İngilizce Double Comparatives (“the…the” karşılaştırması) (55 cümle örneği)5 min read

Double comparatives, İngilizce’de orantılı artış veya azalmayı ifade etmek, bir şey arttığında veyadouble comparatives azaldığında başka bir şeyin değişmesine neden olduğunu söylemek için yaygın olarak kullanılan ifadelerdir.

Double Comparatives çeşitleri

  THE MORE …. THE MORE 

The more you study, the more you learn.Ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok öğrenirsiniz.
The more I see her, the more I like her.Onu ne kadar çok görürsem, ondan o kadar çok hoşlanıyorum.
The more help we give them, the more they request.Onlara ne kadar çok yardım sağlarsak, o kadar çok talep ederler.
The more I watch my diet, the more weight I put on.Diyetime ne kadar çok dikkat edersem o kadar çok kilo alıyorum.
The more money he makes, the more expensive things he buys.Ne kadar çok para kazanırsa o kadar pahalı şeyler satın alır.
The more we work, the more we earn.Ne kadar çok çalışırsak o kadar çok kazanırız.

 

 THE MORE … THE LESS 

The more I read, the less I remember.Ne kadar çok okursam o kadar az hatırlarım.
The more the sales assistant explains, the less I understand.Satış asistanı ne kadar çok açıklarsa, o kadar az anlıyorum.
The more food I see, the less appetite I have.Ne kadar çok yiyecek görürsem, o kadar az iştahım olur.
The more we spend, the less we save.Ne kadar çok harcarsak, o kadar az tasarruf ederiz.
The more I worry, the less I sleep.Ne kadar endişelenirsem, o kadar az uyurum.
The more she flatters me, the less I tend to believe her.Beni ne kadar pohpohlarsa, ona o kadar az inanma eğilimindeyim.

 

THE LESS … THE MORE 

The less we spend, the more we save.Ne kadar az harcarsak o kadar çok tasarruf ederiz.
The less I concentrate, the more I forget.Ne kadar az konsantre olursam o kadar çok unuturum.
The less we worry, the more relaxed we become.Ne kadar az endişelenirsek, o kadar rahat oluruz.
The less you exercise, the more weight you put on.Ne kadar az egzersiz yaparsanız o kadar fazla kilo alırsınız.
The less people listen, the more impatient they become.İnsanlar ne kadar az dinlerse, o kadar sabırsız hale gelirler.
The less he sees people, the more isolated he becomes.İnsanları ne kadar az görürse, o kadar yalnızlaşır.

 

ADJECTIVES: 

Karşılaştırma ve karşıtlık, the…the…’nin karşılaştırmalı sıfatlarla paralel cümlelerde kullanılmasıyla ifade edilir. Bu yapı orantılı artış veya azalışı göstermek için kullanılır.

 

Yapı: the + karşılaştırmalı sıfat + tümce + karşılaştırmalı sıfat + tümce

 

The less I see him the more I like him.Onu ne kadar az görürsem, ondan o kadar çok hoşlanıyorum.
The more he reads, the less he understands.Ne kadar çok okursa, o kadar az anlar.
The older we grow, the wiser we become.Yaşlandıkça, daha akıllı hale geliriz.
The higher you climb, the colder it gets.Ne kadar yükseğe tırmanırsanız, o kadar soğuk olur.
The richer one grows, the greater one’s worries.Kişi zenginleştikçe kaygıları da artar.
The less you spend, the more you save.Ne kadar az harcarsanız, o kadar çok tasarruf edersiniz.
The sooner they go, the better it is.Ne kadar erken giderlerse o kadar iyi.
The older we grow, the wiser we become.Yaşlandıkça daha akıllı hale geliriz.
The higher you climb, the colder it gets.Ne kadar yükseğe tırmanırsanız, o kadar soğuk olur.
The younger you begin to learn a language, the easier it is.Bir dili ne kadar genç yaşta öğrenmeye başlarsanız o kadar kolay olur.
The angrier the teacher is, the worse I feel.Öğretmen ne kadar kızgınsa, ben o kadar kötü hissediyorum.
The darker the berry, the juicier it is.Böğürtlen ne kadar koyu olursa, o kadar sulu olur.
The brighter the sun, the happier people feel.Güneş ne kadar parlaksa, insanlar o kadar mutlu hisseder.
The colder the weather is, the hungrier I am.Hava ne kadar soğuksa, o kadar acıkırım.
The more educated women are, the later they marry.Kadınlar ne kadar eğitimli olursa, o kadar geç evlenirler.
The earlier you leave, the better it is.Ne kadar erken ayrılırsanız o kadar iyidir.
The stronger the wind blows, the colder we feel.Rüzgar ne kadar güçlü eserse, o kadar soğuk hissederiz.
The heavier it rains, the darker the sky is.Yağmur ne kadar şiddetli olursa, gökyüzü o kadar karanlık olur.
The older he gets, the kinder he becomes.Yaşlandıkça daha nazik olur.
‘How do you like your coffee?’ ‘The stronger the better.Kahveni nasıl seversin? “Ne kadar sertse o kadar iyi.”
‘When should I start?’ ‘The earlier the better.’Ne zaman başlamalıyım? “Ne kadar erken o kadar iyi.”

 

ZARFLAR: 

The faster you walk, the more quickly you will arrive.Ne kadar hızlı yürürseniz o kadar hızlı varırsınız.
The more carefully you plan, the better the result will be.Ne kadar dikkatli planlarsanız sonuç o kadar iyi olur.
The harder you work, the more rapidly you will obtain results.Ne kadar çok çalışırsanız o kadar hızlı sonuç alırsınız.
The more quickly a car is driven, the more likely it is to cause an accident.Bir araba ne kadar hızlı kullanılırsa kazaya neden olma olasılığı o kadar yüksektir.
The more hurriedly something is done, the more easily mistakes are made.Bir şey ne kadar aceleyle yapılırsa, hatalar o kadar kolay yapılır.

 

İSİMLER: 

The more money a person has, the more privilege they enjoy.Bir kişi ne kadar çok paraya sahip olursa, o kadar ayrıcalıktan yararlanır.
The more ideas you have, the more projects you will develop.Ne kadar çok fikriniz olursa, o kadar çok proje geliştirirsiniz.
The more orders we receive, the more goods we manufacture.Ne kadar çok sipariş alırsak o kadar çok mal üretiriz.
The more sales he makes, the more commission he earns.Ne kadar çok satış yaparsa, o kadar çok komisyon kazanır.
The more furniture I buy, the more space I need.Ne kadar çok mobilya alırsam, o kadar çok alana ihtiyacım olur.

 

KISA FORM 

Bu yapının kısa hali ‘better’ ile biten cümlelerde ve ‘the more the merrier’ ifadesi kullanılır.

How do you like your coffee? The stronger the better.Kahvenizi nasıl istersiniz? Ne kadar sertse o kadar iyidir.
What price range are you interested in? The cheaper the better.Hangi fiyat aralığıyla ilgileniyorsunuz? Ne kadar ucuzsa o kadar iyidir.
What time would you like me to come? The earlier the better.Ne zaman gelmemi istersin? Ne kadar erken o kadar iyi.
What sort of presentation should I prepare? The shorter the better!Nasıl bir sunum hazırlamalıyım? Ne kadar kısa o kadar iyi!
Can I bring a friend? Sure. The more the merrier!Bir arkadaşımı getirebilir miyim? Elbette. Ne kadar çok o kadar iyi!

 

Tavsiye yazı: 

Hafıza teknikleri: Hafızanızı geliştirmeniz için 29 Altın Yöntem [Bilim destekli]

 

Test&Quiz. Kendinizi test edin

https://test-english.com/grammar-points/b1-b2/the-the-comparatives/3/

https://www.esl-lounge.com/student/grammar/4g2-the-the-comparatives.php

https://www.tolearnenglish.com/exercises/exercise-english-2/exercise-english-6578.php

https://test-english.com/grammar-points/b1-b2/the-the-comparatives/3/

 

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir