İngilizce telafuz: vurgu ve tonlama kuralları (intonation) [200+ örnek]9 min read

İngilizcede vurgu ve tonlama yakından bağlantılıdır. Aslında onları birbirinden ayırmak imkansızdır. Eltonlama ele giderler.

Tonlama, ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimizle, konuşurken sesin nasıl yükselip alçalmasıyla, yani dilin müziğiyle ilgilidir.

Kelimelerin vurgulu heceleri olduğu gibi, cümlelerin de düzenli vurgulu sözcük kalıpları vardır. Ayrıca ses, iletmek istediğimiz anlam veya duyguya (şaşırma, öfke, ilgi, can sıkıntısı, minnettarlık vb.) bağlı olarak yükselme, alçalma veya düz kalma eğilimindedir. Tonlama bu nedenle konuşmacının ruh halini gösterir.

İngilizce’de iki temel tonlama kalıbı vardır: azalan tonlama ve artan tonlama.

Aşağıdaki örneklerde, aşağı ok (➘) tonlamadaki düşüşü, yukarı ok (➚) tonlamadaki artışı gösterir.

Yine, bunlar kurallar değil, genellikle anadili İngilizce olan kişiler tarafından kullanılan kalıplardır.

İçerik kelimelerinin vurgulandığını ve tonlamanın tutum veya duygu kattığını unutmayın.

Tonlama ile ilgili bu açıklama, öğrencilere yardımcı olacak genel bir kılavuz olarak hizmet etmeyi amaçlamaktadır.

Yazılı bir açıklamanın asla anadili İngilizce olan biriyle ‘canlı’ bir konuşmanın yerini alamayacağı unutulmamalıdır.

Tutumsal tonlama, en iyi şekilde İngilizce konuşanları konuşarak ve dinleyerek elde edilen bir şeydir.

İngilizce Tonlamanın (İntonation) kullanıldığı yerler

Yes/no Questions soru tonlaması

Do you like your new  teacher?
Have you finished  already?
May I borrow your  dictionary?
Do you have any  magazines?
Do you sell  stamps?

Soru sormak için tonlama

İki tip soru vardır. Açık uçlu ve kapalı uçlu. Kapalı uçlu sorular evet veya hayır cevabı gerektirenlerdir. Diğer sorular gene de daha uzun cevaplar gerektirir.

“Evet” veya “hayır” sorularında cümle sonunda yükselen bir ses tonlaması yapılır.
 ‘Are you OK?’
‘Did it rain last night?’
‘Did you sleep well?’
‘Have you brought your coat?’
‘Is it cold outside?’
‘Was the film enjoyable?’
“Are you going to school tomorrow?”
Do you like your new ↑shirt?
May I borrow your ↑book?
Will she ↑agree?

 

Diğer tüm sorular için cümle sonunda azalan ses tonlaması yapılır.

“Why are you going to school tomorrow? It’s Saturday!”
‘What do you want for dinner?
‘How much did you pay for the groceries?’
‘Where did you go on holiday?
Which car did you buy?
Which restaurant are we going to tonight?
Who was the lead singer in the band?
‘Where does this road lead to?
What type of insurance do you need?

 

Wh- questions (bilgi rica ederken)

(‘who’, ‘what’, ‘why’, ‘where’, ‘when’, ‘which’, and ‘how’ ile başlayan sorular)

What country do you come  from?
Where do you  work?
Which of them do you  prefer?
When does the shop  open?
How many books have you  bought?
Which coat is  yours?
Whose bag is  this?

 

Questions Tags tonlaması (soru sormaktan ziyade onay isteyen cümleler)

 

He thinks he’s so clever, doesn’t  he?
She’s such a nuisance, isn’t  she?
He failed the test because he didn’t revise, did  he?
It doesn’t seem to bother him much, does  it?

 

Questions tags tonlaması (belirsizlik gösterip cevap arayanlar)

We’ve met already,  haven’t we?
You like fish,  don’t you?
You’re a new student  aren’t you?
The view is beautiful,  isn’t it?

 

“Değil mi” sorusu sorduğunuzda tonlama

Netleştirme veya fikir sormak için cümle sonundaki soruda yükselen tonlama kullanın. Bunlara “değil mi” sorusu deniyor.

“It’s a beautiful day, isn’t it?”
He thinks he’s so smart, doesn’t ↑he?
They didn’t enjoy the party, did ↑they?
You’re new here, aren’t ↑you?
He prefers the beach, doesn’t ↑he?
The rules were changed, weren’t ↑they?
 ‘It’s rather hot today, isn’t it?’
 ‘It’s not very hot today, is it?’
‘That horse has retired from racing, hasn’t it?’

 

Bitmemiş düşüncelerin tonlaması

Konuşmacı duygularını tam ifade etmekten çekiniyor.

 

Do you like my new handbag? Well the  leather is  nice… ( but I don’t like it.)
What was the meal like? Hmm, the  fish was  good… (but the rest wasn’t great).
So you both live in Los Angeles? Well  Alex  does … (but I don’t).

 

Bilgilendirme tonlaması

Birçok bilgi cümlesi sonunda azalan intonation (ses tonlaması) yapılır.

 

  • “I’ve been playing the violin for seven years.”

 

Konuşmacı fikirlerinin hepsini söylemekten emin değilse ve cümlesini tam bitirmediğinde önce yükselen sonra azalan ses tonlaması kullanabilirsiniz.

 

Örneğin;

What was the place like? –Well, it ↑seemed ↓nice… (but it’s too small.)
So did you enjoy the trip? –Hmmm, ↑yes I ↓did… (but it was too short.)
Do Ethan and Ricky know you? –Well, ↑Ethan ↓does… (but not Ricky.)

 

Commands/ Emir tonlaması

 

Write your name  here.
Show me what you’ve  written.
Leave it on the  desk.
Take that picture  down.
Throw that  out.
Put your books on the  table.
Take your hands out of your  pockets.

 

Conditional sentences/ Koşullu cümleler tonlaması

 

If he  calls, ask him to leave a  message.
Unless he  insists, I’m not going to  go.
If you have any  problems, just  contact us.

 

Lists (rising, rising, rising, falling)

 

We’ve got  apples, pears, bananas and  oranges
The sweater comes in  blue, white pink and  black
I like  football, tennis, basketball and  volleyball.
I bought  a tee-shirt, a skirt and a  handbag.
She bought some ↑bread, ↑meat, ↑pasta, and ↓apples.
He enjoys outdoor activities such as ↑mountain climbing, ↑trekking, and ↓camping.
This bag comes in colors of ↑white, ↑gray, ↑black, and ↓yellow.

 

Choices (alternatif soruları)

 

Are you having  soup or  salad?
Is John leaving on  Thursday or  Friday?
Does he speak  German or  French?
Is your name  Ava or  Eva?
Would you like to have ↑tea or ↓coffee?
Is Jane coming ↑today or ↓tomorrow?
Did you say ↑east or ↓west?

 

Exclamations / Ünlem tonlaması

 

How nice of  you!
That’s just what I  need!
You don’t  say!
What a beautiful  voice!
That’s a  surprise!
That’s a perfect ↓gift!
How nice of ↓you!
What a beautiful ↓performance!

 

Duyguları ifade ederken tonlama

Mutluluk, heyecan, korku gibi yüksek enerjili duygu ifadeleri yükselen intonation (ses tonlaması) ile söylenir. Bazı sürpriz ve inanmazlık içeren açık uçlu sorular da duygu yüklemesi içerebilir.

 

“I can’t believe he gave you a ride home!”
Who was at the party?!’
Where were you last night?!’
Which house is theirs?!’
‘How did you know?!’
When did you build that?!’

 

Sarkastik (iğneleyici) şakalar için tonlama

Sarkasm (iğneleme) ingilizce mizahın bir parçasıdır. Konuşan insan komik olması için düşündüğünün tersini söyler.

Sarkazm ince mana içerebilir. Sarkastik cümleler ya oldukça yüksek tonlama ya da tam tersi düşük tonlama ile kullanılır. Gerçek yorumlara göre biraz daha yavaş söylenir.

Eğer biri şaka yapıyorsa sarkastik yorum bir yüz ifadesi ile desteklenebilir.

Örneğin; 

 

“That’s just what I wanted, fantastic!” (used when something bad has happened – or perhaps receiving an unpleasant present!)
 “Well done, good job.” (used when someone has performed badly)
“What a beautiful house!” (used to comment on a run down, dilapidated house)
 “He is as deep as a puddle” (used to comment on someone who is superficial)
 “I work 50 hours a week to be this poor” (used to express irritation at long working hours and low pay)
 “They are as clever as mince” (used to comment on people who are unintelligent)

 

Statements / Bilgilendirme

 

Nice to meet  you.
I’ll be back in a  minute.
She doesn’t live here  anymore.
Dad wants to change his  car.
Here is the weather  forecast.
Cloudy weather is expected at the end of the  week.
We should work together more  often
I’m going for a walk in the  park.

 

Hesitation/reluctance (tereddüt)

 

So you’d be willing to confirm that? …Well … I suppose so …
You didn’t see him on Monday?   I don’t quite remember …
 If you have any ↑questions, send me a ↓message.
Ever since you came ↑here, everything’s doing ↓well.
Unless she ↑asks, I’ll stay ↓silent.

 

Şart cümlelerinde ilk cümlecikte yükselen tonlama ve ikincisinde azalan tonlama kullanabilirsiniz.

 

Kelime vurgusu (word stress)

İngilizcede bir kelimedeki BİR heceyi vurgularız.

Bu heceyi diğerlerinden daha yüksek sesle telaffuz ederiz.

Tek heceli kelimeler (ör. mind) ve bir VURGULU hecesi ve bir veya daha fazla ZAYIF hecesi olan sözcükler (ör. remind, reminder, reminding) vardır.

Aşağıdaki örneklerde kalın harfler vurgulu heceleri göstermektedir.

1) Bir isim veya sıfat tek heceli bir kelimeden (örneğin art, mind) türediğinde, vurgu genellikle orijinal kelimenin hecesinde kalır.

artartist
breakbreakable
friendfriendly
paintpainter
comebecome
mindremind

 

2) Aynı heceye sahip bir isim ile fiil arasında ayrım yapmak için vurgu konumu değişir.

nounverb
contestto contest
contractto contract
convertto convert
decreaseto decrease
desertto desert
discountto discount
mandateto mandate
misprintto misprint
permitto permit
presentto present
processto process
a protestto protest
rebelto rebel
recordto record
refillto refill
refundto refund
subjectto subject
surveyto survey
a suspectto suspect
a tormentto torment
transferto transfer
aaddressto address
an escortto escort
an importto import
an insultto insult
an objectto object

 

3) Bileşik isimlerde (bir kelimede birleştirilmiş iki kelime) vurgu ilk kısımdadır.

bookshop
football
notebook
toothbrush

 

4) Vurgu genellikle -eer ile biten kelimelerin sonundadır.

 

auctioneer
engineer
pioneer
volunteer

 

5) Vurgu genellikle öneklerden SONRA düşer.

 

demolish
dismiss
prepare
untie

 

6) Vurgu genellikle aşağıdaki harflerden ÖNCEKİ heceye düşer:  (Aşağıdaki kelimeler yalnızca bazı örneklerdir – çok daha fazlası vardır.)

 

BeforeBeforeBeforeBefore
-tion/-sion-ic/-ical-ity/-ety-ient, -cient
  -graphy-ience,
  -ody/-ogy-ial, -ual
   -ious,
AttentionAutomaticAuthorityConvenient
CompetitionDemocraticMajorityEfficient
DemonstrationHistoricPaternityExperience
ExplanationFanaticSocietyEssential
InvitationElasticVarietyOfficial
ObsessionBiologicalGeographyPotential
PermissionIllogicalCustodyIndividual
PositionPhilosophicalRhapsodyIntellectual
QuotationPoliticalMorphologyConscientious
RepetitionRadicalPsychologyJudicious

 

İngilizcede vurgu yapmak istediğiniz zaman ses tonlamasının da yanında yardımcı fiili de cümleye dahil edebilirsiniz.

DO/DOES/DID — auxiliary emphasis (yardımcı fiil ile vurgu)

Birine İngilizce bir şey söylerken, dikkat çekmek istediğiniz kelimeyi/kelimeleri vurgulayarak söylediklerinizi vurgulayabilirsiniz. Yazılı İngilizcede ise vurgu italik, kalın veya altı çizili olarak belirtilir. Söylediklerinizi veya yazdıklarınızı vurgulamak, mesajınızı daha net hale getirmenize yardımcı olur. İngilizcede bu çok yaygın ve doğaldır.

İlginç bir şekilde, bir ifadeye vurgu yapmak için do, does ve did kelimelerini de kullanabilirsiniz. İngilizcede vurgu yapmak için do, does ve did kullanmak dediğimiz şey budur. Bu vurgulu ifadeler konuşma İngilizcesinde de yaygındır. Bunları doğru kullanabilmek için şunları öğrenmeniz gerekir:

  • Do” ve “does” geniş zamanda kullanılır (Present Simple)
  • Did” geçmiş zamanda kullanılır (Past Simple).

Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:

  • He DOES work in a bank.
  • They DO like living here.
  • She DID study German.
  • I DID talk to her about it.

Do, does ve did kelimelerini vurgu için kullanırken, “do”, “does” ve “did” kelimelerini vurgulamanız (belirgin hale getirmeniz) gerekir. Bu, bu kelimelerin diğerlerinden biraz daha yüksek telaffuz edilmesi gerektiği anlamına gelir. Bu vurgu biçimini kullanarak İngilizce birkaç cümle yazarak ve bunları yüksek sesle tekrarlayarak bunu uygulamaya koyun. Bu, telaffuzunuzu geliştirmek için mükemmel bir aktivitedir.

Şimdi, bu vurgu biçiminin bir konuşmada birinin söyledikleriyle çeliştiğimizde veya güçlü duygular hissettiğimizde kullanılabileceğini unutmayın. Örneğin,

 

Come on! She did live in London. She told me that.Hadi ama! Londra’da yaşıyordu. Bunu bana o söyledi.
She thinks he doesn’t love her. But the truth is that he does love her. He’s crazy for her!Onu sevmediğini düşünüyor. Ama gerçek şu ki onu seviyor. Onun için çıldırıyor!
Why don’t you take a rest? You do look tired.Neden biraz dinlenmiyorsun? Yorgun görünüyorsun.

 

Vurgu için “do”, “does” ve “did” kullanmak modal fiiller ve to be fiili ile mümkün değildir. Yani, “#We do will go to the party#” veya “#I do be a teacher#” demek yanlıştır. Bu durumlarda modal fiilleri veya to be fiilini vurgulamak için yapmanız gereken şey, bunları sözlü İngilizce’de diğer kelimelerden daha yüksek telaffuz etmek veya yazılı İngilizce’de altını çizmek, kalınlaştırmak, italik hale getirmektir:

You must study harder.Daha çok çalışmalısın.
She is an English language teacher.O bir İngilizce öğretmeni.
They should be more careful.Daha dikkatli olmalılar.

 

Vurgu için “do”, “does” ve “did” kullanırken dikkat etmeniz gereken bir diğer husus da takip eden fiilin değişmemesidir. Yani, “she does like me” ya da “he did go to the party” derken ya da yazarken asla “#she does likes me#” ya da “#he did went to the party#” demez ya da yazmazsınız. Farkı fark etmek için bu cümleleri karşılaştırın

Tavsiye yazı: 

Hafıza teknikleri: Hafızanızı geliştirmeniz için 29 Altın Yöntem [Bilim destekli]

Test&Quiz. Kendinizi test edin

 

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir