Future continuous tense zaman olarak da bilinen gelecek sürekli zaman, gelecekte devam eden bir eylemi gösteren bir fiil zamanıdır.
Benzer bir yapı kullanan şimdiki sürekli zamanın gelecekteki versiyonudur.
Genellikle şu durumlar için kullanılır
- bir eylemin gelecekte belirli bir zamanda devam edeceğini ifade eder.
- gelecekte gerçekleşmesini beklediğimiz bir eylemi ifade eder.
Conjugation/Cümle kurulumu
positive | S + WILL BE + V (ing) + O | I will be speaking |
negative | S+ will not + be + Ving+ O | I will not be speaking |
question | Will + S + V+O? | Will I be speaking? |
Cümle kurulumu örneği/ zamirlere göre
subject | auxiliary verb | auxiliary verb | main verb | |||
positive | I | will | be | working | at 10am. | |
You | will | be | lying | on a beach tomorrow. | ||
negative | She | will | not | be | using | the car. |
We | will | not | be | having | dinner at home. | |
question | Will | you | be | playing | football? | |
Will | they | be | watching | TV? |
Contractions/kısaltmalar
long form | contraction | example |
will | …’ll | they’ll |
will not | …’ll not/… won’t | I’ll not/I won’t |
Negatif Kısaltmalar/Negated Contractions
Yazılı İngilizcede, genellikle zamirlerden sonra kısaltmalar kullanırız, ancak isimlerden sonra kullanmayız.
Example:
- Unfortunately, she’ll not be sitting next to Charles.
- (but not:Unfortunately, the woman’ll/Mrs Nelson’ll not be sitting next to Charles.)
Bir yardımcı fiilin ve not’ın birleşimi olan negatif kısaltmalar her zaman kullanılabilir.
Example:
- Unfortunately, she won’t be sitting next to Charles.
- Unfortunately, the woman/Mrs Nelson won’t be sitting next to Charles.
Spelling Rules/Yazım kuralları
Fiil -e ile bitiyorsa -e silinir. Fakat –ee, -oe ve -ye değişmeden kalır.
- come– coming
- (but: agree– agreeing)
- mistake – mistaking
Son ünsüzden önce kısa vurgulu sesli harf bulunan kelimelerde son ünsüz iki tane olur. Ancak, -w, -x ve -y iki katına çıkmaz
- sit – sitting
- (but: fix–fixing)
- stop – stopping
- begin – beginning
İngiliz İngilizcesinde bir sesli harften sonra son ünsüz -l her zaman iki tane olur, ancak Amerikan İngilizcesinde değildir.
- travel– travelling (British), traveling (American)
Fiil -ie ile bitiyorsa sonundaki harf -y ile değişir
- lie– lying
Future Continuous Tense Zaman belirteçleri
- at 4 o’clock tomorrow
- this time next week
Future Continuous Tense Kullanıldığı Yerler
bir eylemin gelecekte belirli bir zamanda devam edeceğini ifade eder.
I will be playing tennis at 10am tomorrow. | Yarın sabah 10’da tenis oynuyor olacağım. |
They won’t be watching TV at 9pm tonight. | Bu akşam saat 21:00’de TV izlemiyor olacaklar. |
What will you be doing at 10pm tonight? | Bu akşam saat 22:00’de ne yapıyor olacaksın? |
What will you be doing when I arrive? | Ben geldiğimde ne yapıyor olacaksın? |
She will not be sleeping when you telephone her. | Ona telefon ettiğinizde uyumuyor olacaktır. |
We’ll be having dinner when the film starts. | Film başladığında yemek yiyor olacağız. |
Take your umbrella. It will be raining when you return. | Şemsiyeni al. Döndüğünüzde yağmur yağıyor olacak. |
In an hour she will be sitting at her table with her friends. They will be talking. They will be playing | Bir saat sonra arkadaşlarıyla masasında oturuyor olacak. Konuşacaklar. Oynayacaklar |
gelecekte gerçekleşmesini beklediğimiz bir eylemi ifade eder.
They will be moving into another house | Başka bir eve taşınıyor olacaklar. |
I will be working on this subject from now on. | Bundan sonra bu konu üzerinde çalışıyor olacağım. |
And she will be seeing Charles, a good-looking pensioner she met there last week. | Ve geçen hafta orada tanıştığı yakışıklı bir emekli olan Charles ile görüşüyor olacak. |
Future Continuous Tense Örnek cümleler
I will be loving you. | Seni seviyor olacağım. |
You will be thinking. | Düşünüyor olacaksın. |
She will be watching TV. | Televizyon izliyor olacak. |
I will be waiting for you. | Senin için bekliyor olacağım. |
We will be watching movie. | Film izliyor olacağız. |
How will she be travelling? | Nasıl seyahat ediyor olacak? |
I will be working tomorrow. | yarın çalışıyor olacağım |
Will I be working tomorrow? | Yarın çalışıyor olacak mıyım? |
Will you be waiting for me? | Beni bekliyor olacak mısın? |
She will not be watching TV. | Televizyon izlemiyor olacak. |
I will not be waiting for you. | seni bekliyor olmayacağım. |
We will be sailing in an hour. | Bir saat içinde yelken açıyor olacağız. |
I will not be working tomorrow. | yarın çalışmıyor olacağım |
She’ll be enjoying the weather. | Havanın tadını çıkarıyor olacak. |
I will be helping Alex tomorrow. | Yarın Alex’e yardım ediyor olacağım. |
I’ll be travelling with friends. | Arkadaşlarla seyahat ediyor olacağım. |
It will be drinking milk tomorrow. | Yarın süt içiyor olacak. |
They will be on the road tomorrow. | Yarın yollarda olacaklar. |
I’ll be saving money for a new car. | Yeni bir araba için para biriktiriyor olacağım. |
I will be cleaning the home tonight. | Bu akşam evi temizliyor olacağım. |
I will be sleeping at the afternoon. | Öğleden sonra uyuyor olacağım. |
I’ll be cleaning the house tomorrow. | Yarın evi temizliyor olacağım. |
I will not be working at this summer. | Bu yaz çalışıyor olmayacağım/ çalışmayacağım. |
They will be coming around at 11 P.M. | Akşam 11’de gelecekler./geliyor olacaklar. |
Alex will be joining us at the meeting. | Alex toplantıda bize katılacak./katılıyor olacak. |
I’m going to be studying all next week. | Gelecek hafta boyunca ders çalışıyor olacağım. |
What will you be doing at 10pm tonight? | Bu akşam saat 10’da ne yapıyor olacaksın? |
She won’t be watching the news at eight. | Saat sekizde haberleri izlemiyor olacak. |
By Christmas I will be skiing like a pro. | Noel’de bir profesyonel gibi kayak yapıyor olacağım. |
I will be studying English future tenses. | İngilizce gelecek zamanları çalışıyor olacağım. |
It will be raining at this time tomorrow. | Yarın bu saatlerde yağmur yağıyor olacak. |
Will it be raining at this time tomorrow? | Yarın bu saatlerde yağmur yağıyor olacak mı? |
I’ll be waiting for you when you get back. | Döndüğünde seni bekliyor olacağım. |
They will be writing letter to each other. | Birbirlerine mektup yazıyor olacaklar. |
The baby will be sleeping in the afternoon. | Bebek öğleden sonra uyuyor olacak. |
In an hour I’ll still be ironing my clothes. | Bir saat sonra hala kıyafetlerimi ütülüyor olacağım. |
She will be studying at the library tonight. | Bu akşam kütüphanede ders çalışıyor olacak. |
You’ll be reading your book at four o’clock. | Saat dörtte kitabınızı okuyor olacaksınız. |
I will be preparing dinner when you get here. | Sen geldiğinde akşam yemeğini hazırlıyor olacağım. |
It will not be raining at this time tomorrow. | Yarın bu saatlerde yağmur yağmıyor olacak. |
I will be playing games when he arrives today. | Bugün geldiğinde oyun oynuyor olacağım. |
Will you be sitting in the park when I arrive? | Geldiğimde parkta mı oturuyor olacaksın? |
I will be watching TV when she arrives tonight. | Bu gece o geldiğinde televizyon izliyor olacağım. |
I will be watering the plants tomorrow morning. | Yarın sabah bitkileri suluyor olacağım. |
Michael will be running a marathon this Friday. | Michael bu Cuma bir maraton koşuyor olacak. |
They’ll be leaving Istanbul in two hours’ time. | İki saat sonra İstanbul’dan ayrılıyor olacaklar. |
We will be repairing the roof in the afternoon. | Öğleden sonra çatıyı tamir ediyor olacağız. |
When you arrive, I will be sitting in the park. | Sen geldiğinde ben parkta oturuyor olacağım. |
I will be waiting for you when your bus arrives. | Otobüsün geldiğinde seni bekliyor olacağım. |
She will not be sleeping when you telephone her. | Ona telefon ettiğinizde uyumuyor olacak. |
He will be listening to the radio at five o’clock. | Saat beşte radyo dinliyor olacak. |
I will be waiting for you when your plane arrives. | Uçağın geldiğinde seni bekliyor olacağım. |
When you arrive, I will not be sitting in the park. | Geldiğinde, ben parkta oturuyor olmayacağım. |
He will be visiting his friends this time next week. | Gelecek hafta bu zamanlar arkadaşlarını ziyaret ediyor olacak. |
This time tomorrow, we will be working on our project. | Yarın bu zamanlar projemiz üzerinde çalışıyor olacağız. |
Who will be waiting for me when I arrive in the Paris? | Paris’e vardığımda beni kim bekliyor olacak? |
Will they be waiting me when I arrive to the hospital? | Hastaneye geldiğimde beni bekliyor olacaklar mı? |
This time tomorrow, we will not be working on our project. | Yarın bu zamanlar, projemiz üzerinde çalışıyor olmayacağız. |
You will be waiting for her when her plane arrives tonight. | Bu akşam uçağı geldiğinde onu bekliyor olacaksın. |
They will be having dinner at seven. It’s best to call later. | Yedide akşam yemeği yiyor olacaklar. Daha sonra aramak en iyisidir. |
While I am finishing my homework, she is going to make dinner. | Ben ödevimi bitirirken o akşam yemeği yapacak. |
When you arrive at the airport, I am going to be waiting for you. | Havaalanına vardığında seni bekliyor olacağım. |
Are you going to be waiting for her when her plane arrives tonight? | Bu akşam uçağı geldiğinde onu bekliyor olacak mısın? |
Tavsiye yazı:
Hafıza teknikleri: Hafızanızı geliştirmeniz için 29 Altın Yöntem [Bilim destekli]
Test&Quiz. Kendinizi test edin
- https://www.examenglish.com/grammar/b1_future_continuous.htm
- https://www.proprofs.com/quiz-school/quizshow.php?title=future-continuous_29v&q=1
- https://www.learnenglish-online.com/grammar/tests/futurecontinuous.html
- http://www.englishintro.com/test_work-future_continuous_tense-intermediate.html
- https://www.azenglishlearn.com/2022/04/future-continuous-tense-quiz.html
- https://www.englishclub.com/grammar/verb-tenses_future-continuous-quiz.htm
Bu yazılar da ilgini çekebilir;
İngilizce Çalışma Planı oluşturmanız için 22 bilimsel adım [Gramer konu sıralaması içerir]
İngilizce 100 Dış Ticaret Kelimesi (İthalat-İhracat)
İngilizce Participle clauses (cümlecik) nedir? (38 cümle örneği)
İngilizce Marka telafuzları (50+ örnek)
2008’den beri pazarlama dalında çalışıyorum. 2014’ten beri markamuduru.com’da yazıyorum. İnanıyorum ki markalaşma adına ülkemizde inanılmaz bir potansiyel var ve markalaşmak ülkemizi fersah fersah ileri götürecek. Kendini yetiştirmiş marka müdürlerine de bu yüzden çokça ihtiyaç var. Ben de öğrendiklerimi, araştırdıklarımı, bildiklerimi burada paylaşıyorum. Daha fazla bilgi için Hakkımda sayfasını inceleyebilirsiniz.