeki sepet ikonuna bir baktığınızda alışverişi tamamlamadığınızı ve içinde bekleyen ürün adetini de gösteriyor.

Eğer WooCommerce kullanıyorsanız özelleştirilmiş sepet ikonunu menü barınıza WooCommerce Menu Cart plugin ile ekleyebilirsiniz.

4. Misafir ziyaretçi sepeti sistemini kullanın

Ödemeye geçmeden önce müşteriden hesap oluşturmasını istemek çok akıllıca olmayabilir. Bu sadece süreci yavaşlatmakla kalmaz, aynı zamanda birçok müşterinin siteyi terk etmesine bile neden olabilir.

Email adresi yazmak, email adresine gönderilen emaili onaylamak, sonra tekrar sepete dönmesi müşteri için bıktırıcı olabilir.

Sepette ürünü varken ödemeye giden müşteriye “kaydol” mesajını artık göstermeyin. Üye girişi ile devam et ya da üye olmadan devam et gibi iki seçenek koyabilirsiniz.

 

Ödemeyi yaptıktan sonra kaydol diye bir seçenek çıkarabilirsiniz. Kargosunu ve aldığı ürünleri takip etmek için bir hesap oluşturması müşteri için de iyidir.

Eğer WooCommerce kullanıyorsanız sadece aşağıdaki gibi tek tıkla üye olmadan devam etmeyi aktive edebilirsiniz.

Eğer Shopify kullanıyosanız Customer Accounts settings  bölümündeki “Accounts are optional” seçeneğini aktive edebilirsiniz.

Ödeme sürecinden sonra müşteriler hesap oluşturma seçeneğine sahip olurlar.

5. Hesap ödemeyi ışık kadar hızlı yapmalarını sağlayın

Sepeti terk etmeyi en aza indirmenin en iyi yollarından biri de alışveriş sürecindeki gereksiz sayfaları ve akışı bozan her şeyi azaltmaktır.

Alışverişi tamamlamak için müşteriler gerçekten 5 sayfayı tamamlamak zorunda değiller. Alışveriş sürecini ne kadar basitleştirirseniz daha fazla müşteri süreci tamamlar ve alışveriş yapar.

Mesela aşağıdaki site hızlı alışveriş tamamlama sürecine sahip.

Süreci tek sayfaya indirmişler. Müşteriler sadece email ve kredi kartı bilgilerini girerek ödeme yapabiliyorlar. Süreç çok hızlı.

Bu ödeme sayfasının güzel yanı “beni hatırla” seçeneğinin olması. İkinci alışverişte süreç daha da hızlı.

6. İletişime geçmeyi kolaylaştırın

Müşterilerin ödeme sürecinde sorularının olması kaçınılmaz. Sorabilecekleri soruları belirleyip cevaplarıyla beraber bir sık sorulan sorular sayfası oluşturabilirsiniz. Bu sayfadan bilgiye hızlıca ulaşabilirler.

Sohbet ekranı seçeneği de değerlendirilebilir. LiveChat ile wordpresste sohbet penceresi açabilirsiniz. Bu eklenti birçok platform ile de uyumlu çalışır.

Eğer canlı sohbet hizmeti veremeyecek durumdaysanız bir müşteri hizmetleri numarası bulunması gerekir. Müşteriler soruları olduğunda kolayca size ulaşıp sormalarını teşvik edecek kadar kolay ve basit iletişiminiz olsun.

7. Sepeti kaydedin

Müşterilerin 84%’ü karşılaştırma yapan müşterilerdir. Bu da internetin getirdiği kolaylıktır.

Birden çok pencere açar, benzer ürünleri bulur ve fiyat ve ödeme yöntemlerini karşılaştırırlar ve sonuca ulaşırlar. Birçok müşteri de bu araştırmayı birkaç gün sürece yapabilir. Sayfayı açar, tekrar kapatır, ertesi gün tekrar açar gibi.

Bugün sepeti terk etse de yarın geri dönebilirler. Sepeti kaydedebilmek müşteriler için kritiktir. Siz de arada sepetinde ürün tutan ama ödemesini henüz yapmamış yani daha önce sepeti terk etmiş kişilere hatırlatma yapabilirsiniz.

Bunu başarabilmenin hangi alışveriş uygulaması kullandığınıza göre değişmekle birlikte birçok seçeneği var. Bunlardan bir kaçı;

  • Save & Share Cart (WooCommerce için) – herkese sepetindekileri kaydetme özelliği sunuyor ve sonrasında sepete özgü bir link vererek sepeti terk etse de sepeti tekrar hatırlatma özelliği var.
  • Recover Abandoned Cart (WooCommerce için) – sepeti terk eden müşteriyi izler ve müşteriye bir kupon koduyla otomatik bir email gönderir.
  • Shopify Professional or Unlimited– sepeti terk edenleri izlemenizi sağlar ve otomatik veya manuel olarak müşterilere terk ettikleri sepet için link gönderir.
  • Apps for Shopify Basic– sepetleri kaydetmek için birçok çeşitli uygulama.

8. Güvenlik rozetlerini gösterin

Günümüzde iyi olmayabilen insanlar her yerde olabiliyorlar ve online ortamı da kirletiyor olabilirler. İnsanlar bir e-ticaret sitesinden alışveriş yaptıklarında ürünün gelip gelmeyeceğine bile şüpheyle bakıyorlar.

Özellikle bu site daha önce hiç alışveriş yapmadıkları bir site ise daha fazla şüpheci yaklaşabiliyorlar.

Kredi kartının bilgisini verecekleri siteye Siteye güvenmek istiyorlar.

Güvenlik sertifikaları ve verilen ürün ve hizmet garantileri müşterilerin güvenini kazanmayı ve sepeti terk etme oranını azaltmayı sağlıyor.

 

Tabi ki her güvenlik rozeti eşit etkiye sahip değil. Bir araştırmaya göre insanların güvendiği rozetler aşağıdaki gibi

 

En iyi 4 güvenlik rozetini nasıl alacağınız ve fiyatlarına bakalım.

9. Birkaç ödeme şekli imkanı sağlayın

Bir araştırmaya göre alışveriş yapanların 56%’sı ödeme sayfasında birden çok ödeme seçeneği görmek istiyorlar.

 

Müşterilerin isteyebilecekleri ödeme seçenekleri çeşitli olabilir. O yüzden alışveriş kitlenizi bilmek önemlidir. Paypal kullanıyorsa siz de paypal ödeme sisteminizi kurun.

10. Stok bitiyor havası verin

Bazen alışveriş yapanlar alışverişlerini tamamlamak için çok az motivasyona ihtiyaç duyarlar. Stok bitiyor hissi müşterinin acele etmesini sağlayabilir.

Bir strateji de ne kadar stok kaldığını göstermektir.

Örneğin kıyafet bakan birine istediği beden ve tarzda son 4 tane kaldığını söylerseniz, kaçırma korkusuyla müşterinin alışverişi tamamlamasını sağlayabilirsiniz.

Diğer bir yol ise geri sayan sayaç koymak. Bu daha çok kısa süreli kampanyalarda ve özel tekliflerde daha çekici olacaktır. Eğer müşteri sepete attığını almak için son 2 saati kaldığını düşünürse pek zaman kaybetmeden ödemeye geçebilirler.

Zulily sitesi bu iki taktiği de kullanıp stok bitiyor hissi yaratıp sepeti terk etme oranını azaltabilen firmalardan. Ürün sayfasında geri sayaç koyup (2 gün 8 saat içinde bitiyor), hangi tarz ve bedenlerin satıldığını gösteriyor.

Aynı zamanda o an kaç kişinin ürüne baktığını da gösteriyor. Örneğin bu “ürünü şu an 45 kişi inceliyor” gibi. İki yöntemin zekice karışımı olmuş. Bu da müşteriyi sepeti terk etmeyip alışverişe yönlendiriyor.

11. Kargo bedava kampanyaları yapın

İnsanların 93%’ünün bedava kargo kampanyası yapıldığında daha fazla alışveriş yapacağını biliyor muydunuz?

Her kargo ücreti 5-10 tl tutsa da kargo bedeli bir satışı kazanmak veya kaçırmayı belirleyen ana sebep olabilir.

Kargo bedelleri alışveriş yapanların sepeti terk etmeleri için bir numaralı sebeptir. Ücretsiz kargolu fiyat belirleyin.  Bedelsiz kargo ana kaynaklardan biri olabilir. Kargo süresini de mutlaka belirtin.

Zappos firması ücretsiz kargoyu çok belirgin gösteriyor.

Sonuç olarak;

Bir online müşteriyi sepete kadar getirmek bir başarıdır. Fakat sepeti terk etmelerine sebep olmak bir satış kaybıdır.

 

Bu postta ürünleri sepeti terk edip siteden çıkan müşterileri azaltmak için neler yapılabilir üzerine çok işe yarayacak bilgiler okudunuz. Bu taktikleri hayatınıza katın, sepeti terk etme oranının azaldığını göreceksiniz.

 

Siz hangi teknikten daha çok fayda gördünüz?

Sizin başka teknikleriniz var mı?

Lütfen yorumlar bölümünde bizle paylaşın.

 

Tavsiye yazı: E-ticaret teknikleri makaleleri

 

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Daha Çok E-Ticaret Satışı Yapmanın 53 Yolu

Eğer internetten daha fazla para kazanmak ve e-ticaret satışınızı arttırmak istiyorsanız, er ya da geçe-ticaret satış yüzleşeceğiniz şey; dönüşüm oranı

Ana amacınız şu olabilir, aynı trafikten daha fazla satın alan müşteriye çevirebilmek.

Bunun için de birçok çalışma yapıyorsunuz. Ufak tefek hatalardan bir kayıp yaşamak istemezsiniz. Fakat fark etmediğiniz birçok küçük hatalar sizi alabileceğiniz bir dönüşümü alamamanıza sebep olabilir.

İşte size daha fazla e-ticaret satışı yapmak için dikkat etmeniz gereken noktalar. Bunlar size daha fazla satış yapmanızı sağlayacak. Hepsini iyice benimseyin.

E-ticaret satış arttırma teknikleri

  1. Önerdiğiniz ürün veya hizmet hedef kitlenizin bir sorununu çözmeli. Ziyaretçilerin istediği bir şey satın. Fayda sağlamayan bir ürün en başından batıktır.
  2. Müşterilerinize bir insandan satın aldığını hissettirin. Dilinizi insancıl, arkadaşçıl ve birçok pazar için teklifsiz tutun. Bir insan gibi diyalog kurun makine hissi vermeyin.
  3. Başkalarına satmadan önce birinin sorununu nasıl çözdüğünüzü anlatın. Okuyucuların örnek görmelerini sağlayın.
  4. İmla hatalarınızı düzeltin, linkleriniz çalışsın. Sizi şapşal gösterebilecek imla hataları ziyaretçi kaybettirir. Yazınızı düşünerek yazın ve linklerinizi kontrol edin.
  5. İki başlık manşet deneyin. İki başlık/manşetten denediğiniz iyi olanı seçin ve onu kullanın. Google Adwords bu konuda oldukça yardım alabileceğiniz bir hizmet.
  6. Reklam metninizin “çirkin” versiyonunu deneyin. Sıkıcı fontlar, kötü yerleşim, zevksiz renkler. Tuhaf bir şekilde keyifsiz sunumlar bazen daha iyi çalışıyor. Sürekli çirkin versiyonlar kullanmanız ziyaretçi kaybettirebilir fakat arada çirkin versiyon kullanmayı deneyebilirsiniz.
  7. Aksiyon çağrılarını güçlendirin. Ziyaretçilerinize bir sonraki adım olarak ne yapmaları gerektiğini açıkça belirtin.
  8. Ürünlerinizi yeterli detayda anlattığınızdan emin olun. Eğer fiziksel ise boyutlarını verin, iyi fotograflarını gösterin. Eğer dijitalse kaç saatlik ses kaydı içerdiğini veya kaç sayfalık bir pdf olduğunu yazın. Müşterilerin zaten biliyor olduğunu düşünmeyin, söyleyin.
  9. Reklam veya misafir postlarla trafik elde edin. Karşılama sayfanızın trafik kaynağınızla bağlı olduğundan emin olun. Eğer bir tıklama başına ödeme kampanyası yürütüyorsanız, anahtar kelimelerin karşılama sayfanızda olduğundn emin olun.
  10. Her reklam insanın bir ya da 9 insani ihtiyacını karşılamalı. Para kazanın, para biriktirin, zaman ve emek tasarruf edin. Aileniz için iyi bir şey yapın. Diğer insanları etkileyin. Keyif alın. Kendinizi geliştirin. Veya bir gruba katılın. Ve tabiiki #10: kendi seçiminiz olan romantik partnerinize kendinizi dayanılmz şekilde seksi gösterin. Temel insan ihtiyaçlarını belirlediniz. Bunları duygusal bir başlıkta kullanın..
  11. Özellikleri faydaya çevirin Kesinlikle telafuz edebileceğiniz faydalar vardır. Hatırlayın; özellikler ürünlerin ne yaptığıdır, faydalar ise müşterilerin bundan ne aldığıdır.
  12. Satış sayfasına resminizi koyun. İnsanlar güvenmek için yüz resmi görmeyi tercih ederler. Eğer sizin resminizi görürlerse size daha fazla güvenirler.
  13. Bir köpeğiniz varsa sadece köpeğiniz yerine beraber resminizi koyun. Köpeklerin insanların direncini kıran bir yanı vardır. İnsanlara köpeğinizle beraber resminizi gösterirseniz size daha ılımlı yaklaşacaklardır.
  14. Dilinizi basitleştirin. Pazarlamanın temel kuralıdır mesajınızı aptalın bile anlayacağı şekilde vermek. Sade ve anlaşılır bir dille mümkünse hikâyeleştirerek yazın.
  15. Ne kadar duygusal olduğunuz önemli değil, mantıkla besleyin. İnsanlara rakamları ve istatistikleri verin ki sizden satınalmayı veya sizi takip etmeyi kendileri için haklı çıkarabilsinler.
  16. Bir bonus önerin. İyi bir promosyon ile ürününüz sandığınızdan çok daha iyi gözükebilir. Bir havuç bonus ürününüze iliştirin.
  17. Mesajınızı doğru kişilere ulaştırın. Mesajınızı herkese ulaştırabilirsiniz. Fakat mesajınızı ulaştırırken ürününüzü almak isteyen ile almak için bütçesi olan aynı kişi olmalı.
  18. Tüm soruları dinleyin. İnsanların ürünle ilgili net olmadıkları yerler, teklifinizde beğenmedikleri yerler ve tüm sorularını cevaplayın, bu sorular size yeni kapı açabilir.
  19. En önemli satış elemanlarınızı ana sayfanın üst tarafında tutun Bunlar daha çok çekici bir başlık, harika bir açılış paragrafı ve ilgi çekmek için kullanılacak iyi çekilmiş bir ürün resmi ya da güven oluşturmak için kendi resminiz demektir. Göz takip araştırmaları göstermiştir ki en önemli resim sol üst köşede olmalıdır.
  20. Çifte okuyucu yolunuzu kontrol edin (dual readership path). Başlıklarınız ve altbaşlıklarınızın her biri ilgi çekici bir hikâye anlatabilmeli. Tüm yazının hiçbir yerini okumadan bir başlığı veya alt başlığı okuyarak okuyucu bir bilgi edinebilmeli.
  21. Garantinizi vurgulayın Garanti verdiğiniz yanınızı daha özgüvenle vurgulayın. Garantiniz müşteri riskini azaltmalı.
  22. PayPal’ınız olsun Müşteriler için PayPal eğlenceli para olarak düşünülebilir. İnsanlar kredi kartını kullanırken tereddüt edebilir ama paypaldan daha kolay harcayabilirler.
  23. Ürününüzü kullanmanın deneyimini anlatın. Deneyim paylaşan insanların tecrübe paylaşma videoları veya resimli yazıları ürününüze güven kazandırır.
  24. Alışveriş sepetine giden linkiniz çalışıyor mu? Gülmeyin. Sayfanızdaki her linkin çalıştığından emin olun. Alışveriş sepetine giden linki de test edin.
  25. Pazarlamanız sıkıcı olmasın. Kendinizi ciddiye almayın ama işinizi ciddiye alın. Eğer pazarlamanız müşterileri uyutuyorsa işinizi tam yapmıyorsunuz demektir.
  26. Sosyal medya sadece konuşmak değil aynı zamanda dinlemektir. Müşterilerinizin Twitter, Facebook, LinkedIn, forumlar ve blog yorumlarında neyden şikâyet ettiğini bulun ve çözüm araştırın. Kötü yorumları silmeyin, tüm soruları tek tek cevaplandırın.
  27. Orijinal ve yaratıcı olmanıza rağmen ziyaretçi kaybetmeyin Sadece farklı olmak için farklı olmayın, gerçekten farkınızı özgüvenle belirtin.
  28. Taksit yapın
  29. Genel ilgi gören konulara bir link verin. Bu haberlerde bir şey de olabilir, iklim değişimi veya ekonomik türbülans veya müşterinin hayatındaki kilo, çocuk endişeleri veya emeklilik gibi zorluklar da olabilir
  30. Okuyucuyu biraz şımartın. American Express kartının bir sloganı da şuydu “ Açıkçası american Express kartı herkese göre değil”. Bu yüzden bu karta sahip olan insanlar ego şişmesi yaşadıklarından kart sahibi olmak istiyorlar.
  31. Aciliyet hissi yaratın, bugün tıklasınlar Insanlar eğer şimdi harekete geçmek için bir sebepleri yoksa satınalımı sürekli ertelerler.
  32. Birine hitaben yazın Kalabalığa yazmayın. İkna etmek istediğiniz mükemmel bir müşteriye hitaben yazın, bu yazım tonunuzu bile daha güvenilir yapar.
  33. Bir kanaat önderinden destek almaya bakın. Ünlülerin desteği her zaman değerlidir. Fırsatını bulabiliyorsanız kanaat önderlerinden veya tanıdık yüzlerden destek alın.
  34. Biz yerine ben kullanın “Biz” kelimesine göre “ben” daha iyi iş görür. Biz kelimesi daha kurumsal ve soğuk gözükür.
  35. Alanınızda uzman olduğunuzu gösterin.
  36. Başlığınızda rakam bulunsun. Rakamlar konuyu ve başlığı somutlaştırdığından daha çekici hale getirir. Son dönemlerde başlıkta rakamlar daha yaygın kullanılıyor. Bunu kullanın.
  37. El yazısına benzer fontlar etkileşimi arttırıyor. Webde bulabileceğiniz yüzlerce el yazısı tipi fontlar var, bunlardan birini kullanın.
  38. Satışta mutlaka platinium fiyatlı bir ürününüz olsun. Fiyatlandırma stratejilerinin temelinde bulunan bir fikirdir yüksek fiyatlı bir ürün gösterip daha düşük fiyatlı bir ürün satmak. Siz de bu teknikleri kullanın ve yüksek fiyatlı bir ürün önerin. Bu ürün aynı zamanda sizin alanınızda uzman biri olduğunuzu da destekler.
  39. Sipariş formunu anlaması daha kolay yapın. Karmaşık sipariş sayfaları müşterilerin tadını kaçırır, sade bir sipariş sayfası yapın.
  40. Teklifinizi sipariş sayfasında tekrar belirtin. İnsanlara sattıklarınızın tüm detaylarını hatırlamalarını beklemeyin. Bu bilgileri ve faydaları sipariş safhasında tekrar hatırlatın.
  41. Telefon numaranız sitenizde olsun. İdare etmesi biraz zor olsa da size verilen geri bildirimleri ciddi oranda arttıracaktır.
  42. Dikkat dağıtıcıları kaldırın. Ucuz gözüken reklamları kaldırın Onların getireceği birkaç kuruş yüzünden daha fazlasını ödeyecek müşterileriniz kaçabilir. Müşterilerinizin dikkat ettiği yerlere odaklanın. Tek sütunlu format en az dikkat dağıtıcı olandır.
  43. Resimlerin köşesine yazı yazın. Resim başlıkları bir satış metninin en çok okunan 3. Yeridir. Resim başlığı ürün veya hizmetinizle ilgili bir faydayı anlatıyor olsun.
  44. İlk paragrafı okumasını inanılmaz kolay yapın. Kısa, dikkat çekici, vurucu, albenili bir cümle kullanın. İyi bir hikaye çok işe yarayabilir.
  45. Sunumunuzla teklifiniz uyumlu olmalı. Eğer lüx bir ürün teklif ediyorsanız kullandığınız görseller de buna uygun olmalı. Ya da bir ergen kıyafeti satıyorsanız tasarımlarınız eğlenceli ve sevimli gözükmeli.
  46. Blog üzerinden satmayın. Onun yerine insanları iyi tasarlanmış bir karşılama sayfasına yönlendirin.
  47. Müşterinize çok fazla seçenek sunmayın. Kafası karışan insanar satınalım yapmazlar. Seçmek çin en fazla 3 seçenek sunmalısınız.
  48. Kendinizi tekrar etmekten korkmayın. Müşteriler satış metnindeki her kelimeyi tek tek okumazlar. Aksiyon çağrınızı, garantinizi ve en önemlisi ürün faydasını birkaç defa belirtmekten çekinmeyin, sıkıcı olmayacaktır.
  49. Çok ucuz fiyat koymayın. Şaşırtıcı şekilde birçok satın alan müşteri zamanlarına değmeyeceğini düşünerek ucuz fiyatlı ürün almıyorlar. Siz de çok ucuz fiyat koymayın.
  50. Alışveriş sepetinde satın al kelimesini kullanıyor musunuz? Daha çok “sepete ekle”, “bize katıl” gibi cümleler kullanın. İçinde satın al geçen cümlelere insanlar daha az reaksiyon gösteriyorlar.
  51. Müşterinin kendini satın alırken hayal etmesine izin verin. Müşteri sanki satınalmış gibi konuşun. Satınaldığında ve kullanırken sarfedeceği kelimeleri kullanmaya çalışın. Bu ürünü daha da yaşatmanızı sağlayacak. Peterman websitesi bir örnek.
  52. Paragraflarınızı kısa tutun. Altbaşlıkların kullanıldığını en az sayfada bir tane kullanıldığından emin olun. Yazı duvarı gibi bir metin müşteriyi kaçıracak sadece büyük ya da ayrı yazıları okuyacaktır.
  53. Font büyüklüğünü arttırın. Bi tık büyütün.

Tavsiye yazı: E-ticaret satış teknikleri

Sonuç olarak;

Online kanalınızdan satış yapmanın birçok yolu var. Bunlardan 100’ü aşkın olanını burada okudunuz. Fakat keşfedilmemiş yeni fikirler de olabilir. Bunları da sizden duymak istiyorum.

Sizin de eklemek istediğiniz varsa lütfen yorumlar bölümünden yazın.

 

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Makro Ve Mikro Influencer Arasındaki 10 Fark

Tek bir influencer tipi olamadığını, makro ve mikro influencer olduğunu biliyor muydunuz?

Bu makalede makro ve mikro influencer arasındaki farkı okuyacaksınız.

Peki; mikro influencerlar mı makro influencerlar mı daha etkili?

En çok hangisi işe yarıyor? Hangisine yatırım yapmalısınız?

Öncelikle mikro influencer ve makro influencer arasındaki farkı anlatayım.

Makro ve mikro influencer arasındaki farklar

Mikro Influencerlar

Mikro influencerlar normal insanlar. Çoğu zaman 10.000’den az takipçileri olur.

Bir mikro influencer çoğu zaman bir influencer olmak ister. Tribe ve Takumi gibi siterler kendi sosyal medya hesaplarının estetik halinden memnun olan insanların oluşturduğu topluluklardır. Bu tür insanların fotoğraflara iyi gözleri vardır.

Nasıl çalışırlar: markalar hazırlanmış briefleri bu online influencer platformlarına verirler ve ilgili influencerların onlara ulaşması istenir.

makro ve mikro influencer

(Source: https://takumi.com/)

Makro Influencerlar

Makro influencerlar birçok insan tarafından tanınırlar. Çoğu zaman bu kişiler 100.000 ve üzeri hatta milyon takipçisi olan ünlülerdir.

Makro influencerlara markalar doğrudan ulaşırlar. Kendi ürünlerinin çekeceği postlarda, sosyal medya profillerinde görülmesini isterler. Markadan bahsedilmesi istenir.

Makro influencerlar kullanılarak milyonlarca kişinin önüne ürün çıkarılır. Görünürlük ve bilinirlik açısından oldukça iyidir.

Basitçe mikro influencer ve makro influencer arasındaki fark budur. İkisiyle de çalışmanın faydaları ve dezavantajları bulunur. Bunların ikisini de bilmek size çalışırken kolaylık sağlar, boşa adım atmazsınız. İşte o avantaj ve dezavantajlar;

Mikro Influencerların avantajları

Özgündürler

Mikro influencerlar ağızdan ağıza pazarlama ile aynı şekilde etki oluştururlar. Mesela spordan sonra nutri-bar yemeği sevdiklerini gösteren bir resmi instagramdan paylaştıklarında –biraz kurgu olduğunu anlasanız bile- çok sorgulamazsınız.

Genelde bir mikro influencerın o gösterdiği ürünü gerçekten aldığına ve kullandığına daha kolay inanırız. Size nutri-bar’ın lezzetli olduğunu ve yüksek oranda protein içerdiğini söylerler. Siz de kafanızda markayı ve ürünü not alırsınız.

Bu tip sahici ve özgün hareketler daha fazla etkileşim, bilinirlik ve marka bilinirliği sağlar. Bir dahaki protein bar alışınızda instagramda gördüğünüz ve inandığınız protein barı alırsınız.

Ucuzdurlar

Tabii ki makro influencerlardan daha ucuzdurlar.

Ortalamada bir mikro influencer makro influencer postundan çok daha ucuz fiyat koyar.

Mikro Influencerlarla çalışmanın dezavantajları

Belirli görünürlük ve erişim alabilirler

Mikro influencerların çok takipçisi yoktur ve birçok platformda 10K takipçi limiti belirlenmiştir. Yani 10K üzeri makro influencer olarak kabul edilir.

Bu demek değildir ki bu tip içerikler etkileşime açık değildir. HubSpot raporlarına göre mikro influencerlarlar makro influencerlara göre daha fazla etkileşim alırlar.

Markalar Mikro influencerların üretecekleri hakkında daha az kontrol sahibidir.

Çoğu zaman, markalar influencera ne istediklerini, neyin öne çıkarılmasını, genel ürün bilgisini ve genel sunum şekliyle ilgili bilgi verirler. Mesela organik bir kozmetik markası kısaca ürünlerinin plastik malzemelerle, parlak renklerle kullanılmaması gerektiği gerektiğini söyleyebilir. Onun yerine dışmekanda yumuşak ışıklarla ve sadece doğal renklerin baskın olduğu fotoğraflar isteyebilir.

Bununla birlikte bu brief bir kez yazılıp onaylanıp influencera yollanır. Artık güç markanın dışındadır. Sonuçlar hakkında daha az kontrol sahibidirler. Bir mikro influencerın kaliteli bir içerik post edeceğine güvenilir.

Birçoğu durumda influencerların üreteceklerine güvenirsiniz.

Yatırımdan getiriler çoğu zaman kanıtlanması güçtür

Bir mikro influencer kampanyası yürütürken ürününüzü bir çok kişinin önenüe çıkartırsınız. Her ne kadar görüntülenme, erişim ve etkileşim kolayca ölçülebilir ve raporlanabilir olsa da influencer etkileşimini doğrudan satışa çevirmeyi ölçmek daha zordur.

Bunun sebebi influencer postları bilinirlik oluşturmak için harika olsa da doğrudan site trafiği oluşturmayabilir. Özellikle instagram açıklamalar bölümüne link vermeye izin vermiyor.

 

Makro Influencer avantajları

Markalar Makro influencer kampanyası yürütürken daha kontrol sahibidir.

Bir marka tam doğru ünlüyü seçip ona tam brief verip ne post edeceğini verebilir ve sonuçlarını da tahmin edebilir.

Bu kontrol aynı zamanda markaların ürün çevresinde ünlenmesine de sebep olabilir. Örneğin Made in Chelsea’nin bir cast üyesi bir ürünün lüx sunumunu desteklerken diğer yandan bir Olympia’lı güçlü ve profesyonel anlamı çağrıştırabilir.

Bunun yanında bu yanlış bir yola da girebilir. Örneğin BooTea çaylarını ele alalım. Diyet markası Scott Disick ile işbirliği yapıp ürünü instagram hesabından göstermesini istiyor. Fakat influencer açıklamaya “Yaz çalışma rutinini sabah BooTea’si protein shake’i ile devam ediyorum.” yazıyor. Bu tür bir kampanya markanın istediği yöne gitmezse markanın özgünlüğüne zarar verir.

