Participle clause (cümlecik) konuşma İngilizcesinde çok yaygın değildir; ancak yazılı İngilizcede pek çok örnek bulabilirsiniz, belki de participle clause (cümlecik) çok kullanışlı olabildiği içindir. Koşul, sebep, neden, sonuç veya zamanı tam zarf cümleciklerine benzer bir şekilde, sadece daha az kelimeyle ifade etmemizi sağlarlar.
Örneğin:
After she had finished the exam, she felt very happy. (time) | Sınavı bitirdikten sonra kendini çok mutlu hissetti. (zaman) |
Having finished the exam, she felt very happy. | Sınavı bitirdiğinde kendini çok mutlu hissetti. |
Participle clauseların birkaç çeşidi bulunur.
Participle clause çeşitleri
-ing participle clauses
Bu en yaygın participle clause (cümlecik)lerden biridir. Şimdiki zamana veya geçmişe atıfta bulunmak için -ing participle clause (cümlecik)lerini kullanabiliriz
As she was such a great singer, she didn’t have problems to find a job. | Çok iyi bir şarkıcı olduğu için iş bulmakta zorlanmadı. |
Being such a great singer, she didn’t have problems to find a job. | Çok iyi bir şarkıcı olduğu için iş bulmakta zorlanmadı. |
When I talk to you I always feel better. | Seninle konuştuğumda kendimi hep daha iyi hissediyorum. |
Talking to you I always feel better. | Seninle konuşurken hep daha iyi hissediyorum. |
Because I was walking quickly, I soon caught up with him. | Hızlı yürüdüğüm için kısa sürede ona yetiştim. |
Walking quickly I soon caught up with him. | Hızlı yürüdüğüm için kısa sürede ona yetiştim. |
Having + past participle clauses
Perfect -ing participle clause (cümlecik)ini kullanarak bir eylemin diğerinden önce olduğunu vurgulayabilirsiniz. Bu tümceler genellikle ikinci bir eylemin nedenini ifade etmek için kullanılır.
Having lost all the games, he felt depressed. | Bütün maçları kaybedince morali bozuldu. |
Not having eaten for hours, I was desperate to find a restaurant. | Saatlerdir bir şey yemediğim için çaresizce bir restoran arıyordum. |
having been + past participle: Since-clause (sebep) alternatif olarak şu pasif yapı kullanılabilir:
Having been unemployed for a so long, he felt he would never find a job. (=Since he had been…) | Uzun süredir işsiz olduğu için asla bir iş bulamayacağını düşünüyordu. |
Having been offered a promotion, she decided to stay in the company. (=Since she had been…) | Terfi teklifi aldıktan sonra şirkette kalmaya karar verdi. |
Participle clause (cümlecik)leri edat veya bağlaçları da takip edebilir: after, before, instead of, without, when, while, vb. Edatların ya da bağlaçların participle clause (cümlecik)lerinden (özellikle -ing ortaç tümcelerinden) önce kullanılması oldukça yaygındır:
Remember to take your bags when leaving the bus. | Otobüsten inerken çantalarınızı almayı unutmayın. |
Instead of listening to me, Tom left the room. | Tom beni dinlemek yerine odadan çıktı. |
After having lost many games, he felt depressed. | Birçok oyunu kaybettikten sonra depresyona girmişti. |
I visited her after talking with her mother. | Annesiyle konuştuktan sonra onu ziyaret ettim. |
People often use their phones while driving. | İnsanlar araba kullanırken sık sık telefonlarını kullanırlar. |
Past participle clauses (-ed/third column)
Geçmiş zaman tümceleri genellikle edilgen çatıda bir fiil içeren bir tümcenin yerini alır.
Found in a litter bin, the briefcase contained classified information. (=The briefcase was found.) | Bir çöp kutusunda bulunan evrak çantası gizli bilgiler içeriyordu. (=Evrak çantası bulundu.) |
Impressed by the painting, John praised the artist. (=He was impressed by the painting.) | Resimden etkilenen John, ressamı övdü. |
Founded 20 years ago, the company has received many awards. (=The company was founded 20 years ago.) | 20 yıl önce kurulan şirket birçok ödül aldı. |
Located in the city centre, the bar is very popular among tourists. (=The bar is located in the city centre) | Şehir merkezinde bulunan bar turistler arasında çok popüler. |
Bu participle clause (cümlecik)lerinin genellikle bir ilgi tümcesi ile değiştirilebileceğini unutmayın:
The briefcase, which was found in a litter bin, contained classified information. | Bir çöp kutusunda bulunan evrak çantasında gizli bilgiler vardı. |
John, who was impressed by the painting, praised the artist. | Resimden etkilenen John, ressamı övdü. |
The company, which was founded 20 years ago, has received many awards. | Bundan 20 yıl önce kurulan şirket birçok ödül aldı. |
The bar, which is located in the city centre, is very popular among tourists | Şehir merkezinde bulunan bar, turistler arasında çok popüler |
Dikkat: Yaygın hata konusunda dikkatli olun!
Her zaman participle clause (cümlecik)indeki fiilin öznesi ile ana cümledeki fiilin öznesinin aynı olduğundan emin olmalısınız. İki farklı özne kullanmak, öğrencilerin participle tümceleri kullanmaya çalışırken yaptıkları en yaygın hatadır.
If you mix it with soda, the cocktail tastes even better. (The subject of mix is you, and the subject of tastes is the cocktail.) | Eğer soda ile karıştırırsanız, kokteylin tadı daha da güzel olur. (Karışımın öznesi sizsiniz ve tadın öznesi de kokteyldir). |
Bağlaç ve edatlardan sonra participle clause (cümlecik)
Ayrıca, özellikle -ing’li participle clause (cümlecik)lerinin, before, after, instead of, on, since, when, while and in spite of gibi bağlaçları ve edatları takip etmesi yaygındır.
Before cooking, you should wash your hands. | Yemek pişirmeden önce ellerinizi yıkamalısınız. |
Instead of complaining about it, they should try doing something positive. | Bu konuda şikayet etmek yerine, olumlu bir şeyler yapmayı denemeliler. |
On arriving at the hotel, he went to get changed. | Otele vardığında üstünü değiştirmeye gitti. |
While packing her things, she thought about the last two years. | Eşyalarını toplarken son iki yılı düşündü. |
In spite of having read the instructions twice, I still couldn’t understand how to use it. | Talimatları iki kez okumama rağmen, nasıl kullanacağımı hala anlayamadım. |
Bilginizi test edin
Bu yazılar da ilgini çekebilir;
İngilizce öğrenme uygulamaları [14 ücretsiz uygulama]
İngilizce have ve have got'ın 10 kullanımı
İngilizceden Türkçeye çeviri yapma yöntemleri (5 temel bilgi)
İngilizce: Dil bileşenleri. İngilizcenin yapısını oluşturan 5 Dil Bileşeni
2008’den beri pazarlama dalında çalışıyorum. 2014’ten beri markamuduru.com’da yazıyorum. İnanıyorum ki markalaşma adına ülkemizde inanılmaz bir potansiyel var ve markalaşmak ülkemizi fersah fersah ileri götürecek. Kendini yetiştirmiş marka müdürlerine de bu yüzden çokça ihtiyaç var. Ben de öğrendiklerimi, araştırdıklarımı, bildiklerimi burada paylaşıyorum. Daha fazla bilgi için Hakkımda sayfasını inceleyebilirsiniz.