İngilizce Konuşmanızı geliştirmek için 41 altın yöntem [Bilimsel dayanaklı]19 min read

“Türkiye’de herkes ama herkes ama herkes ingilizce konuşmak istiyor”ingilizce konuşma giriş

Geçenlerde youtube’ta English with Zack diye bir kanala denk geldim. Amerika’dan Türkiye’ye yaşamaya gelmiş, evlenmiş, burada ingilizce öğretmenliği yapıyor. Türkçe konuşmak istiyor. Ama herkes onun Amerikalı olduğunu öğrenince onunla ingilizce konuşmak istiyormuş.

Zack’in ilk şaşırdığı şey herkesin ama herkesin ama herkesin ingilizce konuşmaya ve öğrenmeye çalıştığı olmuş.

Evet herkes aynı durumda. Herkes ingilizce konuşmak istiyor.

Büyük ihtimalle siz de bir arayış içindesiniz, siz de ingilizce konuşmak istiyorsunuz ve bu yazıyı buldunuz.

“İngilizce konuşmak istiyorum” diyorsunuz.

Çoğumuz ingilizce öğrenmek istiyoruz ama akıcı ingilizce konuşamıyoruz.

Bir istatistiğe göre Türkiye’deki öğrencilerin

  • 27%’si ingilizce eğitim alıyor fakat sadece
  • 2%’si ingilizce konuşabiliyor.

Yabancı biri “hello” dediğinde tüm aklımızdakiler uçuşuyor, dağılıyor.

Peki nasıl akıcı ingilizce konuşabiliriz?

Niye şimdiye kadar olmadı?

Belli ki şimdiye kadarki ingilizce konuşma yöntemlerimiz işe yaramıyor.

Belki de eski kalıpları kırmamız gerekiyor.

İngilizce öğrenip fluent (akıcı) konuşmanıza garanti vermeyen şeyler.

Hepimiz biliyoruz ki şunlar bizim akıcı ingilizce konuşmamızı sağlamıyor.

  • ingilizce kursuna gitmek
  • özel ingilizce hocası tutmak
  • üniversitede ingilizce eğitimi almak
  • yurtdışına çıkmak
  • her gün ingilizce dinlemek

Birçoğumuz bunları yapmış olmamıza rağmen çoğumuz ingilizce konuşmada akıcı değiliz.

Bu makalede ingilizce konuşabilmeniz için bilimsel dayanaklı denenmiş ve olumu sonuç alınmış yöntemleri anlatacağım.

İngilizce öğrenip akıcı konuşabilmek uzun bir yolculuk ve süreç.

Önce kendimizi bu uzun sürece psikolojikman hazırlamamız gerek.

Kaygılarımızı azaltmamız gerek. Çünkü en iyi ikinci dil öğrenme kaygısız ortamda gerçekleşiyor.

Akıcı ingilizce konuşmanız için uygulayacağınız yöntemleri anlatıyorum.

İngilizce konuşmamızı hızlandıracak yöntemler

İngilizce hazırlığınızı evde yapın

1. Cümle kurmayı evde deneyin, hazırsanız sokağa çıkın.

İngilizce konuşma pratiği, belli seviyeye kadar ingilizce konuşabildikten sonra akıcılığınızı arttırmak içindir, ingilizceyi acemiyken öğrenmek için değildir. İngilizce konuşma pratiği yapmadan önce;

  • gölgeleme çalışması yapın (birazdan anlatacağım)
  • telafuza ağzınızı ve kulağınızı alıştırın
  • dili gözlemleyin
  • kelime dağarcığınızı geliştirin
  • dinleme çalışmaları yapın
  • günlük kalıpları hazmedin
  • cümle kurmayı öğrenin
  • ingilizce yazın
  • kendi kendinize konuşun

Bunlar başlarda kendini doldurmak adına ingilizce konuşmaktan çok daha faydalı. Orta seviyelere ulaştıktan sonra ise ingilizce konuşma pratiği mutlaka yapmalısınız.

2. İngilizce konuşma pratiği orta-ileri düzeydir, başlangıçta bol dinleme ve taklit yapın

İngilizce konuşmayı öğrenirken zorla konuşmaya çalışmayın. İngilizce konuşarak öğrenme yöntemi ileride çok faydalı ama ilk başlarda çok yavaş ve faydasız bir yöntem.

İngilizce konuşmayı öğrenme sürecinde sizi bıktırabilir ve motivasyonunuzu kırabilir, bütün gün hiçbirşey öğrenmeyip zaman kaybedebilirsiniz ve hatta sizi daha da geri bile atabilir.

 

 

Dilbilimci Stephen Krashen bir konuşmasında acemiyken konuşmaya çalışmanın faydalı olmayacağını söylüyor.

 

 

İlk başlarda ingilizce konuşamıyorsanız zorlamayın. Anadili ingilizce olan kişilerle konuşmaya çalışmanız zaten konuşamadığınız bir dili zorlamak demek.

Zaten sorun konuşamıyor olmanız.

Bilgi olmadan ingilizce konuşmaya alışmak zorlamak demek.

 

Hazır ingilizce kalıplarla başlayın

3. Kısa sorular ve kısa cevaplarla ingilizce konuşmaya başlayabilirsiniz.

Herkes “yes”, “no” veya “ok” gibi kısa cevapları vermeyi bilir. Bu kısa cevaplar çoğunlukla günlük ingilizce konuşmalarınızda sizi bir hayli kurtarır. Daha iyi ifade edebilmeniz için uzun cümleler kurmayı sonraya bırakabilirsiniz. Önce kısa soru ve cevaplardan başlayın.

Tavsiye yazı: Kısa sorular ve kısa cevaplar

4. Cümle başlatıcıları (Sentence starter) hayat kurtarıcı

Kanaatimce herhangi bir dil öğrenirken ilk öğrenmek gereken şeylerden biri cümleye başlama kolaylaştırıcıları.

Bir yabancı hello dediğinde bizim aklımızdan herşey uçup gidiyor sanki. İngilizce konuşma bir sıkışmışlık hissine dönüyor. Bu sadece bizim değil tüm ikinci dil öğrenen herkesin ortak tıkandığı nokta.

Kendini ifade etmek için cümleye nasıl başlayacağını bilmiyor. Haliyle aklında olanlar da uçup gidiyor. Cümle başlangıçlarını (sentence starter) öğrenin, ingilizce konuşma becerinize birden canlılık gelsin.

Örneğin;

  • In my opinion….
  • I think that…
  • As a result…

Tavsiye yazı: İngilizce cümle başlatıcıları (sentence starter)

5. Duruma özel ingilizce ifadeleri öğrenin.

En sevdiğimiz ve en ihtiyaç duyduğumuz duruma özel ifadeler, günlük hayatınızda ingilizce konuşmanızı inanılmaz kolaylaştıracak. Bir çoğu zaman otomatik konuşuyoruz ve nerede ne diyeceğimizden emin olamıyoruz. Duruma özel ifadeler bu ihtiyacınızı kolaylaştıracaktır.

Örneğin;

  • Nasıl ingilizce teşekkür edilir
  • Teşekküre nasıl karşılık verilir
  • Nasıl özür dilenir
  • İlgi nasıl gösterilir
  • Telefonda neler söylenir
  • Nasıl davet edilir
  • Öneri nasıl verilir
  • Yardım nasıl istenir

 

Tavsiye yazı: İngilizce duruma göre pratik ifadeler

 

6. İngilizce cümle şablon ve hızlı ifadeleri öğrenin.

Bu kalıplar ingilizce konuşmada inanılmaz işinize yarayacak. Bazı cevaplarınızı refleks olarak vermenizi sağlayacak. Bunların bazıları tam kalıp bazıları ise kalıbın parçaları yani içini doldurup kendinize göre şekillendirebilirsiniz.

Tavsiye yazı: İngilizce günlük konuşma kalıpları

Tavsiye yazı: Sentence frames

 

7. Günlük en sık kullanılan kelimeleri ve kalıpların ingilizcesini öğrenin.

Günlük dilde belirli kelime veya kalıplar tekrar tekrar kullanılıyor. Çok az sayıda kelime ve kalıpla konuşuyoruz. Özellikle yeni tanıştığınız birisiyle derin konulara girmediğiniz için bu sayı daha da az.

  • İlk hedefiniz günlük hayatı kurtarmak için 100 kelime,
  • ikinci hedefiniz günlük konuşmaların 83%’ünü anlamanızı sağlayacak olan ilk 1.000 kelime olmalı.

Motivasyonunuzun ve enerjinizin en yüksek olduğu ilk 2-3 ayı kullanılmayacak ve 2. derece önemli kelimelere ayırmak ingilizce öğrenme motivasyonunuzu baltalayacak büyük bir hata. Aksine bunlar yerine önce günlük dilde en sık kullanılan kelimeleri öğrenirseniz hızlı bir şekilde ingilizce konuşmaya geçebilirsiniz.

İlk başlarda birçok kaynakta veya eğitimde verilen kelimelere ihtiyaç duymayız.

Örneğin:

  • Tropik meyveler
  • Görmediğimiz hayvanlar
  • derece akrabalar
  • Evdeki az kullanılan eşyalar vb.

Çünkü doğal olarak yeni öğrendiğiniz ingilizcede görümcenizden, hindistan cevizinden veya kutup ayısından konuşmayacaksınız.

Tavsiye yazı: İngilizce günlük konuşma kalıpları

*Bonus* İngilizce günlük konuşmada en çok kullanılan kelime öbekleri

Nottingham Üniversitesi, Limerick Üniversitesi ve Cambridge University Press tarafından yürütülen araştırmada, İngiltere ve İrlanda adaları genelindeki resmi olmayan ortamlarda özel evlerden, dükkanlardan, ofislerden ve diğer halka açık yerlerden alınan kayıtlar aracılığıyla konuşma İngilizcesindeki en yaygın kelime öbeklerini belirledi. İngiltere ve İrlanda, geniş bir demografik yayılımla bu araştırma gerçekleşti. 2 kelimelik ve 3 kelimelik en çok kullanılan 20 kelime öbeklerinin listesini aşağıda bulabilirsiniz.

Rank2 word clustersFreq.3 word clustersFreq.
1You know28.013I don’t know5.308
2I mean17.158A lot of2.872
3I think14.086I mean i2.186
4In the13.887I don’t think2.174
5It was12.608Do you think1.511
6I don’t11.975Do you want1.426
7of the11.048One of the1.332
8And i9.722You have to1.300
9Sort of9.586It was a1.273
10Do you9.164You know i1.231
11I was8.174You want to1.230
12On the8.136You know what1.212
13And then7.733Do you know1.203
14To be7.165A bit of1.201
15If you6.709I think it’s1.189
16Don’t know6.614But i mean1.163
17To the6.157And it was1.148
18At the6.029A couple of1.136
19Have to5.914You know the1.079
20You can5.828What do you1.065

 

İngilizce kulak alıştırması yapın

8. Gölgeleme (shadowing) antrenmanı bir efsane.

Çok dil bilenlerin (polyglot) ve simultane çeviri yapanların yaygın olarak kullandığı bir yöntem var.gölgeleme

Gölgeleme (shadowing)

Japonyada yapılan araştırmalara göre gölgeleme yöntemi dinleme, gramer yapılarını anlama, konuşulanı algılama becerilerinde gelişiminize yardımcı oluyor. İngilizce konuşmayı öğrenirken gölgeleme yöntemi ile şu şekilde çalışabilirsiniz.

  1. İngilizcede bir ses kaydı açıyorsunuz. Audiobook da olabilir. Youtuber videosu da olabilir. Film de olabilir. (tercihim)
  2. Önce kendiniz okuyup anlamaya çalışıyorsunuz.
  3. 1 cümle dinleyip durdurup o cümleyi seslendiriyorsunuz.
  4. Bittiğinde metini kapatıp sadece sesi tekrarlıyorsunuz. Bu da kulağınızı geliştiriyor.

Amacımız seslere ve telafuza alışmak.

Her gün 15 dakika ve 15 gün çalışınca sesleri çıkarmada büyük bir özgüven kazanıyorsunuz. Bu özgüven de ingilizce öğrenirken en büyük motivasyon kaynaklarından olacak.

Simultane çevirmenlerin çok sık kullandığı bir yöntem demiştik. Dinleme yeteneğini geliştirdiği gibi akıcı ingilizce konuşmaya da yardımcı oluyor. Bu yöntemi ilk keşfeden Amerikalı profesör Alexander Arguelles’tir.

Ben kendi özgüvenimi bu yöntemle kazandım diyebilirim. Araştırmalar da aynısını destekliyor.

Turkish polygot sayfasında yayın yapan Mustafa Erdoğan gölgeleme yöntemi için “Daha etkili bir yöntem görmedim” diyor.

Uzun süre gölgelemeden sonra sosyal hayat için oldukça idmanlı oluyorsunuz. Çünkü gölgelemenin şu faydaları var;

  • Dinleme beceriniz gelişiyor
  • Telafuzunuz gelişiyor.
  • Dilin tınısını ve melodisine ağzınız alışıyor.
  • İngilizce konuşma üretme beceriniz gelişiyor.
  • Ağız kaslarınız seslere göre adapte olmayı öğreniyor
  • Yeni kelime öğrenme becerisi gelişiyor.

9. Peki gölgeleme yapmak için metni nereden bulacağım?

Diyelim ki ingilizcede A2 seviyesindesiniz. Google’a “A2 listening practice” yazarak karşınıza çıkan okuma parçalarını kullanabilirsiniz.

British council’in listening parçalarını kullanabilirsiniz. İlk önce bilmediğiniz kelimeleri öğrenirseniz dinleyeceğiniz metin daha anlamlı hale gelir.

Metni gözünüzle tanısanız da kulağınız tanıyamayabilirsiniz. Amacımız da telafuzu, vurguları, tonlamaları önce tanımak sonra ağzınızı alıştırmak.

Tavsiye yazı: Gölgeleme çalışması için metin ve ses listesi

10. Yabancı bir ingilizce kitabı yüksek sesle okuyun

Özellikle diyalogların bol olduğu bir kitabı okursanız, duyguları da vererek seslendirebilir, kendi kendinize kitabın tiyatrosunu yapabilir ve kendi telafuzunuzu kontrol edebilirsiniz.

İngilizce konuşmayı öğrenme sürecinde yeniyseniz çocuk kitaplarından başlayabilirsiniz. Çocuk kitaplarında cümleler kısa ve kelimeler daha kolaydırlar.

Birçok çocuk kitabını online ücretsiz bulabileceğiniz şu siteleri inceleyin;

11. Youtuber videolarındaki diyalogları tekrarlayın.

Youtuber videoları veya filmlerdeki diyalogları tekrarlayın. Bu ses efektini tam vermeniz vurguları ve aksanı doğru yapmanız için tam fırsattır. İngilizce konuşmayı öğrenme sürecinize büyük katkı sağlar.

Tavsiye yazı: Youtuberlar listesi

12. Telafuz kontrolü için ses kaydı alın, kendinizi düzeltin.

İnsan kendi dilinde kendi telafuzunu ve sesini tahmin edemiyor. Bir de ingilizce konuştuğunuzu düşünün.

  1. Önce bir audiobook dinleyin.
  2. Sonra aynı telafuzu siz yapmaya çalışın.
  3. Ses kaydınızı alın.
  4. Sesle audio book sesini karşılaştırın.
  5. Aradaki fark sizin düzeltmeniz gereken yerler.

Birçoğu öğrenme sürecinde olduğu gibi ingilizce konuşma sürecinde de mükemmelliği biraz biraz çalışarak elde edersiniz. İlk başladığınızda mükemmelden çok uzaksınızdır. Kendinizi düzelttikçe ödüllendirici bir beceri elde edeceksiniz.

Akıllı telefon için ses kaydetme uygulamaları örnekleri;

Android

Voice Recorder

Easy Voice Recorder

 

iOS

Sesli Notlar (Voice Memos)

iTalk Recorder

 

Audiobook ve kısa listening metinleri bulacağınız siteler

  1. https://etc.usf.edu/lit2go/books/
  2. https://agendaweb.org/listening-exercises.html
  3. https://www.esolcourses.com/content/topicsmenu/listening.html
  4. https://www.english-grammar.at/listening/advanced/listening-advanced-index.htm
  5. https://www.esl-lab.com/easy/
  6. https://english.lingolia.com/en/listening
  7. https://www.cambridgeenglish.org/learning-english/activities-for-learners/?skill=listening
  8. https://www.elllo.org/
  9. https://test-english.com/listening/
  10. https://www.storynory.com/category/original-stories-for-children/the-ordinary-witch/
  11. https://dailydictation.com/
  12. https://www.youtube.com/channel/UC4PWTOLy_nCmD-A2b3czP3g/videos
  13. https://www.youtube.com/c/BostonEnglishCentre/videos
  14. https://www.youtube.com/c/PolandNews/videos

 

Telafuz çalışmaları yapın

13. Native (yerli) aksanı yapmaya çalışın ama zorlamayın.

İngilizceyi 2. dil olarak kullanan sayısı çok fazlalaşmış. Piyasada sadece Amerikan veya İngiliz aksanını görmeyeceksiniz. Tüm dünyada ülkeler kendi telafuzları ile birlikte geliyor.

İtalyan biri ingilizce konuşurken italyan olduğunu anlarsınız. Rus’u, Fransız’ı ingilizce konuşmasından anlarsınız. Hintliyi anlamamanız zaten mümkün değil.

Ne kadar Amerikan aksanına yakın ağzınızı alıştırırsanız anlaşılmama riskini o kadar ortadan kaldırırsınız. Ama süper aksan yapacağım diye kendinizi zorlamayın.

14. Ses tonlaması (intonation) dil öğrenmenin bir parçasıdır.

Intonation sesin konuşurken alçalıp yükselmesidir. Dilin tonu ve melodisidir.

Örneğin;

  • If you have anyquestions, send me a ↓

 

Intonation (ses tonlaması) konuşmacının tavrını, modunu ve duygularını gösterir. Karşınızdakiyle konuşup konuşmayacağınızı bile belirleyebilir.

Ufacık bir ton değişimi cümlenin anlamını bile değiştirir.

Yükselen intonation;

  • arkadaşlık
  • ikna edicilik
  • özgüven gösterirken

Düşen tonlama;

  • daha arkadaşçıl olmayan veya düşmansı
  • uyuşmayan bir his verir.

Ses tonu daha düz ise;

  • konuştuğunuz kişinin konuyla ilgili çok duygusu olmadığını düşünebiliriz.

Intonation; kelime hazinesi (vocabulary) ve gramerden bile daha etkilidir. İngilizce konuşurken kullandığınız intonation sizi kaba ya da zarif gösterebilir. Bir fikrinizi nokta atış anlatmanız için intonation kelimelere ve gramere ek 3. etkendir.

Ses tonlamanızı doğru kullanmazsanız ingilizce konuşurken karşı taraf sizi anlamakta zorluk çekebilir ve iletişiminiz zarar görebilir. Bu yüzden ikinci dil olarak ingilizce konuşmayı öğrenenlerin tonlamayı da öğrenmesi çok gereklidir.

Sesle birlikte kelimenin anlamı da değişebilir.

Örneğin;

  • Are you going to the cinema tonight? (or is it someone else?)
  • Are you going to the cinema tonight? (or not?)
  • Are you going to the cinema tonight? (or somewhere else?)
  • Are you going to the cinema tonight? (or another night?)

 

Doğru ses tonlaması (intonation) ingilizce konuşurken daha doğal gözükmemizi sağlar. Tonlamada ince ayar yapabilmek için tekniğinizi çalışarak geliştirmelisiniz.

Intonation (ses tonlaması) konusunda iyileştikçe ingilizce konuşmada daha fazla özgüvenli ve rahat hissedersiniz. Intonation (ses tonlaması)nız iyiyse ingilizce konuşmak daha eğlenceli hale gelir.

Tavsiye yazı: İngilizce intonation (tonlama) detayları

 

15. Relaxed telafuz. Yerlileri anlamanın en önemli yolu

İngilizce anadili olanlar dili konuşa konuşa yavaş yavaş deforma olma ve sesleri daha kolay telafuz etmek için yumuşatmaya gidiyorlar. Yerliler bunu aşırı yapıyorlar. Bizim de yerlileri anlamamanızın ana sebeplerinden biri bu. Konuşurken relax telafuz kullanmaları.

Örneğin;

  • c’mon -> come on
  • for’em -> for them
  • getcha -> get you

Filmlerde, sokakta, turistlerle konuşurken her yerde bu relax telafuzla karşılaşacaksınız. Hemen hepsini öğrenmeye başlayın. İngilizce konuşabilmeniz için önce ingilizce anlamanız lazım.

Tavsiye yazı: İngilizce relaxed telafuz

16. Bağlantılı konuşma (connected speech) uygulamalarını öğrenin.

Biz de Türkçe konuşurken yaptığımız gibi ingilizler de konuşurken kelimeleri birbirine bağlayarak konuşuyorlar. Haliyle kelimelerin nerede başladığı ve nerede bittiğini anlayamıyorsunuz.

Örneğin;

  • this orange -> thi sorange (bağlama)
  • less sense -> lessense (harf düşmesi)
  • next door -> nexdoor (harf düşmesi)

Bence bir yabancıyı anlamamamızdaki en büyük engeller arasındadır. Üzerine sık sık kulak antremanı yapmalısınız.

Tavsiye yazı: İngilizce connected speech bağlantılı konuşma

17. Yazılıp okunmayan (silent letters) harfleri öğrenin.

İngilizce kelimelerin yaklaşık %60’ı sessiz bir harf içeriyor. Sessiz harfler, telaffuz edilmeyen ancak kelimeyi yazarken orada olan harflerdir.

Örneğin;

  • Climb
  • Comb
  • Debt
  • Doubt

Tavsiye yazı: Silent letters içeren kelimeler listesi

18. Telafuz edilmeyen “t”, glottal stop “t” çok yaygındır.

Bazı “t” harfleri okunmaz. Bu “t” harfleri glottal “t” olarak isimlendiriyorlar. Glottal “t” fonetikte gırtlaksı durma, ses tellerinin hızla kapanmasıyla yapılan bir durma sesidir.

En çok karşılaşabileceğiniz glottal “t” sesi içeren kelimeler şunlar;

waterbottleimportanteaten
forgottenbittenfountaingotten
brightenbuttoncurtainrotten
kittencottonthreatenmountain
frightenmanhattanwrittentighten

 

19. Bazı harfler bir araya geldiklerinde ses farklılaşıyor. Fonetik alfabeyi öğrenin.

İngilizce öğrenirken en zorlanacağınız seslerden biri “th”. Bazı yerliler bunu “f” diye bile okuyor. Bu tür harf gruplarının telafuzlarını öğrenin. Telafuz hayatınız kolaylaşacak.

Örneğin;

  • sh->ş (she, motion, surely, clash)
  • th->tf (this, beneath)
  • wh->w (why, what)

Tavsiye yazı: Fonetik alfabe

20. Bazı kelimelerin telafuzları ters köşe yapabilir.

Tüm kelimelerin hem yazılışını hem telafuzunu aynı anda öğrenin. İngilizce fonetik bir dil olmadığı için kelimeler yazıldığı gibi çoğu zaman okunmuyor. Hem telafuzu hem yazılışını aynı anda öğrenin.

Örneğin;

  • connoisseur
  • daughter
  • entrepreneur
  • height

Tavsiye yazı: Muhtemelen yanlış okuduğunuz kelimeler

 

21. Telafuz için sözlük app’leri kullanın

İngilizce konuşmayı öğrenmek sadece kelime ve gramer öğrenmek değil. Telafuz öğrenmek de ingilizce konuşmanın büyük bir parçası. Sözlük uygulamalarını indirin. İngilizce kelimenin telafuzunu anlamanız için bayrak butonlarına basın. Telafuzuna kulağınız alışsın.

Sözlük app örnekleri

  • tureng
  • seslisözlük
  • oxford
  • Merriam-Webster
  • Urban Dictionary

 

22. Plaza dili kelimelerin oturması için faydalı.

Plaza dili yarı Türkçe yarı İngilizce konuşmak demek. İngilizce eğitim gören üniversitelilerin iş hayatında oluşturdukları bir dil karması. Kelimelerin tam oturması için faydalı olduğunu düşünmüşümdür. İyice aklınıza yatana kadar bunu kullanabilirsiniz. İş yerinde kullanabilirsiniz.

  • “Hemen bir meeting set edelim”
  • “Bu projeyi park edelim”
  • “Bu task’i pazarlama ekibine assign edelim” vb.

Tavsiye yazı: Plaza dili

 

Filmlerle alıştırma en iyi yöntemlerdendir.

23. Seviyenize göre ingilizce film izleyin

 

Dilde öğrenme seviyeleri (CEFR) var biliyorsunuz. (A1-A2-B1-B2-C1-C2)

 

Bir sitede gördüm. Birçok filmi analiz edip seviyelerine göre sıralamışlar. Seviyenize göre filmleri bu listeden seçebilirsiniz.

Örneğin;

 

B1-B2 seviyesi için en iyi 50 fim
(A seviye kelime hazinesinin 93%’ünü kapsar)
C1 seviyesi için en iyi 50 fim
(A+B seviye kelime hazinesinin 96%’sını kapsar)
Memento (2000)10 Cloverfield Lane (2016)
Goodfellas (1990)Abduction (2011)
Joker (2019)Boy Erased (2018)
Scarface (1983)Cocoon (1985)

 

 

Tavsiye yazı: Seviyelerine göre filmler tüm liste

 

24. Filmleri ingilizce altyazılı izleyin.

İspanyada yapılan bir araştırmada orta seviyede ingilizce konuşabilen ispanyollara ingilizce bir dizinin bir bölümünü izletmişler. Dinleme becerilerinin gelişimlerini dizinin başında ve sonunda ölçmüşler, şöyle bir sonuç çıkmış;

  • İspanyolca altyazılı izleyenler: 0%
  • İngilizce altyazılı izleyenler: 17%
  • Altyazısız izleyenler: 7%

Yani filmleri ingilizce altyazılı izlemeniz en verimlisi.Bu sonuç ingilizce öğrenen orta seviye biri için geçerli olacaktır. Tam ustalaştıktan sonra işler değişecek.

Örneğin ben altyazı kullanmıyorum. Hatta bazen videoyu hızlandırıyorum. Sizin de ingilizce konuşmayı öğrenirken ana amacınız altyazısız izlemek olmalı.

25. Önce altyazısız izleyerek kendinizi test edin.

Bir araştırmada öğrencilere bir içeriği öğrenmeden önce test yapılıyor. Soruları yanlış da cevaplasalar gelecekteki öğrenme becerileri iyileşiyor. Yapılan bir araştırmada ön test yapmak ders çalıştıktan sonraki testin sonuçlarını olumlu etkiliyor.

26. Altyazı sözlüğü reverso eklentisi kullanın.

Youtube’ta çalışan ve ingilizce altyazılı izlerken bir kelimenin üzerine gelip anlamını konuşurken öğrenmenize yardımcı efsane bir eklenti. Google chrome’a ücretsiz şekilde ekleyebiliyorsunuz.

27. Hayal gücünüzü kullanın. Filmlerdeki günlük konuşma kalıplarını kafanızda çevirin. (Mind/mental talk tekniği)

Benim ingilizce konuşmayı öğrenirken en sevdiğim yöntemdi. Kelime öbekleri ve cümlecikleri not eder, duvara asardım ve kafamın içinde sürekli birine anlatıyormuş gibi tekrar ederdim.

Hatta sesleri ve mimikleri de kafamın içinde geçirirdim.

Yani hayalimde insanlarla bildiklerimi paylaşıyordum ya da onlarla diyalog kuruyordum.

Bunlar ingilizce konuşmayı öğrenme sürecime çok katkı sağladı.

Özgüvenimin arttığını, kullandığım kelimelerin hafızamda ne kadar canlı durduğunu farkettim.

Çok sonraları öğrendiğime göre bu yöntem oldukça sağlıklı ve çok az kişinin bildiği bir yöntem. Üzerine araştırmalar bile yapılmış.

*Bonus* Canlı hayal gücü ile gerçek prova, zihinde aynı etkiyi yapıyor.

Bir araştırmada denekleri 3 gruba ayırmışlar. Basketbol sahasına getirmişler. 30 gün boyunca 1’er saat antrenman yapıp gelişimi gözlemlemek istemişler.

  • grup fiziken eğitilmişler. Beceri büyüme 24% olmuş
  • grup antremanı fiziken yapmayıp, başarılı provaları hayal kurmuş ve büyüme becerisi 23% olmuş.
  • grup antemanı ne düşünmüş ne de fiziken katılmış. Gelişim 0% olmuş.

Bu deneyde canlı hayal kuranların kaslarının da tetiklendiği ve fiziken gelişim sağladığı tespit edilmiş. Yani aklınızdan sanki gerçekmişcesine geçirmek ve hayal kurmak, fiziken yapmak kadar başarı sağlıyor.

Çocukken oyuncaklarla hayali tiyatrolar yaptığınız gibi şimdi de ingilizce öğrenmek için kafanızda tiyatro yaşatın.

Tavsiye yazı: Filmlerdeki konuşma kalıpları

https://www.youtube.com/watch?v=QSseDqqHWfo

https://www.youtube.com/watch?v=mKZobM75mk4

 

28. Asalak kelimeler (filler words) öğrenin.

 

Hem filmlerde hem günlük hayatta insanlar konuşurken düşünme payı kazanmak için ve sessiz kalmamak için boşlukları doldurmak için çoğu zaman anlama bir şey katmayan kelimeler kullanırlar.

 

Örneğin;

  • “I mean”
  • “you know” gibi.

 

Karşınıza çok çıkacak. Tüm listeyi iyice öğrenin.

 

Tavsiye yazı: Filler words listesi

 

29. Kelime azaltımlarını öğrenin. (Ellipsis / Cut off words)

Amerikalılar kelime azaltmayı severler. İngilizce konuşurken Amerikalıların ağzından bazı ekleri duymayabilirsiniz. Çünkü söylemiyorlar.

Bunların oluşumunu anlayıp tüm cümleyi de anlamanız gerek. Bunlar da günlük hayatın bir parçası. Mesela iki kez kısaltılmış şu örneği inceleyelim;

  • Are you ready to go?
  • Are you ready?
  • You ready?

veya

  • Are you coming?
  • You coming?

veya

  • It was great talking to you
  • Great talking to you.

Tavsiye yazı: İngilizce ellipsis

30. Slang (argo) kullanmasanız da öğrenin. Konuşanı anlamada yardımcı olur.

Slang illa küfür veya hakaret içermiyor. Fazla formal dilin fazla yumuşatılmış hali halk arasında evrilerek hafif tekifsiz hale geliyor. Slang öğrenmeniz gerekecektir. Belki günlük hayatta veya iş dünyasında lazım olmasa da filmlerde veya uzun süreli yurtdışı ziyaretlerinizde mutlaka karşınıza çıkacaktır.

Örneğin;

  • What’s up?/Not much
  • Give me five
  • Just kidding
  • I am sick of your lies
  • Shut up
  • Have a crush
  • Hot chick

Tavsiye yazı: İngilizce argo (slang) listesi

31. Benzetmeleri (simile) öğrenin

Günlük hayatınızda ingilizce konuşurken benzetmelerle karşılaşırsanız bu tür benzetmeleri kullanan kişiye şaşkın bakışlar atmayın. Hemen bunun benzetme olduğunu anlamanız gerekir. Benzetmeler = simile listesine çalışmaya başlayın.

Örneğin;

  • “as busy as a bee” -> arı gibi meşgul

Tavsiye yazı: İngilizce simile (benzetme) örnek

32. Metaforları öğrenin.

Bir metafor doğrudan bir şeyden bahsederek başka bir şeye atıfta bulunan bir konuşma şeklidir.

Metaforları öğrenmeniz bir yabancıyla ingilizce konuşurken onun söylediği bir cümleyi gerçek olarak algılayıp komik duruma düşmenize sebep olabilir. İngilizce metaforları öğrenin.

Örneğin;

  • Her eyes were diamonds.
  • The snow is a white blanket.
  • She is an early bird.

Tavsiye yazı: İngilizce metaforlar listesi

33. Abartılı ifadeler (hyperbole) şaşırtmasın

Biri size “çok acıktım, bir atı bile yiyebilirim” dediğinde “burada at mı yeniyor” gibi afallama yaşamayın. Bazı ifadeler abartılarak etkisinin güçlendirilmesi sağlanmaya çalışıyor. İngilizce konuşan birinin bunun gibi abartılı ifadelerine hazırlıklı olun.

Örneğin;

  • I’m so hungry I could eat a horse.
  • I’m dying of laughter.
  • This box weighs a ton.

Tavsiye yazı: İngilizce abartılı (hyperbole) ifadeler

34. Euphemism (üstü örtülü) ifadeler kafanızı karıştırmasın.

Kibar ortamlarda doğrudan sert ifadeler kullanmaktansa yumuşatılmış ifadeler kullanılır.

Örtmece, hüsnütabir veya öfemizm; kaba, çirkin ve sakıncalı nesneleri veya kavramları, başka sözcüklerle daha uygun bir biçimde ifade etme sanatıdır. Edebiyatta ve özellikle hitabet sanatında bu söz sanatına sıklıkla başvurulur. Türkçede edebi kelâm, örtmece olarak da geçer. (Wikipedia)

Örneğin;

  • Issues => emotional problems
  • between jobs => unemployed

Tavsiye yazı: İngilizce euphemism ifadeler

35. İngiliz ingilizcesi ve Amerikan ingilizcesi arasındaki farkı öğrenin.

İlginçtir ki ikisi de ingilizce olmasına rağmen hiç akla gelmeyecek farklar olabiliyor.

Örneğin;

  • British: “autumn” (sonbahar)
  • Amerikalılar: “fall” (yaprak düşümü)

Bunun gibi bir çok farklı söyleyişle karşılaşabilirsiniz. Bir yerde farklı kelime başka yerde farklı kelime gördüğünüzde kafanız karışabilir. İki tarafın da ifadelerini tanımalısınız.

Tavsiye yazı: British vs American ingilizcesi farkları

 

İngilizce konuşma partneri bulun

36. Mektup arkadaşı-konuşma partneri bulun. Anadili ingilizce olmasın.

Evet, sizin gibi biri olsun.

  • Japon olsun,
  • koreli olsun,
  • polonyalı olsun,
  • hollandalı olsun.

Hiçbiri anadili ingilizce olan biri kadar sizi germez.

Anadili olarak ingilizce konuşmayanlar sizinle aynı pozisyonda. Çünkü;

  • Onların da ingilizce 2. dili.
  • Sizi yargılayamazlar.
  • Yanlış yaptığınızda gerilmezsiniz.

Zaten amacınız ve nihayi hedefiniz anadili ingilizce olanlarla rahat konuşabilmek.

Önce diğer ülkelerden insanlarla konuşun. Ev çalışmalarıyla zihninizi hazırladığınız gibi konuşma pratiğinizi de anadili ingilizce olmayan kişilerle yapıp kendinizi hazırlayın.

Bazı sitelerde ingilizce konuşabileceğiniz insanlar isimlerini bırakıyor ve siz de iletişime geçiyorsunuz. Benim bir arkadaşım Arjantin’dendi. Bir mektup arkadaşım Yunanistan’dan biri de Avustralyadan’dı.

Peki ingilizce anadilli birini nasıl buluruz? Şu siteler veya uygulamalar yardımcı olabilir.

Mektup arkadaşı siteleri;

Birçok siteler öğrenen kişilerle iletişime geçmenize yardımcı olur. İngilizce konuşabileceğiniz kişilerle şehir içlerinde organizasyonlar veya eğitimler de yapılıyor. Online bağlantılar en kolay ve erişilebilir olanları.

37. Aktif kelime hazinesini geliştirin.

Tüm konuşma becerisi burada.

İngilizce öğrenirken aktif kelime dağarcığı çok kritik.

  • Aktif kelime dağarcığı konuşurken kullandığınız kelimeler demek.
  • Pasif kelime dağarcığı ise duyunca anladığınız ama kullanamadığınız kelime dağarcığıdır.

“Anlıyorum ama konuşamıyorum” un açıklamasıdır.

Aktif ile pasif kelime dağarcığı arasındaki fark ne kadar fazlaysa “anlıyorum ama konuşamıyorum” farkı o kadar büyüktür.

Kendi anadilinizde bile pasif kelime dağarcığınız aktif kelime dağarcığınızdan çok daha fazladır. İkinci dil öğrenenlerde bu makas çok daha açık.

Birçok kelimeyi anlarsınız ama kullanamazsınız. Şöyle ki;

  • 500 kelimeyi tanıyorsunuz, anlıyorsunuz (pasif kelime dağarcığı)
  • 500 kelimeyi konuşurken kullanabiliyorsunuz. (aktif kelime dağarcığı)
Handsome man with speech bubble at studio shot

İngilizce konuşmayı öğrenen herkes mutlaka aşamasından geçmiştir. Hatta birçok ingilizce öğrencisi “anlıyorum ama konuşamıyorum” aşamasında takılı kalmış bile olabilir.

Hatta “anlıyorum” dediğiniz şeyi aslında belki anlamıyorsunuz bile.

Peki ingilizce öğrenirken aktif kelime dağarcığını nasıl arttıracağız?

  • Sürekli aynı kelimeleri kullanmayı bırakmalısınız
  • Yeni kelimeleri kullanmaya kendinizi zorlayın.
  • Yeni kelimeleri bağlam içinde öğrenmeye çalışın
  • Yazın, paragraf yazın, kompozisyon yazın, kendinizi yazarak ifade edin.

Tavsiye yazı: Kelime öğrenme yöntemleri

Motivasyonunuzu canlı tutun

38. Bir sebep bulun, süre uzun.

İngilizce veya başka bir dil konuşmayı öğrenmek en az 6 ay ile 1 yıl arası bir süreç. Bu kadar uzun süre motivasyonunuzu canlı tutacak bir sebep bulun kendinize. Yoksa sık sık terketmeler, bırakmalar ve gevşemeler haliyle odak kayıpları yaşayabilirsiniz.

39. Yanlış yapmak, ingilizce öğrenmenin bir parçası, kasılmayın

Dil sezgisel edinilen birşeydir. Bizim gibi ingilizce öğrenmeyi zihinsel öğrenme veya mantığını kavratma olarak algılayan toplumlarda hata yapmaktan korkma çok fazla görülüyor. Dil kendini düzelte düzelte gelişiyor akıcı hale geliyor.

Yerli kişilerin seslerini taklit etmek en iyi yöntem ve kısa sürede gelişmiyor. Kendinize zaman tanıyın ve hatalı da olsa konuşun.

40. Akıcı konuşmak doğru konuşmaktan biraz daha önemlidir.

Biraz hatalı da olsa hızlı konuşmak diyalogun ilerlemesi için önemlidir. Her şeyi doğru yapacağım diye aşırı dikkatli konuşmaya çalışmak hiç konuşamamaya sebep oluyor. Yeter ki konuşun, anadili ingilizce olan biri sizi rahatlıkla anlayacaktır.

41. Yeter ki konuşun, ihtiyaçlar ortaya çıkacak.

Hiç ingilizce konuşmazsanız nerde hata yaptığınızı bilemeyeceksiniz ve kendinizi düzeltemeyeceksiniz. İngilizce konuştukça hatalarınızı farkedip düzelteceksiniz. Bilmedikleriniz ortaya çıkacak, öğrenmek zorunda olduklarınızın listesi belirecek.

 

Sonuç olarak

İngilizce konuşmak uzun bir dinleme döneminden sonra evde bolca konuşma prova yapmayı gerektirir.

Küçük çocuklar ilk önce ebeveynlerinden duydukları sesleri taklit ediyorlar ve sonra kendi seslerini keşfedince taklit sesleri bırakıyorlar.

Siz de uzunca bir süre yabancıları taklit edip, sık kullandıkları kalıpları kullanarak kendinizi idare edebilirsiniz. Ardından iyi bir gramer eğitimiyle kendi cümlelerinizi kurup kendinizi daha iyi ifade edebilirsiniz.

Yukarıdaki yöntemler ingilizce konuşma sürecinizde size muazzam katkıda bulunacak şekilde hazırlandı. Yukarıdaki yöntemleri kullandığınızda ingilizce konuşma becerinizin çok ileri gideceğini göreceksiniz.

Şimdi sıra sizde!! İngilizce konuşma becerinizi arttırmak için sizin kullandığınız bir yöntem varsa lütfen yorumlar bölümünden yazın.

Bu yazıyı çevrenle paylaş;
0Shares

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir