İngilizce Atasözleri (Proverb) [106 Örnek cümle içerir]36 min read

İngilizce atasözleri, İngiliz kültüründe bizdeki olduğu gibi genellikle yaşam tavsiyesi, bilgelik veya bir gerçek sunan kısa, özlü bir ifadelerdir.

İngilizce atasözleri o kadar yaygındır ki, anadili İngilizce olan kişiler ingilizce atasözlerini konuşmalarında farkında olmadan sıklıkla kullanıyorlar.

İngilizce konuşurken veya dinerken ingilizce atasözleri, açıklamak veya bilgi vermek için de bir kısayol sunabilir. Çoğu zaman, bir noktayı açıklamak için atasözleri kullanılır.

Atasözleri tüm kültür ve yaşamların biraz özeti gibi de düşünülebilir. Yaşam ve bakış açısının farklılıklarını da atasözlerinden görebilirsiniz.

Aynı duruma bakıp benzer şekilde ifade edebilirler.

Benzer örnek;

  • İngilizce: Havlayan köpek nadiren ısırır.
  • Türkçe: Havlayan köpek ısırmaz

Farklı örnek;

  • İngilizce: Gıcırdayan tekerlek çok yağlanır
  • Türkçe: Derdini söylemeyen derman bulamaz

İngilizce atasözlerini öğrenirken dile ve kültüre eğlenceli bir giriş yapacaksınız.

Üslup olarak, normal konuşma biçimlerinden farklıdırlar çünkü doğaları gereği metaforik veya semboliktirler. Bazı ingilizce atasözleri belirli bir kültürü veya yerel bölgeyi yansıtabilir, ancak çoğu bölgesel engelleri aşar ve geniş çapta benimsenir ve genellikle nesiller boyunca aktarılır.

Aslında, kaydedilen en eski atasözlerinden bazıları MÖ 2000’de eski Sümerlere kadar uzanır.

Arkeolojik araştırmalara göre, araştırmacılar tarafından Sümer katipleri tarafından yazılmış 1000’den fazla atasözü içeren 700’e yakın tablet keşfedilmiş.

Tercüme edildiğinde araştırmacılar, atasözlerinin kültürler ve zamanlar boyunca nasıl ulaştığını gösteren Sümer bilgeliğinin bu parçacıklarını anlamanın ne kadar kolay olduğuna şaşırdılar.

Siz de ingilizce konuşmalarınızda ingilizce atasözlerini kullanırsanız bir yerli ile kolay anlaşabilir veya onun kullandığı ingilizce atasözlerini kolaylıkla anlayabilirsiniz.

İngilizce atasözleri ingilizce öğrenmeye başlarken en eğlenceli yöntemlerden biridir.

Tavsiye yazı: Hafıza teknikleri: Hafızanızı geliştirmeniz için 29 Altın Yöntem [Bilim destekli]

Hemen ingilizce atasözlerini öğrenmeye başlayın. Aşağıda ingilizce atasözlerinin uzun bir listesini bulacaksınız.

En sık kullanılan 100 ingilizce atasözü listesi

SıraProverbTürkçesiMeaningExampleTürkçesi
1Time is moneyVakit nakittirDon’t waste your time or other people’s time; also, if you can use your time to make money in some way, you should do that.“Hurry up! Time is money!”Acele et! Vakit nakittir!
2Haste makes wasteAcele israf yaparDoing something too quickly results in mistakesDon’t rush through your assignment, remember haste makes waste.Görevinizi aceleye getirmeyin, acelenin israf yaptığını unutmayın.
3Easy come, easy goHaydan gelen huya giderWhen you make money quickly, it’s very easy to lose it quickly as well“I won $200 at the casino, and then I spent it on a very expensive meal for me and some friends. Easy come, easy go.”Kumarhanede 200 dolar kazandım ve sonra bunu kendim ve bazı arkadaşlarım için çok pahalı bir yemeğe harcadım. Haydan gelen huya gider.
4Forgive and forgetAffet ve unutPardon and hold no resentment regarding a certain eventWhat was done cannot be changed, so let’s just forgive and forget.Yapılanlar değiştirilemez, o yüzden sadece affedelim ve unutalım.
5Ignorance is blissCehalet mutlulukturIf you don’t know about something, you don’t need to bother about it. In other words, if you’re unaware of something, it won’t cause you stress.I didn’t know that the neighbour next door was involved in criminal activities. Sometimes, ignorance is bliss.Yan komşumun suç faaliyetlerine karıştığını bilmiyordum. Bazen cehalet mutluluktur.
6Knowledge is powerBilgi GüçtürThe more you know, the more powerful you can be in different areas of your life“When we were kids, our parents taught us how to swim. That knowledge helped me to save my cousin’s life when he was 5 years old. Knowledge is power.”“Biz çocukken ailelerimiz bize yüzmeyi öğretti. Bu bilgi, kuzenim 5 yaşındayken onun hayatını kurtarmama yardım etti. Bilgi Güçtür.”
7No man is an islandHiç kimse kendi başına bir ada değildir.No one is truly capable of living alone. We need human connection to be healthy“You can’t just abandon your friends and family. No man is an island.”“Arkadaşlarını ve aileni öylece terk edemezsin. Hiç kimse bir ada değildir.”
8The ship has sailedGemi yola çıktı. (Geçti Bor’un pazarı)It’s too late
9The show must go onŞov devam etmeliA performance, event, etc., must continue even though there are problemsThe chairman died yesterday but the show must go on.Başkan dün öldü ama gösteri devam etmeli.
10A cat has nine livesBir kedinin dokuz canı vardır.Cats can survive the most fatal of accidentsWe haven’t been able to meet for months now. But I am not worried, I know a cat has nine lives.Aylardır görüşemiyoruz. Ama endişelenmiyorum, bir kedinin dokuz canı olduğunu biliyorum.
11Look before you leapZıplamadan önce BakAct after considering the possible consequencesIt is always better to look before you leap.Zıplamadan önce bakmak her zaman daha iyidir.
12No gain without painAcısız kazanç olmazIt is necessary to suffer or work hard in order to succeed or make progress.You’ve to drastically reduce the time you spend on video games and TV if you want to get admission to a good college. No gain without pain.İyi bir üniversiteye kabul edilmek istiyorsanız, video oyunlarına ve TV’ye harcadığınız zamanı büyük ölçüde azaltmalısınız. Acısız kazanç olmaz.
13No news is good newsHaber olmaması iyi haberdirIf you don’t receive any news about someone or something, it means that everything is fine and going normally.My daughter has been working in Australia for nearly five years now. At first, I used to get worried when I didn’t hear from her, but now I know that no news is good news.Kızım yaklaşık beş yıldır Avustralya’da çalışıyor. İlk başlarda ondan haber alamayınca endişelenirdim ama artık hiçbir haberin olmaması iyi haber olduğunu biliyorum.
14Every dog has its dayHer köpeğin kendi günü vardıreveryone attains success at some point in their livesdon’t give up just because you were rejected twice, remember every dog has its day.iki kez reddedildin diye pes etme, her köpeğin bir günü olduğunu unutma.
15It takes two to tangoO tango için iki kişi gerekirBoth parties involved in a situation are equally responsible for it
16Like father, like sonBabasının oğluSaid when a son is similar to his father; also, “Like mother, like daughter”“Ryan started playing hockey at a very young age. He’s just like his dad. Like father, like son.”Ryan çok genç yaşta hokey oynamaya başladı. Tıpkı babası gibi. Babasının oğlu.”
17Once bitten twice shyBir kez ısırıldı ikincisine utandı. (Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.)You say this proverb when someone won’t do something a second time because they had a bad experience the first time.I won’t try this drink, because last time I had a burning sensation in my throat. Once bitten twice shy, I guess.Bu içeceği denemeyeceğim çünkü geçen sefer boğazımda bir yanma hissi vardı. Bir kez ısırıldığında ikinci kez utanıyorum sanırım.
18Better late than neverGeç olsun güç olmasınGetting something late is better than never getting itwe have been waiting for you for 3 hours, but okay, it’s better late than never.3 saattir seni bekliyoruz ama geç olması hiç olmamasından iyidir.
19Mind your own businessKendi işine bakTo not interfere in someone else’s matterWill you please mind your own business and stop telling me what to do?Lütfen kendi işine bakıp bana ne yapacağımı söylemeyi bırakır mısın?
20Practice makes perfectPratik yapmak mükemmelleştirirYou become better at a skill by practising itDon’t give up if you can’t do it right the first time, remember practice makes perfect.İlk seferde doğru yapamıyorsanız pes etmeyin, unutmayın pratik mükemmelleştirir.
21Enjoy it while it lastsŞu an devam ediyorken bunun tadını çıkar. (Su akarken testiyi doldur)Make the best of a moment since it won’t last foreverCollege life is the best time of your life, enjoy it while it lasts.Üniversite hayatı hayatınızın en güzel zamanıdır, devam ederken tadını çıkarın.
