Minör cümle kısa ve pratik cümlelerdir. Minör cümleler ilk ingilizce konuşmaya başlamak için harika bir başlangıç noktasıdır.
Major cümle nedir?
Büyük bir cümle (normal cümle olarak da adlandırılır), herhangi bir tam tümcedir; yani hem öznesi hem de yüklemi vardır.
Minör cümle nedir?
Öte yandan küçük bir cümle (düzensiz cümle olarak da adlandırılır), en az bir bağımsız tümcesi olmayan, yani hem öznesi hem de tam yüklemi olmayan ve yine de yazılı olarak kullanılan herhangi bir cümledir.
Cümleler bölümündeki diğer tüm bölümler büyük cümlelerle ilgilidir, bu nedenle bu bölümde küçük cümlelere odaklanacağız.
Minör Cümleler
Minör cümleler, tek kelimelerden, cümle parçalarından, ünlemlerden veya kalıp ifadelerden (deyimler ve atasözleri gibi) oluşabilir. Günlük İngilizcede nasıl kullanıldıklarını görmek için aşağıda her birinin birkaç örneğini inceleyeceğiz.
Bu, bağımsız bir gramer birimidir; yani diğer gramer birimlerinin bir parçası değildir ve yine de herhangi bir fiil içermez.
Bir fiil bir cümle için gerekli olmasına rağmen, fiilsiz bir cümle konuşma dilinde çok yaygındır ve yazılı metinlerde nadir olmaktan uzaktır. Örnekler:
Minör cümle örnekleri;
Hello | Merhaba |
Yes/No | Evet / Hayır |
How cool! | Ne kadar havalı! |
No problem. | Sorun değil. |
Happy birthday! | Doğum günün kutlu olsun! |
Good, God! | İyi, tanrım! |
A thousand dollars, please. | Bin dolar, lütfen. |
Down! | Tamam, varım! |
More coffee? | Daha fazla kahve? |
Yes, Lord! | Evet efendim! |
Gazete manşetleri
Trump off to London. | Trump Londra’ya gitti. |
Arsenal in, Chelsea out! | Arsenal girdi, Chelsea çıktı! |
Super Eagles in a 2-0 victory! | Süper Kartallar 2-0 kazandı! |
EU’s Brexit stance about to splinter? | AB’nin Brexit duruşu parçalanmak üzere mi? |
Reklamlar
CocaCola: Enjoy! | CocaCola: Keyfini çıkarın! |
FCMB: My bank and I | FCMB: Bankam ve ben |
MTN: Everywhere you go | MTN: Gittiğiniz her yerde |
Top Tea: Bags of Flavour | En İyi Çay: Lezzet Torbaları |
Veleta Wine: Sheer Delight | Veleta Şarabı: Saf Lokum |
Binatone: The smart choice | Binatone: Akıllı seçim |
Ovaltine: Rich in happiness | Ovaltine: Mutluluk açısından zengin |
Daily Sun: Voice of the Nation | Daily Sun: Ulusun Sesi |
Michelin: A Better way forward | Michelin: İleri daha iyi bir yol |
Skye Bank: Expanding your world | Skye Bank: Dünyanızı genişletiyor |
Fayrouz: Refreshingly different | Feyrouz: Ferahlatıcı derecede farklı |
Union Bank: Big, Strong, Reliable | Union Bank: Büyük, Güçlü, Güvenilir |
Stanbic IBTC Bank: Moving forward | Stanbic IBTC Bankası: İlerliyor |
Biggs: What a delicious experience! | Biggs: Ne lezzetli bir deneyim! |
Sterling Bank: The One-customer bank | Sterling Bank: Tek müşterili banka |
Milo: Food drink for future champions! | Milo: Geleceğin şampiyonları için yiyecek içecek! |
Malta Guinness: Top-of-the-world smiles | Malta Guinness: Dünyanın en iyi gülümsemeleri |
The Punch: The most widely read newspaper | Punch: En çok okunan gazete |
Konuşmalara ve Sorulara Yanıtlar-Tek kelimelik cümleler
Soru | Türkçesi | Cevap | Türkçesi |
How are you? | Nasılsın? | Fine | İyi |
Who owns this book? | Bu kitabın sahibi kim? | John | John |
Where are you going? | Nereye gidiyorsun? | Home | Ev(e) |
When are you coming back? | Ne zaman geri döneceksin? | Soon | Yakında |
Bring something for me. | Benim için bir şey getir. | Alright | Peki |
When do we meet again? | Tekrar ne zaman buluşacağız? | Tomorrow | Yarın |
Where are you travelling to? | Nereye yolculuk yapıyorsun? | Lagos. | Lagos. |
What would you eat? | Ne yersiniz? | Vegetable Salad | Sebze salatası |
Do you think we should go now? | Sence şimdi gitmeli miyiz? | Not really | Tam olarak değil |
Where is the meeting holding? | Toplantı nerede yapılıyor? | Conference room | Konferans odası |
Commentaries
Into the net! | Ağa takıldı! |
A volley shot! | Bir vole atışı! (Futbol) |
A good pass there. | Orada iyi bir pas attı. |
Dribbles two in a row. | Arka arkaya iki çalım attı. |
A square pass to Ronaldo. | Ronaldo’ya çapraz pas. |
Selamlamalar
Hello! | Merhaba! |
Morning! | Sabah! |
Good day! | İyi günler! |
Thank you! | Teşekkür ederim! |
Long time! | Uzun zaman oldu! |
Good morning. | Günaydın. |
Happy New Year! | Mutlu yıllar! |
Congratulations! | Tebrikler! |
Merry Christmas! | Mutlu Noeller! |
How are you? Fine! | Nasılsın? İyi! |
Ünlemler
Ah! | Ah! |
Oh! | Ah! |
Wow! | Vay! |
Hurray! | Yaşasın! |
Oh dear! | Ah hayatım! |
Oh well! | Oh iyi! |
Nice one! | Çok iyi, aferin! |
Good one! | Bu iyiydi! |
Good luck! | İyi şanlar! |
Bless you! | Çok yaşa! |
Thank God! | Tanrıya şükür! |
Nice shot! | Güzel atış! |
Oh my God! | Aman Tanrım! |
Good grief! | Hadi ya, yok canım! |
Good heavens! | Aman tanrım! |
Thank goodness! | çok şükür! |
Aforizma Küçük Cümleler
Bunlar genellikle ekleyemediğimiz geleneksel ifadelerdir. Genellikle kapalı bir sınıf oluşturdular.
Örnekler şunları içerir:
Bon appetit | Afiyet olsun |
Midas touch | tuttuğu altın olmak |
Bag and baggage | pılı pırtıyı toplayarak |
Day in, day out | her gün |
Fair and square | doğru ve dürüst |
Slow and steady. | Yavaş ve istikrarlı. |
Across the board | herkesi kapsayan |
At this juncture | Bu safhada |
No pain, no gain. | Emeksiz yemek olmaz. |
Bone of contention | anlaşmazlık sebebi |
First and foremost | İlk ve en önemli |
An ace up the sleeve | avantaj olarak kullanılacak bir şey |
The more the merrier. | Ne kadar çok o kadar iyi. |
A sight for sore eyes | Ağrılı gözler için bir manzara |
Easier said than done. | Söylemesi yapmaktan kolay. |
Like father, like son. | Babasının oğlu. |
A bull in a china shop | orman kibarı, sakar |
The earlier the better. | Ne kadar erken o kadar iyi. |
More haste, less speed. | Acele işe şeytan karışır. |
First come, first served. | İlk gelen alır. |
Early to bed and early to rise | Erken yatıp erken kalkmak |
A sixty-four thousand dollar question | Altmış dört bin dolarlık bir soru, çok önemli soru |
Birleşik Minör Cümle
See and buy | Gör ve satın al. |
Watch and pray | İzleyin ve dua edin. |
Cool but expensive | havalı ama pahalı |
Merry Christmas and a happy new year | Mutlu Noeller ve mutlu yıllar. |
Karmaşık Minör Cümle
If so, run | Eğer öyleyse, koş. |
Good, though tough | zor olsa da iyi |
Leave if convenient | Uygunsa bırakın. |
Fine, despite the cold | soğuğa rağmen iyi |
Nowhere except here | Burası dışında hiçbir yerde. |
Emir kipli cümleler
Bunlar emir veya direktif vermek veya talepte bulunmak için kullanılır. Bu tür cümlede ana fiil genellikle temel biçimdir.
Talimat vermek, nasihat etmek, başkası adına dilek dilemek, davette bulunmak, emir vermek.
Sit down! | Otur! |
Wait for me! | Beni bekle! |
Close the door. | Kapıyı kapatın. |
Have a nice day. | İyi günler. |
Do your homework. | Ödevini yap. |
Call me tomorrow. | Beni yarın ara. |
Try the other door. | Diğer kapıyı dene. |
Please, take a seat. | Lütfen oturun. |
Set the oven to 180 degrees. | Fırını 180 dereceye ayarlayın. |
Tag questions bazen emir cümlelerinin sonuna eklenebilir.
Buy some milk, will you? | Biraz süt al, olur mu? |
Do your homework, will you? | Ödevini yap, olur mu? |
Send me an e-mail soon, won’t you? | Yakında bana bir e-posta gönder, olur mu? |
Tavsiye yazı: Hafıza teknikleri: Hafızanızı geliştirmeniz için 29 Altın Yöntem [Bilim destekli]
Bu yazılar da ilgini çekebilir;
İngilizce Çalışma Planı oluşturmanız için 22 bilimsel adım [Gramer konu sıralaması içerir]
İngilizce 100 Dış Ticaret Kelimesi (İthalat-İhracat)
İngilizce Participle clauses (cümlecik) nedir? (38 cümle örneği)
İngilizce Marka telafuzları (50+ örnek)
2008’den beri pazarlama dalında çalışıyorum. 2014’ten beri markamuduru.com’da yazıyorum. İnanıyorum ki markalaşma adına ülkemizde inanılmaz bir potansiyel var ve markalaşmak ülkemizi fersah fersah ileri götürecek. Kendini yetiştirmiş marka müdürlerine de bu yüzden çokça ihtiyaç var. Ben de öğrendiklerimi, araştırdıklarımı, bildiklerimi burada paylaşıyorum. Daha fazla bilgi için Hakkımda sayfasını inceleyebilirsiniz.