Ayrılık Acısını Atlatmanız İçin 153 Altın Tavsiye62 min read

Yakın zamanda ayrılık yaşadınız ve bir türlü aklınızdan çıkmıyor mu?

ayrılık

Beklediğinizden uzun mu sürdü?

Hem kurtulmak hem de biraz tutmak istiyor gibisiniz.

Biraz da öfke var sanki.

Hepsi geçecek, rahat olun. Artık özgürleşmenin zamanı geldi.

Bu makalede ayrılık acısından ve kalp kırıklığından özgürleşmeyi öğreneceğiz.

 

Ayrılığın beyin ve kişiliğe etkisi nedir? Neden bırakamıyoruz?

1- Ayrılık acısı yaşarken beyinde bağımlılık noktası tetikleniyor.

Öğrenince şok oluğum bilgilerden biri.

Bu da neden uzun süre unutamadığınızı gösteriyor.

İlginç değil mi? Yaşadığınız ayrılık beyninizde bağımlılık noktasını tetikliyor.

Yani ayrılık yaşadığınızda özellikle reddedildiğinizde kokain bağımlısıyla aynı tepkileri gösteriyorsunuz.

Kokain bağımlısı bağımlı olduğu maddeyi biliyor. Ama ayrılık acısı çeken insan, bir bağımlı ile aynı tepkileri verdiğini bilmiyor.

Yani bağımlı olduğunuzun farkında değilsiniz.

Bu yüzden ayrılıktan sonra, özellikle reddedildikten sonra eski partneri bırakmak uzun sürebiliyor.

Beyin araştırmalarına göre madde bağımlılığı ve ilişkide reddedilme durumlarında beynin aktive olan kısmı aynı.

“kokain arayışı” = “terkedilme” (duygusal sevginin geri çekilmesi sırasında oluşan arayış)

Bağımlı olduğunuz maddeyi geri ister gibi ayrılık sonrası da eski partnerinizin geri gelmesini istiyorsunuz.

Bazen partnerinizi o kadar çok geri istersiniz ki; Rhianna’nın we found love şarkısında dediği gibi;

  • “Bir kişinin bu kadar önemli halewe found love gelmesinden neredeyse utanırsınız.
  • Ne kadar acıdığını kimse anlamaz, çığlığınızı kimse duymuyor gibidir.
  • Ümitsiz hissedersiniz ve kimse sizi kurtaramaz gibi gelir.
  • Ve her şey bittiğinde ve o gittiğinde onunla ilgili iyi şeyler geri gelsin diye onunla ilgili diğer kötü şeyi kabul edecek duruma gelirsiniz.”

Kendine saygısı olan biri için ayrılık sonrası bu durum sağlıklı bir durum değil. Bu ayrılığın getirdiği bir bağımlılık. Ve bağımlılıktan kurtulmak bir süreç değil maalesef bir savaş.

Bu bağımlılığı tetikleyen sebeplerinden biri de bağlanma stiliniz olabilir. İlişkilerde 4 çeşit bağlanma tipi var bağlanma stilleriniz bu süreci doğrudan etkiliyor. (Birazdan anlatacağım)

Bağlanma stilleriniz, ayrılırken maruz kaldığınız muamele, ego savaşları gibi şeyler de yaşıyor olabilirsiniz. Çok fazla değişken olabileceğinden ayrılık sonrası tam iyileşmenin süresini kimse  bilemiyor.

2- Bağımlı gibi düşünmem normal mi?

Araştırmalara göre ayrılıktan sonra da ilişkideki aynı mutluluğu aramaya devam ediyoruz. Bu durumda ayrılık bir hap bağımlısının elinden hapını almak gibi bir etki bırakıyor ayrılan kişide.

Farkı şu; kokain alınca yükseliyorsunuz fakat sonra dünyaya geri dönüyorsunuz. Ayrılıktan sonra dünyaya geri dönemeyebilirsiniz ve romantik aşk bir takıntıya dönüşebilir. Diğer insanı aklınızda kamp kurmuş gibi sürekli düşünebilirsiniz. Benlik duygusunu kaybedebilirsiniz.

Reddedilme durumunda durum daha da kötüleşebiliyor. Reddedildiğinizde size karşı tarafın verdiği romantik duyguların sizden geri çekilmesi, beyinde bağımlılık bölgesini aktive ediyor. Psikologlar reddedilen insanları artık bir bağımlı olarak görüyor.

3- Ayrılık sonrası beyinde bağımlılıkla beraber hangi bölgeler aktive oluyor?

Prof. Helen Fisher’e göre

“Romantik aşk bir duygu değil bir dürtü.”

Çikolataya veya kokaine ulaşmaya çalışmakla aynı. Cinsel dürtüden daha güçlü.

Cinsel dürtü birden çok kişiyle birlikte olmanıza olanak tanırken romantik aşk dürtüsünde beynin odaklanma bölümü çok çalıştığında tek kişiye odaklanmanızı sağlıyor.

Romantik aşk dürtüsüyle beyindeki VTA bölgesi aktive oluyor, o da şunları tetikliyor.

  • İsteme
  • Motivasyon
  • Odaklanma ve
  • Arzu

Bu bölge kokain istediğinizde de aktive oluyor duygusal ilişki bitiminde de.

Terkedildiğinizde uyarım daha da artıyor. İstediğiniz şeyi alamadığınızda beynin VTA bölgesi daha da aktifleşip diğer kişiyi unutmanız gerekirken, daha da fazla arzular hale geliyorsunuz.

Şair Terrence’in dediği gibi; “Umudum azaldıkça aşkım artıyor.”

Tutkular o kadar artıyor ki tutkularına kapılıp suç işleyenler oluyor.

Peki bu grdaptan nasıl çıkacağız?

4- Ayrılık acısını atlatma sürecinin ana fikri nedir?

Çözüm şu; ilişkinin iyi ve kötü yönlerini dengelemekle bu girdaptan çıkabilirsiniz.

Aşık olduğunuzda, aday kişi size çok özel gözükür. Onun kullandığı bardak bile en güzel bardak gibi gözükür. Onu gözünüzde büyütmeye başlarsınız. Onun hayatını merak etmeye başlarsınız. Merak duygusu zirve yapar. Aşırı tahminlerde bulunarak onu idealize etmeye başlarsınız. Ayrılık sonrası da devam edecek olan bu idealize etme sürecinin farkında olmalısınız.

Çünkü o kişinin sadece iyi yönlerini görmek, size aşkın gözü kördür hissini yaşatır.

Benlik bilincinizden uzaklaşırsınız. Kendinizden çok onunla olmanın önemli olduğunu düşünürsünüz.

Bu duygularla ayrıldığınızda, ayrılıktan sonra obsesyon ve bağımlılık daha kolay oluşuyor. Artık siz bir bağımlı biri haline geliyorsunuz.

Kendinize bir bağımlı gibi davranmalısınız. Kokain bağımlıları bir maddeye bağımlı olduğunu biliyor. Ama kalbi kırılanlar bağımlı olduğunu bilmiyorlar. Şimdi öğrendiniz!

Ayrılık acısından çıkış; bu bağımlılığı ve halisünasyonu tersine çevirmeniz ve ilişkinin olumsuz yanlarını da görmeniz ve kendinizi ikna etmeniz ile oluyor.

Ayrılık sonrası iyi ve kötü yönlerini zihninizde dengelediğinizde gerçekçi bir bakış açısı elde ediyorsunuz ve ayrılık sonrası tekrar kendinize dönebiliyorsunuz.

Ayrılıktan sonra bağımlılıktan iyileşmek kendi haline bırakacağınız kolay bir süreç değildir, daha çok bir “savaş”tır.

Bu savaştaki en önemli silahınız sebebinizdir.

Bir sebep oluşmasını beklemeyin, sadece oluşturun ve ona tutunun.

Ayrılık sonrası kapanış ve bitiş için buna ihtiyacınız var.

5- Reddedilmenin kişiliğinize olumsuz etkisi var.

İnsanlar genellikle romantik partnerlere “benlik hakkında bir bilgi kaynağı ” olarak da bakıyorlar.

Özellikle romantik reddedilme, benlik için muazzam bir tehdit oluşturuyor.

Sizi sevdiğini düşünen, sizi tanıdıktan sonra fikrini değiştiren biri tarafından terk edilme deneyimi, benlik için özellikle güçlü bir tehdit olabilir ve insanları gerçekte kim olduklarını sorgulamaya itebilir. Bundan daha travmatik çok az şey vardır.

Yeni Stanford araştırmasına göre, insanlar reddedilmeyi “kim oldukları” hakkında bir şeyler anlattığını düşündüklerinde daha ağır bir yük taşıyorlar.

Kişilik ve Sosyal Psikoloji Bülteni’nde yayınlanan bir araştırma, reddedilme ile kişinin benlik algısı arasındaki bağlantıyı inceliyor.

Araştırma, kişilikle ilgili çok temel inançların, insanların reddedilme acısından kurtulmalarına ya da bu acıya batmış halde kalmalarına sebep oabileceğini gösteriyor.

6- Sabit kişilikli olmanız reddedilmeden iyileşmenin süresini uzatıyor.

Kişilikleri hakkında sabit bir zihniyete sahip insanların – kişiliklerinin sabit ve değişmez olduğuna inananların – romantik reddedilmelerin yaşamlarında daha uzun süre kalmasına izin verdiği ortaya çıktı. Yani “ben değişmem” diyorsanız reddedilmeden iyileşmeniz zorlaşıyor.

7-Reddedilmenin bir kusur ortaya çıkardığı düşünülebiliyor.

Araştırma ayrıca, reddedilmenin yeni ve kalıcı bir kusur ortaya çıkardığına inanan kişilerin, bu kusurun gelecekteki romantik ilişkilerde ortaya çıkacağından endişe duyduklarını buldu. Yani bir kez reddedildiğinizde, diğer ilişkilerde de aynısı olmasından korkarsınız.

8-Reddedilmeler insanları yıllarca etkileyebiliyor

Reddedilmeler insanları yıllarca oyalayabiliyor ve gelecekteki ilişkiler için sorunlara neden olabiliyor.

Bir araştırmaya katılanlar reddedilmeleri hem kendilerine bakış açılarını hem de gelecekteki ilişki beklentilerini değiştirmek olarak görüyor.

Aynı araştırmaya katılan insanlar beş yıldan daha uzun bir süre önce meydana gelen reddedilmelerden hala olumsuz etkilendiklerini bildirdi. (Dweck ve Howe)

 

9-Eski partneri idealize etmek iyileşmede en büyük düşmanlarınızdan biridir.

Eski partnerinizi ayrılık sonrası idealize etmek size olduğunuz yerde tutar. İdealize etmeyin.

Yüzünüzü güldürecek eski anıları aklınızda çevirip “bir fırsat kaçırmış” gibi davranmayın.

Anıları tekrar dolaşmak bu bağımlılığı düşük dozajda tamir etme etkisi veriyor olabilir. Fakat bu anılar insanı hem mutlu hem mutsuz ve takıntılı hissettirebilir.

Tam tersine niye olmaması gerektiğini gösteren sebepleri yazın ve sürekli okuyun. “O dağ yürüyüşü beraberken ne kadar güzeldi” diye hatırlamak yerine beraberken seni zor durumda bıraktığı zamanları hatırlayın.

Yine Rhianna’nın şarkısını hatırlayın.

Onunla iyi anılara geri dönebilmek için kötü huylarına katlanmaya razı gelmeye gerek yok.

Kendinize bunu yapmayın. Size uygun olsaydı evren sizi bir arada tutardı. Uygun değildiniz.

 

Ayrılık türleri ve iyileşme süresine göre sıralaması

En kısa iyileşme süresinden en uzun iyileşme süresine göre sıralanan 7 farklı ayrılık türü:

10- #7. Karşılıklı ayrılık. Bu, olabildiğince huzurlu bir ayrılıktır herkes ıstırabından kurtulur ve bir rahatlama hissedersiniz. Karşılıklı bir ayrılıktan kurtulmak ve tekrar flört sahnesine çıkmak o kadar zor olamaz.

11- #6. Şartların zorladığı ayrılık. Koşullardan dolayı yürümeyen ayrılık. Sen Konya’dasın ben Çorum’dayım vb. Diğer kişi, bir ayrılığa neden olabilecek zayıf yönlerinizi veya çekici olmayan niteliklerinizi uzaklaştıran bir bahane sunduğu için iyileşme süresi kısalır.

12- #5. Ültimatom ayrılığı. Dinini değiştirirsen olur, o aptal eski arabadan kurtulursan olur vb. Bu tür ayrılıklarının üstesinden gelmek zor olabilir çünkü küçük bir uzlaşmayla hallolabilecekken ayrılık olur.

13- #4. Gereksiz bir şeyi bahane etmek. Karşı taraf sanki hazırmış gibi sizin söylediğiniz veya yaptığınız bir şeyi bahane eder ve onu sıçrama tahtası olarak kullanır. Bu tür bir ayrılık acı vericidir çünkü söylediğiniz veya yaptığınız bir şeyi geri alabilmeyi dilersiniz.

14- #3. Aldatmak. Sizi aldatmaları en büyük ihanettir. Bu kişiyi aldatan bir pislik olarak görmezden geldiğiniz için üstesinden gelebilirsiniz, ama yine de kendinizi aptal hissedersiniz ve birkaç ayını aldatmayı tasavvur ederek veya karşı cinse olan inancını yeniden kazanmaya çalışarak geçirebilirsiniz.

15- #2. İlk Aşk ayrılığı. İlk Aşk ayrılığı, üstesinden gelinmesi en zor olanlardan biridir. Bazıları asla üstesinden gelemediğini söylüyor. İlk aşk ayrılığı çok acıtır çünkü bu kayıp ve hayal kırıklığı hissini daha önce hiç yaşamamışsınızdır. Ve bu büyümenin bir parçasıdır ve büyümek genellikle acı verici bir süreçtir.

16- #1. Ghosting. Bu en travmatik olanıdır çünkü birdenbire ortaya çıkar. Ghosting yapan taraf aylardır bunu düşünüyor ve niyetlerini gizliyor olabilir, sonra her şey yolunda giderken birden bombayı bırakırlar. Aslında, çift olarak önceki gece birlikte vakit geçirmiş olabilirsiniz, ancak ghosting yapan taraf son geceyi zorunluluktan geçirmiş olabilir. Ghosting yapanlar yeni partnerlere güvenme yeteneğinizi yok eder.

Psikologlar ghosting ile çok uğraşıyor. Sakın kimseye yapmayın.

Ayrılmadan sonra geçeceğiniz muhtemel aşamalar

17- #1-Ayrılık şoku

Lisanslı klinik psikolog Suzanne Lachmann, şok yaşamanın dayanılmaz acısını şöyle anlatıyor:

“Şok, karmaşık bir kayba verilen ilk tepkidir. Beş duyunuzun tümü aşırı yüklenirken, yanıtlayamayacağınız sorular, kısa devre yapacağınız noktaya kadar üzerinize yağar.”

 

Biriyle ayrılık yaşamak, kelimenin tam anlamıyla bir uzvunu kaybetmiş gibi hissettirebilir. Bu yüzden şok yaşıyorsanız endişelenmeyin. Hepimizin geçmesi gereken kaçınılmaz ilk aşama.

18- #2. Acı

Bu bizi ayrılığın bir sonraki aşamasına getiriyor: acı.

Çaresizce kaçmak istersiniz fakat yine de yapamazsınız. Bazen çok fazladır ve ne yaparsan yap, oradadır.

Psikolog ve yazar Guy Winch, ayrılıkla oluşan kalp kırıklığının neden bu kadar acı verici olduğunu açıklıyor:

“Bazı çalışmalarda, insanların yaşadığı duygusal acı, “neredeyse dayanılmaz” fiziksel acıya eşdeğer olarak değerlendirildi. Bununla birlikte, fiziksel acı nadiren uzun süre bu kadar yoğun seviyelerde kalırken, kalp kırıklığının acısının ayrılıktan sonra günler, haftalar ve hatta aylarca sürebileceğini düşünün. Bu yüzden acı çeken kalp kırıklıkları çok acılı olabilir.”

Hissettiğiniz acı tamamen normaldir. Utanılacak bir şey değil. Geçecek. Zaman sizin arkadaşınız.

Bu bizi üçüncü aşamaya getiriyor:

19- #3. Kafa karışıklığı

Üçüncü aşamada olduğunuzu biliyorsunuz çünkü kafa karışıklığı oluşmaya başladı.

“Neyi yanlış yaptım” dan “Bunu neden göremedim?”e kadar bir dizi soru akla gelecek.

Lisanslı klinik psikolog Suzanne Lachmann neden kafanızın bu kadar karıştığını açıklıyor:

“Başlangıçta, ne pahasına olursa olsun ne olduğunu anlamak için çabalıyorsunuz. Bilme dürtüsü tüketiyor.”

Ayrılıktan sonra bazı bilgiler rahatlatacaktır ama o netlik kısa ömürlüdür ve kendinizi tekrar birçok soru sorarken bulursunuz.

Ancak bir ayrılığın tüm aşamalarında olduğu gibi bu duygu da geçecektir. Zamanla neyin yanlış gittiği konusunda daha fazla netlik kazanacaksınız.

20- #4. İnkar etme

Ayrılık şokunu yaşadınız. Sonra dayanılmaz bir acı hissettiniz. Bu, kafa karışıklığına yol açtı.

Şimdi bir inkar durumundasın. Siz ve hayatınızın aşkı artık birlikte olmadığınız gerçeğini kabul etmeyi reddediyorsunuz. Bittiğini kabullenemiyorsun. Kendi akıl sağlığınız pahasına bile olsa, varlığınızın her zerresiyle ilişkiyi kurtarabileceğinizi umarsınız. İlişkinin sonu için yas tutmayı ertelersiniz çünkü bu yüzleşmek için fazla yürek burkucudur. Hayatınızı, eski sevgilinizle tekrar bir araya gelebileceğinize dair yanlış bir umuda dayanarak yaşıyorsunuz.

21- #5. Pazarlık

Gullick, “nüksetmeye” veya eski sevgilinize geri dönmeye yol açabilecek aşamanın bu olduğunu söylüyor. İşleri daha iyi hale getirmek ve/veya sorunu ortadan kaldırmak için insanlar kendileriyle veya eskileriyle pazarlık etmeye başlayabilirler.

Tüm olasılıkları düşünürüz ve ilişkinin nerede yanlış gittiği konusunda sık sık kendimizi suçlarız. “Neyi farklı yapmam gerekiyor?” veya “Bir şansımız daha olup tekrar deneyebilir miyiz?” gibi sorular sormak cazip gelebilir. Ortalık sakinleşene, biraz zaman geçene kadar, bu aşamada temastan kaçınmak en iyisidir.

22- #6. Öfke

Hiç kimse sana kızgın olduğun için kendini suçlu hissettirmeye çalıştı mı? Muhtemelen o sırada bir ayrılıktan geçmiyordu. Siz ve hayatınızın sözde aşkıyla yollarınız ayrıldığında nasıl sinirlenmeyeceksiniz? Şu anda yaşadığınız dayanılmaz kalp kırıklığı için neden kızmayasınız?

Aptalca ve anlaşılmaz şeyler yapıyor olabilirsiniz çünkü eski sevgilinizle artık birlikte olmadığınızı kabul etmeye başlıyorsunuz. Biraz umutsuzluğa kapılıyorsunuz çünkü derinlerde bir yerde ilişkiyi kurtarmak için yapabileceğiniz fazla bir şey olmadığını biliyorsunuz. Her ne kadar acı verici olsa ve aşk adına çılgınca şeyler yaptığınız için kendinizi aptal hissedebilseniz de, hepsi sürecin bir parçası.

Kendinizi ayrılık sonrası öfke hissinden mahrum bırakmak yerine, onu kucaklayın. Öfke duyguları yaratıcı gücün başlangıcıdır. Öfkeyi kabul edip kucaklarsanız, bu sizi harekete geçirecektir. Bu eylemin ne olduğuna gelince, bu tamamen size kalmış.

Öfkenizin değer verilmesi gereken bir şey olduğunu öğreneceksiniz. Ayrıldıktan sonra keşke kendinize bu konuda kızgın hissetmek için daha fazla izin vermiş olsaydım dememek için öfkenizi kucaklayın. Hayatta daha hızlı ilerlemenize yardımcı olacak şeyler yapmak için sizi motive etmesine izin verin.

23- #7. Oto-pilot

Ayrılık sonrası öfke hissettikten sonra, uyuşukluk hissi yaşamaya başlayabilirsiniz. Sadece bitkin hissedersiniz. Duygusal olarak çökmüş, fiziksel olarak yorgun. Bir zamanlar her düşünce dizisinin odak noktası olan acı, yerini durağanlığa bırakır. Bu teslim olup geri çekilme hissettiğinizde olur. Teslimiyet, çünkü artık ayrılık gerçeğini kabul etmeye başlıyorsunuz.

Lachmann bunun nasıl hissettirdiğini şöyle anlatıyor: “Kendinizi hissiz, boşlukta ve odaklanmamış hissediyorsunuz, bu nedenle otopilot işleviniz, üstesinden gelmeniz gerekenleri aşmanıza yardımcı olmak için devreye giriyor. Bu, hayatta kalma içgüdünüzün harekete geçmesidir.”

Daha önce geliştirdiğiniz yetenekler ve beceriler sizi ayakta tutuyor. Eğer çok geliştirmemişseniz depresyonda kalma ihtimaliniz artabilir. Genç yaşta yaşanan ayrılık acılarının çok yıkıcı olmasının sebeplerinden biri de uyuşmadan ve depresyondan çıkmak için yeterince güç biriktirmemiş olmak olabilir. Muhtemelen çok fazla neşe yaşamazsınız ama hayata devam edersiniz.

24- #8. Kabülleniş

Ayrılığınızın aşamaları artık anlam kazanmaya başlıyor. Ne olduğunu ve nedenini anlamaya başlıyorsunuz. Dayandığınız her şey sizi bu ana getirdi: Sonunda eski sevgilinizi bırakmanız gerektiğini kabul ediyorsunuz. Kabul anında, kendinizi çok daha iyi hissediyorsunuz.

Corbano’nun dediği gibi, “henüz ormandan tamamen çıkmadınız, ancak önemli bir rahatlama var”. “Duygusal kargaşanın çoğunluğunun dayanılmaz aşırı düşünme sürecinden ve onları geri istemenin içsel çatışmasından kaynaklandığını hesaba katarsanız, bu anlaşılabilir bir durumdur. Bu çatışma büyük ölçüde bu aşamada çözüldü.” Ah, evet, tünelin ucundaki ışık göründü. Ayrılığı kabul etmeye başladığınızda, herşey daha olumlu hissettirmeye başlayacak.

25- #9. Yas tutmak

Artık öfkeden kurtulduğunuza ve neler olduğunu kabul etmeye başladığınıza göre, ayrılık sonrası ilişkinin sona ermesi için kendinize düzgün bir şekilde yas tutmaya başlayabilirsiniz.

Psikolog Deborah L. Davis’e göre:

“Yas tutmak, olabilecekleri yavaş yavaş bırakmanız ve olana uyum sağlamanızdır. Ve zamanla, bakış açınız doğal olarak değişecek: ‘Ona layık bir eş olduğumu göstermeliyim’den ‘Kendi değer duygumu geri kazanabilirim’e dönüşecek. Sizi umutsuzluk çukurundan kurtaran şey yastır.”

 

 

Bu belki de bir ayrılığın en önemli aşamasıdır. Bırakmanın başlangıç sürecidir. Sizin için çok önemli bir şeyi kaybettiniz. Bunun için üzülmenize izin verin. Öfke dağılmaya başladığında, gerçek yas süreci başlayacaktır. Bu noktada, gerçekten bittiğini kabul etmemiş olsanız da, bir ayrılık gerçekleştiği gerçeğini yavaş yavaş kabul ediyorsunuz.

Gullick, ayrılık sonrası “gelecek planlarınız, ortak arkadaşlarınız, onların aileleri ve paylaştığınız diğer her şey açısından ilişkinin sağladığı kesinliğin kaybıyla” da uğraştığınızı belirtiyor. Bunun depresyon, boşluk ve ilgisizlik duygularını tetikleyebileceğini belirtiyor. Kendinden şüphe duyma ve çaresizlik gibi şeyler, yalnızlık ve terk edilmenin yanı sıra gelebilir.

Bu, özellikle atlatılması zor bir aşamadır, ancak iyi haber şu ki, bu üzüntü ve keder duygularını işlemeye başladığınızda, iyileşmeye ve ilerlemeye başlayabilirsiniz. Destek sisteminize güvenmek, kendi ihtiyaçlarınıza ve öz bakımınıza öncelik vermek ve hatta bir ruh sağlığı uzmanına görünmek bile bu zor dönemi atlatmanıza yardımcı olabilir.

Kabule geçemiyorsanız travmatik yas olmuş olabilir. Ayrılık sonrasın yas sürecine girmezseniz iyileşmezsiniz. Gecikmiş yas sonra yaşanabilir. Depresyon, yastan sonraki öfkenin kendine yöneltilmiş şeklidir. Bitmeyen yaslar 20 yıl bile sürebilir. Yas depresyona dönüştüğünde öfke kendine yöneltiliyor. Bu en belirgin kanser sebebidir. Ayrılıktan sonra karşı tarafı idealize etmek sık karşılaşılır. Siz gideni idealize etmeyin, öfkenizi giden kişiye yöneltin.

26- #10. Kendini tanıma

Ayrılığa boyun eğmiş hissetmeniz gerekmez. Aksine, gerçekten iyi bir şeyin ortaya çıktığını görmeye başlıyorsunuz. Kendinize ayırdığınız zamanın kıymetini bilmeye, ihtiyaçlarınızı karşılamaya ve bundan sonra hayatınız için ne istediğinizi anlamaya başladınız.

Değerinizi yeniden görüyorsunuz.

Bu aşamada, ayrılığın size verdiği dersler için minnettar bile hissedebilirsiniz.

Psikoterapist Elisabeth J. LaMotte’a göre:

“Ayrılık ne kadar acı verici olursa olsun, eski sevgiliniz olmadan sizin daha iyi durumda olduğunuzu kabul etmeniz özgürleştirici olabilir. İlişkinizde kesinlikle bazı engeller ve kusurlar vardı ve bu eksiklikleri kabul etmek duygusal enerjiyi serbest bırakıyor.”

 

 

27- #11. Tamamen bırakma

Sonunda, buradasınız. Yaşadığınız her şey sizi buraya getirdi.

Bunu olabildiğince zarif bir şekilde yapmalısınız.

Psikoterapist ve flört koçu Pella Weisman bunu çok güzel söylüyor:

“Ayrılmalar yürek burkabilir ve bizi en derin yaralarımızın tam merkezine götürebilir. Bu çok zorlu bir iştir, ancak acıyla birlikte olmanıza izin verebilirseniz ve acıyı iyileşmenize yardımcı olması için kullanabilirseniz… o zaman bir ilişkinin sonu büyüme için muazzam bir fırsat olabilir.”

 

28- #12. Sonraki ilişkiye geçiş

Sonunda sosyal medyalarını kontrol etmeyi bıraktınız, sürekli onları düşünmüyorsunuz ve bunun bir parçası olmayacağınızı bilerek onlar için en iyisini diliyorsunuz. Bu aşamada ilerlerken, kendinizi tekrar ortaya koymaya ve yeni biriyle çıkmaya hazır olduğunuzu hissedebilirsiniz, ki bu harika! Yeni bir ilişkiye başlamaya gerçekten hazır olup olmadığınızı anlamaya çalışın.

Gullick, yalnız kalmanın sorun olmayacağı bir yere geldiğinizde, artık eski sevgilinize takılıp kalmadığınızı ve duygusal olarak gerçekten kendi başınıza durabildiğinizi, kendinize, kendi ihtiyaçlarınıza ve kendi öz değerinize odaklandığınızı, başka bir aşka fırsat vermeye hazır olduğunuzu bileceğinizi söylüyor.

Ayrılık sonrası yeni bir ilişkiyi engelleyen duygular

Ghostinge maruz kalmış olabilirsiniz

29- Ghosting nedir?

Flört veya ilişkide bir tarafın birden açıklama yapmaksızın iletişimden çekilmesi demektir. Bu tür ayrılık diğer tarafı sorularla bırakır ve sık sık kendini suçlamasına sebep olur. Ghosting yapan kişi diğer tarafın mesajlarına cevap vermez, aramaları görmezden gelir.

 

Tam bir “silent treatment” dedikleri sessizliğe bürünmenin bir çeşidi olan bir psikolojik şiddet.

Ufak bir açıklamaya bile değmeyeceğini düşündürür insana.

Ghostinge uğrayan kişi genelde kendinde kabahat arar. Fakat ghosting yapan aslında o açıklamayı yapmayı beceremiyordur.

30- İnsanlar neden ghosting yapar?

Pek çok insanın, gerçekleştiğinde nasıl başa çıkacağını bilmediği acımasız bir reddetme ve ayrılık şeklidir. Ghosting yapılan kişiye, iletişimin neden durduğuna dair hiçbir açıklama, sebep veya anlayış verilmez.

31- Ghosting Yapan Kişinin Sorunları Vardır

Bazı insanlar duygusal yakınlıktan veya iletişimle ilgili sorumluluk almaktan hoşlanmazlar. Bu insanlar, zor durumlarla daha sık başa çıkmak için ghostingi kullanma eğilimindedir. Ayrılık konuşması, sorumluluk alma, itirazları cevaplayabilme gibi becerilerine güvenmeyenler ghosting yapma eğilimindedir.

32- Ghostingi korkaklar yapar.

Son ayrılık konuşmasını yapabilecek cesarete ve ruha sahip olmayan, alacağı tepkiden korkan insanlar, son kapanış iletişimini yapmadan ortadan kaybolabilirler. Ne yazık ki kültürümüz tarafından oldukça normalleştirilen bu korkakça davranış, büyük acılara neden olabilir. Sakın yapmayın.

33- Ghosting insanın canını çok acıtıyor.

Birçok insan için ghosting şeklinde ayrılık, normal bir ayrılıktan daha acı vericidir. Birini saygı duyulmamış, kullanılıp atılabilir ve önemsiz hissettirebilir. Ufacık bir açıklamaya değmezmiş gibi, sanki hiç olmamış gibi, daha dün gözünün içine bakmıyormuş gibi birden çekip gitmek ve hatta başka sevgiliyle olmak karşı tarafa büyük bir acı veriyor.

34- Bir ayrılıktan sonra bitirmemek, birinin kafasını karıştırabilir ve nasıl devam edeceğinden emin olamaz. Çünkü onlar için zorlu bir konuşmanın veya ayrılığın duygularını ve çatışmasını ele almaktan daha kolay. Bazen ghosting yapanlar, kendilerine yapılana kadar bunun yapılacak en iyi şey olduğunu düşünürler.

35- Ghosting, birinin öz değerini etkileyebilir.

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, ghosting türü ayrılık acıtır. Genel olarak reddedilerek ayrılık acı verir, ancak ghosting sizin “açıklamaya değer olmadığınızı” hissetmenize sebep olur. Düşük benlik saygısı veya terk edilme sorunları yaşayan insanlar için bu şekilde reddedilmek travmatik olabilir. Halihazırda var olan duygusal mücadelelerini gündeme getirebilir. Arkada bırakılan kişi yanlış bir şey yaptığına inanır. Bütün bunlar kişinin, kaygısını, depresyonunu ve diğer duygudurum bozukluklarını artırabilir.

36- Ghosting türü ayrılık mental sağlığınızı etkileyebilir.

Wadley diyor ki

“Ghostinge uğramak aynı zamanda aldatılmış gibi, kurulan bağlantının gerçek olmadığını hissettiriyor. Bu sadece oynanan bir oyundu ve onlar bunu bilmiyorlardı bile.”

Ve eğer düzenli bir ayrılık sizi sorularla baş başa bırakabiliyorsa, ghosting ile ayrılık size daha da fazla şey bırakacaktır.

Danışman, yazar ve ilişki uzmanı olan Debra Fileta,

“Bence bu kadar acı veren şey, kapanış eksikliğidir. İnsanlar cevapsız sorularla baş başa kalmış gibi hissediyorlar” diyor.

Onları (ghosting yapan tarafından) yanıtlayamamak, insanları içe dönmeye iten şeydir, bu da zararlıdır. Bir çok soruyla kalırsınız;

  • “‘Farklı ne yapabilirdim?’
  • ‘Benimle ilgili bir sorun mu var?’
  • ‘Yeterince iyi değil miyim?'” vb.

Kullanılmış veya harcanabilir hissetmeye başlayabilir ve öz-değer duygunuz söz konusu olduğunda bulanıklaşabilirsiniz, diyor Fileta.

37- Ghosting yapanla yüzleşmeyin. Gidip ghosting yapanla yüzleşirseniz, olanlar daha da kötü bir şova dönüşebilir.

Fileta diyor ki;

“Ghostinge uğrayanlar ulaşmak, aramak, mesaj atmak, cevap almak ve işin özüne ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak çoğu zaman, zorladıkça kişiyi daha fazla ittiklerini farketmiyorlar.”

Wadley’nin ghosting kurbanlarının hatırlamasını istediği şey şu;

“Onların ghosting davranışının seninle hiçbir ilgisi yok! Bu senin değersiz bir partner olduğunun bir yansıması değil. Bu, diğer kişinin dürüst olmaya veya sizinle iletişim kurmaya isteksiz olduğunun bir işaretidir.”

38- Ghosting yapanla tüm iletişiminizi kesin.

Ph.D. James Wadley diyor ki;

“O kişiye gerçekte kim olduklarını görmeden önce daha fazla yatırım yapmadığınıza memnun olun. Onlarla olan tüm iletişiminizi bırakın ve o bölümü kapatın,”

“Sonuç olarak, ghosting sizde bir sorun olduğunu göstermez – ghostingi yapan kişide bir sorun olduğunu gösterir.”

Ghosting sadece bir ayrılığın acısından veya beceriksizliğinden kaçınmak isteyen kötü iletişim becerilerine ve olgunluk eksikliğine sahip birinin davranışı.

39- Ghostinge uğrayanlar kendilerini suçlarlar.

Richardson, olanlar hakkında bilgimiz olmadığında, durum için kendimizi suçlamaya başladığımızı söylüyor. Ghostingi kişisel algılamamak zor.

Ghostinge uğradıktan sonra insanlar “Eylemlerini aşırı analiz ediyorlar.” Algılanan bir hata hakkında kendinizi suçlamak veya utandırmak, genellikle üzerinde hiç kontrol sahibi olmadığınız bir acı üzerinde kontrol sahibi olma çabasıdır.

40- Ghosting durumunda kimse kazançlı çıkmaz.

Ghosting sadece ghosting yapan kişi üzerinde mi etkili sizce? Bir daha düşünün. Aslında, sık sık başkalarını hayal kırıklığına uğratanlar, içinde bulundukları ilişkilerde genellikle mutlu değildirler.

Terapist Chlipala,” Çatışmadan kaçınan insanlar ilişkilerinde memnun değiller çünkü ihtiyaç duydukları ve istedikleri şey için konuşmuyorlar ” diyor.

41- Ghosting stalk etme davranışını arttırır.

Masini diyor ki;” İnsanlar ghostinge uğradıklarında, ne olduğunu anlamak için dedektif olma eğilimindedirler ”

Şikago merkezli bir çöpçatan olan Stef Safran diyor ki “Ghostinge uğrayan kişinin incinmesi ve kafası karışması nedeniyle daha fazla kontrol etmek istemesine neden olabiliyor.”

*Bonus* Ghostingin etkisini ve sebebini hepimiz anladık. Bizle ilgisi yok, karşı tarafın iletişim ve ruhsal tıkanıklıklarıyla ilgisi var. Biz kendimizi sorgulamaya devam etmeyeceğiz. Eğer hala kendinizi suçlamaya ve sorgulamaya devam ediyorsanız bir psikologtan destek alabilirsiniz.

Öfke sürecini hala atlatamamış olabilirsiniz

42- Ayrılık için hala gerçek bir sebep arıyorsunuz. Kalp kırıklığı öyle duygusal acı yaratıyor ki, zihin şu sonucu çıkarıyor; “bu acı bu kadar büyükse sebebi de o kadar büyük olmalı”.

Dr. Guy Winch’in dediğine göre

“Zihnimiz “Sana aşık değildi” gibi basit açıklamaları zihnimiz kabul etmiyor.  İçgüdüler o kadar güçlüdür ki bir gizemin olduğuna inanıp onu çözmeye çalışıyor. Olmayan komplo teorileri üretiyor. Obsesif şekilde ayrılığın olmayan büyük sebebini bulmaya çalışıyor. Kendimizi daha kötü hissettireceğini bilsek de konuyu derinleştirmekten çekinmiyoruz. Hayatına devam etmek zorlaşıyor.”

43- Kötü ayrılık yaşamamaya çalışın. Bazen aşk kazanmıyor. Bazen bir taraf diğerine artık yetmiyor. Belki siz karşı taraftan önce büyüdünüz. Artık karşı taraf size yetmiyor. Partneriniz bunu anladı. Kıskançlıklar ve sizin başarılı olmanızı engelleyecek sınırlamalar başlattı. Bu yüzden ilişki çatırdamaya başladı. Bu aslında kutlanması gereken bir durum. Sevinmelisiniz.

44- Ayrılıktan sonra eski partneriniz hakkında kötü konuşmayın. Yaşadığınız acıyı tüm dünya bilsin diye eski partnerinizi çevreye kötüleyebilirsiniz. Size anlattığı sırlarını açıklayabilir, öz değerlerini eleştirebilirsiniz. Amaç onu topluma karşı utandırmaktır.

Bu sizi öfke ve duygu kontrolü olmayan biri olarak gösterebilir. Size daha çok zarar verir. Sadece egonuzu biraz tatmin eder. Öfkenizi azaltmaz. İleride çok pişman olursunuz. Üstelik bunlar için çevreniz sizi eleştirebilir. Yıllar sonra bile bu bölümden pişmanlık yaşayabilirsiniz. Kendinizi tutun. Tepkisiz kalın. Onu görmezden gelmek daha etkili bir tepki.

Libertine’de çok açıklayıcı bir replik vardı;

Kafana çivi çakmayı bile düşündüm. Ama daha kötü bir şeye karar verdim; seni görmezden geleceğim.

 

45- Eski partnerinizin başına kötü şeyler gelmesini dileyebilirsiniz. Kendi hayatınıza barış getirmek için eski partnerinizin hayatına kötü şeyler gelmesini dileyebilir veya sağlayabilirsiniz. Sırf sizin canınızı yaktığı için onların da canının yanmasını isteyebilirsiniz. Bir daha sevmesini istemeyebilirsiniz.

Bu durumda büyük resmi tamamen unutuyorsunuz. Bunu yaparak kendi hayatınıza da negatifliği çekiyorsunuz. “The Secret” kitabını okuduğunuzda anlayabilirsiniz ki düşünce kaliteniz duygularınızı ve vücut frekansınızı etkiliyor. Ne isterseniz o size gelecek. Başkası hakkında kötü düşünürseniz hayatınızda iyi şeylerin olma olasılığı düşüyor.

46- Eski partnerinizin yaptığı yanlışı anlayıp ayrılıktan sonra geri dönmesini bekleyebilirsiniz, beklemeyin.

Eski partnerinizi ayrılıktan sonra tekrar arayarak veya mesaj atarak yaptığı yanlışı fark etmesini ve geri dönmesini bekleyebilirsiniz. Modu değiştiği için veya bir anlık öfkeyle ayrılık yaşadığını ve geri döneceğini düşünebilirsiniz. Bunu yapmanın sizin göreviniz olduğunu düşünebilirsiniz. Yanlış düşünüyorsunuz. İstediğiniz tepkiyi vermeyecektir. Ve bu sizi iliklerinize kadar irrite edebilir. Zorlamayla hiç bir şey olmaz. Her şey doğalken yürür.

47- Öfke genellikle muazzam bir kişisel gelişim kaynağıdır.

“Eski sevgilim beni terk ettikten sonra, kendimi o kadar geliştireceğime yemin ettim ki, beni terk ettiği için üzülecekti.”

Bunu birçok kişi söylemiştir. Hayatınızda yoğun bir şekilde spor yapmaya, daha temiz yemeye, daha çok çalışmaya ve görünüşünüze yatırım yapmaya başlamanın tam zamanı. Ve tahmin edebileceğiniz gibi, çoğunlukla, radikal kişisel gelişim yolculuğunuzu ateşleyen tek şey öfkedir ya da aşk.

Haksızlık yaşadığınız düşüncesi ve Ego savaşları

48- Eski partnerinizle ego savaşınız bitmemiştir. Bitirin. Ayrılıktan sonra kim daha önce

sevgili bulacak yarışı çok yapılıyor. Bir an önce sevgili bulan kazanıyor hissediyor. Diğeri kaybetmiş hissediyor.

Yenilen deve güreşe doymaz diyerek bu durumu kabul etmeyerek başka kanallardan kendini büyütüp bir gün eski partnerin karşısına çıkma hırsına bürünüyor insan. Ayrılıktan sonra bile kendini kanıtlayamamışlık hissi yaşamaya devam ediyor olabilirsiniz. Böyle bir egonuz varsa bitirin.

49- Önce terkeden kazanır yarışından çıkın. Bir arkadaşım şöyle bir hikaye anlatmıştı;

“Bir bitiş olacaktı ve beni önce o bıraktı. Bunun için gururluydu ve bana ilişkiler konusunda akıl verecek durumda hissetti kendini.

“İlk önce ben seni bıraktım, istediğim zaman sevgili bulabiliyorum” diyerek herkesin onunla ilgilendiğini düşünmemi hissediyordu. İki üniversite okumuş flörtüm sırf sevgili bulmak için çıtayı düşürmüş ve C segment kumarbaz birini bulmuştu ama önemli değildi.

“Başkasıyla da oldum, seni de kıskandırdım, amacıma ulaştım, onu da alırım senin de ilgini biliyorum, ben istediğimi aldım, bunlar bana yeter” gibi bir egoya büründü. O benim hayatımda olabilecek bir kalitede değildi ve ben bunu geç anlamıştım. Ama farketmez, egosunu tatmin etmişti ve ben sadece bir malzemeydim.

Hatta durumu ilerletti. “Sevgilim var rahatım, sevgili bulmakta başarılıyım, hatta o kadar iyiyim ki bulamayanlara acıyorum, yardımcı bari olayım, hatta başkasına da çöpçatanlık edeyim” gibi bir egoya bile büründü. Bana da en yakın arkadaşını ayarlamayı bile önerdi. Böyle bir durumda benimle istediği zaman oynayabileceğini ve küçümseyebileceğini düşünüyordu. Bende istediği gibi geri dönebileceğini ve benimle oynayabileceğini düşünmesini istemiyordum.

Aslında şunu demek istemişti “Bana seni reddetme fırsatı vererek sana yetemediğimi gizlememi sağladın, teşekkürler.”

Önce terkeden kazanır egonuz varsa bırakın başkasına gitsin. Giden başkasını bulur kalan kendini bulur.

50- Eski partneriniz ilgi manyağı olabilir. Siz de egosunu şişirmek istemiyorsunuzdur. Sizle değil sadece ilgileniyor olmanızla ilgileniyordur. Aslında sizle gerçekten birlikte değildir onca zaman. Siz de ilginizin onun egosunu beslemesini istemiyorsunuzdur. Sizinle ilgili yanlış bir kanıya kapılmasını istemiyorsunuzdur.

Sizden aldığı bir tepkiyi “hala beni seviyor”a yormasını istemiyorsunuzdur. Hala bir yerlerde onu seven ve üzülen kırık bir kalp olduğunu düşünmesini istemiyorsunuzdur. Sizin varlığınızdan ve sevginizden egosuna güç almamalı. Ölçüyü tam anlayamayacağınızı düşünerek tamamen kendinizi ve kalbinizi kapatmış bile olabilirsiniz.

Çünkü ilginizi hissettiğinde de şımarma eğilimine girebilir. Sizi sadece egosunu şişirmek için kullanabilir.

Bir arkadaşım şu hikayeyi anlatmıştı; “bir flörtüme “sana yakın hissediyorum” deyince o da bana

“ben kimseye yürümem herkes bana yürür” demişti.

Benim ilgimden emin olunca “bunu da kazandım, bunu da elimde oynatabilirim, o da artık cepte” hissine büründüğünü anlamıştım. İlgiden besleniyordu. “Bunu da peşimden sürükledim onun da ilgisini biliyorum artık” demişti içinden. Ben onun için sadece +1 idim. Benden istediği şey ona ilgimin olmasıydı, ilişki değildi. İlgimi gösterdiğim anları onun aklından ve hatta dünya tarihinden silmek isterdim.

51- Eski partneriniz sizi harcadı hissi. Ayrılık sürecinde egosunu zedelememek için size yaptıklarını asla kabül etmeyecek. Hiç bir şeye üzülmeyecek. Sevdiğini asla itiraf etmemek için sizi harcıyor. Üzülse bile geri dönmek istemeyecek. Gururuna yediremiyor. Yaptıklarıyla yüzleşemiyor. Belki de ona her şey normal geliyor. Size olumlu davrandığında siz onun alttan alta size acıdığını bile hissetmekten korkuyorsunuzdur. Olabilir mi?

52- Kendi geçmişinin öcünü sizden aldı. İnsanların birçoğu, geçmişte veremedikleri tepkileri biriktiriyorlar. Benzer bir olay olduğunda istediği tepkiyi vererek bilinçaltını iyileştiriyor. Sizin de eski partneriniz geçmişinin acısını şimdi size kusarak  iyileştirmiş olabilir. Ve hem de sizi kullanarak. Sizi terk ederek, terk edilme korkusunu yenmiş olabilir. Siz de aynısını yapabilirdiniz ama yapmadınız. Siz onu kullanma fırsatınız varken yapmadınız ama o yaptı. Terk edilme korkusunu yaşamadı. Siz sadece kullanılıp atılan biri olmuş olabilirsiniz. Kullanılıp atıldınız. Artık ona asla güvenemezsiniz.

*Bonus* Yineleme zorlantısı nedir?: Sigmund Freud’a göre bilinçaltı geçmişinde veremediği tepkileri şimdi vererek kendini iyileştirirmiş. Bunun adı “yineleme zorlantısı”. Yani eski partnerinizin size verdikleri tepkiler başkalarına geçmişte veremedikleri tepkiler olabilir. 0-5 yaş arası sünger dönem derler.

O yaştaki travmaları zihin çözemeyip bilinçaltına atar. Ama hiç unutulmaz. Büyüdüğünüzde de ruhun bilince ulaşmayan bölümü bilinçaltını çözebileceği ortamlara çekiliyor veya yaratıyor. Tek derdi hesaplaşmak. Geçmişini iyileştirmek. Ezel’deki sahneyi hatırlayın.

“unutma! bin kere dönsen o güne, bin kere ihanet edecekler sana.”

53- Egonuz zedelendi. Eski partneriniz yaşadığınız ayrılıktan hemen sonra bir sevgili buldu. Terkedilerek sizin egonuz zedelendi. Onun hem egosu zedelenmedi hem de yeni bulduğu sevgiliyle özgüven tazeledi. Yeni sevgilisini sizin gözünüze sokmuş bile olabilir. Sizin hemen sevgili bulamamanız aslında bir halüsünasyon olan yarışmada kaybettirdi ve o 2-0 önde. Evrenin düzeni bu olmamalı diye sinirlendiriyor insanı.

54- Evrene inancınız şaşırmıştır. Ayrılıktan sonraki ego savaşından zarar gören ego sizinkiyse ve karşı taraf zarar görmeden işin içinden sıyrıldıysa “Evren ona torpil geçiyor seni köşeye atıyor” gibi gelir. O rahat şekilde yaşıyorken sen tırmalamak zorunda kalıyorsun. Ortadaki durumda geri atılarak 2-0 geriden başlaman isteniyor.

Spirituel açıdan bu durum avantajlı olsa da (ileri fırlatma öncesi geri çekilmiş yay gibi) insanın bunu algılaması oldukça zor olabilir. Evrenin bundan sonraki planını bilmediğiniz için her şeyi kontrol etme ihtiyacı hissetmeye başlıyorsunuz. Diş sıkmalar, kol uyuşmaları başlıyor. “Evrenin bi faydasını görmedim, hep benim aleyhime çalışıyor” diyorsunuz. Bunların hepsi gözden düşmüşlük, dışlanmışlık ve yalnızlık hissettirebilir.

55-Sizinle dalga geçebileceğinden korkuyorsunuz. İlişki veya flört bittiğinde ayrılık sürecinde geride bırakılmış insan siz olduğunuz için üzülüyor olduğunuzu düşünebilirler. Size acıyabilirler.

Çünkü siz onun istemeyip bıraktığı “artık” gibisiniz.

Elmayı ısırdı. Tadını beğenmedi ve gerisinii bıraktı.

Sizin onunla ilgilendiğinizi ama istediğinizi alamadığınızı arkadaşlarına söyleyip dalga geçebilir.

“İstedi alamadı, ben ona vermedim, güç bende, onun ilacı bende” diyor.

Evet, bunu da duydum. Bir arkadaşımın babası gençliğinde, ayrılık sonrası onun için üzülen ve depresyona giren bir ablamız için bunu demiş.

“Onun ilacı bende”.

Hep bu duyguyla yaşayacağını, sizin sürekli cepte olduğunuzu düşünebileceğini düşünmek sinir yıpratıcı. Ona cepte olmadığınızı hissettirmek isteyeceksiniz.

56-Duygu kontrolü yapamadınız ve kendinizden utanıyorsunuz. Ayrılık sonrası kaotik bir öfkeye bürünebilir, saçmalıklar yapabilir ve üstelik bundan çok utanabilirsiniz, aptal hissedebilirsiniz. Yeterince olgun davranamadığınızı düşünebilirsiniz. “Bu çocuk böyle ne saçmalıyo” demiş bile olabilir çevrenizdekiler. Çevrenizin yavaş yavaş dağılabileceğinden bile korkarsınız. Belki de siz utancınızdan veya korkudan çevrenizdekileri biraz itmiş de olabilirsiniz.

57- Duygu kontrolü yapmamanız onun pişmanlığını kapatır. Sizi bir sebepten dolayı terk etti ve ayrılıktan sonra bile sizin ilginizle egosunu tatmin etti. Sevgisi devam etse de, pişman olsa da artık geri dönemez. Sizin sinirlenmenize sebep olsa da, hiç birşey yokmuş gibi davranmaya devam edecektir. Siz de ayrılık sonrası öfkelendiğiniz için suçsuzken suçlu durumuna düşersiniz. Sizin öfkeniz ve duygu kontrolü yapamamanız onun pişmanlığını kapatıyor.

Suçu size atıyor, bitti gitti. Artık yaptığıyla yüzleşmek zorunda kalmadı. Sizin öfkeniz daha fazla gündemde. İnsanlar bu yüzden kendilerini suçlama eğilimi gösteriyorlar. Buradan öğreneceğiniz en güzel ders;

“Duygu kontrolü ve sakin kalabilmek en büyük becerilerden.”

58- Ona öfkelisiniz ve canını acıtmak istiyorsunuz. Ayrılık sonrası onun sizin kadar acı yaşamadığını düşündüğünüzden ve kendi egosunu koruduğundan sizi hiç önemsemiyor gözükebilir. Önemsemek zorunda değil. Aynı acıyı yaşamadınız. Bu özgüvenle parlar gider diye bile düşünüyorsunuz. Gözünüzde git gide büyüyor. O yüzden siz de onun canını acıtmak isteyebilirsiniz ki durum eşitlensin ve sizin acınızı anlasın. Biraz da önünü kesebilin.

59- Keşke hiç olmasaydı diyebilirsiniz. Ayrılık sonrası onun umursamadığı kadar sizin de onu umursamadığınızı düşündürmek isteyebilirsiniz. Ama artık geç. Ona olan ilginizi biliyor ya, geçti. Aslında onu bile zihninden silmek isteyebilirsiniz. Bunu bozmak isteyebilirsiniz ama bunu değiştiremezsiniz. Keşke hiç olmasaydı dediğiniz ilişkilerden birine döndü bile.

60- Yeni sevgili yapsam ona göstermek için yaptım sanacak, küçümseyecek. Size bakıp şunu diyebileceğini hiç düşündünüz mü?

“Bu çocuk hala uğraşıyor mu? Ben ilişki ayağını hallettim işime bakıyorum bu hala tırmalıyor. Zavallı!”

dediğini duyar gibi olabilirsiniz. İlişki konusunda kendini geri çektiği, yeni sevgili bulduğu veya evlendiği için artık o muhatabınız değil ve bir şeyleri kanıtlamanın anlamsız hale gelmesinden dolayı muhatabınız sizi önemsemeyebilir.

Camdan başkalarını izleyen yaşlı teyze gibi yeşil sahalardan çekildi. Artık kendinizi kanıtlayabileceğiniz biri kalmadı. Her şey anlamsızlaştı. Aslında bu bir halüsünasyon. En önce kendinize kanıtlamanız gerekiyor.

61- Ben seni bıraktım dediğimde ben seni çoktan bıraktım diyecek. Bir gün artık vazgeçtiğinizde bunu artık sessizce yapmalısınız. Onun size yaptığını siz ona yapamazsınız. Yaptığınız başka hiçbir şey işe yaramayacak. Zaten sizden önce ilişkiyi bırakmış birine bunu diyemezsiniz. “Sen hala orda mısın?” der.

62-Tepkisiz kalmaya çalışıyorsunuz. Başka sevgiliye gittiğinde sizin öfkelenmeniz onun yaptığı hareketi destekler. Başka sevgiliye koşmaya çalışmanız çok belli eder kendini. Kendini kanıtlamaya çalışıyor deyip seninle insanlar dalga geçebilirler. Herkes seni gözlemliyor ve sana karşıymış gibi şu an. Her yerden tıkalısın. Bu yüzden ayrılık sonrası tepkisiz kalmak ve kendine dönmek en iyisi.

63-Kendinizi geliştirme yoluna gidebilirsiniz. Fakat her yaptığınız işe yaramalı artık. Boşa kürek sallayamazsınız. Boş kalsam o benden daha çok yol alıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Bu bende oluşan bir histi.

64-Ayrılık sonrası köşe kapmaca oynuyor olabilirsiniz. Hayatı ilişki ve kişisel gelişim olarak ayırdığınızda o ilişki kalesine o oturdu resmen. İlişkilerde ve hayatını düzene koyma konusunda onu başarılı görüyorsunuz. İlişkisi düzene girdiğine göre artık diğer işlerine odaklanacak.

Sizin de onun gibi ilişkiler konusunda kafanız rahat değil ki işinize sağlıklı şekilde odaklanasınız. Bu konulardaki hızlı davranışı sayesinde onu gözünüzde iyice büyüttünüz. Siz aslında evren tarafından kişisel gelişime zorlandınız. Sanki ilişki damarınız bağlandı. Artık yaptıklarınızı yalnız yapmaya alışmak zorunda bırakıldınız. İlişki köşesinde o başarılıyken, zorla itildiğiniz kişisel gelişim köşesinde de siz başarılı olmalısınız ki zorla itildiğiniz yalnızlığınızın bir anlamı olsun, işe yarasın.

Tekrar ilişki hayatına geri dönmek istediğinizde geride başarısızlık bırakmamalısınız. Artık hiç bir saniyeyi boşa geçiremezsiniz. Çünkü ilişki alanında eski partnerinizi gözünüzde idealize ettiniz. Onun cinselliği ve duygularını rahatça ve mutlu şekilde yaşamasına karşın sizdeki tıkanma eski partnerinizi kıskanmaya ve öfkelenmeye itebilir.

Sanki bir kişi bu durumdan sağ kurtulacaktı ve o bu hakkı sizi hiçe sayarak kullandığı için ona öfkeleniyor olabilirsiniz.

Terk edildikten sonra tekrar ilişkilere dönememenin böyle bir duygu çözümlemesi olmalı.

65- O özgüvenli ve mutlu olmamalı. Ayrılık sonrası tüm artıları toplamış ve kafası rahatmış gibi sakin durmasını sindiremiyor olabilirsiniz. Karşı tarafın özgür ve güçlü olması altında ezildiğinizi hissedebilirsiniz. Sonuçta karşınızda kendi değerinin farkında olan, iradeyi ortaya koyan, karar veren, olmazsa olmaz diyen biri var, siz hala onu isteyerek ve sınır koyamayarak o saygı ve sınırı oluşturamamışsınız gibi gözüküyor, gözden düştüğünüzü düşünebilirsiniz. Bunun sebebi onu gözünüzde büyütmeniz.

Ona böyle olmadığını anlatmak isteyebilirsiniz. Kendinizi kanıtlamadan önce o evlenmemeli ve çok başarılı olmamalı. Çıtayı yükseltmemeli. Önemli biri olmamalı. Sizi bırakınca önemli biri haline gelmemeli. Sizle birlikte olmadığında daha iyi bir hayatı olması sizin imajınız için de olumlu olmadığından bunu istemeyebilirsiniz.

66-Her ilişkiden sonra o aklınıza geliyor. İlişki içinde biraz kendini uyuşturuyoruz. Fakat ilişki bittiğinde hala bitmemiş ilişkiler tekrar gündeme geliyor. Her ilişki bittiğinde aklınıza o geliyor olabilir. Ya ona koşuyorsunuz ya ondan kaçmak için kendinizi meşgul ediyorsunuz. Başkasına gidebileceğine kendini inandırmak için sürekli yeni ilişkilerde işe yarayacak şeylere yatırım yapıyor olabilirsiniz.

67-Her yönden kendinizi geliştirmeye vermek istiyorsunuz. Değişmek zorunda kalmadığınızı, her şeyi içinizden geldiği için yapıyor olduğunuza inandırmak istiyorsunuz. Her şeyi kendi zevkiniz ve tercihinizmiş gibi göstermek için her işin ustası kılığına bürünmek isteyebilirsiniz.

Bu daha çok yeteneklerinizi geliştirmenizi sağlar. İçinizden gelerek yapsanız o iş için iştahlı iştahlı konuşabilirsiniz ama iştahın oluşmasını beklemeye vaktiniz yok. Usta gibi konuşabilmek için bilgi topluyorsunuz çünkü inandırıcılığınızı arttırmak istiyorsunuz. Çok bilgileneyim ki konuya çoktan hakim olduğum düşünülsün diyor olabilirsiniz. Biri bir şey sorduğunda eksik kalmayayım, zevk alarak yapmadığım bu alana itildiğim, yapmak zorunda kaldığım anlaşılmasın. (Bunlar hep ego)

68- İlişkinin başarısız olmasının normal olduğunu anlamıyorsunuz. Ayrılık her ilişkinin doğal bir parçası. Bunda utanılacak bir şey yok. Bu ayrılıkların acılı olduğunu ve ardından gelen iyileşme sürecinin uzun ve zor bir süreç olduğunu değiştirmiyor.

69-Ayrılık acısını atlatmak hiç bitmeyecek gibi gelebilir. İyileşme bir süreç ve savaştır. Kişiye göre çok değişkendir. Bir çok insan uzun iyileşme süreçlerinde boğuluyor.

Guy Winch’in anlattığına göre

“Niye 1 yıllık ilişki ardından 1 senedir iyileşemiyorum” diyen insanlar var.

Birçok insan kendine itiraf etmese de aslında birçok kişi için iyileşme süreci ilişki süresinden uzun olabiliyor.

 

70-Acı çekmeyi içten içe siz istiyor olabilirsiniz. Bazen ilişkiden kopmak istemediğinizde o ilişkiye dair elinizde sadece acısı kaldıysa acıyı çekmeye devam edersiniz. O son parçayı da koparıp atın gitsin.

*Bonus* Eğer sevgi birden çok geldi ve korktuysanız kendinizi yetersiz görüp geri çekmiş olabilirsiniz. Eksik ve zayıf yönlerinizi farketmiş olabilirsiniz. Bu geri çekilme sizin özgüveninizi tekrar kazanmak zorunda bırakmış olabilir. Yeni bir ilişkiye başlasanız da kendinizi tamamlamadan yeşil sahalara geri dönmek istemiyor olabilirsiniz. Eskisine kızarak bir nevi kendi yetersizliğinize bahane arıyor olabilirsiniz.

71-Ego savaşınız bitmediği için unutmak istemiyor olabilirsiniz. Son kez ona kendinizi kanıtlayamadığınız için ayrılıkı kabul etmiyor olabilirsiniz. Artık bittiğini ancak ego savaşınız bittiğinde ve yasını tuttuğunuzda oluşacağını bilmelisiniz. Şunu da yaşıyor olabilirsiniz. O hiç yas yaşamamış ve rahat olduğunu gözlemliyorsanız siz de yas sürecine girmeyi istemeyebilir ve erteleyebilirsiniz. Sizin için üzülmeyen biri için siz niye üzülesiniz.

 

Ayrılık sonrası depresyondan çıkamadınız

Tavsiye yazı: 50 Depresyon belirtisi (Sosyal fobi de depresyon doğurabilir)

72-Kendinizi suçluyor olabilirsiniz. Dans iki kişiliktir. İlişkide ne olduysa beraber hareketlerinizin sonucunda oldu. Oluşan ayrılık sadece sizin başarısızlığınız değil ikinizin sinerjisinin ve sorumluluğunun sonucudur. Siz elinizden geleni yapsanız da ilişkide kontrol edemeyecekleriniz var. Kendiniz tek başınıza suçlu değildiniz. Kendinizi asla suçlamayın. Siz başarısız olmadınız, ilişki başarısız oldu.

73-Yalnız kalacağım ve bir daha istediğim gibi kimseyi bulamam düşüncesi. Hayatınıza ne zaman kimin gireceğinizi bilemezsiniz. Ayrılık sonrası kalbinizi kapattıysanız tekrar açmalısınız.

74-Sevmeyi acizlik olarak görüyorsunuzdur. Kendinizi ruhsuz, duygusuz veya soğuk olarak tanımlıyorsanız; bu sizin bilinç dışında başkalarını sevmenin ve değer vermenin acizlik olduğunu düşünmekten kaynaklı olabilir.

75-Çocukluktan Gelen Travma, Yetişkin İlişkilerinde ortaya çıkabilir. Çocukluğumuzda aşkı ve diğer önemli şeyleri nasıl deneyimlediğimiz, hayatımızda daha sonra sevgiyi nasıl alacağımızın tonunu belirler.

Her türlü travma, ne kadar büyük veya küçük olursa olsun, en sevgi dolu eşlerden bile sevgiyi kabul etmemizi çok daha zor hale getirebilir ve başkalarıyla duygusal ve samimi bir düzeyde ilişki kurmaya başladığımızda bu tür sorunların içimizde gerçekleştiğinin her zaman farkında olmayabiliriz.

Bireyin sevme yetisini sıklıkla etkileyecek olan bazı yaygın çocukluk çağı travmaları arasında şunlar vardır;

  • herhangi bir yaşta bir veya daha fazla ebeveyn tarafından terk edilmek,
  • aile içi şiddete tanık olmak (ki bu da ileride sağlıksız ilişkilere yol açabilir),
  • bir veya daha fazla kişi tarafından istismara hedef olmak,
  • ebeveynler veya bir ebeveyn tarafından ihmal edilmek
  • genç yaşta olması gereken o güçlü bağlanma hissini hissetmemek (ki bu daha sonraki ilişkilerde bağlanma sorunlarına yol açabilir)
  • olumsuz ilişki alışkanlıkları ve belirli davranışlar sergileyen bir ebeveyne sahip olmak.

Bu travmaları başarılı bir şekilde tanımlayarak ve bunlar üzerinde çalışarak, insanlar, sonuçların ne olacağı konusunda endişelenmeden sağlıklı ilişkileri nasıl sürdüreceklerini ve başkalarından sevgi kabul etmeyi öğrenmeye başlayabilirler.

Tavsiye yazı: Narsist nedir? Narsistleri tanımanız için 78 kritik gerçek

76- Eski travmalarınızla yüzleşmeyi erteliyor olabilirsiniz. Bu da sizin bir sonraki ilişkiye geçiş yapmanızı engeller.

Terapist Emmy Crouter diyor ki “Ayrılık sürecinde kişinin geçmişi büyük rol oynuyor.”

 

Acısı tüm eski travmaları tetikleyebilir. Bazen ayrılık süreci insanı yoran şey değildir. Ayrılığın arkasındaki anılar ve hatırlanmayı bekleyen eski travmalardır. Terkedildiğinde yetersiz yönleriniz açığa çıkmıştır.

Sizi terk eden kişi travmalarla sizi yalnız bıraktığına kızıyor olabilirsiniz. Çünkü bir kez yetersiz yönlerini gördünüz mü artık görmemezlikten gelemiyorsunuz.

77- İnsan kötü yüzünü görmemek için ilişkide kalmak istiyor. İlişki kendini uyuşturma gibi. Yaraları size benzeyen insanın sizi anlayıp yaranızı deşmeyeceğini düşünüyorsunuz. Zamanı geldiğinde evren sizin elinizden o insanı alıyor. Ayrılık yaşıyorsunuz.

Siz kendinizle bırakıldığınız için öfkeleniyorsunuz. Gölgelerinizi temizlemek zorunda kalıyorsunuz.  Ayrılık sonrası hiç kimse bunu yapmak zorunda değilken siz bunu yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bunu nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız daha da öfkeleniyorsunuz.

Değişmezseniz kaybetmeye devam edeceksiniz. Kendinizi değiştirmediğiniz her saniye sizin aleyhinize işliyor.

78- Yaşayan nefes alan her şeyden kaçıyor olabilirsiniz. Çok güzel bir ilişkiyi istemeden bırakmak durumunda kaldıysanız yarım kalmaktan korkar hale gelebilirsiniz. Güzel bir şeye sahip olursanız elinizden tekrar alınacak korkusuyla yaşarsınız. Haliyle güzel olan her şeyden kaçmaya başlarsınız. Sizi baştan çıkarmasından korkarsınız. İsteklerinizi bastırırsınız.

Aşktan nefret edesiniz gelir aynı hisleri o başkasına hissediyor diye. Başkasını sevme fikrini kendinizde öldürürsünüz ki bir daha üzülmeyin. Bir kez daha yarım kalmaktan kaçıyorsunuzdur. (Eski sevgilisini unutamayan adamın yenisine kalbini açamaması üzerine kurulu İncir reçeli 2’de bu konuşmaların geçtiği bir sahne vardı.)

79- Kendinize acıyarak yaşıyor olabilirsiniz. Güzel bir şey kaçırmak kendine acıyarak yaşamayı beraberinde getiriyor. Kendini suçlamak, elinde tutamamışlık vb. hep sizin suçunuz gibi gelir. Aslında içten içe layık olmadığınızı düşünerek onu kendinizden itmiş olabilirsiniz. İlişkinin olmasını veya iilerlemesini kendiniz sabote etmiş olabilirsiniz. Bunu da düşünmek gerekir.

80- Tekrar kıskanmak istemiyorsunuz. “Kalbimi açsam onu tekrar kıskanmaya başlayacağım, geri dönmek istese hayır diyemicem” diye düşünerek o tepkili duruşu korumak istiyor olabilirsiniz. Bunun için de kalbinizi biraz susturmanız ve kapatmanız gerekmiş olabilir.

81- Yakınlık korkusu yaşıyor olabilirsiniz. Başkalarına zayıf yönlerimizi ve endişelerimizi gösterecek kadar güvenmedikçe aşık olamayız. Bu yüzden yakınlık korkusu, olduğunuz her şey için tamamen görülme korkusu ve aynı zamanda kusurlu olarak görülme korkusudur.

Herhangi bir ilişkide panik duyguları yaşamaya başladığınız ve ya bağlantıyı sabote ettiğiniz ya da sadece ayrıldığınız bir nokta var mı? İnsanlar size aşamayacakları bir ‘duvarınız’ olduğunu söylüyorlar mı? İlişkilerde kendinden emin ve pozitif görünmeniz, yakınlık korkusu yaşamadığınız anlamına gelmez.

82-Terk edilme korkusundan ilişkiye başlamama veya bir an önce ayrılık öncesi tetikte durmak. Çıktığınız kişinin sizi aldatacağından veya sizi terk edeceğinden sürekli endişe duyuyor musunuz? Sizden memnun olmadıklarına dair en ufak bir işaretle sık sık ayrılıyor musunuz?

Çocukken bir noktada çevrenizdeki yetişkinler tarafından hayal kırıklığına uğradıysanız veya ihmal edildiyseniz, kolayca ya da hiç aşık olamayacağınız anlamına gelebilir. İlişkilerde ilk terk eden olmak isteyebilirsiniz.

83-Hemen bağımlı hale gelme. Biri sizden hoşlandığında onları korkutup kaçıracak kadar muhtaç mı gözüküyorsunuz? Bağımlılık, hayatı kendi başınıza yönetemeyeceğinize ve başkalarının sizinle ilgilenmesine ihtiyaç duyacağınıza dair temel bir inanca sahip olduğunuz zamandır. Kendi iç kaynaklarınızı göremiyorsunuz. Bu, çocukken ağır bir şekilde eleştirildiğiniz veya bağımsız olmaktan vazgeçtiğiniz anlamına gelebilir.

84-Bir partnerin beklentilerine karşılık vermek zorunda kalmak istemiyorsunuzdur. İster hediyeler, etkinlikler veya diğer şekillerde olsun, bazı partnerler her zaman bu sevgi belirtilerine karşılık verme kapasitesine sahip olmayabilir. Bazı insanlar, eşlerinin onlara gösterdiği aynı düzeyde sevgiyi geri vermek zorunda hissetmek istemedikleri için birini sevmek istemeyebilirler.

Eski partnerinizi idealize ediyor olabilirsiniz

85-Eski sevgiliyi idealize etmek nedir?

Ayrılıktan sonra toparlanma sürecini baltalayan en önemli engel.

Kaçan balık büyük olur mantığıyla ayrılıktan sonra eski sevgiliyi belki de asla olmadıkları kadar mükemmel bir şey haline getiren anıları zihinde tekrarlarız.

Helen Fischer’in dediği gibi

  • Partner gittiğinde beynin VTA bölgesi yani arzulama bölgesi daha fazla aktive oluyor.
  • Giden kişiyi unutmamız gerekirken daha fazla arzular hale geliyoruz.
  • Bu mükemmel tanrıyla birlikte olamadığımız sürece kendimizi değersiz sanıyoruz.
  • Bu da acı verici çünkü eski sevgiliye her ışık yaktığınızda kendimize karanlık bir gölge düşürüyoruz.
  • İdealleştirme, bizi kederden ve kaybı gerçek olarak kabul etme ihtiyacından uzaklaştırıyor.

86-Aslında istediğiniz o değil kimyasal bir uyarım, Ayrılık sonrası hissettiğiniz ona karşı değil, kendinize karşı. Yani yoksunluk çekiyorsunuz. Süreç biyokimyasal uyarımlardan ibaret. İstediğiniz sizi rahatlatacak kimyasalın tekrardan salgılanması! Oysa bilmiyorsunuz ki eski partneriniz olsa bile o an onunla bile aslında o kadar güzel olmayacak.

Onu size verseler bile aynı hissi yaşayamadığınız gibi kısa süre sonra çok daha trajik bir son yaşayacaksınız.

Tavsiye vereyim: elinizde bir son var ya? O işte en iyisi.

İnatlaşırsanız daha kötü bir trajik sonla karşılaşacaksınız. İtiraf edin kendinize “o gitti.”

87-Eski olumlu anılara odaklanmayı bırakın. Her ilişki hem iyi hem de kötü şeylerden oluşur. Ve artık eski sevgilinizle birlikte değilseniz, ilişkinizdeki kötü şeyler muhtemelen iyi şeylerden daha ağır bastı.

İdealize ettiğiniz bir geçmiş ilişkinin büyüsünü bozmak için, tüm kötü şeyleri hatırlamaya çalışın:

Birbirinize sarf ettiğiniz sert sözler, eski sevgilinizin sizi hayal kırıklığına uğrattığı veya arkanızda olmadığı zamanlar ve her geçen an. Bunlarda siz tamamen mutsuzdunuz. Elbette, mutlu zamanlar harika anılardır, ancak kötüyü engellerseniz, o zaman kendinizi bir yalanı yaşamaya hazırlarsınız.

88-Eski partnerinizin davranışlarınızı haklı bulmayı bırakın. Zamanlamayı suçlamayın. Ayrılık için bahaneler üretmeyin. Kapanış ve cevaplar fazla abartılıyor. Kendine göre sebeplerden ötürü ilişki bitti bunu kabul edin.

Ayrılık koçu Dr. Janice Moss diyor ki;

“Kapanış arama eğilimi ve neler olduğunu anlamak için ilişkiden kesitleri tekrar tekrar kafanızda oynatmak haftalar, aylar ve hatta yıllar alabilir.”

 

Bu zor da olsa ilişkinin başarısız olduğunu kabul etmek gerek. Acı, incinmiş bir gurur ve kafa karışıklığı en düzgün insanı bile aptalca hatalara sürükleyebilir.

İlişki koçu Elina Furman diyor ki; “Ayrılıktan sonra 3-6 ay arası çılgın şeyler yapmak isteyebilirsiniz.

 

 

 

89-Yeni sevgililerinizi eskisiyle kıyaslamayı bırakın. Özellikle zor bir ayrılıktan sonra herkesin farklı olduğunu ve flört etmenin kolay olmadığını söylememe gerek yok. Ancak yeni sevgilinizin eski sevgilinizden farklı olduğu gerçeğini beyninizde ön planda tutmalısınız. Belki çıktığın kişi eski sevgilin kadar uzun değildir ya da sevdiğin Tarantino filmlerine karşı aynı sevgiye sahip değildir. Ama gerçekten önemli mi?

Gerçekçi olmak gerekirse, eski sevgilin de bu yeni insanların çoğuna pek çok yönden asla ayak uyduramayacak. İnsanları karşılaştıramazsınız çünkü herkes bir ilişkiye farklı şeyler getirir. Eski sevgilinizin masaya getirdiği şeylere takılıp kalmak zarar verir ve tekrar mutlu olma yeteneğinizi baltalar.

Eski partnerin hayatını merak ediyor olabilirsiniz

90-Eski sevgilinizin acısıyla sizinkini kıyaslamayın.

Bir birçok kişinin yaptığı en büyük hatalardan biri. Acı çekenlerin daha fazla “loser” yani ezik, kaybeden taraf olduğunu düşünüyorlar. Bu bir rekabet değil. Acıyla herkes farklı mücadele ediyor. Eğer canı daha fazla acıyan sizseniz bu hiç bir şeyin göstergesi değildir.

Evlilik ve aile terapisti Spencer Northey diyor ki;

“Daha az hassas, ilişkiye daha az ilgili ve bağlı olduğunuzda ayrılık sürecinde “kazanan” olmazsınız.”

 

 

Sizin için önemli birinin kaybını ayrılık veya terkedilme sonrası yaşamanız önemlidir. Bu yüzden “sizden önce başka sevgili bulan” eski sevgilinizin geçirdiği süreçleri düşünmeyin. Kendi iyileşmenize odaklanın.

91-Eski sevgilinizin güzel hayatına odaklanmayın.

Birçok insan bunu yapıyor. Ayrılık sonrası eski sevgilisinin hayatının kusursuz, mutlu, nimet dolu olduğunu düşünüp kendi hayatını mutsuz sanıyor, sanmayın. Eski partnerinizin hayatının nasıl olduğunu bilemezsiniz. Hiç sizi düşünmüyor, geri hiç bakmıyor diye düşünebilirsiniz. Herkesin günlük, sağlık, finansal ve ilişki problemleri vardır. Kendinize işkence etmeyi bırakın.

92-Ayrılanın canı yanmıyor diye düşünmeyin.

Bir çoğu insan ayrılık sürecini başlatanın kötü zamanlar geçirmediğini düşünüyor. Bu doğru değil. İki tarafla görüşen psikologlar diyor ki “iki taraf da aynı acıyı yaşıyor.” Bir kayıp yaşamak acı vericidir ve bu herkes için böyledir. Diğer tarafın rahat olduğunu düşünmeyin.

93-Eski partneri gözünüzde büyütüyorsunuz. Bu da kendinizi küçültmenize sebep oluyor. İlişkiyi bitirme kararını o verdiği için iradeyi o koymuş oluyor. Siz de kendi iradenizden ve kararlılığınızdan şüphe edebilirsiniz. Hem beğendiğiniz güzel/ yakışıklı biriydi hem de başka istediğine gitti. Onun iradesini istemediğiniz halde uygulamak zorunda kalıyorsunuz. İnsanın zoruna gidiyor. Doğrudan başkasıyla ilişkiye başladığında ise artık geri döndürmek için deneme fırsatınız bile olmuyor. Ego zedeleyici bir zorunluluk.

94-Size akıl vermesinden korkuyorsunuz. Bir sonraki aşamada size ilişkilerle ilgili akıl vermesi olabilir. Örneğin bir “arkadaşa” bu yapıldı. Arkadaşımdan önce karşı taraf terk etti. Bir sevgili bulunca kendini ilişki koçu ilan etti resmen. Kendi yakın arkadaşını ayrıldığı arkadaşıma ayarlamaktan bahsetti. Güya boş kalması diye yardım etmek istiyordu. Arkadaşım da tüm bağlarımı kopardı.

(Bu mide bulandırıcı noktaya gelen çok az kişi vardır. Size olmamış olabilir..)

95-Onun yaptığı yanlışlar bilinmiyor ve çevrenizdeki insanların onun yanında olduğunu sanıyorsunuz. İnsanlar terkedenin yanında olacaklar tabii ki. Terk edilene acıyacaklar. İnsanlar başkalarının başına gelmiş talihsizlikten zevk alırlar. Almancada (schadenfreude) diye bir tanım var. Başkalarının talihsizliğinden mutlu olma ve rahatlama tutumu. Siz de insanların bu mutluluğu yaşayacağını düşünüp size acıyacağını düşünebilirsiniz.

Kendinizin acınacak biri olduğunuza ve onun kusursuzmuş veya haklıymış gibi görünmesini değiştirmek istiyor olabilirsiniz. Bu insanda kaygı ve öfke yaratıyor. Ama insanlar sizin öfkenizi anlamayacaklar.

Karşı tarafın da eksikleri olduğunu anlatmak ve durumu dengelemek isteyebilirsiniz. Bunu yapamadığınızda ise kendinizi anlatamamışlık hissi içinizi kemirebilir. Tamamen normal bir süreç, sakince atlatmaya çalışın, çünkü insanlar unutuyor. Rahat olun geçecek.

Eski ilişkiyi bitirmek istemiyor olabilirsiniz

96-Eskisinin bittiğini kabüllenmemek, hayaller kurmak. Ayrılık yaşanmadığını ve geri geleceğini hayal etmek sizi hala ilişkiye bağlı tutar. Bittiğini kabul etmeniz gerek.

97-Bir daha böyle sevemem düşüncesi. Daha iyi bir ilişkinin olmaması halusinasyon. Sadece bu ilişkiyi bitiriyorsunuz. Bir daha sevip sevileceksiniz.

98-İkincil kazancınız vardır. Bir sonraki ilişkide başarılı olmama ihtimaline karşı açık bir kapı daha olsun diye bitirmek istemiyor olabilirsiniz. Tam tersi de geçerli. Aynısı size yapılıyor olabilir. Eski partneriniz arada size dönüyor olabilir. İlişkinin tekrar kıvılcımlanabileceğini düşündürüp arayı sıcak tutmak istiyor olabilir. Siz arkadaş değilsiniz. Sakın kabul etmeyin. Boşta kaldıkça ego tatmini için geliyor.

Youtube’ta bir kız yaşadığı en kötü ayrılığı anlatıyordu. Aslında ayrılamamayı. Çocuk başka kızlara gidip, sonra geri dönüyordu. Bunu defalarca yapıyordu. Sanki kızı dinlenme limanı gibi kullanıyordu. Siz de buna benzer bir şey yaşayabilirsiniz. Sakın geri dönene gel demeyin. Sizi gerçekten sevseydi ikinci  seçeneği asla olmazdı.

99-Onu kıskanmadığınızı kendinize kanıtlamaya çalışıyor olabilirsiniz. Ayrılık sonrası onu düşünmemeye çalıştıkça daha çok aklınıza geliyor olabilir. Düşünmemeye çalışmayı bırakınca kendiliğinden kaybolacak. Kabul edin, kim önce bırakacak yarışını o kazandı.

100-Kendini affedilmiş hissetmesin. Affetmek istememenizin altında karşı tarafın kendini “affedilmiş hissetmesini ve rahatlamasını, hiçbirşey yokmuş gibi davranmasını” istememeniz olabilir. Yoksa gevşer, bundan da yırttım diyebilir. İstediğimi yapıyorum ve affediliyorum diyebilir. Sizi kolay lokma görebilir. Affettiğinizde size karşı pişmanlık hissetmez ve unutması onun için daha kolay olur. Size karşı içinde bir pişmanlık veya mahcubiyet kalsın diye hiç affetmek istemeyebilirsiniz. Değerimi anlasın diye inatlaşıyor olabilirsiniz. Bu da sizin ilerlemenizi engeller. Affedin gitsin.

101-Eski partnerinizi hala sevmenizin normal olduğunu kabul edin. Ayrılık sonrası eski partnerinize öfke duymanız normal. Öfkenin ardından sevginin gelmesi gayet normal. Duygular düz devam etmez ve karışık halde yaşamanız normal. Eğer hala eski partnerinize sevgi besliyorsanız ve hayatınıza devam edemiyorsanız kendinizi suçlamayın. Bunlar ilişkiden kalan kalıntı duygular. Şöyle düşünün; bir ilişki veya flört yaşadınız, güzeldi ve bitti. Geri dönüp devam ettirme planınız yok. Yeni maceralara açılmalısınız.

102-Yeni ilişkilerde eski partnerin gölgesini üzerinizde hissedebilirsiniz. Çok severek ayrılık yaşadığınızda hala ona aidiyet hissettiğiniz durumlarda; bir süreliğine geçmişten kopamamanız normal, ama geçecek.

103-Eskisini aldatmış hissedebilirsiniz. Bazı insanlar bazı ayrılıklardan sonra başka birisiyle buluştuğunuzda eskisini aldatıyormuş hissedeceğiniz için çok samimi olmak istemeyebilirsiniz. Baskasıyla sizi görürse suçluluk hissedebilirsiniz. Hala onu seviyorsanız başkasıyla flört ederken onu aldatmış hissetmeniz normal.

 

Hatta başkasıyla flört ederken yeni partnerinize bakarken eski partnerinizi onda görebilirsiniz. Eski partnerini hiç unutamayanlar için yazılmış bir şarkı bile var. Yukarıdaki kare de o videodan.

 

104-Her yeni ilişkide eski partnerinizden biraz uzaklaşmaktan korkuyor olabilirsiniz. Başka ilişkiye gitmek istemiyor olabilirsiniz. Hem kopamadığınız eski partnerinizden uzaklaşmak istemiyorsunuz hem de onun da aynısını yapacağını düşünmeyi ve bunu kabullenmek istemiyor olabilirsiniz. O yaptığında sizde oluşacak acıyı hissetmemek için ben de yapmayayım gibi bir salaklığı içgüdüsel olarak yapıyoruz. Ben de yaptım. Siz yapmazsanız o da yapmaz gibi bir yanılgı içine girebilirsiniz. “Ne ona dönebiliyorum ne ondan uzaklaşabiliyorum” noktasındasınız. Geçecek merak etmeyin. Artık onu geri kabul edemezsiniz. Çünkü ex’ten next olmaz.

105-Yarım kalan ilişki veya flörtü çevrenizin konuşmasını istemiyorsunuz. Ayrılıklardan sonra bu da çok yaşanan bir şey. Bir kere çevrenize anlattığınızda siz içinizden bitirseniz de, beyin aktiviteleriniz dursa da çevreniz olayı tekrar canlandırıp, yarım kaldığı için sizin hakkınızda alaylı konuşmalar yapılabilir. Bu tedirginlik bile can sıkıcıdır. İnsanlar alay edip küçümseyecek bir şey hep ararlar. Siz de bir malzeme olursunuz. Keşke insanların zihinlerini değiştirebilsem dediğinizi duyar gibiyim.

106-Bitişi kabüllenmemiş olabilirsiniz. Olanı olduğu gibi kabul etmek yeni mutluluklara kapı açacaktır. Eğer yaralı bir geçmişe takılı kalırsanız mutluluğu asla bulamazsınız. Değiştiremeyeceğinizi kabul edip, değiştirmek için savaşmayıp olanı olduğu gibi kabul ederseniz daha fazla mutluluk ve barış bulacaksınız.

107-Ayrılık kapanışını kendiniz yapmak yerine başkasından bekliyor olabilirsiniz. Normal bir ilişki bittiğinde belli dereceye kadar kapanış oluyor.  İki taraf da ilişkinin neden bittiğini biliyor ve bu da ilerlemeyi kolaylaştırıyor. Kapanış olmadığında ilişkinin bittiğini farkedene kadar zaman geçiyor. Kapanış olmadığında yani ilişkinin bittiği net olarak konuşulmadığında insanın nerede duracağınızı bilmesi imkansız.

Karşı tarafın bu kapanışı yapacağını bekliyor olabilirsiniz.

Beklemeyin.

Karşı taraf 95% sizden özür falan dilemeyecek.

İlişkiyi kafanızda bitirmeniz için size yardımcı olmayacak.

Kendi kapanışınızı yani bitiş nedeninizi kendiniz bulun. Özellikle birden bittiğinde de eski partnerinizle son konuşmayı yapmadığınızda “acaba neden bitti” sorusunu geviş getirircesine tekrar tekrar zihninizde çevirebilirsiniz. Çevirmeyin. Bu da bırakmayı zorlaştırır. Beyin devrelerinizi değiştirmek için başka şeyler yapın.

Ayrılıktan sonra kalp kırıklığını atlatmanın ve hayatına devam etmenin yolları

Ayrılık ve terk edilmeyle uğraşmak herkes için farklı bir süreç. Her yöntem herkeste aynı iyileştirici etkiyi oluşturmayabilir. Aşağıda birçok denenmiş ve işe yaramış kalp kırıklığından kurtulma yöntemi ve iç görüler okuyacaksınız. Bunların hepsini yine siz yapacaksınız. Yine çare sizsiniz. Kendi hayatınıza en uyanı seçip hemen birazdan uygulamaya geçin.

Ayrılık sonrası ilk tedbirler

108-Ayrılık konuşmasından sonra her yerden iletişimi kesin

Sosyal medyadan her türlü iletişimi kesin. Telefonunu silin ve engelleyin. Artık öyle biri hayatınızda yok. İletişim kurmak hayatınıza devam etme sürecini baltalar.

İlişki terapisti Dr. Gary Brown’ın dediğine göre;

“Ayrılıktan sonra en az 90 gün boyunca ayrıldığınız veya terk edildiğiniz kişiyi görmeyin, duymayın ve onunla konuşmayın. Kaybının yasını tutarsınız ve tekrar geri döneceğinize dair umutlarınızı bitirmeniz için zaman tanır.”

 

109-Ondan kalan eşyaları atın

Artık lazım değil. Ayrılıktan sonra partnerliğiniz bittiğine göre artık sizde duran eşyalara da ihtiyaç kalmadı. Atın gitsin.

110-Bir özür beklemeyin.

Karşı taraf yaptıklarından özür dilemeyecek. Birçok insan ayrılık sonrası özür bekliyor fakat bu 95% olmuyor.

Eski partneriniz ayrılık sonrası sizi nasıl etkilediğinin farkında değil ve hatta kendini haklı görüyor olabilir. Bu bekleyiş sizi hayal kırıklığına götürebilir. Aynı zamanda hayatınızda ilerlemeye engeldir. Özür beklemeyin.

111-Ayrılık sonrası ilişkideki olumsuz şeyleri listeleyin.

İlişkilerde uyarı şeklinde ikazlar vardır ve biz bir çoğu zaman görmezden geliriz, tartışır düzeltiriz veya düzeltemez alışırız. Bunların listesini yapın ve sürekli gözünüzün önünde tutun.

İyileşme sürecinde en önemli silahınız sebepleriniz.

“İlişkimizin bitmesi şu açıdan iyi oldu” diyebileceğiniz tüm sebepleri ayrılık sonrası kelimeye dökün. O kelimeler sizin en büyük dostunuz olacak.

Ayrılık sonrası dikkat dağıtıcıları dikkatli kullanın

112-Ayrılık sonrası beyin devrelerini değiştirmenin en iyi yolu spor veya yoga yapmak.

Ayrılıktan sonra bir süre eski partneri idealize edebilir, öfkelenebilir, ego savaşlarına girebilirsiniz. Bunlar sizi bir süre meşgul eder. Sürekli eski partneri düşünmek beynin o bağlantısını daha da güçlendirir.

Ayrılıktan 90 gün kadar sonra beynin o bölgesinin aktivitesi azalıyor.

90 günü de rahat geçirmek için yani size eski sevgiliyi düşündürecek beynin o bağlantısını pasif tutmanız gerek. Beyninizin farklı bölgelerini aktif edin. En iyi alternatif mutluluk hormonu salgılayabilmek için spor veya yoga yapmak. Aşırıya kaçmadan tabii ki. Olabildiğince mindfull yapmalısınız.

Ağır sporlara göre yoganın travmalara daha olumlu etkisi olduğu bulunmuş. Yogayı deneyebilirsiniz.

113-Yaralarınıza yara bandı koymak ayrılık yaranızı iyileştirmez. İçe dönün.

Hemen başka sevgiliye gitmeyin.

Yara bandı ilişkiler gerçekten yara bandı olmuyor. İçe dönün. İnsanların ayrılık ve terk edilme sonrası çılgına dönmelerinin sebeplerinden biri de kişisel güçlerini etkin kullanamamalarıdır.

Kendinizden başlayın. Dışarıdan gelen çözümlerin işe yaramadığını hepimiz içten içe biliyoruz. İçe dönüp kişisel gücünüzü ortaya çıkarmadığınız sürece doyum ve tatmine ulaşamayacaksınız.

114-Ayrılık sonrası oluşan hislerinizi aşırı aktivitelerle maskelemeyin.

Ayrılık sonrası abur cubur ve fazla yiyecek kırık kalbinizi onarmaz.

Öylesine ilişkiler de kalbinizi onarmaz. Daha da boş hissettirir.

Partilemek dikkat dağıtıcıdır ama unutturmaz.

Çift terapisi Laura Heck diyor ki;

“Toplulumuzda kötü duyguları maskelemek veya ihmal etmek kültürüyle büyüyoruz. Bunun için acıdan kısa süreliğine kaçmak için aktivitelere katılmayı düşünüyoruz. Hisleriniz görülmek istiyor.”

 

Amerikalıların dediği gibi “Feel it to heal it” yani iyileştirmek için önce hissetmeniz gerek. Üzülün ve kötü duyguyu yani ruhsal iltihabınızı rahat bırakın. “

Zihinsel terapi yapın

115-Ayrılık sonrası ayağınızın altından halı çekilmiş gibi boşluğa düşmeniz normal

Bir çok ayrılık sonrası boşluk hissi oluşur. Hayatınızın akışı değişiyor. Bu hislerin normal olduğunu anlayın. Boşluk hissiniz bir süre sonra geçecek.

116-Öfkelenmekten korkmayın, öfkenizi yaşayın

Ayrılık sonrası öfke yaşamanız gayet normal. Ayrılıktan sonraki aşamalardan biri.

Öfke süreci faydalı ve pozitif bir dönemdir aslında. Bir şeye öfkelenirsek onu hayatımızdan iteriz ve uzak dururuz. Zaten ayrılıktan sonra istediğimiz şey de uzak durmak.

Eski sevgiliniz siz ayrıldıktan sonra size zorbalık yapıyorsa, onu korkutup geri adım atacağı noktaya kadar öfkeyi kullanabilirsiniz ve gereksiz çatışma veya suistimalden kaçınabilirsiniz. Öfkenizi ona sınır koymak için kullanabilirsiniz.

Örneğin, “Nasıl hissettiğinizden sorumlu değilim. İstediğin gibi yap. Ama sana bir şans daha vermeyeceğim ve bu son.” diyebilirsiniz.

117-Ayrılık yaşamanızın bir sebebi olduğunu hatırlayın

İlişkiniz aslında hafızanızdaki kadar harika olsaydı, o zaman hala birlikte olurdunuz. Her şeyden önce, gerçekten hatırlamanız gereken şey budur. Bir sebepten dolayı ayrılık yaşadınız – ve ilişkinizin tüm boktan kısımlarını hatırlamak ne kadar acı verse de bu sebebin ne olduğunu asla unutmamanız gerekiyor.

Tekrar bir araya gelseniz bile, bu sefer her şeyin farklı olacağının garantisi yok. Ayrılıktan sonra yapabileceğiniz en iyi şey, o anıları toparlamak, hoşçakal demek ve geleceğe ve yeni, gerçek aşka bakmaktır.

118-Ayrılık hislerinizi günlüğünüze yazın

Ayrılık sonrası günlük tutmak psikologların önerdiği bir numaralı tekniktir. Hissettiğiniz duyguları, kötü anıları, sizi tetikleyenleri mutlaka yazın. Geçmişinizle ilgili daha realistik bir tablo ortaya çıkarırsınız.

 

119-Eleştirel iç sesinizi susturun.

Sizi içten içe yaralayan negatif iç sesler içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Bu negatif iç sesler bizi eleştirir, halimize acır hatta kendimizi eziklememize sebep olur. Tam kendimize gelecekken halimizi daha da kötüye sokarız. Ayrılık sonrası yaşadığımız acının sebebi de negatif iç sesimizdir. Ayrılık sonrası iç sesler şunlar olabilir;

 

  • “Seni terk edeceğini söylemiştim.”
  • “Artık hiçbir şeyin yok.”
  • “Seni asla kimse sevmeyecek.”
  • “Her zaman yalnız kalacaksın.”
  • “İnsanlara güvenemezsin.”
  • “İlişkileri unutmalısın.”
  • “Yalnız ol. Şu anda kimse seni görmek istemiyor.”

Bu sesler sizin hayatta ilerlemenizi engelleyebilir. Bu sesleri duyun ve hakim olun.

 

120-Eski partnerinize mektup yazın.

Ama göndermeyin. Kapanışı kendiniz yapın ve bunu ona anlatın. İsterseniz okurken karşınıza oturduğunu hayal edin.

 

121-Sandalye terapisi yapın

İlişkinizin bittiğini, ayrılık yaşadığınız kişiyi muhatap bulup anlatamıyorsanız karşınıza boş bir sandalye koyup aşağıdakileri söyleyin;

  • Seni seviyor olmam sensiz yapamayacağım ve kendimi yetersiz hissedeceğim anlamına gelmez.
  • Seni hayatımda istiyorum ancak sana muhtaç değilim.
  • Benim sevgimi kendi egonu tatmin etmek için kullanamazsın.
  • Sana olan zaafım beni cepte tutabileceğini göstermez.
  • Seni istiyorum ancak zorla oldurmaya çalışmam.
  • Haksızlıkları sürekli alttan alamam.
  • Severim ama dön diye yalvaracak değilim.
  • Üzülürüm ama kendimi derbeder edecek değilim.

122-Olumlu – Olumsuz özellikler listesi yapın

Ayrılık sonrası oluşturacağınız bu listeler, eski sevgilileri unutmanıza yardımcı olacak harika bir araçtır, çünkü sizi yalnızca ilişkinizin tüm ayrıntılarını hatırlamaya zorlamakla kalmaz, aynı zamanda kağıt üzerinde yazılı olan her şeye bakmaya da zorlar.

Öyleyse eski sevgilinizle geçirdiğiniz zaman hakkında harika olan her şeyin bir listesini yapın – gösterdikleri sevgi, sundukları destek ve seni gerçekten mutlu eden tüm küçük şeyler.

Ardından, yaptıkları tüm kötü şeylerin bir listesini yapın – size ihanet etmek, size yalan söylemek ve sizi incitmek gibi. Bu listelere yan yana baktığınızda, tüm bu romantikleştirmeyi neden bir kenara bırakmanız gerektiğine dair daha iyi bir fikir edinebilirsiniz.

123-İlişkiyi sorguladığınız her anı yazın

İster hararetli bir tartışmadan sonra bu düşünceye sahip olmuş olun, isterse de artık onlar hakkında eskisi gibi hissetmediğiniz anlardan birinde, bu anıları yazın. Belli ki bu düşüncelerin bir nedeni vardı ve o an ilişkiyi sevmedin ve ayrılmak istedin.

124-Anılar panosu yapın

Geçmişte çektirdiğiniz tüm fotoğrafları bir araya toplayın. Panoya kronolojik sırayla yerleştirin. Bu sıralamada kendinizin gelişim aşamalarınızı da göreceksiniz.

 

125-Başarılarınızın listesini yapın

Bırakmanın zor olduğu ve özgüveninizin düşük olduğu zamanlarda başarılarınızın listesini yapın ve bunu hatırlamak için gözünüze yakın bir yere koyun. Kendinizi daha olumlu görüp özgüveninizi arttıracak bir şeydir.

 

126-Partneriniz gittiğinde hayatınızdan çıkan alışkanlıkların yerini doldurun.

Beraberken gerek ortak alışkanlıklar oluşur, gerekse birbirinizin boşluklarını diğeriniz doldurur.

Örneğin erkek utangaç iken, kız sosyal olabilir. Kız her hafta evine arkadaşlarını çağırıyor ve hep beraber sosyalleşiyorlarsa, kız gittiğinde birden sosyalleşme aktiviteleri de son bulacak. Erkek artık eskisi kadar sosyal olmayacak.

Bunun gibi sevgilinizin getirdiği ve onun gidişiyle beraber kaybolan tüm aktivite ve değerlerinizin yerlerinde boşluk oluşacak. O boşluk sizin doldurmanız gereken boşluk. O alanlardaki yeteneklerinizi güçlendirin.

127-Eski sevgilinizle olduğunuz kişi değilsiniz artık

Kabul etmek istesek de istemesek de ilişkiler ve ayrılıklar bizi değiştirir. Özellikle sağlıksız ilişkiler bizi sadece değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda tuzağa düşürür. Ancak bu ilişki bir kez geride kaldığında, gerçek benliğimizi tekrar bulabiliriz.

Ayrılık bu açıdan çok değerlidir.

Ayrılık sonrası arkadaşlarımızla ve yalnız daha çok vakit geçirebiliyor ve bunu yaparken de geçmiş ilişkimizin dışında olduğumuz gerçek kişiyle temasa geçebiliyoruz. Çoğu zaman o kişi, içinde bulunduğumuz kişiden daha iyidir. İki versiyonunuzu karşılaştırmanız ve hangisini tercih edeceğinizi anlamanız gerekiyor.

128-Ayrılık insanı kendisine dönmeye zorlar.

Beraberken geliştirdiğiniz ortak alışkanlıklar artık yok. Aşk insanı kendisine dönmeye zorlar. Kendinize döndükten sonra da kendinizi ne kadar ihmal ettiğinizi görürsünüz.

Yıldız Tilbe’nin dediği gibi “kendinsin geç kaldığın.”

129-Kendinizi geliştirmezseniz tarih tekrar eder

Bir kez terk edildikten sonra yenisinde de aynı mı olacak diye endişelenmeniz normal. Bir daha sevmekten korkup ilişkilerden kendinizi geri çekersiniz. Tarihin tekrar etmesinden korkmak demek. Bunun tek ilacı kendinizi geliştirmek ve gelişimi fark etmek.

130-Kişiliklerin değişebilir olduğuna inanın

Stanford üniversitesinde yapılan bir araştırmada ayrılık sonrası insanların acılarından çabuk toparlanıp toparlanmaması kişiliğin değişebilir veya değişemez olduğuna olan inancının belirlediğini bulmuşlar.

Kişiliğin değişebilir olduğuna inanmayan kişilerin kendini ve toksik kişiliklerini bu ayrılıktan dolayı daha fazla suçladıklarını bulmuşlar. Kendilerini çok suçladıklarından dolayı gelecek hakkında daha umutsuz olduklarını tespit etmişler.

Kişiliğin değişebilir olduğunu düşünen kişiler ise ayrılıkları büyüme, gelişim ve değişim olarak gördükleri için kendilerini geliştirmeye fırsat olarak görmeye daha meyilliler.

Aslında bunu yukarıda bir kez daha söylemiştim. Bir daha söylüyorum. Kişilik, değişebilir bir psikolojik yapı. Bazı psikologlar der ki; kök inancınız ve üzerine kurduğunuz yapılar ve hayat stratejileri vardır. Kişilik bunların görünen bütünüdür. Kök inançlarını bulursanız yapılarınızı değiştirebilirsiniz. Bu da kişiliğinizde değişim yapma şansı verir. Eski inançları devam ettirme şansınız yok.

Fiziksel terapi yapın

131-Ayrılık acınızı fiziksel bir acı olarak düşünün.

Travmalar fiziksel acıyla aynı etkiyi yaratır. Ayrılık travması da fiziksel acıya eş bir acı yaratır. Dr. Catherine Jackson’un dediğine göre “Ayrılıklar beyin ve vücut üzerinde büyük acı bırakıyor. Beyin bu ayrılık acısını önceliklendiriyor. Bu yüzden zihin çözene kadar sürekli aynı hikayeyi tekrarlıyorsunuz.”

Aynı beyin noktaları fiziksel acı hissettiğinizde de aktive oluyor. Bu yüzden ayrılıklar çok can yakıcı olabiliyor.

132-Fazla kötü enerjiyi vücudunuzdan atın.

Ayrılıktan sonra hissettiğiniz üzüntü, öfke, endişe gibi güçlü duygulardan dolayı vücudunuz kötü enerji üretir. Kötü enerjinin vücudunuzda durması size zararlıdır ve dışarı atmalısınız. Ayrılık sonrası kötü hisleri vücudunuzdan atmanın en iyi yollarından biri de vücudunuzu titretecek, hareketlendirecek şeyler yapmaktır.

En basitinden evde otururken omuzlarınızdan başlayıp ayak uçlarınıza kadar vücudunuzu sallayın, titretin. Bunu yolda yürürken bile yapabilirsiniz. Vücudunuzu titretirken kötü enerjinin vücudunuzdan atıldığını hayal edin. Spor yapmak da en iyi kötü enerji atma yoludur.

133-Ağlayın

Minneapois teki Ramsey Medical Centerdaki biokimyacı Dr. William Frey II, PH.D.’nin açıklamasına göre stresin oluşturduğu kötü kimyasalları vücuttan atmak için ağlamanın oldukça yardımcı olduğunu belirtmiştir.

Ayrılık sonrası ağlayın, gözyaşınızı silin, üstünüzdeki tozu atın ve hayatın burada bitmediğini kendinize hatırlatın. İçinizde duygu kalırsa hayatta ilerlemeniz kolay olmaz. Ayrılık sonrası duygularınız içeride kalırsa çoğalır. İçeride tutmayın.

134-Kendinize fiziken bakın

Acıda takılı kaldığımızda veya ayrılık sonrası kafamız karıştığında kendimize bakmayı unuturuz. Uyku düzenimiz yeme alışkanlıklarımız bozulur. İşin içine alkol girebilir. Bunların hepsi negatif duyguları tetikler.

Temel ihtiyaçlarımızı hep aklımızda tutmalıyız; egzersiz, uyku ve yemek. Dışarı çıkıp yürümek bile modunuzu yükseltir ve mutluluk hormonu salgılamanızı sağlar.

Dinlenmeme bizi daha çok stresli yapar. Ayrılık sonrası depresyonlar genelde insanı duygularıyla tam anlamıyla yüzleşene kadar diken üstünde tutar. Bir türlü travmayı çözene kadar rahatlayamazsınız.

135-Canlı renkler giyin
Ayrılık sonrası modunuzu yükseltmek için renkli kıyafetler giyin. Kaynak: DailyMail.co.uk. Renk psikolojisinde bu kanıtlanmış. Koyu ve cansız renkler giymekten çekinin. Siyah, gri, pastel renkler modunuzu düşürür. Sarı pembe gibi canlı renkler ise modunuzu yükseltir.

136-Mindfullness egzersizleri yapın.

Dr. Lisa FirestoneDr. Lisa Firestone mindfullness’ı şu şekilde tarif ediyor.

“insanların duygularıyla sağlıklı bir şekilde uğraşması, anlaması ve katlanması için yardımcı harika bir araç. Araştırmalar mindfulness meditasyonunun duygularımızı kabul ederek stresi azalttığını gösteriyor.

 

Spiritüel tarafını anlayın, her şeyin bir sebebi var

137-Ayrılıklar kayıp değil öğretici ve özellikle uyandırıcı derslerdir.

Evren sizi kendinize uyandırmak için bazı kötü ve zor olaylar (iş kaybı, evlilik bitimi, ayrılma, kazalar vb.) yaşatabilir. Bunların hepsi ruhsal uyanma sürecinin ilk tetikleyicisidir. Ruhsal uyanma uzun bir süreçtir ve hangi aşamada olduğunuzu bilmeniz önünüzü görmeniz açısından önemli ve yol göstericidir.

Tavsiye yazı: Ruhsal Uyanış Hakkında Bilmeniz Gereken 46 Kritik Gerçek

Bir ilişkinin iyi ve kötü yanlarını listelediğinizde neyi sevmediğinizi ama katlandığınızı daha iyi göreceksiniz. Bu da sizin nerelerden kendinizi iyileştirmeniz gerektiğini gösterecek. Ayrılıklar bir nevi kendinizi tekrar gözden geçirmenizi sağlar.

Yalnızlığın tadını çıkarın. Ayrılık sonrası yalnızlık insanın kendini tekrar dinleme süreci için gereklidir. Huzurludur ve sessizdir. Çabuk alışır insan. Kendinizi başkasına göre ayarlamak zorunda kalmazsınız. Hobilerinize geri dönme ve kendi başınıza güçlü olma vaktidir.

138-Yüksek çekimli ilişkiler gerçek değildir.

Çok güçlü çekimlere girdiniz mi daha önce?

Gerçek aşk sandınız değil mi?

Tanıdıklık ve evde hissetme gibi güzel duygular hissettiniz büyük ihtimal.

İkiz ruhunuzla buluştuğunuzu bile düşündünüz. Halbuki birçok insan ikiz ruh öncesi sahte ikiz ruhuyla karşılaşıyor.

Tanıdıklık hissini hem gerçek hem sahte ikiz ruhunuzla yoğun bir şekilde yaşarsınız.

Halbuki tanıdıklık vs evde hissetmek ikisi de farklı hislerdir.

Tanıdıklık hissi yaşadığınız kişilerle karma temizlersiniz.

Tanıdıklık hissi gerçek aşk değildir. Kötü karma temizliği içindir. Çekim çok güçlüdür.

Bırakması çok zordur. Seviyorum sanırsınız. Ama o sevgi değildir. Alt çakralardaki bağlantılar çok güçlüdür.

Karmik bağlantılar uzun süreli değildir. Gelir temizler ve giderler. Yenisine hazırlarlar.

Tanıdık biri diye bitirmek istemezsiniz. Ama o ilişki gerçek değildir, onun görevi gerçek aşka hazırlamaktır.

Gerçek ikiz ruhunuzla buluşmak istiyorsanız kendinizi iyice ruhen temizlemelisiniz. Ruhsal çekimi yüksek her ilişki ikiz ruh bağlantısı değildir. Gerçek ikiz ruhunuzla karşılaşmadan önce sahte ikiz ruhlarla da karşılaşabilirsiniz. Arasındaki farkı anlamanız için ikiz ruh yazısını da mutlaka okuyun.

Tavsiye yazı: İkiz Ruh / İkiz Alev / Sahte İkiz Ruhla İlgili Bilmeniz Gereken 100 Kritik Gerçek

139-Ayrılık yaşasanız da olumlu şeyleri ders olarak görün

İlişkide yaşadığınız ve öğrendiğiniz şeyler vardır. Ayrılıktan sonra bu ilişkiden de bunları öğrendim diyerek liste çıkarın. Her yaşanmış ilişkiden kazancınız vardır.

140-Hayata bir yolculuk olarak bakın

Hayatta ilerledikçe geçmiş acıların sizi bugünkü olgunluğunuza getirdiğini daha net göreceksiniz.

“Acısını atlatamıyorum” dediğiniz ilişkiden “iyi ki bitmiş” anlayışına geldiğinizde bu yolculuğu daha iyi anlayacaksınız.

Bir zamanlar “dünyanın sonu” dediğiniz ayrılık sizi yeni bir hayata hazırladı.

Eski sevgilinizle olan ortak alışkanlıklarınız sizi bu günkü hayatınıza taşıyacak nitelikte değildi. O yüzden kopmak zorundaydınız.

Ne demişler; her şeyin bir sebebi var. Bırakın gitsin.

141-Yeni bir ilişkiye başladığınızı zihninizde canlandırın.

Kendinizi bir sonraki ilişkide hayal edin ve eskisinin zihninizde gitgide küçüldüğünü hayal edin. Bir nokta olana kadar.

Diğer bir egzersiz de şu; aşk kelimesini hayal edin ve hemen yanında eski partnerinizi hayal edin. Sonra aşk kelimesinin ve eski partnerinizin görsel olarak uzaklaştığını hayal edin.

Son olarak kendinizi bekar ve mutlu olarak hayal edin. Bu mental görseller sizin eski partnerinizden uzaklaşmanıza yardımcı olacak.

 

142-Reddedilmeyi zihninizde değişim olarak dönüştürün.

İstemediğiniz bir ayrılığın içinde olmak kadar zor bir şey yoktur. Zor durumları içselleştirip onların bir anlamı olduğuna inanmaya çalışmak zordur.

İstemediğiniz bir ayrılığı kabul etmeye başlamanın en iyi yolu, reddedilmeyi farklı görmeye dönüştürmektir. İki farklı bakış açısı olduğunu düşünün. Biri reddedilmişlik diğeri dönüşüm fırsatı. İkisi de farklı konuşur. Şöyle ki;

  • Reddedilen kişi, “Yeterince iyi değildim” der;
  • Dönüşüm olarak gören kişi: “Bu ilişki bizim için uyumlu değildi” der.
  • Reddedilen kişi, “Bu ilişkiyi kurtarmak için ne yapabilirdim?” der
  • Dönüşüm olarak gören kişi: “Bir sonraki ilişkimi daha da iyi hale getirmek için bu ilişkiden ne öğrenebilirim?” der.
  • Reddedilen kişi, “kaybettiğim her şeye odaklanmam gerekiyor” der;
  • Dönüşüm olarak gören kişi: “Bu ilişkideki iyi şeyler için minnettar olabilirim ve bir sonraki ilişkimin daha güzel olacağına güvenebilirim” der.
  • Reddedilen kişi, “Korkarım başka bir ilişki bulamayacağım” der;
  • Dönüşüm olarak gören kişi: “Hazır olduğumda yapacağım yeni ve ilginç bağlantıların beni hoş bir şekilde şaşırtacağına güveniyorum” der.

 

143-Eski partneriniz sizin için doğru kişi değildi. Ayrılık bu yüzdendi. Bunu kanıtlayın kendinize. Neden olmazdı sorusunun cevabını liste halinde dökün. Telefonunuza kaydedin. Duvarınıza asın. Eski partnerinizi idealize etmek yerine onun size uymayan yanlarına odaklanın. Onu idealize eden duygunuzla daha kolay savaşırsınız. İlişki iki kişiliktir ve ayrılan taraf diğer taraftan üstün değildir. Bir taraf ayrılıyorsa artık o ilişki en üst potansiyelde işlemeyecektir. Bu gerçeği kabul etmeliyiz. Ex’ten next olmaz.

144-Hayalinizde kurduğunuz ilişkinizi bırakın

Eski partnerinizi idealize etmek ayrılık sonrası yaptığımız tek şey değil.

Hayali bağ (fantasy bond) da kuruyoruz. Gerçek olmayan bir bağ. O bağın var olduğuna inanıyoruz.

Dr. Firestone açıklamasına göre

“hayali bağlantı veya hayali ilişki gerçek ilişkinin yerini alıyor. Semptomları,

  • berabermiş gibi hareket etmek,
  • bir çift olmanın biçimine, yani çift kimliğine temas kurmaktan daha fazla değer vermek,
  • rutinlere girmek,
  • özgürlük istememek,
  • daha az sevgiyle meşgul olmak
  • eşitlik yerine kontrol ve boyun eğme dinamiklerine girmek,
  • partnerinin bir gün onu kurtaracağını düşünmek.”

Bir hayali ilişkideysek ve bittiyse hayatınıza devam etmek çok zordur. Sadece kişi değil hayali ilişkinin de bitişini kabüllenmemiz gerek. Hayali ilişki koptuğunda güvenlik duygusunu da yitiriyorsunuz gibi gelir. İlişki bittiğinde ilişkinin devam ettiği ilüzyonunu bırakmalısınız.

145-Daha iyi bir partner sizi dışarıda bekliyor. Değişimden korkmayın. Ayrılık sonrası yeni hayatınızda tutunacak bir şey olmayabilir. Yeni hayatınız korkutucu olabilir. Ruhsal uyanış sürecinde ruhun karanlık gecesinde olabilirsiniz. Düzlüğe çıkacaksınız. Rahatlayın.

Eski bildiğiniz hayatın ömrü bitti ki evren sizi yeni hayata zorluyor. Yenilikleri kabul edin. Kendinizi rahat bırakın. İlişkiniz bitmesi gerektiği için bitti.

146-İlişkilere tekrar inancınızı tazeleyin. Kötü bir ayrılıktan sonra daha sonraki ilişkilere girmek istememe çok sık karşılaşılan bir şey. İlişkilere olan güveniniz kaybolmuş olabilir. Yasınızı tuttuğunuzda ve kendinizi yeniden oluşturduğunuzda özgüveninizi ve ilişkilere olan güveninizi tekrar oluşturacaksınız. Sürece güvenin.

147-Canınızı acıtanları affedin. Eski partnerinizi affetmek ona iyilik yapmak değildir. Kimseye hırs yapmak yerine kalbinizi temiz tutmanızın sizin faydanıza olduğunu anlayın.

Affetmek kalbin ve ruhun onarımı için en büyük faktördür. Ayrılığınıza karışan birileri olduysa onları, kendinizi ve eski partnerinizi affedin. Bu affediş 1 günde olmayacak ama zaman içinde rahatlayacaksınız. Hayatınıza devam edebilmeniz için affetmeniz gerekli.

148-Ortak arkadaşlarınız terk eden tarafına geçebilir. Dikkat edin siz gönderiyorsunuz. Ayrılık sonrası kim daha erken sevgili bulursa arkadaş çevresi onu haklı bulur gibi geliyor.

“Bir sebebi vardı ve terk etti. Demek ki terk edilen tarafta bir şey var” diye düşünmelerinden ve sizi dışlamalarından korkabilirsiniz. Herkes onu haklı bulacak düşüncesine kapılabilirsiniz.

İnsanların yavaşça çevrenizden uzaklaştığını hissedebilirsiniz. Aslında çevrenizdekileri kendinizden uzaklaştırmak isteyen, onların tepkilerinden korkan sizsiniz. İçinizdeki korkuların dışa yansımasını bu süreçte çok rahat görebilirsiniz.

Spiritüel yasalardan biri şudur;

“İçindeki duygular ve inançların, dış dünyada vücut bulur, ne düşündüğüne ve inandığına dikkat et, çağırıyorsun.”

Bunun sorumluluğunu almak zordur. Ama neredeyse her şeyi biz yapıyoruz. Her şey kafanızın içinde. O yüzden bırakın gitsinler.

149-Ayrılıktan sonra çevreniz birden veya hızlı bir şekilde dağılabilir. Yukarıdaki çevre dağılmasından daha zoru var. İlahi fırtına. Çevrenizden dağılmalara ek olarak elinizin altından bazı şeylerin de ardı ardına çekilmesi sizin daha spiritüel bir sürece girdiğinizi gösterebilir. Bu süreç daha büyük bir nimetin başlangıcı olarak düşünülür.

Bu sürecin adı ilahi fırtına (divine storm). Bir çok alıştığınız düzen artık size hizmet etmiyor olabilir. Eş kaybının tetiklediği diğer kayıplarla beraber bir fırtınaya girmiş hissedebilirsiniz. Birçok şeyi evren elinizin altından alıp sizi daha iyi versiyonunuz olmaya zorlayabilir.

Evren içinize dönmenizi bekliyor. Sonrasında yaptığınız içsel temizlik evren tarafından çeşitli şekillerde bereket olarak ödüllendiriliyor. Tüm bu süreç evrenin korumasıyla yapılıyor, size eşlik ediliyor, korunuyorsunuz, gözlemleniyorsunuz, yönlendiriliyorsunuz yani güvendesiniz.

Ayrılık süreci sizi yalnız hissettirebiliyor ama hepsi geçecek. Terk eden kendi egosuyla hareket ederken size evren eşlik ediyor. Siz daha güçlüsünüz.

Giden başkasını bulur kalan kendini bulur. Rahat olun.

Ne demiş üstad;

İnsanlar senin kalbini kırmışsa, üzülme! Allah “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?

Mevlana

 

 

*Bonus* Bazı travmalar ve kısmetsizlikler aileden de geliyor olabilir. Dede koruk yer torunun dişi kamaşır atasözünü duymuşsunuzdur. Yarım kalan aşklar hayatınızda tekrar ediyorsa aile dizimi kendinizi çözümlemeniz için yardımcı bir kanal olabilir.

Tavsiye yazı: Aile dizimi ile ilgili 27 gerçek 

Bağlanma stillinizi keşfedin

Bağlanma; bebekken birincil bakıcınızla, muhtemelen annenizle kurduğunuz duygusal bağdır. Öncülüğünü İngiliz psikiyatrist John Bowlby ve Amerikalı psikolog Mary Ainsworth’un yaptığı bağlanma teorisine göre, bu ilk ilişki sırasında deneyimlediğiniz bağın kalitesi, genellikle diğer insanlarla ne kadar iyi ilişki kuracağınızı ve yaşam boyunca yakınlığa ne kadar tepki vereceğinizi belirler.

Pace Universitesindeki bir araştırmada şu bulundu; insanların bağlanma stilleri ayrılıklara karşı tepkilerini belirliyor. Bağlanma stillerinizi bilirseniz kendinizi daha hızlı tanıyıp daha çabuk aksiyon alabilirsiniz.

Bağlanma türleri

Dört ana bağlanma stili vardır:

 

  • Güvenli bağlanma
  • Kararsız (ya da endişeli) bağlanma
  • Kaçınan bağlanma
  • Düzensiz Bağlanma

 

150-Güvenli bağlanma

Empatik ve uygun sınırlar koyabilen, güvenli bağlanmaya sahip insanlar, yakın ilişkilerinde kendilerini güvende, istikrarlı ve daha memnun hissetme eğilimindedir.

Kendi başlarına olmaktan korkmasalar da, genellikle yakın ve anlamlı ilişkiler içinde gelişirler.

Güvenli bir bağlanma stiline sahip olmak, mükemmel olduğunuz veya ilişki sorunları yaşamadığınız anlamına gelmez. Ancak muhtemelen kendi hatalarınızın ve başarısızlıklarınızın sorumluluğunu alacak kadar güvende hissediyorsunuz ve ihtiyacınız olduğunda yardım ve destek aramaya hazırsınız.

  • Kendi öz değerinizi takdir ediyorsunuz ve yakın bir ilişkide kendiniz olabiliyorsunuz. Duygularınızı, umutlarınızı ve ihtiyaçlarınızı ifade etmekte rahatsınız.
  • Başkalarıyla birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorsunuz, partnerinizden açıkça destek ve rahatlık arıyorsunuz, ancak ikiniz ayrıyken aşırı endişelenmiyorsunuz.
  • Partnerinizin desteğe güvenmesinden de aynı şekilde mutlusunuz.
  • Duygusal dengenizi koruyabilir ve yakın bir ilişkide çatışmayı yönetmenin sağlıklı yollarını arayabilirsiniz.
  • İlişkilerinizde ve hayatınızın diğer bölümlerinde hayal kırıklığı, aksilikler ve talihsizliklerle karşılaştığınızda, toparlanacak kadar esnek olursunuz.

151-Kararsız (ya da endişeli) bağlanma

Kararsız bağlanma stiline sahip kişiler (“kaygılı-kaygılı”, “kararsız-kaygılı” veya basitçe “kaygılı bağlanma” olarak da adlandırılır) aşırı derecede muhtaç olma eğilimindedir.

Bu bağlanma stiline sahip insanlar genellikle endişeli ve kararsızdır, öz saygıdan yoksundur. Duygusal yakınlık isterler, ancak başkalarının onlarla birlikte olmak istemeyeceğinden endişelenirler.

Kararsız veya endişeli bir bağlanma stiliniz varsa, çok yapışkan olmaktan veya sürekli sevgi ve ilgiye ihtiyaç duymaktan utanabilirsiniz. Ya da partnerinizin sizi gerçekten sevip sevmediğine dair korku ve endişe yüzünden yıpranmış hissedebilirsiniz.

Şunları hissediyor olabilirsiniz;

  • Bir ilişki içinde olmak istiyorsunuz ve önemli biriyle yakınlık duygusu arzu ediyorsunuz, ancak eşinize güvenebileceğinizden emin olamıyorsunuz.
  • Yakın bir ilişki içinde olma isteği hayatınızı ele geçirme eğiliminde ve diğer kişiye aşırı derecede takılma eğilimndesiniz.
  • Aranızdaki boşluğu bir tehdit, panik, öfke veya eşinizin artık sizi istemediğine dair korku uyandırabilecek bir şey olarak görebilirsiniz.
  • Öz-değer duygunuzun çoğu, ilişkide size nasıl davranıldığını hissettiğinize bağlıdır ve ilişkiye yönelik algılanan herhangi bir tehdide aşırı tepki verme eğilimindesiniz.
  • Partnerinizden uzaktayken endişeli veya kıskanç hissediyorsunuz ve onları yakın tutmak için suçluluk, kontrol edici davranışlar veya diğer manipülatif taktikler kullanabilirsiniz.
  • Partnerinizden sürekli bir güvenceye ve çok fazla ilgiye ihtiyacınız var.
  • Başkaları sizi çok muhtaç veya yapışkan olduğunuz için eleştirebilir ve yakın ilişkileri sürdürmekte zorlanabilirsiniz.

152-Kaçınan bağlanma stili

Kaçınan-kaygılı güvensiz bağlanma stiline sahip yetişkinler, kararsız veya endişeli-meşgul olanların tam tersidir. Yakınlık istemek yerine, yakınlıktan o kadar çekinirler ki başkalarıyla duygusal bağ kurmaktan kaçınmaya çalışırlar.

Başkalarına güvenmemeyi veya başkalarının onlara güvenmemesini tercih ederler. Kaçınan-kabul etmeyen bağlanma stiline sahip biriyseniz, duygusal yakınlığa tahammül etmekte zorlanırsınız. Romantik bir ilişkide yakınlıktan rahatsız, hatta boğulmuş hissedebileceğiniz noktaya kadar bağımsızlığınıza ve özgürlüğüne değer veriyorsunuz.

  • Bağımsız bir insansınız, kendinize bakmaktan memnunsunuz ve başkalarına ihtiyacınız olduğunu hissetmiyorsunuz.
  • Biri size ne kadar yaklaşmaya çalışırsa veya partneriniz ne kadar muhtaç olursa, o kadar geri çekilme eğilimindesiniz.
  • Duygularınızdan rahatsızsınız ve partnerleriniz sizi genellikle mesafeli ve kapalı, katı ve hoşgörüsüz olmakla suçluyor. Karşılığında onları çok muhtaç olmakla suçluyorsun.
  • Özgürlük duygunuzu yeniden kazanmak için eşinizin duygularını küçümsemeye veya görmezden gelmeye, onlardan sır saklamaya, başka ilişkilere girmeye ve hatta ilişkileri bitirmeye eğilimlisiniz.
  • Kısa süreli, gündelik ilişkileri uzun süreli samimi ilişkilere tercih edebilir veya eşit derecede bağımsız, duygusal olarak mesafeyi koruyan eşler arayabilirsiniz.
  • Yakın ilişkilere veya yakınlığa ihtiyacınız olmadığını düşünebilirsiniz, ancak gerçek şu ki hepimizin ihtiyacı var. İnsanlar bağlantı için donanıma sahiptir ve derinlerde, kaçınan-kabul etmeyen bağlanma stiline sahip biri bile yakın ve anlamlı bir ilişki ister – keşke derinlerde yerleşik olan yakınlık korkularının üstesinden gelebilselerdi.

153-Düzensiz bağlanma stili

Korkulu-kaçınan bağlanma olarak da adlandırılan düzensiz/yönelimi karışık bağlanma, genellikle çocukluk çağı travması, ihmali veya istismarının bir sonucu olarak yoğun korkudan kaynaklanır. Bu tarz güvensiz bağlanmaya sahip yetişkinler, bir ilişkide sevgiyi veya yakınlığı hak etmediklerini hissetme eğilimindedir.

Düzensiz bir bağlanma stiliniz varsa, muhtemelen duygularınızı yatıştırmayı asla öğrenmemişsinizdir, bu nedenle hem ilişkiler hem de çevrenizdeki dünya korkutucu ve güvensiz hissedebilirsiniz. Çocukken istismara maruz kaldıysanız, bir yetişkinle aynı istismarcı davranış kalıplarını tekrarlamaya çalışabilirsiniz.

  • Muhtemelen, bir eşe yönelik sevgi ve nefretin duygusal uç noktaları arasında gidip gelen yakın ilişkileri kafa karıştırıcı ve rahatsız edici buluyorsunuz.
  • Eşinize karşı duyarsız, bencil, kontrolcü ve güvensiz olabilirsiniz, bu da patlayıcı ve hatta taciz edici davranışlara yol açabilir. Ve başkalarına olduğu kadar kendinize karşı da sert olabilirsiniz.
  • Antisosyal veya olumsuz davranış kalıpları sergileyebilir, alkol veya uyuşturucuları kötüye kullanabilir veya saldırganlık veya şiddete meyilli olabilirsiniz.
  • Başkaları, eylemlerinizin sorumluluğunu almayı reddetmeniz karşısında umutsuzluğa kapılabilir.
  • Anlamlı, yakın bir ilişkinin güvenliğini ve emniyetini arzularken, aynı zamanda sevgiye layık olmadığınızı ve tekrar incinmekten korktuğunuzu da hissedersiniz.
  • Çocukluğunuz istismar, ihmal veya travma ile şekillenmiş olabilir.

 

Sonuç olarak

Ayrılık sonrası kalp kırıklığı dünyanın en çok konuştuğu ve çözmeye çalıştığı sorunlardan biri. İnsanların kalp kırıklığından sonra geçici olarak zeka düzeyi de düşüyor ve iş verimleri azalıyor. İş dünyasında büyük bir verim kaybı da oluşuyor. Kalp kırıklığı beynin bağımlılık bölgesini tetikliyor ve eski partnerinizden vazgeçmek bir süreçten ziyade bir savaşa dönüşmek zorunda kalıyor.

Eğer bir ayrılık yaşadıysanız bunun bir bağımlılıktan kurtulma savaşı olduğunu anlayın. Bu size daha hızlanabileceğiniz bir içgörü kazandıracak.

Bağımlılıktan kurtulma savaşınızda size başarılar diliyorum.

 

Kaynak

https://www.self.com/story/get-over-a-breakup

https://www.huffpost.com/entry/why-is-it-so-hard-to-get-_3_b_12422508

https://www.themodernman.com/blog/why-is-it-so-hard-to-move-on-from-an-ex.html

https://personalexcellence.co/blog/time-to-move-on/

https://www.womenshealthmag.com/relationships/a25565273/how-to-get-over-a-crush/

https://www.bustle.com/p/7-ways-it-may-be-physically-hard-to-move-on-after-a-breakup-according-to-experts-17930657

https://www.tikvahlake.com/blog/5-ways-to-move-on-from-an-ex-you-still-love/

https://antimaximalist.com/let-go-of-someone/

https://www.lifehack.org/365671/21-things-when-you-find-hard-let

https://www.happierhuman.com/get-over-someone/

https://www.everydayhealth.com/emotional-health/10-steps-moving-on/

https://www.psychologytoday.com/us/blog/mindful-dating/202112/10-reasons-its-so-hard-move-some-breakups

https://upjourney.com/how-to-accept-a-breakup-you-didnt-want

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir