Yatılı okulların bazıları sınavla kazanılan, iyi eğitim görüleceği düşünülerek çocukların erken yaşta (12-15) ailelerin çocuklarını yolladığı okullardır.
Yatılı okuldan en çok beklenti çocuğun iyi eğitim görmesidir.
Anne baba aslında haklıdır.
Çocuk da iyi bir okul kazandığında iyi bir şey yaptığını düşür.
Ailecek heyecanla yatılı okulu kazandıkları için sevinirler.
Ama çocukların yatılı okulda yaşadıkları travmaları birçok insan farketmez bile.
“Ne? Yatılı okul travma mı yaşatıyormuş?” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, ben de üzerimdeki garipliğin yatılı okul travması olduğunu bir psikiyatrist söyleyene kadar farkında bile değildim.
Yatılı okulların birçok faydası da vardır. Mesela;
Yatılı okul faydaları
- masa tenisi, satranç, futbol, basketbol gibi sportif bir kişi yetiştirir.
- planlı yaşamayı öğrenirsiniz.
- eşyalarınıza sahip çıkmayı öğrenirsiniz.
- daha çok arkadaşınız olur
- aileye bağımlı olmadan yaşamayı öğrenirsiniz.
- ailenizden uzaklaşıp onlara biraz mesafeden bakarsınız.
- askerde kolaylık sağlar
- her ortamda uyumayı öğrenirsiniz.
- zorluklara dayanıklılık geliştirirsiniz.
- kendimi disipline etmeyi öğrenirsiniz.
- kolay yer değiştirmeyi ve hayatınızı küçültmeyi öğrenirsiniz.
En çok yatılı okul anladığım kadarıyla ingiltere’de bulunuyor (boarding school). Bu yüzden ingilterede çekilmiş belgeselleri ve röportajları bolca izledim. En altta bazı videoların linklerini koyacağım. Siz de izleyin. Bazı hisleri tanımlayamadığım için çok faydalı oldu. Türkiye’den de Güroymak yatılı bölge ortaokulu ve Göksün Nevzat Pakdil Yatılı Bölge Ortaokulunun kısa filmlerinden karelerle size canlandırmaya çalışacağım. Eminim kendinizden çok şey bulacaksınız.
*Not: aşağıdaki ekran görüntüleri bu videolardan alınmıştır.
1- Aileden kopma
- Ailen seni bırakıp gidiyor. Arkalarından bakakalıyorsun. Aileden küçük yaşta kopmak erken yaşta sürülmek gibi bir his. Tabi kimsenin böyle bir amacı yok ama çocuğun hissettikleri böyle.
- Ailemle bir şey yarım kaldı sanki hissi basıyor.
- Şefkat özlemi, ana sıcaklığından, baba gölgesinden ayrılık zor geliyor.
- Aileye bağlılık burada ilk gün kırılıyor. Bağlılık figürlerini yitiriyorsun, kırılmış bağlılık hissi diyorlar.
- Birden yabancıların içine konulmak bağlılık becerisini birden kırıyor, bir şok gibi
- Annenden babandan başkasına bağlanmayı düşünmüyor insan.
- Aklına gelmiyor. Büyüdüğünde de bağlanmakta zorluk çekiyorsun. Yakın ilişki ve bağlılık kurmaya çalıştığında zorlanıyorsun.
- Anneniz babanız gittiğinde özel alan ve güvenlik artık garanti değil gibi düşünüyorsunuz.
- En önemlisi de evsizlik hissi.
- Geri döneceğinizden emin olsanız da eviniz yok gibi geliyor. Aslında daha doğrusu iki yerde eviniz olup hiçbir yere ait olmama hissi yaşarsınız.
2- İlk gün
- İlk gün okula adapte olmaya çalışırken size toplu bir para verilir. Okul, yurt parasını ödeyeceksinizdir veya kitap alacaksınızdır veya o haftalık harçlığındır. Hiç o kadar büyük paran olmamıştır. O parayı korumak güzünüzde büyür. Paranı koruma içgüdüsü o gün başlar.
- İlk gün yas tutmaya bile fırsatın olmaz, birden yabancıların arasındasındır.
- Birden yalnızlığa gömülürsünüz. Tuvalette ağlamak istersiniz ama yarım yamalak ağlarsınız. Durursunuz. Çünkü muhatap yoktur.
3- Okulda ilk 2 ay dersler
- Yavaş yavaş bir hüzün çöküyor.
- Derslere ilgi azalıyor. “Yapamayacağım galiba” düşüncesi beliriyor.
- Benden daha iyileri daha zekileri, daha atakları, kendini daha iyi ifade edenleri olduğuyla karşılaşırsınız.
- Okuldan sonra eve gidip annesi babası muhtemelen derslerinde yardımcı oluyorlardı, onların zihinleri daha da açıktı
- Aile yanında kalanlar daha başarılıydı. Gidecekleri evleri vardı.
- Daha temiz giyiniyorlardı, daha özgüvenli ve kolay ifade ediyorlardı.
- Kendinizi aile yanında kalanlara veya başarılılara yakın hissetmezsiniz, kendinizi layık görmezsiniz.
- Sizden daha iyileri olduğunu görünce siz daha da umutsuzluğa sürüklenirsiniz.
- Bir türlü onlar gibi olamıyorsunuz. Kendi olanlara özeniyor ve çekiniyorsunuz.
- Aileniz ilkokulda size ders çalıştırırdı ama burda tek başınıza kalırsınız.
- “Ailem yakın olsaydı belki ders çalıştırırdı” dersiniz ama onlar da muhtemelen ingilizce bilmiyorlardı. Çaresiz kalırsınız.
- “İlkokulda iyiydim burda da iyi olurum” diye düşünceniz patlar.
- Çocukluğunuzu oraya taşıyamazsınız. Geçmişinizden nasıl faydalanacağınızı bilemezsiniz.
- “Geçmiş başarılarım işe yaramıyordu. Herşey hızlı gibiydi ve ben yetişemiyordum” derken bulursunuz kendinizi.
- Öğrenmek için çok baskı yaparsınız kendinize ama olmaz, patinaj çekmeye başlarsınız, geri çekilmeye başlarsınız.
- Hoca size herkesin önünde ödevini yapamadığınız için tokat atar, herşey üstünüze üstünüze gelmeye başladığı andır o an.
- gün başarılı olmak değil de hep görünmez olmaya başlarsınız. “Minimumda çalışıp geçeyim” dersiniz.
- Derslerde habire camdan dışarı bakmaya başlarsınız.
- Öğrenme ve performans sorunu başlar. Çünkü ilginizi yitirirsiniz.
4- Hapis gibidir
- Çocuklar kaybolmasın diye ilk günler kapılar erken kapanır ve pek dışarı çıkmayı düşünmezsiniz. Ondan sonra da pek çıkmayı istemezsiniz.
- Hapishane gibidir. İzinsiz çıkamazsınız. Çıksak da kaybolacağız diye korkmaya başlarsınız.
- Dışarıdan hep korkmaya başlarsınız.
- Dışarıda ne yapacağınızı çok keşfettiğiniz için ileride hiç okuldan kaçmazsınız.
- Halbuki yeni öğrencilere şehri biraz gezdirseler korkuları gidebilir. Ama yönetim yapmaz.
- Kendinizi bir tuzağa düşmüş gibi hissedebilirsiniz.
- Çocukluğunuzdan alışık olduğunuz hiçbir belirti yoktur. Burası bambaşka bir yerdir.
5- Evde olamamak çok koyar.
- Oyun oynadıktan sonra eve gitmek istiyorsun. Ev yok
- Sarılcak kimse de yoktur, annemlerin kurabiye ve limon kolonyası kokulu altın günleri yoktur.
- Evde olsa anne bir şeyler hazırlasın, sen eğlenceni düşün, burda öyle değil, her işini kendin yapıyorsun
- Bir şey olduğunda geri döneceğim bir yer yok. Evsiz ve sahipsiz gibi
- Hayatınızda bir şey temelinden birden değişmiştir.
6- Geri dönmek isteği arada gelir.
- Geri döneyim gibi bir şansınız yoktur, Sınav kazanmışsın gitmemek olmaz
- İlkokulda çok çalıştık okulu kazanmak için. Artık “gitmeyecem” diyemem
- İyi bir okula gelmişken ilçedeki kötü okula gitmeyi kimse istemez
- Sanki başka şansımız da yoktu.
- Bir de geri dönemezsiniz, başarısızlığınızı hatırlatır, Yapamadı geri döndü derler.
- Annemlere mutsuzum desem yatılı okul büyük bir yatırım diye düşünüp, üzülecekler.
- Geri dönüş yok. Artık tamamen yalnızsın.
- Geri dönmek için kendin dahil hiçbir kimseyi ikna edemediğin bir yola girmiş gibisindir.
- Evsizlik hissi ilerde şuna yol açıyor. Evle arandaki bağ inanç doluysa, dış dünyayı keşfetmekte kendini daha güçlü hissediyorsun. Fakat evden çıktığında artık eve dönemeyeceğini düşünüyorsan dış dünyaya karşı çok inanç besleyemiyorsun. Bunu bağlılık teorisi ile açıklıyorlar. (attachment theory)
7- Okulda sosyallik kolay oluşmaz
- Şehirli çocuklar özgüvenliydi, konuşkandı, temiz giyiniyorlardı, sizi aralarına alacaklarını da düşünmüyor olabilirsiniz, onların kültürünü bilmiyorsunuz, hep bir yanlış yapacağım diye çekinebilirsiniz. Nerde ne söyleyeceğimi tam bilemeyeceğim diye korkar hale gelebilirsiniz.
- Bu durum duygularınızı ifade etme becerinizi ve bir şey isteme özgüveninizi kırıyor.
- Hiçbir ailesi yanında yaşayan çocuğun evine girmek istemeyebilirsiniz.
- Sizi insanların arasına alacağını düşünmeyebilirsiniz, bu yüzden sönük tiplerle konuşabilirsiniz, çünkü kolaydır.
- Arkadaş gruplarından sürekli uzak durursunuz.
- Bir gün bana biri nerede ne yapacağını bilmiyorsun dedi. Görgü kuralları kitabını okumaya başlamıştım.
- Çok fazla kişi vardır, hangisiyle bağlantı kuracaksınız bilemezsiniz, samimiyet yakınlık duygusunu hissedemezsiniz.
- Sürekli bir gerginlikle arkadaşlarımın arasına katılırsınız. Hepsi aslında biraz sahtedir.
- Bir araştırmaya göre Yatılı okulda okumayanlar ise çeşitli aktivitelerde aynı kişiyi seçip derin bağ kurabiliyorlar. Yatılı okullarda okuyanlar çeşitli aktivitelerde her defasında partner değiştiriyorlar. Bağ kuramıyorlar.
8-Yurtta alışamama
- Yatma vakti gelir, ışıkları kapayın derler. Kendinizi iyice yabanci hissedersiniz. Nazınızı geçirme şansınız yoktur.
- Yatağa girersiniz ama alışamazsınız bir türlü, yatağa ait hissetmezsiniz, üstünde, sağında solunda önünde daha önce görmediğin insanlar uyuyordur.
- Hasta olduğunuzda sadece tanımadığınız başkaları vardır, imkanlar fiziken daha iyi, ama ailenizin şefkatini bulamazsınız.
- Evinin özgürlüğünü özlersiniz, her şey den öte huzurunu.
- Oynamaya alan ve vakit yoktur. Çarşafları geçir, eşyalarına hakim ol, ödevini kendin yap, sorumluluklar…
- Gece yat, sabah kalk, hep aynı mekanik döngü. Korkunu yalnızlığını hissetmemek için kendine yabancılaşırsın. Başka bir beden taşıyor gibisinizdir. Kendimi tanıyamazsınız.
- Kendinizden her saniye uzaklaşıyor gibisinizdir. Şunu düşünmüş olabilirsiniz. “Her benin içinde bir ben vardı sanki”
- Her gün çok hızlı geçer. Hissetmezsiniz. Yalnızsınızdır. Çabucak geçsin istersiniz zaten.
9- Kuralar vardır.
- Her şeyde sıra vardır, yemekte, telefonda, sürekli sıra beklersiniz.
- Kurallara uymak kendin olmaktan daha güvenlidir. Kurallara bağlı olmanın hayat kurtaracağını düşünürsünüz. Kurallarla kişiliğiniz örülür.
- Kuralın dışına çıkabilen tipler serseri olmak zorunda değil ama size daha cesur gelirler.
- Kendinizin ne olduğunu bilmezsiniz, sanki kendinizi hiç keşfetmemiş hissedersiniz.
- Her şeyi öğretmenler yönlendirir. Her yerde onlar vardır. Değişik bir yere geldiğimi anlarsınız.
- Öfkelenemiyorsunuz. Öfkelenirseniz dünyanın sonu gelecek gibidir. Yatılı okuldaki kuralların kötü yanlarından biri de öfkenizi ifade edemeyişinizdir. Tıkanıklık ve depresyon genelde burda başlar.
- İyi insan olayım da kimseyle takışmayayım dersiniz. Çünkü kuralların dışına çıkmanız pek mümkün değildir.
10- Haftasonları
- Her haftasonu eve gidersiniz. Her hafta kendinize biraz daha yabancılaşırsınız.
- Her şeyi kaybetmişsinizdir. Aile, ev, alışık olduğunuz yemek, yattığınız yatak, bunlardan vazgeçmeye çalışırsınız ama tam olmaz.
- Nereye gitseniz öbür tarafa gitmem gerek hissi sarar. Gitmesem yalnız, gitsem yalnız. Her türlü yalnızsınızdır.
- Eve gelirsiniz ve aklınızdan şu geçer. “Geri dönücem nasılsa. Çok adapte olmayayım buraya. Nasıl olsa gidişi var bundan sonra.”
- Her hafta artık eve yabancı olarak gelirsiniz.
- Memleketten tanıdıklarınız bile bir yabancı gibi gözükür size.
- Hissettiklerinizi anlatamadıkça ailenizden de uzaklaşırsınız. Halbuki aileye bir şey anlatmak onlara yakınlaşmak demektir. Ama siz anlatamazsınız.
- Arkanda artık memleketteki insanların desteği yok gibi. Burdaki sorunları memlekettekiler çözemez. O yüzden onlarla paylaşamazsınız. Belki de ailenizin gücünü küçümsemeye başlamışsınızdır.
- Geçmişinize yabancılaşmayı öğrenirsiniz.
- Her hafta artık ailen sana büyümüş gibi bakıyor.
- Her hafta sonu memlekete her gittiğinizde bu yabancılaşma travması tekrarlanıyor
Yatılı okul sonrası muhtemelen yaşadığınız duygusal yaralar
11- İkili ilişkilere yansıması
- Duygularınıza uzaklaşmışsınızdır, duygularınız uyuşuk gibidir.
- Cinselliğinizi ergenlikte keşfedememişsinizdir, heyecanlarını yaşayanları kıskanırsınız.
- Bedeninize uzaklaşmış, onu çok da tanımıyorsunuzdur.
- Kendi duygularınızı ihmal etmeyi öğrenmişsinizdir, duygularınızı ifade edemezsiniz, daha az konuşursunuz, pek zevk almazsınız.
- Birisinin sizi görmeye gelmeyeceğine o kadar alışırsınız ki, gelmediğinde şaşırmazsınız.
- Kalbinizi kapattığınız zaman dokunulmaktan da hoşlanmıyorsunuz.
- Birinin hayatına girmekte zorlanırsınız.
- İhtiyaçlarınızı dinlemezsiniz. Dinleyip zevkini yaşayanları kıskanırsınız.
- Bazen şunu bile hissettim, sevgilim olsun dediğimde yaşayamadıklarım aklıma gelmesin diye duraksıyorum.
12- Arkadaş ilişkilerine yansıması
- Yatılı ben ve evdeki ben, ikisi de yarım, hangisinden güç alacağınızı bilemezsiniz.
- Çocukluk rolünüzü kaybedersiniz. Kendi iç sesinizi. Bir aileye ait hissetmezsiniz.
- İçinizdeki atamadığınız hüznü kimsenin anlamadığını düşünürsünüz.
- Aile desteğinin geldiğini düşünmediğiniz için yarım savaşırsınız, sürekli bir güçsüzlük hali vardır.
- İnsanlarla kolay kaynaşamazsınız
- İnsanlar her şeyi zamanında yapıyor, zamanında eğleniyor, siz sürekli hayatın gerisinden geliyorsunuz hissi yaşarsınız.
13- İş hayatına yansıması
- Çok çalışkansınızdır. Özellikle kurallı firmalarda uyumunuz çok yüksektir.
- Her şeye uyumlanırsınız ama hiçbir yere ait hissetmezsiniz.
- Sürekli meşgul tutarsınız kendinizi, rahatlamayı bilmezsiniz.
- Hayata hep geç kaldığınızı düşünürsünüz.
- Cesur olanlar hayattan daha çok zevk alıyor, kuralları usturuplu yıkıyor, istediğini gidip alıyor ama siz kuralları kolay kıramazsınız.
14- Özgüvene yansıması
- Göçebe gibisinizdir. Her yerden kolayca taşınabilirsiniz.
- Her taşınmadan sonra bir hüzün kaplar, daha da itilmiş ve yalnızlaşmış hissedersiniz. O yüzden taşınmak da pek istemezsiniz.
- Birine kolay güvenemezsiniz.
- Kendinizi ve hayatınızı küçültmeyi öğrenirsiniz.
15- Yatılı okula gitmeseydiniz, kapalı kapılar ardında yaşamasaydınız belki şunları yaşayacaktınız,
- Hafta içleri akşamları dışarı çıkacaktınız.
- Memlekette daha fazla flört imkanı olacaktı. Memleketin hayatını yaşayacaktınız.
- Sevgiliniz olacaktı ve akşamları kaçıp kıyı köşede onunla buluşacaktınız. Sevgilim var diye hava atabilecektiniz.
- Duygularınızı yaşayabilecektiniz
- Yabancılık hissi yaşamayacaktınız.
- Kendinizi daha fazla tanıyacaktınız.
- Küçükken oynadığınız oyunlar birden kesilmeyecekti.
- Ergenliğiniz ergenlik gibi geçecekti.
Sonuç olarak;
Yatılı okul büyük eğitim beklentileriyle gidilip travmalar getiren bir kurumdur. Bir yandan faydası vardır ama büyük oranda insanı yalnızlığa sürükler. Üzerinizden bunu yıllarca atamayabilirsiniz.
Hatta farkında bile olmayabilirsiniz.
Önce farkında olmak gerek tabi. Yukarıdaki yazı umarım size yaşadığınız anıları biraz canlandırmanıza yardımcı olmuştur.
Sizin de anılarınız varsa yorumlar bölümüne lütfen yazın.
Kaynaklar (Youtube)
https://www.youtube.com/watch?v=7VwPZph4pGM
Bu yazılar da ilgini çekebilir;
NARSİST NEDİR? NARSİSTLERİ TANIMANIZ İÇİN 78 KRİTİK GERÇEK
En Küçük Çocuk Sendromunun 84 Gerçeği
İkiz Ruh / İkiz Alev Nedir? 8 İkiz Alev Aşaması ve Bilmeniz Gereken 100 Hassas Gerçek /Sahte İkiz Al...
İlahi Fırtına Hakkında 16 Altın Tavsiye [Spirituel Fırtına]
2008’den beri pazarlama dalında çalışıyorum. 2014’ten beri markamuduru.com’da yazıyorum. İnanıyorum ki markalaşma adına ülkemizde inanılmaz bir potansiyel var ve markalaşmak ülkemizi fersah fersah ileri götürecek. Kendini yetiştirmiş marka müdürlerine de bu yüzden çokça ihtiyaç var. Ben de öğrendiklerimi, araştırdıklarımı, bildiklerimi burada paylaşıyorum. Daha fazla bilgi için Hakkımda sayfasını inceleyebilirsiniz.