22Fortune favors the boldŞans cesurdan yanadırPeople who are brave and who take risks are more successful than people who are do things safely all the time“It’s a risk, but the reward could be great. I say you go for it. Fortune favors the bold.”Bu bir risk ama ödülü büyük olabilir. bunun için git diyorum Şans cesurdan yanadır.
23Great minds think alikeBüyük beyinler benzer düşünürIntelligent people have similar ideasboth of us suggested similar solutions for this problem, indeed, great minds think alike.Bu soruna ikimiz de benzer çözümler önerdik, aslında büyük beyinler aynı fikirde.
24Save up for a rainy dayYağmurlu bir gün için tasarruf edinPut some money aside for whenever it may be needed
25Alls well that ends wellSonu iyi biten tum seyler iyidirIt doesn’t matter how many problems in the world as long as the result is goodI am glad you didn’t get hurt in the accident, even if the car got smashed. Alls well that ends well.Araba parçalansa bile kazada yaralanmadığına sevindim. Sonu iyi biten tum seyler iyidir.
26Curiosity killed the catMerak kediyi öldürdü ( Başkasının işine burnunu sokma)You should never poke your nose in the business of others. It can be dangerousI am aware that curiosity killed the cat, but I still want to find out if he hit her. It is not right.Merakın kediyi öldürdüğünün farkındayım ama yine de ona vurup vurmadığını öğrenmek istiyorum. Bu doğru değil.
27It takes one to know oneBirini bilmek için kendini bilmek yeterli. (Başkasında burun kıvırdığın şey sende de vardır)Someone must have a bad quality themselves if they can recognize it in other people
28Practice what you preachVaaz ettiğin şeyi uygulaFollow what you want others to followYou always tell us to reach early and yourself come late. You should practice what you preach.Bize hep erken gel diyorsun ve kendin geç geliyorsun. Öğüt verdiğin şeyi uygulamalısın.
29A watched pot never boilsİzlenen bir tencere asla kaynamazIf something takes time to do, it doesn’t help to constantly check on it. You just have to give it time.“I know you think he’s going to be a great guitar player one day, but stop criticizing him so much. He just started taking lessons two weeks ago! A watched pot never boils.”Bir gün onun harika bir gitarist olacağını düşündüğünü biliyorum ama onu bu kadar çok eleştirmeyi bırak. İki hafta önce ders almaya başladı! İzlenen bir tencere asla kaynamaz.”
30Beggars can’t be choosersDilenciler seçici olamazPeople dependent on others must be content with what is offered to themPeople who depend on the generosity of others can’t pick & choose things as per their liking. They’ve to accept what is given to them.Başkalarının cömertliğine güvenen insanlar, kendi zevklerine göre bir şeyler seçemezler. Kendilerine verileni kabul etmek zorundalar.
31Out of sight, out of mindGözden ırak olan gönülden de ırak olurPeople or things that are no longer present are easily forgottenThe employees relaxed as soon as the boss left. Out of sight, out of mind.Patron gider gitmez çalışanlar rahatladı. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
32Honesty is the best policyDürüstlük en iyi politikadırBeing honest is the best characteristicDon’t lie to land a job, remember that honesty is the best policy.Bir iş bulmak için yalan söylemeyin, dürüstlüğün en iyi politika olduğunu unutmayın.
33Rome wasn’t built in a dayRoma bir günde kurulmadıImportant work takes time to completeYou can’t expect her to finish such a complex project in a week. Rome wasn’t built in a day.Böyle karmaşık bir projeyi bir haftada bitirmesini bekleyemezsiniz. Roma bir günde kurulmadı.
34A stitch in time saves nineZaman içinde atılan bir dikiş dokuz dikiş atmayı engeller.It is better to deal with problems immediately than letting them become biggerDon’t ignore the sudden malfunctioning of your car, just go to the garage. A stitch in time saves nine.Arabanızın ani arızasını görmezden gelmeyin, sadece garaja gidin. Zaman içinde atılan bir dikiş dokuz dikiş atmayı engeller.
35Blood is thicker than waterKan sudan daha kalındır. (Aile ilişkileri diğerlerinden her zaman daha güçlüdür)Family relationships are always stronger than other relationshipsI had a party to attend but I still chose to stay home because my grandmother was sick. As they say, blood is thicker than water.Katılacak bir partim vardı ama yine de büyükannem hasta olduğu için evde kalmayı tercih ettim. Dedikleri gibi, kan sudan daha kalındır.
36Early bird catches the wormErken kalkan yol alırOne who arrives first gets the best chance at successWe should go early to the boutique on the day of their sale to get the best stuff. The early bird catches the worm!En iyi şeyleri almak için satış gününde butiğe erken gitmeliyiz. Erken kalkan yol alır!
37It’s never too late to mendOnarmak için asla geç değilIt’s never too late to change your wrong ways or habitsI still miss my best friend, but it’s been a year since our fight and we haven’t spoken to each other since. Y: Well, it’s never too late to mend; why don’t you call him up and apologize?Hala en iyi arkadaşımı özlüyorum ama kavgamızın üzerinden bir yıl geçti ve o zamandan beri birbirimizle konuşmadık. Y: İyileşmek için asla geç değildir; neden onu arayıp özür dilemiyorsun?
38Money doesn’t grow on treesPara ağaçta yetişmezIt requires effort to earn moneyDon’t keep buying unnecessary things, money doesn’t grow on trees.Gereksiz şeyler almayın, para ağaçta yetişmez.
39There is no place like homeEv Gibisi YokYour home is the most comfortable place in the world“What a tiring vacation! I’m glad to be back in my own bed again. There’s no place like home.”“Ne yorucu bir tatil! Tekrar kendi yatağımda olduğum için mutluyum. Ev gibisi yok.”
40Appearances can be deceptiveDış görünüş aldatıcı olabilirSomething might be different from how they appear outwardlyDon’t trust people you are not familiar with; appearances can be deceptive.Aşina olmadığınız insanlara güvenmeyin; Dış görünüş aldatıcı olabilir.
41It’s not over till it’s overBitene kadar bitmezTill the event has completely played, you’re still in with a chance to succeedJo-Wilfried Tsonga came back from two sets down at Wimbledon to pull off a miraculous win. That’s why they say it’s not over till it’s over.Jo-Wilfried Tsonga, Wimbledon’da iki set geri döndükten sonra mucizevi bir galibiyet aldı. Bu yüzden bitmeden bitmez derler.
42Strike while the iron is hotSıcakken demiri dövün. (Demir tavında dövülür)Grab an opportunity at the most favourable timeTo overtake your competitor, you should strike while the iron is hot.Rakibinizi sollamak için demire sıcakken vurmalısınız.
43All that glitters is not goldParlayan her şey altın değildirSomething might not be as valuable as it seems to beRadhika bought an attractive bracelet recently, but it broke in less than a week. All that glitters is not gold.Radhika geçenlerde çekici bir bileklik aldı ama bir haftadan kısa bir süre içinde kırıldı. Parlayan her şey altın değildir.
44As you sow, so you shall reapEkerken, biçmek zorundasınızYour actions determine your resultsIf you don’t go to sleep early, you will wake up late. As you sow, so shall you reap.Erken yatmazsan geç uyanırsın. Ne ekersen onu biçersin.
45Kill two birds with one stoneBir taşla iki kuşAchieve two goals at once
46Laughter is the best medicineGülmek en iyi ilaçtırTrying to be happy is the best cureBeing in good company can lift your spirits, after all, laughter is the best medicine.İyi bir ilişkide olmak moralinizi yükseltebilir, sonuçta kahkaha en iyi ilaçtır.
47Time and tide wait for no manZaman ve gelgit kimseyi beklemezYou’ve no control over the passage of time; it’ll keep slipping. So don’t procrastinate, don’t delay things.We need to hurry up or else we’ll miss the flight. Time and tide wait for no man.Acele etmeliyiz yoksa uçağı kaçıracağız. Zaman ve gelgit kimseyi beklemez.
48Two heads are better than oneBir elin nesi var iki elin sesi varTwo persons have a better chance to solve a problem than one.More startups have two cofounders than one. That’s because they very well understand that two heads are better than one.Daha fazla girişimin birden fazla kurucu ortağı vardır. Bunun nedeni, iki kafanın birden daha iyi olduğunu çok iyi anlamalarıdır.
49Two wrongs don’t make a rightİki yanlış bir doğru etmezSomeone’s wrongful conduct is not a justification for acting in the same wayYou shouldn’t hit her because she hit you, two wrongs don’t make a right.O sana vurdu diye sen ona vurmamalısın, iki yanlış bir doğru etmez.
50What goes around comes aroundNe ekersen onu biçersinIf someone treats other people badly, he or she will eventually be treated badly by someone else.He tormented me back in high school, and now he has his own bully. What goes around comes around.Lisede bana eziyet etti ve şimdi kendi zorbası var. Ne ekersen onu biçersin.
51Your guess is as good as mineTahminin benimki kadar iyiI’m unsure of the answer or solution to a problem
52All good things come to an endHer güzel şeyin bir sonu vardırNothing great lasts foreverIt was a fantastic vacation, but all good things come to an end.Harika bir tatildi ama her güzel şeyin bir sonu vardır.
53Pen is mightier than the swordKalem kılıçtan keskindirThinking and writing have more influence on people and events than the use of force.After the mass killings at the newspaper office, there is a protest which is happening in the city declaring support to the paper and proving that pen is mightier than the sword.Gazete bürosundaki toplu katliamların ardından, şehirde gazeteye destek veren ve kalemin kılıçtan keskin olduğunu kanıtlayan bir protesto var.
54Too many cooks spoil the brothÇok fazla aşçı suyu bozarWhen too many people work together on a project, the result is inferiorThis proposal has received feedback from too many parliamentary committees, and that’s probably the reason why it lacks clear actionable. I’ve no doubt that too many cooks spoil the broth.Bu teklif, çok sayıda parlamento komisyonundan geri bildirim aldı ve muhtemelen bu, açık bir şekilde eyleme geçirilebilir olmamasının nedenidir. Çok fazla aşçının suyu bozduğundan hiç şüphem yok.
55A rolling stone gathers no mossYuvarlanan taş yosun tutmazA person who keeps changing his/her jobs always has the advantage of fewer responsibilities and also the disadvantage of no particular place to liveCan’t believe he is married and well settled now. He was a bit of a rolling stone a few years back.Evli olduğuna ve şimdi iyi bir yer olduğuna inanamıyorum. Birkaç yıl önce biraz yuvarlanan bir taştı.
56Actions speak louder than wordsEylemler sözlerden daha yüksek sesle konuşurWhat someone does means more than what they say they will doShe never bragged about her grades but secured the second position in the board exams. Truly, actions speak louder than words.Asla notlarıyla övünmedi, ancak yönetim kurulu sınavlarında ikinci sırayı aldı. Gerçekten, eylemler kelimelerden daha yüksek sesle konuşur.
57Don’t judge a book by its coverBir kitabı kapağına göre yargılamaDon’t form an opinion about someone by their appearanceShe may look innocent, but don’t judge a book by its cover – she is the greatest troublemaker I have ever seen.Masum görünebilir ama bir kitabı kapağına göre yargılama – o şimdiye kadar gördüğüm en baş belası.
58Every cloud has a silver liningHer bulutun gümüş bir astarı vardırThere is always a positive side to any difficult situationI got a much better job after losing my last one. Every cloud does have a silver lining.Son işimi kaybettikten sonra çok daha iyi bir iş buldum. Her bulutun bir gümüş astarı vardır.
59If it ain’t broke, don’t fix itBozulmadıysa tamir etmeIf something is already working well, don’t try to change it or improve it“Why are you trying to upgrade your PC again? It was working fine before. If it ain’t broke, don’t fix it.”“Bilgisayarınızı neden yeniden yükseltmeye çalışıyorsunuz? Daha önce iyi çalışıyordu. Bozulmadıysa tamir etme.”
60If you can’t beat ’em, join ’emOnları yenemezsen, onlara katılIf you can’t change someone’s behavior or opinion, sometimes it’s better or easier to do what they want to do“I told Mark that we needed to study, but he kept playing video games. Eventually I gave up and just played video games too. If you can’t beat ’em, join ’em.”Mark’a çalışmamız gerektiğini söyledim ama o video oyunları oynamaya devam etti. Sonunda pes ettim ve video oyunları da oynadım. Onları yenemezsen, onlara katıl.”
61The early bird catches the wormErken kalkan yol alırThe one who takes the earliest opportunity to do something will have an advantage over others
62There are other fish in the seaDenizde başka balıklar da var. (Başka sevgili  bulursun)There will be other opportunities for romance
63Cleanliness is next to GodlinessTemizlik İlahi Olanın Yanındadır. (Temizlik imandandır)Cleanliness is a good virtue. It is next to Godliness.You must keep yourself and your room clean. You must remember that cleanliness is next to Godliness.Kendinizi ve odanızı temiz tutmalısınız. Temizliğin Tanrısallığın yanında olduğunu unutmamalısınız.
64Its better to be safe than sorryÜzgün ​​olmaktansa güvende olmak daha iyiYou should always take any necessary precautions.
65To kill two birds with one stoneBir taşla iki kuş öldürmekAchieving two goals at onceUsing a cycle for exercise and transport is like killing two birds with one stone.Egzersiz ve ulaşım için bir bisiklet kullanmak, bir taşla iki kuş vurmak gibidir.
66Where there’s smoke there’s fireDumanın olduğu yerde ateş vardırIf there are rumours or signs that something is true so it must be at least partly trueDo you believe those rumours about the mayor? Y: Well, you know what they say, where there’s smoke, there’s fire.Belediye başkanı hakkındaki bu söylentilere inanıyor musunuz? Y: Ne derler bilirsin, nerede duman varsa orada ateş vardır.
67An empty vessel makes much noiseBoş kap çok ses çıkarırPeople who are stupid or foolish are the most talkativeRather than help the siblings resolve the fight, he kept interfering and inciting them. An empty vessel makes much noise.Kardeşlerin kavgayı çözmesine yardım etmek yerine, müdahale etmeye ve onları kışkırtmaya devam etti. Boş kap çok ses çıkarır.
68Birds of a feather flock togetherTencere yuvarlanmış kapağını bulmuşOne tends to stick together with similar minded peopleBoth of them are computer geeks, no wonder they are best friends. As they say, birds of a feather flock together.İkisi de bilgisayar delisi, en iyi arkadaş olmalarına şaşmamalı. Dedikleri gibi, tüylü kuşlar bir araya gelir.
69It’s better to be safe than sorryÜzgün ​​olmaktansa güvende olmak daha iyiIt’s better to be cautious than regret laterOne shouldn’t complain about the inconvenience of security check each time you enter the building. It’s better to be safe than sorry.Binaya her girdiğinizde güvenlik kontrolünün zahmetinden şikayet edilmemeli. Üzgün ​​olmaktansa güvende olmak daha iyi.
70The squeaky wheel gets the greaseGıcırdayan teker yağlanır. (Ağlamayana meme yok)People who complain the most are the ones who get attention or what they want.If you’re not satisfied with the service at the hotel, then you should call up the manager there. The squeaky wheel gets the grease, after all.Oteldeki hizmetten memnun değilseniz, oradaki yöneticiyi aramalısınız. Sonuçta gıcırdayan tekerlek daha fazla yağlanır.
71There is no time like the presentŞimdiki zaman gibisi yokDon’t wait to do something. Do it now.“Why don’t you stop talking about needing to call your mom? Just CALL her! There is no time like the present.”Neden anneni araman gerektiğinden bahsetmeyi kesmiyorsun? Sadece onu ARAYIN! Şimdiki zaman gibisi yok.”
72Time flies when you’re having funEğlenirken zaman uçup gidiyorTime seems to move faster when you’re enjoying something
73When in Rome, do as the Romans doRoma’da romalılar gibi davranFollow the local customs when you visit a foreign placeYou cannot be picky about food in this foreign country, you have to make do with the local food. When in Rome, do as the Romans do.Bu yabancı ülkede yemek konusunda seçici olamazsınız, yerel yemekle yetinmek zorundasınız. Roma’da romalılar gibi davran.
74A leopard doesn’t change its spotsBir leopar beneklerini değiştirmez. (Huylu huyundan vazgeçmez)A person cannot change his/her innate character, especially the bad aspectsI don’t think he will change his habits if he gets caught? A leopard can’t change its spots.Yakalanırsa alışkanlıklarını değiştireceğini sanmıyorum? Bir leopar beneklerini değiştiremez.
75Don’t bite the hand that feeds youSeni besleyen eli ısırmaDon’t make someone angry or hurt someone who is helping you or paying for you“You had a fight with your boss? Are you stupid? Don’t bite the hand that feeds you.”Patronunla kavga mı ettin? Sen aptal mısın? Seni besleyen eli ısırma.”
76Good things come to those who waitGüzel şeyler sabredene gelirPatience is rewardedDon’t be hasty with your decisions, good things come to those who waitKararlarında acele etme, iyi şeyler bekleyenlere gelir
77The enemy of my enemy is my friendDüşmanımın düşmanı dostumdurIf someone whom I don’t like doesn’t like someone else whom I don’t like, we can act like friends and unite against the other person (common in war)“I don’t like you, you don’t like me. But I think we can agree that we both HATE Daniel. Let’s work together and get him fired! The enemy of my enemy is my friend, right?”Ben seni sevmiyorum sende beni sevmiyorsun. Ama sanırım ikimizin de Daniel’den NEFRET ETTİĞİ konusunda hemfikir olabiliriz. Birlikte çalışalım ve onu kovduralım! Düşmanımın düşmanı dostumdur değil mi?”
78The pen is mightier than the swordKalem kılıçtan keskindirWritten words are more effective than brute forceThe journalists proved to the world that ultimately the pen is mightier than the sword.Gazeteciler nihayetinde kalemin kılıçtan daha keskin olduğunu dünyaya kanıtladılar.
79You can’t always get what you wantHer zaman istediğini elde edemezsinSometimes you may face disappointments in your pursuits or your wishes may not be fulfilled.I want a bike on my birthday. Y: Sorry, you can’t always get what you want.Doğum günümde bir bisiklet istiyorum. Y: Üzgünüm, her zaman istediğini elde edemezsin.
80A friend in need is a friend indeedDost kara günde belli olurA true friend is one who helps you when you need itHe helped me with the notes while I was sick, a friend in need is a friend indeed.Hastayken bana notlar konusunda yardım etti, ihtiyacı olan bir arkadaş gerçekten bir arkadaştır.
81A picture is worth a thousand wordsBir resim bin kelime değerindedir.Explaining something is easier through a picture than by wordsIt’s easier to learn from pictures than only text, since a picture is worth a thousand words.Bir resim bin kelimeye bedel olduğu için resimlerden öğrenmek sadece metinden daha kolaydır.
82Absence makes the heart grow fonderYokluk kalbi daha da büyütür. (Değerini uzaktayken anlarsınız)We love the people who are not with us more in their absenceWe never understood each other’s worth when we were together. Now we miss each other all the time. I think absence makes the heart grow fonder.Birlikteyken birbirimizin değerini hiç anlamadık. Şimdi birbirimizi her zaman özlüyoruz. Bence yokluk kalbi daha çok büyütüyor.
83God helps those who help themselvesKendine yardım edenlere Allah yardım eder. (Bekleme, çalışmaya başla)Don’t just wait for good things to happen to you. Work hard to make them happen“If you want a better life, you can’t just sit on your butt thinking about it. You have to work to make it happen. God helps those who help themselves.”Daha iyi bir hayat istiyorsan, öylece oturup bunu düşünemezsin. Gerçekleşmesi için çalışmalısın. Kendine yardım edenlere Allah yardım eder.
84Watch the doughnut and not the holeDonut’a dikkat edin, deliğe değil. (Bardağın dolu tarafına bakın, boş tarafına değil)Focus on what you have and not on what you don’t.I’ve to submit the assignment next Monday, but I don’t have a clue on the topic. Y: Consult your friends. Consult books. Understand the topic. Watch the doughnut and not the hole.Ödevi önümüzdeki Pazartesi teslim edeceğim, ancak konuyla ilgili hiçbir fikrim yok. Y: Arkadaşlarına danış. Kitaplara başvur. Konuyu anla. Çöreğe dikkat et, deliğe değil.
85Where one door shuts, another opensBir kapının kapandığı yerde diğeri açılıyorWhen you lose an opportunity to do one thing, an opportunity to do something else appears.I failed to get into my dream college. Y: Don’t worry, this has happened with many. I’m sure something better is waiting for you. Where one door shuts, another opens.Hayalimdeki üniversiteye giremedim. Y: Endişelenme, bu birçok kişinin başına geldi. Eminim daha iyi bir şey seni bekliyor. Bir kapının kapandığı yerde bir diğeri açılır.
86Where there’s a will, there’s a wayBir iradenin olduğu yerde, bir yol vardır. (Çok kararlıysan başarabilirsiniz)If you are determined enough, you can find a way to achieve what you want, even if it is difficult.Example: He had few resources to start his business, but he eventually did through a small opening – blog. Where there’s a will, there’s a way.Örnek: İşini başlatmak için çok az kaynağı vardı, ancak sonunda bunu küçük bir açılış olan blog aracılığıyla yaptı. Bir iradenin olduğu yerde, bir yol vardır.
87You can’t judge a book by its coverBir kitabı kapağına göre yargılayamazsınızYou shouldn’t determine the value of something by its outward appearance
88An apple a day keeps the doctor awayElma yiyen insan doktor yüzü görmezEating an apple daily keeps you healthyYou won’t fall ill if you eat the fruits, an apple a day keeps the doctor away.Meyveleri yersen hasta olmazsın, günde bir elma doktoru uzak tutar.
89Beauty is in the eye of the beholderGüzellik bakanın gözlerindedirThe perception of beauty varies from person to personI don’t really like the colour of your car, but then, beauty lies in the eyes of the beholder.Arabanızın rengini pek beğenmedim ama güzellik bakanın gözlerinde saklı.
90Don’t put too many irons in the fireAteşe çok fazla demir koymayın. (Aynı anda birden çok işi yapmaya çalışmayın)Don’t try to do too many things at the same time; focus on one thing at a time“No wonder you’re exhausted. You’re trying to work 4 jobs at the same time! You have too many irons in the fire right now.”Yorgun olmana şaşmamalı. Aynı anda 4 işte birden çalışmaya çalışıyorsun! Şu anda ateşte çok fazla demir var.”
91It’s easy to be wise after the eventOlaydan sonra akıllı olmak kolaydırIt is easy to understand what you could have done to prevent something bad from happening after it has happened.I would have never bought an apartment if I had known that the land on which it has been built is disputed. Well, it’s easy to be wise after the event.Üzerine inşa edildiği arazinin tartışmalı olduğunu bilseydim asla bir daire almazdım. Olaydan sonra akıllı olmak kolaydır.
92It’s no use crying over spilled milkDökülen süt için ağlamanın faydası yokThere is no point in being sad over things that have already happenedThere is no point in staying upset over a mistake because you can’t undo what has happened.Olanları geri alamayacağınız için bir hata yüzünden üzülmenin bir anlamı yok.
93Necessity is the mother of inventionZorunluluk icatların anasıdırWhen you really need something, you find a way to meet the needWhen the strap of my sandals came off while I was in the office, I stapled it back. Necessity is the mother of invention, you know!Ofisteyken sandaletimin askısı kopunca geri zımbaladım. İhtiyaç, buluşun anasıdır, bilirsiniz!
94A drowning man will clutch at a strawBoğulan bir adam bir kamışa tutunur. (Denize düşen yılana sarılır)If someone is in a difficult or tough situation, he/ she will grasp on any available opportunity to improve itSince the allopathic medicines have not been able to help him, he is now trying homoeopathic for a cure. A drowning man will clutch at a straw.Allopatik ilaçlar ona yardımcı olamadığından, şimdi bir tedavi için homeopatik deniyor. Boğulan bir adam bir kamışa tutunur.
95An idle brain is the devil’s workshopBoş beyin şeytanın çalışma odasıdır.Evil thoughts come to us easily when we are idleYou should give your daughter something to do in the afternoon, after all an idle brain is the devil’s workshop.Kızınıza öğleden sonra yapacak bir şeyler vermelisiniz, ne de olsa boş beyin şeytanın çalışma masasıdır.
96There is no such thing as a free lunch.Ücretsiz öğle yemeği diye bir şey yoktur. (Herşeyin bir bedeli vardır)Nothing is free. Even the things that are free have a hidden cost“His bank gave him $50 for free, but he had to commit to opening a credit card account. There’s no such thing as a free lunch.”Bankası ona bedava 50 dolar verdi ama bir kredi kartı hesabı açmayı taahhüt etmesi gerekiyordu. Bedava öğle yemeği diye bir şey yoktur.”
97Among the blind the one-eyed man is kingKörler arasında tek gözlü adam kraldırEven an incapable person can come to a powerful position if others in the fray are even more incapableHe has become the head of the department in his office despite his lack of skills and exposure. Among the blind the one-eyed man is king.Beceri ve deneyim eksikliğine rağmen ofisinde bölüm başkanı oldu. Körler arasında tek gözlü adam kraldır.
98Don’t put all of your eggs in one basketTüm yumurtalarınızı tek sepete koymayınDon’t put all of your hopes and resources into one goal or dream“I know you really want to be an actor, but don’t you think you’re being financially irresponsible? Don’t put all of your eggs in one basket.”Gerçekten oyuncu olmak istediğini biliyorum ama mali açıdan sorumsuz davrandığını düşünmüyor musun? Tüm yumurtalarınızı aynı sepete koymayın.”
99Hope for the best, prepare for the worstEn iyisini umut et, en kötüsüne hazırlanIn any situation, be optimistic about the result, but always be ready for the worst outcome“We’re going on vacation next week. It’s supposed to rain a lot, so we’re bringing our umbrellas and a bunch of board games. Hope for the best, prepare for the worst.”Gelecek hafta tatile gidiyoruz. Çok yağmur yağması gerekiyor, bu yüzden şemsiyelerimizi ve bir sürü masa oyunu getiriyoruz. En iyisini umut et, en kötüsüne hazırlan.”
100If you play with fire, you’ll get burnedAteşle oynarsan yanarsınIf you get involved in something dangerous or beyond your abilities, you will probably experience negative consequences“Don’t make him angry. If you play with fire, you’ll get burned.”Onu kızdırma. Ateşle oynarsan yanarsın.
101One man’s junk is another man’s treasureBir adamın hurdası başka bir adamın hazinesidirWhat may seem to be junk to one person may be valuable to anotherI sold my 6-year-old laptop for a little amount, but I’m sure the buyer will make a hefty profit on it by refurbishing and selling it to someone else. One man’s junk is another man’s treasure, after all.6 yıllık dizüstü bilgisayarımı çok az bir meblağ karşılığında sattım, ancak alıcının yenileyip başkasına satarak büyük bir kar elde edeceğinden eminim. Ne de olsa bir adamın hurdası başka bir adamın hazinesidir.
102The apple doesn’t fall far from the treeElma ağaçtan uzağa düşmez. (Çocuklar ebeveynlere benzer)A child has similar characteristics to their parentsRenu sings so well, just like her mother. Indeed, the apple doesn’t fall far from the tree.Renu tıpkı annesi gibi çok iyi şarkı söylüyor. Aslında elma ağaçtan uzağa düşmez.
103While the cat’s away, the mice will playKedi yokken fareler oynarWithout supervision, people will do as they please, especially in disregarding or breaking rules.As soon as their parents left, the children invited all their friends over – when the cat’s away, you know.Ebeveynleri gider gitmez, çocuklar tüm arkadaşlarını davet ettiler – kedi yokken, bilirsiniz.
104A bird in the hand is worth two in the bushEldeki serçe damdaki güvercinden iyidirWhat you have is better than what you might getI think I’ll sell my car at the offered price instead of waiting for something higher. After all, a bird in hand is worth two in the bush.Daha yüksek bir şey beklemek yerine arabamı teklif edilen fiyattan satacağımı düşünüyorum. Ne de olsa eldeki bir kuş daldaki iki kuşa bedeldir.
105Don’t count your chickens before they hatchTavuklarınızı yumurtadan çıkmadan önce saymayınDon’t make plans based on events that have not yet happenedWait for the offer letter before celebrating about getting a job. Don’t count your chickens before they hatch.İş bulmayı kutlamadan önce teklif mektubunu bekleyin. Tavuklarınızı yumurtadan çıkmadan önce saymayın.
106One shouldn’t miss the forest for the treesAğaç için ormanı kaçırmamak lazım. (Küçük detaylar için büyük resmi kaçırmamak lazım)Sometimes you get so focused on small details that you may miss the larger context.The marketers got so bogged down on creating the perfect ad campaign that they didn’t realize that the medium – Facebook – they wanted to use was no longer a viable option because of its recent algorithm updates.Pazarlamacılar, mükemmel reklam kampanyasını oluşturmaya o kadar saplandılar ki, kullanmak istedikleri ortamın – Facebook – son algoritma güncellemeleri nedeniyle artık geçerli bir seçenek olmadığını fark etmediler.
107The grass is always greener on the other sideDiğer taraftaki çimenler hep daha yeşildirOther people always seem to be in a better situation, although it might not be trueSometimes I feel I should have gone for my master’s degree like you instead of this job. Well, the grass is always greener on the other side.Bazen bu iş yerine senin gibi yüksek lisansa gitmem gerektiğini düşünüyorum. Diğer tarafta çimenler her zaman daha yeşildir.
108When the going gets tough, the tough get goingİşler zorlaştığında, güçlüler devam eder.When a situation becomes difficult, strong people don’t give up; they work harder“My great grandfather survived the Great Depression. You know the phrase, ‘when the going gets tough, the tough get going?’ That was my great grandfather.”“Büyük büyükbabam Büyük Buhran’dan sağ kurtuldu. ‘İşler zorlaştığında, zor olan devam eder’ sözünü bilirsiniz, o benim büyük büyükbabamdı.”
109Keep your friends close, and your enemies closerDostlarını yakın tut düşmanlarını daha yakınIf someone is your enemy, treat them like a friend so you can be ready if they ever try to betray you“We don’t trust each other, but we have to be nice to each other because we work for the same company. I’m worried about him stealing my promotion, so I’m going to keep being nice to him. Keep your friends close, but your enemies closer.”Birbirimize güvenmiyoruz ama aynı şirket için çalıştığımız için birbirimize iyi davranmalıyız. Terfimi çalmasından endişeleniyorum, bu yüzden ona iyi davranmaya devam edeceğim. Dostlarını yakın tut, ama düşmanlarını daha yakın.”
110Never test the depth of the water with both feetSuyun derinliğini asla iki ayağınızla test etmeyinIf you’re in the water with both feet down, you risk being swept away by the currents. The message is: don’t put all your eggs in the same basket. Think twice before placing all your bets and investments on one thing.While applying to colleges, don’t limit yourself only to those with high cutoff marks. Never test the depth of the water with both feet.Kolejlere başvururken, kendinizi sadece kesme puanı yüksek olanlarla sınırlamayın. Suyun derinliğini asla iki ayağınızla test etmeyin.
111You catch more flies with honey than with vinegarBalla sirkeden daha çok sinek yakalarsınIf you have a sweet disposition you will get more from people than if you are rude to them.
112Don’t put off until tomorrow what you can do todayBugün yapabileceklerinizi yarına kadar ertelemeyinIf you can do something today, do it. Don’t wait until tomorrow; don’t procrastinate.“You have 6 hours of free time now. You should start on that final psychology assignment. Don’t put off until tomorrow what you can do today.”“Artık 6 saat boş vaktin var. Son psikoloji ödevine başlamalısın. Bugün yapabileceklerinizi yarına ertelemeyin.”
113Never put off until tomorrow what you can do todayBugün yapabileceklerinizi asla yarına ertelemeyinDo not delay a task if you can do it immediatelyDon’t leave the drawing incomplete, you should never put off until tomorrow what you can do today.Çizimi yarım bırakmayın, bugün yapabileceklerinizi asla yarına ertelemeyin.
114You can catch more flies with honey than with vinegarBalla sirkeden daha fazla sinek yakalayabilirsiniz.It’s easier to win people to your side by persuasion and politeness than by confrontation and threats.The courier service has taken more time to deliver than they had promised. I want to take the issue up with them and get a refund. Y: I would suggest you deal with them politely. You can catch more flies with honey than with vinegar.Kurye servisinin teslimatı söz verdiğinden daha uzun sürdü. Sorunu kendilerine iletmek ve geri ödeme almak istiyorum. Y: Onlara kibar davranmanı öneririm. Balla sirkeden daha fazla sinek yakalayabilirsiniz.
115A journey of a thousand miles begins with a single stepBin millik bir yolculuk tek bir adımla başlarIt is necessary to take the first step to reach your goalI feel overwhelmed with all the tasks I have to finish, but I have to start with something since a journey of a thousand miles begins with a single step.Bitirmem gereken tüm işlerden bunalmış hissediyorum ama bir şeyle başlamak zorundayım çünkü binlerce millik bir yolculuk tek bir adımla başlar.
116People who live in glass houses should not throw stonesCamdan evde yaşayanlar dışarı taş atmamalı. ( Sen mükemmel değilsen eleştirme)Don’t criticize someone if you’re not perfect either; don’t be a hyprocrite“Why are you always bothering her about being addicted to her phone? You’ve been smoking for 20 years and haven’t been able to give it up. People who live in glass houses should not throw stones.”Neden sürekli telefonuna bağımlı olduğu konusunda onu rahatsız ediyorsun? 20 yıldır sigara içiyorsun ve bir türlü bırakamadın. Camdan evlerde yaşayanlar taş atmamalı.”
117You can lead a horse to water but you can’t make it drinkAtı suya götürebilirsin ama içiremezsinYou can show people the way to do things, but you can’t force them to actHe has received all the resources one needs to start a business, but even after six months I don’t see anything happening. Y: Well, you can lead a horse to water but you can’t make it drink.Bir iş kurmak için gereken tüm kaynakları aldı, ancak altı ay sonra bile hiçbir şey olduğunu görmüyorum. Y: Peki, atı suya götürebilirsin ama içiremezsin.
118If you want something done right, you have to do it yourselfBir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan, kendin yapmalısınDon’t depend on someone else to do a good job; do it yourself“I asked my roommate to wash the dishes, but they ended up super filthy! I guess it’s true what they say: if you want something done right, you have to do it yourself.”“Oda arkadaşımdan bulaşıkları yıkamasını istedim ama bulaşıklar çok pis oldu! Sanırım söyledikleri doğru: Bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan, kendin yapmalısın.

 

*Bonus*

Excel hallerini indirebilirsiniz

 

TEST&QUIZ Kendinizi test edin

https://www.rediff.com/getahead/report/slide-show-1-specials-english-quiz-complete-the-proverbs/20120614.htm

https://www.englishpractice.com/quiz/proverbs-quiz/

https://play.howstuffworks.com/quiz/only-1-35-people-can-finish-these-english-proverbs-can-you

https://quizly.co/can-you-complete-these-english-proverbs/

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir