Plaza dili dediğin Türkçe gramer ile İngilizce business terminolojinin beraber kullanımı. Aslında plaza dili konuşanlar ağırlıklı İngilizce işletme bölümü okumuş, iş hayatının temel bilgilerinin Türkçesinden önce İngilizcesini öğrenmiş, tüm kelimeleri sanki Türkçeymiş gibi benimseyip günlük konuşma diliyle entegre etmiş beyaz yakalıların kendi arasında konuştukları karma bir dil… Yine İngilizce işletme okumuş biri olarak bunu çok da haksız görmüyorum çünkü kelimeler o kadar yerleşmiş ki insan şunu hissediyor :”bazı İngilizce kelimeler var ki tam ifade etmeni sağlıyor istediğini, aynı şeyi Türkçe ile birkaç kelime ile ifade etmek zorunda kalıyorsun.”
Aslında her şeyin bir Türkçe karşılığı olduğunu içten içe biliyoruz. Belki de bu konuşma bize çağımızın gerekliliği İngilizce bilmeyen insanlardan ayrılma isteği güdümünde de şekilleniyor olabilir. Bu da ufak bir itiraf olsun 🙂 Dediğim gibi aslında her şeyin kendi dilimizde karşılığı bulunuyor. Örneğin:
Plaza dili | Türkçesi | |
1 | Accept etmek | Onaylamak;kabul etmek. |
2 | Aksiyon almak | harekete geçmek |
3 | Alert etmek | Kırmızı alarma geçirmek ikaz vermek. |
4 | Antant kalmak | Uzlaşmak aynı fikri paylaşmak. |
5 | Apple to apple bakmak | elma ile elmayı karşılaştırmak |
6 | Asap | olabildiğince hızlı |
7 | Assign etmek | Bir iş için birini görevlendirmek. |
8 | Attach etmek | E-posta bir belge ya da doküman eklemek. |
9 | Ben onları “Push” edicem | haber vermek ya da modern tabirle dürtmek |
10 | Best practice | Konu ile ilgili en iyi örnek. |
11 | Brain storming | Beyin Fırtınası |
12 | Brief | Bir proje veya iş ile ilgili detaylı bilgi vermek. |
13 | Brieflemek | Projeyle ilgili yazılı olarak bilgilendirme yapmak. |
14 | Canlıya almak | Sistemi çalışır duruma getirmek/başlatmak. |
15 | CClemek | Bir kişiyi e-postada bilgiye eklemek. |
16 | Challange etmek | Zorlamak. |
17 | Charge etmek | Masrafları toplamak. |
18 | Check etmek | Kontrol etmek |
19 | Clarify etmek | Bir konuyu açıklamak. |
20 | Clear | Bir şeyin açık, anlaşılır olması. |
21 | Collegue | İş arkadaşı. |
22 | Comment | Çekince; söylenecek söz. |
23 | Comperation chart | Karşılaştırma tablosu. |
24 | Concern | Endişe. |
25 | Confidential | Gizli. |
26 | Confirm etmek | Onaylamak |
27 | Cross Check | Tekrar kontrol etme, üzerinden geçmek. |
28 | Çalışır (it works) | işe yarar |
29 | Deadline | Bir işin teslim zamanı. Bitiş tarihi. |
30 | Discuss etmek | Tartışmak değerlendirmek. |
31 | Down olmak | Motivasyon düşmesi, moral bozulması. |
32 | Embed etmek | Gömmek, içine katmak. |
33 | Emotional Bond | Duygusal Bağ |
34 | Excuse | Özür. Bu konuda excuseumuz yok. |
35 | Farewell | Veda |
36 | Feedback | Geri bildirim. |
37 | Fine olmak | Uygun olmak. Onaylamak. |
38 | Finetune etmek | İnce ayarını; son düzenlemelerini yapmak. |
39 | Focuslanma | Odaklanma |
40 | For your info | Sen de bil (Bilgine) |
41 | Forwardlamak | Gelen bir e-posta iletisini başka birisine yönlendirmek. |
42 | Handle etmek | Bir işin üstesinden gelmek. |
43 | Hard Copy | Herhangi bir belgenin çıktısı alınmış halde sunumu. |
44 | Headquarters | Genel merkez |
45 | Hızlıca aksiyon alalım | hızlıca harekete geçelim |
46 | Highlight etmek | Altını çizmek vurgulamak. |
47 | Ignore etmek | Görmezden, duymazdan gelmek. |
48 | Inline olmak | Konuyla ilintili olan. |
49 | Invitation göndermek | Davet etmek. Meeting talebi yollamak. |
50 | Its not rocket science sonuçta | çok da karmaşık değil aslında |
51 | İnsight toplamak | gözlem yapmak |
52 | Kampanyanın sonunda havuç olması | kampanyayı satın alması için avantaj sunmak |
53 | Kick off meeting | Herhangi bir proje için ilk başlangıç toplantısı. |
54 | Know how | Bir konu hakkındaki bilgi birikimi |
55 | Konfirm etmek | Onaylamak. |
56 | Konsolide etmek | İşleri toparlamak, birleştirmek. |
57 | Kontent | İçerik |
58 | Kpi | Şirketin hedeflerine ne kadar ulaşıldığını gösteren parametreler. |
59 | Layout | Yerleşim |
60 | Lead etmek | Liderlik etmek, konu veya proje ile ilgili sorumlu olmak. |
61 | Major concerni clarify edelim | ana mevzuyu netleştirelim |
62 | Make Sense | bir anlam ifade ediyor |
63 | Mass ile iletişimde olmak | kitle ile iletişimde olmak |
64 | Match etmek | Birbiri ile doğrulamak. |
65 | Meeting | Toplantı. |
66 | Meeting set edelim | plantı ayarlayalım |
67 | Merge etmek | Birleştirmek. |
68 | Mobbing | Baskıcı, yıldırıcı davranışlar. |
69 | Must | Zorunluluk. |
70 | Must değil ama nice to have | zorunlu değil ama olsa iyi olur |
71 | Nice-to-have | Olsa güzel olur. |
72 | Off day | Tatil günü. |
73 | Off the record | kayıtdışı. |
74 | Off-day | İzinli gün veya tatil günü |
75 | Off-the-record söylüyorum | Kayda almadan söylüyorum |
76 | Out of Office | Ofis dışında. |
77 | Overload | Aşırı iş yükü. |
78 | Overquailifed | İstenenden fazlasına sahip aday veya çalışan. |
79 | Önce low hanging fruitlere odaklanalım ki süreci daha effective run edelim | önce uzanabileceğimiz fırsatlara odaklanalım, süreci daha verimli yürütelim |
80 | Penetration | Satışta farklı lokasyonda bulunabilirlik. |
81 | Please Proceed | Belli bir projenin ya da çalışmanın ilerlemesini rica ediyor. |
82 | Postpone etmek | Ertelemek. |
83 | Print almak | Belgenin yazıcıdan çıktısını almak. |
84 | Process | Akış, aşamalar. |
85 | Projeleri merge edelim | birleştirelim |
86 | Projeyi park edelim | askıya alalım |
87 | Push etmek | Süreci hızlandırmak için baskı uygulamak. |
88 | Qualification | Yetenek, yetkinlik. |
89 | Recognize etmek | Birini taktir etmek,takdim etmek; ismini veya yaptığı işi bir grup içerisinde ön plana çıkarmak. |
90 | Refere etmek | Gönderme yapmak |
91 | Report etmek | Raporlamak, şikayet etmek, bildirmek. |
92 | Review etmek | Gözden geçirmek. |
93 | Reward & Recognation | Taktir ve Ödüllendirme. |
94 | Road map | Yol haritası. |
95 | Safe ilerleyelim | Güvenli kaynakları kullanarak risksiz bir şekilde ilerlemek |
96 | Sales meeting | Satış toplantısı |
97 | Satış ekibiyle align olmak | aynı şeyleri konuşalım, hizalanalım |
98 | Schedule Etmek | Zamanlamak, programlamak. |
99 | Scorecard | Karne; yapılan işlerin sonuçlarının sayısal verilerle gösterildiği tablo. |
100 | Sense yaratmak | Anlam ifade etmek. |
101 | Set etmek | Ayarlamak, organize etmek. |
102 | Sky is the limit | limitinin olmadığını varsayarak düşün |
103 | Soft copy | Elektronik kopya |
104 | Start vermek | Başlamak. |
105 | Suffer etmek | Sıkıntı çekmek, cefa. |
106 | Support etmek | Destek vermek. |
107 | Taşere etmek | Taşeronla çalışmak |
108 | Team | Takım, çalışma arkadaşları. |
109 | Team i lead etmek | ekibi idare etmek |
110 | Third party | taşeron firma |
111 | Timeline | Zamanlama. |
112 | To do list | Yapılacaklar listesi. |
113 | To do list oluşturmak | Yapılacaklar listesi oluşturmak. |
114 | To-the-point olmak | konuya odaklanmak |
115 | Training | Kurum içi eğitim |
116 | Update etmek | Güncel hale getirmek. |
117 | Urgent | Acil |
118 | Verify etmek | Doğrulamak. |
119 | Wording | Yazım/ifade |
120 | Wouv Effect | Heyecanladırıcı, Etkileyici Sonuç. |
121 | Wrap up meeting | Projenin, işin son kapanış toplantısı. |
Söylemek istedikleriniz varsa lütfen yorum yapın.
Bilgiyi paylaşmak için lütfen sosyal medya butonlarını kullanın.
Bu yazılar da ilgini çekebilir;
İngilizce Çalışma Planı oluşturmanız için 22 bilimsel adım [Gramer konu sıralaması içerir]
Ebru Sanatı: Yeni Başlayanlar için 18 Temel Bilgi (Resimli örnek içerir)
İngilizce 100 Dış Ticaret Kelimesi (İthalat-İhracat)
İngilizce Marka telafuzları (50+ örnek)
2008’den beri pazarlama dalında çalışıyorum. 2014’ten beri markamuduru.com’da yazıyorum. İnanıyorum ki markalaşma adına ülkemizde inanılmaz bir potansiyel var ve markalaşmak ülkemizi fersah fersah ileri götürecek. Kendini yetiştirmiş marka müdürlerine de bu yüzden çokça ihtiyaç var. Ben de öğrendiklerimi, araştırdıklarımı, bildiklerimi burada paylaşıyorum. Daha fazla bilgi için Hakkımda sayfasını inceleyebilirsiniz.