Yatırımdan getiri daha kolay ispatlanabilir.

Mikro kampanyalara göre tespit edilmesi daha kolaydır. Çünkü her marka makro influencer kampanyası için özgün bir teklif kodu üretir. Influencer bunu içeriğinin yanında post eder. Aşağıdaki örnek gibi;

Bu da özel bir postla satışların ne kadar oluştuğunu ölçmeyi kolaylaştırır. Ve makro influencer kampanyasında özel kodlar online olarak kaç kez kullanıldığını kolayca ölçerler.

Makro Influencer dezavantajları

İnsanlar genelde makro influencerlara güvenmezler

Ürün yerleştirme genelde anlaşılır. Ve haliyle özgün ve inanılır değildir.

İnsanlar kurgulanmış bir instagram postunu anlarlar. Haliyle içeriğe daha az inanırlar. Bilinirlik ve erişim için bu tür kampanyalar gayet istenilen sonuç alınabilirken insanlar genelde influencer’ın ürünü kullandığına gerçekten inanmazlar.


Makro influencer kampanyaları daha pahalıdır.

Ünlüler genelde mikro influencerlara göre daha fazla ödeme talep ederler.

Ünlülerin bir postu statulerine ve takipçi sayılarına göre değişir. Yüzyüze görüşmek en iyisidir. Üst limitlerden biri de Kardashianlardır. İstedikleri rakam $500.000 civarıdır. Bu gelirler Kardashian’ın gelirinin 25%’ini oluşturuyormuş.

Her ne kadar takipçisi çok olsa da ve içeriğiniz çok kalabalık bir gruba ulaşsa da mikro influencerların birçok postuyla çok daha ucuza makro influencerların verdiği bilinirlikten çok daha fazlasını alırsınız.

Makro influencer kampanyaları yürütmesi daha zordur

Organize etmesi daha uzun sürer ve muhtemelen bir PR ajansı gerektirir. Bir ünlüyü veya menejerine ulaşmak ve bağlantı kurmak bir şeydir, ardı ardına gelen talepleri karşılamak başka bir şeydir.

Aynı zamanda ünlüler çalışacakları markalara karşı çok seçici davranabiliyorlar. Ona ürününün profili için de ne kadar uyumlu olduğunu ve profiline faydası olacağını anlatmak önemli hale gelebiliyor.

 

Sonuç olarak; siz hangisini tercih edersiniz?

Hem makro hem mikro influencer kampanyalarının avantajları ve dezavantajları vardır. Birçok durumda ben mikro influencer kampanyalarını tercih edebilirdirm. Özgünlük oldukça önemlidir. Özellikle milenyumlar çok severler.

Eğer bütçeiz varsa, hem mikro hem makro influencer kampanyasını beraber deneyin. Önce mikrodan başlayıp ilk tepkileri ölçün. Tepkilere göre ilerideki stratejilerinize yön verebilirsiniz. Kriterlerinizi düşünüp kendiniz karar verin.

Tavsiye yazı: İnfluencer pazarlama makaleleri

Kaynak

https://www.socialmediatoday.com/news/micro-influencers-vs-macro-influencers/516896/

https://blog.digimind.com/en/insight-driven-marketing/execute/micro-vs-macro-influencers-whos-right-for-your-campaign/

https://www.socialsamosa.com/2018/02/macro-influencers-vs-micro-influencers/

https://www.convinceandconvert.com/influencer-marketing/micro-influencers-make-a-winning-influencer-strategy/

https://www.socialbakers.com/blog/micro-influencers-vs-macro-influencers

https://adage.com/article/digitalnext/micro-macro-influencer-marketing-kim-kardashian/307118/

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

E-Posta Abone Listesi Oluşturmanız İçin 22 Altın Yol

E-posta abone listesi oluşturmak sitenize kayıtlı kişilerin e-postaları ile abone olmalarınız sağlamaktır.e-posta abone listesi

 

E-posta abone listesi oluşturmak neden önemlidir?

 

E-posta abone listesi blogun trafiğinin ana kaynaklarındandır.

E-posta abone listeniz yeni bir yazı çıkardığınızda ilk yolladığınız kişilerin listesidir.

Blog yazarları için e-posta abone listesi oluşturmak, içerik üretmekten sonra en önemli iştir.

Blog büyüklüğü oluşturduğunuz e-posta abone listesinin büyüklüğüyle ölçülür.

 

Büyük bir blog olmak istiyorsanız büyük bir e-posta abone listesi oluşturmalısınız. E-posta abone listesi aynı zamanda sizin topluluğunuzdur.

 

Benim deneyimim; örneğin ben e-posta abone listesi oluşturmaya çok geç başladım, sonradan araştırmalarımda fark ettim ki e-posta abone listesi oluşturmak blog yazarı olarak yapmam gereken en önemli iş imiş.

Yoksa boşuna büyük bir fırsatı kaçırıyormuşum. İnsanlar tanıtım mesajlarını e-posta ile almak istiyorlar.

 

E-posta abone listesi oluşturmanın ustalarından araştırıp nelere dikkat etmek gerektiğini öğrendim. Oluşturmaya çabaladığım e-posta abone listesinin büyüme hızı çok belirginleşti.

 

Peki, büyük bir e-posta abone listesi oluşturmanın faydaları nelerdir?

 

  • Büyük topluluk demektir.
  • Büyük blog demektir.
  • Popülersiniz demektir.
  • İçerikleriniz ilk çıktığında googledan önce aboneleriniz okur.
  • Bugün ürün veya hizmet çıkarsanız tanıtacağınız kişiler var.
  • Muazzam trafik demektir.
  • Network demektir.

 

Büyük bir topluluğunuzun olmaması blogunuzu zayıf bırakır. İnsanlar blogunuza girer çıkarlar. Kuru trafik oluşur. Benim de uzun süre böyle olmuştu.

 

Çeşitli kaynaklardan e-posta abone listesi oluşturmanın öneminin farkına varıp abone toplama çalışmalarına başladım. Şimdi abone sayısı her gün artıyor ve güzel niş bir kitle oluştu.

 

Siz de blogunuzun devamlılığını sağlamak için kesinlikle e-posta abone listesi oluşturmalısınız.

 

E-posta abone listesi oluşturmak ve büyütmek için biraz vakte ve çabaya ihtiyacınız olabilir ama iyi bir e-posta abone listesi oluşturmak için gerekli harika taktikleri alabileceğiniz yerdesiniz.

 

 

Büyük e-posta abone listesi oluşturmanız için yollar

 

1. E-posta abone listesine özgü içerik oluşturun

Özellikli içeriğin e-posta abone listesi için çok anlamı vardır ve çok çeşitli yollarla sunulabilir. Büyük bir e-posta abone listesi oluşturmak için bazen sadece abonelerinize özel içerikler üretin.

Bunu da blogun bir köşesinde mutlaka belirtin. Mesela “Sadece abonelere özel içerik” bilgisini bir tarafa yazın.

2. Abone kayıt butonuna A/B Testi uygulayıp idealini bulun.

Büyük bir e-posta abone listesi oluşturmak için üyelik kayıt formunun ve kayıt butonlarının dikkat çekici olması gerekir.

Aksiyon butonunun;

  • Rengi: Araştırmalara göre en çok tıklatan buton rengi turuncu.
  • Şekli: Altı çizgili metin etkisi yüksek değil. Buton şeklinde kullanın.
  • Kelimeler: Kullandığınız kelimeleri çekici kelimelerden seçin. Bu kelimeleri ilk seferde bulamayabilirsiniz ama çeşitli şeyler deneyin, test edin.

Tüm modeli, renkleri, görselleri, metni ve hatta düğme şekli en iyiyi bulana kadar sürekli test edin. Tüm farklılığı bunlar yaratır. Küçücük değişiklikler muazzam farklılıklar yaratabilir.

 

3. Ziyaretçilerin daha uzun kalmasını sağlayın

Büyük bir e-posta abone listesi oluşturmak için güvenilirlik önemlidir.

Başarılı blogların hemen çıkma oranları düşüktür. Hemen çıkma oranını azaltmalısınız. Bu şekilde arama motorlarında daha yükseklerde çıkmaya başlar ve blogunuz daha güvenilir gözükür.

İnceleme yaparak blogunuzu okuyucuların neden bıraktığını bulun

4. Blogunuzu hızlandırın

Süper hızlı internetin gelişmesiyle insanlar her online hareketi hızlı yapar oldu ve her şeyi hızlı istiyor. Yavaş internet sitelerini insanlar çabucak terk edebiliyor.

Yavaş siteler de az değil, bir araştırmaya göre blogların 73% ü yavaş yükleniyor. Sizin blogunuz hızlı olsun ki insanlar bırakıp gitmesin.

Büyük bir e-posta abone listesi oluşturabilmek için;

  • İyi bir hosting seçin,
  • İyi bir host paketi seçin,
  • CDN kullanın,
  • Resimlerinizi küçültün,
  • Temanız hızlı olsun

yoksa ciddi trafik kaybedebilirsiniz.

 

5. Abonelik formunu daha fazla yere koyun

Blogunuza ilk geldiğinde okuyucu içeriğinizi ve kalitesini bilmediğinden abonelik için çalıştırdığınız popup kutucuğunu okuyucu kapatıverir.

Bir süre sonra içeriğinizi okuyup beğendiğinde okuyucu e-postasını sizin e-posta abone listesine eklemek isteyebilir.

Ziyaretçiler abone kayıt formunuzu aramak için zaman kaybetmemeli. Blogun kritik noktalarında abone kayıt formunu koymalısınız.

Büyük bir e-posta abone listesi oluşturmak için abone kayıt formunu koyabileceğiniz işte birkaç yer;

  • Anasayfa
  • Post sonu
  • Hakkımda sayfası
  • En üst bar
  • Alt bar
  • Satın alım sayfası
  • Yorumlar bölümü
  • E-posta imza kısmı
  • Çıkış pop-up (en etkilisi)

Kullanabileceğiniz eklentiler;

Popover (plugin)

Anasayfa (plugin)

Üst kısım (plugin)

Yanbar (plugin)

Slide-in (plugin)

6. Abonelik formunda az alan kullanın

Ziyaretçiden abone olmak için çok fazla bilgi istemeyin. Kalabalık bir formu doldurmak insanların abone olma isteklerini kaçırıyor.

Örnekte olduğu gibi sadece isim ve email istemeniz yeterli olacaktır.

Abone kayıt formunda sadece soyadını istemek bile üyeliği sayıca ciddi şekilde azaltabilir.

Hubspot sitesinin bir araştımasına göre istenen bilgi arttıkça üyelik kaydı azalıyor. Yani e-posta abone listesini büyütmek için az bilgi isteyin, sadece hitap etmek için ilk ismini ve iletişim için e-postası yeter.

 

7. Okuyucuların reddedemeyeceği bir hediye teklif edin

Eğer sadece bedava güncelleme önerirseniz e-posta abone listesi büyür. Ama çok fazla değil. Çekici bir teşvik koyarsanız e-posta abone listesini daha da büyütürsünüz.

Bu teşviki önerirken iki şeye dikkat etmelisiniz.

  • Sizin konunuzla ziyaretçinin aradığı birbiriyle ilgili olmalı.
  • Algılanan değeri yüksek olmalı.

Aristolog sitesinde önerildiği gibi ödüller vermek, kampanyalar yapmak, kurs, ücretsiz ders vermek önemli etkiler yaratabiliyor.

Okuyucularınıza abone listesine kayıt olmaları için teşvik olarak kullanabileceğiniz birçok şey var. Mesela;

  • Kontrol listeleri
  • Tüyo listesi
  • Araçlar listesi
  • Özel yazılım
  • Ürün fiyat indirimi
  • Bir kurs
  • Özel röportaj
  • Şablonlar
  • Özel danışmanlık
  • Çalışma kitapları
  • E-kitaplar.

 

WordPresste hediye verme ve çekiliş gibi çalışmalar için RafflePress eklentisini kullanabilirsiniz.

 

Bir araştırmaya göre email abonesi olmak için en çok tercih ettikleri içerik webinar olmuş

8. İyi bir karşılama sayfası hazırlayın

Karşılama sayfaları e-posta abone listesi oluşturmak için çok faydalı bir araçtır. Sayfaları tek amaç için tasarlanmalısınız ve dikkat dağıtıcı olmamasına dikkat etmelisiniz.

Ne kadar odaklı olursa o kadar abone kazanırsınız. İyi karşılama sayfası oluşturmak için wordpress için birçok eklenti kullanabilirsiniz. İyi tasarlanmış karşılama sayfalarına bir örnek;

9. Kayıt yeriniz kolay fark edilir olsun

Büyük bir e-posta abone listesi oluşturmak için abone kayıt formunuz çevresinden kolay ayrılan, kendini fark ettiren şekilde olsun. Sitenin üzerinde insanların çok uğradığı yerleri ölçün ve o bölgelere koyun.


Site tasarımınız nasıl olursa olsun bazı bölgeler her zaman daha fazla dikkat çekiyor. Örneğin insanların F harfi gibi okumaları sol üst köşenin trafiğini çok arttırıyor. Above the fold dedikleri ekranın ilk açıldığında gözüken alanında yapılan bir araştırmaya göre;

Sayfanın tamamını inceleyen diğer bir araştırmaya göre;

10. Okuyucunun faydasını açık belirtin.

İnsanlar neyin içine girdiklerini bilmek isterler. Aynı zamanda e-postalarını verme konusunda oldukça muhafazakârdırlar. O yüzden ne için e-posta adreslerini verdiklerini bilmek isterler.

 

İnsanların e-posta adreslerini vermelerinin sebebini ve karşılığında alacakları sonucu açıkça belirtin. Onlardan e-posta atmak için de izin isteyin.

 

11. Sosyal kanıt ekleyin

İnsanlar sizin bilinir, güvenilir biri olduğunuzdan daha önce başka kişilerin de sizinle etkileşim içinde olduğundan emin olmak isterler. İşinizde iyi olduğunuzdan emin olmak isterler.

 

Daha önceki müşteri deneyimleriniz var ise bunları ana sayfanızda paylaşabilirsiniz. Rakamlardan daha iyi başka bir şey konuşamaz. “Diğer 100.000 üyenin arasına katıl “ gibi bir sosyal kanıt güvenilirliğinizi gösterir.

12. Sosyal medyayı kullanın!

Sosyal medya insanları sitenize çağırıp abone listesine kaydolmalarını sağlamak için mükemmel bir araçtır.

 

İş dünyasında birçok firma sosyal medya hesaplarına sahip. Siteleri ve sosyal medya hesapları tamamen bağlı.

 

Ziyaretçi kazanmak istiyorsanız facebook, linkedin, google+ ve twitter hesaplarınız olmalı ve oradan yayın yapmalısınız.

Sitenize ziyaretçileri çekmek için sosyal medyada sitenize özel sayfalar açın ve sitenizi tanıtın. Sitenize abone olmalarını isteyin.

Örneğin;

  • Instagramda bioya sitenizin linkini koyun
  • Instagramda yarışma veya çekiliş düzenleyin
  • Forumlarda uzmanlığınızı gösteren yorumlar yazın ve sitenize davet edin vb.

*Bonus. Facebook sayfanızda abone ol butonu ekleyin

Facebook işletme sayfalarında abone ol butonu koymaya izin veriyor.


Facebook sayfanıza gelip “add a button” a tıklayın. Size birden çok seçenek sunacak. Önce “get in touch with us” a tıklayın ardından “sign up” tıklayın. Abone olunacak link sayfasını buraya girebilirsiniz.

 

13. Ücretsiz hostlardan çıkıp kendi hostunuzu bulun.

Eğer bedava wordpress.com kullanıyorsanız ücretli bir hosta geçin. Abone listesini büyütmek için tüm gerekli e-posta eklentilerini ve gerekli özellikleri kullanabilirsiniz. Çok geç olmadan erkenden wordpress.org’a geçin.

 

14. Kendinizin bloguna yazdığınız kadar başka bloglara da misafir yazı yazın

Birçok blog sahibi yazılar yazıp neden okunmadığını merak ederler. Büyük ihtimal blogun olduğunun insanlar farkında bile değiller.

 

Misafir postlar yazarak birçok yere imzanızı atın. Kendinizi misafir yazar olarak parlatın. Başka bloglardan gelen kişiler de e-posta abone listesinin büyümesini sağlar.

 

15. Metin iyidir fakat görsel medya da çok kullanın.

Metin içerikler, halen internette en çok tercih edilen içerik formu. İnsanlar işte video izleyemiyor, ama okuyorlar.

 

Ama metin içeriği destekleyen podcastlar, videolar, infografikler içeriği zenginleştirme adına inanılmaz iş görüyor.

 

Görsel medya inanılırlığı güvenilirliği arttırır. Görsellerle desteklenmiş içerikler ziyaretçiyi daha çok inandırır ve daha fazlası için abone olurlar.

 

16. Büyük bir e-posta abone listesi oluşturmak için Reklam kullanın

Reklam daha fazla kişiye ulaşmanızı sağlar. Daha fazla kişiye ulaşmak daha fazla trafik ve abone listesinin büyümesi anlamına gelir.

 

Sosyal medyada, google aramalarında reklam size fayda sağlayacaktır. Çok fazla harcamak zorunda değilsiniz, günlük 5 tl bile yeterli olabilir.

 

17. HelloBar trafiği yönlendirmek için harika bir yol

Sitenin üstünde HelloBar eklentisini kullanın. Bir veya birkaç mesajı A/B test yapmanıza olanak sağlar. E-posta kayıt formuna veya karşılama sayfasına yönlendirmek için etkili bir yolu. Hellobar kullanın.

18. E-posta göndermede tutarlı olun

Tecrübelerle öğreneceksiniz ki istikrarsızlık e-posta abone listesindeki kişileri sıkar.

Haftada 1 yazı yayınlıyorsanız böyle devam edin. Haftada 3 kez yazıp 2’ye indirip hiç yazmayıp sonra bir yazı yazmak 1 aylık istikrarsızlıktır.

ReturnPath’ın araştırmasına göre haftada 5 kez email yollamayı alıcılar olumlu karşılıyor. Fakat haftada 5’ten fazla yollanan emaillere alıcılar olumsuz tepki göstemeye ve ilgileri azalmaya başlıyor.

 


Zettasphere’in yaptığı bir araştırmada da aynı sonuç elde edilmiş. Haftada 5 kez her gün 1 tane yollarsanız alıcılar en az bir tanesini okuyor.

 

19. Yorumlardan teşekkür sayfasına yönlendirin

Blogunuzda basit bir eklentiyle “teşekkür ederim” sayfasına yönlendirebilirsiniz.

 

Bir okuyucu yorum yaptıktan hemen sonra ziyaretçiyi bir teşekkür sayfasına yönlendirip etkileşimi için teşekkür edip e-posta abone listesi kayıt formunu ve ek başka özellikleri ve içerikleri gösterebilirsiniz.

20. E-posta abone listesi oluşturma eklentisi kurun

Okuyucular sizin içeriğinizi sevmiş olabilirler fakat sitenizi terk ettikten sonra sizin blogunuzu unutabiliyor. E-posta abone listesi oluşturma eklentisi kurarak e-postaları toplayın.

Mailchimp eklentisi en meşhurlarındandır, rahatlıkla kullanabilirsiniz. MailChimpin nasıl kullanılacağını wpmavi.com blogunda Gürcan İnan detaylı şekilde anlatmış. Farklı eklentileri denemek isterseniz wpdenizi’nden farklı eklentilerin nasıl çalıştığını öğrenebilirsiniz.

21. İçerik indir linki verin

En etkili tekniklerden biri içerikle ilgili veya içeriği indirme linkini yazının içinde vermektir.


İndirme linkine tıkladığında bir pop-over çıkar ve e-posta adresi ister. E-posta adresi girdikten sonra dosya indirilir.

Tıklanılan linkte verebileceğiniz dosyalar şunlardan biri olabilir;

  • Postunuzla ilgili kontrol listesi.
  • Postunuzun PDF versiyonu.
  • Gerekli araçların / kaynakların listesi.
  • Blog postunun 2. parçası

Birçok fikir üretilebilir. Siz de fikirlerinizi yorumlar bölümünden yazın. Buradaki amaç ziyaretçiye özel bir içerik sağladığınızı hissettirmek.

 

22. Kendi ürününüzü piyasaya sürün

Birçok blog yazarı diyor ki kendi ürününümü piyasaya sürdüğümde e-posta abone listesi büyüdü. Ziyaretçilerinizin bir problemini çözen bir ürün ürettiğinizde en iyi sonucu alırsınız.

PDF ebook gibi bilgi ürünü üretmek en düz yoludur. Hem de ürününüzü online birçok yerden satabilirsiniz.

 

Sonuç olarak;

 

E-posta abone listesi oluşturmak blog yazarlığının en önemli aşamasıdır. Liste oluşturmaya geç başlamak benim için de pişmanlık sebebidir. Siz aynı pişmanlığı yaşamayın, e-posta abone listesi oluşturmaya bir an önce başlayın.

 

E-posta abone listesi oluşturmak için ise biraz zaman, çaba ve belki biraz bütçe ayırmanız gerekecek. Bu bir süreç ve bu süreçte kaliteli adım atmalısınız. Bu adımları atarken dikkatli ve bilinçli olmalısınız. Bu konuda size yardımcı olabilecek birçok taktik içeren yukarıdaki liste size faydalı olacaktır.

 

Bu taktikleri adım adım blog hayatınıza sokun ve istediğiniz sonucu almaya başladığınızı göreceksiniz.

 

Şimdi sıra sizde;

Sizin abone listesini büyütürken dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir?

Siz de yorumlar bölümüne dikkat edilecek bir tüyo ekleyin.

 

Tavsiye yazı:

Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Karşılama Sayfanızdaki Dönüşüm Oranınızı Arttırmanız İçin 10 Araç [Tüm İşlemler İçin]

Bu makalede karşılama sayfası programlarının listesi okuyacaksınız.

Hatırlayın, ilginizi çeken bir başlıklı bir e-posta okudunuz, epostayı açtınız, içindeki butonuna tıkladınız. Özel bir sayfaya geldiniz.

İşte o sayfa karşılama sayfası.

karşılama sayfası

Karşılama sayfası nedir?

Karşılama sayfası e-posta yollanan kişilerin tıkladığında gittiği bir sayfadır.

Karşılama sayfası (landing page) email pazarlama için hayati önem taşır.

İyi bir karşılama sayfası dönüşüm oranın artmasını sağlar. Dönüşüm oranlarındaki küçük bir değişim karlılığınıza çok katkı sağlayabilir.

Karşılama sayfaları da diğer tüm blog postlarından veya jenerik sayfalarından çok daha yüksek dönüşüm oranı yakalamaya yardımcı olur.

Hubspotun bir araştırmasına göre dönüşüm oranları şöyle;

Marka yönetimlerinin ve site sahiplerinin karşılama sayfası kullanmak istememelerinin 3 sebebi olabiliyor.

 

  1. Hazırlaması zor ve uzun sürebiliyor.
  2. Daha önce yüksek dönüşüm oranları tecrübe etmemişlerdir.
  3. Karşılama sayfalarını nasıl geliştireceklerini bilmiyorlar.

 

Bu 3 tip problem Thrive content builder, Optimize Press veya Visual Editor gibi karşılama sayfası oluşturma programları ile çözülebiliyor. İyi bir karşılama sayfası oluşturma programı dönüşüm oranınızı çok yükseğe çıkartır, daha fazla satış yaptırır veya abone kazanmanızı sağlar.

 

Karşılama sayfası nasıl oluşturulur?

Karşılama sayfası oluşturmak istediğinizde iki seçenek vardır.

 

  1. bir tasarımcıya ücretli yaptırırsınız-ki bu pahalı olabilir
  2. kendiniz yaparsınız.

 

Eğer pek teknik bilgiye sahip değilseniz, karşılama sayfaları pek istediğiniz gibi olmayabilir. Eğer tecrübe sahibi iseniz bile, çok zaman harcamanız gerekebilir.

 

Halbuki şablonları kullanarak kolayca ve hızlıca karşılama sayfası oluşturmak için birçok araç bulunuyor.

 

Karşılama sayfası hazırlamak için saatler harcamayın, birkaç dakika içinde şablon kullanarak etkili karşılama sayfaları oluşturabilirsiniz.

 

Bu yazıda iyi bir karşılama sayfasını kolaycacık oluşturmak için kullanabileceğiniz programları bulacaksınız.

 

Kolayca karşılama sayfası oluşturacağınız programlar;

 

  1. Unbounce (Karşılama sayfası programı)

 

En iyi karşılama sayfası programlarından biri de unbounce’tur. İsminin anlattığı gibi programın iddiası gelen ziyaretçiler hemen çıkmayacak (bounce rate) ve onun yerine abone haline dönüşmesidir.

 

Unbounce karşılama sayfası programı yeni başlayanlar için en kolay programlardan biridir

Önemli özellikleri şöyle;

  • “sürükle ve bırak” mantığıyla çalışır

 

Yan menüden metin kutusu, resim, formlar gibi elemanları seçip sürükle bırak yöntemiyle karşılama sayfanızı oluşturabilirsiniz.

 

  • Karşılama sayfanızı oluşturduktan sonra editleyebilirsiniz.
  • Oluşturduğunuz birçok karşılama sayfası mobil uyumludur

 

En iyi karşılama sayfalarının en önemli bileşenlerinden biri mobil uyumlu olmasıdır.

 

Aberdeen Group bir araştırma yapmış ve mobil uyumlu olmayanlara göre mobil uyumlu karşılama sayfalarının 10,9% daha fazla dönüşüm oranı sağladığı bulunmuş.

Mobil uyumlu karşılama sayfalarıyla ziyaretçiler sayfaları laptop veya mobil cihazlardan da girse istenildiği gibi görebilir.

  • İstediğiniz her tür formu ekleyebilirsiniz.

 

Çoğu karşılama sayfası email ve diğer bilgileri toplamak için kullanılıyor. Çekici bir form olmadan dönüşüm oranlarınız yeterli seviyede olmayabilir. En iyisinin hangisi olduğunu anlamak için A/B testi yapmayı alışkanlık edinin. Çok fazla bilgi istemek ziyaretçileri kaçırabilir.

  • Unbounce karşılama sayfası programı içinde A/B test imkanı sunuyor.

A/B testleri dönüşüm oranlarınızı arttırmanın en iyi yoludur.

Oluşturduğunuz karşılama sayfasını kopyalayıp üzerinde bir değişiklik yapıp ikinci kopyayı oluştururun ve gerisini Unbounce hallediyor.

 

Analiz sayfasında dönüşüm oranları ve diğer tüm istatistikleri görebiliyorsunuz. Testteki oranları da görebiliyorsunuz. Böylelikle A/B testini ne zaman durduracağınızı bilebilirsiniz.

  • Unbounce şablon sunuyor

 

Son olarak Unbounce üye olmadan da görebileceğiniz çok çeşitli şablonlar da sunuyor.

Sıfırdan oluşturmaktansa başkası tarafından oluşturulmuş bir şablonu kullanabilirsiniz. Aynı zamanda yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi şablonların beğenilme sayılarını da görebilir ve en çok beğenilenlerden de seçebilirsiniz.

 

Unbounce karşılama sayfası programları arasında en fiyatlısıdır,

 

Fiyat: $49/ Ay

Ücretsiz: 30 gün ücretsiz deneme

 

 

  1. Instapage (Karşılama sayfası programı)

 

Diğer karşılama sayfası programı ise Instapage. Daha küçük bir bütçe için en iyi seçenek instapage olabilir.

 

  • Unbounce gibi Instapage karşılama sayfaları da mobil uyumlu.

  • Sürükle bırak yöntemiyle çalışıyor
  • Üzerine sadece tıklayarak edit edebilirsiniz.
  • Aynı zamanda A/B test özelliği bulunuyor.
  • Karşılama sayfanızı ilk açtıktan sonra test edip gerekirse değiştirme şansı sunuyor.

  • Instapage editör sayfası Unbounce tan daha basittir.

İhtiyaçlarınıza göre bu iyi de kötü de olabilir.

Eğer çok teknik adam değilseniz bunu en iyi karşılama sayfası aracı olarak görebilirsiniz. Yine de yaptıklarınızın neredeyse hepsini burada da yapabilirsiniz.

Fakat eğer herşey üzerinde kontrol sahibi olmak isterseniz Unbounce gibi daha fazla ayar sunar.

  • Karşılama sayfasını oluşturduğunuzda nasıl post edeceğinizin de alternatifini sunuyor.

Alternatif olarak Instapage ‘in wordpress eklentisini de kullanabilirsiniz. Birkaç tıklamayla instapage hesabınızla bloğunuzu eşleştirebilirsiniz.

 

Fiyat: $29/ Ay

Ücretsiz: 30 gün ücretsiz deneme

 

 

  1. LeadPages(veya Click Funnels) (Karşılama sayfası programı)

 

 

Belki de online pazarlamacılar arasında en çok bilinen sonuncu karşılama sayfası oluşturma programı LeadPages.

 

Belki de tanıdığınız en bilinen bloggerlar bu programı kullanıyorlar.

Temel paketi daha ucuz olmasına karşın sadece bir karşılama sayfası oluşturma programı sunuyor. Daha pahalı paketlerinde ise daha ileri versiyon özellikler görebilirsiniz.

 

Temelinde benzer özellikler sunsa da LeadPages birkaç kendine özgü özellik de sunuyor, ki bunlar fikrinizi değiştirebilir.

 

  • İlk önemli özellik ise şablon bölümü. çok fazla seçenek sunmuyor, aynı zamanda dönüşüm oranlarına göre de süzebiliyorsunuz. Sırf bu yüzden LeadPages karşılama sayfası araçlarından en iyisi denebilir.

Hep akılda tutmak gereken bir şey var ki o da dönüşüm oranı yüksek karşılama sayfası seçmek sizin de aynı dönüşüm oranınızı alacağınız anlamına gelmeyebilir. Başka değişkenlere de bağlıdır. Örneğin önerdiğiniz değer veya bloğunuzun ne kadar niş olduğu gibi.

 

Aynı zamanda birçok şablonlar ücretsiz değil. Bazıları 10$-15$ aralığında. Bu maliyetleri email pazarlama yaparken abone veya satış arttırıcı yatırım olarak görmek gerekir.

  • Diğer karşılama sayfası programları gibi LeadPages’ta analiz bölümü de bulunuyor. A/B test yapıp performansını buradan ölçebilirsiniz.

Eğer popüler blogları takip ettiyseniz kesin aşağıdaki gibi bir pop-up görmüşsünüzdür.

Bu pop-up tipine “Leadbox” deniyor. Temel paket dışındaki tüm LeadPages hesaplarında bulunuyor.

 

  1. Launchrock (çok yakında tipli karşılama sayfası programı)

Launchrock ilk 3 karşılama sayfası programı gibi değil, daha çok “çok yakında” tipli karşılama sayfası programı.

Bu tip karşılama sayfaları daha çok yeni iş kuranların işine veya yeni çıkaracakları ürüne dikkat çekmeleri için kullanılıyor.

 

Eğer bir ürününüzün lansmanına çalışırken çok hızlı bir bildirim sayfasına ihtiyacınız varsa Launchrock en iyi programlardan biri. Kullanımı çok kolay.  Bir tema seçip mesajınızı editleyebilirsiniz.

Bu karşılama sayfası programını en çekici kılan da fiyatı. Fiyat performans oranı en iyi araçlardan biri.

Eğer tek seferlik bir event yapacaksanız ve birkaç karşılama sayfasına ihtiyacınız varsa bu aracı kullanabilirsiniz.

 

  1. Hello Bar (Karşılama barı)

 

Binlerce website sahibi email toplamak ve mesajlarını göstermek için HelloBar kullandı.  Eğer gözünüze takılmadıysa Hello Bar websitenizin üstünde yer alan ince bir karşılama barı.


Birçok sebep için kullanılabilir. Tabii ki email pazarlamanın sonucu olarak karşılama sayfalarını email üyelere çevirmek için de kullanılıyor. Karşılama sayfanıza linkinizi koyup, barı kullanıp çekici bir aksiyon çağrısı kullanırsanız sayfanıza ekstra trafik sağlanır.

 

Alternatif olarak bir ürünü veya hizmeti, iskontoyu hızlıca göstermek için kullanabilirsiniz.

Bu aracı yükledikten hemen sonra eposta pazarlamaya başlayabilirsiniz.

Hello Bar’ı sitenize ücretsiz yükleyebilirsiniz. Anasayfasında alanadınızı yazarak bir hesap açabilirsiniz.

Hesabınızı açtıktan sonra çeşitli fonksiyonlardan birini seçebilirsiniz.

Karşılama sayfası seçmek içim “Show an announcement” seçebilirsiniz.

Editör oldukça kolay, Bilgileri girin ve next butonuna basın.

 

 

Gerçek kullanıcı geri bildirimi alın

 

Bir kez iyi gözüken karşılama sayfası tasarlamayı öğrendiğinizde, dönüşüm oranınızı arttırmak için tasarımın dışında daha farklı özelliklere çalışmalısınız.

 

En önemlisi ise değerli ve açık bir öneriniz olmalı.

Siz öneriyi iyi bildiğinizden belki çok açık gözükebilir size. Fakat sıradan bir ziyaretçi için o kadar da açık olmayabilir.

Bundan sonraki araç size bu konuda yardımcı olacak.

 

  1. 5 Second Test (Test programı)

 

Ziyaretçiler çok araştırmayı ve çok fazla düşünmeyi sevmezler. Eğer mesajınız veya öneriniz 8 saniye içinde anlaşılmıyorsa yeterince çekici değildir.

 

Bu araç rastgele kullanıcılardan hızlıca anlaşılıp anlaşılmadığı hakkında geri bildirim almanızı sağlıyor.

Sürece kullanıcı gözüyle bir bakalım.

Kaydolan bir kullanıcı aşağıdaki mesajı alır ve teste başla butonuna tıkladığında bir sayfa gösterilir. O sayfa herhangi bir sayfa olabilir.

 

İnceleyen kişinin hedef kitlenizden olmasını istersiniz ama burada o garanti yok, tamamen şans. Yani bu araç kullanışlı olsa da tam kesin bir geri bildirim alamayabilirsiniz.

Yukarıdakine benzer bir karşılama sayfasını 5 sn gördükten sonra karşılama sayfası kapanır ve kullanıcı bir soru görür.

Herkes hedef kitlenizden olmasa da yine de canlı bir bilgi elinize geçer.

Ayrıca ucuz bir araçtır. Programın başka sorularını cevaplayarak siz kredi kazanabilirsiniz veya testleri sadece $1’a alabilirsiniz.

 

  1. UserTesting (Sesli test aracı)

 

Bazen özellikle komplex bir tane varsa karşılama sayfanızı daha fazla incelemek istersiniz.

 

UserTesting ile kullanıcılar karşılama sayfanla olan etkileşimlerinin ses kaydını alırlar.

 

Kullanıcılara karşılama sayfanız gösterilir, üzerinde gezinmesi istenir ve sitenize gitmesi istenir. Bunu yaparken düşüncelerini sesli olarak kaydetmeleri istenir. Bunların bir kopyasını siz alırsınız.

Bu şu açıcan faydalı olabilir. Şöyle sesler duyabilirsiniz;

  • “Bunu anlamadım…”
  • “Şunu yapmaya çalışıyorum ama olmuyor…”
  • “Şunun bir örneği olsa iyi olurdu ama nerde göremedim…”

Bu ses kayıtları size inanılmaz yol gösterici olabilir.

Fakat fiyatı yüksek diyenler olabilir. Aylık $49. Eğer yüzlerce karşılama sayfası yapacaksanız sizin için bir maliyet olmayabilir. Bütçesi dar olanlar için anlaşma bozucu olabilir.

UserTesting’İn güzel özelliklerinden biri de sitenizi inceleyeceklerinizi seçebiliyor olmanız.

Kullandığı cihazı, yaşı, geliriniz, cinsiyetini, ülkesini seçebilirsiniz.

Diğer alternatif de “Peek” aracını kullanmak. Peek aracı ücretsiz.

Peek metin kutusuna linkinizi giriyorsunuz ve starta basıyorsunuz.

Peek de sitenizi inceleyip size geri bildirim verme sistemi sunuyor fakat usertestingten biraz farklı. Hedef kitlenizi seçemiyorsunuz. Tamamen rastgele. Aynı zamanda videolar 5 dk uzunluğunda, 15 dk değil. Bu süre karşılama sayfaları için uygun. Fakat tüm website incelemesi istediğinizde bu süre yeterli olmayabilir.

 

  1. Olark (Geri bildirim için chat programı)

 

Bu araçlar/programlar kullanışlı, fakat insanı kullanmaktan geri tutabilecek bir nokta var, o da geri bildirim gerçek ziyaretçilerden gelmiyor olması.

 

Sitenize ve karşılama sayfanıza gelen ve teklifinizle ilgilenen kişilerin geri bildirimleri en iyisidir.

 

Bu araçlarla çoğu zaman gerçek ziyaretçinizin gerçekte ne düşündüğünü anlamayabilirsiniz. Çoğu durumda en iyi çözüm bir chat eklentisi kurmaktır.

Sayfanızın altında gözükür ve sadece ziyaretçi tıklarsa pencere açılır.

 

Kurduktan sonra ziyaretçiler sayfanız hakkında sorular sorabilir.

  • “Şu nedir?”
  • “Bu garantili mi?”
  • “Bir ödeme planınız var mı?” gibi…

 

Eğer aynı soruları tekrar tekrar alıyorsanız chat pencerenizi açmayan ziyaretçiler de muhtemelen aynı şeyi düşünüyorlar.

 

Bu sorulara karşılama sayfanızda daha açık cevap verme şansı bulabilirsiniz. Tüketicinin teklifinizi daha iyi anlaması için oldukça kritik faydası vardır. Olark da çok bilinen bir chat programı. Benzeri birçok program da mevcut.

 

Kurmak için sayfa altında yer alacak chat balonunun mesajını ve görüntüsünü belirlemelisiniz.

Bir tema veya renk belirleyin. Sayfanın geri kalan tasarımından farklı olsun. Ziyaretçileriniz kolay algılasın.

Modifiye ettikten sonra bir kurulum kodu alırsınız.

Bu kodu blog post sitenize yapıştırabilirsiniz, ya da her karşılama sayfası oluşturma programının sahip olduğu özel kod opsiyonuna yapıştırabilirsiniz.

 

Programı kullanırken tek kişi kullanmak zorunda değilsiniz. Seçtiğiniz pakete göre ekip halinde de kuıllanabilirsiniz.

 

  1. Crazy Egg(Mouse takibi için ısı haritası programı)

Program piyasadaki en iyi ısı haritası programlarından biri. CrazyEgg kullanıcıların websitenizi veya bir karşılama sayfanızı nasıl kullandıklarını hangi bölgelerinde gezindiklerini ve yoğunlaştıklarını gösterir.)

Crazyegg’İ sitenize kurmak oldukça kolay. Bu yüzden en iyi karşılama sayfası araçlarından biridir.

 

Hesabınızı oluşturduğunuzda websitenize kopyalayabileceğiniz kişisel kodunuza ulaşacaksınız ve takip otomatik şekilde başlayacak.

Kodunuzun altında, “kurulum sayfanızı kontrol edin sayfası” görünecektir. Böylece herşeyin çalıştığından emin olabilirsiniz.

Daha da kolay yolu, Crazy Egg WordPress eklentisini kullanarak takip kodunu yükleyebilirsiniz.

 

Biraz data topladıktan sonra bir ısı haritasının ne kadar kullanışlı olduğunu göreceksiniz. Ziyaretçilerin sitenizin hangi bölgelerine ilgi gösterdiklerini anlayabilirsiniz.

  1. Optimizely (A/B test aracı)

Sitenizde veya karşılama sayfanızda split test uygulamak istediğinizde en başarılılarından biri optimizely.

 

Eğer karşılama sayfası aracı kullanıyorsanız buna ihtiyacınız olmayabilir. Eğer sıfırdan bir karşılama sayfası oluşturduysanız A/B testi yapmanız önemlidir.

 

Programın ücretli versiyonu olsa da ücretsiz versiyonu da bulunuyor. Üye olduğunuzda karşılama sayfası URl si tipi sorar.

 

Sayfayı yeni bir varsyasyonla tekrar yükler, orjinali orijinal sekmesinden görebilirsiniz. Birden çok test yapmak isterseniz birden çok varyasyon ekleyebilirsiniz.

Bir değişiklik yapmak için sayfadaki “element” e tıklayın. Editleme opsiyonu sunan bir menü gelir.

Seçeceğiniz içerik oluşturma opsiyonu muhtemelen “edit element”e tıklayıp metni değiştirmek olacak.

Bunu yaptığınızda sağdaki üst köşedeki parlak yeşile tıklayın ve kaydedin ve teste başlayın:

Size karşılama sayfanızın başlığına yapıştıracağınız basit bir kod verir. Bu içerik oluşturucu trafiğiniz 2 veya daha fazlaya bölünmüş olmasını sağlar. Ve performans izlenir.

Biraz trafiğiniz oluşmaya başladığında optimizely hesabınıza girip hangi versiyonlar nasıl sonuç veriyor görebilirsiniz. Test belirgin bir noktaya ulaştığında size sonuçlar gelecektir.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Sonuç olarak;

Karşılama sayfaları başarılı online işler için oldukça önemlidir. Ziyaretçinin bilgisini toplamak ve satışa yönlendirebilmek için en iyi yoldur.

Fakat eğer zor ve zaman alıcı olduğu için karşılama sayfası oluşturmak istemiyorsanız onların gücünün avantajını kullanamıyorsunuz demektir.

Eğer dönüşüm gücü yüksek karşılama sayfası oluşturamıyorsanız yine büyük bir parayı masada bırakıyorsunuz demektir.

Bu tıkanıklıkları aşmak için yukarıdaki ucuz veya ücretsiz araçları / programları kullanabilirsiniz. Bu araçları birçok pazarlama profesyonelleri kullanır.

Yukarıdaki araçları kullanarak karşılama sayfaları oluşturabilir, sayfada gezinen ziyaretçinin hareketlerini anlayabilir veya A/B testi yaparak bilginizi daha da geliştirebilirsiniz.

Nasıl kullanacağınızı öğrendiğinizde çok kısa sürede dönüşüm gücü yüksek karşılama sayfaları oluşturabilirsiniz.

 

Peki siz hangi karşılama sayfası programını kullanıyorsunuz?

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Email Abonelik Formunu Sitenizde Koyabileceğiniz 20 Yaratıcı Yer [Resimli anlatım]

Blog hayatımda ilk yaptığım hatalardan biri ne biliyor musunuz?email abonelik form yerleri

Email abonelik formunu sitemde abone toplamak için etkili şekilde kullanmamıştım.

İlk zamanları hatırlıyorum. Aylık 2.000 ziyaretçi alırdım ama abone sayısı 5 idi.

Tek tük aboneler geliyordu.

Yeni içerik hazırladığımda içeriği çok çok az kişiye yollayabiliyordum.

E-posta abone listesinin bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum.

Abonelerin sayısının çok az olduğunu farkettiğimde ise birkaç yıl geçmişti. Hâlbuki emailin en etkili reklam aracı olduğunu öğrendiğimde daha da şaşırmıştım.

 

Sebebini de araştırdığımda ilk farkettiğim şey email abonelik formunu sitede ziyaretçinin bulmasının zor olmasıydı.

Temaya göre birkaç yerde kendiliğinden çıkan email abonelik formu dışında email abonelik formunu sitede bulması ziyaretçi için zordu.

E-posta listenizi büyütmeniz için öncelikle email abonelik formunu sitede kolay bulunur hale getirin ve adetlerini çoğaltın.

Fakat yakın zamana kadar email abonelik formunu sitenizde birçok yere koyup iyi bir abonelik oranı bekleyebiliyordunuz.

Fakat bu pasif eposta abonesi toplama artık işe yaramıyor.

 

Önce dikkatlerini çekmelisiniz. Çünkü birçok insan email abonelik formu körlüğü yaşıyor.

Herkes aynı yere email abonelik formu koyduğundan aklımızda onları blokluyoruz. Bu beynimizin çalışma şekli.

Bu yüzden yaratıcı düşünüp değişik yerlerde ziyaretçiyi yakalayıp epostasını istemeliyiz.

Bu makalede email abonelik formunu sitede koyabileceğimiz blogunuzun dönüşüm oranı yüksek önemli yerlerini okuyacaksınız.

Email abonelik formunu sitenizde koyabileceğiniz yaratıcı yerler

 

1. Hoş geldin pop-up’ı kullanın

Milyonlarca sitenin içinden insanlar sitenize geldiğine göre sitenizdeki bilgilerle ilgileniyor demektir. Sitenize geldiğinde ziyaretçiye email abonelik formunu hoş geldin pop-up şeklinde gösterin. Abone sayınız arttığını göreceksiniz.

2. Email abonelik formunu başlığın hemen altına koyun

Başlıklarınız okuyucu ile postlarınızın iletişime geçtiği ilk yerdir. Okuyucunun gözünü alır, ilgisini çeker ve sayfanın aşağısına doğru ilerlemesini sağlar.

Email abonelik formunu sitenizde başlığın altına koyun. Okuyuculara tam ilgilerini çekmişken email abonelik formunu sitenizdeki ziyaretçinin önüne çıkarın. Başlıkla yakaladığı ilgiyi değerlendirmiş olursunuz.

3. Sayfayı kaplayan Hoş geldin karşılama email abonelik formu kullanın

Pratik bir test:

Bir okuyucu sizin sitenize geldiğinde ona kaç seçenek sunuyorsunuz? Muhtemelen çok seçenek veriyorsunuz.

 

Yani menünüze koyduğunuz her link, yanbarınızdaki eklentiler, başlık ve ara başlıklar, resim, butonların hepsi ziyaretçinizin dikkatini çekmekte rekabet ediyorlar.

Aşağıdaki örnekte 11 seçenek kendi içinde yarışıyor.

Bu çok fazla seçenek demek!

Araştırmalar gösteriyor ki çok fazla seçenek sunulduğunda hiçbirini seçmiyoruz. Bu yüzden email abonelik formunu sitenizde izole etmek işe yarıyor. Ve bunu bir hoş geldin email abonelik formu kullanarak yapabilirsiniz.

Hoş geldin email abonelik formu SumoMe tarafından karşılanan ücretsiz bir araçtır. Hoş geldin matı ziyaretçileri karşılayan bir karşılama sayfasıdır. Diğer tüm dikkat dağıtıcıları kapatır ve sadece abone olma sayfasını gösterir. Ama makalenizi okuyan kişinin dikkatini dağıtmaz.

 

Ayrıca “anlık karşılama sayfası” özelliğini de kullanarak bir karşılama sayfası haline getirebilirsiniz. Böylece okuyucular aşağı doğru giderken onu kaybetmezler.

4. Email abonelik formunu sitenizin yanbarına koyun

Bir ziyaretçi herhangi bir makalenize geldiğinde ana sayfada gördüğü yanbarı görür.

Peki yanbarınızı biraz renklendirseniz nasıl olurdu? Ziyaretçinizin geldiği makaleye göre özelleşmiş bir yanbarınız olsaydı nasıl olurdu?

Makalenizde anlattığınız konuya özel bir yanbar ve özelleşmiş bir abonelik formunu sitenize eklerseniz abone sayınızı arttırırsınız.

 

Screw the nine to five sitesinin arkasındaki çift, özelleştirilmiş yanbarlar kullanıyorlar. İçeriği güncellenmiş bir postu yanbarda ilgili bir postta kullanıyorlar.

Normal yanbarları daha farklı, aşağıdaki gibi;

Bu teknik daha fazla okuyucuya postunuzu ulaştırır.

5. Email abonelik formunu sitenizin sağdaki yanbarında tutun soldakinde değil.

Diğer bir soru da yanbarınızı sağa mı sola mı yerleştireceğiniz.

Neil Patel bir test yürütmüş ve email abonelik formunu sola koymak abone kayıtlarını 13% arttırmış. Fakat aynı zamanda insanların blog postları okuma oranı 9% azalmış.

Blogun ana amacı insanları eğitmek olduğundan daha az dönüşüm oranı olmasına rağmen sağda bırakmaya karar vermiş.

6. Email abonelik formunu hakkımda sayfasına ekleyin

Bazı bloglar hakkımda sayfasındaki email abonelik formunun 52%’ye varan dönüşüm oranına sahip olduğunu belirtiyor.

 

Hakkımda sayfası sitenizin çok önemli sayfalarından biridir. Email abonelik formunu sitenizin hakkımda sayfasına mutlaka koyun.

 

Çoğunlukla insanlar yazınızı okuduktan sonra sizin kim olduğunuzu merak edebilir ve o zaman hakkımda sayfası en önemli sayfa haline gelecektir.

Bu yüzden email abonelik formunu sitenizin hakkımda sayfasına koyun.

7. Email abonelik formunu menü barınıza ekleyin.

 Aynı zamanda email abonelik formunu menü barınızda da kullanabilirsiniz. Örneğin; Assya Barrette

Bunu wordpresste Appearance > Menus > Custom Links takip ederek ekleyebilirsiniz.

 

8. Email abonelik formuna sitenizde özel bir karşılama sayfası hazırlayın

 

Kesinlikle email abonelik formunu sitenizde özel bir karşılama sayfasında bulundurun. Özel karşılama sayfasındaki email abonelik formlarının dönüşüm oranı oldukça yüksektir.

Özel karşılama sayfasının diğer bir özelliği de dikkat dağıtıcılardan uzak olmasıdır. Sayfada başka sayfaya gidecek linkler bulundurmayın. Sayfada tek amaç abone kaydı almak olmalı.

9. Email abonelik formunuzu yorum formunuzun altına koyun

Okuyucular; postunuzu okuyup en altına kadar geliyor.

Okuyup alt kısmına gelecek kadar ilgilenmişler ve yorum bırakıyorlar.

Yorum bölümüne email adresini yazdıysa onu da abone listesine ekleyebilirsiniz. Her yorum yapanın otomatik olarak abone olduğunu düşünün. Biraz sinsice gözükebilir ama işe yarıyor.

 

Email abonelik formunu sitenizin yorum bölümüne ekleyebilirsiniz. İlgili kişinin abone olmasını kolaylaştırabilirsiniz.

10. Email abonelik formunu sitenizin Footer’ına koyun.

Bir kez ziyaretçi sayfanın sonuna kadar geldiyse sizin önereceğiniz teklifle oldukça ilgileniyorlar demektir. Bu nedenle e-posta listenize katılma şansını okuyuculara footer bölümünde sunun.

Footer bölümünde, Sarah Morgan ziyaretçilere her pazartesi pratik bilgiler alabileceklerini hatırlatıyor.

11. Email abonelik formunu sitenizin blog footerının hemen yukarısına koyun.

Sayfadaki ziyaretçi hareketlerini ölçseydiniz göreceksiniz ki ziyaretçilerin birçoğu sayfanın sonuna kadar inmiyor.

Ama aksine altına kadar inenler sizin ne yaptığınızla ilgileniyorlar. Bu yüzden ilgilenenlerin abone olmalarını sağlamak için email abonelik formunu sitenizin altına koyun. Foundr sitesi bunu abone formu kutucuğu ile yapıyor.

Email abonelik formunu footerın üstüne değil yukarısına koyun.

12. Email abonelik formunu blog postunuzun sonuna koyun

İyi bir içerik okuyup sonuna geldiğinizde daha fazlası için insan abone olmak istiyor.

Blog postunuzu okuduktan sonra sıcağı sıcağına ziyaretçinin önüne email abonelik formunu çıkarın. Yani blog postlarının sonuna email abonelik formunuzu koyun.

 

13. Email abonelik formunu “404 Not Found” sayfasına ekleyebilirsiniz

 

Googleda ilgilendiğiniz bir konuyu arattırdınız, buldunuz, tıkladınız.. opsss. Karşınıza 404 sayfası çıkıyor. Böyle bir sayfanın olmadığını söylüyor.

Kırık linklerde de aşağıdaki yazı gözükür.

 

Birçok insan sizin 404 sayfanızdan çıkar gider. Blog içeriğinize ulaşmaya çalışırken karşılaşıyorlar. 404 ile karşılaşmak birden hayal kırıklığıdır.

 

Tekrar başlamak için her şeyi resetlemek gerek; gerideki sayfaya döneceksin, kendi sayfanı bulacaksın ve sonra nereye gitmek istediğine karar vereceksin.

Oradaki durumu fırsata çevirin.

Birçok 404 sayfası burada bir şey yok derler. Fakat onun yerine 404 sayfasında abone listesine katılmanın yolunu ekleyin.

Time Management Chef kendi 404 sayfasını optimize ederek 404 sayfasına başka bir şey daha ekliyor.

 

Email abonelik formunu sitenizin 404 sayfasına koymanız zaten sizin sitenizle yakından ilgili kişilerin abone olmasını da sağlayacaktır.

404 sayfanızı LeadPages veya ThriveLeads programlarıyla oluşturabilirsiniz. Eğer bir karşılama sayfası aracı yoksa her tür wordpress sayfasını 404 sayfasına 404page eklentisi ile çevirebilirsiniz.

14. Post özetinin üstüne koyun

Daha önce içerik güncellemelerini yanbara koymayı anlatmıştım. Bu aslında yeni bir fikir değil.

Birçok blogger bu stratejiyi abone listesini büyütmek için kullanıyor. Fakat birçoğu içerik güncellemenin sadece sonuna aksiyon çağrısı ekliyorlar. Fakat yarıya kadar okuyan veya sadece tarayarak okuyan “tarayıcılar”ın abone olma fırsatını kaçırıyorsunuz demektir.

Herkes gibi aynı stratejiyi kullanmaktansa, içerik güncellemeyi post excerpt ana sayfadaki özel baskı bölümüne yerleştirin, “daha fazla oku” butonundan önce postun üstüne koyun.

Anasayfanıza gelen tüm ziyaretçilerin dikkatini burası çekecektir. Backlinko.com bu stratejiyi kendi ana sayfasında “ücretsiz kontrol listesi” linkiyle beraber sunuyor. Extra bir değer önerdiğinden okuyucunun aklını çelecektir.

15. Email abonelik formunu blog arşivlerinin içine koyun

Bazı siteler veya bloglar vardır ki içine girersin, bir yazıyı okursun, sonra diğer yazıyı, sonra diğerini ve arşivinde dikkatinizi çeken bir sürü şeyi okumuşsunuzdur.

Eğer blogun postlarını beğendiyseniz arşivini gezersiniz ve abone olma fırsatı verse hemen abone olmaya yönelirsiniz. Çünkü arşivine göz atmaya gelmiş kişi sizin postlarınızla zaten ilgileniyordur.

Email abonelik formunu sitenizin arşivle bölümüne de koyun.

 

16. Ana sayfanıza ekranın alt çizgisinin üstüne koyun.

Ekranı ilk açtığınızda ilk gözüken ekran çok kritiktir. İnsanlar çoğu zaman sayfada aşağı inmezler. Bu yüzden ilk açılış sayfasının üstünde sabit kalacak bir email abonelik formu ekleyin. Çeşitli ekran büyüklüklerine de adapte olan bir abonelik formu olması gerekir. Screenfly aracını kullanabilirsiniz.

 

17. Email abonelik formunu kaynaklar sayfasına koyun.

Kaynaklar sayfası sitenizi beğenip nelerden faydalandığınızı görmeye gelenlerin ziyaret ettiği bir sayfa. Bu sayfanın da altına problogger gibi email abonelik formunu koyun.

18. Çıkış popup kullanın

Çıkış pop-up mouse hareketini algılayıp çıkmaya yeltenmiş bir kişinin önüne email abonelik formu çıkarmanızı sağlayan bir pop-up türüdür. Bu sitenin de en çok abone kaydı aldığı pop-up türüdür.

 

Yemek bloggerı Nikki McGonigal sitesinde de çıkış pop-upının 1375% abone kaydını arttırdığını tespit etmiş. Kesinlikle email abonelik formunu sitenizde çıkış pop-up üzerine yerleştirin.

 

19. Hello Barda email abonelik formu kullanın.

Karşılama barı sitenin tepesinde veya altında beliren şerit şeklinde bir bar. İnsanların bir sitede en çok gördükleri bölgedir.

Yukarıda bir araştırma sonucu göreceksiniz. En üst barın görülme oranı 87%. Ne kadar yüksek değil mi?

Karşılama barının en önemli gücü sitede ilk görülen yerin olmasıdır. Her ne kadar sayfada aşağı inse de karşılama barını sabit tutabilirsiniz ve ziyaretçinin sürekli görmesini sağlayabilirsiniz.

ProBlogger sitesine bir karşılama barı eklemiş ve dönüşüm oranları 25% arttırmış.

Karşılama barı çok etkilidir. Siz de mutlaka email abonelik formunu sitenizin karşılama barına koyun.

20. Scroll Box kullanın

Scroll box sitenin sağ alt köşesinde beliren bir kutucuk. Yapacağınız ayara göre okuyucu ister sayfanın 60%’ına ister 80%’ine geldiğinde gösterebilirsiniz.

Buffer sitesi kendi scroll boxlarının en başarılı email abonelik formu olduğunu bildiriyor. Tüm abonelik kayıtlarının 36,7%’sini scroll box ile alıyor. Scroll box ile haftada 400 abone kaydı almayı başarmışlar. Siz de email abonelik formunu sitenizde sağ alt köşede beliren scroll boxta ziyaretçiye gösterebilirsiniz.

Sonuç olarak;

Normal bir ziyaretçinin elinizden kayıp gitmesine izin vereceğinize onunla hiç beklemediği yerlerde iletişime geçin, email abonelik formunu önüne çıkarın ve blogunuza abone olmasını isteyin.

Kaçırdığınız her ziyaretçi kayıp bir abonedir.

Email abonelik formunu sitenizin birçok yerine yukarıda gördüğünüz gibi koyabilirsiniz. Ziyaretçiye bir şeyi söylemezseniz yapmaz, söylerseniz yapar.

 

Ziyaretçiye abone ol deyin.

 

Şimdi sıra sizde;

Sizin keşfettiğiniz ve işe yarayan email abonelik formu koyabileceğiniz bir yer var mı? Yorumlara yazın.

 

Tavsiye yazı

Blok trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

13 Bonus içerik türü (Daha Fazla Email Adresi Toplamanıza yardımcı) [Content upgrade]

Bonus içerik nedir?

Bonus içerik yayınladığınız makalenizin içerik gücünü ve çekiciliğini arttırmak için eklediğiniz makaleye ek destekleyici, iş kolaylaştırıcı dökümanlardır.

Email aboneliği karşılığında bonus içerik önerebilirsiniz.

İnsanlar şablon, fotoğraf, kontrol listesi gibi indirebilecekleri, işlerini kolaylaştıracak bonus içerikler, dökümanlar ararlar.

Bir araştırmada başlıkta en çok etkili bonus içerik olarak şablon olduğunu bulmuşlar.

bonus içerik

Bonus içerikler etkili midir?

En iyi gününüzde benus içerikler sayesinde yeni abone sayınızı 1%-2% arttırabilirsiniz.

Devesh Khanal sadece bonus içerik kullanarak blog postunun dönüşüm oranını 492% oranında arttırmış. Bunu 10 postta yaptığınızı düşünsenize..

Email karşılığında bonus içerik toplamak neden önemlidir?

Blogunuz veya websitenizin en güçlü aracı topladığınız sadık email adresleridir.

Ne kadar çok email toplarsanız takipçi kitleniz o kadar büyür.

Blog yazarları birçok teknik kullanarak email adresi toplamaya çalışırlar.

Email toplamanın en etkili tekniklerinden biri de içeriğe değer katacak ekler önermek, yani bonus içerik önermektir. (content upgrade)

 

Bonus içeriğin birçok çeşidi olabiliyor. Bunlardan hangisi sizin makalenize, stratejinize uygunsa onu kullanabilirsiniz.

Bu makalede bonus içerik türlerini okuyacaksınız.

 

Bonus içerik türleri

 

1. Yazılı makalenizin video veya ses kaydı hali

Okuyucularınız meşgül insanlar. Eğer yazınızı ve verdiğiniz bilgileri daha kolay hale getirebilirseniz size daha minnettar olur.

Çünkü okumak; dinlemekten ve izlemekten daha zordur.

Makalenizi indirilebilir podcast, video, ses kaydı olarak hazırlayıp makalenize ek bonus içerik olarak sunarsanız okuyucularınız indirip sizin içeriğinizi dinlemeye ve izlemeye devam eder.

Bonus içerikler sayesinde kendinize daha çok alışmasını, sitenizin daha fazla müdavimi olmasını sağlayabilirsiniz. Yolda, işte, evde bonus içeriklerinizi belki defalarca dinleyip size daha fazla ısınmasını ve hayatını daha fazla kaplamanızı sağlar.

 

2. Yazılı makalenizdeki stratejinizin kontrol listesi

Kontrol listeleri (check list) hazırlanması en çok zaman harcattıran bonus içeriktir. Aynı zamanda çok değerli ve başarılıdır.

Kontrol listesi (check list) okuyucularınıza yazdığınız makalenizin adım adım basitleştirilmiş versiyonunu verir. Adımlar aksiyon almayı takip etmek içindir.

Örneğin; makaleniz e-kitap tasarımı ile ilgili idi. Kontrol listeniz ise o sürecin her aşamasını içerir. Alacağınız aksiyonların aşam aşama listesidir. Okuyucu aşamaları atladıkça kenarına tik atabilir.

Makalenize bonus içerik olarak kontrol listesi eklerseniz, okuyucuların işini hızlandırmış olursunuz.

 

3. Makalenizin indirilebilir PDF hali

En popüler bonus içerik türüdür. İnsanlar her zaman internete bağlanıp tekrar tekrar okumayabilir veya sitenizin linkini ve ismini kaybedebilir.

Makalenizin indirilebilir bir kopyasını sunmanız insanların istediklerinde, yolda, işte, internetin çekmediği yerde bile içeriğinize erişme imkanı verir. Bu da sizle olan bağını güçlendirecektir.

Hazırladığınız makalenin PDF formatını wordten pdf e çevirerek hazırlayın ve indirilebilir bir link verin.

4. Email serisi

Bir konu hakkında birden çok paylaşım yapmayı planlıyorsanız bunu mutlaka duyurun. Bundan sonra bu konuyla ilgili gelecek email serisini almak için abone olun diye bilgi verin. Konuyla ilgilenen niş kitle sizi takip etmeye başlayacaktır.

5. Şablon

Şablon okuyucuların en çok tercih ettiği bonus içerik türüdür. Başlıkta da parantez içinde [Ücretsiz Şablon] yazan makalelerin çok daha fazla tıklandığını biliyoruz.

Peki şablonlar bonus içerik olarak niye bu kadar popüler?

  • Çünkü pratik ve kullanışlı
  • Spesifik bir problem çözüyor.
  • Okuyucunun kendi yapacağı ve satlerini harcayacağı işi siz ücretsiz sunuyorsunuz,
  • Okuyucunun işini kolaylaştırıyorsunuz.

Örneğin; en etkili özgeçmiş kapak yazısı hazırlamanın yöntemlerini anlattıysanız, herkesin ortak yazabileceği kısmını siz yazıp kişisel kısımları boş bıraktığınız bir şablonu yükleyebilirsiniz. Bu okuyucuların seveceği bir şablon olacak ve işlerini süper kolaylaştıracaksınız.

6. Gerekli araçlar listesi

Cheat sheet veya gerekli araçlar listesi en çok kullanılan ve rağbet gören bonus içerik türlerindendir. İnsanlar kısa kestirmeleri ve hızlı sonuçları severler.

Cheat sheet dediğimiz makalede anlattığınız strateji için kullanabileceğiniz araçların listesidir.

Örneğin; email konu başlığında kullanmanız gereken kelimeleri anlatan bir makale yazdınız. Kopya kağıdınız şu olabilir;

“Email konu başlığında kullanabileceğiniz 700+ kelime.”

7. Pratik başlangıç kılavuzu

İnsanlar online araştırma yaptıklarında birçoğunun uzun detaylı araştırma yazılarını okuyacak zamanları olmuyor. Pratik sonuçlara bakıyorlar.

Bonus içerik türlerinden biri de “pratik başlangıç kılavuzu” hazırlamanız.

Pratik başlangıç kılavuzunun amacı bir problemin çözümüne gerekli becerilerin ve aşamaların anlatıldığı bir kılavuzdur.

8. Ücretsiz kurs

Eğer zaten öğretici bir blogunuz varsa okuyucularınız size öğrenmeye geliyorlardır. Abone olanlara özel ücretsiz kurs sunmak okuyuculara çok cazip gelecektir.

Ücretsiz kurslar size şu konularda da yardımcı olur;

  • Takipçi kitleyle uzun vadeli ilişki oluşturmak
  • Fikir lideri olarak tecrübe edinirsiniz.
  • Okuyucularınıza önemli bir içeriği ücretsiz vermiş olursunuz

Ücretsiz bir kurs hem siz hem okuyucularınız için önemlidir. Okuyucu önemli bir bonus içerik kazanır siz abone. Kazan-kazan.

9. Ücretsiz rapor

İş dünyasının en çok talep ettiği bonus içeriklerden biri ücretsiz rapordur. Eğer bir araştırmanın sonucunu makalenizde yazıyorsanız o makalede o raporun tamamını da ekleyebilirsiniz.

Ulaştığınız her sonucun kaynak bilgisini yani raporu bonus içerik olarak PDF formatında yükleyebilirsiniz. Hem okuyuculara yardımcı olacaktır hem de yaptığınız işin kalitesini arttıracaktır.

10. Özel grup üyeliği

İnsanlar özel bir yere ait olmak isterler hatta buna bayılırlar. Siz de herkesin dahil olamadığı sadece abonelerinize özel bir facebook grubu kurabilirsiniz. İnsanlar dışarı kapalı gruba dahil olmak isteyeceklerdir.

Makalenin sonunda özel facebook grubuna katılmayı önermeniz çok etkili bir yoldur. İnsanlar özel grupta hem sizin bilgilerinizi alırlar hem de kendi fikirlerini ve tecrübelerini paylaşabilirler. İlerleyen zamanlarda dışarıda buluşma da ayarlayabilirsiniz. Markanızı büyütmek için çok etkili yöntemlerdir.

11. Makalenizin slide hali

Bazı kişiler blog makalenizin çeşitli formlarını daha kolay sindirirler. Slideshare versiyonu da powerpointle aynı yani sunum halidir. Daha az kelime ve belki daha çok fotoğrafla makalenizi daha farklı anlatabilirsiniz.

12. Takvimler

Makalenizde anlattığınız süreci kolaylaştırması adına okuyucuların bir yerden başlaması ve takip etmesi için bir takvim oluşturmaları gerekiyor. Bu takvimi oluşturmak için saatler harcayabilirler.

Bonus içerik olarak okuyucularınız için takvim hazırlayabilirsiniz. İçerik takvimi, yemek takvimi, haftalık diyet listesi, çiçek sulama takvimi vb.

13. Ürününüz hakkında kısa ipucu

Yeni bir ürün, dijital hizmet çıkarıyor olabilirsiniz. İnsanların bunu beklediğini de tahmin ediyor olabilirsiniz. İnsanları daha da heyecanlandırmak için ürününüzün bir kısmını gösterip bilgi verebilirsiniz. Mesela 21 günlük diyet ve yoga çalışması hazırladınız. Eğitim videosu serisinin bir kısmının ön gösterimini yapabilirsiniz.

14. Kaynaklar listesi

Makalenizde bir uzmanlık konunuzu anlattınız ve insanlar sizin gibi yapmak istediler. Fakat hangi araçları kullanacaklarını bilemediler veya kendi kendilerine liste yapmaya çalışacaklar. İşlerini kolaylaştırabilirsiniz. Okuyucunuza bonus içerik olarak kullanabilecekleri kaynaklar listesini siz hazırlayıp verebilirsiniz.

15. Çalışma kitapçıkları

Blog makalenizde bir konuyu anlattıktan sonra okuyucuyu kendi haline bırakmamalısınız. Okuyucuya bonus içerik olarak sizin hazırladığınız çalışma kitapçığı ile anlattığınızı daha iyi anlamasını sağlarsınız.

Sonuç olarak

Bonus içerik türleri doğru kişileri çekerse ve sizin kitlenize uygunsa en verimli sonuçları verir.

Kitlenizi iyi tanıyıp onların gerçekten ihtiyacı olan bonus içerik türlerini kullanın.

OptinMonster kullanarak çeşitli pop-uplar oluşturabilir ve email abone sayınızı arttırabilirsiniz.

Bu makalede size bonus içerik türlerini anlattım.

Şimdi sıra sizde,

Sizin en favori içerik yükseltme tekniğiniz nedir?

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

E-Posta Dönüşüm Oranınızı Arttırmanızın 20 Temel Yolu

E-posta dönüşüm oranı nedir?e-posta dönüşüm oranı

E-posta dönüşüm oranı; e-posta yolladığınız kişilerin % kaçının e-postayı açıp istediğiniz linke tıkladığının oranıdır.

Örneğin;

  • Gönderdiğiniz e-posta sayısı: 100
  • Tıklayan kişi sayısı: 30
  • E-posta dönüşüm oranı: 30%’dur.
  • Başarılı sayılan e-posta dönüşüm oranı 20%-40% arasındadır.

İlk başlarda e-posta dönüşüm oranınızı mesela 80% beklemeyin.

E-posta yolladıktan sonra insanlardan 3 basit aksiyon beklersiniz;

  • e-postaları kişilerin açmasını,
  • okumasını ve
  • istediğiniz linke tıklamasını

Eğer bunları yapmazsa siz boşuna çalışmamış olur, mesajınızı ulaştıramamış ve aksiyon aldıramamış olursunuz.

E-posta pazarlama, pazarlamanın kralıdır derler. Çünkü geri dönüşü 4000% dür. E-posta pazarlamada harcadığınız her 1 TL ye 40 TL kazanabilme potansiyeline sahiptir.

Bu yüzden pazarlamacıların 82%’si e-posta pazarlamayı kullanıyor.

E-posta ile hem verimli hem kişisel dokunuş sağlayabilirsiniz.

Ne demiş üstad;

“E-posta birçok diğer kanalın yapamadığını yapar; değerli kişisel dokunuşlar yaratmak”

David Newman

 

Her ne kadar yatırımdan getiri iyi gözükse de işletmeniz yeterince verim alabiliyor mu?

Ne yazık ki nsanların e-posta kutuları genelde çok doludur ve okumak için vakitleri yoktur. E-posta yolladığınız kişilerin kaç tanesinin e-postayı açtığını ve gördüğünü hatta istediğiniz linke tıkladığını takip edip e-posta dönüşüm oranını arttırabilirsiniz.

E-posta dönüşüm oranını etkileyenler de şunlardır;

  • Abone listesi büyüklüğünüz- E-posta abone listeniz büyüdükçe e-posta dönüşüm oranı düşmeye eğilimlidir. Muhtemelen bu az kişiye daha sıcak davranıyor olmaktan geliyor olabilir.
  • Konu- Konunuz ne kadar niş ise genel konulara göre daha fazla dönüşüm oranına sahip olur.
  • Zamanlamanız- Yollama zamanı okuyucunun dönüşüm oranı için önemli bir etkendir.
  • Sektör– Bazı sektörler daha sık alım yaparlar. Örneğin bir online mağaza ile pazarlama danışmanlık firmasını karşılaştırmamak gerek.
  • Sosyal eğilimler– Kampanyaların olduğu özel günlerde veya tatillerde iş zirve yapar bu yüzden daha fazla e-posta dönüşüm oranı oluşur.

Peki e-posta dönüşüm oranlarını arttırmak için ne yapmalıyız? İşte o teknikler;

E-posta dönüşüm oranını arttırmanızın yolları

1. Gönderici isminiz olsun

Bir araştırmaya göre insanların 64%’ü e-postayı açmak için ismin bir sebep olduğunu belirtmiş. Şu tabloyu inceleyin, ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz.

Bir gönderici ismi marka tanınırlığınız için önemlidir. İlk bakışta e-postanın kimden geldiği önem taşıdığı için açıp açmamak için ilk kararı e-postanın gönderici isminden veriyorlar.

Eğer isim olmazsa veya var olan ismi beğenmezlerse e-postanızı silebilirler.

2. Alıcı ismini epostaya ekleyin.

Göndericinin isminin önemli olduğu kadar e-postada alıcının isminin de yer alması e-posta dönüşüm oranının yükselmesi açısından önemlidir. Bu kişiselleştirme sunmak demektir.

Alıcı yani okuyucunun kendini özel hissetmesi için ismini e-postada görmesi etkilidir. Seosozlukte dediği gibi bir firmadaki bir yetkiliye yazarken bile firma ismi yerine kişi ismi yazmalısınız.

3. Konu başlığı için 6-10 kelime yazın

Bir araştırmaya göre diğer sayılara göre 6-10 kelimeli başlıklılar dönüşüm oranı en yüksek e-postalar olmuş.

En düşük e-posta dönüşüm oranı ise 20-25 kelime içeren e-postalarda olmuş.

Bazı e-posta hizmet sağlayıcıları başlıktaki kelime sayısını gösterirken sınırlıyor. Yâ da mobil araçlar en fazla 33 karakter gösterebiliyor.

Bu yüzden anlamlı olabilecek miktar kadar kelime barındırın.

4. Spam filtresinden sakının

E-postalarınızın dönüşüm oranının düşük olmasının bir sebebi de gönderdiğiniz e-postaların spam filtresine takılması olabilir.

Hergün 100 milyar e-posta spam olarak işaretleniyor. Bu neden oluyor peki?

E-postanızda özellikle bazı kelimeleri kullanmanızın doğrudan buna sebep olduğunu biliyor muydunuz?

spam sayılacak 100 kelimelik listeden bir kısmı şunlar;

 

·         100% garantili

·         Daha ucuz

·         Tamamen doğal

·         Arayın

·         Ücretsiz ara

·         için tıklayın

·         Harika

·         Fatura adresi

·         Doğrudan satın al

·         Tebrikler

·         Ek gelir

·         Ücretsiz

·         Form

·         Bedava

·         Ücretsiz kurulum

E-postalarınızı konusunu yazarken bu kelimeleri kullanmanız spam filtresine takılmasına sebep olacağından kullanmayın.

5. Çift kademeli kayıt formu kullanın

Abonelik için tek kayıt formu yerine iki kayıt formu kullanın. E-postasını veren yeni aboneye onay için bir onay e-postası yollayın. İki kademeli abone kaydı oluşmuş olacak.

Spam filtresinden kurtarmak yanında çift kayıt formu kullanmak e-postalarınıza bilinçli kaydolan azimli insanları da bir araya toplar. Bilinçli okuyucu e-postalarınızı da açar ve e-posta dönüşüm oranınızı yükseltir.

Daha da iyisi, çift kademeli kayıt formu abonelere e-posta adresinizi iletişim listelerine eklemelerini sağlar. Bu da yolladığınız e-postanın spam kutusuna gitmesine engel olur.

İşletme olarak çift kademeli kayıt sistemi sizin daha kaliteli bir abone listesi oluşturmanızı sağlar. İlk kayıt bilgisini verirken harf hatalarından da arınmasını yani olmayan e-postaları toplama ihtimalinden arınmanızı sağlar.

6- E-postaları günün doğru zamanında yollayın

Bir araştırmaya göre e-postaları açma saati genelde öğlen 12:00’den sonraya yoğunlaşıyor ve yollanan e-postaların 23%’ü ilk 1 saat içinde açılıyor. 24 sat sonra ise e-posta dönüşüm ihtimali 15’in altına düşüyor.

Gün içinde e-posta açılma saatleri şöyle;

7. Teklifinizi açık, basit ve iddialı hazırlayın.

 

E-posta aboneniz sizin zaten ne gibi hizmetler sunduğunu biliyordur. E-postanızı hazırlarken hizmet ya da ürününüzün özelliklerinin faydalarından bahsedin. Niye satın almanın iyi olduğunu anlatın.

 

Örneğin: “50TL’ye kadar indirim! Yazın ve basit br İND50 koduyla sadık müşteri oranınızı arttırın. E-posta dönüşüm oranınızı arttıracaktır.

Yazılarınız da kolay taranabilir olmalı. Bold başlıklar ve uygun aralıklar kullanın. Ve tabii ki doğru görseller kullanın.

 

8. Aksiyona çağrı butonunu büyük ve belirgin hazırlayın.

E-postanızı açıp okuduktan sonra okuyucuların istediğiniz şeyi yapmaları için e-postaya belirgin bir buton şeklinde aksiyona çağrı butonu ekleyin. Aksiyon çağrısı belirgin ve açık olmalı. Okuyan herkes kolayca anlamalı. E-posta dönüşüm oranını arttırmak için en kritik adımlardandır.

Aksiyon butonuna tıklamanın faydalarını anlatın. Karşılama sayfalarını birkaç alternatifle deneyebilirsiniz.

9. E-posta listenizi segmente edin ve ilgililere gönderin.

 

E-posta listenizi daha önceki deneyimlerinize göre ve ilgi alanlarına göre gruplara ayırın.

 

Belli kategorilere ilgili ise o e-posta abonesine başka kategoriden bilgi göndermeniz e-posta dönüşüm oranını düşürür.

 

Her bilgiyi herkese yollamayın. Birçok abone listesinden çıkan abonelerle karşılaşırsınız. Ne kadar ilgili iseniz o kadar iyi sonuç alırsınız.

10. Mobil cihazlar için uyarlayın

Bir araştırmaya göre yollanan e-postaların 66%sı akıllı telefon veya tabletlerde açılırken 34%’ü masaüstü telefonlarda açılıyor. Bu büyük bir oran.

Yollanan e-postaların mobil uyumlu olmayanları tabletlerde veya akıllı telefonlarda okunamadığı için doğrudan 75%’i siliniyor.

Bu ve buna benzer birçok e-posta ile ilgili süper istatistikleri Sibel Hoş’un blogundaki yazıdan erişebilirsiniz.

Aşağıdaki grafik e-postaların açıldıkları yerleri gösteriyor:

11. E-postalarınızı tekrar gönderin

Bazen okuyucuların e-postalarınızı açmamasının sebebi kötü tasarladığınız veya kötü yazdığınız konu başlığı olması olabilir.

Bu yüzden sürekli A/B testi yapmalıyız.

Bazen açılmayan e-posta aynı kişilere farklı bir tasarımla veya konu başlığı ile gelirse açılabiliyor.

Farketmediğiniz bir tasarım hatası her şeyi değiştiriyor olabilir. Bunu fark edince e-postayı tekrar geliştirip yeniden yollayın. E-posta dönüşüm oranının arttığını göreceksiniz.

Mesela ilk gönderdiğiniz e-postanın 1.000 kişiye ulaştığını ama 35 kişinin açtığını hayal edin. Yani e-posta açılma oranı 3,5%.

Tasarımını ve konu başlığını değiştirip aynı içerikli e-postayı yine 1.000 kişiye yolladığınızda açılma oranının 75%’lere yani 750 kişiye ulaşabileceğini göreceksiniz.

Emailin hangi parçasını A/B testi yapmalıyız?

  • Email konu başlığı
  • Email konu başlığının uzunluğu
  • Kelimelerin sırası
  • Kişiselleştirme
  • Görseller
  • Tasarım
  • İçerik
  • Gövde
  • Email uzunluğu
  • Aksiyon butonları

12. Çekici bir başlık yazın

E-posta dönüşüm oranını arttırmak için en önemli konudur. Başlık e-postada gördüğünüz ilk yerdir. Başlık e-postanın açılıp açılmayacağını belirleyen belki de en önemli faktördür.

Başlığınızı olabildiğince spesifik hazırlayın.

  • “Yeni müşterilere indirimler” yerine
  • “Yeni müşterilere 20% indirim” daha iyidir.

Daha doğrudan ve daha fazla bilgi veriyor.

Konu başlığı belirgin olsun, daha büyük fontlar ve çeşitli renkler kullanabilirsiniz. Tabi tüm tasarımla uyumlu olmalı.

Başlıktan sonra önizlemede gözüken metni de içerikle uyumlu hazırlamalısınız.

13. Açık ve net bir aksiyon çağrısı hazırlayın.

Aksiyon çağrısını gören okuyucuları herhangi bir şey sormak durumunda bırakmayın. Her mesaj basit, açık ve net olmalı. Kafa karıştırıcı veya açık olmayan bir konu olursa okuyucu aksiyon çağrısına tıklamayabilir.

E-postayı açsa da istediğiniz linke tıklamayabilir. E-postadaki linke tıklayıp karşılama sayfasına gittiklerinde de her şey net ve pratik olmalı.

Toplamda 2 veya 3 aşamadan daha uzun bir süreç görmemeliler. Daha fazla reklam veya dikkat dağıtıcı bir şey olmamalı.

Ne demiş üstad:

“Nasıl iyi e-posta yazılır; 1. E-postanı yaz, 2. Birçoğunu sil. 3. Gönder”

Dan Munz

 

14. İyi bir metin yazarlığı yapın

İçerik kraldır! Bunu muhtemelen yüzlerce kez duydunuz. E-postalarınız ürününüz veya markanızla etkileşime geçirici ve heveslendirici olmalı.

İçeriğiniz ile okuyucuda sizin teklifinizle ilgili duygusal olumlu tepki oluşturmalısınız, yüzlerini güldürmelisiniz ve en önemlisi güven vermelisiniz.

Doğru imla kullanmalısınız. SEO için kullandığınız anahtar kelimeler doğallığınızı bozmamalı.

15. Hatırlatıcı e-postalar yollayın

Hatırlatıcı e-postaları anlamak için müşterinin satınalma döngüsünü anlamalısınız. Diyelim ki süreli bir abonelik aldılar ve süresi bitmek üzere.

Tekrar hatırlayıp bitmesini bekleyip müşterinin harekete geçip almasını bekleyeceğinize bir e-posta gönderiverin. Hatta belki daha uzun süreli bir abonelik önerisinde bulunabilirsiniz.

Ve tabii ki bu e-postalar de otomatikleştirilebilir.

Hatırlatıcı e-postalar dışında e-posta dönüşüm oranınızı arttıracak e-posta tiplerini incelemek isterseniz seosozlukteki yazıdan fikir edinebilirsiniz.

16. Kritik bilgileri resme koymayın

E-posta pazarlamada görsel kullanmanın 2 büyük engeli var. Biri, birçok e-posta hizmet sağlayıcının bilinmeyen göndericilerden gelen e-postalardaki görselleri engellemesi.

Bu yüzden eğer aksiyon isteğiniz görselin içine gömülüyse kullanıcıların onu görmek için ekstra uğraşmaları gerek. Eğer alıcının adres defterinde kayıtlı değilseniz gönderdiğiniz e-postanın içindeki görsel engellenecek ve mesajınızı ulaştıramayacaksınız demektir.

O yüzden kritik bilgileri görsele koymayıp görsel görüntülenmese bile görünebilecek şekilde hazırlayın.

İkincisi ise görsel çekici olduğunda asıl aksiyon çağrısı geride kalabiliyor. İyi ve iri bir görsel teoride iyi olabilir ama içeriği gölgeleyebileceğinden dikkatli kullanmanız gerekir.

17. Hikâye anlatın

Okuyucularınızın daha çok etkileşime mi geçmesini istiyorsunuz? E-postanızı bir hikâye ile açın.

Hikaye anlatımı muazzam bir pazarlama tekniğidir. E-posta dönüşüm oranınızı arttırır. Çünkü iyi yazılmış hikâyeler okuyucuyu bir şekilde bulur.

Kim iyi bir hikâyeyi sevmez ki? İyi bir hikâye içeriğinizin çok daha fazla okunmasını sağlarsınız.

18. Görselin tamamına link koyun

Mobil uyumlu hale getirmek çok kritiktir. Fakat aksiyon butonunuza koyduğunuz link buton küçük gözüktüğünden mobil cihazlarda parmakla basması zor olabilir.

Bu yüzden butona verdiğiniz linki çevresindeki alana da ekleyin ve insanlar butona mobil cihazlarda parmaklarıyla kolayca basabilsin.

19.Interaktif e-posta hazırlayın

E-posta pazarlamada yeni trend interaktif e-postalar oldu. Bu trendi yakalamanız gerekir. E-postalara enterasan ve yenilikçi fikirler yerleştirin.

 

Örneğin;

  • Video içerikler
  • GIF
  • Geri bildirim formları
  • Sipariş verme sistemleri
  • Quizler
  • Anketler
  • Menüler

 

Bu tip içerikleri okuyucunun ilgisini çekmek için kullanabilirsiniz.

Her ne kadar dışarıdan eğlenceli gözükse de arka planda hazırlamak bir hayli çalışma gerektirebiliyor. Bu kadar emek koyduğunuzda da e-postalarınız özgün oluyor.

 

Yapılan bir araştırmaya göre;

20. Tekliflerinizde sadece 3 seçenek verin

İnsanlar seçenek isterler fakat çok seçenek istemezler.

İnsanların seçimini kolaylaştırmak hatta istediğinize yönlendirmenin en iyi yolu sadece 3 tane seçenek gönderip bir tanesini renkle veya fontla vurgulamaktır.

Araştırmalar 3 seçeneğin en iyi alternatif olduğunu gösteriyor. 3 seçenekli e-postalar gönderip e-posta dönüşüm oranınızı arttırabilirsiniz.

 

Sonuç olarak;

Teknolojinin kazandırdığı en faydalı, hızlı iletişim aracı e-posta, dünyada iletişimi en çok kolaylaştıran teknolojik araç. E-postayı doğru kullanırsanız size reklam, tanıtım, iletişim anlamında inanılmaz faydalar sağlar.

E-postayı kendi yararınıza kullanmak istiyorsanız önce okuyucu kitlenizi tanıyacak sonra istedikleri haberi onlara sevecekleri şekilde e-postayla vereceksiniz.

E-postaları en verimli nasıl kullanacağınız hakkında yukarıda oyun değiştirici bilgiler aldınız. Bu bilgileri aşama aşama hayatınıza katmaya başlayın. Hepsini uygulamaya aldığınızda farkı fark edeceksiniz.

Şimdi sıra sizde;

Sizin e-posta dönüşüm oranını arttırmak için dikkat ettiğiniz nokta nedir?

Siz de yorumlar bölümüne dikkat edilecek bir tüyo ekleyin.

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Tıklattıracak Email Konu Başlığı Yazmanız İçin 23 Vurucu Teknik [15 örnek]

İnsanların 69%’u emailin içeriğine bakmadan sadece email konu başlığına bakarak spam işaretlediğiniemail konu başlığı biliyor muydunuz?

Emaillerin açılmasının 80% oranla en etkili unsurun email konu başlığı olduğunu biliyor muydunuz?

Abonelerinizin emaillerinizi açmalarınız sağlamak için email konu başlığına 80% önem vermelisiniz.

Yoksa tüm email içeriği hazırlama çabanız boşa gider.

Bu makalede, email konu başlığı hazırlarken kullanmanız gereken duygusal,  rakamsal, sözel ifadelerin farkına varacaksınız. Bir çoğu araştırmaya dayandığı için anlamanız daha da kolaylaşacaktır.

İyi bir email konu başlığı nasıl olur?

Kısa, açık, spesifik, basit, mantıklı ve kişiselleştirilmiş email konu başlıkları en çok tıklanan başlıklar. Emailinizi insanlara yolladığınız için insan eğilimleri ve psikolojisi kullanmalısınız.

Etkili email konu başlığı yazmanız için teknikler

1. Email konu başlığınızı kısa tutun

Emaillerin bir araştırmaya göre 77%’si mobil cihazlardan açılıyor.

Email konu başlığı yazarken mobil cihazları da düşünün. Masaüstünde iyi gözüken email konubaşlığı daha küçük ekranda daha kötü gözükebilir.

Email konu başlığınızı 50 karakterden fazla tutmayın. Detayları e-postanın içinde anlatın ve özetini anahtar kelimelerle başlıkta yapın.

Aşağıdaki örneği inceleyin;


Birçok marka mobil cihazlar için emaillerinin optimize edilmesini düşünürken email konu başlıklarını unutuyorlar. Sonuç olarak email konu başlığınız kısaysa daha çok açılırsınız.

 

2. Aciliyet ve bitiyor hissi yaratın, son gün bilgisi verin

Etkili email konu başlığı yazmak için, müşterilere aciliyet hissi verin. Müşterilere hızlı davranmazlarsa bir fırsat kaçıracağı hissi verin. Sınırlı üretim çok güzel bir örnektir.

Araştırmalara göre email konu başlığında şu tip kelimeler içerdiğinde emailler daha fazla tıklanıyor.

  • “kaçırılmaz”
  • “yeni”
  • “uyarı”
  • “Son gün”

Sınırlı süre yapılan herhangi bir

  • İskonto
  • Kampanya
  • özel hediye
  • ödül gibi öneriler satışı hızlandırıyor. Müşterilerin birçoğu özel teklifleri kaçırmamak için teklifinize atlarlar.

Mesela özel bir şey paylaştığınızı da hissettirebilirsiniz.

“Kimseye söyleme, sadece senin için özel iskonto yaptık”

“Yarın son gün! Siparişinizi 24 saat içinde verin”

gibi sınırlı süre hissiyatı müşteriyiharekete geçirebilir.

3. Eğlenceli de olun

Eğer email konu başlığınız abonelerinizi gülümsetiyorsa açmaya daha meyilli olurlar. Biraz mizah katmak zekice düşünmeyi ve yaratıcılık gerektirir. Fakat açılma oranları ve satış artışını garantilersiniz.

4. İnsanları özel hissettirin

Özel hissettirmek çok güçlü bir araçtır. Sizin kendi tarafınızda olduğunu hissettirdiğinizde insanlarda aitlik hissi oluşur ve emailinize daha fazla tıklama alırsınız.

Aşağıdaki bazı ifadeleri kullanabilirsiniz.

  • “Sadece sevdiğimiz müşterilerimiz için”
  • “Size özel teklifimiz var”
  • “Size hediyemiz var”
  • “Davetlisiniz!”

 

5. Aksiyon aldırıcı kelimeler kullanın

Email konu başlıkları aksiyon butonları/linkleri ile bir bakıma aynıdır.

İnsanları tıklatmak ana amaçlarıdır.

Tıklatmaya teşvik eden aksiyon kelimleri içeren email konu başlıkları daha çevici, verimli ve sonuç aldıran email konu başlığıdır.

 

6. Sorular insanlarda cevap verme hissi uyandırır.

Email konu başlığınızda soru kullanarak insanları cevap aramak veya vermek için tetikleyebilirsiniz. Bir araştırmaya göre sonunda soru işareti bulunan email konu başlıkları 44% daha fazla tıklatıyor.

7. Kişiselleştirin.

Bir araştırmaya göre, alıcının ismi yazılarak kişiselleştirilen email konu başlıkları 29,3% daha fazla tıklanıyor.

Email gelen kutusunu ilk açtığınızda önce tüm email konu başlıklarını tararız. Reklamları ve spamları eleriz.

Eğer bir arkadaşınızdan email alırsanız onu açarsınız. İnsanlar ismini gördükleri emailleri açmaya daha meyillidir.

Mailchimpin bir araştırmasına göre email konu başlığında isim ve soyisim aynı anda gözüktüğünde en çok tıklama almış. Ardından sadece soyisim gözükmesi tıklama almış.

Emailinizi kişiselleştirebilirseniz daha fazla tıklatırsınız. Hatta daha rahat bir dil kullanıp samimi bir yazı yazabilirsiniz.

 

8. Bilindik bir gönderici ismi yazın

Gönderici isminizi doğru yazın. Abonelerinizle aranızda güven oluşturmak için bu gereklidir.

Aynı zamanda [email protected] da kullanmayın. İnsanlar bunu spam olarak algılarlar.

9. Bilindik bir isim kullanın

Birçok kullanıcı info@ veya noreply@ gibi jenerik hesaplardan gelen emailleri daha az tıklıyorlar. Kurumsal ve soğu görüyorlar. Karşısında gerçek bir kişinin olduğunu hissettiği gerçek kişi isimlerinden gelen emailleri açmaya daha meyilliler.

Siz de email gönderici ismini bir kişi ismi seçin.

[email protected] dan gelen emaille daha çok tıklatırsınız. İletişimi kolay olmayan kurumsal ve soğuk bir firma yerine hemen ulaşabileceği bir kişi olunca firmaların yüzü daha sıcak gözüküyor.

 

10. Alakalı emojiler kullanın

Bir araştırmaya göre email konu başlıklarında emoji kullanmak açılma oranlarını 45% arttırıyormuş.

İyi yerleştirilmiş bire moji abonelerinizle yakın ilişki kurmak için büyük bir fayda sağlayabilir. Email konu başlıklarında emojiler düz metne göre çok daha etkili.

En çok kullanılan 15 emoji;

Sadece kullanmak için en iyileri değil en popülerleri aynı zamanda. Kendi email konu başlığınız için çeşitli emojo kombinasyonları yapabilirsiniz.

Kullandığınız emoji email içeriğinizle uyumlu olmalı.

 

11. Email konu başlığınızda rakam kullanın

Email konu başlığınıza rakam eklerseniz okuyucuların dikkatini hemen çekersiniz. İnsan beyni rakamlara karşı hassastır. Aynı zamanda rakamlı email konu başlıklarını okunması kolaydır.

Özellikle email konu başlığına %lik bir rakamla başlamak çok etkilidir.

“50% iskontolu….”

“35% ek iskontolu yeni sezon…”

12. Email konu başlığınızda BÜYÜK HARF ve !!! işareti kullanmayın.

Birçok firma halen büyük harflerle email konu başlığını yazıyor.

“ŞİMDİ TIKLA VE 80% İSKONTOYU KAZAN!!!!!” 

Maalesef bu işe yaramıyor. Aynı zamanda itici…

Araştırmalara göre insanların 85%’i küçük harfli email konu başlığı tercih ediyorlar.

Yazıda büyük harf kullanmak bağırmak, talimat vermek ve umutsuzca ilgi istiyorsunuz demektir.

Kimse kendisine bağırılmasını istemez. Etkileşimi arttırmak için ve daha insancıl gözükmek için küçük harfler kullanın.

13. Email grubunuzu ilgi alanlarına göre gruplayın

İnsanların email almak için sisteminize abone olmalarının sebebi ürün ve kampanyalardan bilgi almaktır.

Her abonenin amacı farklı olabilir. Eğer email listenizi gruplarsanız sadece ilgili kişilere ilgili emailler yollarsınız. Yoksa tüm kişilere aynı emaili yollamak insanların email kutusunu ilgisiz emaillerle doldurmuş olursunuz.

İlgi alanlarına göre email listenizi kategorilere ayırabilirsiniz.

 

14. Email konu başlığı ile içeriğinizi uyumlu hazırlayın

Google herşeyden veri topluyor. Email konu başlığınız içerikle uyumlu olmazsa google olabilecek şikayetleri topluyor ve sizi işaretliyor. Sizi daha çok spam klasörüne atmaya başlıyor.

Email konu başlıklarınız düzgün ve dürüst olmalı. Sırf açılsın diye kandırıcı bilgi koymayın.

15. “Eğer…o zaman..” tipli email konu başlıkları çok etkili.

Abonelerinize “eğer…o zaman..” tipli önerilerde bulunursanız insan beyni şartlanmalara çabuk tepki verdiği için daha fazla tıklama alırsınız.

Başarılı olması için “eğer…” kısmının abonelerinizin ilgisini çekeceğinden ve “..o zaman..” bölümünün iyi bir çözüm olduğundan emin olun.

16. Son günü vurgulayın.

Email konu başlığınızda “son gün…” ifadesinin bulunması insanları fırsat kaçırmamak için aksiyon almaya iter. Abonelerinizi tetiklersiniz.

“Son 2 gün” veya “son 24 saat” gibi sert kampanyalar yapmaktan çekinmeyin. Şimdi ya da asla tarzı son günlü email konu başlıkları çok daha fazla tıklanıyor.

17. Özel, milli günleri festivalleri kaçırmayın

Özel ve milli günlerde email almak insanların yüzlerini gülümsetir. O günde iyi bir modta olduğu için o emaile bile tıklar. Bundan faydalanın. Zarif, arkadaşçıl, tutkulu ve sevecen bir yöntemle email konu başlığınızı hazırlayın.

18. Multimedya kullanın

Bir video, sunum, podcast veya yardımcı bir kılavuz eklemek emailinizin içeriğini zenginleştirir ve çeşitlendirir. İçeriği başlıkta da yansıtacağınız için email konu başlığının daha fazla tıklanmasını sağlayabilirsiniz.

Örneğin;

 “Multimedya kullanımı kılavuzu – Yeni Video!”

19. Etkili kelimeler email konu başlığında kullanın

Marketingprofs’un, 2500 markanın 21 milyar email konu başlığının incelendiği bir araştırmasına göre email konu başlığında en etkili 5 kelime şunlar olmuş;

“güncellendi”
“sadece”
“içerik”
“git”
“harika”

Clickz’in, 24,6 milyar emailin incelendiği bir araştırmada en çok tıklanan kelimeler şunlar olmuş;

“şaka”
“kampanya”
“tebrikler”
“revizyon”
“öngörü”
“gönüllü”
“aylık”
“indirim”

Digital Marketer’ın 125 milyon email konu başlığının analizi sonucu şu kelimeler en çok tıklananlarmış;

“..geliyor”
“Şimdi al”
“sadece bir gün kaldı”

Adestra 2,2, milyar email analiz etti ve şu kelimeleri en çok etkili oldu.

“ücretsiz teslim”
“stokta”
“yeni”
“uyarı”
“haberler”
“güncelleme”
“yaz”
“haftasonu”

Smart Insights 700 milyon email konu başlığı inceledi. En etkili email konu başlığı kelimeleri şunlar olmuş;

“tanıtım”
“kutluyoruz”
“satın al”
“devam ediyor”
“siparişler kapanıyor”
“stoğa girdi”
“yepyeni”
“en son gelen”
“özel”
“harika”
“harika öneri”
“satış başlıyor”
“yeniden stoklarda”
“şimdi stoklarda”

20. Email önizlemesi ikincil email konu başlığı gibidir.

Email önizlemesi email konu başlığının yanında gözükür. Gri renklidir. Email konu başlığından sonra ilgi çeken ikinci alandır.

Email önizlemesi emaili içeriği hakkında bilgi verir. Görünen karakter sayısı tamamen alıcının ekran ayarları ile ilgilidir.

 

21. Müşteri deneyimleri işe yarıyor.

Müşteri deneyimleri sitelerde ve email gövdelerinde oldukça yaygın bir kullanım. Email gövdesinde varsa email konu başlığında da bulundurmalısınız.

Örneğin;

….müşterimiz satışını bu ürünle arttırdı! Siz denediniz mi?

…ürünümüzü alıp cirosunu katladı! Siz de rafınıza alın!

 

 

22. #Hashtags kullanımı yaygınlaşıyor.

Hashtagler sosyal medyada bolca kullanılıyor. Facebook, instagram, pinterest hashtagler üzerinden yürüyor diyebiliriz. Hashtagleri email konu başlığında kullanırsanız sosyal medya ile içiçe olduğunuzu ve belli prensiplere uyumlu ve içinde olduğunuzu gösterirsiniz.

 

23. Bağış yapın içerikli email konu başlıkları büyük oranda açılmıyor.

 

Mailchimpin araştırmasında bağış içerikli emaillerin tıklama oranına negatif etkisi bulunuyor. Araştırmalar sonucunda bağış kelimesi içeren emialleren az tepki alan emailler olmuş. Fakat yardım edin içerikli emailler çok daha fazla tıklanmış.

15 email konu başlığı örneği

Aşağıdaki email konu başlıklarından ilham alabilirsiniz.

Soru içeren email konu başlıkları

  1. (Karınız/kocanız) için mükemmelbir hediye aldınız mı?
  2. (Anne/babanız)için mükemmel hediyeyi bulamkta zorlanıyor musunuz?
  3. Sizin için mükemmel tatil hediyesini gördünüz mü?

Talimatvari email konu başlıkları

  1. Beklemeyin! …ürünlerinde bu hafta 25% kazanın!
  2. …etkinliğinde yerinizi ayırtın.
  3. Bu tatilde ne planladığımızı görün!

Ön bilgi içeren email konu başlıkları

  1. (Kardeşiniz/kuzeniniz..) için aklınıza gelmeyecek 3 hediye fikri!
  2. Tatil sezonunda … yapmanın yollarını öğrenin.
  3. Artık stressiz tatil için alışveriş mümkün!

Liste içeren email konu başlıkları

  1. 100TL nin altında 10 hediye fikri.
  2. ..Etkinliğine katılmak için 5 sebep.
  3. Tatilde zaman kazandıran 10 tüyo

Bildiri niteliğinde email konu başlıkları

  1. Tatilde açığız! Tatilde çalışma saatlerimiz!
  2. Mağazamızda Salı indirim günlerine gelin!
  3. Aralık ayı indirimlerini kaçırmayın!

 

Sonuç olarak

Email konu başlığını yazmak emailin tıklanmasını sağlayan en önemli unsurdur. İnsanlar email gelen kutusunu hızlıca tarar ve email konu başlıklarından beğendiklerini açarlar.

Email konu başlığının sizin abone kitlenizin ilgi alanlarıyla uyumlu olmasını sağlamalısınız.

Bunu yaparken yukarıda anlattığım birçok tekniği kullanabilirsiniz. Bu tekniklerden sonra emaillerinizin daha fazla açıldığına şahit olacaksınız.

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

En Basit Ücretsiz 8 Email Tasarım Programı

Bu makalede email tasarım programları listesini okuyacaksınız.

Abonelerinize çok güzel ve harika gelen emailler tasarlayabiliyor musunuz?email tasarım program

Email pazarlama işiniz için kullanabileceğiniz en güçlü bir aracınızdır.

Fakat düz metinle email yollamanız göze çok çekici gelmez.

Düşük kullanıcı etkileşimi ile kalırsınız.

Email tasarım programı kullanmalısınız.

Yani email tasarım programı kullanarak kullanıcıyla daha fazla etkileşime geçeceğiniz etkileyici emailler oluşturmalısınız.

Emailin gücünü arttırmak ve çekici ve profesyonel emailler tasarlamak için güvenilir ve mobil uyumlu bir email tasarım programına ihtiyacınız var. Bu şekilde okuyucunun dikkatini yakalayabilirsiniz.

Piyasada birçok email tasarım programı var fakat birçoğu pahalı.

Bu makalede en iyi ücretsiz mobil uyumlu email tasarım programı bulacaksınız.

Ücretsiz email tasarım programları

  1. MailGet

MailGet email pazarlama servisidir. İçinde otomatik cevaplayıcı, email analizleri, google analytics entegrasyonu, iletişim listesi yönetimi ve 99% inboxa gönderim hizmeti sunuyor.

MailGet ücretsiz email tasarım programı sunuyor. Adı da “Drag-and-Drop WYSIWYG Email Template Builder”, Bu da hızlı ve mobil uyumlu bir email tasarım programıdır.

MailGet ile çalışırken görsel, metin, başlık, link, arka fon rengi, buton ekleyebilirsiniz.

MailGet diğerlerinin arasında en ucuzu. Programın en iyi yanı 7.500 aboneye sadece $5’a sınırsız email atma imkanı veriyor.

  1. BEE Free

BEE, email pazarlama servisi olan MailUp’ın ücretsiz bir versiyonudur.  BEE Free email ve bülten oluşturmak için email tasarım programı sunuyor.

Sürükle bırak şeklinde email tasarım programı ile emailinizi istediğiniz şekilde tasarlayabilirsiniz. Emaillerinizi ön izleme yapıp laptopta, tablet bilgisayarda ve cep telefonunda nasıl gözüküyor test edebilirsiniz.

  1. Octanego

Octanego nasıl gözükmesini istiyorsanız emaillerinizi istediğiniz gibi tasarlamanıza yardımcı bir email tasarım programıdır.

Email tasarlarken yaratıcılığınızı göstermede şablonları sayesinde yardımcı oluyor. Tabii ki oluşturduğunuz emailler doğal olarak mobil uyumludur.

 

  1. SharpSpring

SharpSpring de yine mobil uyumlu ve etkileyici emaillar tasarlamanıza yardımcı olan bir email tasarım programı.

Sürükle bırak özelliği kendindeki mevcut şablonlarla etkileyici email şablonları oluşturmanıza izin veriyor. Ayrıca bu şablonları metin, görsel, renk, arka fon ekleyerek emailnızı düzenleyebilirsiniz.

Daha da fazlası, emaillerinizi oluştururken mobilde nasıl gözüktüğünü görüntüleyebilirsiniz.

  1. SendinBlue

SendinBlue herhangi bir kodlama becerisi gerektirmeden güzel ve etkili bir email tasarım programıdır.

Ücretsiz sürükle bırak email tasarım programıyla mobil uyumlu email şablonları ve bültenler oluşturabilirsiniz.

  1. Mosaico

Mosaico email oluşturmak için ücretsiz email tasarım programı hizmetidir. Her cihazda görünebilen çok güzel ve etkileyici emailler oluşturabileceğiniz açık kaynaklı email tasarım aracıdır.

Mosaico’daki sürükle bırak editör ile önceden tasarlanmış mobil uyumlu email şablonları bulabileceğiniz gibi kendi şablonunuzu da yapabilirsiniz. Esnek bir email tasarım programıdır. Birkaç adımda emaillerinizi hazırlayabilirsiniz.

  1. Zurb

Zurb aslında bir ürün tasarım firması. Aynı zamanda mobil uyumlu emaillar oluşturmak için ücretsiz email tasarım programı sunuyor.

Aynı zamanda birçok güzel ve mobil uyumlu email şablonu bulabilirsiniz. 5 çeşit mobil uyumlu email şablonu sunar, yani Basic, Hero, Sidebar, Sidebar Hero ve Newsletter.

  1. NewsLetterCreator

NewsLetterCreator tüm cihazlarda görülebilen emaillar tasarlamanıza yardımcı email tasarım programı sunar. Email tasarlamayı kolaylaştırıcı güvenilir ve en ustaca hazırlanmış email tasarım programıdır.

Sürükle ve bırak ara yüzünün yanında etkili emaillar hazırlayabileceğiniz birçok email şablonu sunuyor.

 

Sonuç olarak;

Yukarıda birçok email tasarım programı keşfettiniz. Aklınıza bir soru gelebilir. Hangisi en iyisi?

Önce MailGet – Email Service Provider – ile başlayın, hepsini sırayla deneyin. Kendinize uygun email tasarım programı bulunca onunla devam edin.

Siz hangisini kullanıyorsunuz?

Bu listeye ekleyebileceğiniz email tasarım programı varsa yorumlar bölümünden yazın.

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

WordPress için abonelik eklentisi [16 ücretsiz e-posta abonelik eklentisi]

E-posta abonelik eklentisi blogun e-posta abone sayısını arttırmak için kullanılan ek programdır.abonelk eklentisi

 

Blog yazarı olarak form oluşturma, bülten aboneliği, renklendirme, kişiselleştirme gibi işlemleri e-posta abonelik eklentisi kullanarak hazırlayabilirsiniz.

 

E-posta abonelik eklentisi blog yazarı veya site sahibi olarak sizin en yakın arkadaşınızdır. Çünkü e-posta pazarlama bir blog yazarının en fazla fayda sağladığı en önemli pazarlama aracıdır.

 

E-posta pazarlama blogun erişimini ve trafiğini arttırmak için mükemmel bir araçtır. En önemli kaynağı e-posta abone listesidir. E-posta listesi oluşturmak biraz zaman alır ama en büyük varlığınızdır.

 

O kadar blog yazdığınızda harcadığınız zamanın en önemli sonucu büyük bir e-posta abone listesidir. E-posta abonelerini toplayamamak tüm çabanızı boşa harcattırır.

 

E-posta toplarken veya gönderirken pop-up oluşturmaktan tutun isim yazarak kişiselleştirmeye birçok detayı e-posta eklentileri sayesinde çözmeyi başardım. Size de kullanabileceğiniz e-posta abonelik eklentilerini okuyacaksınız.

 

Özellikle wordpress kullananlar için e-posta pazarlamayı kolaylaştıran, sitenizin işlevselliğini arttıran birçok e-posta abonelik eklentisi seçeneği okuyacaksınız.

 

WordPress için ücretsiz e-posta abonelik eklentisi

1- Easy Sign-up

Easy sign up e-posta abonelik eklentisi ile kişiselleştirilebilir teşekkür e-postası oluşturabilirsiniz. Bu e-posta abonelik eklentisi seçilen kişinin e-posta adreslerine e-postayı o kişinin ismiyle yolluyor.

 

E-posta yazarken en etkili tekniklerden biri de yolladığınız e-postayı kişiselleştirmektir, yani e-postanın en başına alıcının ismini yazmak.

 

E-posta çeşitlerini inceleyin, en etkili e-postalardan biri hoş geldin e-postasıdır. Mutlaka hoş geldin e-postası yeni abone olanlara yollayın.

 

Bu e-posta abonelik eklentisinin başka kullanımı da bülten için e-posta adresi toplamak veya satış için görüşme imkanı oluşturmak olabilir.

 

2- ALO EasyMail Newsletter 

ALO EasyMail Newsletter wordpress bülten e-posta abonelik eklentisidir. Bülten yazmayı ve göndermeyi sağlar. Bu e-posta abonelik eklentisi abone toplamaya ve yönetmeye de yardımcıdır. Birden çok dil desteği bulunmaktadır.

 

3- Subscribe2

Subscribe2 geniş kapsamlı üyelik yönetimi sağlayan e-posta abonelik eklentisidir. Yeni bir post yayınladığında e-posta bildirim göndermek isteyen wordpress bloglar için e-posta bildirim sistemi de sağlar.

 


4-Newsletter Sign Up

Bu e-posta abonelik eklentisi ile bülteninize kaydolan abonelerin sayısını büyütebilirsiniz. Bülteninize ziyaretçilerin kaydolması için çeşitli yollar ekler. Newsletter Sign-Up wordpress yorumlar formunda kontrol kutusunda “Sign-up to our newsletter” işareti ile çoğunlukla gözükür.

 

 

5-SendPress

İyi bir e-posta ve bülten göndermek kolay olmalı ve 3. Parti bir sisteme ihtiyaç duymamalı. Bu e-posta abonelik eklentisi bu konuda yardımcıdır. Adminin e-postaları ve bültenleri wordpress üzerinde kontrol etmesini sağlar. E-posta eklentilerinin verdiği tüm özellikleri kullanmayanlar için SendPress e-posta abonelik eklentisi sadece sık kullanılan özellikleri sunar. Eklentinin amacı wordpress üzerinden e-posta pazarlamanın kolay, bütün ve uzatılabilir olmasıdır.

 

6-Sendit Newsletter

Sendit bülten yollamanıza ve blogunuza üye toplamanıza yarayan bir e-posta abonelik eklentisidir. Bir ve birden çok listeyi yönetmeye yardımcı olur. Kısakod ile postlara ve sayfalara bu e-posta abonelik eklentisi ile abone kayıt formu ekleyebilirsiniz. E-postaları resimlerle de hazırlayıp bu e-posta abonelik eklentisi ile yollayabilirsiniz.

7-Contact Form 7 Newsletter

Kolaylıkla contact form 7 eklentisi ile entegre olabilen bir e-posta abonelik eklentisidir. Kullanıcılar size iletişime geçtiğinde sizin bülteninize kayıt olabiliyor.

8-First Comment Redirect

 

Bu e-posta abonelik eklentisi kişiye özel sayfa oluşturur ve bu yeni sayfayı blogunuza ilk kez yorum yapan herkese gösterir. Abone kayıt oranı muazzam yüksektir.

Muhtemelen yorum yapanların sitenize abone olma istekleri de yüksektir. Kurulumu çok kolaydır. Üye kayıtlarınızı arttırmak istiyorsanız elinizin altında bulunması gerekir.

9-Wysija Newsletters

Wysija e-posta abonelik eklentisi ile bülten oluşturabilir, anlık bildirim ve otomatik cevap oluşturabilirsiniz. Bülteninize resim, postlar, sosyal ikonlar ekleyebilirsiniz. Fontları ve renklerini değiştirebilirsiniz. Tüm üyelerinizi yönetebilirsiniz. WordPress için yeni ve basit bir bülten çözümüdür.

 

10- Optin Crusher

Optin Crusher bazı noktalarda hello bar ile benzerlik gösterir. Fakat sayfanın en sonunda üstte gözükür. Örneği yukarıdaki gibidir. Ücretsizdir. Fakat e-posta abonelik ister. Renklerini ve fontlarını ayarlayabiliyorsunuz. Kullanımı kolay ve çok etkili olduğunu görünce şaşıracaksınız.

 


11- WP Autoresponder And Newsletter Plugin

Bu eklenti bir e-posta bülten ve otomatik cevap için kullanılan bir e-posta abonelik eklentisidir. Bülten blogtan bağımsız çalışır. Bu e-posta abonelik eklentisi Aweber, mailchimp ve diğer ücretli e-posta abonelik eklentisine alternatif olarak çıkarılmış. Bu eklentiyle 3. Parti bir hizmet veya lisansa ihtiyaç duymazsınız. Özellikleri:

  • Sınırsız bülten listeleri oluşturabilirsiniz.
  • Widget kullanarak yanbarınıza abone kayıt formu ekleyebilirsiniz.
  • Feedburner gibi 3. Parti hizmet kullanmaya gerek yoktur.
  • Abone kayıt formlarını sayfanın her yerinde kullanabilirsiniz.

 


12-Scroll Triggered Boxes

 

Pop-upların çok saldırgan olduğunu düşünen insanlar için iyi bir e-posta abonelik eklentisi çözümüdür. Mouse tekerleğini döndürünce tetiklenir.

Kutucuk bir ziyaretçinin sayfada aşağı doğru hareket ettirdiğinde ortaya çıkar. Ne kadar aşağı inince kutucuğun çıkacağını ayarlayabilirsiniz. Sayfanın 70%’i göründüğünde ortaya çıksın diyebilirsiniz.

Bu e-posta abonelik eklentisinin diğer iyi yönüyse 20 dakikada kuruluyor olması. AWeber ile de entegre oluyor. Size kutucuğunuzu oluşturmak için html kodunu veren her e-posta hizmet sağlayıcısı ile uyumludur. Bu e-posta abonelik eklentisi sayesinde e-postanızın görüntüsü ve renkleriyle de oynayabilirsiniz.


13- Optin Revolution: WordPress Popup

 

AWeber, Constant Contact ve GetResponse gibi birçok e-posta hizmet sağlayıcısı hesabınız içinde pop-up oluşturmaya imkan veriyor. Fakat mailchimp gibi diğerleri yapmıyor. Eğer MailChimp e-posta abonelik eklentisini kullanıyorsanız pop-up oluşturmak için bir eklentiye veya başka koda ihtiyacınız olacaktır.

WordPress’te pop-uplar için yüzlerce eklenti bulunuyor. Fakat bunların birçoğu ücretli veya özellikli eklentiler. Optin Revolution eklentisi ücretsiz. Optin Revolution 10,000’den daha fazla indirilmiştir. Ve eklenti güncelleniyor.

 

Optin Revolution geniş bir alanda kullanıldığı için güvenip kullanabilirsiniz. AWeber, iContact, GetResponse, MailChimp, Constant Contact gibi e-posta hizmet sağlayıcılarla da entegre çalışabilir.

 


14-Plugmatter Optin Feature Box

 

Plugmatter kurulumu süper kolay olan ve çalışmak için birçok şablon veren bir e-posta abonelik eklentisidir. En bilinen birçok e-posta hizmet sağlayıcılarıyla entegre çalışabiliyor. AWeber, MailChimp ve GetResponse vb. A/B testi yapmak isterseniz veya özelleşmiş kutucuklar isterseniz ücretli versiyonunu deneyebilirsiniz.


15-Hello Bar

 

Hello Bar e-posta abone listesi oluşturmada uzun bir tarihe sahip. Bu listedeki belki en yaygın kullanılan e-posta abonelik eklentisi olabilir. Abone kayıt formu için hello barı kulanabilirsiniz.


16-ListBuilder by SumoMe

 

ListBuilder by SumoMe e-posta abone listesi oluşturmada yeni ve iyi bir e-posta eklentisidir. Oldukça başarılıdır. Bu eklenti 3 şey sağlar, hoş geldin barı, popup ve sayfa indirme barı.

MailChimp, AWeber, Constant Contact, ve Campaign Monitor ile entegre çalışır.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Sonuç olarak;

Blog yazarlarının e-posta abonelerinin sayısı blogun büyümesiyle doğrudan ilgilidir. Daha fazla eposta abonesi daha büyük ve tanınmış blog demektir.

Blog yazarlarının en büyük varlığı sahip oldukları e-posta aboneleridir. Bu yüzden büyük bir liste sahibi olmanız çok önemlidir.

Listenizi büyütmek için ziyaretçilerinizi aboneye çevirmek ve için birçok e-posta abonelik eklentisine ihtiyacınız olacak.

Yukarıda okuduğunuz e-posta eklentilerini size çok yardımcı olacak. Kendi blogunuza en uygun olan e-posta eklentilerini blogunuza ekleyin. Ne kadar faydalı olduğunu ve listenizi büyütmede çok faydalı olduğunu göreceksiniz.

 

Şimdi sıra sizde;

Sizin kullandığınız e-posta abonelik eklentileri nelerdir?

Siz de yorumlar bölümüne bir tane ekleyin.

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Teşekkür Emailini Ziyaretçiyi Etkilemek için Kullanabileceğiniz 6 Önemli Zaman

Bu makalede teşekkür emailinin kulanım alanlarını okuyacaksınız.teşekkür emaili

Birçok websitesi temel gereksinimleri doğru yapıyor ve bu yüzden Amerikalıların 70%’i düzenli şekilde online alışveriş yapıyor.

Bu büyük bir oran.

Peki yeni siteler nasıl müşteri kazanıyor ya da kazanacak?

Fiyat düşürmek genel bir strateji ama zaten fiyat rekabeti çokça yapılıyor.

 

Eğer çok iyi bir ürün yakalamazsanız isim yapmak biraz zor olabilir.

Bu kadar kalabalık bir piyasada sadece bir çözüm var, o da özel müşteri deneyimi.

Birçok durumda küçük dokunuşlar çok iyi sonuçlar oluşturur. Bu makalede o küçük dokunuşları yaratabileceğiniz “teşekkür emaili”ni okuyacaksınız.

Kullanım alanlarına gitmeden önce teşekkür emaili başarılı olmasının birkaç sebebi şunlar;

 

  • Hedef kitle lazer odaklıdır.
  • Teşekkür emailini stratejik olarak zamanlayabilirsiniz o yüzden açılma sayısı ve oranı artar.
  • HubSpot’a göre, teşekkür emailleri ortalamaya göre iki kat fazla etkileşim alıyor.
  • Sizden satınalım yapanları teşekkür emaili tekrar alıma teşvik eder.

Bu makalede ne zaman teşekkür emaili gönderilir, içeriği nasıl olmalıdır, nelere dikkat etmek gerekir, maksimum etkiyi nasıl oluşturursunuz konularını okuyacaksınız.

Her ne kadar teşekkür emailleri tek atışlık bir fırsatmış gibi gözükse de gerçekte müşterinin değişik evrelerinde değişik zamanlarda teşekkür emaili gönderebilirsiniz. İşte o çeşitli zamanlardan örnekler,

 

Teşekkür emailini blogunuzda kullanabileceğiniz zamanlar

  1. Abone olduktan sonra

Aslında, birine teşekkür emaili yollamak için birinin alışveriş yapmasını beklemenize gerek yok. Bir ziyaretçi sitenize gelip bir ürününüzle ilgilenip abone olduğunda hemen teşekkür emaili gönderin.

 

Ziyaretçi ilgi gösterip satın almaya eğilim göstermese bile ilgisi için ona teşekkür edin. Ve ona herhangi bir sorusu olduğunda çekinmeden iletişime geçebileceğini söyleyin.

 

Burada işler biraz karışabilir. Ziyaretçi alım yapmadı ama amacınız satış yapmak. Çok itici ve umutsuz gözükmek istemiyorsunuz ama satmak da istiyorsunuz.

 

İyi sayılabilecek bir strateji şudur; İşletmenizin ve ürünlerinizin hakkında bilgi verin. Değerleriniz, işe neden başladınız, müşteriye sunduğunuz değer gibi konulardan bahsedebilirsiniz. Ve ilgi gösteren ziyaretçiye promosyon kodu da gönderebilirsiniz.

  1. Satınalımdan sonra

Satınalımdan sonra müşteriler siparişlerinin doğru alındığından emin olmaları için eposta gönderilir.

 

Bu eposta normal epostalardan 4 kat daha fazla açılır ve 3 kat daha fazla etkileşime girilir.

 

Fakat, bu epostayı rutin idari bir eposta olarak görmek bir fırsat kaçırmaktır. Bu epostaya teşekkür emaili kısmını da ekleyin. Küçük bir nezaket büyük bir etki yaratabilir. Markanıza olumlu etkisi olacaktır.

 

Kısa not: Bu aşamada fazla satışçı olmayın. Müşteriler baskı altında hisseder. Küçük bir 5 tl lik kupon faydalı olabilir. Fakat çapraz satış gibi teknikleri bu aşamada denemeyin.

  1. Teslimattan birkaç gün sonra

Teşekkür emaili için iyi fırsatlardan biri de müşteri ürünü teslim aldıktan birkaç gün sonra teşekkür emaili yollamaktır. Her zamanki gibi kısa bir teşekkür emaili çok faydalıdır.

 

Bu email müşteriye satınalım yaptığı için teşekkür etmeli ve yeni ürünlerini beğendiklerini umduklarını söylemektir.

 

Müşteri ürünü kullanmaya başladığından müşteri destek bilgisi, ürün kullanımı ile ilgili bilgiler gönderebilirsiniz.

 

Aynı zamanda ürünü kullanıp memnun olduktan sonra yeni ürün almak isteyebilirler. İlgilenebilecekleri yeni bir ürünü önermek mantıklıdır. Yukarı fiyatlı bir ürünü önermek yani yukarı satış bu noktada iyi bir gelir için fırsat olabilir.

Bu noktada aynı zamanda müşteriden ürün incelemesi yazmasını da isteyebilirsiniz.

  1. Önemli eventleri vurgulamak için

Online alışveriş yapanlar fırsat yakaladıkları düşünmeyi severler. O yüzden Black Friday gibi eventler çok işe yarıyor.

 

Fakat müşteriler bilir ki o fırsatlar tüm müşteriler için geçerlidir. Eğer kişiye özel promosyonlar hazırlayıp yollarsanız çok daha etkili olacaktır.

Bunu yapmanın bir yolu da mevcut müşterilerinize bir promosyon ile “teşekkür emaili” göndermektir.

 

Örneğin emailde özgün bir iskonto kodu bulunur ve bu promosyonun sadece daha önceki alışverişlere özel bir indirim olduğunu anlatabilirsiniz.

 

Kişiye özel his oluşturduğu için müşteriler bunu severler. Daha fazla harcamaya meyil ederler.

 

Bu tür teşekkür emaillerini her tür eventte yollayabilirsiniz, sadece black friday olmak zorunda değil, tatiller, müşteri doğum günü gibi.

 

Bu stratejiyi çok kullanmayın, tahmin edilebilir olursunuz. Epostanız istenen etkiyi yaratmaz.

  1. Ürünün kullanım ömrünün bitimine yaklaşıldığı zaman

Eğer fiziksel ürün satıyorsanız, ürünlerin ne zaman bozulacağını tahmin edebilirsiniz. Yani ürünün ömrünü tahmin edebilirsiniz. Bu bilgiyle müşterinin ne zaman tekrar satın almaya geleceğini bilirsiniz.

 

Örneğin; bir aylık kahve veya çay satıyorsanız bir ay sonra o müşterinin tekrar geleceğini bilirsiniz. Fakat laptop gibi daha dayanıklı ürünler için bu süreyi tahmin etmek zordur. Eğer tahminen 3-5 yılda bir yenilendiğini tahmin ediyorsanız emailinizi o tarihlere programlayabilirsiniz.

 

Neden bu teşekkür emailleri etkili? Doğru zamanda doğru kişiye gönderilen doğru içerikteki teşekkür emaili müşteriye özel hissettirir.

  1. Kilometre taşlarını kutlarken

Bu strateji ise sizin önemli başarılarınızı kutlamaya teşvik eder. Örneğin facebookta 100.000. takipçiye ulaşmayı kutlamak istiyorsunuz ve bununla ilgili tüm müşterilerinize bu başarıda katkılarından dolayı bir teşekkür emaili gönderiyorsunuz.

 

Bu emailler stratejik olarak zamanlanmış değillerdir. Müşterilerinize destekleri için sadece teşekkür ederler. Bu başarının sizin ve ekibinizin ne anlama geldiğini müşterilerinize anlatın. Ve teşekkür emailini müşterilerinizi bir promosyon koduyla ödüllendirin.

Sonuç olarak

Bu makalede teşekkür emailini nasıl ve ne zaman kullanabileceğiniz ile ilgili ufkunuzu açacak zamanlamalar okudunuz. Bu tür basit emailler tekrar satın alımı dürtmek için oldukça değerlidir.

 

Haliyle bunlar müşteri ömür sürelerini uzatır. Müşteri ömür süresi ve değeri e-ticaretteki en önemli faktörlerdendir.

 

Tüm satış stratejileri gibi ana fikir test edin, geliştirin ve optimize edin. Siz de yukarıdaki teşekkür emaili stratejilerini deneyin ve hangisi size uygunsa hayatınıza katın. Hep hatırlayın ki küçük bir teşekkür emaili büyük bir etki yaratabilir.

 

Peki siz ne zamanlar teşekkür emaili atıyorsunuz?

 

Siz de yorumlar bölümüne fikrinizi ekleyin.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Emailinizin spama düşmemesi için 18 kritik önlem

Bu makalede emailinizin spama düşmemesi için alacağınız önlemleri okuyacaksınız.

Bir araştırmaya göre gönderilen kampanya emaillerinin sadece 79%’u alıcıların gelen kutularına

spama düşme

düştüğünü biliyor musunuz?

Ufacık bir hatanız emaillerin spama düşmesine sebep olabilir, karalisteye alınabilir, bunu hepimiz biliyoruz.

Eğer email pazarlamasındaysanız sürekli spama düşmemek için uygun içerik, kelimeler, konu başlığı gibi unsurlara sürekli dikkat etme baskısındasınızdır.

Çünkü email programları spam göndericiler konusunda oldukça hassas ve katı. Emailiniz spama düşerse bütün kampanya için harcadığınız emekler çöp olacaktır.

Bu makalede hazırladığınız email kampanyalarının spama düşmemesi için dikkat etmeniz gereken noktaları göreceksiniz.

Emailinizin spama düşmemesi için yapmanız gerekenler

1. Bilinen bir marka ismiyle gönderin

Emailinizi alan aboneler önce kimden geldiğine bakar. Siz de kendinizin kolay tanınan firmanızdan gönderdiğinizi mutlaka görsünler. Nereden geldiği belli olmayan emailleri aboneler spam olarak işaretleyebilirler. Bundan sonraki emaillerin de spama düşmesini engelleyemezsiniz.

Bir araştırmaya göre email alıcılarının 43%’ü sadece kimden geldiğine bakarak emaili açmadan spam işaretliyorlar.

Email gönderme programınızın da emailinizi noreply gibi bir gönderici ismiyle göndermediğinden emin olun.

2. Güvenilir bir email gönderme programı (hizmet sağlayıcısı) seçin

Email hizmet sağlayıcıları itibarlı müşterileri sayesinde itibar kazanıyorlar.

Eğer email hizmet sağlayıcıları müşterileri değerli ve güvenilir içerik yolluyorlarsa ve IP adreslerinde yüksek puanları varsa email hizmet sağlayıcıları da güvenilir hale geliyor. Hizmet sağlayıcının kalitesi de emaillerinizin spama düşmesini engelleyecektir.

3. Bir sertifika edinin.

Dışarıdan firmalardan güvenilir email göndericisi olduğunuza dair sertifika alıp spamcı olmadığınızı kanıtlayabilirsiniz ve emaillerin spama düşmesini engellersiniz.

ReturnPath gibi bazı firmalar email gönderme uygulamalarınızı inceleyip size güvenilir olarak sertifika veriorlar. Bu sertifika gönderdiğiniz emaillerin çoğunluğunun gelen kutusuna düşeceğini garantiliyor.

Bu sertifika ücretsiz değil fakat yatırdığınız miktar size artan tıklama olarak geri döneceğinden değer bir harcamadır.

4. Gönderici olarak karalistede olup olmadığınızı kontrol edin

Eğer gönderdiğiniz IP sanal dünyada kötü bir üne sahipse gönderdiğiniz emaillerin spama düşmesi ihtimali doğacaktır. IP adresinizin ünü gönderdiğiniz emaillerin ulaşılabilirliğini doğrudan etkiler.

gibi araçlar IP adresinizin karalistede olup olmadığını kontrol eder.

Siteye girip IP adresinizi girin ve check butonuna basın.

5. Emailinizi göndermeden önce test edin

Emailinizi göndermeden kontrol etmek çok kişinin atladığı ama çok önemli bir konudur.

Örneğin; Mail Tester emaillerinizin kalitesini kontrol eden bir araçtır. Spama düşmeyeceğini garantilemez sadece kontrol edip bilgi verir.

6. Konumunuzu ve adresinizi belirtin.

Gönderdiğiniz email geçerli bir posta adresi içermeli. İnsanlar sizin gerçek bir firma olduğunuzu ve istedikleri zaman ulaşabileceklerini bilmeliler.  Bu sizin gerçekliğinizi arttırır.

7. Email listenizi temiz tutun

Spama düşmemek için email listenizi hijyenik tutmanız önemlidir.

8. Email listesi satın almayın

Email listesi satın almak birçok açıdan kötüdür, yapmayın.

Emaillerinizi izinsiz gönderemiyorsunuz ve izin almalısınız. İzinsiz listelere sahip olmamalısınız. Bunların spama düşmesini engelleyemeyebilirsiniz. Başka bir abone listesine kaydolmuş ama belki sizinkine kaydolmayı istemeyecek insanların hakkını yemektir.

Birçoğu zaman bu listeler silinmiş emailler, açılmayan email kutularını da içerir. Yani yolladığınız birçok email boşa gidecektir. Bu da emaillerinizin spama düşmesine sebep olabilir.

9. Gönderim sıklığınızı sınırlayın

Firma veya marka sahibi olarak markanızı 24 saat düşünüyor olabilirsiniz. Yeni kampanya fikirleri üretiyor olabilirsiniz.

Fakat müşterileriniz sizin gibi sürekli sizin markanızı düşünmezler. Bu gerçektir. Bunun için onları suçlayamazsınız.

Hergün email göndermek size yardımcı olmayacaktır. Email göndermede daha seçici olmalısınız.

Bir araştırmaya göre email aboneleri için en sinir bozucu marka hareketleri listelenmiş.

Haftada 1 veya birkaç emailden fazla yollamamanız daha iyi sonuç verebilir. Bu yollama frekansını email alıcılarına göre belirleyebilirsiniz.

10. Faal olmayan aboneleri silin

Eğer bazı abonelerinizin açmadığını, okumadığını ve tıklamadığını tespit ederseniz onları listenizden çıkarın.

Pasif aboneler firmanızın domaininin itibarına doğrudan etkisi vardır. Geribildirim almadığınız abonelerinizi kampanya öncesi kontrol edin ve çıkarın.

11. Abonelikten çıkanlara saygı duyun

Emailinizin altında mutlaka abonelikten çıkmak için kolay bir buton veya link olsun. Bazı kişiler emaillerinizi almak istemeyebilir. Onları çıkması emaillerin listesini daha temiz ve pür yapar. Spama düşmekten kurtulursunuz.

Abonelikten çıkmak isteyenlerin çıkmalarına izin verin. Eğer çıkartmaz ve email göndermeye devam ederseniz gönderici itibarınıza zarar verir ve email ulaştırma oranınızı düşürür.

12. Email konu başlıklarına özen gösterin

İlk etapta gönderdiğiniz email alıcının gözünde sadece email konu başlığından oluşuyor. Emaili açarsa içeriği görebiliyor. Maalesef ki insanların 69%’u email başlığını okuyup sizden email almak istemezlerse doğrudan spam işaretliyorlar.

Email konu başlıklarınızı özenerek ve dikkatlice yazın.

Örneğin;

  • Büyük harf kullanmayın
  • Spam gözüken kelimelerden uzak durun (nakit, bedava, iskonto, extra, ücretsiz,para, milyon vb.)
  • Emailin başlığı ile içeriği aynı mesajı versin

13. Zengin medya içerikten uzak durun

Birçok email firması embedli video veya flash gibi zengin medyaya izin vermiyor. Emaillerinizde bunları kullanmaktan çekinin.

Eğer emailinize bunu kullanırsanız ve alıcı açamazsa, bilgisayarında flash yüklü değilse mesela, emailiniz alıcıda tepki oluşturabilir. Bu da gönderici olarak sizin emailinizin spama düşmenize sebep olabilir ve inanılırlığınızı zedeler. Bunun yerine bir siteye koyup oraya link verin.

14. Form embedlemekten uzak durun

Embedlenen formlar spam filtreleri için diğer bir kırmızı bayrak. Formlar güvenlik riski oluşturuyor ve bu yüzden birçok email firmasının desteklemediği bir teknik.

Emaile form embedlemektense bir link verip bir siteye yönlendirebilirsiniz.

15. Eklenti göndermeyin

Gönderdiğiniz emaile bir dosya eklentisi koyarsanız spama düşme ve filtrelere takılma ihtimali hemen artar. Aynı zamanda emailinizdeki eklenti yüklenme süresini uzatır. Bir yere yükleyip link vermeniz daha etkilidir.

16. Font ve renklerin tonlarını düşük tutun

İnsanların çoğu email içeriğindeki fontlara ve renklere çok önem veriyor. Bir araştırmaya göre insanların 60%’ı sıradışı fontlar, değişik büyüklükteki fontlar ve font renkleri kullanmalarını kabul edilemez buluyorlar. Ve insanların 70%’i sadece tek bir font tercih ediyorlar.

İşte kötü bir örnek;

17. Görsellerin doğru gözüktüğünden emin olun

Bazı email kullanıcıları görsellere izin verirken bazıları tamamen görselleri blokluyor. Eğer alıcı görselleri bloklamışsa emailiniz gözükmez, açılmaz, spama düşme ihtimali artar.

Görsel yolluyorsanız bile açılmama ihtimaline karşın mutlaka düz metin kullanın.

18. İmla ve dilbilgisine özen gösterin

İmla ve dilbilgisi kontrolü her email göndericinin özen göstermesi gereken bir detaydır. Hatalı imla ve dilbilgisi güvenilirliğinize ve profesyonel görünümünüze zarar verir.

The Radicati Group’un bir araştırmasına göre insanların 80%’i imla ve dilbilgisi hatalarına tepki gösterdi.

Sonuç olarak

Maalesef emaillerinizin spama düşmemesi için sihirli bir formül bulunmuyor.

Yukarıda okuduğunuz spama düşmemek için teknikleri uygularsanız büyük ölçüde spam filtrelerinden geçersiniz. Çalışmalarınız ve emekleriniz hakettiği yeri bulur. Daha fazla tıklama alırsınız. Hepimiz bunu istiyoruz.

Spam filtreleri gerçekten çok hassas ve zalim. Kurallarına uymanız gerekiyor. Hatta büyük markalar bile email alıcılarından izin alarak email gönderiyorlar.

Siz de yukarıdaki teknikleri uygulayın, email kampanyalarınızın daha verimli geçtiğini göreceksiniz.

 

Tavsiye yazı: Blog trafik arttırma makaleleri

Kaynak

https://help.surveyanyplace.com

https://optinmonster.com/

https://webengage.com/blog/how-to-avoid-spam-filters-when-sending-emails/

https://www.vieodesign.com/blog/ways-to-avoid-getting-your-email-flagged-as-spam/

https://blog.hubspot.com/marketing/email-blacklist

https://www.quicksprout.com/email-spam/

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Kişiselleştirilmiş E-posta Yazmanız İçin 7 Basit Dokunuş

Bu makalede kişiselleştirilmiş e-posta tekniklerini okuyacaksınız.

Email pazarlama; getirisi en yüksek dijital tanıtım aracıdır.kişiselleştirilmiş e-posta yazma

 

Marka tarafının 89%’u e-postayı tanıtım için kullanıyorlar.

 

Fakat nasıl en verimli şekilde kullanacağız?

 

Kişiselleştirilmiş e-posta yazarak e-postanın gücünü arttırabilirsiniz.

Kişiselleştirilmiş e-posta yazarak daha fazla tıklama, açılma, siteye ziyaret çekme gibi konularda başarınızı arttırabilirsiniz. Şu istatistikler benim ilgimi çekmişti;

  • Bir kıyafet firması (JustFab) e-postalarını kişiselleştirdikten sonra gelirlerini 103% arttırdı.
  • Bir araştırmaya göre email kişiselleştirme tıklama oranını 6x kat arttırıyor.
  • Pazarlama çalışanlarının 51%’i e-posta segmentasyonunu en etkili strateji olarak görüyor.
  • İnsanların 77%’si tanıtım mesajlarını e-posta olarak almak istiyor.
  • Kişiselleştirilmiş e-postalar diğerlerine göre 26% daha fazla açılıyor.
  • Firmaların 94%’ü kişiselleştirilmiş e-postayı gelecek başarısı için anahtar olduğunu söylüyor.
  • Fakat sadece 5%’i kişiselleştirilmiş e-posta yazımını stratejilerinde kullanıyor.

Kişiselleştirilmiş e-posta yazmak halen çok yaygın değil. Halbuki e-posta çok kuvvetli bir iletişim aracı.

Ne demiş üstad;

E-posta diğer kanalların yapamadığı şeyleri yapar; değerli ve kişisel dokunuşlar yaramak gibi.

David Newman

 

E-posta bir iletişim yolu, yayınlama yolu değil

E-posta halen daha en kişisel iletişim yolu olmasına rağmen, artık yol değişmeye başladı.

Hemen kısa bir süre sonra insanlar reklam körlüğü gibi e-posta körlüğü de yaşıyor olabilir.

Kişiselleştirilmiş e-posta yazmadığınız zaman otomatik ve soğuk e-postalar, noreply adresler insanların e-postaları görmemesine sebep olmaya başladı.

Abone listenizle yani topluluğunuzla iyi bir iletişim geliştirmek istiyorsanız, farklı olmalısınız. Bunun en iyi yolu ise e-postaları bir arkadaşınıza yazar gibi sıcak yazmanızdır. Yani kişiselleştirilmiş e-posta yazmanızdır. E-postalarınıza kişisel iletişim sıcaklığı eklemelisiniz.

Bu makalede kişiselleştirilmiş e-posta yazmayı kolaylaştıracak küçük dokunuşlar ve teknikler okuyacaksınız.

Kişiselleştirilmiş e-posta yazmanız için basit dokunuşlar

 

1. Kişiselleştirilmiş e-posta yazmak için marka isminiz yerine kendi isminizi kullanın

Her ne kadar markamızın bilinmesini istesek de marka bir insan değildir. Attığınız abonelere daha kişiselleştirilmiş e-posta yazmalısınız. İnternette iletişim artık daha fazla kişisel hale geliyor.

En beğendiğiniz ünlüyü instagramdan ve facebooktan takip edebiliyorsunuz. Nerede olduklarını ne yaptıklarını sizle paylaşıyorlar.

Bağlantılar kolaylaştı ve samimileşti. İnsanlar samimiyete çabuk alıştı. Siz de buna alışın ve e-posta gönderirken marka ismi yerine isminizi yazın. Kişiselleştirilmiş e-posta yazmanın ilk gerekliliği isim yazmaktır. İnsanlar kurumlarla iletişime geçmek istemiyor, kişilerle iletişime geçmek istiyor.

2. Fantezi bülten şablonlarına güvenmeyi bırakın

Her ne kadar süslü bir profesyonel e-posta oluşturmak eğlenceli olsa da normal insandan gelen basit bir metin e-posta ile daha kolay iletişime geçersiniz. Birçoğu renkli ve kurumsal e-postalara soğuk gözle bakıyoruz. Kişiselleştirilmiş e-posta yazarak bu soğukluğun önüne geçebilirsiniz.

Asla profesyonel e-posta göndermeyin demiyorum. Havalı olduğunu düşündüğünüz bir e-posta kişiselleştirilmiş e-posta kadar düşündüğünüz etkiyi yaratmayabilir.

Bunun yanında insanların 85%’i e-postalarını mobil cihazlarda okuyorlar, şablonunuz da istediğiniz performansı vermeyebilir.

3. Abonelerinize ilk isimleriyle hitap edin

Mümkünse abonelerinize listenize kayıt olurken isimlerini sorun. Kişiselleştirilmiş e-posta yazabilmeniz için bu gereklilik.

 

Bu isimler ileride sizin kişiselleştirilmiş e-posta yazabilmeniz için çok fayda sağlayacak. İnsanlar kendi isimlerini duymayı veya okumayı severler.

E-postalarınızda abonelerin isimlerini kullanın. Hatta uygun olduğunda e-postanın başlık kısmında kullanın. Eğer isimleri yoksa otomatik olarak “arkadaşım” yazabilirsiniz.

4. Gerçek bir e-posta adresi kullanın

E-postalarınızda isminizi kullanın. Kişilerin gerçek bir kişiyle görüştüğünü bilmesi önemlidir.

  • noreply@markanız.com veya
  • destek@markanız.com gibi adresler kullanacağınıza
  • [email protected] şeklinde kullanın.

Abonelerin cevaplaması ve sizin de cevaplamanız sadece kişisel iletişimi arttırmaz, aynı zamanda e-postanızın ulaşılabilirliği de arttırır, yani insanlar spam olarak işaretlemez. Yani kişiselleştirilmiş e-posta yazabilmeniz için kendi isminizi e-postalarda kullanın.

Ne demiş üstad

Bir e-posta adresi müşterinin dijital parmak izi gibidir.

David Daniels

 

5. E-postalarınıza cevap vermelerini isteyin

E-postalarınızda abonelerinize soru sorun. Bunu iki sebepten dolayı yapın.

  1. Bunun kişisel bir iletişim olduğunu yani karşılıklı bir sohbet olduğunu bilmeliler. E-posta bir iletişim aracıdır. Yayınlama aracı değildir.
  2. Eğer e-postalarını karşılıklı cevaplanıyorsa spam olarak işaretlenme oranınız azalır.

Bunu yapmanın en kolay yolu basitçe e-postanın sonunda bir soru sorun ve cevaplamalarını isteyin. Abonelerinizi cesaretlendirip sizle iletişime girmelerini sağlar.

 

6. E-postaların başında kişisel hikâyelerinizden bahsedin.

Günlük hayatınızda abonelerinizle paylaşabileceğiniz neler oluyor? Hatırlayın, insanlar markalarla değil yine insanlarla iletişime geçmek istiyor. Günlük hikayelerinizi paylaşın, başarısızlıklarınızı anlatın, ilham veya cesaret aldığınız bir şeyi paylaşın. Kişiselleştirilmiş e-posta yazabilmeniz için bunlara ihtiyacınız olacak.

Uzun bir post olmayacak küçük bilgileri e-posta ile topluluğunuzla paylaşabilirsiniz.

veya

7. Kişisel bilgi içeren hoş geldin e-postası serisi hazırlayın

Özel telefon numaranı paylaşmak zorunda değilsin fakat paylaştığın şeyler seni daha çok insan yapar. İnsanlar yine daha en kolay, ortak bir şeyleri olan insanlarla iletişime geçer.

Kişiselleştirilmiş e-posta yazmak için biraz kendinizden bir şeyler paylaşın, kendi hikayenizden, hayatınızdan vs. insanlarla daha kolay iletişime geçersiniz. Hoş geldin e-postası serisinde kendinizle ilgili birkaç komik bir şey paylaşabilirsiniz. Daha kişiselleştirilmiş e-posta yazmış olursunuz.

 

Sonuç olarak;

Artık kişiselleştirilmiş e-posta yazmak daha revaçta, kişisel olduğunda daha etkili oluyor. İnsanlar kurumlarla değil insanlarla iletişime geçmek istiyor.

Siz de kendi markanızın iletişimine isminizle geçin. Piyasadan farklı olun, kişiselleştirilmiş e-posta yazın ve kişisel sıcaklık oluşturun. Kişiselleştirilmiş e-posta yazmak sizi öne çıkaracaktır.

Sıra sizde;

Sizin e-postalarınıza kişisel dokunuş katmak için dikkat ettiğiniz şey nedir?

Tavsiye yazı: Blog Trafiği arttırma makaleleri

Kaynak

https://neilpatel.com/blog/6-email-personalization-techniques/

https://www.yesware.com/blog/personalized-emails/

https://instapage.com/blog/personalize-emails

https://blog.hubspot.com/blog/tabid/6307/bid/34146/7-excellent-examples-of-email-personalization-in-action.aspx

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Pinterest Profilinizi Optimize Etmek İçin 30 Teknik

Bu makalede pinterest profilinizi optimize etmenin yöntemlerini okuyacaksınız.

Pinterest fotoğrafların arasında kaybolmuş 100 milyonun üzerinde kullanıcıyla en hızlı büyüyen networklerden biri.

Bir rapora göre ortalama pinterestte durma süresi 15 dakikayı buluyormuş. Kullanıcılar her oturumda yeni bir içerik araştırıp kendi panosuna kaydediyor.

Pinterest kullanıcıyı kendinde tutan müthiş bir platform. Haliyle pazarlamacılar için de kaçırılmaması gereken platform.

Pinterest en etkili görsel arama motoru.  Bunu kendi kazanımınız için de optimize edebilirsiniz. Yani kendi içeriğinizi oluşturup kolayca fark edilmesini ve insanlara ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Bunun yanında forbes’un araştırmasına göre pinterest sosyal medya referanslarıyla website trafiğinin 31%ini sağlıyor.  Bunun yanında kullanıcıların 75%i doğrudan pinterestten veya onun sayesinde pinterestte gördüklerini satın aldı.

 

Bu avantajı kullanabilmeniz ve pinterestteki varlığınızı güçlendirmeniz için aşağıdaki taktikleri uygulayın.

Herşeyden önce profilinizi bulunması kolay ve profesyonel görünümlü hazırlayın.

Şanslıyız ki bunu yapmak oldukça kolay;

Pinterest profilinizi optimize etmenin yolları

  1. Doğru kullanıcı ismi kullanın. Pinterestteki her şey sizin markanızı yanstımalı. İşinizin bir uzantısı olduğundan adres çubuğunuzda gözüken isminizi doğru seçmelisiniz. Eğer işinizin ismi alındıysa kullanıcıların aramalarda bulabileceği, ona yakın bir isim bulun. Basit tutun.
  2. Business hesabı kullanın. Business hesapları kullanıcıda alen daha fazla güven doğuruyor. Pinterest hesabınızı doğruladıktan sonra hesabınız business statüsünde gösterilir. Yani kendinizi başkalarına gerçek olduğunu gösteriyorsunuz. Aynı zamanda business hesapları analiz ve istatistik sonuçları da verir. Pinlerinizi tanıtabilirsiniz ve Rich pinleri kullanabilirsiniz.
  3. Resminizi güncelleyin.Bir logonuz var mı? Profil resminiz olarak onu kullanın. Eğer tüm marka sayfalarınızda portre resminizi mi kullanıyorsunuz? Onu kullanmaya devam edin. Hep aklınızda tutun, pinterest de sizin işinize entegre olacak bir başka platform. Yani tüm platformlardan sadece biri. Hepsi aynı olmalı.
  4. Açıklamanıza anahtar kelime ekleyin.  Pinterest Interests function ile beraber pinlerin açıklamalarına birkaç anahtar kelime koyarsanız aramalarda daha kolay bulunursunuz.
  5. Panolarınızı kategorileştirin. Yeni bir pano oluşturduğunuzda, bir kategori belirleyin. Yoksa pinterest sizin panonuzu “diğer” kategorisine koyar. Eğer bir kategoriye koyarsanız kullanıcı bir kategori üzerinden araştırdığında sizin panonuzu bulma şansı artar.
  6. Panolarınıza uygun başlıklar verin.Tüm SEO çalışmalarında olduğu gibi, kendinizi kullanıcının yerine koyun. Ne için araştırırlardı? Kısa ama açıklayıcı başlık kullanın. Anahtar kelime de kullanın. Örneğin bir panonun başlığını “Lezzetli ve sağlıklı” yerine “Glutensiz tatlı tarifleri” olarak kullanın. Daha açık ve çok daha spesifik bir başlık olur.
  7. Panolara açıklama yazın. Kullanıcılar sadece panonuzun ne hakkında olduğunu anlamaz aynı zamanda arama motorunda görünürlüğünüz de artar. Yine burada da anahtar kelime kullanın ama çok da doldurmayın. Açıklama doğal olmalı. Sınırsız hashtag kullanımı ve anahtar kelimeyle doldurmak pinterest nazarında kalitesiz pano ve içerik olarak algılanır.
  8. Pano kapak fotoğrafını en iyilerden seçin. Panonuzun kapağını panonuzu en iyi gösteren fotoğraflardan belirleyin. Bunun için Edit board menüsünü kullanabilirsiniz. Bir çoğu kullanıcı panolarında bir renk teması kullanıyor ki bu da profillerine profesyonellik katıyor.
  9. Güncel panolar oluşturun.Genel olarak en sevdiğiniz ve popüler panolarınızı profilinizde tutmak isteyebilirsiniz. Bunun yanında güncel konularla ilgili de panolar hazırlayın. Örneğin yılmaşı geliyorsa bir yılbaşı panosu profilinizde olmalı. Kullanıcıların dikkatini hemen çekersiniz.
  10. Spesifik anahtar kelimeler bulun. Kullandığınız anahtar kelimelerin performanslarını inceleyin. Göreceksiniz ki spesifik olanlar daha fazla trafik getiriyor. O yüzen siz de anahtar kelimelerinizi genel ifadeler yerine spesifik kelimelerden seçin.
  11. Dikey görsel kullanın. Pinterestin günlük trafiğinin 75%’i mobil uygulamadan geliyor. Bu yüzden içeriğiniz mobil aramalara uygun olmalı. Dikey görseller mobil aramalarda daha iyi sonuç veriyor. İdeal görsel oranı 2:3 ten 1:3,5 a kadar. Örneğin;
  12. Profesyonel kalite resim kullanın. Resimleriniz yüksek çözünürlüklü olmalı, odaklı ve iyi kompozisyona sahip olmalı.
  13. Resim üzerinde metni az ve öz kullanın. Resmin üzerinde yazı kullanacaksanız hassas olun. Çok fazla metin görseli kapatır, fontlar küçülür ve dikkat dağıtır, mobil ekranlarda okunmaz.
  14. Genişliği sabitleyin. Tüm görselleriniz ister dikey ister kare olsun, en az 600 piksel genişliğinde olmalı.
  15. Renk çok önemli. Çok parlak veya çok koyu resimler pek pinlenmiyor. Orta ışıktaki resimler ise beyaz ve siyah resimlere göre 20 kat daha fazla pinleniyor. Aynı durum orta doygunluktaki resimler için de geçerlidir.
  16. Selfie yüklemeyin. Üzerinde yüz resmi olmayan görseller yüz resmi olanlara göre 23% daha fazla pinleniyor.
  17. Rich pins ile denemeler yapın. Rich pinler business hesabının getirdiği güzelliklerden biri. Normal pinin gelişmiş halidir. Ek bilgiler sunar ve işletmenizi tanıtmak için yardımcı olur. Rich pinlerin 6 çeşidi vardır; app, video, tarif, makale, ürün ve mekan. Örneğin rich pins özelliği kullanılan bir resimde fiyat görebilirsiniz.  Rich pinlerin nasıl kurulacağını yine pinterestin kendi ilgili sayfasından öğrenebilirsiniz.pinterest profilinizi optimize etme
  18. Düzenli ve tutarlı olun. Bu zaten sosyal medyanın olmazsa olmazı. Sosyal medyada iseniz aktif ve düzgün içerikli olmalısınız. Günde 5 post paylaşmak çok fazla olabilir ama kendinizi buna itin. Paylaşım zamanları 14:00 – 16:00 arası daha iyi olabilir. Çeşitli Pinterest araçları size zamanlamada yardımcı oalcaktır. Örneğin Tailwind ve Viraltag
  19. Kırık linkleri düzeltin. Hatırlayın, pinterest kullanıcı deneyiminin kalitesini önemsiyor. Eğer pinlerinizin süreleri dolmuş, kaldırılmış, linkleri kırılmış ise bu size negatif etki bırakır. Board Booster veya Pin4Ever gibi programlar size takip konusunda yardımcı olur.
  20. Güncel trendlere ve eventlere gidin. Güncel konularla ilgili pinler 94% daha fazla tıklanıyor. Güncel etkinliklerden pin hazırlayın ve post edin.
  21. Nasıl yapılır içerikleri hazırlayın. Kılavuz yazıları, kendin yaplar, tarifler diğer pinlere göre 42% daha fazla pinlenir.
  22. Görsellerinizi pinlemeye değer hazırlayın. İçerik her yerde kraldır. Kullanıcılar pininizi gördüklerinde onu kendi panolarına pinlemeye dayanamasınlar. İçeriğinizi çekici hazırlayın.
  23. Sitenizde Takip et butonu bulundurun.Açıkça anlaşılır. Ne kadar takipçiniz varsa o kadar çok repin alırsınız.
  24. Sitenizdeki resmin ALT tag bölümünü doldurun. Pinterest pin açıklaması için bilgi topladığı yerdir. Yani kısa, ilginç ve anahtar kelime bakımından zengin hazırlayın.
  25. Yarışma düzenleyin. Yarışmalar takipçi arttırmak için oldukça etkili bir yol. Etkileşimi arttırır, kullanıcılar sizden bahseder ve sayfanıza daha fazla kişi gelir. Yarışma hazırlarken Pinterest business guidelines bölümünden yardım alabilirsiniz.
  26. Girişi ve anlaması kolay olmalı.Kuralları ve ödülleri kolayca anlaşılacak şekilde hi açık bırakmadan hazırlayın. Bunları tek bir yerde koalyca görülebilecek olarak hazırlayın. Örneğin;
  27. Grup panolarına katılın: Grup panoları normal panolar gibi çalışır. Tek farkı içeriklerini tek panoya ortak yükleyebilirler. Bu da kendi pinlerinizi insanların önünde sergilemek için çok güzel bir yol. Grup panolarını bulmak zor olabilir ama size yardımcı olacak ücretsiz PinGroupie’yi kullanabilirsiniz. Ayrıca etkili isimlerle de anlaşıp kendi ortak panonuzu oluşturabilirsiniz. Örneğin siz bir düğün organizatörüyseniz bir çiçekçi, gelinlikçi ve müzisyen ile ortak hareket edip hergün pin üretmeyi sağlayabilirsiniz.
  28. Tüm bağlantılarınızı pintereste yönlendirin. Diğer platformlardaki takipçilerinizi de link vererek hesabınıza yönlendirin.
  29. Facebookta pinterest albumu oluşturun. Yeni bir pano oluşturduğunuzda facebookta da bir album oluşturun. Panoya eklediğiniz resminizi facebooktaki albume de yükleyin. Pintereste link verin.
  30. Facebooka ücretsiz pinterest uygulaması ekleyin. Basit ve etkili. Nasıl yaılacağını buradan öğrenebilirsiniz.

Tavsiye yazı: Sosyal medya makaleleri

Sonuç olarak;

Pinterest ülkemizde de gitgide büyüyor. Pinterestte yer almak sosyal medyada daha fazla genişlemek için çok yardımcı olur.

Pintereste siz de girmelisiniz. Tabi sadece gelişigüzel içerik yüklemek sizi popüler yapmaz. Sizi popüler yapacak şey profilinizi en profesyonelce optimize etmek ve trafik oluşturmaktır.

Pinterestteki profilinizi optimize etmek için yukarıda birçok teknik incelediniz. Bu teknikleri adım adım kendi profilinizi optimize etmek için kullanın.  İçerik yüklemeye devam edin ve tanıtımını sistemli şekilde yapın.

Profilinizin popülerliğini bu düzenli çalışmadan sonra ne kadar arttığına şaşıracaksınız.

Yukarıdaki tekniklere ek olarak sizin de eklemek istediğiniz varsa yorumlar bölümünden ekleyin.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Dönüşüm Oranı Yüksek Email Hazırlamanız İçin 30 Altın Yol [Örnekli Ve İstatistikli]

Bu makalede etkili email hazırlama yöntemlerini okuyacaksınız.

Oturmuş blogların trafiklerinin 44%’ünün email pazarlamadan geldiğini biliyor muydunuz?email hazırla

Oturmuş blogların trafik genelde şu oranda;

  • 44% email
  • 35% google arama
  • 13% doğrudan
  • 8% sosyal medya trafik

Etkili email hazırlamanız sizi ileriye taşıyacak en önemli aracınızdır.

Bu makalede etkili email hazırlama tekniklerini okuyacaksınız.

Etkili email hazırlamanız neden önemlidir?

Yeni yazı yayınladığınızda google bazen günlerce yazınızı indexlemeyebilir. İlk trafik kaynağınız email abonelerinizdir.

  • Her blog postunuzu önce aboneleriniz okur.
  • İlk trafiğinizi abonelerinizden alırsınız.
  • Email ile gelen insanlar kesinlikle kaliteli ziyaretçidir ve daha fazla etkileşim içinde bulunurlar.
  • Email alanlar daha fazla yorum yazıyor.
  • Email alanlar daha fazla sosyal medya paylaşımı yaptırıyor
  • Emaillar gelirinizi arttırır.
  • Email çok trafik çeker.

Bazılarına göre yeni nesil SEO, sosyal medya ve mobil optimizasyonu ile karşılaştırıldığında email pazarlama eski ve modası geçmiş bir teknik gibi gözükebilir fakat halen en iyi sonuçlar email pazarlamadan alınıyor.

  • Diğer tüm pazarlama taktikleriyle karşılaştırıldığında email pazarlama SEOnun 4 katından daha fazla sonuç alıyor.
  • Yatırımdan getirilerde de aynı liderlik var. Her 1$ harcandığında getiri yine en çok emaildan elde ediliyor.
  • Email pazarlama kolaydır. Yeter ki kendini açtıran, okutan, aksiyon linkine tıklatan etkili bir email yazabilelim.

Sonuç? Getiri? Kolaylık? Etkililik? Hepsi email.

Email pazarlama süper kolay. İşe yarıyor. Harika ve kesinlikle yapmalısınız.

Ne demiş üstad;

“Email en verimli pazarlama aracınız olacaktır.”

Dan Zarrella

 

Benim deneyimim: Etkili bir email hazırlamaya ben çok geç başladım ve zaman kaybettim. Kaybettiğim zamana üzülüyorum.

Ustaların kullandığı etkili bir email hazırlama tekniklerini yoğun bir araştırma sonucu bir araya getirdim ve kendim kullanıyorum.

Bu makalede etkili bir email hazırlarken dikkat etmeniz gereken süper teknikleri ve usta görüşlerini okuyacaksınız.

 

Etkili email hazırlarken yardımcı teknikler

 

Konu / Başlık

 

  1. İçeriğinizi ve amacınızı anlatan açıklayıcı bir konu başlığı yazın

İnsanların 69%’u emailin içeriğine bakmadan sadece email konu başlığına bakarak spam işaretlediğini biliyor muydunuz?

Etkili bir email hazırlamanın ilk kuralı iyi bir konu başlığı yazmaktır.

Konu başlığını içeriği yeterince anlatacak şekilde yazın.

Belirsiz, boş bir konu başlığı yazarsanız emaili doğrudan okumadan çöp kutusuna gönderebilirler. Emailin içindeki içeriği açıklayıcı net ve kısa bir konu yazın.

Sakınmanız gereken konular;

  • “Önemli!! Lütfen cevaplayın!”
  • “Acil!”
  • “Hızlı bir soru”
  • BOŞ
  • “İVEDİ CEVABINIZ RİCA OLUNUR”

Kullanabileceğiniz konular:

  • “50 kişi onayladı, daha fazlasına ihtiyacımız var”
  • “….Takip edin”
  • “Aklınızı başınızdan alacak…”

Olabildiğince spesifik, açık ve net bir konu başlığı kullanın. Bu şekilde daha fazla kişinin okuma ihtimali olacaktır.

  1. Konu başlığı ya da konu kısmında tıklatıcı bir faydadan bahsedin

İnsanların çoğu sadece email konu satırına bakarak emailinin içine girip girmeyeceklerini belirliyorlar.

Bu yüzden etkili bir email hazırlarken her konu başlığının okuyucunun ilgileneceği bir fayda içerdiğinden emin olun.

Emailin konusu blog postunuzun başlığı gibidir.

Okuyucunun okumaya devam edip etmeyeceğini karar verdiği yerdir.

Bir fayda gördüğünde devam eder. Etkili bir email hazırlayabilmeniz için mutlaka başlıkta fayda belirtin.

 

  1. Email hazırlarken konu kısmında merak uyandırın

 

Haliyle insanların başlığı merak edip açmasını ve okumasını hepimiz istiyoruz. Okuyucunun merak etmesi yine bizim elimizde.

Etkili bir email hazırlamanız için konu başlığına iyi çalışın, kullandığınız ifadeler ile merak uyandırabilirseniz okuyucuyu emailyı açmaya ve aksiyon butonuna tıklamaya yönlendirebilirsiniz.

Biraz bilgi verip bir bilgi boşluğu yaratıp o boşluk için tıklamasını sağlayabilirsiniz.

 

  1. Email hazırlarken konu başlığında rakam kullanın.

İnsanlar konuda, başlıkta ve içerikte rakamların olmasını istiyorlar.

“…30 yolu” veya

“…yapmanın 15 tüyosu” gibi.

Araştırmalara göre insanlar rakamlara çekiliyorlar. Etkili bir email hazırlamanız için konu bölümünde mutlaka rakam kullanın.

 

  1. Konuda aciliyet hissi yaratın

 

Birçok insan erteleme eğilimindedir. Belki o sıra bir şeyleri tamamlama çabasındadır ya da özene bezene yazdığınız emailı açmak ve okumak için modunda değildir.

Bu iyi değil çünkü emaili bir kez kapattılar mı bir daha açma oranı gerçekçi olalım çok düşüktür. Bu yüzden zaman kısıtı koyarak aciliyet hissi yaratabilir ve emailinizi açtırabilir ve aksiyon butonuna tıklatabilirsiniz.

 

Örneğin

  • “sadece 1 günlük fiyat” veya
  • “bugüne özel canlı webinara katılın”

gibi başlıklar kullanabilirsiniz. Bu şekilde daha etkili bir email hazırlamış olursunuz.

 

Anlatım

 

  1. Email hazırlarken kullanacağınız doğal bir ses geliştirin.

Sadece email pazarlama düşünmeyin. Emaillerı okuyucularınız veya müşterileriniz ile bir iletişim yolları olarak düşünün. Etkili bir email hazırlamak için de onlarla konuşuyor gibi iletişimde olun.

  1. Açılış cümlesinde konuya doğrudan girin.

 

İyi bir konu başlığı ile açtırdınız ve okuyucu okumaya başladı.

 

Okuyucuyu daha derine çekmelisiniz.

 

Birçok internet tarayıcı emailin ilk bölümünü de açmadan gösteriyor.

 

Konunun uzunluğuna ve internet tarayıcının gösterme oranına bağlı olarak emailin içeriği de daha fazla görünebilir hale geliyor.

 

Sadece masaüstü bilgisayarlarını düşünmeyin, mobil cihazları da hesaba katmanız gerek. Birçok email uygulaması açılış satırını gösteriyor.

 

Etkili bir email hazırlamanız için açılış satırında;

 

“Merhaba, benim ismim..”  gibi rutinlerden uzak durmanız daha iyi sonuç verebilir.

 

Emailin ne hakkında olduğunu öğrenmek isteyen okuyucu için ilk başta günlük sohbet ile başlamayın. Doğrudan konuya girin, küçük sohbetinizi sonra yapabilirsiniz.

 

Konuya doğrudan girerseniz zamanlarına değer vermiş ve istediklerini vermiş olursunuz.

 

  1. Selamlayın ve kendinizi tanıtın

Eğer ilk kez iletişime geçiyorsanız kendinizden kısaca bahsedin.

Emailda selamlama şekli profesyonel bir görgü kuralıdır.

Email hazırlarken bu kısa tanıtımı da dâhil edin. Çünkü daha sonraki görüşmelerde sizi daha kolay hatırlamalarını sağlar.

  1. Selamınızı otomatize etmeyin.

Email hazırlarken sıcak selamlar deneyin, bu iletişiminizi sıcak yapar.

Sıcak ve egzotik istanbuldan selamlar vb.

  1. Hal hatır da sorun.
  • “Umarım iyisinizdir,” ya da
  • “Haftanız iyi geçer umarım”

gibi küçük cümleler geneli bozmadığı sürece emaile tat katabilir. Emailinizin sıcaklığını da arttırır. Etkili bir email hazırlamanın diğer bir tekniği de içine küçük bir sohbetçik eklemektir.

Carpici girişim sitesinin bir yazısında da bahsedildiği gibi insanlar resmiyet değil samimiyet arıyorlar.

  1. Kişiselleştirilmiş bir email yazın. (Alıcının ismini yazın)

Açılışta okuyan kişinin ismini yazmanız çok etkilidir.

 

Kişisel ve otantik gelecektir. Bu da okuyucunun emaili okumasını sağlayacaktır.

Bireysel okuyucuya

  • “Merhaba Zeynep” veya
  • “Sevgili Yeşim”

gibi selam ile başlayabilirsiniz.

Eğer bir kuruma yazıyorsanız kime hitap edeceğinizi bulup ismini öğrenmeniz size daha saygıdeğer bir hava kazandırır. Etkili bir email hazırlamanız için

  • “İlgili Makama”, veya
  • “İlgili birime”

gibi hitaplar kişiselleştirmekten uzak his verdiğinden kaçının.

Aberdeen üniversitesindeki bir araştırmaya göre emaili kişiselleştirilmek

  • tıklanma oranını %14
  • dönüşümü de %10 arttırmaktadır.

Bu nedenle gönderdiğiniz her emailin başına kişinin ismini ve soyismini ekleyin. Bazı email hazırlama yazılımları isim yazmayı destekliyor.

Aynı samimiyeti emailin sonunda da vermeye gayret edin.

 

  • Teşekkür ederiz,
  • Saygılar,

Yerine şunları kullanabilirsiniz;

  • Sevgiler,
  • İyi çalışmalar,
  1. Üye ismini çok tekrar etmeyin.

Emaillerinizi kişiselleştirmek iyi bir şey olsa da email hazırlarken kişinin ismini çok tekrar etmeyin. Bir çağrı merkezinin otomatik bir metni gibi gözükebilir.

  1. Konuşuyor şekilde yazın

Email yazımına biraz uzaksanız iyi yazmak için çok formal olmaya yönelebilirsiniz. Ama insanlar formal yazıları pek sevmezler.

Formal olmayan yazılar üretmek için konuşuyor gibi yazın. Bir insanın diğer insanla konuşuyor halini yaşatabilirsiniz.

Daha samimi ve etkili bir email hazırlamanız için aktif fiil yapısı kullanın. Aktif fiiller daha insani gözükür.

Örneğin;

Aktif fiil: “Fatma emailyı yolladı.”

Pasif fiil: “Email Fatma tarafından yollandı”

 

İçerik

 

  1. Emailde görsel kullanın

Diğer tüm içeriklerde olduğu gibi, görseller okuyucunun dikkatini çeker. Profesyonel email hazırlarken 1 tane büyük veya 2 tane küçük resim iş emailları için uygundur. Çok fazla görsel kullanmayın.

Görsel kullanmanın bazı dezavantajları da vardır;

  • Büyük görsellerin yüklenmesi uzun sürer.
  • Bazı filtreler görsellerin yüklenmesini engeller.
  • Yanlış görsel kullanımı emailyı daha etkisiz yapar.

Görsellerin küçük olduğundan ve profesyonel gözüktüğünden emin olun.

  1. Emailin düz metin halini bulundurun

Eğer HTML email şablonu kullanıyorsanız emailinizin düz metnini de emailinizin içinde bulundurun.

 

Bazı okuyucular yazdığınız emaili düz metin almak isteyebiliyor, bazılarının programları resimleri doğrudan engelliyor.

 

Düz metniniz link içermemeli ve 75 karakterle sınırlandırmalısınız.

  1. Birden çok link ekleyin

Etkili bir email hazırlamanız için aynı linki birkaç yere koyun. Birden çok link koymanız o linke tıklama olasığını da arttırır.

Tabi link yerleştirirken ölçülü davranmak gerekir. Aşırıya kaçmamaya çalışın.

  1. Kapanışa iyi bir aksiyon linki koyun.

 

Konu başlığınızın yanında etkili bir email hazırlamanın diğer kuralı da iyi bir email kapanışıdır. Okuyucuların aksiyon butonuna yönelip yönelmeyeceğini belirler.

 

Etkili bir email hazırlarkenki amacınız aksiyon butonuna yönlendirmek ve tıklamalarını sağlamak olmalıdır.

 

Bir sonraki aşamada ne yapılması isteniyor. Listeye abone olmak mı, alışveriş sayfasına gitmek mi?

 

Ne olursa olsun aksiyon butonunuz çok açık ve net olmalıdır. Bir sonraki aşamanın ne olduğunu anlatın.

18. P.S. not ekleyin

Az bilinen bir gerçek de bir emailin P.S. (postscript) bölümünün en çok okunan bölümlerden biri olduğudur.

Eğer terime yabancıysanız P.S. dediğimiz imza bölümünün sonuna eklenen bir cümle, kelime öbeği veya kısa paragraftır.

P.S. deki fikir emaile son dakika eklemedir.

Emaillarda P.S. bölümü extra bir aksiyon butonu veya özel bir teklif içerebilir.

Örneğin;

“P.S. Neredeyse unutuyordum. Bu hafta e-bülten için kaydolursanız 1 aylık destek paketini hediye ediyoruz.

 

  1. Mobil uyumluluk kontrolü yapın

 

Emailinizi birçok kişi mobil cihazlarında okuyacak. Bu yüzden insanların mobil cihazlardan daha kolay okuması için kolay okunur bir tasarım kullanın.

 

  • Tek kolon formatında,
  • 350 px genişliğinde,
  • aksiyona çağrı butonu büyük,
  • en az 14 fonta sahip yazılar içermesi gerekir.

20. Standart fontlar kullanın

Eğer yazılarınızın kolay okunmasını istiyorsanız ki hepimiz istiyoruz, email hazırlarken standart fontlar kullanın. Bazı fontlar İngilizce fontlardır. Bunlar diğer latin harfli dilleri desteklemeyebilir.

Herhangi bir okunmayan harfin ortaya çıkmasını engellemeniz için güvenli fontları tercih edin. Web-güvenli fontları kullanabilirsiniz;

  • Arial
  • Courier
  • Georgia
  • Helvetica
  • Lucida Sans
  • Tahoma
  • Times New Roman
  • Trebuchet MS
  • Verdana

21. Profesyonel bir email imza şablonu kullanın

Daha profesyonel gözükmek için emailinize bir imza şablonu ekleyin. Profesyonel bir imza şablonu markanızı ve iletişim bilginizi içerir. Bu tasarım öğesi emailinizi daha etkili hale getirir.

Profesyonel email şablonu örneği;

  1. Email hazırlarken küçük harfler kullanın!

Emailde büyük harf öfkeli bir ifade demektir. Küçük harf daha makuldür.

Birine hitap ederken öfkelenseniz bile email hazırlarken harfleri büyük kullanmayın. Bu sizin saygısızlaştığınıza işaret eder.

  1. Ekte zipli dosya kullanmayın.

Birçok spam email gönderen kişi ekine zipli bir dosya içinde exe uzantılı virüs gönderiyor.

Artık herkes zipli dosyalara karşı temkinli. Ek gönderecekseniz ki olabildiğince göndermeyin, asla zipli dosya göndermeyin.

  1. Email hazırlarken iletişim bilgilerini kısa tutun.

Emaillerinizi yazarken ana mesajın alanını daraltacak kadar iletişim bilgisi yazmayın. 5-6 satır olan iletişim bilgileri görülebiliyor, azaltın. Okuyucu bunları rahatsız edici bulabilir.

  1. Adresinizi alt bara ekleyin.

 

Bu fiziksel bir adres de olabilir. Email hizmet sağlayıcı otomatik olarak her mesajın altına bu bilgiyi ekleyecektir. Gerektiğinde güncelleyin.

 

Emaildeki adres gönderene güveni arttırır ve insanların aksiyon linkine tıklamalarını sağlar.

 

  1. Her emailde listeden çıkma bilgisi kolay bir yerde olmalı.

 

Email hizmet sağlayıcınız bunu da otomatik olarak ekleyecektir, yeterince büyük olduğundan ve doğru çalıştığından emin olun. “Listeden çık” linkinin olmadığı emailler de spam gözüyle görülebilir.

 

  1. Aksiyon çağrınızı sunun

 

Okuyucular emailinizi okuduktan sonra ne yapacaklarını bilmeliler. Bu da demektir ki güçlü bir aksiyon çağrınız olmalı.

 

Email hazırlarken düz bir metin yerine aksiyon çağrınız için bir buton kullanmayı düşünebilirsiniz.

 

Bu buton mobil cihazlarda tıklamayı daha da kolaylaştırır.

Butonlar en az 44×44 px olmalıdır.

 

En iyi renk turuncudur. Araştırmalara göre turuncu rengi kendini en çok tıklatan renktir.

Gönderim

  1. İçkiliyken/alkollüyken/öfkeliyken email göndermeyin

Email yollamanın iki kuralı vardır.

  • “Asla içkiliyken/uykuluyken email yollama” ve
  • “Asla öfkeliyken email yollama”.

Bu durumlarda gönder tuşuna basmanın kariyerinizde bir sona sebebiyet verme ihtimali vardır. Böyle durumlarda profesyonel konuşma yürütme yetilerinizi azaltırsınız.

O yüzden profesyonelliğinizi koruyun, sonuçta siz de bir bireysel profesyonellik hissettirmelisiniz. Etkili bir email için önce sakinleşmeyi bekleyin ve emailinizi sonra yollayın.

 

  1. Spam checker aracılığıyla email gönderin

Birçok email hizmet sağlayıcı bir spam kontrol edicisi içinde barındırıyor. Emailinizi yazdıktan sonra bir email spam kontrol edicisi ile tarattırın.

 

Bu programlar email hazırlarken kullandığınız kelimeleri tarayarak spam gözükebilecek kelimeleri buluyorlar. Emailinizi da spam olarak işaretlenmesinden koruyorlar.

  1. Toplu gönderimlerde CC Alanını kullanmayın

İnsan kendini özel hissetmek ister. Birçok insana göndereceğiniz emailleri mümkünse tek tek gönderin.

Emaili hazırladıktan sonra alıcı alanına kendinizi koyup BCC alanına topluca göndereceğiniz kişilerin emailleriniz koyun. Bu şekilde insan sadece kendine email gönderildiğini düşünür.

Bonus;

Email imza şablonu kullanın

Biraz profesyonellik adına emailin sonuna email şablonu ekleyin. Email şablonu markanızın iletişimi kolaylaştırma ve kişiselleştirmeye yardımcı olur.

Örneğin;

Tavsiye yazı: E-posta pazarlama makaleleri

İdeal bir e-posta tasarımı için aşağıdaki infografiği inceleyebilirsiniz.

Sonuç olarak;

İnsanlara birçok email geliyor. Hepsini açmıyorlar. Okuyucunun emailinizi açmasını, etkileşime geçmesini sağlamak için kendini açtıran, okutan ve aksiyon linkine tıklatan etkili emaillar yazmalısınız.

Etkili bir email hazırlarken de her küçük detaya özen göstermelisiniz. Her detayla ilgilenmelisiniz.

Çünkü doğru kullandığınızda emailler sadece trafiğinizin artmasını sağlamaz, yapılan yorum sayısını ve gelirinizi de arttırır.

Yukarıdaki taktikleri hızlıca hayatınıza katın, email hazırlarken kullanın, bu tekniklerle etkili bir email hazırlayabildiğinizi göreceksiniz. Trafiğiniz ve geliriniz zamanla artacak.

Şimdi sıra sizde;

Sizin etkili bir email hazırlamak için dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir?

Siz de yorumlar bölümüne bir teknik ekleyin.

 

 

Kaynak

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Pazarlamada Kullanılan E-Posta Çeşitleri [7 Resimli Örnekli]

Bu makalede pazarlamada kullanılan e-posta çeşitlerini okuyacaksınız.

Abone listesindeki kişilere yollanan e-postaların sadece (ortalama) 3%’ünün açılıp siteye trafik olarake-posta çeşitleri türleri geldiğini biliyor muydunuz?

 

Yani attığımız e-postaların 97%’si geri dönüş almıyor.

Çünkü doğru e-posta çeşidini doğru zamanda atmıyoruz.

Hatta e-posta çeşitleri hakkında pek fazla şey bilmiyoruz.

Birkaç e-posta çeşidi biliyoruz.

Hâlbuki gerektiğinde doğru e-posta çeşidini doğru zamanda yollamalısınız.

Ben de çok bilmiyordum ve e-postanın abonelerin üzerindeki etkisini çok geç keşfettim ve zaman kaybetmişim. Size en etkili e-posta çeşitlerini anlatacağım.

Blog yazarlarının bence e-posta çeşitlerini kullanmaya ihtiyacı var çünkü;

Daha fazla okuyucuyla etkileşimde bulunmak istediğinizde, e-posta pazarlama hakkında daha fazla bilgiye sahip olmanız ve e-posta çeşitlerini iyi bilmeniz gerekir.

Doğru e-posta çeşitlerini doğru yerde kullanırsanız e-postaların etkinliğiniz artar, güvenilir ve işini takip eden bir site izlenimi verirsiniz ve abonelerinizi kendinize daha bağlı tutarsınız.

Bu makalede pazarlamada kullanılan e-posta çeşitlerini ve nasıl kullanıldıklarını, avantajlarını ve dezavantajlarını okuyacaksınız.

 

Pazarlamada kullanılan e-posta çeşitleri

  1. ‘Hoş geldin” e-postası

İyi bilinen gerçek şu ki ilk izlenim çok önemlidir. Bir ziyaretçi sizin e-posta listenize kaydolduğunda, sizden ilk alacağı bildirim “hoş geldin” e-postasıdır.


Hoş geldin e-postası e-posta çeşitlerinin en önemlisidir, aboneler kesinlikle hoş geldin e-postası almalılar. Bu ilk e-posta inanılırlık oluşturmak, güven vermek ve marka bilinirliğinizi arttırmak için muhteşem bir şanstır.

Özellikleri;

  • Bir beklenti oluşturur. Ziyaretçi bilir ki ona e-postalar yollayacaksınız. Yollayacağınız e-postaların neye benzediği fikrini de ilk hoş geldin e-postasından ulaşırlar.
  • Üye kaydını teyit eder. Birçok ziyaretçi sizin ona ne kadar e-posta yollama potansiyelini bilmeden e-posta adreslerini verirler. Bir “hoş geldin” e-postası daha fazla e-posta beklemesini sağlar ve spam olarak algılanmazsanız.
  • Kolayca otomatize edilir. Yeni üye kaydından tetiklenen e-postası kurmanın birçok kolay yolu bulunuyor.

  1. Bildirim e-postaları

Birçok markanın veya işletmenin kullandığı bir tip e-posta çeşididir. Odaklı e-postalar sadece bir konuyu anlatan e-postalardır. Sadece tek bir konu olmalıdır.

  • Yeni ürün ilanı
  • Yeni kampanya/promosyon
  • Event bildirimi
  • Yeni bir herhangi bildirim

Odaklı e-postalar oldukça popüler bir e-posta çeşididir. Çünkü birçok e-posta çeşidinin özelliğini bir arada tutar. Güçlü bir aksiyon butonu, kişisel olma şansı, potansiyel tetikleyici ve paylaşıma açık olma gibi.

Özellikleri;

  • Kurulumu ve yollaması kolaydır. Bir kez tanıttığınız şeyi biliyorsanız, ihtiyacınız olan tek şey metin. Odaklı e-postalar okuyucularla etkileşime geçmek için grafiklere ve etkili şablonlara gerek yok. İyi bir metin yeter.
  • Takip etmesi kolaydır. E-postada tek bir aksiyon çağrısı içerdiğinden kaç işinin tıkladığı ve açtığını görmek kolay.
  • Zamanlama zor olabilir. Bu e-posta çeşidi tanıtmak istediğiniz bir şey olduğunda kullanıldığından, zamanlaması zor olabilir. Üyelerinize e-postalarla bombardıman etmek bıktırıcı olabileceği gibi tek tük yollamak unutulacağına da sebep olabilir.
  • Koyduğunuz şeyle sınırlıdır. Odaklı e-postaların tüm amacı tek bir aksiyon çağrısına olduğundan, başka bir mesaj eklediğiniz zaman konu sulanır.

 

  1. Bülten e-postası

E-bültenler abonelerinize markanızın içeriklerini belli aralıklarla göndermek için kullanılan bir e-posta çeşididir. Bir e-bülten kurup yollamadan önce yapmanız gereken ilk şey amacınızın ne olduğunu belirlemek.

Sosyal paylaşımınızı mı arttırmak istiyorsunuz? Mevcut müşterilerinizi besleyerek marka imajınızı beslemek mi istiyorsunuz? Bu e-bültenin içeriğine karar vermenizi sağlar.

E-bülten herkese uygun olmasa da oldukça ikna edici yönleri olan bir e-posta çeşididir. Mesela;

  • İletişim ve güven oluşturur. Üyelerinizle e-bülten gönderimi markanız veya blogunuzla üyelerinizin daha yakın tanıması ve güven duymalarını sağlar.
  • Mevcut içeriği hareketlendirmek için kullanılabilirsiniz. Tüm haftanın en popüler postlarını bir araya toplayarak veya yakın geçmişteki anonsları vurgulayarak, yeni içerik üretmeden eski içeriklerle sitenize ziyaretçiyi bu e-posta çeşidi ile çekebilirsiniz.
  • Az zamanda hazırlanır. Otomatik hoş geldin e-postaları gibi hızlı olmasa da bu e-posta çeşidi pek zaman kaybettirici değildir.
  • Bültenler daha çok mevcut üyeleri tutmak üzerine işe yarar. Yeni üye getirmek için faydası daha azdır. Çünkü sadece kayıtlı abonelere yollanır.
  • Gelişime açıktır. E-postanızın ne kadar profesyonel gözükmesini istediğinize göre tasarımcılardan ve metin yazarlarından yardım alabilirsiniz. Bu da biraz masraflı olabilir.

 

  1. Haftalık/aylık özet e-postalar

Bültenin biraz özel ve öz halidir. Özetleyeceğiniz yazılara göre otomatiğe bağlayıp düzenli şekilde üyelerinize gönderebileceğiniz bir e-posta çeşididir.

En iyi örnek şu olabilir, son bir haftadır gönderdiğiniz postların bildirimlerini tek bir özet bültende toplayarak gönderilen e-posta çeşididir.

Özellikleri;

  • Çok az bilgi gerektirir. İlk baştaki kurulum hariç pek bir bilgi gerektirmez.
  • Daha hızla taranır, okunur. Bazı okuyucular bunu tercih ediyor. Hızlıca tüm bildirimleri okuyorlar. Dikkatlerini çeken bir konu olursa tıklıyorlar.
  • Ne kadar hızlı ve basit de olsa, özet e-postalar kişilikli değiller. Göndericiden gerçek bir girdi yoktur. Gerçekte yeni bir marka gelişimi veya etkileşimi oluşmayabilir.

 

  1. Mevcut abonelere satış e-postaları

Bu e-posta çeşidi müşteriye çevirmek istediğiniz üyelere gönderilen e-posta çeşididir. Belki biraz zaman alabilir fakat üyelerle etkileşime geçmek için ciddi ödülü olan bir süreçtir. Ne kadar kaynağınız olduğuna göre değişebilmesine rağmen potansiyel müşteri besleme e-postalarını 2 şekilde uygulayabilirsiniz.

Müşterilerinize ürün güncellemeleri ve fiyat değişimleri ile ilgili e-postalar gönderebilirsiniz. Bu tip e-posta çeşidi gönderimi otomatik olabileceği gibi çok fazla da emek gerektirmez. Ya da bunu blogunuza uygulayabilirsiniz. Piernetteki e-posta çeşitleri yazısındaki fikir hoşunuza gidebilir. Şu şekilde otomatik email yollayabilirsiniz.

Örneğin;

“E-ticaret hakkındaki makalemizi pdf olarak indirdiğinizi fark ettik ve bu makaleye benzer diğer içeriklerimiz hakkında bilgi sahibi olmak isteyebileceğinizi düşünerek…”

 

Özellikleri;

  • Etkileşimi yüksektir. Normal e-postaya göre potansiyel müşteri e-postası çeşidi 4-10 kez daha fazla etkileşim alır.
  • Zaman ve efor gerektirir. Muazzam karşılık alabilirsiniz. En temel dezavantaj harcadığınız zaman ve efordur. Her müşterinin farklı isteği olabilir, belli bir otomatik şablon üretilemeyebilir.
  • Daha az fısıltı oluşturur. Potansiyel müşteriyi besleme e-postaları sadece tek bir adrese gönderilir. E-bülten e-posta üye listesi gibi binlerce üyeye gönderilmez.
  • Oldukça kişiseldir. Müşteriyle doğrudan iletişime geçersiniz, e-postasını ona göre düzenlersiniz. Bu marka güvenizi ve bilinirliğini arttırır.

Ne demiş üstat;

E-postanın birçok diğer kanalların yapamadığını yapma kabiliyeti var; kişisel ve değerli dokunuşlar yaratmak.

David Newman

 

  1. İşlem E-postaları

Bu tip e-posta çeşidi ziyaretçi veya üye websitenize gelip belli bir aksiyonu tamamladıktan sonra ziyaretçiye otomatik gönderilen e-posta çeşididir.

Herhangi bir işlem olduğunda bu tip e-posta çeşidini göndermek için mükemmel fırsatlardır. Bazı temel çeşitleri şunlardır;

  • Sipariş durumu e-postası: E-ticaret sitelerinin sipariş sahibine tedariğinden kargo teslimine kadar her aşamada yolladığı bir seri e-postadır. Bu tip e-postaların açılma oranları 75%’tir.
  • Terk edilmiş alışveriş sepeti e-postaları. E-ticaret sitelerinin müşterilerine yolladığı sepette satın almadan bıraktığı ürünleri hatırlatan epostalardır. Ziyaretçileri tekrar geri gelmeye teşvik ederler. Bir araştırmaya göre terk edilmiş sepet e-postaları e-posta başına $17,90 kazanç sağlıyor. Terkedilmiş sepet emailinin yollanmasından sonra müşterilerin ortalama 20%’si sepetlerine geri dönüyor. İlginç olan şu ki, ürünü sepette terk edip tekrar dönenler, sepetlerini hiç terk etmeyenlere göre 55% daha fazla alışveriş yapıyorlar.
  • Tekrar sipariş e-postaları Şirketiniz tekrar tekrar sipariş verilen ürünleri satıyorsa (kartuş, vitamin vb.) tekrar sipariş sistemi kurup hatırlatıcı e-postalar yollayabilirsiniz. MarketingSherpa firması bir vaka çalışması incelemesine göre firma her yolladığı e-posta başına $2 üretmiş. 3 aşamalı e-posta sayesinde gelen ziyaretçilerin 53%’ü alışveriş yapmış.
  • Çapraz satış öneri e-postaları Müşterilerin geçmiş alışverişlerini dikkate alarak ilgilenebileceği başka ürünleri öneren e-postalardır.
  • Geri bildirim isteme e-postaları Bir müşteri satın alma yaptığında memnuniyetini ölçmek için mal tesliminden 1 gün sonra gönderilen e-postadır. Yolladığınız e-posta amazon örneği gibi görsel olursa müşteriler de daha kolay cevaplar, istediğiniz geri bildirimi alırsınız. Bir araştırmaya göre koyduğunuz yıldız sayısı 4’ü geçerse tıklamalar azalıyor. İdeali 4 yıldız.

Hatta seosozlukteki bir yazıdaki fikir hoşunuza gidebilir. Bu tip e-posta çeşidinin açılma oranı 75% olduğundan yolladığınız e-postada farklı fırsatlar da sunabilirsiniz.

Özellikleri;

  • İşlem e-posta çeşidinin yüksek tıklanma oranı vardır. Doğrudan müşteriye ve işleme yönelik olduğundan tıklanma oranı yüksektir.
  • Kişisel dokunuş içerir. Birine bir ürünü satın aldığı için teşekkür etmek marka iletişiminizi güçlendirecektir.
  • Otomatikleştirilmesi kolaydır. Müşterinin aldığı aksiyona göre işlem e-postaları otomatik yollanabilen e-posta çeşididir.
  • Bazen engel teşkil eder. İşlem e-postası çeşidi müşterinin satın alımını tamamlamada bazen bir engel olabilir. Ya e-postasını kaybedebilir ya da başka işlemler yapıp satın alımı tamamlamak istemeyebilir.

Onaylama e-postası: Bir uçak bileti satın aldığınızda veya otel rezervasyonu yaptığınızda elinizde kanıt için onaylandı e-postası yollanır.

 

 

  1. Kutlama E-postaları

Sitenizde üyeleriniz ve müşterilerinizle iletişiminizi kişiselleştirmek, müşteriyi elde tutmak ve sitedeki işlemlerini yapması için ikna etmek için harika bir e-posta çeşididir. Kutlama e-postası çeşidi bir üye ile iletişimin en iyi yoludur.

  • Müşterinin yıllık kutlaması
  • Firmanın içinde doğum günü gibi bir kutlama
  • Halk tatilleri
  • Üyenin gerçek doğum günü

Bu marka güvenini arttırır ve müşteri etkileşimini geliştirir. Bir araştırmaya göre, yıldönümü kutlaması e-postaları geliri daha da arttırıyor. Gelirinizi arttırmak için eticaret.com’daki yüksek kazanç sağlayan e-posta türleri yazısı ilginizi çekebilir.

Yıldönümü e-postalarınin açılma oranı da topluca yollanan Standard e-postalarıni neredeyse 3 katı. (34.4% vs. 12.9%).

Message34 teki bir yazıda okuduğum şey ilgimi çekti. “Doğum günü ve yıl dönümü e-postaları bilindiği üzere en yüksek etkileşim oranlarına sahip. Sadece doğum günü e-postası göndererek bile diğer e-postalarınızın okunma oranlarını yükseltebilirsiniz.

Özellikleri;

  • Kurulumu kolay bir e-posta çeşididir. Eğer abone kayıt formunda doğum tarihini eklemişseniz müşterinize o tarihte gönderilmek üzere otomatik bir e-posta kurabilirsiniz. Tek ihtiyacınız e-posta metni.
  • Birçok iş başarabilirler. Örneğin bir firma daha fazla sosyal paylaşım oluşturması için müşterilerinize ilk alışverişinin yıldönümün e-postasını gönderiyor.
  • Pek bir dezavantajı yoktur. Uygulama için çok zaman gerektirmeyen bir e-posta çeşididir ve e-posta pazarlamanın etkili bir yöntemidir.

 

Tavsiye yazı: E-posta pazarlama makaleleri

Sonuç olarak;

Birçok farklı yerde kullanabileceğiniz e-posta çeşidi var.

Yukarıda o e-posta çeşitlerinin yani pazarlama mesajlarının hepsini, avantajlarını ve dezavantajlarını okudunuz.

Bu e-posta çeşitlerini kullanmak üye listenizin büyüklüğüne biraz bağlıdır. Genel olarak, en başarılı e-posta pazarlama kampanyası bu tüm e-posta çeşitlerinin hepsini beraber kullanarak olur.

Bu e-posta çeşitlerini siz de adım adım veya hepsini birden hayatınıza katın, başarınızın arttığını göreceksiniz.

Peki siz hangi e-posta pazarlama mesajlarını okuyucularınızla etkileşim için kullanıyorsunuz? Siz de yorumlar bölümünden bir tanesini yazın!

 

Kaynak

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Youtube Seo: 7 Optimizasyon Tekniği

Bu makalede youtube seo tekniklerini okuyacaksınız.

Sanal ortamdaki kullanıcılar videoyu seviyorlar. Aslında bir kullanıcı bir ürün hakkında yazı okumaktansa video izlemeye, 4x kat daha fazla eğilimliler.

YouTube’da en büyük arama motoru. Video izleme platformlarının 1 milyardan fazla kullanıcısıyla piyasa lideri.

Fakat video yapmak bir şey,videoyu izleyecek kişi bulmak başka bir şey. Eğer biraz youtube pazarlamayla uğraştıysanız bunun kolay olmadığını anlarsınız.

Diğer içerik tipleri gibi youtube profil ve videolarınız da optimize edilmeli ki kullanıcılar sizi kolayca bulabilsin.

Her ne kadar insanlar izlemeye başlasa da videoyu tamamlamadan kapatabilirler. Bu da sizin kanalınızın uzun vadede performansını etkileyecektir. Videolarınızı bu yüzden optimize etmelisiniz. Peki nasıl optimize etmek gerek. İşte size youtube videonuzu optimize etmenin yolları;

Youtube seo teknikleri

  1. Ses kalitesini iyi ayarlayın

Ses kalitesi videonun kendisinden bile önemli olabilir. İnsanlar görüntü kalitesini biraz affedebilir ama düşük ses kalitesini hiç affetmezler. Videoyu başlar başlamaz kötü sesi duyunca kapatıverirler. Her ne kadar youtuberlar kaliteli videolar yükleseler de youtubeta birçok video ses kalitesi bakımından kulaklara iyi gelmeyen türden. Siz ses kalitesini iyi tutun aradan sıyrılın.

  1. İyi bir mesaj veya tema belirleyin

Açık, basit, faydalı bir mesaj belirleyin. Video sonuçta bir içeriktir ve bir ziyaretçi kitlesi için üretiyorsunuz.

Vereceğiniz mesaj izleyici kitlenizin muhtemel beklentisi ile eşleşmelidir. Amacınız ilk 15 saniyede izleyicinin dikkatini çekebilmek olmalıdır. Videolarınızı planlayarak çekin. Söyleyeceğinizi yazın. Plansız bir video çekimi, sizin zamanınızı harcamanıza sebep olur.

  1. Görsel kalitesi iyi olsun

Görsel kalitesi de çok çok önemlidir. Videonuzu editlerken sadece odak noktasını değil arka fonu da iyi hazırlamalısınız. Videonun görsel kalitesi iyi olmalı. Düşük kalite videolar daha çok eski teknolojiyle çekilmiş ve eski bilgi içeren güncel olmayan video olarak gözükebilir. Modern videolar kaliteli görseller içerir.

  1. Anahtar kelimeleri hedef kitlenize göre belirleyin

Online ortamda metinlerde olduğu gibi video içeriklerde de anahtar kelimeler içeriğinizin başkaları tarafından bulunmasında çok kritiktir. İnsanların 90%’ı aradıkları şeyi bulmak için arama motorunu kullanıyor. Anahtar kelimelerinizin başlığınızda gözüktüğünden emin olun. Aynı zamanda anahtar kelimeleri meta ve taglara da serpiştirin.

  1. Başlığa özen gösterin.

Uzmanlar diyor ki videoya harcadığınız zaman kadar başlığa da zaman ayırmalısınız. Açıkçası tüm içeriğinizin içinde en önemli parça sizin başlığınızdır. Ortalama bir içerik ve harika bir başlık çok fazla ziyaretçi çekebilir. Fakat süper bir içerik bile hazırlasanız başlık yeterince iyi değilse içerik arada kaybolur gidebilir. Google’ın kolay gösterebilmesi için başlığınız 66 karakterden fazla olmamalı. 

  1. Açıklama yazın

Tam açıklama bir videonun ne hakkında olduğunu anlatmaya yardımcı olur. Sadece şunu akılda tutun, insanların çoğu videonun açıklamasını okumazlar. Doğrudan videoya geçerler. O yüzden açıklamayı kısa tutabilirsiniz.

  1. Etiketleri kullanın

Her ne kadar etiketler zorunlu olmasa da youtube sizin videonuzu etiketler sayesinde metin ile eşleştirir. Buradaki tüyo etiketleri minimumda tutmak ve ilgisiz etiketleri hiç yazmamaktır.

youtube seo

  1. Video simge resmi

Özel hazırlanmış bir video simge resmi ziyaretçilerinizin sizin markanızı ve kanalınızı kolay hatırlamalarını ve kolay tanımalarına yardımcı olur. Özel simge resim hazırlamak için video hesabınız  onaylanmış olmalıdır.

  1. Etkileşim ve geri bildirimi teşvik edin.

Youtube sizin videonuzun izleyicilerinin etkileşimini ciddiye alıyor. Etkileşimi yüksek videoaları aynı google mantığı gibi arama listesinde konuyla alakalı ve kaliteli gördüğünden üste çıkıyor.

Diğer ölçü ise izlenme zamanı. Videonun tamamının izlenme şansı belki her zaman olmayabilir fakat izlenme süresinin çok olması youtube nazarında videoların arama listesinde öne çıkması için çok önemli.

İlk 15 saniye çok önemlidir. İlk 15 saniyede izleyiciyi videonun geri kalanının ilgi çekici olduğunu ikna etmek ve geri kalanını da izlemesini sağlamak için kritik bir süre.

  1. Bir aksiyon çağrısı kullanın

İzleyicilerin beğenmesi, abone olması, yorum yapmasını sağlamak için bideonun içinde veya açıklama bölümünde aksiyon çağrısı kullanın.

  1. YouTube cards fonksiyonunu kullanın

YouTube cards kolay kullanımlıdır. Kanal kartlarını izleyicilerin videonuzu beğenmesini ve kanalınıza abone olmalarını teşvik etmek için kullanabilirsiniz.

  1. Bir son ekran ekleyin

Kartlar gibi “son ekran” da kanalınıza etkileşim çekmek için kullanılabilir. Youtube’a göre son ekranlar videonun son 5-20 saniye arasında kullanılan videonun bir parçasıdır.

Sonuç olarak;

YouTube çok etkili bir içerik kanalıdır. Bundan en fazla faydalanabilmek için, videolar sadece arama sonuçları için değil kullanıcılar için de optimize edilmelidir. Ve videoalrı optimize etmek için bir sürü teknik var.

Yukarıda okuduğunuz teknikleri, videonuzu daha fazla optimize etmek ve trafik sağlamak için kullanın. Teknikleri kullanırken içeriğinizin hedef kitlesi için en uygun olanını siz belirleyin ve mutlaka tekniklere A/B testi yapın. En verimlisini bulun ve hayatınıza geçirin.

 

Tavsiye yazı: Sosyal medya makaleleri

Kaynak

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares