Past perfect continuous tense geçmişte başlayan bir eylemin geçmişte başka bir zamana kadar devam ettiğini gösterir.
Kullanıldığı durumlar
- geçmişte başka bir eylemden önce daha uzun eylemler
- geçmişte belirli bir zamandan önce başlayan ve o sırada tamamlanmamış bir eylem
- geçmişte belirli bir zamandan önce başlayan ve ikinci bir eylemle kesintiye uğrayan eylem
- geçmişte belirli bir zamandan önce başlayıp biten ancak bu eylemin etkisi o anda hala önemli olan bir eylem
Conjugation/Cümle kurulumu
positive | S + had been + V-ing + O | I had been speaking |
negative | S + had not been + V-ing + O | I had not been speaking |
question | Had + S + been + V-ing+O? | Had I been speaking |
Cümle kurulumu örneği/ zamirlere göre
subject | auxiliary verb | auxiliary verb | main verb | |||
positive | I | had | been | working. | ||
You | had | been | playing | tennis. | ||
negative | It | had | not | been | working | well. |
We | had | not | been | expecting | her. | |
question | Had | you | been | drinking? | ||
Had | they | been | waiting | long? |
Contractions/kısaltmalar
long form | contraction | example |
had | …’d | they’d |
had not | …’d not/… hadn’t | I’d not/I hadn’t |
Kısa cevaplar/SHORT ANSWER FORMS ( + / – )
Yes I had | Yes I had not |
Yes you had | Yes you had not |
Yes he had | Yes he had not |
Spelling Rules/Yazım kuralları
Fiil -e ile bitiyorsa -e silinir. Fakat -ee, -oe ve -ye değişmeden kalır.
Example:
- come– coming
- but: agree– agreeing
Son ünsüzden önce kısa vurgulu sesli harf bulunan kelimelerde son ünsüz iki tane olur. Ancak, -w, -x ve -y iki katına çıkmaz
Example:
- sit – sitting
- but: mix– mixing
İngiliz İngilizcesinde bir sesli harften sonra son ünsüz -l her zaman iki tane olur, ancak Amerikan İngilizcesinde değildir.
Example:
- travel– travelling (British)
- traveling (American)
Fiil -ie ile bitiyorsa sonundaki harf -y ile değişir
Example:
- lie– lying
Zaman belirteçleri/Signal Words
- for …
- since …
- the whole day
- all day
Past perfect continuous tense kullanıldığı yerler
Geçmişte belirli bir zamandan önce başlayan ve ikinci bir eylemle kesintiye uğrayan eylem
Sentence | Türkçesi |
I had been taking a nap when the earthquake rocked my house. | Deprem evimi salladığında ben şekerleme yapıyordum. |
The dogs had been barking constantly until their owner fed them. | Köpekler, sahipleri onları besleyene kadar sürekli havlıyordu. |
I think my cat had been sleeping for 20 hours when I woke her up. | Sanırım onu uyandırdığımda kedim 20 saattir uyuyordu. |
Louise had been practising for hours when Mark knocked on the door. | Mark kapıyı çaldığında Louise saatlerdir pratik yapıyordu. |
When I saw her in the supermarket, Birsen had been shopping for half an hour. | Onu markette gördüğümde Birsen yarım saattir alışveriş yapıyordu. |
I had not been eating for even five seconds when the telemarketer interrupted my dinner. | Telefonla pazarlamacı yemeğimi böldüğünde beş saniyedir bile yemek yemiyordum. |
Geçmişte belirli bir zamandan önce başlayıp biten ancak bu eylemin etkisi o anda hala önemli olan bir eylem
I could smell cigarettes. Somebody had been smoking. | Sigara kokusu alabiliyordum. Birisi sigara içiyordu. |
She had been eating meat for years before she became a vegetarian. | Vejetaryen olmadan önce yıllarca et yiyordu. |
When I saw Louise, she was tired because she had been practising all day. | Louise’i gördüğümde, bütün gün pratik yaptığı için yorgundu. |
My parents had been living by the beach for 40 years when the tsunami destroyed their home. | Tsunami evlerini yerle bir ettiğinde ailem 40 yıldır sahil kenarında yaşıyordu. |
According to his coworkers, the suspect had not been working at the jewelry store for even a week when the diamonds went missing. | İş arkadaşlarına göre, elmaslar kaybolduğunda zanlı bir haftadır kuyumcuda çalışmıyordu. |
Geçmişte belirli bir zamandan önce başlayan ve o sırada tamamlanmamış bir eylem
She had been practising for a very long time, but she still hadn’t mastered the piece. | Çok uzun süredir pratik yapıyordu, ancak eserde hâlâ ustalaşmamıştı. |
Geçmişte başka bir eylemden önce daha uzun eylemleri ifade eder.
John was very tired. He had been running. | John çok yorgundu. Koşuyordu. |
Had the pilot been drinking before the crash? | Pilot kazadan önce alkol mü alıyordu? |
Suddenly, my car broke down. I was not surprised. It had not been running well for a long time. | Birden arabam bozuldu. Şaşırmadım. Uzun süredir iyi çalışmıyordu. |
Ram started waiting at 9am. I arrived at 11am. When I arrived, Ram had been waiting for two hours. | Ram sabah 9’da beklemeye başladı. 11’de geldim. Geldiğimde Ram iki saattir bekliyordu. |
Past perfect continuous tense örnek cümleler
Sıra | Sentece | Türkçesi |
1 | Had he been reading a book? | Kitap mı okuyordu? |
2 | John had been baking a cake. | John kek pişiriyordu. |
3 | Had she been working all day? | Bütün gün çalışıyor muydu? |
4 | They had been playing tennis. | Tenis oynuyorlardı. |
5 | Had she been working all day? | Bütün gün çalışıyor muydu? |
6 | He had not been reading a book. | Kitap okumamıştı. |
7 | They hadn’t been playing tennis. | Tenis oynamamışlardı. |
8 | She had been sounding very weird. | Sesi çok tuhaf çıkmıştı. |
9 | Where had Jonathan been going to? | Jonathan nereye gidiyordu? |
10 | He had not been coming when you came. | Sen geldiğinde o gelmemişti. |
11 | Had you been studying English all day? | Bütün gün İngilizce çalışıyor muydun? |
12 | You had been studying when they asked. | Sorduklarında ders çalışıyordun. |
13 | Had you been studying English all day? | Bütün gün İngilizce çalışıyor muydun? |
14 | I had not been studying when you asked. | Sen sorduğunda ders çalışmıyordum. |
15 | I had not been swimming since last year. | Geçen seneden beri yüzmüyorum. |
16 | It had not been raining since last fall. | Geçen sonbahardan beri yağmur yağmamıştı. |
17 | You had not been dancing the whole year. | Bütün yıl boyunca dans etmemiştin. |
18 | He had not been studying for a few days. | Birkaç gündür ders çalışmıyordu. |
19 | Had she been waiting for me in the lobby? | Beni lobide mi bekliyordu? |
20 | Helen was out of breath when she came in. | İçeri girdiğinde Helen nefes nefese kalmıştı. |
21 | We had been serving him the for two days. | İki gündür ona hizmet ediyorduk. |
22 | We had been studying all day so we tired. | Bütün gün ders çalıştığımız için yorulmuştuk. |
23 | Had the actor been working since morning? | Oyuncu sabahtan beri çalışıyor muydu? |
24 | Had you drinking anything before you left? | Ayrılmadan önce bir şey içtin mi? |
25 | You had not been studying English all day. | Bütün gün İngilizce çalışmıyordun. |
26 | Had they been playing football for a month? | Bir aydır futbol mu oynuyorlardı? |
27 | Had you been skating when you were younger? | Küçükken paten mi yapıyordun? |
28 | They had been being friend since childhood. | Çocukluktan beri arkadaştılar. |
29 | The machine had been being installed by me. | Makine benim tarafımdan kuruluyordu. |
30 | Had her daughter been eating anything all day? | Kızı bütün gün bir şey yemiş miydi? |
31 | Had she been talking to us since for two days? | İki gündür bizimle mi konuşuyordu? |
32 | I had been looking for her ring for five days. | Beş gündür yüzüğünü arıyordum. |
33 | Had her daughter been eating anything all day? | Kızı bütün gün bir şey yemiş miydi? |
34 | I had been watching a movie when they arrived. | Geldiklerinde film izliyordum. |
35 | Had you been studying English since 3 o’clock? | Saat 3’ten beri İngilizce çalışıyor muydun? |
36 | Had her daughter been eating anything all day? | Kızı bütün gün bir şey yemiş miydi? |
37 | I had been washing the dishes before they came. | Onlar gelmeden önce bulaşıkları yıkıyordum. |
38 | They had not been playing football for a month. | Bir aydır futbol oynamıyorlardı. |
39 | I hadn’t been feeling well, so I sent him away. | Kendimi iyi hissetmiyordum, bu yüzden onu gönderdim. |
40 | My dog hadn’t been sleeping well before he died. | Köpeğim ölmeden önce iyi uyumuyordu. |
41 | You had been walking all afternoon on the beach. | Bütün öğleden sonra sahilde yürüdün. |
42 | She had not been talking to us since for two days. | İki gündür bizimle konuşmuyordu. |
43 | We had been looking in the garden for three hours. | Üç saattir bahçeyi arıyorduk. |
44 | They hadn’t been speaking to each other for years. | Yıllardır birbirleriyle konuşmuyorlardı. |
45 | I had been studying Spanish before I moved to Spain. | İspanya’ya taşınmadan önce İspanyolca çalışıyordum. |
46 | Had he been cooking any meal when she came to my home? | Evime geldiğinde herhangi bir yemek pişiriyor muydu? |
47 | She had not been working all day so she was energetic. | Bütün gün çalışmadığı için enerjikti. |
48 | We had not been feeling well because all we had COVID. | Kendimizi iyi hissetmiyorduk çünkü hepimizde COVID vardı. |
49 | Daniel had been watching TV for hours before he slept. | Daniel uyumadan önce saatlerdir televizyon izliyordu. |
50 | Had he been cooking any meal when she came to my home? | Evime geldiğinde herhangi bir yemek pişiriyor muydu? |
51 | She had been cleaning the house before she fell asleep. | Uyumadan önce evi temizliyordu. |
52 | I knew that he had been riding the horse for many days. | Günlerdir ata bindiğini biliyordum. |
53 | Had you been studying spanish before you moved to Spain? | İspanya’ya taşınmadan önce İspanyolca çalışıyor muydunuz? |
54 | I had not been cooking any meal when she came to my home. | Evime geldiğinde yemek yapmıyordum. |
55 | Thomas had been trying to repair the phone the whole day. | Thomas bütün gün telefonu tamir etmeye çalışmıştı. |
56 | I hadn’t been waiting long when a lorry drew up beside me. | Çok beklememiştim ki yanıma bir kamyon yanaştı. |
57 | Had i been playing computer game before they came to house. | Onlar eve gelmeden önce bilgisayar oyunu oynuyor muydum? |
58 | I had been sleeping for three hours when my alarm went off. | Alarmım çaldığında üç saattir uyuyordum. |
59 | It had been raining for hours and the streets were very wet. | Saatlerdir yağmur yağıyordu ve sokaklar çok ıslaktı. |
60 | Isabella had not been studying well until she got bad grades. | Isabella kötü notlar alana kadar iyi çalışmıyordu. |
61 | Had the teacher been showing them a video when the bell rang? | Zil çaldığında öğretmen onlara bir video mu gösteriyordu? |
62 | I had been waiting for 45 minutes when the bus finally arrived. | Otobüs nihayet geldiğinde 45 dakikadır bekliyordum. |
63 | I had not been playing computer game before they came to house. | Onlar eve gelmeden önce bilgisayar oyunu oynamıyordum. |
64 | The employees had been achieving the target before the boss came. | Patron gelmeden önce çalışanlar hedefe ulaşıyordu. |
65 | Had we been waiting for Sarah for 40 minutes before she called us? | Bizi aramadan önce Sarah’ı 40 dakikadır mı bekliyorduk? |
66 | The meeting had not been ended until the CEO interrupted the meeting. | CEO toplantıyı yarıda kesene kadar toplantı sona ermemişti. |
67 | I had not going to the different restaurant until it was closed forever. | Sonsuza dek kapanana kadar farklı restorana gitmemiştim. |
68 | My cousin went to bed after she had been watching her favorite TV series. | Kuzenim en sevdiği diziyi izledikten sonra yattı. |
69 | Helen had been listening the same music for 4 hours when I came back home. | Eve döndüğümde Helen 4 saattir aynı müziği dinliyordu. |
70 | When her husband came home, the woman had been cleaning the house for hours. | Kocası eve geldiğinde kadın saatlerdir evi temizliyordu. |
71 | The ground was covered with snow. It had been snowing heavy for several hours. | Yer karla kaplıydı. Birkaç saattir şiddetli kar yağıyordu. |
72 | Alex was out of breath when she arrived at the class because she had been running. | Alex koşarak geldiği için sınıfa geldiğinde nefes nefese kalmıştı. |
73 | Sophia had been studying at the University of California when she got high grades. | Sophia, yüksek notlar aldığında California Üniversitesi’nde okuyordu. |
74 | Had you been finishing your homework before you went to the store with your family? | Ailenle markete gitmeden önce ödevini bitiriyor muydun? |
75 | I was not finished my homework before I had been going to the market with my family. | Ailemle pazara gitmeden ödevimi bitirmemiştim. |
76 | Had Elsa been listening to her songs until she realized that her songs need to improve? | Elsa, şarkılarının gelişmesi gerektiğini anlayana kadar şarkılarını dinliyor muydu? |
Tavsiye yazı:
Hafıza teknikleri: Hafızanızı geliştirmeniz için 29 Altın Yöntem [Bilim destekli]
Test&Quiz. Kendinizi test edin
- http://www.englishintro.com/test_work-past_perfect_continouous_tense-intermediate.html
- https://www.examenglish.com/grammar/past_perfect_continuous.htm
- https://www.perfect-english-grammar.com/past-perfect-continuous-exercise-1.html
- https://www.azenglishlearn.com/2022/01/past-perfect-continuous-tense-exercises.html
- https://www.grammarwiz.com/past-perfect-continuous-interrogative-quiz.html
- https://www.lingobest.com/free-online-english-course/quizzes/past-perfect-continuous-quiz-grammar-intermediate-english/
- https://www.englishclub.com/grammar/verb-tenses_past-perfect-continuous-quiz.htm
Bu yazılar da ilgini çekebilir;
İngilizce Çalışma Planı oluşturmanız için 22 bilimsel adım [Gramer konu sıralaması içerir]
İngilizce 100 Dış Ticaret Kelimesi (İthalat-İhracat)
İngilizce Participle clauses (cümlecik) nedir? (38 cümle örneği)
İngilizce Marka telafuzları (50+ örnek)
2008’den beri pazarlama dalında çalışıyorum. 2014’ten beri markamuduru.com’da yazıyorum. İnanıyorum ki markalaşma adına ülkemizde inanılmaz bir potansiyel var ve markalaşmak ülkemizi fersah fersah ileri götürecek. Kendini yetiştirmiş marka müdürlerine de bu yüzden çokça ihtiyaç var. Ben de öğrendiklerimi, araştırdıklarımı, bildiklerimi burada paylaşıyorum. Daha fazla bilgi için Hakkımda sayfasını inceleyebilirsiniz.